PDA

Tam Sürümü Görüntüle : fıkra arşivi...


Sayfa : 1 2 3 4 5 6 7 [8] 9 10 11 12 13 14

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:44 PM
Bir Nisan
- Matematikten sözlüye kalktın mı?
- Evet kalktım.
- Soruları bildin mi?
- Elbette bildim.
- Kutlarım seni, iyi not almışsındır.
- Not vermedi!
- Neden?
- Çünkü, "Bugün Bir Nisan, bendi kandıramazsın", diyerek dinlemedi bile.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:44 PM
Kim Almış
İlkokulun beşinci sınıfına müfettiş gelmiştir.
Tarh dersinde çocuklara birkaç soru sorup cevap alamayınca:
- Peki, İstanbul`u kim aldı? diye sorar.
- Vallahi biz almadık öğretmenim, derler. Sinirlenen müfettiş, doğru müdüre çıkar ve:
- Ne biçim beşinci sınıf bunlar, der.
Müdür gayet ciddi cevap verir:
- Aman müfettiş bey biz o sınıftan neler çekiyoruz. İşte böyle alırlar da almadık derler.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:44 PM
Cesaret
Öğretmen öğrencilere sordu:
- Cesaret neye denir?
Birisi parmak kaldırıp cevapladı:
- Bir şeyi bilmediği halde biliyormuş gibi yapıp parmak kaldırmaya denir...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:44 PM
Verim
Sınıf olarak çiftliğe gitmişlerdi.
Dolaşırken, sınıfın ukalası Mehtap, meyve bahçesinde çalışan çiftçiye:
- Ne kadar eski usulle çalışıyorsunuz böyle! Eğer öyle çalışmaya devam ederseniz, öreneğin bu ağaçtan yılda on kilo bile elma alamazsınız, demişti.
- Haklısın kızım diye onayladı çiftçi.
Elbette on kilo elma alamayız, çünkü o bir armut ağacı...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:44 PM
Havucun Yararları
Temel ile Cemal henüz ilkokula gidiyorlardı.
Bir gün aralarında konuşuyorlardı.
Temel:
- Havuç, yemenun cözlere o kadar faydası var ki, dedi..
Bunun üzerine Cemal hayretle sordu:
- Nasıl olayi o..
Temel bilgiç bilgiç konuştu:
- Ha uşağum, sen hiç gözlüklü tavşan cördün mü?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:44 PM
Öğrenme Açlığı
Öğretmen, küçük öğrencisinden çok memnundu.
Annesine sordu:
- Oğlunuz bu şaşırtıcı öğrenme açlığını kimden aldı?
Anne cevapladı:
- Öğrenmesini benden, açlığını babasından...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:45 PM
Niçin Geç Kalıyormuş?
Öğretmen, Ömer`i azarladı:
- Bu böyle devam etmez.
Her gün okula yarım saat geç geliyorsun.
Gerçekten ne istediğini anlayabilmiş değilim.
- Öğretmenim, dedi Ömer, geçen hafta bana gazetemi evde okumam gerektiğini siz söylemediniz mi?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:45 PM
Ay mı Güneş mi?
- Çocuklar, dedi öğretmen, hangisi bizim için önemlidir?
Güneş mi yoksa ay mı?
- Tabii ki ay, dedi Bilgen, en azından *******i etrafı aydınlatıyor.
Gündüz güneş çıktığında ise zaten ortalık aydınlık oluyor!!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:45 PM
Bilmediğim İçin
Okul açıldıktan bir ay sonra, birinci sınıf öğretmeni öğrencilerden birini tahtaya kaldırmış.
Ne sorduysa öğrenci cevaplayamamış, öğretmende sinirlenmiş:
- Sen hiçbir şey bilmiyorsun?
- Evet öğretmenim, bilmiyorum!
- Ne demek o?
- Öğretmenim, bir şey bilmediğim için beni evden buraya gönderdiler.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:45 PM
Sıfırın Değeri
Öğretmen, Ahmet`e bir problem sordu. Ahmet sonucu bir çıkardı. Öğretmen:
- Sonuç bir değil on oğlum, sen nasıl bir çıkardın?
Ahmet bilgiççe:
- Uzay çağındayız öğretmenim. Sıfırın hiç bir değeri yok ki... diye karşılık verdi. Öğretmende gülerek:
- Aferin Ahmet, bu başarın için sana on veriyorum, ama sıfırın bir değeri yok! dedi.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:50 PM
Yanlış Gömlek
Bir öğrenci, sınavlarda başarı göstermenin kestirme yolunu bulmuştu.
Bazı zor konuların cevaplarını gömleğinin koluna yazıyor ve sınavda buradan kopya çekiyormuş.
Bir gün fizik sınvından sonra karşılaştığı tarih öğretmeni sordu:
- Nasıl fizik sınavın iyi geçti mi?
Öğrenci üzgün üzgün başını salladı:
- Hayır öğretmeni herhalde kaldım.
- Neden?
- Yanlışlıkla kimya gömleğimi giymişim!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:50 PM
Bu Kadar Fırtına
Denizcilik sınavında öğretmen sordu:
- İskele tarafından bir fırtına gelse ne yaparsın?
- İskele tarafına demir atarım öğretmenim.
- Peki sancaktan gelirse?
- O tarafa da bir demir atarım öğretmenim.
- Tam bu sırada beş tarafta bir kasırga koptu, ne yaparsın?
- Baştaki demirleri denize atarım.
- İyi ama bu kadar demiri nereden buluyorsun?
- Sizin fırtınaları buluduğunuz yerden öğretmenim.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:50 PM
Lokomotif
Öğretmen, birinci sınıfta lokomotifin nasıl hareket ettiğini anlatıyordu. Bir ara Küçük Hasan`a
sordu:
- Şimdi iyi anladın mı lokomotifin nasıl hareket ettiğini?
Hasan:
- Anladım öğretmenim, ama aklıma bir şey takıldı.
Beygirsiz nasıl hareket ediyor.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:50 PM
Dümendeymiş
Beden eğitimi dersinde öğretmen, öğrencilerine kürek çekme alıştırmalarını yaptırıyordu.
Bir ara öğretmen, Ayhan`ın olduğu yerde kıpırdamandan durduğunu gördü.
-Sen neden kürek çekmiyorsun? deiye sordu.
Ayhan şu cevabı verdi:
- Ben dümendeyim öğretmenim!...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:50 PM
Niçin Yerine Oturmuş
Tarih dersinde öğretmen sözlüye kaldırdığı öğrenciye son bir şans tanımak için:
- Amerika`yı kim keşfetti? diye sordu.
Çocuk soruyu cevaplayamadı.
Sabri taşan öğretmen, hiddetle bağırdı:
- Kristof Kolomb!
Çocuk, bunun üzerine yerine oturdu. Öğretmen bu hakarete de kızdı:
- Ne o? Sana yerine oturmanı kim söyledi?
Öğrencinin cevabı şaşırtıcıydı:
- Afedersiniz öğretmenim. Ben de başkasını çağırdığınızı sanmıştım!!...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:50 PM
Birincilik
Öğretmen, öğrencilere şu ödevi vermiş:
- Tembelliği açıklayın?
Öğrenciler kaleme kuvvet tembellik hakkında sayfalar dolusu yazmışlar ve pek de güzel açıklamışlarç
Fakat birinciliği hiç birisi alamamış.
Bir öğrenci bomboş kağıt vermiş ve birinciliği kazanmış..!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:51 PM
Karşılaştırma
Öğretme Alper`e, tembelliği dolayısıyla çok kızmıştı:
- Büyük İskender senin yaşındayken dünyanın yarısını fethetmişti, dedi.
Alper büyük bir pişkinlikle cevapladı:
- İyi ama onun öğretmeni de Aristo idi.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:51 PM
Öğretmen Uyuyakalınca
Öğretmen sınıfta uyuyakalmıştı. Uyanınca hatasını örtbas etmek için, rüyalar ülkesinin kralıyla randevum vardı, dedi. Ertesi gün uyuyakalan bir öğrenciyi sopayla uyandırıp:
- Sınıfata nasıl uyursun, diye bağırdı.
Öğrenci de kendini savundu:
- Benim de rüyalar ülkesi kralıyla randevum vardı.
Öğretmen, kralın ne dediğini sordu.
Öğrenci cevapladı:
- Kral, ben sizin öğretmeninizi dün hiç görmedim, dedi!..

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:51 PM
Astronotluk
Anne, öğretmene gidip çocuğu hakkında konuşmak istemişti:
- Efendim, biliyorsunuz oğlum bu yıl son sınıfta, hangi mesleği seçmesini tavsiye edersiniz?
- Astronotluk.
- Neden?
- Çünkü, bütün ders boyunca akli bir karış havada. Bir soru sorduğumda da uzaydan düşmüş gibi oluyor...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:51 PM
Resim Sergisi
Barışın sınıfı, bir resim sergisini geziyordu.
Öğretmen heyecanla anlatmaya başladı:
- İşte sanat budur, sanatçı budur. Bir ressam, bir fırça darbesi ile gülen bir yüzü ağlayan bir yüze
çevirebilir!
Barış içini çekti:
- O da bir şey mi, babam bunu fırça darbesiolmadan da yapabiliyor!..

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:51 PM
Sayı Saymayı Bilmek
Sayı saymayı bir türlü öğrenemeyen Tahsin`e öğretmeni elli kez "ben sayı saymayı bilmiyorum" cezası vermişti.
Ertesi gün öğretmen, kontrol ediyordu. Deftere baktı ve sinirli bir şekilde sordu:
- Neden yirmi kez yazdın, elli kez yazman gerekiyordu?
Tahsin cevap verdi:
- Ben, sayı saymayı bilmiyorum ki!...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:52 PM
Çalışmak
Öğretmen sınıfa sordu:
- Eğer çalışmak eğlencelidir dersek bu hangi zamandır?
Alper hemen cevap verdi:
- Nadir rastlanan bir zaman hocam!...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:52 PM
Koca Bir Yalan
Dilbilgisi dersinde bayan öğretmen zamanları anlatıyordu ve örneklerde açıklamasını sürdürdü.
- Eğer "Ben güzeldm" dersem, bu geçen zamandır.
- Eğer "Ben güzelim dersem, bu ne olur çocuklar?
Alper arkadan bağırdı:
- Koca bir yalan!...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:52 PM
Borsacılar
Temel ile İdris borsanın çok kazandırdığı sıralar, borsada oynamaya karar
verirler. Borsayı hiç bilmeyen iki kafadar önce bir iki tanıdığa sorarak işi öğrenmeye koyulurlar. Öğrendikleri kadarıyla ufak ufak oynamaya başlarlar. Kısa sürede ikisi de zengin olur, İstanbul’a taşınırlar. Köylerini pahalı giysiler ve lüks arabalarla ziyaret ederler. Herkes onları konuşmaktadır.
Yeterince hava attıktan sonra yine İstanbul’a dönerler. Çok geçmeden soluğu yine köylerinde aldıklarında perişan bir haldedirler. Eski kılıklarında ve yayadırlar. Tanıyanlar sorar:
“Ula uşaklar ne oldi size böyle?” Temel ile İdris cevap verir:
“Ula seanslari çift ettiler”
Köylüler heyecanla sormaya devam eder:
“Eeee?”
“Haçan onikiye kadar kazanduk, onikiden sonra kaybettuk!”

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:52 PM
Uluslararası Kaçakçı
Hakim sanığa sorar:
- Uluslararası kaçakçılıkla suçlanıyorsun. Ne diyeceksin söyle bakalım?
Sanık sakin bir ifadeyle cevap verir:
- Tamamen iftira efendim. Biz Fenerliyiz. Uluslarası ne işimiz olabilir ki bizim?..

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:52 PM
Telefon Kimin
Bir golf kulubünün soyunma odasında bir sürü adam giyiniyormuş. Ortada duran bir cep telefonu çalmıs. Yakınındaki bir adam hands-free konuşma düğmesine basmış ve giyinirken konuşmaya başlamış.
Adam: Alo
Kadın: Merhaba şekerim, kulüpte misin?
Adam: Evet.
Kadın: Ay ben burda süpper bir deri ceket gördüm. 1000 dolarcık.
Alabilir miyim?
Adam: Oluur, madem çok sevdin, al tabii.
Kadın: Aslında buradan önce de galeriye uğradım. 2002 modelleri
gelmiş, tam istediğim renkte bir tane buldum.
Adam: Ne kadar?
Kadın: 60 bin dolarcık.
Adam: O parayı vereceksem bütün aksesuarlarını isterim ama...
Kadın:Yaşasınnn! Bir şey daha var. Geçen sene beğendiğimiz ev yine satılık ve 450 bin dolar istiyorlar.
Adam: Tamam, ama 420 bin dolardan fazla verme sakın.
Kadın: Oldu şekerim. Sonra görüşürüz. Seni seviyorum.
Adam: Ben de seni... Görüşürüz.
Adam telefonu kapatıp afallamış şekilde onu seyreden topluluğa döner ve sorar:
Bu telefon kimin, bilen var mı?"

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:52 PM
Kaleci Temel
Bir yangında evin çatısında mahsur kalmş bir anne ve kucağında kundaklı bir bebeği... Asağıdakiler anneye, gerilmiş olan brandaya önce çocuğu sonra da kendisini atmasını öneriyorlar, fakat o kabul etmiyor, ne yaptılarsa kabul etmiyor. Alevler onlara ulaşmak üzere.... Bu sırada onları seyretmekte olan Temel, barıkatları asarak binanın dibine kadar gelir ve kadına seslenir:

-Abla korkma, at bebeği..bana. Ben Sürmene Spor' un kalecisiyim...

Kadın Temel' e inanır ve bebeği Temel' e doğru atar..Temel, nefis bir hareketle bebeği yere düşmeden yakalar, ayaga kalkar, iki kere yerde zıplattıktan sonra degajını yapar..

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:53 PM
Atletizim
Temel ile İdris bir gun stadyuma gitmişler.

Atletler koşarken aralarında şu konuşma geçmiş:

Temel :
- "Ula, bu uşaklar hacan niye koşayi?"

İdris :
- "Biri birinci gelecek, madalya alacak."

Temel :
- "Haaaa!.. Peçi öbürleri niye koşayi???"

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:53 PM
Yedek
Futbolcu Temel yeni bir kulübe transfer olmuş. Kendisiyle yapılan röpotajda:

- Şimdi yedekte kalmak içun çalişayrum.

- Herhalde takıma girmek için demek istediniz?

- Yoo yedekte kalmak içun.

- Nası yanİ?

- Maçlari rahat seyretmek içun daa..

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:53 PM
At Yarışı
Temelle dursun bi gün sinamaya giderler

filmde bir at yarışı sahnesi vardır ve temel dursuna sorar

-İddaya varmisun ben diyrum 1.at kazanur.

dursun;

-Oldi benda 2. ata oynayrum

Iddayı temel kazanır ve temel dursunun 5 milyonunu alır.

ertesi gun temel dursunu arar

-Dünkü film faridiya ben oni bidaa seyretmiştum vicdanum rahat etmedi onun içun aradum.

Dursun:

-Benda seyretum.

Temel:

-O zaman niye 2. ata oynadu?

Dursun:

-Süpriz oynadum daa

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:53 PM
Erzurum
Erzurum Beden terbiyesi il müdürlüğünün eski kayıtlarında spor dalları şöyle sıralanıyor;


1. Çimme dalı (yüzme)

2. Gumbuz dalı (boks)

3. Seyirtme dalı (atletizm)

4. Cilit dalı (cirit)

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:53 PM
Kör Hakem
Maçın tam ortalarında oyunculardan biri hakemin yanına yaklaşır:

-Köpeğinizin ismi nedir?

-Benim köpeğim yok ki.

-Çok garip, hem körsünüz, hem de köpeğiniz yok!...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:54 PM
Futbol Konuşuruz
Dünyanın En ucra Köşesinde tek başına yaşayan bir bilge varmış.50 yıl boyunca kendini sakladıgı bu ıssız yede kimsecikleri görmemiş.Bir gün kapısı çalmış. Gelen adam benim IQ 200 demiş. Bilge ooh demiş gel içeri seninle quantum fiziği konuşuruz.

Bir vakit sonra başka biri gelmiş. Adam benim IQ 90 demiş. Bilge gel gel demiş seninle siyaset konuşuruz.

Derken üçüncü adam kapıyı çalmış. Benim IQ 5 demiş.
Bilge biraz düşünmüş ve cevabı vermiş.. Gel içeri seninle de Futbol konuşuruz.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:54 PM
Maç Durumu
Temel ile Dursun maç sahasının önünde köfte satarken Temel bilet bulur. Dursun'a şöyle der. -Ula Dursun bu bileti al maçı öğren de gel der.

Dursun gider ve maçı öğrenip gelir durumu Temel'e anlatır:

-Direk dikiyler ortaya bir kabak koyiyler. 21 avanak peşine koşiyler. 2 direğin arasına girince gool diye bağıriyler bir de utanmadan kısa don giyiyler.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:54 PM
Temel Mike Tayson`a Karşı
Birgün Temel Mike Tayson ile ünvan maçına çıkmış.

Daha ilk yumrukta Temel nakavt olmuş.
Hakem bir, iki, üç dört.. sayarken menejeri Temel'in kulağına;

- "Sakın dokuzdan önce kalkma" demiş
Temel hafifden gözlerini arala***** menejerine sormuş;

- "Saat kaç?"

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:54 PM
Doping
Temel olimpiyat oyunları 100 metre finalinde doping yapmış.Anlaşılmasın diye sonuncu olmuş.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:54 PM
Şike
Futbol maçı başlamadan önce iki takımdan birinin kaptanı, hakemi bir köşeye çekip :

-Hocam, der.Sen bizim takımın durumunu bilmezsin...

-Bu maçı bize kaybettirecek olursan, bizimkiler seni ne yapar bilirmisin?

-Ne yaparlar?

-Seni parça parça ederler...

Hakem cevap verdi : -Anlaşıldı, siz bu oyunda berabere kalacaksınız...

-Neden?

-Öteki, takımın kaptanı da bana aynı sözleri söyledi de ondan!..

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:55 PM
Berber
Bakanlıklar Caddesinde mutevazı bir berber dukkanı...
Mutevazı ama unlu bir berber dukkanı...
Fikret usta yıllardır muşterilerini aynı mekanda traş etmekte..

Gunun birinde kapi acılır... İçeri giren musteri Aziz YILDIRIM dır...
-Acelem var...! der... Saclarımı şoyle bir duzeltir, sakal traşımı yeniler misin ?
Onemli bir randevum var , gec kaldım...

Fikret usta meslegine ozgu maharetini sergiler, bir çırpıda saç-sakal traşını bitiriverir...

- Eline saglik usta...Borcum ne kadar? ?? diye sorar gayet memnun bir biçimde Aziz YILDIRIM...

- Aaaa, olur mu? Siz koskoca Fenerbahçe başkanısınız... Sizden para almam soz konusu olamaz...
Dukkanımı şereflendirmeniz yeter bana...
Kesinlikle almam...

Israr falan....nafile.....

Tekrar tekrar tesekkur eder, dukkandan ayrilir Aziz YILDIRIM...!

Fikret usta ertesi sabah dukkanını açmaya geldiğinde, kepengin hemen onunde koca bir paket ve pakede
iliştirilmiş bir zarf bulur....

Pakette 15 adet sarı-lacivert forma, zarfta ise 15 adet 100 Dolarlık bankonot vardır...

Mutlu mutlu kafasini iki yana sallar Fikret usta,ne gereği vardı....

Aradan bir kac gun geçmiştir, dukkanının kapısı acilir... İçeri giren muşteri Suleyman SEBA dır...
- Seyyy..der...Acelem var...!
Saçlarımı şoyle bir duzeltir, sakal traşımı yeniler misin ?
Bıyıklarıma dokunma ama.. Önemli bir randevum var , geç kaldım...??

Fikret usta mesleğine özgu maharetini sergiler, bir çırpıda saç-sakal traşını bitiriverir...

- Eline sağlık usta...Borcum ne kadar? diye sorar gayet memnun bir biçimde Suleyman SEBA...

- Aaaa, olur mu? Siz BESIKTASlıların onursal başkanısınız...Türk sporuna hizmet etmis cok değerli bir insansınız..Sizden para almam söz konusu olamaz... Dukkanımı şereflendirmeniz yeter bana...
Kesinlikle almam..

Israr falan....nafile.....

Tekrar tekrar tesekkur eder, dukkandan ayrılır Suleyman SEBA.... !

Fikret usta ertesi sabah dukkanını açmaya geldiğinde, kepengin hemen onunde kucuk bir paket ve pakede
iliştirilmiş bir zarf bulur....

Pakette 15 adet BJK rozeti, zarfta ise 15 adet 1? er milyonluk Turk Lirasindan toplam 15 Milyon TL
vardır...

Mutlu mutlu kafasını iki yana sallar Fikret usta. Ne gereği vardı....Hem de emekli maaşından...!!!

..........

Tesaduf bu ya....aradan bir kaç gun daha gecmiştir,dukkanın kapısı aralanır... İçeri giren muşteri Faruk SUREN dir...

-Çok acelem var...! der... Bir yandan da telaşlı telaşlı saatine bakmaktadır...
Saçlarımı şöyle bir duzeltir, sakal traşımı yeniler misin ?
Onemli bir randevum var , geç kaldım..

Fikret usta hemen işe koyulur, mesleğine özgü maharetini sergiler, bir çırpıda saç-sakal traşını
bitiriverir...

- Bravo sana usta...Dedikleri kadar hızlıymışsın...Borcum ne kadar? diye sorar gayet memnun bir biçimde
Faruk SUREN ..

- Aaaa, olur mu? Siz koskoca UEFA şampiyonu Galatasaray'in başkanısınız... Sizden para almam soz
konusu olamaz...
Dukkanımı şereflendirmeniz yeter bana...Kesinlikle almam....

Peki usta...Nasil istersen der...aceleyle berber dukkanindan ayrılır Faruk SUREN....

Fikret usta ertesi sabah dukkanını açmaya geldiğinde, kepengin hemen önünde 15 adet Galatasaray yoneticisi
sıra beklemektedir....

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:55 PM
İki Karadeniz Takımı
İki karadeniz takimi: Rizesporla Sinop mac yapiyorlarmis.
O esnada stadin yanindan bir tren geçiyormuş.
Sinoplular trenin dudugunu hakemin bitiş dudugu zannetmisler.
Ve sahayi terketmisler. Kalan 85 dakikada Rizespor da gol atamayinca mac 0-0 berabere bitmis.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:55 PM
Bandırcez
Denizli ve Bandırma spor kulüpleri maç yapmaktadırlar.

Denizli taraftarları tezahurata başlarlar:
DENİZLİ! DENİZLİ! DENİZLİ!

Bandırma spor taraftarları altta kalırlarmı onlarda başlarlar:

BANDIRMA! BANDIRMA!

Denizlili taraftarlardan hemen cevap gelir:
BANDIRCEZ! BANDIRCEZ!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:55 PM
Zidane Ve Fener
Bir gün Real Madrid, Fenerbahçe'yle maç yapmak için Istanbul'a gelecekmiş. Binmişler uçağa, Real Madrid'li oyuncular çok üzgün. Zidane kaptan olarak sormuş tabi
- Ne o çocuklar yüzünüzden düşen bin parça?
Raul demiş ki:
- Ya abi fenerle oynamayı hiç istemiyoz.
Stata gelmişler. Hala millet surat yapıyor. Zidane arkadaşlarina;
- Siz gidin İstanbul'u gezin, ben Fenerbahçe'yle tek basima maç yaparım. demiş.
Bunu duyan arkadaşlari sevinçten havalara uçmuşlar. Hemen dalmışlar İstanbul *******ine. Maç başlamış. Devre arası Real Madrid'li futbolcular stata gelmişler ve skorboarda bakmislar Real Madrid 1:0 önde. Demişler bi Laila yapalım gelelim bari. Maçın sonunda geri gelmişler. Bi bakmışlar skor 1:1. Gitmişler soyunma odasına Zidane'yi kutlamaya, ancak Zidane almış başını iki elinin arasına ağlıyor.
- Niye ağlıyorsun, sen bütün takıma karşı tek başına oynadın ve maç berabere bitti. Bu mükemmel bi şey.
Zidane cevap vermiş;
- Eğer maçın 60. dakikasında kırmızı kart görmeseydim, farka gidecektim. Ben ona üzülüyorum.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:56 PM
6-0
6-0 biten galatasaray fenerbahçe maçından sonra gs li arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bır cafe ye gider. Cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve : -"naber Arif" der.

Bunun uzerıne arif delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır arifin yanına yine -"naber arif" der.

3.gün arif cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine -"naber arif" der. Arif dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.
Yaşlı teyze : -"olum ben bülent len" der.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:56 PM
Beni Kim Dövüyor
Rakibiden dayak yine boksöre, antrenörü habire `Çok iyi gidiyorsun. Adam sana hiç vuramadı. Yakında onu düşüreceksin´ deyip duruyormuş.
Maçın ilerleyen raundlarının birinde boksör dayanamayıp sormuş antrenörüne:
`Ben rakibimi dövüyorsam, beni kim dövüyor?´

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:56 PM
Hakemlik
İki adam aralarında konuşuyorlardı:
- Küçükken gözlerim görmediği için bana voleybol oynatmazlardı. Bu yüzden başka bir vazife verdiler:
- Ne vazifesi?
- Hakemlik!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:56 PM
Maç
İki fanatik futbolsever konuşmaktadır. Biri:
- Maça gitmiyor musun?
- Ne diye gideyim?.. Oynanan futbol değil ki... Hakemler kötü... Oynanan oyun itiş kakış... Saatlerce gişe önünde, kuyrukta bekle... İçeride kavga gürültü... Çıkışta vasıta bulamıyorsun...
Diğeri :
- Bende tıpkı senin gibi maça gitmiyorum. Beni de tıpkı senin gibi karım bırakmıyor...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:56 PM
Bush ve Şoförü
George W. Bush şoförüyle bir kır gezisine çıkar. Arabayla giderken bir tavuğu ezerler. Meseleyi tavuğun sahibi olan çiftçiye kim anlatacak diye düşünürken Bush âlicenap bir tavırla şoförüne şöyle der:

"Bana bırak. Ben Dünya'nın en güçlü adamıyım. Çiftçi bana muhakkak anlayış gösterecektir." Bush çiftçinin evine girer ve bir dakika sonra da nefes nefese koşarak geri döner.
Göz morarmış, surat dagılmış haldedir. Şoförüne "Çabuk toz olalım burdan!" der.

Aksilik bu ya, arabayla daha 20 metre gitmeden bu defa da orada gezen bir domuzu ezerler. Bush korkulu gözlerle şoförüne bakar ve "Şimdi adama gidip söyleme sırası sende!" der.

Şoför çiftliğe gider. Bush da arabada bekler. 10 dakika, 20 dakika 30 dakika derken....Şoför bir saat sonra sarkı söyleyerek, gülerek, cepleri para dolu ve kolunda irice bir meyve sepeti ile geri gelir.

Bush şaşkın bir halde sorar: "Çiftçiye ne dedin ki bu kadar ikrama boğdu seni?" "Valla ben de anlamadım" der Şoför. "Ben ona sadece şöyle dedim:
Iyi günler. Ben George Bush'un şoförüyüm. Domuz öldü!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:56 PM
Bob Nerde
George Bush bir ilkokulu ziyaret eder. Çocuklara:

- Sorusu olan var mı? der. Ve kücük Bob sözü alir.

- Benim üç sorum olacak:

1- Seçimlerde daha az oy almanıza ragmen nasıl oldu da Başkan oldunuz?

2- Hiroshima'ya atılan atom bombasi sizce dünyanin en büyük terör faaliyeti değil midir?

3- Hiçbir neden yokken neden Irak'a saldırmak istiyorsunuz?
Aniden zil çalar ve çocuklar tenefüsse çıkarlar. Çocuklar geri döndügünde bu sefer sözü küçük

Tom alır. Benim beş sorum olacak:

1- Seçimlerde daha az oy almanıza rağmen nasıl oldu da Başkan oldunuz?

2- Hiroshima'ya atılan atom bombası sizce dünyanın en büyük terör faaliyeti değil midir?

3- Hiçbir neden yokken neden Irak'a saldırmak istiyorsunuz?

4- Bugün neden zil 30 dakika erken çaldı?

5- Bob nerede?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:57 PM
Kayseriye Liman
Mecliste Kayseri Milletvekilinin hafif yollu şekerlediği bir sırada Trabzon Milletvekili konuşmasını yapıyormuş. Kayserili vekil, uyanmış ki Trabzonlu vekil kürsüden Trabzon’a bir şeylerin yapılmasını istiyormuş. Bizimki ne istediğini anlayamadığı için sıkıntıya girmiş. Trabzon’a bir şey yapılacaksa Kayseri’ye de yapılmalı diye düşünmüş. Söz alıp:
- Sayın vekilin Trabzon’a yapılacaklar hususundaki açıklamalarını takdirle karşılıyoruz, lakin bu konuda Kayseri’nin de ihmal edilmemesini istiyoruz. Mecliste bir gülüşmedir başlamış. Vekil şaşırmış, ne oluyor gibisinden bakınırken Meclis Başkanının sesi duyulmuş:
- Sayın vekil, Kayseri’ye denizi getirdiğiniz gün söz veriyoruz, Kayseri’ye de bir liman yapılacaktır.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:57 PM
Şart midur
Bir gün Temelle Dursun otururlarken Temel Dursun'a;

-"Ula usagum ben politikaci olacagum." demis

Dursun Temel'e dönüp;

-"Sen delimusun ki politikaci olacaksun.."

Temel Dursun a dönüp

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:57 PM
Vergi
Bizim Temel uluslararasi ekonomi toplantisina katilir...
Devletin topladigi vergi dagilimini tartisirlar...
Konusmacilardan biri Amerikali, biri Avrupali, biri de Temel..
Ortaya bir fikir atilir... Halktan toplanan vergiler nasil dagilim yapilacak.

Amerikan vatandasi söz alir:
-"Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladigimiz vergileri havaya atariz... Çizginin soluna düsen paralari halka hizmet olarak geri veririz, sag tarafta kalan devlete kalir, yatirim yapariz..."

Derken Avrupali söz alir ve:
-"Bizim Avrupa’da baska ama ona benzer bir uygulama yapariz... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atariz. Dairenin disinda kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düsenleri devlet harcamalarina kullaniriz... "

Sira bizim Temel’e gelir ve baslar anlatmaya:

-"Ula usaklar ne güzel anlattunuz. Keske bizda sizun çirkefluklerunuzi degil da habu çaliskanlugunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamiz yok... Bizde daha kisa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düsenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner..."

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:57 PM
Temel Millet Vekili
birgün bizim temel millet vekilleri ile uçağa biner başlarlar birşey sallamaya birinci millet vekili şurdan on milyon atsam biri bulur ve bir kişiyi sevindiririm ikinci millet vekili ben yirmi milyon atsam iki kişi bulur ve ikikişiyi sevindirimiş olurum üçüncü dördüncü derken hepsi birşey sallar sıra temele gelir temel düşünür ve ULAN BEN BURDAN HEPİNİZİ ATSAM YETMİŞ MİLYON SEVİNİR NEDİYORSUNUZ LAN

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:57 PM
Kullanılmıyan Kalp
Kati yürekliligiyle ünlü sadrazam pasadan söz ediliyordu. Pasa hastalanmis,
o sirada yanlarinda bulunan ünlü bir doktor kendisini tedavi etmisti.
Içlerinden biri doktora sordu :
- Simdi nasil?
- Iyilesiyor. Masallah, kalbi, yirmi yasinda bir gencin kalbi gibi.
Konusmalari dinleyen Tevfik Fikret kis kis güldü :
- Elbette öyle olacak. O kadar az kullanildi ki...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:58 PM
Komünist Bayrağı
Rus devlet başkanı Brejnev Amerika'yı ziyaret ettiğinde Ford'un davetlisi olarak Beyaz sarayda davet edilmişti. Ziyaretin ertesi sabahı Ford Brejnev'e geceyi nasıl geçirdiğini sordu: Çok iyi uyudum ve ilginç bir rüya gördüm.

- Yaa ne gördünüz?
- Beyaz sarayda komünist bayrağının dalgalandığını gördüm.

Brejnev'in bu cevabına Ford karşılık vermedi. Bir yıl sonra Ford'da Rusya'ya ziyarete gitti. Sabah olunca Brejnev ona nasıl uyuduğunu sordu. Ford: İyi uyudum ve ilginç bir rüya gördüm.

- Ne gördünüz?
- Kremlin'de komünist bayrağı dalgalanıyordu.

Brejnev pek memnun olmuştu. Ford devam etti:

- Ama bayrakta acaip yazılar vardı.
- Ne yazıyordu ne yazıyordu?
- Vallahi okuyamadım zira yazılar Çince idi

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:58 PM
Veteriner
Veteriner temel, Birleşmiş Milletler'e delege olmuş...

Diğer delegeler merakla ve alaylı bir şekilde sormuşlar,

- Veterinermişsiniz doğru mu?

- Togrutur, pi tertiniz mi vardur?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:58 PM
Karın mı Devletin mi?
Birgün bir amerikalı milletvekilini bir odaya almışlar ve sormuşlar:

'-karınmı yoksa devletinmi.'

amerikalı düşünmeden cevaplamış:

'-devletim.'

ordakiler:

'-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.'

adam sıkılmış terlemiş ve sonunda dayanamı*****:

'-yapamayacağım.' demiş.

daha sonra bir türk milletvekilini

aynı odaya almışlar.aynı soruyu sormuşlar:

'-karınmı yoksa milletinmi?'.

millet vekili hiç düşünmeden:

'-devletim' demiş

'-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.'

odadan önce bir silah sesi sonra bir cam sesi gelmiş.çıkınca sormuşlar:

'-ne oldu.'

'-sizin verdiğiniz silah kurusıkı çıktı bende karıyı camdan aşağı attım.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:58 PM
Ege
Sayin Cumhurbaskanımız Suleyman Demirel'in sair bir tarihte duzenlediği bir basın toplantısından aynen aktarıyorum,

-Ege bir yunan gölü deeldir.

-Ege bir Turk gölü de deeldir.

-Binanaleyhh Ege bir göl deeldir

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:58 PM
Ameliyat
Büyük bir hastahane de 5 meşhur cerrah oturmuş hangi meslekten olan insanları ameliyat etmenin kolay olduğuna dair sohbet ediyorlarmış.

İlk cerrah;
"Ben" demiş "Muhasebecileri, hesap uzmanlarını ameliyat etmeyi
severim. İçlerini açtığım zaman her şey numaralıdır, iş kolay olur"

İkincisi;
"Doğru ama" demiş "Elektrikçilerin, elektronikçilerin ameliyatı daha
kolay olur. Her şey ayrı, ayrı renktedir"

Üçüncü cerrah;
"Siz bir de kütüphanecileri, arşivcileri görün. Her sey alfabetik
sıradadır, onun için onların ameliyatı çok kolay olur"

Dördüncüsü;
"İnşaatçıların ameliyatı da pek kolay olur" demiş.
"Üstelik onlar iş bittikten sonra içeride parçalar, yabancı maddeler
kalmasyna alışıktırlar"

Sonuncu cerrah;
"Arkadaşlar" demiş "Siz her halde hiç politikacıyı ameliyat etmediniz. Onların kalbi, yürekleri yoktur. İçleri bomboştur.
Beyinleri de öyle.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:09 PM
Deliler
Üç deli kayıkla denizde geziniyorlardı ki birdenfırtına patladı. Birbirlerine akıl danışmaya başladılar. Biri dedi ki:
- İkiniz suya girip kayığı itin, ben de dümene geçeyim

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:10 PM
Niyetim Yok
İki deli konuşuyorlardı.
- Dünyadaki bütün mücevherleri ve elmasları satın almak istiyorum.
- Boşuna heveslenme; satmaya hiç niyetim yok!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:10 PM
Gübre Çekmeye
Nadir Şah bir gün zayıf bir şiir söyledi ve şair Mirza Mehdi Han'a sordu:
-Nasıl buldun bu şiiri?
- Zayıf bir şiir.
Sen misin bu lafı söyleyen; hiddetlendi Nadir Şah:
- Atın şunu ahıra; gübre çeksin!
Bir süre sonra Nadir Şah yine bir şiir söyleyip Mirza Mehdi Han'a tasdik ettirmek istedi. Şair hiçbir şey söylemeden kapıya yönelmişti ki Nadir Şah sordu:
-Nereye gidiyorsun?
- Ahıra, gübre çekmeye!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:10 PM
Namaz Batıl Oldu
Bir cemaat namaza durmuştu. İçlerinden biri konuşunca, öteki "Namazda konuştun ve namazın bozuldu!" diye çıkıştı. Bir başkası gülerek "İkinizin namazı da bozuldu" diye güldü. Dördüncüsü " Üçünüzün namazı da bozuldu. Çünkü üçünüz de konuştunuz" dedi. Aynı safta duran bir başkası "Allah'a şükür ben hiç konuşmadım!" deyiverdi.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:10 PM
Terzi Testiye Düştü
Vaktiyle şehir kapısında dükkanı olan bir terzi vardı. Bu terzi çiviye bir testi asmıştı. Huy bu ya; ne zaman şehirden bir cenaze çıkarılsa, terzi o testiye bir taş atar ve her ay sonunda testideki taşları çıkarıp sayar, böylece o ay kaç kişinin öldüğünü hesaplardı. İşi bitince testiyi bir ay sonra boşaltmak üzere tekrar çivisine asardı.
Aradan bir süre geçti ve tesadüfen terzi ölüverdi. Bir müşteri terzinin dükkanına geldi ama onun ölümünden haberi yoktu. Komşusuna terzinin nerede olduğunu sordu.
Komşusu soğukkanlı cevap verdi:
- Terzi testiye düştü!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:10 PM
Dahası Var
Adam namaza durmuştu. Arkadaşları onun hakkında konuşmaya başladılar:
- Dindar, takva sahibidir doğrusu.
Bunu duyan adam namazını kesip arkadaşlarına döndü:
- Dahası var; oruçluyum da

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:10 PM
Yedek Motor
Volkswagen arabaları olan iki hanım kendi arabalarına binip şehir dışına çıktılar. Yolda birisinin arabası stop etti. Arabadan inip kaputu açtıysa da bir şey anlayamadı.
Arkadaşı yanına yaklaştı ve:
- Üzülme. Benim bağajda bir yedek motor daha var!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:10 PM
Antikacı
Birisi eski dostlarından birinin evine gitmişti. Ev sahibinin hanımı beyine sordu:
- Bu bey kim ?
- Nasıl yani?
- Canım, hep anneme bakıyor da!
- Ha o mu ? Antikacıdır!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:11 PM
Neden Saçların Gür?
Çocuk annesine sordu:
- Anneciğim, babamın saçları neden dökülmüş?
- Çok düşündüğü için.
- Peki neden senin saçların bu kadar gür?
- Hadi bakalım, yemeğini ye de git yat!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:11 PM
Sakın Evlenme
Ticaret için o şehir senin bu şehir benim dolaşan çirkin ve köse bir adam anlatıyor :
Vaktiyle Isfahan'daydım. Bir gün bir sokaktan geçerken süslü püslü bir kadın yanıma gelip "Nerelisin kardeş?" diye sordu. "Kaşanlıyım; ticaretle uğraşırım" dedim.
"Kaşan'dan güzel ve akıllı delikanlılar çıkar " dedi ve "siz evli misiniz?" diye sordu.
Kadının bana aşık olduğunu sandım. Çünkü şimdiye kadar hiç nasibim çıkmamıştı. Hoşuma gitti ve "Hayır, evlenmedim. Bu ilginizin sebebini sorabilir miyim?" diye sordum.
Kadın "Maksadım Allah'a hizmet. Şimdiye kadar evlenmedinse, Allah aşkına sakın evlenirim deme!" dedi.
"Neden?" diye sorduğumda " Aman yeryüzünde neslin kalmasın! Çünkü bu halinle senden doğacak nesil adama benzemez de ondan !" diye cevap verdi

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:11 PM
Yerimizi Bulduk
Ahmet Bey beş yaşındaki oğluyla sinemaya gitmişti. Filmin ortasında çocuk tuvalete gitmek istediğini söyledi. Ahmet Bey çocuğu alıp tuvalete ***ürdü.Dönüşte Ahmet Bey sırasını bulamadı. Karanlıkta ilk sıranın başında oturan beye "Afedersiniz, demin çıkarken ayağınıza basmış mıydım?" diye sordu.
Özür dilenmesini bekleyen adam cevap verdi:
- Evet.
Ahmet Bey memnuniyetle çocuğuna döndü:
- Gel Mesut, gel, yerimizi bulduk!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:11 PM
Yaş Hesabı
İki yaşlı hanım otobüste konuşuyorlardı. Biri sordu:
- Sahi kardeş, kaç yaşındasın sen?
- Biliyorsun işte, otuz. Peki sen kaç yaşındasın?
- Ben de yirmi yedi.
Sonra ikisi de yanlarında ayakta duran ve konuşmalarına kulak misafiri olan genç kıza sordular:
- Kızım sen kaç yaşındasın?
- Sizin hesaba göre daha doğmadım ben!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:11 PM
Saç Kuvvetlendirici
Müşteri saçlarını kuvvetlendirici ilaç almak için eczaneye girdi. Eczacı bir şişe çıkarıp müşteriye uzattı. Müşteri şişeye şüpheli şüpheli baktıktan sonra "Eczacı bey; gerçekten de bu ilaç saçları kuvvetlendiriyor mu?" diye sordu.
Eczacı:
- Ne demek efendim. Müşterilerden biri bundan bir şişe kullandı. Zavallı iki yıl önce Berber Hasan'a gitmişti ama hala dönemedi bir türlü. Çünkü başının bir tarafının tıraşı bitmeden öbür tarafın tıraşı geliyor!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:12 PM
Üç Kafadar
Isfahanlı, Şirazlı ve Kaşanlı birlikte seyahat ediyorlardı ama ceplerinde metelik yoktu. Acıkınca bir lokantaya girdiler. Yemekten sonra Isfahanlı yerinden kalkıp lokantacıya gitti ve "Paramın üstünü verir misiniz?" dedi. Daha parasını bile almamış olan lokantacı sinirlenerek "Bana para vermedin ki üstünü isteyesin!" diye bağırdı. Herkes başlarına üşüştü. Birisi lokantacıya "Bir daha düşün. Belki parayı almışsındır" derken Şirazlı yanlarına geldi ve "Ben yemek parasını öderken bu biçare Isfahanlı da parasını veriyordu" dedi. Lokantacı bu kez onunla da verdiydin vermediydin davasına başladı. Tam bu sırada Kaşanlının lokantanın ortasına oturmuş ağladığını gördü. "Ne oldu? Niye ağlıyorsun böyle ?" diye sorduklarında "Neden ağlamayayım; benim paramın da üstüne yatmasından korkuyorum!" dedi

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:12 PM
Hafızanın Böylesi
Kağıda bakarak ezan okuyan bir müezzine sordular:
- Yazacağın yerde ezanı ezberleyip okusan olmaz mı?
- Gidin, kadıya sorun.
Kadıya gittiler ve "Selamün aleyküm" dediler.
Kadı bir kağıt çıkarıp uzun uzun baktıktan sonra "Ve aleyküm selam" dedi.
Bunun üzerine müezzini mazur görüp kadının huzurundan çıktılar.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:12 PM
Yakınlığın Böylesi
Birisi Cafer Bermekî'ye giderek ondan yardım talebinde bulunmak istedi ama birkaç günlük zahmetten sonra görüşme imkanı buldu. Cafer'in huzuruna çıkınca "Niçin benimle görüşmekte bu kadar zorluk çıkarıyorsun? Oysa seninle aramda bir yakınlık da var!" dedi.
Cafer şaşkınlıkla yakınlığın derecesini sordu.
- Senin baban gençken anamı istemiş. Eğer anamla evlenseydi, şimdi ben sen olurdum!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:12 PM
Horasanlının Eşeği
Horasanlı biri kervanda eşeğini kaybedince, başka bir eşek bulup yükünü yükledi. Ama asıl sahibi çıkıp eşeği yularından tuttu ve Horasanlının yükünü yere attı. Horasanlı eşeğin sahibiyle kavgaya tutuştu. Etraftan yetişenler Horasanlıya sordular:
- Senin eşek erkek miydi dişi miydi?
- Erkekti.
- Baksana bu eşek dişi!
- Canım erkek dedikse, o kadar da erkek değildi!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:12 PM
Lanet Olsun
Beyefendi hanımının doğum günü için bir kuyumcuya girdi. Bir kolye beğenip fiyatını sordu.
Kuyumcu: Kırk bin tümen.
Beyefendi "Lanet olsun!" dedikten sonra başka bir kolye seçip fiyatını sordu.
Kuyumcu : İki kez lanet olsun!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:12 PM
Devenin Gerdanlığı
Bir arap devesini kaybetmişti. Devesini bulursa bir dirheme satacağına yemin etti. Tesadüf bu ya , devesini buldu ama gönlü onu bir dirheme satmaya el vermedi. Bunun üzerine devenin boynuna bir kedi bağlayıp cerre çıktı:
-Boynunda beşyüz dirhemlik kediyle beraber bir dirheme deve satıyorum!
Yoldan geçen bir arap bunu duyunca dayanamadı:
- Gerdanlığı olmazsa ucuz bir deve !

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:12 PM
Acemi Okçu
Bir filozof kırda tek başına giderken uzaktan acemi ve cahil bir okçu gördü. Oku hedefe nişanlıyor ama hep karavana atıyordu. Filozof oka hedef olmaktan korktuğu için gidip okçunun hedefine oturdu ve " Buradan daha emin ber yer olamaz. Çünkü okun hedefini bulmayacağından eminim!"

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:15 PM
Deli

Delinin biri tımarhanenin bahçesinde yürürken bakmış başka bir deli ağacın altında oturmuş kahkahalar atıyor. Hemen yanına kosmuş ve sormuş "hey sen niye gülüyorsun öyle?", öbür deli "hiç, ben hep kendi kendime fıkra anlatırım ama bu seferkini hiç duymamıştım".

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:15 PM
Otobüs Bekliyorum

Kadının biri dolabından gelen gıcırtıyı kesmesi için eve marangozu çağırır marangoz bakar ama bir sorun bulamaz dolap gıcırdamıyordur ve sorar
-Abla bu dolabın bir şeyi yok ne yapayım?
Kadın:
-Normalde gıcırdamıyor zaten yoldan otobüs geçerken gıcırdıyor sen şimdi dolabın içine gir otobüs geçerken bakarsın. der
-Adamda tamam der başlar beklemeye.
Bir müdedt sonra kadının kocası eve gelir üzerini değiştirmek için dolabın kapağını açınca birde ne görsün içinde bir adam hemen sorar.
-Ne işin var senin benim dolabımda...
Adam:
-Abi nedesen haklısın şimdi sana otobüs bekliyorum desem inanmazsın...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:15 PM
Amin

Üç Amerikan askeri Iraklı bir amcanın bakkalına girerler alış veriş yaparken
'kahrolsun Amerika'diye ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir
papağandan geldiğini görürler.

Bunun uzerine Iraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın
geldiğimizde görürsek seni mahvederiz'derler.

Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü
papağan kuşunu çok sevmektedir. Derken aklına cami imamlarının papağanı
gelir. Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve 'Hocam eğer
sakıncası yoksa papağanları değişelim'der Hoca kabul eder ve değişim
gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir, papağanı görürler
ve kızarak :'biz sana bunu yok edeceksin demedikmi? '
Amca bu papağan o değil desede inandıramaz.
Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup
olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:
'Kahrosun Amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
papağan dile gelir
-Amin.......

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:19 PM
Büyük Mucit
- Kardeşim bir sabun yaptı; tam dört metre boyunda iki metre eninde.
- Kaldıramadıktan sonra neye yarar?
- Kaldırmaya gerek yok canım. Banyo yapacağı zaman duşun altına girer, sonra gelip sabunun üstünde yuvarlanır!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:19 PM
Ders Tarih Olunca
Nadir o gün son saatteki Tarih dersine kadar sınıftaydı. Ama tarih dersinde öğretmen Safevîlerin çöküşünü anlatmaya başlayınca birdenbire hastalandı ve dışarı çıktı. Dersin sonuna doğru sınıfa dönünce öğretmen sordu:
- Ne zamandan beri yoktun sen?
- Safevîlerin çöküşünden beri öğretmenim!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:20 PM
Uyanık Satıcı
Uyanık mı uyanık bir seyyar satıcı bir yerde tezgahını kurmuş, etrafına bir çok insan toplamıştı. İçi su dolu bir şişeyi seyircilere göstererek " Hey millet! Bu ilaçtan kim bir tatlı kaşığı içerse ömrü uzar; birkaç asır sapasağlam yaşar. Mesela bana bakın; ne kadar sağlıklıyım değil mi? Bu ilaçtan bir tatlı kaşığı içtim ve üç yüz yıldır yaşıyorum." dedi.
Adamın sözüne hiç de inanmayan bir seyirci, satıcının çırağına sordu:
- Doğru mu diyor? Gerçekten bu kadar yaşlı mı?
- Valla tam olarak bilmiyorum. Çünkü sadece iki yüz yıldır ona çıraklık ediyorum!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:20 PM
Aracı
Dilenci Isfahan zenginlerinden birinin evine giderek sadaka istemişti. Ev sahibi uşağına seslendi:
- Ey Mübarek! Kanber'e söyle. Kanber Yakut'a söylesin. Yakut da dilenciye "Allah versin" desin.
Dilencinin tepesi attı:
- Allahım! Cebrail'e söyle. Cebrail Mikail'e söylesin. Mikail İsrafil'e söylesin. İsrafil de Azrail'e "şimdi ev sahibinin canını al" desin!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:20 PM
Seninle Boğulacağım
Nüktedan biri bir bedeviyle yolculuk ediyordu. Yolda bedeviye sordu:
- Adın ne?
- Matar, yani yağmur.
- Künyen nedir?
- Ebul-gays, yani yağmurun babası.
- Babanın adı ne?
- Ebul-feyz yani akarsuyun babası.
- Annenin adı ne peki?
- Sihâb yani bulut.
- Onun künyesi ne?
- Ummul-bahr yani denizin anası.
- Allah aşkına bekle bi dakka, bir yerlerden kayık bulayım. Yoksa seninle giderken boğulacağım

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:20 PM
Beni Davet Et
Adam cimri mi cimri arkadaşına dedi ki:
- Bunca yıldır dostluğumuz var, bir kerecik olsun davet etmedin beni.
- Davet etmedim, çünkü nasıl iştahlı olduğunu bilirim senin. Daha lokmanın birini ***ürmeden öbürünü alıyorsun eline!
- Sen davet et beni. Söz veriyorum, her lokmadan sonra iki rekat namaz kılacağım!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:20 PM
İndirim
İki dilenci yakın aralıkla kaldırıma oturmuş dileniyorlardı. Hayırseverin biri dilencilerden birine bir sikke verecekti ki öteki dayanamadı:
- Beyim, sadakayı bana verirseniz, indirim yaparım

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:21 PM
Çare
Adam arkadaşına sordu:
- Gözüm çok ağrıyor. Çaresi ne acaba?
- Valla, evvelki yıl da benim dişim ağrıyordu; söküp attım!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:21 PM
Hazırcevap Çocuk
Guvatr hastası adam otobüse binmişti ama çocuğun biri gözlerini dikmiş, ona bakıyordu. Çocuğun bakışlarından adamcağızın sinirleri bozuldu ve "Bana bakmaya devam edersen, yerim seni!" deyince çocuk cevabı verdi:
- Önce boğazındakini yut, sonra sıra bana gelsin!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:21 PM
Tembel Uşak
Adamın tembel mi tembel bir uşağı vardı. Bir gün uşağını üzüm ve incir almak için çarşıya gönderdi. Uşak getire getire yalnız üzüm getirmişti. Efendisi"Ne zaman seni bir iş için göndersem, birkaç işi birden yapmalısın!" diye azarladı uşağı.
Aradan bir süre geçti. Tesadüfen adamcağız hastalandı ve uşağını doktor çağırmaya gönderdi. Uşak doktorla birlikte kâri, gassal ve mezarcıyı da yanında getirmişti.
Adam yine çıkıştı uşağına:
-Bunları ne diye getirdin yanında? Sana yalnız doktor çağır demedim mi?
- Efendim, 'ne zaman seni bir iş için gönderirsem, birkaç işi birden yapmalısın' dememiş miydiniz? İşte ,tedaviniz için doktor getirdim. Tedavi kâr etmezse, başınızda Kuran okusun diye kâri getirdim. Cesedinizi gasletmesi için gassal ve gömmek için de bir mezarcı getirdim!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:21 PM
Şaşkın Yolcu
Tren bir istasyonda durmuştu. Yolcunun biri fırsattan istifade bir şeyler satın almak için vagondan indi. Bu arada vagonu şaşırmamak için vagonun numarası olan 1492'yi ezberledi ve "Amerika'nın keşfi de bu tarihteydi"dedi kendi kendine.
Yarım saat sonra tren görevlileri o yana bu yana koşuşturan bir bey gördüler. Önüne gelene "Afedersiniz, Amerika'nın hangi yıl keşfedildiğini biliyor musunuz?" diye soruyordu.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:21 PM
Erken Kalk
İran hükümdarı Enûşirvan'ın veziri Bozorcmihr her sabah erkenden sultanın huzuruna gider ve ona erken kalkanın mutlu olacağını söyler, sultan da bunu bir sitem olarak değerlendirirdi.
Bir gün Enûşirvan hizmetkarları çağırarak ertesi sabah erkenden kılık değiştirdikten sonra Bozorcmihr'e saldırmalarını, ona zarar vermeden elbiselerini üstünden almalarını emretti. Hizmetkarlar ertesi sabah sultanın emrini yerine getirdiler.
Üstünde giyecek bir şey kalmayan Bozorcmihr giyinmek için evine gitti.Bu yüzden de huzura geç çıktı. Sultan gecikmesinin sebebini sorunca Bozorcmihr "Hırsızlar yolumu kesip giysilerimi çaldılar. Eve gidip giyindiğim için geç kaldım" cevabını verdi.
Enûşirvan "Bana hep erken kalk diye nasihat eder misin? Bu bela da erken kalkmak yüzünden geldi başına!" deyince Bozorcmihr lafını esirgemedi:
- Bu kez erken kalkan hırsızlardı. Mutluluk onların da hakkı!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:21 PM
Çok Fark Var
Harun Reşit rüyasında bütün dişlerinin döküldüğünü gördü. Sabahleyin bir rüya tabircisi çağırdı. Tabirci "Emirülmüninin'in ömrü uzun olsun. Tüm akrabalarınız sizden önce ölecekler" diye yorumladı rüyayı.
Harun Reşit "Huzurumda böyle üzücü sözler ettiği için yüz değnek vurun şu adama" dedi ve başka bir rüya tabircisi çağırdı. Rüyasını ona anlattıktan sonra rüya tabircisi "Emirülmüminin bütün akrabalarından çok yaşayacak" dedi.
Harun Reşit "Bu tabir de ondan pek farklı değil ama söylemeden söylemeye fark var." dedi ve rüya tabircisine yüz dinar verdi.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:21 PM
Han
Bir gün Sultan İbrahim Edhem sarayında oturmuş, görevlileri de huzurunda saf kurmuşlardı. Derken elinde keşkül ve asâsıyla bir derviş çıkageldi. Saraya girmek istiyordu.
Görevliler sordular:
-İhtiyar, nereye gidiyorsun?
-Bu hana gitmek istiyorum.
- Burası han değil, Belh sultanının sarayı.
- Hayır, handır.
Sultan konuşmaları duyunca dervişi yanına çağırdı.
- Ey derviş! Burası benim sarayım. Neden han diyorsun buraya?
- Ey İbrahim! İzin verirsen sana birkaç soru soracağım. Bu saray ilk önce kimindi?
- Dedemin.
- Deden ölünce kime kaldı?
- Babama.
- Baban ölünce kime kaldı?
-Bana.
- Sen ölünce kime kalacak?
- Oğluma.
- Ey İbrahim! Birinin girip birinin çıktığı yer han değil de nedir?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:22 PM
Arslanın Ayak İzi
Bir avcı ormanda bir oduncuya rastlayıp sordu:
- Arslanın ayak izini gösterebilir misin bana? Avlayacağım da.
- Buralarda bir arslan gördüm. Çabuk ol, yetişirsin ona.
Zavallı avcının rengi uçtu yüzünden; titremeye başladı:
- Ben arslanın ayak izini sordum ; arslanı değil!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:22 PM
Balık İle Balıkçı
Balıkçı oltasını atıp küçük bir balık yakaladı. Tam sepete atacakken balık:
-Sevgili balıkçı; ben henüz çok küçüğüm. Ancak bir lokma olurum sana. Beni bırak da büyüyeyim. Ertesi yıl gel, al beni. Bütün ailen doyacaktır benimle, dedi.
Balıkçı :
- Sevgili balık; doğru diyorsun da, kabul edemem bunu. Çünkü "peşin tokat veresiye helvadan iyidir" demişler

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:22 PM
Tarih Tekrarlandı
Onaltı yaşındaki oğlan babasının yanına geldi :
- Babacığım , hatırlıyor musun? Hani vaktiyle sen babanın arabasını ilk aldığında kaza yaptığını ve arabanın hurdahaş olduğunu söylemiştin?
- Evet oğlum.
- Yine hatırlıyor musun? Hani "Tarih tekrardan ibarettir" demiştin?
- Evet oğlum.
- Bugün tarih tekrarlandı da babacığım!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:22 PM
Yüz Yaşında Olanı Yok mu?
Tahsilli bir genç zengin bir adamın kızını istemeye gitmişti. Adam delikanlıyı görür görmez pek beğendi ve onu kendine damat yapmak için şöyle dedi:
- Benim üç kızım var. Hiçbiri de evlenmedi. Rahat bir evlilik yapmalarını istiyorum. Bu yüzden her birine düğün zamanı yaşına göre para vermek istiyorum ki koca evine eli boş gitmesinler. Mesela onsekiz yaşında olana onsekiz milyon tümen, yirmibeş yaşında olana yirmibeş milyon tümen, otuziki yaşında olana da otuz iki milyon tümen vermek niyetindeyim. Hangisini isterseniz, benim için farketmez.
Delikanlı biraz düşündükten sonra sordu:
- Afedersiniz, sizin yüz yaşında kızınız var mı?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:23 PM
Müjde
Derler ki; Şair Hâce Mecd-i Hemger'in karısı bir hayli yaşlıydı. Hâce Yezd'den Isfahan'a geldikten bir süre sonra karısı da Isfahan'a geldi.
Hâce'ye müjde verdiler:
- Müjde! Hanımın eve indi!
- Ev hanımın başına inseydi, müjde ona derdim ben!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:24 PM
Derviş Evi
Nüktedan biri dervişlerden birinin evine konuk oldu.
Derviş evin tavanını zayıf ve ince tahtalarla kapatmıştı. Ağır yük altında tahtalardan çıtır çıtır sesler geliyordu.
Konuk " Derviş ! Beni bu evden başka bir yere ***ür. Korkarım bu tavan çökecek!"dedi.
Derviş: Korkma, korkma. Tahtaların zikir ve tespih sesidir bu.
Konuk: Zikir çeke çeke tahtalar vecde gelir ve hep birden raks ve semaya başlayıp bir de secde ederlerse, işte ondan korkarım!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:24 PM
Çocukların Duası
Bir kaç kişi yanlarına ilkokul çocuklarını alıp kıra yağmur duasına çıktılar.
Birisi "Nereye ***ürüyorsunuz bu çocukları?" diye sordu.
"Yağmur duasına ***ürüyoruz. Çocukların duası kabul olurmuş da". dediler.
Adam "Çocukların duası kabul olsaydı, dünya yüzünde bir öğretmen bile kalmazdı!" dedi

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:24 PM
Gerisini Sen Bilirsin
Arapların nüktedan şahsiyetlerinden biri olan Cuha çocukluğunda bir terzinin yanında çıraklık yapıyormuş.
Bir gün ustası dükkana bir kase bal getirmiş. Bir iş için dükkandan ayrılırken de Cuha'ya "Bu kâsede zehir var. Aman yerim deme; ölürsün yoksa!" diye sıkı sıkı tembihlemiş.
Cuha da "Benim neyime?" demiş ama usta gider gitmez elindeki yamanacak elbiseyi sarrafa okutup bir somun ekmek almış ve afiyetle balı yemiş.
Ustası dönüp de yamanacak elbiseyi sorunca Cuha "Dövmezsen doğruyu söylerim. Dalgınlığıma geldi, elbiseyi çaldırdım. Beni dövmenden korktuğum için şu zehiri yiyip öleyim dedim. Kâsedeki zehrin hepsini yedim. Ama hala yaşıyorum. Gerisini sen bilirsin artık!" demiş.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:24 PM
Etkili Kitap
Adam yanındaki arkadaşıyla konuşuyordu:
- Karım üçüz doğurdu. Doğum esnasında da "Üç Silahşörler"i okuyormuş. Demek ki Üç Silahşörler bayağı etkili bir kitapmış!
Arkadaşı güldü ve :
- Doğum esnasında kitap okumak bu kadar etkiliyse, yat kalk Allah'ına şükret ki karın o sırada "Kırk Papağan" kitabını okumuyormuş!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:24 PM
İskender İle Asker
Büyük İskender'in çok hızlı koşan bir atı vardı. Bir gün atına binmiş, ordusunu teftiş ediyordu. Gözü cılız bir ata binmiş olan bir askere ilişti.
- Üstüne bindiğin şu ölümcül at da neyin nesi böyle? dedi.
Asker güldü ve
- Ben savaş meydanında kalmak için bu ata bindim. Oysa sen savaş meydanından kaçabilmek için bu hızlı ata binmişsin! dedi.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:24 PM
Nasıl Olsa
Beyefendinin tembel mi tembel bir uşağı vardı. Bir gün ona "Yusuf, ayakkabılarımı getir" dedi.
Yusuf ayakkabıları getirdi ama pis ve boyasızdı.
Beyefendi : Bugün ayakkabıları boyamamışsın !
Uşak : Beyefendi, bugün caddeler çamurlu. Dışarı çıkınca ayakkabılarınız nasıl olsa çamurlanacak!
Beyefendi güldü ama hiçbir şey demedi. Dışarı çıkarken Yusuf:
-Beyefendi, beyefendi! Anahtar!
- Anahtar mı? Ne anahtarı?
- Kahvaltı etmek için, dolabın anahtarı!
- Kahvaltı etmek için mi? Bugün kahvaltı etmeyiver. Nasıl olsa iki saat sonra acıkacaksın!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:24 PM
Kim Obur
Padişah veziriyle oturmuş hurma yiyor, çekirdeklerini de vezirin önüne atıyordu.
Hurmalar bitince padişah vezire "Önündeki çekirdeklere bak. Ne kadar obursun!" dedi. Vezir altta kalır mı? Cevabını verdi hemen: "Hünkârım; obur ona derler ki önünde ne hurma bırakır ne çekirdek!" dedi.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:25 PM
Benim İçin Değil
Görme özürlü biri geceleyin elinde kandil, omzunda testi çarşıda yürüyordu. Birisi "Be ahmak! Gece ile gündüz senin için bir nasıl olsa. Kandilin ne faydası var sana?" dedi.
Kör gülerek "Gecenin karanlığında üstüme gelip testiyi kırmayasın diye kandil taşıyorum; kendim için değil" dedi

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:25 PM
Neden Para Vereyim?
Şairin biri bir zengine giderek onu çok medhetti. Zenginin keyfine diyecek yoktu ."Yarın gel de para vereyim sana" dedi.
Şair ertesi gün sabah zenginin kapısına geldi. Zengin "Neden geldin sen?" diye sorunca "Dün bana para vereceğini söylemiştin ya; onun için geldim" dedi şair.
Bunun üzerine zengin "Amma da salaksın ha! Sen sözle beni memnun ettin, ben de sözle seni memnun ettim. Şimdi niye para vereyim ki?" dedi.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:25 PM
Sultan Mahmud İle Nedimi
Gazneli Mahmut çok acıkmıştı. Önüne patlıcan yemeği getirdiler. Çok hoşuna gitmişti. "Patlıcan hoş bir taam" dedi.
Mahmud'un nedimi patlıcanı medhetmeye başladı. Meziyetlerini anlata anlata bitiremedi.
Yemek bitip de karnı doyunca "Patlıcan kötü bir taam" dedi Gazneli Mahmud.
Nedimi bu kez "Çok kötü ve de zararlıdır" dedi.
Bunun üzerine Mahmut nedime dönerek: "Behey köftehor, demin patlıcanı övüyordun, şimdi yeriyorsun. Bu ne iştir?" deyince nedim "Efendim, ben sizin nediminizim, patlıcanın değil" cevabını verdi.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:25 PM
Çalınmış Şair
Bir gün ünlü şair Enverî, Belh çarşısından geçerken bir kalabalık gördü. Kalabalığı yarınca bir de ne görsün? Adamın biri onun kasidelerini kendi adına okuyor ve halk da alkış tutuyor. Yaklaşıp adama sordu:
- Kimin şiirlerini okuyorsun sen?
- Enverî'nin.
- Enverî'yi tanır mısın ?
- Ne diyorsun? Enverî benim.
Enverî güldü ve :
- Çalınmış şiir duymuştum ama çalınmış şair duymamıştım hiç! dedi.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:25 PM
Yüzme Bilmiyorum
Adamcağız suya düşmüş çırpınıyor ve imdat istiyordu. Yoldan geçen biri sordu:
- Niye bu kadar bağırıp çağırıyorsun?
- Yüzme bilmiyorum da ondan!
- Allah iyiliğini versin! Ben de yüzme bilmiyorum ama senin gibi bağırıyor muyum?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:25 PM
Salaklık Listesi
At satıcıları padişaha bir kaç at gösterdiler. Padişah atları beğenip satın aldı ve yine at getirsinler diye bin tümen de peşinen verdi.
Bir gün padişah vezirine dedi ki:
- Memleketteki bütün salakların adını yaz getir bana.
- Önceden yazmıştım efendim. Listenin başında da zâtı-devletlilerinin adı var.
- Neden o?
- At satanlara tanımadan etmeden para verdiniz. Salaklık değil de nedir bu?
- Peki, ya at satıcıları atları getirirlerse ne olacak?
- O zaman isminizi silip, onun yerine at satıcılarının adını yazarım!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:25 PM
Kim Mutlu?
Sadece erkeklerin katıldığı bir ziyafette ev sahibi sordu:
- Karısından memnun olmayan varsa, ayağa kalksın.
Bir kişi dışında herkes ayağa kalktı. Ev sahibi adama dönüp :
- Maşallah, maşallah! Ne mutlu size ki karınızdan memnunsunuz!
- Yok canım. Karım bugün ayağımı kırmasaydı, sizden önce kalkardım!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:26 PM
Etkili Dua
Bir sofu değirmene buğday ***ürdü.
Değirmenci : Şimdi zamanım yok.
Sofu : Şimdi buğdayımı öğütmezsen, sana, değirmenine ve eşeğine bela gelmesi için dua ederim !
Değirmenci : Senin her duan kabul oluyor mu?
Sofu : Evet.
Değirmenci : Öyle mi? Dua et de buğdayın öğütülsün bakalım

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:26 PM
Kaç Yıl Kaldı
Padişah müneccime sordu:
- Kaç yıl ömrüm kaldı?
- İki yıl.
Padişah bu cevaba çok üzüldü.
Çok akıllı bir veziri vardı padişahın. Müneccimi huzura çağırıp sordu:
- Söyle bakalım. Kaç yıl ömrün kaldı senin?
- Yirmi yıl.
Vezir derhal kılıcını çekip padişahın gözü önünde müneccimi öldürdü. Bu durumdan çok keyiflenen padişah bir daha müneccimlere güvenmedi.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:26 PM
Görüntü
Küçük Said televizyona fena alışmıştı. Her şeyi televizyon gözlüğüyle görüyordu.
Bir gün annesi şiddetli soğukalgınlığından yatağa düşmüş, göğüs ağrısından konuşamıyordu.
Akşam babası gelince sordu :
- Annen nasıl oğlum?
- Görüntü fena değil ama ses gitmiş!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:26 PM
Öze Bak
Adam, dostunu evine davet edip önüne bir tas süt koydu.
- Buyrun. Yoğurt, peynir, tereyağı sütten yapılır zaten.
Zavallı konuk sesini çıkarmadı. Sütü içip gitti. Bu kez o davet etti arkadaşını. Önüne bir asma dalı koydu.
- Buyrun. Pekmez, helva, şıra asmadan yapılır zaten!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:26 PM
Hoşgelmiş
Sağırın biri hasta ziyaretine gidiyor, hem yürüyor hem düşünüyordu:
-Hastanın başucuna oturunca "Nasılsın?" diye sorarım. "İyiceyim" diyecektir. "Ne yiyorsun?" diye sorarım. "Falan filan " diyecektir. "Doktorun kim?" diye sorarım. "Filanca" diyecektir…
Hastanın başına geldi; eğilip sordu:
- Nasılsın?
- Ölüyorum!
- Elhamdülillah! Neler yiyorsun?
- Zıkkım!
- Afiyet olsun! Doktorun kim peki?
- Azrail!
- Hoşgelmiş!..

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:26 PM
Tatil Bitti
Adam bir aylık yıllık iznini geçirmek için Hazar kıyısındaki motellerden birine gitmişti. Dokuzuncu gün eline bir mektup verdiler. Mektubu okuduktan sonra bir ah çekti:
- Ne yazık ki tatil bitti!
Motel müdürü şaşkınlık içinde sordu:
- Ama bir ay kalacağınızı söylemiştiniz!
- Evet . Bir ay kalacağım ama yine de tatilim bitti. Çünkü karım yarın buraya geleceğini yazıyor!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:27 PM
Hasan Bey'in Papağanı
Hasan , arkadaşını yalnız yakalamış, papağının meziyetlerini anlatıyordu:
- Papağanımın ne akıllı olduğunu bir bilsen. Sağ ayağını tuttun mu İngilizce konuşur. Sol ayağına değersen Fransızca konuşmaya başlar.
Hasan'ı köşeye sıkıştırdığını sanan arkadaşı "Ya iki ayağını çekersen ne yapar peki?" diye sorunca Hasan ne cevap vereceğini bilemedi. O sırada papağan imdadına yetişti:
- Yere düşerim o zaman salak

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:27 PM
Asker
Askerin birine sordular:
- Neden savaşa gitmiyorsun?
- Valla düşmanlardan birini bile tanımam. Onlar da beni tanımazlar. Öyleyse niye düşmanlık olsun aramızda?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:27 PM
Yoksul İle Cimri
Yoksulun biri cimri mi cimri bir zengine gidip "Seninle benim babam Adem, annemiz de Havva değil mi? Öyleyse kardeşiz biz. Ama senin de bunca malın mülkün var. Kardeşçe paylaşalım şunu." dedi.
Zengin adam uşağına seslendi:
- Şuna bir mangır ver de bir an evvel gitsin başımdan!
Yoksul: Efendim, neden doğru dürüst pay etmiyorsun ?
Zengin: Aman sus! Öteki kardeşlerin bir haberi olursa payına bu kadar da düşmez !

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:27 PM
42 Yıl
İki adam yolun iki tarafından birbirlerine doğru yürüyolarmış. İkisi de diğerinin
sağ ayağını sürüyerek geldiğini farketmiş ve karşı karşıya geldiklerinde
birbirlerine bakmışlar... Önce biri sağ ayağını işaret ederek şöyle demiş:
- Vietnam, 42 yıl önce...
Bunun üzerine diğeri de kendi sağ ayağını işaret etmiş:
- At pisliği 20 adım geride...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:27 PM
Patates
Temel ve Dursun aynı köyün iki delikanlısıdır.Yaşları yirmiyi bulur ve askere giderler.Her ikiside çakı gibi askerdirler.Günler,aylar geçer ve bizim iki karadenizlinin başarıları artar.Bizimkiler en iyilerin seçileceği tatbikata aday olarak giderler.Tatbikatın ana konusu kamuflajdır.Temel,dursunve diğer adaylar tatbikatın olacağı meydana toplanır.Askerlerden istenen bu boş arazide en iyi kamuflajı yapmaktır. askerler dört bir yana dağılarak,saklanmaya başlarlar.Temel ve Dursun saklanmaya çalışırken iki tane boş çuval bulurlar.Temel birine Dursun birine girer.Diğer askerlerin denetimi bitmiş sıra bizimkilere gelmiştir.Komutan dursunun çuvalının başına gelir.Çuval'a bir tekme atar. Dursun havv!!! havv!!! diye bağırır.Komutan içinden "aferin iyi kamuflaj yapmış diye mırıldanır.Sıra temelin çuvalına gelir ve ona'da bir tekme atar.Çıt yok.birdaha tekme gene çıt yok.Komutan dayanamaz ve öyle bir tekme vururki temel acısından bağırır.PATATES!!!, PATATES!!!.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:27 PM
Guş Sandım
Yüzbaşı evin papağanına belli başlı kelimeleri ezberletmişti.Mehmet gel, Mehmet git, şunu yap, bunu yapma v.s...

Evde kimsenin bulunmadığı bir sırada.Evin yeni emir eri ortalığı silip süpürmekle meşgul görünüyordu.İçeriden MEHMED diyen sesi duyunca fırladı koştu :

-Buyur, dedi ama arkası gelmedi .

Tekrar işine daldı.Bir zaman sonra tekrar çağrıldı. Şaşırmıştı. Odada bu emri beklemeye karar verdi.Papağana gözü takıldığı anda da papağan "MEHMED" diye çağırmasın mı!Derhal hazır ol vaziyetine geçerek :

-Buyur komutanım, dedi.Kusura bakma seni guş sandımdı

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:28 PM
Hans Kim?
Büyük bir savas çikmis. Bütün dünya bizim Trabzonlular’a karsi... Derken herkes kendilerine siper kazmis. Trabzonlular ayri bütün dünya ayri. Ve savas baslamis. Trabzonlular bir bir öldürülüyormus bu ise bir çare bulalim demisler. Temel:

-Usaklar herkes egilirse de bizi vuramazlar. Derken herkes egilmis. Diger taraftan da düsman kuvvetleri bir buna çare olarak plan yapmis ve baslamislar:

-Temel kim? oradan bir ses:

- Benim ula... baamm Temel ölmüs!

Bir ses daha gelmis:

-Dursun kim?

- O da benim ula.... bammm Dursun da ölmüs!!

Neyse Trabzonlular da akillanmis ve bu sefer onlar baslamis:

-Hans kim? Ses yok!

-Maykil kim? Yine ses yok! Derken bir ses:

-Hans'a kim seslendi?

-Ben ula... BAAAMM!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:28 PM
» Flash Oyunlar bölümümüz açıldı. Hemen tıkla, sıkılına kadar oyna!


Birdaha Bulamazsısnız
Eski zamanlarda bir gün su, ateş ve ahlak askere gitmeye karar vermişler. Bir gün tatbikatta birbirlerini kaybetteklerinde nasıl bulacaklarını sormuşlar bunun üzerine;

Ateş, nerede bir duman görürseniz beni orada bulabilirsiniz oraya gelin demiş.

Su ise nerede bir şırıltı duyarsanız oraya gelin beni orada bulabilirsiziniz demiş.

Ahlak ise beni bir kere kaybederseniz bir daha bulamazsınız boşuna aramayın demiş.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:28 PM
Albayı Tutuklayacakmış
Albay, binbaşıya :

-Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Bende orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi verecegim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz .O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha ***ürürsün.

Binbaşı, yüzbaşıya :

-Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır.

Yüzbaşı, teğmene :

-Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir.

Teğmen, başçavuşa :

-Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kiyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir.

Basçavuş, askere :

-Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim techizat ile hazır olun.

Askerler kendi aralarında :

-Yarın sabah bizim basçavus Albayı tutuklayacakmış

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:28 PM
Cesaret
Bir gün havacilarin karacilarin ve denizcilerin en yüksek
komutanlari askerlerinin cesaretlerini
birbirlerine ispatlamak için toplanmislar. Karacilarin komutani bir
asker çagirmis. Asker "Emret komutanim" diyerek yanina gitmis.
Komutani yere yatmasini istemis. Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermis. Asker kilini bile kipirdatmadan yattigi yerde beklemis ve malumunuz ezilmis. Komutan digerlerine dönerek "iste cesaret" demis.
Havacilarin komutani bir asker çagirmis. Asker yine "Emret
komutanim" diyerek komutaninin yanina gitmis. Komutani helikoptere binmesini emretmis. Asker helikoptere binmis ve havalanmis. Daha sonra komutani askere asagiya parasütsüz atlamasini emretmis. Asker de emre itaat etmis ve atlamis. Yere çakilmis ve can vermis. Komutan da digeri gibi dönerek:
"iste cesaret" demis.
Sira gelmis denizci komutana. Denizci komutan askerini çagirmis.
Asker "Ne var lan" demis.
Komutan "Gel buraya!.." emrini vermis.
Asker de ona "Hade len" demis.
Komutan diger komutanlara dönerek
"iste cesaret.."

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:28 PM
Sarıyer
İstanbullu Asker
Askerde İstanbul`lu bir arkadaş acemiliği tamamlamış, kura çekiyor..

Elini torbaya daldırmış, bir kağıt seçmiş.
Komutan:
- Bu mu oğlum?
Asker:
- Hayır komutanım ben Sarıyer` liyim ve sarıyer orduevini istiyorum. İçime doğdu bu kura İstanbul ama Sarıyer değil..

Demiş ve kağıdı açmayaparsın bilemiyecem...dan torbaya atmış. Karıştırmış, karıştırmış ve bi kağıt çıkartmış.

Komutan:
- Evladım bu mudur?
Asker:
-Evet komutanım budur.. Kesin hissettim bu sarıyer orduevi...

Komutan kağıdı açmış ve.....
-Evladım Sarıyı tutturdun da Kamışı ne

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:28 PM
İsmini Biliorum da
Temel askerdeyken yeni basçavus gelir ve tum boluge söyle der.
-"Sakin benim adimi unutmayin, benim adim Arslan oglu Arslan.. Eger adimi unutursaniz geldigimde caniniza okurum." der ve gider

Aradan haftalar geçer ve basçavus gelir herkeze adini sorar ve hepsi bilir.
Sira Temel`e gelir..
Temel:

-"Bi hayvanogli hayvandi ama hacan ismini bilemiyrum?"

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:28 PM
Dedigi dedik
Temel ile Cemal tuttukları balığın dişi mi erkek mi olduğu konusunda iddialaşmış. Temel çözüm önermiş.

- Yüzbaşıya soralım.

- O ne pilir ki?

- Ama dediğu dediktur.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:29 PM
Kastamonu
Bölük komutani Ali okulu nu denetliyordu. Hasan`a sordu:
- Oglum, dünya kac parcadir?
- Bes parcadir komutanim.
- Say bakalim.
- Avrupa, Asya, Amasya, Tosya, Okyanusya.
- Sen nerelisin?
- Kayseriliyim, komutanim.
- Su haritada Kayseri`yi göster bakalim.
Hasan Kastamonu`yu isaret edince:
- Oglum, orasi Kastamonu.
- Kayseri`nin bir mahallesi sayilir, komutanim.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:29 PM
Mehter Takımı
Bir gün Cennet`in kapıları şiddetle vurulmuş: -Güm Güm Güm !!
İçeriden seslenmişler: -Kim o?

Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih`in yiğitleriyiz! İçeriden hoş geldiniz diyerek kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitleri içeriye buyur etmişler.

Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış: -Güm Güm Güm !!!

İçeriden sormuşlar: -Kim o?

Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih`in yiğitleriyiz!

İçeriden hemen cevaplamışlar: -Hadi len! Onlar 40 yıl önce geldi!

Dışarıdan yine ses gelmiş: -Biz mehter takımıyız ancak geldik!!!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:29 PM
Ezik Mehmet
Teskere zamanı yaklaşmıştır. Aynı tertip askerlerden bazıları oturup bir karar alırlar. Bir daha saf asker Mehmet`e ayak işleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet`e açıklarlar. Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tek tek sorar:

- "Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi?"

- "Evet."

- "Sen Osman, benim sigaralarımdan otlanmayacaksın değil mi?"

- "Otlanmayacağım."

- "Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi?"

- "Yıkattırmayacağım."

Herkesten gerekli yanıtı alan Mehmet:

-İyi, ben de bundan sonra karavanaların içine hacet görmeyecegim..

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:29 PM
Temel Bush´a Karşı
Temel, Amerikanin durduk yerde Irak`a saldirmasindan rahatsiz olmustur. Bir yolunu bulup baskan Bush`a telefon eder:

"Alooo! Ben, Temel olarak size savas acayrum haberunuz olsun!"

Bush, gülerek yanitlar:

"Hehehe...kac kisilik bir ordun var ki?"

Temel düsünür:

"Hmmm...kayinpirader Idrus, halaogli Tursun, kaavedeki arkadaslar..." ve yanit verir: "9 kisidur daa!"

Bush icinden kis kis güler ve ciddi olmaya calisarak:

"Temel bey, sizin 9 kisilik ordunuza karsilik Amerikan ordusu tam 2 milyon askerden olusmaktadir!" der.

"Hmmm..." der Temel:

"Sizu pir süre sonra arayacagum."

Aradan birkac gün gecer ve Temel, Bush`u yeniden arar:

"Baskan, savas ilanimuz gecerlidur. Bir miktar ekipman hazirladuk size karsi!"

Bush, ilgiyle sorar:

"Neymis bunlar?" "Hacan, bizim Tursun`un tiraktörü, benim cakaralmaz tüfek bi de kavedeki arkadaslardan birinin bicerdöveri..."

Bush güler:

"Iyi ama benim tam 150 bin tankim, 30 bin ucagim ve 10 bin askeri gemim var! Haaa, ayrica bu arada askerlerimizin sayisi da 3 milyon oldu!"

Temel yeni gelisme karsisinda biraz sikilmistir:

"Tamam, bir müddet sonra sizu yeniden arayacagum."

Birkac hafta sonra Temel, Bush`u yeniden arar:

"Baskan, savas ilanumuzu ceri alayrum."

Bush merakla sorar:

"Neden?"

Temel, moralsiz bicimde yanitlar:

-Cenevre anlasmasinu incelemisuzdur. 3 milyon savas esirini barinduracak yerimiz yoktur!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:29 PM
Çamaşır
Çoğunluğunu lazlarğn teşkil ettigi komando bölüğü 10 gündür ormanda, çamurda, aç susuz pislik içinde eğitim yapmaktadır. 11. gün komutan, çavuş Dursun`u çağırır:

- Çavus, 10 gündür bölük gayet iyi bir performans gösterdi, biz de onları ödüllendirelim, bugün çamaşır değiştirebilirler artık.

Dursun:

- Başüstüne Komitanum.

Dursun çavuş bir heves koşarak bölüğü toplar:

- Sizlere çok sevineceğunuz bir haber cetirdum..Komitan izin verdi bugün erat çamaşir degistirecek, sıraya geçin değiştirun. Temel sen İdrisle. İsmail sen Kemalla. Sadik sen Cemalla...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:29 PM
Vatan Neyinizdir?
Komutan Mehmete soruyor,

-Vatan senin neyindir?

-VATAN BENİM ANAMDIR komutanim. Diye bağırıyor. Sıra Temel`e geliyor. Vatan senin neyindir asker, Temel:

-VATAN MEHMET`in ANASUDUR KOMUTANUM!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:30 PM
Tek Asker
Manevra varmış. Temel elde tüfek yerde yatıyormuş. Komutan gelip sormuş :

-Düşman önden gelirse ne yaparsın Temel?Temel cevaplamış.Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse, diye tekrar sormuş komutan.Temel bunları da cevaplamış.

Komutan en sonunda :

-Ya düşman tepeden gelirse, deyince.

Temel dayanamamış ve :

-Habu memleketin tek askeru ben miyum komitanum daa!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:31 PM
Sigorta
Sigortacının biri orduya gider. Askerler içtimadadır.
Baslar anlatmaya:
-"Ben size sigorta satmaya geldim. Sigorta olmayanlar savaşa gittiğinde beynine bir kursun yerse, ailesi hiç para alamaz; sigortalı olanların ailesine ise, devlet yüklü bir para öder. Simdi kimler sigorta yaptırmak istiyor?"

Kimseden ses çıkmaz.

İki kez daha anlatır ama yine ses çıkmaz.

Sigortacı gitmek üzereyken kıdemli bir Başçavuş gelir ve:
-"Bir de ben anlatayım, ben bunların dilini konuşurum" der ve askerlere seslenir:

-"Beyler, şimdi sigorta olup da beynine kurşun yiyenlere devletin ne kadar para ödeyeceğini duydunuz mu?"

-Duyduk" der herkes.

-"Şimdi siz hesap edin. Bundan sonra ilk çıkacak savaşta devlet,
savaşa sigorta olanları mı, sigortasız olanları mı sürer?"

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:31 PM
İçime Çekmiyorum
Albay askerlerin içki içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı asmıştır.Yazıda :

-İçki öldürür, diye yazıyordur.

Ertesi gün oradan geçen albay ne görsün?Biri yazının altına şunları ilave etmemiş mi :

-Askerler ölmez!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:31 PM
İçki Öldürür
Albay askerlerin içki içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı asmıştır.Yazıda :

-İçki öldürür, diye yazıyordur.

Ertesi gün oradan geçen albay ne görsün?Biri yazının altına şunları ilave etmemiş mi :

-Askerler ölmez!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:31 PM
General Eelektrik
Temel askere gitmis.Mutfakta çalismaya baslamis.Mutfaga her girdiginde buzdolabina selam veriyormus.Bir gün komutan sormus:

-Niye buzdolabina selam veriyorsun?

Temel cevap vermis:

-General Electric

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:31 PM
Çapkın
Sivilde cok capkin olan Ali askerligini yapmaktadir. Bir gün sevgilisinden bir mektup alir. Sevgilisi artik ondan ayrilmak istedigini bildirmekte ve fotografini geri göndermesini istemektedir. Çok kizar. Arkadaslarindan, eski kiz arkadaslarinin fotograflarini toplar. Hepsini bir araya koyup paket yapar ve sevgilisine gönderir.

Pakete bir de not ilistirir;

-"Kusura bakma, Hangisi oldugunu çikaramadim. Lütfen kendi fotografini al ve digerlerini geri gönder!!!"

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:32 PM
Bisküvi
Acemi er, levazım başçavuşuna yakınır :
-Başçavuşum, bize yemekte ördek böreği verdiler.Yemin ederim ki, içinde bir gram bile ördek eti yoktu.
-O halde? diye yanıtlar başçavuş.Sen hiç asker bisküvisi yedin mi?
-Şey...yani evet, başçavuşum.
-İçinden hiç asker çıktı mı, ulan!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:32 PM
Anneniz Ne Diyor
Çok genç bir İngiliz subayı, general olan babasının yanında yaverdi, yaşlı bir albaya emri iletmekle görevlendirildi

-Babam birliğinizi şu karşıki tepenin yamaçlarına çekmenizi söylüyor, efendim, dedi.

Yüzü moraran albay da şöyle dedi :

-Demek öyle söylüyor!Peki anneniz ne diyor?!...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:32 PM
Anam Babam
Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :

-Komutanım benim bir şikayatim var.

-Söyle.

-Mehmet onbaşı beni döğdi.

-Git, ben onun cezasını veririm.

-Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi.

-Anladım, git cezasını veririm.

-Anama babama laf etti.

-Git cezasını veririz dedik ya.

-Benim anam da yohtur, babam da yohtur.

-Allah rahmet eylesin.Benim de öyle.Sen git anladım.

-Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti , babama da laf etti.Anam da yohtur, babam da yohtur.Anam da sensin, babam da sensin.

Yüzbaşı :

-Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:32 PM
Madalya
Bir gün Bismark, harpte yararlilik gösteren bir askere madalya takarken:
-Asker, 100 altın mı istersin, yoksa bu madalyayı mı?
Asker:
-Madalyanın kıymeti nedir? der. Bismark:
-Maddi değeri aşağı-yukarı üç altın, diye cevap verir.
Asker :
-Öyleyse 97 altınla madalyayı isterim!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:33 PM
İzin
Zorunlu askerliğini yapmakta olan genç babaannesine koli içerisinde bir el bombası yollar, pimine yapıştırdığı kağıtta;
-Babaanneciğim, benim acilen izine gelmemi istiyorsan lütfen bu halkayı yerinden çekip çıkar!...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:33 PM
Nöbet
Çavuş, acemi erlere nöbet bekleme usulünü ögretiyordu. Yalnız biraz kekemeydi:
-Ka.. ka.. karanlıkta.. bir.. bir.. biri ya..yaklasirsa... "du.. du.. dur... ki.. ki... kim o..." di... diye bağırırsınız... Dur... durmazsa... bir... bir kere da... daha ba.. bağırırsınız... Ge... gene du... durmazsaa... a... ateş e... eder... edersiniz... Ya... yalnız... ço.. ço... çok a... a... acele etmeyin... Be.. belki ge... gelen benim... ...!!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:33 PM
Her Türüne Karşıyız
Anadolu kasabalarından birinde jandarmalar bir eve "kitap baskını" yapıyor..
Jandarma timinin başındaki astsubayın dikkatini, duvara çivilenmiş birkaç raftan ibaret kütüphanede bir kitap çekiyor:
"Bir Anti-Komunistin Mücadelesi"
Komutan kitabı eline alıp soruyor:
"Bu tür kitapların yasak olduğunu bilmiyor musun?"
Ev sahibi:
"Komutanım, ben anti-komünistim, zaten kitap da öyle."
Komutan, kül yutmaz bir ifadeyle cevaplıyor:
"Farketmez, biz komünizmin her türüne karşıyız."

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:33 PM
Evli Değilim
Asker, komutanın karşısına çıktı, izin istedi. Komutan sebep sordu:
-Efendim, karım çocuğumuzun çok hasta olduğunu yazmış da...
-Yalan söylüyorsun. Çünkü karından gelen mektubu ben de okudum, hiç öyle bir şeyden bahsetmiyordu.
Asker selam verdi, tam kapıdan çıkarken döndü ve samimiyetle:
-Komutanım, dedi. İkimiz de yalancıyız anlaşılan, çünkü ben evli değilim.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:33 PM
Cemal Askerde
Yeni asker olan Cemal'e komutanı sormuş :
-Savaşta siperdesin, sağ taraftan düşman askeri geldiğini gördün. peki ne yaparsın?
Cemal heyecanla cevap verir:
-Hemen çevirir silahımı üzerlerine ateş açarım komutanım. Komutan tekrar sormuş.
-Peki, karşıdan geliyorsa?
-Karşıya ateş açarım, komutanım.
-Arkadan geliyorsa ? deyince komutan, Cemal dayanamamış:
-Komutanım, bu ordunun bir askeri ben miyim da?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:33 PM
Ateş Ederim
Komutan sorar:
- Söyle bakalım temel, cephanelik önünde nöbet tutuyorsun, birden cephanelik infilak etti, ne yaparsın?
- Herkesin duyması için havaya bi el ateş ederum komitanum!

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:34 PM
Amerikalı Subay
Çin’de görevli Amerikalı bir subay bir gün Pekin’de bir lokantaya girdi. Garsonun getirdiği Çince mönüye garip garip baktı. Gelen mönüden birşey anlamasa da bozuntuya vermedi ve parmağını Çince bir yazının üzerine basarak garsona gösterip, ne geleceğini merakla beklemeye başladı.
Bir müddet sonra garson bir tabak meyve getirdi. Amerikalı subay garsona meyveyi kenara koymasını işaret ederek parmağıyla listedeki başka bir yeri gösterdi. Bu kez, bir dilim pasta geldi. Subayın karnı çok acıkmıştı. Parmak yöntemiyle güzel bir yemek seçemeyeceğini de anlamış bulunuyordu. Çevresindeki masalara baktı. Karşı masada bir Çinli et yemeği yiyordu. Subay, karşı masadaki adamın yediği yemeği gösterdi ve garsona o yemekten getirmesini işaret etti.
Yemek geldi. Subay büyük bir iştahla eti yemeye başladı. Birkaç lokma sonra, şimdiye dek bu tatta bir et yemeği yemediğini fark etti. Pekin ördeklerinin ününü duymuştu. Bu acaba onun eti miydi?
Garsonu çağırdı, eti gösterdi ve kollarını kanat gibi yaparak, “Vak, vak?!” dedi.
Çinli garson soruyu anlamıştı. “Hayır” anlamında başını salladıktan sonra, doğru yanıtı verdi:
“Hav, hav, hav!”

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:34 PM
Uzman
Askerin biri bir bakışta herkesin boyunun ölçüsünü tam olarak doğru söylüyormuş ve arkadaşları buna çok şaşırıyorlarmış. Bir gün bunu komutana da ***ürmüşler ve olan biteni anlatmışlar. Komutan inanmamış...
- "Söyle bakalım benim boyumun ölçüsü kaç?", demiş.Asker aşağıdan yukarıya komutanı süzmüş ve
-"1.75 efendim", demiş.Komutan:
-"Doğru.. Hayret, nasıl bildin?" demiş. Asker :
-"Bilirim tabi efendim, ben kereste uzmanıyım.."

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:34 PM
Tek Ben miyim?
Manevra varmış.Mehmet elde tüfek yerde yatıyormuş.Komutan gelip sormuş :
-Düşman önden gelirse ne yaparsın?
Mehmet cevaplamış.
Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse, diye tekrar sormuş komutan. Mehmet bunları da cevaplamış.
Komutan en sonunda :
-Ya düşman tepeden gelirse? deyince.
-Bu memleketin tek askeri ben miyim komutanım?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:34 PM
Teftiş Fırçası
Askeri birlikte teftiş için hazırlık yapılıyormuş..Bu arada bütün erlere birer diş fırçası dağıtılmış.Er Mehmet'te fırçayı göğüs cebine yerleştirmiş.Kıtayı denetleyen komutan sıra Mehmet'e gelince,cepteki fırçayı göstererek sormuş;
-"Bu ne bu?..
-"Teftiş fırçası komutanım...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:34 PM
Şemsiye
Yıllar önce İngiltere'de erler şemsiye kullanmazmış.Şemsiye taşıma hakkı sadece subaylara tanınıyormuş.
O yıllarda bir gün genç teğmenlerden biri, koltuğunun altında bir şemsiye ile hızlı hızlı yürüyen eri görünce, beyninden vurulmuşa dönmüş.Eri çağırarak :
-Bu ne küstahlık, demiş.Ve şemsiyeyi aldığı gibi dizinde iki parça etmiş.
-Bu sana bir ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar yapma!
Neye uğradığını anlamayan er :
-Başüstüne, diyerek selamı çakmış ve şöyle sormuş :
-Teğmenim, beni az önce evine yollayan general şemsiyesini istediğinde kim kırdı diyeyim?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:35 PM
Titanik
Hitler ele geçirilen İngiliz, Fransız ve Yahudi üç esire bir şans tanımak istemiş..
- "Size birer soru soracağım, bilirseniz sizi bırakacağım" demiş.
İngilize sormuş:
- "Titanik kaç yılında battı ? İngiliz hemen cevap vermiş
- "1912"
Hitler İngilizi göndermiş, Fransıza sormuş bu kez,
- "Titanik'te kaç kişi öldü?" Fransız cevap vermiş
- "1050"
- "Tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür bırakmış. Ve Yahudi'ye dönmüş:
- "Say lan ölenlerin isimlerini!"

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:35 PM
Sigara Öldürür
Albay askerlerin sigara içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı asmıştır.Yazıda :
-Sigara öldürür, diye yazıyormuş.
Ertesi gün oradan geçen albay yazının altındaki cevabı görmüş :
-Türk askeri ölümden korkmaz

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:35 PM
Neresinden?
Kore'de Türk Tugayından iki Anadolu'lu asker biraz gezmek için firar ederler. Şehirde bir aşağı bir yukarı dolaşırken inzibat subayı bunları yakalar ve sorar :
-Hani sizin izin kağıtlarınız?...
Erler subayı atlatırız umuduyla :
-Biz Amerikalıyız...diye cevap verirler. Subay durumu anlar, ama hiç bozuntuya vermez :
-Amerika'nın neresindensiniz? diye sorunca :
-İçindenik kumandanım!...diye yanıt verirler.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:35 PM
Ne Yaparsın
Güney Amerikalı bir subayla bir er konuşuyorlar.
-Savaşta bir düşmana rastlarsan ne yaparsın?
-Vururum.
-Doğru, peki bir düşman bölüğüne rastlarsan ne yaparsın?
-Vururum.
-Olmadı. Koşup karargaha haber verirsin.Peki savaş meydanında bir inek görürsen ne yaparsın?
-Vururum. Olmadı. Koşup karargaha haber veririm.
-Yine olmadı. Boynuzlarından tutup karargaha sürüklersin. Şimdi beni görürsen ne yapacağını söyle.
-Vururum.
-Olur mu canım. Ben senin komutanınım.
-Döner karargaha haber veririm.
-Yahu ben düşman bölüğü değilim ki.
-Hah tamam. Boynuzlarından tutup karargaha sürüklerim.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:35 PM
Kuş Sandım
Yüzbaşı evin papağanına belli başlı kelimeleri ezberletmişti.Mehmet gel, Mehmet git, şunu yap, bunu yapma v.s.
Evde kimsenin bulunmadığı bir sırada evin yeni emir eri ortalığı silip süpürmekle meşgul görünüyordu.İçeriden Mehmet diyen sesi duyunca fırladı koştu :
-Buyur, dedi ama arkası gelmedi .
Tekrar işine daldı.Bir zaman sonra tekrar çağrıldı. Şaşırmıştı. Odada bu emri beklemeye karar verdi.Papağana gözü takıldığı anda da papağan "Mehmet" diye çağırmasın mı.Derhal hazır ol vaziyetine geçerek :
-Buyur komutanım, dedi.Kusura bakma seni kuş sandımdı.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:36 PM
Kurtarmaz
II. Dünya Savaşı sırasında Rus orduları geri çeliyorlar. Ve Rus generali durumu kurtarmak için askerleri teşvik etmeye karar vermiş. Her getirilen ölu Nazi için 10 ruble vaad etmiş.
Askerler saldırdılar. Çatışmadan sonra kimi 1 kimi 3 ceset getiriyorlar ve paralarını anında alıyorlar. Birara bir Yahudi asker bir vagon sürükleyerek getirdi. Vagonun kapısını açtı, içerisi ceset doluydu. General bunu görünce şaşırdı ve askeri kenara çekerek şöyle dedi :
-Asker, anlarsın ya bütçemiz zayıf, haydi ben sana 7.50 ruble ceset başı veriyim.
Asker :
-Olmaz, dedi, Zaten bana geliş fiyatı 8.30 ruble

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:36 PM
Kamuflaj
Askerde kamuflaj yarışması var... Herkes çuvallara giriyor,komutan gelip tekme atıyor onlarda hayvan sesleri çıkarıyorlar komutan onaylıyor.
Birinci çuvala vuruyor.. Hav hav hav. Komutan aferin diyor ***** çuvalı.... İkinci çuvala vuruyor, miyav miyav.. Komutan gene beğeniyor..
Böyle on onbeş çuval geziyor. Hepsi çok iyi taklit yapıyorlar... En son çuvala vuruyor ses yok... Daha sert vuruyor gene ses yok, tekme, tokat, tahta, tüfek, ses yok... Askerlere emir veriyor iyicene tekmeleyin... Çuvaldan kan sızmaya başlıyor..
Beş dakika sonra da ince, bitkin bir ses:
"Patateeeeeees"

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:36 PM
Kahraman
Erler sabah yoklamasında, çavuş içlerinden birine soruyor;
- Söyle bakalım nerdensin ?
- Maraş'lıyım komutanım..
Çavuş sinirleniyor ve askere okkalı bir tokat atıyor. Ardından tekrar soruyor
- Bir daha söyle bakalım nerdensin ?
- Maraş'lıyım komutanım..
Çavuş bu sefer iyice hiddetleniyor ve askere okkalı bir tokat daha atıyor. Ardından tekrar soruyor
- Ulan son defa soruyorum nerelisin ?
- Kahramanmaraş'lıyım komutanım..
- Hah şimdi oldu diyor çavuş ve yanındakine soruyor,
- Oğlum sen nerelisin ?
- Kahramansinop'luyum komutanım !

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:36 PM
Jip de Yoksa
İki acemi er paraşüt eğitimlerini tamamladıktan sonra ilk atlayışları için havalanırlar. Makul seviyeye geldiklerinde komutanları son kontrolleri yapıp:
- "Atladıktan bir süre sonra paraşütün sağ tarafındaki ipi çekin, paraşütleriniz açılacaktır. Şayet açılmazsa hiç telaşa kapılmayın, sol tarafta yedek bir ip var onu çekin, sorun kalmaz. İndiğinizde sizi bir jip bekliyor olacak;sizi karargaha geri ***ürecek."
Askerler korkarak da olsa atlamışlar. Heyecanla sağ taraftaki iplerine asılmışlar.. Tık yok. Biraz da korkuyla sol taraftaki iplere asılmışlar, paraşütler yine açılmamış... Çok sinirlenen asker:
- "Bu komutanın hiçbir dediği çıkmıyor; dur bakalım, aşağıda jip de yoksa o zaman görüşürüz onla!"

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:36 PM
Hıçkırık
Savaşın en kızgın anıydı.Cephede bombalar patlıyor, mermiler vızır vızır uçuyordu.Bu arada bir askeri hıçkırık tuttu.Yanındaki askere döndü hıçkırık tutan :
-Heey, beni korkutsana biraz!...Korkut da hıçkırığım geçsin.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:36 PM
Güneş Tutulması
Albay, binbaşıya:
-Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha ***ürürsün.
Binbaşı, yüzbaşıya:
-Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene:
-Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir.
Teğmen, başçavuşa:
-Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere:
-Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında:
-Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:37 PM
Gariban Mehmet
Teskere zamanı yaklaşmıştır. Aynı tertip askerlerden bazıları oturup bir karar alırlar. Bir daha saf asker Mehmet'e ayak işleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet'e açıklarlar. Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tek tek sorar: - "Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi?" - "Evet." - "Sen Osman, benim sigaralarımdan otlanmayacaksın değil mi?" - "Otlanmayacağım." - "Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi?" - "Yıkattırmayacağım." Herkesten gerekli yanıtı alan Mehmet: - "İyi, ben de bundan sonra karavanaların içine tükürmiycem."

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:37 PM
Biz de Onlara Yaklaşıyoruz
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla :
"300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor" der.
Alparslan önemsemeyerek şöyle der :
"Biz de onlara yaklaşıyoruz.”

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:37 PM
Bisküvi
Acemi er, levazım başçavuşuna yakınır :
-Başçavuşum, bize yemekte ördek böreği verdiler.Yemin ederim ki, içinde bir gram bile ördek eti yoktu.
-O halde? diye yanıtlar başçavuş.Sen hiç asker bisküvisi yedin mi?
-Şey...yani evet, başçavuşum.
-İçinden hiç asker çıktı mı?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:37 PM
Anam Babam
Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayatim var.
-Söyle.
-Mehmet onbaşı beni döğdi.
-Git, ben onun cezasını veririm.
-Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi.
-Anladım, git cezasını veririm.
-Anama babama laf etti.
-Git cezasını veririz dedik ya.
-Benim anam da yohtur, babam da yohtur.
-Allah rahmet eylesin.Benim de öyle.Sen git anladım.
-Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti , babama da laf etti.Anam da yohtur, babam da yohtur.Anam da sensin, babam da sensin.
Yüzbaşı :
-Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi.

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:37 PM
He Direm
Erzurum'a bilgisayarın daha yeni yeni gelmeye başladığı zamanlara
ait bir anıyı Erzurum Kültür Kurumu İlköğretim Okulu'ndan Mansır
Bey anlatıyor...

Bir işyerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik servis elemanı
bilgisayarı işyerine kurduktan sonra stok programının kullanımı ile ilgili
bilgi verir ve ayrılır.

Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon:
"Kardeşim sizin anlattıgınız kimi yapirem fegat program düzgün çalışmiir."

Teknik servis elemanı sorar:
"Nasıl yapıyorsunuz?"

"Senin anlattıgın kimi."

"Hata ne?"

"Yazdıgım bilgiler kaydetmeme ragmen saklanmiir."

"İşlem basamaklarını tek tek anlatır mısınız?."

"Tamam" diyor ve başlıyor anlatmaya...

"Programı açirem. Malın adı bölümüne adını, adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yazirem. Hepsini yazdıhtan sonra senin anlattıgın kimi kayıt bölümüne basirem. Ekrana bir yazı geliir:
Kaydetmek ister misiniz?
E / H
yazısı çıkir. Ben de diyirem Hee..."

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:38 PM
Oruç Nasıl Bozulur
Birgün Naim Hoca'ya sormuşlar; `denize girersek orucumuz bozulur mu?´ diye.

Naim Hoca şöyle cevap vermiş;
- Ula uşahlar, Remazanda siz denize girersez orucuz bozulmaz. Amma deniz size girerse orucuz bozilir. Ona göre...

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:38 PM
Ola Zeçi
Erzurum lisesinde Erzurumlu Öğretmen ,Erzurumlu öğrenciyi sözlü sınavı yapıyor :
-Arhadaçi
-Buyur hocam neci?
-Adın neçi?
-Mehmet Zeçi
-Numaran neçi?
-içiyüz içi
-Memleçetin nereçi?
-Erzürümün içi
-Soriyi bilirmisen peçi?
-Hocam sori neçi ?
-Erzürümün nüfüsi neçi?
-Hocam bilmemçi
-Eleyse otur içi
-hocam neyettimçi?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 04:38 PM
Sako
Bir kış gecesi Emin Hafizin kayınbiraderi çocuklarıyla gezmeye gelir. Gece uzundur, ikram izzet gerekir ama evde hiç bir şey yok!

Emin Hafiz, karısına "sen misafirlerle ilgilen" der, hemen asılı olan kaynının "sako"sunu aldığı gibi en yakın kahvede onbeş liraya okutur.

Et, meyve, çerez ne lazımsa alır gelir. Karısı da sevinçle pişirir, ikram eder. Yer içerler. Geç vakitte kalkmak isterler. Kayınbirader seslenir:

- Baci hele sakomi getir biz gahah.
Kadın arar ama sakoyu bulamayınca:
- Ağabeg senin sakon var miydi?

- Eşşeggızi, zehmeri güni caket gatına mi geldi, der. Birden herkesin jetonu düşer ve hep birden Emin Hafiz'e bakarlar. Emin Hafiz istifini bozmadan:

-Gavatın oğli dolmalari üçer üçer yudanda eydi he mi!

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:49 PM
Seni Kıtlar
Omuzları tilki kürklü bir hınımefendi Cumhuriyet caddesinde yürürken Dadaşın biri yanına gelip şöyle diyor:

- Baci, baci dalıza gudik dırmanir.
Hanım kızgın kızgın:
- Git işine kardeşim, ne dalı ne gudigi diye dadaşı tersliyor.
Dadaş cevap veriyor :
- E benene kıtlarsa seni kıtlar!

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:49 PM
Yukarı Mumcu
Erzurum'da bir kadınlar toplantısına davetli olan yabancı bir bayan, genç ve güzel bir kadına sormuş:

- Cici kızım sen kimlerdensin?

- Vallah çimlerden oldugumi bülmirem. Yuhari Mumcunun gızi, Assagi Mumcunun geliniyem.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:50 PM
En iyi Vali
Adamın biri Erzurum'a vali tayin edilmiş. Gitmiş, görevi devralmış. Halkı ve çevreyi tanımak için çiktiği gezilerin birinde köy halkına sormuş :

-Şimdiye kadar Erzurum'a tayin edilmiş valiler içinde size en çok hizmet eden hangisiydi?

Köylünün biri cevap vermiş :

-Sizden iki önceki valiydi ; Mehmet Paşa.

-Yaaaa, öyle mi, peki size ne gibi hizmetler yaptı?

-Daha Erzurum'a gelirken, yolda, Bayburt'ta öldü!

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:50 PM
Niye Durdun
Erzurum'lu bir hanım telaşla koşarak belediye otobüsünü durdurmaya uğraşıyor. Halk ıslıklıyor. Soför acı bir frenle duruyor. Kadın:

-"Gardas bu otubus iliçeye gidir mi?"

Soförün canı burnunda, araba dolu, zor durmuş, kızgınlıkla

-"Hayır bacı, getmez!"

Kadın: -"Haydaaaa eleyse niye durdun

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:50 PM
Otobüs Yolcusu
Saf bir Erzurum'lu sehirlerarasi otobüs yolculugu yaparken mola yerinde otobüsünü sasirmisti. Anonsu duyunca kalkmakta olan otobüsten içeri dalip seslendi:

-Dadaslar hele bir bahin ben bu otobusun yolçusu miyam?

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:50 PM
Dil Bilgisi
Dilbilgisi dersinde Karadenizli öğretmen, Erzurumlu öğrencisini sözlüye kaldırıp sormuş :

-Pakmak fiilinin çekiminu yap pakalum...

-Erzurumlu öğrenci hemen atılır :

-Bakirem, bakirsem, bakir...

Öğretmen öğrencisinin bu cevabı karşısında :

-Uy diluni eşekarisu soksun.Öyle mi denur daa? Onun aslu pöyledur :

-Pakayrum, pakaysun, pakay...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:51 PM
Teyo Pehlivan
Teyo pehlivan ihtilal dönneminde başından geçen bir olayı kahvede anlatır" ankarada kızılayda ferrarimle dolaşırken birden önüme solcular çıktı tam geri fitese taktım gaçacam voliyov sağcılarda arkadan gelir.

"teyo abi sen neyittin "ğardaş baktım olacağı yok YAN FİTESE TAKTIM yan yan elemi ğaçiram

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:51 PM
Yunus Usta
Rahmetli Kunduracı Yunus Usta, bir yorgunluk çayı içmek için dükkanının bitişiğindeki İki Kapılı kahveye gitmişti. Oturur oturmaz garson önüne yarım bardak çayı koyunca Yunus Usta sinirlenerek garsonu çağırdı.

- Buyur Beybaba?
- Oğlum bu nasıl çay?
- Beybaba yeni demledim.
- Oni demirem. Bah burada tiryakinin ögüne bele yarım bardah çay goydun mi ona söymüş kimi olursan, annadın mi!
- Beybaba dudak payı istemez misin?
- Ben pay isdemirem, çay isdirem çay!

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:51 PM
Teyo Korede
Teyo Kore harbindedir. Gülle, top, mermi sesleri arasinda ne olup bittiğini anlamak için kafasını siperden çıkarır çıkarmaz bir kurşun "vizzz" diye kulağının dibinden geçince Teyo sinirlenir:

-Itoglitler demiller ki atar herifin gözüni kor ederih..!

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:51 PM
Cafer Ağa
Erzurum Belediyesinin kurulus yıllarında fahri olarak her işe koşuşturan Cafer Ağa'nın bu gayretkesliğini ödüllendirmek için Ankara'ya gidecek heyete onu da yazmışlar. Cafer Aga bu haberden çok memnun olmuş.

Öyle ya ekabir-i memleketten olmasa heyete adını yazarlar mı?

Cafer Aga o aksam eve hergünkünden farkli bir havayla gelince hanımı merak edip sormuş:

-Cefer, o gözel sufatin niye ele töhmüs, mosolun asmissan, biseye mi sinirlendin?

-Ben sinirlenmim kim sinirlensin! Bihdim usandim. Sohahlar mi temizlenecah, gel Cefer Aga, çölpühler mi payhlanacah, gel Cefer Aga. Sindi de Engere'de hökümatin isi bozulmus, gel Cefer Aga!

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:51 PM
Kokar Onlar
Sark hizmetini yapmak üzere Erzurum'a atanmış bir memur, bir ikindi vakti Dere mahallesinde yüksekçe bir yere çıkmış, otlaktan dönen, evlere dağılan inek nahirini seyrediyordu. Yanında da mahalleden yaşlıca bir ihtiyar vardi. O sırada bir kaç kadin mayislari toplayip yogurmaya, yassiltip duvara yapistirmaya basladilar. Bunu merakla izleyen memur yanindaki yasli ihtiyara: Erzurum'da her tarafta tezek gördügünü bunlarin gübre olarak niye kullanilmadigini sorunca, yasli adam:

-Beg, sen o tezegi ele çoh agzan alma, oni biz gisin yahirih.

-Peki su kadnlarla nasıl yatıyorsunuz, hepsi bok kokar onların?

-Asil merifet onnarnan yatmahda, sizin garilarnan herkes yatar!

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:51 PM
Gurbet
İstanbul'a gurbete giden Erzurumlu, dönüŞte karısına istanbul'lu hanımların, akşam eve dönen kocalarını, kapıda nasıl karşıladıklarını "Hoş geldin kocacığım, üşümüşsün, yorulmuşsun!" gibi kibar, nazik laflar ettiklerini anlatmış. Belli ki o da karısının kendisini öyle karşılamasını istiyor....

Aksam eve gelmiş, kar, tipi, soğuk, karısı kapıyı açmiş :

-Uy kocacığım, it gibi titriyisen...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:52 PM
Sırayı Bozma
Ermeni katliamnn sürdüğü dehşetli günlerdi. Yine bir grup savaş artığı Erzurumluyu Yanıkdere civarına ***ürüp kurşuna diziyorlardı. Halkı sıraya dizmişler, teker teker çağırıp bir kayanın arkasında atlediyorlardı.

İçlerinden biri merak edip ne oluyor diye başını uzatınca arkasındaki uyardı:

-Dadas neyidirsen... Sırayi bozub başımıza iş açhsan

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:52 PM
Gars Geçi
Erzurum-Kars çekişmesi malum. Bir Erzurumlu ile bir Karslı, şehirlerininin üstünlügünü ıspatlamaya çalışırken Dadaşım dayanamadı:


-Di get ola Kars neçi, Erzürümde Karsin nüfüsi geder gavat var!

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:52 PM
Heç Belli Olmaz
Tortum'lu iki kardeş, yan köyden kız kaçırmış, kendi köylerine dönüyorlardı. Arazi malum patika! Büyük kardeş önde kız ortada küçük kardeş arkada. Kız hangi kardeşe kaçırıldığını merak edip arkadaki küçüğe yanaştı ve sordu:
- Bahasan beni hangüze kaçırdıııız?
Küçük kardeş şöyle bir bıyıklarını burduktan sonra :
- Orası heç bellim olmaz! Hele bir eva gidah!

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:52 PM
Tut Satiram
Tortumlu'nun biri eşeğe yüklediği dutu "batmanı 2.5" diye bağırarak satıyordu.Biri kulağına eğilip "kilosu gaça" diyende:
- Niye baba ele egilib gulağıma fısıldirsan, hoç esgeriye mevzeri satmiram; tut satiram!

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:52 PM
Eşşegi Bulirsin
Her yıl dünyanın bir bölgesini gezmeyi adet edinen Tortumlu, dönüşünde de gördüklerini etrafına anlatırdı.
- Memmet, bu sene nereye getdün?
- Efrikiye.
- Eeee?
- Orada safari yapduh.
- Ula safari nedür?
- Çeşüt çeşüt yaban hayvani vurduh da!
- Ya sen ne vurdun?
- Zürafa vurdum.
- Ula zürafa nedür?
- Eşşegi bülirsin?
- Hee.
- Onun ayahlari iki metre, boyni iki metre olani.
- Başga?
- Kergedan vurdum.
- Ula o nedir?
- Eşşegi bülirsin?
- Hee.
- Ondan üş teneyi birleşdirirsin burnuna da bir tikinti yapirsin, o.
- Başga?
- Piton vurdum.
- Piton ne ki?
- Eşşegi bülirsin?
- Hee.
- Şeyini de bülirsin?
- Helbe.
- Onun dört metre olani. Ama eşşeg yoh

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:52 PM
Doktor Benim
Acemi şoför yoldan geçen bir yayaya hafifçe çarpıp yere yıkmıştı.

Hemen inip adamı yerden kaldırdı.
Kaldırıma çıkmasına yardım etti, sonra:

Bakın, dedi. Yine şanslıymışsınız, şurada bir doktor muayenesi var.
İyi ki kaza burada oldu.

Adamcağız halsiz bir şekilde gülümseyerek cevap verdi:
Biliyorum...O doktor benim çünkü.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:53 PM
24 Saat
Sonunda o meşum gün gelir çatar. Doktor hastasına o güne değin yapılan tahlillerin Sonuçlarını açıklayacaktır. "Size bir kötü, bir de daha kötü haberim var," der doktor. "Önce kötü haberi vereyim. Test sonuçlarına göre 24 saatlik ömrünüz kalmış." Adam yıkılır. "Hayır olamaz. Buna inanamıyorum... Fakat, fakat bundan daha kötü nasıl bir haber olabilir?" Doktorun yanıtı kısa olur: "Dünden beri size ulaşmaya çalışıyorum

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:53 PM
Çekiniz
Adam psikiyatriste giderek derdini anlatıyordu :
- Hep aynı rüyayı görüyorum : Bir kapı var, üzerinde bir yazı... Kapıyı itiyorum,
itiyorum bir türlü açılmıyor. Ter içinde uyanıyorum.
- Kapının üzerinde ne yazılı ?
- Çekiniz yazılı.
- Anlasıldı... Siz kapıyı çekmiyor itiyorsunuz... Çekin de açılsın...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:53 PM
Bitmemesi Lazım
Adam doktora gidiyor.
Dr. bey karnım atıyor. nasıl yani diyor Dr. hani diyor adam kalbim nasıl atıyorsa karnım da iste öyle atıyor.
Dr. iyice sasırıyor. Allah Allahi atmaması! lazım.
Sagolun diyor ve gidiyor adam. 2 hafta sonra tekrar geliyor. tesekkür ederim Dr. bey diyor.
Tavsiyeniz üzetine at maması aldım yedim. İyi geldi bütün sikayetlerim bitti.
Dr. iyice sasırır:
Allah Allah, bitmemesi! lazım http://www.cakal.net/images/smilies/smilex.gif)))

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:53 PM
Doktor Ressam
Bir gün ünlü bir ressam, doktor Temel`e muayeneye gelmiş.Temel para almamış, küçük bir resmi tercih edeceğini söylemiş .Ressam bür süre sonra koca bir tablo ile gelince,

-Uyy,pu çok değerli,kapul edemem.

Ressam ısrar edince,

-Peçi öyleyse, size bi fituk ameliyati borcum olsun..

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:53 PM
Kolunuzu Kaldırmayın
Doktor Temel`e hastası soruyor:

-Ne zaman kolumu havaya kaldırsam çok büyük ağrılar başlıyor.Ne yapmam lazım.

-Kolunuzu havaya kaldurmayın.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:53 PM
Kırık Parmak
Temel doktora gitmis.

- Hastayim doktor, cok hastayim, vucudumun her yeri agriyor, nereme dokunsam sizim sizim sizliyor, dokuluyor...

Doktor:

- Nasil hastalik o, tum vucudunu saran, agritan?

Temel parmaginin ucuyla kafasina dokunmus.

- Ay ay ay...

Sonra gogsune parmagini basmis ve yine aciyla bagirmis. Sonra beline, yine acidan allak bullak olmus, sonra bacaklarina... Temel parmagini neresine dokundursa agriyla irkiliyormus... Doktor daha fazla dayanamamis.

- Ver bakayim su elini, demis; Bak oglum senin parmagin kirik...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:53 PM
Merdiven
Adam evinin merdivenlerinden çıkarken düşüp, bacağını dört yerinden kırmıştı. Hemen hastaneye kaldırılmış, doktor bacağı boydan boya alçıya almış ve:

- "Beyefendi bundan sonra daha dikkatli olun, en azından alçınız çıkana kadar merdivenlerden inmek çıkmak yok", demişti. Üç ay sonra kırıklar kaynamış, alçı çıkarılmıştı. Adam bu arada doktora:

- "Doktor bey artık merdivenlerden inip çıkabilir miyim?" diye sormuş, doktor da:

- "Tabii, ancak yine de bir süre daha dikkatli olmalısınız", demişti.Adam doktorun bu cevabı üzerine sevinçle bağırmış:

- "Oh be şükürler olsun, üç aydır eve su borusundan tırmanarak girip çıkmaktan anam ağlamıştı."

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:54 PM
23 Nisan
23 Nisan da çocuk öğretmenine sorar:
Öğretmenim 23 Nisan çocukların bayramıdır değil mi? Ögretmen:
Evet diyerek soruyu cevaplar. Çocuk:
Öğretmenim siz söylemiştiniz; bayramlarda insanlar dinlenir ve birbirlerini ziyaret ederler değil mi. Ögretmen:
-Evet yavrum. Çocuk:
Anlamadığım bir şey var? "NİYE 23 NİSAN`DA EN ÇOK YORULAN BİZ OLUYORUZ".

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:54 PM
Nereden Bulacak?
Suna'nın başı agrıyordu. Doktor çağırdılar. Doktor hap vererek dedi ki:
- Bu hap şimdi senin baş ağrını geçirir. Peki onu kolay yutabilecek misin?
Kolay yutmasına yutarımda, hap mideme girdikten sonra başıma giden yolu nereden

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:54 PM
İğne
Yüzü gözü yaralı adam muayehane kapısından içeri girerken der ki:
"Her tarafımı arılar soktu." Doktor ona bakar ve gayet sakin:
"Peki o zaman şöyle oturun da size birkaç iğne yapalım" der.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:54 PM
Üç Doktor
Üç doktor muayenehane açmaya karar vermişler ve açmışlar.
1.doktor tabela olarak "memleketin en iyi doktoru" yazmış. Bunun üzerine tabiki öbürleri boş kalmamış.
2.si ise tabela olarak ise "dünyanın en iyi doktoru" yazmış.
Tabii ki bizim 3. doktor daha iyi bişey yapması lazımdır. Bunun üzerine 3. ise tabelaya "mahallenin en iyi doktoru" yazmış.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:54 PM
Bunu Unutmayın
Kadının biri doktoru yolda durdurup sordu:
-Köşe başındaki zengin çocuğunu iyileştirmek için sanıyorum çok para alıyorsunuzdur.
Doktor:
-Alırsam alırım, dedi. Sizi ilgilendirir mi?
Kadın:
-Nasıl ilgilendirmez! Çocuğu yaralayan taşı oğlum atmıştı, bunu unutmayın.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:54 PM
Hangisi Daha Akıllı?
Çok akıllı geçinirdi.Kapısında "ikinci kez gelen hastalardan yarım ücret alınır" yazılı doktora girdi. Gülerek :
-Bakın doktorcuğum, yine ben geldim, hatırladınız mi beni?dedi.
Doktor da güldü :
-Tabii, hatırlamaz olur muyum?
-Eeee? Muayene etmeyecek misiniz?İlaç vermeyecek misiniz?
-Hayır gerekmez. Geçen gelişinizde verdiğim ilaca devam edin...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:55 PM
Bulmaca Merakı
Doktor şaşırmıştı :
-Doğrusu gözlerinizdeki bozukluğu bir türlü anlayamadım. Tam 25 yıllık göz hekimi olduğum halde, böyle bir olayla ilk kez karşılaşıyorum. Gözlerinizin biri soldan sağa bakıyor, öteki yukarıdan aşağı...
-Şey, doktor...Ben biraz bulmaca meraklısıyımdır da...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:55 PM
Bir Başka Doktor
Doktor, biraz duraksadıktan sonra :
-Gerceği fazla saklamak istemiyorum, dedi. Bence hastalığınız şifasız.. Son bir arzunuz varsa söyleyin. Mesela birini görmek istermisiniz? Hasta yatağından güçlükle doğruldu.
-İsterim... isterim elbette, dedi. Hem de çabuk...
-Kimi çağıralım?
-Bir başka doktor...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:55 PM
Üstünü Arayacağım
Doktor, hasta yatan dedeye:
- Sizde şeker var, dedi.
Bunu duyan Orhan, dedesinin üzerine atıldı:
-Hiç anlamam, dede! Üstünü arayacağım.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:55 PM
Doktorun İyisi
Kadının beşinci kocası ağır hastalanmış.Adam korkunç ağrılar içinde kıvranırken kadın telaşla söylenmiş :
-Hemen gidip bir doktor çağırayım!
Kocası :
-İyi ama, demiş, bari doğru dürüst bir doktor çağır. İyi bir doktor olduğundan emin misin?
Kadın :
-Emin olmaz olur muyum, demiş.Ölen kocamı da aynı doktor tedavi etmişti!...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:55 PM
Bir Gün Daha
Doktor:
- Tam zamanında geldiniz, sizinle konusmam lazımdı.
Hasta:
- Niye doktor, çok mu acil?
Doktor:
- Hayır, bir gün daha geç kalsaydın zaten kendiliğinden hallolurdu.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:55 PM
İlk Ameliyat
Ameliyat odasında doktorla hasta konuşuyordu.
Hasta:
- Aman doktor, çok korkuyorum. Ömrümde ilk defa ameliyat olacağım!
Doktor:
- Korkmakta haklısın, bende ömrümde ilk defa ameliyat yapacağım!

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:56 PM
Doktorlar
Bir İngiliz doktor diyor ki:
-Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz.
Alman doktor diyor ki:
-Bu hiçbir şey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada savaşa hazır hale getiririz.
Amerikalı doktor da diyor ki:
-Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksas’tan bir beyinsizi aldık ve beyaz saraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:56 PM
Liste
Adamın birini kuduz ***** ısırmış. Ama adam çok vurdumduymaz olduğu için, bugün iğne olurum, yarın iğne olurum derken iş işten geçmiş. Doktora başvurup da kuduz olduğu gerçeğini anlayınca hemen bir kağıt kalem isteyip uzun uzun bir şeyler karalamaya başlamış.
Doktor uzun süre beklemiş hayretle sormuş:
-Vasiyetnameniz bu kadar uzun mu?
-Vasiyetname hazırladığımı söyleyen kim doktor? Ben ısıracağım siyasilerin listesinİ yapıyorum! demiş.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:56 PM
Şişeyi Evde Bıraktım
Doktor muayenede hastasına sordu:
-Sigara içiyor musunuz? Hasta:
-Elbette, dedi. Ve cebinden sigara paketini çıkararak ikram etti. Doktor reddetmedi, ikisi de sigaralarını yaktı. Doktor muayeneye devam etti:
-İçki içiyor musunuz?
-Aahh be doktorcuğum! İçerim, ama ne yazık ki şişeyi evde bıraktım.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:56 PM
Artık Takmıyorum
Adamın biri şidddetli ishal şikayetiyle Çapa Hastanesine başvurur. İşlemleri devam ederken karışan kağıtlar sonucunda adamı psikiyatri servisine havale ederler. Aradan 15 gün geçip taburcu olma günü gelince arkadaşı bizim adamı karşılamaya gelir.
-Nasıl oldu geçti mi ishal? der arkadaşı.
Bizimki ise :
-Hayır geçmedi ama artık takmıyorum.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:57 PM
Beslenme
Anteplinin biri doktora gider. Kalbi ve kilolarıyla ilgili şikayetlerini iletir. Doktoru tavsiyelerde bulunur :
- Bundan sonra beyaz et salata türü yiyeceklere ağırlıklı beslen.
Hasta sorar :
- Doktora dediklerinizi yemekten önce mi sonra mı yiyeceğim.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:57 PM
Teşkilat Mükemmel
Amerika da bir asker, arkadaşı ile yolda giderken elindeki çakısı ile oynarken parmağını kesti.Az ötede bir dispanser vardı.
Asker ;
“- Ben şurada pansuman yaptırayım.” dedi.
İçeri girince karşısına iki kapı çıktı.
Birinde “Hastalıklar”, ötekinde ”Yaralar” yazılı idi.
“Yaralar” kapısından girdi.Yine önünde iki kapı.
Birinde “Kemik”, ötekinde “Yumuşak Doku” yazıyordu.
“Yumuşak Doku” kapısından girdi.Yine iki kapı.
Birinde “Önemli”, ötekinde “Önemsiz” yazıları vardı.
“Önemsiz” kapısından girince kendini sokakta buldu.
Dışarı çıkınca arkadaşı sordu ;
“- Nasıl, iyi baktılar mı?”
“- Hayır; ama teşkilat mükemmel!..”

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:57 PM
Kapı
Adam psikiyatri doktoruna gitmiş derdini anlatıyordu ;
“- Hep aynı rüyayı görüyorum Doktor Bey !”
“- Bir kapı var, üzerinde bir yazı... Kapıyı itiyorum, itiyorum bir türlü açılmıyor. Ter içinde uyanıyorum.”
Doktor sordu;
“- Kapının üzerinde ne yazılı ?”
“- Çekiniz yazılı.”
“- Anlaşıldı... Siz kapıyı çekmiyor itiyorsunuz... Çekin de açılsın..!”

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:57 PM
Parmağı Kırık
Temel doktora gitmiş;
-Çok hastayım doktor, vücudumun neresine dokunsam berbat canım yanıyor!
Doktor Temeli bir güzel muayene ettikten sonra;
-Ben pek bir hastalık bulamadım.Vücudunuz gayet iyi durumda.Hatta “Sapasağlamsınız.”
Bunun üzerine Temel;
-Olur mu doktor bey!Nereme dokunsam acıdan ölüyorum! Diyerek parmağının ucuyla başına dokunmuş; -Of of of! Sonra göğsüne parmağını basmış;-Ay ay aay ! daha sonra beline ve bacağına; -vay vay vayyy! Parmağını neresine dokundursa acıyla irkiliyor feryat figan ediyormuş.
Doktor daha fazla dayanamayıp; - Ver bakalım şu elini ! diyerek Temel’in elini muayene ettiğinde birde ne görsün; “TEMEL’İN PARMAĞI KIRIK !”

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:57 PM
Rötuş
"Temel çok iyi bir doktordur" demiş Cemal..
"Nereden biliyorsun" demişler.
"Geçen yıl cok pahalı bir ameliyat olmam gerekiyordu, param yoktu, rontgende rötuş yaptı."

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:57 PM
Öksüremiyorum ki
Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktorda adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demişki:
Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel. Adam bir hafta sonra gelince doktor:
Öksürüğün nasıl oldu deyince, adamda: Cesaret edipte öksüremiyorum ki,demiş

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:58 PM
Üşütmüş
Doktor, ünlü bir ressam olan arkadaşını ziyarete gitti. Ünlü ressam, son olarak yaptığı hasta bir adam tablosunu doktor arkadaşına gösterip:
-Eee, söyle bakalım fikrin ne? diye sordu:
Doktor tabloya tekrar bakıp cevap verdi:
-Merak edilecek bir şey yok. Sadece üşütmüş, o kadar...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:58 PM
Merdiven Çıkabilecek miyim?
Adam evinin merdivenlerinden çıkarken düşüp, bacağını dört yerinden kırmıştı. Hemen hastaneye kaldırmışlar, doktor bacağı boydan alçıya almış ve:
-Beyefendi bundan sonra daha dikkatli olun, en azından alçınız çıkana kadar merdivenlerden inmek çıkmak yok, demişti.
Üç ay sonra kırıklar kaynadı, alçı çıkarıldı. Adam bu arada doktora:
-Doktor bey artık merdivenlerden inip çıkabilir miyim, diye sordu, doktor da:
-Tabiî, ancak yine de bir süre daha dikkatli olmalısınız, dedi. Adam doktorun bu cevabi üzerine sevinçle bağırdı:
-Oh be şükürler olsun, üç aydır eve su borusundan tırmanarak girip çıkmaktan anam ağlamıştı.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:58 PM
Hafıza
Hasta doktora şikayet ediyordu;
-"Doktor bey hafızam çok zayıf, herşeyi unutuyorum"..
-"Ne zamandan beri"?..
-"Ne, ne zamandan beri

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:58 PM
Göz Doktoru
Göz Doktoru:
- Şu tablodaki harfleri okur musunuz?..
Cafer:
- Siz bana okur musunuz?.. Benim gözlerim bozuk da..

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:58 PM
Morg
Doktor beni morga mı ***ürüyorsunuz ?..
- Evet.
- Ama ben daha ölmedim ki...
- Olsun biz de daha gelmedik zaten...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:58 PM
Garanti
Anestezi sırasında hasta, doktora dönerek sorar:
- Yalnız gidiş için mi, yoksa gidiş-dönüş mü doktor?

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:58 PM
Bilye
Doktorun karşısına iki küçük çocuk gelmiş. Birisi:
-Bir bilye yuttum. Onu çıkarmanızı istiyorum.
Doktor öteki çocuğa sordu:
-Ya sen ne istiyorsun?
-Onun yuttuğu bilye benim de, almaya geldim...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:59 PM
Babalar Yarışıyor
Çocuklar oturmuş birbirlerine babalarının ne kadar "hızlı" olduğunu anlatıyorlarmış.. Biri demiş ki:
- Benim babam ok attıktan sonra koşup hedefe oktan önce varıyor...
- O da birşey mi, demiş ikinci cocuk... Benim babam tabancasını ateşliyor ve hedefe kurşundan önce yetişiyor...
- O da birşey mi, demiş üçüncü çocuk... Benim babam devlet hastanesinde doktor... Mesai 5'de bitiyor benim babam eve 3:30'da geliyor

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:59 PM
Aynı İlaçlar
Doktor, muayenehaneye ilk kez gelen hastadan 50 bin, sonraki muayenelerde 30 bin lira aliyordu. Bunu öğrenen Kayserili, muayeneye ilk gidişinde:
- İşte yine geldim doktor bey dedi.
Doktor soyunmasıni söyledi. Muayene etti, ücretini aldı:
- Sağlığınız düzeliyor. Aynı ilaçları kullanmaya devam edin!

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:59 PM
Ancak Buldum
Doktor telefonda yakaladigi hastasına:
- Tahliller belli oldu, demiş, sana bir kötü, bir daha kötü haberim var.
- Nedir kötü haber?
- Maalesef 1 günlük ömrünüz kaldı.
- Peki daha kötü haber nedir?
- Size 24 saattir ulaşmaya çalışıyorum, ancak buldum...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:59 PM
Alışkanlık
Doktor, hastasını uyarmış :
-Bakın, sonra söylemediydi demeyin, bu uyku haplarına devam edecek olursanız, sizde alışkanlık yaratır.
Hasta bilgiç bilgiç gülümsemiş :
-Sen ne diyorsun Doktor Bey! Ben bu hapları evelallah yirmi yıldır alırım, henüz alışkanlık yaptığını görmedim.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 03:59 PM
10,9,8,...
Adamın biri doktora gitmiş.Doktor muayene etmiş ve bizimki sormuş:
-"Ne oldu doktor bey? Ne kadar ömrüm kaldı?" Doktor cevaplamış:
-"10"
Bizimki de :
-"Ne 10'u doktor bey, gün mü, ay mı sene mi?" Doktor:
-"9, 8, 7, 6...."

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 04:00 PM
Yanlış Numara
Temel saat 02.30 da arkadaşı Dursun'u arıyor. Ahize kalkıyor.
- Buyrun.
Temel Dursun'un sesini tanıyor:
- Alo Dursun orasi 11,11 mi?
- Hayir Temel burasi: 1,1,1,1
- Kusura pakma Dursun yanlış numara.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 04:00 PM
Yarın Kaçacağız
Temel ve Dursun akıl hastanesinden kaçınca doktorlar bütün gün ikiliyi aramış...
Bakmadık yer bırakmamışlar ama bir türlü bulamamışlar. Akşam hastaneye dönünce Temel'le Dursun'u yerlerinde bulmuşlar;
- Sabahtan beri sizi arıyoruz, nereye gittiniz?
- Bugün prova yaptuk yarin kaçacağız

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 04:00 PM
Arabam Dışarıda
Temel kırtasiye'ye girmiş, tezgahtara :
- Pana pir roman lazum, demiş.
Kırtasiye tezgahtarı sormuş :
- Efendim agır mı olsun hafif mi?
Temel :
- Farketmez, nasul olsa arabam dısarudadur

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 04:00 PM
Ayakkabı
Temel işe girmek için sözlü sınava giriyor. Çok heyecanlı, bir önceki adaya soruyor :
- Ne sorayiler?
- Ayakkabı.
Temel'in sırası geliyor, bilsin diye kolay soruyorlar :
- Dört ayaklıdır, miyav miyav der.
Temel soruyor :
- Bağcıkli midur?

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 04:01 PM
Aynı Yerde mi Yatayi?
Temel uzun zamandır görmediği arkadaşı Cemal'le İstanbul'da karşılaşınca:
- Uşak nasilsun pakayum?
-İyiyum...
-Çocuklarin nasildur?
-Onlar da iyidur.
-Peki karin nasildur?
Temel böyle sorunca Cemal'in birden yüzü değişir. Temel arkadaşının karısının geçen yıl vefat ettiğini hatırlayıp hemen şöyle der :
-Yani hala ayni mezarda mi yatiyii?

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 04:01 PM
Aslan Kafesi
Dursun hayvanat bahçesinde gezerken açık bulduğu bir kafesten içeri dalmış.
-Hoop ! Dur, ne yapıyorsun? Orası aslan kafesi... diye bağırmış etraftakiler.
Dursun hiddetle geri dönmüş ve kızarak :
-Sankim aslaninizu yeduk...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 04:02 PM
Tabanca
Temel bir silahçı dükkanına girer ve satıcıya seslenir:
-Ha pen pi tapanca almak isteyrum.
Satıcı sorar :
-Nasıl bir tabanca?
Temel :
-Peş kişiluk...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 04:02 PM
Azami Yükseklik
Tır şöförü Dursun ile muavin Temel kamyonlarına 6 metre yüksekliğinde havaleli mal yüklemiş gidiyorlarmış. Birden bir tünel ve önünde bir uyarı işareti görmüşler.
"DİKKAT!! Azami Yükseklik 4 metre"
Muavin Temel, etrafa dikkatle bakmış. Sonra Dursun'a dönerek :
-Bas gaza usta ! Etrafta polis molis körinmeyu...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 04:02 PM
Bulaşıkçı
Temel bir lokantanın önünden geçerken "Bulaşıkçı Aranıyor" ilanını görmüş. Hemen içeri girip patrona:
-Pen ha purada pulaşikçiluk yapapilirum demiş.
Patron sormuş:
-Kaç dil biliyorsun?
Temel hiç duraksamadan cevap vermiş :
-On tört
Önce biraz şaşıran patron sonra sinirlenmiş ve:
-Sen benimle alay mı ediyorsun?
Temel :
-Valla önce sen paşlattun...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 04:02 PM
Eşek Kaçardı
Birgün Temel eşeğiyle köyüne dönerken yolda gördügü elma bahçesindeki elmalardan tatmak ister. Bahçeye girer ve eşeğinin üstünde kolayca eriştiği elmalarla bir güzel karnını doyurur. Tam ayrılacağı sırada bahçe sahibi ikisini de görür ve yakalar. Önce bir güzel eşeği döver, ardından da köşede bekleyen Temel'i pataklar. Dayaktan sonra dayanamayan Temel sorar :
- Tamam tövdün, anladik ta sana pirşey sormak isteyrum!
- Sor bakalım.
- Neden önce beni değul de eşeği dövdün ?
- Seni önce dövseydim eşek kaçardı da ondan!...

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 04:02 PM
Nefessiz Kalmak
Dursun evinden çıktığında birde bakar ki komşusu Temel kendini belinden ağaca asmış halde duruyor. Hemen gidip ipi ağaçtan çözer. Komşusunu ağaçtan indirdikten sonra merakla sorar :
-Ha sen ne yapaydun öyle?
-Hiç kendimi asaydum...
-Ha uşağum, penum pildiğum insan poynundan asılayi.
Temel üzgün ve çaresiz bir halde Dursun'a baktıktan sonra cevap verir :
-Ben de öyle yapmişidum. Ama ipu poynima pağladiğum zaman bi türlü nefes alamayrum.

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 04:02 PM
Tekrar Deneyiniz
Temel ile Dursun promosyonlu meşrubat alırlar. Meşrubatı açan Temel hemen kapağa bakar:
- "Tekrar deneyin."
Kapağı kapatıp yeniden açar ve okur:
- "Tekrar deneyin." ... ... ...
En sonunda sinirlenen Temel:
- "Ula Tursun. Ha punlar pizi kandıriy! İki saattir deneyrum hala pi şey çıkmadi."

F.S.Mehmet1453
08-27-2007, 04:02 PM
Sinyal Takıldı
Temel arabası ile Aksaray Meydanında dönüp duruyormuş. Aynı trafik polisinin önünden beşinci defa geçtiğinde, polis Temel'i durdurmuş ve:
- Bir yeri mi arıyorsunuz beyfendi? Niye meydanın etrafında dönüp duruyorsunuz?
Temel:
- Sol sinyal takıldı da..