Giriþ

Tam Sürümü Görüntüle : süper fýkralarrrrrrrr...


Sayfa : 1 [2] 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

Kéan aRs
08-28-2007, 08:16 PM
Çivi

Bir gün Ali annesinden çekiç ister. Annesi napacıksın diye sorar Aliye. Ali tahta arabamın çivisi çıktı onu çakacağım der. Annesi olmaz oğlum çekici eline vurursun der.Ali vallaha vurmam anne çiviyi kardeşim tutacak der..

Kéan aRs
08-28-2007, 08:16 PM
Plakasını Aldım

Temel bir gün kahvede otururken, Dursun koşa koşa yanına gelmiş:
-Temel arabanı çaliylar.
Temel hemen dışarıya fırlamış. Döndüğünde Dursun sormuş:
- Ne oldi? Yakalayabildun mi?
Temel:
-Yakalayamadum ama plakasini aldim...!

Kéan aRs
08-28-2007, 08:16 PM
Göz Doktoru

Göz doktoruna giden bir hasta çürük raporu almak istemiştir.Doktor ışıklı harfleri göstererek:
-Bu harfi okuyunuz, der.Hasta:
-Hangi harfi? diye sorar.Doktor:
Canım şu duvardaki tabelanın üstünde yazılı olanı.
-Aa doktor bey, yoksa orada duvarda mı var?demiş.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:17 PM
Hasta Dede

Doktor,hasta dedeye:
"Sizde şeker var."dedi.
Bunu duyan Orhan, dedesinin üzerine atıldı.
-Hiç anlamam, dede! Üstünü arayacam

Kéan aRs
08-28-2007, 08:17 PM
Meslek

Birinci sınıfa başlayan çocuklara öğretmen, babalarının mesleklerini soruyordu :
-Söyle bakalım Tuna, baban ne iş yapıyor? Tuna :
-Otobüsleri kaldırıyor efendim, dedi. Bir sıra önde oturan bir çocuk yanındaki arkadaşına yavaşça sordu:
-Pekiyi anlayamadım, neymiş babası? Arkadaşı büyük bir saflıkla cevap verdi:
-Vinç miş, vinç!

Kéan aRs
08-28-2007, 08:18 PM
Yeni Okul

Okula yeni başlayan Ali babasına
Baba benim öğretmenim hiç bir şey bilmiyor
Babası 'olur mu oğlum'
Ali "tabi baba çocuklar bu nedir" diye sorup duruyor...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:19 PM
'Randevum var'

Bir gün Ali, sınıfta arkadaşlarıyla konuşuyormuş. Öğretmen görmüş ve bunları tahtaya kaldırmış. "4 kelime yazıp yarın getireceksiniz" demiş. Ali eve gitmiş. - Baba bana bir kelime söyler misin? - Git len başımdan. Ali yazar. Annesine gider annesinin yağı bitmiştir, annesi "Sana, sana" der. Ali yazar. Ağabeyine gider. Ağabeyi de Tarzan kitabı okuduğu için sorusuna cevap olarak "Tarzan Tarzan" der. Ali yine yazar ve hemen telefonda sevgilisiyle konuşan ablasına gider: "Abla bana bir kelime söyler misin?" der. Ablası da telefonla konuşurken. "Gelemem şekerim randevum var" der. Sabah okulda öğretmen Ali'yi kaldırır. Ali okumaya başlar. - Git len başımdan. Öğretmen: - Bana mı? - Sana, sana. - Sen kendini ne sanıyorsun? - Tarzan, Tarzan. - Yürü bakalım doğru müdüre. - Gelemem şekerim, randevum var.
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 08:19 PM
Askerin bir oturmuş karısına mektup yazıyormuş yazmış yazmış sonuna gelmiş mektubun birden bir itirafta bulunası gelmiş ve devam etmiş karıcım seni aldattım bir sokak kadınıyla,ama inan pişman oldum ve burda onlarla beraber olmak çok pahalı demiş ve sıkıla sıkıla postalamış mektubu. Ertesi hafta tek cümlelik bir cevap gelmiş.''kocacım 100 dolardan fazla verme ben burda okadar alıyorum''

Kéan aRs
08-28-2007, 08:19 PM
Çocuk Esİrgeme Yurdunda Yasayan Bİ Çocuk Yilbasinda Noel Babaya Mektup Yazar Mektubunda Sunlar Yazmaktadir.sevgİlİ Noel Baba Herkez Senİn GerÇek Olmadini Zanneder Ama Ben Senİn GerÇekten Var Oldunu Bİlİyorum Ve Senden ÜÇ Tane İstegİm Olacak.bana Bİ Ayakkabi,bİr GÖmlek Ve 50 Mİlyon Nakİt Para GÖndermenİ İstİyorum Der Ve Mektubu Postaya Verİr.postacilarda Mektuplarin Nereye Gİttİklerİnİ Kontrol Ederler Örn. Bu İstanbula Bu İzmİre Gİbİ Bİde Bakarlar ÜstÜnde Noel Babaya Yazan Bİ Mektup Var Bunlar Merak Eder Mektubu AÇar Okurlar Ve Çok ÜzÜlÜrler Çocugun İsteklerİnİ Yaparlar Yanliz 50 Mİlyonu Paralari Kalmadiklari İÇİn GÖnderemezler.Çocuk Hemen Noel Babaya Cvp Yazar Noel Baba Ayakkabilar Tam İstedİgİm Gİbİ GÖmlek SÜper Oldu Yanliz 50 Mİlyonu Bulamadim Bİlİorum Sen Kesİn GÖndermİssİnde Der Ama O Serefsİz Postacilar Parayi İÇİnden Almislardir

Kéan aRs
08-28-2007, 08:19 PM
BİR akıl hastanesine yeni bir başhekim atanmış. Başhekim, hastaneyi dolaşırken, aşağıdaki mutfağa da inmiş.
Bir de bakmış ki, mutfağın ortasında yere tebeşirle çizilmiş koskocaman beyaz bir daire: dairenin de içinde yere yatmış yüzükoyun, sırtüstü kıvranıp duran 7 - 8 deli...
Bir başka deli de, yemek masasına tek başına oturmuş; reçeli, tereyağı, zeytini, peyniri, rafadan yumurtasıyla, yerde kıvrananlara bakıp bakıp gülerek bir güzel kahvaltı ediyor.
Başhekim, masada oturana sormuş:
- Yerdeki beyaz dairenin içinde; bir yüzükoyun, bir sırtüstü uzana döne, ne yapıyor bunlar?
Masadaki deli:
- Tebeşirle o beyaz daireyi ben çizdim, demiş. İçindekilere de dedim ki:
"- O beyaz dairenin altından geçerseniz, ancak kahvaltı edebilirsiniz benim gibi...
- Neden öyle kıvranıyorlar ki?
- Yere çizilmiş dairenin altından geçmeye çalışıyorlar da, ondan.
Başhekimin gözleri hayretle açılmış ve yine sormuş masadaki deliye:
- Senin adın ne?
Hiç beklemediği bir yanıt gelmiş:
- Günter Verheugen...
***
Avrupa Birliği üyesi ülkelerde, Günter Verheugen'in son Türkiye ziyaretiyle ilgili bir yığın deli fıkrası anlatılmaya başlanmış nedense...
Onlardan biri daha işte:
Yine bir akıl hastanesine, yeni bir başhekim atanmış. Başhekim hastanede dolaşırken; bir diş fırçasının boyun bölümüne uzunca bir ip bağlamış, köpek niyetine dolaştıran bir deliye rastlamış. Delinin keyfini kaçırmamak için, eğilip diş fırçasını okşar gibi yapmış:
- Ne güzel köpek bu böyle, demiş.
Deli, şöyle bir bakmış başhekime:
- Hadi ordan doktor, demiş; bu köpek değil, diş fırçası...
Başhekim hemen doğrulmuş ve içinden, "Sandığım kadar da deli değilmiş" diyerek uzaklaşmış oradan.
Başhekim iyice uzaklaşınca, deli eğilip okşamış diş fırçasını:
- Hadi gözümüz aydın olsun, bunu da atlattık Fifi...
***
Nasreddin Hoca'ya sormuşlar:
- Irak'ın Telafer kasabasındaki Türkmenleri bombalayıp duruyormuş Pentagon; neyse ki Ankara uyardı Washington'u. Sen ne diyorsun bu işe Hoca, şimdi ne yapacak Amerika?
Hoca, gülümseyip sakalını sıvazlamış:
- Bırak şu Amerika'yı demiş; ne zaman uyarılsa, hiç aldırmadan sürdürüyor çuvallamayı. Biliyorsun geçen sefer de çuvallamıştı. Bana sorarsan, uyarılarımıza karşın, çuvallayabilir bu kez de yine... NATO'nun Akdeniz manevralarında bir Amerikan zırhlısı, bizim Muavenet muhribini yanlışlıkla vurup çuvallamamış mıydı; onun adeti böyle, her zaman çuvallıyor.
***
Günter Verheugen'in Türkiye ziyaretiyle ilgili bir de, bir sirk fıkrası dolaşıyor Avrupa başkentlerinde... Verheugen, aralık ayında AB üyeliği için müzakerelerin başlayabileceğini söylemişti ya, onun üstüne...
Sirk müdürünün odasına, iş arayan bir akrobat girmiş:
- Sirk çadırının 50 metre yüksekliğindeki orta direğin tepesine kadar tırmanabilir, oradan aşağıya balıklama atlar ve yere tepe üstü düşüp, sonra da halkı selamlayabilirim...
- Böyle bir numara için ne istiyorsunuz peki?
- 200 dolar diyelim...
- Tamam, kabul. Önce bir görelim ama, hadi yapın bakalım numaranızı...
Akrobat, sirk çadırı direğinin ta tepesine kadar tırmanmış ve oradan balıklama boşluğa bırakmış kendisini. Tepe üstü yere düşüp, bir süre öyle dimdik durmuş tepetaklak. Sonra hafif sersemlemiş durumda, ayağa kalkmış, sağa sola selam vermiş...
Sirk müdürü:
- Oldu, demiş; hemen başlayın numaranıza, 200 dolara...
- Yok, demiş, 200 dolar olmaz, 500 dolar isterim...
- Nasıl 500, siz kendiniz 200 dolar demediniz mi?
Yeni akrobat:
- 200 dolar dediğim zaman, demiş; henüz hiç denememiştim yaptığım numarayı...
Böyle bir fıkranın Verheugen ile ne ilgisi var demeyin...
Müzakere tarihi hakkında ziyaretinin başında söyledikleriyle; sonunda, kem kümle karışık söylemeye çalıştıklarını hatırlayın: "Evet, tabii eşik aşılmıştır ama, şayet, fakat, lakin..."
***
Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın, Sait Faik'in ölümü üstüne yazdığı "Sait'e Ağıt" şiiriyle bitirelim yazıyı:

Ölmüş Sait
Deniz mavisinden erken
Bunca sevgiden sonra
Ölmüş annesini öperken

Ölmüş eli ayağı uzak
Camların üstü buğu
Ölmüş çocuklar izin vermeden
Yüzünde sarışın çocukluğu

Yıldızlar gitmez gün doğmaz
Ölmüş korkunç uykusu yerde
Ölmüş belli belirsiz düşcek
Üşür balıklar öykülerde

Ölmüş
Ölmüş ağaç bir gölgesi iki
Ama neden ölmüş
Ölmek yaşamaktan iyi mi ki

Kéan aRs
08-28-2007, 08:20 PM
Bir gün otururken pamuk prenses demiş ki: -
Benim çadırımda sihirli ayna var girip sorayım hala en güzel ben mıyım?
Çadıra girip çıkan pamuk prenses demiş ki:
- Aynaya sordum hala en güzel benmişim.
Bunun üzerine herkul :
- Bir de ben sorayım hala en kuvvetli ben miyim ?
Ve çadıra girer. Çadırdan çıkınca derki
- Hala en kuvvetli benmişim.

Sıra notre dame'ın kamburuna gelmiştir. Oda
En çirkin hala ben mıyım sorayım diye çadıra girer.

Çadırdan on karış suratla çıkan nortedome'ın kamburu sınırlı bir
şekilde derki;

- Kim lan bu Reha Muhtar?

Kéan aRs
08-28-2007, 08:20 PM
Temel bir grup arkadaşıyla çukur açıyormuş.Bir başka grupda gelip çukurları kapıyomuş. Adamın biri çok merak etmiş ve ne yaptıklarını sormuş.
Temel: Bir grup daha fardu, onlarda fidan dikeydu, bucün gelmeduler, piz de pizim işler geri kalmasın diye çalişayruz...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:20 PM
Temel, Of'ta bir gozlukcuye gidip 'bana bir okuma gozlugu verin' der. Hemen gozlukler cıkarılır. Temel, butun gozlukleri denedigi halde bir turlu okuyamaz. Gozlukcu, kan-ter icinde 'yahu' der:

- Sen, okuma yazma bildiginden emin misin?

Temel 'haaa' der:

- Yoksa sartmidur?

Kéan aRs
08-28-2007, 08:20 PM
Ufak bir suçtan hapse düşen Temel'in koğuş arkadaşı sık sık hastalanmakta haftada bir doktora gitmektedir.Adamın doktordan her gelişinde bir uzvu kesilmektedir.Bir gün bacağı,sonra kolu,eli...Son gelişinde Temel koğuş arkadaşının kulağına eğilir manalı bir gülüşle: -Uy!Hemşerim sanmaki anlamayrum,bağa öyle geliyoki galiba sen kısım kısım firar edeysun...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:21 PM
Temel bir gün kahveye girmiş.Üstü başı yırtıkmış. Ne oldu diye sormuslar. Temel: "Kaynanamı gomduk."diye cevap vermiş. Kahvedekiler: "İyi de bu halin ne?" Temel: "Biraz direndi de.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:21 PM
Öğrenci Sözlüğü
OKUL :Öğrencinin alınına yazılan kötü kader .
TAŞINIR MALLAR : Kalem , kitap , defter .
TAŞINMAZ MALLAR : Kapı , pencere , tahta ve sıralar .
DİSİPLİN : İdam masası
ÖĞRETMEN : Okulun demişbaşı .
ÖĞRENCİ : Okulun vazgeçilmez incisi .
ZİL : Öğrenci kurtarıcısı .
ARKADAŞLIK : İdeal birleşme .
CASUS : Onur kuruluna seçilen öğrenci .
CEZA-İ ŞART : Yıllık ödev .
ESNAF : Kendi halinde öğrenci .
MALİYET : Öğrenci Harçlığı .
BÜTÇE :Toplanan spor , fotokopi vs paraları .
İNEK : Gözünü dersten ayırmayan öğrenci .
ÇALIŞKAN : Aklından zoru olan öğrenci .
YAZILI : Bir çok hayatı alt üst eden kara yazı .
HÜR TEŞEBBÜS : Sözlüde parmak kaldıran öğrenci .
ŞİRKET : Sınav öncesi kurulup , sınavdan sonra dağılan ortaklık .
ENFLASYON : Kopya değerinin yükselmesi .
KIYMETLİ EVRAKLAR : Vazgeçilmez kopya kağıtları tabiikide .
KOPYA : Denizdeki yılan .
ÇEK MAFYASI : Kopya kağıtlarını bulunduran ve dağıtan BABA öğrenci .
İHRACAT : Kopya vermek .
İTHALAT : Kopya almak .
ÖĞRENCİ AVCISI : Nöbetçi Öğretmen .
KOMPLO : Beklenmedik " kazık " sorular .
İNDİRİM : Kazık gibi soruların indirilmesi .
SADAKA : Çalışmayan öğrenciye verilen kopya .
CİMRİ : Arkadaşlarından bir soruyu esirgeyen öğrenciler .
ADAK : İyi bir not alabilmek için arkadaşlara adanan çikolata .
GAYRİ SAFİ MİLLİ HASILAT : Yıllık biriken kopya kağıtları .
İPOTEK : Öğretmenlerin kopya kağıtlarına el koyması .
SERBERST PİYASA EKONOMİSİ : Kopya çekilmeyen sınavlar .
FİRAR : Dersten kaytarma .
KAZAN : Dersi kaynatmak için gereken araç .
ÇÖP ÇATAN : Öğrenci ile dersin arasını bulmaya çalışan öğretmen .
PARAZİT : Başkalarının sırtından sınıf geçen öğrenciler .
DEVÜLASYON : Öğrenci değerinin düşmesi .
BÜTÇE AÇIĞI : Taktir veya teşekkür notlarının eksik gelmesi .
KAR / ZARAR CETVELİ : Karne
DİPLOMA : Öğrenciyi kovmak için verilen kağıt parçası .
DEMOKRASİ : Şartsız kurul .
TRAJEDİ : Beceri sınav sonuçları .
DRAM : Beceri sınavını geçen öğrencinin hali .

Kéan aRs
08-28-2007, 08:21 PM
Trafik memurları bir gün, trafik kontrolü yapıyorlarmış. karşıdan gelen temel ile fadime yi gören komiser hemen arabayı durdurmuş. ikisini de emniyetkemeri takılmış görünce,

- ya beyefendi bu gün yaptığımız kontrolde tek emniyet kemerini takan çift sizsiniz, bu yüzden size 500 milyon ödül veriyoruz der. "ama merak ettik bu parayla ne yapacaksınız. temel sevinçle

- "ne yapacağım hemen gidip kendime bir ehliyet alacağum der. komiser şaşkın şaşkın

- "ne ehliyetiniz yok mu der, fadime olayı toparlamak için, kusura bakmayın memur bey temel içince ne dediğini bilmez der. komiser daha da şaşkınlıkla

- "ne bir de içkili misiniz diye haykırır. arkadan yaşlı adam öne atılır ve

- "ben demiş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalum başumuza bi iş gelir diye. komiser neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan idruste koşa koşa gelerek

- "ne oldi geçtuk mi sınırı"der.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:21 PM
Karisindan bosanmis olan bir adam, o gün annesini görecek olan kizina
- Al kizim bu zarfi. Sen artik 18 yasina bastin. Bu annene verecegim son nafaka çeki. Bunu annene ver, sonra 1 adim geri çekil ve annenin yüzündeki ifadeyi seyret demis.
Kiz annesine gitmis :
- Anne babam bu zarfi sana gönderdi. Ben artik 18 yasima bastigimdan sana gönderdigi son nafaka çekiymis. Zarfi sana verip sonra 1 adim geride durup senin yüzündeki ifadeyi seyretmemi söyledi.
Annesi :
- Peki kizim .simdi babana git. 18 seneden sonra O'na aslinda senin gerçek baban olmadigini söyle. Sonra 1 adim geri çekil ve yüzündeki ifadeyi seyret !

Kéan aRs
08-28-2007, 08:22 PM
Adam gazete okurken bir ilan gormus:
"50 $'A SATILIK PORSCHE"
Adam gozlerine inanamamis "ne bu yaaa saka mi yapiyolar" demis,
satilik ilanindaki adrese gidip ogrenmek istemis...
evin kapisini calmis,kapiyi bi kadin acmis, adam gazetedeki ilani
gostererek "arabayi bi gorebilir miyim?"demis..
kadin "tabiki"diyip adami arabaya goturmus... adam bi bakmis
resmen gicir gicir muhtesem bi Porsche....
"yaw insan boyle bi arabayi nasil 50 $'a satar, acaba bi arizasi
falan mi var?" diye dusunmus, bi test surusu yapmak istemis..
kadin ona da "tabii "demis... adam test surusunu bitirmis,
araba tek kelimeyle mukemmel..... adam sonunda dayanamamis ve kadina
sormus:
-Hanimefendi bu muhtesem arabayi 50 $'a satmak istediginize emin
misiniz..?
- Elbette eminim...
- Kusura bakmayin ama cok merak ettim neden boyle bi arabayi bu kadar
komik bi fiyata satiyosunuz??
Kadin "anlatiyim" demis... " kocam dun sekreteriyle kacti...
bana da su notu birakmis" diyerek adama bi kagit uzatmis...
adam kagida bakmis ve soyle yaziyor..
"Karicim biliyorum bana cok kizicaksin ama sonunda gercek aski
buldum ve onunla burdan gidiyoruz...
hic "ben nolucam" diye dirdir etmeye kalkma her$eyi senin
uzerine yaptim evi de esyalari da istemiyorum,sadece
Porsche'umu sat ve parasini bana gonder..."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:22 PM
Temel dursun'a geçen gün çıktığı avı anlatmaktadır.temel:
-ula dursun geçenlerde ormanda ava çiktum.bide ne göreyum karşimda kocaman bir ayı bana bakay.başladum kaçmaya! ben kaçtum o kovaladu.tam yakalayacak demiştum kaydu düştu.tekrar kovalamaya başladu gene kaydu düştu.tekrar kovalamaya başladu gene kaydu düştu.
Dursun:
- temel sen de amma cesaretli imişun.ben yerinde olsaydum altuma ederdum.
Temel:
-dursuncuğum sen ayunun neye basup da kayduğunu zannedeysun.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:22 PM
Temel ile Dursun hararetli bir sekilde iddialasirlar.
Temel:
-"Ula Dursun, hapuraya pen pu pinanun çatisundan pi pardak suya paluklama dalarum daa."
Dursun:
-"Nah dalarsun, ula imkanu yoktur"
Vardir yoktur bir milyarina iddiaya girer kafadarlar. Temel gider bir bardak su getirir ve kaldirima koyar.
-"Iyi izle ula, nasil dalacam hamsi cibi.."
Dursun ise hala Temel'i umursamamakta, dalgasini geçmektedir. Temel catiya çikar Dursun'a seslenir:
-"Ula Dursun iyi izleyesun ha celeyrum!" der ve kendini bosluga birakir.
Tam yere üç bes metre kala Dursun yerdeki bardaga bir tekme sallar:

"Geber ula ..

Kéan aRs
08-28-2007, 08:22 PM
Kadının evınde cam kırılmıştı camcıyı aradı ve sıparış verdi yarım saat sonra zil çaldı
Kadın megafondan seslendi

-Kim o ?

-Camcı bea..

Kadın kapıyı açtı ve camın takılacaği yeri gösterdi beş dakika sonra yine zil çaldı

-Kim o ?

-Camcı bea..

-Yanlışlık var .Az önce bir camcı gelmişti

-Düştük bea .

Kéan aRs
08-28-2007, 08:23 PM
Okula yeni bi din ogretmeni atanmıs.sınıfta kendini tanıtmıs.
hoca: ben de sizleri yavas yavas tanıycam artık. mesela oglum senin adın ne demis
ogrenci : fatih
hoca: hadi bi fatiha oku da dinleyelim
ogrenci güzelce okumus fatihayı.
hoca: kızım senin adın ne?
ogrenci: kevser hocam.
hoca: hadi sen de bir kevser duası oku da dinleyelim.
ogrenci okumus.
hoca yürürken köseye sinmis bir ogrenci görmüs
hoca: oglum senin adın ne?
ogrenci: hocam benim adım yasin ama arkadaslar bana kısaca sübhaneke derler.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:23 PM
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:23 PM
Temel ile Dursun promosyonlu meşrubat alırlar. Meşrubatı açan Temel hemen kapağa bakar: - "Tekrar deneyin." Kapağı kapatıp yeniden açar ve okur: - "Tekrar deneyin." ... ... ... En sonunda sinirlenen Temel: - "Ula Tursun. Ha punlar pizi kandıriy! İki saattir deneyrum hala pi şey çıkmadi."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:24 PM
Temel Karayolları Müdürlüğünde işe alınmıştır; görevi ise yollardaki çizgileri çekmektir. Temel'e bir kutu boya ve fırça verilir. Temel çizgileri çekmeye başlar. Bir gün amiri gelir ve çizelgeye bakar; "1. gün 500 metre, 2. gün 300 metre, 3. gün 150 metre, 4. Gün 100 metre.." "Temel", der "her gün gittikçe tembelleşiyorsun galiba?" Temel cevap verir: "Aksine amirum daha çok çalışayrum lakin gün geçtikçe boya kutusundan daha fazla uzaklaşayrum."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:24 PM
Temel İngiltere'ye gitmişti. Arkadaşları Temel'e: - "İngilizce bilmezdin İngiltere'de çok sıkıntı çektin mi?" demişler. Temel: - "Hayır, sıkıntıyı asıl İnciluzlar çekti..."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:24 PM
Temel ile Dursun bir gün ava gitmişler. İri bir geyik avlayıp geri dönerlerken çok ağır olan geyiği birer boynuzundan beraberce tutarak köylerine doğru yola koyulmuşlar. Köye beşyüz metre kala köyün yaşlılarından biri ile karşılaşmışlar. Adam geyiği görüp Temel ile Dursun'u tebrik ettikten sonra geyiği böyle taşımaları halinde etinin sertleşeceğini söyleyerek kuyruğundan çekerek taşımalarını önermiş. Temel ile Dursun da kuyruğundan çekerek taşımaya başlamışlar. Bir süre sonra çok yorulmuşlar ve Dursun Temel'e dönüp : - "Ula Temel biz yine eskisi gibi taşısak iyi olur. Baksana köyden epeyce uzaklaştık..."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:24 PM
Temel ile Dursun ilk defa İstanbul'a gelmişler.. Bir sokaktan geçerken kadının biri onlara "araba mı park eder misiniz?" diye sormuş. Onlar da "bizimle birer kere birlikte olursan ederiz", demişler. Kadın "tamam" demiş, kadının evine gitmişler. Kadın cebinden iki prezervatif çıkararak "biz bunları çocuğumuz olmasın diye takıyoruz, alın siz de takın" demiş. Temel'le Dursun "tamam" demişler. Aradan aylar geçtikten sonra Temel ile Dursun tarlada çalışırken, Dursun Temel'e: - "ula ben bu şeyden sıkıldım, o kadının da çocuğu olursa olsun; artık bunu çıkarıyorum ben", demiş.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:24 PM
Temel otelin birinin odasında kara kara düşünüyor.. 'Ulan' diyor, "Ben aşağıdan içki isterken laz olduğum anlaşılır mı acaba?" Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor. "Bana bir fvisku.. yok böyle anlarlar".. "Bana bir rakı, yok" diyor "böyle de anlarlar". "Bana bir bira.. tamam" diyor "böyle iyi.. anlamazlar". Ve aşağıya iniyor. Masaya dirseklerini dayıyor ve sesleniyor: - "Barmen bana bir bira". Barmen Temel'i biraz süzdükten sonra soruyor: - "Birader sen laz mısın?" Temel: "uuuy nasil anladın" diyor: - "Burası resepsiyon bar karşıda.."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:25 PM
İstanbul'a tüp geçit yapılması için ihale açılmış.. Amerika, Japonya vs. hepsi teklif vermiş, 10 milyar, 20 milyar dolarlar... Bizim Temel'le Dursun ise 10 bin dolarlık bir teklif getirmişler.. Komisyon gitmiş Trabzon'a; Temel'le Dursun'u görmeye.. Demişler ki, "ihaleyi size vereceğiz, anlatın bakalım projenizi?" Temel başlamış anlatmaya... - "Ben gidicem Anadolu yakasına başlıycam denizin altından kazmaya, İdris de gidecek Avrupa yakasından kazacak. Denizin altında ortada buluşucaz." Yetkililer sormuş: - "Peki ya hiç buluşamazsanız ne olcak?" İdris de bu sefer atılmış: - "O zaman bir tüp geçit fiyatına iki tüp geçit yaptırmış olacaksınız..."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:25 PM
EMİN MİSİN?

İki avcı ava çıkarlar.Yürüme esnasında avcılardan biri yere düşer ve hareketsiz olarak yatar.Arkadaşı hemen yanına gelir ve bakar ki arkadaşı nefes almıyor.Hemen acil servisi arar.Arkadaşım öldü ne yapmam gerekiyor diye sorar.Telefonun ucundaki ses:
"Sakin olun ben size yardım edebilirim ama önce arkadaşının öldüğünden emin olmamız gerek" der ve birkaç saniye sessizlikten sonra bir el silah sesi duyulur.Sonra telefonun ucundaki ses şöyle der:-"Tamam şimdi ne yapacağım?"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:25 PM
İSTEDİĞİM HER ŞEYE SAHİBİM

Karı koca 100 km hızla gidiyorlarmış.Arabayı adam kullanıyormuş ve karısı birden "Hayatım" demiş. "Seninle 15 yıl boyunca güzel bir bera- berlik yaşadık.Ama ben artık boşanmak istiyorum." demiş.Adam sesini çıkarma- mış.Ama hızı 110'a çıkarmış.Karısı:"Neden diye soracağını biliyorum.Bu- nu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.Ama arkadaşın Joe ile birkaç aydır beraberiz.Ve üzgünüm ama onunla daha iyi anlaşıyorum." demiş.Adam yine ses çıkarmadan hızı 120'ye çıkarmış.Kadın devam etmiş:"Evi ben istiyorum." demiş.Artık 130'la gidiyorlarmış.Kadın: "Ayrıca bütün çeklerini,kredi kartlarını,arabayı da istiyorum." demiş. Ve adam hâlâ sesini çıkarmadanhızı 140'a çıkarmış.Kadın sormuş:"Hiçbir şey söylemeyecek misin?Sen hiçbir şey istemiyor musun?" Adamhızı 160'a çıkarmış ve cevaplamış:"Hayır.Ben ihtiyacım olan her şeye sahibim." Karısı şaşırmış..."Öyle mi?Nedir o?" demiş.Ve araba karşıdaki duvara, sa- atte 160 kilometre hızla çarpmadan önce adam cevap vermiş:"Airbag bende!"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:25 PM
WC HALLERİİİ

Genç kız ve sevgilisi lokantaya giderler, yemekleri söylerler, genç adam sevgilisine çok sıkıştım bi wc ye gidim gelem hemen dönerim, çorbalar gelir adam gelmezzz çorba buz oldu adam yok oldu, gelmiyorrr.

Genç kız erkek wc'sine kontrole gidemeyeceği için garsona seslenir arkadaşım gitmiştide bayağı bir zaman geçti gelmedi bi sorarmısın kapıdan,

Garson gider kapıyı çalar ses yok tıktıktık yok ses yok
seslenir artık bağırır kardeşim çıksana ishal oldukkk duramıyoruzz

Bunun üzerine çok ıkınmalı bir ses gelir"NE MUTLU SANAA" HERİF KABIZ OLMUŞDA KURTARANI YOK

PİYANGONUN BÖYLESİ

Adamın biri rüyasında ak sakallı dedeyi görür, dede şöyle seslenir; bak evladım bu verdiğim numaralar hayatını değiştirecek,

Adam hışımla uyanır, hemen kağıt kalem filan yazar numaraları not eder. Sabah ilk iş sayısal oynar,çekiliş olur tık yok, rüyasında yine dede hayatın değişecek dede der yok değişmedii.
ertesi gün olur gider at yarışı oynar yok yine dede rüyada tabii hayatın değişecek yaw dede oynamadığım poh kalmadı hala değişecek değişecek alalaa
Adam ertesi gün yolda giderken bir milli piyango satış bayisi görür koşar bir bilet kalmış onuda alıyorlar bırak o benimmm bu benim şansım ben alıcam filan derken kavga çıkar adam bileti alanı öldürür ve bakar ki numaralar uymuyor

direkt hapis yolu,, ceza evini boylarken fotoğraf çekilir eline bir numara verirler kayıt numarası nedir dedenin verdiği numaradır... Ulen dede aksakalınaaa ......

Kéan aRs
08-28-2007, 08:26 PM
Bilgiişlem!!!

Sirketin Bilgiislem departmanindan gelen son derece alimli genç
kiz,yeni ise baslamis olan genç adamin bilgisayarini kurmasina yardim
ediyordu.Kurulum tamamlandiktan sonra kendini begenmis tavirli gence döndü ve bir password seçmesini istedi. Zaten taciz için firsat kollamakta olan genç hemen cevabi yapistirdi: Penis.
Hafifçe bozulan kiz, genç adamdan passwordünü kendisinin girmesini
istedi ve bilgisayarin verdigi cevabi okuyarak kahkalara boguldu.
"PASSWORD REJECTED, NOT LONG ENOUGH"
((sifre reddedildi , yeterli uzunlukta degil))


Köylü ve Avukat

Bır gun bır uçakta bir avukatla bir koylu yan-yana oturuyor. Bakıyorlar yapmaya bir şey yok avukat demiş.
Hadi bir-birimize soru soralım. Sen bilemezsen bana 5.000.000 verirsin ben bilemezsen sana 50.000.000 veririm.
Avukat ilk soruyu sormuş:Japonyanın baskentı neresi? Adam bir şey soylemeden çıkarıp parayı vermiş.
Sıra şimdi koylude sormuş:O ne ki merdiveni uç ayaklı çıkıp 4 ayaklı iniyor?Avukat bir dakika duşunmuş
bilememiş 10 dakika duşunmuş bilememiş sonunda parayı vermiş ve sormuşahi cevap neydi?Koylu yeniden çıkarıp adama 5.000.000 vermiş.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:26 PM
Bir zamanlar uzaklarda bir ülkede çok yakisikli bir prens
yasarmis....
Ancak prens daha küçükken ülkedeki kötü kalpli cadinin lanetine
ugramis, ve üzerindeki bu lanet yüzünden her yil sadece 1 kelime
konusabiliyormus....
Mesela prens 2 kelime söyleyecegi zaman bir yil boyunca susuyor
böylece ertesi yil da 2 kelime söyleme hakki oluyormus...
Bir gün bu yakisikli ama talihsiz prens dere kenarinda
otururken, bir de bakmis karsida küçük bir kulübe, ve kulübenin
bahçesinde muhtesem bir kiz..saçlari altindan daha sari, gözleri
gökyüzünden daha mavi, dudaklari kirazdan daha kirmiziymis ..
Prens bu güzelligi görünce akli basindan gitmis, o anda
vurulmus.. ve 2 yil boyunca konusmamaya karar vermis, 2 yil sonunda
kiza ;çok güzelsiniz; diyebilmek için....
Ama 2 yilin doldugu gün prensin içindeki bu ates daha da büyümüs
ve kiza ;size asik oldum;demek için yanip tutusur olmus...
Böylece ÇOK+GÜZELSINIZ+SIZE+ASIK+OLDUM == toplam 5 kelimeyi
söyleyebilmek için, gecen 2 yilin ardindan 3 yil daha konusmamayi
göze almis....
Ve 5 yilin sonunda prens konusmak için hazir oldugu sirada,
birden bu muhtesem güzel ve zarif kizla evlenmeyi, onu sarayinin
prensesi yapmayi ne kadar istedigini fark etmis...
Böylece ÇOK+GÜZELSINIZ+SIZE+ASIK+OLDUM+BENIMLE+EVLENIR MISINIZ
toplam 7 kelime söyleyebilmek , için 5 yilin ardindan 2 yil daha
sabretmeye karar vermis....
Ve prens bu platonik duygularla 7 koskoca yili tamamladigi gün,
artik dünyanin en heyecanli ve en mutlu erkegi olarak kizin yasadigi
kulübeye kosmus....
Kiz yine kulübenin bahçesinde oturuyormus ve bir kitap
okuyormus....
Prens elindeki bir tek kirmizi gülü kiza uzatmis ve sormus:
- ÇOK GÜZELSINIZ, SIZE ASIK OLDUM, BENIMLE EVLENIR MISINIZ?
Kiz basini kaldirip prense bakmis...... Kulaklarini örten altin
sarisi saçlarini geriye atmis...
... ve prense söyle demis:
- PARDON ANLAMADIM?.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:26 PM
Karadenizliler, bir konferans düzenlerler. Bu konferansa konusmacı olarak ünlü bir Amerikalı bilim adamı da davet edilir. Amerikali konuk, bir hafta erken gelir, hem tatil yapar hem de Türkleri yakından tanıma fırsatı bulur. Karadenizliler ile Amerikalı bilim adamı hemen her konuda anlaşırlar, uyum içinde konferans biter. Ayrılık günü gelir, Karadenizlileri alır bir düşünce. Biz bu değerli bilim adamına ne alalım? Aralarında toplanırlar, başkan konunun önemini vurgulamak için der ki: Biz bu Turk dostu, degerli bilim adamına nasıl bir hediye alalım ki bizi unutmasın? Hem kullanışlı bir şey olsun, hem her eline aldığında bizi hatırlasın? Salonda kısa bir sessizlik olur, arka sıralardan Temel elini kaldırır:

"Sünnet ettirelim..! "

Kéan aRs
08-28-2007, 08:27 PM
İstanbul'a tüp geçit yapılması için ihale açılmış.. Amerika, Japonya vs. hepsi teklif vermiş, 10 milyar, 20 milyar dolarlar... Bizim Temel'le Dursun ise 10 bin dolarlık bir teklif getirmişler.. Komisyon gitmiş Trabzon'a; Temel'le Dursun'u görmeye.. Demişler ki, "ihaleyi size vereceğiz, anlatın bakalım projenizi?" Temel başlamış anlatmaya... - "Ben gidicem Anadolu yakasına başlıycam denizin altından kazmaya, İdris de gidecek Avrupa yakasından kazacak. Denizin altında ortada buluşucaz." Yetkililer sormuş: - "Peki ya hiç buluşamazsanız ne olcak?" İdris de bu sefer atılmış: - "O zaman bir tüp geçit fiyatına iki tüp geçit yaptırmış olacaksınız..."f

Kéan aRs
08-28-2007, 08:27 PM
Doktorlar, delileri test etmek istiyorlarmış ve kim akıllandıysa onu bırakacaklarmış.
Duvara kocaman bir resim asmışlar. Resim, kırmızı bir otobüs resmiymiş.
Doktorlar delilere, "Atlayın otobüse" demişler ve deliler resme doğru yürüyüp gitmeye çalışmışlar.
Bir deli arkada dikilmiş.
Doktorlar "Sen neden otobüse girmiyorsun?" diye sormuş.
Deli cevap vermiş:
- Biletim yok!

Kéan aRs
08-28-2007, 08:27 PM
Şapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana düşmüş.Adam biraz
yürüdükten sonra sıcaktan ve yorgunluktan bunalmış, bir ağacın altına
oturmuş. Şapkalarla dolu sepetini de yere koymuş ve uykuya dalmış.
Birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmış. Bir de bakmış ki
yanındaki sepet bomboş.Şapkalar gitmiş. Kafasını kaldırıp ağaca bakmış ki,
ağacın dallarında bir sürü maymun, her birinin kafasında adamın
şapkaları...

adam düşünmeğe başlamış :

" Ben şimdi ne yapıcam, şapkaları bu maymunlardan nasıl geri alacam?"

Düşünceli bir şekilde kafasını kaşırken bakmış ki, maymunlar da adamın
taklidini yapıyorlar, kafalarını kaşıyorlar. Adam ellilerini havaya
aldırmış, maymunlarda...derken adam ne yapacağını bulmuş, kendi
kafasındaki
şapkayı çıkarıp yere atmış, maymunlar da... Adam böylece bütün şapkaları
geri almış, sepetine koyup yoluna devam etmiş.

Aradan 50 yıl geçmiş...Artık adamın bir torunu varmış, o da dedesi gibi
şapka satıcısı olmuş. Günlerden bir gün onun da yolu aynı ormana düşmüş.
Hava yine çok sıcakmış ve genç adam bir ağacın altına oturmuş, şapkalarla
dolu sepetini yanına koymuş ve uykuya dalmış... Bir saat sonra uyanmış,
bir de bakmış ki sepetin içinde şapkalar yok... Derken tuhaf sesler
duymuş,
bir de kafasını kaldırmış ki ağacın üstünde bir sürü maymun, hepsinin
kafasında birer şapka. Düşünmüş...

" Dedem yıllar once bana bir hikaye anlatmıştı...ne yapacağımı çok iyi
biliyorum..."

Adam kafasını kaşımaya başlamış, maymunlar da aynısını yapmışlar... adam
ellerini havaya kaldırmış, maymunlar da.. ve adam gülümseyerek kendi
başındaki şapkayı çıkarmış yere atmış... o anda ağaçtaki maymunlardan
biri yere inmiş, adamın yere attığı şapkayı kapmış, adama da bir tokat
atmış ve şöyle demiş:

"Sadece senin mi deden var !!!"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:28 PM
Bilim adamları, birgün mağarada yaşı 1.582.903 olan bir insan fosili bulur,
bu fosili istihbarat teşkilatlarını sınamak amacıyla kullanma kararı alırlar.

Önce Japon istihbaratı mağaraya girer ve 15 dk sonra dışarı çıkıp derler ki;

- Bu fosilin yaşı 1.400.000 ila 1.600.000 arasında...



Daha sonra CIA girer ve 12 saat sonra baya bi havalı şekilde çıkarlar;

- Bufosilin yaşı 1.500.000 ila 1.600.000 arasında...



Hemen ardından KGB girer ve sırf Amerikalılara inat içerde 2 gün kalırlar.
49. saatte çıkar derler ki;

- Bu fosilin yaşı yaklaşık olarak 1.550.000 ila 1.600.000 arasında...



En son olarak bizim MİT girer.

Aradan 1 hafta geçer mağaradan ses yok,
1 ay olur ses yok,
1.5 ay olur ses yok.


Mağaranın dışında bekleşen gazeteciler daha fazla beklemeyip içeri girerken bizimkilerden biri çıkar dışarıya...


Yaka paça dağılmış gömleğin yarısı dışarıda...
Sigarası için bir ateş ister, sigarasını yakar, o sırada gazeteciler heyecanla;


- İçeride çalışmalar nasıl efendim ? Fosilin yaşını bulabildiniz mi ?

Bizimki sigaradan bir fırt çeker ve;

- Fosilin yaşı tam olarak 1.582.903, der.


Bunu duyan gazeteciler şaşkınlıkla sorarlar:

- Nasıl başardınız bunu, fosilin yaşını tam olarak nasıl tahmin ettiniz ?

Bizimki sigaradan derin bir nefes çeker ve derki;

- Zor oldu ama "Konuşturduk pezemengi"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:28 PM
Temizlikçi kadın ilkokul diploması almak için imtihana girer. Tabiat bilgisinden sınıfta kalır. Sorular şöyledir:

Soru : Mide ne iş yapar?
Cevap : Sindirim yapar.

Soru : Akciğer ne iş yapar?
Cevap : Solunum yapar

Soru : Kalp ne iş yapar?
Cevap : Dolaşım yapar.

Soru : Beyin ne iş yapar?
Cevap : Kapıcılık yapar.....

Kéan aRs
08-28-2007, 08:28 PM
Eşek Değilsin

Trafik polisi arabayı durdurmuş ve eğilip sormuş:
-Ehliyet ruhsat lütfen
-Tabi buyrun demiş şöför ve vermiş.
Polis bakmış bir problem yok.
-Pekii demiş polis, çevre vergisi pulu?
-Burada, buyrun demiş adam.
-İlk yardım çantanız var mı? demiş polis.
-Tabii deyip bagajı açmış adam.
Polis bakmış içinde eksik yok.
-Yangın söndürücü?
-Burada buyrun.
-Zincir?
-Derhal çıkarayım buyrun.
Polis daha sonra tekrar sormuş:
-Mezdeke kaseti var mı?
Şöför çok şaşırmış.
-Evet var buyrun demiş.
Polis : Tamam siz onu takin teybe
ve sesini açın demiş ve başlamış polis oynamaya.
Şöförün şaşkınlığı daha da artmış ve dayanamamış
sormus.
-Hayrola memur bey?
Polis cevap vermiş:
-Ee eşek değilsin artık takarsın bi 20 milyon...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:29 PM
Adam köyden gelmiş. Biniyor ilk defa otobüse. Bakmış ki bazıları bi kağıt gösterip PASO deyip para ödemeden geçiyomuş. Üstünü aranmış adam, tek bulabildiği evlilik cüzdanı olmuş ve bir şansımızı deneyek hele demiş. Biletçiye yönelmiş ve cebinden çıkardığı evlilik cüzdanını göstererek PASO demiş ve tam ilerleyecekken biletçi adamı kolundan yakalayarak;
-Hemşerim sen o pasoyla anca karına beleş binersin demiş.
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 08:29 PM
Cennet
Bir gün padişah Nasreddin Hoca'dan sormuş :
-Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş.
Hoca padişahtan korkmadan :
-Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş.
Padişahın sinirden sakalları titremiş. Bu durumu gören Hoca :
-Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış. Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:29 PM
100 Hamsi
Dursun Temel'e sormus : Uşagum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun? Temel : 100 tane yerim valla... Dursun : Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin... Bu espri Temel in acaip hoşuna gitmis.Yolda Cemal i görmüs ve hemen sormus: Usagum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun? Cemal : 50 tane yerim ben... Temel : Tüh be usagim 100 deseydun sana müthis bir espiri yapacaktum...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:29 PM
Temel bir gün avrupaya gider.
Temel'in kötü bir aliskanligida vardir, sürekli içki içer.
Birgun bir bara girip barmenden üç bira ister ve hepsini içer.
Üç-bes defa böyle yapinca barmen merak eder ve sorar;
-"Niye hep üç tane bira içiyorsunuz?
Temel cevap verir;
-"Ben, Dursun ve Hamdi bizler üçüzüz. Hepimiz dünyanin farkli yerlerindeyiz. Hepimizde bara girdigimizde birbirimizin yerine bira içeriz, öteki iki birayi o yüzden içiyorum" der.
Yine günlerden bir gün Temel bara gelir ve iki bira ister, barmen verir.
Temel biralari içtikten sonra tam kalkarken barmen sorar;
-"Allah rahmet eylesin efendim, kardesinizin biri öldü heralde?" deyince Temel cevap verir;
-"Hayir ben içkiyi biraktim da.."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:30 PM
Einstein ölünce öteki tarafta sorgu melekleri sinavdan geçirip, dünya defterini okumuslar. Üstad, insanliga olan katkilarindan dolayi cennete gitmeye hak kazanmis. Eisnstein'i büyük bir kapidan içeri büyük bir bahçeye getirmisler. Burasi cennetmis. Triplex bir villa ve etrafi çiçeklerle kapli bir bahçe vermisler. Einstein, sevinçle yerlesmis ve yasamaya baslamis. Bir gece geç saatlerde purosunu tüttürüp kitab okurken kapisi çalmis. Einstein merakla kapiyi açinca karsisinda bir adam görmüs. Adam:
-Benim IQ'um 180 demis
Einstein çok sevinmis ve hemen adama, "gel içeri seninle Quantum fizigi, izafiye teorisi biraz da felsefe konusalim" demis. Adami 7 gün 7 gece misafir etmis. Bir süre sonra yine bir aksam kapi çalinmis. Yine bir adam:
- "Benim IQ'um 90" demis.
Einstein "Gel seninle siyaset ve ekonomi konusalim" diye içeri almis adami.
Adam 7 gün 7 gece kalmis villada.
Aradan yine vakit geçmis ve bir gece vakti kapi çalinmis. Yine bir adam:
-"Benim IQ'um 15" demis.
Einstein bakmis bakmis "Buyur içeri, konugum ol" demis.
"Seninle de fenerbahçe'yi konusuruz".
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 08:30 PM
Kapi vurulur ve bir erkek kapiyi açar.
Kadin :"Iyi günler. Az önce caminiz kirildi ve bunu
yapan benim çocugum.
Lütfen özrümü kabul edin. Ne kadar masrafi varsa
ödemek istiyorum".
Adam :"Hiç sorun degil. Cocugunuz cami kirdi ve içeri
giren top degerli bir vazoya çarpti ve o da kirildi"
Kadin içeri girdiginde gerçekten bir vazoyu kirilmis
görür ve daha fazla üzülür.
"Çok üzgünüm bunun da masrafini ödemek istiyorum" der.
Adam :"Hiç önemli degil aslinda çok büyük bir iyilik
yaptiniz bana"
Kadin merakla :"Ama caminiz ve degerli bir vazonuz
kirildi. Nasil olur ?"
Adam :"Hanımefendi ben bir cinim ve 100 bin yildir o
vazoda hapis kalmistim.
Cocugunuz sayesinde özgürlügüme kavustum. Dileyin
benden ne dilerseniz."
Kadin sevinçle : "Ayy ne desem. Güzel bir malikane
istiyorum, hem de Paris'te."
Adam bir kisa telefon konusmasi yapar ve :"Tamam
hanfendi isteginiz oldu, dilediginiz zaman
gidebilirsiniz yeni evinize." "ya ikinci dileginiz ?"
Kadin : "çok lüks kiyafetler istiyorum"
Adam kisa bir telefon konusmasi daha yapar ve
:"armani, versace ve dkny'de kiyafetleriniz hazir
alabilirsiniz" der ve üçüncü istegi sorar.
Kadin :"En degerli mücevherleri istiyorum"
Adam yine bir telefon konusmasi sonrasi :"ok bvulgari
ve tiffany'den dilediginiz mücevherleri alabilirsiniz"
Kadin havalara uçmustur.
Adam :"yalniz ben de birsey rica etsem sakincasi olur
mu ?"
Kadin merakla :"Nedir ?"
Adam :"Biliyorsunuz 100 bin yildir bu vazodayim. Kac
zamandir bir kadin yüzü görmedim. Acaba bir gece
benimle olur musunuz ?"
Kadin biraz düsündükten sonra :"Neden olmasin ?" der
ve sabaha kadar birlikte olurlar... Sabah
uyandiklarinda adam :"Güzel hanımefendi acaba kaç
yasinda" diye sorar.
Kadin :"32"
Adam :"VAY BE BU YASTA HALA CINLERE INANIYOR MUSUNUZ ?"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:30 PM
Adam, karısının kedisinden nefret etmekte. Kadın evde yokken arabaya attığı gibi uzak bir mahalleye bırakır hayvanı.. Eve geri gelir bakar bizimki kanepenin üzerinde mışıl mışıl uyuyor..
Ertesi hafta daha uzağa bırakır.. Geri gelir bizimki gene kanepenin üzerinde!..
Bir hafta sonra daha da uzağa bırakır, geri gelir, gene evde!..
En sonunda alır hayvanı gider, gider, gider..
Akşam evde telefon çalar.. Karısı telefonu açar.. Karşısında kocası.
"Alo? Necla kedi evde mi?"
"Evdeee.."
"Versene şu lavuğu telefona, yolu tarif etsin.."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:30 PM
Bir sarışın, bir kızıl ve bir esmer kız yanmakta olan bir binanın çatısında mahsur kalmışlar. İtfaiye hemen olay mahalline gelmiş, gerekli cihazları çıkarmış. Çatıdan atlayanları tutmak için yanlarında getirdikleri çarşafı tuttuktan sonra, çatıya doğru seslenmişler;
- ''Atlayın bu tek şansımız''.
Esmer olan kız çatının kenarına kadar gelmiş ve kendisini aşağıya bırakmış. Tam çarşafa gelirken, itfaiyeciler birden çarşafı kenara çekmişler. Esmer kız domates salçası gibi yere yapışmış. İtfaiyeciler tekrar çatıya seslenmişler;
- ''Hadi atlayın yoksa kurtulamayacaksın''. Kızıl saçlı aşağıya bağırmış;;
- ''Atlamam biraz önce yaptığınız gibi çarşafı çekersiniz siz''. İtfaiyeciler;
- ''Hayır çekmeyiz biz sadece esmerler için bunu yaparız''.
Böyle söylenince, kızıl saçlı da kendisini çatıdan aşağıya bırakmış. İtfaiyeciler esmer kızda olduğu gibi yine aniden çarşafı kenara çekince, kızıl saçlı'da elmalı kek gibi yere serilmiş.
Çatıda sadece sarışın kalmış. İtfaiyeciler daha önce'de yaptıkları gibi;
- ''Atla atla yoksa yanarak öleceksin''.
Sarışın;
- ''Kesinlikle atlamam iki arkadaşım atladığında çarşafı çektiniz, ben atlarken'de çekersiniz''.
İtfaiyeciler;
- ''Kesinlikle çekmeyeceğiz söz veriyoruz''.
Sarışın kız;
- ''Bakın, sizin çarşafı çekmeyeceğinize güvenemiyorum. Şimdi çarşafı yere bırakın ve etrafından çekilin''...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:31 PM
Lunaparkta bir yarışma: Tüfekle turnayı gözünden vuran hediye kazanıyor.
Bir adam geliyor. Dili dönmez sarhoş bir durumda olduğu her halinden belli:
-Deneyebilir miyim?, diye sorar.
İşletmeci: Kardeşim git işine, gerçek kurşun, sarhoşsun, elinden kaza çıkacak. Fakat adamın ısrarlarına dayanamaz. Bir de ne görsün, atış tam isabet.
Adama nesli tükenmekte olan bir tosbağa hediye verir.
Biraz sonra adam bir daha gelir. Bu kez daha sarhoş ama yine isabet ettirmeyi başarır. Al sana bir tosbağa daha.
Üçüncü kez gelir, ayakta duramaz ama yine isabet ettirir kurşunu. İşletmeci tosbağaları kalmadığından adamın eline büyük oyuncak ayı tutuşturur.
Sarhoş şaşkın şaşkın bakar ve sorar:
-Bademli kurabiyelerinden kalmadı mı?

Kéan aRs
08-28-2007, 08:31 PM
Genc ve güzel sarisin, alisveris merkezinin beyaz esya reyonuna girer ve saticiya sorar:

- "Su küçük televizyonu almayi düsünüyorum, fiyati nedir ?"
- "Kusura bakmayin hanimefendi sarisinlara satis yapmiyoruz.!"

Genc kadin sinirlenir, evine gider, sacinin rengini degistirir ve ertesi gün magazaya geri gelir, ayni saticiya yaklasir ve:

- "Su küçük televizyonu satin almak istiyorum." der
- "Kusura bakmayin hanimefendi sarisinlara satis yapmiyoruz !!!!"

Kadin iyice sinirlenmistir, solugu bir kuaforde alir, bu defa köklü bir degisiklik yapar, hatta makyajindan,göz rengine o tam bir esmer bombadir artik.. Ayni magazaya gider, ayni saticinin yanidadir ertesi gun:

- "Su küçük sevimli beyaz renlki televizyon ne kadar ???"
- "Kusura bakmayin hanimefendi, sarisinlara satis yapmiyoruz"
- "Inanmiyorum, nasil anladiniz sarisin oldugumu, üç gündür kendimi esmere cevirmek icin yapmadigim kalmadi!"

- "Hanimefendi 3 gündür satinalmaya calistiginiz sey Mikrodalga firin!"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:31 PM
Günün birinde İstanbul’da sarışının biri hayattan o kadar bezmiş ki kendini boğazın soğuk sularına bırakarak hayatına son vermeye karar vermiş.

Boğaziçi köprüsünden geçerken arabasını durdurmuş, bariyerlere çıkmış ve titreyerek az sonra kendisini bu çekilmez hayattan kurtaracak olan sulara baka baka ağlarken yanına genç ve yakışıklı bir genç gelmiş.

Genç ona acımış ve sarışının ellerini tutup "Bak, yasaman için çok neden var.Yarın sabah gemim Amerika'ya gitmek üzere demir alacak. Eğer istersen, seni de çaktırmadan gemiye alıp saklayabilirim. Sana hem yemek getiririm hem de sana çok iyi bakarım." demiş.

Sarışın bakmış kaybedecek bir şey yok; belki de Amerika'ya gidip yeni bir başlangıç yaparım umuduyla denizcinin teklifini kabul etmiş. O akşam denizci genç onu gemiye almış ve filikalardan birine saklamış.Her gece sarışına üç sandviç ve bir meyve getiriyormuş, sonra da sabaha kadar sevişiyorlarmış.

Bir kaç gün sonra, kaptan rutin kontrolleri sırasında sarışına rastlamış.Orada ne aradığını sormuş. Sarışın da "Ben bu gemideki denizcilerden biriyle anlaştım. O bana her gün yemek getiriyor ve Amerika'ya gitmemi sağlıyor. Ben de onun benimle sevişmesine izin veriyorum." demiş.

Kaptan,
"Seninle seviştiği kesin küçük hanım da .... Bu Kadıköy-Beşiktaş vapuru".

Kéan aRs
08-28-2007, 08:31 PM
Yolcular uçagin yaninda otobüsten inmisler.. Bavullarini
gösteriyorlar. Bir bakmislar uçak sirketinin minibüsü
yanlarinda durmus. Içinden kaptan pilotla, yardimci pilot inmisler...
Yolcular
fena halde sasirmislar.. Nasil sasirmasinlar.. Kaptan pilotun
elinde
bir beyaz baston. Kolunda üç noktali bant.. Yardimci pilotun
elinde
bir k*pek tasmasi.. Tasmanin ucunda bir k*pek.. Saga sola
çarparak öyle ilerliyorlar uçaga.. Günlerden 1 Nisan degil ama, "Saka
herhalde"
demis yolcular, dolusmuslar uçaga..Uçak pistte hizla
ilerlemeye baslamis. Yolcularin gözleri camda. Uçak hizlanmis.. Yolcular
endiselenmeye baslamislar.. Ucak daha hizlanmis. Pistin sonu hizla
yaklasmaya baslamis.. Uçak iyice hizlanmis.. Bazi yolcular
paniklemis,
dua etmeye baslamislar. Uçak son hiza ulasmis. Bu arada pistin
sonuna
da ulasmis. 10 metre sonra betonun bitip çimlerin basladigini
gören
yolcular dehset içinde çigligi basmislar.. Tam o anda da
kaptan
pilot
levyeyi sonuna kadar çekmis.. Uçak tam pist biterken
tekerleklerini
yerden kesmis, havalanmis. Kaptan pilot arkasina yaslanmis
derin
bir
nefes almis ve yardimci pilota dönmüs:
- Biliyor musun? Bir gün çiglik atmakta gecikecekler ve hep
birlikte
geberip gidecegiz!..."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:31 PM
FOTOĞRAF

> Adam ve kadın barda karşılaşırlar.
> Aradaki sıcak etkileşim sonucu soluğu kadının evinde
> alırlar.
> Ateşli bir aşktan sonra adam yatağın yanında duran
> fotoğrafı görür. Bu arada adamın kulağı ile meşgul olan kadına
> Hey baksana bu adam senin kocan mı?" diye
> sorar.Kadın "I- ıh " diye cevap verir kısaca ve adam
> ile uğraşmaya eder. Ama adamın kafasına takılmıştır bir kere.
> Peki erkek arkadaşın mı?" diye sorar.Kadın yine kısaca "yo"
> diye cevap verir.Adamın merakı iyice artmıştır.
> " O zaman baban yada erkek kardeşin olmalı" der.
> Kadın gülümseyerek
> "Hayır hayır değil" der.
> Adam dayanamaz ve "Allah aşkına söyle o zaman kim bu adam" der.
> Kadın kafasını adama çevirir gözlerinin içine bakar ve gülümser:
> "2 yıl önceki fotoğrafım"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:32 PM
Savcı, morgdaki üç ceseti incelemek üzere gelmişti.
Birinci ceset sırıtıyordu. Savcı nedenini sordu:
- "Milli piyangoda büyük ikramiyeyi kazandı, sevincine dayanamadı, kalp
krizi geçirdi ve öldü" dediler.
Ikinci ceset de sırıtıyordu. Savcı sordu:
- "Bu neden sırıtıyor?"
- "Bunun da oğlu doğmuştu. Sevinçten kalbine yenik düştü"
diye açıkladılar.
Üçüncü ceset Temel'in kömür halindeki cesediydi. O da sırıtıyordu.
- "Bu neden öldü?"
diye sordu savcı.
- "Efendim, buna yıldırım çarptı"
dediler.
- "Peki neden sırıtıyor?"
- "Fotoğrafını çekiyorlar sanmış."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:32 PM
Adamin lastigi tam timarhanenin önünde patlamis,kaldirima ancak
yanasabilmis.Sonraki islem malum... Kriko, stepne, bijon anahtari derken, birde bunlarin yanina talihsizlik eklenince,söktügü 4 adet bijon yuvarlanip yagmur mazgalina düser.Mazgal açilir gibi degil, bijonlar görünür gibi degil.
Talihsiz sürücü bir sagina bakar, bir soluna bakar, çaresiz duygular içinde
kaderiyle basbasa, kaldirima çöker.Olayi en basindan beri timarhanenin demir parmaklikli penceresinden izleyen bir deli,çaresiz adamin halini bir süre daha aci***** izledikten sonra seslenir;
- Ulan salaaak! Sen ne yapiyorsun orda öyle?
- Sorma birader, lastik patladi ve degistirirken bijonlari mazgala
düsürdüm.
- Düsündügün seye bak! Sök öbür lastiklerden birer tane sök hepsi 3 bijonlu olsun.
Adam bir lastiklere bakar birde deliye ve hemen ise girisir. Herseyi
tamamlayip bagaj kapagini kapatan sürücünün akli deliye takilir.
Arabasina binmeden evvel döner dikkatli dikkatli adama bakar. Akil
hastanesindeki adama seslenir:
-Senin ne isin var timarhanede? diye sorar
- Biz burada ' delilik'ten yatiyoruz kardesim, salaklik 'tan degil.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:32 PM
Temel' e ikramiyeden büyük miktarda para çıkar ve imajını değiştirmek ister.İlk önce gözlük almaya karar verir.Gözlükçüden kaliteli bir gözlük ister,gözlüğü takar ve fiatını sorar 10 Milyon cevabını alınca bu gözlük yakışmadı diyerek başka gözlük dener fiatı sorar 100 Milyon lafına da karşılık yakışmadığını soyler.Gözlükçü çelik kasa da saklı dünyada benzeri olmadığını söylediği gözlüğü çıkarır. Temel gözlüğü takar hoşuna gider.Çünkü gözlükçü karşısında çıplak durmaktadır.Etrafına bakar tüm insanlar çıplak gözükmektedir.Gözlüğü 100 Milyar'a satın alır evin yolunu tutar Fadimeye hava atacaktır.Eve girince köyden hemşerisi Dursun misafir gelmiştir fakat Fadime ile Dursun'u çıplak görmektedir.gözlüğü çıkarır yine çıplak görmektedir.Gözlüğü takar çıplak,çıkarır çıplak sinirlenip gözlüğü ayaklarının altına alır lanet gözlük ne çabuk bozuldu der.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:33 PM
Öğrenciler fizik dersinden zlü sınavı olyorlarmış.
İlk öğrenci içeri girmiş. Hoca sormuş "Oğlum otobüstesin hava çok sıcak ne yaparsın?"
Öğrenci cevaplamış "Camı açarım."
"İşte, camdan içeri giren havanın ivmesi kaç?". Öğrenci cevaplayamamış çıkmış dışarı. Dışarıdakilere her ne olursa olsun camı açmamalarını söylemiş.
İkinci öğrenci içeri girmiş. Hoca sormuş "Oğlum otobüstesin hava çok sıcak ne yaparsın?"
Öğrenci cevaplamış "Ceketimi çıkarırım"
"Oğlum çok sıcak"
"Gömleğimi çıkarırım"
"Oğlum çok sıcak diyorum"
"Atletimi çıkarırım"
"Oğlum öyle böyle değil"
"Pantalonumu çıkarırım hocam"
"Oğlum neyini çıkarsan fayda etmiyor"
"Hocam kendimi öldürürüm, o camı yine açmam!!!"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:33 PM
Mikrocerrahi Teksaslı üç cerrah golf oynarken yaptıkları başarılı operasyonlardan bahsediyorlarmış. Birincisi başlamış: "Teksas'taki en iyi cerrah benim. Hastam olan konser piyanisti bir kazada yedi parmağını kaybetmişti, ben ameliyatla yeniden diktim sekiz ay sonra İngiltere kraliçesine özel konser verdi".

Diğeri atlamış: "O da bir şey mi? Genç bir adam kazada her iki bacağını ve kolunu kaybetmişti, ben yeniden monte ettim, iki yıl sonra olimpiyatlarda atletizmde altın madalya kazandı."

Üçüncüsü başlamış: "Beyler, sizler daha amatörsünüz. Birkaç yıl önce kokain ve alkol ile kafayı çekmiş bir kovboy atını saatte 120 km hızla giden trenin üzerine sürmüştü. Kazadan çalışmam için arta kalanlar sadece atın götü ve kovboyun şapkası idi".

"Eeeee Hocam...Peki şimdi ne oldu ?"

"Şimdi kendisi ABD başkanı

Kéan aRs
08-28-2007, 08:34 PM
Berberin biri dükkanında çalişirken radyodan bir anons duyulur: Dikkat! Akil hastanesinden bir deli kaçmıştır, çok tehlikeli ve saldırgan olduğundan sakın tartışmaya girmeyin ne derse yapın....



Berber hay Allah neler oluyor derken birazdan içeri biri girer koltuğa oturur:"Beni traş et..!"
Berber:"Nasıl olsun efendim?.."
"Kafamın tam tepesini traş et yanlar kalsın..."
Berber:"Amma cins adam der..Traşı yapar..bitirir."
Adam:"Şimdi git biraz tütün ve köz getir...Çırağı gönderip getirtir.."
"Şimdi tütünle közü traş ettiğin tepeme koy..."
Berber:"Eyvah deli bu galiba...Çaresiz denileni yapar"
Deli:"Şimdi nargileye benzedimmi...."
Berber biyik altindan gulerek:"Evet!" der



Deli ayağa kalkar,fermuarını indirir...



"ÖYLEYSE, ÇEK BAKALIM!.."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:34 PM
Bir gun taxiye binen bir musteri sofore bir sey sormak icin hafifce
omuzuna dokunur. Sofor bir ciglik atip,direksiyonun
kontrolunu kaybeder, bir otobuse carparmak uzere iken direksiyonu kirar,
kaldirima cikip, bir vitrinin onunde arabayi durdurur arkaya donup
musteriye:
"hayatta bir daha bunu yapmayin!" diye bagirir.
Musteri ise sakinlikle bir ufacik dokunmanin onu bu
kadar korkutup sicratacagini dusunemedigini soyler. Bu
arada kendini toparlamis olan sofor, musteriye donup: "haklisiniz, aslinda
sizin kabahatiniz yok" der. Bugun benim ilk taxi soforlugum, 25
senedir cenaze arabasi soforuydum.
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 08:34 PM
UCAK
Amerikalilar yeni bir ucak gelistirmisler. Ve bu ucagi denemek icin Arabistan'a gotururler. Bir arap pilotunu ucaga bindirirler ve ucak havalanir. Arap pilotu ucagi kullanirken 4 motordan biri patlar.
Gostergelerde “Don't panic.This is American technology" yazisi gorulur.
Pilot rahatlar. Daha sonra bir motor daha patlar ve gostergede ayni yazi gorulur. Biraz sonra iki motor ayni anda patlar ve hic motor kalmayinca arap pilot panikler. Tam bu esnada gostergelerde "Don't panic. This is American technology" yazisi gorulur ve ucak kendi kendine rahat bir sekilde yere iner.
Araplar sasirir ve kendileride boyle bir ucak yapmaya karar verirler. Yaptiklari ucagi Amerikalilara denetmek icin bir
Amerikan pilotunu ucaga bindirirler. Ucak kalktiktan birkac dakika sonra bir motor patlar.
Gostergelerde "Don't panic.This is Arabic technology" yazisi gorulur. Birkac dakika sonra 2. Motorun patlamasiyla ayni yazi gostergede gorununce pilot "Ulan bizim ucagin aynisini taklit etmisler. Ne taklitci adam yav bunlar" dedikten sonra kalan 2 motorda patlayinca ucagin kendiliginden yere inecegini dusunen pilot gostergede su yaziyi gorur.
"Don't panic.This is Arabic technology. Please repeat after me; Eshedu enla ilahe İllallah, ve eshedu..."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:34 PM
Soguk ve karli bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir isadami ve sekreteri
arabalarini terketmek zorunda kalirlar ve uzun bir yuruyusten sonra usumus
ve islanmis durumdayken bir kulube bulurlar.
Kulubede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir suru battaniye bulunmaktadir.
Geceyi gecirmeye hazirlanirlar ve isadami bir centilmen olarak, yatagi
sekreterine verir,
"Ben yerde uyku tulumunda uyurum" der. Sekreter yatağına yatar, adam uyku
tulumunun icine girerek fermuari ceker. Bir sure sonra tam uyumak
uzereyken, sekreterinin sesini duyar;
"Efendim, ben cok usuyorum." Adam fermuari acar, uyku tulumundan cikar, bir
battaniye alip kadınin uzerine orter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak
uzereyken yine sekreterinin sesini duyar;
"Efendim, ben hala cok usuyorum." Adam yine fermuari indirir, tulumdan
cikar, bir battaniye daha alip kadınin ustune orter, uyku tulumuna girerek
fermuari ceker. Tam uykuya dalacagi sirada yine duyar;
"Ben yine coooook usuyorum". Adam yattigi yerden;
"Bir fikrim var." der,
"Burasi issiz bir yer. Neler oldugunu kimse goremez, istersen evliymisiz
gibi davranabiliriz." Genc kadın kikirdar;
"Tamam, bana gore hava hos." Adam yattigi yerden avazi ciktigi kadar
bagirir;
"OYLEYSE KALK VE KAHROLASI BATTANIYEYI KENDIN AL!!!!!"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:34 PM
Adam karısı ile birlikte doktora muayene olmaya gider. Muayene biter ve doktor odasından çıkarak kadının yanına gelir ve Kocanızın ölmemesini istiyorsanız şu kağıda yazdıklarımı uygulayacaksınız der:
1- Sabahları güler yüzle güzel bir kahvaltı hazırlayın ve ise mutlu gitmesini sağlayın
2- Ögleleri eve geldiğinde güler yüzle karşılayın ve güzel bir öğle yemeği ile takdir edildiğini hissettirin, böylece günün geri kalan kısmını da iyi geçirmesine yardım edin.
3- Akşamları eve geldiğinde yemek özellikle güzel olmalı. Eve gelince eline bir kadeh içki verin dinlenmesini sağlayın.
- "Eger bu dediklerimi harfiyyen uygularsanız kocanızın sağlık yönünden hiçbir problemi olmayacak" der doktor.
Eve geldiklerinde adam karısına sorar,
- "Ne dedi doktor sana?"
- "... ölecekmişsin.."
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 08:35 PM
PATRON
Uçakta hostes, papaza sormus :
- Viski, cin, sarap...Ne emredersiniz?
- Kaç metrede uçuyoruz kızım?
- On bin metredeyiz peder!
- O halde sen bana su getir kızım, patrona çok yakiniz, ayip olur!

Kéan aRs
08-28-2007, 08:35 PM
Kadının biri bir gün golf oynarken topu ormana kaçmış. Topunu aramaya koyulmuş ve tuzağa yakalanmış bir kurbağa görmüş.
Kurbağa ona,
"Beni bu tuzaktan kurtarırsan, sana 3 dilek hakkı tanıyacağım".
Kadın onu kurtarmış, kurbağa da
"Teşekkür ederim, ama sana dileklerinle ilgili bir koşulu söylemeyi unuttum. Ne dilersen dile, kocan 10 kat iyisine veya fazlasına sahip olacak!"
Kadın
"Tamam" demiş.
İlk dilek olarak dünyadaki en güzel kadını olmak istemiş. Kurbağa onu uyarmış, "Bu dilek, senin kocanı da dünyanın en yakışıklı adamı yapacak ve kadınlar onun başına üşüşecek"
Kadın,
"Bu önemli değil, çünkü ben en güzel kadın olacağım, onun gözü benden başkasını görmeyecek".
KAZAM ve dünyadaki en güzel kadın olmuş.
İkinci dilek olarak, dünyadaki en zengin kadın olmak istemiş. Kurbağa da,
"Bu kocanı dünyadaki en zengin adam yapacak, senden de 10 kat zengin olacak"
demiş. Kadın,
"Bu da önemli değil, çünkü benim olan onun, onun olan da benimdir",
KAZAM ve dünyadaki en zengin kadın oluvermiş.
Kurbağa, üçüncü dileğini sorduğunda, kadın
"Hafif bir kalp krizi geçirmek istiyorum" demiş...
Bu hikayeden çıkarılacak ders: Kadınlar akıllıdır. Onlarla uğraşmayın!

Kéan aRs
08-28-2007, 08:35 PM
Savaş

Andrea Doria Hacli donanmasinin bashinda Akdeniz'de seyrediyormush... Gozcu
bagirmish:
-Ufukta Turk gemileri gozuktuuuu!..
Andrea Doria sormush:
-Kac gemi?..
-20 kadar...
Andrea yardimcisina donmush:
-Bana hemen kirmizi gomlegimi getir, demish, carpishirken yaralanirsam
askerlerim anlasin istemiyorum...
Kirmizi gomlek getirilmish, Andrea giymish.. Bir sure sonra gozcu yine
bagirmish:
-Turkler sandigimizdan kalabalik geliyorlaaar...
Andrea Doria sormush:
-Kac gemi?
-60 kadar...
Doria tekrar yardimcisina donmush:
-Hemen kahverengi pantolonumu getir!..

Kéan aRs
08-28-2007, 08:36 PM
Düşman

Temel bir gece eve gelmiş hanımıyla birlikte olmak istiyor. Karısı
karşı
çıkmış ilk etapta "-Bu gece kandil gecesi, gunahtır yapmayalım.. " Ama
temel niyeti bozmuş bir kere demiş ki Fadimeye:

"- Bugun hoca vazetti bize; Bu gece birlikte olanlar 10.000 düşman
askeri öldürmüş gibi sevap alacaklar diye. Niye bu sevaptan mahrum
olalım?,10.000 tane düşman askeri öldürmek varken." "-olur." demiş
Fadime "öldürelim düşmanları."

Neyse uzatmayalım bir defa ilişkiye girmişler. Sonra Fadime demiş ki :
"-yahu 20.000 tane düşman askeri öldürmek varken
niye 10.000 de kalalım hadi bir daha..." Tekrar halletmişler
işlerini...

Fadime yine: "-yahu 30.000 tane düşman askeri öldürmek varken niye
20.000 tane öldürmekle yetinelim.....". 40 50 60 70, derken

Fadime; "-yahu 90.000 düşman askeri öldürmek varken niye
80.000 de kalalım..." deyince Temel dayanamamış artık:

"- Valla Fadime benim uykum var, topta burda,

tüfekte burda, doldur doldur öldür. Ben yatıyorum."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:36 PM
gün bi uçakta fransız,ingiliz,alman,rus,iranlı,hollandalı ve türk laylaylom gidiyolarmış.neyse uçak rotasını takip ederek giderken ingilterenin üstünden geçiyo.ingiliz şöyle bi aşşağıları süzüyo ve lafa giriyo:
-arkadaşlar,burası benim memleketim ingiltere bizim diyo biramız acaip meşhurdur şahane biralar üretiriz içmelere doyamazsınız..
neyse ingiltere bitiyo fransa nın üstünden geçiyo ve fransız dalıyo:
-burası da fransa bizim kızlarımız meşhurdur öpmelere kıyamazsın.
derken almanya ya geliyo uçak alman bi iç çekiyo ..
-hey gidi memleket diyo biz diyo bi arablar üretiriz binmelere kıyamazsınız..
sonra efenim geliyo hollanda ya hollandalı bakıyo şööyle bi aşşaa:
burası da hollanda diyo ah o güzel evler diyo bizim evlerimiz meşhurdur...
uçak geçiyo rusyaya sonra (nasıl bi rotaysa artık):
-rus bakıyo aşşaa bizim diyo kgb miz meşhurdur dünya da sinek havalansa haberdardır...
sonra irana dönüyo uçak iranlı bakıyo şöyle bi göz süzerek:
-abiler diyo burası da iran bizim de halımız meşhurdur diyo yumuşacıktır..
geldik türkiye ye.. türk bakıyo abi aşşa düşün düşün nerden başlasamki (o kadar çok meşhur şeyimiz var ki en orjinalini söölemeliyim diye)
hah buldum diye düşünüyo ve başlıyo anlatmaya...
arkadaşlar diyo burası türkiye bizim diyo delikanlımız çok meşhurdur...öyleki alır fransızın kızını içer ingilizin birasını atar almanın arabasına götürür hollandalının evine yatırır iranlının halısına çatır çatır s..r kgb nin de bi şeyden haberi olmaz
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 08:36 PM
Günün birinde üc adam ormanda yürürlerken karsilarina büyük ve vahsi bir nehir cikti. Ama nehrin karsi kiyisina mutlaka gecmeleri gerekiyordü. Peki bunu nasil basaracaklardi?
Birinci adam, dizlerinin üstüne coktü ve Tanriya dua etti: "Tanrim, lütfen nehrin karsi kiyisina gecebilmem icin bana güc ver!"
Tanri ona uzun kollar ve güclü bacaklar verdi. Böylece nehrin karsi kiyisina geçebildi. Ancak bunun icin 2 saat boyunca dalgalarla bogustu ve neredeyse 3-4 kez bogulma tehlikesi gecirdi. Ama, basarmisti!!!!
Bunu gören ikinci adam da Tanriya dua etti: "Tanrim lütfen nehrin karsi kiyisina gecebilmem icin bana güc ve gerekli araci ver!"
Tanri ona bir tekne verdi ve o da nehrin karsi kiyisina gecmeyi basardi, ancak birkac kez teknenin alabora olma tehlikesiyle karsilasti...
Tüm bü olan bitenleri izleyen ücüncü adam, dizlerinin üstüne coktü ve Tanriya yalvardi: "Tanrim, lütfen nehrin karsi kiyisina geçebilmem icin bana güç, arac ve zekayi ver!"
Tanri adami bir kadina dönüstürdü... Kadin haritaya bakti.... Nehrin biraz yukarisina dogru yürüdü ve köprüden karsiya gecti....
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 08:36 PM
uygun bulmazsanız hemen silelim

Bizim fransız alman ingiliz ve temel bu sefer trenle yolculuk ediyorlarmış. Tren fransadan geçerken bizim fransız başlamış anlatmaya. Arkadaşlar şimdi ben bir mektup zarfı alıcam üstüne annemin adını soyadını yazıcam ve o mektup anneme gidicek. Arkadaşları hadi leyn demiş öyle şey mi olur hiç, neyse harbiden de mektup annesine ulaşmış. Bu sefer tren almanya dan geçerken alman demiş ki şimdi sen seyret ben sadece üstüne annemin adını yazıcam mektuba ve annemin eline geçicek bu mektup. Harbiden de alman ınkide annesine gitmiş. İngiltere den geçerken de ingiliz ben demiş sadece annemin adının ve soyadının baş harfini yazarım anneme ulaşır. Dediği olmuş bizim ingiliz in herkes hayretle kalmış. Tren Trabzon yolundayken temel hemen atlamış olaya ha bakın şimdi ben bir zarf alıyorum elime ve zarfa tek kelime yazmadan anneme ulaştırıyorum. Herkes Temel le dalga geçmeye başlamış Temel bakın demiş şimdi. Tren çocukların yanından geçerken almış zarfı 2 parmağının arasına bağırmaya başlamış çocuklara bu kime bu kime... Çocuklarda hemen cevap vermiş ANANA ANANA

Kéan aRs
08-28-2007, 08:37 PM
Temel'in kayıt cihazına aldığı notlardan alıntılar



1. gün: Fare uzun süre labirentin içinde dolandı ama peyniri bulamadı .
-- İç güdüleri zayıf.

3. gün: Negatif. Sadece labirenti değil, odanın hemen her yerini aradı; tüm dolapları, çekmeceleri, kavanozları karıştırdı. Hatta bir tablonun arkasına ve ceplerime bile baktı.
-- Bu fare tam bir salak.

7. gün: En ufak bir ilerleme yok.Artık arama isteğini bile kaybetti, telefonla köşedeki büfeden iki karışık tost,bir ayran istemiş.
-- Zekadan böylesine yoksun oluşu deneylerimde yol almamı önlüyor.

18. gün: Zamanla becerilerini geliştirmesi lazımdı,ama sıfır! Bursa'dan aradı, "kaygılanmamamı, peyniri bulacağını" söyledi. Ona gittikçe peynirden uzaklaştığını anlatmaya çalıştım, ama dinlemedi.
-- Ciddi zeka problemi!

74. gün: Umutsuzluğa kapılıyorum; fare, henüz bir zeka belirtisi gösteremedi. En son Tibet'ten aradı, hayatın anlamı gibisinden birşey bulduğunu söyledi. Ama peyniri bulamamış ve artık umrunda da değilmiş.
-- Aptal hayvan! Hayallerimden ve kariyerimden geriye küflü peynirler kaldı.

93.gün: Labirentin içine koymayı unuttuğum içinfarenin peyniri bulamadığını farkettim.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:37 PM
rakı ve almanlar

Karl ve Hans, Türklerin neden bu kadar rakıya düşkün olduklarını ve içerken ne hissettiklerini merak etmektedirler.

Konuyu araştırmak için İstanbul’a gelirler. Bir meyhane seçerek içeri girerler. Acemice etrafa bakındıktan sonra bir masaya oturarak yan masadakilerin söylediklerinin aynısını sipariş ederler. İlk kadehler bittikten sonra Hans Karl’a sorar;

Ne hissediyorsun?

Daha bir şey anlamadım. Devam edelim.

İkinci kadehten sonra Karl, Hans’a;

Nasıl gidiyor. Değişiklik var mı?

Hiçbir şey yok. Devam edelim.

Mezeler eşliğinde bir-iki kadeh daha içildikten sonra Hans tekrar sorar;

Ne hissediyorsun?

Karl ağırlaşan göz kapaklarını ağır ağır açarak;

Boşver şimdi ne hissettiğimi Hans, ne olacak bu Almanya’nın hâli?
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 08:37 PM
Karadenizli Temel ile Adanalı Birol birlikte tatile çıkarlar.
Fethiye'de, Kelebekler Vadisi'nde kamp kurarlar. Aksam güzel bir
yemek yiyip sonra uykuya dalarlar. Bir kaç saat
sonra Birol uyanır ve Temel'i de dürtükleyip uyandırır. Temel
uyku sersemidir:
-"Ne oldu? Ne istisun?"
-"Temelciğim. Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle."
Temel gökyüzüne bakar ve cevap verir:
-"Ha punun içun mu uyandirdun benu?. Paktum iste. Milyonlarca
yilduz cörirum...İsıl isıl parliyan milyonlarca
yilduz..."
Birol tekrar sorar:
-"Peki, bu sana neyi gösteriyor?"
Artık iyice uykusu kaçan Temel biraz düşünür ve filozofça cevap
verir:
-"Teolojik olarak Allah'ın kudretinu ve kendu acizliğimuzu
cörirum. Felsefi olarak, evrenun sonsuzluğunu ve onun
karşisındaki önemsizliğimuzu cörirum.
Astironomik olarak galaksilerun, yilduzlarun, gezegenlerun
varliğini corirum. Meteorolojik olarak pucün havanun çok
güzel olacağinu cörirum. Yilduzlarun konumuna bakarak da gecenun
körü ve saatin 3 olduğunu, penu luzumsuz yere
uyandirduğunu cörüyurum...niye sordun punu paa? Ha sana neyi
costerur?",
Birol cevaplar:
-"Ulan hıyar, çadırımızı çalmışlar...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:38 PM
Bir matematikçi,bir muhasebeci ve bir ekonomist ayný iþe baþvurular.Görüþmeci matematikçiye sorar:”Ýki kere iki kaç eder?”
Matematikçi cevap verir:”Dört”
Görüþmeci sorar:”Kesin dört mü?”
Matematikçi kendinden emin cevaplar:”evet kesin dört”. Matematikçi çýkar ve ekonomist odaya girer.
Bu sefer görüþmeci ayný soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanýtlar:”Yüzde 10 aþaðý veya yukarý oynayabilir, ama ortalama dört eder!”
Ekonomist de çýkar, muhasebeci odaya girer, ayný soru ona sorulur.
Muhasebeci ayaða kalkar, kapýyý kilitler, panjurlarý indirir ve görüþmeciye yaklaþarak sorar:”Kaç etsin istersiniz!”

Kéan aRs
08-28-2007, 08:38 PM
Nihayet Mars'a insanli ilk uzay ucusu gerceklesir ve uzay araci gezegenin yuzeyine yumusak inis yapar. Gorevli astronot disari cikar ve atmosfer yapisini kontrol eder. Aa, Mars'ta da soluk almaya elverisli bir atmosfer vardir. Uzay elbisesini ve basligini cikarir.. Ormanlarla cevrili yemyesil bir vadidir burasi...
Bir muddet yurudukten sonra, cayirin ortasinda beyaz citlerle cevrilmis cok sirin bir ev gorur. On kapiya yonelir ve kapinin acik oldugunu farkedince iceri suzulur. Kulak kabartinca, mutfak tarafindan sesler geldigini farkeder, seslerin geldigi tarafa dogru ilerler. Su ise bak! Astronotun daha once hic gormedigi guzellikte sarisin bir kadin ocagin basinda durmus elindeki kepceyle bir kazani karistirmaktadir. Kadin kepceyle karistirdikca kazandan fokurtular ve buharlar yukselmektedir. Durumu bir muddet seyreden astronot nihayet konusmaya baslar:
- "Merhaba Marsli... Ben dunyadan geliyorum.. Sen ne yapiyorsun burada boyle?" Kadin ona dogru doner ve gulumser:
- "Merhaba dunyali.. Mars'a hosgeldin.. Gordugun gibi ben burada bebek yapiyorum.."
- "Ne? bebek mi yapiyorsun ? Nasil yani?"
- "Bak gor.." der kadin ve kazani karistirmaya devam eder... Nihayet fokurtular iyice yukselince kadin kepceyi kazana son bir kez daldirir ve kazanin icinden bir bebek cikarir.. Anlasilan Marslilar bu sekilde bebek yapmaktadirlar.
- "Cok sasirtici..ama biz dunyada bebekleri boyle yapmayiz...." der astronot Kadin
- "Oyle mi?" Peki dunyada bebekler nasil yapiliyor?" diye sorunca astranotun gozleri parlar:
- "Gel yatak odasina gidelim ,sana dunyada nasil yapildigini gostereyim.."Yarim saatlik muthis bir deneyimden sonra astranot arkasina yaslanip sigarasini yakinca Marsli kadin saskin bakislarla sorar:
- "Eee, hani bebek nerde?"
- "Ohooo.. bebegin gelmesi dokuz ay alir...." der astronot...
- "Eee, kasigi niye cikardin o zaman? Karistirmaya devam etsene.."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:38 PM
köylünün biri ineğini satmaya şehre götürmeye karar vermiş. köyden çıkmış yüyüyerek otoyola inmiş. otostop çekmiş bir arabayı durdurmuş. aracın şöförüne benişehre kadar götürürmüsün demiş.

şöför götürürüm ama inek ne olacak demiş.

köylü : onu arabanın arkasına bağlarız yavaş yavaş gelir , demiş

tamam demiş şöför ve ineği aracın arkasına bağlamışlar ve yavaş yavaş yola koyulmuşlar.

bir müddet sonra şöför biraz eğlenelim diye geçirmiş içinden ve aracın gaz pedalına basmaya başlamış. aracı 2.vitese almış. hız :25 km bakmış inek peşinden geliyor biraz daha basmış gaza 3.vites hız 40 inek yine rahat rahat geliyor. 4.vitese çıkmış ama kızmayada başlamış. hız olmuş 70 inekte tık yok yine geliyor. iyice sinirlenmiş 5.vitese atmış 100 km.yi geçmiş aracın hızı. dikiz aynasından ineğe bakmış, ineğin dili dışarı da olduğunu görünce pişkin pişkin köylüye dönmüş

" senin inek yoruldu galiba demiş "

köylü geriye dönüp ineğe bakmış, sonrada şöföre dönmüş ve şöförü bitiren sözü söylemiş

" yorulmadı seni sollayacak sinyal veriyor "

Kéan aRs
08-28-2007, 08:39 PM
Sultan en güvendiği adamını Arabistan'a hünkar göndermiş. Hünkar, Arabistan'da gezerken bakmış, araplar entari giyorlar ama altlarına don giymiyorlar. Bir rüzgar estimi, manzara felaket! Haber salmış, altına don giymeyenler kadı huzuruna çıkartılıp, hapsedilecek. Aradan günler geçmiş Arabın bir tanesi don giymemiş ve ilk rüzgarda olay farkedilmiş. Kadı huzuruna çıkartmışlar. Kadı sormuş; -"Adın?" -"Aptülmecit" -"Baba adın?" -"Aptülleziz" -"Evli misin? -"5 tane karım var!" -"Kaç çocuğun var? -"Ilkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden 13, beşincisinden 18 tane." Kadı kararını vermiş ve söylemiş: -"Aptulleziz oğlu, Apdülmecit'in, don giymeye vakti olmadığından beraatine karar verilmiştir!"

birtane daha

Kéan aRs
08-28-2007, 08:39 PM
Bir kadının bir süreliğine is seyahati için İngiltere ye gitmesi gerekmektedir. Kadının kocası esini havaalanına kadar götürür. Karisi: - "Teşekkür ederim kocacığım, senin için İngiltere den ne getirmemi istersin?" diye sorar. Adam güler ve yanıtlar: - "Bir İngiliz kızı istiyorum hayatim..." Kadın sessiz bir şekilde kocasından ayrılır ve yola çıkar. 2 hafta sonra adam karisini tekrar hava alanından almaya gider ve sorar: - "Hayatim gezin nasıldı?" Karisi: - "Teşekkür ederim hayatim çok güzeldi." Adam: - "Peki hediyem nerde?" Kadın: - "Ne hediyesi?" Adam: - "Hani bir İngiliz kız istemiştim ya..." Kadın: - "Haa hatırladım, evet elimden geleni yaptım, simdi biraz beklememiz lazım kız olup olmayacağını görmek için... !!!!"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:39 PM
Mehmet Bey köpeğinin tasmasından tutmuş yolda giderken, hoşlanmadığı bir komşusuyla karşılaştı. Komşu sordu:
- Bu eşekle nereye gidiyorsun?
- Yahu bu köpek be, diye tersledi Mehmet Bey. Köpekle eşeği birbirinden ayıramıyor musun?
Komşu aldırışsız:
- Ben köpekle konuşuyorum. Sen ne diye söze karışıyorsun?

Kéan aRs
08-28-2007, 08:40 PM
Bir gün padişah Nasreddin Hoca' ya sormuş.
Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş.
Hoca padişahtan korkmadan :
-Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş.
Padişahın sinirden sakalları titremiş.
Bu durumu gören Hoca :
-Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış.Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş

Kéan aRs
08-28-2007, 08:40 PM
ir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını almışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış, ama para veren olmamış.

Hoca çocukların tümüne olumlu cevap vermiş:

- Peki, olur...

Çocuklardan yalnız biri, elinde para olduğu halde, Hoca'ya şunları söylemiş:

- Şu parayla bana bir düdük getirir misin ?

Hoca akşama doğru pazardan dönmüş. Yolunu bekleyen çocuklar hemen

Hoca'nın etrafını sararak düdüklerini istemişler.

Nasrettin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp kendisine para veren çocuğa uzatmış.

Ötekileri bağırmaya başlamışlar:

- Ya bizim düdükler nerede ?

Hoca'nın cevabı kısa ve anlamlı olmuş:

- Parayı veren düdüğü çalar.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:40 PM
Hoca’nın kadılık yaptığı sıralarda bir adam gelmiş:

-Hoca efendi demiş,size bir şey danışacağım.
-Buyrun sorun.

Demiş Hoca, adam sözünü sürdürmüş:

-Geçen gün , komşuların size ait olduğunu söyledikleri bir inek, tarlada bizim ineğin karnını vurup öldürmüş. Şimdi ne yapmam gerek?

Hoca , sakallarını sıvazlayıp bir an düşündükten sonra :

-Hayvan bu, demiş, dava edecek değilsin ya!..
-Teşekkür ederim kadı efendi.
-Sahibinin de bu işte suçu yok;ne bilsin böyle olacağını?

Adamın yüzü gülmüş, tekrar söze başlamadan önce:

-Kusura bakma kadı efendi, demin ben bir yanlışlık yaptım, ölen inek benimki değil, seninki imiş.

Hoca , yerinden doğrulup:

-Bak demiş, şimdi iş değişti. O halde verin raftaki kara kaplı kitabı da hele bir bakalım! ...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:41 PM
Nasreddin Hoca, kirda sesinin yettigince bagirarak ezan okuyor ve olanca
hiziyla kosuyormus.
Bu durumu gören birkaç kisi, Hoca ya birsey oldugunu düsünerek yanina
yaklasip sormuslar :
- Ne oldu sana, Hoca efendi? Bu ne istir?
Hoca, kosmasini sürdürerek :
- Sesimin nerelere kadar gittigini merak ettim de... demis. Onun için
arkasindan kosuyorum...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:41 PM
Bölgelerarası folklor yarışması düzenlenmiş.
Finale, Karadeniz horon ekibiyle Ege zeybek ekipleri kalmış.
Ve yarışmayı, zeybekler kazanmış.
Karadenizliler duruma çok bozulmuş.
Temel yenilginin nedenini açıklarken 'Biz oynarken çok acele ettik demiş:
- Keşke biz de zeybekler gibi düşüne düşüne oynasaydık!..

Kéan aRs
08-28-2007, 08:41 PM
Bir gün 75 yasinda bir ihtiyar sperm testi yaptirmak icin doktora gider. Doktor adama bir kavanoz verir ve bunu doldurup yarin bana getirin, der. Ertesi gun ihtiyar kavanozu getirip doktora verir. Doktor kavanoza bakar ve bos oldugunu görür ve sebebini sorar. Ihtiyar anlatmaya baslar:
>>>Doktor bey,
dun gece sag elimle denedim olmadi, sol elimle denedim gene olmadi. Karimi cagirdim, o da sag ve sol elleriyle denedi, agziyla denedi, Ünce disini cikararak, sonra disini takarak denedi gene olmadi.Baktik olacak
gibi degil komsunun karisini cagirdik o da iki elini ve agzini denedi gene olmadi,deyince doktor kendini tutamamis: Naaptiniz, komsununkarisini da mi cagirdiniz, diye sormus. Ihtiyar da: Napalim, acamadik su lanet kavanozu bir turlu Doktor Bey...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:41 PM
80'lik ihtiyar 20 yasindaki kiza asik olur ve
> evlenirler. Küçük kasabada büyük olay yaratan evlilik
> memnun mesut devam ederken bir yil sonra ihtiyar karisini dogum
> yapmak üzere hastaneye getirir. Herkes saskinlik içindedir. Derken
> hemsire gelip adami tebrik eder,
> -"Bu mükemmel birsey! Bu yasta bunu nasil basardiniz?"
> -"Eee" der ihtiyar, "Motoru sicak tutacaksin kizim!"
> Ertesi yil 80'lik ihtiyarin 20'lik karisi tekrar
> hamile kalir ve yine ayni hastaneye gelirler. Hemsire
> yine buyuk bir saskinlik içinde, -"Tebrik ederim, bu
> olaganüstü birsey!"deyince
> ihtiyar kis kis guler, -
>
> "Sana söyledim. Motoru sicak
> tutacaksin!" Bir sonraki yil, ihtiyarin karisi yine
> hamiledir ve karisi dogumhanede iken gelen hemsire ihtiyara,
>
> "Vay be ne erkekmissin!" der. ihtiyar, "
>
> Motoru sicak tutacaksin" diye cevap
> verince hemsire atilir:
> -"Eh artik yagi degistirsen iyi olacak. Bu defaki ZENCİ !!!!

Kéan aRs
08-28-2007, 08:41 PM
Dallas'daki NASA uzay üssünde, üs komutanı,
George ve Bob adındaki astronotları yanına çağırıp,
ertesi gün çıkacakları Mars yolculuğu hakkında
son talimatları verir ve bu zor yolculuğun
öncesinde uyumak üzere evlerine gitmelerini söyler.
Her iki astronot da, talimata uyup evlerine
giderler. George tam uyumak üzereyken telefon
gelir. Arayan Bob'dur.
"Alo, George. Ben Bob. Uyudun mu?"
"Henüz değil."
"Ben çok heyecanlıyım. Uyku tutmadı. Sana da
uyarsa, benimle birlikte içmeye ne dersin?
Uzun süre içki içemiyeceğiz..."
"Ok."
Bir saat sonra George ve Bob buluşurlar, bir
bara girip içki söylerler.Barmen tam içkiyi
verirken ikisine de dikkatlice bakar.
"Hey men. Sizi tanıdım. Yarın Mars'a gidecek
astronotlarsıniz. Size içki verdiğim ortaya
çıkarsa bir daha Dallas'ta ekmek yiyemem ben.
Kusura bakmayın."
George ve Bob barmenle tartışmalarına rağmen o
barda içki içemezler. Başka barlarda şanslarını
denerler; ama TV programlarını sürekli izleyen
barmenler onları her seferinde tanırlar ve içki
vermeyi reddederler.Marketlerde kapalıdır. Tam
eve dönmeye karar verdiklerinde Bob'un aklına
bir fikir gelir.
"Yahu George'cuğum. Bizim uzay roketine koydukları
yakıtın kokusunu hatırlıyor musun? Aynı viski
gibiydi. İstiyorsan ondan içelim."
Birlikte uzay üssüne girerler. Kontrol etmek
bahanesiyle yakıt tankının yanına gelirler.
Kimse şüphelenmez. Onlara güvenmeyip te kime
güveneceklerdir ki zaten. Ertesi sabah füzeye
binecek olanlar onlardır.George ve Bob yakıt
tankından aldıkları yakıttan birer kadeh
içerler; sonra da evlerine giderler. George
tam uyumak üzereyken telefon çalar. Arayan yine
Bob'dur.
"Alo George. Yine ben. Rahatsız ettim ama kusura
bakma. Sana birşey sormak istiyorum. Karnın
ağrıyor mu?"
"Evet Bob. Hem de çok."
"Peki. O zaman sakın gaz çıkarayım deme. Ben
seni TOKYO'dan arıyorum..."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:42 PM
Ferdinand Porsche, ölür ve öbür dünyada melekler tarafindan
karsilanir. Melekler kendisinin olaganüstü
otomobil tasarimindan dolayi bir dilek hak ettigini
söyleyerek, istegini sorar...

Porsche "Tanri ile bir konuda konusmak isterdim." der.
Melek derhal istegini yerine getirmek üzere Ferdinand
Porsche'yi bir salona alir.

Porsche Tanriya sorar:
" Kadini yaratirken düsüncelerin nerdeydi?"

Tanri: " Ne demek istiyorsun?"


Porsche: " çok hatali yaratmissin!"

1.Ön taraf aerodinamik degil.
2.çok ses yapiyor.
3.Bakim masraflari yüksek.
4.Ayda 5-6 gün tamamen kullanilmaz durumda.
5.Arka taraf çok sarkik duruyor.
6.Sürekli boyanmasi ve yenilenmesi gerekiyor.
7.Egsoz, emisyona çok yakin.
8.Farlar genellikle küçük.
9.Yakit da son derece pahali.

Tanri kisaca düsündükten sonra cevap verir :
"Ferdinand, bunlarin hepsi dogru olabilir ama istatistiklere
göre bir çok erkekbenim icadima senin icadindan daha fazla biniyor!!"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:42 PM
Adamın biri nerde eğilmiş bi kadın görse arkadan dalarmış.Bu böyle sürüp gitmiş.
Bir gün adam tam iş başındayken melekler onu yanına çagırmış bir daha yaparsan seni cehenneme göndeririz demişler. Adam tövbe etmiş bi süre. Bir gün adam otobüse binmiş önündeki kadın parayı düşürmüş almak için egilmiş ve adam dayanamamış. İş bitince puf diye cehenneme gitmiş. Kadın hamile kalmış ve çocukta aynı babası gibiymiş. Bir gün melekler onuda yanına çagırmış ve bir daha yaparsan seni de baban gibi cehenneme göndeririz demişler. Çocuk tövbe etmiş ama üç beş gün sonra dayanamamış ve puf diye cehenneme gitmiş. Çocuk bi bakmış cehennem buz gibi herkes donuyor.
Zebanilerin yanına yaklaşmış demiş ki:
-Ya cehennem dediğin yanar kazanlar kaynar burası neden böyle?
zebani cevap vermiş:
-...... koyiim baban izin vermiyo ki eğilipte iki odun atalım!

Kéan aRs
08-28-2007, 08:42 PM
Politikacı

Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Teksas'ta dolaşıyorlarmış. Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken, şoförün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçmuş. Çiftçi koşarak gelmiş, gece kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başlamış. Ertesi sabah, şerif soruşturma için çiftliğe gelmiş. Çiftçiye sormuş: 'Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek... Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi?' Çiftçi cevap vermiş: 'Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz... Nasıl yalan söylerler!

Kéan aRs
08-28-2007, 08:42 PM
AKILLI KOPEK



Büyükçe bir köpek ağzında bir torbayla

kasap dükkanına girer. Ağzındaki torbayı

yere bırakır, kasabın karşısına oturup

bekler.



-"Bu da nesi" der kasap diğer müşterilerine

bakarak.



-"Herhalde et alacak" der birisi.

Köpek de tasdik eder :



-"Hav"

-"Nasıl et istiyorsun bakalım, kıyma, kuşbaşı,

biftek?"



-"Hav" diye keser köpek kasabın sözünü.

-"Peki ne
kadar?,

bir kilo, iki kilo?"

Tekrar

-"Hav" sesi

duyulur.

Şaşıran kasap
siparişi sarar ve torbaya

yerleştirirken, etin parasının da torbada

olduğunu görür. Köpek dükkanı terk ederken kasap meraktan

çatlayacağına

köpeği takibe karar verir, dükkanı da

yardımcısına emanet eder.Köpek bir kaç

sokak ötede bir apartmana girer, üçüncü kata çıkar ve bir kapının

önünde durarak

pençesiyle kapıya vurmaya başlar. Kapıyı kızgın bir adam açar ve başlar köpeğe

bağırmaya. İzlemede olan kasap ortaya çıkar ve adama

;



-"Dur bir dakika " der "Ne yapıyorsun? Gördüğüm en akıllı köpek,

ona niye

bağırıyorsun ?"

Adam ;



-"Akıllı mı ?" der," bu hafta üç oldu, anahtarını yanına almayı

unutuyor."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:43 PM
>>>>Iki araba karsilikli birbirlerine yaklasiyorlardi... Birinin
>>>>> > > >>içinde bir
>>>>> > > >>adam, digerinde bir kadin... Tam yan yana geldiklerinde
>>>>>adam
>>>>cami
>>>>> > > >>açip
>>>>> > > >>kadina
>>>>> > > >>INEK
>>>>> > > >>diye bagirdi....
>>>>> > > >>Ve devam edecekken kadin çok sinirlendi ve o da cami açip
>>>>>adama
>>>>> > > >>HAYVAN
>>>>> > > >>diye cevap verdi... Ve arabalar yollarina devam
>>>>>ettiler...
>>>>> > > >>
>>>>> > > >>Kadin tam viraji dönmüstü ki...... Yolun ortasinda duran
>>>>kocaman
>>>>> > > >>bir inege
>>>>> > > >>çarpti...
>>>>>
>>>>> > > >>*Bu hikayeden çikarilacak realist sonuç :
>>>>> > > >>
>>>>> > > >>1. Kadinlar erkekleri dinlemeyi bir ögrenebilseler...
>>>>> > > >>2. Erkekler de kadinlarla konusmayi bir ögrenebilseler...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:43 PM
BANKACI


> >> Çok zengin adam çok lüks bir restauranta gider garsona sipariş olarak kırmızı et, beyaz şarap , havyar ve salata istiyorum der.
> >>
> >> Tam o sırada çok güzel bir kadın gelir ve adamın ön masasına oturur ve adamın verdiği siparişin aynısından ısmarlar.
> >>
> >> Adam yemeği yedikten sonra hesabi ister. 500 milyon hesap gelir. Adam 500 milyon da bahşiş olarak toplam 1 milyar TL bırakır.
> >>
> >> Ayni hesap kadına da gelmiştir.
> >>
> >> Fakat kadın 1 milyar bahşiş olmak üzere 1.5 milyar TL bırakır.
> >>
> >> Bunu gören adam kadına yanaşır,
-"Hanımefendi, affedersiniz bir şey sormak istiyorum. Benim fabrikalarımın sayısını, paramin hesabini bilemezken 500 milyon bahşiş bırakıyorum. Siz kim oluyorsunuz da 1 milyar bahşiş bırakabiliyorsunuz" ...
> >>
> >> Kadın adama gülümser ve, -" Benim bankalarım var..." der.
> >> ...
> >> Adam,- " Öylemi, ben Türkiye deki bütün banka sahiplerini ve müdürlerini tanırım, ama sizi hatırlayamadım " der.
> >>
> >> Kadın tekrarlar,
- " Benim bankalarım var, bakin size anlatıyım ", der.
> >> " Kadın dudaklarını okşa***** : - " Bunlar var ya bunlar, ŞEKERBANK ..."
> >> " Ellerini göğüslerine ko***** : - " Bunlar da PAMUKBANK..."
> >> " Elini eteğinin önüne tutarak: - " Burası İŞ BANKASI ", der ...
> >>
> >> Adam, " anladım, ya bu bankalar bir gün iflas ederse " , diye sorar.
> >>
> >> Kadın : -" Arkada GARANTİ BANKASI var.."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:43 PM
Don't panic this is Arabic Technology"

Amerikalilar yeni bir ucak gelistirmisler.
Ve bu ucagi denemek icin Arabistan'a gotururler.
Bir arap pilotunu ucaga bindirirler ve ucak havalanir.
Arap pilotu ucagi kullanirken 4 motordan biri patlar.
Gostergelerde "Don't panic.This is American technology"
yazisi gorulur.
Pilot rahatlar. Daha sonra bir motor daha patlar ve
gostergede ayni yazi gorulur.
Biraz sonra iki motor ayni anda patlar ve hic
motor kalmayinca arap pilot panikler. Tam bu esnada
gostergelerde "Don't panic.
This is American technology" yazisi gorulur ve
ucak kendi kendine rahat bir sekilde yere iner.
Araplar sasirir ve kendileride boyle bir
ucak yapmaya karar verirler.
Yaptiklari ucagi Amerikalilara denetmek icin bir
Amerikan pilotunu ucaga bindirirler. Ucak
kalktiktan birkac dakika sonra bir motor patlar.
Gostergelerde "Don't panic.This is Arabic
technology" yazisi gorulur.
Birkac dakika sonra 2. Motorun patlamasiyla ayni
yazi gostergede gorununce pilot "Ulan bizim ucagin
aynisini taklit etmisler. Ne taklitci
adam yav bunlar" dedikten sonra kalan 2 motorda
patlayinca ucagin kendiliginden yere inecegini
dusunen pilot gostergede su yaziyi gorur.
"Don't panic.This is Arabic technology.
Please repeat after me;
Eshedu enla ilahe llallah, ve eshedu..."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:43 PM
babasının dursuna mektubu

Uy sevgili uşağum Dursun
Allah'ın selamı üstine olsin...
Mektubu çok yavaş yazayrum, çünkim bilirum, çabuk okuyamazsun !
Benden yana sual edersen, Allahuma pin şükür iyiyüm, yeni pir iş puldum.
Emrimde yüze yakın adam var, hepsi de sessüz sedasuz, kendi hallerinde.
Ne iş pulduğumu soraysan söyleyeceğum patlama, mezarluk pekçisi oldum.

Bacin Emine bir uşak doğuracak, daha erkek midur, kiz midur, pelli değül. Haçan o yüzden sağa dayi mi oldin, teyze mi oldin söyleyemeyrum.

Temel emicen de tükan açtı, o da otuza aldigini yirmipeşe verir, sürümden kazanaymiş oyle dedi.

Bizim köye findukçularin Temel'i muhtar sectuk, akillu usak da! Geçen gün hepimizi zelzeleye karşi aşi etturdu. Temel akilludur, hem de durusttur..
Geçenlerde bir taksinin şoforu köye varmış, muhtari arayu, meğer yolda pir tavuk ezmuş sahibini soraymuş. Muhtar Temel tavuğa pakmış, ha pu bizden değildur, pizum köyde yassu tavuk yoktur, demiş.

Senin küçüğün Memet cok akilli bir uşak çıktı. Geçen gün tepeye varmiş, elinde bir ip sallayup duriy. Anan, “Uy uşağum ne edeysun orada ?” demiş. O da hava turumuna bakayrum demiş.
Çektum oni akşam karşuma, anlat pakayum şu hava turumu işinu dedim. Anlatti, meğer ip sallanunca havanin rüzgarli olduğuni, ip islaninca da yağmur yağdiğuni anlaymiş.
Çok akilli uşak vesselam. Sen o yaşta böyle akilli degildun!

Yaa işte boyle usağum.. Memleçetten sağa pol pol havadis.. Yeni havadis olursa yine yazarum..

Baki Hudaya emanet ol.
Baban

Kéan aRs
08-28-2007, 08:44 PM
Amerika'da koyu dindar dört kadin, bir
yandan kahve
içiyorlar,
bir
yandan sohbet ediyorlardi.

Birinci kadin, oglundan söz açti; "benim
oglum rahiptir" dedi.
"Bir topluluga girdiginde onu gören herkes
kendisine 'peder'
der."

Ikinci kadin da kendi oglundan söz etti:
"Benim oglum ise
papazdir" dedi. "Bir topluluga girdiginde
onu gören
herkes
kendisine,
'Aziz Peder' der."

Üçüncü kadin da ogluyla övündü: "Benim oglum
ise kardinaldir"
dedi. "Bir topluluga girdiginde onu gören
herkes
kendisine
'Yüce Aziz'
der."

Üç kadin ogullariyla övünmelerini bitirdikten
sonra, dördüncü
kadini dinlemeye hazir olduklarini belirtmek
için
gözlerini
ona
diktiler, beklemeye basladilar. Fakat
dördüncü
kadin konusmuyor, büyük
bir keyifle kahvesini yudumluyordu... Ilk
üç kadin
bir agizdan sordular: "Ya senin oglun?" dediler. "Sen
de söz etsene
oglundan..."

Dördüncü kadin, kahvesinden son yudumunu
aldiktan sonra
agir agir
konusarak oglunu anlatmaya basladi: "Benim
oglum 1.85
boyunda,
dalgali siyah saçli, ela gözlü, genis
omuzlu,
atletik yapili,
son
derece
sik giyinen ve 29 yasinda olmasina karsin
çok
zengin bir
kisidir"
dedi.
"Bir topluluga girdiginde onu gören tüm
kadinlar
birbirlerinin kulaklarina egilirler ve 'AMAN
ALLAH'IM' derler".

Kéan aRs
08-28-2007, 08:44 PM
Bolu'da Bİr İlÇeye Bİr Kaymakam AtanmiŞ.kaymakam Yanina BaŞÇavuŞu Alip,


KÖylÜlerle TaniŞmak Üzere KÖy, KÖy DolaŞmaya BaŞlamiŞ...

BakmiŞlar Kİ Yolda Bİr Adam KucaĞinda Bİr EŞek Yavrusuyla Gİdİyor...

Kaymakam BaŞ ÇavuŞ'a DemİŞ Kİ...


"ben Bu KÖylÜlye Bİraz SataŞayim"

BaŞÇavuŞ Kaymakami UyarmiŞ.

"aman Efendİm, Bunlar Lafta Altta Kalmazlar.dİkkat Edİn"


Kaymakam "bİr Şey Olmaz. Ben Yillarca Mektep Okudum.kÜltÜrlÜyÜm.cahİl Bİr KÖylÜ


MÜ Benİ Lafta Yenecek DemİŞ."




Arabayi Durdurup KÖylÜye YanaŞmiŞlar

Kaymakam Selam Verİp SormuŞ

"nereye BÖyle KucaĞinda Yavrunuzla"


KÖylÜ Bİr Kaymakama BakmiŞ, Bİrde BaŞÇavuŞ'a "mektebe DemİŞ.........


Mektebe Yazdirmaya Gİdİyorum....

"Çok Okursa Kaymakam, Az Okursa BaŞÇavuŞ Olsun Dİye".......

Kéan aRs
08-28-2007, 08:44 PM
temel bir gün şehir dışındayken otle yerleşmiş aradan 1 saat geçikten sonra resepsiyonu aramış otel sahibine bi tane kadın göndermesini istemiş ve telefonu kapatmış otel sahibinin hanımı telefonun ne için geldiğini sorunca kocası söylemiş kadın duruma çok sinirlenmiş ve hemen kocasına temelin haddini bildirmesini bu otelin öyle yerlerden olmadığını söylemiş kocası da boşver önemseme demiş tam o sırada temelden bi telefon daha gelince kadın sinirli bi halde kendisi yukarıya çıkmış ve ardından kavga gürültü patırtı ve bağrışmalar temel aşağıya kan revan içinde inmiş adam karısı temele haddini bildirdi diye sevinirken pişkin pişkin temele ne oldu diye sormuş temelde iki kere aradım be kardeşim gönderdiğin karı bu muydu yaptırmam diye tutturdu kavga gürültü yapasıya kadar anam ağladı demiş

Kéan aRs
08-28-2007, 08:44 PM
Ve nihayet tüp geçit projesi tamamlanmıştır. İstanbul belediyesi Tüpgeçiti yaptırmak için ihale açar ihaleye amerikan firması, fransız firması, japon firması türklerden de temelin firması katılmıştır belediye firmalara açıklama yapmasını ister ilk önce amerikan firması anlatmaya başlar biz ilk önce eş zamanlı olarak iki taraftanda tüp geçiti yapmaya başlarız tam ortasında buluştuğumuzda heaslarımıza göre 1 metrelik boşluk kalır onuda giydirme sistemi ile telafi ederiz derler. arkasından fransız firması geilr o da aynı şekilde anlatmaya başlar onlarda biz ortasında buluştuğumuzda yarım metrelik boşluk kalır derler onuda giydirme sistemi ile telafi ederiz derler, ardından japon firması onlarda ortasında buluştuğumuzda 10 cm lik boşluk olduğunu söylerler en son temel gelir ve anlatmaya başlar biz sahilin iki tarafından da eş zamanlı olarak döşemeye başlarız tam tüp geçidin ortasında buluştuk buluştuk eğer buluşamassak iki tane tüp geçidiniz olu derler
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 08:45 PM
bir gün trende 1 albay 1 asker güzel bi kız ve yaşlı bi kadın aynı kompartmanda karşılıklı gidiyorlarmış, tren bir müddet sonra karanlık bir tünele girmiş ardından bir öpücük sesi ve ondan sonra kuvvetli bir tokat sesi gelmiş tren tünelden çıktıktan sonra herkes şaşkın şaşkın birbirine bakmaya başlamış. Yaşlı kadın içinden kendi kendine söylenmiş - Bak sen albaya güzel kızı buldu nasılda öptü ama helal olsun kıza nasılda tokatı yerleştirdi kız diye düşünmüş. Kız da aklından o sırada - bak sen Albaya benim gibi güzel bi kız dururken nasıl olduda öptü o yaşlı kadını ama aferim nineye yapıştırdı tokatı albaya diye düşünüyormuş. - O sırada albay kendi kendine mırıldanmış baksen bizim askere kızı öptü kıimseye çaktırmadan ama tokatı ben yedim demiş. O sırada asker içinden içinden gülmüş ve demişki - Ne akıllıyım ama kendi elimi öpüp nasılda yapıştırdım tokatı albaya diye içinden geçirmiş

Kéan aRs
08-28-2007, 08:45 PM
temel bir gün şehir dışındayken otle yerleşmiş aradan 1 saat geçikten sonra resepsiyonu aramış otel sahibine bi tane kadın göndermesini istemiş ve telefonu kapatmış otel sahibinin hanımı telefonun ne için geldiğini sorunca kocası söylemiş kadın duruma çok sinirlenmiş ve hemen kocasına temelin haddini bildirmesini bu otelin öyle yerlerden olmadığını söylemiş kocası da boşver önemseme demiş tam o sırada temelden bi telefon daha gelince kadın sinirli bi halde kendisi yukarıya çıkmış ve ardından kavga gürültü patırtı ve bağrışmalar temel aşağıya kan revan içinde inmiş adam karısı temele haddini bildirdi diye sevinirken pişkin pişkin temele ne oldu diye sormuş temelde iki kere aradım be kardeşim gönderdiğin karı bu muydu yaptırmam diye tutturdu kavga gürültü yapasıya kadar anam ağladı demişş

Kéan aRs
08-28-2007, 08:45 PM
Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış. Önce İngiliz'in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. "Niye 7 tane?" diye İngiliz'e sormuşlar. O da "Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş. "Vay be! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki." Sıra Fransız'ın valizine gelmiş. açmışlar bakmışlar 8 tane don. "7'yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar. Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş. "Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler. Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don. "Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Şu medeniyete, şu temizliğe bak!" Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş "Ocak, Şubat, Mart,......"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:46 PM
Kravat

Iki seyyah çölde seyahat yaparken sulari tükenmis. Kavurucu sicagin altinda
ilerlemeye çalisirken bir kervana rastlamislar. Kervandakilerin de hiç suyu
yokmus ama develerinde yüklü olan kravatlardan hediye etmek istemisler.
Bizimkiler almamis, harap ve bitap bir halde yollarina devam etmeye
çalisirlarken bir vahaya gelmisler. Vahada bir kösk görmüsler. Sakir sakir sulari
akan çesmeleri varmis, kapida ise kocaman bir yazi "Kravati Omayan Giremez".

Kéan aRs
08-28-2007, 08:47 PM
Temel ilie Dursun Sultanahmet'te gezinirken bir turist gelip, elindeki kâğıtta yazan adresi öğrenmek ister. Turist İngilizce, Almanca ve Fransızca sorar, fakat bizimkiler anlamaz.Temel der ki:
-Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti!
Bunun üzerine Dursun:
-Ula neye yarayacak ki, bak adam üç dil biliyor;yine de derdini anlatamıyor!

Kéan aRs
08-28-2007, 08:47 PM
caddenin genclige hitabesi...

*pantolonum dieselden, clubberım ezelden
*ortama akacak tikky caddede durmaz
*geçti mango indirimi sür porşeyi konverse
*hacı hacıyı mekkede tikky tikkyi caddede bulur.
*caddenin düşkünü, barbour giyer kış günü.
*solaryum girmeyen eve doktor girer.
*caddeliyim ezelden, dötüm geçmez dieselden
*ameleyi solaryuma sokmuşlar yine de amele yanıgı demiş.
*acele giden oha falan olur yane.
*ne insan gördüm üstünde tommy si yoktu,ne tommy gördüm içinde insan
yoktu
*her başarılı tikky'nin arkasında oha falan olan zengin bir baba
vardır
*puma balçıkla sıvanmaz.
*tikky'i rockistanbul'a koymuslar yine de club'ım demiş
*kal geliyorum demez
*cluba gitmek ibadetin yarısıdır.
*gucci'den babam çıksa giyerim.
*bir armani'nin nesi var, iki armani'nin cok strong bi presence'i var
*polosuz kaldığınızda bilin ki tek çare yine sizin tommy'nizdir
*insan nike'ı ile karşılanır gucci ile uğurlanır

Kéan aRs
08-28-2007, 08:47 PM
85 yaşından bir adam doğumhanenin kapısında beklemektedir.
>Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra
>yaşlı adama sorar:
>D-"içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?"
>A-"Evet, eşim."
>D-"Ama bayan 25 yaşlarında..."
>A-"Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?"
>D-"Yoo, aklıma benim dedem geldi de."
>A-"Nesi varmış dedenizin?"
>D-"Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca
>zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma
>dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye. Kendisi Israr etti ve
>hazırlandı. E, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline.
>Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik
>gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe
>bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü..."
>A-"Olur mu, başkası vurmuştur onu."
>D-"Ben de onu demeye çalışıyorum işte."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:47 PM
AIDS
Temel birgün ölümcül hastaliga yakalanir. Dursun da yaninda refakatçi olarak
kalmaktadir. Temel gelen herkese ben AIDS im der. Dursun artık dayanamaz ve
sonunda sorar :
- Temel sen AIDS felan degilsin neden herkese yalan söylüyorsun?
Temelde:
-Haçen öylede ölücem böylede. En azinda kariyi saglama alalim bari...
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 08:47 PM
ÇİMENTO TORBASI

İnşaat amelesi viziteye çıkıp haftalardır tuvalete çıkamadığını söylemiş..
Doktor muayene edip, amelenin külotunu indirmiş ve yüzükoyun masaya yatmasını istemiş, adam denileni yapınca Doktor içeriden getirdiği beyzbol sopasını 3-4 kere sertçe indirmiş amelenin poposunun tam ortasına, "Tamam" demiş sonra, "Şimdi tuvalete gidin.." Birkaç dakika sonra tuvaletten rahatlamış şekilde çıkan amele "Sağol Doktor bey.." demiş,
"Hep böyle olabilmek için ne yapmalıyım?.."
"Bir şey yapmana gerek yok.." demiş doktor,
"Tuvaletini yaptıktan sonra poponu çimento torbasıyla silme yeter..!"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:48 PM
Bir gün arkadaşları sabancıya bu dünyada işin iş:: marSA toyotaSA bosSA lasSA.... hepsi senin Bakalım öbür dünyada napıcaksın demişler
O da demişki: SAĞ TARAFIMDA iSA SOL TARAFIMDA muSA WAR DEMİŞ

Kéan aRs
08-28-2007, 08:49 PM
Bir gün arkadaşları sabancıya bu dünyada işin iş:: marSA toyotaSA bosSA lasSA.... hepsi senin Bakalım öbür dünyada napıcaksın demişler
O da demişki: SAĞ TARAFIMDA iSA SOL TARAFIMDA muSA WAR DEMİŞş

Kéan aRs
08-28-2007, 08:49 PM
Başbakan Ecevit, dış destek aramak için İngiltere'yi ziyarete gitmiş.
Ziyareti sırasında Kraliçe tarafından çay içmeye davet edilen Ecevit,
kraliçeye kendi liderlik felsefesinin ne olduğunu sormuş. Kraliçe de
'çevremi akıllı insanlarla doldurmak' cevabını vermiş. Ecevit bunun
üzerine kraliçeye çevresindeki insanların akıllı olup olmadıklarını
nasıl ayırt ettiğini sormuş. Kraliçe, 'onlara doğru soruları sorarak
ayırt ediyorum' diye yanıtlamış ve 'izin verin göstereyim' demiş.
Hemen Tony Blair'ı aramış ve 'Sayın Başbakan, lütfen bu soruya cevap
verin' demiş: "Annenizin bir çocuğu var, babanızın bir çocuğu var ve
bu çocuk sizin ne kız ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu?" Tony Blair
'bu benim' diye yanıtlamış. Kraliçe 'doğru, teşekkürler, iyi
çalışmalar sir Blair' demiş. Ecevit, 'majesteleri, çok teşekkür
ederim, bu metodunuzu kesinlikle kullanacağım' diyerek oradan
ayrılmış. Yurda dönüşünde hemen Hüsamettin Özkan' ı çağırmış.
"Hüsamettin, sana soracağım bir soruyu cevaplamanı istiyorum" demiş.
Özkan cevap vermiş:
"Tabii efendim, nedir?"
Ecevit: "Annenin bir çocuğu var, babanın bir çocuğu var, ve bu çocuk
senin ne kız ne de erkek kardeşin. Kimdir bu?"
Hüsamettin Özkan sağa bakmış sola bakmış düşünmüş taşınmış ve en
sonunda: "Efendim bunu biraz düşünüp sonra size cevap versem?" demiş.
Ecevit kabul etmiş ve Hüsamettin Özkan vakit kaybetmeden Bakanlar
Kurulu'nu toplantıya çağırmış. Saatlerce bu soru üzerinde
düşünmüşler, ama kimse bir cevap bulamamış. En sonunda Hüsamettin
Özkan işlerinin yoğunluğu nedeniyle toplantıya katılamayan Kemal
Derviş'i aramış ve durumu açıkladıktan sonra: "Annenizin bir çocuğu
var, babanızın bir çocuğu var, ve bu çocuk sizin ne kız ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu??"
Derviş 'bunda bilemeyecek ne var, tabii ki benim!' diye yanıtlamış.
Cevabı alan Özkan hemen Ecevit'i aramış:
"Cevabı buldum efendim, kim olduğunu biliyorum, Sayın Kemal Derviş! ".
Ecevit büyük bir hayal kırıklığıyla cevap vermiş:"Yanlış cevap verdin!
Doğru cevap Tony Blair idi"...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:49 PM
Bir GS'li, bir
Fener´li ve BJK´li Arabistan'da yasak olmasina
ragmen
bir otelde içki içerken yakalanirlar... Mahkemeye
çikarilirlar...
Karar IDAM... Itiraz ederler ve karar ömür boyu hapis
cezasina
çevrilir.
Ama o gün, bayrama denk geldigi icin Prens Hazretleri
cezayi
kaldirip
hepsine 20 kirbaç ceza verir. Bizimkileri sempatik
buldugu için
de bir
kiyak daha yapip herkese cezasini hafifletmek için bir
istek
hakki
tanir.
BJK li: "Sirtima bir yastik baglayin" der. 10
kirbaçtan sonra
yastik
paramparça olur ve pek fayda etmez. Uyanik Fenerbahçe'
li bunu
görünce:
"Sırtıma iki yastik baglayin" der. Ama iki yastik bile
10 kirbaca
dayanmaz.
Sira Galatasaray' lıya gelince Prens Hazretleri:
"Bak ben de
Galatasaray' lıyım!!! Sana ceza vermek istemezdim ama ne
yaparsın
kurallar
böyle..Bu yüzden sana iki istek
hakki veriyorum"
Peki der Galatasaray' lı:
"O zaman bana 40 kirbaç vurulsun". Herkes saskina
döner. Prens
Hazretleri: "Peki ikinci istegin nedir?" diye
sorar...
Galatasaray'lı
pis pis siritarak: "FENERBAHÇE´liyi sırtima baglayin

Kéan aRs
08-28-2007, 08:49 PM
Adamin biri ana kuzusudur.. ve hikaye bu ya evlenir..anne oglunun ilk gecesi için çok endiselidir; dayanamaz ve oglunun evini arar. Telefona oglu çikar. Kadin sorar: "napiyorsunuz oglum?" Oglansa "hiiiiiiiiçç TV seyrediyoruz" der. Kadin ilginç bir vurgu ile "yatak odasina geçsenize oglum" der. Adam peki der ve telefonu kapar. Anne çok pimpirikli oldugundan dayanamaz ve biraz sonra tekrar arar... "Oglum napiyorsunuz?" oglan da yatak odasinda tv seyrettiklerini söyler. Anne bunun üzerine kizar.. der ki "oglum üstünüzdekileri çikarsaniza..!!". Adam peki der ve telefonu kapar. Aradan 5 dk geçmeden anne gene arar. Oglum napiyorsunuz? ,hiiiiç!, yatak odasinda, çiplak olarak tv seyrediyoruz.." der.. Annenin kafasinin tasi atmistir.. "OGLUM HERSEYI BEN MI SANA SÖYLEYECEGIM! SENIN EN KILLI YERINI, KARININ ÇISINI YAPTIGI YERE SOK!!!" der. neyse kadin verdigi talimatin rahatligi ile 15 dk oturur, ardindan oglunu arar.. fakat bu sefer telefona gelini çikar.. anne sorar "Naaaapiyorsunuz??" Gelin cevap verir : "Ben çiplak olarak tv seyrediyorum ama vallaha kocamin ne yaptigini anlayabilmis degilim; Kafasini Klozete sokup sokup çikariyor.

Kéan aRs
08-28-2007, 08:49 PM
İki kadın dertleşiyormuş: - "Sorma hayatım" demiş biri, "başıma öyle bir felaket geldi ki, anlatılır gibi değil..." - "Hayrola, ne oldu?" - "Kocam yüzde 100 iktidar kaybına uğradı. Seks hayatım tamamen sona erdi." Lafı öteki kadın almış: - "Güzelim demiş, sen gene de haline şükret! Ya benim durumum? Benimki yüzde 300 iktidar kaybına uğradı!" Yüzde 300 lafını duyan birinci kadın itiraz etmiş: - "Hiç öyle şey olur mu ayol? Yüzde 100 kaybı anlarım da, yüzde 300 kayıp nasıl olur?" İkinci kadın anlatmış: - "Benimki geçen gün merdivenden iniyordu. Birden ayağo kaydı yere düştü. Hem parmağını kırdı, hem dilini ısırdı!"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:50 PM
arkadaşlar gerçekten çok komik olan bildiğinizfıkrları bizlerle paylasırmısınız?bir tane ben yazayim ama sadece örnek olsun okey?


İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar.Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar :

-sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim.
Delikanlının gözleri parlar
-Göster canım göster.
kız eliyle uzak bir yeri göstererek :
-Bak şu ileride görünen sarı bina varya ,onun 3.katı


Aman ne komik

Kéan aRs
08-28-2007, 08:50 PM
--------------------------------------------------------------------------------

Beyler sakin bu duruma düsmeyin ?!!!

Sabah kahvaltida kadin; " Eminim sen bugunun ne oldugunu hatirlamiyorsun
bile" dedi.."

"Tabii hatirliyorum " dedi adam... Cikti, gitti.

Ögleye dogru kapi calindi.. Cicekci cocuk harika bir kirmizi gul buketi
birakti..

Az sonra kapi tekrar calindi, bu defa kosedeki pastanenin ciragiydi
gelen... Kocaman bircikolata kutusu birakti gitti.

Ogleden sonra gelen kutudan da, olaganustu guzel bir elbise cikti.. Kadin
kocasinin donmesinizor bekledi ve daha kapida boynuna sarildi..

" Once cicekler, sonra cikolata, en son da elbise..

Bu hayatimdaki en guzel Cumhuriyet Bayrami.."

Adam içinden .........hadi beeeeee::!

Kéan aRs
08-28-2007, 08:51 PM
>Benim Oğlum...
> > >
> > >Dört arkadas barda muhabbete dalmistir.
> Içlerinden biri tuvalete gider.
> > >Üç arkadas sohbetlerine devam ederler.
> > >Birinci adam oglundan söz eder, "Benim oglan
> araba yikamakla ise basladi.
> > >Bir baltaya sap olamayacagindan korkuyordum ama
> bir gün arabasini
> >yikadigi
> > >adamlardan biri ona is teklif etmis. Sonra iyi
> bir araba saticisi oldu.
> > >Hatta o kadar iyi para kazandi ki geçenlerde bir
> arkadasinin dogum
> >gününde
> > >ona
> > >Mercedes aldi !"
> > >
> > >Ikinci adam da mevzuya girer, "Benim oglum da
> biraz problemliydi.Büyük
> >bir
> > >emlak sirketinde çalisirken inanilmaz bir is
> kapti ve ondan sonra
> >ilerledi
> > >acayip zengin oldu. Çalistigi sirketi de satin
> aldi. Bir arkadasinin
> >dogum
> > >gününde ona bir ev bile hediye etti."
> > >
> > >Digerlerini dinleyen üçüncü adam da heyecanla söz
> alir, "Aynen benimki de
> > >öyle.
> > >Ise bir borsa sirketinde temizlik elemani olarak
> basladi.Bir gün kendi
> > >kendine
> > >hesaplar yaparken patron tarafindan fark edilince
> broker oldu ve büyük
> > >basarilarla inanilmaz bir servete sahip oldu.
> Üstelik de en iyi
> >arkadasina
> > >bir
> > >milyon dolarlik hisse senedi armagan etti !"
> > >
> > >Bu sirada dördüncü adam tuvaletten çikmis ve
> sohbete katilmistir.
> > >Digerleri ona
> > >çocuklarindan bahsettiklerini söyleyince adam
> içini çekerek konusmaya
> > >baslar,
> > >"Ehh...benim oglumun bir hayal kirikligi oldugunu
> itiraf etmeliyim. Dogru
> > >düzgün bir iste dikis tutturamadi, berber
> çirakligi falan yapti,
> > >eroine bulasti. Derken onun yoldan çikmis
> oldugunu fark ettim, maalesef
> > >homoseksüelmis ! Çok çok üzüldüm. Bir sürü
> erkekle birlikte oldugunu
> > >duydum."
> > >Adam, gülümsemeye çalisarak konusmasina devam
> eder, "Ama ise iyi
> > >tarafindan
> > >bakmaya çalisiyorum. Geçen dogum gününde bu
> homoseksüel arkadaslari ona
> > >bir
> > >Mercedes, bir ev ve bir milyon dolarlik hisse
> senedi hediye etmisler !"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:51 PM
Adamin biri evine gelir ve posta kutusunda telefon faturasini görür. Bir bakar ki 3 milyar küsur lira fatura. Beyninden vurulmusa döner. Hemen ayrintili fatura ister. Fatura gelir. Aranan bütün numaralar adamin arkadaslarina ve dostlarina aittir. Adam "Bu nasil olur? Ödeyecegiz mecburen" der.. O sirada gözü papaganina takilir. Bir an tereddüt eder. Gece papagani gözlemeye karar verir. Papagan kafesinden çikar ve telefonun basina gidip rehberi açar, adamin arkadaslarini tek tek arayip saatlerce konusmaya baslar. Adam sinirden cildirmis bir sekilde papagani yakalar ve kanatlarindan duvara çiviler.Papagan carmiha gerilmis bir vaziyette duvarda asili kalmistir.

Adam sinirle papagani azarlar; "Bir hafta burada asili kal da aklin basina gelsin. Çek bakalim cezani."
Adam gider. Papagan bir bakar karsi duvarda çarmiha gerilmis İsa durmakta. Hemen muhabbete koyulur; "Birader sen ne kadardir buradasin?" "2005yildir buradayim" der Isa.

Papagan hayretler içinde kalir; "Ohaaaa! Nereyi aradin lan öyle?"

Kéan aRs
08-28-2007, 08:51 PM
Genç rahibelerden biri kosarak gelir ve basrahibenin önünde diz çökerek; "Degerli hemsire, sormayin basima neler geldi ..." "Neler geldi kizim?""Arka bahçede çiçek topluyordum, nerden
geldi bahçivanin oglu ortaya çikti ve maalesef bana...
"Tecavüz mü etti ?"
"Evet..."
"Himmmm, peki kizim sen simdi git, mutfaktan bir limon al, kes ve suyunu iç...'
"Aaa, limon hamileligi önler mi ?"
"Hamileligi önlemez de, en azindan o yuzundeki aptal siritmayi engeller..."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:52 PM
Trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:

-Ehliyet ruhsat lutfen
-Tabi buyrun demis sofor ve vermis.

Polis bakmis bi problem yok.

-Pekii demis polis, cevre vergisi pulu?
-Burada, buyrun demis adam.
-Ilk yardim cantaniz var mi? demis polis.
-Tabii deyip bagaji acmis adam.

Polis bakmis icinde eksik yok.

-Yangin sondurucu?
-Burada buyrun.
-Zincir?
-Derhal cikarayim buyrun.

Polis daha sonra tekrar sormus:

-Mezdeke kaseti var mi?

Sofor cok sasirmis.

-Evet var buyrun demis.

Polis: Tamam siz onu takin teybe ve sesini acin demis ve baslamis polis
oynamaya. Soforun saskinligi daha da artmis ve dayanamamis sormus.

-Hayrola memur bey?

Polis cevap vermis:

-Ee essek degilsin artik takarsin bi 20 milyon...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:52 PM
Adamın biri, bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah'a dua etmeye başlamış. - "Allahım sen namazımı kabul et." Ağaçtaki adam: - "Etmem", diye cevap vermiş. Adam şaşırmış. Tekrarlamış: - "Allahım sen kıldığım namazı kabul et." - "Etmem." Adamın şaşkınlığı iyice artmış. Yine: - "Allahım sen namazımı kabul et", demiş. Ağaçtaki adam tekrar: - "Etmem", deyince adam sinirlenmiş. - "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım."

Kéan aRs
08-28-2007, 08:52 PM
Temel'le Dursun, promosyonlu meşrubat almış, şişeyi açmışlar kapağında bir yazı:
- Tekrar deneyin.
Temel, kapağı kapatıp tekrar bakmış, yine 'tekrar deneyin' yazıyor. Temel kapağı kapatıp tekrar açmış, yine 'tekrar deneyin' yazısı var. Sinirlenip Dursun'a 'ula' demiş:
- Bunlar bizi kandırıyor. İki saattir deniyorum, hala bir şey çıkmadı!..

Kéan aRs
08-28-2007, 08:52 PM
Temel komutandan izin istemis ve eklemis: 'Çocugum olacak da!'
Komutan: 'Ne zaman?' demis. Temel: 'izin verirseniz eve gittikten 9 ay sonra' demis
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 08:52 PM
Temel ile Dursun bir gun sokakta bir penguen bulmuslar ve onu karakola goturmusler. Komiser onlara 'Bu hayvani
cabuk hayvanat bahcesine goturun' demis. Aksama dogru komiser pencereden disari bakarken Temel ile Dursun'
ortalarında penguenle gezerken gormus. Komiser pencereyi acip "ula usaklar ben size o hayvani hayvanat bahjcesine goturun demedim mi" demis. Temel ile Dursun da "tamam da goturduk. Simdi de sinemaya gotureyruz' demisler

Kéan aRs
08-28-2007, 08:53 PM
Temel hastaneye gitmektedir. Giriste birinin agladigini gorur.Yaklasir ve sorar: "Hayrola hemserim! Neden agliyorsun?" .
Adam: "Kan tahlili yaptirmaya geldim. Parmagimi kestiler. " der. Bu sefer Temel daha siddetli bir
sekilde aglamaya baslar. Bu sefer susan adam Temel' e sorar: "Hayirdir hemserim. Sen niye aglamaya
basladin?" Temel: "Ben. . " der, "İdrar tahlili yaptirmaya geldim. . "

Kéan aRs
08-28-2007, 08:59 PM
Temizlikçi bir kadın dışardan ilkokul diploması almak için sınava girer.
Tabiat bilgisi soruları ve cevapları şöyle:
Soru : Mide ne iş yapar?
Cevap : Sindirim yapar, yediklerimizi öğütür
Soru : Akciğer ne iş yapar?
Cevap : Solunum yapar. Bizi yaşatır.
Soru : Kalp ne iş yapar?
Cevap : Dolaşım yapar.
Soru : Beyin ne iş yapar?
Cevap : Bizim apartmanda kapıcılık yapar...

Kéan aRs
08-28-2007, 08:59 PM
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş"; jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağla***** yangin olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış"; antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar., Adam cevap verir: - "Boru yetmedi."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:00 PM
Temel, dere kenarinda oturuyormus. Oradan jeeple geçmekte olan bir adam
suyun derin olup olmadigini sormus. Temel,
- Derin degildir, geçebilirsin...
demis. Adamda Temel e güvenerek suya jeepiyle girmis. Jeep bir anda sulara
gömülmüs. Kan ter içinde sudan çikan adam Temel in yakasina yapisarak,
- Hani derin degildi ulan.
diyerek Temel i tartaklamaya baslamis. Temel de,
- Abi vallahi benim suçum yok. Demin bir ördek geçiyordu su beline geliyordu...

Kéan aRs
08-28-2007, 09:00 PM
Temel askerligini yunan sinirinda yapiyormus.

Temel'in cani cok sikiliyormus.

Yunan'a bir islik calmis elleriyle "Havaci misin?" isareti yapmis,
Yunan aldirmamis.

Bir islik calmis elleriyle "Karaci misin?" isareti yapmis,
Yunan aldirmamis.

Bir islik daha calmis "Denizci misin?" anlaminda yuzme isareti yapmis, yunan aldirmamis.

Bir islik daha calmis. El haraketi yaparak "Topcu musun?" demis,
yunan aldirmamis.

Bir islik daha calmis "Gozcu musun?" anlaminda durbun isareti yapmis, yunan aldirmamis.

Nöbetler degismis sira yine Temel'le Yunan'a gelmis.
Yunan'a hadi sinira git demisler yunan da:
- "Ben oraya gitmem. Orada bir deli turk askeri var, bana hava kararinca yuzerek gelip sana bir koyacam gozlerin firlayacak diyor.."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:00 PM
Bir Türk, bir Amerikalı ve bir alman birlikte saunaya gitmişler. Bellerinde birer havlu saunada oturmuşlar ter atarlarken, bip bip bip diye ses duyulmuş. Amerikalı, sağ eliyle sol koluna dokunup,
- "Çağrı cihazım çaldı. Derimin altında elektronik devre var da..." demiş. Aradan biraz zaman geçmiş, bu sefer bir cep telefonu çalmaya başlamış. Bunun üzerine alman, sol avuç içini kulağına götürmüs ve konuşmaya başlamış. Görüşmesi bitince, Türk’e ve Amerikalıya dönüp,
- "Avucumun içinde cep telefonu devresi var da..."
demiş teknolojik olarak geri kalmayı gururuna yediremeyen Türk,
- "Bana bir dakika izin verin"
demiş ve dışarı çıkmış. Birkaç dakika sonra döndüğünde poposunun arasına sıkışmış tuvalet kağıdı sarkıyormuş. Amerikalı ve Alman’ın kendisine garip garip baktığını görünce,
- "Faks geliyor da.."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:01 PM
Kendisini fare zannettiği için ailesi tarafından bir akıl hastanesine yatırılan adam, birkaç yıllık bir tedavinin ardından; iyice kendine gelmiş. Doktorlar, artık taburcu etmeyi düşündükleri hasta ile son bir görüşme yaparak,iyileştiğinden emin olmak istemişler. Adama sormuşlar:
-"Söyle bakalım; sen insan mısın, fare misin?" Adam gülümsemiş:
-"Doktor bey, o günleri geride bıraktım. Elbette ki ben bir insanım." Doktorlar, içleri rahatlayarak:
-"Tamam o zaman, artık burada kalmana gerek kalmadı", demişler ve çıkış belgelerini uzatmışlar. Birkaç dakika sonra, gruptaki doktorlardan biri bahçeye çıktığında, adamı bir ağacın arkasına saklanır halde görmüş.
-"N'oldu yahu? Sıkılmadın mı buradan, çıksana, git özgürlüğün tadını çıkar!"
-"İyi de doktor bey, orada bir kedi var!"
-"Eee, ne olmuş kedi varsa; hani sen artık bir fare olmadığını biliyordun?"
-"Ya doktor bey, ben fare olmadığımı biliyorum da; kedi benim fare olmadığımı nereden bilecek?"

Kéan aRs
08-28-2007, 09:01 PM
Nasil yagmur nasil firtina, adam bir taksiye el kaldirir, taksi durur.
Adam gidecegi yeri söyleyince, taksici kizarak "Ohoo orasi çok yakin alamam
seni" der ve gazlar gider.
Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi basarir.
Ertesi gün sans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki
taksi duragindadir ve üçüncü siradadir.
Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanasir:
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere beraber olalim
- Hadi be sapik misin,defol.
Adam bu cevabi alinca ikinci siradaki taksiye yanasir.
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere beraber olalim.
- Vay sapik vay defol
Sira üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.
Adam yanasir:
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Peki.Sana 20milyon veririm ama bir sartim var!!
- Nedir ?
- Giderken diger taksicilere el salliyacaksin!!!!!!
- Ayibettin abi tabii............

Kéan aRs
08-28-2007, 09:01 PM
Maymun Avcısı


Amerikalılar çok nadir görülen bir tür maymunun peşine düşerler. O kadar teknolojiye sahip olmalarına rağmen maymunu yakalayamazlar. Dünyaca ünlü maymun avcısı Temel'in yanına gelip yardım isterler. Temel; "Yeminliyum ama son jubilemi sizinle yapayum." der.

Eline bir tüfek ve birde köpeğini yanına alır, hazırım der. Amerikalılar şaşkınlıkla "Biz bu kadar aletle yakalayamadık. Bu nasıl yakalayacak." diye kendi aralarında tartışırlarken Temel'e sorarlar işin sırrı ne diye; "Marifet köpektedur. Ben ateş edup maymuni düşürurum o da aşağıda etkisuz hale getirur" der ve güler.

Yolculuk başlar, maymun bulunur. Çok yüksek bir ağacın tepesindeki maymunu düşürmeye çalışırlar. Ama olmaz. Temel "Ben yukari çikup ağacı sallayayum. Maymun düşerse sorun yok, ama ben düşersem VURUN HABU KÖPEĞİ!"

Kéan aRs
08-28-2007, 09:02 PM
Adamın biri bara girmis.. Üç duble viski içtikten sonra barmene
-"Ödeyecek param yok,Ama cebimde 25 santimlik bir piyanist var.Sana istediğin herşeyi çalabilir.."
-"Hadi ordan sarhoş" demiş,barmen.Adam elini cebine atmış. Çıkarmış 25 santim boyunda bir piyanist. Piyanosu da önünde..
Barmen şaşkın
-"Türk marşı"diyebilmiş.Bir döktürmüş 25 santimlik piyanist, Mozart'ı..
-"Bu nasıl iş" demis barmen şaşkınlık içinde..
-"Hurdalıkta bir lamba buldum,bin yıllık.. Parlatmak için ovarken içinden bir cin çıktı..
Bin yaşında.Çökmüş.Kulakları da zor duyuyor.."
Elini öbür cebine atmış, bir eski lamba çıkarmış. Barmen'in önüne koymuş.
-"Ovala ve dilek dile" diye..
Barmen ovalamış lambayı.Hakikaten bir ihtiyar, ayakta zor duran cin.Bir eli kulağında
-"Haa.. Hii.." deyip duruyor..
-"Burada bu sigara dumanı ve içki kokuları arasında, iki ciğerim de perişan hale geldi.. Bana iki yeni ciğer" demis, barmen..
Hooop!.. Barın başında, pos bıyıkları , kocaman şapkaları, yeşil kırmızı kılıkları ile iki Yeniçeri.
-"Ama ben yeniçeri değil, yeni ciğer istemiştim" demiş barmen..
-"Ya ben 25 santimlik piyanist mi istedim sanırsın!.."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:03 PM
 Temel, Karisi ve Karisinin Asigi

Temel, bir haftaligina gittigi memleketten, haber vermeden erken dönünce
karisini evde baska bir erkekle yatakta bulur. Derhal belinde tasidigi
tabancasina davranan Temel, yatakta yakaladigi adami alninin ortasindan
vurur. Tabancayi tam kendi kafasina dogrultmusken, karisi haykirarak
üzerine atlar:
- Dur Temel im, kiyma kendine!..
Temel, sinirden titreyerek haykirir:
- Sus kaltak, sira sana da gelecek!..

Kéan aRs
08-28-2007, 09:03 PM
 Babanin Sonu

- Babam öldü, demis Temel.
ilyas sormus:
- Neden öldü?
- Apartmanin sekizinci katinin balkonundan düstü.
- Eyvah parçalandi mi?
- Yok, giristeki bakkalin tentesine düsünce oradan havalanip karsi
apartmana yöneldi.
- Apartmana mi çarpti, nasil oldu?
- Yok, karsi apartmanin balkonunda çamasirlar asili idi.Çamasir ipine
vurup fabrikanin bahçesine düstü.
- Orada mi öldü?
- Yok, fabrika çelik yay fabrikasi, bahçedeki yaylarin üzerine düsüp
havalandi yeniden...
- Peki sonra?
- Sonrasi ne? Baktik ki yere inmiyor, biz de vurduk onu

Kéan aRs
08-28-2007, 09:03 PM
 Banka Soygunu

Temel ile Dursun Amerika da yasarlarken paralari bitmis ve bir banka soymayi
kafalarina koymuslar. Gece yarisi olmus, Dursun ve Temel kapilari açip içeride
kasalari aramaya koyulmuslar. Temel bir kasa görmüş, açmislar ve içinden bir
kase muhallebi çikmis. E bu kadar ugrastik bosa gitmesin demisler ve bunu
Temel afiyetle yemis. Daha sonra bir kasa daha görmüsler ve onu da açmislar
bir kase muhallebi daha. Bunu da Dursun yemis. Tabii ikisi de sasirmis koca
bankada nasil para olmaz diye ve orayi terk etmisler.
Ertesi gün gazetelerde manset : "Dünyanin en büyük Sperm Bankasi soyuldu!..

Kéan aRs
08-28-2007, 09:03 PM
Birer kız çocuğu sahibi iki aile bir gün misafirlikte sohbete başlamışlar.

-- Eee sizin kızdan naber?

-- Valla işte ne olsun biliyorsunuz, işe girdi geçen sene. Başını kaşıyacak vakti yok. İlk başlarda *******i fazla mesai yapıyordu. Sonra hafta sonları da çalışmaya başladı. Patronu çok sevmiş her işi ona veriyormuş. Derken Ankara seyahatleri başladı. Bizimki çanta sekreter gibi patron nereye o oraya. Sonra Paris seyahatleri filan en sonunda bu iş böyle olmayacak dediler, patronu ev tuttu. Deli gibi çalışıyor evladım. Ee, peki sizin ki ne alemde?

-- Valla bizim kız da kötü yola düştü ama ben sizin kadar güzel anlatamıyorum.

Kéan aRs
08-28-2007, 09:03 PM
Üç istatistikçi ava çıkmışlar. Avda karşılarına bir manda çıkınca, istatistikçilerden biri ateş etmiş ama mermi mandanın beş metre sağından geçmiş... Hemen diğer istatistikçi tüfeğini ateşlemiş, bu sefer de mermi mandanın beş metre solundan geçmiş. Bunu gören üçüncü istatistikçi sevinçle 'vurduk, vurduk! ' diye bağırmaya başlamış.

Kéan aRs
08-28-2007, 09:03 PM
Adam balık tutuyor. Bir elinde oltası öbür eli ise bir taşı tutmuş vaziyette havada... Kadın yanına yaklaşıyor ve soruyor: - 'Oltayı anladım da, bu taşı neden böyle tutuyorsunuz? ' Adam: - 'Bir şartla söylerim! ' Şartı duyan kadın kızıp gidiyor ama merakını yenemiyor, tekrar dönüp geliyor. 'Peki diyor şartını yerine getirelim; ondan sonra söyle bu taşı neden böyle havada tuttuğunu..' Şart yerine geldikten sonra adam taşı neden öyle havada tuttuğunu açıklıyor.. - 'Bu oltaya sabahtan beri hiç balık vurmadı. Ama sen bu taşa düşen üçüncü kadınsın.'

Kéan aRs
08-28-2007, 09:04 PM
Dört kişilik avcı grubu, tecrübeli avcı Temel'in önderliginde ormanda ilerlemektedirler. Karşılarına küçük bir delik çıkar. Temel: - 'Yatın yere, tavşan deliği! ' Bütün avcılar yere yatarlar. Gerçekten bir müddet sonra delikten tavşan çıkar. Avcılar hemen vururlar. Tekrar yürümeye başlarlar. Bir süre sonra büyükçe bir delik çıkar karşılarına. Temel: - 'Yatın yere, tilki deliği! ' Yatarlar. Biraz sonra tilki çıkar. Onu da vururlar. Tekrar yola düşerler. Bu defa daha büyük bir delik çıkar. Temel: - 'Yatın yere, ayı ini! ' - Yere yatarlar ve çıkan ayıyı vururlar. İyice keyiflenen avcılar yürümeye devam ederler. Kısa bir zaman sonra kocaman bir deliğin başında dururlar. Acemiler hep birden Temel'e bakar. Temel: - 'Uşaklar ne çıkacagını bilmiyorum. Ama yatın yere, ne çıkarsa bahtımıza! ' Ertesi gün gazetelerde: - 'Dört avcı tren altında can verdi...'

Kéan aRs
08-28-2007, 09:04 PM
Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktor da adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki: - 'Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel.' Adam bir hafta sonra gelince doktor: - 'Öksürüğün nasıl oldu? ', deyince adam da: - 'Cesaret edip de öksüremiyorum ki!

Kéan aRs
08-28-2007, 09:04 PM
Bir bölükte ahçının yemekleri yüzünden millet hemoroid olmuş. Tam 107 kişi yatak yorgan yatıyormuş. Bir gün revire gezmeye gelen komutan her askerin önünde duruyor ve soruyormuş: - 'Merhaba asker, hastalığın nedir? ' - 'Merhaba komutanım, hemeroidim var.' - 'Tedavi olarak ne yapıyorlar? ' - 'İlaçlı pamuk efendim.' - 'Bir arzun var mı asker? ' - 'Bir an evvel iyileşip tekrar vazifeme dönmek istiyorum komutanım.' Komutan herkesin önünde durup aynı soruları sormuş ve hep aynı cevapları alınca memnun olmuş. Sıra en son sıradaki adama gelmiş. Ona da aynı soruları sormaya başlamış: - 'Merhaba asker, hastalığın nedir? ' - 'Bademciklerimden rahatsızım efendim.' - 'Öyle mi? Peki ne ilaç kullanıyorlar? ' - 'İlaçlı pamuk efendim. - 'Güzel. Peki bir isteğin var mı evladım? ' - 'Var, efendim. Mümkünse sıra bana gelince pamuğu değiştirseler diycektim..'

Kéan aRs
08-28-2007, 09:04 PM
>>> > >Tıp fakültesinde ilk kez kadavra basina toplanan
>>> > ögrenciler,
>>> > >
>>> > > >büyük bir
>>> > >
>>> > > > >merak ve ilgiyle kadavrayi incelemektedirler.
>>> > Profesör dersine
>>> > >
>>> > >baslar;
>>> > >
>> > > > >- "Tipta iki sey doktorlar için çok önemlidir,
>>> > ilki insan vücudu
>>> > >ile
>>> > >
>>> > > >ilgili hiçbir sey sizin için igrenç olmamalidir."
>>> > Örnegin, der ve
>>> > >
>>> > > >parmagini cesedin poposuna sokar ve çikartip kendi
>>> > agzina götürür.
>>> > >
>>> > > > >"Hadi bakalim simdi sizlerde ani seyi yapiniz !
>>> > "
>>> > > > >Ögrenciler sok içinde hepsi duraksarlar ama
>>> > bakarlar ki profesör
>>> > >çok
>>> > >
>>> > > >ciddi, istemeye istemeye hepsi sirayla kadavranin
>>> > poposunu parmaklayip
>>> > >
>>> > >sonra
>>> > >
>>> > > >da emerler. Ögrencilerin hepsi bu isin tadina
>>> > bakip berbat bir hale
>>> > >
>>> > > >gelmisken, profesör konusmasini sürdürür;
>>> > >
>>> > > > >- "Bir tip doktoru için ikinci en önemli nokta
>>> > gözlemdir" der ve
>>> > >
>>> > >
>>> > >devam
>>> > >
>>> > > >eder; - "Ben kadavranin poposuna orta parmagimi
>>> > soktum ama kendi agzima
>>> > >
>>> > > >isaret parmagimi götürdüm. Simdi bir doktor için,
>>> > dikkat etmenin ne
>>> > >
>>> > >kadar
>>> > >
>>> > > >önemli oldugunu da ögrenmis bulunuyorsunuz

Kéan aRs
08-28-2007, 09:04 PM
ALLAH dünya yı yaratırken önce dagları yaratmış dönüp bakmış hımm güzel demiş,sonra nehirleri yaratmış hımm dönüp bakmış güzel,ormanları kuşları parayı dondurmayı salçayı havayı köntürlü hatları ödenemeyen kredi kartlarını yaratmış dönüp bakmış hımm güzel demiş,,sonra erkegi yaratmış dönüp bakmış hııımmm güzel demişş...sıra kadına gelmiş bakmış bakmış bakmış düşünmüş düşünmüş ee düşünmüş...........eee neyse boyanırlar demiş,,hahahahahahahahaa bayılıyorum bu hikayeye ya

Kéan aRs
08-28-2007, 09:05 PM
Kayserilinin oğlu Kayseriliden para ister:

-"Baba 5 milyon verirmisin "

Kayserili:

-"4 milyon mu dedin? Napcan lan 3 milyonu, 2 milyon neyine yetmiyo! Al sana 1 milyon yeter!"

Oğlu parayı almış:

-"Hehe.. baba zaten 500 bin lira lazımdı..

Baba :

-"Bak sen kerataya, demek sahte para vermesem kazıklayacaktın beni.."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:05 PM
Pek dolu olmamasina ragmen minibüs hareket etmek üzereydi.

Tam o anda kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadas minibüse bindi...

Birbirlerinin yüzüne bile bakmiyorlardi çocuklardan biri soföre parayi uzatti

- Abi bir ögrenci bir de hayvan alır msın?

Kéan aRs
08-28-2007, 09:05 PM
Ekonomik kriz yüzünden büyük para problemi olan Temel, çocuk kaçırıp
fidye istemeye karar vermiş.

Şehrin büyük bir parkında çocuğun birini gözüne kestirmiş.

Önce bir not yazmış :

“Çocuğunu kaçırdım.Bunu yaptığım için üzgünüm ama kusura bakma çünkü
gerçekten paraya ihtiyacım var. Yarın sabah saat 7'de falanca parktaki
filanca ağacın altına bir siyah çantada 5 milyar getir.
İmza:Laz."
Çocuğun yanına gitmiş, notu çocuğun ceketinin iç cebine koyup, doğruca evine gitmesini

ve notu babasına göstermesini söylemiş.

Ertesi sabah parka geldiğinde söylediği ağacın altında, söylediği renkteki çantada
içinde 5 milyar olan emaneti bulmuş. Paraların yanında bir de not varmış
"Paran purada ama bir Laz hemşehrisine nasıl peyle bir şey yapar inanamayrum"

Kéan aRs
08-28-2007, 09:06 PM
Bide Kırmızıda geçtin desin

Adamin birini kirmizi isikta gectigi icin polis durdurmus, adamdan
ehliyet ruhsat istemis. Adam da "Yanimda yok, arkadasin evinde
iciyorduk, sanirim fazla kacirdim, biraz sarhosum orada unutmus olmam
lazım" demis.. Polis dumur olmus tabii..Kirmizi isik, alkol, ehliyet ruhsat yok...Gitmis komiserine durumu anlatmis...
Komiser gelmis adama ehliyet ruhsat sormus, adam cikartip uzatmis hemen.Komiser sasirmis tabiii...
Alkolmetreyi cikarip ufletmis, adamda zerre alkol yok...
Sasirmis tabi..
"Yaw memur bana sizin alkollu oldugunuzu ve ehliyetinizin yaninizda
olmadigini soyledi" demis.
Bizim uyanik donmus komisere..
"Siz ona aldirmayin, pek iyi degil galiba.. Birazdan size kirmizi isikta
gectigimi filan da soyleyebilir"

Kéan aRs
08-28-2007, 09:06 PM
> ÇOCUKLARA AD KOYARKEN..!!
>
> Amerika'da mahkemede yargıç, tanık kadına
kaç çocuğu olduğunu sordu. Kadının "on" demesi üzerine ise, on
çocuğunun da adlarını
> sırayla söylemesini istedi.
>
> Tanık kadın, yargıcın dediğini yaptı ve on çocuğunun da
adlarını yaş sıralarına göre
söyledi:
> -David, David, David, David, David, David, David, David,
> David, David...
>
> Yargıç bu kez merakla sordu:
> -On çocuğunuzun onunun da adları David mi?
>
> Kadının "Evet" yanıtından sonra ise daha da meraklanarak
yeniden sordu: -Peki çocuklarınız bahçede oynarken onları içeri
nasıl çağırırsınız?
>
> Kadın bu soruyu gülümseyerek yanıtladı:
> -Ben yüksek sesle bir kez 'David' diye bağırırım, bir anda
onu birden eve gelir.
>
>
> Yargıç yine meraklandı:
> -Peki, yemeğe nasıl çağırırsınız onları?
>
> Tanık kadın yine gülümsedi:
> -Yüksek sesle bir kez, 'David yemek hazır... Haydi sofraya' derim,
çocuklarımın onu birden sofrada
yerlerini alırlar...
>
> Yargıç merakını bir türlü giderememişti.
> "Peki..." diye sordu bir kez daha. "İçlerinden yalnızca birine bir
şey söylemek istediğinizde ne
yapıyorsunuz?"
>
>
>
> Tanık kadın bu soruyu da kolaylıkla yanıtladı:
> -O zaman soyadlarıyla çağırırım... 

Kéan aRs
08-28-2007, 09:06 PM
Adamýn biri arkadaþý ile yolda giderken elindeki çakýsý ile
parmaðýný keser.
Biraz ötede saglik ocagi vardir.
Adam:
Ben þurada pansuman yaptýrayým, der.

Ýçeri girince karþýsýna iki kapý çýkar
Birinde: HASTALAR
Ötekinde: YARALILAR yazýlýdýr.

Yaralar kapýsýndan girer.
Yine önünde iki kapý.
Birinde: ET
Ötekinde: KEMÝK yazan

Et kapýsýndan girer.
Yine iki kapý.
Birinde: ÖNEMLÝ
Ötekinde ÖNEMSÝZ yazýlarý olan
Önemsiz kapýsýndan girince kendini sokakta bulur.
Arkadaþý sorar :
Nasýl iyi baktýlar mý?
Hayýr ama organizasyon dehþet....

Kéan aRs
08-28-2007, 09:06 PM
Temel'in gazetesi

Temel bir dag basinda oturuyormus ve en büyük zevki günlük gazete okumakmis fakat tembelmis ve gazete alabilecegi tek yer oturdugu dagin etegindeki bakkalmis. Bu is icin hep Fadimeyi gönderirmis. Fadime birgün sıkılmıs ve pazartesi günü 7 tane o günün gazetesinden almis. Ve pazartesi günü bir gazete verip digerlerini saklamis. Ertesi gün Temel gazete isteyince dün aldigi gazetelerden birini ben cikiyorum deyip islerini hallettikten sonra cikarip vermis. Çarsamba günü yine Temel gazete istemis Fadime yine islerini halledip temele gazeteyi vermis. Persembe günü yine Temel gazete istemis Fadime yine vermis. Aksama dogru Temel Fadimeyi cagirip
"Fadime" demis.
"Dünyada ne salak insanlar var; dört gündür ayni adam ayni yerdeki agaca arabasini carpiyor"

Kéan aRs
08-28-2007, 09:07 PM
Üç kadin arkadas bir kaza sonucu ayni anda hayatlarini kaybedip cennete giderler.Cennetin kapisinda onlari karsilayan melek :

"Bizim burada uymaniz gereken tek kural var.. O da ördeklere dikkat edin sakin üstlerine basmayin" der. Sonra kapi açilir üç kadin cennete girerler.Gerçekten de etrafta ördek doludur. Üstlerine basmamak adeta imkansizdir.Dikkat etmesine ragmen kadinlardan biri kazayla bir ördegin üstüne basar.Hemen Cebrail belirir.Yaninda son derece çirkin bir adam vardir.Kadini kolundan adama kelepçeler ve "Ördegin üstüne basmanin cezasi olarak sonsuza kadar bu çirkin adama kelepçeli olarak yasayacaksin" der.

Ikinci gün kadinlardan biri yine kazayla bir ördegin üstüne basar ve Cebrail aninda yaninda çok çirkin bir adamla gelip onlari kadina ceza olarak birbirlerine kelepçeler.

Üçüncü kadinin gözü bu olaylardan çok korkar.Digerlerinin akibetine ugramamak ve sonsuza kadar çirkin bir adama kelepçelenip yasamamak için her attigi adima acayip dikkat etmeye baslar.Aradan aylar geçer ve hiçbir ördegin üstüne basmaz.

Derken bir gün Cebrail belirir.Bu kez yaninda boylu poslu inanilmaz derecede yakisikli bir adam vardir.Cebrail hiçbir sey söylemeden yakisikli adamla kadini kelepçeler ve yine birsey söylemeden çeker gider. Kadin artik mutluluktan uçmaktadir. O güne kadar gördügü en yakisikli adamla kelepçelenmistir. Adama döner ve

"Ben acaba ne yaptim da sonsuza kadar senin gibi güzel bir adamla birlikte olmayi hak ettim" der.

Adam surati asik bir sekilde cevap verir. "Vallahi seni bilmem ama ben az önce bir ördegin üstüne bastim" der

Kéan aRs
08-28-2007, 09:07 PM
EVLİLİK BÖLÜM 1
>>> >>> >>Tipik bir maço adam, çok hoş bir kadınla evlenir ve nikahın
>>> >>>hemen ardından kurallarını ortaya koyar.
"Eve ne zaman istersem, saat kaçta istersem, ki herşeyden önce eğer istersem, o zaman gelirim ve senden bu
>>> >>> >>konuyla ilgili bir tartışma istemiyorum. Ben baska bir şey
>>> >>> >>söylemedikçe, her akşam yemek masasını kusursuz istiyorum.
>>> >>>İstediğim zaman eski kız arkadaslarımla içmeye ve kağıt oynamaya giderimve bana
>>> >>> >>bu
>>> >>> >>konuda güçlük çıkarma sakın. Bunlar benim kurallarım. Yorumun
>>> >>>var mı?"
>>> >>> >>
>>> >>> >>Kadın: "Hayır, benim için sakıncası yok. Yalnız şunu bil ki,
>>> >>>burada her gece saat 7'de *** yapılacak, sen olsanda, olmasanda."
>>> >>> >>
>>> >>> >> EVLİLİK BÖLÜM 2
>>> >>> >>Karı koca, evliliklerinin 40.yıl dönümünde sert bir ağız
>>> >>>dalaşına
>>> >>> >>
>>> >>> >>girerler. Adam der ki; "Sen öldüğünde, mezar taşına şöyle
>>> >>> >>
>>> >>> >>yazdıracağım; "- Burada benim karım yatıyor - Her zaman ki gibi
>>> >>> >>
>>> >>> >>soğuk" "Yaa??" der kadın; "Sen öldüğün zaman da ben senin mezar
>>> >>>taşına
>>> >>> >>şöyle yazdıracağım; " - Burada benim kocam yatıyor.

- Nihayet sertleşti." )))
>>> >>> >>
>>> >>> >>
>>> >>> >>
>>> >>> >>EVLİLİK BÖLÜM 3
>>> >>> >>Doktor ve karısı kahvaltı masasında tartışıyorlar. Adam
>>> >>>hiddetle
>>> >>> >>
>>> >>> >>masadan kalkar ve "sen yatakta da iyi değilsin" der ve hışımla
>>> >>>evdençıkar. Bir müddet sonra kötü bir hareket yaptığını düşünüp,
>>> >>>durumu telafi etmek üzere telefon açmaya karar verir. Kadın telefonu
>>> >>> >> defalarca çaldıktan sonra açar ve adam sinirli bir şekilde
>>> >>>sorar; "Telefona cevap vermekte niye bu kadar geciktin?" "Yataktaydım"
>>> >>>der kadın."Bu saatte yatakta ne yapıyorsun?" "İkinci bir görüş alıyorum" )
>>> >>> >> EVLİLİK BÖLÜM 4
>>> >>> >>Bir adamın 6 çocuğu var ve bu başarısından fazlasıyla gurur
>>> >>>duyuyor.
>>> >>> >>
>>> >>> >>O denli gurur duyuyor ki, karısını, onun tepkisine rağmen, "6 çocuğumun
>>> >>> >>
>>> >>> >>annesi" diye çağırmaya başlıyor. Bir gece bir partiye
>>> >>>gidiyorlar. Adam
>>> >>> >>eve
>>> >>> >>
>>> >>> >>dönme vaktinin geldiğine karar verdiğinde, karısının da gitmeye
>>> >>>hazır
>>> >>> >>olup
>>> >>> >>
>>> >>> >>olmadığını öğrenmek istiyor. Olanca sesiyle bağırıyorlar; "Eve
>>> >>>gidelim
>>> >>> >>mi,
>>> >>> >>
>>> >>> >>6 çocuğumun annesi?" Kadın, kocasının bu
>>> >>> >>
>>> >>> >>dangalaklığın son derece rahatsız oluyor ve o da aynı şekilde
>>> >>> >>
>>> >>> >>bağırıyor "Ne zaman istersen, 4 çocuğumun babası!" ohaaa!!!

>>> >>> >> EVLİLİK BÖLÜM 5
>>> >>> >>
>>> >>> >>Bir işadamı tavernaya girer, bara oturur ve bir duble martini
>>> >>>sipariş
>>> >>> >>
>>> >>> >>eder. İçkisini bitirdikten sonra, gömleğinin cebine bir göz
>>> >>>atar,
>>> >>> >>ardından
>>> >>> >>
>>> >>> >>barmane bir duble martini daha hazırlamasını söyler. Bunu da bitirince,
>>> >>> >>
>>> >>> >>yine gömleğinin cebine bir göz atar, sonra barmene dönüp bir
>>> >>>duble
>>> >>> >>daha
>>> >>> >>
>>> >>> >>martini siparişi verir. Barmen;"Bakın bayım, size bütün bir
>>> >>>gece
>>> >>> >>boyunca
>>> >>> >>
>>> >>> >>martini getirebilirim. Fakat, bardağı her doldurmamı
>>> >>>istemenizden önce
>>> >>> >>
>>> >>> >>niçin gömleğinizin cebine baktığınızı söylemek
>>> >>>zorundasınız."deyince
>>> >>> >>adam
>>> >>> >>
>>> >>> >>cevap verir; "Karımın fotoğrafına
>>> >>> >>
>>> >>> >>bakıyorum. Ne zaman gözüme güzel gözükecek, işte o zaman eve
>>> >>>gitme zamanı gelmiş olacak"

Kéan aRs
08-28-2007, 09:07 PM
>Genç adam, son model üstü açik spor arabasini ilk defa
>deniyordu,çevre yolunda harika bir sarisin ona otostop çekti, tabii
>hemen durdu. Sarisin;
>-"arabaniza binmeden önce birsey soylemeliyim ben hizdan çok
>korkarim."
>Genç adam;
>-"gelin lütfen yavas giderim."
>Yola çikar çikmaz, adam gazladi, sarisin;
>-" ama hizli gidiyorsunuz, ben size söylemistim çok korkarim."
>Genc adam;
>-"tamam yavaslayacagim ama bluzunu çikarirsan? "
>Kadin çaresiz bluzunu çikardi, birazdan genç adam yine hizlandi,
>sarisin;
>-"ama yine hizli gidiyorsunuz, ben çok korkuyorum" genç adam;
>-"söz veriyorum yavaslayacagim ama sortunu çikarirsan?"
>Kadin korkudan sortunu da çikardi, yolculuk boyunca genc adam bir
>hizlanip bir yavasladi ve sarisin çirilçiplak kaldi. Genç adam
>dikkatini yola veremeyince de yoldan çikip takla attilar. Sarisin
>arabadan firladi,adam'da direksiyonla koltuk arasinda kaldi. Genç
>adam, kadina seslendi;
>-"Görmüyor musun çikamiyorum, gidip yardim cagirsana".
>Sarisin çaresiz bir sekilde;
>-"nasil gideyim bu halde?"
>Adam kizdi;
>-"spor ayakkabini çikar önüne bagla git."
>Kadin çaresiz spor ayakkabiyi beline bagladi ve basladi
>kosmaya,birazdan tarlada çalisan köylüleri görünce onlara dogru
>kostu ve;
>-"Ne olur yardim edin erkek arkadasim sikisti, onu kurtarin" diye
>yalvardi.
>Köylüler bir kadina bir de önündeki spor ayakkabiya bakip çaresiz
>bir sekilde cevap verdiler;
>
>-"Valla bi sey yapamayiz bacim çok derine gaçmis

Kéan aRs
08-28-2007, 09:07 PM
Küçük Ali okula basladigindan beri her gün ögretmeni Aysel Hanima gidip, - "Örtmenim beni yanlis sinifa koydunuz, benim yerim birinci sinif degil, ablam üçüncü sinifta ama ben en az onun kadar akilliyim, hiç olmazsa beni üçüncü sinifa alin" diye sikayet edermis. Bundan sikilan Aysel ögretmen bir gün Ali'yi kaptigi gibi okul müdürüne çikmis ve olayi anlatmis. Okul müdürü: -"Peki" demis, "Bu çocugu bir imtihan edelim, yeri üçüncü sinifsa o sinifa koyalim" ve baslamis sorgulamaya, - Iki kere iki?- Ali hemen"Dört" demis, -"Sekiz kere dokuz?" Ali hemen -"Yetmis iki" demis, -"Kaç mevsim var?" Ali hemen -"Dört" demis. Bu sirada Aysel hocada -"Müsaade ederseniz bir kaç soruda ben sorayim" demis ve sormus: -"Söyle bakalim Ali, ineklerde dört tane ama bende iki tane var, bu nedir?" Ali hemen -"Ayak" demis, Aysel hoca sormus -"Peki senin pantolonunda olupta benim pantolonumda olmayan sey nedir?" Ali hemen yanitlamis -"Cep". Bunun üzerine Aysel hoca dönmüs müdüre, -"Uçe koyalim hocam" diyecekken Müdür, Aysel hocanin sözünü kesmis, -"Hocam, bu çocugu üçe degil besinci sinifa koyalim, zira son iki suale ben dogru cevap veremedim...

Kéan aRs
08-28-2007, 09:08 PM
iki afacan kardesin hikayesi,,,,,, yasadiklari bölgede " kirik cam,kuyruguna teneke baglanmis kedi,inik araba lastigi,kapidan çalinan sütler " gibi pekçok hadisenin faili olarak bu iki afacan kardes gösterilmekteydi... kasaba halki artik "illallah" demislerdi afacan kardeslerden,hakliydilar.... ailesinin bile zaptetmekte
zorlandigi bu afacanlari yola getirmek için kilise fikri ortaya atildi... bunlari ancak asabiyetiyle nam salmis rahip dizginleyebilirdi... ailesi iki afacan kardesi kiliseye rahibin yanina götürdü... önce büyük kardes rahiple basbasa kaldi... rahip karsisindaki çocugu ürkütmek istemeyen bir tavirla sordu:

* söyle yavrum,tanrimiz nerde ?

küçük afacan basini öne egerek sustu...

rahip sakinligini koruyarak:

* söylesene evladim tanrimiz nerde?

-???

* evladim sana soruyorum tanrimiz nerde ?

-???

asabi rahipin sinirleri bozulmaya baslamisti:

* söylesene yav tanrimiz nerde?

-???

* seni asagilik afacan benim sorularima cevap ver tanrimiz
neeerdeeeee!!!!!!! rahibin sinirden kipkirmizi oldugunu gören afacan
çocuk hizla kiliseden kaçti.. kapida sirasini bekleyen kardesinin
elinden tutarak evlerine dogru kosmaya basladi... iki afacan odalarina girip kapilarini kapattiginda küçük kardes agabeyine :

* biz kimden ve neden kaçiyoruz ? diye sordu. soluk soluga kalan
büyük kardes ise :
* bu sefer basimiz gerçekten dertte..tanri kaybolmus bizden biliyorlar.......

> > > )))))
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 09:08 PM
'Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!' demiş.

Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;

1''Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.''

Padişah,''Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, arslan da kuzu kadar minik
bir yavru.

Kaptı mı götürür tabii!..''

2''Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..''

Padişah,''Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da

pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral

odur tabii!..''

3''Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!''

Padişah,''Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür.

Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere

inmiştir.''

Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu

yalandır dedirtememiş.

4-Ama bir gün bir Türk gelmiş;

''Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın.

Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver.

Yalan değil dersen borcunu öde!..

Kéan aRs
08-28-2007, 09:08 PM
Küçük Kayseriliye hocası sormuş :
- Altı kere altı?
- Otuz dokuz.
- Otur, sıfır.
Arkadaşı sorar :
- Bildiğin halde neden otuz dokuz dedin?
- Pazarlık edecektim, anlamadı...

Kéan aRs
08-28-2007, 09:08 PM
Ahmet Bey 97 sinde. Huseyin Bey ise 92 sine erismis. Yillardir
> dostluklari devam etmekte. Bir gun Ahmet Bey Huseyin Beyin evinde
> yemege davet edilmis.
> Dikkatini cekmis, Huseyin Bey karisina hitap ederken "Gulum",
> "hayatim", "balim", "tatlim', "sekerim", "sevgilim", "ruhum", gibi laflar
> kulaniyor.
> Bir ara karisi mutfaktayken yine, "birtanem, nerelerdesin, yemegin
> soguyacak" demis. Ahmet Bey dayanamamis. "Yahu dikkat ediyorum,
> karina ne iltifatli laflar ediyorsun. ballar,sekerler... Bunca seneden
sonra olacak sey degil, bravo sana" demis. Huseyin Bay soyle bir arkasini
donup
> karisinin hala mutfakta oldugunu tespit ettiktan sonra, " sorma birader
> demis.
> Ne bali sekeri... 10 yil oluyor bizim hatunun adini unuttum. Bir turlu
> cikaramiyorum."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:09 PM
Kolkola

Hayvanat bahçesinde iki ahtapot kollarını birbirine sarmış dolaşıyorlardı.Erkek ahtapot eğildi hafif bir sesle dişi ahtapotun kulağına fısıldadı:
-Ne güzel bir gece değil mi sevgilim?...Mehtap,yıldızlar,sen,ben...Ve bu güzel gecede seninle ikimiz böyle kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola dolaşıyoruz...

İskoç'un Tarağı

Sokakta karşılaşan iki İskoçyalı, aralarında konuşuyorlardı:
- Üzgün görünüyorsun, Neyin var?
- Sorma? Canım çok sıkılıyor.
- Neden ?
- Tarağımın bir dişi kırıldı.
- Tarağın bir dişi kırıldı diye, insan bu kadar üzülür mü?
- Kırılan tarağın son dişiydi

Kéan aRs
08-28-2007, 09:09 PM
Hırsızın İntikamı


Muhittinler ailecek İtalya turuna gidiyorlar. Bilirsiniz Roma hırsızlar cenneti bu yuzden kaldıkları otelden Muhittinlere hırsızlara karşı dikkatli olmaları, odalarında hiç bir değerli eşya bırakmamaları tembih ediliyor. Neyse Muhittinlerde tedbirli olup herşeylerini yanlarında gezdiriyorlar. Beklenen oluyor ve Hırsızlar odaya giriyorlar. Tabiiki hiç bir şey bulamıyorlar, diş fırçaları ve bi fotoğraf makinasından başka. Hırsızlar tabi sinirleniyorlar bunun öcünü almak için çırılçıplak soyunuyorlar ve buldukları diş fırçalarını muhtelif boşaltım organlarına sürüp fotoğraf çektiriyorlar. Muhittinler de olaydan habersiz diş fırçalarını kullanıyorlar taaki, İstanbula dönüp fotoğrafları tab ettirene kadar...

Kéan aRs
08-28-2007, 09:09 PM
Temel ile Dursun promosyonlu meşrubat alırlar.
Meşrubatı açan Temel hemen kapağa bakar:
-"Tekrar deneyin".
Kapağı kapayıp yeniden açar ve okur:
-"Tekrar deneyin"
..
..
..
En sonunda sinirlenen Temel:

-"Ula Tursun.hapunlar pizi kandıriy! İki saattir deneyrum hala pişey
çikmadi."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:09 PM
Kekeme bir adam bir gün Tophane'de bir at ölüsüne rastlamış. Polisi aramış:

-İiiiiii iiiiiiyi gügügünler...Bubububrarada bir aaaat öölüsü var....

Polis:Nerede?.. demiş

Kekeme: Totototototo...tooop......

Polis: Topkapı'da mı? demiş.

Kekeme: Haaayır.....

Polis: Aman be! demiş ve çat diye kapatmış.

Biraz sonra kekeme tekrar aramış:

-İiiyi günleleler...Buburaradada bibir at ölülüsü vaaar. ..

Polis: Nerede kardeşim? demiş.

Kekeme: Tooooooop... tototop....top...

Polis: Topkapı'da mi? demiş.

Kekeme:Hahahaaayır...

Polis: Yeter be! deyip,tekrar kekemenin yüzüne kapatmış.

Aynı konuşma 9 defa geçmiş aralarında,aynı şekilde biterek...

Kekeme aramayı bırakmış.Polis Oh! Be.... diye rahatlamış.

İki saat sonra telefon çalmış.Polis açmış.Karşıda bir ses:

-iiiiiyiyi gügünleler..buburada bibir aaat ölüsü vavar...

Polis: Nerede?...diye sormuş.

Kekeme: Tooooo....toootoop...top..top...

Polis: Topkapı'da mı,kardeşim? demiş.

Kekeme: Ooooraraya gögötürdüm....

Kéan aRs
08-28-2007, 09:09 PM
Borç

İki eski arkadaş para çekmek için bankada, gişe önünde beklerken bankaya birden silahlı dört kişi girdi. Soygunculardan ikisi silahlarını gişe memurlarına, ikisi de, gişe önünde sırada bekleyen müşterilere yönelttiler.
Soyguncuların başı, "Bu bir soygundur ve asla şaka değildir" diye sert bir sesle bağırdıktan sonra, aynı ses tonuyla gişe memurlarına ellerini havaya kaldırmalarını, gişe önünde bekleyen müşterilere de yüzükoyun yere yatmalarını ve saatleriyle ceplerindeki tüm paralarını çıkarıp, yanlarına koymalarını bildirdi.
İki eski arkadaş da yere uzanıp, saatlerini ve ceplerindeki tüm paralarını çıkarıp yanlarına koyarken, içlerinden biri ötekine, yüz liralık bir banknot uzattı:
"Geçen ay senden borç aldığım yüz lirayı bir türlü olanak bulup da sana ödeyememiştim" dedi. "Hazır şimdi cüzdanımı çıkarınca aklıma geldi... Al şu parayı da, borcumu ödemiş olayım sana

Kéan aRs
08-28-2007, 09:10 PM
Çok karizmatik ve yakışıklı bir adam yanında bir devekuşuyla bara girmiş,
herkes şaşkın falan öööle adama bakıyolar, adam bara yanaşmış:
- "Barmen bana bi viski, onada büyük bi bardak su."
Barmen talepleri yerine getirmiş, bi tek, iki tek, saatler ilerlemiş, adam:
- "Hesap lütfen!" demiş.
Barmen hesap pusulasını uzatmış, adam elini cebine atmış, parayı çıkartmış,
tam hesapla aynı. Ertesi gece adamımız geri gelmiş, yanında tabii devekuşuda
var;
- "Barmen bana bi viski, onada büyük bi bardak su."
Barmen istediklerini vermiş, bi tek iki tek, saat geç olmus, adam hesabı
istemiş, barmen hesabı göstermiş. Adamımız elini cebine atmış, çıkartmış,
tam hesap miktarı. Barmen şaşkın ama nafile. Bikaç gece sonra adamımız
devekuşuyla beraber geri gelmiş. Barmenin içi içini yiyo. Adam:
- "Bana bi viski, ona da su ver."
Barmen emre amade, yerine getirmiş, gece ilerlemiş, adamımız hesabı
istemiş, barmen bol küsüratlı saçmasapan bi miktarı hesap olarak adama vermiş. Adam elini cebine atmış, çıkartmış, yine tam hesap. Barmen oynatmak üzere. Dayanamamış:
- "Beyfendi bi süredir barımıza gelip gidiyorsunuz, kusura bakmayın ama
bişey sormak istiyorum, yoksa kafayı yiycem. Her gece cebinizden çıkan para
hesapla kuruşu kuruşuna aynı oluyo. Bunu nasıl başarıyorsunuz?" Adamımız
gülümsemiş:
- "Bi gün karşıma bi cin cikti, üç dileğimi sordu. İlk olarak; karizmatik
ve yakışıklı bi tipim olmasını istedim. İkinci dileğimde, ne almak istersem
isteyim, elimi cebime attığımda parası aynen cebimden çıksın istedim."
Barmen:
- "Peki kızmayın ama bu kuş ne iş?"
Adamımız:
- "Onu hiç sorma, son dilegim; beni hiç bırakmaycak uzun bacaklı bi piliçti. Yanlış anladı *********."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:10 PM
Bilim adamları, birgün mağarada yaşı 1.582.903 olan bir insan fosili bulur, bu fosili istihbarat teşkilatlarını sınamak amacıyla kullanma kararı alırlar. Önce Japon istihbaratı mağaraya girer ve 15 dk sonra dışarı çıkıp derler ki;
- Bu fosilin yaşı 1.400.000 ila 1.600.000 arasında...
Daha sonra CIA girer ve 12 saat sonra baya bi havalı şekilde çıkarlar:
- Bufosilin yaşı 1.500.000 ila 1.600.000 arasında, derler...
Hemen ardından KGB girer ve sırf Amerikalılara inat içerde 2 gün kalırlar. 49. saatte çıkar derler ki;
- Bu fosilin yaşı yaklaşık olarak 1.550.000 ila 1.600.000 arasında...
En son olarak bizim MİT girer. Aradan bir hafta geçer mağaradan ses yok, 1 ay olur ses yok, 1.5 ay olur ses yok. Mağaranın dışında bekleşen gazeteciler daha fazla beklemeyip içeri girerken bizimkilerden biri çıkar dışarıya... Yaka paça dağılmış gömleğin yarısı dışarıda... Sigarası için bir ateş ister, sigarasını yakar, o sırada gazeteciler heyecanla;
- İçeride çalışmalar nasıl efendim? Fosilin yaşını bulabildiniz mi?
Bizimki sigaradan bir fırt çeker ve;
- Fosilin yaşı tam olarak 1.582.903, der.
Bunu duyan gazeteciler şaşkınlıkla sorarlar:
- Nasıl başardınız bunu, fosilin yaşını tam olarak nasıl tahmin ettiniz?
Bizimki sigaradan derin bir nefes çeker ve derki;
- Zor oldu ama "Konuşturduk p***vengi"

Kéan aRs
08-28-2007, 09:10 PM
Sauna'ya giden bir grup genc erkek, soguk havuzda dinlenirlerken bir cep telefonu calar. Bir adam telefonu acar. Ortam cok gurultuludur; telefonun obur ucundaki kadin sesini zorlukla duyar.
- Sevgilim. Meltem'le disardayim. Biraz once cok guzel bir kurk gordum. 400 milyon liracik. Senin kredi kartindan alabilir miyim? N'oooolur, alabilir miyiiiiimmmm?
- Tabi canim. Al.
- Ah sevgilimmmm! Cok sekersin. Biseycik daha var ama kizmayacaksin, degil mi?
- Hayir, kizmam...
- Buraya gelmeden once Akmerkez'deydik. De Beers'de bir tane tek tas pirlanta yuzuk gordum. Cok guzeldi sevgilim. Butun arkadaslarimda var. Senin kredili kart hesabindan alabilir miyim? 650 milyon liracik. Gelecek ay ikramiye alacaksin. O zaman odersin. N'ooooluuurrrr. Alabilirmiyim?"
- Peki, al canim.
- Sevgilim benim. Bi tanem. Cok sekersin. Bu aksam sana harika bir gece yasatacagim. Caniiiim, bi sey daha var. Ama kizarsin diye korkuyorum...
- Kizmam, soyle bakiyim.
- Son kazadan sonra arabamdan iyice sogudum. Galeride bi tane Peugeot 206 gordum sevgilim. Cok guzeldiiii... 9 milyara birakacak. Senin adina bankadan bi kredi actirsak diyorum sevgilim. Nuran'in kardesi bankada sube muduru... Kefil-belge-imza falan istemiyor, sen tamam dersen hemen yapicak islemleri. N'ooolurrrr sevgilim, seni cok seviyorum....
- Peki, peki. Tamam. Olur. Al bakalim.
- Tatli sevgilim benim. Canim sevgilim. Seni coook seviyorum. Hadi by, aksama gorusuruz.
Genc adam telefonu kapatir ve arkadaslarina sorar:
- Bu telefon kimindi yahu?...

Kéan aRs
08-28-2007, 09:10 PM
Adamın biri işyerindeki kantinde arkadaşıyla yemek yerken:
-"Kolumun ağrısından ölüyorum,doktora gitsem iyi olacak" diye arkadaşına dert yanmış.Arkadaşı da
-"Yahu ne lüzum var,
-"İleride köşedeki marketin çıkışında yeni bir bilgisayarlı cihaz koydular. Üç dolara bir jeton alıyorsun kasadan, atıyorsun, yanında getirdigin idrar örneğini açılan kapaktan içeri veriyorsun, on saniye sonra neticeyi ve tedavi için yapman gerekenleri öğreniyorsun" demiş. "Gördüğün gibi ucuz ve çabuk" diye eklemiş.
Adam hemen bir kaba idrarını doldurup arkadaşının dediğini yapmış ve bilgisayar 10 saniye sonra yazılı olarak cevap vermiş:
-"Kolunuzda bir cins eklem ağrısı olan Teniselbo oluşmuş.Sıcak suya koyun, ağır işlerden kaçının, iki hafta sonra düzelecektir"
Memnun biçimde eve dönen adam, bir yandan bilgisayarın dediğini uygularken bir yandan da muzurca fikirlere kapılıp bu akıllı cihazı nasıl aldatılabileceğini düşünmeye başlamış.Ertesi gün olunca bir miktar çeşme suyuna köpeğinden alınmış bir kılı koymuş, üstüne bir şekilde elde ettiği karısının ve kızının idrar örneklerini eklemiş. Tüm bu karışımın üzerine bir de mastürbasyon yapıp doğru cihazın yanına varmış.Jetonu atıp kabı makinaya vermiş, on saniye sonra cihazdan yazılı yanıt gelmiş:
1. Çesme suyunuz çok kireçli. Bir filtre cihazi almayı düşünün
2. Köpeğinizde kene var. Eczaneden özel bir şampuan alıp köpeğinizi yıkayın.
3. Kızınız kokain bağımlısı. Bir psikiyatri kliniğine yatırın.
4. Karınız hamile. İkizler. Sizden değil. İyi bir avukat bulun.
5. Kendinizi bu yolla tatmin etmeyi bırakmazsanız kolunuz iyileşmez.

Kéan aRs
08-28-2007, 09:10 PM
Gecen hafta bir aksam arkadaslarla yemege gittik. Lokantada siparisimizi alan garsonun, gomlek cebinde bir kasık tasidigini
farkettim. Once biraz garip geldi, ama fazla dikkat etmedim. Daha sonra,masaya su ve catal kasık getiren kominin de cebinde bir
kasık tasidigini gordum. Salona baktigimda tum garsonlarin cebinde birer kasık tasidigini anladim. Siparislerimizi kontrol etmeye
gelen garsona:
-"Neden kasık?"
diye sordum.
-"Soyle anlatayim," diyerek soze basladi,
-"lokantanin sahipleri Andersen Danismanlik"tan, yaptigimiz islerle ilgili danismanlik aldilar. Aylar suren istatistiksel analizlerden
sonra musterilerin kasıklarini, catal bicaklara oranla %74 daha sık dusurdugune karar verildi. Bu durumda, masa basina saatte
dusen kasık adedinin uc oldugunu gorduler. Garsonlarimizin bu duruma karsi hazirlikli olmalariyla, mutfaga gidip gelmelerden
yapacagimiz tasarruf, vardiya basina saatte bir bucuk adam ediyor."
Konusmamiz bittiginde arka masadan metalik bir ses duydum. O anda garson, yere dusen kasık yerine cebindekini koyarken
-"bir dahaki mutfaga gidisimde yeni bir kasık alacagim, boylece fazladan mutfaga gidip gelmeme gerek kalmiyor,"
dedi. Etkilenmistim;
garson masadaki diger siparislerle ilgilenirken ben de cevremi incelemeye koyuldum. Bu sefer dikkatimi baska bir sey cekti.
Garsonlarin tumumunun fermuarlarindan disari incecik ipler sarkiyordu.
Merakima yenik dusup garson uzaklasmadan sordum:
-"Ozur dilerim, suradan sallanan ip ne isinize yariyor, soyler misiniz?"
-"Tabii ki!"
diye yanitladi, sesini alcaltarak.
-"Herkes sizin gibi iyi bir gozlemci degil. Bu bahsettigim danismanlik firmasi tuvaletlerde de zaman kazanabilecegimizi kesfetti."
-"Nasil yani?"
-"Bakin,"
diye devam etti,
-"ipin ucunu ...seyimize...bagladigimiz zaman pisuar onunde elimizi degdirmeden disari cekebiliyoruz,
boylece elimizi yikamaya gerek kalmadigi icin tuvalette harcadigimiz sureyi %76 oraninda azaltmis oluyoruz."
-"Tamam, mantikli... ama bu ip disari cikmasina yardimci oluyor da, geriye nasil sokuyorsunuz?"
-"Sey,"
diye fisildadi, sesini iyice alcaltarak,
-"Baskalarini bilmiyorum ama ben kasigi kullaniyorum."
Puhahaha alıntıdır..

Kéan aRs
08-28-2007, 09:10 PM
Anaokulunun son günü küçük öğrenciler öğretmenlerine hediye verdikleri bir parti duzenler. Çiçekcinin oğlu öğretmene bir hediye paketi uzatır. Öğretmen paketi yavaşça sallar eliyle tartar ve
- Sanırım bu bir buket çiçek..?
- Doğru.. Nerden bildiniz öğretmenim ??
- Şey, tahmin ettim..

Sıradaki öğrenci şekercinin kızıdır. O da öğretmene bir hediye verir. Öğretmen gülümseyerek paketi alır, eliyle tartar ve hafifçe sallar:
- Sanırım bu bir kutu çikolata..
- Aaa, nerden bildiniz öğretmenim ??
- Şey, bir tahmin sadece. Nasılsa tuttu işte..

Bir sonraki hediye TEKEL bayisinin oğlundan gelir. Öğretmen paketi alır ama alttan küçük bir sızıntı vardır. Paketi tutarken parmağı ıslanan öğretmen yavaşça parmağını diline sürer:
- Bu şarap olabilir mi ?
- Hayır öğretmenim !! …diye bağırır çocuk heyecanla.
Öğretmen tekrar sızan yerden bir damlayı parmağıyla alıp tadına bakar:
- Şampanya öyleyse...?
Daha da heyecanlanan çocuk ..
- HAYIR öğretmenim !!
Öğretmen sızıntının bir daha tadına bakar:
- Tamam.. Pes ediyorum, bilemeyeceğim. Nedir bu ??
Çocuk neşeyle haykırır:
- Bir köpek yavrusu !..?

Kéan aRs
08-28-2007, 09:11 PM
Yolcular uçağın yanında otobüsten inmişler.Bavullarını gösteriyorlar. Bir
bakmışlar uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş.İçinden kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler.Yolcular fena halde şaşırmışlar.Nasıl şaşırmasınlar.Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston.Kolunda üç noktalı bant.Yardımcı pilotun elinde bir köpek tasması.Tasmanin ucunda bir köpek.Sağa sola çarparak öyle ilerliyorlar uçağa.Günlerden 1 Nisan değil ama, "Şaka herhalde" demiş yolcular,doluşmuşlar uçağa.Uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış.Yolcuların gözleri camda.Uçak hızlanmış.Yolcular endişelenmeye başlamışlar.Ucak daha hızlanmış.Pistin sonu hızla yaklaşmaya başlamış.Uçak iyice hızlanmış.Bazı yolcular paniklemiş, dua etmeye başlamışlar. Uçak son hıza ulaşmış.Bu arada pistin sonuna da ulaşmış.10 metre sonra betonun bitip çimlerin başladığını gören yolcular dehşet içinde çığlığı basmışlar.Tam o anda da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar çekmiş.Uçak tam pist biterken tekerleklerini yerden kesmiş, havalanmış.Kaptan pilot arkasına yaslanmış;derin bir nefes almış ve yardımcı pilota dönmüş:
- Biliyor musun? Bir gün çığlık atmakta gecikecekler ve hep birlikte öleceğiz.

Kéan aRs
08-28-2007, 09:11 PM
Yaşlı bir çift her yıl düzenlenen bir festivale giderlermiş. Her yıl yaşlı adam festivalde düzenlenen "10 dolara uçak gezintisi"ne katılmak ister, her yıl da karısı itiraz eder ve şöyle dermiş:
- "10 dolar 10 dolardır.".Üç yıl beş yıl "10 dolar 10 dolardır" derken en sonunda yaşlı adam demiş ki; "Bak, artık 71 yaşındayım, bu uçağa bu sene binmezsem bir daha hiç şansım olmayabilir." Fakat karısı tınmamış ve şöyle demiş;
- "10 dolar 10 dolardır...". Ama bu sırada uçağın pilotu bunları duymuş ve ikisine bir pazarlık önermiş:
- "İkisi de uçağa binecekler, eger uçuşun başından sonuna ses çıkarmadan dururlarsa bedava. Ama eğer çıt çıkarırlarsa, 10 dolar ödeyecekler..."
Yaşlı çift kabul etmiş. Ve uçağa binmişler. Pilot da bahis söz konusu olunca başlamış acayip manevralar yapmaya... Taklalar atmış, uçağı kendi ekseninde döndürmüş, ani duruşlar, dönüşler, dalışlar yapmış.Ama arkadan ses yok! En sonunda pes etmiş ve uçağı indirmiş. Yaşlı adama dönmüş;
- "Bildiğim her numarayı denedim. İyi dayandınız. İkiniz de çıt çıkarmadınız..." Yaşlı adam cevap vermiş:
- "Karım uçaktan düşünce söyleyecektim ama 10 dolar 10 dolardır..."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:11 PM
Boşanma davasında kadın, hakime talebini gerekçesi ile açıklamış:
- Sayın hakim, çocuğun bende kalmasını istiyorum. Onu dokuz ay karnımda taşıdım.
Hakim kocaya sormuş:
- Karınızı duydunuz. Bir diyeceğiniz var mı?"
Adam "Var tabii" demiş ve anlatmış:
- Sayın hakim. Farzedelim ki canınız bir kutu soğuk kola istedi. Makineye parayı attınız ve kola geldi. Şimdi bu kola makinenin midir, yoksa parayı deliğe atanın mı?
Hakim sekreterine dönmüş:
- Yaz kızım. Çocuk babada kalacaktır...

Kéan aRs
08-28-2007, 09:11 PM
Gazetede yayınlanan "Daktilo Bilen Bayan Sekreter Aranıyor" ilanı uzerine uzun boylu yakışıklı bir adam da başvurmuştu. Şirketin patronu,
-İyi ama yanlışlık olacak.Biz bayan sekreter arıyorduk
deyince,adam elindeki bavulu açmış. İçinden cansız manken çıkarmış,
-İste efendim
demis.
-Modern tekniğin son buluşu olan sekreteriniz! Yemez içmez. Hic bir kaprisi yoktur.İzin nedir bilmez. Telofonla aynı anda sekiz kişiyle görüşür, bu arada da beş ayrı daktilo makinesinde beş ayrı yazı yazar.Bunlara kendisinin dokuz yabancı dil bildiğini ve anında çeviri yaptığını da eklemeliyim. Maaşı filan da yok.Bana hemen Beşyüz milyon lira ödeyeceksiniz. Bu kadar!.
Patronun aklı yatmamış,yüzünü buruşturmuş. Harika manken sekreteri getiren adam hemen
sekreteri oturtmuş, bes dakikada elli sayfalık bir kitabi sekiz dile cevirmiş, aynı anda telefonlara cevap verilmiş falan filan... Patronun gözleri faltaşı gibi açılmış, derhal beşyüz milyonluk çeki yazıp adama vermiş ve cansız manken sekreteri almış. Adam odadan çıkıp elinde boş bavulla asansörün gelmesini beklerken, içeriden feci bir feryat yukselmiş,
-Ahhhhh!
Bunu duyan adam elini alnına vurmuş,
-Tüh be! Mankenin alt tarafının kalemtraş olduğunu söylemeyi unuttum!

Kéan aRs
08-28-2007, 09:12 PM
bizans donanması ile Osmanlı donanması savaşacaklar. Bizans 10 gemilik muhteşem bir donanma hazırlar ve denize açılır. Donanmanın başında Andropolos vardır. Andropolos en öndeki geminin burcunda elleri göğsünde heybetli bir heykel gibi durmaktadır ve hemen arkasında yaverleri vardır. Hep birlikte Osmanlı donanmasını beklemektedirler. Yukarıdan gözcü bağırır:
- Komutanım Osmanlı donanması 3 gemiyle göründü.
Komutan yaverine döner ve:
- Bana kırmızı gömleğimi getirin eğer savaşta yaralanırsam kanım belli olup da askerlerin morali bozulmasın.
Hemen kırmızı gömleği giyer ve aynı ihtişamıyle yerinde durur.
Gözcü yine bağırır:
- Komutanım o 3 geminin ardından 30 gemi daha göründü.
Andropolos tekrar yaverine döner ve:
- Yok yok siz bana kahverengi pantolonumu getirin!!!

Kéan aRs
08-28-2007, 09:12 PM
lazın biri trabzon a gidiyomuş 42 nolu koltuğa oturmuş yolculardan biride bura benim uşağum bak biletde 42 bu yazıo demiş adam kalkmamış görevliler gelmiş yine kalkmamış yolculardan biri gelip adamın kulağına bişey fısıldamış ve adam ordan kalkıp arka taraftan bir koltuğa oturmuş......sizce adamın ona dediği nedir işte cevabı:uşağum bu koltuk trabzona gitmiyo en arka koltuk giyiy da demiş

Kéan aRs
08-28-2007, 09:12 PM
temel in bir gün cani cok sikilmis disrai cikmis önüne gelen herseye vuruyormus bir lambaya vurmus ve icin den 3 ARFLI BISI CIKMIS 3 harflI dilebenden ne dilersen demis temel ne dilegim usagum carptigim icin özür dilerim demis. begendinizmi

Kéan aRs
08-28-2007, 09:13 PM
bir gün temel'le dursun cafeye gitmişler temel demiş kahve içelim dursun demiş süt içelim biraz böyle tartışmışlar sonra temelin aklına bir fikir gelmiş temel kapıdan erkek gelirse kahve bayan gelirse süt içelim demiş beklemişler biraz sonra kapıdan bülent ersoy gelmiş sütlü kahve içmişler

Kéan aRs
08-28-2007, 09:13 PM
2. Dunya Savasinda 2 yahudi almanlara esir olmustur.Bunlardan biri digerine kendilerine ne yapacaklarini sorar.O da baslar anlatmaya "
2 ihtimal var ya bizi oldururler yada esir kampina yollarlar.
Oldururseler sorun yok kampa gidersek 2 ihtimal var ya kursuna dizilriz ya da gaz odasinda olduruluruz.
Kursuna dizilirsek sorun yok gaz odasina gidersek 2 ihtimal var bizden ya sabun yaparlar yada kagit.
Sabun yaparlarsa sorun yok kagit yaparsalar 2 ihtimal var ya gazete kagidi oluruz yada tuvalet kagidi.
Gazete kagidi olursak sorun yok tuvalet kagidi olursak iste o zaman *oku yedik".

Kéan aRs
08-28-2007, 09:14 PM
KANKALAR BURADA BİRAZDA FIKRA PAYLAŞALIM DERİM BEN İLK BENDEN OLSUN KATILIMLARINIZI BEKLİYORUM

KÜÇÜK BOB
George Bush bir ilkokulu ziyaret eder. Cocuklara:
- Sorusu olan var mi? der. ve kücük Bob sözü alir.
- Benim üc sorum olucak:
1- Secimlerde daha az oy almaniza ragmen nasil olduda Baskan oldunuz?
2- Hiroshima'ya atilan atom bombasi sizce dünyanin en büyük terör faaliyeti
degilmidir?
3- Hicbir neden yokken neden Irak'a saldirmak istiyorsunuz? Aniden zil calar
ve cocuklar tenefüsse cikarlar. Cocuklar geri döndügünde bu sefer sözü kücük
Tom alir. Benim bes sorum olacak:
1- Secimlerde daha az oy almaniza ragmen nasil olduda Baskan oldunuz?
2- Hiroshima'ya atilan atom bombasi sizce dünyanin en büyük terör faaliyeti
degilmidir?
3- Hicbir neden yokken neden Irak'a saldirmak istiyorsunuz?
4- Bugün neden zil 30 dakika erken caldi?
5- Bob nerede?

Kéan aRs
08-28-2007, 09:14 PM
Eğer bir berber bir hata yaparsa, bu yeni bir tarzdır...
• Eğer bir şoför bir hata yaparsa, bu bir kazadır...
• Eğer bir doktor bir hata yaparsa, bu bir müdahaledir...
• Eğer bir mühendis bir hata yaparsa, bu yeni bir atılımdır...
• Eğer ebeveynler bir hata yaparsa, bu yeni bir kuşaktır...
• Eğer bir politikacı bir hata yaparsa, bu yeni bir hukuk kuralıdır...
• Eğer bir bilim adamı bir hata yaparsa, bu yeni bir keşiftir...
• Eğer bir terzi bir hata yaparsa, bu yeni bir modadır...
• Eğer bir öğretmen bir hata yaparsa, bu yeni bir teoridir...
• Eğer bir patron bir hata yaparsa, bu bizim hatamızdır...
• Eğer bir personel bir hata yaparsa, bu bir "HATA" dır

Kéan aRs
08-28-2007, 09:14 PM
Birgün ac bir tilki ormanda dolasırken birde ne görsün: agacın dalına baglanmıs bi ceylan pudu. tilki actır ama bir düsünür lan der bunu niye assınlar buraya. agacın etrafını dolanmaya baslar bakarki ipin ucu bombaya baglıdır. tilki agacın karsısına gecer ve uzanır aradan biraz zaman gecer kurt gelir bakarki dalda ceylan pudu karsısında tilki uzanmıs yatıyo kurt sorar:
tilki kardes karsında asılı pud duruyo sen burda uzanmıs yatıyosun ne is demis.
tilki:
yasorma ben orucluyum demis.
kurt:
sen orucluysam bari eti ben yiyeyim der. ete atlaması ile bombanın patlaması bir olur kurt az ilerde kanlar icinde kalır. bunu gören tilki hemen kalkar ve eti yemeye baslar. kurt kafasını kaldırır ve tilkinin eti yedigini görür
kurt:
lan serefsiz hani orucluydun der tilkiye.
tilki:
biraz önce top patladı duymadın mı der.
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 09:14 PM
Gözleri kör yanlız ve yoksul bir Kayserili kırlarda başıboş dolanırken
bastonuna değen sihirli lambayı alıp içinden cini çıkarmayı başarmış.

Bu isten hayli bıktığı belli olan Cin Kayseriliye şöyle bir baktıktan sonra;

- "Senin hayli isteğin vardır; simdi sen gözlerin açılsın istersin, zenginlik
dilersin, evlenmeği arzularsın, ama uğraşamam. Sadece bir dileğini
yerine getireceğim. İyi düşün ve ne isteyeceksen iste." demiş.
Kayserili biraz düşündükten sonra dileğini söylemiş;

- "Çocuğumun saatlerce altınlarımı saymasını görmek istiyorum"

Kéan aRs
08-28-2007, 09:14 PM
Bana komik geldi sizinle paylaşmak istedim eğer kurallara aykırıysa operatör arkadaşlar tarafından silinsin lütfen.

Sultan en güvendiği adamını Arabistan'a hünkar göndermiş. Hünkar, Arabistan'da gezerken bakmış, araplar entari giyorlar ama altlarına don giymiyorlar. Bir rüzgar estimi, manzara felaket! Haber salmış, altına don giymeyenler kadı huzuruna çıkartılıp, hapsedilecek. Aradan günler geçmiş Arabın bir tanesi don giymemiş ve ilk rüzgarda olay farkedilmiş. Kadı huzuruna çıkartmışlar. Kadı sormuş; -"Adın?" -"Aptülmecit" -"Baba adın?" -"Aptülleziz" -"Evli misin? -"5 tane karım var!" -"Kaç çocuğun var? -"Ilkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden 13, beşincisinden 18 tane." Kadı kararını vermiş ve söylemiş: -"Aptulleziz oğlu, Apdülmecit'in, don giymeye vakti olmadığından beraatine karar verilmiştir!"

birtane daha

Temel 70 yaşına gelmiş Fadime ile akşam evde otururken içi gıcıklanmış, Fadime ' ye seslenmiş - Fadime suyu koy, olmazsa çay yaparız...

Kéan aRs
08-28-2007, 09:15 PM
10 tane zenci bir geziye çıkmışlar. gezerlerken sihirli bir lamba bulmuşlar. ellerine aldıklarında parlatalım derken içinden kocamaaaaan bi cin çıkmış. cin hepsine teker teker soruyormuş, 1 dilek hakkınız var, diyeyin hemen yerine getireyim demiş. birinci zenciye sormuş, o da beni beyaz insan yap demiş, cin hemen zenciyi beyaz ve yakışıklı bir insana çevirmiş. bu arada onuncu zenci gülmeye başlamış. diğerleri bir anlam verememiş tabii buna. 2. zenciye sormuş cin, o da beyaz ve yakışıklı bi beyaz olmak istiyorum demiş ve cin hemen o zencinin de dileğini yerine getirmiş ve 2. zenci de çok yakışıklı bir beyaz insan olmuş. 10. zenci daha da çok gülmeye başlamış. 3.,4.,5., derken hepsi teker teker beyaz ve yakışıklı birer insan haline gelmişler. bu arada 10. zenci gülmekten ölecek kadar çok gülüyormuş. sıra 10. zenciye gelmiş ve cin sormuş, dileğin nedir? 10. zenci cevap vermiş, HEPSİNİ ZENCİ YAP!

Kéan aRs
08-28-2007, 09:15 PM
Donald Ramsfeld ölmüş ve cennete gitmiş. Aziz Peter'in
karşısında cennetin kapsında dururken arkasında saatlerle dolu çok büyük bir kapı gömüş ve sormuş:

"Bu saatler ne böyle?"

Aziz Peter cevap vermiş:

"Bunlar yalan saatleri. Dünyadaki herkesin bir yalan saati vardir. Her yalan söyleyişinde saatteki ibre hareket eder."

Ramsfeld:

"O, peki bu kimin saati?"

"Bu Azize Teresa'nın saati.. İbre hiç bir zaman oynamadı, yani hiç yalan söylememiş.

"İnanılmaz" demiş Ramsfeld. "Peki bu kimin saati?"

Aziz Peter cevap vermiş:

"Bu Abraham Lincoln'un saati. İbre iki kez hareket etti, yani Abraham tüm yaşamında sadece iki kez yalan söyledi."

En sonunda Ramsfeld dayanamamış ve sormuş:

"Peki Bush'un saati nerede??"

"Bush'un saati İsa'nın ofisinde, İsa onu vantilatör olarak kullanıyor.."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:15 PM
Ali isminde bir adam olum doseginde karisina :
- "Karicigim, ben olmek uzereyim. Tanriya dua ettim, eger karim ben oldukten sonra bir erkekle yatarsa ahirette kendi etrafimda bir kez donecegim.
Eger benim obur duyada rahat etmemi istiyorsan lutfen benden sonra hic bir erkekle yatma olur mu?" Kadin:
-"Kocacigim o nasil soz, tabii ki sana oldukten sonra da sadik kalacagim", der ve Ali olur. Yillar sonra kadin da olur ve obur dunyaya gider kocasini aramaya baslar. Kapidaki gorevliye sorar:
-"Kocami ariyorum ismi Ali",
Gorevli:
- "Hangi Ali? hanimefendi, burda milyonlarca Ali var." Kadin:
- "Arasira kendi etrafinda bir kez donen birisidir." Gorevli:
- "Ha, sen topac Aliyi ariyorsun, az ileride."


Temel bi gun otobanda, Anadol marka arabasiyla gidiyormus. Aksilik bu ya; arabanin arizalanacagi tutmus. Ne yapsin ? Caresizce cekmis emniyet seridine ve beklemeye baslamis.Epey bi sure bekledikten sonra gurultuyle, bir arabanin hemen yaninda durdugunu gormus. Son model bir FERRARI ve icinde grand tuvalet, kara gunes gozluklu,saclari joleli,trasli ve kisacasi varlikli ve cok zengin oldugu her halinden belli olan bi adam hafifce egilerek seslenmis;
- Hemserim ! istersen otobanin sonuna kadar seni yedege alip cekiim.!
Temel caresiz, elbette kabul etmis.Baglantilari yapmislar ve son kontrolleri de yaptiktan sonra zengin surucu;
-Arkadas bak, ben de hiz hastaligi vardir,eger dalginlikla hizimi arttirirsam sen arkadan selektor yaparsin ben de yavaslarim olur mu? demis. Temel buna anlam verememis ama yinede Peki ! demis.
Nihayet yola koyulmuslar.Onde FERRARI ve arkasinda ANADOL bir sure sakince yol almislar. Ama bi sure sonra da Temel adamin neden bahsettigini anlamis. 60 km/h.....80km/h.....120km/h.....150km/h derken Temel bakmis olacak gibi degil. Direksiyon zangirdamaya motordan boguk sesler gelmeye baslayinca Hemen hatirlamis ve ondeki surucuye selektor yapmaya baslamis. Selektoru farkeden surucu de durumu anlayip yavaslamis. 150km/h....120km/h.....60km/h. Ancak gel zaman git zaman bi sure sonra ondeki surucu yine kendini kaptirip hizlnmaya baslayinca Temel bu sefer atik davranmis ve malum. Bu olay birkac defa daha tekerrur etmis. Uzun bir sure sakince yol almislar.Ta ki buyuk bir gurultuyle Temelin yanindan gecip ondeki FERRARI`nin yanina yanasan son model LAMBORGINI`nin soforu FERRARI`nin soforune kapkara gozluklerinin uzerinden bakip;
-Kapisalim mi Moruk! 140 km ilerideki benzinciye son varan ilk gelenin deposunu fuller. Ne dersin ?
FERRARI`nin surucusu;
-Pekala, paralari hazirla. Cunki kaybeden sen olacaksin....demis ve baslamislar yarisa ; 80 km/h.... 120km/h..... 200km/h.... 280km/h....
Tam bu sirada helikopter ile otobanin uzerinde trafik denetleme devriyesi gorevini yapmakta olan Dursun durumu farkeder ve eline telsizi alarak su mesaji gecer...
-Alo...Alo.. Breykk...Ucan Hamsi`den tum ekiplere...
Su anda otoyolun 85. mevkiinde seyir halinde olan uc araba otoban emniyetini bozacak sekilde asiri hiz yapii... Arabalari tanimliyorum...
FERRARI-LAMBORGINI-ANADOL....
FERRARI ile LAMBORGINI kapışii, Arkadan ANADOL gecmek icin yol istii.

Kéan aRs
08-28-2007, 09:15 PM
1998 yilinda Avrupada bir kentte feministler toplantisi yapilmis her ülkeden
konusmacilar katilmis.belirli kararlar alindiktan sonra diger toplantida
bulusmak için karar alinmis ve toplanti sona ermis.1999 yilinda feministler
yinebir araya gelmisler.ve konusmacilar konusmaya baslamis1ar.
Konusmaci Alman bayan baslamis anlatmaya :
-Geçen sene aldigimiz kararlar neticesinde eve gittim kocama dedim ki :
-Bundan sonra bulasiklari ben yikamiyorum al kendi bulasigini kendin yika
dedim 1.gün bisey görmedim 2.gün bisey görmedim 3. gün bi baktim hem benim
bulasiklarimi yikiyor hemde kendi bulasiklarini yikiyor o günden beri çok
mutluyuz.
2. konusmaci ingiliz bayan anlatmaya baslamis kararlarimizi aynen bende
uyguladim eve gittigimde kocama dedim ki :
-Bundan sonra çamasirlarini yikamiyorum kendi çamasirlarini kendin
yikayacaksin.1. gün bisey görmedim 2. gün bisey görmedim 3. gün bi baktim
hem benim çamasirlarimi yikiyor hemde kendi çamasirlarini yikiyor. O günden
beri çok mutluyuz demis
3. konusmaci Türkiye den baslamis anlatmaya bende geçen sene aldigimiz
kararlari aynen uyguladimo gün eve gittim kocama dedim ki :
-Bundan sonra yemek yapmiyorum kendi yemegini kendin yapacaksin dedim1. gün
bisey görmedim 2. gün bisey görmedim 3. gün sol gözüm biraz açilir gibi oldu
görmeye basladim, demis.

Kéan aRs
08-28-2007, 09:15 PM
Adam doktora gitmiş , "DOKTOR BEY KALBİM ÇOK HIZLI ATIYOR" demiş...

-Doktor ;"Atmaması lâzım" demiş. Bunun üzerine adam koşa koşa

-Eczaneye gidip sizde "At maması var mı"??? diye sormuş .......

-Eczacı; "At maması bizde olmaz karşıdaki veterinere sorcaksınız..."

-Bunun üzerine adam veteriner den 5 kutu At maması alıp beş ay kullanmış......

-Sonuç süper.Beş ay sonra şikayeti yeniden başlamış Vetenire gidip At maması
istemiş........................

-Veteriner; "maalesef bizde kalmadı" demiş...Bunun üzerine

-Adam panik halinde doktora giderek "Doktor bey , at maması bitmiş " diye
yakınmış................................

-Doktor cevap vermiş "Bitmemesi lâzım"...................

Kéan aRs
08-28-2007, 09:16 PM
Ünlü siyasilerimizden ECEVİT ve DEMİREL gün gelir rahmetli olurlar . Öbür dünyada bunları cehenneme gödermeye karar vermişler . Ceza olarak ise Demirelin yanına Safiye Aylayı Ecevitin yanına is Sharon Stone verilip bir hücreye kapatmışlar . Demirel bunu görünce bağırmaya başlamış . Ecevitin günahı daha çok bana niye safiye ayla ona niye sharon stone diye isyan ediyomuş . Oradan zebaninin biri sus lan demiş o Ecevitin cezası değil Sharon stone' un cezası demiş .


Marilyn Monroe ahıret gününde Allah'ın huzuruna çıkmis.
Allah :
-Senin yerin cehennem, demiş.
Marilyn :
-Nasıl olur, benim orada vücudum bozulur, hayranlarım benden nefret eder, demiş.Bunun üzerine bir test yapılması kararı alınmış.
Cebrail :
-Bak, demiş.Çırılçıplak bu koridordan aklına kötü birşey getirmeden geçersen cennete ulaşırsın.Ama aklına kötu birşey getirirsen ayaklarının altıı acılır cehenneme düşersin.
Neyse Marilyn soyunup yurumeye başlamış.İki üç adım atmışki küüüüt diye bir ses duyulmuş.Büyük bir korkuyla arkasına dönen Marilyn Cebraili yerinde görememiş.

Kéan aRs
08-28-2007, 09:16 PM
Akhilleus kanka, bu da senin için (ingilizce ya!)

Hitler and Stalin sit in a bar. This guy walks in and asks the
barman.
"Isn't that Hitler and Stalin?" And the barman says "Yep, thatsthem"
So the guy walks over and says: "Hallo, what are u guys doing?"
And Hitler says:"We're planning world war 3" And the guy says:
"Really? What's going to happen?" And Hitler says:" Well, we're going to
kill 14 million jews this time and one bicycle repairman." And the guy
asks:"A bicycle repairman???!" So Hitler turns to Stalin and
says:"See, told you no-one would worry about the 14 million jews!"

Kéan aRs
08-28-2007, 09:16 PM
temel evde fadimenin az duymasından şikayetçiymiş ertesi gün doktora kendisi gitmiş ve doktora:
-doktor bey fadime beni duymuyor demiş
doktor:
-eve gidince fadimeye en uzaktan başla birşey sor, duymazsa üç adım at yine sor. duyuncaya kadar devam et bakalım ne kadar az duyuyor.
temel eve girince ilk adımda fadimeyi mutfakta görmüş ve başlamış salondan:
-fadime kariciğum baa ne pişiriysun?
yanıt yok! üç adım atar..
yanıt yok! tekrar üç adım atar..
en sonunda yanına kadar gelir halen duymaz. bu sefer kulağına seslenir:
-fadime kariciğum baa ne pişiriysun?
fadime kızgın bağırarak:
-kapıyı açtığından beridir hamsili pilav diyrum saa! saa ne oliy. sağirmisun?
__________________

Kéan aRs
08-28-2007, 09:17 PM
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında,
- "Şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi." demişler...
Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve,
- "Buyrun beyler, yiyiniz." demişler...
Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, ötekisi araya girmiş,
- "Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor!

Kéan aRs
08-28-2007, 09:17 PM
bu da benden ama benim ki gerçekPolislerden Yol Durumu

Aksam gazetesi 21 Subat 2003-
Polis frekansini dinleyen bir hanim okuyucu tarafindan iletilmistir::!!!

ZEMIN KURU....!!!
Olay polis merkezi gezici ekiplerinden mevki ve yol durumu hakkinda
bilgi almaktadir:
- 5945 merkez: hava yagisli, zemin kuru, yolda kalan arac yok.
- Merkez 5945: hava yagisli ise zemin nasil kuru oluyor?
- 5945 merkez: anaonsu yaparken tunelden geciyorduk da....

Kéan aRs
08-28-2007, 09:18 PM
18 yaşındaki kız, annesine iki aydır adet görmediğini söyler. Annesi, çok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider ve sonuçlar kızın hamile olduğunu gösterir.

Anne çıldırmıştır,bağırır çağırır ve "bunu yapan hangi domuz,bilmek istiyorum" der. Kız telefon açar ve yarım saat içinde bir Ferrari evin önünde durur, içinden hafif kırlaşmış saçları ve çok pahalı bir elbisenin içinde manyak yakışıklı biri iner ve kapıdan içeri girer. Anne baba ve kızla beraber otururlar. Herif, "kızınız durumu anlattı" der "kişisel durumumdan dolayı kızınızla evlenemem" der, "ancak tüm sorumluluğu alıyorum" der.

Eğer bir kız çocuğu doğarsa; Annesine bir ev,bir yazlık villa ve 1milyon dolarlık bir banka hesabı, Eğer bir erkek çocuk olursa; Birkaç fabrika ve bir milyon dolarlık bir hesap,Eğer ikiz doğarsa; Her ikisine de 500 bin dolarlık hesap ve birer fabrika vereceğim, der.Ancak düşük olursa....

O zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostça adamın omuzuna koyar ve " o zaman tekrar denersiniz evladım" der.

Kéan aRs
08-28-2007, 09:18 PM
Delikanli sevgilisini aksam eve birakir.Evin önünde masum bir
> >fisiltidan sonra ateslenir.Bir elini duvara dayiyarak "Beni bir
> >öpermisin".. Kiz:"********* evin önünde annemler görür" der..
> >Erkek:"Ne olacak canim bu saatte kim görecek, ne olur seni cok
> >seviyorum. ..
> >Kiz:"Ben de seni ama olmaz..."
> >Erkek cok atesli tabi devamli israr eder. Bir ara aniden
> >merdivenlerin isigi yanar ve kizin kücük kiz kardesi belirir.
> >Kücük kiz: "Babam diyor ki öpecekse öpsün, gerekirse ben
> >öpecekmisim, o da olmazsa kendisi gelecekmis ama o hayvan oglu
> >hayvana söyle elini diyafon dügmesinden ceksin dedi"

Kéan aRs
08-28-2007, 09:18 PM
5 DOLAR

New York`tan Los Angeles`e giden uçakta cingöz bir avukat ile sarışın bir hanım yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem de hoşca vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor:
-Size bir soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim.
Ve ilk soruyu soruyor:
-Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır?
Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama uzatmış.
Soru sorma sırası sarışına gelmiş:
-Tepeye 3 ayakla tırmanıp 4 ayakla asağı inen şey nedir?
Adam dakikalarca düşünmüş. Yanıtı bulamamış... Cuzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış. Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş:
-Cevap ne?
Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 dolar çıkarıp adama uzatmış...

Kéan aRs
08-28-2007, 09:18 PM
10..9..8..7..

Adamın biri doktora gitmiş.Doktor muayene etmiş ve bizimki sormuş:
-"Ne oldu doktor bey? Ne kadar ömrüm kaldı?" Doktor cevaplamış:
-"10" Bizimki de
-"Ne 10'u doktor bey, gün mü, ay mı sene mi?" Doktor:
-"9, 8, 7, 6...."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:18 PM
25 SENT (Temel fıkraları)

Temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı..Pastacı çıraklığı ile alışdığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye'nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı.. Bir gün karısına "Paraları mezara götürecek halimiz yok. Kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim" dedi.."Bizim oradaki hemşerilerle konuştum... Herseyi iyice öğrendim. Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar yeter.. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar..."Temel, neyi var, neyin yok sattı. Paralarını dolara çevirdi. Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına aldı. Uçağa bindi.. Los Angeles'e uçtular birgün... Uçsuz bucaksız Nevada çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. Las Vegasa zorunlu iniş yapmak zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri" Buranın en lüks otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu kentin Las Vegas olduğunu unutmayın. Kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza.." derler.. "Kumar mı" dedi, Temel, karısına.."Kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı... Allah göstermesin.." Ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi.Temel herşeyini rulet masasında biraktı. Rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bi 25 sentlik sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. Temelin başına gelenleri anlamıştı.
Temel"çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim" dedi. Kartı aldı, cebine attı.. Tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi, rahatladı..Çıktı..Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına, Tek Kollu Canavar çıktı.Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ...Alet boşaldı adeta.. Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. Bunlari fişe çevirdi, rulet masasına döndü..Gerisi peri masalı.. İki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu. İki ay sonra yeni Kalifornıyalı Temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı.Parası da vardı. Bir pastane açtı. Pastaları öylesine tutuldu ki, önce Los Angele'e, sonra Kaliforniya'ya, sonrada tüm Amerika'ya yayıldı,Temel Pastaneleri... Bir kaç yıl sonra, Temel, Amerika'nın en zengin adamları arasına girdi. Temel Pastaneleri'nin onuncu yılı dolayısı ile büyük bir gece düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü konuklar bir araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konusma yapmak için kürsüye çıktı.. Tüm başına gelenleri anlattı..
"Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse Amerika'daki her taşın altına bakacağım.." Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... Adı, adresi sizde olmalı zaten.." "Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi temel.. "Ben,tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!.."
25 SENT (Temel fıkraları)

Kéan aRs
08-28-2007, 09:19 PM
Temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı..Pastacı çıraklığı ile alışdığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye'nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı.. Bir gün karısına "Paraları mezara götürecek halimiz yok. Kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim" dedi.."Bizim oradaki hemşerilerle konuştum... Herseyi iyice öğrendim. Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar yeter.. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar..."Temel, neyi var, neyin yok sattı. Paralarını dolara çevirdi. Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına aldı. Uçağa bindi.. Los Angeles'e uçtular birgün... Uçsuz bucaksız Nevada çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. Las Vegasa zorunlu iniş yapmak zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri" Buranın en lüks otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu kentin Las Vegas olduğunu unutmayın. Kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza.." derler.. "Kumar mı" dedi, Temel, karısına.."Kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı... Allah göstermesin.." Ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi.Temel herşeyini rulet masasında biraktı. Rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bi 25 sentlik sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. Temelin başına gelenleri anlamıştı.
Temel"çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim" dedi. Kartı aldı, cebine attı.. Tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi, rahatladı..Çıktı..Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına, Tek Kollu Canavar çıktı.Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ...Alet boşaldı adeta.. Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. Bunlari fişe çevirdi, rulet masasına döndü..Gerisi peri masalı.. İki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu. İki ay sonra yeni Kalifornıyalı Temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı.Parası da vardı. Bir pastane açtı. Pastaları öylesine tutuldu ki, önce Los Angele'e, sonra Kaliforniya'ya, sonrada tüm Amerika'ya yayıldı,Temel Pastaneleri... Bir kaç yıl sonra, Temel, Amerika'nın en zengin adamları arasına girdi. Temel Pastaneleri'nin onuncu yılı dolayısı ile büyük bir gece düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü konuklar bir araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konusma yapmak için kürsüye çıktı.. Tüm başına gelenleri anlattı..
"Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse Amerika'daki her taşın altına bakacağım.." Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... Adı, adresi sizde olmalı zaten.." "Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi temel.. "Ben,tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!.."
25 SENT (Temel fıkraları)

Kéan aRs
08-28-2007, 09:19 PM
Temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı..Pastacı çıraklığı ile alışdığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye'nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı.. Bir gün karısına "Paraları mezara götürecek halimiz yok. Kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim" dedi.."Bizim oradaki hemşerilerle konuştum... Herseyi iyice öğrendim. Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar yeter.. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar..."Temel, neyi var, neyin yok sattı. Paralarını dolara çevirdi. Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına aldı. Uçağa bindi.. Los Angeles'e uçtular birgün... Uçsuz bucaksız Nevada çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. Las Vegasa zorunlu iniş yapmak zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri" Buranın en lüks otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu kentin Las Vegas olduğunu unutmayın. Kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza.." derler.. "Kumar mı" dedi, Temel, karısına.."Kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı... Allah göstermesin.." Ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi.Temel herşeyini rulet masasında biraktı. Rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bi 25 sentlik sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. Temelin başına gelenleri anlamıştı.
Temel"çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim" dedi. Kartı aldı, cebine attı.. Tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi, rahatladı..Çıktı..Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına, Tek Kollu Canavar çıktı.Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ...Alet boşaldı adeta.. Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. Bunlari fişe çevirdi, rulet masasına döndü..Gerisi peri masalı.. İki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu. İki ay sonra yeni Kalifornıyalı Temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı.Parası da vardı. Bir pastane açtı. Pastaları öylesine tutuldu ki, önce Los Angele'e, sonra Kaliforniya'ya, sonrada tüm Amerika'ya yayıldı,Temel Pastaneleri... Bir kaç yıl sonra, Temel, Amerika'nın en zengin adamları arasına girdi. Temel Pastaneleri'nin onuncu yılı dolayısı ile büyük bir gece düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü konuklar bir araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konusma yapmak için kürsüye çıktı.. Tüm başına gelenleri anlattı..
"Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse Amerika'daki her taşın altına bakacağım.." Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... Adı, adresi sizde olmalı zaten.." "Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi temel.. "Ben,tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!.."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:19 PM
30 YIL (Genel fıkraları)

40 yaşlarındaki kadın kalp krizi nedeniyle hastaneye yatırılmıştı.Kendinden geçmis durumdaydı. Doktorlar kurtarmak için çilgınlar gibi uğraşıyordu..Tam bu sırada Tanrı kadına göründü.
-"Yanına geliyorum Tanrım," diye inledi kadın.
-"Hayır," diye cevap geldi yücelerden,"daha önünde 35 yıl, 2 ay, 8 gün var..."
Kadın nihayet kendine gelmişti. Doktorlar mutluydu. Kadın daha da mutluydu.
Biraz iyileşince kesenin ağzını açtı.
Yüzünü gerdirdi.Liposuction yaptırdı.Göğüserini silikonla dikleşirildi.Kadının ısrarlarına dayanamayan hastane yönetimi bir kuaförün gelip saçlarını platine boyamasına izin vermişti.Artık bomba gibiydi kadın. Kendini çok iyi hissediyordu.
Hayatının kalan bölümünü mutlu bir biçimde geçirmeye hazırdı.Nihayet taburcu oldu.
Dışarıya çıkıp temiz havayı içine çekti.
Taksiye binmek üzere caddenin karşısına geçerken bir ambulans çarptı kadına.
Vahimdi durumu. Derin karanlığa doğru kayarken sordu:
-"Ulu Tanrım, sen her şeyi daha iyi bilirsin, ama hani önümde daha 35 yıl vardı?"
Tanrı'nin cevabı şöyle oldu:
-"Tanıyamadım..."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:19 PM
99 ASLAN (Av/Spor fıkraları)

Avcının biri palavra sıkıyormuş..
-"Geçen yaz Afrika'da 99 aslan vurdum.." Arkadaşı dayanamamış,
-"100 de şuna bari" demiş. Avcı da

-"Bir aslan için yalan mı söyliycem sana" demiş.

Kéan aRs
08-28-2007, 09:20 PM
ACEMİ (Av/Spor fıkraları)

Avcılar aralarına yeni katılan acemi avcıyı sınamak isterler ve ellerinde bulunan; av kuşları ile ilgili kitabı çıkartıp bir sayfa açarlar.Bu sayfada bulunan kuşun gövdesini kapatıp bacaklarını acemi avcıya gösterirler, cevap alamayınca diğer resme geçerler...Ondan da cevap alamazlar ve birkaç resimden sonra alaylı biçimde
-"Senin iyi bir avcı olman için daha çok çalışman lazım" deyince,acemi olan avcı mahçup ve üzgün olarak aralarından ayrılırken, diğer arkadaşlardan biri

-"Arkadaşım senin adın neydi?" deyince acemi avcı paçalarını sıvayıp bacaklarını gösterir..

Kéan aRs
08-28-2007, 09:20 PM
AH OĞLUM (Okul fıkraları)

Kimya dersinde öğretmen, elindeki metal parayı gösterdi:
-Şimdi bu beşyüzlüğü asite batırıyorum. Ne dersiniz eriyecek mi?
Nuri parmak kaldırıp cevapladı:
-Erimez, öğretmenim:
-Evet erimez, neden erimez?
-Eriyecek olsa asite atmazdınız da ondan...

Kéan aRs
08-28-2007, 09:20 PM
AKILA BAK (Deli fıkraları)

Adamın biri otomobiliyle tam tımarhanenin önünden geçerken birden lastiklerden biri fırlamış..Adamcağız arabayı zor zar durdurmuş,gidip lastiği getirmiş ama bijonları bulamamış..Ne yapacağını kara kara düşünürken pencerede onu seyretmekte olan bir deli akıl vermiş;
"-Her lastikten bir bijon sök te öyle tak..Seni tamirciye kadar idare eder"..
Adam şaşkın;
"-Arkadaş bu zekayla senin orada ne işin var"? Deli;
"-Ben deliyim ahbap,aptal değil"..

Kéan aRs
08-28-2007, 09:20 PM
AKILLANDIM (Evlilik/Flört fıkraları)

Düğünden sonra kayınpederi Temel'e:
-Biliyorum şimdiye kadar bir sürü aptallıklar yaptın, umarım artık akıllanmışsındır.
-Söz veriyorum babacığım, bu son aptallığımdır.

Kéan aRs
08-28-2007, 09:21 PM
AKILLI (Deli fıkraları)

Bir gün deli hastahanesinin doktoru hastalarına
"burnun nerede,gözün nerede"diye sorular soruyormuş.
Hepsi de yanlış cevap veriyormuş.
Ama bir hasta hepsini bilmiş.
Doktor da "sen çok akıllısın artık burada durmana gerek kalmadı demiş.
Hasta da sevinçle dizini göstererek
"buna kafa derler kafa"

Kéan aRs
08-28-2007, 09:21 PM
ALIK TUTUYORUM (Deli fıkraları)

Deli duvara oturmuş.Elindeki oltanın ucu sokağa sarkmış....
Yoldan geçen soruyor;
- Orada balık mı tutuyorsun sen?
- Hayır alık tutuyorum.
- Tutabildin mi bari ?
- çook ... Seninle 23 oldu !

Kéan aRs
08-28-2007, 09:22 PM
ALIŞKANLIK (Doktor fıkraları)

Doktor, hastasını uyarmış :
-Bakın, sonra söylemediydi demeyin, bu uyku haplarına devam edecek olursanız, sizde alışkanlık yaratır.
Hasta bilgiç bilgiç gülümsemiş :
-Sen ne diyorsun Doktor Bey! Ben bu hapları evelallah yirmi yıldır alırım, henüz alışkanlık yaptığını görmedim daha!

Kéan aRs
08-28-2007, 09:24 PM
AMİN (Genel fıkraları)

Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan'a gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinal'e götürürler. Adam ısrar eder.
- Sizinle değil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum.
Sonunda adamı Papa'nın huzuruna çıkarırlar. Ama adamın ne istediğini merak eden Kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler.
İçeride sesler yukselmiştir.
Adam : - 1 milyar dolar.
Papa : - Olmaz
- 2 milyar dolar.
- Hayır.
- 5 milyar dolar.
- Hayır.
Adam kapıyı çarpar, hışımla uzaklaşırken Kardinaller içeri koşuşur.
- Sayın Papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. Düşünün bu para ile kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. Parayı niçin kabul etmediniz ?
- Ne yani ? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mı deseydik ?

Kéan aRs
08-28-2007, 09:24 PM
ANAM BABAM (Asker fıkraları)

Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayatim var.
-Söyle.
-Mehmet onbaşı beni döğdi.
-Git, ben onun cezasını veririm.
-Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi.
-Anladım, git cezasını veririm.
-Anama babama laf etti.
-Git cezasını veririz dedik ya.
-Benim anam da yohtur, babam da yohtur.
-Allah rahmet eylesin.Benim de öyle.Sen git anladım.
-Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti , babama da laf etti.Anam da yohtur, babam da yohtur.Anam da sensin, babam da sensin.
Yüzbaşı :
-Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi.

Kéan aRs
08-28-2007, 09:24 PM
ANCAK BULMUŞ (Doktor fıkraları)

Doktor telefonda yakaladigi hastasına:
- Tahliller belli oldu, demiş, sana bir kötü, bir daha kötü haberim var.
- Nedir kötü haber?
- Maalesef 1 günlük ömrünüz kaldı.
- Peki daha kötü haber nedir?
- Size 24 saattir ulaşmaya çalışıyorum, ancak buldum...

Kéan aRs
08-28-2007, 09:24 PM
ANDREA DORİA (Asker fıkraları)

Osmanlı donanmasıyla Venedik donanması arasında savaş çıkmış. Venedik donanmasının komutanı Andrea Doria imiş. Gözcü Osmanlı donanmasının yaklaştığını fark edince hemen Andrea
Doria'ya haber vermiş:

-Osmanlı yaklaşıyoor.

Andrea Doria sormuş:
-Kaç gemi var?

Gözcü:
-10-20 kadar.

Komutan hemen emir erini çağırmış:
Oğlum bana hemen kırmızı gömleğimi getir.

Emir eri şaşırmış:
- Niçin komutanım?

Andrea Doria:
- Savaşırken yaralanacağız. Kan izi belli olmasın ve de askerlerin cesareti kırılmasın diye... Bu arada gözcüden yine ses gelmiş:
-Efendim 50 kadar oldular.

Andrea Doria heyecanlanmış ve emir erine tekrar seslenmiş:
-Gömleği boş ver. Sen bana kahverengi pantolonumu getir..

Kéan aRs
08-28-2007, 09:25 PM
ANNENİZ NE DİYOR ? (Asker fıkraları)

Çok genç bir İngiliz subayı, general olan babasının yanında yaverdi, yaşlı bir albaya emri iletmekle görevlendirildi
-Babam birliğinizi şu karşıki tepenin yamaçlarına çekmenizi söylüyor, efendim, dedi.
Yüzü moraran albay da şöyle dedi :
-Demek öyle söylüyor!Peki anneniz ne diyor?!...

Kéan aRs
08-28-2007, 09:25 PM
ECZACI BABA
Kız erkek arkadaşını arayıp akşam yemeğe davet etmiş. Hem ailesiyle tanıştıracak, hem de ailesi dışarı çıktıktan sonra erkek arkadaşıyla birlikte olacakmış. Çocuk kız arkadaşının evine gitmeden önce bir eczaneye uğrar. Eczacıya: - "Bana prezervatif verir misiniz?", der; eczacı da ne yapacağını sorar. Çocuk da kız arkadaşının evine gideceğini, kızın ailesi gittikten sonra birlikte olacaklarını söyler. Akşam yemek yemek için masaya otururlar. Yemekten önce dua edilir herkes yemeğe başlar ama çocuk hala dua ediyordur. Kız çocuğa, "ben senin bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum", der. Çocuk da kıza: - "Ben de senin babanın eczacı olduğunu bilmiyordum!!!"

Kéan aRs
08-28-2007, 09:25 PM
Bir İngiliz doktor diyor ki : Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz.

Alman doktor diyor ki : Bu hiç birşey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada şavaşa hazır hale getiririz.

Amerikalı doktor da diyor ki ; Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldık ve beyazsaraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor.

Kéan aRs
08-28-2007, 09:33 PM
ZENGİN OLMAK…*



İki fakülte arkadaşı yıllar sonra sokakta karşılaşır, biri diğerini eve yemeğe davet eder..



-Oğlum bu ne ev böyle be, su salonun büyüklüğüne bak! Nereden buldun bu kadar parayı birader? Duvarlarda nadide tablolar..



- Gel göstereyim, gel şu pencerenin önüne.. Şuradaki otoyolu görüyor musun?



- Evet.


- 20 milyon dolar tuttu, 25 milyon dolara fatura ettik, farkı cebe indirdik.



İki yıl sonra iki arkadaş yine karşılaşır...



-Gel bu sefer ben seni davet edeyim, bize gidelim..



- Yuh! Şuraya bak..Vay anam vay! Oğlum sen bizim eve saray diyordun bu ne böyle. Bizimki bunun yanında müştemilat olmaz valla, saray asıl burası.



- Gel nasıl yaptığımı sana göstereyim, geç şu pencerenin önüne, bak şurada otoyolu görüyor musun?



-Hayır!



-İşte böyle!...

Kéan aRs
08-28-2007, 09:33 PM
Sarisin bir yildiz adayi, ustu acik kirmizi arabasini
gecenin bir vakti iyice tenhalasmis ve loslasmis
Hollywood Bulvarı 'nda hizla surerken trafik polisi cevirir:
-"Hanimefendi, ehliyetiniz lutfen.."
-"Ehliyet nedir, afedersiniz?."
-"Kredi karti buyuklugunde bir karttir,hanimefendi.Uzerinde resminiz vardir."
Yildiz adayi cuzdanini cikarir, icinden bir yigin kart dokulur. Uzerinde resmi olani bulup, uzatir.
Polis "Tesekkur ederim" der ve "Simdi de ruhsatiniz
lutfen.."
Sarisin mahcup mahcup sorar gene..
"Ruhsat nedir?.."
"O da deyim yerinde ise arabanizin kimlik kartidir.
Genelde torpido gozunde durur" der sabirla polis..
Sarisin torpido gozune uzanip ruhsatini polise uzatir.
Polis ehliyet ve ruhsati inceler. Ikisi de mukemmeldir.
Gorunurde her sey normaldi ama ortada da bir gariplik vardir.
"Bir dakika lutfen" der sarisina ve motosikletinin yanina
gidip, telsizle merkezdeki nobetci arkadasini arar.
Merkezdeki
sorar:
"Kadin sarisin mi?.."
"Evet!.."
"Mavi gozlu mu?.."
"Evet!.."
"Super mini mi giyiyor?.."
"Evet.."
"Gogusleri kazagindan firliyor mu?."
"Evet.."
"O zaman hemen arabanin yanina git ve
fermuarini indir." "Ne cildirdin mi sen?.. Ben bunu nasil yaparim!" der
trafik polisi. "Sen git dedigimi yap!"
Trafik polisi sarisinin yanina gelir,
arkadasinin dedigini
yapar. Sarisin:
-"Neee?" diye bagirir... "Gene mi alkol muayenesi..."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:33 PM
Huriye, Nuriye ve Düriye 75-80 yaslarinda, çok eski üç arkadastir. Bir gün Huriye Nuriye'ye telefon eder ve Düriye'ye
gitmeye karar verirler ve giderler. Biraz muhabbetten sonra Düriye kahve yapar ve içerler. Biraz sonra Düriye yine :
-"Ay kusura bakmayin unuttum, birer kahve yapayim da içelim" der. Huriye ve Nuriye birsey demezler ve içerler.
Aradan biraz zaman geçer.Düriye yine : ''Size bir kahve bile yapmadim hemen yapayimda içelim" der ve yapar getirir. Bizimkilerde yine itiraz yok. Aksama dogru Huriye ve Nuriye kalkarlar, yola düserler. Yolda bastonlari ile yavas yavas yürürken aralarinda su konusma geçer;
Huriye :-"Kiz Nuriye, gördün mü Düriye'yi..!!! Ne kadar pinti olmus. Bize bir kahve bile ikram etmedi"
Nuriye :-"Kiizzz Düriye'yi ne zaman gördün??"

Kéan aRs
08-28-2007, 09:33 PM
ATEIST bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafindaki güzelliklere bakiyormus. "Evrim ne güzellikler yaratiyor!" diye düsünüp mest oluyormus. Birden arkasinda kocaman bir ayi belirmis ve onu kovalamaya baslamis. Adam bütün gücüyle kaciyormus ama her arkasina bakista ayinin daha yaklasmis oldugunu farkediyormus. Dakikalarca süren bir kacisin sonunda adamin ayagi yerdeki dala takilmis, ayi adamin üzerine atlamis, pencesini kaldirmis. Tam vurmaya hazirlanirken adam; "TANRIM!!!" diye bagirmis. Bir anda zaman durmus, ayi donmus, ormandaki nehir bile akmaz olmus. Bir anda orman kararmis ve gökyüzünden bir isik hüzmesi adamin üzerine parlamis. Cok derinden gelen ilahi bir ses adama: "Yillarca bana inanmadin, yaratilisi kozmik bir kazaya bagladin,sana bu durumda yardim etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulummu saymaliyim?"demis. Adam utanc icinde: "Biliyorum bunca yildan sonra dindar biri olmayi istemem haksizlik,ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demis. Ses: "Peki." diye karsilik vermis ve isik kaybolmus. Nehir tekrar akmaya baslamis. Hersey eski haline dönmüs.Ayi pencesini indirmis, iki pencesini de göge dogru cevirmis, ve konusmaya baslamis: "Tanrim, senin rizkinla orucumu aciyorum,hamdolsun verdigin nimetlere."

Kéan aRs
08-28-2007, 09:34 PM
>Einstein ölünce öteki tarafta sorgu melekleri
>sinavdan geçirip, dünya
>defterini okumuslar. Üstad, insanliga olan
>katkilarindan dolayi cennete
>gitmeye hak kazanmis. Eisnstein'i büyük bir kapidan
>içeri büyük bir
>bahçeye
>getirmisler. Burasi cennetmis. Triplex bir villa
>ve etrafi çiçeklerle
>kapli bir bahçe vermisler.Einstein,sevinçle
>yerlesmis ve yasamaya
>baslamis.Bir gece geç saatlerde purosunu tüttürüp
>kitap okurken
>kapisi çalmis. Einstein merakla kapiyi açinca
>karsisinda bir adam görmüs.
>adam: -"Benim IQ'um 180" demis Einstein çok sevinmis
>ve hemen
>adama,-"gel içeri seninle Quantum fizigi,
>izafiye teorisi biraz da
>felsefe
>konusalim" demis. Adami 7 gün 7 gece misafir etmis.
>Bir süresonra
>yine bir aksam kapi çalinmis. Yine bir adam: -
>"Benim IQ'um 90" demis.
>Einstein; -"Gel seninle siyaset ve ekonomi
>konusalim" diye iceri almis
>adami.Adam 7 gün 7 gece kalmis villada. Aradan yine
>vakit geçmis ve
>bir gece vakti kapi çalinmis. Yine bir adam:
>-"Benim IQ'um 15" demis.
>Einstein bakmis bakmis - "Buyur içeri, konugum
>ol"demis. "Seninle
>de Galatasarayı
>konusuruz".

Kéan aRs
08-30-2007, 01:35 PM
Baba çocuðuna :
"Oðlum, Atatürk senin yaþýndayken sýnýfýnýn birincisiydi." demiþ.
Çocuk da babasýna :
"Senin yaþýndayken de Cumhurbaskanýydý."

Kéan aRs
08-30-2007, 01:36 PM
Temel Anadolu Lisesi sınavına hazırlanmakta olan oğlu Dursun'a sormuş:
- Söyle pakayum Tursun, su kaç terecede kaynayi?
Dursun biraz düşündükten sonra yanıtlamış:
- Toksan terecede...
Bunun üzerine Temel oğluna yeni birşey öğretme hazzıyla düzeltmiş cevabı:
- Pilemedun, toksan terecede tik açı kaynayi...

Kéan aRs
08-30-2007, 01:36 PM
Dört universite ogrencisi sabahleyin uyanamayarak matematik finalini
kacirirlar, sinav ertesinde hocalarini yakalayip, zarzor bindikleri arabanin lastigi patladigi icin sinavi kacirdiklarina ikna ederler.
Kadın, yalvarmalarina dayanamayarak, bu dört arkadasa sinavi 3 gun
sonra yapacagini soyler.
Sinav gunu geldiginde, matematik hocasi bizim dortluyu sinifin dört kosesine oturtur. Finali gecmek icin de en az 50 almak lazimdir, sinavda da 5 soru vardir. Sayfanin onundeki 4 matematik sorusu basit sorulardir ve her biri 10 puanliktir.
Kagidin arkasindaki soru ise 60 puanliktir ve de soru aynen şoyledir

Kéan aRs
08-30-2007, 01:37 PM
Temel Anadolu Lisesi sınavına hazırlanmakta olan oğlu Dursun'a sormuş:
- Söyle pakayum Tursun, su kaç terecede kaynayi?
Dursun biraz düşündükten sonra yanıtlamış:
- Toksan terecede...
Bunun üzerine Temel oğluna yeni birşey öğretme hazzıyla düzeltmiş cevabı:
- Pilemedun, toksan terecede tik açı kaynayi....

Kéan aRs
08-30-2007, 01:38 PM
Dört universite ogrencisi sabahleyin uyanamayarak matematik finalini
kacirirlar, sinav ertesinde hocalarini yakalayip, zarzor bindikleri arabanin lastigi patladigi icin sinavi kacirdiklarina ikna ederler.
Kadın, yalvarmalarina dayanamayarak, bu dört arkadasa sinavi 3 gun
sonra yapacagini soyler.
Sinav gunu geldiginde, matematik hocasi bizim dortluyu sinifin dört kosesine oturtur. Finali gecmek icin de en az 50 almak lazimdir, sinavda da 5 soru vardir. Sayfanin onundeki 4 matematik sorusu basit sorulardir ve her biri 10 puanliktir.
Kagidin arkasindaki soru ise 60 puanliktir ve de soru aynen şoyledir .

Kéan aRs
08-30-2007, 01:39 PM
Sultan en güvendiği adamını Arabistan a hünkar göndermiş.
Hünkar, Arabistan da gezerken bakmış, Araplar entari giyiyorlar ama alta donları yok. Bir rüzgar esti mi, manzara felaket! Haber salmış, altına don giymeyenler kadı huzuruna çıkartılıp, hapsedilecek. Aradan günler geçmiş Arabın bir tanesi don giymemiş ve ilk rüzgarda olay fark edilmiş. Kadı huzuruna çıkartmışlar. Kadı sormuş:

- Adı
- Aptülmecit
- Baba adın?
- Aptülleziz
- Evli misin?
- 5 tane karım var!
- Kaç çocuğun var?
- İlkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden13, beşincisinden 18 tane.

Kadı kararını vermiş ve söylemiş: - Aptülleziz oğlu,Abdülmecit’in,don giymeye vakti olmadığından beraatine karar verilmiştir!

Kéan aRs
08-30-2007, 01:39 PM
Köyün ağasının oğlu komşu köyün ağasının kızına sevdalanır.
Oğlanın babası, amcaları toparlanıp komşu ağanın kızını istemeye giderler. Karşılama faslından sonra pazarlık başlar. Kızın babası aç gözlü olduğu gibi kızı vermeye de pek niyeti yoktur. işi yokuşa sürmeye başlar..
- 5 inek, 1 boğa isterim . karşı taraf kızı almaya kararlıdır.
- Veririz ağam .
- 100 baş koyun isterim .
- Veririz ağam .
- Dere boyundaki 5 tarlanızdan birini isterim .
- Veririz ağam .
Kızın babası iyice bastırır;
- 6 metre altın kordon isterim .
Oğlan tarafı birbirine bakar;
- Onu da veririz ağam .
Kızın babası kendince son darbeyi vurur;
- Damatta 30 santimlik alet isterim deyince oğlanın babası, amcaları yerlerinde şöyle bir kımıldanıp birbirlerine bakıp kaş göz ederler. Oglanın babası derin bir nefes alıp cevabı yapıştırır;
- kestiririz be ağam ...

Kéan aRs
08-30-2007, 01:39 PM
Hitler savaşta 3 tane esir alır.

Biri İngiliz, biri Fıransız ve biri de Yahudi....

Esirlere der ki sizlere soru soracağım, cevabı bileni serbest bırakacağım der ve ilk soruyu İngilize sorar......

Söyle bakalım Titanik kaç yılında battı?

İngiliz cevap veririr....1912

Aferin bildin serbestsin, gidebilirsin...

İkinci soruyu Fransıza sorar..

Titanikte kaç kişi öldü? 1050

Aferin bildin serbestsin...

Yağudiye döner,

Say lan ölenlerin isimlerini............

Kéan aRs
08-30-2007, 01:40 PM
Temel askerligini yunan sınırında yapıyormuş.

Temel'in canı çok sıkılıyormuş.

Yunan'a bir ıslık çalmış elleriyle "Havacı mısın?" işareti yapmış,Yunan aldırmamış.

Bir ıslık çalmış elleriyle "Karacı mısın?" işareti yapmış, Yunan aldırmamış.

Bir ıslık daha çalmış "Denizci misin?" anlamında yüzme işareti yapmış, yunan aldırmamış.

Bir ıslık daha çalmış. El haraketi yaparak "Topçu musun?" demiş, yunan aldırmamış.

Bir ıslık daha çalmış "Gözcü müsün?" anlamında dürbün işareti yapmış, yunan aldırmamış.

Nöbetler degişmiş sıra yine Temel'le Yunan'a gelmiş.

Yunan'a hadi sınıra git demişler yunan da:

- "Ben oraya gitmem. Orada bir deli türk askeri var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir koyacam gözlerin fırlayacak diyor.."

Kéan aRs
08-30-2007, 01:40 PM
Temel'i amerikada trafik polisi yapmışlar. Güya mesai bitimine kadar ceza yazma zorunluluğu varmış. Mesai neredeyse bitmek üzeredir ama Temel Hiç ceza yazamamıştır.
Tam paydos etmek üzereyken karşıdan bisiklete binmiş bir papaz gelir. Temel:
-Dur ceza yazacağım.
Papaz:
-Bana ceza yazamazsın ben kilise papazıyım
der.
Temel:
-Papaz olsan ne olur ''lan'' ceza yazacağum
Papaz yine :
-Bana ceza yazamazsın çünkü benim sağ omuzumda meryem ana sol omuzumda Hz.İsa var.
Ceza yazmak için bahane arayan temel ;
- ''Şimdi çıranı yaktım üç kişi bir bisiklete biniyorsun''

Kéan aRs
08-30-2007, 01:40 PM
Yine Temel Amerika'da otobüs şöförü olmuş . Yolculuktan önce Amerikanlar zenci-beyaz tartışması yapıyorlarmış. Beyazlar :'' Biz beyazız siz siyahisiniz onun için biz önde oturacağız'' derler. Zencilerde eşitlik var deyip aynen karşılık verirler.
Tartışmadan bunalan temel :
''Yeter kavga etmeyin hepiniz benim için yeşilsiniz,koyu yeşiller arkaya!''

Kéan aRs
08-30-2007, 01:40 PM
Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir.Amerikalılar anlatmaya başlar;

-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 mt aşağı indik ve telefon kabloları bulduk.Demek ki atalarımız asırlar önce telefon kullanmıslar.

Sıra Türkiye'ye gelir ve Temel başlar anlatmaya;

-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 mt aşağıya indik ama birşet bulamadık.

Demek ki atalarımız telsiz telefon kullanmışlar.

Kéan aRs
08-30-2007, 01:41 PM
Adam bara girer ve barmene:
-Ekmek var mı?
-Yok.
-Ekmek var mı?
-Yok.
-Ekmek var mı?
-Yok.
-Ekmek var mı?
-Yok dedik ya
-Ekmek var mı?
-Eğer bir daha sorarsan seni duvara çivilerim.
-Çivi var mı?
-Yok.
-Ekmek var mı?

Kéan aRs
08-30-2007, 01:41 PM
Temel, karısı Fadime ile dargındı. Ayrı odalarda yatıp, kalkıyor, konuşmak gerektiğinde de karşılıklı yazışarak anlaşmaya çalışıyorlardı.
Bir akşam Fadime yatmak üzereyken dolabın yanında bir pusula buldu. Üzerinde şöyle yazıyordu.
- "Sabah beni beşte uyandıraysun !.."
Ertesi sabah sekizde uyanan Temel yanındaki masada şu pusulayı buldu.
- "Temel, hadi kalk! Saat beşe celeyi !.. "

Kéan aRs
08-30-2007, 01:41 PM
Aynı köylü iki arkadaş imam hatipte okuyorlar. Karne zamanı gelmiş ve birinin karneyi almadan köyüne gitmesi gerekiyor. Geride kalan arkadaşından köye gelirken kendi karnesinide almasını rica ediyor.
ve diyorki " Kardeş bizimkilerin yanında eğer karnemde zayıf varsa direk söyleme kızarlar. Bir zayıfım varsa Osmanın selamı var de ben anlarım. İki zayıf olursa Ebu bekirin selamı var de. Olmazya eğer 3 zayıf varsa Osman , ebu bekir , ömerin selamı var dersin"

Aradan zaman geçer ve arkadaşı karneyle birlikte köye döner.

- " Eeee kardeş kimlerin selamını getirdin?
- " Valla arkadaşım Ümmeti Muhammed'(sav)in selamı var sana

Kéan aRs
08-30-2007, 01:41 PM
Tıka basa dolu bir arabaya binmeye çalışan adam, yolcular tarafından dışarı atılır. Adam ısrar edince yolcular:
-"Yer yok kardeşim" derler.
Adam isyan eder.
-Benim bu arabaya binmem gerek.
Yolcular daha da hiddetlenerek,
-"Senin ne özelliğin var kardeşim?" deyince,
Adam:
-" Ben bu arabanın şoförüyüm" der.

Kéan aRs
08-30-2007, 01:41 PM
Öğretmen yazılı yoklama yapacaktır.

*- Kalk bakalım kızım adın ne?
*- Kevser Hocam
*- Hımmm. Güzel. Oku bakalım kevser suresini o zaman
Arkadaş okuyamaz . ve alıp oturur sıfırı
*- Oğlum sen kalk bakiim adın ne?
*- Fatih hocam.
*- Güzel oku bakalım Fatihayı o zaman
Bu arkadaşlarınında sıfırı alıp oturmasıyla sınıftaki öğrenciler iyice tırmıştır.
*- Olum kalk ayağa söyle bakalım adın ne?
*- Şeeey hocam.. Kem küm
*- Oğlum bi adın yokmu senin söylesene
*- Hocam benim adım yasin ama arkadaşlar aralarında suphaneke der bana

Kéan aRs
08-30-2007, 01:42 PM
jet imam..

bir ramazan günü futbol takımında bir grup imama gelip
'' aman imam efendi, maça geç kalıcaz teraviyide kılmak istiyoruz ne yapsak demişler''

imamda..

'' ben namazı hızlı kıldırırım '' demiş

ilk 8 rekatı gerekten hızlı kıldırmış..ama sonrasında yavaşlamış..

haliyle geç kalmış futbolcular..namazdan sonra imama gelip.
'' ne oldu hocam ne güzel hızlı gidiyodun ''

imam..^

'' hiç sormayın radara yakandım, cemaatin içinde ilçe MÜFTÜSÜ vardı'' demiş

Kéan aRs
08-30-2007, 01:42 PM
KENDİMİZE UYARLADIM
Mehmet Bey(BAKAL) 97'sinde. Ferhat Bey(TOSUN) ise 93'üne erişmiş. Yıllardır dostlukları devam etmekte. Bir gün mehmet ,ferhat'in evinde yemeğe davet edilmiş.
Mehmet'in Dikkatini çekmiş, ferhat karısına hitap ederken "gülüm", "hayatim", "balım", "tatlım', "şekerim", "sevgilim", "rûhum", gibi laflar kullanıyor.
Bir ara karısı mutfaktayken yine, "bir tanem, nerelerdesin, yemeğin soğuyacak" demiş. Mehmet dayanamamış:
-Yahu dikkat ediyorum, karına ne iltifatlı laflar ediyorsun... ballar, şekerler... Bunca seneden sonra olacak şey değil, bravo sana, demiş.
Bizim ferhat şöyle bir arkasını dönüp karısının hâlâ mutfakta olduğundan emin olduktan sonra:
-Sorma kanka demiş. Ne balı şekeri, 10 yıl oluyor bizim hâtunun adını unuttum. Bir türlü çıkaramıyorum.

Kéan aRs
08-30-2007, 01:42 PM
Kamuflaj
Askerde kamuflaj dersi veriliyor.Boş bir oda ve içinde sadece bir çuval.Askerlere bu tip bir mekanda nasıl kamufle olurlar dıye soruyorlar.Ve askerlerı teker teker odaya alıyorlar.Komutan odaya giriyor ve çuvala vuruyor.. Hav hav hav. Komutan aferin diyor köpek çuvalı.Diğeri giriyor.Komutan odaya girip çuvala vuruyor, miyav miyav.. Komutan yine beğeniyor.. Böyle on onbeş çuval geziyor. Hepsi çok iyi taklit yapıyorlar... Enson odaya tekrar giriyor.çuvala vuruyor ses yok... Daha sert vuruyor gene ses yok, tekme, tokat, tahta, tüfek, ses yok... Askerlere emir veriyor iyicene tekmeleyin... Beş dakika sonra da ince, bitkin bir ses: "Patateeeeeees da Patateeeeeees!!!"

Kéan aRs
08-30-2007, 01:42 PM
bunlarda fıkra değil ama idare edin işte:..:::::::: anne kızını över.....Kızımı ne doktorlar, ne mühendisler istedi. Bizde baktık evde kalacak,size verelim dedik, berber bey oğlum!..
spiker hava durumunu sunar...Avrupadan gelen soğuk hava dalgası, ülkemizi etkisi altına aldı.. Yok abi, Avrupa bizi sevmiyor işte, kabul edelim artık!..
bufeciden nasihat....Sigaraya ayrı, içkiye ayrı paramı veriyorsun. Tütün kolonyası iç...

Kéan aRs
08-30-2007, 01:43 PM
Kamyon Şoförü
Bir kamyon şoförü 30 kişiyi ezerek öldürmüş. Mahkemeye çıkmış. Hakim sormuş,anlat bakalım nasıl oldu. Şoför anlatmaya başlamış. Kamyonla yokuştan aşağı inerken arabamın fireni patladı benimde durmam için sağa veya sola çarpmam gerekiyordu. Sağ tarafta küçük çocuk, soltarafta da 30 kişi vardı. Bende sağ tarafa çarpmaya karar verdim demiş.Hakim de sinirlenerek sormuş. E o zaman nasıl 30 kişiyi ezdin. Kamyon şoförüde: ben ne yapayım çocuk birden bire karşıya geçti demiş.

Kéan aRs
08-30-2007, 01:43 PM
Iki sevgili bir agacin golgesinde otururlar.Delikanlinin tatli sozleri arasinda bir ara kiz sevgilisinin kulagina fisildar :
-Sevgilim sana apandist ameliyati oldugum yeri gostereyim.
Delikanlinin gozleri parlar.
-Goster canim goster.
Kiz eliyle uzak bir yeri gostererek :
-Bak su ilerde gorunen sari bina var ya, onun ucuncu kati....

Kéan aRs
08-30-2007, 01:43 PM
Meslek
Birinci sınıfa başlayan çocuklara öğretmen, babalarının mesleklerini soruyordu :
-Söyle bakalım Tuna, baban ne iş yapıyor? Tuna :
-Otobüsleri kaldırıyor efendim, dedi. Bir sıra önde oturan bir çocuk yanındaki arkadaşına yavaşça sordu:
-Pekiyi anlayamadım, neymiş babası? Arkadaşı büyük bir saflıkla cevap verdi:
-Vinç miş, vinç!

Ayakkabı
Bir Kırşehirli ayakkabı almak için mağazaya gitmiş. Denediği ve beğendiği ayakkabılardan birisinin ayağını sıktığını söylemiş. Mağaza sahibi de 'Bir hafta sonra açılır' demiş. Kırşehirli, 'İyi o zaman, ben bir hafta sonra gelip alayım' demiş.