PDA

Tam Sürümü Görüntüle : fıkra arşivi...


Sayfa : 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 [14]

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 09:09 AM
Amerikalı Mühendis
Kayseri'de yol çalışması yapılıyomuş. Köylüler eşeğin birini salıp geçtiği yerden yolu geçiriyolarmış. O sırada oradan geçmekte olan Amerikalı bir mühendis görmüş bunları.
Merak etmiş; gitmiş yanlarına.
-Merhaba dayı ne yapıyosunuz böyle? demiş.
Köylü
-Yol yapıyoz diye cevap vermiş.
-"E bu eşek ne" diye devam etmiş mühendis.
Köylü genel prosedürü şöyle bir anlatmış. Eşeğin yolun nerden geçeceğine karar verdiğini söylemiş.
Bizim Amerikalı mühendis yerlere yatmış gülmekten, öyle şey mi olur diye.
Alaycı bir tonla:
- "Eee demiş, eşek bulamıyınca napıyonuz?"
Köylü:
- "O zaman Amerika'dan mühendis getirtiyoz.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 09:09 AM
Öğretmen
Anaokulunun son günü küçük öğrenciler öğretmenlerine hediye verdikleri bir parti duzenler. Çiçekcinin oğlu öğretmene bir hediye paketi uzatır. Öğretmen paketi yavaşça sallar eliyle tartar ve
- Sanırım bu bir buket çiçek..?
- Doğru.. Nerden bildiniz öğretmenim ??
- Şey, tahmin ettim..

Sıradaki öğrenci şekercinin kızıdır. O da öğretmene bir hediye verir. Öğretmen gülümseyerek paketi alır, eliyle tartar ve hafifçe sallar:
- Sanırım bu bir kutu çikolata..
- Aaa, nerden bildiniz öğretmenim ??
- Şey, bir tahmin sadece. Nasılsa tuttu işte..

Bir sonraki hediye TEKEL bayisinin oğlundan gelir. Öğretmen paketi alır ama alttan küçük bir sızıntı vardır. Paketi tutarken parmağı ıslanan öğretmen yavaşça parmağını diline sürer:
- Bu şarap olabilir mi ?
- Hayır öğretmenim !! …diye bağırır çocuk heyecanla.
Öğretmen tekrar sızan yerden bir damlayı parmağıyla alıp tadına bakar:
- Şampanya öyleyse...?
Daha da heyecanlanan çocuk ..
- HAYIR öğretmenim !!
Öğretmen sızıntının bir daha tadına bakar:
- Tamam.. Pes ediyorum, bilemeyeceğim. Nedir bu ??
Çocuk neşeyle haykırır:
- Bir ***** yavrusu !..?

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 09:09 AM
Genç Deve
Genç deve annesine sormuş
-"Anne niye bizim ayaklarımız bu kadar büyük?"
Anne cevap vermiş:
-"Çölde kuma batmamak için."
Genç deve tekrar sormuş:
-"Peki kirpiklerimiz niye bu kadar gür.
Anne tekrar cevap vermiş:
-"Çölde kum fırtınalarında kum kaçmasın diye."
Merakı yatışmamış olan genç deve bir soru daha sormuş:
-"Bizim niye hörgüçlerimiz var."
Anne deve sabırla yanıtlamış :
-"Çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde depolarız."
Sonunda dayanamayan genç deve sormuş :
-"Peki biz Ankara Devlet Hayvanat Bahçesinde ne halt yiyoruz?"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 09:10 AM
Saf Mısın?
Gazete satıcısı, tuttuğu köşesinde bağırıyordu:
- ikinci baskııı... 100 bin lira... ikinci baskııı... 100 bin lira...
Birisi parayı ödedi, gazeteyi aldı gitti. biraz sonra geri dönüp, söylenmeye başladı:
- niye yalan söylüyorsun? 100 bin liraya sattığın gazetenin üzerinde "fiyatı 50 bin liradır" yazıyor.
Gazete satıcısı, pişkin:
- aman amca! sen gazetenin her yazdığına inanacak kadar saf mısın?

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 09:10 AM
Aspirin
Adam eczaneye gelmiş :
-Sizde asetilsalisilik asit var mı? Eczacı adama dönmüş :
-Yani aspirin istiyorsunuz değil mi ?
-Evet evet, şu meredin adını bir türlü ezberliyemedim de.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 09:14 AM
Kasırga
Tatil köyünde bir amerikalı ile tanışan türk işadamı adamı sohbet ediyorlar. bizimki anlatıyor:
- böyle bir tatil aklımdan bile geçmezdi. bir yangın fabrikamı kül etti. sigorta paramı ödeyince, "oğlum dedim, bunca yıl eşek gibi çalıştın da ne oldu? şimdi tatil zamanı", dedim ve bu tatile çıktım.
- tesadüfe bak, demiş amerikalı... benim de çok iyi iş yapan bir restoranım vardı. bir kasırga taş üstünde taş bırakmadı. sigorta paramı ödeyince ben de bu tatile karar verdim.
Epey bir zaman geçtikten sonra, sessizliği bizim iş adamı bozmuş:
- yahu anlatsana, sen kasırgayı nasıl başlattın?

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 09:15 AM
Sor ki Öğrenesin!
Faruk babasına sormuş?
Babacığım uzayda kaç gezegen var?
Bilmiyorum.
İstanbul'u ilk kuşatan kimdir?
Unutmuşum oğlum.
Babacığım sorularımla seni sıkıyor muyum?
Sıkılmak da ne demek oğlum! Sor, sor ki öğrenesin!

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 10:33 AM
Hırsız, gecenin yarısında bir eve girer. Karanlık koridorda,yaktığı küçük el fenerinin ışığında ilerlerken bir ses duyar,
-İsa seni izliyor!
Şaşkınlık ve korkuyla etrafına bakınan hırsız, bir yandan da evdeki değerli şeyleri aramaya devam eder. Tekrar aynı sesi duyar:
-İsa seni izliyor!
Bu kez hırsız elindeki feneri çevrede gezdirmeye başlar ve bir papağan görür.
-Bunu sen mi söyledin? diye papağana sorar.
Papağan:
-Evet, yalnızca seni uyarmak için, der.
Hırsız:
-Ne! Beni uyarmak mı! Kimsin sen? Adın ne senin?
Papağan:
-Musa, diye cevap verir.
-Musa? der hırsız, hangi salak bir papağana Musa adını koyar ki!?
Kuş cevap verir:

-Bilmiyorum. Tahminimce arkanda duran Dobermana İsa adını veren salak olabilir!

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 10:34 AM
İnanmadınız
Temel ölmüş. Mezar taşında şunlar yazılıymış:
- "Öleceğim dedum dedum inanmadunuz.
N'oldi?"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:08 PM
Adamın biri nerde eğilmiş bi kadın görse arkadan dalarmış.Bu böyle sürüp gitmiş.
Bir gün adam tam iş başındayken melekler onu yanına çagırmış bir daha yaparsan seni cehenneme göndeririz demişler. Adam tövbe etmiş bi süre. Bir gün adam otobüse binmiş önündeki kadın parayı düşürmüş almak için egilmiş ve adam dayanamamış. İş bitince puf diye cehenneme gitmiş. Kadın hamile kalmış ve çocukta aynı babası gibiymiş. Bir gün melekler onuda yanına çagırmış ve bir daha yaparsan seni de baban gibi cehenneme göndeririz demişler. Çocuk tövbe etmiş ama üç beş gün sonra dayanamamış ve puf diye cehenneme gitmiş. Çocuk bi bakmış cehennem buz gibi herkes donuyor.
Zebanilerin yanına yaklaşmış demiş ki:
-Ya cehennem dediğin yanar kazanlar kaynar burası neden böyle?
zebani cevap vermiş:
-...... koyiim baban izin vermiyo ki eğilipte iki odun atalım!

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:09 PM
Doktor
Hasta dahiliye uzmanına gider doktor hastayı soyar ve sadece dinleme aletiyle dinleyerek
- Nefes al bırak nefes al bırak diyerek muayeneyi tamamlar.
Hasta parayı çıkarır doktora uzarır
- Kokla-bırak,kokla,bırak..

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:22 PM
Yanlış Mail
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir.... Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının
cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür,
arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır. Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih : 16 Mayıs 2004
Benden haber aldığına şaşıracağından eminim.
Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz.
Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım.
Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:22 PM
Yasli kadin oldukça dini bütün bir insanmis...
Her sabah kapisinin önüne çikar ve bagira bagira dua edermis:
’Allah’im bize verdiklerin için sana sükürler olsun’
Ve ardindan her seferinde de yan komsusunun sesi duyulurmus:
’Tanri yok kadiiin Tanri yok!!!’
Yasli teyze ne kadar sinirlense de yine her sabah dua edermis,öteki komsu da inadindan her seferinde ona öyle bagirirmis...

Neyse, bir aksam, komsusu yasli teyzeye bir oyun etmeye kalkmis...
Markete gidip bir sürü meyve sebze ekmek vs. alip torbalara doldurmus,yasli teyzenin kapisinin önüne birakmis.

Ertesi sabah teyze kapiyi açip da yiyecekleri görünce çok sasirmis ve sevinçle bagirmis:
’Sana sükürler olsun Allah’im, bu gönderdigin yiyecekler için sana sükürler olsun!!!’
Ve agacin arkasindan onu seyreden komsusu seslenmis:
’Tanri yok kadiiin Tanri yok!!! O yiyecekleri ben aldiiiiim!!!’
Yasli teyze hiç istifini bozmamis:
’Yüce Allah’im sana ne kadar sükretsem azdir!!!! Hem bu yiyecekleri göndermissin hem de parasini seytana ödetmissin!!!’

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:22 PM
Esinizi Eve Erken Getirmenin Yolu

Tipik bir maco tipik guzel bir kadinla evlenmis.
Dugunden sonra adam asagidaki kurallari siralamis
-Eger istersem evde olacagim canim ne zaman isterse..
bana gucluk cikarmani dir dir etmeni istemiyorum
-Baska turlu soylemedigim surece her aksam iyi bir
aksam yemegi hazir bulmak istiyorum
-Eski arkadaslarimla ava, baliga, icmeye veya kart
oynamaya da gidecegim ve sen karismayacaksin
Bunlar benim kurallarim yorumun var mi?"
Yeni gelin cevap vermis?
"Hayir, benim icin uygun.. Yanliz sunu bilmelisin bu evde
sex her gece saat 7 de olacak.Sen olsan da olmasan da .."

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:23 PM
MİT

Bilim adamları, birgün mağarada yaşı 1.582.903 olan bir insan fosili bulur, bu fosili istihbarat teşkilatlarını sınamak amacıyla kullanma kararı alırlar. Önce Japon istihbaratı mağaraya girer ve 15 dk sonra dışarı çıkıp derler ki;
- Bu fosilin yaşı 1.400.000 ila 1.600.000 arasında...
Daha sonra CIA girer ve 12 saat sonra baya bi havalı şekilde çıkarlar:
- Bufosilin yaşı 1.500.000 ila 1.600.000 arasında, derler...
Hemen ardından KGB girer ve sırf Amerikalılara inat içerde 2 gün kalırlar. 49. saatte çıkar derler ki;
- Bu fosilin yaşı yaklaşık olarak 1.550.000 ila 1.600.000 arasında...
En son olarak bizim MİT girer. Aradan bir hafta geçer mağaradan ses yok, 1 ay olur ses yok, 1.5 ay olur ses yok. Mağaranın dışında bekleşen gazeteciler daha fazla beklemeyip içeri girerken bizimkilerden biri çıkar dışarıya... Yaka paça dağılmış gömleğin yarısı dışarıda... Sigarası için bir ateş ister, sigarasını yakar, o sırada gazeteciler heyecanla;
- İçeride çalışmalar nasıl efendim? Fosilin yaşını bulabildiniz mi?
Bizimki sigaradan bir fırt çeker ve;
- Fosilin yaşı tam olarak 1.582.903, der.
Bunu duyan gazeteciler şaşkınlıkla sorarlar:
- Nasıl başardınız bunu, fosilin yaşını tam olarak nasıl tahmin ettiniz?
Bizimki sigaradan derin bir nefes çeker ve derki;
- Zor oldu ama "Konuşturduk .....!!!

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:23 PM
KORKU FILMINDEN DAHA KORKUNÇ YASANMIS OLAY...


Kendisi Bünyan’li olmayan, politikayla ugrasmis ve halen Kayseri’de yasayan isadami, Bünyan sinirinda, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde,
bir benzin istasyonuna girer.Lokantaya oturur ve orada kalabalik toplulukla birlikte bir ufak raki içer.
Yürüyüs mesafesindeki Bünyan’a gitmek için, lokantadan çikar.
Ancak disarisi hem zifiri karanlik hem de korkunç bir kar-tipi firtinasi baslamistir. Benzin istasyonuna yaklasik 300 metre mesafedeki, Bünyan’a dönüs yolu kenarina varir. Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan’a ulasma derdindedir. Firtina daha da siddetlenir. Adam bir-kaç adim ötesini bile görememektedir. Gelip-geçen bir araba da yoktur. Nihayet karanliklar içerisinde, hayalet gibi yavas yavas yaklasan bir arabanin iki farini fark eder.
Arabanin, tam önünde yavaslamasiyla birlikte hemen arka kapiyi açar ve arabaya biner. Kapiyi kapatir, araba yeniden hareket eder. Içeridekilere merhaba demek ister. Ama o da ne?

Araba da kimse olmadigi gibi, direksiyonda da kimse yok. Birden panige kapilir. Korkuyla, hemen arabadan atlayip, oradan kosarak
uzaklasmak ister ama hem araba hizlanmis, hem de korku ile dizleri baglanmis, hareket edemez hale gelmistir. Araba keskin bir viraja dogru yaklasir. Adam dua etmeye baslar. Tüm günahlari için tövbe eder. Arabayi durdurmasi için Allaha yalvarir. Tam
bu esnada, pencereden bir el uzanir ve direksiyonu kivirarak, sert virajdan arabanin dogru yola dönmesini saglar. Her tehlikeli dönemece yaklastikça, Allah’a yalvaris ve yakarisi artar ve her seferinde de bir el disaridan uzanip, direksiyonu çevirir. Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarini kimildatir. "Ya Allah koru beni..." deyip, kapiyi açmasiyla birlikte, kendisini arabadan disari firlatir. Bir kaç takla attiktan sonra, sarampolde kendisine
gelir. Defalarca üç Kulfu-bir Elham okuyarak, Bünyan’a yürüyerek ulasirr
ve
bir
kahvehaneye girer. Üstübasi islak ve sok haldedir. Kendisini taniyanlar hemence sobanin basina alirlar. Eline bir çay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, basina gelen doga üstü ve korkunç olayi anlatir. Olayi dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kisinin akli basinda ve toplumsal sorumluluk tasiyan bir pozisyonda oldugunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik
olusur....

Yaklasik yarim saat sonra, ayni kahvehaneye Koyunabdal Köyü’nden iki kisi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada,
gelenlerden birisi, digerine sunlari söyler :
--- Lan Hasan baksana, su sobanin basinda oturan GERI ZEKALI, bizim araba yolda kalinca, biz arabayi iterken, arabaya binip-inen kisi degil
mi?

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:23 PM
TANIŞMAK İÇİN

Paris’te karşı kaldırıma geçmek için yeşil ışığın yanmasını bekleyen güzel kızın yanına yaklaşan delikanlı:
- Pardon matmazel, Georges Duval adında bir genç tanıyor musunuz?
- Hayır, ne yazık ki tanımıyorum.
Delikanlı gülümsedi:
- Öyleyse onunla tanışmak ister misiniz?

TUTUKLAYIN

- Komiser bey, beni tutuklayın. Karıma beş el ateş ettim.
- Öldü mü?
- Hayır, hiçbiri isabet etmedi.
- Öyleyse neden tutuklanmayı istiyorsun?
- Karım beni arıyor da...

KARAKOLDA

- Komiserim, izin verirseniz evimizi soyan hırsızla bir noktayı görüşmek istiyorum.
- Neymiş o?
- Karımın yatak odasından geçtiği halde karım uyanmamış. Bunu nasıl yaptığını bana da öğretmesini rica edeceğim.

KARIŞIK

Mehmet Bey köpeğinin tasmasından tutmuş yolda giderken, hoşlanmadığı bir komşusuyla karşılaştı. Komşu sordu:
- Bu eşekle nereye gidiyorsun?
- Yahu bu köpek be, diye tersledi Mehmet Bey. Köpekle eşeği birbirinden ayıramıyor musun?
Komşu aldırışsız:
- Ben köpekle konuşuyorum. Sen ne diye söze karışıyorsun?

GÜVENSİZLİK

Büyük bir kaya soygunundan sonra çalıntı otomobille yol alan üç soyguncu, kent dışında otomobilden inip tarlalar arasında geldikleri yöne doğru hızla ilerlediler. Uzun süren bu iz kaybettirme yürüyüşünden sonra ıssız bir yer bulup oturdular. İçlerinden biri:
- Haydi sayalım artık, dedi. Kaç milyon kaldırdığımızı merak ediyorum.
İkincisi elini şöyle bir salladı:
- Yorgunluktan öldük yahu! Şimdi o kadar parayı saymakla ne diye uğraşalım. Yarın gazetelerde okur, biz de öğreniriz kaç milyon kaldırdığımızı.
Üçüncüsü öfkeyle yerinden fırladı:
- Deli misin be! Yarın her gazete ayrı bir rakam verir, biz de birbirimize gireriz!

SOKAKTA

- Beyefendi, çevrede bekçi ya da polise rastladınız mı?
- Hayır, evladım.
- Öyleyse lütfen para cüzdanınızla saatinizi bana teslim edin.

SÜPER BENZİN

İki deli, yolda giderken bir direksiyon bulunca çok sevindiler. O sevinçle "saatte 160’la" uzunca bir süre yol aldıktan sonra benzincinin önünde durdular. "Arabayı süren":
- Onbin liralık, dedi, süper olsun.
Benzinci ikisini de tepeden tırnağa süzdükten sonra:
- Gidin işinize be! diye bağırdı, sizin civatalarınız gevşek!
İkincisi, "araba kullanana" döndü:
- Gördün mü! Araba masraf kapısı açtı bile!

AT KENDİNİ

Öbür dünyaya gelenler sıraya sokuluyor, uygun adım yürüyüşle Sırat köprüsü başına sevkediliyordu. Baş melek Saint Pierre, gelen bir grup erkeğe "Durr!!" buyruğunu verdikten sonra:
- Karısını aldatanlar kendilerini buradan aşağıya, cehenneme atsınlar!!
Gelenlerin hepsi kendini attı, bir kişi kaldı. Saint Pierre ona döndü:
- Hey sen! Sağır numarası yapma! At kendini sen de!

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:23 PM
Bir gözlem:
Üniversitenin ilk günü dekan bir sinifa girdi ve "Günaydin!" dedi.
Sinif hep birden "Günaydin, hocam!" deyince,
"A! Siz birinci sinifsiniz," dedi.
Sonra açikladi:
"Bir hoca sinifa girip "Günaydin!" dediginde, hepsi, "Günaydin,
hocam!" derse, birinci siniftirlar; gazetelerini ortadan kaldirip
kitaplarini açarlarsa ikinci siniftirlar; hocayi görmek için
gazetelerinin yukarisindan bakarlarsa üçüncü siniftirlar; ayaklarini
siraya koyup gazetelerini okumaya devam ederlerse dördüncü
siniftirlar.
Hoca içeri girip "Günaydin!" dediginde, bunu not aliyorlarsa master
ogrencisidirler."

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:23 PM
Kusur

Ben ne içki içerim, ne kumar oynarım, ne sigara kullanırım, ne de kadınlarla
kızlarla düşüp kalkarım.
- Yahu senin hiç kusurun yok mu Allahaşkına?
- Var tabii, biraz yalancıyım...
Haline şükret

Dursun, çok feci bir trafik kazası geçirir... Koma halinde hastaneye kaldırırlar. Tedavi olurken kendine gelir. Yatağında bakar ki bir kolu yok... Hepten morali bozulur, asabileşir. Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar:
-Ben tek kolla nasıl yaşarım şimdi!
Diye bağırıp çağırır. Kendini hastanenin penceresinden atıp intihar edeceğini söyler. Doktorlar başına toplanır, bakarlar Dursun ciddi, başlarlar nasihata:
-Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi. Onun iki kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık... Ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi birbirine katmadı. Şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor. İnanmazsan git de bak.
Dursun, bir an sakinleşir, gider yukarı mahallede Temel’i bulur. Bir de bakar ki, Temel’in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kıvır kıvır oynuyor, hem de nasıl oynuyor...
Bizim Dursun’un kafası karışır ve hayretle Temel’e yaklaşır:
-Ula Temel, eyi ki seni gördüm, yoksa hayatum gideyidi. Ula bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edeceğidum. Ama senin, iki koli kesik vaziyette, hem de bi dansöz gibi oynamana karşı teselli oldum... Şu dünyanın haline bak, benum tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsuzum, sense iki koli yok göbek ataysun... Derken, Bizim Temel patlar:
-Ula sen manyak misun, ne göbek atmasi. Sırtım fena halde kaşuniyi... Patlayrum.
HİÇ

Adamın biri otobüse binmiş. Arkaya Doğru ilerliyerek ikili sırada sadece bir kişilik yer olduğunu görünce oturmak istemiş. tam oturacağı sırada oturan adam
- Dur buraya oturamassın demiş
- Niye oturamazmışım boş işte
- Sen benim kim olduğumu biliyonmu ki yanıma oturacaksın
- Yok Kimsin
- ben Yrd. Doç. bilmem kim
Ayaktaki adam şaşırmış ve sormaya başlamış
- Peki Yrd. doç Sonra ne olacaksın
- Doç
-Sonra
-Yrd. dr
- Sonra
- Doktor
- Sonra
-Profesör
-Sonra
-Oryent Prf.
- ee Sonra
Adam şşırmış Ve "hiç" Demiş
Ayaktaki adamda
- Ben bir Hiç im Çekil Kenera
BUDALA

Iki dost, ada vapurunda konusuyorlardi :
- Hazim Beyin geçkince bir kizi vardi. Geçen yil plajda takilirdik. Hala duruyor
mu acaba?
- Evlendi.
- Hangi budala aldi?
- Ben....
Balayı

Balayini kisa kesip dönmüstü. Arkadaslari :
- Hayrola? dediler. Seni bu kadar erken beklemiyorduk.
Anlatti :
- Arkadastir diye oteline gittik. Gitmez olaymisiz! Ilk gec, karyolamizin
altina bes tane çingirak takmis. Ertesi gece yataginaltindaki somyayi
çikartmis, silteyle birlikte yere yuvarlandik. Üçüncü oda kapimiza "00"
yazdirmis. Her an kapi vuruluyordu, otel müsterileri "Daha isiniz bitmedi mi?
Amma da uzun sürdü yahu!" diye sesleniyorlardi...
Abdurrezzak

Ögretmen iki ögrencisine kizar ve elliser kez adlarini yazmalarini söyler.
Ögrencilerden biri bu karara itiraz eder,
-Ögretmenim, bu çok büyük bir haksizlik degil mi?
-Neden haksizlik olsun ki?
-Onun adi Ali, benim ki ise Abdurrezzak...

Diyarbakırlının biri is için İstanbul’a gelmiş.
İşlerini hallettikten sonra karnı acıkmış ve bir lokantaya yemek
yemeye gitmiş.Lokantanın kapısından içeri girer girmez bir
papağan :
- "Diyarbakırlı geldi" demiş. bunu duyan Diyarbakırlı
çok şaşırmış.lokanta sahibine beni bu kus
nasıl tanıdı diye sormuş. lokanta sahibi esmer olusundan ve
giyiminden bildiğini söylemiş.bizim Diyarbakırlı bu kuşu
çok sevmiş ve satın almak istemiş ama lokanta sahibini bir turlu
ikna edememiş. çok ısrar üzerine lokanta sahibi papağanı veremeyeceğini
zaten çok yaslandığını ama yumurtalarını verebileceğini söylemiş.nede
olsa yumurtadan çıkan yavruda bu papağan gibi güzel renkli ve
konuşabilen bir kus olacak demiş. Diyarbakırlı bunu kabul etmiş.
lokantacı Diyarbakırlıya papağan yumurtası diye tavuk yumurtası,
bıldırcın yumurtası, ördek yumurtası artık ne bulduysa adama
kakalamış. Diyarbakırlı evine dönmüş ve bu olanları herkese anlatmış.
papağanın çok güzel renkleri olduğunu, çok güzel konuştuğunu ve
hatta kendisinin Diyarbakırlı olduğunu tanıdığını söylemiş herkese ve
bu kusun yumurtasını aldığını yumurtadan çıkacak yavrularında aynen
papağan gibi olacağını söylemiş.millet büyük bir merakla yumurtadan yavruların çıkmasını beklemeye başlamış. zamanı gelince ilk yumurtadan tavuk civcivi, ikinci yumurtadan bıldırcın yavrusu, bir sonrakinden ördek
yavrusu çıkmış. tabi bizim Diyarbakırlı çok bozulmuş,mosmor olmuş.bu
kızgınlıkta ilk otobüse atlayıp İstanbul’a gitmiş. lokantanın kapısından içeri girer girmez papağan
- "Aptal Diyarbakırlı geldi" demiş.
Diyarbakırlı papağana iyice yaklaşmış ve şöyle demiş:
- "Benim aptal olduğumu bir tek sen biliyorsun ama senin ne
olduğunu bütün Diyarbakır biliyor

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:23 PM
AMERİKALI ADAM

Amerika’da adamın biri işine giderken birden anormal bir trafiğin içine düşer, ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır. Bir süre sonra aracının yan camına birisinin tıkladığını görür ve camı açar.
-Ne var acaba?
-Teröristler Bush’u yakaladılar eğer 1 milyar dolar verilmezse, üstüne benzin döküp yakacaklarmış.
-Haa şimdi anladım bu trafiği...
-Ya işte onun için, herkesten biraz yardım topluyoruz.
-İnsanlar ne kadar veriyor ortalama olarak?
-Valla yaklaşık olarak 5’er litre...!!
-----
Coca Cola’nın pazarlama temsilcilerinden biri Ortadoğu’daki
görevinden büyük bir hayalkırıklığıyla dönmüş.. Bir arkadaşı ona
sormuş:
"Sence Araplar üzerinde niye başarılı olamadınız?"
"Beni Ortadoğu’ya ilk gönderdiklerinde kendime çok güveniyordum,
bir tek sorun vardı o da arapça bilmememdi.. O yüzden onlara vermek
istediğim mesajı yanyana 3 poster halinde düzenledim..
1. posterde kızgın bir çölde kumların üstünde sürünen, susuzluktan
kavrulmuş bir adam...
2. posterde adam yerde bulduğu Coca Cola alıp içiyor..
3. posterde ise adam diriliyor ayağa kalkıyor ve capcanlı oluveriyor.."
"Eee bu harika bir reklam, niye işe yaramadı?"
"Arapların sağdan sola dogru okuduklarını bilmiyodum ki?!"
------

25 sent
Temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı..Pastacı çıraklığı ile alışdığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye’nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı.. Bir gün karısına "Paraları mezara ***ürecek halimiz yok. Kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim" dedi.."Bizim oradaki hemşerilerle konuştum... Herseyi iyice öğrendim. Kaliforniya’ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar yeter.. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar..."Temel, neyi var, neyin yok sattı. Paralarını dolara çevirdi. Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına aldı. Uçağa bindi.. Los Angeles’e uçtular birgün... Uçsuz bucaksız Nevada çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. Las Vegasa zorunlu iniş yapmak zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri" Buranın en lüks otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu kentin Las Vegas olduğunu unutmayın. Kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza.." derler.. "Kumar mı" dedi, Temel, karısına.."Kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı... Allah göstermesin.." Ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi.Temel herşeyini rulet masasında biraktı. Rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel’de metelik kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bi 25 sentlik sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. Temelin başına gelenleri anlamıştı.
Temel"çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim" dedi. Kartı aldı, cebine attı.. Tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi, rahatladı..Çıktı..Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına, Tek Kollu Canavar çıktı.Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ...Alet boşaldı adeta.. Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. Bunlari fişe çevirdi, rulet masasına döndü..Gerisi peri masalı.. İki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu. İki ay sonra yeni Kalifornıyalı Temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı.Parası da vardı. Bir pastane açtı. Pastaları öylesine tutuldu ki, önce Los Angele’e, sonra Kaliforniya’ya, sonrada tüm Amerika’ya yayıldı,Temel Pastaneleri... Bir kaç yıl sonra, Temel, Amerika’nın en zengin adamları arasına girdi. Temel Pastaneleri’nin onuncu yılı dolayısı ile büyük bir gece düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü konuklar bir araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konusma yapmak için kürsüye çıktı.. Tüm başına gelenleri anlattı..
"Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse Amerika’daki her taşın altına bakacağım.." Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... Adı, adresi sizde olmalı zaten.." "Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi temel.. "Ben,tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!.."
-----
fadime türk kadınını temsil etmek üzere dünya kadınlar komitesine çağrılmış.ülkeleri temsil eden kadınlar sırayla kürsüye çıkıp konuşuyorlarmış.bir ingiliz kadın çıkmış "ben büyük bir holdingin genel sekreteriyim,işlerden dolayı çok yoruluyordum.bir gün kocama bundan sonra bulaşıkları sen yıkayacaksın dedim.1. gün yıkamadı,2. gün yıkamadı, 3. gün yavaş yavaş yıkamaya başladı."demiş.daha sonra alman kadın kürsüye çıkmış ve o da "ünlü bir otelde halkla ilişkiler müdiresiyim.bir gün kocama bundan sonra alışverişe sen gideceksin dedim.1. gün gitmedi,2. gün gitmedi, 3. gün yavaş yavaş gitmeye başladı" demiş.sıra fadimeye gelmiş.o da "ben ev hanımıyum.temel’e bundan sora evde çamaşuru sen yıkayacaksun dedim.1i gün göremedım,2. gün göremedım,3. gün sağ gözüm yavaş yavaş görmeye başladu"demiş

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:24 PM
Üç adam cafede oturmuş konuşuyorlarmış.

Birincisi demiş ki, "karıma öyle bir hediye aldım ki, 6 saniyede 0’dan
100’e çıkıyor."
Diğer kişi anlamamışlar. "Ne aldın?" diye sormuşlar.
"Beyaz bir Porsche aldım. Çok mutlu oldu." diye cevap vermiş.

İkinci adam demiş ki, "Ben de geçen doğum gününde karıma 4 saniyede 0’dan
100’e çıkan bişey almıştım."
Hemen anlamışlar tabi ki: "Hey, yoksa Ferrari mi aldın?"
Adam gülümsemiş: "Evet, kıpkırmızı bir Ferrari aldım. Gerçekten de ona çok
yakıştı." demiş.

Bu sefer üçüncü adama sormuşlar: "Peki sen ne aldın karına?"
Adam demiş ki: "Ben öyle bitey aldım ki; sadece 2 saniyede 0’dan 100’e
çıkıyor."
Adamlar şaşırmışlar: "Atıyorsun!" demişler, "Öyle bir araba olmaz ki?!"

Adam cevap vermiş:"Araba aldığımı kim söyledi? İşte bunu aldım" demiş ve...ne olucak sımdı gerısını unuttum
-------
Akşamdan kalma adam, büyük bir baş ağrısı ile sabah uyanmış.Zorlukla
gözlerini Açıp, yerinden doğrularak, şöyle bir etrafına bakınmış.

Komodinin üstünde bir bardak su ve iki aspirin duruyor.

Yatağın ayakucundaki sandalyede elbiseleri temiz ve ütülenmiş.

Aspirinleri içerken,

Komodindeki not dikkatini çekmiş:

“Sevgilim günaydın.Kahvaltın mutfakta. Ben alışverişe çıkıyorum, erken
dönerim.Seni Seviyorum.”

Kalkıp, giyinmiş ve kahvaltı için mutfağa gitmiş.

Bakmış oğlu oturmuş, kahvaltı ediyor.

Masada da kendi servisi ve gazeteleri duruyor.

Oturmuş, kahvaltısına başlamış ve oğluna sormuş:

-Evlat, dün gece ne oldu, biliyor musun?

-Evet, dün gece saat üçü geçiyordu, sarhoş olarak eve geldiğinde.

Önce koridordaki sandalyeyi devirdin, ardından kustun, daha sonrada odanın
kapısına kafanı çarptın, bir gözün morardı.

Adam, şaşırmış vaziyette:

-Anlayamadım.

O zaman niye herşey temiz, kahvaltı hazır ve gazetem alınmış?

-Onu mu soruyorsun?

Annem seni sürükleyerek yatak odasına ***ürüp, pantolonunu

çıkarmaya çalıştığında,

“Bayan, beni yalnız bırakın, ben evli bir adamım”

dedin
------
Aşırı Hız ve Uyanık Şöför


Adam trafikte ’alçaktan uçarak’ giderken polise yakalanır... kenara çeker arabadan iner:
- Buyrun Memur Bey!
- Beyefendi aşırı hız yaptığınız için sizi durdurmak zorundayım, ehliyetiniz lütfen?
- Ehliyetim yok, son yaptığım kazada ehliyetime el koydular Memur Bey.
- Peki aracınızın ruhsatını görebilir miyim?
- Araba benim diil Memur Bey çaldım ben bu arabayı.
- Anlamadım nasıl yani, siz bu arabayı çaldınız, öyle mi???
- Evet Memur Bey, aa durun bi dakka torpido gözünde ruhsat olucaktı, silahımı oraya koyarken ruhsat gibi bişi gördüm galiba....
Polis iyice şaşırır:
- Torpido gözünde silah mı var?!?!?!!?!?!?
- Evet Memur Bey, bu arabanın sahibi kadını vurduktan sonra cesedi bagaja koydum silahı da torpido gözüne koydum...
- Bİ DE BAGAJDA CESET Mİ VAR?!?!?!!?!?!?!?!?!?!
- Evet Memur Bey...
Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini arar, arabanın etrafı bir anda polislerle dolar ve adamı sorguya alırlar.... Ekipler amiri adamın ehliyetini ister, adam ehliyetini çıkarır ki ehliyet geçerli temiz hiçbir anormallik yok.. Bunun üzerine adamın ruhsatını ister, adam çıkartır ruhsatı da verir, ekipler amiri yine bakar ki araba adama ait.. Derken adamdan torpido gözünü açmasını ister, adam açınca ortaya çıkar ki orada da silah falan yok... Ekipler amiri bir de bagaja bakmak ister adam bagajı açar orada da ne ceset ne bişi yok.. Bunun üzerine ekipler amiri ’Çok garip’ der....
’Sizi durduran memurun anlattığına göre bu arabanın bi kadına ait olduğunu söylemişsiniz, kadını öldürüp cesedi bagaja, silahı da torpido gözüne koymuşsunuz...’
Adam güler:
’İnanamıyorum... O şimdi benim için ’aşırı hızlı gidiyordu’ da demiştir....’

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:24 PM
İki arkadaş karılarına ne kadar harçlık bıraktıklarını konuşuyorlarmış. birincisi halinden pek şikayetçi olmamış; ’ne biliyim işte bizimki az bir parayla idare ediyi’ demiş. İkincisi ’yok anam ben hergün para bırakayrum, kari yine istiyor, bıktım valla’ demiş. ’Allah Allah, ne yapar ki bu kadar parayı’ demiş birinci. İkinci adam sıkıntılı, ’valla içki desen yok. Kumar desen yok.Kari desen kendisi kari...’

-------------



Nebraska’da yaşlı bir adam yaşardı. Patates ekimi için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir işti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi fakat o da hapisteydi. Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve müşkülatını izah etti.

"Sevgili David
Patates bahçemi belleyemeyeceğimden kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki sen bahçeyi benim için hallederdin.
Sevgiler baban."

Birkaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı:

"Babacığım,
Allah aşkına bahçeyi kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm.
Sevgiler David."

Ertesi gün sabaha karşı 4’de FBI ve yerel polis çıkageldi ve tüm sahayı kazdı lakin hiçbir cesede rastlamadılar. Yaşlı adamdan özür dileyerek çekip gittiler. Aynı gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı:

"Babacığım,
Şimdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım.
Sevgiler David."

-------------

KEKEME


Kekemenin biri bir gün Beşiktaş’ta kekeme okulunu ararken okulun yerini bulamamış, en yakınındaki bir bakkala girip: - Kakakakarrdeşşşşş, bubububurraaalarrrrdaddadadadbi kekekemememe okukukukuluuu varmış, nenenenerededede bibibiliyomusususun ? diye sormuş. Bakkalda: - Okulun yerini bilmiyorum ama agbiy, senin okula hic ihtiyacin yok bence gayet iyi kekeliyorsun...

---------

Gecelık

Bir gün Temel arkadasinin evine misafirlige gider. Aksama kadar oturur. Tam kalkacagi sirada yamur yagmaya baslar. Biraz daha oturur, yagmur´un kesilmesini bekler. Bakti ki yagmur kesilmeyecek, arkadasi Temel´in bugün burada kalmasini söyler. Yagmur siddetini arttirinca Temel kalmaya razi olmus. Aradan biraz zaman gecince Temel kapiyi acip gitmis. Arkadasi, Temel´in tuvalete gittigini zannederek beklemis. Aradan biraz daha zaman gecince kapi calinir, ev sahibi kapiyi acar, birde bakar ki Temel. Arkadasi sorar: Ula Temel neredeydun? Bunun üzerine Temel: Ha bucün cok yagmur yagdugu icun burada kalmami söyledun, bende geceligimu almaya gittum. Demis.

-------

Ressam çocuk

İlkokul 5. sınıfta resim dersinde öğretmen
-"çocuklar konu serbest, hayvan resimleri çizin bakayım" dedi.

10 dakika sonra küçük Ahmet el kaldırdı. Öğretmen yanına geldi. Resim kağıdının üzerinde bir sinek duruyordu. Çocuğun bu sinekten şikayetçi olduğunu zanneden Öğretmen eliyle sineği kovaladı ama hayvan hiç hareket etmedi. Biraz daha dikkatli bakınca da sineğin gerçek olmadığını fark etti. Bu bir sinek resmiydi. Öğretmen şaşkınlıkla sordu;
-Sen mi yaptın oğlum bu resmi?
-Evet öğretmenim.
-Peki bir de at resmi yap bakayım.

Küçük Ahmet öyle bir at resmi çizdi ki, at, sanki kağıttan fırlayıp çıkacak. O kadar canlı. Şaşıran öğretmen:
-Yavrum beni hemen babana ***ür. Sen müthiş bir yeteneksin. Burada harcanmaman gerekir. Derhal güzel sanatlara transfer olman lazım. Babanla konuşmalıyım, dedi.
Son dersten sonra Ahmet’le beraber yola koyuldular. Dar bir patikadan bir gecekonduya geldiler. İçerde, yatakta, dizlerini karnına çekmiş, üzerinde yorganı bir adam yatıyordu. öğretmen konuşmaya başladı;
-Geçmiş olsun efendim.
-Teşekkürler.
-Ben oğlunuzun...
-Allah kahretsin oğlumu.
-Aman böyle söylemeyin, yaptığı resimler...
-Onun yaptığı resimler yerin dibine batsın.
-Ama beyefendi böyle yetenekli bir çocuğun...
-Yeteneğine başlatmayın şimdi.
-Peki ne oldu, niçin böyle kızgınsınız oğlunuza?
-Neden olacak, dün gece eve biraz çakırkeyif geldim. Bu eşşoğlu sobanın üzerine kadın resmi çizmiş....

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:24 PM
Temel, New York’taki gökdelenlerden birinin 53. katında çalışırken aniden ayağı kaymış ve aşağı doğru uçmaya başlamış... 52, 51, 50, 49, 48... Katları yıldırım hızıyla geçen Temel 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2... Ve 1’inci kata geldiğinde kafasından şimşek gibi şu düşünceler geçmiş:
- Sağa çok şükür Tanrum, haburaya kadar sağ sağlim celduk... Birinci kattan düşsen de nasil olsa pişeycukler olmaz

---------

Amerika’da adamin biri isine giderken birden anormal bir trafigin icine
duser, ama trafik bir milimetre bile kipirdamamaktadir.Bir sure sonra
arabsinin yan camina birisinin tikladigini gorur ve camini acar.

-Ne var, ne olmus acaba ???
-Teroristler Bush’u yakaladilar......... Eger 1 milyar dolar
verilmezse, ustune benzin dokup yakacaklarmis.

-Haa simdi anladim bu trafigi...
-Ya iste onun icin, herkesten biraz yardim topluyoruz
-Insanlar ne kadar veriyor ortalama olarak ?
-Valla yaklasik olarak 5 ’er litre...!!

---------

Tetikçi

Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. seçtigi adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına çağırdı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu: - "Para nerede?" Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi: - "Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiginizi anlamıyorum." Tercüman tercüme etti: - "Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş. " Baba 38’liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beyninedayadı: - "Şimdi sor bakalım, para nerede." Tercüman işaretle sordu: - "Para nerede?" Sağır-dilsiz kan ter içinde isaretle yanıt verdi: - "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacınn kovuğunda yüz bin dolar var." - "Ne söyledi?" dedi Baba. Tercüman yanıtladı: - "Dedi ki, hala neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz yürek istermiş."

-----

Bizim Temel Dursun’ u karşısına almış bir Avcılar Klübünde boyuna yüksekten sallayıp duruyormuş. Yok ben şunu avladım yok ben bunu avladım falan diye... Bir gün artık dayanamamış karşısında Dursun ve seslenmiş:
- Ula Temel uşağum... Çikarsa karşina domiz ( domuz ) ne edeceğsun pakalum.
Temel bozuntuya vermeden:
- Çekerum silahumi, fururim billahi demiş.
Dursun:
- Ya yoksa yaninda silah, ne edeceğsun sonra demiş
Temel:
- Çekerum puçağumi ( bıçağımı ) saldirirum aha üstüne daaa demiş.
Dursun bu kafaya koymuş, alt edecek Temel’ i
- Ula ya puçak da yokisa ne edeceğusun ?
- Çikarim bir ağacun depesine
- Ağaç da yok ne edeceğusun
Temel cevaplar karşısında şaşkın, köşeye sıkışmış halde:
- Açarum ellimu paşlarum duaya demiş.
Dursun:
- Ya Allah senun duani da kapul etmesse ne edeceğusun demiş
Temel çok boulmuş bir halde:
- ULA DURSUN ! ... TOMUZDAN YANA MİSUN HA BENDEN YANA MİSUN.... PİLELUM DAAAAA demiş.....
--------
Ucuz ve tatlı

Müller akşama doğru Hamburg’da bir otele yerleştikten sonra, sokağa çıktı. Geceyi eğlenerek geçirmek istiyordu. Bir taksiye bindi, şofor sarışın ve güzel bir kızdı. Ona: - "Beni bu gece en ucuz ve en tatlı eğleneceğim bir yere ***ürün," dedi. Şoför kız: - "En ucuz ve en tatlı…", dedi ve hareket etti.
-------
Asker Mektubu
Temel askerdedir fakat kimi kimsesi yoktur ve birgün Temel cumhurbaşkanından harçlık istemek için bir mektup yazar ve mektubu göndermesi için çavuşa verir çavuş da temel hiç mektup göndermezdi acaba kime yazmiş diye merak eder ve mektubu okur mektupta temel cumhurbaşkanından 20 milyon harçlık istediğini okuyunca temele acır ve cebindeki 15 milyonu zarfa koyup Temel’e verir ve Temel parayı alınca bir mektup daha yazar çavuş yine mektubu okur ve mektup da şöyle yazar SAYIN CUMHURBAŞKANIM PARA İÇİN SAĞOLUN AMA BUNDAN SONRA BANKA HESABIMA YATIRIN ÇÜNKÜ BİZİM **** ÇAVUŞ PARANIN 5 MİLYONUNU YEMİŞ

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:24 PM
Aslı Var
Idris’le Dursun, kahvede ayri masalarda hafif sıkkın oturuyorlar.
Idris sesleniyor:
- Bana "ayran" desena...
- Ayran!
- Uyy, ben da senun karuna hayran!
Fena halde bozulan Dursun, biraz sonra Idris’e sesleniyor:
- Bana "gazoz" desena...
- Gazoz...
- Uyy, ben da senun karini öptum...
Idris, dudak büküyor:
- Bu söyledigunun kafiyesi yoktur...
Dursun sözü bagliyor:
- Kafiyesi yoktur ama asli vardur!

--------

Hangi Takım
Amerika’da bir supermarkette, musteri yarim kivi satin almak istiyor.

Tezgahtar bunun mumkun olmadigini soyluyor. Kavga cikiyor. Tezgahtar kosa kosa mudure cikiyor:

>>
>>- " Efendim, hayvanin biri yarim kivi almak istiyor " der demez soyle

bir arkasina donunce ne gorsun !!

>>
>>Musteri arkasından gelmis, ensesinde duruyor...
>>Tezgahtar hemen musteriyi isaret ediyor:
>>-" Bu beyefendi de diger yarisini almak istiyor, efendim..."
>>
>>Mudur durumu anliyor, adama yarim kiviyi mecburen verip gonderiyorlar.
>>Mudur bir saat sonra tezgahtari cagirtiyor:
>>-"Tebrik ederim, cok zeki davrandin, iyi idare ettin. Nerelisin sen?
-" Brezilyaliyim efendim..."
>>-"Amerika’ya niye geldin?"
>>-"Brezilya cazip bir yer degil efendim, orada insanlar ya ______, ya
da futbolcu..."
>>-"Biliyor musun benim karim da Brezilyali..."
>>-"Yaa oyle mi, acaba kariniz hangi takimda futbol oynuyor ?

--------
Tamamen Palavra
Adam, avlanmanın son derece yasak olduğu, yakalanınca çok yüklü para
cezalarının kesin uygulandığı milli parkta, göl kenarında,
kucağında kocaman bir balık ile parkın polis müdürüne yakalanmış..
"Avlanma izniniz var mı?.." diye sormuş, polis müdürü..

"Yok.." demiş adam, "Gerek de yok çünkü bu balığı ben evimde besliyorum.
Her gün buraya gelip gölde bir müddet yüzdürüyorum, ıslık
çalıyorum dönüp geliyor, alıp eve ***ürüyorum.."

"Tamamen palavra..!" demiş polis müdürü, "Balıklar bu dediğinizi yapamaz.."

"İnanın bu gerçek efendim.. İsterseniz göstereyim.." "Tamam.. Görelim
bakalım.."
Adam balığı gölün derin sularına bırakmış, aradan birkaç dakika geçmiş,
polis müdürü adama dönüp "Evet?" demiş

-Evet ne?

-Ne zaman geri çağıracaksın?

-Neyi?

-Balığı..

-Hangi balığı?..

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:24 PM
Temel askerdeyken yeni basçavus gelir ve tüm bölüge söyle der:

- "Sakin benim adimi unutmayin, benim adim Arslan Oglu Arslan...Eger adimi unutursaniz geldigimde caniniza okurum" der ve gider.

Aradan haftalar geçer ve Basçavus gelir herkeze adini sorar ve hepsi bilir. Sira Temel’e gelir. Temel:

- "Bi hayvan oglu hayvandi ama haçen tam hatirlayamayrum

-------

Temel bir gün kahveye girmiş.Üstü başı yırtıkmış. Ne oldu diye sormuslar. Temel: "Kaynanamı gomduk."diye cevap vermiş. Kahvedekiler: "İyi de bu halin ne?" Temel: "Biraz direndi de."





---------

Temel Londra’ya uçakla seyahat ediyormuş. Uçakta herşey normal iken birden pilotun sesi duyulmuş: "Sayın yolcular, uçağımızdaki 4 motordan bir tanesi bozuldu, ama biz 3 motorla rahat iniş yapabiliriz" Neyse rahatlar herkes. 15 dakika sonra bir anons daha: "Sayın yolcular maalesef 1 motorumuz daha bozuldu ama biz 2 motorla inişi yapacağız" Herkes rahat ama bir anons daha gelmesinden korkmaktadır. 20 dakika sonra bir anons daha gelir: "Sayın yolcularımız 2 motordan biri daha bozuldu ama biz en iyisiyiz ve 1 motorla inişi size garanti ediyoruz" Herkes ohh çeker rahatlar. Temel ise panik içinde: "Uyy bu motorda bozulursa havada kalacağuz"

------

Temel oğluna parmakların isimlerini öğretiyormuş."Bak uşağum bu baş,bu işaret,bu orta,bu yüzük ve buda serçe parmak.Anladınmı?"oğlu kafasını sallıyarak hayır demiş.Temel bir kez daha anlatmış ve tekrar sormuş " anladınmı uşağum?".Çocuk tekrar hayır demiş.Bir daha, bir daha derken en sonunda çocuk anladım deyince, Temel elini sallayarak "bak bakalım bir de karıştırarak sorayım" demiş...
--------
Temel Almanya’ya işçi olarak çalışmaya gider.Uçaktaki koltuğunun hemen yanında dünya tükürük şampiyonu oturmaktadır.Adam bir tükürür ve tükürük Temelin kulağının yanından mermi gibi geçer.Adam:-"Ben 96 olimpiyatları dünya şampiyonu Almanya’dan Hans" der. Temel tabi şaşırır. Bir müddet sonra adam bir daha tükürür ve tükürük Temelin kafasını sıyırarak gider. Hans: -"Ben 2000 dünya tükürük şampiyonu hans"der. Temel artık dayanamaz ve Hans’ın suratının ortasına tükürür. Temel: "Daha acemiyim." der.
--------
Temel duş almaya girer, şampuanı saçlarına boşaltıp ovalamaya başlar. Sırtını keselemeye gelen annesi sorar : - Oğlum kafanı ıslatmıyacak mısın ?.. Temel cevap verir : - Yok anne bu şampuan kuru saçlar içinmiş...!!
---------
- Paluklar neden konuşmiyi temelciğum
- Paşini akvaryuma sok anlarsin,Fadimeciğum
---------
Amerikalılar bir gün son teknoloji ürünü mükemmel bir uçak yapmışlar. Bu uçağı düşünmüş-taşınmış ve arabistan’da test etmeye karar vermişler... Ülkenin en iyi pilotuna vermişler uçağı... uçak havada arıza yapmış. Arap telaşa kapılıp ne yapacağını şaşırmış bu durumda iken monitörde bir yazı çıkmış: "This is American technology, don’t afraid." arap biraz rahatlamış uçak düşerken aynı yazı birkaçkez daha tekrarlamış ve sağsağlim inmiş adam... Düşünmüşler taşınmışlar elin Amerikanı yapar da biz niye yapmayalım ki? diye düşünmüşler ve aynı uçaktan imal etmişler ve ilk testi Amerikalılara yaptırmak istemişler.... Amerikan pilotu uçarken motorda sorun çıkmış ve uçak irtifa kaybetmeye başlamış... monitörde "don’t worry this is arabic technology" yazmış.. neyse pilot rahatlamış... bu bizim uçak gibi demiş ve sakinleşmiş. Aynı yazı iki-üç kez daha çıkmış ve çakılmaya az kalmışken monitörde bir yazı daha çıkmış : " Repeat after me; eşhedünla ilahe illAllah ve eşhedüennemuhammeden abdühü ve rasülühü"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:24 PM
Sherlock Holmes ile Dr. Watson kampa giderler. Güzel bir yemek yiyip bir şişe de şarabı devirdikten sonra uykuya dalarlar. Birkaç saat sonra Holmes uyanır ve arkadaşını dürtükler. "Watson, yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle". Watson cevap verir: "Milyonlarca yıldız görüyorum." Holmes sorar: "Bu sana neyi gösteriyor?" Watson bir an düşünür ve yanıtlar: " Astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayısıyla milyarlarca gezegenin varlığını görüyorum. Yıldızların konumuna bakarak saatin 3’üçeyrek geçtiğini çıkarıyorum. Teolojik olarak tanrının kudretini ve kendi acizliğimizi görüyorum. Meteorolojik açıdan da bugün havanın çok güzel olacağını tahmin ediyorum. Neden sordun? Sana ne gösteriyor?" Holmes arkadaşını sabırla dinlemiştir ama artık dayanamaz: "Ulan hıyar, çadırımızı araklamışlar!"
--------
Roma’da dünyaca ünlü San Pietro Kilisesi’nde büyük bir pazar ayini... Görkemli bir dinsel tören.. Papa bile katılıyor. Koskoca meydan mahşer yeri gibi..Kilisenin içi de dışı da tıklım tıklım.. Bu arada kilise kapısında iki adam özellikle dikkati çekiyor...İkisinin de boynunda kocaman birer levha asılı..Birinde "Ben koyu bir Hıristiyan’ım ,lütfen bana yardım ediniz " yazılı. Ötekinde ise sadece " Ben koyu bir Yahudi’yim " yazıyor. Tabii ki kiliseden çıkanlar Hıristiyan olduğunu ifade eden adama yanaşıyorlar ve ellerini ceplerine atıp cömertçe bir şeyler veriyorlar. Yahudi olduğunu ifade eden adamda ise siftah yok. Bu arada kiliseden çıkan iyi niyetli biri "Yahudi’yim " yazısı taşıyana sokuluyor. " Bana bak kardeş " diyor , "..dürüstlük iyi bir şey, ama binlerce Hıristiyan kiliseden çıkarken , senin Yahudi olduğunu böyle aleni olarak ifade etmen kanımca hiç de akıllıca bir hareket değil. Bak kimse sana para da vermiyor zaten.. Bence çıkar o yazıyı boynundan , sen de su Hıristiyan gibi..." deyince , boynunda "Yahudi’yim" yazılı adam "Hristiyanım" yazılı olana dönüp sesleniyor: - Heey !.. Salamon !.. Herife bak be !.. Gelmiş bize ticaret öğretiyor..
-------------
Bir gün Cennet’in kapıları şiddetle vurulmuş: -Güm Güm Güm !! İçeriden seslenmişler: -Kim o? Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih’in yiğitleriyiz! İçeriden hoş geldiniz diyerek kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitleri içeriye buyur etmişler. Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış: -Güm Güm Güm !!! İçeriden sormuşlar: -Kim o? Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih’in yiğitleriyiz! İçeriden hemen cevaplamışlar: -Hadi len! Onlar 40 yıl önce geldi! Dışarıdan yine ses gelmiş: -Biz mehter takımıyız ancak geldik!!!
----------
Bir gün bir baba oğlunu dua ederken duyar. "Allahım sen annemi, babamı, ablamı, ninemi ve beni koru" diye. Adam çocuğun dedesini unuttuğunu düşünür ama çocuğa bunu söylemez. Ertesi gün dedeyi araba ezer ve dede ölür. Bir kaç gün sonra baba yine duyar "Allahım sen annemi, babamı,ablamı ve beni koru" diye. Bu sefer nineyi unutur ve ertesi gün nine merdivenlerden düşer boynu kırılarak ölür. Bir kaç gün sonra çocuk yine dua eder "Alla hım sen annemi, ablamı ve beni koru" diye. Baba kendisinin unutulduğunu fark eder ve ertesi gün başına birşey gelmemesi için her adımını çok dikkatli atar. Aksam eve gelince karısına sorar "Hanım bugün ben işteyken neler oldu?" diye. Karısı "Bizde bir şey olmadı ama postacı öldü!!!"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:25 PM
FBI

New York da küçük bir çocugu azgin bir köpegin dislerinden kurtaran ve hayvani bogan iri yari delikanlinin yanina kosan gazete muhabiri sormus:

-Kahraman Amerikali çocugun hayatini kurtardi, diye yazabilir miyim?
-Ben Amerikali degil Pakistanliyim" demis adam.

Ertesi gün New York Times da manset:

Köktendinci Müslüman, Central Park`ta bir köpegi bogdu. FBI olayin El Kaide baglantisini arastiriyor.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:25 PM
KUYUMCU İLE KÖYLÜ
İstanbul’un taşı toprağı altındır diyerek memleketinden kalkıp
gelen bir köylü, kuyumcu dükkanının vitrinini hayran hayran
inceliyormuş. Kuyumcu köylünün kıyafetinden dolayı birazda
aşağılayarak: "Ne bakıyorsun öyle hemşerim?" demiş. "Hiç... Sizin
dükkanda ne sattığınızı merak ettim." Adam alay edercesine cevap
verir: "Biz eşşek kafası satıyoruz."
Adam: "Allah versin... İşleriniz iyi gidiyora benziyor."
Kuyumcu: "Nereden bildin iyi gittiğini",
Adam: "Baksana, koskoca dükkanda seninkinden başka kalmamış da ondan!"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:25 PM
Birgün amerikan askeri elini keser ve bir dispansere gider dispanserin girişinde iki kapıyla karşılaşır birinde yaralanmalar diğerindede cerrahi müdaleler yazar yaralanma kapısından içeri girer ve yine karşısına iki kapı çıkar birinde et diğerinde kemik yaralanmaları yazar et yaralanmalarından içeri girer ve yine karşısına iki kapı çıkar birinde önemli diğerinde önemsiz yazar önemsizden içeri girer ve kendisini dışarıda bulur arkadaşı sorar
Nasıl İYİ baktılar MI??
Cevap verir
-hayır ama teşkilat DEHŞET.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:25 PM
Adamin biri arabasiyla yola cikmis. Bir golun kenarindan gecerken kirmizi elbiseli bir adam elini kaldirmis, durmasini isaret etmis. Adam arabasini durdurmus. Kirmizi elbiseli adam:
- Merhaba, ben ormanin kirmizili i**esiyim, karnim cok ac. Bana yiyecek bir seyler verir misin? demis.
Adam bir parca ekmek vermis tesekkurleri kabul edip yola cikmis. Daglik bir bolgeden gecerken karsisina sarilar icinde bir adam cikmis. Elini kaldirip adama durmasini isaret etmis:
- Ben bu dagin sarili i**esiyim, cok susadim. Suyun var mi? demis. Adam bir sise su vermis yola devam etmis. Yol asfalta cikmis. Bir zaman gectikten sonra mavi elbiseler icinde bir adam el kaldirmis, durmasini isaret etmis.
Adam artik sinirlenmis:
- Soyle bakalim asfaltin mavili i**esi, ne istiyorsun?
- Ehliyet ve ruhsat!





Kadinin evinde tamirat yapilacakmis, ancak o gun cok onemli bir telefon gelmis ve kadinin sehirden ayrilmasi gerekmis.
Böyle olunca kadin aksamdan ustabasini aramis ve "benim yarin sehir disinda olmam gerekiyor" demis, "siz borulari tamir ettikten sonra faturayi mutfak masasinin ustune birakin,size ceki gonderirim... anahtar paspasin altinda... bir Rottweiler'im var, adi Brutus.. iri yari gorunur ama size sorun cikarmaz.... yanliz ne yaparsaniz yapin SAKIN PAPAGANIMLA KONUSMAYIN“
Ertesi gun tamirciler gelmisler, anahtari bulup iceri girmisler, ise koyulmuslar... derken ustabasi bir bakmis kadinin Roottweiler'i hakikaten bugune kadar gordugu en iri yari en urkutucu kopek, ama hicbisey yapmadan halinin uzerinde oylece uyukluyor... adam onu dert etmeden isini yapiyormus ama, diger yandan evin papaganinin sabahtan beri cenesi hic durmamis, avaz avaz bagirarak butun gun ustalari cileden cikarmis..
Ustabasi kadinin sozlerini hatirlamis ve papagana tek kelime etmemek icin kendini tutmus ama papaganin cenesinden en sonunda adamin dayanicak hali kalmamis ve bagirmis :
" Bana bak yeter be sabahtan beri milletin kafasi sisti.. kapa ceneni !!!!!!!!“
Bunun uzerine papagan ona bakmis bakmis ve bagirmis..... "PARCALA SUNU BRUTUS“




Mary ne kadar ugrassa da bahcesinde yetistirmeye calistigi domateslerin karsi komsudaki kadar guzel kizarmasini basaramaz ve careyi komsusu John Bey'e isin sirrini sormakta bulur. Komsu da isin sirrini soyle aciklar;
- "Ben her sabah fideleri suladiktan sonra pantolonumu asagi indirip bir muddet karsilarinda dururum, domatesler de utanclarindan kipkirmizi olurlar. "
Mary hemen uygulamaya gecer ve bir hafta sonra bu kez John sorar:
- "Nasil bir gelisme varmi domateslerde?"
Mary'den cevap: - "Domateslerde bir degisiklik yok ama, salataliklari bir gormelisin!"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:25 PM
Adamın biri kazada kulaklarını kaybetmiş. Araştırmaları sonucu iyi bir plastik cerrah bulmuş, ve girmiş ameliyata.
Ameliyat sonrası bandajlar açıldıktan bir süre sonra: - "Aman Allahım Doktor! Bana kadın kulakları takmışsınız!" diye bağırmaya başlamış.
- "Kulak kulaktır!" demiş Doktor... "Kadını erkeği olmaz!"
- "Yanılıyorsunuz!" demiş hasta... "Herşeyi duyuyorum ama hiçbir sey anlamıyorum!"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:25 PM
Clinton ve Papa ayni gunde olurler, ve "yukari tarafta“ yasanan bir takim karisikliklar nedeniyle Clinton cennete,Papa ise cehenneme gonderilir... Papa bu iste bir yanlislik oldugunu oradakilere bildirir..melekler Papa'nin bilgilerini kontrol ederler ve hata anlasilir..Papa'ya "yanlislik icin uzgunuz"derler.."Ancak bu durumu 24 saat icinde duzeltecegiz“
Ertesi gun Papa cehennemden ayrilir ve Cennet'e dogru yola cikar..yolda cehenneme gonderilmis olan Clinton'la karsilasirlar ve durup biraz sohbet etmeye baslarlar..
Papa: "Neyse gec oldu ama guc olmadi..ve ben cennete gidecegim icin o kadar heyecanliyim ki“
Clinton: "Neden o?“
Papa: "Neden olacak..en sonunda bakire Meryem ile tanisabilecegim!!!“
Clinton: " A-ha.. Uzgunum dostum.. 24 saat geciktin“

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:26 PM
Anne kız konuşurlar. Küçük kız annesine sorar:
- Anne melekler uçar mi?
- Uçar.
- Bütün melekler mi?
- Evet.
- Peki bizim hizmetçi kız neden uçmuyor?
Annesi şaşırır:
- Hizmetçi neden uçacakmış kızım?
- Babam konusurken ona hep "Melegim!" diyor da.
Anne öfkeyle fırlar:
- Ya öyle mi, o halde az sonra hemen uçar.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:26 PM
Kayseri'de yol çalışması yapılıyormuş.Köylüler eşeğin birini salıp geçtiği yerden yolu geçiriyorlarmış. O sırada oradan geçmekte olan Amerikalı bir mühendis görmüş unları.Merak etmiş gitmiş yanlarına "Selamün Aleyküm dayı ne yapıyorsunuz böyle?" demiş.
Köylü:
-"Yol yapıyoruz diye cevap vermiş."
-"E bu eşek ne diye " devam etmiş mühendis.
Köylü genel prosedürü şöyle bir anlatmış.
Eşeğin yolun nereden geçeceğine karar verdiğini söylemiş.
Bizim Amerikalı mühendis yerlere yatmış gülmekten öyle şey mi olur diye.
Alaycı bir tonla:
"E demiş eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz."
Köylü:"O zaman Amerika'dan mühendis getiriyoruz." demiş.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:26 PM
Kadın, gece yarısı yanından kaybolan kocasını bulmak için kalkar. Evde yalnızlık içinde, aşağıdan bir ses duyar. Aşağı iner ve tekrar dinlemeye başlar, ama kocasını bulamaz.
Biraz daha aramak için aşağı depo’ya iner, orda kocasını dizleri üstüne çökmüş, duvara dönmüş ağladığını görür... Ve merakla sorar:
- "Kocacığım, neyin var, ne oldu ?" Kocası:
- "Hatırlıyor musun, Baban bizi beraber yakaladığında bir soru sormuştu, ya evlenirsin yada 20 yıl hapis çekersin."... Kadın şaşırarak:
- "Eeee ne oldu?" Adam:
- "Bugün, hapisten çıkmış olacaktımm"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:26 PM
Amerika´da zencinin biri, pasaportunu kaybetmis. Aksilik bu ya, o gün de Türkiye´ye uçacakmis. Kara kara düsünürken yolda bir pasaport bulmasin mi! Hemen almis yerden,
bir bakmis ki Leanardo Di Caprio´nun pasaportu. "Ne olursa olsun," demis ve sansini denemeye karar vermis. Çikarmis Leonardo´nun fotografini, kendi fotografini yapistirmis. Ucmus Türkiye´ye. Atatürk Havalimani´nda görevli gümrük memuru Temel´in Karsisina gecmis Temel, almis pasaportu, adamin ismine bakmis :

" Leonardo Di Caprio" , fotografa bakmis, bir zenci adama bakmis ayni zenci. Birkac saskin bakistan sonra öbür masaya seslenmis :
" Ula Cemal, bu Titanik batmis miydi, yanmis miydi"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:26 PM
adamın biri omrunde hiç camiye gitmemis namaz kılmamış bi gun içinden gelir oğluyla camiye gider oğlu caminin bahcesinde oynarken babası namaz kılar bizimki aylardan ramazan ayı teravih namazına denk gelmis secdeye yatar kalkar namaz bitmez adam herkez secdeye yattığında hızla dısarı cıkar oğluna derki oğlum bu is inada bindi sabaha kadar burdayım annene soyle beni beklemesinn.....
Nasreddin Hoca bir gün heybe almak için pazara gider. Güzel bir heybe görüp pazarcı ile pazarlık yapar ve 1 akçeye anlaşırlar. Tam oradan ayrılacaktır ki
daha güzel bir heybe dikkatini çeker:

- Kaç akçe şu heybe muhterem?
- 2 akçe hocam.
- Aldım gitti, diyen hoca elindekini bırakır ve onu alıp tam gidecekken pazarcı seslenir:

- Hocam. Bu heybe 2 akçe. Sen 1 akçe verdin.

Hoca sinirlenir:
- Bre cahil adam! Sana önce 1 akçe verdim. Sonra da 1 akçelik heybe bıraktım! İkisi eder 2 akçe. Daha benden neyin parasını istersin!

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:27 PM
Bir adamla karisi hayvanat bahçesini gezerken çiftlik hayvanlarinin bulundugu bölüme gelmisler ve bir çitin önünde durmuslar. Çitin üstündeyse "Bu boga geçen sene tam 50 kez çiftlesti." yaziyormus. Kadin bunu okuduktan sonra kocasina dönerek "Bu bogadan ögrenecek seylerin olmali" demis. Adamin siniri bozulmus ama ses çikartmamis. Bir baska çite gelmisler, çitin üzerinde "Bu boga geçen sene 100 kez çiftlesti!". Kadin kocasina dönerek "Deminkini bosver asil bunu örnek almalisinkendine" demis. Adam yine sesini çikartmamis. Bir sonraki çitte ise "Bu boga geçen sene tam 365 kere çiftlesti!.." yaziyormus. Kadin kocasina dönerek "Vay be!.. Bir yil boyunca hergün çiftlesmis. Asil bu bogayi kendine idol olarak seçmelisin!" demis. Adam artik dayanamamis ve "Peki karicim ama bi sor bakalim, arkadas hep ayni inekle mi çiftlesmis?..

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:27 PM
DIŞ POLİTİKA
Abdullah Gül, Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturunca, bürokratları çağırmış ve "Bana, ülkelerin dış politika anlayışları hakkında bir rapor hazırlayın" demiş. İki gün sonra bir dosya getirmişler önüne. Bakmış, içinde tek bir yaprak ve üzerinde 10-15 satır yazı. Şaşırmış önce ve "Bu ne?" der gibi dudaklarını büzmüş, sonra okumuş.

"Suudi Arabistan’ın Riyad şehrinde, farklı ülkelerden gelen bir turist grubu, bir dinlenme yerine giderek buz gibi kola ısmarlamışlar. Kolalar gelince bardaklarında birer karasinek olduğunu fark etmişler.

INGILIZ, başka bir bardakta yeni bir kola istemiş.
ISVEÇLI, aynı bardakta yeni bir kola istemiş.
FINLANDIYALI, sineği bardaktan çıkardıktan sonra kolayı içmiş.
RUS, kolayı sinekle birlikte içmiş. ÇINLI, sineği yemiş, kolayı içmemiş. YAHUDI, sineği yakalayıp Çinli’ye satmış.
JAPON, değerlendirilmek üzere, sineği Tokyo’ya göndermiş.
YUNANLI, kolanın yarısını içtikten sonra itiraz ederek yeni bir kola istemiş.
NORVEÇLI, kolayı içtikten sonra bardaktaki sineği balık yemi olarak kullanmış.
IRLANDALI, sineği ezip kolayla karıştırmış ve İngiliz’e içirmiş.
AMERIKALI, 5 milyon dolarlık tazminat davası açmış. Arabistan hükümeti, özür
dileyerek, 10 milyon
dolar tazminat ödemiş."

Bakan, bıyık altından gülerek, rapordan hoşlandığını belirtmiş. "İyi, güzel de, bu turist grubunun içinde bizden biri yok muymuş?" diye
sormadan edememiş.

"Varmış efendim" diye cevaplandırmışlar.

Bakan devam etmiş, "Peki, o zaman, O ne yapmış?".

Bürokratlar birbirinin yüzlerine bakmışlar. İçlerinde en tecrübeli olanı, bir adım öne çıkıp, cevap vermiş;

"TÜRK, olayı şiddetle kınamış."

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:27 PM
Temelle dursun bi gün sinamaya giderler

filmde bir at yarışı sahnesi vardır ve temel dursuna sorar

-İddaya varmisun ben diyrum 1.at kazanur.

dursun;

-Oldi benda 2. ata oynayrum

Iddayı temel kazanır ve temel dursunun 5 milyonunu alır.

ertesi gun temel dursunu arar

-Dünkü film faridiya ben oni bidaa seyretmiştum vicdanum rahat etmedi onun içun aradum.

Dursun:

-Benda seyretum.

Temel:

-O zaman niye 2. ata oynadu?

Dursun:

-Süpriz oynadum daa

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:27 PM
NAZİK HANIM
Istanbul’a gurbete giden Erzurumlu, dönüste karisina istanbul’lu hanimlarin, aksam eve dönen kocalarini, kapida nasil karsiladiklarini "Hos geldin kocacigim, üsümüssün, yorulmussun!" gibi kibar, nazik laflar ettiklerini anlatmis. Belli ki o da karisinin kendisini öyle karsilamasini istiyor....
Aksam eve gelmis, kar, tipi, soguk, karisi kapiyi açmis :
-Uy kocacigim, it gibi titriyisen...

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:28 PM
İnşaat amelesi viziteye çıkıp haftalardır tuvalete çıkamadığını söylemiş.. Doktor muayene edip, amelenin külotunu indirmiş ve yüzükoyun masaya yatmasını istemiş, adam denileni yapınca Doktor içeriden getirdiği beyzbol sopasını 3-4 kere sertçe indirmiş amelenin kıçının tam ortasına, "Tamam" demiş sonra, "Şimdi tuvalete gidin.." Birkaç dakika sonra tuvaletten rahatlamış şekilde çıkan amele "Sağol Doktor bey.." demiş, "Hep böyle olabilmek için ne yapmalıyım?.." "Bir şey yapmana gerek yok.." demiş doktor,

"Tuvaletini yaptıktan sonra kıçını çimento torbasıyla silme yeter..!"
__________________

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:28 PM
Adamın biri bir lunaparkta etrafı gezerken, bir falcının çadırına girmiş, "Biraz eğlenirim" diye düşünerek falcı kadının karşısına oturmuş. Kadın önündeki kristal küreye gözlerini dikmiş, transa geçmiş, ve "Ah" demiş. "Görüyorum ki 2 çocuk babasısınız..." Adam kahkahayı basmış: " Ha.. Ha.. Ha.. Attın, tutturamadın işte.. Ben 3 çocuk babasıyım" Falcı gülümsemiş: "Sana öyle geliyor..."
___________

".. yahu erkek erkege bir muhabbet vardir bilirsin.. „
2 haftalik evli bir cift.. adam bir aksam yalniz basina cikip arkadaslariyla eglenmek ister.. karisina der ki : "Sevgilim, ben çikiyorum" Karisi sorar : "Nereye gidiyorsun hayatim ??"
"Bar'a gidiyorum bitanem arkadaslarimla biseyler icicez.."
Karisi : "Aman da aman, benim kocacigim içki mi istiyormus" diye hemen minibar'a kosar ve 12 ülkeden 25 degisik icki cesidini adamin karsisina koyar...
Adam bunun uzerine: "Benim düsünceli tatli sevgilim" der.. "Cok tesekkur ederim, ama barda... Biliyorsun.. Buz gibi bardakta...." Adam daha cumlesini bitiremeden kadin hemen mutfaga kosar, derin dondurucudan cikardigi bardagi kosa kosa adama getirir.. "Aman da aman benim askim ickisini buz gibi bardakta mi icmek istiyormus. Al bakalim" diye bardagi adama verir...
Adam sokta.. "Benim güzel kurabiyem" der.. "Ama barda buz gibi ickimi icerken yaninda yedigim cerezler... Bilsen canim nasil cekti.. Sana söz, 2-3 saat icinde dönecegim."
Kadin yine atlar; "Aman da aman benim canimin içi kocacigim cerez mi istiyormus" diye kosa kosa iceri gider... Döndügünde bir tepside 15 cesit cerez, fistik, findik, ne ararsaniz tabaklara koyup adama getirir...
Adam artik dudaklarini isirmaya baslamistir ve son bir güçle kadina der ki: "Ama benim güzel melegim, barda biliyorsun, hani arkadas arkadasa ortamda.. Yahu erkek erkege bir muhabbet vardir bilirsin, hani biz kendi aramizda biraz rahat konusuruz.."
Ve kadin ona gülümser : "Aman da aman benim bitanecik kocacigim erkek erkege rahat muhabbet etmek iistiyormus... O zaman....... BANA BAK OGLUM AL SU LANET OLASI ICKINI BARDAGINA DOLDUR VE CEREZLERINI DE YE ZIKKIMLAN, HIC BIR YERE GITMIYORSUN ANLADIN MI KOÇÇÇÇUM !!!!!"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:28 PM
KAMPANYA: 3 ZİNA 100 DOLAR
Papaz her pazar oglen kasabadaki ahalinin gunah cikartmasini dinler ve de onlara yol gosterirmis. Olur ya rahibi baska bir kasabadan bir davet icin hafta sonu icin cagirmislar. Papaz hem gitmek istiyor hem kiliseyi kime birakacagini bulamiyormus.
Sonunda kilisenin tam karsisindaki sinagoga gidip durumu kasabanin hahamina anlatmis. Haham nasil olur ben sizin kurallari hic bilmem ki dese de papaz ben vaaz verdikten sonra sana ogretirim cok kolay bir iki kere beraber gunah cikartanlara nasil cevap verdigimi gorsen hemen anlarsin demis.
Hahamda Tanri katinda bir din adamina yardim edecegi icin boynu bukuk kabul etmis. Pazar gunu gelmis papaz ile haham birlikte odaya girip gunah cikartmaya gelen birinci kadini dinlemisler:
- Muhterem peder
- Evet yavrum demis papaz. hahamda dinlemede.
- Muhterem peder. ben tam uc kez zina isledim. Ama cok pismanim. bana bir yol goster de bu gunahtan arinayim.
- Yavrum kudus tarafina don ve Kutsal bakire meryem ana ile ilgili bir dua oku cikarken de kumbaraya 100 dolar at gunahindan arinmis olursun.
Ve kadin papazin dedigini yapmaya gider. Derken bir baska kadin gelir.
- Muhterem peder.
- Efendim kizim. haham bu sefer de sesiz dinliyor.
- Muhterem peder. ben tam uc kez zina isledim. Ama cok pismanim. bana bir yol goster de bu suclardan arinayim.
- Himmmm. Yavrum Kudus tarafina don ve Kutsal bakire meryem ana ile ilgili bir dua oku cikarkende kumbaraya 100 dolar at gunahindan arinmis olursun. der
Kadin tesekkur edip papaz in dedigini yaparken Papaz da hahama doner ve anladin dimi der ve bir kosu arabaya binip yola cikar.
Bizim haham odada bir baska gunahkar beklerken bir kizin geldigini duyar.
- Muhterem peder. Haham ogrendigi gibi
- evet yavrum der...
- Muhterem peder. ben tam iki kez zina isledim. Ama cok pismanim. bana bir yol goster de bu suclardan arinayim. Cok utaniyorum der. haham dusunur ve cevap verir.
- Yavrum uzulme. Su anda bir kampanyamiz var. Sen git bir zina daha yap.sonra gel kudus tarafina don ve Kutsal bakire meryem ana ile ilgili bir dua oku cikarkende kumbaraya 100 dolar at gunahindan arinmis olursun.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:28 PM
Gazete mansetlerinde Ferrari fotograflarini görünce oglum anlatti geçen gün; eski bir hikayeymis, gençlerin arasinda küçük bir efsaneymis hatta. Duyduysaniz kusura bakmayin, ama yazacagim, çok hosuma gitti.
Türkiye'de ilk açilan özel üniversitelerden birinde yasanmis, gerçek bir hikaye diyorlar.
Henüz (olayin geçtigi tarihte) Türkiye'de özel üniversiteler çok yeni, insanlar çocuklarini Bogaziçi ' ne, ITÜ ' ye, ODTÜ 'ye göndermeyi tercih ediyorlar.
Özel üniversitelere de parali ama sonradan görme ailelelerin çocuklari gidiyor.
Okulun kantinine "KÖPEKLER VE BURSLULAR GIREMEZ" diye yazacak kadar, parasi olmayanlari küçümseyen, züppe mi züppe bir ögrenci kitlesi.
KUSLAR GIREMEZ
Genç delikanlilar okula özel arabalariyla geliyorlar. Kampüs kapisinda otostop yapan güzel kizlar da, hangi araba daha pahali ve gösterisliyse, onu tercih ediyorlar. Lüks arabasi olmayana kimsenin baktigi bile yok. Hele hele yerli arabalar... O kadar ki, üniversitenin park yerine, "KUSLAR GIREMEZ" diye bir tabela koymus ögrenciler.
"Kuslar" dedikleri bizim yerli arabalar, yani Dogan, Sahin, Kartal ve Serçe. Yeni yil baslamis, ögrenciler BMW ' sini, Mercedes ' ini, Audi ' sini, Alfa Romeo ' sunu park ederken, kan kirmizisi bir Serçe karismis aralarina.
Arabanin arka caminda bir çikartma : " MY OTHER CAR IS FERRARI " .
Yani "Diger arabam Ferrari. " " Çalisanlardan birinin arabasi herhalde " diye düsünmüs züppe ögrenciler. Ama yooo, içinden genç bir delikanli inmis. Yeni bir ögrenci. Baslamislar dalga geçip laf atmaya, " Cik cik cik... " diye. (Serçe kullaniyor ya!) Anfide kimse yanina oturmamis çocugun; bütün gün yüzüne bakan bile olmamis. Aksam arabasina binip giderken, otostop yapan genç kizlar onu görünce sirtlarini dönüp tepki göstermisler. Delikanli günlerce, arka caminda " My other car is Ferrari " yazan kan kirmizisi Serçe'siyle gidip gelmis okula. Isliklara, alaylara gik bile demeden. Derken bir pazartesi sabahi, kampüsün kapisindan içeri renkli camli, kan kirmizisi bir Ferrari dalmis hizla, otostop yapmak için önüne atlayan kizlarin yüzüne bile bakmadan park yerine girmis, kenarda bir yerde durmus. Kapi açilmis... o meshur " cik cik" delikanli inmis arabadan. Ve Ferrari'sinin arka caminda bir çikartma : MY OTHER CAR IS SERÇE.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:28 PM
NOŞUT
Temel Afrika’ya safariye gitmiş. İlk günün sonunda gece otelin lobisinde avcılar konuşuyormuş. İngiliz ben bugün 1 gergedan vurdum demiş. Fransız ben de 1 aslan vurdum demiş. Temel de ben de 1 noşut vurdum demiş. İngilizle Fransız anlamamış ama cehaletleri belli olmasın diye de sormamışlar. Ertesi gün yine ava gidilmiş gece yine toplanmışlar. İngiliz ben 2 kaplan vurdum demiş. Fransız ben de 1 fil vurdum demiş. Temel ben 4 noşut vurdum demiş.
İngiliz dayanamamış sormuş:
- "Kusura bakma ama noşut nasıl birşeydir? Bunca yıllık avcıyım hiç duymadım."
Temel de "Ben de ilk defa burda gördüm. Kara kara birşeyler insana benziyorlar. ellerini kaldırıp noşut noşut diye bağırıyorlar demiş.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:28 PM
Osmanlı zamanında bizans donanması ile osmanlı donanması savaşacaklar.Bizans 10 gemilik muhteşem bir donanma hazırlar ve denize açılır.Donanmanın başında Andropolos vardır.Andropolos en öndeki geminin burcunda elleri göğsünde heybetli bir heykel gibi durmaktadır ve hemen arkasında yaverleri vardır.Hep birlikte Osmanlı donanmasını beklemektedirler.Yukarıdan gözcü bağırır:"Komutanım Osmanlı donanması 3 gemiyle göründü".Komutan yaverine döner ve:"bana kırmızı gömleğimi getirin eğer savaşta yaralanırsam kanım belli olup da askerlerin morali bozulmasın."der.Hemen kırmızı gömleği giyer ve aynı ihtişamıyle yerinde durur.Gözcü yine bağırır:"Komutanım o 3 geminin ardından 30 gemi daha göründü."Andropolos tekrar yaverine döner ve:"Bana kahverengi pantolonumu getirin."

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:28 PM
ÇEKİYORUM GÜLÜMSE
Savci, morgdaki uc ceseti incelemek uzere gelmisti.
Birinci ceset siritiyordu. Savci nedenini sordu. "Milli piyangoda buyuk ikramiyeyi kazandi, sevincine dayanamadi, kalp krizi gecirdi ve oldu", dediler.
Ikinci ceset de siritiyordu. Savci sordu;
-Bu neden siritiyor?
"Bunun da oglu dogmustu. Sevincten kalbine yenik dustu" diye acikladilar. Ucuncu ceset Temel’in komur halindeki cesediydi. O da siritiyordu. "Bu neden oldu?" diye sordu savci.
"Efendim, buna yildirim carpti" dediler.
-Peki neden siritiyor bu?
-Fotografini cekiyorlar sanmista.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:29 PM
Temel ile dursun 15 sene sonra ilk kez görüşmüşler. Dursun Temel'i evine davet etmiş. Dursun un iki karısı varmış (biri imam nikahlı diğeri ise resmi). Dursun Temel'i yedirmiş içirmiş. Akşam Temel Dursunlar da kalmış.
Gece Dursun un imam nikahlı karısı Dursun un yanına gelmiş ve şöyle demiş:
"Dursun çok azdım benimle beraber ol!"
Dursun: "olmaz evde misafir var"
Karısı ısrar etmiş. Dursun karısına "git buzdolabının kapağını aç ışığından bak Temel uyuyorsa gel"demiş. Kadın bakmış, Temel uyuyor numarası yapmış.
Dursun ile karısı işi bitirmişler. Derken öbür karısı gelmiş. Aralarında aynı konuşmalar geçmiş. Dursun bu karısıyla da işi bitirmiş. Sabah olmuş.
Dursun Temel e sormuş:
"rahat uyudun mu?". Temel:
"evet ama gece çok susadım" demiş. Dursun sormuş:
"peki niye içmedin?". Temel yanıtlamış:
"nasıl içerim buzdolabının kapağını her açanı hallediyorsun!"




Pek saf bir karı koca çocukları olmadığı için hocaya gitmişler. Hoca büyü için hanımla ilişki kurmam gerek demiş. Hafifçe ilişkide çocuk memur olur, biraz ilerletirsem mühendis olur, tam ilişkide doktor olur demiş. Çok şaşıran ama ç****iz kalan karı koca düşünmüş taşınmış, çocuğumuz olsunda memur olsa da olur demişler. Hoca kadını içeri almış. Soyunmasını söylemiş. Hoca kadının çok güzel olduğunu görünce kendini kaptırmış.
Kadın hocanın tam ilişkiye geçmeye çalıştığını görünce telaşla "aman hoca efendi biz memur istiyorduk" demiş. Kendinden geçen hoca gürlemiş:" çocuğun istikbaliyle
oynama be kadın!"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:29 PM
KİM DUYMUYOR
Adam doktora gider :
-Doktor bey, galiba karimda isitme kaybi basladi. Ne yapabiliriz?
Doktor :
-Eve gittiginiz zaman, karinizin arkasinda, biraz uzakta durun. Normal bir sesle ona soru sorun. Eger sizi duymazsa biraz daha yaklasin ve sorunuzu tekrarlayin. Hangi mesafede duydugunu tesbit edelim, ona göre bir tedavi uygulariz.
Adam eve döner. Karisi mutfakta yemekle ugrasmaktadir. Adam mutfagin kapisinda durur ve normal bir sesle :
- Hayatim, ne yiyoruz bu aksam? diye sorar.
Karisi cevap vermez. Adam bir iki adim atar ve bir kez daha sorar :
- Hayatim, ne yiyoruz bu aksam?
Karisi yine cevap vermez. Adam kadinin dibine kadar gelir ve tekrarlar :
- Hayatim, ne yiyoruz bu aksam?
Karisi öfkeyle dönerek cevap verir :
- Üçtür köfte diyorum ya!

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:29 PM
Dört gündür develeri ile tek başına yol süren kervanın biri nihayet bir oase de mola verir. Çölün sıcağını biraz olsun serinletmek için güzelce bir yıkanıp sonra palmiyeler altında şöyle bir uzanır. Yorulmuş olan develer de dinlenmekte ve aheste aheste geviş getirmektedirler.
Bizim genç kervancı biraz kendine gelince develere kötü kötü bakıp niyetini iyice bozar. Bu çöl ortasında nasıl olsa ne gören, ne de duyan olacaktır ama kendinden iki boy yüksek olan deveyi nasıl edip de becereceğini de iyiden iyiye düşünür.

Aklına gelen bir fikir ile deveyi palmiye ağacın altına kadar çeker ve sonra da ağacın dalından sallanarak bir güzel işini bitirir. Tabii bu işi yapar yapmaz da hemen aklı başına gelir. Binpişman olup çarçabuk abdestini alıp namaza durur.

-Aman Allahım, ben ettim, sen etme, diye dövünür. Ben hangi lanete uydum da yaptım bu işi... ben nasıl şeytana uydum da, ben nasıl şeytana kandımda... derken birden şeytan bunun yanında beliriverir.

-Ulan be adam! der Şeytan. Ben şeytan olduğum olalı çok halt karıştırdım ama şimdiye dek ağaçtan sallanarak bir deve becermedim. Bunu sakın ve sakın olada benim üstüme atma.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:29 PM
SUDA KALMA YARIŞMASI
Temel, Dursun, Cemal suyun altında en çok kalma yarışması yapıyorlarmış. Dursun 15 dakika, Cemal 10 dakika durmuş çıkmışlar. 10 saat olmuş 20 saat olmuş Temel in cesadi karaya vurmuş.Dha sonra Fadimeye baş sağlığı dilemişler.
- "Üzülme" diye tesellietmek istemişler.Fadime:
- "Önenli değil yarışı kazandı ya önemli olan o"demiş.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:30 PM
Sevgili Buket,
Artık içimdeki sıkıştırılmış duyguları unzip etmenin zamanı geldi.Seni ram'ının alamayacağı kadar çok seviyorum. Sana karşı bütün protectlerim disable durumda.Seni ilk gördüğüm anda formatlandım. Bütün cache 'lerim durdu, shadow ramlarla ayakta duruyorum. Bana öyle bir sistem transfer ettin ki, hiç bir komut artık beni senden ayıramaz. Senden başka her şey benim için bad command or file name. Seninle çoklu ortamlar da dahil, her ortamda mutlu olabileceğimi biliyorum. Senin megahertz'in beni de ateşliyor. Bakışların beni taa derinden scan ediyor. Sana çok güveniyorum, bu mektubumu başkasına forward etmeyeceğini de çok iyi biliyorum. Ben, seninle evlenmek istiyorum Buket. Seninle mutlu bir ağ yapılandırması oluşturmak istiyorum. TCP/IP , netBEUI, IPX/SPX her türlü protokolde uyuşuyoruz seninle, istediğin zaman ağ yapılandırmamıza Microsoft ağları için istemci ekleyebiliriz. Biliyorum sen benden oldukça gençsin ama tanıdığım iyi bir donanımcı var, kendimi senin için upgrade ettirebilirim. Evleninceye kadar da söz; sana hiç bir şey insert etmeyeceğim. Evlenmeden önce DR NORTON'dan randevu aldım, ikimiz de usulen bir virüs taramasından gececeğiz. Merak etme hiç bilmediğim lisanssız software 'lerle ilişkim olmadı. Senin için hardware 'i tas gibi diyorlar, ancak biliyorsun ki benim için software güzelliği hardware güzelliğinden önde gelir. Buket, seninle biz çok DVD'ler seyredeceğiz. Sana evlilik yıldönümünde 24 hızlı rewritable dvd alacağım. Pembe slotlu kasamız, içinde nur topu gibi hard disklerimiz olacak. Tatillerimizde ikimiz de birer Windows gezgini olacağız. Daha sonra da ver elini internet. Sana güzel görünmek için öyle çok çalışacağım ki, uç hafta sonra karsına yirmi bir inch plazma ekran gibi çıkacağım. Ondan sonra istersen beni duvarına bile asabilirsin. Aksamları dizlerinin üzerinde bir laptop gibi yatacağım. Asla uyku moduna geçmeyeceğim Buket. Biz seninle ışıkları kapatıp kucaklarımızda klavye sabahlara kadar chat edeceğiz. Ancak ilk yıllarda senden biraz tasarruflu olmanı isteyeceğim, onun için screen saver, standbye modu vs. anlarsın ya acık dikkatli olmanı isteyeceğim. Salonumuzun bas kösesine babamın eski 8 MHz 10 megabaytlik 8088 bilgisayarını koyacağım, malum sark köşeleri bana hep çok sıcak gelmiştir, yanına da 5,25 lik disketler. O biçim nostalji olacak. Hatta yılbaşı aksamları tetris falan oynayabiliriz. Kendimizi hep geliştireceğiz, zaman hangi ram'i gerektiriyorsa uygulayacağız. Birbirimizden fikir download 'unu bir gurur meselesi yapmayacağız. Aramızda ayrı gayri olmayacak, bu ağın Server'ı benim demeyeceğiz hiçbir zaman. Herkes birbirinin sörfüne saygı duyacak. hadi gel, önümüzde paylaşıma açılmış bir hayat var. Seni istemek için Server ini gönderen o herifin sitesini crack ettim, anasını da hack edeceğim. Ben geleneklere sadık kalmak istiyorum seker Buketciğim. TV kartını kız tarafı alırmış. Seni, çeyiz sandığındaki emek emek doldurduğun cd-rom'larla bekliyorum. Ben de sana amazon.com dan beş taşlı bir yüzük siparişi verdim bile. Nikahımızda da real player çalacak... Home page 'indekilere de çok selam, her baytını öpüyorum, CPU'm daima seninle. Not:CPU 'umdaki bu ateşi hiç bir fan söndüremez. Eğer connection isteğime reply etmezsen partition 'umu silip boot uma virüs bulaştıracağım

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:30 PM
UZUN BACAKLI PİLİÇ
Adam bara gitmis tam arkasinda bir devekusu..
- "Bir bira..!" demis adam..
- "Ben de..!" demis devekusu.
Barmen servisi yapmis..
- "Hesap üç dolar kirkiki!" demis..
Adam elini cebine sokmus bir avuç para çikarip bara koymus. Saymis barmen.. Kurusu kurusuna 3 dolar 42!..
Ertesi gün
- "Viski!" demis adam.
- "Ben de!" demis, devekusu.
- "Yedi dolar ondört!" demis Barmen..
Yine elini cebine atmis adam.. Pat!. Çikartmis parayi. Tami tamina 7 dolar 14.. Günlerce devam etmis bara gelisler.. Içki.. Aynisi devekusuna.. Aynen cepten para..
Merak etmis barmen sonunda..
- "Kuzum nedir bunlar..
Parayi saymadan tami tamina çikariyorsun cebinden.."
- "Ben sihirli bir lamba buldum" demis adam..
- "Ne alirsam.. Bir bardak su veya bir Rolls Royce cebimde kurusu kurusuna parasini buluyorum..!"
- "Peki.. Peki bu devekusu?" diye sormus Barmen..
- "Haa o mu?!" demis adam.. "Bir de benimle ayni zevkleri paylasan uzun bacakli bir piliç dilemistim..!"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:30 PM
damın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır. Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görürür ve karısına e-mail atmaya karar verir. Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir.... Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür, arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır. Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih : 16 Mayıs 2004
Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Herşey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış.Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Not : Burası çok sıcak.
__________________

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:30 PM
KARIM BENİ ALDATIYOR
Üç karadenizli bir aksam meyhanede acaip dertli bir sekilde kafa çekiyorlar.
Kafalar kiyaklasinca Idris basliyor
-"Karim nasil beni aldatir ? Hem de bir yazarla " diye söylenmeye.
-"Nereden anladin bir yazarla aldattigini?" diye sorunca digerleri
-"Nereden olucak bir aksam eve geldigimde yatagin altinda bir roman buldum" der.
Biraz sonra Dursun bir of çeker ve o da baslar derdini anlatmaya
-"Benim kari da beni bir ahci ile aldatiyor."
-"Nasil anladin?" diye sorunca digerleri.
Dursun
-"Gecen gün gündüz vakti eve geldigimde bizim yatagin altinda bir kepçe buldum" der. Bunlari dinleyen bizim Temel öyle bir of ceker ki masayi titretir.
Hayrola der digerleri. Temel:
-"Sormayin arkadaslar sizi dinleyince benim derdim on kat daha artti." der.
Digerleri buna bir anlam veremez
-"Nasil yani?" diye sorarlar.
Temel
-"Uzun zamandir bizim karidan supheleneydum. Gecen gun gunduz vakti eve bir baskin yapayim dedim. Bi baktim yatagin altinda bir jokey var. Demekkim bu kari beni bir at ile aldatayi."

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:30 PM
Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememisti. Ne yapsa makbule geçmiyor, basin hergün kendisiyle ugrasiyordu. Artik canina tak etmisti ve "Öyle birsey yapayim ki, gazeteciler mat olsun" diye düsünürken aklina bir fikir geldi. Bakanin bazi özel yetenekleri vardi ve bu yeteneklerinden birini kullanarak basin mensuplarini etkilemeye karar vererek bir basin bildirisi yayinladi : "Pazar günü saat 10:00 da bakan denizin üzerinde yürüyecek..." Pazar sabahi saat 10:00 da tüm basin mensuplari bildiride belirtilen yerde toplandilar... Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye basladi ve karsi kiyiya kadar da yürüyerek ilerledi... Herkesin gözleri dehsetle
açilmisti. Fakat ertesi günütüm gazetelerde su baslik okundu :
"Bakan yüzme bilmiyor!.."


- Salamon be! Benim hanim çok müsrif, para yetismiyor. Inanamazsin, Pazar
günü benden 200 frank istedi, Pazartesi 300, Sali 400, Çarsamba 500,
Persembe 800, dün de 1000 frank!..
- Acidim sana be Mison. Nereye harciyor bu kadar parayi?
- Ne bileyim ben, verdigim yok ki..

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:31 PM
Babasi çocuguna güzel bir is kurmak için paçalari sivamis. Ancak çocuk salak salak oldugu için hiçbir isi beceremiyormus. Babasi ona ne is bulduysa hepsini elini yüzüne bulastirmis berbat etmis. En sonunda babasi bir sosis fabrikasi kurmus.Çocugunu hemen fabrikadaki bir sosis makinasinin basina **ürmüs. "Bak oglum" demis. "Burdan böyle öküzü yolluyosun, diger taraftan sosis olarak çikiyor anladin mi?". Çocuk babasinin yüzüne salak salak bakmis ve "Eheheue peki buba burdan sosisi koysak öküz olarak çikar mi hehehe?" demis. Babasi;
"Maalesef o teknoloji bir tek ananda var evladim..."

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:31 PM
SÜTANNE
Adam evlenir, 10 sene geçer çocuğu olmaz. Yurtdışına göreve gider.
Hanımından gelen mektupta hamile olduğu yazılıdır. Yurda döndüğünde ise hanımı doğurmuştur ama çocuk zencidir.
Hanımına sorar: "Hanım ne sizin sülâlede ne de bizim sülâlede zenci değil, esmer bile yok; bu iş nasıl oldu?"
Hanım "Çocuğu doğurduktan sonra sütüm gelmedi mecburen bir sütannesi tuttuk, onun sütünü emdi. Sütanne zenciydi herhalde bu yüzden böyle oldu" der.
Adam ikna olmuşa benzer ama içinde yine de ufak bir kuşku vardır ve "bunu bilse bilse annem bilir" düşüncesiyle annesine sorar.
Anne "Olmaz olur mu oğlum, tabii ki olur" der. Seni doğurduğumda benim de sütüm gelmemişti ve inek sütüyle beslemiştim.
Bak boynuzların çıkmaya başlamış bile!"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:31 PM
Papaz iki metre ilerisinde duran zangoça sormus :
- Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal sarabi?..
Zangoç ta derin sessizlik... Iyice köpürmüs Papaz :
- Sana soruyorum be adam! Duymuyor musun?..
- Hayir, buradan hiçbirsey duyulmuyor efendim...
- Olacak sey mi! Iki adim öteden beni duymuyorsun...
Zangoc biyik altindan gülmüs;
- Isterseniz yer degistirelim, anlarsiniz...
Yer degistirmisler. Bu defa Zangoç seslenmis :
- Kilise için toplanan yardimlari kim iç ediyor?..
Papaz kendi kendine söylenmis :
- Hakikaten yahu! Buradan hiçbirsey duyulmuyor...

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:31 PM
II DÜNYA SAVAŞI BİTTİ Mİ?
Yasli Italyan, kasabanin papazina günah çıkarmaya gitmisti.Ihtiyar adam itiraflarina basladi:
"Ikinci Dünya savasinin ilk günlerinde bir güzel kiz kapimi çalip kendisini Almanlardan saklamami istedi. Onu bodruma sakladim.Ve Onu asla bulamadilar.
"Bu harika birsey" dedi, papaz..
"Devami var" dedi ihtiyar.. "Ben zayif karakterli bir adamim.
Birgün ondan, kendisini saklamamin bedelini bazi arzularimi gidererek " odemesini istedim." Papaz bir süre düsündü,sonra.. "Himmm..Savas yillari. Zor günler.. O kosullarda böyle bir zaaf affedilebilir.çok büyük bir riski göze almissiniz.. Kaldi ki, kiz Almanlarin eline düsse, basina çok daha kötü seyler gelirdi. Allah anlayisli, hos görülü ve affedicidir. Yaptiginiz iyilik ve kötülükleri tartar, sizi sefkatle yargilar.."
"Tesekkür ederim peder" dedi, yasli adam.. "Simdi içim rahatlamisken, bir soru daha sorabilir miyim?."
"Tabii sorabilirsin oglum" dedi, papaz..
"Ona savasin bittigini söylemem gerekiyor mu?.."

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:31 PM
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:31 PM
Öğretmen öğrencilere soru soruyor: - "Ağaçta 7 kuş var. Avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. Ağaçta kaç kuş kaldı?" Biri cevap veriyor: - "4 kuş kalır." Başka bir çocuk da hemen atılır: - "Hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz..." Öğretmen bunun üzerine: - "Cevap yanlış ama stilini sevdim", der. Çocuk buna karşılık verir: - "Öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum... Karşıdan 3 bayan geliyor, ellerinde dondurma var. Biri yalayarak yiyor, biri emerek, biri de ısırarak... Bu bayanlardan hangisi evlidir?" Öğretmen düşünüyor, düşünüyor... - "Emerek yiyen evlidir", diyor... Çocuk cevap veriyor: - "Hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan... Ama ben de sizin stilinizi sevdim.."

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:31 PM
DİLE BENDEN NE DİLERSEN
Yaslica bir bayan evindeki koltugunda oturup uzun gecmis hayatini gozden gecirirken birden bir peri karsisina cikiverir ve ona 3 dilekte bulunabilecegini soyler.
Peki der yasli kadin "Zengin olmak istiyorum"
Peri bir el hareketiyle kadinin koltugunu som altina ceviriverir.
"Ikinci olarak ta sanirim guzel ve genc bir prenses olmak istiyorum" der.
Birden basinda paha bicilemez bir taci olan dunya guzeli bir prenses oluverir.
"Ucuncu ve son olarak olarak ne istersin ?" diye sorar peri.
O sirada yasli kopegi agir bir sekilde kafasini kaldiriverir ve zayif bir "hav" sesi cikartir.
Prenses cok sevdigi kopegine bakar ve soyle der "Kopegimi yakisikli bir prense donusturebilirmisin?"
Tam o anda, simdi guzel bir prenses olan yasli kadinin onunde dunyada hic kimsenin gormedigi kadar yakisikli bir prense donusur kopek. Hic kimsenin hayal bile edemeyecegi kadar yakisiklidir bu prens.
Kadin ona buyuk bir hayranlikla bakar ve o anda ona asik oluverir. Prens ona dogru yaklastiginda kadinin heyecandan dizleri titremeye baslar.
Prens ona dogru egilir ve dudaklari neredeyse kadinin kulagina degecek sekilde soyle fisildar:
- "Eminim simdi, zamaninda beni hadım ettirdigine cok pismansin

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:32 PM
aşlı bir amca eşeğinin üzerinde karayolunda seyretmektedir.Bunu gören trafik polisleri amcaya takılmak isterler ve durdururlar.
Polis: Be amca, necin dakman golani? (Golan:Emniyet kemeri)
Amca: Dakmam be iste!
Polis: E bak gördün mu, simdi ceza keseceyik.
Amca: Kes bakalim ne keseceysan da gidecem,acele isim var.
Polis: Peki amca, cezayi sana mi yazalim yogsam esege mi?..
Amca: ???
Polis: Yani cezayi sana yazarsak 5 milyon odeycen,
esege 3 milyon odeycen.
Amca: Bana kes o zaman.
Polis:Neden sana keseyoz amca?
Amca:Onun sicili temiz ossun polis yapcez onu!.............

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:32 PM
KAHRAMAN ER
Erler sabah yoklamasında, çavuş içlerinden birine soruyor;
- Söyle bakalım nerdensin ?
- Maraş’lıyım komutanım..
Çavuş sinirleniyor ve askere okkalı bir tokat atıyor. Ardından tekrar soruyor
- bir daha söyle bakalım nerdensin ?
- Maraş’lıyım komutanım..
Çavuş bu sefer iyice hiddetleniyor ve askere okkalı bir tokat daha atıyor. Ardından tekrar soruyor
- ulan sona son defa soruyorum nerelisin ?
- Kahramanmaraş’lıyım komutanım..
- Hah şimdi oldu diyor çavuş ve yanındakine soruyor,
- Oğlum sen nerelisin ?
- Kahramansinop’luyum komutanım !

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:32 PM
Karadenizli Temel ile Adanalı Birol birlikte tatile çıkarlar.
Fethiye'de, Kelebekler Vadisi'nde kamp kurarlar. Aksam güzel
bir yemek yiyip sonra uykuya dalarlar. Bir kaç saat sonra Birol uyanır ve Temel'i de dürtükleyip uyandırır.

Temel uyku sersemidir:
-"Ne oldu? Ne istisun?"
-"Temelciğim. Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle."
Temel gökyüzüne bakar ve cevap verir:
-"Ha punun içun mu uyandirdun benu?. Paktum iste. Milyonlarca yilduz cörirum...İsıl isıl parliyan milyonlarca yilduz..."

Birol tekrar sorar:
-"Peki, bu sana neyi gösteriyor?"

Artık iyice uykusu kaçan Temel biraz düşünür ve filozofça cevap verir:

-"Teolojik olarak Allah'ın kudretinu ve kendu acizliğimuzu cörirum. Felsefi olarak, evrenun sonsuzluğunu ve onun karşisındaki önemsizliğimuzu cörirum.

Astironomik olarak galaksilerun, yıldızlarun, gezegenlerun varliğini corirum. Meteorolojik olarak pucün havanun çok güzel olacağinu cörirum. Yilduzlarun konumuna bakarak da gecenun körü ve saatin 3 olduğunu, penu luzumsuz yere uyandirduğunu cörüyurum...niye sordun punu paa? Ha sana neyi costerur?",

Birol cevaplar:-"Ulan hıyar, çadırımızı çalmışlar..."

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:32 PM
ALTIN ANAHTARLI TAKSİCİ
iki adam ölür ve cennetin kapisina gelirler. Cennetin kapisinda Aziz Peter beklemektedir. Aziz Peter ilk adama sorar:
- Hayattayken ne is yapardin?
- Ben rahiptim, ömrümü Tanri’ya verdim, karima sadiktim, her gün dua ettim, insanlara yardim ettim, çocuklari sevdim, der.
- Çok iyi, der Aziz Peter, al sana cennetin gümüs anahtari.
Ikinci adama sorar:
- Hayattayken ne is yapardin?
- New Yorkta taksi soförüydüm, der adam. Çok iyi, al sana cennetin altin anahtari.
Rahip bunu görünce öfkelenir.
- Aziz Peter, nasil olur bu? Ben ömrümü Tanri’ ya adamis bir insanim, bana gümüs anahtari bu taksi soförüne de altin anahtari uygun gorüyorsunuz?
Aziz Peter gülerek:
- Oglum, der. Sen vaaz verirken herkes uyuyordu, bu adam araba kullanirken herkes dua ediyordu.

F.S.Mehmet1453
09-06-2007, 01:32 PM
amerika'da adamın biri normal işine giderken birden anormal bir trafiğin içine düşer, ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır. bi süre sonra yandaki cama birisinin tıkladığını görür ve camı açar.
ne var acaba?
- teröristler bush'u yakaladılar eğer 10 milyon dolar verilmezse, üstüne benzin döküp yakacaklarmiş. işte onun için, herkesten biraz yardım alıyoruz...
- insanlar ne kadar veriyor ortalama olarak?
- valla yaklaşık olarak 5'er litre !!!!

birgün carlsberg, miller, tuborg ve efes pilsen in başkanları barda içmeye gitmiş. garson gelince teker teker soylemişler;
- ben bi carlsberg alıyım
- ben bi büyük miller istiyorum
- ben tuborg içeceğim
sıira efes pilsen'in adamına gelince;
- ben bir kola alıyım, demiş. garson gidince yanındakiler sormuş, "yahu sen niye efes istemedin" diye;
- kimse bira içmiyordu, ben de size uyayım dedim.. demiş..

amerika'da zencinin biri pasaportunu kaybetmiş. tam da türkiye'ye tatile gideceği gün. aksilik bu ya...
uçağı kaçıracak, kara kara düşünürken yolda bir pasaport bulmasın mı ?!..
hemen almış yerden, bir bakmış ki leanardo di caprio'nun pasaportu.. "ne olursa olsun" demiş ve şansını denemeye karar vermiş.
çıkarmış leonardo'nun fotografını, kendi fotografını yapıştırmış.. uçmuş türkiye'ye.
atatürk hava limanında görevli gümrük memurunun karşısına geçmiş.. kim olabilir memur.. tabi ki temel... :-)
almış pasaportu eline temel adamın ismine bakmış :
''leonardo di caprio", fotografa bakmış, bir zenci.
adama bakmış aynı zenci... bir kaç şaşkın bakıştan sonra
temel öbür masaya seslenmiş,
ula cemal, bu titanik batmış mıydı, yanmış mıydı?

bi gün adamın teki ormanlık bir yolda arabasıyla gidiyomuş. aniden önüne kırmızılar içinde bir adam fırlamış ve "ben bu ormanın kırmızılı hipnasıyım, bana yiyecek bi şey vermezsen burdan geçemezsin" demiş. adam da uğraşmamak için bir şeyler verip yoluna koyulmuş. derken bu sefer sarılar içinde bir adam arabanın yolunu kesmiş ve "ben bu ormanın sarılı hipnasıyım, bana içecek bir şey
vermezsen burdan geçemezsin" demiş. adam yine noğlur noolmaz diye bir şeyler verip yoluna devam etmiş. birazcık yol aldıktan sonra mavi elbiseli birisi arabanın yolunu kesmiş. artık adam dayanamamış ve camdan beline kadar çıkıp "sen ne istiyosun lan ormanın mavili hipnası!!!" diye bağırmış. adam şöyle cevap vermiş: ehliyet ve ruhsat.

dünya polis teşkilatlanması örgütü bir gün alman, fransız ve türk polislerin katıldığı bir yarışma düzenler. buna göre ormana bir yaban tavşanı bırakılacak ve en organize, en çabuk şekilde tavşanı bulup görevlilere teslim edecek teşkilat büyük ödülün sahibi olacaktır. bütün hazırlıklar tamamlandığında yarışma başlar. fizik gücü yüksek disiplinli polizeiler ormana girerler, sağlı sollu koşuşturmacalar, değişik tuzaklarla birlikte yakalanması hayli zor olan yaban tavşanını 5 dakikaya yakın bir sürede görevlilere teslim ederler. sıra gelir fransızlara. kartezyen fransızlar, "ulan ben bir yaban tavşanı olsam nereye saklanırdım acaba?" diye düşünerek, arayarak yaban tavşanını bulurlar, böylece 3 dakikalık bir zaman dilimi içerisinde tavşanı görevlilere teslim ederler. türkler son yarışmacı olarak ormana dalarlar, bir curcuna olur ve ortalıktan kaybolurlar. yarım saat olur, bir saat olur, iki saat olur hiçbir haber alınamaz. yetkililer tam dağılmaya hazırlanıyorken, türk polisler çıkagelir, yanlarında kelepçelenmiş, ağzı burnu kan içinde bir boz ayı da onlara eşlik etmektedir. yetkililer sorar:
- hani kardeşim yaban tavşanı? onca saattir nerdeydiniz?
- (polis boz ayıya dönerek) konuş ulan!
- (boz ayı ağlayarak) ben bir küçük yaban tavşanıyım, ben bir küçük yaban tavşanıyım...

6-2 biten man.united-fenerbahçe maçından hemen sonra
fenerli li rüştü tanınmamak için yaşlı bir adam
kılığına girer ve bir cafe ye gider. cafe de yanına
yaşlı bir bayan yanaşır ve : -"naber rüştü" der.

bunun üzerine rüştü delirir nasıl tanıdı bu kadın beni
diye düşünüp durur. ertesi gün yine aynı cafede aynı
kadın yanaşır rüştü'nün yanına yine -"naber rüştü"
der.

3.gün rüştü çok değişik bır kılıkta gider cafeye ve
yine aynı kadın yanaşır ve yine -"naber rüştü" der.
rüştü dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.

yaşlı teyze : -"olum ben tuncay len" der.

ingiliz,amerikalı ve türklerin bulunduğu gemi kaza yapar ve su almaya başlar.kaptan telaşla yolcuların arasına girer ve "lütfen herkes sakince filikalara doğru gitsin gemi su almaya başladı" .yolcular bu uyarıyı umursamaz ve aynen devam ederler.kaptan aynı uyarıyı birkaç defa yapar ve insanların gemiden ayrılmadıklarını görünce ç****izce geri çekilir.bu arada uyanık kaptan yardımcısı kaptana "ben bu insanların hepsini gemiden çıkarırım".kaptan nasıl yapacaksın bunu hemen yap".kaptan yardımcısı gider ve bir süre sonra geri döner.gemi bomboşdur.kaptan merakla sorar "ya nasıl başardın bunu??"kaptan yardımcısı anlatır. "ingilizlere sizin gibi asil bir milletin böyle batan bir gemide ne işi olur dedim hepsi denize atladı,amerikalılara deniz suyu insan sağlığına yararlıdır dedim onlarda hemen suya atladı.." kaptan hararetle sorar "peki türklere ne dedin onlar kesinlikle ayrılmaz gemiden!!"kaptan yardımcısı pişkin pişkin gülerek "türklerede denize girmek yasaktır dedim" .

üç arkadaş tren istasyonuna gitmişler. içlerinden biri gişeye
yaklaşıp bilet almış ve trenin kalkmasına ne kadar zaman oldugunu
sormuş.

- bir saat on beş dakika... arkadaşlarına dönmüş:
- daha çok var, hadi gidip su karşıki kafede çay içelim... oradan
buradan derken laf lafı açmış... birden
tren düdüğüyle kendilerine gelmişler.
koşarak dışarı fırlamışlar ama, nafile... tren kaçmış..
sormuşlar:
- sonraki tren ne zaman?
- bir buçuk saat sonra... yine dönmüşler kafeye. yine çay, yine laf
ve derken yine düdük sesi...
koşmuşlar ama bu defa da treni kaçırmışlar.
bir saat sonra bir tren daha varmış. dönmüşler kafeye...
ama bu kez uyanık duruyorlar.
trenin sesini duyar duymaz kalkmışlar ve koşmaya başlamışlar.
içlerinden ikisi; biri bir vagona, diğeri başka vagona zar zor
yetişmiş...
üçüncü ise geride kalmış ve yetişememiş...
bir süre dövündükten sonra baslamış katıla katıla gülmeye.
durumu gören istasyon memuru dayanamayıp sormuş:
- hem treni kaçırdın hem gülüyorsun!
- nasıl gülmeyeyim!... onlar beni uğurlamaya gelmişti...

kayseri'de yol çalışması yapılıyormuş. köylüler eşeğin birini salıp geçtiği yerden yolu geçiriyolarmış. o sırada oradan geçmekte olan amerikalı bir mühendis görmüş bunları.
merak etmiş; gitmiş yanlarına.
-merhaba dayı nabiyonuz böyle? demiş.
köylü -yol yapıyoz diye cevap vermiş.
-"e bu eşek ne" diye devam etmiş mühendis.
köylü genel prosedürü şöyle bir anlatmış. eşeğin yolun nerden geçecegine karar verdigini söylemiş. bizim amerikalı mühendis yerlere yatmış gülmekten, öyle şey mi olur diye. alaycı bir tonla:
- "eee demis, eşek bulamayınca napiyonuz?"
köylü:
- "o zaman amerika'dan mühendis getirtiyoz.

adamin biri sinemaya gider. tam sinemada film başlarken önüne saçını kazıtmış biri oturur ve sinemanın ışıkları bu saçını kazıtmış adamın kafasına vurur... arkasındaki adam bir türlü filmi izleyemez. adam içinden "şunun ensesine bi tane yapıştırayim" der sonra "oğlum adam iri yarı... ellese bile beni parçalar" diyip vazgeçerken yanına temel oturur..
adam temel'e dönüp "şu kafasını kazıtmış adamın ensesine bi tane vur sana 5 milyon verecem" der.
temel de dayanamaz adamın ensesine bi tane yapıştırır ve devam eder "ulan hasan sen burada mıydın" der. adam dönüp ;
"ne hasanı kardeşim" der
temel de "pardon kardeşim karıştırdım" der ve adam önüne dönünce 5 milyonunu alır.
adam dayanamaz ve temel'e dönüp "kardeş bi tane daha yapıştır sana 10 milyon verecem" der.
temel bi tane daha adamın ensesine vurur ve ilave eder "hasan sensin be yeme beni"
adam dönüp "hasan değilim kardeşim be " diyip ön koltuklardan birine oturur. temel'in yanındaki adam artık filmi bırakıp bu kafasını kazıtan adamı aramaya başlar ve bulur hemen temel'e dönüp "bak kardeşim işte oraya oturmuş. git ensesine bi tane daha vur sana cebimdeki tüm parayı verecem" der.
temel hemen kafasını kazıtmış adamın arkasına geçip ensesine bi tane yapıştırıp
"ulan hasan burda mıydın, ben de yarım saattır arkadaki adamı sen sanıp ensesine vuruyorum

afrika'da, çok geri kalmış olan bir köye gelen bir papaz, yerlileri eğitmeye çalışıyormuş. her sabah insanların iyilik yapmalarını, birbirlerine karşı iyi davranmalarını vaaz ederken, öğleden sonraları da,
kabilenin reisine, ingilizce öğretmeye çalışırmış.
bir gün papaz yanına kabile reisini alıp dolaşmaya başlamış. bu arada gördükleri şeylerin ingilizcelerini de söyleyerek reisin ingilizce bilgisini arttırmaya çalışıyormuş. bir kayanın önünde papaz "kaya" demiş, reis de "kaya" diye tekrar etmiş. bir göle gelmişler, papaz "göl" demiş, reis de "göl" deyince papaz sevinip "aferin" demiş.

biraz sonra çalılıkların arasında sevişmenin son aşamasında olan bir çifte rastlamışlar.
papaz, biraz kızarmış ve yutkunarak "bisiklete binmek" demiş. reis oynaşanlara söyle bir bakmış ve tüfeği ile ateş ederek her ikisini de öldürmüş. papaz şaşkınlık içinde bağırmış "ne yapıyorsun. bunca zamandır sizi medenileştirmek için uğraşıyorum, insanlara karşı iyi davranmanızın lâzım olduğunu, bunu tanrı'nın istediğini anlatıyorum. şu yaptığın işe bak!" reis parmağı ile ölü kadını göstermiş,

"bisiklet benim bisiklet"

yer çekoslovakya.
ikinci dünya savaşı dönemi.
çekoslovakya alman işgali altında.
bir tren kompartımanı. içeride 4 kişi.
çekoslovak genç ve güzel bir kız, kızın anneannesi, alman bir subay ve çekoslovak yurtsever bir delikanlı.
yurtsever genç tabii ki alman subaya haylı kıl durumda.

derken tren bir tünele girer. ortalık kararır. karanlığın içinde bir öpücük sesi, ardından da bir tokat sesi duyulur. tren tünelden çıktığında ise kimse renk vermemekte ama bir yandan da düşünmektedir.

genc kız kendi kendine : "bu genc sanırım beni öpmeye çalıştı, yanlışlıkla da anneannemi öptu. oh olsun tokatı da yedi" diye düşünür.
kızın anneannesi ise "bu çocuk herhalde bizim kızı öptü, kızım da hakkettiği dersi verdi. oh olsun" diye düşünmektedir.
alman subay ise dertlidir. kendi kendine "ulan herif kızı öptü, tokatı yiyen biz olduk" der.
çekoslovak genç ise aklından şunları geçirir: "elimin tersini öpüp şu ******** almana bir tokat attiım ya. aklımı seveyim

rus fizikçiler yerin 100 metre altında bakır tel bulduklarını,
bunun ise atalarının bundan 1000 yıl öncesinde telefon şebekelerinin
olduğunu kanıtladığını duyurdular.

bu olaydan 1 hafta sonra amerikan gazetelerinde ilginç bir manşet.
amerikan bilim adamları yerin 200 metre altında 2000 yıl öncesine ait
fiber optik hatlar bulduklarını, bunun ise, amerikan toplumunun
ruslardan 1000 yıl öncesinde gelişmiş digital haberleşme sistemleri
olduğunu söylediler.

bir hafta geçmeden türk gazetelerinde yeni bir manşet.
türk bilim adamları yerin 500 metre altına kadar kazdıklarını ve
hiçbirşey bulamadıklarını, bunun ise atalarının 5000 yıl öncesinde
mobil telefon ve kablosuz iletişim sistemlerine sahip oldukları
sonucuna vardılar....


türküm 1018

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 11:44 AM
Adamin biri Pet Shopa giderek bir Papagan almis. Satan adam ise papaganin çok küfrettigini söylemis.Bizimki yine de almis ve evine koymus.Papagan kendisine ve gelen misafirlere sürekli "G.tünü s.kim" diyormus. Bu durum 2-3 gün sürekli tekrar etmis ve papaganin "G.tünü s.kim" sözleri bir türlü bitmiyormus.Sahibi aldigi yere ne yapacagini sormus.Satici ise kafesinin üstünü 3 gün boyunca bir bezle örtmesi halinde papaganin düzelecegini söylemis.Adam papaganin kafesinin üstünü örtmüs.1. gün 2. gün kustan hiç ses çikmamis.3. günün sonlarina dogru adam durumdan süphelenmis ve bezi biraz kaldirmis. Papagan da:

-"Noldu g.tün mü kasiniyo?" demis.
__________________

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 11:59 AM
İNATÇILIK ŞAMPİYONASI
Karadeniz sahilinde bir kahvede inatçilik sampiyonasi düzenlenmis. Üç müsabik ortaya çikmis, baslarindan çikan birer olayi anlatip, kahve sakinlerinden sampiyonu seçmesini istemisler.
Birinci müsabik:
"Bir aksam isten eve döndüm, kapiyi çaldim, hanim kim o dedi, kim olacak bu saatte, kapiyi baska kim çalar ki! Kizdim. Kapiyi ben çaldim, hanim israrla kim o dedi. Bu sabaha kadar böyle devam etti. Sabah oldu ise gittim."
Ikinci müsabik:
"Agriyan disimi çektirmek için disçiye gittim. Disçi hangi disin agriyor diye bana sordu. Madem koskocaman disçi, agriyan disimi o bulsun diye inat ettim. Disçi bütün dislerimi çekti. Sira agriyan disime gelince, yine agriyor demedim ve agzimdaki bu tek dis inadimdan kaldi."
Üçüncü müsabik:
"Evlendigim ilk gece hanim bana dokunma dedi. Ben de inadim tuttu. Aradan 17 yil geçti, hala dokunmadim."
Bu arada jüri baskani
"Ama senin üç tane kocaman çocugun var, nasil olur?"
diye sorunca:
"Inadimdan onlarin bile nasil oldugunu sormadim."

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 11:59 AM
BEYİN NE
İŞ YAPAR?

Temizlikçi bir kadın dışardan ilkokul diploması
almak için sınava girer.

Tabiat bilgisi soruları ve cevapları şöyle:

Soru: Mide ne iş yapar?

Cevap: Sindirim yapar, yediklerimizi öğütür

Soru: Akciğer ne iş yapar?

Cevap: Solunum yapar. Bizi yaşatır.

Soru: Kalp ne iş yapar?

Cevap: Dolaşım yapar.

Soru: Beyin ne iş yapar?

Cevap: Bizim apartmanda kapıcılık yapar..

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 11:59 AM
Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve seni en akıllı seçiyoruz demişler. Doktorlardan biri: Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin demiş. Deli: Gelemez ki! Doktor: Neden gelemezmiş? Deli: Çünkü kuruması için onu astım!


Ekonomik kriz yuzunden buyuk para problemi olan Temel, cocuk kacirip fidye istemege karar vermis. Sehrin büyük bir parkinda çocugun birini gözüne kestirmis.

Once bir not yazmis; "Cocugunu kaçirdim. Bunu yaptigim icin uzgunum ama kusura bakma cunku gercekten paraya ihtiyacim var. Yarin sabah saat 7’de falanca parktaki filanca agacin altina bir siyah cantada 5 milyar getir.
Imza: Laz."

COCUGUN YANINA gitmis, notu COCUGUN CEKETININ ic cebine koyup, dogruca evine gitmesini ve notu babasina gostermesini söylemis.

Ertesi sabah parka geldiginde soyledigi agacin altinda, soyledigi renkteki cantada icinde 5 milyar olan emaneti bulmus.

Baska bir notla birlikte;

"Paran burada ama bir USAGIN HEMSEHRISINE böyle birsey yapmasina inanamiyorum"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 11:59 AM
8 - 9 yaşlarında bir çocuk var, bu çocuğun en sevdiği şey yatak odasındaki dolaba girip oyuncak beyaz ayısı ile oynamak.
Yalnız bu duruma annesi cok kızıyormuş çünkü kocası yokken sevgilisini eve getiriyormuş.
Yine bir gün annesi sevgilisi ile dışarıda iş üzerindeyken çocuk dolapta beyaz ayısı ile oynuyormuş... Bu sırada kadının kocası gelmiş kapı çalınmış, kadın panik ile adamı dolaba sokmuş..
Bu sefer kocasıyla dışarda sevişmeye başlamışlar.
Bu sırada içerde çocuk ve adam karşı karşıya oturuyorlar.. bir süre sonra
* Amca,
* Efendim? * Benim bi beyaz ayım var..
* Eee.?
* Sen onu alıcaksın
* çocuğum ben koca adamım ne yapıyım ayıyı?
* yok yok alıcaksın.. * Almıcam ulan
* Alıcaksın, yoksa çıkar babama söylerim
* Peki peki sus... ne kadar ?
* $50
* Hadi lan .. ben $50 vermem ona
* Peki bende çıkar babama söylerim...
* peki peki ... al şunu ..
aradan bi süre geçmiş..
* Amca
* ne var?
* ayımı geri ver..
* hadi lan ben ona $50 saydım..
* vericeksin, yoksa çıkar babama söylerim..
* peki lan velet al sus şunu..
biraz sonra
* Amca..
* ne var
* benim beyaz ayı varya...
* eee ..?
* sen onu geri alıcaksın $100
* Hmmppf !
Bu böyle sabaha kadar devam etmiş.. çocuk adamın cebindeki tüm parayı almış. Ertesi gün gitmiş... Paralarla kendisine bir bisiklet almış.. Eve dönmüş annesi bisikleti görmüş *bunu nerden buldun? demiş O da
*yerde para buldum onunla aldim demiş..
Annesi
*Olmaz çocuğum sen günah işlemişsin, git bisikleti geri ver, parayı geri al .. sonra o parayı kiliseye bağşsla.. gitmişkende parayy nasyl bulduğunu anlat ve günah çıkar demiş...
Çocuk istemeye istemeye gitmiş, bisikleti geri vermiş, parayı almış.. sonra parayı kiliseye bağışlamış ve günah çıkarma odasına girmiş...
Rahip kabinin diğer tarafından seslenmiş *Buyur çocuğum
* Rahip amca benim bi beyaz ayım var
Rahipten gelen cevap:
*S..tirrrrr gitt laaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan..!!

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 11:59 AM
merika'da zencinin biri pasaportunu kaybetmiş. tam da türkiye'ye tatile gideceği gün. aksilik bu ya...
uçağı kaçıracak, kara kara düşünürken yolda bir pasaport bulmasın mı ?!..
hemen almış yerden, bir bakmış ki leanardo di caprio'nun pasaportu.. "ne olursa olsun" demiş ve şansını denemeye karar vermiş.
çıkarmış leonardo'nun fotografını, kendi fotografını yapıştırmış.. uçmuş türkiye'ye.
atatürk hava limanında görevli gümrük memurunun karşısına geçmiş.. kim olabilir memur.. tabi ki temel... :-)
almış pasaportu eline temel adamın ismine bakmış :
''leonardo di caprio", fotografa bakmış, bir zenci.
adama bakmış aynı zenci... bir kaç şaşkın bakıştan sonra
temel öbür masaya seslenmiş,
ula cemal, bu titanik batmış mıydı, yanmış mıydı?

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 11:59 AM
Askerde kamuflaj yarışması var... Herkes çuvallara giriyor,, komutan gelip tekme atıyor onlarda hayvan sesleri çıkarıyorlar komutan onaylıyor... Birinci çuvala vuruyor.. Hav hav hav. Komutan aferin diyor köpek çuvalı....
İkinci çuvala vuruyor, miyav miyav.. Komutan gene beğeniyor.. Böyle on onbeş çuval geziyor. Hepsi çok iyi taklit yapıyorlar...
En son çuvala vuruyor ses yok... Daha sert vuruyor gene ses yok, tekme, tokat, tahta, tüfek, ses yok... Askerlere emir veriyor iyicene tekmeleyin...
Çuvaldan kan sızmaya başlıyor.. Beş dakika sonra da ince, bitkin bir ses: "Patateeeeeees"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 11:59 AM
Tetikçi

Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. seçtigi adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına çağırdı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu: - "Para nerede?" Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi: - "Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiginizi anlamıyorum." Tercüman tercüme etti: - "Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş. " Baba 38’liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beyninedayadı: - "Şimdi sor bakalım, para nerede." Tercüman işaretle sordu: - "Para nerede?" Sağır-dilsiz kan ter içinde isaretle yanıt verdi: - "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacınn kovuğunda yüz bin dolar var." - "Ne söyledi?" dedi Baba. Tercüman yanıtladı: - "Dedi ki, hala neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz yürek istermiş."



Temelin babası nasıl öldü?

Temel’in babası vefat eder... Cenazeye gelen bir aile dostu Temel’e sorar: Nasıl oldu? Cevap: 30.kattan aşağıya düştü... Adam: Vah vah desene çok feci ölmüş... Temel: Yok yok öyle ölmedi... tam yere düşecekken manavın tentesine çarpıp tekrar yükseldi... Adam: Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman. Temel: Yok! Karşıdaki kasabın tenteden zıpladı bu sefer karşı binanın çatısına... Adam: Demek çatıya çarpıp öldü. Temel: Yok ya! Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti... Adam: Deme ya! Çarpıldı o zaman... Temel: Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı. Adam: 200 metreden yere çakıldı öyle mi? Yazık... Temel: Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye... Adam: Orda mı öldü? Temel: Yooo... Ordanda yine kasaba... En sonunda bunalan adam Temel’e bağırarak sordu: Ulan nasıl öldü bu adam? Temel: "Baktık durmuyo... Vurduk!"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 12:00 PM
Karar Ver
Temel diş doktoruymuş.
Bir gün ona yirmi yaş dişini çektirmeye
bir kız gelir.Korku içindeki kız,
"Başıma bu gelmeseydi de hamile kalsaydım"
Temel cevap verir : "Kararını ver koltuğu ona göre ayaralayacağım"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 12:00 PM
BENDE BU KAFA VARKEN
Delinin biRisi hastaneden tabuRcu olacakmis ve son muayene için bas hekim geliR. Deliye soRaR :
-Elin neRede?
Deli gösteRiR.
-Bacagin neRede?
Deli yine gösteRiR.
-BuRnun neRde?
Deli yine gösteRiR.
Bas hekim doktoRlaRa :
-BiRakin emRini veRiR ve çikaR. Hekim çiktiktan sonRa deli göbegini gösteRiR ve :
-Bende bu kafa vaRken tabi saliveRiRsiniz, deR.

BES VAR
Iki deli aRasinda konusma :
-Saat kaç?
-Bes vaR
-Kaça bes vaR?
-BilmiyoRum, akRebini kaybettim.

BIR KEDI DAHA
Akil hastanesinden kaçan iki deli, kaRsidan gelen bekçiyi göRünce iRi gövdeli biR çinaRin aRkasina saklandilaR. Bekçi, onlaRin ayak sesleRini isitmisti. SoRdu :
-Kim o?
IçleRinden biRi kedi gibi miyavladi. Bu basaRili miyavlamadan sonRa bekçi yüRüyüp gidiyoRdu ki, delileRin ayaklaRi altindaki yapRaklaR hisiRdadi. Bekçi geRi dönüp yine seslendi :
-Kim vaR oRada? Ikinci deli cevap veRdi :
-BiR kedi daha.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 12:00 PM
Piyanist Temel

Temel Laz olduğu için kendinden nefret ediyormuş. Amerikaya gitmiş ve birçok ameliyattan sonra burnunu düzelttirmiş, iyi şekilde İngilizce öğrenmiş ve meşhur bir piyanist olmuş. Birgün büyük bir topluluğa konser verdikten sonra seyircileri selamlarken ön taraftan bir ses duymuş: -Helal sana hemşerum, çok iyi çalayusun da! Temel: - Benim Laz olduğumu nereden anladın yahu. Halbuki Lazlara benzememek için bir sürü ameliyat oldum. - Nasıl anlamayayım, demiş adam. Bütün piyanistler otururken sandalyeyi kendilerine çekerler, sen ise sandalyeye oturup piyanoyu kendine çekeyusun da!



El Yazısı

Temel’in eldivenle yazı yazdığını görenler sormuş: Niye eldivenle yazıyorsun, zor olmuyor mu? Zorluğuna zor ama el yazımın tanınmasını istemeyrum.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 12:00 PM
asli bir çift her yil yilda bir gelen festivale giderlermis. Her sene yasli adam gezi basina 10 dolara biletle katilinan bir uçak gezintisine katilmak ister, her sene de karisi itiraz eder ve söyle dermis: "10 dolar 10 dolardir."
Üç yil bes yil "10 dolar 10 dolardir" derken en sonunda yasli adam demis ki; "Bak, artik 71 yasindayim, bu uçaga bu sene binmezsem bir daha hiç sansim olmayabilir." Fakat karisi tinmamis ve söyle demis; "10 dolar 10 dolardir...". Ama bu sirada uçagin pilotu bunlari duymus ve ikisine bir pazarlik önermis. Ikisi de uçaga binecekler, eger uçusun basindan sonuna ses çikarmadan dururlarsa bedava. Ama eger çit çikarirlarsa, 10 dolar ödeyecekler... Yasli çift kabul etmis. Ve uçaga binmisler. Pilot da bahis söz konusu olunca baslamis acayip manevralar yapmaya... Taklalar atmis, uçagi kendi ekseninde döndürmüs, ani duruslar, dönüsler, dalislar yapmis.
Ama arkadan ses yok! En sonunda pes etmis ve uçagi indirmis. Yasli adama dönmüs;
"Bildigim her numarayi denedim. Iyi dayandiniz. Ikiniz de çit çikarmadiniz... Yasli adam cevap vermis: "Karim uçaktan düsünce aklimdan söylemek geldi, ama 10 dolar 10 dolardir..."

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 12:00 PM
Başhekim bir gün deliler hastanesinde hastaları ziyarete çıkar ve bir köşede delilerin kendi aralarında bir rakam söyledikten sonra güldüklerini görür ve sorar:

- "Neden söylediğiniz her rakamdan sonra gülüyorsunuz diye?"

Delinin biri cevap verir:
- "Biz der bütün bildiğimiz fıkralara numara verdik.. 5 dediğimiz zaman 5 numaralı fıkra aklımıza geliyor gülüyoruz; 8 deyince 8 numaralı fıkra aklımıza geliyor, gülüyoruz", demiş.

Başhekim "bir de ben söyleyeyim o zaman", demiş. "5", demiş çıt yok, "7" demiş çıt yok.. Bakmış çıt yok; sormuş "ben söyleyince neden gülmüyorsunuz?"

Delinin biri cevap vermiş: - "Başhekimim anlatmadan anlatmaya fark var..."

Hastane de delinin birisi kosarak nefes nefese Doktorun yanina gelir. -"Doktor, Doktor bugün hastane den üc tane deli kacti."
-"Ne!! cabuk söyle ne tarafa kactilar."
-"Biri su tarafa,biri bu tarafa."
-"Peki ya öteki?"
-"Öteki de benim"

Deli , kahveye girdiğinde soluk soluğadır. Boş bir masaya oturup ocağa seslenir;
- Bana bir çay !
Çay gelir, şekerleri atıp karıştırır. Garsonadan yine şeker ister. Onları da atıp karıştırır, yeniden ister. Garson;
- Sekiz şeker koydunuz çaya, der şaşkın şaşkın,
- Koydum ama , işte görüyürsun, hepsi eriyor

Delinin birisi bilmeden havuza düşmüş. Bunu da bir başka deli görmüş ve omu kurtarmak için havuza atlamış ve de kurtarmış. Doktorlar sonra kurtaranı çağırmışlar ve tebrik etmişler ve de "Havuza düşeni çağır da, onunla konuşalım" demişler. Kutaran deli de "Olmaz, onu kurusun diye astım" demiş...

İki deli hastanenin bahçesinde el feneri ile oynuyorlar,bi yakıp bi söndürüyorlarmış.Sonra delinin biri diğerine:

-"Ben ışığı yakim sende gökyüzüne doğru tırman."demiş.Diğer deli:

-"Ya,sen beni delimi sandın.Tam ben tırmanırken ışığı söndürecen bende aşağıya düşecem demi,çok adi sin"..

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 12:00 PM
Temel Tahlile Gider

Temel hastaneye gitmektedir. Girişte birinin ağladığını görür. Yaklaşır ve sorar: "Hayrola hemşerim! Neden ağlıyorsun?". Adam: "Kan tahlili yaptırmaya geldim. Parmağımı kestiler." der. Bu sefer Temel daha şiddetli bir sekilde ağlamaya başlar. Bu sefer susan adam Temel’e sorar: "Hayırdır hemşerim. Sen niye ağlamaya başladın?". Temel: " Ben..." der, "İdrar tahlili yaptırmaya geldim..."



Temel’in Kaynanası

Temel bir gün kahveye girmiş.Üstü başı yırtıkmış. Ne oldu diye sormuslar. Temel: "Kaynanamı gömdük."diye cevap vermiş. Kahvedekiler: "İyi de bu halin ne?" Temel: "Biraz direndi de."

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 12:00 PM
Telefon

Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar anlatmaya başlar; -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır. Sıra türkiyeye gelir ve Temel başlar anlatmaya -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama birşey bulamadık. Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.



Araştırmacı Temel

Temel hayvanları araştırma konusuna oldukça ilgi duymaktaymış. Bir gün bu merakını gidermek için laboratuarını kurarak çalışmalara başlamış. Örnek hayvan olarak bir PİRE almış. Çok hassas aletler ile bu işe başlayan Temel, eline çok hassas bir neşter alarak pirenin ayaklarının ucundan biraz kesmiş ve masanın üzerine bırakmış ve pireye ZIPLA BAKAYIM diye seslenmiş, doğal olarak zıplayarak dolaşan bir hayvan olan pire yarım yamalak da olsa zıplamış, o sırada Temel hemen yakalayarak ayaklarının tamamını yontmuş ve masanın üzerine tekrar bırakarak seslenmeye başlamış. ZIPLA BAKAYIM, ULA ZIPLASANA, ZIPLA BE HAYVAN. Fakat ayakları kesilen pireden hiçbir hareket yok..... Temel hemen kalem kağıdı alarak raporu yazmaya başlamış. PİRE incelendi. SONUÇ: "PİRE’nin ayakları kesilince kulakları duymamaktadır."

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 12:00 PM
Dünya Feministler kongresi Dünya feministler kongresinde, Amerikan Delegesi Hanımefendi kürsüye gelmiş;

"Geçen yılın kararlarını aynen uyguladım. Eve gider gitmez kocama:
-"Bundan sonra temiz çamaşır istersen kendi çamaşırını kendin yıka. İşte makine orda..' dedim.
İlk gün birşey görmedim.İkinci gün birşey görmedim. Üçüncü gün bir baktım, makinenin başında sadece kendi çamaşırlarını değil, benimkileri de yıkıyor."


Alman Delegesi söz almış;

Ben de kararımız gereğince kocama:
-"Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan kendi bulaşığını kendin yıka' dedim..
Birinci gün birşey görmedim. İkinci gün birşey görmedim. Üçüncü gün baktım, makinenin başında sadece kendininkileri değil, benim bulaşıklarımı da yıkıyor."


Üçüncü konuşmacı bizden, feminist kardeşimiz;

- "Türkiye'ye döner dönmez kararımız gereğince kocamla konuştum. Ona dedim ki:
-"Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pişirmen gerekecek. İşte mutfak orada.."
Birinci gün birşey görmedim. İkinci gün birşey görmedim. Üçüncü gün sol gözüm biraz açılır gibi oldu, hafiften görmeye başladım...

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 12:01 PM
HURIYE-DURIYE-NURIYE

Huriye, Nuriye ve Düriye 75-80 yaslarinda, çok eski üç arkadastir. Bir gün Huriye Nuriye’ye telefon eder ve birlikte Düriye’ye giderler. Biraz muhabbetten
sonra Düriye kahve yapar ve içerler.

Biraz sonra Düriye yine :

-"Ay kusura bakmayin unuttum, birer kahve yapayim da içelim" der. Huriye ve Nuriye birsey demezler ve içerler. Aradan biraz zaman geçer.

Düriye yine :

-"Size bir kahve bile yapmadim hemen yapayimda içelim" der ve yapar getirir. Bizimkilerde yine itiraz yok. Aksama dogru Huriye ve Nuriye kalkarlar,
yola düserler. Yolda bastonlari ile yavas yavas yürürken aralarinda su konusma

geçer;

Huriye :

-"Kiz Nuriye, gördün mü Düriye’yi..!!! Ne kadar pinti olmus. Bize bir kahve bile ikram etmedi"

Nuriye :

-"Kiizzz Düriye’yi ne zaman gördün??"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 12:01 PM
Temel'e mektup

Oglum...

bu ikinci mektupuda para cibin unuttuk citti.

neyse..

sağa bu mektunu yeni evimizden yazayrum.
pugün yeni pir eve tasunduk.. sağa adresi verecektum lakin pizden onceki komşularımız kapi numarasini sokmusler onun için sağa adresi veremeyrum.

Pizden cd lerini istemişsun. Eyi etmişsun. baban valizini doldururken cd ler fazla yer kaplamasun diye cd leri ikiye kırıp öle kodu çantaya.. alınca birleştirur kullanursun.

kurban bayrami yaklaştu malum.. baban bi kurbanlık aldi. sana kurbanlıklan çekturduumuz resmi cöndereyrum.. sağdaki baban soldaki ben ortadakide kurbanlık. Heralde tanımışsundur.

yeni ev demiiştimya.. bizim evin elektriklerini kesmişler baban düğümlemeye çalışırken elektrik celdu babanu carptu. haçan hastaneye cittiler birazdan celurler.

başumuza celmeyen tersluk kalmadi.. evin salonuylan oturma odasını ayrı etmişler.. baban duvarları birleştirmek içun azcık dinamit kullandı..salonlan oturma odası yıkıldı ama olsun artık evimizun bide açık manzarası oldu..

Evin salonunu zate şimdide kullanamayruk.. malum hava kış.. yagmur yağayi. baban teknesini çestu odun etti.. sobada onu yakayruk.Akıllı baban Yeni teknesini ıslanmasun diye salonda yapai. pitince 13 metre olacak.. artuk bool bol hamsi tutarsiniz. gerçu üçüncü kattan tekne nasıl inecek onu pilemeyrum. İnşaati yapan mutahit karadenuzlu pi hemşerumuzmuş, pinayi diktikten sona merdivenleri yapmai unutmuş.. Eve ip merdivenlen çıkayruz. Bazende odundan yangın merdivenini kullanayruz.

oğlum seni çok özledik baban elbiselerini koklayip turai.. onun yüzünden 3 aydır elbiselerini yıkayamayrum. neyse okul 4 sene sonra pitecek.. o zaman yıkarum..

kardeşunu merak edersen ilkokulu pitirdu.. hepmzin cözleru yaşardi sorma.. ee yaşı 19 oldu seneye askere cidecek..
morali pozulmasun tiye bişey demeyruk ama askeriyedeki albay bunu bahriye etmezler dedu. sanirum karadenizden bi parçada yanında ***ürmek zorunda kalacak.. baban şimdiden onun için bi havuz yapai..

mektubumu pitirirken cözlerinden öpeyrum.. valizine koyduum hamsi recelini iyi bi yerde sakla..

anan fadime...

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:25 PM
Laza karayollarını boyama işi vermişler. Laz başlamış çalışmaya. İlk gün tam 200 metre boyamış. İkinci gün 100 metre, üçüncü gün 50 metre. Artık dördüncü gün 10 metre boyayınca amiri Lazı çağırmış:
- Hayırdır evladım iyi çalışıyordun ?
- Ben yine iyi çalışıyorum
- İyi ama dün 50 metre bugün de 10 metre boyamışsın.
- E... haliyle. İlk günlerde boya kovasına gidip gelmek kolaydı, sonraları çok vakit almaya basladı



emel ormanda agaç kesiyormus, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temeli bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun;
-Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş,
Temel de anlatmış;
- Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan ı taniyruuum, ne de yengesuni..



Temel, bir haftalığına gittiği memleketten, haber vermeden erken dönünce karısını evde başka bir erkekle yatakta bulur. Derhal belinde taşıdığı tabancasına davranan Temel, yatakta yakaladığı adamı alnının ortasından vurur. Tabancayı tam kendi kafasına doğrultmuşken, karısı haykırarak üzerine atlar:
- Dur Temelim, kıyma kendine!..
Temel, sinirden titreyerek haykırır:
- Sus kaltak, sira sana da gelecek!..



Temel tarlada çalışırken çişi gelmiş, çıkarmış oraya çişini yaparken başlamış bağırmaya
-"uyy yandum!..".
Fatime kosmus yanina -"Ula ne oldi?"
Temel: -"Ari sokti çukumi daa."
Hemen kasabaya doktora giderler. Doktor Temelin aletini eline alır evire çevire incelerken Fatime de yandan onlara bakmaktadır. Fadime doktorun kulağına eğilir ve der ki:
-"Toktor bey acısını al ama şişluk kalsun




Temel evlenir iki ay geçer ama tık yok, haber önce Hatice'nin annesine, oradan tüm mahalleye ve tabii ki Dursun'nun kulağına gelir. İlk karşılaşmada Dursun dayanamaz sorar.
-Evlilik nasıl gidiyor Temel
-İyi gidiyor
-Nasıl böyle dersin tık yokmuş daha?
-Henüz hiç bir kötülüğünü gormedim ki.!!




Temel marangoz ama ne marangoz mesleğinin zirvesinde derken trabzona dünyanın en büyük sirki geliyor çadır direğini dikmek içinde usta bir marangoza ihtiyaç var arayıp soruşturuyorlar en iyi usta olarak temeli tavsiye ediyorlar temel sirke gelip ne iş yapılacağına bakıp takımlarını alıp geliyor ve direğin üstüne çıkıp başlıyor direği yere çakmaya bu sırada sirkin patronu aşağıdan temeli seyrediyor derken temel birden havada iki parande üç salto atarak yere iki ayağının üstüne ve ellerini bacağının yanlarına vurarak sağlam bir şekilde düşüyor bunu gören patron içtiği puroyu yutuyor ve koşarak temelin yanına gelip aynı hareketi yapmasını ve bunun karşılığında ise çok büyük para kazanacağını anlatıyor temel ise kesinlikle olmaz diyor patron gene aynı hareket için para ve 20 senelik ip canbazlarının bile bu hareketi yapamadığını anlatıyor adam ısrar ediyor temel kabul etmiyor adam gene ısrar temel en sonunda adamın kulağına eğilip ula hemşerim benim her sefer aynı hareketi yapmam için direğin tepesinde aletin başına mı vurmam lazım.




Temel ile tursin askerde eğitimlerini paraşütçülük üzerine yapıyorlardı.
Komutan: Bu bir deneme atlayışıdır, şimdi herkes sırayla atlayacaktır sonra aşağıda buluşma yerine gidip diğerlerini bekleyecektir, eğer paraşüt açılmazsa fazla telaş yapmayın ikinci paraşütü deneyin der ve herkesi teker teker atlatır. Temel birinci paraşütü çeker açılmaz o anda ordan geçen Dursuna bağırır:
- Ula Tursun paraşüt açilmiy der.
Dursun soguk bir kanlılıkla yedeği çek der. Temel onuda dener oda açılmaz. Temel Dursuna yine bağırır:
- Ula yedeğide çektum oda açilmiy, galiba yere çakilip öleceğum Dursun der. Dursun Temeli şöyle bir süzer ver derki:
- Ula Temel hiç korkma haçen bu sadece denemedur.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:26 PM
damın biri beynini değişmek ister. Bunun için bir beyin doktoruna gider... Doktor fiyat listesini gösterir.. Listede şunlar gözükür...
1 Astronot beyni 25.000
1 Profesör beyni 50.000
1 Karadenizli beyni 1.000.000
Adam listeye baktıktan sonra karadenizli beyninin neden pahalı olduğunu merak eder ve doktora sorar.. Doktor şöyle yanıt verir.
- Bir astoronot öldürüyoruz iki beyin çıkıyor, bir profesör öldürüyoruz 5 beyin çıkıyor ancak 100 karadenizliden ancak bir beyin çıkıyor.



Yargıç, otomobil çalmak suçundan sanık olarak karşısına getirilen Temel'esordu:
- Otomobil çalmışsın, bunu neden yaptın söyler misin?
- Sahibi yok sanmiştum...
- Peki, sahibi olmadığı kanısına nereden vardın?
- Mezarluğun önine parketmiştu da...



Temel duş almaya girer, şampuanı saçlarına boşaltıp ovalamaya başlar. Sırtını keselemeye gelen annesi sorar :
- Oğlum kafanı ıslatmıyacak mısın ?..
Temel cevap verir :
- Yok anne bu şampuan kuru saçlar içinmiş !..

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:26 PM
Bizim Temel birgün elinde bir çantayla havaalanına geliyor. Havaalanındaki güvenlik alanından geçerken tarama yapan alet alarm veriyor, bunun üzerine güvenlik görevlisi Temel'e soruyor:
- Çantanızda ne var
Temel: - Kuş yemi var diyor.
Gorevli: - O zaman bir daha geçin bakalım diyor ve Temel tekrar geçiyor ama alet yine ötüyor bunun üzerine görevli Temel'e çantasını açmasını söylüyor ve Temel çantayı açınca görevli çantada mücevher, altın, saat gibi değerli şeylerin olduğunu görüyor ve Temel'e soruyor:
- Hani kuş yemi vardı çantada?
Temel: - Valla ben bunları ***ürüp kuşun önüne koyuyorum ister yer ister yemez...



Temelle dursun bir gün sinemaya giderler filmde bir at yarışı sahnesi vardır ve temel dursuna sorar
-iddaya varmisun ben diyrum 1.at kazanur.
dursun; -oldi benda 2. ata oynayrum
iddayı temel kazanır ve temel dursunun 5 milyonunu alır ertesi gun temel dursunu arar
-dünkü film faridiya ben oni bidaa seyretmiştum vicdanum rahat etmedi onun içun aradum
dursun; benda seyretum
temel; o zaman niye 2. ata oynadun
dursun; süpriz oynadum olum



Temel evlenemiş.Kızın babasının evine ziyarete gitmişler.Gece Fadime sevişmek istememiş.
-Neden kaçaysun, diye sormuş Temel.
-Ha pura pabamın evii, demiş Fadime.
-Purası pabanın evi de, pizim ev çerhane midur



Dursun,köyünden ayrılıp,çalışmak için İstanbul'a gider.. Aradan uzunca bir süre geçer, ama,Dursun'dan haber alınamaz.. Köyde sevilen bir kişi olan Dursun'un akibetini araştırmak üzere arkadaşı Temel!i İstanbul'a gönderirler.. Onbeş-yirmi gün sonra Temel döner..Kahvede toplanan köylüler merakla Temel'e sorarlar:
-Ula Temel,Dursun'i buldun mi.?...
- Hee..bulmuşim oni...
-Peçii nasildir?..İyi mudir..köti mi.?..
- açan,hem iyudurr..he mi de kötii..
- Ula o nasıl oluyii..hem iyi,hem kötii..
-Kötüdir,Çünkü Dursun **** olmuştirr..
- uyy..Haçan bunun iyiliği nerde dür.?..
- Valla ben kendisini düzdüm..Muamelesi çok iyi daa..



Midesi ağrıyan Temel, doktora gider. Tanıdık olan doktor, Temel ile biraz dalga geçmek için, kısa bir muayeneden sonra hemen teşhisi koyar:
- Temel, sen hamilesin.
Temel, kendi kendine söylenir:
- Ne? Yaktın beni Fadime, sana kaç kere "Sevişirken üste çıkma" demiştim

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:26 PM
Temel ile Fadime yatakta sevişirken Fadime sürekli olarak Temel'e " Temel bu iş böyle olmuyor önce uyarılmam lazım" diye itiraz etmekteymiş. Temeli'in canına tak etmiş. Bir sabah işe giderken;
- "Bak Fadime seni uyarıyorum akşama seni halledeceğum ona gore. Sonra uyarmadı deme.




Temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı..Pastacı çıraklığı ile alışdığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye'nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı.. Bir gün karısına "Paraları mezara ***ürecek halimiz yok. Kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim" dedi.."Bizim oradaki hemşerilerle konuştum... Herseyi iyice öğrendim. Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar yeter.. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar..."Temel, neyi var, neyin yok sattı. Paralarını dolara çevirdi. Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına aldı. Uçağa bindi.. Los Angeles'e uçtular birgün... Uçsuz bucaksız Nevada çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. Las Vegasa zorunlu iniş yapmak zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri" Buranın en lüks otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu kentin Las Vegas olduğunu unutmayın. Kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza.." derler.. "Kumar mı" dedi, Temel, karısına.."Kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı... Allah göstermesin.." Ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi.Temel herşeyini rulet masasında biraktı. Rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bi 25 sentlik sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. Temelin başına gelenleri anlamıştı.
Temel"çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim" dedi. Kartı aldı, cebine attı.. Tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi, rahatladı..Çıktı..Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına, Tek Kollu Canavar çıktı.Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ...Alet boşaldı adeta.. Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. Bunlari fişe çevirdi, rulet masasına döndü..Gerisi peri masalı.. İki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu. İki ay sonra yeni Kalifornıyalı Temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı.Parası da vardı. Bir pastane açtı. Pastaları öylesine tutuldu ki, önce Los Angele'e, sonra Kaliforniya'ya, sonrada tüm Amerika'ya yayıldı,Temel Pastaneleri... Bir kaç yıl sonra, Temel, Amerika'nın en zengin adamları arasına girdi. Temel Pastaneleri'nin onuncu yılı dolayısı ile büyük bir gece düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü konuklar bir araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konusma yapmak için kürsüye çıktı.. Tüm başına gelenleri anlattı..
"Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse Amerika'daki her taşın altına bakacağım.." Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... Adı, adresi sizde olmalı zaten.." "Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi temel.. "Ben,tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!.."




Temelin bir kedisi varmış ve hergün düzenli olarak gezmeye çıkartırmış.Birgün yolda karşılaştığı bir arkadaşı:
-Ula senun paşka işin yok midur pikmaymusun herkün bu kediyi gezdirmekten? diye sorunca Temel:
-KPende piktum ama ne yapayum ha pu kedi pakiredir istemayrum pi de yavrulasın korkayrum salamayrum! demiş. Bunun üzerine arkadaşı:
-Ula usağum ha punun kolayi fardur... Penzine pula sal oni yanuna gelmez kedi medi..
Temelin kafasına yatmış bu yöntem bir deneme yapmış bakmış gerçekten yanına kedi falan yanaşmıyor hergün sabahtan salarmış kediyi benzine bulayıp... aksam hava kararınca kedi de eve dönermiş rahat etmiş Temel, taaa ki bir akş am kedi hava kararıpta hala eve dönmeyinceye kadar...
Bir telaş bir telaş oraya bak buraya sor yok yok gitti bizim kedi diye düşünürken rastladığı mahallenin çocuğu
-ha pen kördum senun kediyi şu ileriki ranpada penzini bitmiş öbür kediler dayanaydu...



Temel ile fadime birbirlerini çok istiyorlarmış. Fakat utangaçlıklarından birbirlerine açılmak ne kelime konuşmaları bile çık zormuş. Tesadüfen yalnız kaldıkları bir günde artık canına tak demiş olan temel fadimeye; habu findukluklardan yukarı bir çikalummi der. Fadime de he temel çikalum der. Biraz yürürler. Temel konuşacak kelime bulamaz, fadime durumu anlar bari bir soru sorayımda temel açilsun diye düşünür.
-"Uy temel habu findukluklar kimundur" der.
Temel hemen atılır
-Emicemundur bi tane koparanun a...na koyarum ",
Fadime hemen bir fındık koparır. Temel fırsatı kaçırmaz hemen sarılır fadimeye fındıklıkların altında işlerini bitiriler.
Sonra kalkıp tekrar yürümeye başlarlar ikiside mutludur. Biraz sonra fadimenin canı çeker temele tekrar sorar,
-"Temel, habu findukluklar kimundur.
Temel" dayimundur, bitane koparanun a.. na koyarum der.
Fadime hemen birtane koparır. Temel tekrar sarılır fadimeye uzun uzadıya fındıkların arasında işlerini görürler.
Tekrar kalkarlar yürüler. Biraz sonra fadimenin canı tekrar ister temelde aynı işi yapar. Bu böyle birkaç defa daha devam eder fakat Temelin pili bitmiştir, ama fadime doymak bilmez tekrar sorar
"Uy temel ha bu findukluklar kimundur da",
temel "ha bilmeyirum galiba fiskobirluğunduler"




Bir gün temel bir minübüse durması için işaret etmiş adam ellerini havaya kaldırarak ve tüm parmaklarını oynatarak çok kalabalık demiş.
Temelde baş parmağını işaret ve orta parmağının arsına sokmuş. Şoför kızmış ve aşağı inmiş
-Sen ne kadar terbiyesiz adamsın demiş.
Temel "asıl sen ne kadar terbiyesizsin bana böle böle yaptın" demiş
Şoför "ben sana kalabalık" dedim diye yanıt vermiş. Bunun üzerine temel
- "e bende beni araya sıkıştırırsın diyordum"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:27 PM
TheRain: AMERIKAN DENIZ KUVVETLERINE AIT UNLU SAVAS GEMISI MISSOURI’NIN GOREVLILERIYLE, NEWFOUNDLAND’DE GOREVLI KANADALI YETKILILER ARASINDA 1995 YILINDA YAPILAN VE TUMUYLE GERCEK OLAN BU TELSIZ GORUSMESI,AMERIKAN DENIZ KUVVETLERI TARAFINDAN AYNI YIL ACIKLANMISTIR:
AMERIKAN GEMISI:carpismayi onlemek icin lutfen rotanizi 15 derece kuzeye cevirin.tamam.
KANADALI YETKILILERIN YANITI:carpismayi onlemek icin biz sizin rotanizi 15 derece guneye cevirmenizi oneriyoruz.tamam.
AMERIKAN GEMISI:Amerikan Deniz Kuvvetlerinin kaptani konusuyor. tekrar ediyorum, rotanizi degistirin.tamam.
KAN. YET. YNTI:hayir,rotamizi degistiremeyiz.tekrar ediyorum,siz rotanizi degistirin.tamam.
AMERIKAN GEMISI:burasi Amerikan Ucak Gemisi Missouri.adimizi duymamis olanlara animsatiyoruz; Amerikan Deniz Kuvvetlerinin buyuk savas gemisi Missouri’yiz. lutfen sakanizdan ya da inadinizdan vazgecin,derhal rotanizi degistirin.hem de hemen simdi.tamam.
KAN. YET. YNTIeki, biz de size kendimizi tanitalim,ss/Missouri. burasi deniz feneri.tamam.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:28 PM
Bir hafta sonu, bir makine mühendisi, bir elektronik mühendisi ve bir bilgisayar mühendisi üç arkadaş arabayla, dağ evine pikniğe gitmek isterler. Giderlerken ıssız bir yerde arabaları bozulur. Hepsi de bunun nedeni hakkında kendi meslekii tecrübelerini de katarak yorum yapmaya başlarlar.
Makine mühendisi:
-Bunun mutlaka mekanik bir arızası vardıır. der.
Elektronik mühendisi:
- Yok yok bunun ateşlemesinde bir problem var, bujilerini temizleyelim. der.
Bilgisayar mühendisi ise şöyle konuşur:
-Çıkıp bidaha girelim belki düzelir !!!

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:28 PM
Temel ile Dursun hararetli bir şekilde iddialaşırlar.
Temel: - "Ula Dursun ha pen pu pinanun çatusundan pi pardak suya paluklama dalarum daa." Dursun: - "Nah dalarsun ula imkanu yoktur"
Vardır yoktur bir milyarına iddiaya girer kafadarlar. Temel gider bir bardak su getirir ve kaldırıma koyar.
-"Iyi izle ula" der "Nasul dalacam hamsi cibi"
Dursun ise hala Temel'i umursamamakta, dalgasını geçmektedir. Temel catıya çıkar Dursun'a seslenir:
-"Ula Dursun iyi izleyesun ha celeyrum!" ve kendini boşluğa bırakır. Tam yere üç beş metre kala Dursun yerdeki bardağa bir tekme sallar:
"Geber ula ..pne Temel"




Fadime ile Temel evlenirler. İlk gece fadimenin dikkatini birşey çeker: Kocası yatmadan içi su dolu bardağı yatağının ucuna koymuştur. Biraz sonra Temel ile Fadime sevişirler, temel bardağı kafaya diker uyur.
Birkaç gün sonra temel odaya bir dolu birde boş bardak getirir. Fadime durumu anlamış ve hazırlanmıştır ancak boş bardağı da merak etmiştir. Temele döner;
-Uşağım doli bardaği anladik da, boş ne oliyi.
Temel; -Haçen bugün canım sevişmek istiyo ama su içmek istemiyoo.,




Temel tarikata girmek icin başvurmuş. Şeyhin karşısına çıkarmışlar. Temel:
- Şeyhim tarikata girmek istiyorum demiş. Seyh de:
- Olur, ama 3 hafta karınla yatmayacaksın. demiş. Neyse aradan üç hafta gecmiş ve temel şeyhin önüne tekrar gelmiş. Şeyh sormuş:
- Temel tamam mı ? Sabredebildin mi ? Temel:
- Valla, ilk hafta hiç problem yoktu. Ikinci hafta sabrım cok zorlandı. Ama dayandım. Ücüncü hafta bir gün Migros'a gitmiştik. Benim karı üst raflardan bir iki paket almaya çalışıyordu. Hatunun bacakları gözükünce içim gitti. Daha sonra paketler yere düştü. Benim karı da paketleri almak için eğilince dayanamadım daldım demiş. Şeyh de:
- Aaaa olmadı. Şimdi biz seni tarikata alamayız. deyince, Temel:
- Boşver tarikatı bizi artık Migros'a bile almıyolar.




Temel ile Dursun Sultanahmette gezinirken bir turist gelip kendilerine bir adres sorar.
Turist ingilizce,almanca,fransızca sorar fakat bizim lazlar anlamaz...
-Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti, der Temel,
Dursun: -Ula neye yarayacakki bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamıyo




Temel hastalanmış, doktora gitmiş. Doktor Temel'i muayne ettikten sonra yeni doğum yapmış bir kadının memesinden süt emerse hastalığının iyi olacağını söylemiş. Temel kara kara düşünerek doktorun yanından çıkmış.
Nerden bulacağını kimden isteyeceğini düşünürken aklına arkadaşı Dursun'un karısı Fadime gelmiş. "O yeni doğum yapmıştı, rica ederim" demiş ve kapıya dayanmış. Kapıyı Fadime açmış, Temel "Dursun evde mi?" diye sormuş Fadimeye. Evde yok yanıtını alınca Temel utana sıkıla derdini açmış. Fadime de "N'olacak ula altı üstü bir kaç damla süt, hem sevaptır gir içeri demiş" Fadime memesini açmış Temel'in ağzına vermiş. Temel memeyi emmeye başlamış. Temel emdikçe Fadime tahrik olmuş. Dayanamaz duruma gelmiş. Temel'e "Ula Temel baska birsey de ister misin?" diye sormus. Temel Ayıp olmaz mı?" diye yanıtlamış. Fadime ihtiraslı bir şekilde "Niye ayıp olsun?" diye cevap vermiş.
Temel -"İyi öyleyse, bir iki tane de bisküvit ver bari, içim ezildi".





Temel ile Cemal tuttukları balığın dişi mi erkek mi olduğu konusunda iddialaşmış. Temel çözüm önermiş.
- Yüzbaşıya soralım.
- O ne pilir ki?
- Ama dediğu dediktur.



aka kaptanı Temel Reis yıllardır her sabah kasasını açar ve çıkardığı bir kağıt parçasına dalgın dalgın bakarmış. Sora onu dikkatle kasaya koyar ve kimseye emanet etmediği anahtarıyla dikkatle kilitlermiş. Tayfa merak içindeymiş, define haritası falan zannediyorlarmış. Bir gün Temel Reis ölmüş. Anahtarı koynundan alıp sararmış kağıdı çıkarmışlar.
Şöyle yazıyormuş: 'Sancak sağ, iskele sol.'



Temel Eskişehir'den Ankara'ya gidecek bir trene binmiş. Karşısındakine nereye gittiğini sormuş, İstanbul'a gittiğini öğrenince,
- Teçnoloji ne çadar celişti, pen purada oturayrum Ançara'ya, sen çarşumda oturaysun İstanbul'a cideysun.

N'oldi?
Temel ölmüş. Mezar taşında şunlar yazılıymış:
'Öleceğim dedum dedum Inanmadunuz.
N'oldi?'




emel ile İdris bir gün 2 tane at almışlar. Ancak bir tane ahırları varmış iki atı da aynı ahıra koymuşlar. Temel demiş ki: - yaw İdrus, biz ha punlari kariştiriruk. Pen penumkinin yelesini kesayum daa - Ha çan temamdur, diyor İdris. Aradan bir iki gün geçiyor. Bir de bakıyorlar iki atında yeleleri kesik. Temel hemen olaya el koyup, - Ulu uşağum baksana daa. İkusinin de yeleleri kesuktur. Pen penumkinin kuyruğunu kesayum, haçan sen kesmeyesun. Temel kendi atının kuyruğunu kesiyor. Bir iki gün sonra yine bakıyorlar iki atında kuyrukları kesik. Temel de İdris de hayvanların bir taraflarını kesmekten bıkıyorlar sonunda Temel bir çözüm söylüyor: - Uşağum İdrus cel piz şöle yapalum. Siyah olanı sen al beyazı ben.



Karadenizli vapur acentasına gitti: 'Biz vapuru kaçirduk, başka vapur bulur mısunuz?' dedi. 'Kaç kişisiniz?', 'Yediyuz.'. Acenta yetkilisi bu kadar müşteriyi kaçırmamak için hemen yeni bir vapur istedi. Vapur geldiğinde Karadenizli ve arkadaşları rıhtımda toplanmışlardı. Ama nedense fazla kalabalık değillerdi. Görevli sordu: 'Hani yedi yüz kişiydiniz?'. 'Doğridur, işte pir, içi, uç, dort,peş, altı, yedi. Toplam yedıyuz daa..' dedi Karadenizli. Kafası attı acenta yetkilisinin. Karadenizliyi bir güzel dövdü ve: 'Eğer, bir daha (i) yerine (u) dersen, canına okurum...' dedi. Aynı Karadenizli birkaç gün sonra bir bakkala gitti. 'Bana bir mım verin...' dedi. Bakkal anlayamadı, birkaç kez tekrar ettirdi, sonra eliyle göstermesini istedi. Karadenizlinin işaretine bakınca: 'Yooo, o mım değil mumdur.' dedi. 'Olsun, mım demek, dayak yemekten iyidir.' dedi Karadenizli.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:28 PM
Temel ile Dursun hararetli bir şekilde iddialaşırlar.
Temel: - "Ula Dursun ha pen pu pinanun çatusundan pi pardak suya paluklama dalarum daa." Dursun: - "Nah dalarsun ula imkanu yoktur"
Vardır yoktur bir milyarına iddiaya girer kafadarlar. Temel gider bir bardak su getirir ve kaldırıma koyar.
-"Iyi izle ula" der "Nasul dalacam hamsi cibi"
Dursun ise hala Temel'i umursamamakta, dalgasını geçmektedir. Temel catıya çıkar Dursun'a seslenir:
-"Ula Dursun iyi izleyesun ha celeyrum!" ve kendini boşluğa bırakır. Tam yere üç beş metre kala Dursun yerdeki bardağa bir tekme sallar:
"Geber ula ..pne Temel"




Fadime ile Temel evlenirler. İlk gece fadimenin dikkatini birşey çeker: Kocası yatmadan içi su dolu bardağı yatağının ucuna koymuştur. Biraz sonra Temel ile Fadime sevişirler, temel bardağı kafaya diker uyur.
Birkaç gün sonra temel odaya bir dolu birde boş bardak getirir. Fadime durumu anlamış ve hazırlanmıştır ancak boş bardağı da merak etmiştir. Temele döner;
-Uşağım doli bardaği anladik da, boş ne oliyi.
Temel; -Haçen bugün canım sevişmek istiyo ama su içmek istemiyoo.,




Temel tarikata girmek icin başvurmuş. Şeyhin karşısına çıkarmışlar. Temel:
- Şeyhim tarikata girmek istiyorum demiş. Seyh de:
- Olur, ama 3 hafta karınla yatmayacaksın. demiş. Neyse aradan üç hafta gecmiş ve temel şeyhin önüne tekrar gelmiş. Şeyh sormuş:
- Temel tamam mı ? Sabredebildin mi ? Temel:
- Valla, ilk hafta hiç problem yoktu. Ikinci hafta sabrım cok zorlandı. Ama dayandım. Ücüncü hafta bir gün Migros'a gitmiştik. Benim karı üst raflardan bir iki paket almaya çalışıyordu. Hatunun bacakları gözükünce içim gitti. Daha sonra paketler yere düştü. Benim karı da paketleri almak için eğilince dayanamadım daldım demiş. Şeyh de:
- Aaaa olmadı. Şimdi biz seni tarikata alamayız. deyince, Temel:
- Boşver tarikatı bizi artık Migros'a bile almıyolar.




Temel ile Dursun Sultanahmette gezinirken bir turist gelip kendilerine bir adres sorar.
Turist ingilizce,almanca,fransızca sorar fakat bizim lazlar anlamaz...
-Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti, der Temel,
Dursun: -Ula neye yarayacakki bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamıyo




Temel hastalanmış, doktora gitmiş. Doktor Temel'i muayne ettikten sonra yeni doğum yapmış bir kadının memesinden süt emerse hastalığının iyi olacağını söylemiş. Temel kara kara düşünerek doktorun yanından çıkmış.
Nerden bulacağını kimden isteyeceğini düşünürken aklına arkadaşı Dursun'un karısı Fadime gelmiş. "O yeni doğum yapmıştı, rica ederim" demiş ve kapıya dayanmış. Kapıyı Fadime açmış, Temel "Dursun evde mi?" diye sormuş Fadimeye. Evde yok yanıtını alınca Temel utana sıkıla derdini açmış. Fadime de "N'olacak ula altı üstü bir kaç damla süt, hem sevaptır gir içeri demiş" Fadime memesini açmış Temel'in ağzına vermiş. Temel memeyi emmeye başlamış. Temel emdikçe Fadime tahrik olmuş. Dayanamaz duruma gelmiş. Temel'e "Ula Temel baska birsey de ister misin?" diye sormus. Temel Ayıp olmaz mı?" diye yanıtlamış. Fadime ihtiraslı bir şekilde "Niye ayıp olsun?" diye cevap vermiş.
Temel -"İyi öyleyse, bir iki tane de bisküvit ver bari, içim ezildi".





Temel ile Cemal tuttukları balığın dişi mi erkek mi olduğu konusunda iddialaşmış. Temel çözüm önermiş.
- Yüzbaşıya soralım.
- O ne pilir ki?
- Ama dediğu dediktur.



aka kaptanı Temel Reis yıllardır her sabah kasasını açar ve çıkardığı bir kağıt parçasına dalgın dalgın bakarmış. Sora onu dikkatle kasaya koyar ve kimseye emanet etmediği anahtarıyla dikkatle kilitlermiş. Tayfa merak içindeymiş, define haritası falan zannediyorlarmış. Bir gün Temel Reis ölmüş. Anahtarı koynundan alıp sararmış kağıdı çıkarmışlar.
Şöyle yazıyormuş: 'Sancak sağ, iskele sol.'



Temel Eskişehir'den Ankara'ya gidecek bir trene binmiş. Karşısındakine nereye gittiğini sormuş, İstanbul'a gittiğini öğrenince,
- Teçnoloji ne çadar celişti, pen purada oturayrum Ançara'ya, sen çarşumda oturaysun İstanbul'a cideysun.

N'oldi?
Temel ölmüş. Mezar taşında şunlar yazılıymış:
'Öleceğim dedum dedum Inanmadunuz.
N'oldi?'




emel ile İdris bir gün 2 tane at almışlar. Ancak bir tane ahırları varmış iki atı da aynı ahıra koymuşlar. Temel demiş ki: - yaw İdrus, biz ha punlari kariştiriruk. Pen penumkinin yelesini kesayum daa - Ha çan temamdur, diyor İdris. Aradan bir iki gün geçiyor. Bir de bakıyorlar iki atında yeleleri kesik. Temel hemen olaya el koyup, - Ulu uşağum baksana daa. İkusinin de yeleleri kesuktur. Pen penumkinin kuyruğunu kesayum, haçan sen kesmeyesun. Temel kendi atının kuyruğunu kesiyor. Bir iki gün sonra yine bakıyorlar iki atında kuyrukları kesik. Temel de İdris de hayvanların bir taraflarını kesmekten bıkıyorlar sonunda Temel bir çözüm söylüyor: - Uşağum İdrus cel piz şöle yapalum. Siyah olanı sen al beyazı ben.



Karadenizli vapur acentasına gitti: 'Biz vapuru kaçirduk, başka vapur bulur mısunuz?' dedi. 'Kaç kişisiniz?', 'Yediyuz.'. Acenta yetkilisi bu kadar müşteriyi kaçırmamak için hemen yeni bir vapur istedi. Vapur geldiğinde Karadenizli ve arkadaşları rıhtımda toplanmışlardı. Ama nedense fazla kalabalık değillerdi. Görevli sordu: 'Hani yedi yüz kişiydiniz?'. 'Doğridur, işte pir, içi, uç, dort,peş, altı, yedi. Toplam yedıyuz daa..' dedi Karadenizli. Kafası attı acenta yetkilisinin. Karadenizliyi bir güzel dövdü ve: 'Eğer, bir daha (i) yerine (u) dersen, canına okurum...' dedi. Aynı Karadenizli birkaç gün sonra bir bakkala gitti. 'Bana bir mım verin...' dedi. Bakkal anlayamadı, birkaç kez tekrar ettirdi, sonra eliyle göstermesini istedi. Karadenizlinin işaretine bakınca: 'Yooo, o mım değil mumdur.' dedi. 'Olsun, mım demek, dayak yemekten iyidir.' dedi Karadenizli.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:31 PM
Bizim marangoz Temel, ahşap bir binanın restorasyonunda çalışmaktadır. Elinde testere ile ikinci katın iskelesinde çalışırken görünmez bir kaza meydana gelir ve testereyi kaydırarak bir anda yanlışlıkla kulağını keser. Kulak da aşağıya düşer. Kulağını görmek ümidiyle aşağıya bakar ve orada çalışan işçilere seslenir: 'Hey beyler aşağılarda bir kulak gördünüz mü?' Şaşkın işçiler şöyle bir etraflarına bakarlar ve kanlar içinde bir kulak bulup bizim Temel'e gösterirler: 'Bu mu?' Temel aşağı doğru eğilip gözlerini kısar: 'Yok yav, benimkinin arkasında kalem olacaktı'.





Temel otobüse binmiş. Sormuşlar,
- Ne yaptın, pilet aldin mi?
- Piletci sankim pilet almamuşum gibi paga manali manali paktu.
- Peki sen ne yaptın?
- Pen de sankim pilet almişum gibi ona manali manali paktum.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:31 PM
Bizim marangoz Temel, ahşap bir binanın restorasyonunda çalışmaktadır. Elinde testere ile ikinci katın iskelesinde çalışırken görünmez bir kaza meydana gelir ve testereyi kaydırarak bir anda yanlışlıkla kulağını keser. Kulak da aşağıya düşer. Kulağını görmek ümidiyle aşağıya bakar ve orada çalışan işçilere seslenir: 'Hey beyler aşağılarda bir kulak gördünüz mü?' Şaşkın işçiler şöyle bir etraflarına bakarlar ve kanlar içinde bir kulak bulup bizim Temel'e gösterirler: 'Bu mu?' Temel aşağı doğru eğilip gözlerini kısar: 'Yok yav, benimkinin arkasında kalem olacaktı'.





Temel otobüse binmiş. Sormuşlar,
- Ne yaptın, pilet aldin mi?
- Piletci sankim pilet almamuşum gibi paga manali manali paktu.
- Peki sen ne yaptın?
- Pen de sankim pilet almişum gibi ona manali manali paktum.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:33 PM
Trabzonlu imamlar ile Rizeli imamlar her hafta halı saha maçı yaparlar. Nedense her defasında Rizeli imamlar kazanır. Trabzonlu imam temel arkadaşlarına
-Uşaklar, haçan bu maçlar boyle citmiyi... Dursun
-Haçan napalım da der
-Aklima parlak bir fiçir celdu da...
-eee
-Haçan bizim Tirabzonsiporlu hami'ye ciydurelim cüppeyi saruğu bu bizim merkez caminin imamı diye yutturalum da
Temelin bu parlak fikri herkesce kabul edilir. Hami alınır ve deplasmana gidilir... Dönüşte sorarlar...
-Haçan ne oldi maç da? Temel:
-Yenildük... içi-bir (2-1)
-Haçan cine mi? peçi golleri çim attu?
- Bizimçini Hami hoca attu, onlarınçini Del piyero hoca ile Roberto karlos hoca





Bizim Temelin köyüne bir gün ziraat mühendisleri gelmiş bütün köylünün tarlalarında araştırma yapıp tarlaların verimini ölçüyorlarmış.Sıra Temel'in tarlasına gelmiş. Araştırmayı yapan mühendisler Temel'e:
-Temel senin tarlan çok verimli bu tarlaya 1 verirsin 5 alırsın' demişler. Temel başlamış üzülmeye mühendisler:
-Temel bunun nesi kötü? deyince: Temel:
Neresi iyidir? Ben gecen sene buraya kaynanamı gömmüştüm der.ama geri ödeyecek döt yoktur."

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:34 PM
Dursun fena halde sıkıntıya düşmüştü.. Bir çocuk kaçırıp fidye istemeye karar verdi. Doğru, Yıldız Parkı'na gitti.. Orada kendi kendine oynayan bir çocukla ahbap oldu.. Trilyoner Temel'in oğlu olduğunu ögrenince, planını yaptı.. Çocuğu hemen bir kalın çınar ağacının arkasına çekti.. Cebinden çıkardığı kağıda fidye notunu yazdı:
"Temel Bey, Oğlunu kaçırdım. Yarın sabah yedide, Yıldız parkındaki büyük çınar ağacının içindeki kavuğa, sarı bir çanta içinde 10 bin dolar bırak..Dursun!."
Notu çocuğun iç cebine itina ile yerleştirdi ve "Şimdi doğru eve git, baban bu notu okusun" dedi..
Ertesi sabah yedi buçukta parka gittiğinde, çınarın kovuğunda sarı bir çanta içinde 10 bin doları buldu. Yanında bir de not vardı:
"İste paran. Ama gene de bir Karadenizli'nin kendi hemşerisine bunu yapabileceğine inanamıyorum. Temel..."




Dursun Temel'e sormuş
- Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun?
Temal - 100 tane demiş.
Dursun - Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin demiş. Bu espri Temel'in çok hoşuna gitmiş. Yolda Cemal'i görmüş ve hemen sormuş
- Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun ?
Cemal - 50 demiş.
-Ha uşağum 100 deseydun sana müthiş bir espiri yapacaktum demiş.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:34 PM
Bir Fransız bir İngiliz ve bir de Temel bir gemi kazasından sonra ıssız bir adaya çıkarlar. İngiliz kumsalda bir lamba bulur. Fransız bunun Aladdin’in lambası olabileceğini söyler ve lambayı ovuşturur. Gerçektende lambadan bir cin çıkar. "Ne dilerseniz dileyin benden" der. İngiliz "Ben ailemin yanına İngiltereye gitmek istiyorum" der. Cin isteyi yerine getirir. Sıra Fransız’a gelir. Oda ailesinin yanına Fransaya gitmek ister. Onun isteyide yarine gelir. Sıra Temeldedir.
Temel biraz düşünür. Cin çabuk olmasını söyler. Temel etrafına bakar ve cin’e dileyini söyler. "Arkadaşlarımda gitti ben bu ıssız adada yalnız kaldım onun için arkadaşlarımı geri getirmeni istiyorum" der.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:34 PM
Temel bir gün bir hayvanat bahçesine gitmiş. Akvaryumların yanında birini görmüş. Adam elini akvaryumun neresine ***ürse balık da takip ediyormuş. Temel sormuş:
- Ula bu nası oliyi?
Adam: - Her zaman daha zeki olan yaratıklar kendinden daha az zeki olanları yönetebilirler demiş.
Adam oradan uzaklaşmış. Bir kaç dakika sonra geldiğinde bir de ne görsün? Temel kafasını akvaryuma sokmuş ağzını balıklar gibi bir açıp bir kapatıyor

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:34 PM
Temelle Dursun bir gün kamp yapmak için ormana giderler. Gece yatarken sinekler ısırdığı için Temel Dursuna : -Ula Tursun battaniyeyi üzerine çekte sinekler ısırmasın, der.
Bir aralık Temel gözünü açar ve ateş böceklerini görür. Hemen Dursuna seslenir : -Ula Tursun kalk sinekler ellerine el fenerlerini almışlar bizi arayiler.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:34 PM
Aslanla boğa birlikte meyhaneye gitmişler, içmeye başlamışlar. Boğa tam çakırkeyif olmuş, eğlenmeye yeni baslamışken, Aslan: -"Haydi boğa kardeş, benim gitmem lazım" demiş ve kalkmaya yeltenmiş. Bunun üzerine boğa sormus: -"Niye ki ya, daha yeni yeni keyfimiz yerine geliyordu?" -"Yok yok evde hanım bekler şimdi, geç kalmayayım..." -"Vaay bee... Koskoca ormanlar kralı, böyle kılıbık ha? Ha ha ha ha... Hiç beklemezdim senden doğrusu! Ormanlar kralıymış!" -"Eeee... Bizi evde bekleyen seninki gibi bir inek degil azizim, koskoca bir aslan!"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:34 PM
Padisahyn biri,
-’Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altin vereceğim!’
demis.Yalancyilar, hemen saraya kosusturup baslamy?lar yalana;

’’Bir ku?, aslany kapyp yuvasyna goturdu.’’

’’Bunun neresi yalan?.. Kus kartaldir, arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kapti mi ***ürür tabii!..’’

’’Komsu ülkede bir esegi kral yaptilar!..’’

’’Ülkenin krali, pencereden bakinirken tacini düsürmüs. Tac da pencerenin altindaki esegin basina gecmis. Tac kimin kafasindaysa, kral odur tabii!..’’

’’Padisahim, ben gokyuzune bir ok attim. Alti ay sonra geri döndü!’’

’’Senin ok bir agacin ustune düsmüstür. Agac, sonbaharda yapraklarini dökünce, takilacak yer bulamayip yere inmistir.’’

Böylece padisah, her yalana gercek bir bahane bulmus ve kimse padisaha bu yalandir dedirtememis.

Ama bir gun bir Kayserili gelmis;

’’Padisahim, sen benim babamdan borc olarak bir küp dolusu altin almistin. Simdi geri almaya geldim. Yalandir dersen ödülümü ver. Yalan degil dersen borcunu öde!..’’

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:34 PM
Temel eczacılık fakültesini bitirmiş. Fakat eczane açacak parası yok, Girmiş bir eczaneye:
- Beyefendi sizde soğan var mı?
Adam Temel'i başından savmış.Temel bu durur mu? Hergün yeni saçma soru larla geliyormuş. Birgün eczacı Temel'e:
-Kardeşim senin derdin ne? -Burayı bana sat.
Eczaci kurtulmak icin eczaneyi satmış,birkaç gun sonra Eczaneyi satan a dam içeri girmiş,Temel'e:
-Siz de soğan varmı? demiş...
Temel adama 'biz de soğan var ama senin reçeten var mı?'demis...



Temel hastaneye gitmektedir. Girişte birinin agladığını görür.
Yaklaşır ve sorar: "Hayrola hemşerim! Neden ağlıyorsun?".
Adam: "Kan tahlili yaptırmaya geldim. Parmağımı kestiler." der.
Bu sefer Temel daha şiddetli bir şekilde ağlamaya başlar. Bu sefer susan adam Temel'e sorar:
"Hayırdır hemşerim. Sen niye ağlamaya başladın?".
Temel: " Ben..." der, "İdrar tahlili yaptırmaya geldim..."





Dört kişilik avcı grubu, tecrübeli avcı Temel'in önderliğinde ormanda ilerlemektedirler. Karşılarına küçük bir delik çıkar. Temel yatın yere tavşan deliği! Bütün avcılar yere yatarlar. Gerçekten bir müddet sonra delikten tavşan çıkar. Avcılar hemen Vururlar.
Tekrara yürümeye başlarlar. Bir süre sonra büyük bir delik çıkar karşılarına. Temel: "Yatın yere, tilki deliği!" Yatarlar. Biraz sonra tilki çıkar onu da vururlar. Tekrar düşerler.
Bu defa daha büyük bir delik çıkar. Temel:" Yatın yere ayı ini", Yere yatarlar ve çıkan ayıyı vururlar. İyice keyiflenen avcılar yürümeye devam ederler. Kısa bir zaman sonra kocaman bir deliğin başında dururlar. Acemiler hep birden Temel'e bakaralar. Temel:"Uşaklar ne çıkacağunu bilmeyrum. Ama yatın ne çıkarsa bahtumuza!" Ertesi gün gazetelerde:
Dört avcı tren altında can verdi...




Temel İstanbul'a gelmiş ve İstanbullu bir kızla flört etmeye başlamış. Beraber yolda yürürlerken kız dalgınlıkla bir muz kabuğuna basmış. Sendelemiş, fakat tam düşeceği sırada tekrar dengesini sağlayıp son anda yere düşmekten kurtulmuş. Ve Temele demiş ki:
- Nasıl refleksim iyi mi?
Sendelediği sırada kızın iç çamaşırı olmadığını da gören Temel cevap vermiş :
- Uyy siz ona refleks mi diyisınız ?




Trafik memurları bir gün, trafik kontrolü yapıyorlarmış. Karşıdan gelen Temel ile Fadime’yi gören komiser hemen arabayı durdurmuş. İkisini de emniyetkemeri takılmış görünce,
- Ya beyefendi bu gün yaptığımız kontrolde tek emniyet kemerini takan çift sizsiniz, bu yüzden size 500 milyon ödül veriyoruz der. "Ama merak ettik bu parayla ne yapacaksınız. Temel sevinçle
- "Ne yapacağım hemen gidip kendime bir ehliyet alacağum der. Komiser şaşkın şaşkın
- "Ne ehliyetiniz yok mu der, Fadime olayı toparlamak için, kusura bakmayın memur bey temel içince ne dediğini bilmez” der. Komiser daha da şaşkınlıkla
- "Ne bir de içkili misiniz diye haykırır. Arkadan yaşlı adam öne atılır ve
- "Ben demiş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalum başumuza bi iş gelir diye. Komiser neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan İdruste koşa koşa gelerek
- "Ne oldi geçtuk mi sınırı"der.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:35 PM
Brezilyalı adamın biri pazarlama firmasında calışıyormuş işimde cok başarı göstermiş ve patronu yanına cagırmış seni teprik ederim demiş seni ödüllendirecegim seni birezilyadaki firmanın başına müdür yaptım hemen eşyalarını topla ve git adamın sevinecegini sanmış ama adam bu işe tepki göstermiş olmaz öyle şey ben oraya gitmem demiş patron niye diye sormuş adam ordan ya futbolcu cıkar yada hayat kadını cıkar benim ne işim var orda demiş bu seferde patron sinirlenmiş sen nediyorsun be adam hayat kadını cıkar demekle benim karım birezilyalı demiş pazarlamacı adam cekingen bir sesle şey patron karınız hangi takımda oynuyor

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:35 PM
ORUÇMUŞ!!!

Tilki ormanda gezmektedir. bir ağacın dalında asili bir geyik budu görür.
Açtır, ama şüphelenir kontrol etmeye baslar ve görür ki bu bir tuzak.
Geyik budu bir iple bombaya bağlıdır. Epeyce uzağa gider ve başını
kollarının üzerine koyarak yatar, biraz sonra kurt gelir, budu görür ve
yatan tilkiyi de tabi...

Tilkiye sorar
-ne yapıyorsun dostum
Tilki - hiç... yatıyorum

-Burada bir but var
-Evet var
-Neden yemedin
Tilki sakince cevap verir
-BU GÜN ORUCUM
Kurt kendinden emin
-Ben yiyeyim o zaman
Tilki "Buyur afiyet olsun" der.
Kurt but ’a uzanır uzanmaz bir patlama ortalık toz duman kurt yaralı
hareketsiz 10 metre uzakta perişan halde yatarken tilki sakince budu
yemeye baslar.
Bunu gören kurt
-LAN ŞEREFSİZ HANİ ORUÇTUN?
Tilki pişkin pişkin ;
-Biraz önce top patladı duymadın mı?

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:35 PM
Bir matematikçi, bir muhasebeci ve bir ekonomist ayni ise bas vururlar.

Mülakati yapan kişi matematikçiye sorar: "iki kere iki kaç eder?"
Matematikçi cevap verir: "Dört!" Görüsmeci sorar: "Kesin dört mü?"
Matematikçi kendinden emin cevaplar: "Evet, kesin dört!"

Matematikçi çikar ve ekonomist odaya girer.
Ayni soru ekonomiste yöneltilir. Ekonomist yanitlar: "
Ortalama dört eder, yüzde 10 asagi veya yukari oynayabilir,
ama ortalama dört eder."

Ekonomistte de çikar, muhasebeci odaya girer, tabii yine ayni soru.
Muhasebeci ayağa kalkar, kapiyi kilitler,
panjurları indirir ve görüsmeciye yaklasarak sorar: "
Siz kaç etsin istersiniz?"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:35 PM
Temel Dursun'a misafirliğe gitmiş. Fakat bi zaman sonra bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlamış. Dursun
- "Temel bu akşam gitme, çok yağmur yağıyor. Burda kal yarın gidersin.Yoksa çok ıslanırsın" demiş. Temel kabul etmiş. Bir ara Temel ortalıktan kaybolmuş. Sonra kapı çalmış. Kapıyı açan Dursun Temel'i sırılsıklam karşısında görünce şaşkın bi halde sormuş:
- Ula Temel bu ne hal? Temel de
- "Haçan pijamalarımı almağa cittum" demiş.




Fadimeyle Temel buluşmaya gitmişler. Fadimenin elinde birde papağanı varmış. Temel sormuş:
- Hangi dili konuşaği bu kuş?
Fadime:- ze ingliş. lafğanse. a capan
Temel:- Lazca bilmiyor mu?
Fadime: -Bilmiyor
Temel: -Ha ha haa ula boşuna büyütmüşsün o kadar burunu



Temel otobüse binmek için bilet alacakmış bilet bayisinin önüne gitmiş ve ufak 'n'şeklinde bulunan pencereden içeriye doğru eğilerek,
- Beyfendi bir otobüs bileti verirmisiniz demiş.
Gişedeki adam lütfen sıraya geçermisiniz diye seslenmiş temele. Temel şaşırmış çünkü sırada kimse yokmuş. Temel tekrar gişedeki adama; - Arkadaş bir bilet istiyorum demiş adam biraz daha sestonunu arttırarak sıraya geçin demiş. Temel şaşkın bir halde.
- Tekrar yav kardeşim bir bilet verirmisin demiş adam bu sefer yüksek sesle sıraya geç be kardeşim demiş. O arada temelin beklediği otobüs gelmiş ama temel hala bileti alamamış.Temel yine; - Etme kardeşim ver bileti daa otobüs geldi demiş. Adam yav sıraya geç dedik ya deyince artık temel zivanadan çıkmış ve 'n' şeklindeki pencereden adama sağlam bir yumruk oturtturmuş. Adam;
- Ne kim vurdu lan bana kim o lan diye başını'n'şeklindeki camdan dışarıya çıkarıp karşısında temel'i görünce
Temel; - Ben ne bileyum uşağum baksana sırada bu kadar adam var kim bilur kim vurdu saaa.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:35 PM
Geber ula

Temel ile Dursun hararetli bir şekilde iddialaşırlar.
Temel: - "Ula Dursun ha pen pu pinanun çatusundan pi pardak suya paluklama dalarum daa." Dursun: - "Nah dalarsun ula imkanu yoktur"
Vardır yoktur bir milyarına iddiaya girer kafadarlar. Temel gider bir bardak su getirir ve kaldırıma koyar.
-"Iyi izle ula" der "Nasul dalacam hamsi cibi"
Dursun ise hala Temel’i umursamamakta, dalgasını geçmektedir. Temel catıya çıkar Dursun’a seslenir:
-"Ula Dursun iyi izleyesun ha celeyrum!" ve kendini boşluğa bırakır. Tam yere üç beş metre kala Dursun yerdeki bardağa bir tekme sallar:
"Geber ula...

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:35 PM
Kulak
Bizim marangoz Temel, ahşap bir binanın restorasyonunda çalışmaktadır. Elinde testere ile ikinci katın iskelesinde çalışırken görünmez bir kaza meydana gelir ve testereyi kaydırarak bir anda yanlışlıkla kulağını keser. Kulak da aşağıya düşer. Kulağını görmek ümidiyle aşağıya bakar ve orada çalışan işçilere seslenir: ’Hey beyler aşağılarda bir kulak gördünüz mü?’ Şaşkın işçiler şöyle bir etraflarına bakarlar ve kanlar içinde bir kulak bulup bizim Temel’e gösterirler: ’Bu mu?’ Temel aşağı doğru eğilip gözlerini kısar: ’Yok yav, benimkinin arkasında kalem olacaktı’.
Manalı Bakış
Temel otobüse binmiş. Sormuşlar,
- Ne yaptın, pilet aldin mi?
- Piletci sankim pilet almamuşum gibi paga manali manali paktu.
- Peki sen ne yaptın?
- Pen de sankim pilet almişum gibi ona manali manali paktum.
OruçDursun Temel’e sormuş
- Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun?
Temal - 100 tane demiş.
Dursun - Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin demiş. Bu espri Temel’in çok hoşuna gitmiş. Yolda Cemal’i görmüş ve hemen sormuş
- Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun ?
Cemal - 50 demiş.
-Ha uşağum 100 deseydun sana müthiş bir espiri yapacaktum demiş.
Eczane
Temel eczacılık fakültesini bitirmiş. Fakat eczane açacak parası yok, Girmiş bir eczaneye:
- Beyefendi sizde soğan var mı?
Adam Temel’i başından savmış.Temel bu durur mu? Hergün yeni saçma soru larla geliyormuş. Birgün eczacı Temel’e:
-Kardeşim senin derdin ne? -Burayı bana sat.
Eczaci kurtulmak icin eczaneyi satmış,birkaç gun sonra Eczaneyi satan a dam içeri girmiş,Temel’e:
-Siz de soğan varmı? demiş...
Temel adama ’biz de soğan var ama senin reçeten var mı?’demis...

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:35 PM
Temel sabah uçağı ile parise gidiyor. İşlerini tamamlayıp akşam uçağı ile istanbula dönmek istemekte...aksilik uçagi kaçırır. Saat 23.30 de lüks bir otelin yolunu tutar. odasına çıkıp uyur. sabah saat 7'de resepsiyona gidip hesabını sorar.
Eline bir fatura uzatırlar temel şaşırır.Ulan bir başımızı koyduk ve kalktik 400 dolar... Olurmu. der. - Ama efendim hizmetlerimiz var.
Temel faturaya bakar T.K.P 100$
- T.K.P ne?
- Tenis kortlarını kullanma parası.
Ben kullanmadım ki der temel.
- Kullansaydınız efendim 6 tane kortumuz var. Der
Resepsiyon memuru yine bakar H.K.P 150$
- Bu ne?
- Havuzu kullanma parası
- Kullanmadim ki der temel. Resepsiyon memuru gayet sakin bir şekilde kullansaydiniz 3 tane havuzumuz var 2 tanesi olimpik.
Temel çok sinirlenir ve hemen bir kalem ister. Faturanın altına aynen sunu yazar.
T.H.P 500$. Ve resepsiyon memuruna uzatır.
- Ver bakalım 100$ sizinde bana 500$ borcunuz vardır, der Temel. Resepsiyon memuru şaşırır.
- T.H.P ne oluyor?
Temeli Halletme Parası.
Aman efendim olurmu öyle şey estağfurullah. der resepsiyon memuru.
Kardesim Temel burdaydı Halletseydiniz bütün gece...




Trabzonlu Temel Ağa'nın sevgili torunu Eda'ya verilen ödev ile başı derttedir...Eskişehir'e göç eden "teğerli arkadaşu" Niyazi'ye başına gelenleri yazar:
Niyazicuğum. Hani benim küçük torun var ya. Geçen akşam, geturdi ödevini önüme koydi. Bi yandan da ağlay. Zaten dertlerini hep bağa açar.Dedi ki; "habunlari anliyamadum. O yüzden da yapamadum. Yarin öğretmen beni dövecek."
Dedum ki; "Ağlama uşağum, bunun içun öğretmen adam dövmez. Simdi oni çözeruk." Ne mümkün Niyazi kardaşum:
Bi tirenlan, bi otobos ayni istasyondan kalkmislar. Tiren otobostan üçte bir daha hizli gidiy. Otobos iki yerde onbeşer dakka istirahat vermis. Tiren da bi yerde durmiş, 20 dakka su almiş. Otobos saatte 60 kilometro gidiymiş. Tiren 5 saat sonra gideceği yere varmiş. Otobos ise ne vakit sonra oraya varacakmiş. Ograstum yapamadum. Uşak ağlay. Derken bubasi geldi. O da çözemedi.
Diyrum oğa ki, "damat, senun taniduğun tahsilli bi otobos şofori var ise oğa soralim, belki o bilebilur. Yahutta sabah olsun ben uşağı şoforler cemiyetine ***üreyum. Onlar arasinda belki tirenle yaris etmis bi sofor vardur da bize nasihat verur." Ha, biz bi yandan da uşağa tireni tarif ediyruk. Tiren görmemis ki... Ne anasi görmis, ne bubasi. Ben da bi tek askerlukte Erzurum'dan Sivas'a gittiydum. Neysa kardasum, o gece çok kızdum. Diyeceksun ki niye? Uşak daha incir ağacından duti ayiramay; mezgiti gosteriyrum, hamsi diy; efendum, yumurtanun fabrikada yapilduğuni sanay. Biz gelduk araba yariştiriyruk.Yani efendi, otobos saatinda varsa ne olur, geç varsa ne olur? Gurbetten yolci mi bekliysun? Eğer varacagi saat onemliysa, edersun yazihaneye bi telefon, derler saga otobosun ineceği zamani.. Bu kadarluk mesele içun sabiyi subyani niye telef edersun? Uşacuklarda şarkı yok, türki yok, oyun yok; dayamis matamatigi. Ayuptur...

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:36 PM
Akıllı Eşek
Milletvekilinin biri bir köyu gezerken, bağlı olduğu değirmeni döndüren bir eşek görmüş.
Yanındaki köylüye sormuş;
Bu eşeğin boynundaki zil ne işe yarıyor ?
Efendim, demiş köylü, o zil sustuğunda eşeğin durduğunu anlıyorum. Müdahale edince tekrar harekete başlıyor.
Akıllıca ,demiş vekil peki eşek olduğu yerde durupta başını sağa sola sallarsa nereden anlayacaksın durduğunu?
Anlayamam ama, ne gezer efendim sizin gibi akıllı eşek buralarda
Demi Moore’ın cezası
Masal bu ya, Demirel ölmüş, öbür dünyaya gidince kendisine ceza olarak çok çok çirkin bir kadın vermişler ve bu dünyada hayatını bununla geçireceksin demişler. O da kaderine boyun eğmiş. Ama birde gezerken ne görsün, karşıda Ecevit yanında Demi Moore’la beraber değil mi?. Çok sinirlenmiş ve Şeytana çıkıp bunun bir haksızlık olduğunu söylemiş. Şeytanda ’ Eh ! ne yapalım senin cezan böyle, Ecevit’e gelince o da Demi Moore’ın cezası
Romeo & Juliet
Yıldırım Akbulut bir gün AKM Opera gişesine gider ve eğilip ’hanımefendi 2 bilet rica ediyorum’ der, gişedeki kadın gayri ihtiyari sorar ’Romeo ve Juliet için mi efendim?’.
Akbulut sinirlenip ’hayır, tabii ki karım ve benim için!’.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:36 PM
Temel ilkokulun 1.sınıfına başlar,ilk gun koşa koşa eve gelir ve annesine Anne anne! öğretmen bugün okulda sayıları oğretti, herkes 9'a kadar sayabildi ben tam 14'e kadar saydım , laz olduğum için mi ?
Annesi: Evet yavrum laz oldugun için. Temel cok sevinir,
2.gun okula gider ve yine koşa koşa gelir ve annesine
Anne anne! öğretmen okulda alfabeyi öğretti, herkes d'ye kadar öğrendi ben h'ye kadar öğrendim laz olduğum için mi? der
Annesi: Evet yavrum laz olduğun için. Temel artık yerinde duramaz ertesi gun okuldan acayip mutlu bir şekilde gelir ve annesine
Anne anne bugun okuldaki arkadaslarımla boylarımızı karşılaştırdık,herkesinki 80-90 cm benimki 160 cm laz olduğum icin mi? der
Annesi: Hayir yavrum onlar 6 yaşında sen ise 16 yaşında olduğun için.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:36 PM
Pijama
Temel Dursun’a misafirliğe gitmiş. Fakat bi zaman sonra bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlamış. Dursun
- "Temel bu akşam gitme, çok yağmur yağıyor. Burda kal yarın gidersin.Yoksa çok ıslanırsın" demiş. Temel kabul etmiş. Bir ara Temel ortalıktan kaybolmuş. Sonra kapı çalmış. Kapıyı açan Dursun Temel’i sırılsıklam karşısında görünce şaşkın bi halde sormuş:
- Ula Temel bu ne hal? Temel de
- "Haçan pijamalarımı almağa cittum" demiş.
Papağan
Fadimeyle Temel buluşmaya gitmişler. Fadimenin elinde birde papağanı varmış. Temel sormuş:
- Hangi dili konuşaği bu kuş?
Fadime:- ze ingliş. lafğanse. a capan
Temel:- Lazca bilmiyor mu?
Fadime: -Bilmiyor
Temel: -Ha ha haa ula boşuna büyütmüşsün o kadar burunu
T.H.P
Temel sabah uçağı ile parise gidiyor. İşlerini tamamlayıp akşam uçağı ile istanbula dönmek istemekte...aksilik uçagi kaçırır. Saat 23.30 de lüks bir otelin yolunu tutar. odasına çıkıp uyur. sabah saat 7’de resepsiyona gidip hesabını sorar.
Eline bir fatura uzatırlar temel şaşırır.Ulan bir başımızı koyduk ve kalktik 400 dolar... Olurmu. der. - Ama efendim hizmetlerimiz var.
Temel faturaya bakar T.K.P 100$
- T.K.P ne?
- Tenis kortlarını kullanma parası.
Ben kullanmadım ki der temel.
- Kullansaydınız efendim 6 tane kortumuz var. Der
Resepsiyon memuru yine bakar H.K.P 150$
- Bu ne?
- Havuzu kullanma parası
- Kullanmadim ki der temel. Resepsiyon memuru gayet sakin bir şekilde kullansaydiniz 3 tane havuzumuz var 2 tanesi olimpik.
Temel çok sinirlenir ve hemen bir kalem ister. Faturanın altına aynen sunu yazar.
T.H.P 500$. Ve resepsiyon memuruna uzatır.
- Ver bakalım 100$ sizinde bana 500$ borcunuz vardır, der Temel. Resepsiyon memuru şaşırır.
- T.H.P ne oluyor?
Temeli Halletme Parası.
Aman efendim olurmu öyle şey estağfurullah. der resepsiyon memuru.
Kardesim Temel burdaydı Halletseydiniz bütün gece...
Laz olduğun için
Temel ilkokulun 1.sınıfına başlar,ilk gun koşa koşa eve gelir ve annesine Anne anne! öğretmen bugün okulda sayıları oğretti, herkes 9’a kadar sayabildi ben tam 14’e kadar saydım , laz olduğum için mi ?
Annesi: Evet yavrum laz oldugun için. Temel cok sevinir,
2.gun okula gider ve yine koşa koşa gelir ve annesine
Anne anne! öğretmen okulda alfabeyi öğretti, herkes d’ye kadar öğrendi ben h’ye kadar öğrendim laz olduğum için mi? der
Annesi: Evet yavrum laz olduğun için. Temel artık yerinde duramaz ertesi gun okuldan acayip mutlu bir şekilde gelir ve annesine
Anne anne bugun okuldaki arkadaslarımla boylarımızı karşılaştırdık,herkesinki 80-90 cm benimki 160 cm laz olduğum icin mi? der
Annesi: Hayir yavrum onlar 6 yaşında sen ise 16 yaşında olduğun için.
Pilot Temel
bir gün temel uçak pılotu olmuş.giderlerken uçağın sağ kanadı yanmış.sonra temel demiş;kaptanınız temel konişiyi sakın telaş etmeyun demiş.sonra aradan beş dakka geçmeden uçağın sol kanadı yanmış.sonra temel;kaptanınız temel konişiyi sakin telaş etmeyun demiş.sonra uçak düşmeye başlamış.temel;kaptnınız temel konişiyi şimdi atlaya bilirsiniz, demiş.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:36 PM
emel ıssız dağlarda gezerken ayağı kayar ve bir uçurumdan asağı düşerken, yamaçtan dışarı doğru büyümüş bir ağaca zorlukla tutunur.tek eli ile asılı vaziyette başlar bağırmaya "KİMSE YOK MİDUUUUR
KİMSE YOK MİDUUUUR!"
yakınlarda sesini duyacak kimse yoktur. Temel saatlerce aynı pozisyonda bağırmaya devam eder.
"KIMSE YOK MIDUUUUR ! KIMSE YOK MIDUUUUR!"
Aslen keyfine düşkın olan bu kulunun zor durumunu ve feryatlarını duyan Tanrı dayanamaz ve gik gürlemesini andıran bir ses duyulur
"EEEY KULUM TEMEL SEN DE BİLİYORSUN BUGÜNE KADAR BENİM EMİRLERİME PEK RİAYET ETMEDİN, RAKI İÇTIİN, KUMAR OYNADIN, BAŞKASININ MALINA GÖZ DİKTİN, ÇAPKINLIK YAPTIN. ANCAAAAK ŞU HALİNE DAYANAMADIM VE SANA BIR SANS DAHA VERMEK İSTERİM. EĞER İYİ BİR KUL OLMAYA SÖZ VERİRSEN SENİ KURTARACAĞIM!"
Ses kesilir. Bir sure daha sessiz kalan Temel başlar tekrar bağırmaya:
"BAŞKA KİMSE YOK MİDUUUUUR!
BAŞKA KİMSE YOK MİDUUR!"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:36 PM
TEMEL

Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel’in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:36 PM
Temel le dursun gece bekçileriymis.Tam konservatoryumun onunden gecerlerken orada bir adamin olu yerde yattigini gormusler. Temel telsizi acmis tam polise bildirecekken dursuna demis: Ula konservatoryum nasil hecelenir? o da demis bilmiyorum..
Temel de o zaman bu oluyu eczanenein onune cekelim...

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:37 PM
Erzurumlu Naim Hoca yine hareretli bir vaaz veriyordu… Günah ve sevap
konusunu anlatıyor, insanın günahı da, sevabı da bu dünyada kazanacağından söz ediyordu…

Konuyu anlattı anlattı, en sonunda şöyle dedi;

“-Bahın gözüm cemaat… Günahnan sevap neye benzer bilir misiz?… Hani
yeni çıhmış bir maçine var ya, bankalara goymuşlar… Bele gidir içinden para
çekirsen…”

Bu arada cemaatten biri, “Hocam onun adı bankamatik” diye ikazda bulundu…

Naim Hoca tastik ederek;

“-Temam… İşte o matik var ya, ona gidir bir kart sohirsen sonra birgaç numarayazirsan… Eğer daha önce para yatırmışsan maçine hemen istediğin parayiverir… Yoh daha önce para yatırmamışsan, maçine sene diyir çi: ‘Hadi ordan… Sen ne parasi yatırdın ki şimdi de benden isdirsen?…’ İşte sevap da buna benzer… Eğer bu dünyada sevap yaparsan, öbür dünya da garşına gelir… Yapmassan, heç bir şey bekleme…”

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:37 PM
Temel ile dursun Bir gün Sokakta bir penguen bulmuslar ve onu karakola ***urmusler komser onlara bu hayvanı cabuk hayvanat bahcesine ***urun demiş. aksama doğru komser pencereden dısarı bakarken temel İle dursun pengueni ortalarına almıs gezdiriyorlar.Komser pencereyi acıp demişki
Komser-'Ula usaklar ben size o hayvanı hayvanat bahjcesine ***ürün demedim mi
Teme ile Dursun kızgın bi sekil de
Temel ile Dursun-'tamam da ***urdük simdide sinemaya ***üreyruz demişler





hava çok karlı radyo'dan her gün yayın yapılıyormuş
- Bu gün yollar karlı yolların buz tutma ihtimali var o yüzden sağ taraftan gidin yada sol taraftan gidin. Temel bu yayınlara göre sağ ya da soldan hareket ediyormuş.Yine yağışlı bir gün radyo yine yayın yapıyormuş radyodaki kadın
- Bu gün yollar yine buzlu tam şu taraftan gidin derken yayın kesilmiş. Temel'de yanında oturan Fadime'ye dönmüş
-Haçen kadın açikleme yapemadu yayin kesuldu şimdi arabayu ne tarafe çekelum Fadime hemen cevap vermiş;
- Uşağum bu gün bırak araba garajda galsun

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:37 PM
Diyarbakirli birisi kamyonuyla Adana`da gidiyormus. Radyo’dan bir anons duyulmus
-Adana`da seyreden yolcularimiz, sehrimizi kisa bacakli, uzun kollu, kirmizi suratli ve cüce uzaylilar basmistir ama onlardan korkmayiniz ve dost olmaya çalisiniz.
Adam yoluna devam etmis ve bir iki saat sonra adamin tuvaleti gelmis . Bir çali kenarina inmis. Tam isini yapacakken çali sallanmis. Bizim soför önce ürkmüs ama radyo anonsunu hatirlamis veee
-Diyarbakirliyam, kamyon soförüyem, sizinle tanismak istiyem.
Ses gelmemis.
Adam tekrar
-Diyarbakirliyam, kamyon soförüyem, sizinle tanismak istiyem.
Yine ses gelmeyince adam bagirarak
-Diyarbakirliyam, kamyon soförüyem, sizinle tanismak istiyem. Çalinin arkasindan ürkek bir ses
-Urfaliyam, tir soförüyem, sıç....m

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:37 PM
Temel ile Dursun Amerika'da yaşarlarken paraları bitmiş ve bir banka soymayı kafalarına koymuşlar. Gece yarısı olmuş,Dursun ve Temel kapıları açıp içeride kasaları aramaya koyulmuşlar. Temel bir kasa görmüş, açmışlar ve içinden bir kase muhallebi çıkmış. E bu kadar uğraştık boşa gitmesin demişler ve bunu Temel afiyetle yemiş. Daha sonra bir kasa daha görmüşler ve onu da açmışlar bir kase muhallebi daha. Bunu da Dursun yemiş. Tabii ikisi de şaşırmış koca bankada nasıl para olmaz diye ve orayı terk etmişler.Ertesi gün gazetelerde manşet :
"Dünyanın en büyük Sperm Bankası soyuldu!.."






temel bilim adamı iken temeli dünya bilimadamları toplantısına çağırırlar. avrupalı bilginler başlar;bizim yaptığımız kazılarda 25m. aşşağı indik ve telefon koabloları bulduk. demek ki bizim atalarımız telefon kullanmışlar diye övüne övüne konuşmuşlar.sıra bizim temele gelir;biz yaptığımız kazılarda 50m. aşşağı indik bişey bulamadık, demek ki bizim atalarımız cep telefonu kullanmışlar"demiş.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:37 PM
Nebraska’da yaşlı bir adam yaşardı.

Patates ekini için bahçeyi sürmesi gerekiyordu. Fakat, bu çok zor bir işti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi ama o da hapisteydi.

Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve durumunu izah etti:

Sevgili David,
Patates bahçemi belleyemeyeceğimden kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki, sen bahçeyi benim için hallederdin. Sevgiler Baban...

Yaşlı adam, bir kaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı.

Babacığım, Allah aşkına bahçeyi kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm. Sevgiler David...

Ertesi gün sabaha karşı 4’te, FBI ve yerel polis çıkageldi. Tüm sahayı kazdılar. Ama hiçbir cesede rastlamadılar. Yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler.

Aynı gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı.

Babacığım, Şimdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım. Sevgiler David....

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:37 PM
Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış. Önce İngiliz’in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. "Niye 7 tane?" diye İngiliz’e sormuşlar. O da "Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş. "Vay be! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki." Sıra Fransız’ın valizine gelmiş. açmışlar bakmışlar 8 tane don. "7’yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar. Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş. "Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler. Sıra Temel’e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don. "Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Şu medeniyete, şu temizliğe bak!" Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş "Ocak, Şubat, Mart,......"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:37 PM
Müjde kocacım hamileyim demiş. Bizimki çok sevinmiş eeeee kolay değil 15 seneden sonra baba olmak. Fakat 8 ay sonra işyeri adamı yurtdışına göndermiş. Adam çok üzülmüş doğumda karısının yanında olamayacağı için ama eli mahkum gitmiş. 4 ay sonra geldiğinde ne görsün çocuk zenci. Karısına sorunca kadın soğukkanlılıkla cevap vermiş. "Aslında çocuk normal doğdu fakat sonradan benim sütüm kesildiği için zenci bir süt annesi buldum onun sütünü içe içe böyle karardı" demiş. Adam da "ben en iyisi anneme sorayım o herşeyi bilir" demiş. Annesine anlatmış: "Evet oğlum doğrudur. Sen de normal doğdun fakat sütüm kesildiği için seni inek sütüyle besledim şimdide boynuzların çıkıyor."

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:37 PM
Temel bir dag basinda oturuyormus ve en büyük zevki günlük gazete okumakmis fakat tembelmis ve gazete alabilecegi tek yer oturdugu dagin etegindeki bakkalmis.Bu is icin hep Fadimeyi gönderirmis. Fadime birgün sıkılmıs ve pazartesi günü 7 tane o günün gazetesinden almis. Ve pazartesi günü bir gazete verip digerlerini saklamis. Ertesi gün Temel gazete isteyince dün aldigi gazetelerden birini ben cikiyorum deyip islerini hallettikten sonra cikarip vermis. Çarsamba günü yine Temel gazete istemis Fadime yine islerini halledip temele gazeteyi vermis. Persembe günü yine Temel gazete istemis Fadime yine vermis. Aksama dogru Temel Fadimeyi cagirip "Fadime" demis.
"Dünyada ne salak insanlar var;dört gündür ayni adam ayni yerdeki agaca arabasini carpiyor".




Temel ve iki arkadasi istanbul'dan Trabzona'a gitmek üzere tren garina giderler. İlk Trabzon treni 1 saat sonradir, bileti alirlar. Ne yapalim bir saat diy düsünürken yemege gitmeye karar verirler. Yemekte sohbet, muhabbet saate bir bakarlar ki 1 saati geçmis. Hemen kosarlar tren garina ama tren gitmiş. Yine bilet alirlar 1 saat sonrasi için. Ne yapalim vakiti nasil geçirelim derken kahveye giderler. Çaylar kahveler sohbetler uzar da uzar ve saate
baktiklarinda 1 saat olmasina 5 dakika vardir. Hemen kosarlar gara ama trene yetisemezler.Giseye gidip sorarlar yine Trabzon'a gidicek tren varmi diye.Gisedeki adam
"Bakin bu son tren eger bunuda kaçirirsaniz Trabzon'a bugün dönemezsiniz" der .
Bileti alırla yine sikilmislar ne yapalim derken pastaneye gitmeye karar vermisler. Pastalar, kekler, çörekler muhabbet derken saate bir bakmislar ki 1saat olmak üzere hemen kosmuslar gara. Tren yeni hareket ediyor, içlerinden biri uzun ilk vagonu yakalamis, digeri orta boylu son vagona tutmus. Tren gitmis,Temel oturmus yere baslamis gülmeye. Gise memuru yanina gelmis.
"Sen ne garip adamsin. 3 tren kaçirdin, arkadaslarin gitti, sen kaldin, aglayacagina gülüyorsun be adam.
Temel : "Uy hemserum onlar beni geçirmeye geldiydu ben ona güleyrum"demis.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:38 PM
Balığın Kafası
balık lokantasına giden adam bir porsiyon balık istemiş ve balıkların gövdelerini afiyetle yerken kafalarını itina ile bir köşeye ayırmış.
Bunu gören Temel adamın yanına yakaşıp :
- balıkların kafalarını niye yemiyorsun? Diye sormuş.

Adam;
-Bunları satacağım. Demiş

Temel;
-kaç YTL?
Adam
-3 YTL.
Temel:
-Bunlar ne işe yarıyor?
Adam;
-Bunlar insanın kafasını çalıştırıyor.
Temel;
-o zaman ben alıyorum. Demiş ve adama 3 YTL vererek balık kafalarını satın almış.Balık kafalarını yedikten bir süre sonra Temel adama;

-Ben balıkların kafasını 3 YTL’ye senden aldım ama zaten balığın porsiyonu 3 YTL. Demiş.
Adam;
- Bak işte gördün mü işe yaramaya başladı bile...

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:38 PM
Temel colun ortasinda susuz kalmis. Birden cin gelmis uc dilekte
bulunmasini istemis.
-Su.
-Bir sise buz gibi su gelmis. Cin,
-Bu sise hic bitmez. Bittikce kendiliginden dolar, obur dileklerin neydi?.
Temel,
-Bu siseden iki tane daha.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:38 PM
emel ile Cemal pilot olmaya karar vermisler.Bu amacla kursu
bitirip diplomalarini almislar.Ve ilk seferlerini yapmak üzere
ucakla havalanmislar. Inise gececekleri sirada Temel, Cemal'e dönüp:
-Simdi kuleden haber geldi..Bu hava limaninin pisti oldukca kisaymis.
Bu yüzden tekerlekler yere deger degmez, frenlere sonuna kadar asil
ki, pistin disina cikmayalim, demis.
Az sonra inise gecmisler.Tekerlekler yere deger degmez, Cemal frenlere asilmis.Ucak kil payi pistten cikmadan durmus.Temel alnindaki terlerisilerken Cemal'e dönüp
:-Bu ne bicim pist? 50 metrelik yerde ucak durur mu? Cemal basini ikiyana sallayip cevaplamis:
-Haklisin Temel..Bir de su yanlara baksana..Eni de en az 10 km.var....

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:40 PM
1 - Fare misin Yoksa Insan mi?
Adamin biri kendini fare zannettigi için akil hastenesine düsmüs. Tedavisi
bittikten sonra doktor sormus. Simdi sen bir fare misin yoksa insan mi?
Deli : Fare olur mu doktor bey ben bir insanim.
Doktor : O zaman artik gidebilirsin iyilestinartik demis. Deli kapidan çikmis
ve imdaaaaaat diye bagirarak tekrar içeri girmis doktor ne oldu demis...
Deli : Bir kedi gördüm de ondan korktum demis.
Doktor : Sen hani sen artik kendini bir fare zannetmiyordun demis.
Deli : Ben fareolmadigimi biliyorum da kedi nerden bilsin demis...


2 - Miyav Dedik ya

Iki deli, akil hastahanesinden kaçmaya karar vermisler. Gece vakti hizli bir
sekilde duvardan atlayarak bosluktaki tarlaya çikmislar. Tellerin arasindan
sürünerek ilerlerken bir bekçi bunlarin hisirtisini duymus. Hemen bagarmis :
- Kim varorada?
Delilerden biri hemen :
-Miyav, miyavvv...
Diye seslenmis. Hisirtiyi kedinin çikardigini sanan bekçi tam geri dönecekken
deliler yine sürünmeye ve hisirtilar çikartmaya baslamislar. Bekçi hemen
dönmüs ve bagarmis :
- Kim var orada?
Iyice sinirlenen deli :
-Miyav dedik ya len...


3 - Saglik Bakani

Akil hastenesini gezen saglik bakani bir hastanin yanina yaklasmis. Hasta ona
bakmis,
- Yeni mi düstün?..
- Hayir, ben saglik bakaniyim. Buraya sizleri ziyaret etmek için geldim...
- Heh heh heh, saglik bakaniymis... Bende Napolyon Bonapart, memnun oldum.


4 - Çay Sekerleri

Deli , kahveye girdiginde soluk solugaydi. Bos bir masaya oturup ocaga
seslendi :
- Bana bir çay!..
çay geldi , sekerleri atip karistirdi. Garsonadan yine seker istedi. Onlari da atip
karistirdi, yeniden istedi. Garson :
- Sekiz seker koydun çaya, dedi saskin saskin,
- Koydum ama , iste görüyürsun, hepsi eriyor!..


5 - Hamamböcekleri

Akil hastanesinden iki deliyi salivereceklermis. Doktorlar kendi aralarinda
"Sunlara son bir test yapalim da görelim akillari baslarina gelmis mi."demisler.
Bunun üzerine iki deliyi bir masa basina çagirmislar. Masanin üzerine bir
kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canli hamamböcegi
dökmüsler ve "Buyrun beyler, yiyiniz." demisler. Delirlerden bir tanesi hemen
zeytinlere saldirmis, ötekisi araya girmis, "Önce kaçanlari yiyelim, öburleri nasil
olsa duruyor!"


6 - Sayi

Akil hastanesini gezmekte olan gazeteci, bir kogusta rastladigi hastaya sordu:
- Burada kaç kisisiniz?
Karsisindaki, elini bos ver anlaminda salladiktan sonra:
- Asil, dedi, siz disarida kaç kisisiniz?

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:40 PM
Uy sevgili usagum!
Allah'in selami tabiidur. Mektubu cok yavas yazayrum, cunkim bilirum ki,
cabuk okuyamazsun.. Benden yana sual
edersen, Allahuma pin sukur iyiyum, yeni pir is puldum.. Emrimde yuze
yakin adam var, hepsi de sessuz sedasuz, kendi
hallerinde. Ne is puldugumu soraysan soyleyecegum patlama, mezarluk
pekcisi oldum..
Bacin Emine bir usak doguracak, daha erkek midur, kiz midur, pelli
degil. Hacan o yuzden saga dayi mi oldin, teyze mi oldin soyleyemeyrum..
Temel emicen de tukkan actu, o da otuza aldigini yirmipese verir, surumden kazaniyormus oyle dedi..
Bizim koye findukcularin Temel'i muhtar sectuk, akillu usak da. Gecen
gun hepimizu zelzeleye karsi asi etturdu. Temel akilludur, hemde durusttur.. Gecenlerde bir taksinin soforu koye varmis, muhtari arayu, meger yolda pir tavuk ezmus sahibini soraymus.. Muhtar Temel tavuga pakmis, hapu bizden degildur, pizum koyde yassu tavuk yoktur, demis..
Senin kucugun Memet cok akullu bir usak cikti. Gecen gun tepeye varmis,
elinde bir ip sallayup duriy.. Anan, uy usagim ne edeysun orada demis.. O da heva turumuna bakayrum demis. Cektum oni aksam karsuma, anlat bakayum su hava turumu isinu dedim. Anlatti, meger ip sallanunca havanin ruzgarli oldugunu, ip islaninca da yagmur yagdigunu anlaymis..
Cok akillu usak vesselam. Sen o yasta boyle akillu degildun!
Yaa iste boyle usagum.. Memlecetten saga pol pol havadis.. Yeni havadis olursa yine yazayrum.. Baki Hudaya emanet ol.
Baban
Not: Mektupa para koyacaktum, ama gec akluma geldu, zarfu kapatmisum

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:41 PM
Deli Bedri’nin eşeği hastalanır. Deli Bedri Allah’a yalvarır eğer eşeğim iyileşirse 3 gün oruç tutacağım der. Sabah dama gider bakar ki eşeği iyileşmiş. 3 gün oruç tutar. Deli Bedri sabah dama gider bakar ki eşek ölmüş. Bunun üzerine bizim Deli Bedri: "Ey Allah’ım tuttuğum orucu Ramazandan saymaz, eşeği de kurbandan saymazsam bana Deli Bedri demesinler"

S.a

Bir gün zaza ve kürt iddaya girer..Birisi benim kafam daha sert, diğeri benimki daha seert der..Bunun üzerine yarışırlar..Önce kürt duvara bir çivi bırakır ve kafasıyla vurmaya başlar..Çivi yavaş yavaş içeri girer.Sonra kürt etrafına bakar ve zaza ortada yok..Bunun üzerine kürt eline aldığı balyozla çiviye vurmaya başlar..Ancak çivi daha fazla ilerlemez..Gidip duvarın arkasına bakar ve duvarın arkasında zazanın kafası var=))





bir zamanlar Nasrettin hocanın 15 tane oglu varmış ve bu cocukların ayda 1 tanesini Padisah harp e gonderiyormus Nasrettin hocanın 14 oglunu padişah harp e yollamıs

bundan 1 ay sonrada yine Tellal kapıya gelmiş ve demiş ki:"Yüce Yadisahımızın emriyle oglunuzu harbe ***ürü yoruz" demiş Nasrettin hoca tellale hiddetlenerek bagirmiş ve demiş ki:GİT SÖYLE PADİŞAH I NA BENİM ÇOCUKLARIMA GÜVENİPTE ORAYA BURAYA SAVAŞ ACMASIN" demiş....

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:41 PM
Adamin biri bir gün Karadeniz Bölgesi'nde gezmeye gider.
Arabasiyla ilerlerken bakar bir uçurumun kenarinda muhtesem bir manzara ve de bir grup yöreli davul zurna kemençe horon
tepiyorlar. Çeker arabasini ve baslar seyretmeye,ama o da ne... Adamlar bir tur atip geliyorlar uçurumun basina ve halayin basindakini atiyorlar asagiya...Sonra bi tur daha ve yine bi adam asagiya...
Turist dayanamaz yaklasir yanlarina ve sorar:
- Kardesim ne diye atiyosunuz adamlari asagiya?
Içlerinden biri cevap verir:
-Haçan biz burada Temel atma töreni yapayruk.......

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:41 PM
Temel iş için gittiği bir şehirde birkaç günlüğüne bir otele yerleşmiş.
Akşam yatma vakti yatağa girdiğinde yan otel odalarının birinde büyük
bir gürültü. Temel rahatsız olduğundan uyku tutmayınca gidip uyarmak
istemiş. Kapıyı çalıp, durumu anlatınca kapıyı açan;
- Kusura bakmayın biz müzisyeniz yarın bir konserimiz var da prova
yapıyoruz.
Anlayışla karşılamış Temel, ve geri dönmüş. Ertesi gün yine aynı gürültü
ve yine uykusuzluk. Tekrar gitmiş ve kapıyı çaldığında yine aynı cevapla
karşılaşmış ve yine anlayışla karşılaşmış.
Bu durumlar birkaç gün bu şekilde sürmüş. Bir gün akşam müzisyenlerden
gürültüye devam ama kapıyı çalan yok. Merak etmişler;
-Bu Temel'e bir şey oldu galiba
Kapısını çalmışlar Temel'in ama kapıyı açan yok. Bir yolunu bulup içeri
girmişler. Yatak odasından Temel'in tuhaf sesleri geliyor. Yavaşça
yaklaşmışlar Temel yatağın üzerinde mastürbasyon vaziyetlerinde. Biri
dayanamamış sormuş:
-Arkadaş bu ne vaziyet?
Temel de;
-Bugün prova yapiyrum, haçan yarin hepinizun anasini....

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:41 PM
Temel’in babası vefat eder... Cenazeye gelen bir aile dostu Temel’e sorar: Nasıl oldu? Cevap: 30.kattan aşağıya düştü... Adam: Vah vah desene çok feci ölmüş... Temel: Yok yok öyle ölmedi... tam yere düşecekken manavın tentesine çarpıp tekrar yükseldi... Adam: Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman. Temel: Yok! Karşıdaki kasabın tenteden zıpladı bu sefer karşı binanın çatısına... Adam: Demek çatıya çarpıp öldü. Temel: Yok ya! Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti... Adam: Deme ya! Çarpıldı o zaman... Temel: Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı. Adam: 200 metreden yere çakıldı öyle mi? Yazık... Temel: Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye... Adam: Orda mı öldü? Temel: Yooo... Ordanda yine kasaba... En sonunda bunalan adam Temel’e bağırarak sordu: Ulan nasıl öldü bu adam? Temel: "Baktık durmuyo... Vurduk!"
Temel’in babası vefat eder... Cenazeye gelen bir aile dostu Temel’e sorar: Nasıl oldu? Cevap: 30.kattan aşağıya düştü... Adam: Vah vah desene çok feci ölmüş... Temel: Yok yok öyle ölmedi... tam yere düşecekken manavın tentesine çarpıp tekrar yükseldi... Adam: Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman. Temel: Yok! Karşıdaki kasabın tenteden zıpladı bu sefer karşı binanın çatısına... Adam: Demek çatıya çarpıp öldü. Temel: Yok ya! Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti... Adam: Deme ya! Çarpıldı o zaman... Temel: Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı. Adam: 200 metreden yere çakıldı öyle mi? Yazık... Temel: Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye... Adam: Orda mı öldü? Temel: Yooo... Ordanda yine kasaba... En sonunda bunalan adam Temel’e bağırarak sordu: Ulan nasıl öldü bu adam? Temel: "Baktık durmuyo... Vurduk!"




-------------------------------------------------------------------

Temel ormanda ağaç kesiyormuş, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temel’i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun;
-Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş, Temel de anlatmış;
- Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan’ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan’ı taniyruuum, ne de yengesuni..



------------------------------------------------------------------

Temel Almanya’ya işçi olarak çalışmaya gider. Uçaktaki koltuğunun hemen yanında dünya tükürük şampiyonu oturmaktadır. Adam bir tükürür ve tükürük Temelin kulağının yanından mermi gibi geçer.
- Adam: "Ben 96 olimpiyatları dünya şampiyonu Almanya’dan Hans" der. Temel tabi şaşırır. Bir müddet sonra adam bir daha tükürür ve tükürük Temelin kafasını sıyırarak gider.
-Hans: "Ben 2000 dünya tükürük şampiyonu hans"der. Temel artık dayanamaz ve Hans’ın suratının ortasına tükürür.
-Temel: "Daha acemiyim." der.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:41 PM
Temelin 8 tane cocugu varmis ama hepsi de birbirinden salak,
gerizekaliymis. Temel ve karisi Fadime doktora gitmisler.Durumu
anlatmislar. Böyle böyle biz artik cocuk istemiyoruz demisler. Doktor
bunlara 1-2 kutu prezervatif vermis. Nasil kullanilacagini falan anlatmis
yollamis. Neyse bunlar kullana kullana bir gün prezervatifleri kalmamis
Temel kara kara düsünmeye baslamis . Ne yapsak ne etsek diye Fadime "Dur ben sana dantelden örüvereyim demis" Olcüyü falan almis 1-2 gün icinde örmüs. aradan 9 ay gecmis Temel ile Fadimenin 1 cocuklari daha olmus. Zamanla cocuk büyümüs, 9-10 yaslarina gelmis. Ama nasi bi cocuk zeki mi zeki, firlama mi firlama . Önceki 8 ine hiç benzemiyo. Tum sinavlarda birinci, sporda tum sehrin en iyisi, Köyün en zeki,atilgan cocugu olmus.
Bir gün Temel kahvede otururken sormuslar :
" Ya Temel senin 9 cocugun 8'i deli mi deli bu sonuncusu nasi oluyor da
bu kadar akilli oldu?" Temel gerine gerine cevap vermis :
" Suzme o, suzme."

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:46 PM
5 DOLAR
New York`tan Los Angeles`e giden uçakta cingöz bir avukat ile
sarışın bir hanım yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem de hoşca vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor:
-Size bir soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz,sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim.
Ve ilk soruyu soruyor:
-Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır?
Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama
uzatmış.
Soru sorma sırası sarışına gelmiş:
-Tepeye 3 ayakla tırmanıp 4 ayakla asağı inen ?ey nedir?
Adam dakikalarca düşünmüş. Yanıtı bulamamış... Cuzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış. Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla
sormuş:
-Cevap ne?
Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 dolar çıkarıp
adama uzatmış...

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:50 PM
Üçüncü Boğaz Köprüsü’nü Japon, Amerikan ve Türklerden oluşan bir konsorsiyum almış.

Tam açılışın yapılacağı sırada kurdele kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmış.

Japon: ’Gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım’ diyerek harakiri yapmış.

Amerikalı: ’Gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı’ diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.

Tüm bunları izleyen Türk müteahhit de derin bir ’Oh!’ çekerek yanındakilere dönmüş: ’İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi 1089

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 04:50 PM
Üçüncü Boğaz Köprüsü’nü Japon, Amerikan ve Türklerden oluşan bir konsorsiyum almış.

Tam açılışın yapılacağı sırada kurdele kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmış.

Japon: ’Gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım’ diyerek harakiri yapmış.

Amerikalı: ’Gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı’ diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.

Tüm bunları izleyen Türk müteahhit de derin bir ’Oh!’ çekerek yanındakilere dönmüş: ’İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi


1089

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 07:43 PM
Deli Bedri’nin eşeği hastalanır. Deli Bedri Allah’a yalvarır eğer eşeğim iyileşirse 3 gün oruç tutacağım der. Sabah dama gider bakar ki eşeği iyileşmiş. 3 gün oruç tutar. Deli Bedri sabah dama gider bakar ki eşek ölmüş. Bunun üzerine bizim Deli Bedri: "Ey Allah’ım tuttuğum orucu Ramazandan saymaz, eşeği de kurbandan saymazsam bana Deli Bedri demesinler"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 07:47 PM
Bir gün 3 karadenizli haydarpaşa tren istasyonuna gelirler.
ilk trenin kaçta olduğunu öğrenmek için görevliye soru sorarlar.görevli ilk tren saat 5'te der.ve bu üç arkadaş bir cafeye gidip trenin gelmesini beklerler.
çaydı;muhabbetti derken muhabbet baya koyulaşır.temelin aklına birden bire tren gelir.

- "hey.garson hesabı getir" derken hep birlikte koşarlar.

bakarlar ki tren uzaklaşmış gidiyo.görevliye bi daha ki trenin kaçta kalkacağını sormuşlar.görevli 6 diyince yine aynı cafeye gidip muhabbet etmeye başlamışlar.ilk seferki gibi yine muhabbet baya koyulaşmış.dursun birde bakmışki saat 6 yı 1 geçiyor.hemen istasyona koşmuşlar.tren kaçmış.

bi daha ki tren 7 deymiş.yine aynı cafe ye gidip takılmışlar.yine konuşurken cemal saate bi bakmış saat7 ye 1 var.üçü birden koşarken tren tam harekete başlarken dursun ve cemal trene biner.temel ise koşarken düşer.temel yerde kahkahalar atarak gülmeye başlar.görevlide azda olsa temeli tanıdığı için:

- "oğlum aptalmısın arkadaşların gitti sen kaldın".temel ise bir ara gülmesini durdurup
- "onlar beni yolcu etmeye gelmişlerdi" der.

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 07:47 PM
Bir gün temel bir minübüse durması için işaret etmiş adam ellerini havaya kaldırarak ve tüm parmaklarını oynatarak çok kalabalık demiş.

Temelde baş parmağını işaret ve orta parmağının arsına sokmuş. Şoför kızmış ve aşağı inmiş

-Sen ne kadar terbiyesiz adamsın demiş.

Temel "asıl sen ne kadar terbiyesizsin bana böle böle yaptın" demiş

Şoför "ben sana kalabalık" dedim diye yanıt vermiş. Bunun üzerine temel

-E bende beni araya sıkıştırırsın diyordum

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 07:48 PM
Kadının biri arabasını servisine ***ürmüş, "Ne zaman arabama birini alsam
bir süre sonra feci bir koku başlıyor.." demiş tamirciye.. "Ben yalnızken
katiyyen olmuyor.."
"Tamam.." demiş tamirci, "Birlikte şöyle bir tur atalım, neymiş görelim
bakalım.." Kadının yanına binmesiyle araba ok gibi fırlamış ve servisin
karşısındaki 'Girilmez' yola dalmış.. Daracık yolda 120 km. hıza ulaşıp
yandaki çöp bidonlarına çarparak bir yayayı son anda sıyırmış, karşıdan
gelen arabaların bir sağından bir solundan son anda geçerek ana caddeye
fırlamış, sert bir dönüş yaparak durmuş, "Bakın.." demiş kadın "Yine o
iğrenç koku.. nereden kaynaklandığını anlayabildiniz mi?.." "Nasıl
anlamam?.." demiş tamirci bembeyaz bir yüzle titreyerek, "Şu anda kaynağın
tam üzerinde oturuyorum..!" __________________

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 07:48 PM
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 07:48 PM
Gözleri kör yalnız ve yoksul bir Kayserili kırlarda başıboş dolanırken bastonuna değen sihirli lambayı alıp içinden cini Çıkarmayı basarmis. Bu isten hayli bıktığı belli olan Cin Kayseriliye söyle bir baktıktan sonra; - "Senin hayli isteğin vardır; simdi sen gözlerin açılsın istersin,zenginlik dilersin, evlenmeği arzularsın, ama uğraşamam..Sadece bir dileğini yerine getireceğim. İyi düşün ve ne isteyeceksen iste.."demiş. Kayserili biraz düşündükten sonra dileğini söylemiş;- "Çocuğumun saatlerce altınlarımı saymasını görmek istiyorum"

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 07:48 PM
Oglan (O) : Baba sex neden zevklidir?
Baba (B) : Bak oglum sex burnunu karistirmaya benzer.Burun her zaman parmaktan daha cok zevk alir.
O : Neden kadinlar tecavuz edilmekten nefret
ederler?
B : Sen sokakta yururken biri gelip burnunu karistirsa hosuna gider miydi?
O : Baba neden bayanlar adet gunlerinde sex yapamazlar?
B : Burun kanasaydi karistirabilir miydin?
O : Erkekler neden prezervatifle sex yapmaktan hoslanmazlar?
B : Eldiven giyip burnunu karistirmazsin heralde.
O : Baba neden sex ozeldir?
B : Sinifin onunde burnunu karistirmazsin degilmi?
O : Baba sen supersin yaa!....

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 07:55 PM
Kadinin biri, 46
yasindayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye
kaldiriliyor. Ameliyat
masasindayken, ölüme yakin, birden bir Hayal
görüyor. Azraili görüyor ve
soruyor: "Benim saatim geldimi?"

Azrail cevap veriyor:
'Hayir, senin daha 43 sene, 2 ay vede 8 günün var".
Narkozdan uyandiginda, estetik yaptirmaya karar
veriyor. Yüzünü gerdirttiriyor, dudaklarini
doldurtturuyor ve de Gögüslerini
düzelttiriyor.Kisacasi : "Yeniden dogmus gibi"

Daha uzun bir süre yasiyacagini bildigi için
simdi, o kadar ameliyatin degdigini düsünüyor.
Son ameliyattan sonra,

hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çikiyor.
Tam karsidan karsiya geçiyor ki, ambülans çarpiyor.
Ölüyor. Cenette Azrail'e soruyor: "40 seneden daha
fazla yaşaayacağımı saniyordum! Neden o zaman bana o ambülansin çarpmasini
saglayip, beni öldürttün?"
Azrail cevap veriyor:
Kız, ben seni
tanıyamadııımmm...

F.S.Mehmet1453
09-07-2007, 07:56 PM
Karakolun telefonu geç bir saatte çalar.Arayan bir kekemedir.

Polis: Buyrun ....... karakolu

Kekeme: Beeeenn bi cececeset buldum

Polis: Nerde buldunuz efendim hemen ekip yollıyalım.

Kekeme: Aaaaaaaa (Polis hemen atlar)

Polis:Atatürk parkında mı?

Kekeme:Hayyy Hayyyyıı derken polis kendisiyle dalga geçildiğini düşünür ve telefonu kapatır.

Aradan 5 dk geçer ve yine aynı kişi arar.

Polis: Buyrun karakol

Kekeme: Beeeenn bi cececeset buldum der kekeme kişi.

Polis: Nerde buldunuz efendim hemen ekip yollıyalım.

Kekeme: Aaaaaaaa (polis hızlı davranır.)

Polis:Atatürk parkında mı?

Kekeme:Hayyyyy Hayy derken polis yine telefonu kapatır.
Aradan bir saat geçmiştir.Telefon çalar ve yine karşıdaki kekemedir.

Kekeme: Beeeenn bi cecececcceeeset

Polis:Kardeşim gene mi sen nerde buldun cesedi hemen gelelim.

Kekeme:Aaaaaaaa (polis yine atlar)

Polis: Atatürk parkında mı?

Kekeme: EEEEvvet oooraya taşıdıım. __________________


1288..;)