PDA

Tam Sürümü Görüntüle : fıkra arşivi...


Sayfa : 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 [11] 12 13 14

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:35 PM
Çim biçme makinası

Supermarkete bir eleman aranmaktadir. Elemanin super tezgahtarlik bilgisine sahip olmasi on kosullardan biridir. Bunun icin her gelen
adaya bir de uygulama yaptirilarak performansina bakilmaktadir. Bir gun iceri bir aday daha girer ve ise talip oldugunu soyler.Bunun uzerine oradaki deneyimli tezgahtarlardan biri gelerek sinamak icin,
"Evlat simdi beni iyi izle" der. Ilk gelen musteri
"Bir paket cim tohumu istiyorum"der.
Bunun uzerine tezgahtar yesil, sari, uzun, kisa, cabuk buyuyen, kalin,ince bir suru cesit cim tohumunu ballandira ballandir anlatir ve adam sonunda "Bana yesil ve ince olanindan bir paket lutfen"der ve tam parayi odeyip cikacak bizim kurt tezgahtar,
"Beyefendi bir dakika. Size bir de cim bicme makinesi verelim" diyerek soze girer ve onlarca cesit cim bicme makinesini avantajlarini, odeme kolayliklarini,bir daha boyle bir firsat bulamayacaginı adama gene ballandira ballandira anlatir ve sonunda adam cim bicme makinesini de alarak magazadan ayrilir.
Bizim kurt "Hadi evlat bi de seni gorelim"der ve evlat tezgaha gecer. Yeni gelen bay musteri bizim adaydan orkid ister. Bunun uzerine eleman
bayagi atesli bir sekilde orkid cesitlerini, renkleri kalinliklarini vs. vs. bizim kurt tezgahtardan hicte assagi kalmayacak bicimde anlatir. Musteri en sonunda bilmemne renkte orkidden bir duzine kadar alir. Parayi odeyip cikacakken bizim aday,
"Beyefendi size bir de cim bicme makinesi satalim" der. Adam,
"Hoppalaaa, niye ki?" diye soruncabizimki,
"Beyefendi hafta sonu bi iş yapamiyacaksiniz, bari cimleri bicin !"

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:35 PM
Üç dilek

Bir gün ayı ile tavşan ormanda geziyorlarmış.Karşılarına bir cin çıkmış.Ayı ile tavşan korktukları için kaçmaya başlamışlar.Cin
"Durun kaçmayın"demiş."Sizin üç dileğinizi yerine getireceğim".
Önce ayıya birinci dileğini sormuş. Ayı da "Bu ormandaki bütün ayıların dişi olmalarını ve bana aşık olmalarını istiyorum"demiş.
Cin daha sonra tavşanın ilk dileğini sormuş.
Tavşan da"Motorbisiklet istiyorum"demiş.Ayı tavşana"Sen salak mısın?Daha güzel birşey isteyebilirsin"demiş.
Cin ayıya ikinci dileğini sormuş. Ayı:
"Bu ülkedeki bütün ayıların dişi olmalarını ve bana aşık olmalarını istiyorum"demiş.
Sonra tavşan"Ben kask istiyorum"demiş. Ayı "Daha güzel birşeyler istesene"demiş ve son dileğini dilemiş.
"Bütün dünyadaki ayıların dişi olmalarını ve bana aşık olmalarını istiyorum"demiş.
Tavşan motoruna binmiş,kaskını takmış ve son dileği şu olmuş;
"Ben bu ayının **** olmasını istiyorum"

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:35 PM
Buyrun buda benden...

Bir İngiliz doktor diyor ki : Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz.

Alman doktor diyor ki : Bu hiç birşey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada şavaşa hazır hale getiririz.

Amerikalı doktor da diyor ki ; Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldık ve beyazsaraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor.

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:35 PM
ANDREA DORİA

Osmanlı donanmasıyla Venedik donanması arasında savaş çıkmış. Venedik donanmasının komutanı Andrea Doria imiş. Gözcü Osmanlı donanmasının yaklaştığını fark edince hemen Andrea
Doria’ya haber vermiş:

-Osmanlı yaklaşıyoor.

Andrea Doria sormuş:
-Kaç gemi var?

Gözcü:
-10-20 kadar.

Komutan hemen emir erini çağırmış:
Oğlum bana hemen kırmızı gömleğimi getir.

Emir eri şaşırmış:
- Niçin komutanım?

Andrea Doria:
- Savaşırken yaralanacağız. Kan izi belli olmasın ve de askerlerin cesareti kırılmasın diye... Bu arada gözcüden yine ses gelmiş:
-Efendim 50 kadar oldular.

Andrea Doria heyecanlanmış ve emir erine tekrar seslenmiş:
-Gömleği boş ver. Sen bana kahverengi pantolonumu getir..

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:35 PM
Usta Dişçi

Orta yaşlı yakışıklı, barda yalnız başına oturan fevkalade şarışının yanına oturmuş.. Laf lafı, laf kapıyı açmış tahmin edersiniz. Soyunmuşlar.. Bembeyaz çarşafların üzerine uzanırlarken seksi sarışın sormuş:
- Siz dişçisiniz galiba..
- Evet demiş adam, biraz şaşkın..
- Nerden anladınız?..
- Yatağa girmeden önce ellerinizi ne kadar dikkatle, ne kadar titiz sabunladınız, ona dikkat ettim de.."
Yarım saat sonra, seksi sarışın bir daha mırıldanmış: - Siz sadece dişçi değil, çok büyük, çok usta bir dişçi olmalısınız!.. Adam hafiften kasılmış.. Yatağın başucundaki sigara paketine uzanırken mağrur mağrur sormuş:
- Peki bunu nerden anladınız?..
- Zor olmadı, hiçbir şey hissetmedim de..




Terzi Agop

Terzi Agop ile Vartanuş evlenmişler... Mutlu birkaç yıldan sonra bir gün terzi Agop pat diye ölüvermiş... Genç dul Vartanuş da Demirci Agop ile evlenmiş... Gerdek gecesi Demirci Agop geçmiş Vartanuş'un karşısına, yavaş yavaş soyunmaya baslamış...
Önce pazularını göstemiş:
- Bunlar terzi Agop'ta var idi?
- Yok idi, demiş Vartanuş...
Sonra üstünü çıkarmış geniş göğsünü göstermiş:
- Böyle göğüs terzi Agop'ta var idi?
- Yok idi, demiş Vartanuş...
Demirci Agop pantolonunu indirmiş, bacak kaslarını göstermiş:
- Bunlar terzi Agop'ta var idi?
- Yok idi, demiş Vartanuş...
En son demirci Agop külodunu indirmiş:
Böylesi terzi Agop'ta var idi?
Vartanuş'un sabrı taşmış:
- Yok idi, yok idi, ama bu kadar zamanda terzi Agop seni de halleder idi, beni de halleder idi, üstüne iki de pantolon diker idi!

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:36 PM
HOCANIN KARISI
Nasreddin Hoca’ ya dert yaniyorlar:
-Yahu Hoca senin kari çok geziyor.
Hoca :
-Olur mu canim? O kadar gezse arada bir bizim eve de ugrar.

KARIŞTIRMADIN Kİ
İki deli havuzun başında oturuyorlarmış.Biri kalkıp havuza şeker atmış.Havuzdan bir
yudum almış ve tükürmüş.Arkadaşına:
-Havuza şeker attım ama tatlı olmadı..
Arkadaşı:
-Karıştırmadınki * Yasak Kelime Kullandınız *!

PROVA
Iki deli birgün deliler hastanesinden kaçmislar.Kimse bu delileri bulamamislar.Doktorlar
ümitlerini kestikleri an deliler çika gelmis.Doktorlar hayretle niye geldiniz demis:
Deliler"Yarin kaçacagizda, onun provasini yaptik.

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:36 PM
Kıyamet

Tanri sonunda kiyameti koparmaya karar vermis.Ama gene de kullarimi haberdar edeyim demis..Bu amacla dunyanin en unlu 3 sahsiyetini cagirmis.Bill Clinton, Yeltsin ve Bill Gates. Onlara
"Kullarima soyleyin haberdar olsunlar da yureklerine mureklerine
inmesin" demis..
Clinton Aksam TV'de aciklama yapmis:
Sevgili Amerikalilar , size bir iyi bir de kotu haberim var.
-Iyi haber biz hakliyiz.Tanri var.Kotu haber .Yarin kiyamet kopacak.
Yeltsin gene TV'de konusmus.
Sevgili Rus halki.Size iki kotu haberim var.
-Malesef Tanri varmis. Yarin kiyamet kopacakmis.
Bill Gates ise herkese mail atmis:
Sevgili dostlar size iki iyi haberim var:
-Dunyanin en populer 3 adami arasina girdim. Year 2000 problemi diye bir sorunumuz artik kalmadi.

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:36 PM
ARİTMETİK DELİDelinin biri yolun kenarindaki uçurumda durmuş aşağıya bakarak "13, 13, 13...."
diye soyleniyormuş. Oradan gecen biri, delinin ne yaptigini merak etmis, yanaşarak
" ne yapı...." diyemeden deli onu birden uçurumdan asağıya atıvermiş ve devam etmiş
"14, 14, 14......"

DUYMAMIŞDelinin teki timarhanenin bahçesinde yürürken bakmis baska bir deli agacin altinda oturmus
kahkahalr atiyor...hemen yanina kosmus..ve sormus "hey sen neye gülüyorsum öyle?", öbür
deli "hiç ben hep kendi kendime fikra anlatirim ama bu seferki ni duymamistim"

BOĞALARDAN HOŞLANIYORÖğretmen sınıfa geç gelen öğrenciye:-neden geç geldin oğlum* der
-bizim ineği damızlık boğaya ***ürdüm hocam. der çocuk
-o işi baban yapamazmıy dı? diye sorunca öğretmen, çocuk gülerek
-belki yapabilirdi hocam ama bizim inek boğalardan daha çok hoşlanıyor..

ÖNCE KAÇANLAR
Bir akıl hastanesinde iki deliyi çıkartmak zorundalarmiş.Bir test yapalım demişler.İki
deliyi teste tabi tutmuşlar.Adamların önüne bir kavanoz böcek ile zeytin koymuşlar`` buyrun
beyler yiyin``demişler bir tanesi hemen zeytine saldırmış.
Öbürü hemen önünü kesmiş ve demişki``önce kaçanları yiyelim sonra duranları yeriz``demiş

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:36 PM
Başkanlar

ABD Başkanı Bill Clinton, İngiltere Başbakanı Tony Blair ve Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit, bir gün, bir toplantıda bir araya gelmişler.
Tabii, 3 lider bir arada olur da, sormaz mı gazeteciler? Önce Clinton'a sormuşlar:
"ABD'de bir memur ne kadar parayla geçinir? Siz kaç para veriyorsunuz?" Cevap vermiş Clinton:
"Valla ben, 2 bin dolar veririm. Bin doları ile geçinirler... Geri kalan bin doları ne yaparlar, nerede harcarlar, hiç sormam!"
Gazeteci, aynı soruyu Blair'e de sormuş... O da cevap vermiş: "Ben, memuruma 3 bin sterlin veririm. Geçinmesi için 2 bin sterlin yeterli. Artan bin sterlini ne yapar, nerede harcarlar, beni hiç ilgilendirmez!"
Her ikisinden bu cevapları alan gazeteci, bu defa da Ecevit'e sormuş aynı soruyu:
"Türkiye'de bir memurun geçim standardı nedir? Kaç para ile geçinebilirler? Siz kaç para veriyorsunuz?"
Ecevit ne dese beğenirsiniz?
"Valla, Türkiye'de bir memurun geçinebilmesi için en az 300 milyon lira lâzım. Ama ben 150 milyon lira veriyorum!.. Geri kalan 150 milyonu nereden bulurlar, nasıl geçinirler beni hiç ilgilendirmiyor!"

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:36 PM
ERİYOR İŞTE
Deli , kahveye girdiginde soluk solugaydi.Bos bir masaya oturup ocaga seslendi;
- Bana bir çay !
çay geldi , sekerleri atip karistirdi.Garsonadan yine seker istedi. Onlari da atip
karistirdi,yeniden istedi.Garson;
- Sekiz seker koydun çaya ,dedi saskin saskin,
- Koydum ama , iste görüyürsun, hepsi eriyor

BENDE VARDIM
Hoca bir gün arkadasiyla konusuyormus arkadasi demis ki : -Ya hocam dün sizin evden bir
ses çikti. Bu neydi?. Hoca ise : -Hiç sadece hanimla biraz tartistik kavugum
merdivenlerden
yuvarlandi, demis. Arkadasi : -Yahu hocam hiç kavuktan
bu kadar ses çikar mi?, demis. Hoca : -Ya anlasana içinde bende vardim, demis

TEK BAŞINA
Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde öğrencilere ilginç bir çağrıda bulunmuş:
"Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın..."
Sınıfta çıt yok. Nihayet biri kalkmış:
"Sen kendini geri zekalı mı hissediyorsun?"
"Hayır", demiş çocuk, "ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı da…"

AÇMADIM KİAkıl hastanesinde koğuşları gezen
başhekim,bir delinin oturmuş,birşeyler yazdığını gördü:
-Kolay gelsin ne yazıyorsun?
-Mektup yazıyorum efendim.
-Yaaa..Kime yazıyorsun?
-Kendime..
-Peki ne yazılı mektupta??
-İlahi doktor bey,deli misiniz siz
Mektubu daha almadım ki içinde ne
yazdığını bileyim.

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:36 PM
Mezar Soyguncusu

Köyün birinde bir mezar soyguncusu varmış. cenaze gömüldükten bir gün sonra mezara bir gidilirmişki, mezar soyulmuş, bütün ziynet eşyaları çalınmış. köylü bu mezar soyguncusunu blirmiş bilmesinede bir türlü yakalayamazmış. gel zaman git zaman bu böyle sürüp giderken mezar soyguncusu ölüm döşeğine düşmüş ve oğlunu çağırarak; -Bak oğlum. Ben bu güne kadar sizin rızkınızı mezar soyarak çıkardım. Şimdi ölüp gidiyorum. Arkamdan tüm köylü bayram yapacak.Bir kişi bile 'Allah rahmet eylesin' demeyecek. 'ohbe öldü de kurtulduk' diyecekler, diye itirafta bulunmuş. Bu olay oğlanın çok gücüne gitmiş. Babasına;
-Baba sana söz veriyorum herkes arkandan rahmet okuyacak demiş.
Ve derken mezarcı ölmüş. Bütün köylü bayramda. Birkaç gün sonra köyde gene bir cenaze. Ama köylünün içi rahat. Cenaze tüm ziynetiyle beraber gömülmüş. Bir gün sonra mezarlığa gidildiğinde odane!
Mezar gene soyulmuş ve eskisinden farklı olarak cenazenin kıçına koca bir kazık çakılmış. Köylüler bunu görünce;
-Yahu Allah Rahmet eylesin A.. efendide mezar soyardı ama hiç olmadık kazık çakmazdı. demişler
ŞİMDİKİ SİYASETÇİLERE DUYURULUR!

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:36 PM
Hirsizin biri, bir evin Çatisina Çikmis ve anten kablosunu kesmis... Evin reisi de tam TV’ye dalmisken yayin kesilince televizyonunu biraz kurcalamis, Bozuldu herhalde" diyerek yatmıs. Ertesi gün adam ise gittikten sonra hirsiz kapıyı açıp adamın karisina; Yenge, beni abey gönderdi, televizyon bozuk, alin da bir bakin dedi" demis. Saf kadincagiz da televizyonu vermis. Aksam adam eve gelip de televizyonu görememis ve karısından olayı ögrenince saskınaa ugramıs tabii. O hafta sonu balkonda keyif yaparlarken bizim hırsız asagıdan ıslık çala çala onlara bakarak sokaktan geçmis. Kadın hırsızı tanımıs ve "Bak bey! Televizyonu çalan adam iste buydu!!" demis. Adam bunu duyunca pijamalarla adamı kovalamaya baslamıs dakikalar sonra diger hırsız adamın evine gelip, karısına; ’’Yenge,ben polisim, agabey hırsızı yakaladı simdi karakoldalar. Pantolonuyla, cüzdanını istiyor." demis ve kadın da vermis normal olarak. Adam..... hirsizi uzun bir süre kovaladıktan sonra kan ter içinde eve dönmüs.. VEEE yine saskınlık! Artık adam karısına ne yapmıs bilinmiyor ???....))))))) ..Polis kayıtlarında yok)

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:37 PM
Aptal milletvekili

Birgün bir amerikalı milletvekilini bir odaya almışlar ve sormuşlar:
'-karınmı yoksa devletinmi.'
amerikalı düşünmeden cevaplamış:
'-devletim.'
ordakiler:
'-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.'
adam sıkılmış terlemiş ve sonunda dayanamıyarak:
'-yapamayacağım.' demiş.
daha sonra bir türk milletvekilini
aynı odaya almışlar.aynı soruyu sormuşlar:
'-karınmı yoksa milletinmi?'.
millet vekili hiç düşünmeden:
'-devletim' demiş
'-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.'
odadan önce bir silah sesi sonra bir cam sesi gelmiş.çıkınca sormuşlar:
'-ne oldu.'
'-sizin verdiğiniz silah kurusıkı çıktı bende karıyı camdan aşağı attım.

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:37 PM
VALLA RÜŞVET DEEL !..

Adamın birini gece vakti çevirir trafik polisi, ceza yazacak ya sorar;
- Beyefendi ruhsat lütfen!
- Buyrun Memur Bey.
- Alkol?!
- Yok Memur Bey.
- Kemer takılı mıydı?!
- Evet Memur Bey.
- İlk yardım çantanız?!
- Tastamam yerinde Memur Bey.

- Takoz, çekme halatı, zincir ?

- Yaz-Kış Bagajda Memur Bey!..
Bakmış olacağı yok, memur;
- Mezdeke kasetin var mı?!
- Var Memur Bey.
- Koy kaseti!
- Tamam Memur Bey.
- 3. parçayı çal!!
- Tamamdır Memur Bey??...
- Şimdi ben oynuyorum, sen para yapıştırıyorsun!!!

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:37 PM
Devlet Sırrı

İşsizdi, parasızdı, kalacak yeri, yiyecek ekmeği, iki satır muhabbet edebileceği bir arkadaşı da yoktu. Nerden geldiği bilinmez "Küçükistan Ceza Kanunu" diye bir kitap geçmişti eline bir gün onu okuyarak vakit geçiriyordu ki "Ülke başbakanına hakaret etmenin cezası altı ay" kitabı ve gözlerini kapattı.
"Hem bütün hırsımı ondan alırım, hem bütün gazeteler, televizyonlar benden söz eder meşhur olurum, hemde altı ay ekmek elden su gölden yiyecek, yatacak derdim olmadan çiçek gibi kışı geçiririm." diye düşündü.
Ertesi gün mitinge gitti, Küçükistan Başbakanı konuşurken milletin arasından fırlayıp bütün gücüyle bağırmaya başladı.
- İnbe başbakan, inbe başbakan ! Güvenlik kuvvetleri hemen müdahale edip yaka paça ***ürdüler. Ertesi gün mahkemeye çıktı, şahitler dinlendi, savunması alındı. Hakim kararı açıkladı.
- Sanığın suçu sabit görüldüğünden yirmi sene altı ay hapsine karar verilmiştir.
Birden gözleri karardı ayakta sendeledi, sonra kendini toparladı, ve haykırdı :
- İtiraz ediyorum hakim bey, Küçükistan Ceza Kanunu'nun şu maddesinin şu bendine göre başbakana hakaret sadece altı ay, bir yanlışlık var bu işte !
Hakim acıyan gözlerle adama baktı ;
- Haklısın oğlum, başbakana hakaret altı ay fakat devlet sırrını açığa vurmak yirmi sene.

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:37 PM
2 Şeritli mi , 4 Şeritli mi?

Adamın biri California’da bir kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, adam lambayı kumlarn içinden çıkarmış, ovalamış lambayı, harbi harbi cin çıkmış. Adam çok şaşırmış, cin başlamış konuşmaya ’’Tamam, tamam.Beni lambadan kurtardin vs vs vs... Bu, bu ay içinde dördüncü çıkarılışım ve bu işten sıkılmaya başladım, bu yüzden 3 dilegi unut. Sadece 1 dilek hakkın var!’’ Adam oturmus ve bir süre düşünmüş ve ’’Her zaman Hawaii’ye gitmek istedim ama uçaktan korkarım ve deniz beni çok kötü tutar. Benim için Hawaii’ye bir köprü yap, böylece arabayla oraya gidebileyim’’ demiş. Cin gülmüş ve ’’Bu imkansız. Bu işin lojistiğini düşün! Köprünün ayakları nasıl Pasifik’in dibine ulaşabilir? Ne kadar beton gerektiğini, ne kadar çelik gerektiğini düşün! Hayır, başka bir dilek düşün’’ demiş, Adam ’’tamam’’ demiş ve güzel bir dilek düşünmeye başlamış. En sonunda, ’’Dört kere evlendim ve boşandım. Bütün karılarım her zaman duyarsız olduğumu ve onunla ilgilenmediğimi söylerdi. Bu yüzden, kadınları anlayabilmeyi diliyorum. Nasıl hissettiklerini ve neden ağladıklarını, bir şey söylemedikleri zaman gerçekten ne istediklerini, onları nasıl gerçekten mutlu edebileceğimi bilmek istiyorum...’’ Cin: ’’Köprü iki şeritli mi olsun dört şeritli mi?’’

.............................................
Ateist

Bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafindaki güzelliklere bakiyormus. "Evrim ne güzellikler yaratiyor!" diye düsünüp mest oluyormus. Birden arkasinda kocaman bir ayi belirmis ve onu kovalamaya baslamis. Adam bütün gücüyle kaciyormus ama her arkasina bakista ayinin daha yaklasmis oldugunu farkediyormus. Dakikalarca süren bir kacisin sonunda adamin ayagi yerdeki dala takilmis, ayi adamin üzerine atlamis, pencesini kaldirmis. Tam vurmaya hazirlanirken adam; "TANRIM!!!" diye bagirmis. Bir anda zaman durmus, ayi donmus, ormandaki nehir bile akmaz olmus. Bir anda orman kararmis ve gökyüzünden bir isik hüzmesi adamin üzerine parlamis. Cok derinden gelen ilahi bir ses adama: "Yillarca bana inanmadin, yaratilisi kozmik bir kazaya bagladin,sana bu durumda yardim etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulummu saymaliyim?"demis. Adam utanc icinde: "Biliyorum bunca yildan sonra dindar biri olmayi istemem haksizlik,ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demis. Ses: "Peki." diye karsilik vermis ve isik kaybolmus. Nehir tekrar akmaya baslamis. Hersey eski haline dönmüs.Ayi pencesini indirmis, iki pencesini de göge dogru cevirmis, ve konusmaya baslamis: "Tanrim, senin rizkinla orucumu aciyorum,hamdolsun verdigin nimetlere."

F.S.Mehmet1453
09-01-2007, 03:37 PM
GÜZELLİK
Meliha, komŞusu Zülbiye’ye:
- Sabah sana uğradım, dedi. Evde yoktun.
- Güzellik salonundaydım Melihacım.
Meliha, Zülbiye’nin yüzünü dikkatle inceledikten sonra dudak
büktü:
- Demek bu kadar bekledin, hala sıra gelmedi.

---------------------------------------------------------------------

Temel otobüstedir, yolculuğun ortasında cep telefonu çalar;
hararetli bir şekilde konuşmaya başlar. Yolcular tepki
gösterirler elbette ve Temel uyarılır:
-"Beyfendi, otobüste telefonla konuşmak yasaktır!"
Ama konu önemlidir, Temel konuşmayı kesmek istemez; kıvrak
zekasıyla hemen bir çözüm üretir:
-"Ula Cemal! Otobüsün içinde telefonla konuşmam yasak imuş!
Şimdi sen konuş, ben dinleyrum..."

вσυя∂¢αη
09-01-2007, 03:57 PM
emeğine sağlıkk

Kéan aRs
09-01-2007, 04:50 PM
ellerine sağlıkkk!!!

alfooso
09-01-2007, 05:00 PM
bazılarını okuya bildim tşkrlerrrrrr

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:29 PM
Şoförün Aklı
Temelle Dursun bir gün sinemaya giderler ancak film sarmaz. Dursun; her iddasına girerim ki bu araba ağaca çarpacak der. Temel'de çarpmayacağını söyler iddaya girerler araba gidip ağaca çarpar. Dursun iddayı kazanır, der ki: Temel uşağum haçan pen bu filmu daa once izlemuştum da. Temelde; haçan Tursun bu filmu pende izlemuştum, laçin şoforun aklu yeruna gelmuştur diye tüşunmuştum..

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:29 PM
Evlendiremem
Temel on sekizlik oğlunu evlendiriyor. Çok erken değil mi diye soranlara,
-Şimdi evlensin, sonra akli başina celir, o zaman da evlendiremem, diyor

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:29 PM
Beyin Fuarı
Amerika'da bir beyin fuarı açılmış. Burada ünlülerin beyinleri kavanoz içinde sergilenip kavanozun üzerine fiyatları yazılıymış. Amerikalı bir aile bu fuarı gezerlerken garip bir şey farketmişler ve danışmaya gidip demişlerki: -Efendim... Her şey mükemmel Einstein'in beyni on bin dolar..güzel.. George Washington 'un beynini de yirmi bin dolara kavanoz içinde satıyorsunuz... Bunlar meşhur insanlar, fakat yüzbin dolarlık bir beyin gördük. Bu kişiyi daha önce hiç duymamıştık. Meşhur olduğunu da pek sanmıyoruz. Niye yüz bin dolar. Üzerinde şöyle bir yazı vardı. "Türkiye'nin Karadeniz Bölgesinden TEMEL" kim bu?. Ve niye bu kadar pahalı? Görevli cevap vermiş. -Efendim. Bu beyinlerden yüz tanesini kesiyoruz ancak bir tanesi dolu çıkıyorda ondan.

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:30 PM
O Sevmez
Temel ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Karısı Fadimeye sorar:
-Fadime, ben ölünce yeniden evlenecekmisin ? Fadime de Temel üzülmesin diye evet cevabını verir. Bunun üzerine Temel:
-Onu benim kadar sevecekmisin ?
-(ağla*****) Evet
-Onu eve alacakmısın ?
-Evet
-Ona güzel yemekler yapacakmısın ?
-Evet Temel'im.
-Ona sarımsaklı yoğurtlu mantı da yapacakmısın ?
-O Sevmez

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:30 PM
Kola Makinesi
Temel ile Dursun Amerikaya gitmişler.
Hava alanında Dursun çantalarla ilgilenirken Temel de etrafı geziniyormuş.
Bakmış bir kola makinası, başlamış para atmaya.
Bu sırada işi biten Dursun bi bakmış ki Temel kola makinesine para atıp kola alıyor. Etrafında yüzlerce kola kutusu. Hemen koşmuş yanına.
"Na'pıyosun!!" demeye kalmamış, Temel basmış cevabı:
-"Karışma bugün şansım çok iyi

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:30 PM
Dahi Laz
Dünya Genetik Projeler Yarışması yapılıyormuş. Tüm ülkelerden genetik
profesörleri yarışmaya çalışmaları ile katılmış. İlk Fransız profesörün
çalışmasının başına gelmişler. Jüri başkanı çalışmasının ne olduğunu
sormuş.
Fransız profesör baslamış anlatmaya:
-"Ben inek genleri ile tavuk genlerini birleştirdim, ortaya çıkan mahlukatın eti kırmızı et kadar lezzetli, beyaz
et kadar saglıklı oldu" demiş.
Ardından diğer çalışmaları ülke ülke gezmeye başlamışlar. Sıra gelmiş Türkiye'den bizim Laz profesöre,
Jüri başkanı:
-"Sizin çalışmanız nedir?" diye sormuş.
Laz profesör anlatmış:
-"Karpuz genleri ile hamamböceği genlerini birleştirdim!"
Birden tüm jüri üyelerinden bir kahkaha kopmuş ve başkan Laz profesöre :
-"Bu çalışma ne işe yarar?" diye sormuş.
Laz profesör:
-Şu işe yarar. Karpuzu kesiyorsun, çekirdekleri kaçıyor.

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:30 PM
Yazık
Temel satılık papağanları inceliyormuş.
En pahalğ papağanın önünde durmuş:
-Abi bunlar nece konuşuyor?
-İngilizce, Fransızca, Almanca
-Kaç paradır.
-On milyon
-Lazca biliyomu?
-Bilmiiyo
Temel papağanın burnunu okşamış:
-Bu burunla yazık!.

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:30 PM
Ahır
Temel Trabzon'dan İstanbul'a gelir ve ev aramaya başlar. İstanbul kazan Temel kepçe günlerce dolaşır ve en sonunda bir kiralık daire bulur. Evin sahibine dairenin kirasını sorar. Adam:
-650.000.000 TL der.
-Temel de "salakmısın sen 2 oda 1 salon ev 650.000.000 TL olur mu?"
Temel biraz düşünür ve der ki "peki bu evin ahırı var mı?"
-Ahırı ne yapacaksın?
-Bu evi alacak inek nerede yatacak

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:31 PM
Helikopter
İlk defa helikopter gören Temel, Dursun'a sormuş:
- Dursun, bu nedur da? Dursun, gayet sakin cevap vermiş:
-Haçan, bu olsa olsa bin yaşinda bir sinekdur.

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:31 PM
Dört Dua
Dursun sormuş Temel'e:
-Ula Temel, sen kaç dua biliysun
Temel:
-Dört tane dua piliyrum, demiş.
Dursun:
-Hancilerini pilisun? demiş.
Temel:
-Üç İhlas bir Elham'i piliyrum daaa

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:31 PM
Özel Hayat
Temel birgün keçinin boynuna tasma takmış gezdiriyormuş. Arkadaşı Dursun yolda onu görüp:
-Ula Temel Napiysin?
-Ula cörmiymisin çöpeğimi cezdurayrum.
-Ula Temel bunun boynuzlari var.
-Valla ben onin özel hayatina karişmayrum

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:31 PM
Kahvaltı
Küçük temel annesine sorar:
-Anne hepimiz laz miyuz?
-Öyle
-Dedem de laz miydu?
-Lazi di.
-Onun babasi?
-Hepisi laz idi.
-Öyle de olsa artik sabah kahvaltilarinda hamsi yemek istemeyrum.

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:31 PM
İstikâmet
Temel trene binmiş. Biletçi gelmiş, biletinin İstanbul'a olduğunu, trenin Ankara'ya gittiğini söylemiş.
Temel kendinden emin:
-Peçi maçinist yanlış istikamete cittiğini piliy mi?

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:32 PM
Şarap
Temel çok para kazanmış. Ailece en lüks lokantaya gitmişler. En pahalı şarabı seçip ısmarlamış.
Garson :
-Hangi yıl tercih ederdiniz, diye sorunca:
-Pi mahzuru yoksa hemen isteyrum

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:32 PM
Cenaze Namazı
Temel'in annesi ölmüş. Cenaze namazında bir kenarda duruyormuş.
Soranlara:
-Pen cenaze namazi kilmasini pilmeyrum" diyormuş.
Bir müddet sonra kayınvalidesi ölmüş. Namazda Temel'i en ön sırada görenler:
-Hani sen çenaze namazi pilmezdun?
-Pu çenaze namazu tegil çi, payram namazu.

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:32 PM
İnek Çiftliği
Laz bir inek çiftliği satın alır ve inekleriyle birlikte bir fotoğraf çektirerek ailesine yollar. Aile heyecanla zarfı açarlar ve fotoğrafı görürler. Fotoğrafın altında ise şu yazmaktadır:
-Okla işaretli olan benim

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:32 PM
Piyanist
Piyanist büyük konser için Viyana'dadır. Çok güzel bir konser sonrası soyunma odasına giderken yolda bir adam çiçeklerle yanına gelir ve :
-Bravo hemşerim. Karadeniz seninle gurur duyuyor.
Piyanist bunun üzerine çok şaşırır ve sorar:
-Sen nereden bildin benim Karadenizli olduğumu?
-Valla genelde piyanonun başına oturan piyanist, taburesini piyanoya doğru çeker. Sen piyanoyu kendine doğru çekince anladım.

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:32 PM
Ben Dönüyorum
Lazlar Amerika'ya gitmeye karar vermişler ama bir türlü vize alamamışlar. Bunun üzerine yüzerek gitmeye karar vererek Karadeniz sahillerinden atlamışlar denize. Aradan aylar geçmiş ve bir gün nihayet Amerikan Özgürlük Heykeli gözükmüş ufukta.
Tam o anda içlerinden biri:
-Siz devam edin. Ben kesildim, dönüyorum

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:32 PM
Önemli Olan Kazanmak
Temel, Dursun, Cemal suyun altında en çok kalma yarışması yapıyorlarmış. Dursun 15 dakika, Cemal 10 dakika durmuş çıkmışlar. 10 saat olmuş, 20 saat olmuş Temel'in cesedi karaya vurmuş. Daha sonra Fadimeye baş sağlığı dilemişler.
-"Üzülme" diye teselli etmek istemişler.
Fadime:
-Önemli değil. Yarışı kazandı ya önemli olan o, demiş

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:33 PM
Temel'in İneği
Temel'in ineği hastalanmış. Komşusu Cemal'e gitmiş.
-Ula ineğun hastalanduğunda ne vermiştun?
-Tuz ruhi
-Eyi
Temel ertesi gün koşa koşa geri dönmüş.
-Ula ineğum öldi.
-O zaman benumçi de olmişti

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:33 PM
Noşut
Temel Afrika'ya safariye gitmiş. İlk günün sonunda gece otelin lobisinde avcılar konuşuyormuş.
İngiliz "ben bugün 1 gergedan vurdum" demiş. Fransız "ben de 1 aslan vurdum" demiş. Temel de "ben de 1 noşut vurdum" demiş.
İngilizle Fransız anlamamış ama cehaletleri belli olmasın diye de sormamışlar.
Ertesi gün yine ava gidilmiş gece yine toplanmışlar. İngiliz "ben 2 kaplan vurdum" demiş. Fransız "ben de 1 fil vurdum" demiş. Temel "ben 4 noşut vurdum" demiş.
İngiliz dayanamamış sormuş:
"Kusura bakma ama noşut nasıl birşeydir? Bunca yıllık avcıyım hiç duymadım."
Temel de:
"Ben de ilk defa burda gördüm. Kara kara birşeyler insana benziyorlar. Ellerini kaldırıp noşut noşut diye bağırıyorlar demiş.

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:33 PM
Kaza
Bir araba, yaşlı Temel'e çarpar. Arabanın şoförü bağırır:
-Suç sende ben 20 yıllık şoförüm!
Temel karşılık verir:
-Ben de 80 yıldur yüreyrum!

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:33 PM
Eğitim Uçağı
Dört kişilik bir eğitim uçağı karadenizde mezarlığa düşmüş. Lazlar 80 ceset çıkarmışlar ve ölü sayısının artmasından korkuyorlarmış

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:33 PM
Niye Yedin?
Küçük Temel birgün sokakta oynarken yoldan geçen bir hamile bayanı durdurur. Kadının karnını işaret ederek:
"Teyze o ne?" der.
Kadın da:
"O benim çocuğum", der.
Temel:
"Çocuğunu seviyor musun teyze?" der.
Kadın da:
"Tabii ki evladım" diye cevap verir.
Temel de:
"O zaman onu niye yedin?" der

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:33 PM
Karadenizlilerin Maçı
İki Karadeniz takımı: Ordu sporla Sinop maç yapıyorlarmış. O esnada stadın yanından bir tren geçiyormuş. Sinoplular trenin düdüğünü hakemin biti düdüğü zannetmişler. Ve sahayı terk etmişler. Kalan 85 dakikada Ordu spor da gol atamayınca maç 0-0 berabere bitmiş...

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:33 PM
Uçak Motoru
Temel Reis, İdris'le uçakla İstanbul'a gidiyormuş. Bir sarsıntı olmuş. Herkeste bir telaş..Pilot konuşmuş:
-Bir motorda arıza var. Ama meraklanmayın, üç motorla da gidebiliriz...
15 dakika sonra bir anons daha :
-Bir motor daha istop etti ama telaşlanmayın, iki motorla gideriz...
10 dakika sonra pilot üçüncü motorun da bozulduğunu ama tek motorla da gidebileceklerini söylemiş.
Temel Reis dayanamayıp:
-Ula İdris Reis, ister misun şimdu dörtünçü motor da pozulsun da hepten havada kalalum...

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:34 PM
Beş Kişilik
Cemal silahçı dükkanına girer ,
-Ha pi tapanca almak isteyrum.
Satıcı sorar :
-Nasıl bir tabanca?
Cemal :
-Beş kişiluk...

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:34 PM
Sanki Aslanınızı Yedik!
Temel hayvanat bahçesinde gezerken açık bulduğu bir kafesten içeri dalmış.
-Hoop ! Dur , ne yapıyorsun? Orası aslan kafesi..diye bağırmışlar. Temel geri dönmüş ve kızarak :
-Sanki aslaninizu yeduk...

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:34 PM
Tahmin Etmiştim
Temel'in kol saati durmuş. İçini açmış ve içinden ölü bir karınca çıkmış.
Temel:
-Uyy...Zaten pen tahmin etmiştum makinistun öldüğinü...

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:34 PM
Masayı Kaldıramadım
Hakim Temel'e sorar :
-Niye adamın başına sandalyeyle vurdun?
Boynu bükük Temel :
-Ne yapayum, çaresizluk efendum. Masayi kaldiramadum ki...

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:34 PM
Geçtik mi Sınırı?
Trafik memurları karşıdan gelen Temel ve Fadime’yi çevirmiş. İkisinin kemerlerini de takılı görünce tebrik etmiş:
-Bugün yaptığımız kontrolde tek emniyet kemerini takan çift sizsiniz. Bu yüzden 500 milyon ödül veriyoruz. Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz beyefendi?...
-Ne yapacağım hemen gidip kendime ehliyet alacağım...
-Nee... Ehliyetiniz yok mu?...
Fadime olayı toparlamak için atılmış:
-Kusura bakmayın memur bey, Temel içince ne dediğini bilmez...
-Nee... Bir de içkili misiniz?...
Arka koltukta oturan yaşlı Dursun öne doğru eğilmiş:
-Ben demiş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalım başımıza bir iş gelir diye...
Memur neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan İdris koşarak gelmiş:
-Ne oldu?... Geçtik mi sınırı ?...

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:34 PM
Bas Gaza
Tırcı Dursun'la muavin Temel, kamyonlarına altı metre yüksekliğinde mal yüklemiş giderlerken, birden bir tünel ve önünde bir uyarı işareti görürler: "Azami yükseklik 4,5 metre".
Muavin Temel, etrafa dikkatlice baktıktan sonra Dursun'a döner:
-Bas gaza usta! Etrafta polis

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:34 PM
Otelci Temel
Otelci Temel’in kapısını bir gece bir İspanyol asilzadesi çalmış.
-Boş odanız var mı?
-Kimsunuz?
-Jose de Santana de Monte Cristo de Santa Cruzo.
-Haa, pu kadar uşağu alacak yerum yok

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:35 PM
İşaret
Temel ile Dursun can sıkıntısından bir kayık kiralarlar. Balık avlamaya çıkarlar... Bir zaman kürek çekerek açılırlar, derken hazırlıklar biter, oltaları denize atarlar... Atar atmaz balıklar da oltaya takılmaya başlar. Temel ile Dursun’un keyifleri yerindedir...
Temel Dursun’a:
-Ula Dursun haburiya bi işaret kuyalum yarun burayi bulmamuz kolay olur...
Derken sahile dönerler, kayıktan inerken Temel Dursun’a gene sorar:
-Ula Dursun işaret koymayi unutmadun değil mi?
Dursun:
-Ula hiç unutur miyum, işaret tamam...
-Nasi işaret koydun?
Dursun:
-Bağa soracağuna kayuğun ucina bak... Çarpi koydum.
Temel sinirlenir:
-Ula o işareti denize yapacağidun kayuğa değil... Ayni kayuğu başkasi kiralarsa gitti baluklar...

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:35 PM
Fadime`den E-mail
Şubat ayının soğuk günlerinde, ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde, ayrı ayrı iş gezilerinde olan Dursun'la karısı, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede, bir kaç gün geçirmeye karar verirler.
Eşi, Dursun'dan önce gider Florida'ya ve ertesi gün için Dursun'a da yer ayırttıktan sonra, ona bir e-posta gönderir. Fakat mesaj, adreste bir harfi yanlış yazdığı için, Dursun yerine, bir gün önce karısı ölen Temel'e gider. Yaşı da epeyce ilerlemiş bulunan Temel, bilgisayar ekranında mesajı okuyunca, korkunç bir çığlık atar ve düşüp bayılır. Zaten çok üzgün olan Temel'in bu çığlığı üzerine ev halkı odaya dolar ve herkes yerde yatan Temel'e yardım için koşuşturmaya başlar.
Temel, bir süre sonra kendine gelir ve niçin çığlık attığını soranlara, bilgisayar ekranını gösterir:
"Sevgili Kocacığım,
Bugün, buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarın senin gelişinle ilgili tüm işlemleri tamamladım, sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok sıcak... Seni dört gözle bekliyorum..." (Karın)

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:35 PM
Bizum Kari
Mahkemede hakim, Temel'e sormuş:
- Kiminle evlisin?
- Bizum kariylan!
Hakim sinirlenmiş:
- E, herhalde, sen hiç erkekle evlenen duydun mu?
- Duydum tabi, nasil duymadum!..
- Kimmiş?
- Bizum kari.

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:35 PM
Kim Sağır
Temel doktora gitmiş:
- Doktor bey, Bizum Fadime sağır herhalde, sorularima cevap vermeyi...
- Karınızın sağırlık derecesini ölçelim. Siz bir soru sorun, duymaz ise beş adım yaklaşıp soruyu tekrarlayın. Ne kadar mesafede duyuyor bilelim.
Temel, deneme yapmak için eve gittiğinde Fadime'yi yemek yaparken bulmuş:
- Karıcuğum bugün yemekte ne var?
Ses yok... Beş adım yaklaşıp bir daha sormuş. Çıt yok... Bir beş adım daha yaklaşıp yine sormuş:
- Kiz Fadime saa diyrum, yemekte ne var?
- Bak Temel, dördüncü kez söyliyrum, yemekte hamsili pilav var...

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:36 PM
Ben Neye Uğraşıyorum
Bizim Temel’le Dursun Almanya’da bir gün arabayla gezmeye çıkarlar... Tabii otobandan giderken alışmışlar burda suratli gitmeye. Dursun tahrik eder:
- Ula bas kaza nerdeyse at arabasi bize yetişecek.
Temel bu durur mu. Hız sınırını çoktan aşmıştır. Birden yoldan çıkıp yokuştan aşağı ağaçların arasına paldur küldür giderken Dursun atılır:
- Ula ne oldi eyi giderken birden sallanmaya başladuk.
Temel heyecanla:
- Ula Dursun, sorma önüme bi ***** çikti...
Dursun:
- Ula uşağum ezseydun oni da geçseydun...
Temel:
- Ula ben neye uğraşiyrum zannedeysun...

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:36 PM
Kızartma Yapın
Bizim Temel karakolda başkomiserdir. Bir gün bir kadın gelir:
- Komiser bey komiser bey! Kocama tavuklu bezelye yapacaktım ... Ben onu haşlayana kadar kocamı markete bezelye almaya gönderdim. Gidiş o gidiş gelmedi... Ben ne yapacağım?
Komiser Temel kadına hiç bakmadan:
- En iyisi siz o tavuğu kızartma yapın

F.S.Mehmet1453
09-02-2007, 08:36 PM
Feminist Fadime
Dünya Feministler Kongresinde konuşmacılar görüş belirtmektedir. Amerikalı bir hanım şöyle der:
-Ben iyi bir şirketin genel müdürüyüm. Artık alışveriş yapmaktan bıktım. Kocama "bundan sonra alışverişleri sen yap" dedim. Baktım, birinci gün oralı olmadı, ikinci gün oralı olmadı, üçüncü gün yaptı...
Alman konuşmacı:
-Ben iyi bir şirkette üst düzey yöneticiyim. Bir gün kocama "ben artık bulaşıkla ilgilenmekten bıktım, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün yapmadı, ikinci gün yapmadı, baktım üçüncü gün yapmış...
Fadime kürsüye çıkmış:
-Ben kendimi bildim bileli temizlikçiyim. Geçen gün Temel'e "ben artık çamaşır yıkamaktan mahvoldum, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün göremedim, ikinci gün göremedim, üçüncü gün gözüm yavaş yavaş görmeye başladı...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:18 AM
KANKALAR BURADA BİRAZDA FIKRA PAYLAŞALIM DERİM BEN İLK BENDEN OLSUN KATILIMLARINIZI BEKLİYORUM

KÜÇÜK BOB
George Bush bir ilkokulu ziyaret eder. Cocuklara:
- Sorusu olan var mi? der. ve kücük Bob sözü alir.
- Benim üc sorum olucak:
1- Secimlerde daha az oy almaniza ragmen nasil olduda Baskan oldunuz?
2- Hiroshima'ya atilan atom bombasi sizce dünyanin en büyük terör faaliyeti
degilmidir?
3- Hicbir neden yokken neden Irak'a saldirmak istiyorsunuz? Aniden zil calar
ve cocuklar tenefüsse cikarlar. Cocuklar geri döndügünde bu sefer sözü kücük
Tom alir. Benim bes sorum olacak:
1- Secimlerde daha az oy almaniza ragmen nasil olduda Baskan oldunuz?
2- Hiroshima'ya atilan atom bombasi sizce dünyanin en büyük terör faaliyeti
degilmidir?
3- Hicbir neden yokken neden Irak'a saldirmak istiyorsunuz?
4- Bugün neden zil 30 dakika erken caldi?
5- Bob nerede?

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:19 AM
• Eğer bir berber bir hata yaparsa, bu yeni bir tarzdır...
• Eğer bir şoför bir hata yaparsa, bu bir kazadır...
• Eğer bir doktor bir hata yaparsa, bu bir müdahaledir...
• Eğer bir mühendis bir hata yaparsa, bu yeni bir atılımdır...
• Eğer ebeveynler bir hata yaparsa, bu yeni bir kuşaktır...
• Eğer bir politikacı bir hata yaparsa, bu yeni bir hukuk kuralıdır...
• Eğer bir bilim adamı bir hata yaparsa, bu yeni bir keşiftir...
• Eğer bir terzi bir hata yaparsa, bu yeni bir modadır...
• Eğer bir öğretmen bir hata yaparsa, bu yeni bir teoridir...
• Eğer bir patron bir hata yaparsa, bu bizim hatamızdır...
• Eğer bir personel bir hata yaparsa, bu bir "HATA" dır

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:19 AM
Birgün ac bir tilki ormanda dolasırken birde ne görsün: agacın dalına baglanmıs bi ceylan pudu. tilki actır ama bir düsünür lan der bunu niye assınlar buraya. agacın etrafını dolanmaya baslar bakarki ipin ucu bombaya baglıdır. tilki agacın karsısına gecer ve uzanır aradan biraz zaman gecer kurt gelir bakarki dalda ceylan pudu karsısında tilki uzanmıs yatıyo kurt sorar:
tilki kardes karsında asılı pud duruyo sen burda uzanmıs yatıyosun ne is demis.
tilki:
yasorma ben orucluyum demis.
kurt:
sen orucluysam bari eti ben yiyeyim der. ete atlaması ile bombanın patlaması bir olur kurt az ilerde kanlar icinde kalır. bunu gören tilki hemen kalkar ve eti yemeye baslar. kurt kafasını kaldırır ve tilkinin eti yedigini görür
kurt:
lan serefsiz hani orucluydun der tilkiye.
tilki:
biraz önce top patladı duymadın mı der.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:19 AM
Gözleri kör yanlız ve yoksul bir Kayserili kırlarda başıboş dolanırken
bastonuna değen sihirli lambayı alıp içinden cini çıkarmayı başarmış.

Bu isten hayli bıktığı belli olan Cin Kayseriliye şöyle bir baktıktan sonra;

- "Senin hayli isteğin vardır; simdi sen gözlerin açılsın istersin, zenginlik
dilersin, evlenmeği arzularsın, ama uğraşamam. Sadece bir dileğini
yerine getireceğim. İyi düşün ve ne isteyeceksen iste." demiş.
Kayserili biraz düşündükten sonra dileğini söylemiş;

- "Çocuğumun saatlerce altınlarımı saymasını görmek istiyorum"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:19 AM
Bana komik geldi sizinle paylaşmak istedim eğer kurallara aykırıysa operatör arkadaşlar tarafından silinsin lütfen.

Sultan en güvendiği adamını Arabistan'a hünkar göndermiş. Hünkar, Arabistan'da gezerken bakmış, araplar entari giyorlar ama altlarına don giymiyorlar. Bir rüzgar estimi, manzara felaket! Haber salmış, altına don giymeyenler kadı huzuruna çıkartılıp, hapsedilecek. Aradan günler geçmiş Arabın bir tanesi don giymemiş ve ilk rüzgarda olay farkedilmiş. Kadı huzuruna çıkartmışlar. Kadı sormuş; -"Adın?" -"Aptülmecit" -"Baba adın?" -"Aptülleziz" -"Evli misin? -"5 tane karım var!" -"Kaç çocuğun var? -"Ilkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden 13, beşincisinden 18 tane." Kadı kararını vermiş ve söylemiş: -"Aptulleziz oğlu, Apdülmecit'in, don giymeye vakti olmadığından beraatine karar verilmiştir!"

birtane daha

Temel 70 yaşına gelmiş Fadime ile akşam evde otururken içi gıcıklanmış, Fadime ' ye seslenmiş - Fadime suyu koy, olmazsa çay yaparız...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:19 AM
10 tane zenci bir geziye çıkmışlar. gezerlerken sihirli bir lamba bulmuşlar. ellerine aldıklarında parlatalım derken içinden kocamaaaaan bi cin çıkmış. cin hepsine teker teker soruyormuş, 1 dilek hakkınız var, diyeyin hemen yerine getireyim demiş. birinci zenciye sormuş, o da beni beyaz insan yap demiş, cin hemen zenciyi beyaz ve yakışıklı bir insana çevirmiş. bu arada onuncu zenci gülmeye başlamış. diğerleri bir anlam verememiş tabii buna. 2. zenciye sormuş cin, o da beyaz ve yakışıklı bi beyaz olmak istiyorum demiş ve cin hemen o zencinin de dileğini yerine getirmiş ve 2. zenci de çok yakışıklı bir beyaz insan olmuş. 10. zenci daha da çok gülmeye başlamış. 3.,4.,5., derken hepsi teker teker beyaz ve yakışıklı birer insan haline gelmişler. bu arada 10. zenci gülmekten ölecek kadar çok gülüyormuş. sıra 10. zenciye gelmiş ve cin sormuş, dileğin nedir? 10. zenci cevap vermiş, HEPSİNİ ZENCİ YAP! http://www.cakal.net/images/smilies/melek.gif))))


http://www.cakal.net/images/smilies/003.gif

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:19 AM
Donald Ramsfeld ölmüş ve cennete gitmiş. Aziz Peter'in
karşısında cennetin kapsında dururken arkasında saatlerle dolu çok büyük bir kapı gömüş ve sormuş:

"Bu saatler ne böyle?"

Aziz Peter cevap vermiş:

"Bunlar yalan saatleri. Dünyadaki herkesin bir yalan saati vardir. Her yalan söyleyişinde saatteki ibre hareket eder."

Ramsfeld:

"O, peki bu kimin saati?"

"Bu Azize Teresa'nın saati.. İbre hiç bir zaman oynamadı, yani hiç yalan söylememiş.

"İnanılmaz" demiş Ramsfeld. "Peki bu kimin saati?"

Aziz Peter cevap vermiş:

"Bu Abraham Lincoln'un saati. İbre iki kez hareket etti, yani Abraham tüm yaşamında sadece iki kez yalan söyledi."

En sonunda Ramsfeld dayanamamış ve sormuş:

"Peki Bush'un saati nerede??"

"Bush'un saati İsa'nın ofisinde, İsa onu vantilatör olarak kullanıyor.."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:19 AM
Ali isminde bir adam olum doseginde karisina :
- "Karicigim, ben olmek uzereyim. Tanriya dua ettim, eger karim ben oldukten sonra bir erkekle yatarsa ahirette kendi etrafimda bir kez donecegim.
Eger benim obur duyada rahat etmemi istiyorsan lutfen benden sonra hic bir erkekle yatma olur mu?" Kadin:
-"Kocacigim o nasil soz, tabii ki sana oldukten sonra da sadik kalacagim", der ve Ali olur. Yillar sonra kadin da olur ve obur dunyaya gider kocasini aramaya baslar. Kapidaki gorevliye sorar:
-"Kocami ariyorum ismi Ali",
Gorevli:
- "Hangi Ali? hanimefendi, burda milyonlarca Ali var." Kadin:
- "Arasira kendi etrafinda bir kez donen birisidir." Gorevli:
- "Ha, sen topac Aliyi ariyorsun, az ileride."


Temel bi gun otobanda, Anadol marka arabasiyla gidiyormus. Aksilik bu ya; arabanin arizalanacagi tutmus. Ne yapsin ? Caresizce cekmis emniyet seridine ve beklemeye baslamis.Epey bi sure bekledikten sonra gurultuyle, bir arabanin hemen yaninda durdugunu gormus. Son model bir FERRARI ve icinde grand tuvalet, kara gunes gozluklu,saclari joleli,trasli ve kisacasi varlikli ve cok zengin oldugu her halinden belli olan bi adam hafifce egilerek seslenmis;
- Hemserim ! istersen otobanin sonuna kadar seni yedege alip cekiim.!
Temel caresiz, elbette kabul etmis.Baglantilari yapmislar ve son kontrolleri de yaptiktan sonra zengin surucu;
-Arkadas bak, ben de hiz hastaligi vardir,eger dalginlikla hizimi arttirirsam sen arkadan selektor yaparsin ben de yavaslarim olur mu? demis. Temel buna anlam verememis ama yinede Peki ! demis.
Nihayet yola koyulmuslar.Onde FERRARI ve arkasinda ANADOL bir sure sakince yol almislar. Ama bi sure sonra da Temel adamin neden bahsettigini anlamis. 60 km/h.....80km/h.....120km/h.....150km/h derken Temel bakmis olacak gibi degil. Direksiyon zangirdamaya motordan boguk sesler gelmeye baslayinca Hemen hatirlamis ve ondeki surucuye selektor yapmaya baslamis. Selektoru farkeden surucu de durumu anlayip yavaslamis. 150km/h....120km/h.....60km/h. Ancak gel zaman git zaman bi sure sonra ondeki surucu yine kendini kaptirip hizlnmaya baslayinca Temel bu sefer atik davranmis ve malum. Bu olay birkac defa daha tekerrur etmis. Uzun bir sure sakince yol almislar.Ta ki buyuk bir gurultuyle Temelin yanindan gecip ondeki FERRARI`nin yanina yanasan son model LAMBORGINI`nin soforu FERRARI`nin soforune kapkara gozluklerinin uzerinden bakip;
-Kapisalim mi Moruk! 140 km ilerideki benzinciye son varan ilk gelenin deposunu fuller. Ne dersin ?
FERRARI`nin surucusu;
-Pekala, paralari hazirla. Cunki kaybeden sen olacaksin....demis ve baslamislar yarisa ; 80 km/h.... 120km/h..... 200km/h.... 280km/h....
Tam bu sirada helikopter ile otobanin uzerinde trafik denetleme devriyesi gorevini yapmakta olan Dursun durumu farkeder ve eline telsizi alarak su mesaji gecer...
-Alo...Alo.. Breykk...Ucan Hamsi`den tum ekiplere...
Su anda otoyolun 85. mevkiinde seyir halinde olan uc araba otoban emniyetini bozacak sekilde asiri hiz yapii... Arabalari tanimliyorum...
FERRARI-LAMBORGINI-ANADOL....
FERRARI ile LAMBORGINI kapışii, Arkadan ANADOL gecmek icin yol istii.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:19 AM
1998 yilinda Avrupada bir kentte feministler toplantisi yapilmis her ülkeden
konusmacilar katilmis.belirli kararlar alindiktan sonra diger toplantida
bulusmak için karar alinmis ve toplanti sona ermis.1999 yilinda feministler
yinebir araya gelmisler.ve konusmacilar konusmaya baslamis1ar.
Konusmaci Alman bayan baslamis anlatmaya :
-Geçen sene aldigimiz kararlar neticesinde eve gittim kocama dedim ki :
-Bundan sonra bulasiklari ben yikamiyorum al kendi bulasigini kendin yika
dedim 1.gün bisey görmedim 2.gün bisey görmedim 3. gün bi baktim hem benim
bulasiklarimi yikiyor hemde kendi bulasiklarini yikiyor o günden beri çok
mutluyuz.
2. konusmaci ingiliz bayan anlatmaya baslamis kararlarimizi aynen bende
uyguladim eve gittigimde kocama dedim ki :
-Bundan sonra çamasirlarini yikamiyorum kendi çamasirlarini kendin
yikayacaksin.1. gün bisey görmedim 2. gün bisey görmedim 3. gün bi baktim
hem benim çamasirlarimi yikiyor hemde kendi çamasirlarini yikiyor. O günden
beri çok mutluyuz demis
3. konusmaci Türkiye den baslamis anlatmaya bende geçen sene aldigimiz
kararlari aynen uyguladimo gün eve gittim kocama dedim ki :
-Bundan sonra yemek yapmiyorum kendi yemegini kendin yapacaksin dedim1. gün
bisey görmedim 2. gün bisey görmedim 3. gün sol gözüm biraz açilir gibi oldu
görmeye basladim, demis.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:20 AM
-Adam doktora gitmiş , "DOKTOR BEY KALBİM ÇOK HIZLI ATIYOR" demiş...

-Doktor ;"Atmaması lâzım" demiş. Bunun üzerine adam koşa koşa

-Eczaneye gidip sizde "At maması var mı"??? diye sormuş .......

-Eczacı; "At maması bizde olmaz karşıdaki veterinere sorcaksınız..."

-Bunun üzerine adam veteriner den 5 kutu At maması alıp beş ay kullanmış......

-Sonuç süper.Beş ay sonra şikayeti yeniden başlamış Vetenire gidip At maması
istemiş........................

-Veteriner; "maalesef bizde kalmadı" demiş...Bunun üzerine

-Adam panik halinde doktora giderek "Doktor bey , at maması bitmiş " diye
yakınmış................................

-Doktor cevap vermiş "Bitmemesi lâzım"...................

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:20 AM
Ünlü siyasilerimizden ECEVİT ve DEMİREL gün gelir rahmetli olurlar . Öbür dünyada bunları cehenneme gödermeye karar vermişler . Ceza olarak ise Demirelin yanına Safiye Aylayı Ecevitin yanına is Sharon Stone verilip bir hücreye kapatmışlar . Demirel bunu görünce bağırmaya başlamış . Ecevitin günahı daha çok bana niye safiye ayla ona niye sharon stone diye isyan ediyomuş . Oradan zebaninin biri sus lan demiş o Ecevitin cezası değil Sharon stone' un cezası demiş .


Marilyn Monroe ahıret gününde Allah'ın huzuruna çıkmis.
Allah :
-Senin yerin cehennem, demiş.
Marilyn :
-Nasıl olur, benim orada vücudum bozulur, hayranlarım benden nefret eder, demiş.Bunun üzerine bir test yapılması kararı alınmış.
Cebrail :
-Bak, demiş.Çırılçıplak bu koridordan aklına kötü birşey getirmeden geçersen cennete ulaşırsın.Ama aklına kötu birşey getirirsen ayaklarının altıı acılır cehenneme düşersin.
Neyse Marilyn soyunup yurumeye başlamış.İki üç adım atmışki küüüüt diye bir ses duyulmuş.Büyük bir korkuyla arkasına dönen Marilyn Cebraili yerinde görememiş.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:20 AM
Akhilleus kanka, bu da senin için (ingilizce ya!)

Hitler and Stalin sit in a bar. This guy walks in and asks the
barman.
"Isn't that Hitler and Stalin?" And the barman says "Yep, thatsthem"
So the guy walks over and says: "Hallo, what are u guys doing?"
And Hitler says:"We're planning world war 3" And the guy says:
"Really? What's going to happen?" And Hitler says:" Well, we're going to
kill 14 million jews this time and one bicycle repairman." And the guy
asks:"A bicycle repairman???!" So Hitler turns to Stalin and
says:"See, told you no-one would worry about the 14 million jews!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:20 AM
temel evde fadimenin az duymasından şikayetçiymiş ertesi gün doktora kendisi gitmiş ve doktora:
-doktor bey fadime beni duymuyor demiş
doktor:
-eve gidince fadimeye en uzaktan başla birşey sor, duymazsa üç adım at yine sor. duyuncaya kadar devam et bakalım ne kadar az duyuyor.
temel eve girince ilk adımda fadimeyi mutfakta görmüş ve başlamış salondan:
-fadime kariciğum baa ne pişiriysun?
yanıt yok! üç adım atar..
yanıt yok! tekrar üç adım atar..
en sonunda yanına kadar gelir halen duymaz. bu sefer kulağına seslenir:
-fadime kariciğum baa ne pişiriysun?
fadime kızgın bağırarak:
-kapıyı açtığından beridir hamsili pilav diyrum saa! saa ne oliy. sağirmisun?

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:20 AM
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında,
- "Şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi." demişler...
Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve,
- "Buyrun beyler, yiyiniz." demişler...
Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, ötekisi araya girmiş,
- "Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor! :D http://www.cakal.net/images/smilies/kart.gif

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:21 AM
bu da benden ama benim ki gerçekPolislerden Yol Durumu

Aksam gazetesi 21 Subat 2003-
Polis frekansini dinleyen bir hanim okuyucu tarafindan iletilmistir::!!!

ZEMIN KURU....!!!
Olay polis merkezi gezici ekiplerinden mevki ve yol durumu hakkinda
bilgi almaktadir:
- 5945 merkez: hava yagisli, zemin kuru, yolda kalan arac yok.
- Merkez 5945: hava yagisli ise zemin nasil kuru oluyor?
- 5945 merkez: anaonsu yaparken tunelden geciyorduk da....http://www.cakal.net/images/smilies/003.gif

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:21 AM
18 yaşındaki kız, annesine iki aydır adet görmediğini söyler. Annesi, çok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider ve sonuçlar kızın hamile olduğunu gösterir.

Anne çıldırmıştır,bağırır çağırır ve "bunu yapan hangi domuz,bilmek istiyorum" der. Kız telefon açar ve yarım saat içinde bir Ferrari evin önünde durur, içinden hafif kırlaşmış saçları ve çok pahalı bir elbisenin içinde manyak yakışıklı biri iner ve kapıdan içeri girer. Anne baba ve kızla beraber otururlar. Herif, "kızınız durumu anlattı" der "kişisel durumumdan dolayı kızınızla evlenemem" der, "ancak tüm sorumluluğu alıyorum" der.

Eğer bir kız çocuğu doğarsa; Annesine bir ev,bir yazlık villa ve 1milyon dolarlık bir banka hesabı, Eğer bir erkek çocuk olursa; Birkaç fabrika ve bir milyon dolarlık bir hesap,Eğer ikiz doğarsa; Her ikisine de 500 bin dolarlık hesap ve birer fabrika vereceğim, der.Ancak düşük olursa....

O zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostça adamın omuzuna koyar ve " o zaman tekrar denersiniz evladım" der.
http://www.cakal.net/images/smilies/003.gif http://www.cakal.net/images/smilies/003.gif

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:21 AM
Delikanli sevgilisini aksam eve birakir.Evin önünde masum bir
> >fisiltidan sonra ateslenir.Bir elini duvara dayiyarak "Beni bir
> >öpermisin".. Kiz:"********* evin önünde annemler görür" der..
> >Erkek:"Ne olacak canim bu saatte kim görecek, ne olur seni cok
> >seviyorum. ..
> >Kiz:"Ben de seni ama olmaz..."
> >Erkek cok atesli tabi devamli israr eder. Bir ara aniden
> >merdivenlerin isigi yanar ve kizin kücük kiz kardesi belirir.
> >Kücük kiz: "Babam diyor ki öpecekse öpsün, gerekirse ben
> >öpecekmisim, o da olmazsa kendisi gelecekmis ama o hayvan oglu
> >hayvana söyle elini diyafon dügmesinden ceksin dedi"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:21 AM
5 DOLAR

New York`tan Los Angeles`e giden uçakta cingöz bir avukat ile sarışın bir hanım yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem de hoşca vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor:
-Size bir soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim.
Ve ilk soruyu soruyor:
-Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır?
Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama uzatmış.
Soru sorma sırası sarışına gelmiş:
-Tepeye 3 ayakla tırmanıp 4 ayakla asağı inen şey nedir?
Adam dakikalarca düşünmüş. Yanıtı bulamamış... Cuzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış. Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş:
-Cevap ne?
Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 dolar çıkarıp adama uzatmış...

----------------------------------------------------------

10..9..8..7..

Adamın biri doktora gitmiş.Doktor muayene etmiş ve bizimki sormuş:
-"Ne oldu doktor bey? Ne kadar ömrüm kaldı?" Doktor cevaplamış:
-"10" Bizimki de
-"Ne 10'u doktor bey, gün mü, ay mı sene mi?" Doktor:
-"9, 8, 7, 6...."

----------------------------------------------------

25 SENT (Temel fıkraları)

Temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı..Pastacı çıraklığı ile alışdığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye'nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı.. Bir gün karısına "Paraları mezara götürecek halimiz yok. Kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim" dedi.."Bizim oradaki hemşerilerle konuştum... Herseyi iyice öğrendim. Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar yeter.. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar..."Temel, neyi var, neyin yok sattı. Paralarını dolara çevirdi. Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına aldı. Uçağa bindi.. Los Angeles'e uçtular birgün... Uçsuz bucaksız Nevada çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. Las Vegasa zorunlu iniş yapmak zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri" Buranın en lüks otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu kentin Las Vegas olduğunu unutmayın. Kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza.." derler.. "Kumar mı" dedi, Temel, karısına.."Kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı... Allah göstermesin.." Ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi.Temel herşeyini rulet masasında biraktı. Rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bi 25 sentlik sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. Temelin başına gelenleri anlamıştı.
Temel"çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim" dedi. Kartı aldı, cebine attı.. Tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi, rahatladı..Çıktı..Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına, Tek Kollu Canavar çıktı.Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ...Alet boşaldı adeta.. Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. Bunlari fişe çevirdi, rulet masasına döndü..Gerisi peri masalı.. İki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu. İki ay sonra yeni Kalifornıyalı Temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı.Parası da vardı. Bir pastane açtı. Pastaları öylesine tutuldu ki, önce Los Angele'e, sonra Kaliforniya'ya, sonrada tüm Amerika'ya yayıldı,Temel Pastaneleri... Bir kaç yıl sonra, Temel, Amerika'nın en zengin adamları arasına girdi. Temel Pastaneleri'nin onuncu yılı dolayısı ile büyük bir gece düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü konuklar bir araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konusma yapmak için kürsüye çıktı.. Tüm başına gelenleri anlattı..
"Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse Amerika'daki her taşın altına bakacağım.." Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... Adı, adresi sizde olmalı zaten.." "Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi temel.. "Ben,tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!.."
25 SENT (Temel fıkraları)

Temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı..Pastacı çıraklığı ile alışdığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye'nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı.. Bir gün karısına "Paraları mezara götürecek halimiz yok. Kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim" dedi.."Bizim oradaki hemşerilerle konuştum... Herseyi iyice öğrendim. Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar yeter.. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar..."Temel, neyi var, neyin yok sattı. Paralarını dolara çevirdi. Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına aldı. Uçağa bindi.. Los Angeles'e uçtular birgün... Uçsuz bucaksız Nevada çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. Las Vegasa zorunlu iniş yapmak zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri" Buranın en lüks otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu kentin Las Vegas olduğunu unutmayın. Kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza.." derler.. "Kumar mı" dedi, Temel, karısına.."Kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı... Allah göstermesin.." Ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi.Temel herşeyini rulet masasında biraktı. Rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bi 25 sentlik sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. Temelin başına gelenleri anlamıştı.
Temel"çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim" dedi. Kartı aldı, cebine attı.. Tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi, rahatladı..Çıktı..Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına, Tek Kollu Canavar çıktı.Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ...Alet boşaldı adeta.. Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. Bunlari fişe çevirdi, rulet masasına döndü..Gerisi peri masalı.. İki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu. İki ay sonra yeni Kalifornıyalı Temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı.Parası da vardı. Bir pastane açtı. Pastaları öylesine tutuldu ki, önce Los Angele'e, sonra Kaliforniya'ya, sonrada tüm Amerika'ya yayıldı,Temel Pastaneleri... Bir kaç yıl sonra, Temel, Amerika'nın en zengin adamları arasına girdi. Temel Pastaneleri'nin onuncu yılı dolayısı ile büyük bir gece düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü konuklar bir araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konusma yapmak için kürsüye çıktı.. Tüm başına gelenleri anlattı..
"Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse Amerika'daki her taşın altına bakacağım.." Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... Adı, adresi sizde olmalı zaten.." "Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi temel.. "Ben,tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!.."
25 SENT (Temel fıkraları)

Temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı..Pastacı çıraklığı ile alışdığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye'nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı.. Bir gün karısına "Paraları mezara götürecek halimiz yok. Kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim" dedi.."Bizim oradaki hemşerilerle konuştum... Herseyi iyice öğrendim. Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar yeter.. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar..."Temel, neyi var, neyin yok sattı. Paralarını dolara çevirdi. Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına aldı. Uçağa bindi.. Los Angeles'e uçtular birgün... Uçsuz bucaksız Nevada çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. Las Vegasa zorunlu iniş yapmak zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri" Buranın en lüks otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu kentin Las Vegas olduğunu unutmayın. Kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza.." derler.. "Kumar mı" dedi, Temel, karısına.."Kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı... Allah göstermesin.." Ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi.Temel herşeyini rulet masasında biraktı. Rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bi 25 sentlik sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. Temelin başına gelenleri anlamıştı.
Temel"çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim" dedi. Kartı aldı, cebine attı.. Tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi, rahatladı..Çıktı..Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına, Tek Kollu Canavar çıktı.Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ...Alet boşaldı adeta.. Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. Bunlari fişe çevirdi, rulet masasına döndü..Gerisi peri masalı.. İki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu. İki ay sonra yeni Kalifornıyalı Temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı.Parası da vardı. Bir pastane açtı. Pastaları öylesine tutuldu ki, önce Los Angele'e, sonra Kaliforniya'ya, sonrada tüm Amerika'ya yayıldı,Temel Pastaneleri... Bir kaç yıl sonra, Temel, Amerika'nın en zengin adamları arasına girdi. Temel Pastaneleri'nin onuncu yılı dolayısı ile büyük bir gece düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü konuklar bir araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konusma yapmak için kürsüye çıktı.. Tüm başına gelenleri anlattı..
"Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse Amerika'daki her taşın altına bakacağım.." Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... Adı, adresi sizde olmalı zaten.." "Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi temel.. "Ben,tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!.."

---------------------------------------------------------

30 YIL (Genel fıkraları)

40 yaşlarındaki kadın kalp krizi nedeniyle hastaneye yatırılmıştı.Kendinden geçmis durumdaydı. Doktorlar kurtarmak için çilgınlar gibi uğraşıyordu..Tam bu sırada Tanrı kadına göründü.
-"Yanına geliyorum Tanrım," diye inledi kadın.
-"Hayır," diye cevap geldi yücelerden,"daha önünde 35 yıl, 2 ay, 8 gün var..."
Kadın nihayet kendine gelmişti. Doktorlar mutluydu. Kadın daha da mutluydu.
Biraz iyileşince kesenin ağzını açtı.
Yüzünü gerdirdi.Liposuction yaptırdı.Göğüserini silikonla dikleşirildi.Kadının ısrarlarına dayanamayan hastane yönetimi bir kuaförün gelip saçlarını platine boyamasına izin vermişti.Artık bomba gibiydi kadın. Kendini çok iyi hissediyordu.
Hayatının kalan bölümünü mutlu bir biçimde geçirmeye hazırdı.Nihayet taburcu oldu.
Dışarıya çıkıp temiz havayı içine çekti.
Taksiye binmek üzere caddenin karşısına geçerken bir ambulans çarptı kadına.
Vahimdi durumu. Derin karanlığa doğru kayarken sordu:
-"Ulu Tanrım, sen her şeyi daha iyi bilirsin, ama hani önümde daha 35 yıl vardı?"
Tanrı'nin cevabı şöyle oldu:
-"Tanıyamadım..."

------------------------------------------------------

99 ASLAN (Av/Spor fıkraları)

Avcının biri palavra sıkıyormuş..
-"Geçen yaz Afrika'da 99 aslan vurdum.." Arkadaşı dayanamamış,
-"100 de şuna bari" demiş. Avcı da

-"Bir aslan için yalan mı söyliycem sana" demiş.

-----------------------------------------------------------

ACEMİ (Av/Spor fıkraları)

Avcılar aralarına yeni katılan acemi avcıyı sınamak isterler ve ellerinde bulunan; av kuşları ile ilgili kitabı çıkartıp bir sayfa açarlar.Bu sayfada bulunan kuşun gövdesini kapatıp bacaklarını acemi avcıya gösterirler, cevap alamayınca diğer resme geçerler...Ondan da cevap alamazlar ve birkaç resimden sonra alaylı biçimde
-"Senin iyi bir avcı olman için daha çok çalışman lazım" deyince,acemi olan avcı mahçup ve üzgün olarak aralarından ayrılırken, diğer arkadaşlardan biri

-"Arkadaşım senin adın neydi?" deyince acemi avcı paçalarını sıvayıp bacaklarını gösterir..

------------------------------------------------------------

AH OĞLUM (Okul fıkraları)

Kimya dersinde öğretmen, elindeki metal parayı gösterdi:
-Şimdi bu beşyüzlüğü asite batırıyorum. Ne dersiniz eriyecek mi?
Nuri parmak kaldırıp cevapladı:
-Erimez, öğretmenim:
-Evet erimez, neden erimez?
-Eriyecek olsa asite atmazdınız da ondan...

----------------------------------------------------------------

AKILA BAK (Deli fıkraları)

Adamın biri otomobiliyle tam tımarhanenin önünden geçerken birden lastiklerden biri fırlamış..Adamcağız arabayı zor zar durdurmuş,gidip lastiği getirmiş ama bijonları bulamamış..Ne yapacağını kara kara düşünürken pencerede onu seyretmekte olan bir deli akıl vermiş;
"-Her lastikten bir bijon sök te öyle tak..Seni tamirciye kadar idare eder"..
Adam şaşkın;
"-Arkadaş bu zekayla senin orada ne işin var"? Deli;
"-Ben deliyim ahbap,aptal değil"..

------------------------------------------------------------

AKILLANDIM (Evlilik/Flört fıkraları)

Düğünden sonra kayınpederi Temel'e:
-Biliyorum şimdiye kadar bir sürü aptallıklar yaptın, umarım artık akıllanmışsındır.
-Söz veriyorum babacığım, bu son aptallığımdır.

-------------------------------------------------------------

AKILLI (Deli fıkraları)

Bir gün deli hastahanesinin doktoru hastalarına
"burnun nerede,gözün nerede"diye sorular soruyormuş.
Hepsi de yanlış cevap veriyormuş.
Ama bir hasta hepsini bilmiş.
Doktor da "sen çok akıllısın artık burada durmana gerek kalmadı demiş.
Hasta da sevinçle dizini göstererek
"buna kafa derler kafa"

------------------------------------------------------------

ALIK TUTUYORUM (Deli fıkraları)

Deli duvara oturmuş.Elindeki oltanın ucu sokağa sarkmış....
Yoldan geçen soruyor;
- Orada balık mı tutuyorsun sen?
- Hayır alık tutuyorum.
- Tutabildin mi bari ?
- çook ... Seninle 23 oldu !

---------------------------------------------------------------

ALIŞKANLIK (Doktor fıkraları)

Doktor, hastasını uyarmış :
-Bakın, sonra söylemediydi demeyin, bu uyku haplarına devam edecek olursanız, sizde alışkanlık yaratır.
Hasta bilgiç bilgiç gülümsemiş :
-Sen ne diyorsun Doktor Bey! Ben bu hapları evelallah yirmi yıldır alırım, henüz alışkanlık yaptığını görmedim daha!

---------------------------------------------------------------

AMİN (Genel fıkraları)

Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan'a gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinal'e götürürler. Adam ısrar eder.
- Sizinle değil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum.
Sonunda adamı Papa'nın huzuruna çıkarırlar. Ama adamın ne istediğini merak eden Kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler.
İçeride sesler yukselmiştir.
Adam : - 1 milyar dolar.
Papa : - Olmaz
- 2 milyar dolar.
- Hayır.
- 5 milyar dolar.
- Hayır.
Adam kapıyı çarpar, hışımla uzaklaşırken Kardinaller içeri koşuşur.
- Sayın Papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. Düşünün bu para ile kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. Parayı niçin kabul etmediniz ?
- Ne yani ? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mı deseydik ?

--------------------------------------------------------------

ANAM BABAM (Asker fıkraları)

Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayatim var.
-Söyle.
-Mehmet onbaşı beni döğdi.
-Git, ben onun cezasını veririm.
-Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi.
-Anladım, git cezasını veririm.
-Anama babama laf etti.
-Git cezasını veririz dedik ya.
-Benim anam da yohtur, babam da yohtur.
-Allah rahmet eylesin.Benim de öyle.Sen git anladım.
-Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti , babama da laf etti.Anam da yohtur, babam da yohtur.Anam da sensin, babam da sensin.
Yüzbaşı :
-Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi.

------------------------------------------------------

ANCAK BULMUŞ (Doktor fıkraları)

Doktor telefonda yakaladigi hastasına:
- Tahliller belli oldu, demiş, sana bir kötü, bir daha kötü haberim var.
- Nedir kötü haber?
- Maalesef 1 günlük ömrünüz kaldı.
- Peki daha kötü haber nedir?
- Size 24 saattir ulaşmaya çalışıyorum, ancak buldum...

-------------------------------------------------------

ANDREA DORİA (Asker fıkraları)

Osmanlı donanmasıyla Venedik donanması arasında savaş çıkmış. Venedik donanmasının komutanı Andrea Doria imiş. Gözcü Osmanlı donanmasının yaklaştığını fark edince hemen Andrea
Doria'ya haber vermiş:

-Osmanlı yaklaşıyoor.

Andrea Doria sormuş:
-Kaç gemi var?

Gözcü:
-10-20 kadar.

Komutan hemen emir erini çağırmış:
Oğlum bana hemen kırmızı gömleğimi getir.

Emir eri şaşırmış:
- Niçin komutanım?

Andrea Doria:
- Savaşırken yaralanacağız. Kan izi belli olmasın ve de askerlerin cesareti kırılmasın diye... Bu arada gözcüden yine ses gelmiş:
-Efendim 50 kadar oldular.

Andrea Doria heyecanlanmış ve emir erine tekrar seslenmiş:
-Gömleği boş ver. Sen bana kahverengi pantolonumu getir..

------------------------------------------------------------

ANNENİZ NE DİYOR ? (Asker fıkraları)

Çok genç bir İngiliz subayı, general olan babasının yanında yaverdi, yaşlı bir albaya emri iletmekle görevlendirildi
-Babam birliğinizi şu karşıki tepenin yamaçlarına çekmenizi söylüyor, efendim, dedi.
Yüzü moraran albay da şöyle dedi :
-Demek öyle söylüyor!Peki anneniz ne diyor?!...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:21 AM
ECZACI BABA
Kız erkek arkadaşını arayıp akşam yemeğe davet etmiş. Hem ailesiyle tanıştıracak, hem de ailesi dışarı çıktıktan sonra erkek arkadaşıyla birlikte olacakmış. Çocuk kız arkadaşının evine gitmeden önce bir eczaneye uğrar. Eczacıya: - "Bana prezervatif verir misiniz?", der; eczacı da ne yapacağını sorar. Çocuk da kız arkadaşının evine gideceğini, kızın ailesi gittikten sonra birlikte olacaklarını söyler. Akşam yemek yemek için masaya otururlar. Yemekten önce dua edilir herkes yemeğe başlar ama çocuk hala dua ediyordur. Kız çocuğa, "ben senin bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum", der. Çocuk da kıza: - "Ben de senin babanın eczacı olduğunu bilmiyordum!!!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:22 AM
Bir İngiliz doktor diyor ki : Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz.

Alman doktor diyor ki : Bu hiç birşey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada şavaşa hazır hale getiririz.

Amerikalı doktor da diyor ki ; Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldık ve beyazsaraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor.
http://www.cakal.net/images/smilies/88.gif

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:22 AM
ZENGİN OLMAK…*



İki fakülte arkadaşı yıllar sonra sokakta karşılaşır, biri diğerini eve yemeğe davet eder..



-Oğlum bu ne ev böyle be, su salonun büyüklüğüne bak! Nereden buldun bu kadar parayı birader? Duvarlarda nadide tablolar..



- Gel göstereyim, gel şu pencerenin önüne.. Şuradaki otoyolu görüyor musun?



- Evet.


- 20 milyon dolar tuttu, 25 milyon dolara fatura ettik, farkı cebe indirdik.



İki yıl sonra iki arkadaş yine karşılaşır...



-Gel bu sefer ben seni davet edeyim, bize gidelim..



- Yuh! Şuraya bak..Vay anam vay! Oğlum sen bizim eve saray diyordun bu ne böyle. Bizimki bunun yanında müştemilat olmaz valla, saray asıl burası.



- Gel nasıl yaptığımı sana göstereyim, geç şu pencerenin önüne, bak şurada otoyolu görüyor musun?



-Hayır!



-İşte böyle!...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:22 AM
Sarisin bir yildiz adayi, ustu acik kirmizi arabasini
gecenin bir vakti iyice tenhalasmis ve loslasmis
Hollywood Bulvarı 'nda hizla surerken trafik polisi cevirir:
-"Hanimefendi, ehliyetiniz lutfen.."
-"Ehliyet nedir, afedersiniz?."
-"Kredi karti buyuklugunde bir karttir,hanimefendi.Uzerinde resminiz vardir."
Yildiz adayi cuzdanini cikarir, icinden bir yigin kart dokulur. Uzerinde resmi olani bulup, uzatir.
Polis "Tesekkur ederim" der ve "Simdi de ruhsatiniz
lutfen.."
Sarisin mahcup mahcup sorar gene..
"Ruhsat nedir?.."
"O da deyim yerinde ise arabanizin kimlik kartidir.
Genelde torpido gozunde durur" der sabirla polis..
Sarisin torpido gozune uzanip ruhsatini polise uzatir.
Polis ehliyet ve ruhsati inceler. Ikisi de mukemmeldir.
Gorunurde her sey normaldi ama ortada da bir gariplik vardir.
"Bir dakika lutfen" der sarisina ve motosikletinin yanina
gidip, telsizle merkezdeki nobetci arkadasini arar.
Merkezdeki
sorar:
"Kadin sarisin mi?.."
"Evet!.."
"Mavi gozlu mu?.."
"Evet!.."
"Super mini mi giyiyor?.."
"Evet.."
"Gogusleri kazagindan firliyor mu?."
"Evet.."
"O zaman hemen arabanin yanina git ve
fermuarini indir." "Ne cildirdin mi sen?.. Ben bunu nasil yaparim!" der
trafik polisi. "Sen git dedigimi yap!"
Trafik polisi sarisinin yanina gelir,
arkadasinin dedigini
yapar. Sarisin:
-"Neee?" diye bagirir... "Gene mi alkol muayenesi..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:22 AM
Huriye, Nuriye ve Düriye 75-80 yaslarinda, çok eski üç arkadastir. Bir gün Huriye Nuriye'ye telefon eder ve Düriye'ye
gitmeye karar verirler ve giderler. Biraz muhabbetten sonra Düriye kahve yapar ve içerler. Biraz sonra Düriye yine :
-"Ay kusura bakmayin unuttum, birer kahve yapayim da içelim" der. Huriye ve Nuriye birsey demezler ve içerler.
Aradan biraz zaman geçer.Düriye yine : ''Size bir kahve bile yapmadim hemen yapayimda içelim" der ve yapar getirir. Bizimkilerde yine itiraz yok. Aksama dogru Huriye ve Nuriye kalkarlar, yola düserler. Yolda bastonlari ile yavas yavas yürürken aralarinda su konusma geçer;
Huriye :-"Kiz Nuriye, gördün mü Düriye'yi..!!! Ne kadar pinti olmus. Bize bir kahve bile ikram etmedi"
Nuriye :-"Kiizzz Düriye'yi ne zaman gördün??" http://www.cakal.net/images/smilies/booo.gif

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:23 AM
ATEIST bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafindaki güzelliklere bakiyormus. "Evrim ne güzellikler yaratiyor!" diye düsünüp mest oluyormus. Birden arkasinda kocaman bir ayi belirmis ve onu kovalamaya baslamis. Adam bütün gücüyle kaciyormus ama her arkasina bakista ayinin daha yaklasmis oldugunu farkediyormus. Dakikalarca süren bir kacisin sonunda adamin ayagi yerdeki dala takilmis, ayi adamin üzerine atlamis, pencesini kaldirmis. Tam vurmaya hazirlanirken adam; "TANRIM!!!" diye bagirmis. Bir anda zaman durmus, ayi donmus, ormandaki nehir bile akmaz olmus. Bir anda orman kararmis ve gökyüzünden bir isik hüzmesi adamin üzerine parlamis. Cok derinden gelen ilahi bir ses adama: "Yillarca bana inanmadin, yaratilisi kozmik bir kazaya bagladin,sana bu durumda yardim etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulummu saymaliyim?"demis. Adam utanc icinde: "Biliyorum bunca yildan sonra dindar biri olmayi istemem haksizlik,ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demis. Ses: "Peki." diye karsilik vermis ve isik kaybolmus. Nehir tekrar akmaya baslamis. Hersey eski haline dönmüs.Ayi pencesini indirmis, iki pencesini de göge dogru cevirmis, ve konusmaya baslamis: "Tanrim, senin rizkinla orucumu aciyorum,hamdolsun verdigin nimetlere."

http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/joker.gif http://www.cakal.net/images/smilies/joker.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif





ÇOĞUNUZ BİLİYOSUNUZDUR AMA BENİM AKLIMA GELDİKÇE GÜLERİM DAHA ÖNCE YAYIMLANDIYSA KUSURA BAKMAYIN ARKADAŞLAR

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:23 AM
>Einstein ölünce öteki tarafta sorgu melekleri
>sinavdan geçirip, dünya
>defterini okumuslar. Üstad, insanliga olan
>katkilarindan dolayi cennete
>gitmeye hak kazanmis. Eisnstein'i büyük bir kapidan
>içeri büyük bir
>bahçeye
>getirmisler. Burasi cennetmis. Triplex bir villa
>ve etrafi çiçeklerle
>kapli bir bahçe vermisler.Einstein,sevinçle
>yerlesmis ve yasamaya
>baslamis.Bir gece geç saatlerde purosunu tüttürüp
>kitap okurken
>kapisi çalmis. Einstein merakla kapiyi açinca
>karsisinda bir adam görmüs.
>adam: -"Benim IQ'um 180" demis Einstein çok sevinmis
>ve hemen
>adama,-"gel içeri seninle Quantum fizigi,
>izafiye teorisi biraz da
>felsefe
>konusalim" demis. Adami 7 gün 7 gece misafir etmis.
>Bir süresonra
>yine bir aksam kapi çalinmis. Yine bir adam: -
>"Benim IQ'um 90" demis.
>Einstein; -"Gel seninle siyaset ve ekonomi
>konusalim" diye iceri almis
>adami.Adam 7 gün 7 gece kalmis villada. Aradan yine
>vakit geçmis ve
>bir gece vakti kapi çalinmis. Yine bir adam:
>-"Benim IQ'um 15" demis.
>Einstein bakmis bakmis - "Buyur içeri, konugum
>ol"demis. "Seninle
>de Galatasarayı
>konusuruz".

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:23 AM
çoook komik...
bi tanede benden
adamın biri bir kadınla evlenmiş..adam milyarder olmuş...
not:adam evlenmeden önce trilyonermiş...!!!!!

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:23 AM
bence namık kemalin... su 9 karpuz taşıma fıkrası daha komik bi analtımda sizde oğrenmiş olun..

bir gun ingiliz fransız alman birde biizm turkleri temsilen namık kemal bi yarışmaya katılmışlar..
yarışma konusu kim en cok karpuzu düşürmede taşıyabilir...
ingilize sormuşar sen kac tane taşırısın die.. oda ndemiş ben 2 tane tasırım birisini sağ koltuğumun altına diğerimi sol koltuğumun latında...
..
sonra fransıza gelmiş demiş ben 4 tane taşırım 2 si koltuklarımın latına diğe 2sinide omuzalrımın altına die..
3. almana sormuşar sen kaç tane tasırsın die..oda demiş brn 5 tane tasırım nasıl die..sorumşlar

2 si koltuğumda 2 si omuzumda 1 taneyide karpuza bi delik acar seyime tutdururum demiş..herkez hayran kalmış .http://www.cakal.net/images/smilies/003.gif
en son namık kemal de dmeiş sen kaç tasırsın diince..demiş ben 9 tane tasırım..her kez sasırmıs dabi..sonra anlatmış 2 si koltuğumda 2si omuzumda ..e diğer 5 i?

demiş..almanıda şeyime takarımhttp://www.cakal.net/images/smilies/melek.giftoplam 9 olur

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:23 AM
Kadının biri her Perşembe akşamı Briç Kulübü? ne gidermiş ve bayan arkadaşları ile briç oynadıktan sonra eve gelip kocasının akşam yemeğini hazırlarmış.Yine bir Perşembe akşamı,kadın kendini oyuna kaptırmış ve bir bakmış ki saat çok geç olmuş. Apar topar kalkıp kocasının yemeğini hazırlamak için evin yolunu tutmuş. Ama eve geldiğinde yemek hazırlamak için çok az zamanı kaldığını fark etmiş ve bir yaş kedi mamasını açıp üzerine iki yumurta kırmış. Eşi eve gelip? ne yemek var? diye sorduğunda? kıymalı omlet, tatlım? diye cevap vermiş. Kadın kocasının fark edeceğinden endişe ederken adam dönmüş? hayatımda hiç bu kadar güzel bir yemek yememiştim, bana eski günlerimizi hatırlattı? demiş. Yemeğin ardından da aylar sonra olsa da pek keyifli saatler geçirmişler. Kadın o günden sonra briç dönüşlerinde aynı yöntemi izlemiş ve kedi mamasından yaptığı omleti? kıymalı omlet? diye eşine ikram etmiş. Ama adam iki ay sonra aniden ölmüş. Yine bir Perşembe akşamı Briç Kulübü? ndekilerden bir arkadaşı kadına dönüp? sana o kadar kedi maması koyma adamı öldüreceksin dedik ama bizi dinlemedin? diyerek çıkışmış. Kadın ise kağıtlardan gözünü ayırmayıp sakin bir edayla? mamadan değil tüylerini yalamaktan dolayı öldü? demiş.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:23 AM
Barda uzun süre tek başına içki içen adam bir süre sonra barmene "Biliyor musun, ben sol gözümü ısırabilirim" demiş Doğal olarak barmen buna inanmamış. 1,000,000 Lirasına iddiaya girmişler. Adam, takma olan sol gözünü çıkarmış; ısırmış ve barmenin hayret dolu bakışları arasında parayı cebine atmış. Bir kaç kadeh daha içtikten sonra adam gene barmene dönmüş ve "Biliyor musun" demiş; "ben sağ gözümü de ısırırım!" Adamın tavırlarından kör olmadığını; dolayısıyla öbür gözünün de takma olamayacağını düşünen barmen, parasını kurtarabilmek umuduyla hemen 1,000,000 sına iddiaya girmiş. Adam sakin sakin takma dişlerini çıkarıp sağlam olan sağ gözünü de ısırmış. Aradan bir kaç saat geçince, müşteri barmene "İki milyonunu kurtarmak için sana bir fırsat vermek istiyorum" demiş. "İki milyonuna iddiaya girerim ki bu oturduğum yerden taaa öbür köşeye yerleştireceğin bir bira şişesinin içine, bir damla bile etrafa sıçratmadan işeyebilirim." Barmen uzun uzun bu işin altında nasıl bir üç kağıt olabileceğini düşünmüş; bulamamış ve iddiayı kabul etmiş. Salonun en uzak köşesine bir şişe yerleştirmişler ve adam işemeye başlamış. Değil etrafa bir damla damlatmamak; ortalığı tam anlamıyla berbat etmiş. Barmen paralını kurtarmanın sevinciyle olduğu yerde zıplamaya başlamış. Biraz sakinleşince adama dönüp "Kesinlikle kaybedeceğini bile bile neden böyle bir iddiaya girdin?" diye sormuş. "Kaybettiğimi de nerden çıkardınız?" demiş adam; "Şu karşı masada oturan iki asık suratlı adamı görüyor musunuz? İşte onlarla ""barın orta yerine işerim, barmen de sevinçten zıplar"" diye 5'er milyon lirasına iddiaya girdim".

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:24 AM
İki tavuk markette geziyorlarmış. Yumurta reyonuna geldiklerinde l.tavuk diğerine 40.000 tl değerindeki yumurtaları göstererek "bak bunları ben yaptım"der. Biraz daha ilerler, biraz önceki yumurtalardan daha küçük ve 30.000 tl değerindeki yumurtaları görürler. Bu sefer diğer tavuk "bak bunları da ben yaptım, seninkilerden yapacaktım ama kocam 10.000 tl için kıçını yırtmaya değmez dedi" der.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:24 AM
Karı koca oturmuş televizyon izlerken, erkeğin canı sevişmek ister. Gider mutfaktan bir bardak su ile iki aspirin getirir, karısına uzatır: - "Al karıcığım, sana su ve aspirin getirdim!" - "Neden hayatım? Başım ağrımıyor ki?" - "Allaha şükür!"

-------------------------------------------------

Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"

-------------------------------------------------

Akıl hastanesinde koğuşları gezen başhekim, bir delinin oturmuş, birşeyler yazdığını gördü: - "Kolay gelsin ne yazıyorsun?" - "Mektup yazıyorum efendim." - "Yaaa..Kime yazıyorsun?" - "Kendime.." - "Peki ne yazılı mektupta?" - "İlahi doktor bey, deli misiniz siz.. Mektubu daha almadım ki içinde ne yazdığını bileyim?"

-------------------------------------------------

Deliler hastanesinde bir deli arkadaşına peygamber olduğunu söyler, arkadaşı da ona inanmaz. - "Oğlum" der, "kafayı yedik de bu kadar da değil." Daha sonra bir diğer arkadaşının yanına gider ve der ki: - "Hasan peygamber olduğunu iddia ediyor". Bunun üzerine diğer arkadaşı: - "Yalan, çünkü ben öyle bir peygamber gönderdiğimi hatırlamıyorum

-------------------------------------------------

Nasreddin Hoca'ya yapılan sataşmalar tükenip bitmez. Akşehirliler bir gün Hoca'ya takılır ve sorarlar: - "Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir aslı var mıdır?" Hoca'nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar: - "Her halde öyle olmalı." - "Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize de görelim!" Hoca: - "Pekala şimdi size bir numara yapalım" der.. Karşısında durmakta olan çınar ağacına; - "Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!" der. Tabii ne gelen ağaç var ne giden. Hoca yürümeye başlar ağacın yanına varır. Akşehirliler: - "Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin!" diye gülünce Hoca: - "Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür", der.

-------------------------------------------------

Bir gün Nasreddin Hoca eve doğru yürüyormuş, bir arkadaşı arkadan seslenmiş "aman hoca gördün mü biraz önce geçen helva kazanı ağzına kadar doluydu". Hoca istifini bozmadan "bana ne" demiş. Arkadaşı, "ama hoca helva kazanı sizin eve gidiyordu, buna ne dersin?" demiş; hoca yine istifini bozmadan "o zaman sana ne?" demiş.

-------------------------------------------------

Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktor da adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki: - "Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel." Adam bir hafta sonra gelince doktor: - "Öksürüğün nasıl oldu?", deyince adam da: - "Cesaret edip de öksüremiyorum ki!"

-------------------------------------------------

Hastanenin çocuk hastalıkları servisine yeni tayin olan genç hemşireye servis şefi olan doktor sordu: - "Çocuk sever misiniz?" Hemşire yavaş sesle: - "Severim doktor bey. Ama biz yine de önlem alsak daha iyi olur..."

-------------------------------------------------

Yaşlı bilge ile ormana yeni gelen tavşan birlikte ormanda tur atarlar.Tavşan meraklı her gördüğünü sorar.biraz sonra önlerine bir katır çıkar.Tavşan -Bilge bu nedir ne ilginç hayvan.diye sorar. -O Katır dır.Eşşek ile Atın karışımıdır evladım der yaşlı bilge. Belirli bir süre sonra bu sefer karşılarına Kurtköpeği çıkar.Tavşan tekrar sorar.-Peki ya bu nedir?? yaşlı bilge cevap verir.-O Kurtköpeği.Kurtla köpeğin birleşimidir evladım.Tavşanın aklında yavaş yavaş birşeyler belirir..Kısa süre sonra karşılarına bir Devekuşu çıkar.Tavşan tekrar sorar.Yaşlı bilge onun adının Devkuşu olduğunu söyler .Tavşan uzun zuzun bakar ve ohaa der.

-------------------------------------------------

Adamın biri, bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah'a dua etmeye başlamış. - "Allahım sen namazımı kabul et." Ağaçtaki adam: - "Etmem", diye cevap vermiş. Adam şaşırmış. Tekrarlamış: - "Allahım sen kıldığım namazı kabul et." - "Etmem." Adamın şaşkınlığı iyice artmış. Yine: "Allahım sen namazımı kabul et", demiş. Ağaçtaki adam tekrar: - "Etmem", deyince adam sinirlenmiş. "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım."

-------------------------------------------------

Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa'nin resmi önünde dua ediyor. - "Tanrım anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver. Güle güle anneanne..." Bir anlam verememiş bu duaya... Ancak ertesi gün acı haber gelmiş. Anneanne sizlere ömür... Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada: - "Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Güle güle büyükbaba..." Ertesi gün büyük baba da ölmüş... Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada: - "Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba..." Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmiş yatmış. Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri... Sapasağlam. Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor. - "Ne oldu hanım?" - "Bizim postacı", demiş hanım. "Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüş!"

-------------------------------------------------

Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında "şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi?" demişler. Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve: - "Buyrun beyler, yiyiniz." demişler. Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, öteki araya girmiş: - "Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor!"

-------------------------------------------------

İki deli bir gün deliler hastanesinden kaçmışlar. Kimse bu delileri bulamamış. Doktorlar ümitlerini kestikleri an deliler çika gelmiş. Doktorlar hayretle "niye geldiniz?" demişler.. Deliler: - "Yarın kaçacağız da, onun provasını yaptık."

-------------------------------------------------

Nasreddin Hoca'ya dert yanıyorlar: - "Yahu Hoca senin karın çok geziyor." Hoca: - "Olur mu canım? O kadar gezse arada bir bizim eve de uğrardı."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:24 AM
Hocanın bir gün subaşıya işi düşmüş. Adam haraç ve rüşvet yiyen biriymiş. Hoca fakir, ne yapsın. Bir çömleğe toprak doldurmuş ve üstüne bal sıvamış. Gitmiş işini görmüş, ilamını almış, memnun. Ertesi gün kapısında bir adam bitmiş: - "Hoca demiş, subaşı ilamda bir kusur etmiş. Geri istiyor..." Hoca yutar mı: - "Kusura bakmasın evlat", demiş. "Kusur ilamda değil çömlekteydi."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:25 AM
Doktorun telefonu geceyarısı deli gibi çalıyor. Doktor gidip açıyor, karşısında telaş içinde bir adam: - "DOKTOR! Hemen gelmelisiniz! Eşim duştan çıktı, havlusunu yere düşürünce almak için eğildi, tam o anda poposundan içeri bir fare girdi!" Doktor: - "Tamam sakin olun. Poposuna doğru bir parça peynir tutun bekleyin, ben geliyorum", der ve arabasına atladığı gibi adamın evine gider. İçeri girince ne görsün, adam kadının arkasına eğilmiş, elinde peynir yerine bir balık! - "Ben size ne dedim?" demiş. "Peynir dedim ama bu balık da nerden çıkıyor?" Adam kan ter içinde: - "Dediğinizi yaptım doktor" demiş. - "Ama fare tam kafasını uzatmıştı ki kedi onu avlamak için atıldı..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:25 AM
Temel ve Maymun



Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:25 AM
Tıp Fakültesi birinci sınıfta, profesör öğrencileri kadavranın başında toplamış ve "arkadaşlar" demiş "birinci kural; kadavradan iğrenmeyeceksiniz, mideniz bulanmayacak" der ve hemen kadavranın arkasını çevirir, parmağını kadavranın kıçına sokar ve sonra da ağzına götürüp yalar, tüm öğrenciler de iğrenerek bakarlar ama çare yoktur; hepsi de aynı hareketi tekrarlar. Bütün sınıf aynı işlemi yaptıktan sonra profesör yeniden kadavranın başına geçer ve "arkadaşlar" der; "ikinci ve en önemli kural, kesinlikle çok dikkatli olacaksınız, asla en küçük bir ayrıntıyı bile atlamayacaksınız... Mesela az önce ben işaret parmağımı kadavranın kıçına sokup, orta parmağımı ağzıma götürdüm ama hepiniz bunu atladınız..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:25 AM
Adam kitabevinden içeri girdi, tezgahta duran gence sordu:
- Sizde "Kadınlara Karşı Zafer Kazanan Erkek" romanı var mı?
Tezgahtar eliyle az ötesini işaret etti:
- Var efendim, orada masal kitapları bölümünde bulabilirsiniz.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:25 AM
Okyanusta büyük bir gemi hızla ilerliyorken, bir an gemi kaptanı herkesi güverteye çağırmış. Herkes güverteye toplanınca:
- "Size bir kötü bir de iyi haberim var" demiş. "Hangisi ile başlayayım?"
- "İyi olanla" demiş yolcular...
- "11 dalda oscar kazanacağız..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:25 AM
Adamın biri kazada kulaklarını kaybetmiş. Araştırmaları sonucu iyi bir plastik cerrah bulmuş, ve girmiş ameliyata.
Ameliyat sonrası bandajlar açıldıktan bir süre sonra: - "Aman Allahım Doktor! Bana kadın kulakları takmışsınız!" diye bağırmaya başlamış.
- "Kulak kulaktır!" demiş Doktor... "Kadını erkeği olmaz!"
- "Yanılıyorsunuz!" demiş hasta... "Herşeyi duyuyorum ama hiçbir sey anlamıyorum!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:26 AM
Anne kız konuşurlar. Küçük kız annesine sorar:
- Anne melekler uçar mi?
- Uçar.
- Bütün melekler mi?
- Evet.
- Peki bizim hizmetçi kız neden uçmuyor?
Annesi şaşırır:
- Hizmetçi neden uçacakmış kızım?
- Babam konusurken ona hep "Melegim!" diyor da.
Anne öfkeyle fırlar:
- Ya öyle mi, o halde az sonra hemen uçar.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:26 AM
Adamın biri birgün felç olan bir arkadaşını ziyaret etmiş. Sohbet sırasında felçli arkadaşı adama:
- "Terliklerim yukarıda kalmış onları bana getirir misin lütfen" diye rica etmiş...
Adam yukarı çıkmış, bir de ne görsün; felçli arkadaşının afet gibi dipdiri iki kızı var! Hemen pratik zekasını çalıştırarak:
- "Babanız beni sizinle yatmam için gönderdi" demiş... Kızlar:
- "Nasıl olur!! İmkansız!" demişler... Adam:
- "İnanmıyorsanız soralım" demiş ve aşağıya seslenmiş:
- "İKİSİNİ DE Mİİİİİİ!"... Felçli adam bağırmış:
- "İKİSİNİ DE! İKİSİNİ DEEEE!!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:30 AM
Sobadaki hikmet



Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş"; jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış"; antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar., Adam cevap verir: - "Boru yetmedi."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:30 AM
Kadın, gece yarısı yanından kaybolan kocasını bulmak için kalkar. Evde yalnızlık içinde, aşağıdan bir ses duyar. Aşağı iner ve tekrar dinlemeye başlar, ama kocasını bulamaz.
Biraz daha aramak için aşağı depo'ya iner, orda kocasını dizleri üstüne çökmüş, duvara dönmüş ağladığını görür... Ve merakla sorar:
- "Kocacığım, neyin var, ne oldu ?" Kocası:
- "Hatırlıyor musun, Baban bizi beraber yakaladığında bir soru sormuştu, ya evlenirsin yada 20 yıl hapis çekersin."... Kadın şaşırarak:
- "Eeee ne oldu?" Adam:
- "Bugün, hapisten çıkmış olacaktımm"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:31 AM
Temel'le Fadime ormanda gezerlerken birkaç adam bunlara saldırır. Temel'i ağaca bağlayıp Fadime'yi başlarlar soymaya...
Fadime bağırır:
- "Temeeel bunlar galiba, gali-ba beni ...." Temel:
- "Başım ağrıyo de, başım ağrıyo dee!!!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:31 AM
Adam barda gördüğü güzel bayanla konuşmanın yollarını arıyordu. Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaştı ve,
- "Biraz konuşabilir miyiz, acaba?" dedi. Kız birden haykırdı:
- "Terbiyesiz! Ben senin bildiğin kızlardan değilim!"
Adam utancından yerin dibine girmişti. Herkes ona bakıyordu. Gitti ve masasına oturdu. Bir süre sonra kız ona yaklaştı. Gülümseyerek,
- "Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji öğrencisiyim ve utandırıcı durumlarda insanların nasıl davrandiklarını inceliyordum..." dedi...
Adam avaz avaz bağırarak cevap verdi:
- "Nee? Gecesi 200 dolar mı? Deli misin sen?"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:31 AM
Karadenizliler ile Ruslar cephede uzunca bir müddet savaşmışlar. Günlerce siperin arkasından ateş edip durmuşlar, ama hiç ölen olmamış. Sonunda Rusların aklına bir kurnazlık gelmiş:
- "Ünlü bir laz ismi bulalım hep birlikte bağıralım, onlar ayağa kalkar seslenirler, biz de öldürürüz." Olur mu Olur... Ne diyelim, ne diyelim derken TEMEL akıllarına gelmiş:
- "Tamam Temel diyeceğiz... Bir, iki, üc: Temeeeeel!"
Karadeniz cephesinde Temeller ayağa kalkmış:
- "Ne vaaaaar!" Ruslar ayağa kalkan Temelleri öldürmüş. Ruslar:
- "Güzel oldu, bu sefer DURSUN diyelim," demişler... "Bir, iki, üc: Dursuuuuun?" Dursunlar ayakta...
- "Ne vaaaar?" Ruslar, ayağa kalkan Dursunları da öldürmüşler.
- "Güzel bu sefer İDRİS diyelim," demişler... Bir, iki, üç:
- "İdriiiiis!" İdrisler ayakta...
- "Ne vaaaaar?" Ayağa kalkan İdrisleri de öldürmüşler... Karadenizliler cephesinde:
- "Bu böyle olmaz hep azalıyoruz. Aynı oyunu biz de onlara oynayalım."
- "Tamam oynayalım. Ne diyelim?"
- "VLADEMIR diyelim."
- "Tamam. Bir, iki, üç:
- "Vlademiiiir!" çıt yok...
- "Vlademiiiir!" çıt yok...
Birazdan karşı cepheden:
- "Kim seslendiiii?" Karadenizliler hep birlikte ayakta:
- "Biiiz..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:31 AM
Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey'ın arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey'e dönerek:
- "Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyorda siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?"
Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
- "BUNLARIN HEPSİNİ MOTOR ÇALIŞIYORKEN YAPMAYI DENESENİZE!!!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:31 AM
Başçavuş Albayı tutuklayacakmış



Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün. Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:32 AM
Bir suçlu yurt çapında aranıyormuş. Bütün emniyet müdürlüklerine suçlunun bir adet cepheden ve iki adet profilden resmi dağıtılmış. İki gün sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden bir fax gelmiş:
- Suçlulardan ikisini yakaladık. Üçüncüsünün yakalanması an meselesi

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:32 AM
Temel ilk kez baleye gitmiş. Parmaklarının uçlarında dans eden kızlara bakmış, bakmış VE:
- "Taha uzun poylu kizlaru seçselerdu ya!" demiş...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:32 AM
Yaşlı bir amca parkta bir banka çökmüş etrafı seyrediyormuş... derken yanına bir delikanli gelmiş ki saçları kırmızı, turuncu, mavi, sarı renk boyalı... Adam çocuğa bakakalmış... Çocuk da küstah bir sesle:
- "Ne var moruk, sen hayatında hiç çılgınca bişey yapmadın mı!" demiş... Adam gülümsemiş:
- "Yaptım.. bir seferinde çok sarhoştum ve bir papağanı becermiştim.. Şimdi de acaba sen benim oğlum musun diye merak ediyorum..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:32 AM
Müller akşama doğru Hamburg’da bir otele yerleştikten sonra, sokağa çıktı. Geceyi eğlenerek geçirmek istiyordu. Bir taksiye bindi, şofor sarışın ve güzel bir kızdı. Ona: - "Beni bu gece en ucuz ve en tatlı eğleneceğim bir yere götürün," dedi. Şoför kız: - "En ucuz ve en tatlı…", dedi ve hareket etti.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:32 AM
Temel birgün keçinin boynuna tasma takmış gezdiriyormuş. Arkadaşı Dursun yolda onu görüp:
- Ula Temel Napiysin ?...
- Ula cörmiymisin Çöpeğimi cezdurayrum Dursun kardeşim...
- Ula Temel bunun boynuzlari var....
- Valla ben onin özel hayatina karişmayrum

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:32 AM
Lazın oğlu yüzünde üzgün bir ifade ile okuldan gelmiş. Babası durumu görünce sormuş:
- Ne oldu ?
- Matematik dersinden zayıf aldım.
- Niye ?
- Öğretmen 2 kere 2 kaç eder dedi, bende 6 dedim.
- E oğlum, 2 kere 2 dört eder, hadi bilemedin beş eder. 6 nerden çıktı?

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:33 AM
Teyzesiyim



Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür. Bebeğe bakan doktor: - "Bu çocuk iyi gıda almıyor", der ve kadına dönerek: - "Lütfen soyununuz", diye rica eder. Soyunan kadının göğüslerini iyice kontrol eden doktor: - "Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi" der, "sizin hiç sütünüz yok." Kadın: - "Tabi olmaz doktor bey", der. "Ben çocuğun teyzesiyim..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:33 AM
Temel dünya turuna çıkar ve yolu Canada'ya da düşer. Kırk yılda bir Karadeniz'de hamsi avlamaktan daha değişik bir fırsat çıktığını düşünerek buz tutmuş bir gölde, buzu kırıp balık tutmaya özenir ve işe koyulur. Tam buzu kıracakken, insanın içini titreten bir ses duyulur:
- Oğlum burada balık yok!
Temel az öteye gidip tekrar buzu kıracakken ses yine gürler,
- Burada balık yok dedim sana...
Temel'in eli ayağı titreyerek seslenir:
- Tanrım, sen misun yoksa?
Ses yeniden duyulur,
- Hayır oğlum, ben buz hokeyi stadının spikeriyim.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:33 AM
Bir gün 75 yaşında bir ihtiyar sperm testi yaptırmak için doktora gider. Doktor adama bir kavanoz verir ve:
- "Bunu doldurup yarın bana getirin" der...
Ertesi gün ihtiyar kavanozu getirip doktora verir. Doktor kavanoza bakar ve boş olduğunu görür ve sebebini sorar. İhtiyar anlatmaya başlar:
- "Doktor bey, dün gece sağ elimle denedim olmadı, sol elimle denedim gene olmadı. Karımı çağırdım, o da sağ ve sol elleriyle denedi, ağzıyla denedi önce dişini çıkararak sonra dişini takarak denedi gene olmadı. Baktık olacak gibi değil komşunun karısını çağırdık o da iki elini ve ağzını denedi gene olmadı, deyince doktor kendini tutamamış:
- "Naaptınız, komşunun karısını da mı çağırdınız" diye sormuş.
İhtiyar yanıtlamış:
- "Napalım, açamadık şu lanet kavanozu bir türlü."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:33 AM
Temel bir gün kahvede otururken arkadaşlarından biri ona:
- "Ula temel senin hanım seni aldatıyo" demiş.
Bunu duyan temel hemen eve koşmuş, evi aramış taramış fakat kimseyi bulamayınca sevincinden oracıkta ölmüş. Öbür alemde dolaşırken bir anda arkadaşı Dursun'u karşısında görmüş ve şaşkınlıkla:
- Ula dursun ben seni daha dün gördüydüm nasıl olduda ölüp buraya geldin.
- Valla temel hiç sorma donarak öldüm, peki sen nası öldünde buraya geldin.
- Dün kahvedeydim biri geldi bana senin hanım seni aldatıyo dedi bende hemen eve gittim aradım taradım ama kimseyi bulamayınca orada yığıldım kaldım.
- Ula buzdolabına baksaydın ikimizde şimdi sağ olacaktık.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:33 AM
Kurusun



Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:33 AM
Temel trene binmiş, Kontrol gelmiş, biletinin İstanbul'a olduğunu, trenin Ankara'ya gittiğini söylemiş. Temel kendinden emin:
- Peçi maçinist yanlış istikamete cittiğini piliy mi?

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:33 AM
Temel ile Dursun Sultanahmette gezinirken bir turist gelip kendilerine bir adres sorar. Turist ingilizce, almanca ve fransızca sorar fakat bizim lazlar anlamaz...
- Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti
- Ula neye yarayacakki bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamıyo...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:34 AM
Allah şimdi ne yapıyor?



Bir gün yolda yaya giden bir bektaşinin önüne bir atlı çıktı: - "Baba" dedi, "bir müşkülüm var. Beni aydınlatır mısın?" Bektaşi yanıt verdi: - Elimden gelen bir şeyse, hay hay oğlum. - Şunu öğrenmek istiyorum: Şu anda Allah ne yapıyor? Sualin münasebetsizliğine içerleyen derviş, hiç belli etmemiş: - Yanıt veririm ama bir şartla, sen o attan in, ben bineyim. - Neden? - Böyle yüksek bir suale yüksekten yanıt vermek gerekir de ondan! Adam attan inmiş, Bektaşi binmiş. Adam: - "Hadi" demiş "söyle bakalım. Allah şimdi ne yapiyor?" Bektaşi: - "Ne yapacak" demiş, "atı senin gibi bir budalanın elinden alıp, benim gibi bir akıllıya veriyor". Ve çalakamçı uzaklaşmış.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:34 AM
Otelci Temel'in kapısını bir gece bir İspanyol asilzedesi çalmış.
- Odanız var mı?
- Kimsunuz?
- Jose de Santana de Monte Cristo de Santa Cruzo.
- Haa, pu katar uşağu alacak yerum yok!

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:34 AM
Avukat hırsızlıkla suçlanan müvekkilini yaratıcı bir savunma ile hapisten kurtarmak istemektedir. Avukat Yargıca hitaben;
- "Müvekkilim, arabanın camından içeri sadece kolunu sokup çantayı almıştır. Müvekkilimin kolu, muvekkilimin bizzat kendisi değildir. Sadece bir kol tarafından işlenen bir suç için niye bütün bir kişiyi cezalandırıyorsunuz." der...
Yargıç , gülümseyerek;
- "Peki o zaman aynı mantıkla gidiyorum ve müvekkilinizin kolunu 1 yıl hapse mahküm ediyorum. Müvekkiliniz isterse ona eşlik edebilir." der...
Müvekkil gülümser. Avukatın yardımıyla müvekkilin takma kolunu çıkartırlar ve dönüp giderler...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:34 AM
Bir makine mühendisi, bir eLektrik mühendisi ve bir de biLgisayar mühendisi binmisLer bir arabaya gidiyoLar. YoLun yarIsIna geLdikLerinde araba bozuLuyor ve makine mühendisi;
- "ben haLLederim" deyip yatIyor arabanIn aLtIna, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sIkIyo faLan, biniyorLar arabaya, haLa bozuk. Bu sefer eLektrik mühendisi hemen atLIyo,
- "Bana bIrakIn" diye... KabLoLarI kontroL ediyo, eLektrik aksamIna bakIyo, biniyoLar arabaya ama tIk yok gene. Makina ve eLektrik mühendisi biLgisayar mühendisine dönüyorLar. sIranIn kendisine geLdigini anLayan biLgisayar mühendisi:
- "eee.. şey... arabadan çIkIp bi daha girsek?"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:34 AM
Lazlar havuzlardan konuşurlarken bir tanesi:
- Ben geçen gün bir lüks otelin havuzuna gittim ama kovuldum.
- Niye ?
- Çünkü havuza işedim.
- Amaan, herkes işiyor...
- Ama ben tramplenden işedim...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:34 AM
Adam karısı ile birlikte doktora muayene olmaya gider. Muayene biter ve doktor odasından çıkarak kadının yanına gelir ve Kocanızın ölmemesini istiyorsanız şu kağıda yazdıklarımı uygulayacaksınız der:
1- Sabahları güler yüzle güzel bir kahvaltı hazırlayın ve ise mutlu gitmesini sağlayın
2- Ögleleri eve geldiğinde güler yüzle karşılayın ve güzel bir öğle yemeği ile takdir edildiğini hissettirin, böylece günün geri kalan kısmını da iyi geçirmesine yardım edin.
3- Akşamları eve geldiğinde yemek özellikle güzel olmalı. Eve gelince eline bir kadeh içki verin dinlenmesini sağlayın.
4- Haftada en az üç kere birlikte olun, eğer isterse daha fazla birlikte olun. Ve tamamıyla tatmin olduğundan emin olun.
- "Eger bu dediklerimi harfiyyen uygularsanız kocanızın sağlık yönünden hiçbir problemi olmayacak" der doktor.
Eve geldiklerinde adam karısına sorar,
- "Ne dedi doktor sana?"
- "... ölecekmişsin.."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:34 AM
Eczacı baba



Kız erkek arkadaşını arayıp akşam yemeğe davet etmiş. Hem ailesiyle tanıştıracak, hem de ailesi dışarı çıktıktan sonra erkek arkadaşıyla birlikte olacakmış. Çocuk kız arkadaşının evine gitmeden önce bir eczaneye uğrar. Eczacıya: - "Bana prezervatif verir misiniz?", der; eczacı da ne yapacağını sorar. Çocuk da kız arkadaşının evine gideceğini, kızın ailesi gittikten sonra birlikte olacaklarını söyler. Akşam yemek yemek için masaya otururlar. Yemekten önce dua edilir herkes yemeğe başlar ama çocuk hala dua ediyordur. Kız çocuğa, "ben senin bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum", der. Çocuk da kıza: - "Ben de senin babanın eczacı olduğunu bilmiyordum!!!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:35 AM
Küçük temel annesine sorar,
- Anne hepimiz laz miyuz?
- Öyle
- Dedem de laz miydu?
- Lazidi.
- Onun babasi?
- Hepisi lazidi.
- Öyle te olsa artik sabah kahvaltilarinda hamsi yemek istemeyrum

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:35 AM
Genç rahibelerden biri koşarak gelir ve başrahibenin önünde diz çökerek;
- "Değerli hemşire, sormayın başıma neler geldi ..."
- "Neler geldi kızım ???"
- "Arka bahçede çiçek topluyordum, nerden geldi bahçivanın oğlu ortaya çıktı ve maalesef bana,,,,,"
- "Tecavüz mü etti?"
- "Evet..."
- "Hımmmm, peki kızım sen şimdi git, mutfaktan bir limon al, kes ve suyunu iç.."
- "Aaa, limon hamileliği önler mi ???"
- "Hamileliği önlemez de, en azından sırıtmanı engeller..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:35 AM
Adam melon şapkasının üzerinden kafasının kaşımaya çalışan bir başka adam görmüş ve yanına giderek:
- Afedersiniz, siz Laz mısınız?
- Evet, neden sordun?
- Şapkanızın üzerinden kafanızı kaşımaya çalışıyordunuz da.
- Ne olmuş yani?! Sen kıçın kaşınınca pantalonunu mu çıkarıyorsun?

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:35 AM
Dort kaplumbaga piknige cikmaya karar veriyorlar. Erzaklari hazirlayip yola koyuluyorlar. Bir yil, iki yil, bes, on yil derken 30 yil sonra piknik yerine variyorlar. Hemen erzaklari cikariyorlar, gazozlar, yiyecekler, hersey ortaya cikiyor.
Gazozlar da sise gazoz. Ve acacak YOK! Tek cozum, birinin eve gidip acacagi alip getirmesi. Dogal olarak en genc kaplumbagayi seciyorlar. Genc eleman:
- "Giderim, ama bir sartim var." der ve ekler.
- "Buradaki yiyeceklerin hicbirine ben gelinceye kadar dokunulmayacak." Digerleri de bunu kabul eder. Elemanimiz yola cikar. Aradan bir, iki, on, yirmi yil gecer. Bu arada yasli kaplumbagalardan birisi fenalasir, ölmek uzeredir. Arkadaslari ne yapsa faydasiz. Kaplumbaga'nin son dilegi olup olmadigini sorarlar. O da:
- "Gerci genc kaplumbagaya soz verdik ama, suradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?" der. Digerleri de kiramaz ve:
- "Elbette!" diyerek, sarmalardan birini verirler.
Tam agzina atacagi sirada genc kaplumbaga calilarin arasindan firlar ve:
- "Gitmiyorum iste, gitmiyorum!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:35 AM
Temel bi gun kahveye girmis. Ustu basi yirtikmis. N'oldu diye sormuslar.
Temel: "Kaynanami gomduk."
Kahvedekiler: "Iyi de bu halin ne?"
Temel: "Biraz direndi de."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:35 AM
Mahkemede bir cinayet davasi goruluyordu. Adamin katil oldugu hemen hemen kesindi, bunu goren davali avukatinin aklina bir seytanlik geldi.
"Bayanlar baylar... hepinize bir surprizim var" diyerek saatine bakti...
"Tam bir dakika sonra, muvekkilim tarafindan olduruldugu iddia edilen kisi bu mahkeme salonundan iceri girecek..."
Bunun uzerine hakim, seyirciler, butun kafalar mahkeme salonunun kapisina dondu... 1 dakika gecti... Hicbirsey olmadi... Bunun ardindan avukat:
"Bakin..." dedi.." Ortaya bu iddiayi attim ve hepiniz heyecan icinde kapiya bakip 1 dakika boyunca beklediniz. Bu gosteriyor ki gercekten ortada bir olu olduguna ve dolayisiyla muvekkilimin katil olduguna sizler tamamiyle inanmis degilsiniz..."
Bu sozun ardindan hakim kararini acikladi ve adami suclu buldu...
Avukat şok içinde:
"Ama nasıl olur? Az onceki gosteriden hepiniz etkilendiniz... Hepinizin
kapiya baktigini gordum!"
Hakim:
"Evet dogru... hepimiz baktik" dedi... "Ama muvekkiliniz bakmamisti!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:35 AM
Laz kola otomatiğine gitmiş, para atıp düğmeye basmış ve kolasını almış. Bir para daha atmış, yine düğmeye basmış ve yine kolasını almış. Bunun üzerine heyecanla arkadaşlarının yanına gitmiş ve :
- Çabuk bütün bozuk paralarınızı verin, bugün şansım çok iyi!

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:35 AM
Yillarca, iki kahraman heykeli, biri erkek, biri disi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmis, bir gun bir melek cennetten gelene kadar...
"Sizler iyi ve ornek heykel oldunuz, bu yuzden ben de size ozel bir hediye verecegim. Yarim saat icin sizi canlandiracagim, siz de bu sure icinde ne isterseniz yapabileceksiniz!" demis.
Ve melek ellerini cirpar cirpmaz heykeller canlanmis, birbirlerine biraz utanarak yaklasmislar, ama sonra hizla parktaki caliliklarin arkasina kosmuslar. Kisa bir sure sonra caliliklarin arkasindan kikirdesmeler, kahkahalar duyulmus, calilar sallanmis. Onbes dakika sonra, caliliklardan cikmislar, ikisinin de yuzunde genis bir tebessum varmis.
"Onbes dakikaniz daha var!" demis melek, gozlerini anlamli anlamli kirparak... Disi heykelin yuzundeki tebessum biraz daha yayilmis ve erkek heykele donmus:
"Harika! Ama bu sefer guvercini sen tut, ben siccam kafasina !..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:36 AM
Lazların atölyesinde bir iş kazası olmuş ve bir Lazın parmağı kopmuş. Lazlar hemen ilk yardım yaparak kopan parmağı bir buz torbası içinde hastaneye yetiştirmişler. Koşarak cerraha parmağı vermişler. Parmağı alan cerrah :
- Güzel, parmağa birşey olmamış. Hasta nerde?
- Ne hastası? Onu da mı getirmemiz gerekiyordu?

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:36 AM
Koleler ciftlikten kacarken sihirli lamba bulmuslar ve cini lambadan cikarmislar. Cin 10 zenciye sormus: Dileyin benden ne dilerseniz. Birer dilek dileme hakkInIz var.
1. zenci 'beyaz olmak istiyorum' demis, olmus.
10. zenci tebessum etmeye baslamIs.
2. zenci de beyaz olmak istedigini soylemis, olmus.
10. zenci sIrItmaya devam etmi?.
3. zenci de beyaz olmus diledigi dilegiyle...
10. zenci kIkIrdamaya baslamIs.
4. zencinin de istegi aynI... 10. zenci gulmeye devam...
5,6,7,8 derkeeen 9. zenci de beyaz olma yonunde istegini kullanmIs. sIra 10. zenciye gelmis ama adam yerlerde... Gulmekten geberiyor. Cin istegini sormus... Adam nefes almaya fIrsat buldugu bi ara istegini garip bir bogurtu ile belirtmis:
"HEPSİNİ ZENCİ YAP!".

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:36 AM
Bir mahkeme saLonu düsünün... Bir davada tanIkLIk etmesi için kürsüye yasLI bir teyzeyi çagIrIrLar.. KadIn yerine oturur ve davaLInIn avukatI kadIna yakLasIr...
- "Bayan Jones.. Beni tanIyor musunuz?" YasLI teyze cevap verir:
- "Ah evet Bay WiLLiams sizi çocukLugunuzdan beri tanIyorum.. siz taa o zamanLar biLe aiLeniz için tam bir bas beLasIydInIz.. sürekLi yaLan söyLüyorsunuz, karInIzI komsunuzLa aLdatIyorsunuz, en yakInIm dediginiz insanLarIn arkasIndan konusuyorsunuz, 2 doLar fazLa kazanmak için herkesi satarsInIz..."
DavaLInIn avukatI basta oLmak üzere bütün saLon sok oLur.. Adam ne yapacagInI biLemez bir haLde kadIna tekrar sorar:
- "Peki Bayan WiLLiams, ya karşI tarafIn avukatInI tanIyor musunuz?" KadIn yine cevapLar:
- "ELbette tanIyorum.. çocukLugunda ona dadiLik yapmIstIm.. TembeL, ödLek ve aLkoLik adamIn tekidir.. etrafInda bir tek dostu yoktur ve herkes onun haLa *******i aLtIna kaçIrdIgInI söyLüyor.."
Yine herkes sokta.. bütün saLonu bir gürüLtü kapLar.. hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafIn avukatInI da kürsüye çagIrIr.. Ve ikisine de egiLmeLerini söyLerek kuLakLarIna sunu fIsILdar...
- "Eger bu kadIna beni tanIyIp tanImadIgInI sorarsanIz ikinizi de harcarIm.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:36 AM
Temel çok para kazanmis. Ailece en lüks lokantaya gitmisler. En pahali sarabi seçip ismarlamis. Garson :
- Hangi yıl tercih ederdiniz, diye sorunca,
- Pi mahzuru yoksa hemen isteyrum.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:36 AM
Temel kütüphaneye gider. Shakespeare'nin bir kitabini ödünç almak ister. Memur sorar,
- Hangisini?
Bir süre sessizlikten sonra,
- Vilyum.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:37 AM
Jack ve arkadasi Bob, kayak yapmaya Kuzeye gitmisler. Bir kaç saat yol aldiktan sonra korkunç bir kar firtinasina yakalanmislar. Yakindaki bir çiftlik evine arabalarini çekmisler ve evin çekici hanimindan geceyi orada geçirmek için izin istemisler.
- "Dul bir kadinim ben" diye açiklamis hanim,
- "Eger evimde kalmaniza izin verirsem komsular dedikodu yaparlar."
- "Endiselenmeyin" demis Jack, "ahirda da rahat edebiliriz."
Bir sene sonra Jack, dulun avukatindan bir mektup almis. Arkadasi Bob'u çagirarak sormus:
- "Bob, su çiftliginde kaldigimiz çekici dul kadini hatirliyor musun?"
- "Evet, hatirliyorum."
- "O gece geç vakit eve gidip, o kadinla yattin mi?"
- "Evet, itiraf etmeliyim ki bunu yaptim."
- "Ona kendi adin yerine benimkini verdin mi peki?"
Bob yüzü kizararak cevap verir:
- "Evet, korkarim öyle yaptim."
- "Eh, sana çok tesekkür borçluyum dostum. Kadin ölmüs ve çiftligini de bana birakmis."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:37 AM
Temel Fadime'yle tiyatro gişesine gitmiş:
- Pize içi pilet lütfen.
- Leyla ile Mecnun için mi?
- Hayir Fadime'yle penum için.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:37 AM
Dallas'daki NASA uzay ussunde, us komutani, George ve Bob adindaki astronotlari yanina cagirip, ertesi gun cikacaklari Mars yolculugu hakkinda son talimatlari verir ve bu zor yolculugun oncesinde uyumak uzere evlerine gitmelerini soyler. Her iki astronot da, talimata uyup evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon gelir. Arayan Bob'dur.
"Alo, George. Ben Bob. Uyudun mu?"
"Henuz degil."
"Ben cok heyecanliyim. Uyku tutmadi. Sana da uyarsa, benimle birlikte icmeye ne dersin? Uzun sure icki icemiyecegiz..."
"Ok."
Bir saat sonra George ve Bob bulusurlar, bir bara girip icki soylerler. Barmen tam ickiyi verirken ikisine de dikkatlice bakar.
"Hey men. Sizi tanidim. Yarin Mars'a gidecek astronotlarsiniz. Size icki verdigim ortaya cikarsa bir daha Dallas'ta ekmek yiyemem ben. Kusura bakmayin."
George ve Bob barmenle tartismalarina ragmen o barda icki icemezler. Baska barlarda sanslarini denerler; ama TV programlarini surekli izleyen barmenler onlari her seferinde tanirlar ve icki vermeyi reddederler. Marketlerde kapalidir. Tam eve donmeye karar verdiklerinde Bob'un aklina bir fikir gelir.
"Yahu George'cugum. Bizim uzay roketine koyduklari yakitin kokusunu hatirliyor musun. Ayni viski gibiydi. Istiyorsan ondan icelim."
Birlikte uzay ussune girerler. Kontrol etmek bahanesiyle yakit tankinin yanina gelirler. Kimse suphelenmez. Onlara guvenmeyip te kime guveneceklerdir ki zaten. Ertesi sabah fuzeye binecek olanlar onlardir. George ve Bob yakit tankindan aldiklari yakittan birer kadeh
icerler; sonra da evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon calar. Arayan yine Bob'dur.
"Alo George. Yine ben. Rahatsiz ettim ama kusura bakma. Sana birsey sormak istiyorum. Karnin agriyor mu?"
"Evet Bob. Hem de cok."
"Peki. O zaman sakin gaz çıkarayım deme. Ben seni TOKYO'dan ariyorum..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:37 AM
İki laz yılan olan Temel'le Idris yolda gidiyorlarmis. Birden Temel Idris'e donup: "Ula Idris biz zehirli miydik yoksa zehirsiz mu?" diye sormus. Idris sasirmis "Ula ne oldu gene" demis. Temel de:
"Ula biraz once dilimi isirdim da," demis...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 11:37 AM
Minik oglan bahçede oynarken, babasinin arabasiyla sokaktan geçip, ormana dogru gittigini görmüs. Merak bu ya. O da arabayi izleyerek ormana gitmis.
Bir de ne görsün. Babasi ile teyzesi arabanin yaninda durmus öpüsüyorlar. Çocuk bu ya, gördügünden etkilenmis durumda kosarak eve dönmüs, nefes nefese heyecanli bir sekilde annesine, "Anne, anne. Biraz önce babami ormanda" derken annesi sözünü kesmis ve "Dur biraz. Nefes al. Sakinles. Öyle anlat" demis.
Oglan sakinlestikten sonra devam etmis, "Bahçede oynarken babamin arabasiyla ormana dogru gittigini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babami teyzemle öpüsürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömlegini çikardi. Sonra arabanin arka koltuguna geçtiler".
Anne çocuga dönmüs, "Dur bakalim, ne kadar ilginç bir öykü bu. Devamini anlatma, sakla. Aksam yemeginde babanla beraberken bitirirsin. Sen bu öyküyü bitirirken babanin suratini görmek istiyorum".
Aksam olmus, yemege oturmuslar. Anne çocuga dönmüs; "Bu gün neler yaptigini bize anlatsana" demis.
Oglan baslamis; "Bahçede oynarken babamin arabasiyla ormana dogru gittigini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babami teyzemle öpüsürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömlegini çikardi. Sonra arabanin arka koltuguna geçtiler. Ardindan geçen sene babam seyahatteykenn senin Amcamla yaptigin seyden yaptilar".

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:02 PM
Sarisin bir yildiz adayi, ustu acik kirmizi arabasini
gecenin bir vakti iyice tenhalasmis ve loslasmis
Hollywood Bulvarı 'nda hizla surerken trafik polisi cevirir:
-"Hanimefendi, ehliyetiniz lutfen.."
-"Ehliyet nedir, afedersiniz?."
-"Kredi karti buyuklugunde bir karttir,hanimefendi.Uzerinde resminiz vardir."
Yildiz adayi cuzdanini cikarir, icinden bir yigin kart dokulur. Uzerinde resmi olani bulup, uzatir.
Polis "Tesekkur ederim" der ve "Simdi de ruhsatiniz
lutfen.."
Sarisin mahcup mahcup sorar gene..
"Ruhsat nedir?.."
"O da deyim yerinde ise arabanizin kimlik kartidir.
Genelde torpido gozunde durur" der sabirla polis..
Sarisin torpido gozune uzanip ruhsatini polise uzatir.
Polis ehliyet ve ruhsati inceler. Ikisi de mukemmeldir.
Gorunurde her sey normaldi ama ortada da bir gariplik vardir.
"Bir dakika lutfen" der sarisina ve motosikletinin yanina
gidip, telsizle merkezdeki nobetci arkadasini arar.
Merkezdeki
sorar:
"Kadin sarisin mi?.."
"Evet!.."
"Mavi gozlu mu?.."
"Evet!.."
"Super mini mi giyiyor?.."
"Evet.."
"Gogusleri kazagindan firliyor mu?."
"Evet.."
"O zaman hemen arabanin yanina git ve
fermuarini indir." "Ne cildirdin mi sen?.. Ben bunu nasil yaparim!" der
trafik polisi. "Sen git dedigimi yap!"
Trafik polisi sarisinin yanina gelir,
arkadasinin dedigini
yapar. Sarisin:
-"Neee?" diye bagirir... "Gene mi alkol muayenesi..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:03 PM
Huriye, Nuriye ve Düriye 75-80 yaslarinda, çok eski üç arkadastir. Bir gün Huriye Nuriye'ye telefon eder ve Düriye'ye
gitmeye karar verirler ve giderler. Biraz muhabbetten sonra Düriye kahve yapar ve içerler. Biraz sonra Düriye yine :
-"Ay kusura bakmayin unuttum, birer kahve yapayim da içelim" der. Huriye ve Nuriye birsey demezler ve içerler.
Aradan biraz zaman geçer.Düriye yine : ''Size bir kahve bile yapmadim hemen yapayimda içelim" der ve yapar getirir. Bizimkilerde yine itiraz yok. Aksama dogru Huriye ve Nuriye kalkarlar, yola düserler. Yolda bastonlari ile yavas yavas yürürken aralarinda su konusma geçer;
Huriye :-"Kiz Nuriye, gördün mü Düriye'yi..!!! Ne kadar pinti olmus. Bize bir kahve bile ikram etmedi"
Nuriye :-"Kiizzz Düriye'yi ne zaman gördün??" http://www.cakal.net/images/smilies/booo.gif

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:03 PM
ATEIST bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafindaki güzelliklere bakiyormus. "Evrim ne güzellikler yaratiyor!" diye düsünüp mest oluyormus. Birden arkasinda kocaman bir ayi belirmis ve onu kovalamaya baslamis. Adam bütün gücüyle kaciyormus ama her arkasina bakista ayinin daha yaklasmis oldugunu farkediyormus. Dakikalarca süren bir kacisin sonunda adamin ayagi yerdeki dala takilmis, ayi adamin üzerine atlamis, pencesini kaldirmis. Tam vurmaya hazirlanirken adam; "TANRIM!!!" diye bagirmis. Bir anda zaman durmus, ayi donmus, ormandaki nehir bile akmaz olmus. Bir anda orman kararmis ve gökyüzünden bir isik hüzmesi adamin üzerine parlamis. Cok derinden gelen ilahi bir ses adama: "Yillarca bana inanmadin, yaratilisi kozmik bir kazaya bagladin,sana bu durumda yardim etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulummu saymaliyim?"demis. Adam utanc icinde: "Biliyorum bunca yildan sonra dindar biri olmayi istemem haksizlik,ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demis. Ses: "Peki." diye karsilik vermis ve isik kaybolmus. Nehir tekrar akmaya baslamis. Hersey eski haline dönmüs.Ayi pencesini indirmis, iki pencesini de göge dogru cevirmis, ve konusmaya baslamis: "Tanrim, senin rizkinla orucumu aciyorum,hamdolsun verdigin nimetlere."

http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/joker.gif http://www.cakal.net/images/smilies/joker.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:03 PM
>Einstein ölünce öteki tarafta sorgu melekleri
>sinavdan geçirip, dünya
>defterini okumuslar. Üstad, insanliga olan
>katkilarindan dolayi cennete
>gitmeye hak kazanmis. Eisnstein'i büyük bir kapidan
>içeri büyük bir
>bahçeye
>getirmisler. Burasi cennetmis. Triplex bir villa
>ve etrafi çiçeklerle
>kapli bir bahçe vermisler.Einstein,sevinçle
>yerlesmis ve yasamaya
>baslamis.Bir gece geç saatlerde purosunu tüttürüp
>kitap okurken
>kapisi çalmis. Einstein merakla kapiyi açinca
>karsisinda bir adam görmüs.
>adam: -"Benim IQ'um 180" demis Einstein çok sevinmis
>ve hemen
>adama,-"gel içeri seninle Quantum fizigi,
>izafiye teorisi biraz da
>felsefe
>konusalim" demis. Adami 7 gün 7 gece misafir etmis.
>Bir süresonra
>yine bir aksam kapi çalinmis. Yine bir adam: -
>"Benim IQ'um 90" demis.
>Einstein; -"Gel seninle siyaset ve ekonomi
>konusalim" diye iceri almis
>adami.Adam 7 gün 7 gece kalmis villada. Aradan yine
>vakit geçmis ve
>bir gece vakti kapi çalinmis. Yine bir adam:
>-"Benim IQ'um 15" demis.
>Einstein bakmis bakmis - "Buyur içeri, konugum
>ol"demis. "Seninle
>de Galatasarayı
>konusuruz".

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:03 PM
adamın biri bir kadınla evlenmiş..adam milyarder olmuş...
not:adam evlenmeden önce trilyonermiş...!!!!!

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:04 PM
bence namık kemalin... su 9 karpuz taşıma fıkrası daha komik bi analtımda sizde oğrenmiş olun..

bir gun ingiliz fransız alman birde biizm turkleri temsilen namık kemal bi yarışmaya katılmışlar..
yarışma konusu kim en cok karpuzu düşürmede taşıyabilir...
ingilize sormuşar sen kac tane taşırısın die.. oda ndemiş ben 2 tane tasırım birisini sağ koltuğumun altına diğerimi sol koltuğumun latında...
..
sonra fransıza gelmiş demiş ben 4 tane taşırım 2 si koltuklarımın latına diğe 2sinide omuzalrımın altına die..
3. almana sormuşar sen kaç tane tasırsın die..oda demiş brn 5 tane tasırım nasıl die..sorumşlar

2 si koltuğumda 2 si omuzumda 1 taneyide karpuza bi delik acar seyime tutdururum demiş..herkez hayran kalmış .http://www.cakal.net/images/smilies/003.gif
en son namık kemal de dmeiş sen kaç tasırsın diince..demiş ben 9 tane tasırım..her kez sasırmıs dabi..sonra anlatmış 2 si koltuğumda 2si omuzumda ..e diğer 5 i?

demiş..almanıda şeyime takarımhttp://www.cakal.net/images/smilies/melek.giftoplam 9 olur

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:04 PM
Kadının biri her Perşembe akşamı Briç Kulübü? ne gidermiş ve bayan arkadaşları ile briç oynadıktan sonra eve gelip kocasının akşam yemeğini hazırlarmış.Yine bir Perşembe akşamı,kadın kendini oyuna kaptırmış ve bir bakmış ki saat çok geç olmuş. Apar topar kalkıp kocasının yemeğini hazırlamak için evin yolunu tutmuş. Ama eve geldiğinde yemek hazırlamak için çok az zamanı kaldığını fark etmiş ve bir yaş kedi mamasını açıp üzerine iki yumurta kırmış. Eşi eve gelip? ne yemek var? diye sorduğunda? kıymalı omlet, tatlım? diye cevap vermiş. Kadın kocasının fark edeceğinden endişe ederken adam dönmüş? hayatımda hiç bu kadar güzel bir yemek yememiştim, bana eski günlerimizi hatırlattı? demiş. Yemeğin ardından da aylar sonra olsa da pek keyifli saatler geçirmişler. Kadın o günden sonra briç dönüşlerinde aynı yöntemi izlemiş ve kedi mamasından yaptığı omleti? kıymalı omlet? diye eşine ikram etmiş. Ama adam iki ay sonra aniden ölmüş. Yine bir Perşembe akşamı Briç Kulübü? ndekilerden bir arkadaşı kadına dönüp? sana o kadar kedi maması koyma adamı öldüreceksin dedik ama bizi dinlemedin? diyerek çıkışmış. Kadın ise kağıtlardan gözünü ayırmayıp sakin bir edayla? mamadan değil tüylerini yalamaktan dolayı öldü? demiş.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:04 PM
Barda uzun süre tek başına içki içen adam bir süre sonra barmene "Biliyor musun, ben sol gözümü ısırabilirim" demiş Doğal olarak barmen buna inanmamış. 1,000,000 Lirasına iddiaya girmişler. Adam, takma olan sol gözünü çıkarmış; ısırmış ve barmenin hayret dolu bakışları arasında parayı cebine atmış. Bir kaç kadeh daha içtikten sonra adam gene barmene dönmüş ve "Biliyor musun" demiş; "ben sağ gözümü de ısırırım!" Adamın tavırlarından kör olmadığını; dolayısıyla öbür gözünün de takma olamayacağını düşünen barmen, parasını kurtarabilmek umuduyla hemen 1,000,000 sına iddiaya girmiş. Adam sakin sakin takma dişlerini çıkarıp sağlam olan sağ gözünü de ısırmış. Aradan bir kaç saat geçince, müşteri barmene "İki milyonunu kurtarmak için sana bir fırsat vermek istiyorum" demiş. "İki milyonuna iddiaya girerim ki bu oturduğum yerden taaa öbür köşeye yerleştireceğin bir bira şişesinin içine, bir damla bile etrafa sıçratmadan işeyebilirim." Barmen uzun uzun bu işin altında nasıl bir üç kağıt olabileceğini düşünmüş; bulamamış ve iddiayı kabul etmiş. Salonun en uzak köşesine bir şişe yerleştirmişler ve adam işemeye başlamış. Değil etrafa bir damla damlatmamak; ortalığı tam anlamıyla berbat etmiş. Barmen paralını kurtarmanın sevinciyle olduğu yerde zıplamaya başlamış. Biraz sakinleşince adama dönüp "Kesinlikle kaybedeceğini bile bile neden böyle bir iddiaya girdin?" diye sormuş. "Kaybettiğimi de nerden çıkardınız?" demiş adam; "Şu karşı masada oturan iki asık suratlı adamı görüyor musunuz? İşte onlarla ""barın orta yerine işerim, barmen de sevinçten zıplar"" diye 5'er milyon lirasına iddiaya girdim".

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:04 PM
İki tavuk markette geziyorlarmış. Yumurta reyonuna geldiklerinde l.tavuk diğerine 40.000 tl değerindeki yumurtaları göstererek "bak bunları ben yaptım"der. Biraz daha ilerler, biraz önceki yumurtalardan daha küçük ve 30.000 tl değerindeki yumurtaları görürler. Bu sefer diğer tavuk "bak bunları da ben yaptım, seninkilerden yapacaktım ama kocam 10.000 tl için kıçını yırtmaya değmez dedi" der.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:04 PM
Karı koca oturmuş televizyon izlerken, erkeğin canı sevişmek ister. Gider mutfaktan bir bardak su ile iki aspirin getirir, karısına uzatır: - "Al karıcığım, sana su ve aspirin getirdim!" - "Neden hayatım? Başım ağrımıyor ki?" - "Allaha şükür!"

-------------------------------------------------

Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"

-------------------------------------------------

Akıl hastanesinde koğuşları gezen başhekim, bir delinin oturmuş, birşeyler yazdığını gördü: - "Kolay gelsin ne yazıyorsun?" - "Mektup yazıyorum efendim." - "Yaaa..Kime yazıyorsun?" - "Kendime.." - "Peki ne yazılı mektupta?" - "İlahi doktor bey, deli misiniz siz.. Mektubu daha almadım ki içinde ne yazdığını bileyim?"

-------------------------------------------------

Deliler hastanesinde bir deli arkadaşına peygamber olduğunu söyler, arkadaşı da ona inanmaz. - "Oğlum" der, "kafayı yedik de bu kadar da değil." Daha sonra bir diğer arkadaşının yanına gider ve der ki: - "Hasan peygamber olduğunu iddia ediyor". Bunun üzerine diğer arkadaşı: - "Yalan, çünkü ben öyle bir peygamber gönderdiğimi hatırlamıyorum

-------------------------------------------------

Nasreddin Hoca'ya yapılan sataşmalar tükenip bitmez. Akşehirliler bir gün Hoca'ya takılır ve sorarlar: - "Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir aslı var mıdır?" Hoca'nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar: - "Her halde öyle olmalı." - "Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize de görelim!" Hoca: - "Pekala şimdi size bir numara yapalım" der.. Karşısında durmakta olan çınar ağacına; - "Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!" der. Tabii ne gelen ağaç var ne giden. Hoca yürümeye başlar ağacın yanına varır. Akşehirliler: - "Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin!" diye gülünce Hoca: - "Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür", der.

-------------------------------------------------

Bir gün Nasreddin Hoca eve doğru yürüyormuş, bir arkadaşı arkadan seslenmiş "aman hoca gördün mü biraz önce geçen helva kazanı ağzına kadar doluydu". Hoca istifini bozmadan "bana ne" demiş. Arkadaşı, "ama hoca helva kazanı sizin eve gidiyordu, buna ne dersin?" demiş; hoca yine istifini bozmadan "o zaman sana ne?" demiş.

-------------------------------------------------

Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktor da adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki: - "Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel." Adam bir hafta sonra gelince doktor: - "Öksürüğün nasıl oldu?", deyince adam da: - "Cesaret edip de öksüremiyorum ki!"

-------------------------------------------------

Hastanenin çocuk hastalıkları servisine yeni tayin olan genç hemşireye servis şefi olan doktor sordu: - "Çocuk sever misiniz?" Hemşire yavaş sesle: - "Severim doktor bey. Ama biz yine de önlem alsak daha iyi olur..."

-------------------------------------------------

Yaşlı bilge ile ormana yeni gelen tavşan birlikte ormanda tur atarlar.Tavşan meraklı her gördüğünü sorar.biraz sonra önlerine bir katır çıkar.Tavşan -Bilge bu nedir ne ilginç hayvan.diye sorar. -O Katır dır.Eşşek ile Atın karışımıdır evladım der yaşlı bilge. Belirli bir süre sonra bu sefer karşılarına Kurtköpeği çıkar.Tavşan tekrar sorar.-Peki ya bu nedir?? yaşlı bilge cevap verir.-O Kurtköpeği.Kurtla köpeğin birleşimidir evladım.Tavşanın aklında yavaş yavaş birşeyler belirir..Kısa süre sonra karşılarına bir Devekuşu çıkar.Tavşan tekrar sorar.Yaşlı bilge onun adının Devkuşu olduğunu söyler .Tavşan uzun zuzun bakar ve ohaa der.

-------------------------------------------------

Adamın biri, bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah'a dua etmeye başlamış. - "Allahım sen namazımı kabul et." Ağaçtaki adam: - "Etmem", diye cevap vermiş. Adam şaşırmış. Tekrarlamış: - "Allahım sen kıldığım namazı kabul et." - "Etmem." Adamın şaşkınlığı iyice artmış. Yine: "Allahım sen namazımı kabul et", demiş. Ağaçtaki adam tekrar: - "Etmem", deyince adam sinirlenmiş. "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım."

-------------------------------------------------

Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa'nin resmi önünde dua ediyor. - "Tanrım anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver. Güle güle anneanne..." Bir anlam verememiş bu duaya... Ancak ertesi gün acı haber gelmiş. Anneanne sizlere ömür... Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada: - "Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Güle güle büyükbaba..." Ertesi gün büyük baba da ölmüş... Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada: - "Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba..." Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmiş yatmış. Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri... Sapasağlam. Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor. - "Ne oldu hanım?" - "Bizim postacı", demiş hanım. "Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüş!"

-------------------------------------------------

Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında "şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi?" demişler. Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve: - "Buyrun beyler, yiyiniz." demişler. Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, öteki araya girmiş: - "Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor!"

-------------------------------------------------

İki deli bir gün deliler hastanesinden kaçmışlar. Kimse bu delileri bulamamış. Doktorlar ümitlerini kestikleri an deliler çika gelmiş. Doktorlar hayretle "niye geldiniz?" demişler.. Deliler: - "Yarın kaçacağız da, onun provasını yaptık."

-------------------------------------------------

Nasreddin Hoca'ya dert yanıyorlar: - "Yahu Hoca senin karın çok geziyor." Hoca: - "Olur mu canım? O kadar gezse arada bir bizim eve de uğrardı."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:04 PM
Hocanın bir gün subaşıya işi düşmüş. Adam haraç ve rüşvet yiyen biriymiş. Hoca fakir, ne yapsın. Bir çömleğe toprak doldurmuş ve üstüne bal sıvamış. Gitmiş işini görmüş, ilamını almış, memnun. Ertesi gün kapısında bir adam bitmiş: - "Hoca demiş, subaşı ilamda bir kusur etmiş. Geri istiyor..." Hoca yutar mı: - "Kusura bakmasın evlat", demiş. "Kusur ilamda değil çömlekteydi."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:04 PM
Doktorun telefonu geceyarısı deli gibi çalıyor. Doktor gidip açıyor, karşısında telaş içinde bir adam: - "DOKTOR! Hemen gelmelisiniz! Eşim duştan çıktı, havlusunu yere düşürünce almak için eğildi, tam o anda poposundan içeri bir fare girdi!" Doktor: - "Tamam sakin olun. Poposuna doğru bir parça peynir tutun bekleyin, ben geliyorum", der ve arabasına atladığı gibi adamın evine gider. İçeri girince ne görsün, adam kadının arkasına eğilmiş, elinde peynir yerine bir balık! - "Ben size ne dedim?" demiş. "Peynir dedim ama bu balık da nerden çıkıyor?" Adam kan ter içinde: - "Dediğinizi yaptım doktor" demiş. - "Ama fare tam kafasını uzatmıştı ki kedi onu avlamak için atıldı..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:05 PM
Temel ve Maymun



Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:05 PM
Tıp Fakültesi birinci sınıfta, profesör öğrencileri kadavranın başında toplamış ve "arkadaşlar" demiş "birinci kural; kadavradan iğrenmeyeceksiniz, mideniz bulanmayacak" der ve hemen kadavranın arkasını çevirir, parmağını kadavranın kıçına sokar ve sonra da ağzına götürüp yalar, tüm öğrenciler de iğrenerek bakarlar ama çare yoktur; hepsi de aynı hareketi tekrarlar. Bütün sınıf aynı işlemi yaptıktan sonra profesör yeniden kadavranın başına geçer ve "arkadaşlar" der; "ikinci ve en önemli kural, kesinlikle çok dikkatli olacaksınız, asla en küçük bir ayrıntıyı bile atlamayacaksınız... Mesela az önce ben işaret parmağımı kadavranın kıçına sokup, orta parmağımı ağzıma götürdüm ama hepiniz bunu atladınız..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:05 PM
Adam kitabevinden içeri girdi, tezgahta duran gence sordu:
- Sizde "Kadınlara Karşı Zafer Kazanan Erkek" romanı var mı?
Tezgahtar eliyle az ötesini işaret etti:
- Var efendim, orada masal kitapları bölümünde bulabilirsiniz.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:05 PM
Okyanusta büyük bir gemi hızla ilerliyorken, bir an gemi kaptanı herkesi güverteye çağırmış. Herkes güverteye toplanınca:
- "Size bir kötü bir de iyi haberim var" demiş. "Hangisi ile başlayayım?"
- "İyi olanla" demiş yolcular...
- "11 dalda oscar kazanacağız..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:05 PM
Adamın biri kazada kulaklarını kaybetmiş. Araştırmaları sonucu iyi bir plastik cerrah bulmuş, ve girmiş ameliyata.
Ameliyat sonrası bandajlar açıldıktan bir süre sonra: - "Aman Allahım Doktor! Bana kadın kulakları takmışsınız!" diye bağırmaya başlamış.
- "Kulak kulaktır!" demiş Doktor... "Kadını erkeği olmaz!"
- "Yanılıyorsunuz!" demiş hasta... "Herşeyi duyuyorum ama hiçbir sey anlamıyorum!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:06 PM
Cocuk babasina:
- Babacigim,annem ile nasil evlendin?
Adam esine donuyor:
- Goruyormusun,cocuk bile anlam veremiyor.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:06 PM
Adam doktora gider :
-Doktor bey, galiba karimda isitme kaybi basladi. Ne yapabiliriz?
Doktor :
-Eve gittiginiz zaman, karinizin arkasinda, biraz uzakta durun. Normal bir sesle ona soru sorun. Eger sizi duymazsa biraz daha yaklasin ve sorunuzu tekrarlayin. Hangi mesafede duydugunu tesbit edelim, ona göre bir tedavi uygulariz.
Adam eve döner. Karisi mutfakta yemekle ugrasmaktadir. Adam mutfagin kapisinda durur ve normal bir sesle :
- Hayatim, ne yiyoruz bu aksam? diye sorar.
Karisi cevap vermez. Adam bir iki adim atar ve bir kez daha sorar :
- Hayatim, ne yiyoruz bu aksam?
Karisi yine cevap vermez. Adam kadinin dibine kadar gelir ve tekrarlar :
- Hayatim, ne yiyoruz bu aksam?
Karisi öfkeyle dönerek cevap verir :
- Üçtür köfte diyorum ya!

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:06 PM
Temel, Dursun, Cemal suyun altında en çok kalma yarışması yapıyorlarmış. Dursun 15 dakika, Cemal 10 dakika durmuş çıkmışlar. 10 saat olmuş 20 saat olmuş Temel in cesadi karaya vurmuş.Dha sonra Fadimeye baş sağlığı dilemişler.
- "Üzülme" diye tesellietmek istemişler.Fadime:
- "Önenli değil yarışı kazandı ya önemli olan o"demiş.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:06 PM
Taksinin yokusta frenleri patlamis, muthis bir hizla asagi iniyor.
Kayseri'li musteri bagirmis..
- "Durdur su arabayi.."
Sofor panik icinde haykirmis..
- "Durduramiyorum!.."
- "O zaman taksimetreyi durdur hic degilse" demis, Kayserili.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:06 PM
Bir araba yasli Temel'e çarpar. Arabanin soförü bagirir,
- Suç sende ben 20 yillik soförüm!..
Temel karsilik verir,
- Pen de 80 yildir yüreyrum!

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:06 PM
Bir sarisin, bir kizil saçli ve bir esmer kadin çölün ortasinda arabayla yol almaktadirlar. Hava korkunç sicaktir. Arabanin motoru birden stop eder.
Inip baktiklarinda, motoru tekrar çalistiramayacaklarini anlarlar. Mecburen çölde uzunca bir yürüyüs yapmalari gerektiginden, her biri arabadan birseyler alir.
Esmer, bir sise su; kizil sacli bir paket bisküvi ve sarisin da arabanin kapisini söküp alir. Çölde yürümeye baslarlar ve bir süre sonra dinlenmek için mola verirler.
Mola sirasinda sarisin ve esmer kadinlar kizil saçliya döner ve niye bir paket bisküvi aldigini sorarlar.
- "Acikirsam yerim, diye düsündüm" cevabini verir kizil saçli "..çölde ne kadar yürüyecegimiz belli degil.."
Hepsi de bunun çok mantikli oldugunu düsünür. Ve sonra sarisin kadinla kizil saçli olani esmere döner ve niye yanina bir sise su aldigini sorarlar.
- "Eger susarsam, yanimda içecek birseyim olmasi gerektigini düsündüm.." diye cevaplar esmer kadin.
Evet, bu çok akillica bir fikir, diye düsünür diger ikisi. En sonunda esmer ve kizil saçli kadinlar sarisina dönerler ve arabanin kapisini niçin söküp aldigini sorarlar.
- "Seyy.." der sarisin "..çok sicak olursa pencereyi açip serinlerim diye düsündüm de.."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:06 PM
Adam bara gitmis tam arkasinda bir devekusu..
- "Bir bira..!" demis adam..
- "Ben de..!" demis devekusu.
Barmen servisi yapmis..
- "Hesap üç dolar kirkiki!" demis..
Adam elini cebine sokmus bir avuç para çikarip bara koymus. Saymis barmen.. Kurusu kurusuna 3 dolar 42!..
Ertesi gün
- "Viski!" demis adam.
- "Ben de!" demis, devekusu.
- "Yedi dolar ondört!" demis Barmen..
Yine elini cebine atmis adam.. Pat!. Çikartmis parayi. Tami tamina 7 dolar 14.. Günlerce devam etmis bara gelisler.. Içki.. Aynisi devekusuna.. Aynen cepten para..
Merak etmis barmen sonunda..
- "Kuzum nedir bunlar..
Parayi saymadan tami tamina çikariyorsun cebinden.."
- "Ben sihirli bir lamba buldum" demis adam..
- "Ne alirsam.. Bir bardak su veya bir Rolls Royce cebimde kurusu kurusuna parasini buluyorum..!"
- "Peki.. Peki bu devekusu?" diye sormus Barmen..
- "Haa o mu?!" demis adam.. "Bir de benimle ayni zevkleri paylasan uzun bacakli bir piliç dilemistim..!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:06 PM
Bizim koylu Ahmet esegini satmaya karar vermis. Kiymeti tas catlasa 50 milyon lira eden esek icin pazarlik payini da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymus. Komsu koyden acilen esege ihtiyaci olan Mehmet 100 milyon odeyip almaya razi olmus. Koylu Ahmet esegini satmis ama aksam da uykusu kacmis. Dusunup durmus,
- "Mehmet 50 milyon liralik esege niye 100 milyon lira verdi?" diye. ici rahat etmeyince ertesi gun esegini geri almaya karar vermis. Pazara gittiginde Mehmet'in esegi 200 milyon liradan satisa cikardigini gormus. Sonunda 200 milyon liraya almak zorunda kalmis. Ayni olay bu kez Mehmet'in basina gelmis.
O da ertesi gun esegi geri almaya karar vermis. Bu alisveris hergun fiyat arta arta devam etmis. Birkac gun sonra pazara bir baska koyden Huseyin gelmis. Huseyin pazardaki kalabaligin arasina dalinca bir de ne gorsun:
- "Al, al, al, sat, sat , sat" bagrismalari arasinda bir yasli esek ve bu esegin 1 milyar liralik satis fiyati....!
Yanindakine sormus
- "Hemserim, bu yasli esek 1 milyar lira eder mi yahu?"
Adam hemen yanitlamis;
- "Valla grafikler ortada. Bu esegin fiyati 50 milyon liradan basladi, 950 milyon liraya geldi. Soyle bir teknigine bakarsan gorursun. Esegin fiyati 1 milyardaki direncini kirarsa, 1.5 milyara kadar yolu var. "

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:07 PM
Üç karadenizli bir aksam meyhanede acaip dertli bir sekilde kafa çekiyorlar.
Kafalar kiyaklasinca Idris basliyor
-"Karim nasil beni aldatir ? Hem de bir yazarla " diye söylenmeye.
-"Nereden anladin bir yazarla aldattigini?" diye sorunca digerleri
-"Nereden olucak bir aksam eve geldigimde yatagin altinda bir roman buldum" der.
Biraz sonra Dursun bir of çeker ve o da baslar derdini anlatmaya
-"Benim kari da beni bir ahci ile aldatiyor."
-"Nasil anladin?" diye sorunca digerleri.
Dursun
-"Gecen gün gündüz vakti eve geldigimde bizim yatagin altinda bir kepçe buldum" der. Bunlari dinleyen bizim Temel öyle bir of ceker ki masayi titretir.
Hayrola der digerleri. Temel:
-"Sormayin arkadaslar sizi dinleyince benim derdim on kat daha artti." der.
Digerleri buna bir anlam veremez
-"Nasil yani?" diye sorarlar.
Temel
-"Uzun zamandir bizim karidan supheleneydum. Gecen gun gunduz vakti eve bir baskin yapayim dedim. Bi baktim yatagin altinda bir jokey var. Demekkim bu kari beni bir at ile aldatayi."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:07 PM
Adam evlenir, 10 sene geçer çocuğu olmaz. Yurtdışına göreve gider.
Hanımından gelen mektupta hamile olduğu yazılıdır. Yurda döndüğünde ise hanımı doğurmuştur ama çocuk zencidir.
Hanımına sorar: "Hanım ne sizin sülâlede ne de bizim sülâlede zenci değil, esmer bile yok; bu iş nasıl oldu?"
Hanım "Çocuğu doğurduktan sonra sütüm gelmedi mecburen bir sütannesi tuttuk, onun sütünü emdi. Sütanne zenciydi herhalde bu yüzden böyle oldu" der.
Adam ikna olmuşa benzer ama içinde yine de ufak bir kuşku vardır ve "bunu bilse bilse annem bilir" düşüncesiyle annesine sorar.
Anne "Olmaz olur mu oğlum, tabii ki olur" der. Seni doğurduğumda benim de sütüm gelmemişti ve inek sütüyle beslemiştim.
Bak boynuzların çıkmaya başlamış bile!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:07 PM
Adamin biri isbasvurusunda bulunmus. Görüsmeye çagirmisler; görüsme sonuna dogru ortalama bir tip olan adama yöneticisi sormus;
-Peki beklentilerin ne? seni ne tatmin eder? Arkadas saymaya baslamis;
-Öncelikli olarak bir araba istiyorum, ayrica su anda bulundugum dairenin kirasi biraz fazla onu da sirketin karsilamasi iyi olur, maas olarak da 3000$ dan asagi calismam. Sirket yöneticisi, dinler ve ;
-Biz sana son model bir Cherokee ve Tarabya'da bir villa verecegiz, ayrica bizim bu pozisyonumuz için planladigimiz maas 6000$'di, demis.
Bizim elemanin gozleri firlamis;
-Saka yapiyorsunuz, demis. Sirket Yoneticisi yapistirmis;
-Önce siz baslattiniz...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:07 PM
Temel Uzak Dogu'ya gider. 250 $ verip bakinca insanlari ciplak gosteren gozluklerden alir. Takar bakar ciplak, cikarir bakar giyinik. Cok hosuna gider. Ikide bir takip, cikarir. Eve gozunde gozluk gider, bakar Fadime'yle sutcu ciplak. Gozlugu cikarir bakar ciplak.
Takar bakar ciplak. Muthis cani sikilir ve Fadime'ye der ki:
- Ula Fadime 250$ verdim hemen bozuldu..!!!!

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:07 PM
İki Laz birer turist tavlamışlar ve bir tenhaya çekilmitler. Tam birlikte olacakları sırada iki kızda Lazlardan prezervatif kullanmalarını istemiş ve çıkarıp birer tane vermişler.
Lazlar ilk defa gördükleri prezervatiflere bakarak :
- Ne yani, şimdi bunları takınca çocuk olmayacak mı ?
- Evet
Bunun üzerine Lazlar kabul etmişler ve prezervatifleri takmışlar.
Aradan bir altı ay geçtikten sonra bir gün tarlada çalışan iki Lazdan biri aniden elindeki kazmayı yere atarak :
- Yeter daa ! Ben çıkartıyorum artık, çocuk olacaksa olsun !

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:08 PM
Hafifmeşrep kadina sorarlar:
- Sevişirken kocanizla konuşur musunuz?
Kadin siritarak cevap verir:
- Ararsa neden konuşmayayim?

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:08 PM
Johny annesiyle birlikte banyo yaparken,gögüslerini göstererek sorar;
- "Anne,bunlar nedir?"
Nasil cevaplayacagini bilmeyen annesi, "yarin kahvaltida babana sorarsin" der -unutmasini umud ederek-
Ama johny unutmaz ve ertesi gün kahvaltida babasina sorar, Babasi söyle yanitlar,
- "Onlar balon çocugum, annen öldügü zaman o balonlari sisirecegiz ve annende cennete uçacak".
Birkaç hafta sonra johny'nin babasi eve birkaç saat erken gelir.
Johhny aglayarak babasinin yanina kosar.
- "Baba kos annem ölüyor."
Babasi çocugu sakinlestirmeye çalisirken sorar,
- "Neden annenin öldügünü düsünüyorsun?"
Çocuk aglamaya devam ederken anlatir,
- "Harry Amca annemin balonlarini sisiriyordu, ve annem de söyle bagiriyordu,"
- "Tanrim geliyorum"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:09 PM
Doktor John hastasıyla ateşli bir seks yaptıktan sonra, oturup düşünmüş:
- "Keşke yapmasaydım ama olsun.. Tüm doktorlar meslek hayatında hastasıyla yatmıştır"
Der ve kendini avutmaya çalışır. O sırada vicdanından bir ses gelir:
- "Ama John sen bir veterinersin."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:09 PM
Iki denizci oturmus sohbet ediyorlar;
- Sana iki haberim var, biri iyi, digeri kotu.
- Once kotusunu soyle.
- Biz seninle zamanimizin cogunlugunu seferde gecirirken karilarimizin dostlugu cigrindan cikti, ikiside lezbiyen oldu!.
- Vay canina!, Peki iyi haberin nedir?.
- Senden hoslaniyorum!...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:09 PM
Temel Dursun'a arabasinin öyküsünü anlatiyordu:
- "Bir gün otostop yapiyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli güzel bir bayan durdu ve beni arabasina aldi. Bir süre gittikten sonra kadin arabayi kuytu bir köseye çekti. Mini etegini iyice yukari çekip,
- 'Benden ne istersen alabilirsin' dedi, ben de arabasini aldim.
Dursun :
- "İyi etmişsin Temel, zaten mini etek sana hiç yakismazdi."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:09 PM
Belediye otobusu agzina kadar dolu, yasli bir adamcagiz ayakta. Elindeki bastonu otobusun her kalkisinda ve durusunda kayiyor ve adamcagiz dusmemek icin olanca gucunu harciyor.
Bu sirada oturmakta olan genclerden biri kustahca akil veriyor:
-Baba, baba, bastonunun ucuna lastik taksan kaymaz!
-Ah oglum, demis yasli adam, senin baban o lastigi zamaninda taksaydi ben simdi bu otobuste oturacak yer bulurdum!

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 01:09 PM
Temel bir gun denize girmis ama cirilciplak. Koyun cocuklari saka olsun diye Temel'in butun elbiselerini alip kacmis, zavalli Temel de denizde oylece kalakalmis. Beklemis gelen yok giden yok.
Yardim edecek kimse de yok. Hava biraz kararinca ne yapsin bizim Temel cikmis denizden.
Hemen az ilerdeki otlarin arasindan usulca koyune dogru gitmeye baslamis.
Otlak bitince evine de az kaldigi icin on tarafini eliyle kapatarak evine dogru kosmaya baslamis. O sirada O'nu goren babasi bagirmis:
- "Ula salak usak orani kapayacagina yuzunu kapasana, kim taniycak orani?"


15o imuş

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:14 PM
Hükümet Erzurum'a bir yazı göndermiş:

- Kışın soğuk geçeceği anlaşılmaktadır. Kullandığınız yakıtın cinsini, kod numarasını ve stok durumunu acele bildiriniz.

Erzurumlu bir köy muhtarı da hemen Ankara'ya cevap yazmış:

- Yakıtımız pohtir... Numarası yohtir... Stokumuz çohtir...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:14 PM
Süper markette alışveriş yapmakta olan genç, kendisini takip etmekte
olan bir hanımı fark eder.
Kadını görmezlikten gelse de, kadın dik dik bakmaya devam eder.
Nihayet kasa önünde kuyruğa gelirler. Kadın adamın birkaç sıra önüne
düşmüştür.

Kadın der ki: ''Özür dilerim. Böyle dikkatli bakmam sizi rahatsız
etmiş
olmalı. Üzgünüm ama geçenlerde ölen oğluma o kadar benziyorsunuz ki.".
Adam şöyle cevap verir: "Bunu duyduğuma çok üzüldüm. Sizin için
yapabileceğim bir şey var mı?
Kadın: "Evet yavrum az sonra eşyalarımı alıp çıkarken ne olur bana
güle
güle anne diye seslene bilir misin?"

"Tabi ki." der genç adam. Yaşlı kadın çıkarken genç adam ona el sallar
ve güle güle anne diye seslenir.

Adam birisini mutlu etmenin mutluluğu içinde gülümser ve ödeme sırası
kendine gelince kasanın 150 dolar yazdığını görür kasiyere sorar: "Bu
nasıl
olur alt tarafı üç parça eşya aldım." der.

Kasiyer gayet sakin cevap verir: "Anneniz hesabını sizin ödeyeceğinizi
söyledi."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:15 PM
Bekleyeceğim

Bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar.
İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan
kurtulur. Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp:
"Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu
ama ikimize de hiçbir sey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup,
hayatımızın sonuna kadar huzur içinde birlikte yaşamamız için bir
işarettir" der. Müthiş heyecanlanan adam: "Evet, galiba haklısın"
diye cevap verir şaşkınlıkla. "Bak, arabam hurdaya döndü ama
bir şişe sarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı
kutlamalıyız" diye devam eden kadın, şarap şişesini adama uzatır.
Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın hemen
şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar:
"Sen içmeyecek misin?" Kadın cevap verir: "Hayır, ben polisi bekleyeceğim."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:15 PM
Irgat ile Ağa
Irgat sabah kalkar kalkmaz ağanın yanına koşar
-Ağam gece sizi rüyamda gördüm der
-Eeeee
-İkimiz uçağa binmiştik ve uçak düşmeye başlady
-Eeee
-Uçak düşünce ben lağym çukuruna siz ise bal küpüne düştünüz
-Eeee der ağa tabi aramızda ağalık farkı var
Irgat hemen
-Sonra birbirimizi yalayarak temizledik.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:15 PM
Bir tatbikattan alinti

Amerikan Deniz Kuvvetleri' ne ait ünlü savas gemisi Missouri'nin
görevlileriyle, Newfoundland'de görevli Kanadali yetkililer arasinda
1995 yilinda yapilan ve tümüyle gerçek olan bu telsiz görüsmesi , Amerikan
Deniz kuvvetleri tarafindan ayni yil açiklanmistir.))

AMERIKAN GEMISI : Çarpismayi önlemek için lütfen rotanizi 15 derece
kuzeye çevirin. tamam.

KANADALI YETKILILERIN YANITI :Çarpismayi önlemek için biz sizin
rotanizi 15 derece güneye cevirmenizi öneriyoruz. tamam.

AMERIKAN GEMISI : Amerikan Deniz Kuvvetleri gemisinin kaptani
konusuyor. Tekrar ediyorum rotanizi destirin. tamam.

KANADALI YETILILERIN YANITI :Hayir, biz rotamizi degistiremeyiz.
Tekrar ediyorum ; siz rotanizi degistirin. tamam.

AMERIKAN GEMISI : Burasi Amerikan uçak gemisi Missouri. adimizi
duymamis olanlara animsatiyoruz; Amerikan Deniz Kuvvetlerinin büyük savas
gemisi Missouri'yiz. Lütfen sakanizdan yada inadinizdan vazgeçin, derhal
rotanizi degistirin. hem de hemen simdi.tamam.

KANADALI YETKILILERIN YANITI : Peki bizde size kendimizi tanitalim,
SS/Missouri. burasi deniz feneri.Tamam!

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:15 PM
ENAYİ..
Bir yığın sebze yüklenmiş el arabasını kan ter içinde yokuş yukarı çıkarmaya çabalayan manav çırağına acıdı, yardım etti. Güç bela yokuşun başına geldiler. Geniş bir soluk alarak sordu:
- Oğlum, tek başına bu kadar yükü taşıyamayacağını ustana söylemedin mi?
- Söyledim ama...
- Öyleyse niye taşıttı?
- "Sana yardım edecek bir enayi bulunur" dedi.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:15 PM
İSİM..http://www.cakal.net/images/smilies/003.gif
Adamın biri birgün yolda giderken bir çocuk görür ve çocuğu çok sevimli bulur çocuğa senin adın ne der çocuk tam söyleyeceği sırada dur ben tahmin edeyim der ama baş harfini söyle der çocuk -y der adam başlar saymaya -yasin çocuk başını sallar -yusuf çocuk gene başını sallar adam y ile başlayan tüm isimleri sayar çocuk her seferinde başını sallar adam iyice sinir olur kız isimleride saymaya başlar çocuk gene başını sallar adam en sonunda bilemedim ne lan senin ismin der çocuk -yamazan der


YARIŞ ATI
Kocasının ceplerini karıştırırken bir kağıt parçası buldu. Üzerinde "Leyla" yazıyordu, bir de telefon numarası vardı. Akşam, kağıdı gösterere sordu:
- Bu kimin numarası?
- Aa, bilmiyor musun, ünlü yarış atı bu. Bu hafta ona oynadım.
On gün sonra koca eve dönünce, karısı:
- O ünlü yarı atı Leyla var ya, dedi. İşte o aradı seni...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:15 PM
Çok Var
Bir Amerikali, bir İngiliz ve bir Iraklı barda oturmuş içki
içiyorlarmış.

Amerikali içkisini bitirince bardağı havaya firlatmiş, silahını çıkarıp
bardağa ateş edip parçalamış:

"Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da aynı bardakla iki
kere içki içmeyiz" demiş.

İngiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardağı havaya fırlatmış ve
ateş ederek bardağı parçalamış:

"Bizim İngiliz kumsallarında bardak yapacak cam için o kadar çok kum
vardır ki, aynı bardakla iki kere içki içmeyiz" demiş.

Bunun üzerine Iraklı da buz gibi soğukkanlı bir şekilde içkisini
bitirmiş, bardağı havaya fırlatmış, silahını çekip Amerikali ve İngilizi
vurup öldürmüş:

"Bağdat'ta bu İngiliz ve Amerikalılardan o kadar çok var ki, biz aynı
adamlarla iki kere içki içmeyiz"
:D:D:D:D:D:D:D

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:16 PM
Daha önce bu konun açılıp açılmadığını bilmiorm. http://www.cakal.net/images/smilies/41.gif

Açılıpta unutulduysa da yeniden açıyorm...

http://www.cakal.net/images/smilies/booo.gif İşte Fıkralar http://www.cakal.net/images/smilies/booo.gif :

1)Hakim sanığa sorar:
Uluslararası kaçakçılıkla suçlanıyorsunuz, ne diyeceksin bakalım.
Sanık sakin bir ifadeyle cevap verir:
"Tamamen iftira efendim. Biz Fenerliyiz. Uluslararası ne işimiz olabilir ki bizim"

2)Bir gün İ.Cavcav,İsmail Uynanık ve Aziz Yıldırım oturmuş,konuşuyorlarmış.Derken içeriye bir adam girmiş.adam
-Ben şeytanım,sonsuza dek yaşarım ve her şeyi bilirim;demiş.
bunun üzerine i.cavcav:
-G.birliği ne zaman şampiyon olacak diye sormuş.Şeytan da:
-2045'te demiş.İ.Cavcav ağlamaya başlamış."Allah kahretsin göremeyeceğim..."
sonra İsmail Uyanık
-Peki Samsun ne zaman şampiyon olacak demiş.Şeytan da:
-2053'te demiş.İsmail Uynanık'ta yine "ben göremeyeceğim" diye ağlamaya başlamış.Son olarak Azize demiş ki...
-Pekiiiii...Fener ne zaman şampiyon olacak.Şeytan bunun üzerine biraz durmuş,düşünmüş ve...
-"ALLAH KAHRETSİN,GÖREMİYECEEEEM!!"

3)Real Madrid ekibi İstanbul’a gelir, maç saatine yakın stada girerler...Stada
takımdan ayrı gelen Zidane, takımın motivasyonunun çok düşük olduğunu
görür, suratlar asıktır:
-Ne oldu neden yüzünüz gülmüyor diye sorar. Takım arkadaşlarından biri:
-Ne olsun böyle boktan bir takımla oynamak zorunda kaldığımız için
canımız sıkkın, der..
bunun üzerine Zidane:
-Pekala çocuklar, hadi siz gidin Kadıköy'ü gezin, ben tek başıma
sahaya çıkar oynarım, der...Ve takım çocuklar gibi sevinerek stattan
çıkıp Kadıköy’ü gezmeye giderler.. Maç başladıktan 10 dakika sonra Real Madrid
takımı stada döner, skor; Real Madrid 1-Fenerbahçe 0...e tabi bu durumda
daha da bir keyiflenirler ve tekrar dışarı çıkar gezmeye başlarlar...
Maç bittikten sonra stada döndüklerinde, maçın 1-1 bittiğini görürler, FB
adına Alex 85. dakikada bir gol atmıştır.. Takım arkadaşları hemen
Zidane'a koşarlar ve onu coşkuyla tebrik ederler..
Ama Zidane üzgündür:
- Özür dilerim arkadaşlar, sizi mahcup ettim, der.
- olur mu öyle şey, der Real Madrid takımı, sen koskoca bir takımla tek
başına oynayıp yenilmedin, daha ne olsun..
- Ama, der Zidane, 12. dakikada kırmızı kart görmüş olmam gerçekten benim
için utanç vericiydi.

4)Fenerli’nin biri bir adada tek başına dolaşırken bir lamba buluyor.Lambayı büyün bir şevkle siliyor Lambadan cin çıkıyor ve diyor ki:
-Dile benden ne dilersen.Fenerli ada da yalnız olduğu için bu adadan Kadıköy’e kadar bir köprü yap bende stada gidiyim diyor.Cin:
-Bu imkansız mümkün değil diyor başka bir dilek dile diyor cin
Fenerli:
-O zaman Feneri şampiyon yap diyor.Cinde:
-Köprü kaç şeritli olsun diyor.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:16 PM
Fenerbostan Cim-Bom'a yenildikten sonra artık oyucuların insan içine çıkacak halleri kalmamış.Öyle bi duruma düşmüşler ki artık bazı oyuncularda cinsel sapmalar başlamış.Mesela Ümit Özat çarşıya pazara giderken kadın kılığına girip gidiyomuş.Bir gün yine Özat çarşıya gitmiş.Tabi yine kadın kılığında..Bi markete girmiş.Bİraz sağa sola bakmış.En son kasaya para ödemeye giderken yaşlı bi bayana yer vermiş.Yaşlı kadın buna teşekküer etmek için arkasını dönmüş ve Ümit Özatı tanımış...Demiş ki : " Aaa...Ümit sen ne olmuşsun böyle..."
Ümit cevap vermiş : " iyi de sen beni nereden tanıdın?"
Yaşlı kadın cevap vermiş : " Ya tanımadın mı beni ben Alex"
http://www.cakal.net/images/smilies/seytan.gif http://www.cakal.net/images/smilies/88.gif http://www.cakal.net/images/smilies/icon_buttrock.gif http://www.cakal.net/images/smilies/icon_buttrock.gif

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:16 PM
Yeni evlenen mutlu çift odalarına çekilirler.
Damat Bey yeni karısına: ' Senden bana söz
vermeni istiyorum. Başucumda duran bu komidinin
ilk çekmecesini hiç açmayacaksın ve bana da
hiç bir zaman bunu sormayacaksın. ' Karısı
söz vermiş ve aradan 10 yıl geçmiş. Kadın
merakdan çıldırıyormuş. Artık dayanamamış
ve sözünü unutup çekmeceyi açmış. Çekmecede
3 yumurta ve 750 $ görmüş. Kocasına merakını
yenemediğini anlatmış ve ne olduğunu sormuş.
Adam ' Madem gördün bende sana anlatayım o zaman.
Evlendiğimiz gün kendi kendime karar verdim.
Seni her aldattığımda çekmeceye bir yumurta
koydum. ' Kadın kocasının 3 kaçamağını affetmiş.
Ve tekrar sormuş ' Peki o 750 $ ne için? '
Adam: ' Yumurtalar çekmeceye sığmayınca onları
satıp dolar aldım. '

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:17 PM
SORUN NE?
Bir profesor 3 kız öğrencisinin " durum degerlendirmesi" yeteneklerini sınamak istemiş... Durumu anlatmış üçüne de ..

-"Denizde bir salın uzerinde yarı çıplak ve yapayanlızsinız. Birden içi erkek dolu bir teknenin size doğru geldiğini görüyorsunuz. Hallerinden belli, bu balıkçı teknesi aylardır denizde ve hiçbiri aylardir kadın yüzü görmemiş. Hepsi aç kurt gibi size bakıyor. Sorunu çözmek için ne yaparsınız. ?"

Kumral kız yanıt vermiş...

-" Salın yönünü akıntıya doğru çevirir, kaçmaya çalışırım..."

Esmer olan daha kabadayı çıkmış...

-" Yanımda bir rambo bıçağı var..Ona sıkı sıkı sarılır, bakalım sala atlayacak erkek kimmiş beklerim..."

Sarışın başını iki yana sallamış...

-" Durumu anladık Hocam da , sorun ne?"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:17 PM
Bir Makine Mühendisi, Bir Elektrik Mühendisi ve bir Bilgisayar Mühendisi bir gün eski bir araba ile yola çıkmışlar. Issız bir otobandan geçerken, araba aniden durmuş, baktılar çalışmıyor, Makine Mühendisi
- Ben simdi hallederim!" diyerek atılmış, önce arabanın altına yatmış, kaputu açmış, bir kaç girişi sıkıştırıp, bir kaç yere çekiçle filan vurmuş ama tik yok! Başı eğik arabaya geri dönmüş.
Bunun üzerine Elektrik Mühendisi atılmış hemen, o da elektrik girişlerini, sigortaları kontrol etmiş, kablolarla oynamış ama hareket yok! Bunun üzerine ikisi birden dönüp,
Bilgisayar Mühendisine bakmışlar. Sıranın kendisine geldiğini anlayan Bilgisayarcı,
- Eeee şey, arabadan bir çıkıp tekrar girsek?

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:17 PM
Başkan Bush'un yeni talimatı:
- Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.
Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.
Başkan Bush küplere binmiş ve yetkilileri çağırıp sormuş;
- Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?
- Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;
- Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim..."

:D:D

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:18 PM
Clinton, Küba’ya gelecekmiş. Kübalılar toplanmış, bir hoşluk yapacaklar. Ülkenin en iyi ress****** başvurmuşlar. Bir tablo yap, Adı,'Clinton Küba da' olsun" diye. Ressam "Hadi oradan" demiş. "Ben adamı görmedim bile. Adam hayatında Küba’ya gelmedi. Şimdi ben nasıl 'Clinton Küba da' diye atmasyondan resim yaparım?" Tesadüf bu ya, bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmiş o sırada. Sıkıntıyı duymuş.
- "Ben size istediğiniz tabloyu yaparım. Bana bir sandık puro verirseniz" diye. Vermişler Temel bir hafta sonra, Kübalıları çağırmış. "İşte tablonuz" demiş. Tuvalin üzerini örten bezi hızla aşağı çekivermiş. Kübalılar da dönüvermişler. Tabloda, yatakta iki kişi, al takke ver külah.
- "Bu ne" diye gürlemiş, Turizm Bakanı"Bu ne? Bu kadın kim?"
- "Clinton'un karisi" demiş, Temel.
- "Peki bu üstündeki adam kim?"
- "Clinton'un uşağı"
- "Peki Clinton nerde ulan"
- "Clinton Küba’da" demiş Temel!

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:19 PM
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir.... Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür,
arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır.
Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih : 16 Mayıs 2004
Benden haber aldığına şaşıracağından eminim.
Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz.
Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım.
Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış.
Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum.
Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Not : Burası çok sıcak.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:19 PM
Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. seçtigi adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına çağırdı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu: - "Para nerede?" Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi: - "Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiginizi anlamıyorum." Tercüman tercüme etti: - "Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş. " Baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beyninedayadı: - "Şimdi sor bakalım, para nerede." Tercüman işaretle sordu: - "Para nerede?" Sağır-dilsiz kan ter içinde isaretle yanıt verdi: - "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacınn kovuğunda yüz bin dolar var." - "Ne söyledi?" dedi Baba. Tercüman yanıtladı: - "Dedi ki, hala neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz g.. istermiş."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:19 PM
Titanik battığında üç kişi kurtulur. (İngiliz,Fransız ve
Temel)İngiliz sadece golf sopasını, Fransız sadece golf topunu,
Temel de hamsi konservesini kurtarabilmiş. Bunların canları çok
sıkılmış. Fransız hadi golf oynayalım demiş. İngiliz de katılmış.
Temel de çok sevinmiş sonra da benim hamsiyi yeriz ,ama ben nasıl
oynandığını bilmiyorum deyince ,çok kolay, Sopa, top ve delik lazım
demişler. İngiliz: Bende sopa var. Fransız: Bende de top var. Temel:
Ben oynameyrum

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:19 PM
Bir gün bir bilim adami yilbasi nedeniyle hastaneleri gezip akillanan delileri salmaya karar vermis. Bir sürü hastaneyi gezmis fakat hic akillandigina kanaat getirilen deliye rastlamamis.

En sonunda bir hastaneye gitmis birde bakmis ki bütün deliler zipliyor hemen onlarla ilgilenen doktorlara sormus:
-"Bunlar neden böyle zipliyorlar?"
-"Bunlar kendilerini misir patlagi zannediyorlar." demis

Birde bakmislar ki bir tanesi ziplamadan yatagin üzerinde sabit bir sekilde duruyormus. Hemen ona yaklasarak sormus.
-"Sen neden ziplamiyorsun?"
-"Ben tavaya yapistim..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:19 PM
İki ihtiyar oturmuş, kendi unutkanlıklarını konuşurlarken biri; "Artık o kadar unutkan oldum ki, bazen merdivenin ortasında duruyorum, aşağı mi iniyordum yukarı mı çıkıyordum hatırlayamıyorum." der.

Öteki araya girip; "Yapma yahu, bir doktor var. Sen de ona git. Ben çok faydasını gördüm." diye tavsiyede bulunur.

Unutkanlığından yakınan adam heyecan ve merakla; "Kim o doktor?"

Diğer ihtiyar; "Dur, hani bir aşk hikayesi vardı. Adam dağları deliyordu, kimdi o?" diye sorar.

"Ferhat." diye yanıtlar öteki. "Peki sevgilisinin adı neydi?" diye sorunun devamını getirir. "Şirin." yanıtını alınca adam sevinir ve mutfağa doğru seslenir; "Şiriiin, şu benim doktorun adı neydi?"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:20 PM
Karanlik Ve Firtinali Bİr Gecede, Meksİka'da Tenha Bİr Yolda Bİr Adam
>>otostop İÇİn Ttİtreyerek Beklemektedİr.firtina O Kadar Şİddetlİ,gece O
>>kadar Karanliktir Kİ, Bİr Metre İlerİsİnİ Zor GÖrÜr. Bİrden, YaklaŞan
>>bİr Otomobİl Fark Eder, Otomobİl Bİzİmkİnİn ÖnÜnde Durur. Adam
>>kendİsİnİ Arabaya Atar Ve Hemen Kapiyi Kapatir, SÜrÜcÜye DÖndÜĞÜ Anda
>>İrkİlİr. Dİreksİyonda Kİmse Yoktur! Araba YavaŞca Hareket Etmeye
>>baŞlar.adam Şoktadir. Yola Bakar Ve İlerİde Bİr Vİraj GÖrÜr. Dua Etmeye
>>baŞlar....vİraja Gİrmek Üzereyken, Dİreksİyonda Bİr Elİn BelİrdİĞİnİ Ve
>>arabanin Vİraji DÖndÜĞÜnÜ GÖrÜr. Kafayi Yemek Üzeredİr,sonrakİ BİkaÇ
>>vİrajda Da Ayni El Arabayi YÖnlendİrİr. Adam Korkudan Ölecek Gİbİdİr
>>artik. Kendİnİ Arabadan Atip, En Yakin IŞiĞa DoĞru KoŞar. Bİr Yol GeÇen
>>barina Dalar Ve İkİ Tekİla İsteyİp, DhŞet İÇİnde Olanlari Oradakİlere
>>anlatmaya BaŞlar. OrtaliĞi Bİr Sessİzlİk Kaplar... Bİraz Sonra, Ayni
>>bara İkİ KİŞİ Daha Gİrer. Gİrenlerden Bİrİ Bİzİm
>>adami GÖrÜr GÖrmez Yanindakİne DÖner Ve "bak Pepe, Bİz Arabayi İterken
>>bİnen Herİf Buydu İŞte!!!....
>>

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:20 PM
80 yasinda bir adam muayene için doktora gider. Doktor, adamin sagligini sordugunda su cevabi alir:
-Sagligim çok iyi. Ayrica 18 yasinda bir karim var ve benden hamile
Bunun üzerine doktor, bir kaç dakika düsündükten sonra adama döner ve kendisine bir hikaye anlatacigini söyler ve baslar anlatmaya:
-Avlanmaktan çok hoslanan bir adam varmis. Her gün tüfegini alarak ava gidermis. Fakat bir gün dalginlikla tüfegi yerine semsiyesini almis ve ormana gitmis. Agaçlarin arasinda yürürken karsisinda bir geyik görmüs. Hemen semsiyesini çikarmis, nisan almis veee patt....Geyik yere yikilmis.
Adam sasirmis ve doktora dönerek:
-Olamaz!... Baska birisi vurmus olmali.
-Kesinlikle!!!...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:20 PM
TANIŞMAK İÇİN

Paris'te karşı kaldırıma geçmek için yeşil ışığın yanmasını bekleyen güzel kızın yanına yaklaşan delikanlı:
- Pardon matmazel, Georges Duval adında bir genç tanıyor musunuz?
- Hayır, ne yazık ki tanımıyorum.
Delikanlı gülümsedi:
- Öyleyse onunla tanışmak ister misiniz?

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:20 PM
http://www.cakal.net/images/smilies/88.gif >>> Mahkemede hakim, Temel'e sormus;
>>> - Kiminle evlisin?
>>> - Bizum kariylan!
>>> Hakim sinirlenmis,;
>>> - E, herhalde. Sen hic erkekle evlenen duydun mu?
>>> - Duydum tabi, nasil duymadum!
>>> - Kimmis,?
>>> - Bizum kari. http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/joker.gif http://www.cakal.net/images/smilies/kart.gif

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:20 PM
Akbaba [#4712]
Çiftçi tavukları için yorulmayan bir horoz almaya pazara gider. Pazarcı;
- "İstediğiniz herşeyi bu horoz yapar" diye azğınmı azğın bir horoz satar.
Adam çiftliğe döner, horozu kümese koyar koymaz tüyler uçuşur, gıdaklamalar başlar. Çiftçi çok memnundur. Ama horoz çok azğındır, adam endişelenmeye başlar horoz iki günde ölecek diye. Horozu tutmaya çalışır, başaramaz.
Neyse der, eve döner. Ertesi gün bir bakar'ki horozun ayaklar havada dil dışarıda yatıyor ve hatta tepesinde bir akbaba uçuşuyor.
Çiftçi kendi kendine;
- "Eh işte geberdi" diye söylenir.
Horoz bir gözünü hafif açarak çiftçiye yarım ağızla ve kısık sesle homurdanır;
- "Git lan git!.. Kaçıracan şimdi akbabayı"...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:20 PM
Bir uçakta (herzamanki gibin) bir yunan bir ingiliz bir amerikalı birde türk warmış.motorda oluşan bir arıza sonucu uçak düşmeye başlamış.pilot hemen gelmiş bu dördünün yanına pilot: "uçakta çok yük war bir kaçınız atlamalısınız" demiş. bunun üzerine amerikalı geçmiş uçağın kapısına:"YAŞASIN AMERİKA" demiş atlamış. ama hala çok fazla yük olunca ingiliz geçmiş kapının önüne:"YAŞASIN İNGİLTERE"demiş atlamış.ama hala çok fazla yük olduğunu gören Türk kapının önüne geçmiş ve:"YAŞASIN TÜRKİYE"demiş we yunanlıyı aşağı atmış http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/joker.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/kafa.gif

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:20 PM
Elektrik supurgesi saticisi, bir apartman dairesinin kapisini
calmis, kapiyi acan bayana:
- "Hanimefendi, bu elimde gormus oldugunuz kovanin
icinde at pisligi var!" demis ve bu bir kova pisligi evin icine
dogru savurarak dokuvermis.
Sonra da:
- "Hanimefendi, elimdeki elektrik supurgesi ile 10
dakika icinde bunu temizleyemezsem, bu boku yiyecegim..!"
Kadin saticiya soyle bir bakmis
- "Beyefendi, ustune domates sosu da ister misiniz?
- "Neden sordunuz ?"
- "Elektrikler kesik de..!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:21 PM
Şapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana düşmüş.Adam birazyürüdükten sonra sıcaktan ve yorgunluktan bunalmış, bir ağacın altına oturmuş. Şapkalarla dolu sepetini de yere koymuşve uykuya dalmış. Birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmış. Bir de bakmış ki yanındaki sepet boş.Şapkalar gitmiş. Kafasını kaldırıp ağaca bakmış ki, ağacın dallarında bir sürü maymun, her birinin kafasında adamın şapkaları...
adam düşünmeğe başlamış :
" Ben şimdi ne yapıcam, şapkaları
bu maymunlardan nasıl geri alacam?? "

Düşünceli bir şekilde kafasını kaşırken bakmış ki, maymunlar da adamı taklidini yapıyorlar, kafalarını kaşıyorlar. Adam ellilerini havaya kaldırmış maymunlarda...derken adam ne yapacağını bulmuş, kendi kafasındaki şapkayı çıkarıp yere atmış, maymunlar da...
Adam böylece bütün şapkaları geri almış, sepetine koyup yoluna devam etmiş.
Aradan 50 yıl geçmiş...Artık adamın bir torunu varmış, o da dedesi gibi şapka satıcısı olmuş. Günlerden bir gün onun da yolu aynı ormana düşmüş. Hava yine çok sıcakmış ve genç adam bir ağacın altına
oturmuş, şapkalarla dolu sepetini yanına koymuş ve uykuya dalmış... Bir saat sonra uyanmış, bir de bakmış ki sepetin içinde şapkalar yok... Derken tuhaf sesler duymuş, bir de kafasını kaldırmış ki ağacın üstünde bir sürü maymun, hepsinin kafasında birer şapka. Düşünmüş...

" Dedem yıllar once bana bir hikaye anlatmıştı...ne yapacağımı çok iyi biliyorum..." Adam kafasını kaşımaya başlamış, maymunlar da aynısını yapmışlar... adam ellerini havaya kaldırmış, maymunlar da.. ve adam gülümseyerek kendi başındaki şapkayı çıkarmış yere atmış... o anda ağaçtaki maymunlardan biri yere inmiş, adamın yere attığı şapkayı kapmış, adama da bir tokat atmış ve şöyle demiş:
"Sadece senin mi deden var serefsiz !!!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:21 PM
Dünya genetik projeler yarışması yapılıyormuş.tüm ülkelerlerden katılmışlar.fransız profösör anlatmaya başlamış.ben inek genleri ile tavuk genlerini birleştirdim.ortaya çıkan mahlukatın eti kırmızı et kadar lezzetli,beyaz et kadar sağlıklı demiş.diğer ülkelerde anlatmış.sıra türkiyeden gelen laz profösöre.başlamış anlatmaya:ben karpuz genleri ile hamamböceği genlerini birleştirdim demiş.diğer profösörler gülmeye başlamış.ne işe yararki demiş.laz prof.acayip işe yarıyor,karpuzu kesiyorsun çekirdekleri sağa sola kaçışıyor demiş.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:21 PM
Temel yıllarca çalıştıktan sonra kendi işini kurup başarılı bir
işadamı
olmuş. Bir iş gezisi için Mısır'a gittiğinde, işlerini bitirdikten
sonra
turistik takılmaya karar vermiş. Yolun kenarında deve kiralayan bir
adam
görmüş. Kendi kendine: - "Buraya kadar gelmişken deveye binmeden
gitmek
olmaz", demiş ve bir deve kiralamış.

- "Hemşerim, bu hayvan nasıl gider, ne deyince durur?"
diye adama sormuş.
Adam da: - "'Oh' deyince gider, 'oh oh oh' dersen hızlı gider,

'amin' dersen durur", demiş.

Temel binmiş deveye, oh demiş, gerçekten de deve yürümeye başlamış.
Temel'in hoşuna gitmiş. "Oh oh oh", demiş, deve hızlanmış.
Temel iyice keyiflenmiş.

"Oh oh oh oh oh oh oh", diye diye deveyi iyice hızlandırmış. Temel
Mısır'ın güzelliklerini seyre dalmış. Ancak bir anda ileride bir
uçurum
olduğunu farketmiş;

deve son hız uçuruma doğru koşturmakta... -

"Ulan, ne deyince duruyordu bu hayvan?" diye kendi kendine düşünmüş.

Aklına gelen şeyleri teker teker söylemiş ama nafile. Deve bir türlü
durmamış.

En sonunda Temel bildiği bütün duaları etmiş ve 'Amin' demiş.

Deve, uçurumdan düşmelerine ramak kala zıpkın gibi durmuş.

Temel de bunun üzerine derin bir 'Oh' çekmiş...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:21 PM
Zengin bir iş adamı oğlunun salaklığından çok şikayet edermiş.Çünkü Adam ne iş kurarsa batırırmış.Adam bakmış olacağı yok yurt dışından en son teknoloji makineleri ithal ettirerek oğluna iş kurmuş.ilk gün oğluna:

-Bak oğlum senin bişey yapmana gerek yok sadece şu makinenin üstünden canlı hayvanı atıcaksın diğer taraftan da hazır sosis olarak alacaksın anladın mı?
çocuk bunun üzerine:
-Tamamda baba peki ben üstten sosisi koysam alttan bana hayvan olarak çıkar mı?
Bunun üstüne öfkelenen baba:
-Hayır oğlum bir taraftan sosis alıp diğer taraftan hayvan çıkartmak sadece annene mahsus http://www.cakal.net/images/smilies/kafa.gif

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:21 PM
İsviçre Çin'e savaş ilan etmiş. Bir şekilde Çin'e kadar gelmişler. Haber Çin başbakanına geç ulaşmış.

"Başbakanım İsviçreliler saldırdı, Pekin'e girdiler."

"İsviçre de ne?"

"Avrupa'da bir ülke."

"Kaç kişi bunlar?"

"5 milyon."

"Hangi otelde kalıyorlar?"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:21 PM
Gerçekten de öz dumur bir olay anlatacağım size! Hani su İETT’nin yeşil otobüsleri var ya; çevreci ve ABS frenli olanlar... Gayet güzel bir gün herkes kendi kıvamında ve tadında yolculuk ederken, birden bir telefon sesiyle irkildik.

Gazman'inki gibi çalıyordu. Neyse adam çalan telefonu açtı ve konuşmaya başladı. Biraz argosu rahatsız ediyordu çevreyi ama, asıl rahatsızlık veren kapalı olması gereken telefonun açık ve kullanılır vaziyette olmasıydı.

Tabi çok geçmeden İETT şoförünün ikaz sesi duyuldu:
-Beyefendi cep telefonuyla bu otobüste konuşmanız yasak!

Adam hiç iplemeden konuşmaya devam etti. Şoför tekrar uyardı:
-Beyefendi kime diyorum, cep telefonuyla konuşmanız yasak, aaaa!

Adam hala konuşuyor, hiç tınmıyor. Şoför daha fazla dayanamadı bir hışımla el frenini çektiği gibi, caaaart diye durdurdu otobüsü ve herifin tepesine dikildi.

Kardeşim ne laf anlamaz adamsın sen yahu! Bu otobüste cep telefonuyla konuşamazsın. Yasak yahu yasak! Şoförün bu hiddetli hareketinin ardından telefonla konuşan adam bir an duraksadı ve telefonda konuştuğu kişiye dönerek:

- Alo, Hilmi abi benim bu otobüste cep telefonuyla konuşmam yasakmış abi. Ne yapalım abi, tamam sen konuş ben sadece dinliyorum abi...

Cümleten apıştık kaldık billa...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:21 PM
hööhhhh otobüs deince bizim bi arkadaş hani bi şeyler yapcak ya dolmuş şoföre NAmüsait bi yerde incek var demiş....Sonra dolmuş şoförü duymaz gibi yapıp devam etmiş sonra bi rampaya çıkmış tam ortasında el frenini çekip bizim arkadaşa in burda o zaman demiş....Munzurluun sonu...:D

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:22 PM
'Randevum var'

Bir gün Ali, sınıfta arkadaşlarıyla konuşuyormuş. Öğretmen görmüş ve bunları tahtaya kaldırmış. "4 kelime yazıp yarın getireceksiniz" demiş. Ali eve gitmiş. - Baba bana bir kelime söyler misin? - Git len başımdan. Ali yazar. Annesine gider annesinin yağı bitmiştir, annesi "Sana, sana" der. Ali yazar. Ağabeyine gider. Ağabeyi de Tarzan kitabı okuduğu için sorusuna cevap olarak "Tarzan Tarzan" der. Ali yine yazar ve hemen telefonda sevgilisiyle konuşan ablasına gider: "Abla bana bir kelime söyler misin?" der. Ablası da telefonla konuşurken. "Gelemem şekerim randevum var" der. Sabah okulda öğretmen Ali'yi kaldırır. Ali okumaya başlar. - Git len başımdan. Öğretmen: - Bana mı? - Sana, sana. - Sen kendini ne sanıyorsun? - Tarzan, Tarzan. - Yürü bakalım doğru müdüre. - Gelemem şekerim, randevum var.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:22 PM
Hitler

--------------------------------------------------------------------------------

Hitler üç esir yakalamis, Ingiliz, Fransiz ve bir Yahudi.

- "Size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis.

Ingiliz'e sormus

- "Titanik kaç yilinda batti?"

Ingiliz hemen cevap vermis

- "1912" diye.

Hitler göndermis Ilgiliz'i. Fransiz'a sormus bu kez:

- "Titanik'te kaç kisi öldü?"

Fransiz cevap vermis

- "1050".

- "Tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür birakmis.

Ve Yahudi'ye dönmüs;

- "Say lan isimlerini!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:22 PM
Askerin bir oturmuş karısına mektup yazıyormuş yazmış yazmış sonuna gelmiş mektubun birden bir itirafta bulunası gelmiş ve devam etmiş karıcım seni aldattım bir sokak kadınıyla,ama inan pişman oldum ve burda onlarla beraber olmak çok pahalı demiş ve sıkıla sıkıla postalamış mektubu. Ertesi hafta tek cümlelik bir cevap gelmiş.''kocacım 100 dolardan fazla verme ben burda okadar alıyorum''

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:23 PM
Çocuk Esİrgeme Yurdunda Yasayan Bİ Çocuk Yilbasinda Noel Babaya Mektup Yazar Mektubunda Sunlar Yazmaktadir.sevgİlİ Noel Baba Herkez Senİn GerÇek Olmadini Zanneder Ama Ben Senİn GerÇekten Var Oldunu Bİlİyorum Ve Senden ÜÇ Tane İstegİm Olacak.bana Bİ Ayakkabi,bİr GÖmlek Ve 50 Mİlyon Nakİt Para GÖndermenİ İstİyorum Der Ve Mektubu Postaya Verİr.postacilarda Mektuplarin Nereye Gİttİklerİnİ Kontrol Ederler Örn. Bu İstanbula Bu İzmİre Gİbİ Bİde Bakarlar ÜstÜnde Noel Babaya Yazan Bİ Mektup Var Bunlar Merak Eder Mektubu AÇar Okurlar Ve Çok ÜzÜlÜrler Çocugun İsteklerİnİ Yaparlar Yanliz 50 Mİlyonu Paralari Kalmadiklari İÇİn GÖnderemezler.Çocuk Hemen Noel Babaya Cvp Yazar Noel Baba Ayakkabilar Tam İstedİgİm Gİbİ GÖmlek SÜper Oldu Yanliz 50 Mİlyonu Bulamadim Bİlİorum Sen Kesİn GÖndermİssİnde Der Ama O Serefsİz Postacilar Parayi İÇİnden Almislardir.http://www.cakal.net/images/smilies/melek.gif))))))))))))))))))))))

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:23 PM
BİR akıl hastanesine yeni bir başhekim atanmış. Başhekim, hastaneyi dolaşırken, aşağıdaki mutfağa da inmiş.
Bir de bakmış ki, mutfağın ortasında yere tebeşirle çizilmiş koskocaman beyaz bir daire: dairenin de içinde yere yatmış yüzükoyun, sırtüstü kıvranıp duran 7 - 8 deli...
Bir başka deli de, yemek masasına tek başına oturmuş; reçeli, tereyağı, zeytini, peyniri, rafadan yumurtasıyla, yerde kıvrananlara bakıp bakıp gülerek bir güzel kahvaltı ediyor.
Başhekim, masada oturana sormuş:
- Yerdeki beyaz dairenin içinde; bir yüzükoyun, bir sırtüstü uzana döne, ne yapıyor bunlar?
Masadaki deli:
- Tebeşirle o beyaz daireyi ben çizdim, demiş. İçindekilere de dedim ki:
"- O beyaz dairenin altından geçerseniz, ancak kahvaltı edebilirsiniz benim gibi...
- Neden öyle kıvranıyorlar ki?
- Yere çizilmiş dairenin altından geçmeye çalışıyorlar da, ondan.
Başhekimin gözleri hayretle açılmış ve yine sormuş masadaki deliye:
- Senin adın ne?
Hiç beklemediği bir yanıt gelmiş:
- Günter Verheugen...
***
Avrupa Birliği üyesi ülkelerde, Günter Verheugen'in son Türkiye ziyaretiyle ilgili bir yığın deli fıkrası anlatılmaya başlanmış nedense...
Onlardan biri daha işte:
Yine bir akıl hastanesine, yeni bir başhekim atanmış. Başhekim hastanede dolaşırken; bir diş fırçasının boyun bölümüne uzunca bir ip bağlamış, köpek niyetine dolaştıran bir deliye rastlamış. Delinin keyfini kaçırmamak için, eğilip diş fırçasını okşar gibi yapmış:
- Ne güzel köpek bu böyle, demiş.
Deli, şöyle bir bakmış başhekime:
- Hadi ordan doktor, demiş; bu köpek değil, diş fırçası...
Başhekim hemen doğrulmuş ve içinden, "Sandığım kadar da deli değilmiş" diyerek uzaklaşmış oradan.
Başhekim iyice uzaklaşınca, deli eğilip okşamış diş fırçasını:
- Hadi gözümüz aydın olsun, bunu da atlattık Fifi...
***
Nasreddin Hoca'ya sormuşlar:
- Irak'ın Telafer kasabasındaki Türkmenleri bombalayıp duruyormuş Pentagon; neyse ki Ankara uyardı Washington'u. Sen ne diyorsun bu işe Hoca, şimdi ne yapacak Amerika?
Hoca, gülümseyip sakalını sıvazlamış:
- Bırak şu Amerika'yı demiş; ne zaman uyarılsa, hiç aldırmadan sürdürüyor çuvallamayı. Biliyorsun geçen sefer de çuvallamıştı. Bana sorarsan, uyarılarımıza karşın, çuvallayabilir bu kez de yine... NATO'nun Akdeniz manevralarında bir Amerikan zırhlısı, bizim Muavenet muhribini yanlışlıkla vurup çuvallamamış mıydı; onun adeti böyle, her zaman çuvallıyor.
***
Günter Verheugen'in Türkiye ziyaretiyle ilgili bir de, bir sirk fıkrası dolaşıyor Avrupa başkentlerinde... Verheugen, aralık ayında AB üyeliği için müzakerelerin başlayabileceğini söylemişti ya, onun üstüne...
Sirk müdürünün odasına, iş arayan bir akrobat girmiş:
- Sirk çadırının 50 metre yüksekliğindeki orta direğin tepesine kadar tırmanabilir, oradan aşağıya balıklama atlar ve yere tepe üstü düşüp, sonra da halkı selamlayabilirim...
- Böyle bir numara için ne istiyorsunuz peki?
- 200 dolar diyelim...
- Tamam, kabul. Önce bir görelim ama, hadi yapın bakalım numaranızı...
Akrobat, sirk çadırı direğinin ta tepesine kadar tırmanmış ve oradan balıklama boşluğa bırakmış kendisini. Tepe üstü yere düşüp, bir süre öyle dimdik durmuş tepetaklak. Sonra hafif sersemlemiş durumda, ayağa kalkmış, sağa sola selam vermiş...
Sirk müdürü:
- Oldu, demiş; hemen başlayın numaranıza, 200 dolara...
- Yok, demiş, 200 dolar olmaz, 500 dolar isterim...
- Nasıl 500, siz kendiniz 200 dolar demediniz mi?
Yeni akrobat:
- 200 dolar dediğim zaman, demiş; henüz hiç denememiştim yaptığım numarayı...
Böyle bir fıkranın Verheugen ile ne ilgisi var demeyin...
Müzakere tarihi hakkında ziyaretinin başında söyledikleriyle; sonunda, kem kümle karışık söylemeye çalıştıklarını hatırlayın: "Evet, tabii eşik aşılmıştır ama, şayet, fakat, lakin..."
***
Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın, Sait Faik'in ölümü üstüne yazdığı "Sait'e Ağıt" şiiriyle bitirelim yazıyı:

Ölmüş Sait
Deniz mavisinden erken
Bunca sevgiden sonra
Ölmüş annesini öperken

Ölmüş eli ayağı uzak
Camların üstü buğu
Ölmüş çocuklar izin vermeden
Yüzünde sarışın çocukluğu

Yıldızlar gitmez gün doğmaz
Ölmüş korkunç uykusu yerde
Ölmüş belli belirsiz düşcek
Üşür balıklar öykülerde

Ölmüş
Ölmüş ağaç bir gölgesi iki
Ama neden ölmüş
Ölmek yaşamaktan iyi mi ki

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:23 PM
--------------------------------------------------------------------------------

Bir gün otururken pamuk prenses demiş ki: -
Benim çadırımda sihirli ayna var girip sorayım hala en güzel ben mıyım?
Çadıra girip çıkan pamuk prenses demiş ki:
- Aynaya sordum hala en güzel benmişim.
Bunun üzerine herkul :
- Bir de ben sorayım hala en kuvvetli ben miyim ?
Ve çadıra girer. Çadırdan çıkınca derki
- Hala en kuvvetli benmişim.

Sıra notre dame'ın kamburuna gelmiştir. Oda
En çirkin hala ben mıyım sorayım diye çadıra girer.

Çadırdan on karış suratla çıkan nortedome'ın kamburu sınırlı bir
şekilde derki;

- Kim lan bu Reha Muhtar?

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:23 PM
Temel bir grup arkadaşıyla çukur açıyormuş.Bir başka grupda gelip çukurları kapıyomuş. Adamın biri çok merak etmiş ve ne yaptıklarını sormuş.
Temel: Bir grup daha fardu, onlarda fidan dikeydu, bucün gelmeduler, piz de pizim işler geri kalmasın diye çalişayruz...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:24 PM
Temel, Of'ta bir gozlukcuye gidip 'bana bir okuma gozlugu verin' der. Hemen gozlukler cıkarılır. Temel, butun gozlukleri denedigi halde bir turlu okuyamaz. Gozlukcu, kan-ter icinde 'yahu' der:

- Sen, okuma yazma bildiginden emin misin?

Temel 'haaa' der:

- Yoksa sartmidur?

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:24 PM
Ufak bir suçtan hapse düşen Temel'in koğuş arkadaşı sık sık hastalanmakta haftada bir doktora gitmektedir.Adamın doktordan her gelişinde bir uzvu kesilmektedir.Bir gün bacağı,sonra kolu,eli...Son gelişinde Temel koğuş arkadaşının kulağına eğilir manalı bir gülüşle: -Uy!Hemşerim sanmaki anlamayrum,bağa öyle geliyoki galiba sen kısım kısım firar edeysun...

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:24 PM
Temel bir gün kahveye girmiş.Üstü başı yırtıkmış. Ne oldu diye sormuslar. Temel: "Kaynanamı gomduk."diye cevap vermiş. Kahvedekiler: "İyi de bu halin ne?" Temel: "Biraz direndi de. http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif http://www.cakal.net/images/smilies/82.gif

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:24 PM
Öğrenci Sözlüğü
OKUL :Öğrencinin alınına yazılan kötü kader .
TAŞINIR MALLAR : Kalem , kitap , defter .
TAŞINMAZ MALLAR : Kapı , pencere , tahta ve sıralar .
DİSİPLİN : İdam masası
ÖĞRETMEN : Okulun demişbaşı .
ÖĞRENCİ : Okulun vazgeçilmez incisi .
ZİL : Öğrenci kurtarıcısı .
ARKADAŞLIK : İdeal birleşme .
CASUS : Onur kuruluna seçilen öğrenci .
CEZA-İ ŞART : Yıllık ödev .
ESNAF : Kendi halinde öğrenci .
MALİYET : Öğrenci Harçlığı .
BÜTÇE :Toplanan spor , fotokopi vs paraları .
İNEK : Gözünü dersten ayırmayan öğrenci .
ÇALIŞKAN : Aklından zoru olan öğrenci .
YAZILI : Bir çok hayatı alt üst eden kara yazı .
HÜR TEŞEBBÜS : Sözlüde parmak kaldıran öğrenci .
ŞİRKET : Sınav öncesi kurulup , sınavdan sonra dağılan ortaklık .
ENFLASYON : Kopya değerinin yükselmesi .
KIYMETLİ EVRAKLAR : Vazgeçilmez kopya kağıtları tabiikide .
KOPYA : Denizdeki yılan .
ÇEK MAFYASI : Kopya kağıtlarını bulunduran ve dağıtan BABA öğrenci .
İHRACAT : Kopya vermek .
İTHALAT : Kopya almak .
ÖĞRENCİ AVCISI : Nöbetçi Öğretmen .
KOMPLO : Beklenmedik " kazık " sorular .
İNDİRİM : Kazık gibi soruların indirilmesi .
SADAKA : Çalışmayan öğrenciye verilen kopya .
CİMRİ : Arkadaşlarından bir soruyu esirgeyen öğrenciler .
ADAK : İyi bir not alabilmek için arkadaşlara adanan çikolata .
GAYRİ SAFİ MİLLİ HASILAT : Yıllık biriken kopya kağıtları .
İPOTEK : Öğretmenlerin kopya kağıtlarına el koyması .
SERBERST PİYASA EKONOMİSİ : Kopya çekilmeyen sınavlar .
FİRAR : Dersten kaytarma .
KAZAN : Dersi kaynatmak için gereken araç .
ÇÖP ÇATAN : Öğrenci ile dersin arasını bulmaya çalışan öğretmen .
PARAZİT : Başkalarının sırtından sınıf geçen öğrenciler .
DEVÜLASYON : Öğrenci değerinin düşmesi .
BÜTÇE AÇIĞI : Taktir veya teşekkür notlarının eksik gelmesi .
KAR / ZARAR CETVELİ : Karne
DİPLOMA : Öğrenciyi kovmak için verilen kağıt parçası .
DEMOKRASİ : Şartsız kurul .
TRAJEDİ : Beceri sınav sonuçları .
DRAM : Beceri sınavını geçen öğrencinin hali .

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:24 PM
Trafik memurları bir gün, trafik kontrolü yapıyorlarmış. karşıdan gelen temel ile fadime yi gören komiser hemen arabayı durdurmuş. ikisini de emniyetkemeri takılmış görünce,

- ya beyefendi bu gün yaptığımız kontrolde tek emniyet kemerini takan çift sizsiniz, bu yüzden size 500 milyon ödül veriyoruz der. "ama merak ettik bu parayla ne yapacaksınız. temel sevinçle

- "ne yapacağım hemen gidip kendime bir ehliyet alacağum der. komiser şaşkın şaşkın

- "ne ehliyetiniz yok mu der, fadime olayı toparlamak için, kusura bakmayın memur bey temel içince ne dediğini bilmez der. komiser daha da şaşkınlıkla

- "ne bir de içkili misiniz diye haykırır. arkadan yaşlı adam öne atılır ve

- "ben demiş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalum başumuza bi iş gelir diye. komiser neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan idruste koşa koşa gelerek

- "ne oldi geçtuk mi sınırı"der.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:25 PM
Karisindan bosanmis olan bir adam, o gün annesini görecek olan kizina
- Al kizim bu zarfi. Sen artik 18 yasina bastin. Bu annene verecegim son nafaka çeki. Bunu annene ver, sonra 1 adim geri çekil ve annenin yüzündeki ifadeyi seyret demis.
Kiz annesine gitmis :
- Anne babam bu zarfi sana gönderdi. Ben artik 18 yasima bastigimdan sana gönderdigi son nafaka çekiymis. Zarfi sana verip sonra 1 adim geride durup senin yüzündeki ifadeyi seyretmemi söyledi.
Annesi :
- Peki kizim .simdi babana git. 18 seneden sonra O'na aslinda senin gerçek baban olmadigini söyle. Sonra 1 adim geri çekil ve yüzündeki ifadeyi seyret !

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:25 PM
Adam gazete okurken bir ilan gormus:
"50 $'A SATILIK PORSCHE"
Adam gozlerine inanamamis "ne bu yaaa saka mi yapiyolar" demis,
satilik ilanindaki adrese gidip ogrenmek istemis...
evin kapisini calmis,kapiyi bi kadin acmis, adam gazetedeki ilani
gostererek "arabayi bi gorebilir miyim?"demis..
kadin "tabiki"diyip adami arabaya goturmus... adam bi bakmis
resmen gicir gicir muhtesem bi Porsche....
"yaw insan boyle bi arabayi nasil 50 $'a satar, acaba bi arizasi
falan mi var?" diye dusunmus, bi test surusu yapmak istemis..
kadin ona da "tabii "demis... adam test surusunu bitirmis,
araba tek kelimeyle mukemmel..... adam sonunda dayanamamis ve kadina
sormus:
-Hanimefendi bu muhtesem arabayi 50 $'a satmak istediginize emin
misiniz..?
- Elbette eminim...
- Kusura bakmayin ama cok merak ettim neden boyle bi arabayi bu kadar
komik bi fiyata satiyosunuz??
Kadin "anlatiyim" demis... " kocam dun sekreteriyle kacti...
bana da su notu birakmis" diyerek adama bi kagit uzatmis...
adam kagida bakmis ve soyle yaziyor..
"Karicim biliyorum bana cok kizicaksin ama sonunda gercek aski
buldum ve onunla burdan gidiyoruz...
hic "ben nolucam" diye dirdir etmeye kalkma her$eyi senin
uzerine yaptim evi de esyalari da istemiyorum,sadece
Porsche'umu sat ve parasini bana gonder..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:25 PM
Temel dursun'a geçen gün çıktığı avı anlatmaktadır.temel:
-ula dursun geçenlerde ormanda ava çiktum.bide ne göreyum karşimda kocaman bir ayı bana bakay.başladum kaçmaya! ben kaçtum o kovaladu.tam yakalayacak demiştum kaydu düştu.tekrar kovalamaya başladu gene kaydu düştu.tekrar kovalamaya başladu gene kaydu düştu.
Dursun:
- temel sen de amma cesaretli imişun.ben yerinde olsaydum altuma ederdum.
Temel:
-dursuncuğum sen ayunun neye basup da kayduğunu zannedeysun.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:25 PM
Temel ile Dursun hararetli bir sekilde iddialasirlar.
Temel:
-"Ula Dursun, hapuraya pen pu pinanun çatisundan pi pardak suya paluklama dalarum daa."
Dursun:
-"Nah dalarsun, ula imkanu yoktur"
Vardir yoktur bir milyarina iddiaya girer kafadarlar. Temel gider bir bardak su getirir ve kaldirima koyar.
-"Iyi izle ula, nasil dalacam hamsi cibi.."
Dursun ise hala Temel'i umursamamakta, dalgasini geçmektedir. Temel catiya çikar Dursun'a seslenir:
-"Ula Dursun iyi izleyesun ha celeyrum!" der ve kendini bosluga birakir.
Tam yere üç bes metre kala Dursun yerdeki bardaga bir tekme sallar:

"Geber ula ..

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:26 PM
Kadının evınde cam kırılmıştı camcıyı aradı ve sıparış verdi yarım saat sonra zil çaldı
Kadın megafondan seslendi

-Kim o ?

-Camcı bea..

Kadın kapıyı açtı ve camın takılacaği yeri gösterdi beş dakika sonra yine zil çaldı

-Kim o ?

-Camcı bea..

-Yanlışlık var .Az önce bir camcı gelmişti

-Düştük bea .

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:26 PM
Adamın biri arabasıyla gidiyormuş. Giderken, yol kenarındaki
tabelada 'YAVAŞ 50' diye bir yazı çıkmış. Adam hızını
50 km.'ye indirmiş. Biraz sonra karşısına 'YAVAŞ 40' diye
bir tabela çıkmış, hızını 40 km.'ye düşürmüş. Sonra
sırasıyla 'YAVAŞ 30', 'YAVAŞ 20' VE 'YAVAŞ 10' tabelaları çıkmış.
Adam sinirli bir şekilde, hızını 10 km.'ye indirdikten bir
müddet sonra yeni bir tabela görmüş:
'YAVAŞ KÖYÜNE HOŞ GELDİNİZ.'

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:26 PM
Ya forumda aradım bunları yazacak yer bulamadım

Okula yeni bi din ogretmeni atanmıs.sınıfta kendini tanıtmıs.
hoca: ben de sizleri yavas yavas tanıycam artık. mesela oglum senin adın ne demis
ogrenci : fatih
hoca: hadi bi fatiha oku da dinleyelim
ogrenci güzelce okumus fatihayı.
hoca: kızım senin adın ne?
ogrenci: kevser hocam.
hoca: hadi sen de bir kevser duası oku da dinleyelim.
ogrenci okumus.
hoca yürürken köseye sinmis bir ogrenci görmüs
hoca: oglum senin adın ne?
ogrenci: hocam benim adım yasin ama arkadaslar bana kısaca sübhaneke derler.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:26 PM
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:27 PM
Temel ile Dursun promosyonlu meşrubat alırlar. Meşrubatı açan Temel hemen kapağa bakar: - "Tekrar deneyin." Kapağı kapatıp yeniden açar ve okur: - "Tekrar deneyin." ... ... ... En sonunda sinirlenen Temel: - "Ula Tursun. Ha punlar pizi kandıriy! İki saattir deneyrum hala pi şey çıkmadi."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:27 PM
Temel Karayolları Müdürlüğünde işe alınmıştır; görevi ise yollardaki çizgileri çekmektir. Temel'e bir kutu boya ve fırça verilir. Temel çizgileri çekmeye başlar. Bir gün amiri gelir ve çizelgeye bakar; "1. gün 500 metre, 2. gün 300 metre, 3. gün 150 metre, 4. Gün 100 metre.." "Temel", der "her gün gittikçe tembelleşiyorsun galiba?" Temel cevap verir: "Aksine amirum daha çok çalışayrum lakin gün geçtikçe boya kutusundan daha fazla uzaklaşayrum."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:27 PM
Temel İngiltere'ye gitmişti. Arkadaşları Temel'e: - "İngilizce bilmezdin İngiltere'de çok sıkıntı çektin mi?" demişler. Temel: - "Hayır, sıkıntıyı asıl İnciluzlar çekti..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:27 PM
Temel ile Dursun bir gün ava gitmişler. İri bir geyik avlayıp geri dönerlerken çok ağır olan geyiği birer boynuzundan beraberce tutarak köylerine doğru yola koyulmuşlar. Köye beşyüz metre kala köyün yaşlılarından biri ile karşılaşmışlar. Adam geyiği görüp Temel ile Dursun'u tebrik ettikten sonra geyiği böyle taşımaları halinde etinin sertleşeceğini söyleyerek kuyruğundan çekerek taşımalarını önermiş. Temel ile Dursun da kuyruğundan çekerek taşımaya başlamışlar. Bir süre sonra çok yorulmuşlar ve Dursun Temel'e dönüp : - "Ula Temel biz yine eskisi gibi taşısak iyi olur. Baksana köyden epeyce uzaklaştık..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:27 PM
Temel ile Dursun ilk defa İstanbul'a gelmişler.. Bir sokaktan geçerken kadının biri onlara "araba mı park eder misiniz?" diye sormuş. Onlar da "bizimle birer kere birlikte olursan ederiz", demişler. Kadın "tamam" demiş, kadının evine gitmişler. Kadın cebinden iki prezervatif çıkararak "biz bunları çocuğumuz olmasın diye takıyoruz, alın siz de takın" demiş. Temel'le Dursun "tamam" demişler. Aradan aylar geçtikten sonra Temel ile Dursun tarlada çalışırken, Dursun Temel'e: - "ula ben bu şeyden sıkıldım, o kadının da çocuğu olursa olsun; artık bunu çıkarıyorum ben", demiş.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:28 PM
Temel otelin birinin odasında kara kara düşünüyor.. 'Ulan' diyor, "Ben aşağıdan içki isterken laz olduğum anlaşılır mı acaba?" Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor. "Bana bir fvisku.. yok böyle anlarlar".. "Bana bir rakı, yok" diyor "böyle de anlarlar". "Bana bir bira.. tamam" diyor "böyle iyi.. anlamazlar". Ve aşağıya iniyor. Masaya dirseklerini dayıyor ve sesleniyor: - "Barmen bana bir bira". Barmen Temel'i biraz süzdükten sonra soruyor: - "Birader sen laz mısın?" Temel: "uuuy nasil anladın" diyor: - "Burası resepsiyon bar karşıda.."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:28 PM
İstanbul'a tüp geçit yapılması için ihale açılmış.. Amerika, Japonya vs. hepsi teklif vermiş, 10 milyar, 20 milyar dolarlar... Bizim Temel'le Dursun ise 10 bin dolarlık bir teklif getirmişler.. Komisyon gitmiş Trabzon'a; Temel'le Dursun'u görmeye.. Demişler ki, "ihaleyi size vereceğiz, anlatın bakalım projenizi?" Temel başlamış anlatmaya... - "Ben gidicem Anadolu yakasına başlıycam denizin altından kazmaya, İdris de gidecek Avrupa yakasından kazacak. Denizin altında ortada buluşucaz." Yetkililer sormuş: - "Peki ya hiç buluşamazsanız ne olcak?" İdris de bu sefer atılmış: - "O zaman bir tüp geçit fiyatına iki tüp geçit yaptırmış olacaksınız..."

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:28 PM
EMİN MİSİN?

İki avcı ava çıkarlar.Yürüme esnasında avcılardan biri yere düşer ve hareketsiz olarak yatar.Arkadaşı hemen yanına gelir ve bakar ki arkadaşı nefes almıyor.Hemen acil servisi arar.Arkadaşım öldü ne yapmam gerekiyor diye sorar.Telefonun ucundaki ses:
"Sakin olun ben size yardım edebilirim ama önce arkadaşının öldüğünden emin olmamız gerek" der ve birkaç saniye sessizlikten sonra bir el silah sesi duyulur.Sonra telefonun ucundaki ses şöyle der:-"Tamam şimdi ne yapacağım?"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:28 PM
İSTEDİĞİM HER ŞEYE SAHİBİM

Karı koca 100 km hızla gidiyorlarmış.Arabayı adam kullanıyormuş ve karısı birden "Hayatım" demiş. "Seninle 15 yıl boyunca güzel bir bera- berlik yaşadık.Ama ben artık boşanmak istiyorum." demiş.Adam sesini çıkarma- mış.Ama hızı 110'a çıkarmış.Karısı:"Neden diye soracağını biliyorum.Bu- nu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.Ama arkadaşın Joe ile birkaç aydır beraberiz.Ve üzgünüm ama onunla daha iyi anlaşıyorum." demiş.Adam yine ses çıkarmadan hızı 120'ye çıkarmış.Kadın devam etmiş:"Evi ben istiyorum." demiş.Artık 130'la gidiyorlarmış.Kadın: "Ayrıca bütün çeklerini,kredi kartlarını,arabayı da istiyorum." demiş. Ve adam hâlâ sesini çıkarmadanhızı 140'a çıkarmış.Kadın sormuş:"Hiçbir şey söylemeyecek misin?Sen hiçbir şey istemiyor musun?" Adamhızı 160'a çıkarmış ve cevaplamış:"Hayır.Ben ihtiyacım olan her şeye sahibim." Karısı şaşırmış..."Öyle mi?Nedir o?" demiş.Ve araba karşıdaki duvara, sa- atte 160 kilometre hızla çarpmadan önce adam cevap vermiş:"Airbag bende!"

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:28 PM
WC HALLERİİİ

Genç kız ve sevgilisi lokantaya giderler, yemekleri söylerler, genç adam sevgilisine çok sıkıştım bi wc ye gidim gelem hemen dönerim, çorbalar gelir adam gelmezzz çorba buz oldu adam yok oldu, gelmiyorrr.

Genç kız erkek wc'sine kontrole gidemeyeceği için garsona seslenir arkadaşım gitmiştide bayağı bir zaman geçti gelmedi bi sorarmısın kapıdan,

Garson gider kapıyı çalar ses yok tıktıktık yok ses yok
seslenir artık bağırır kardeşim çıksana ishal oldukkk duramıyoruzz

Bunun üzerine çok ıkınmalı bir ses gelir"NE MUTLU SANAA" HERİF KABIZ OLMUŞDA KURTARANI YOK

PİYANGONUN BÖYLESİ

Adamın biri rüyasında ak sakallı dedeyi görür, dede şöyle seslenir; bak evladım bu verdiğim numaralar hayatını değiştirecek,

Adam hışımla uyanır, hemen kağıt kalem filan yazar numaraları not eder. Sabah ilk iş sayısal oynar,çekiliş olur tık yok, rüyasında yine dede hayatın değişecek dede der yok değişmedii.
ertesi gün olur gider at yarışı oynar yok yine dede rüyada tabii hayatın değişecek yaw dede oynamadığım poh kalmadı hala değişecek değişecek alalaa
Adam ertesi gün yolda giderken bir milli piyango satış bayisi görür koşar bir bilet kalmış onuda alıyorlar bırak o benimmm bu benim şansım ben alıcam filan derken kavga çıkar adam bileti alanı öldürür ve bakar ki numaralar uymuyor

direkt hapis yolu,, ceza evini boylarken fotoğraf çekilir eline bir numara verirler kayıt numarası nedir dedenin verdiği numaradır... Ulen dede aksakalınaaa ......

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:29 PM
Bilgiişlem!!!

Sirketin Bilgiislem departmanindan gelen son derece alimli genç
kiz,yeni ise baslamis olan genç adamin bilgisayarini kurmasina yardim
ediyordu.Kurulum tamamlandiktan sonra kendini begenmis tavirli gence döndü ve bir password seçmesini istedi. Zaten taciz için firsat kollamakta olan genç hemen cevabi yapistirdi: Penis.
Hafifçe bozulan kiz, genç adamdan passwordünü kendisinin girmesini
istedi ve bilgisayarin verdigi cevabi okuyarak kahkalara boguldu.
"PASSWORD REJECTED, NOT LONG ENOUGH"
((sifre reddedildi , yeterli uzunlukta degil))


Köylü ve Avukat

Bır gun bır uçakta bir avukatla bir koylu yan-yana oturuyor. Bakıyorlar yapmaya bir şey yok avukat demiş.
Hadi bir-birimize soru soralım. Sen bilemezsen bana 5.000.000 verirsin ben bilemezsen sana 50.000.000 veririm.
Avukat ilk soruyu sormuş:Japonyanın baskentı neresi? Adam bir şey soylemeden çıkarıp parayı vermiş.
Sıra şimdi koylude sormuş:O ne ki merdiveni uç ayaklı çıkıp 4 ayaklı iniyor?Avukat bir dakika duşunmuş
bilememiş 10 dakika duşunmuş bilememiş sonunda parayı vermiş ve sormuşhttp://www.cakal.net/images/smilies/booo.gifahi cevap neydi?Koylu yeniden çıkarıp adama 5.000.000 vermiş.
_____________________________
beğendiyseniz repi esirgemeyin

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:30 PM
Bir zamanlar uzaklarda bir ülkede çok yakisikli bir prens
yasarmis....
Ancak prens daha küçükken ülkedeki kötü kalpli cadinin lanetine
ugramis, ve üzerindeki bu lanet yüzünden her yil sadece 1 kelime
konusabiliyormus....
Mesela prens 2 kelime söyleyecegi zaman bir yil boyunca susuyor
böylece ertesi yil da 2 kelime söyleme hakki oluyormus...
Bir gün bu yakisikli ama talihsiz prens dere kenarinda
otururken, bir de bakmis karsida küçük bir kulübe, ve kulübenin
bahçesinde muhtesem bir kiz..saçlari altindan daha sari, gözleri
gökyüzünden daha mavi, dudaklari kirazdan daha kirmiziymis ..
Prens bu güzelligi görünce akli basindan gitmis, o anda
vurulmus.. ve 2 yil boyunca konusmamaya karar vermis, 2 yil sonunda
kiza ;çok güzelsiniz; diyebilmek için....
Ama 2 yilin doldugu gün prensin içindeki bu ates daha da büyümüs
ve kiza ;size asik oldum;demek için yanip tutusur olmus...
Böylece ÇOK+GÜZELSINIZ+SIZE+ASIK+OLDUM == toplam 5 kelimeyi
söyleyebilmek için, gecen 2 yilin ardindan 3 yil daha konusmamayi
göze almis....
Ve 5 yilin sonunda prens konusmak için hazir oldugu sirada,
birden bu muhtesem güzel ve zarif kizla evlenmeyi, onu sarayinin
prensesi yapmayi ne kadar istedigini fark etmis...
Böylece ÇOK+GÜZELSINIZ+SIZE+ASIK+OLDUM+BENIMLE+EVLENIR MISINIZ
toplam 7 kelime söyleyebilmek , için 5 yilin ardindan 2 yil daha
sabretmeye karar vermis....
Ve prens bu platonik duygularla 7 koskoca yili tamamladigi gün,
artik dünyanin en heyecanli ve en mutlu erkegi olarak kizin yasadigi
kulübeye kosmus....
Kiz yine kulübenin bahçesinde oturuyormus ve bir kitap
okuyormus....
Prens elindeki bir tek kirmizi gülü kiza uzatmis ve sormus:
- ÇOK GÜZELSINIZ, SIZE ASIK OLDUM, BENIMLE EVLENIR MISINIZ?
Kiz basini kaldirip prense bakmis...... Kulaklarini örten altin
sarisi saçlarini geriye atmis...
... ve prense söyle demis:
- PARDON ANLAMADIM?.

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:30 PM
Karadenizliler, bir konferans düzenlerler. Bu konferansa konusmacı olarak ünlü bir Amerikalı bilim adamı da davet edilir. Amerikali konuk, bir hafta erken gelir, hem tatil yapar hem de Türkleri yakından tanıma fırsatı bulur. Karadenizliler ile Amerikalı bilim adamı hemen her konuda anlaşırlar, uyum içinde konferans biter. Ayrılık günü gelir, Karadenizlileri alır bir düşünce. Biz bu değerli bilim adamına ne alalım? Aralarında toplanırlar, başkan konunun önemini vurgulamak için der ki: Biz bu Turk dostu, degerli bilim adamına nasıl bir hediye alalım ki bizi unutmasın? Hem kullanışlı bir şey olsun, hem her eline aldığında bizi hatırlasın? Salonda kısa bir sessizlik olur, arka sıralardan Temel elini kaldırır:

"Sünnet ettirelim..! "

F.S.Mehmet1453
09-03-2007, 03:30 PM
Köylü ve Avukat

Bır gun bır uçakta bir avukatla bir koylu yan-yana oturuyor. Bakıyorlar yapmaya bir şey yok avukat demiş.
Hadi bir-birimize soru soralım. Sen bilemezsen bana 5.000.000 verirsin ben bilemezsen sana 50.000.000 veririm.
Avukat ilk soruyu sormuş:Japonyanın baskentı neresi? Adam bir şey soylemeden çıkarıp parayı vermiş.
Sıra şimdi koylude sormuş:O ne ki merdiveni uç ayaklı çıkıp 4 ayaklı iniyor?Avukat bir dakika duşunmuş
bilememiş 10 dakika duşunmuş bilememiş sonunda parayı vermiş ve sormuşhttp://www.cakal.net/images/smilies/booo.gifahi cevap neydi?Koylu yeniden çıkarıp adama 5.000.000 vermiş.