Tam Sürümü Görüntüle : fıkralara devamm
Sayfa :
1
2
3
4
5
[
6]
7
8
9
10
11
12
GhencThurk
10-05-2007, 11:33 PM
Yanlış
Öğretmen, sınıfta Leyla`ya sordu:
- Eğer ben gitmişim dersem, bu yanlış olur neden?
- Çünkü hala burdasınız öğretmenim!..
GhencThurk
10-05-2007, 11:33 PM
Dil Bilgisi
Dilbilgisi dersinde Karadenizli öğretmen, Erzurumlu öğrencisini sözlüye kaldırıp sormuş:
- Bakmak fiilinin çekiminu yap bakalım...
Erzurumlu öğrenci hemen atlamış:
- Bakirem, bakirsen, bakir..
Öğretmen, öğrencisinin bu cevabı karşısında onu azarlamış:
- Uy diluni eşekarisu soksun. Öyle mi denur daa! Onun aslı pöyledir: Pakayrum, pakaysun, pakay...
GhencThurk
10-05-2007, 11:33 PM
Eve Gel Demiş
Ali Can okula gitmiş, derse başlamışlar. Öğretmen:
- Kim cennete gitmek ister? demiş.
Can hariç herkes parmak kaldırmış. Öğretmen Can`a sormuş:
- Can sen cennete gitmek istemiyor musun?
- Ama öğretmenim ya annem kızarsa.
- Niye kızsın oğlum, boşu boşuna. Ayrıca herkes cennete gitmek ister.
- Ama hocam, annem dedi ki: "Okuldan çıkınca hemen eve gel."
GhencThurk
10-05-2007, 11:34 PM
Ona Kadar Saymak
Günlerden bir gün baba oğlunu alıp karşısına oturtur, der ki;
- Oğlum iki senedir, okula gidip geliyorsun, sadece ona kadar sayabiliyorsun.
Ne olacaksın sen bu gidişle bilmem...
Çocuk babasına gülümseyerek:
- Babacığım, merak etme, ben boks hakemi olmaya karar verdin, der.
GhencThurk
10-05-2007, 11:34 PM
Kim Daha Zeki
Küçük Temel`le arkadaşları sınıfta aralarında kim daha zeki diye tartışıyorlarmış
Küçük Temel:
- Ben çok zekiyimdir, üç aylıkken yürümeye başlamışım, demiş.
Oradan Dursun hemen atlar:
- Sen habuna zeka mi deyisun. Haçan ben üç yaşına kadar kendumi kucakta taşitmişum.
GhencThurk
10-05-2007, 11:34 PM
Sayılar Yalan Söylemez Mi?
Öğretmen matematik dersinde öğrencilerine sordu:
- Çocuklar sayılar asla yalan söylemez. Örneğin bir adam bir tarlayı on günde sürerse, on adam bir günde sürebilir.
Buna benzer bir örnekte siz verin bakalım!
Öğrencilerden birisi gülerek cevap verdi.
- Örneğin bir vapur Atlantik Okyanusunu altı günde geçerse, yüz kırk dört vapur bir saatte geçer...
GhencThurk
10-05-2007, 11:34 PM
Siz Babamı Bilmiyorsunuz
Öğretmen, matematik sözlüsünde Oğuz`u tahtaya kaldırıp sordu:
- Oğuz, babandan yüzde 10 faizle 200 milyon borç para alsam, yıl sonunda kendisine kaç para vermem gerekir?
Oğuz hemen cevap verdi:
- 400 milyon lira.
- Nasıl olur oğlum, sen hiç hesap bilmiyor musun?
- Bilmesine biliyorum ama, siz benim babamın ne büyük faizci olduğunu bilmiyorsunuz.
GhencThurk
10-05-2007, 11:35 PM
Doğum
İlkokulda üç çocuk bebeklerin nasıl dünyaya geldiklerini konuşuyormuş.
Dursun:
- Bizim ailede hep leylekler getirir.
Fadime:
- Bizde hep cül bahçesinde bulunur.
Temel:
- Biz façiruz, bizde hep pepekleri annem kendisi yapayi.
GhencThurk
10-05-2007, 11:35 PM
Özenti
Temel`in çocuğunu sokakta ders çalışırken görenler, Temel`e nedenini sormuşlar.
Temel`in cevabı hazır:
- Herkes çocuğunu dışarda okutayi.
GhencThurk
10-05-2007, 11:35 PM
Bush ve Şoförü
George W. Bush şoförüyle bir kır gezisine çıkar. Arabayla giderken bir tavuğu ezerler. Meseleyi tavuğun sahibi olan çiftçiye kim anlatacak diye düşünürken Bush âlicenap bir tavırla şoförüne şöyle der:
"Bana bırak. Ben Dünya'nın en güçlü adamıyım. Çiftçi bana muhakkak anlayış gösterecektir." Bush çiftçinin evine girer ve bir dakika sonra da nefes nefese koşarak geri döner.
Göz morarmış, surat dagılmış haldedir. Şoförüne "Çabuk toz olalım burdan!" der.
Aksilik bu ya, arabayla daha 20 metre gitmeden bu defa da orada gezen bir domuzu ezerler. Bush korkulu gözlerle şoförüne bakar ve "Şimdi adama gidip söyleme sırası sende!" der.
Şoför çiftliğe gider. Bush da arabada bekler. 10 dakika, 20 dakika 30 dakika derken....Şoför bir saat sonra sarkı söyleyerek, gülerek, cepleri para dolu ve kolunda irice bir meyve sepeti ile geri gelir.
Bush şaşkın bir halde sorar: "Çiftçiye ne dedin ki bu kadar ikrama boğdu seni?" "Valla ben de anlamadım" der Şoför. "Ben ona sadece şöyle dedim:
Iyi günler. Ben George Bush'un şoförüyüm. Domuz öldü!
GhencThurk
10-05-2007, 11:36 PM
Bob Nerde
George Bush bir ilkokulu ziyaret eder. Çocuklara:
- Sorusu olan var mı? der. Ve kücük Bob sözü alir.
- Benim üç sorum olacak:
1- Seçimlerde daha az oy almanıza ragmen nasıl oldu da Başkan oldunuz?
2- Hiroshima'ya atılan atom bombasi sizce dünyanin en büyük terör faaliyeti değil midir?
3- Hiçbir neden yokken neden Irak'a saldırmak istiyorsunuz?
Aniden zil çalar ve çocuklar tenefüsse çıkarlar. Çocuklar geri döndügünde bu sefer sözü küçük
Tom alır. Benim beş sorum olacak:
1- Seçimlerde daha az oy almanıza rağmen nasıl oldu da Başkan oldunuz?
2- Hiroshima'ya atılan atom bombası sizce dünyanın en büyük terör faaliyeti değil midir?
3- Hiçbir neden yokken neden Irak'a saldırmak istiyorsunuz?
4- Bugün neden zil 30 dakika erken çaldı?
5- Bob nerede?
Kayseriye Liman
Mecliste Kayseri Milletvekilinin hafif yollu şekerlediği bir sırada Trabzon Milletvekili konuşmasını yapıyormuş. Kayserili vekil, uyanmış ki Trabzonlu vekil kürsüden Trabzon’a bir şeylerin yapılmasını istiyormuş. Bizimki ne istediğini anlayamadığı için sıkıntıya girmiş. Trabzon’a bir şey yapılacaksa Kayseri’ye de yapılmalı diye düşünmüş. Söz alıp:
- Sayın vekilin Trabzon’a yapılacaklar hususundaki açıklamalarını takdirle karşılıyoruz, lakin bu konuda Kayseri’nin de ihmal edilmemesini istiyoruz. Mecliste bir gülüşmedir başlamış. Vekil şaşırmış, ne oluyor gibisinden bakınırken Meclis Başkanının sesi duyulmuş:
- Sayın vekil, Kayseri’ye denizi getirdiğiniz gün söz veriyoruz, Kayseri’ye de bir liman yapılacaktır.
GhencThurk
10-05-2007, 11:36 PM
Şart midur
Bir gün Temelle Dursun otururlarken Temel Dursun'a;
-"Ula usagum ben politikaci olacagum." demis
Dursun Temel'e dönüp;
-"Sen delimusun ki politikaci olacaksun.."
Temel Dursun a dönüp:
-"Şart midur??"
GhencThurk
10-05-2007, 11:36 PM
Yalan
Bir otobus dolusu politikacı seçim kampanyası için Teksas'ta dolaşıyorlardı. Otobus buyuk bir çiftliğin yanından geçerken, otobus şöförunun dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçtu.
Çiftci kosarak geldi. Gece kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetleri gommeye başladı.
Ertesi sabah, şerif soruşturma için çiftliğe geldi. Ciftciye Sordu:
-"Otobusdeki bütün polikitacıları gömdün demek... Hepside ölüydü, eminsin değil mi?"
Çiftci cevap verdi:
-"Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz.. Nasıl yalan soylerler."
GhencThurk
10-05-2007, 11:37 PM
Temel Millet Vekili
birgün bizim temel millet vekilleri ile uçağa biner başlarlar birşey sallamaya birinci millet vekili şurdan on milyon atsam biri bulur ve bir kişiyi sevindiririm ikinci millet vekili ben yirmi milyon atsam iki kişi bulur ve ikikişiyi sevindirimiş olurum üçüncü dördüncü derken hepsi birşey sallar sıra temele gelir temel düşünür ve ULAN BEN BURDAN HEPİNİZİ ATSAM YETMİŞ MİLYON SEVİNİR NEDİYORSUNUZ LAN
GhencThurk
10-05-2007, 11:37 PM
Kullanılmıyan Kalp
Kati yürekliligiyle ünlü sadrazam pasadan söz ediliyordu. Pasa hastalanmis,
o sirada yanlarinda bulunan ünlü bir doktor kendisini tedavi etmisti.
Içlerinden biri doktora sordu :
- Simdi nasil?
- Iyilesiyor. Masallah, kalbi, yirmi yasinda bir gencin kalbi gibi.
Konusmalari dinleyen Tevfik Fikret kis kis güldü :
- Elbette öyle olacak. O kadar az kullanildi ki...
GhencThurk
10-05-2007, 11:37 PM
Komünist Bayrağı
Rus devlet başkanı Brejnev Amerika'yı ziyaret ettiğinde Ford'un davetlisi olarak Beyaz sarayda davet edilmişti. Ziyaretin ertesi sabahı Ford Brejnev'e geceyi nasıl geçirdiğini sordu: Çok iyi uyudum ve ilginç bir rüya gördüm.
- Yaa ne gördünüz?
- Beyaz sarayda komünist bayrağının dalgalandığını gördüm.
Brejnev'in bu cevabına Ford karşılık vermedi. Bir yıl sonra Ford'da Rusya'ya ziyarete gitti. Sabah olunca Brejnev ona nasıl uyuduğunu sordu. Ford: İyi uyudum ve ilginç bir rüya gördüm.
- Ne gördünüz?
- Kremlin'de komünist bayrağı dalgalanıyordu.
Brejnev pek memnun olmuştu. Ford devam etti:
- Ama bayrakta acaip yazılar vardı.
- Ne yazıyordu ne yazıyordu?
- Vallahi okuyamadım zira yazılar Çince idi
GhencThurk
10-05-2007, 11:38 PM
Karın mı Devletin mi?
Birgün bir amerikalı milletvekilini bir odaya almışlar ve sormuşlar:
'-karınmı yoksa devletinmi.'
amerikalı düşünmeden cevaplamış:
'-devletim.'
ordakiler:
'-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.'
adam sıkılmış terlemiş ve sonunda dayanamıyarak:
'-yapamayacağım.' demiş.
daha sonra bir türk milletvekilini
aynı odaya almışlar.aynı soruyu sormuşlar:
'-karınmı yoksa milletinmi?'.
millet vekili hiç düşünmeden:
'-devletim' demiş
'-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.'
odadan önce bir silah sesi sonra bir cam sesi gelmiş.çıkınca sormuşlar:
'-ne oldu.'
'-sizin verdiğiniz silah kurusıkı çıktı bende karıyı camdan aşağı attım.
GhencThurk
10-05-2007, 11:38 PM
Ege
Sayin Cumhurbaskanımız Suleyman Demirel'in sair bir tarihte duzenlediği bir basın toplantısından aynen aktarıyorum,
-Ege bir yunan gölü deeldir.
-Ege bir Turk gölü de deeldir.
-Binanaleyhh Ege bir göl deeldir..
GhencThurk
10-05-2007, 11:38 PM
İlk cerrah;
"Ben" demiş "Muhasebecileri, hesap uzmanlarını ameliyat etmeyi
severim. İçlerini açtığım zaman her şey numaralıdır, iş kolay olur"
GhencThurk
10-05-2007, 11:38 PM
İkincisi;
"Doğru ama" demiş "Elektrikçilerin, elektronikçilerin ameliyatı daha
kolay olur. Her şey ayrı, ayrı renktedir"
GhencThurk
10-05-2007, 11:39 PM
Üçüncü cerrah;
"Siz bir de kütüphanecileri, arşivcileri görün. Her sey alfabetik
sıradadır, onun için onların ameliyatı çok kolay olur"
GhencThurk
10-05-2007, 11:39 PM
Sonuncu cerrah;
"Arkadaşlar" demiş "Siz her halde hiç politikacıyı ameliyat etmediniz. Onların kalbi, yürekleri yoktur. İçleri bomboştur.
Beyinleri de öyle.
GhencThurk
10-05-2007, 11:39 PM
İhbar Sırası
Sovyetler Birliği'nin ayakta olduğu dönemler. KGB'ye ihbar geliyor:
-"Komşum Salamon bir haindir. Devletten elmaslarını saklamak için onu odunluktaki odunların içlerine gizledi."
KGB anında baskın düzenliyor, bütün odunları kırıyor, ama ihbar yanlış, bir tek elmas bulamıyorlar. Salamon'un gözünü korkutup gidiyorlar. Gece geç vakit, Salamon'un telefonu çalıyor:
-"Salamon? Ben Moiz. KGB baskın yaptı mı?"
-"Evet."
-"Kışlık odunlarını kırdı mı?"
-"Evet."
-"Tamam. O zaman ihbar sırası sen de. Ön bahçenin çapalanması gerekiyor..
GhencThurk
10-05-2007, 11:40 PM
Kavga Edicez
Dağistanlılar kavga etmeyi çok severlermiş. Bir gün rusun biri Dağistanlının arabasına çarpar. İçinden 3 Dağistanlı çıkar ve adama:
-"Kavga edecez" der.
Rus:
-"Abi affet özür diliyorum"
-"Yok biz kavga edecez"
-"Abi polis çağıralım hata kiminse ödesin"
-"Yok kavga edecez"
-"Tamam abi ben sizin hasarı ödiyim kavga etmeyelim"
-"Yok baba biz kavga edecez"
-"Abi ben sizin hasarı ödiyim alın araba da sizin olsun"
-"Mümkün değil kavga edecez"
-"Abi tamam ama böyle kavga olur mu, 3 e 1 olmaz valla"
Ve Dağistanlı lideri yanındaki arkadaşına döner ve:
-"Geç lan karşıya kavga edecez.."
GhencThurk
10-05-2007, 11:40 PM
İşte Politika Budur
politikaBir bürokrat yoksul bir adamı ziyarete gitmiş demiş ki: "senin
oğlana bir eş bulalım, zamanı geldi artık."
Adam: "ben hayatımda oğlumun işine karışmadım." demiş.
Bürokrat: " ama demiş bu kız Rahmi Koç'un kızı" deyince
Adam: "a aaa ..tamam o zaman" demiş ve durumu kabul etmiş"
Sonra bizim bürokrat Rahmi Koç'un evine gitmiş: " kızınız için harika bir
koca adayı buldum" demiş.
Rahmi Koç şaşırarak: " ama benim kızım daha çok küçük" diye itiraz etmiş.
Bürokrat: " ama bu genç adam DÜNYA BANKASI'nda başkan yardımcısı" deyince.
kızın babası: " a aaa... tamam o zaman" diyerek duruma hemen razı
oluvermiş.
Sonunda bizim bürokrat DÜNYA BANKASI başkanını ziyarete gitmiş ve demiş ki:
"başkanım, size harika bir başkan yardımcısı adayı buldum"
Başkan: " iyi ama benim zaten ihtiyacımdan fazla yardımcım var" deyince
Bürokrat: ama bu Rahmi Koç'un damadı" demiş.
Başkan da " a aaaa...tamam o zaman" demiş.
İşte politika budur...
GhencThurk
10-05-2007, 11:41 PM
Kahverengi
Osmanlı döneminde Osmanlı ve Bizanslılar savaş yaparlar. Bizans donanmasının komutanı Aptülkadir. Osmanlı donanmasında Osman Paşa vardır. Bizans savaşa 10 gemiyle katılır. Aptülkadir'in yaveri Ziyakadir bağırır:
-Paşam, paşam, Osmanlı donanması 3 gemiyle geliyor. Aptulkadir:
-Yaver, kırmızı gömleği at aşağıya. Yaralandığım zaman askerlerimin morali bozulmasın.
Gömleği giyer ve yaver bağırır:
-Paşam, paşam, Osmanlı donanmasının 3 geisinin yanında 30 gemisi daha geliyor.
-Yaver, kahverengi pantalonumu getirin...
Temsilci
Parti başkanı Temel, seçimde Cemal'i aday listesine koyunca, partililer itiraz etmiş,
-O üçkağıtçının biridir.
-Memleketde o kadar çok varki, Cemal'de onlari temsil etsun..
GhencThurk
10-05-2007, 11:42 PM
Geçmiş Olsun
Atatürk, yurdumuzu ziyaret etmekte olan Yugoslav kralı Aleksandr ile İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda konuşurken konuk kral:
-Ekselans, biz Türkleri çok severiz. Sevgimiz o kadar çok ki, vaktiyle Birinci Cihan Harbi'nin sonunda Lloyd George Batı Anadolu'yu Yunanistan'a teklif etmeden evvel bize teklif etmişti. Fakat biz Yugoslavlar, Türkleri çok sevdiğimiz için Lloyd George'un bu önerisini kabul edip Anadolu seferine çıkmadık.
Atatürk, kralın bu sözlerine karşılık cevabı şu olur:
-Haşmetmeap, evvela bize karşı olan sevginize teşekkür ederiz. Sonra ise, büyük geçmiş olsun derim...
Texsaslı Bush
Bir İngiliz doktor diyor ki :
-"Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz."
Alman doktor diyor ki :
-"Bu hiç birşey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada şavaşa hazır hale getiririz."
Amerikalı doktor da diyor ki ;
-"Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldık ve beyazsaraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor."
GhencThurk
10-05-2007, 11:44 PM
Dolar Sevdası
- Yarin dünyaya dev bir meteor çarpacak. Okyanuslar tasacak, dünya nüfusunun yarisi o anda ölecek. Havaya yükselen tozlar dünyayi karanliga gömecek. Buzul çagi baslayacak. Kalanlar da bu çagda ortadan kalkacaklar. Insanligin sonu gelecek. Böyle bir felaketi önceden haber alsan ne yaparsin???
Türk hiç düsünmeden yanitlamis:
- Bütün paramla dolar alirim!!!!
GhencThurk
10-05-2007, 11:44 PM
Toplu Sözleşme
Toplu sözlesme pazarligindan yeni çikmis sendika baskani, salonda toplanmis isçilere atesli bir söylev çekmektedir:
- "Yoldaslar! Yönetimle yeni bir sözlesme yaptik. Bundan böyle
haftanin dört günü daha çalismayacagiz!" Kalabalik,
- "Yasasiiinn!" diye bagirir.
- "Çalisma saatimiz beste degil, dörtte bitecektiiir!"
- "Yathaaaaaa!!"
- "Çalismaya dokuzda degil, onbirde baslayacagiiizz!"
- "Helaaallll!!"
- "Maaslarimiz yüzde 150 artacaktiiirrr!"
- "Vaaaaaauuuuuvvvv!!"
- "Yalnizca Çarsambalari çalisacagiiiiz!"
Bu sözün ardindan derin bir sessizlik olur. Derken arkalardan bir ses duyulur:
- "Her çarsamba mi !"
GhencThurk
10-05-2007, 11:44 PM
Ziyaretçi
Kanuni Sultan Süleyman, büyük ve muhteşem bir sünnet düğünü yapmıştı. Bu düğün uzun müddet dillere destan oldu. Bundan evvel de veziri İbrahim Paşa, evlenmesi münasebetle büyük bir düğün yapmış ve Kanuni'yi davet etmişti... Birgün Sultan Süleyman, Paşa'ya "Paşa! Senin düğünün mü, benim düğünüm mü daha muhteşem oldu?" diye sordu. Paşa "Benim düğünüm" diye cevap verdi.
Sultan Süleyman üzülerek ve hiddetlenerek sordu:
-Neden?
-Zira efendim, benim düğünüme dünyanın en büyük padişahı geldi. Sizin düğününüze ise böyle bir kimse gelmedi...
GhencThurk
10-05-2007, 11:44 PM
Hangi Otelde Kalıyolar
İsvicre Çin`e savaş ilan etmiş. Bir şekilde Çine kadar gelmişler. Haber Çin başbakanına geç ulaşmış.
- Başbakanım İsviçreliler saldırdı Pekine girdiler
- İsvicre de ne?
- Avrupada bir ülke
- Kaç kişi bunlar?
- 5 milyon
- Peki hangi otelde kalıyorlar?
GhencThurk
10-05-2007, 11:45 PM
Anlamış Değiliz
Dönemin Amerika, İngiltere ve Türkiye Başbakanları biraraya gelmiş ve toplantı sonunda basının sorularını yanıtlıyorlarmış.
GhencThurk
10-05-2007, 11:45 PM
Gazeteci sormuş:
- ülkenizde 4 kişilik bir aile ne kadar gelirle rahat bir hayat
sürebilir, siz onlara ne kadar ödüyorsunuz?
GhencThurk
10-05-2007, 11:45 PM
Amerika başkanı:
- Amerikada 4 kişilik bir aile 5000 dolar ile rahat bir yaşam surebilir, biz onlara 6500 dolar ödüyoruz geri kalan 1500 doları naparlar bilmiyorum.
GhencThurk
10-05-2007, 11:48 PM
Adolf
20. yüzyilin basinda bir evde kucuk bir cocuk babasina sormus: - "Baba!, kedilerin kuyruklarini kesip kemer yapmak günah midir?"
Baba ilgisizce;
- "Günahtir evladim" demis
- "Peki baba zencilerin derilerinden paspas yapmak günah midir?"
- "O da gunahtir evladim"
- "Peki baba japonlarin beyinlerinden corba yapmak gunah midir?"
- "Ooofff! o da günahtir evladim"
- " Peki baba yahudilerin yaglarindan sabun yapmak gunah midir?"
Baba en sonunda dayanamaz:
- "Degildir ulan. oooff bee Adolf , nerden aklina gelir boyle sorular
sormak?!..."
GhencThurk
10-05-2007, 11:48 PM
He Direm
Erzurum'a bilgisayarın daha yeni yeni gelmeye başladığı zamanlara
ait bir anıyı Erzurum Kültür Kurumu İlköğretim Okulu'ndan Mansır
Bey anlatıyor...
Bir işyerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik servis elemanı
bilgisayarı işyerine kurduktan sonra stok programının kullanımı ile ilgili
bilgi verir ve ayrılır.
Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon:
"Kardeşim sizin anlattıgınız kimi yapirem fegat program düzgün çalışmiir."
GhencThurk
10-05-2007, 11:49 PM
Teknik servis elemanı sorar:
"Nasıl yapıyorsunuz?"
"Senin anlattıgın kimi."
"Hata ne?"
"Yazdıgım bilgiler kaydetmeme ragmen saklanmiir."
"İşlem basamaklarını tek tek anlatır mısınız?."
"Tamam" diyor ve başlıyor anlatmaya...
"Programı açirem. Malın adı bölümüne adını, adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yazirem. Hepsini yazdıhtan sonra senin anlattıgın kimi kayıt bölümüne basirem. Ekrana bir yazı geliir:
Kaydetmek ister misiniz?
E / H
yazısı çıkir. Ben de diyirem Hee..."
GhencThurk
10-05-2007, 11:50 PM
Oruç Nasıl Bozulur
Birgün Naim Hoca'ya sormuşlar; `denize girersek orucumuz bozulur mu?´ diye.
Naim Hoca şöyle cevap vermiş;
- Ula uşahlar, Remazanda siz denize girersez orucuz bozulmaz. Amma deniz size girerse orucuz bozilir. Ona göre...
GhencThurk
10-05-2007, 11:50 PM
Ola Zeçi
Erzurum lisesinde Erzurumlu Öğretmen ,Erzurumlu öğrenciyi sözlü sınavı yapıyor :
-Arhadaçi
-Buyur hocam neci?
-Adın neçi?
-Mehmet Zeçi
-Numaran neçi?
-içiyüz içi
-Memleçetin nereçi?
-Erzürümün içi
-Soriyi bilirmisen peçi?
-Hocam sori neçi ?
-Erzürümün nüfüsi neçi?
-Hocam bilmemçi
-Eleyse otur içi
-hocam neyettimçi?
GhencThurk
10-05-2007, 11:50 PM
Sako
Bir kış gecesi Emin Hafizin kayınbiraderi çocuklarıyla gezmeye gelir. Gece uzundur, ikram izzet gerekir ama evde hiç bir şey yok!
Emin Hafiz, karısına "sen misafirlerle ilgilen" der, hemen asılı olan kaynının "sako"sunu aldığı gibi en yakın kahvede onbeş liraya okutur.
Et, meyve, çerez ne lazımsa alır gelir. Karısı da sevinçle pişirir, ikram eder. Yer içerler. Geç vakitte kalkmak isterler. Kayınbirader seslenir:
- Baci hele sakomi getir biz gahah.
Kadın arar ama sakoyu bulamayınca:
- Ağabeg senin sakon var miydi?
- Eşşeggızi, zehmeri güni caket gatına mi geldi, der. Birden herkesin jetonu düşer ve hep birden Emin Hafiz'e bakarlar. Emin Hafiz istifini bozmadan:
-Ga**tın oğli dolmalari üçer üçer yudanda eydi he m
GhencThurk
10-05-2007, 11:51 PM
Seni Kıtlar
Omuzları tilki kürklü bir hınımefendi Cumhuriyet caddesinde yürürken Dadaşın biri yanına gelip şöyle diyor:
- Baci, baci dalıza gudik dırmanir.
Hanım kızgın kızgın:
- Git işine kardeşim, ne dalı ne gudigi diye dadaşı tersliyor.
Dadaş cevap veriyor :
- E benene kıtlarsa seni kıtlar!
GhencThurk
10-05-2007, 11:51 PM
Yukarı Mumcu
Erzurum'da bir kadınlar toplantısına davetli olan yabancı bir bayan, genç ve güzel bir kadına sormuş:
- Cici kızım sen kimlerdensin?
- Vallah çimlerden oldugumi bülmirem. Yuhari Mumcunun gızi, Assagi Mumcunun geliniyem.
GhencThurk
10-05-2007, 11:51 PM
Niye Durdun
Erzurum'lu bir hanım telaşla koşarak belediye otobüsünü durdurmaya uğraşıyor. Halk ıslıklıyor. Soför acı bir frenle duruyor. Kadın:
-"Gardas bu otubus iliçeye gidir mi?"
Soförün canı burnunda, araba dolu, zor durmuş, kızgınlıkla
-"Hayır bacı, getmez!"
Kadın: -"Haydaaaa eleyse niye durdun!"
GhencThurk
10-05-2007, 11:51 PM
Otobüs Yolcusu
Saf bir Erzurum'lu sehirlerarasi otobüs yolculugu yaparken mola yerinde otobüsünü sasirmisti. Anonsu duyunca kalkmakta olan otobüsten içeri dalip seslendi:
-Dadaslar hele bir bahin ben bu otobusun yolçusu miyam?
GhencThurk
10-05-2007, 11:52 PM
Dil Bilgisi
Dilbilgisi dersinde Karadenizli öğretmen, Erzurumlu öğrencisini sözlüye kaldırıp sormuş :
-Pakmak fiilinin çekiminu yap pakalum...
-Erzurumlu öğrenci hemen atılır :
-Bakirem, bakirsem, bakir...
Öğretmen öğrencisinin bu cevabı karşısında :
-Uy diluni eşekarisu soksun.Öyle mi denur daa? Onun aslu pöyledur :
-Pakayrum, pakaysun, pakay...
GhencThurk
10-05-2007, 11:52 PM
Teyo Pehlivan
Teyo pehlivan ihtilal dönneminde başından geçen bir olayı kahvede anlatır" ankarada kızılayda ferrarimle dolaşırken birden önüme solcular çıktı tam geri fitese taktım gaçacam voliyov sağcılarda arkadan gelir.
"teyo abi sen neyittin "ğardaş baktım olacağı yok YAN FİTESE TAKTIM yan yan elemi ğaçiram
GhencThurk
10-05-2007, 11:52 PM
Yunus Usta
Rahmetli Kunduracı Yunus Usta, bir yorgunluk çayı içmek için dükkanının bitişiğindeki İki Kapılı kahveye gitmişti. Oturur oturmaz garson önüne yarım bardak çayı koyunca Yunus Usta sinirlenerek garsonu çağırdı.
- Buyur Beybaba?
- Oğlum bu nasıl çay?
- Beybaba yeni demledim.
- Oni demirem. Bah burada tiryakinin ögüne bele yarım bardah çay goydun mi ona söymüş kimi olursan, annadın mi!
- Beybaba dudak payı istemez misin?
- Ben pay isdemirem, çay isdirem çay!
GhencThurk
10-05-2007, 11:52 PM
Teyo Korede
Teyo Kore harbindedir. Gülle, top, mermi sesleri arasinda ne olup bittiğini anlamak için kafasını siperden çıkarır çıkarmaz bir kurşun "vizzz" diye kulağının dibinden geçince Teyo sinirlenir:
-Itoglitler demiller ki atar herifin gözüni kor ederih..!
GhencThurk
10-05-2007, 11:53 PM
Cafer Ağa
Erzurum Belediyesinin kurulus yıllarında fahri olarak her işe koşuşturan Cafer Ağa'nın bu gayretkesliğini ödüllendirmek için Ankara'ya gidecek heyete onu da yazmışlar. Cafer Aga bu haberden çok memnun olmuş.
Öyle ya ekabir-i memleketten olmasa heyete adını yazarlar mı?
Cafer Aga o aksam eve hergünkünden farkli bir havayla gelince hanımı merak edip sormuş:
-Cefer, o gözel sufatin niye ele töhmüs, mosolun asmissan, biseye mi sinirlendin?
-Ben sinirlenmim kim sinirlensin! Bihdim usandim. Sohahlar mi temizlenecah, gel Cefer Aga, çölpühler mi payhlanacah, gel Cefer Aga. Sindi de Engere'de hökümatin isi bozulmus, gel Cefer Aga!
GhencThurk
10-05-2007, 11:53 PM
Kokar Onlar
Sark hizmetini yapmak üzere Erzurum'a atanmış bir memur, bir ikindi vakti Dere mahallesinde yüksekçe bir yere çıkmış, otlaktan dönen, evlere dağılan inek nahirini seyrediyordu. Yanında da mahalleden yaşlıca bir ihtiyar vardi. O sırada bir kaç kadin mayislari toplayip yogurmaya, yassiltip duvara yapistirmaya basladilar. Bunu merakla izleyen memur yanindaki yasli ihtiyara: Erzurum'da her tarafta tezek gördügünü bunlarin gübre olarak niye kullanilmadigini sorunca, yasli adam:
-Beg, sen o tezegi ele çoh agzan alma, oni biz gisin yahirih.
-Peki su kadnlarla nasıl yatıyorsunuz, hepsi bok kokar onların?
-Asil merifet onnarnan yatmahda, sizin garilarnan herkes yatar!
GhencThurk
10-05-2007, 11:53 PM
Gurbet
İstanbul'a gurbete giden Erzurumlu, dönüŞte karısına istanbul'lu hanımların, akşam eve dönen kocalarını, kapıda nasıl karşıladıklarını "Hoş geldin kocacığım, üşümüşsün, yorulmuşsun!" gibi kibar, nazik laflar ettiklerini anlatmış. Belli ki o da karısının kendisini öyle karşılamasını istiyor....
Aksam eve gelmiş, kar, tipi, soğuk, karısı kapıyı açmiş :
-Uy kocacığım, it gibi titriyisen...
GhencThurk
10-05-2007, 11:53 PM
Sırayı Bozma
Ermeni katliamnn sürdüğü dehşetli günlerdi. Yine bir grup savaş artığı Erzurumluyu Yanıkdere civarına götürüp kurşuna diziyorlardı. Halkı sıraya dizmişler, teker teker çağırıp bir kayanın arkasında atlediyorlardı.
İçlerinden biri merak edip ne oluyor diye başını uzatınca arkasındaki uyardı:
-Dadas neyidirsen... Sırayi bozub başımıza iş açhsan
GhencThurk
10-05-2007, 11:54 PM
Gars Geçi
Erzurum-Kars çekişmesi malum. Bir Erzurumlu ile bir Karslı, şehirlerininin üstünlügünü ıspatlamaya çalışırken Dadaşım dayanamadı:
-Di get ola Kars neçi, Erzürümde Karsin nüfüsi geder gavat var!
Heç Belli Olmaz
Tortum'lu iki kardeş, yan köyden kız kaçırmış, kendi köylerine dönüyorlardı. Arazi malum patika! Büyük kardeş önde kız ortada küçük kardeş arkada. Kız hangi kardeşe kaçırıldığını merak edip arkadaki küçüğe yanaştı ve sordu:
- Bahasan beni hangüze kaçırdıııız?
Küçük kardeş şöyle bir bıyıklarını burduktan sonra :
- Orası heç bellim olmaz! Hele bir eva gidah!
GhencThurk
10-05-2007, 11:54 PM
Tut Satiram
Tortumlu'nun biri eşeğe yüklediği dutu "batmanı 2.5" diye bağırarak satıyordu.Biri kulağına eğilip "kilosu gaça" diyende:
- Niye baba ele egilib gulağıma fısıldirsan, hoç esgeriye mevzeri satmiram; tut satiram!
GhencThurk
10-05-2007, 11:54 PM
Eşşegi Bulirsin
Her yıl dünyanın bir bölgesini gezmeyi adet edinen Tortumlu, dönüşünde de gördüklerini etrafına anlatırdı.
- Memmet, bu sene nereye getdün?
- Efrikiye.
- Eeee?
- Orada safari yapduh.
- Ula safari nedür?
- Çeşüt çeşüt yaban hayvani vurduh da!
- Ya sen ne vurdun?
- Zürafa vurdum.
- Ula zürafa nedür?
- Eşşegi bülirsin?
- Hee.
- Onun ayahlari iki metre, boyni iki metre olani.
- Başga?
- Kergedan vurdum.
- Ula o nedir?
- Eşşegi bülirsin?
- Hee.
- Ondan üş teneyi birleşdirirsin burnuna da bir tikinti yapirsin, o.
- Başga?
- Piton vurdum.
- Piton ne ki?
- Eşşegi bülirsin?
- Hee.
- Şeyini de bülirsin?
- Helbe.
- Onun dört metre olani. Ama eşşeg yoh!
GhencThurk
10-05-2007, 11:55 PM
Ehmed
Bir zamanlar yol vergisi vardı. Ya yol vergisi vereceksin ya da yol işinde çalışacaksın. İki Tortumlu hem vergi verememiş hem de işten kaçmışlardı ki yolda jandarmayla karşılaştılar.
- Dipkoçanızi verin bahim!
- Yohdur.
- Adın ne?
Tortumlu, arkadaşının gözlerine bakıp bir işaret verdi. Adlarını da söylemezlerse kurtulacaklardı.
- Ola benüm adım neydi Memmed?
- Ben ne bülim Ehmed!
GhencThurk
10-05-2007, 11:55 PM
Ben Diyerem
Tortum'un köylerinden birine Kaymakam bir köprü yaptırır. Ancak köprü biraz alçak olduğu için buradan geçen eşeklerin kulaklarına sürtünür.
Tortumlu da eline bir bıçak alarak eşeğin kulağının sürtündüğü yerleri oymaya başlar. Tam bu sırada Kaymakam yanına gelir ve niye köprüyü oyduğunu sorar. Tortumlu da eşeğinin kulakları sürttüğü için bunu yaptığını söyleyince Kaymakam:
-Köprüyü oyacağına eşeğin ayaklarına gelen yeri kazısana,der. Tortumlu şöyle bir bakar:
-Bir de ohumuş adamsan Gaymagam beg, ben diyirem gulahlari... sen diyirsen ayahlari!
GhencThurk
10-05-2007, 11:55 PM
Poker
İsmet Paşa ile Çörçil poker oynamaktadır. Seyircileri de Teyo Pehlüvan!
İsmet Paşa elindeki kartlara güvenerek:
- Türkiye, dedi
Teyo hemen atıldı:
- Paşa neyidirsen... Ya Erzürüm.. Ya Hasangalasi.. Ya bizim evler!
GhencThurk
10-05-2007, 11:55 PM
İt Balıkları
Ağa Emerika'ya Kılay'nan güleşmiye çağırdılar. Haman Keveng'in gölüne bir dumdum Ağdenizden çıhdım. İki gulaçda Cebelitarığı geşdim. Ohyanusda yüzirem bir bahdım arhamdan "hav hav" sesleri... Bir de ne dönim ağa, it balıhlari!
GhencThurk
10-05-2007, 11:56 PM
Clay`ın Müslüman Oluşu
Teyo'nun şöhreti Amerika'ya ulaşıp, gazeteler, televizyonlar hep ondan bahsetmeye başlayınca Clay ona meydan okur. Lafın kısası Teyo ile birlikte ringe çıkarlar.
- Kılay, gara bir cırbağa. Dutiram dutiram yere çaliram. Ele oldu ki, dermansız dizlerime gapandi.
- Pehlüvan ben ettim sen etme, canimi bağışla.
Dedim ki "ya kelmeyi şahadet getirisen ya canın alıram!" O sahat müslüman oldi.
GhencThurk
10-05-2007, 11:56 PM
temel Dallasdaki kuzeni Dursunu görmeye gitmis. Dursun Temeli havaalaninda karsilamis. Beraberce disari çikmislar. Temel bir bakmis 10 metre boyunda bir limuzin! "Uyyy, amma da büyük bu,da!"
Dursun hafifçe gülmüs. "Temelim burası Amerika! Bura da herbirsey büyük!"
Yola çikmislar, Dursunun çiftliğinin kapisindan içeri girmisler. Git git bir türlü eve varmiyorlar. Temel saskinlik içinde: "Uyy, amma da büyük çiftlik daaa!"
Dursun gene hafifçe gülmüs. "Temelim burasy Amerika! Burada herbirsey büyük!"
Neyse, aksam olmus, yemek salonuna geçmisler. Salonun ortasinda kocaman bir masa. Bir ucunda Temel bir ucunda Dursun. Temel Dursunu taa uzaktan zor seçiyor. "Uyy!" diye baaarmis. "ammabüyük masa, da!"
Dursunun sesi gelmis "Temelim burasi Amerika! Bura da herbirsey büyük!"
Yemekten sonra Temelin tuvalete gitmesi gerekmis. Dursun:
"Temelim, alt kata in, soldan üçüncü kapi" diye tarif etmis. Temel alt kata inmis ama sol yerine sagdan üçüncü kapiya girmis. Orasi evin havuzunun oldugu yermis.Heryer karanlik oldugu için Temel elektrik düğmesini ararken havuza düsmüs. Can havliyle bağırmaya baslamis:
"Sifonu çekmeyuun!!Sifonu çekmeyuun!"
GhencThurk
10-06-2007, 03:27 PM
139 - Damdaki Adam
Malumunuz doguda sicak yaz *******inde serin olsun diye damda yatarlar
uykusu agir olan birini arkadaslari damda yatarken yatak yorgan oldugu gibi
alip sehirlerarasi karayoluna koymuslar bir müddet sonra bir otobüs belirmis
otobüsün soförüyolda tuhaf birsey görmüs hayvandir galiba deyip hizini azaltip
sellektör yapmis daha sonra kornaya basmis ama yoldaki cismin hareket
etmedigini görmüs ve frene basmis otobüsün isigi gözlerine vurunca bizimki
basini hafifçe yastiktan kaldirip :
- Ha gayret ha öküz bari dama çikaydin...
GhencThurk
10-06-2007, 03:27 PM
- Tabela
Bir sirketin patronu, çalisanlarinin onu ciddiye almamasindan ve saygi
göstermeden her zaman kafalarina göre çalismalarindan yakiniyormus. Bir gün
sirketten içeri elinde koca bir tabelayla girmis.
Tabelanin üzerinde "Burda Patron Benim" yaziyormus. Onu kapisinin üzerine
asmis ve disari toplantiya gitmis. Döndügünde tabelanin üzerinde söyle bir
not varmis :
- Kariniz aradi, tabelasini geri istiyormus...
GhencThurk
10-06-2007, 03:27 PM
Açmasak da Olur
Kirsehirli iki arkadas askere gitmisler ikisi de parasütçü olmus. Belli bir egitim
gördükten sonra parasütle deneme yapiyorlarmis. Ikisi de uçaktan atlamislar.
Ellerinde yüksekligi gösteren bir alet varmis. Arkadaslardan birisi alete bakarak
sayiyormus :
- 250, 200, 150, 100, 90, 80, 70, 60, 50, 40, 30, 20 açmasak da olur. geldik...
GhencThurk
10-06-2007, 03:27 PM
Enayiler Listesi
Adamin biri enayilerin listesini yaparmis en büyük enayiyi liste basina ondan
sonrakileri de alt alta siralarmis. Günün birinde Padisahi enayiler listesinin
basinda göstermis. Padisah haberci göndermis adami çagirtmis. Padisah :
- Bire zindik sen beni enayiler listesinin basinda göstermissin!..
- Evet sultanim...
- Neden yaptin bunu?
- Siz falanca kisiyi çagirdiniz ona yüz bin altin verdiniz ve on tane Arap ati getir
dediniz...
- Ne var bunda?
- O kisi gelmez sultanim...
- Ya gelirse...
- O zaman sizi siler onu listenin basina yazarim sultanim...
GhencThurk
10-06-2007, 03:28 PM
Saat
Yakisikli bir genç ve yasli bir Yahudi uzun bir tren yolculugunda ayni
kompartimani paylasirlar. Ihtiyar biner binmez, genç adam saati sorar, ancak
yanit alamaz. Tüm gece süren yolculuk boyunca da hiç konusmazlar. Ertesi
sabah, varis istasyonuna gelmeden önce, ihtiyar :
- Simdi saat 8.30 oldu!..
Genç, saskinlikla :
- Niye ancak simdi cevap verdiniz ki?
- Bakiniz, genç adam; Size dün aksam saati söylemis olsaydim, sohbete
baslayacaktik. Bana muhtemelen, benim de gittigim kente yolculuk ettiginizi ve
belki de oraya ilk kez gittiginizi söyleyecektiniz. Ben de, iyi bir insan oldugum
için, sizi evime davet edecektim. Orada kizim ile tanisacaktiniz. Çok güzel bir
kiz oldugu için, onu kesinlikle begenecektiniz. Eh, siz de çirkin sayilmazsiniz.
Muhtemelen o da sizi begenecekti. Kuvvetle ihtimaldir ki bu is evlilige kadar
gidecekti. Ben de düsündüm, saati bile olmayan meteliksiz bir damatla, benim
ne isim var?..
GhencThurk
10-06-2007, 03:29 PM
Ancak Geldik
Bir gün cennetin kapilari siddetle vurulmus, içeriden seslenmisler :
- Kim o?
Disaridan gök gürültüsü gibi bir ses :
- Biz Istanbul u fetheden Fatih in yigitleriyiz!
Içeriden hos geldiniz diyerek kapilar ardina kadar açilmis ve yigitleri içeriye
buyur etmisler. Her sey çok güzel gidiyormus. Ta ki, 40 yil geçinceye kadar. Bir
gün kapilar yine siddetle çalinmis, içeriden sormuslar :
- Kim o?
Disaridan gök gürültüsü gibi bir ses :
- Biz Istanbul u fetheden Fatih in yigitleriyiz!
Içeriden hemen cevaplamislar :
- Hadi len! Onlar 40 yil önce geldi!
Disaridan yine ses gelmis :
- Biz mehter takimiyiz ancak geldik!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:29 PM
Sarisin ve Rulet
Iki gazino krupyesi canlari sikkin, rulet masasi basinda müsteri bekliyorlardi. Bu
sirada cazibeli bir sarisin elinde USD 20.000 lik fisle masaya dogru yaklasti ve :
- Pardon oynayabilir miyiz? Yanliz, ben çiplakken kendimi daha sansli
hissediyorum...
Üzerindekileri bir çirpida çikardi. Bu sirada rulet çarki da çevrildi.
- Hadi bakalim, kazanacagiz, yeni elbiselere ihtiyacim var.
Kisa bir aradan sonra bir çiglik duyuldu :
- Evet, evet kazandim, kazandim!..
Elbiselerini ve paralari toplayip gözden kayboldu. Krupiyeler birbirlerine
bakakaldilar. Az sonra biri digerine sordu :
- Fislerini hangi numaraya koymustu ki?
- Bilmiyorum, sen bakiyorsun diye düsünmüstüm.
GhencThurk
10-06-2007, 03:29 PM
Gerçek Bira
Dünyanin en ünlü bira fabrikalarinin patronlari toplantinin yapildigi otelin barina
ugramis... Corona nin patronu gelmis, barmene seslenmis :
- Çek bir Corona!..
Bir süre sonra Budweiser in patronu bara yanamis :
- Ver bir Bud!..
Miller in patronu bara oturmus :
- Miller!..
Ardindan Efes Pilsen in patronu bara gelmis :
- Bir CocaCola lütfen...
Diger patronlar kendisine hayret dolu gözlerle baktiginda su cevap gelmis :
- Madem hiçbiriniz bira içmiyorsunuz,katilayim dedim...
GhencThurk
10-06-2007, 03:29 PM
Bes Para Etmez
Adam durdurdugu taksi söförüne sorar :
- Genclik parkina kadar kaça götürürsün?
- Yüz Ruble...
- Peki yanima karimida alsam?
- ??? Yüz Ruble...
Adam karisina döner :
- Bak sana bes para etmezsin diye bosuna demiyormusum!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:30 PM
Yumurta Kimin?
Iskoçyali nin tavugu Ingiliz in bahçesine yumurtlamis. Bir tanesi :
- Tavuk benim, yumurta da benimdir...
Digeri :
- Benim bahçem, yumurta da benimdir...
En sonunda Iskoç :
- Bu böyle sürer gider. En iyisi birbirimize birer tekmeatalim. Yerde en kisa süre
kalan yumurtayi alsin...
Ingiliz kabul eder. Iskoç un önce tekme atmasina karar verirler. Iskoç en agir
postallarini giyip gelir. Iyice bir abanip Ingiliz in bacaklarinin arasina bir tekme
atar. Ingiliz yarimsaat sonra ancak kalkar ve tam Iskoç a tekme atacakken Iskoç :
- Al senin olsun, bir yumurta için degmez walla...
GhencThurk
10-06-2007, 03:30 PM
Bosanma Davasi
Bosanma davasinda kadin, hakime talebini gerekçesi ile açiklamis :
- Sayin hakim, çocugun bende kalmasini istiyorum. Onu dokuz ay karnimda
tasidim.
Hakim kocaya sormus :
- Karinizi duydunuz. Bir diyeceginiz var mi?
Adam :
- Var tabii sayin hakim. Farzedelim ki caniniz bir kutu soguk cola istedi.
Makineye parayi attiniz ve cola geldi. Simdi bu cola makinenin midir, yoksa
parayi delige atanin mi?
Hakim sekreterine döner :
- Yaz kizim. Çocuk babada kalacaktir...
GhencThurk
10-06-2007, 03:30 PM
Aylik
Adam bavulunu hazirlamaya baslayinca karisi dayanamayip sordu :
- Hayrola nereye?
- Danimarka ya... Orada bir erkege 26 kadin düsüyormus ve kadinlar kendileri
ile bir gece geçirene 100 dolar veriyorlarmis.
- Iyi ama, sen ayda 200 dolarla geçinemezsin ki!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:31 PM
Cin Tahsin
Tahsin gözleri parlayarak elindeki biletleri salladi :
- Sevgilim, sana bir sürprizim var. harika bir gece geçirecegiz. Tarkan in
konserine 3 bilet aldim.
- Harika, ama neden 3 bilet?
- Çünkü annen, baban ve kardesin konsere gidiyor...
GhencThurk
10-06-2007, 03:31 PM
Taklit
Kadin çok sinirli bir halde kocasina sesleniyordu :
- Oglunun halini gör de utan! Daha bu yasta sigara içmeye özeniyor. Herhalde
beni taklit etmiyor!
Adam bu sözlere ayni öfkeyle cevap verdi :
- Sen asil kizina bak!.. Geçen gün balkonda komsunun oglu ile sapur supur
öpüsüyordu. Herhalde o da beni taklit etmiyor!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:31 PM
Sonra Yeriz
Bir gün bir isadami, is için Diyabakir a gitmis. Isini gördükten sonra da trenle
Istanbul a dönmeye karar vermis. Kompartmanina geçmis oturmus. O sira
bir de Diyarbakirli gelmis ayni kompartimana. Neyse bizimkinin uykusu gelmis,
açmis yatagini uzanmis. Diyarbakirli amcanin da karni acikmis. Açmis bohcasini,
çig köfteyi çikarmis. Bizimkisi de bakmis ne yiyo diye… Adam demis ki:
- Buyur gardas, çig köfte yiyek...
Adam da :
- Yok benim basurum var!..
demis... Diyarbakirli da :
- Olsun… Onu da sonra yerik!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:31 PM
Trafik Kazasi
Trafik kazasinda yaralanan adam hastahane kapisindan içeri girerken gözlerini
açti ve :
- Beni üçüncü sinifa yatirin!..
Hemsire sasirdi ve :
- Neden? Size yardim edecek kimse yok mu?
- Bir tek kizkardesim var ama o da rahibe. Yoksulun teki...
- Siz ne konustugunuzu bilmiyorsunuz. Rahibeler yoksul olmaz çünkü her rahibe
tanrinin nisanlisidir.
- Iyi o zaman. Beni birinci sinifa yatirin, hesabi da enisteme yollayin...
GhencThurk
10-06-2007, 03:32 PM
Servet
Ülkenin yasini basini almis ve en zengin isadamlarindan biriyle yapilan
röportajdir:
Genç gazeteci çocuk soruyor :
- Efendim, bugünlere nasil geldiginizi, bu inanilmaz servetin öyküsünü bizimle
paylasmak ister misiniz?
- 1928 yiliydi. 1. Dünya Savasi nin acilari yeni yeni sariliyordu. Elimdeki birkaç
sentten baska hiçbir seyim yoktu. Elimdeki 5 sent ancak 1 elma almama
yetiyordu ve ben 1 tek elma aldim. Sabahtan aksama kadar elmayi sildim, piril
piril oldu. O elmayigün sonunda tam 10 sente sattim. Sabahi zor etmistim.
Ertesi sabah, elimdeki 10 sentimle 2 elma aldim. Sabahtan aksama kadar o 2
elmanin her tarafini sildim, bir güzel parlattim ve gün sonunda ikisini, toplam 20
sente sattim. Bu sistemle aysonuna kadar devam ettim. 1 ay içerisinde tam
1.37 dolar kazanmistim. Ertesi ayin ilk haftasi karimin amcasi öldü ve bize 5
milyon dolar miras birakti...
GhencThurk
10-06-2007, 03:32 PM
Nadiren
Erenlerden birine sormuslar :
- Ne sIklIkla oruç tutarsIn?
- Ooo, her sene kesin oruç tutarim.
- Peki ne sIklIkla namaz kIlarsIn?
- Ooo, çok sIk. Her hafta namaz kIlarIm.
- Peki, ne sIklIkla alkol alIrsIn?
- Ehh, çok nadiren.Aksamdaan aksama!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:34 PM
Güvensizlik
Büyük bir kasa soygunundan sonra çalinti otomobille yol alan üç soyguncu,
kent disinda otomobilden inip tarlalar arasinda geldikleri yöne dogru hizla
ilerlediler. Uzun süren bu iz kaybettirme yürüyüsünden sonra issiz bir yer bulup
oturdular. Içlerinden biri :
- Haydi sayalim artik. Kaç milyon kaldirdigimizi merak ediyorum.
Ikincisi elini söyle bir salladi:
- Yorgunluktan öldük yahu! Simdi o kadar parayi saymakla ne diye ugrasalim.
Yarin gazetelerde okur, biz de ögrenirizkaç milyon kaldirdigimizi.
Üçüncüsü öfkeyle yerinden firladi:
- Deli misin be! Yarin her gazete ayri bir rakam verir, biz de birbirimize gireriz!.
GhencThurk
10-06-2007, 03:34 PM
Siz Baslattiniz
Adamin biri is basvurusunda bulunmus. Görüsmeye çagirmislar. Görüsme sonuna
dogru adama sirketin yöneticisi sormus :
- Bu is için sizin bizden beklentiniz nedir?
Adam saymaya baslamis :
- Öncelikle bir araba istiyorum, ayrica su anda oturdugum dairenin kirasi fazla
onuda sirketin karsilamasi iyi olur, maas olarak da 3000 $ dan asagi çalismam...
Sirket yöneticisi dinlemis ve :
- Biz bu is için uygun gördügümüz kisiye bir Cherekee ve Tarabya`da villa
veriyoruz ayricabu pozisyon için uygun gördügümüz maas 6000 $ dir...
Adamin gözleri yerinden oynamis :
- Saka yapiyorsunuz!
Yönetici gayet rahat lafi yapistirmis :
- Önce siz baslattiniz...
GhencThurk
10-06-2007, 03:34 PM
Kuşku
Sağır ve dilsiz kız saldırıya uğradı. Saldıranın kasaba papazı olduğu söylentisi
yayıldı. Papaz, ömür boyu acı içinde yaşadı, kendisini temize çıkarmaya uğraştı.
Otuz yıl sonra ölüp de Tanrı`nın karşısına çıkarılınca:
- Ey yüce Tanrım, benim günahım, kabahatim olmadığını bildiğim halde neden
otuz yıl çile çektirdin?
Tanrı, cevap verdi:
- İnsanlara, Meryem`le aramda bir şey geçmediğini ikibin yıldır anlatamadım.
Sana nasıl yardım edebilirdim ki?
GhencThurk
10-06-2007, 03:35 PM
İlahi Adalet
Jack ve Bob, Kuzey`e gitmisler. Bir kar fırtınasına yakalanınca yakınlarındaki bir
çiftliğe sığınmışlar ve evin çekici hanımından geceyi orada geçirmek için izin
istemişler. Kadın:
- Ben dul bir kadınım. Evimde kalmanıza izin verirsem komşular dedikodu yapar.
Bunun üzerine Jack:
- Endişelenmeyin, ahırda da rahat edebiliriz.
Bir sene sonra Jack, dulun avukatındanbir mektup almış. Arkadaşı Bob`a:
- Bob, şu çiftliğinde kaldığımız çekici dul kadını hatırlıyor musun?
- Evet, hatırlıyorum.
- O gece o kadınla yattınmı?
- Evet, itiraf etmeliyim ki bunu yaptım.
- Peki ona benim adımı mı verdin?
- Evet, korkarım öyle yaptım.
- Harikasın. Kadın ölmüş ve çiftliğini de bana bırakmış
GhencThurk
10-06-2007, 03:35 PM
İşlem Tamam
Ormanda dolaşan 2 avcıdan biri birden bire yere düşer. Arkadaşı, düşen adamın
nefes almadığını ve gözlerinin ferinin söndüğünü görür.
Bunun üzerine telefonla acil yardımı arar. “Arkadaşım öldü, ne yapabilirim” diye
sorar.
Telefondaki ses yanıtlar: “Sakin olun. Size yardım edebilirim. Ama önce
arkadaşınızın ölüp ölmediğinden emin olalım.”
Telefonda bir süre sessizlik olur ve bir silah sesi işitilir.
Avcı telefonu tekrar eline alır ve şöyle der: “Evet, tamam. Şimdi ne
yapacağım?”
GhencThurk
10-06-2007, 03:35 PM
9 Ay
Afrika`da oturan bir Alman`ın yanında çalışan zenci uşak, efendisinden izin
istedi:
- Bana izin verecek, karım doğuracak çocuk.
Efendisi izin verdi. Zenci on gün sonra geri geldiği zaman efendisi sordu:
- Karın oğlan mı, kız mı doğurdu?
Zenci ağzı kulaklarına vararak güldü ve şu cevabı verdi:
- Bu belli olacak, dokuz ay sonra!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:35 PM
Taş Fırın Erkeği
Şehrinde çok kılıbık erkek bulunduğuna inanmayan Padişah bu konuya aydınlık
getirmek ister ve şehrin bütün erkeklerini toplatarak :
- Meydana iki çadır kurdurdum, biri siyah biri beyaz... Karısından korkan, dayak
yiyen, laf geçiremiyen beyaz çadıra. Karısından korkmayan hergün döven, yani
taş fırın erkekleri siyah çadıra...
Erkeklerin hepsi light çıkar ve beyaz çadıra girer. Sadece bir erkek siyah çadıra
girer. Padişah sevinir:
- Oh be, bir delikanlı çıktı... Hele getirin su taş fırın erkeğini de bi tebrik
edeyim...
Adam gelir, Padişah sorar:
- Helal sana, nasıl oldu da girebildin o çadıra?
- Padişahım, karım sıkı sıkı tembih etti. "Sakın kalabalığa girme" dedi...
GhencThurk
10-06-2007, 03:38 PM
175 - Abluka
Amerika`da yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış.
Hastaneye kaldırmışlar. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane. Kadını
doğumhaneye almışlar. Kadın ikiz doğuracakmış. İlk çocuk gelmeye başlamış,
çocuk kafasını çıkarınca etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış:
- Hey Joe, önkapıyı tutmuşlar, arka kapıdan kaçalım...
GhencThurk
10-06-2007, 03:38 PM
- Yemek Kalmadı
Leyla, ağacın altına oturmuş resim yapıyordu. Babası kızın elindeki bomboş
kağıdı görünce sordu:
- Leyla, ne resmi yapıyorsun bakayım?
- Çimenlikte bir keçi resmi.
-Çimenler nerede?
- Keçi hepsini yedi.
- Ya keçi?
- Yiyecek bir şey kalmayınca o da gitti.
GhencThurk
10-06-2007, 03:38 PM
178 - Diz Bağı
Hoca camide vaaz verirken, "Karılarından korkanlar ayağa kalksın" der. Tüm
cemaat kalkar yalnız içlerinden biri kalkmaz. Hoca nedenini sorunca o da:
- Hocam karı lafı duyunca dizlerimin bağı çözüldü de ondan! der...
GhencThurk
10-06-2007, 03:39 PM
Amerika
New York`da küçük bir çocuğu azgın bir köpeğin dişlerinden kurtaran ve
hayvanı boğan iri yarı delikanlının yanına koşan gazete muhabiri sormuş:
- Kahraman Amerikalı çocuğun hayatını kurtardı, diye yazabilir miyim?
- Ben Amerikalı değil Pakistanlıyım, demiş adam.
Ertesi gün New York Times`da manşet:
"Köktendinci Müslüman, Central Park`ta bir köpeği boğdu. FBIolayın El Kaide
bağlantısını araştırıyor..."
GhencThurk
10-06-2007, 03:39 PM
Kabahat
Padişah vezirini çağırmış, "Bana öyle bişey yap ki özrün kabahatinden büyük
olsun" demiş. Aradan bir kaç gün geçmiş vezir ile padişah merdivenlerden aşağı
iniyorlarmış. Vezirpadişaha parmak atmış ve Padişahın gözleri faltaşı gibi açılmış
hiddetle vezire dönmüş. Vezir:
- "Pardon padişahım sizi Valide Sultan sandım..." demiş.
GhencThurk
10-06-2007, 03:39 PM
Napolyon
Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir bakkal dükkanına girmiş. Bakkala
kendisini saklamasını emretmiş. Bakkal Napolyon`u saklamış ve gelen
düşmanları "Koşarak şu tarafa kaçtı." diye savuşturmuş.
Napolyon un muhafızları yetişmişler. Bakkal Napolyon`a:
- Çok merak ettim,ölümle bu denli burun buruna gelmek nasıl bir duygu?
Napolyon birden öfkelenmiş ve askerine adamı kurşuna dizmelerini emretmiş.
Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler. Mermiler namlulara
sürülmüş, artık "ateş" emri verilecek. Adamcağız içinden "Ah, ne yaptın sen?
Şimdi ölüp gideceksin" diye düşünürken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki
bağı açmış. Karşısında Napolyon varmış. "İşte böyle bir duygu!" demiş.
GhencThurk
10-06-2007, 03:39 PM
Öpücük
Görünüşü ihtiyar ama kalbi kıpır kıpır olan ihtiyar manifaturacılık yapıyor, geçinip
gidiyormuş. Günlerden bir gün içeri bir afet girmiş. Ve sormuş:
- Kumaşın metresi kaça?
İhtiyar yaradana sığınmış:
- Metresi bir öpücüktür, dudaktan.
Kız kararsız:
- On metre alayım bari,
Ihtiyarın gözler fıldır fıldır.
On metreyi saniyede keser, kıza uzatır; hesabı ister.
Kız kapıya doğru seslenir:
- Büyükanne hesabı öder misin?
GhencThurk
10-06-2007, 03:40 PM
İtiraf
Bir Fransız ölüm döşeğinde yatmakta,karısı başucunda gözyaşı dömektedir.
Adam zorlukla konuşur:
- Bak karıcığım ben ölmek üzereyim. Bir itirafta bulunacağım;seni aldattım.
Kadın cevap verir:
- Biliyorum... Yoksa seni niye zehirliyeyim ki?
GhencThurk
10-06-2007, 03:40 PM
Şöför
Bir gün taksiye binen bir müşteri şöföre birşey sormak için hafifçe omuzuna
dokunur. Şöför bir çığlık aıip, direksiyonun kontrolunu kaybeder, bir otobüse
çarpmak üzereyken direksiyonu kırar, kaldırıma çıkıp, bir vitrinin önünde arabayı
durdurur ve arkaya dönüp müşteriye bağırır:
- Hayatta bir daha bunu yapmayın!
Müşteri ise sakinlikle bir ufacık dokunmanın onu bu kadar korkutup sıçratacağını
düşünemedigini söyler. Bu arada kendini toparlamış olan şöför, müsteriye
dönüp:
- Haklısınız, aslinda sizin kabahatiniz yok... Bugün benim ilk taksi söförlüğüm,
25 senedir cenaze arabası şöförüydüm...
GhencThurk
10-06-2007, 03:40 PM
Kırkayak
Taksi şöförü adamın birisine çarpmış ve adamın ayağı kırılmış. Mahkeme taksi
şöförünü suçlu bulmuş ve yüklüce tazminat ödemeye mahkum etmiş.
Taksi şöförü adama dönerek:
- Sen beni Sabancı mı? zannettin be adam ben fakir bir şöförüm...
Ayağı kırılan şöföre:
- Sen beni ne yani KIRKAYAK mı zannetttin? Bende iki ayaklı bir insanım...
GhencThurk
10-06-2007, 03:40 PM
Boşanma Sebebi
İki arkadaş oturmuş muhabbet ediyorlardı:
- Karın seni neden boşadı yahu?
- Bir gün çorapların ne kadar kırışmış dedim.
- Yok canım... Bunun için boşanmışolamaz bence...
- O gün çorap giymemiş de ondan
GhencThurk
10-06-2007, 03:40 PM
Kulube
Adam ormanda yolunu kaybetmiş. Saatler sonra içinde ışık yanan bir kulübeye
rastlamış. Kapısını çalmış.
- Kimse yok mu?
"Var" diye seslenmiş bir çocuk içeriden.
- Baban oradamı?
- Az önce çıktı.
- Annen?
- O da babamdan önce buradaydı.
- Peki birlikte oturmuyor musunuz?
- Evet ama burada değil, burası tuvalet!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:41 PM
İstek
Baba, gelinlik çağına gelmiş kızını yanına çağırdı:
- Kızım müjde, geçen gün seni görmeye gelen genç seni benden istedi.
Kız yapmacık ağlamaya başladı.
- Ah babacığım, ben annemsiz ne yaparım?
Baba zevkle atıldı:
- Onu da götür kızım, onu da!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:41 PM
Rüya
- Her gece tüyler ürpertici bir rüya görüyorum.
- Ne görüyorsun anlatsana?
- Brigitte Bardot, odama giriyor.
- Kardesim bunun neresi korkunç?
- Sorma birader, kapıyı öyle bir kapatıyor ki odaya girdikten sonra, hemen
uyanıyorum!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:41 PM
Şapka
Adam şapka almak için bir dükkana girmişti. Satıcı en güzel şapkayı çıkarıp
gösterdi müşterisine. Müşteri fiyatını sordu:
- 400 Dolar efendim.
- Peki bu şapkanın delikleri nerede?
- Delikleri mi? Nasıl yani anlayamadım?
- Tabii kardeşim, bu şapkaya 400 Dolar verecek eşşek, kulaklarını nereden
çıkaracak?..
GhencThurk
10-06-2007, 03:41 PM
Anlamak
- Kardeşim, şu kadınlara bir türlü aklım ermiyor.
- Neden?
- Yahu bu kadar parayı ne yaparlar bilmem. İçki içmezler, sigara kullanmazlar,
kadın dersen kendileri kadın...
GhencThurk
10-06-2007, 03:41 PM
Kusur
- Ben ne içki içerim, ne kumar oynarım, ne sigara kullanırım, ne de kadınlarla
kızlarla düşüp kalkarım.
- Yahu senin hiç kusurun yok mu allahaşkına?
- Var tabii, biraz yalancıyım...
GhencThurk
10-06-2007, 03:42 PM
Başlangıç
Kadın alışverişten dönmüştü. Hemen yeni aldığı elbiseyi giydi ve kocasının
karşısına geçti :
- Nasıl beğendin mi?
- Felaket, zaten sen nerede acayip birşey varsa onu bulursun.
Kadın gergin dudaklarının arasından tısladı :
- Evet haklısın, başlangıcı seninle yaptım!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:42 PM
Bir Umut
Adam kaynanası ile Avrupa turuna çıkacaktı. Arkadaşı buna çok şaşırdı :
- Hep kaynanandan yakınırdın, başımın etini yiyor, dünyayı zindan ediyor diye...
Şimdi birlikte Avrupa`ya gidiyorsunuz...
- Sık sık Avrupa`yı görmeden ölmem der. Benim ki bir umut işte...
GhencThurk
10-06-2007, 03:42 PM
Opera
Adam karısının zoruyla operaya gitmişti. Oyun sırasında kadın koluyla adamı
dürtüp fısıldadı:
- Bak önümüzdeki kadın uyukluyor...
Adam tıslayarak cevapladı:
- Bunu söylemek için mi uyandırdın beni?
GhencThurk
10-06-2007, 03:42 PM
Tren
Treni son anda kaçırmışlardı. Adam kaçan trenin arkasından bakıp karısına
söylenmeye başladı:
- Biraz elini çabuk tutup giyinseydin treni kaçırmayacaktık!..
Kadın son derece rahat cevap verdi:
- Sen de iki ayağımı bir pabuca sokmasaydın, bir sonraki tren için bu kadar çok
beklememiz gerekmeyecekti.
GhencThurk
10-06-2007, 03:43 PM
Mutlu Etmek mi?
Komşusuna kocasını çekiştiriyordu:
- Artık ona tahammul edemiyorum. Beni deli ediyor.
Komşusu öneride bulundu:
- O zaman neden ondan ayrılmıyorsun?
- Delirdin sanırım, yirmi yıldansonra onu mutlu edemem!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:43 PM
Tarife
Tren bekleyen adam, gitgide sabırsızlanıyordu. Sonunda dayanamadı, istasyon
şefine sordu:
- Allahaşkına, tarife ne işe yarar?
Şef sırıtarak cevap verdi:
Beyim, tarife olmasaydı, trenin geciktiğini nasıl anlayacaktınız?
GhencThurk
10-06-2007, 03:43 PM
Harçlık
Küçük çocuk, anne-babasının yatak odasına girdi, adam ve kadın yatakta
yatıyordu. Ufaklık hemen söze girdi:
- Baba, 5 milyon verir misin? Aaaa, sen Kaan amcasın! Bana 500 milyon
verebilir misin?
GhencThurk
10-06-2007, 03:43 PM
BOŞ YOK (http://parakazan.frmtr.com/) 200 - Heyecan
Engin koşarak eve geldi, kapıyı açan karısına:
- Hemen perdeleri ve ışıkları kapa.
Karısı ışıkları ve perdeleri kapadı ve Engin`in onunla birlikte olmak istediğini
düşünerek aceleyle soyunarak yatağa girdi. Engin karanlıkta heyecanla
karısına kolunu uzattı:
- Bak, yeni saatimin fosforlu kadranı ne kadar güzel değil mi?
GhencThurk
10-06-2007, 03:43 PM
201 - Denemek
Anne odaya girdi ve kızını erkek arkadaşıyla yatakta samimi bir pozisyonda
yakaladı ve:
- Şunu söylemeliyim, ben şimdiye kadar hiç...
Ufaklıklar kıkırdadı:
- En azından bir kez denemelisin!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:44 PM
Bekçi
Telefon uzun uzun çalmaya başlayınca bekçi baktı:
- Alo,buyrun!
- Hayrettin orada mı?
- Yok efendim!
- Ne zaman gelir acaba?
Bu soruyu bekçi gülerek yanıtladı:
- Allah bilir vallahi!
- Pekiorası neresi?
- Karacaahmet Mezarlığı...
GhencThurk
10-06-2007, 03:44 PM
Deliller Nerede?
Birleşmiş Milletler Bush a sorar:
- Irak ın kitle imha silahları olduğuna dair deliliniz nedir?
Bush cevaplar:
- Faturalarını sakladık...
GhencThurk
10-06-2007, 03:44 PM
Şaşı
- Kardeşim, şaşı bir kadın senin hoşuna gider mi?
- Ne münasebet!
- Peki ağzı kokan?
- Nefret ederim!
- Çarpık bacaklı?
- Tiksinirim!
- Göğüsleri dizine sarkan?
- Ayyyyy!
- Peki o halde karıma neden asılıyorsun
GhencThurk
10-06-2007, 03:44 PM
Karımı Kaybettim
Adam, tıklım tıklım dolu bir hipermarkette, alışveriş eden çok güzel bir kadına
yaklaştı:
- Benimle biraz konuşur musunuz? Karımı kaybettim. Onu bulmalıyım...
Güzelkadın şaşkın, sordu:
- Karınızı kaybetmenizle, benimle konuşmanız arasında ne ilişki var?
Adam izah etti:
- Ne zaman güzel bir kadınla konuşsam, mutlaka bir yerden çıkargelir benim
karım!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:44 PM
Dolmuş
Dolmuşun arka dörtlü koltuğunda oturan adam, solunda oturan genç kadından
kaçınmak için diğer yanındaki yolcuyu iyice sıkıştırmıştı. Yolcu daha fazla
dayanamadı:
- Beyefendi, yanınızdaki hanım karınız mı?
Adam şaşkınlık içerisinde yanıtladı:
- Hayır...
- Öyleyse ne kaçıp duruyorsun kardeşim? Üstüme üstüme gelme de rahatça
oturalım şurada!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:45 PM
Slip
Ebru iççamaşır satan bir mağazaya gitmiş. Satıcıya don almak istediğini
belirtmiş. Modellere bakmak istemiş. Satıcı sormuş:
- Slip mi giyersiniz?
Ebru cevap vermiş:
-Sanane kardeşim ister silip giyerim ister silmeden giyerim!.. Alla alla!..
GhencThurk
10-06-2007, 03:45 PM
Siyaset
İki emekli parkta güvercinlere yem atıyorlardı. Birincisi:
- Şu güvercinlere ne zaman yem atsam siyaset adamlarımızı hatırlıyorum...
Diğeri:
- Neden?
- Yerde dolaşırlarken elimizden yiyorlar. Havalanınca kafamıza ediyorlar...
GhencThurk
10-06-2007, 03:45 PM
42 Yıl
İki adam yolun iki tarafından birbirlerine doğru yürüyolarmış. İkisi de diğerinin
sağ ayağını sürüyerek geldiğini farketmiş ve karşı karşıya geldiklerinde
birbirlerine bakmışlar... Önce biri sağ ayağını işaret ederek şöyle demiş:
- Vietnam, 42 yıl önce...
Bunun üzerine diğeri de kendi sağ ayağını işaret etmiş:
- At pisliği… 20 adım geride...
GhencThurk
10-06-2007, 05:45 PM
PERIŞAN MUHABBET
adamın birinin çok çapkın bir papağanı varmış.çapkınmış ama çok yalnızmış
yalnızlığından sıkılan adam papaganın yanına bir muhabbet kuşu almış ve kafese koymuş
birinci gün bakmış iyi anlaşıyolar ikinci üçüncü derken dördüncü gün sabah birde bakmış
kuşun hali perişan muh. kuşuna sormuş ne oldu sana böyle diye:
çapkın papagan demişki cik dedi ciktim.....
GhencThurk
10-06-2007, 05:45 PM
DÖNME DOLAP
bigün temel ile fadime lunapark'a gitmişler......
fadime-"ben dönme dolaba binmek istiyom"der
temel-"olmaz dönme dolaba binince eteğin havalanır,donun gözükür"der
aradan bi süre geçer temel bi bakar fadime yok...arkasını dönünce fadimenin dönme dolaptan inip geldiğini görür
temel"ben sana demedimmi binme diye...
donun gözükmedimi?
fadime"sen merak etme ben donumu çıkarıpta bindim.
GhencThurk
10-06-2007, 05:45 PM
ÖRDEK
bi ördek bara gitmiş vehey barmen ekmek varmı demiş
barmen yok kardeşim barda ekmek ne arar demiş
5 dk sonra ördek tekrarhey barmen ekmek varmı demiş
barmen susmush 5 dk sonra ordek tekrar sormus tekrar tekrar en sonunda haliyle barmen
dayanamamış bana bak ördek eger bi daha ekmek varmı diye sorarasn seni
o lanet gagandan duvara çivilerim demiş
ördek 5 dk sonar hey barmen çivi varmı
barmen yok civi manyak mısın sen demiş
ördek tekrar sormush
-ekmek varmı ...
GhencThurk
10-06-2007, 05:46 PM
TERBIYELI KİZ
Bir anne üç kız ve bu kızların kocaları aynı evde kalıyorlarmış. bir gece yarısı anne evde dolaşırken 1.kızın odasından güzel sesler ve inlemeler geliomuş.2.kızın odasından da aynı sesler geliyormuş.ama 3.kızın odasından hiç ses gelmiormuş. Sabah kızların kocaları gidince kızların yanına gelmiş. 1.kıza ve 2.kıza sizin odanızdan güzel sesler geliyordu demiş. 3.kızın yanına gelip senin odandan hiç ses gelmiyordu demiş. kız da " anne sen bana ağzın doluyken konuşma demedin mi " demiş
GhencThurk
10-06-2007, 05:46 PM
SUCUK
Adamın sucuk fabrıkası varmıs bır gun oglunu fabrıkaya gezmeye goturmus:
oglum bak bu makınalar son teknolojı demıs bak burdan ınegı verıyon en sondan sucugu alıyon demiş:?
cocuk pekı baba sucugu verıp de okuzu
alabılecegımız bır makıne yokmu demıs babada elbette oglum olmazmı evde kı anan demış
GhencThurk
10-06-2007, 05:46 PM
BOSVER
bir partide adamin biri baska bir adama carpiyor adam:
afedersiniz karimi kaybettimde onu ariyordum diyor.
oteki adam:
ne tesaduf bende karimi kaybettim diyor
senin kari nasildi diyor
oteki adamda basliyor anlatmaya.
benim kari sari sacli mavi gozlu mini etekli ustunde sutyen gibi bir camasir dolgun bir kadin diyor'oeki ya senin kari nasil
oteki adam soyle soyluyor:
bosver benim kariyi senin kariyi arayalim diyor.....
GhencThurk
10-06-2007, 05:46 PM
Yasli nine :
Teksasta haydutluk egitimi gören bir ögrenciyi azili haydutlarin yanina staja verirler. Ilk ders olarak bir posta arabasi soyulacaktir. Araba durdurulur; Sef haydut:
- "Herkesi indirin arabadan" der.
Bu sirada stajer arabada yasli bir ninenin oturmakta oldugunu farkeder ve
- "Nine otursun bari" der.
Haydutlar hep bir agizdan
- "Sen karisma, sef ne derse o olur" derler.
Bu sefer sef;
- "Bütün paralarini alin" der.
Stajer yine atlar:
- "Yasli nineninkileri de mi?" diye sorar.
Haydutlar yine hep bir agizdan
- "Sen sus, sef ne derse o olur" derler.
Bütün paralar alinmistir. Sef atina biner adamlarina döner ve
- "Bütün kadinlara tecavüz edin" der.
Tam stajer konusacakken nine atilir:
- "Sen sus, sef ne derse o olur.
GhencThurk
10-06-2007, 05:46 PM
Tercih :
Iki mühendislik ögrencisi kampus içerisinde yürürken biri digerine sorar, "Bu muhtesem bisikleti de nereden buldun ?" Digeri cevap verir, "Dün tek basima dolasirken bir yandan da okulu bitirince ne is yapacagimi düsünüyordum. Birden bu bisikletin üzerinde nefis bir kiz geldi ve yanimda durdu. Bisikleti çimenlerin üzerine birakti ve üzerindeki bütün giysileri çikartti. Sonra da bana "Hangisini istiyorsan al" dedi." Diger ögrenci arkadasini dogrularcasina basini sallayarak, "Iyi seçim yapmissin, elbiseler belki sana uymayabilirdi".
GhencThurk
10-06-2007, 05:47 PM
FELSEFE :
Renkli ki$iligiyle ün yapmi$ bir felsefe hocasi, yilin son sinavini yapmak uzere sinifa girmi$.. butun ogrenciler cok heyecanli, hepsi merakla sorulari bekliyolar, felsefe hocasi sinifa $oyle bi bakmi$, derken sandalyesini kaptigi gibi kürsünün uzerine koymu$..
"I$TE 100 PUANLIK TEK SORU" demi$.. "BANA BU SANDALYENIN VAROLMADIGINI ISPAT EDIN"
Herkes bir giri$mi$ yazmaya efendim hizli hizli yazanlar haril haril du$unenler derken, aralarindan biri kagida tek bi cumle yazmi$ sonra kalkmi$ hocasina vermi$, ve sinavi bitirip cikmi$....
Sonuclar aciklandigi zaman bir bakmi$lar koca sinifta 100 uzerinden 100 alan tek ki$i var, o da sinavi 2 dakkada bitirip cikan cocuk..!!!
Peki acaba cocuga 100 puan getiren o tek cumle neymi$????
"HANGİ SANDALYE"
GhencThurk
10-06-2007, 05:47 PM
HASTANEDE TESTLER KARISIR ve ...
Adamin biri karisinin test sonuclarini almak uzere doktora gitmis.
Recepsiyondaki hemsire:
- Kusura bakmayin beyefendi, ama ufak bir problemimiz var. Karinizin testlerini lab'a gonderdigimizde ayni isimli bir baska bayan da teste gitmis ve hangisi karinizin hangisi diger bayanin emin olamiyoruz malesef, demis. Acik olmak gerekirse sonuclardan biri kotu digeri ise dahada kotu!
Adam:
- "Ne demek istiyorsunuz yani?"
Hemsire:
- "Testlerden biri AIDS digeri ise Alzheimer cikti ve hangisi karinizinki birsey soyleyemiyoruz."
Adam:
- "Korkunc birsey, peki simdi ne yapmaliyim?"
Hemsire:
- "Bence, karinizi sehrin gobeginde en kalabalik noktaya birakin ve eger evin yolunu bulabilirse de birdaha da onunla yatmayin..."
GhencThurk
10-06-2007, 05:47 PM
KULAKLAR
Bir hanımefendi, yıllık kontrol için doktora gitmiş. "Doktor..." demiş. "Ben son derece sağlıklı bir kadınım. Bir tek kusurum var. Gaz kaçırıyorum. Durmadan gaz kaçırıyorum. Evde, işte, otobüste, asansörde, süper markette. Durmadan kaçırıyorum. Ama fazla da şikayetim yok. Kendime hiç sorun yapmıyorum bunu. Çünkü benim kaçırdığım gazın ne kokusu var, ne de sesi çıkıyor."
Doktor, bir hap yazmış kadının reçetesine. "Bu haplardan günde üç tane al, haftaya gel, gene beni gör." demiş.
Kadın, ertesi hafta hışımla girmiş doktorun muayenehanesine. "Doktor..." demiş. "Hey doktor... Geçen hafta verdiğin haplardan sonra, kaçırdığım gazlar leş gibi kokmaya başladı..."
Doktor, "Güzel..." demiş.
"Çok güzel... Sinüslerinizi tedavi ettik demek. Şimdi sıra geldi, kulâklarınız üzerinde çalışmaya..."
GhencThurk
10-06-2007, 05:47 PM
"T" İLE
Konuşma özürlü çocuk yeni taşındığı mahallesinde okula gitmek için otobüs bekliyormuş..
Otobüs karşıdan görününce el sallayıp bağırmaya başlamış, "Toför bey, Toför bey Thur!" diye.. Şoför durağa gelince durmayıp devam etmiş..
Son derece canı sıkılmış çocuğun ve onu evin penceresinden seyreden annesinin..
Ertesi gün aynı saatte otobüs görününce annesinin eline verdiği bir bez parçasını sallayarak "Toför bey, Tofoför bey.. Thur.Thur..!" demiş..
Yine durmadan geçmiş şoför..
Üçüncü gün artık yolun ortasında durup ellerini kollarını sallayıp "Toför. Töför.. Thur. Thur..!" demiş.
Hızla yaklaşan otobüs kırılmadık kemiğini bırakmaksızın çarpmış çocuğa..
Olay yerine gelen polis çocukcağızı ambulansa yerleştirmiş ve şoföre sormuş,
"Zavallı çocuğu gördüğün halde neden vurdun?" diye..
"Tayanamatım petemenke..!" demiş şoför,
"Tünlertir penle talka getiyor ettoluettek..!"
GhencThurk
10-06-2007, 05:48 PM
JİPTE YOKSA
İki acemi er paraşüt eğitimlerini tamamladıktan sonra ilk atlayışları için havalanırlar. Makul seviyeye geldiklerinde komutanları son kontrolleri yapıp: - "Atladıktan bir süre sonra paraşütün sağ tarafındaki ipi çekin, paraşütleriniz açılacaktır. Şayet açılmazsa hiç telaşa kapılmayın, sol tarafta yedek bir ip var onu çekin, sorun kalmaz. İndiğinizde sizi bir jip bekliyor olacak; sizi karargaha geri götürecek." Askerler korkarak da olsa atlamışlar. Heyecanla sağ taraftaki iplerine asılmışlar.. Tık yok. Biraz da korkuyla sol taraftaki iplere asılmışlar, paraşütler yine açılmamış... Çok sinirlenen asker: - "Bu komutanın hiçbir dediği çıkmıyor; dur bakalım, aşağıda jip de yoksa o zaman görüşürüz onla!"
GhencThurk
10-06-2007, 05:48 PM
KAHRAMAN
Komutan teftiş sırasında bir askere sorar: - "Oğlum nerelisin?" - "Maraşlıyım komutanım!" Komutan askere bir tokat patlatır ve tekrar sorar: - "Oğlum nerelisin?" - "Maraşlıyım komutanım!" Komutan askere bir tokat daha patlatır ve tekrar sorar: - "Oğlum bak iyi düşün! Nerelisin?" - "KAHRAMANMaraşlıyım komutanım!" Komutan: - "Aferin işte böyle!" diyerek diğer askere (Temel) döner: - "Oğlum sen nerelisin?" - "Kahraman Trabzonluyum komutanım!"
GhencThurk
10-06-2007, 05:48 PM
PAMUĞU DEĞİŞTİRSELER
Bir bölükte ahçının yemekleri yüzünden millet hemoroid olmuş. Tam 107 kişi yatak yorgan yatıyormuş. Bir gün revire gezmeye gelen komutan her askerin önünde duruyor ve soruyormuş: - "Merhaba asker, hastalığın nedir?" - "Merhaba komutanım , hemeroidim var." - "Tedavi olarak ne yapıyorlar?" - "İlaçlı pamuk efendim." - "Bir arzun var mı asker?" - "Bir an evvel iyileşip tekrar vazifeme dönmek istiyorum komutanım." Komutan herkesin önünde durup aynı soruları sormuş ve hep aynı cevapları alınca memnun olmuş. Sıra en son sıradaki adama gelmiş. Ona da aynı soruları sormaya başlamış: - "Merhaba asker, hastalığın nedir?" - "Bademciklerimden rahatsızım efendim." - "Öyle mi? Peki ne ilaç kullanıyorlar?" - "İlaçlı pamuk efendim. - "Güzel. Peki bir isteğin var mı evladım?" - "Var, efendim. Mümkünse sıra bana gelince pamuğu değiştirseler diycektim.."
GhencThurk
10-06-2007, 05:48 PM
GENERAL MOTORS
İki erden birisi, geçen kamyona selam durunca öbürü sordu: - "Neden selam verdin?" - "Görmedin mi? Kamyonun üzerinde General Motors yazıyordu."
GhencThurk
10-06-2007, 05:48 PM
İNSAN KILÇIĞI
Yeni erler eğitim görüyorlardı. Ders veren üsteğmen, Karadenizli bir ere insan iskeletini göstererek ne olduğunu sordu... - "İnsan kılçığıdır komutanım!"
GhencThurk
10-06-2007, 05:48 PM
Amerika'da adamin biri normal isine giderken birden anormal bir trafigin icine duser, ama trafik bir milimetre bile kipirdamamaktadir. Bi sure sonra yandaki cama birisinin tikladigini gorur ve cami acar.
- Ne var acaba?
- Teroristler Bush'u yakaladilar eger 10 milyon dolar verilmezse, ustune benzin dokup yakacaklarmis
- Haa simdi anladim bu trafigi
- Ya iste onun icin, herkesten biraz yardim aliyoruz
- Insanlar ne kadar veriyor ortalama olarak?
- Valla yaklasik olarak 5'er litre
GhencThurk
10-06-2007, 05:49 PM
Hitler savaş sırasında 3 tane esir yakalamış. Bir İngiliz, bir Fransız ve bir Yahudi.
İngilize "Titanic kaç yılında battı?" diye sormuş. İngiliz "1915" demiş ve serbest kalmış.
Fransız’a "Kaç kişi öldü ?" diye sormuş. Fransız’da "1500" demiş ve o da kurtulmuş. Hitler
yahudiye dönmüş ve "Say len isimlerini !" demiş
GhencThurk
10-06-2007, 05:49 PM
Birlesmis Millerler Bush'a sorar:
-Irak'in kitle imha silahlari olduguna dair deliliniz nedir?
Bush cevaplar:
-Faturalarini sakladik......
GhencThurk
10-06-2007, 05:49 PM
Günün birinde Wolfovitz ölür ve cennetin kapısına getirilir. Orada aziz john'u görür. Cennetin kapısında binlerce saat vardır. Wolfovitz merakla aziz John'a sorar: "Efendim bu saatler nedir?" Aziz John cevap verir: "Bunlar dünyada ki insanların yalan söyleyip söylemediğini gösteren aletlerdir. Bak bu yelkovanı hiç dönmemiş olan Rahibe Terasa'ya ait. Hayatında hiç yalan söylememiş. Bu yanındaki de G.Washington'a ait. Yelkovan iki kez hareket etmiş demek ki iki defa yalan söylemiş." "Peki" demiş Wolfovitz merakla "Başkan Bush'un saati nerede?" "O" demiş aziz John; "Baş zebani onu odasına aldı. Vantilatör olarak kullanıyor"
GhencThurk
10-06-2007, 05:49 PM
Bir gün bir adam en ünlü falcilardan birine gitmiş.Neşeyle gittiği falcıdan somurtarak çıkmıştır.Sebep ise falcının ona söylediği şeylerdir ;
Öyle bir şey yapacaksın ki bu ileri ki yıllarda bir sürü masum insanın ölümüne neden olacak bir şey !
Adam bunu duyunca dünyası yıkılır tabi , intihar etmeye karar verir .
Tren raylarına oturur ve trenin gelmesini bekler.Tren sesleri duyulmaya başlanmıştır.Ama oda nesi ! Biraz ileride rayların üstünde bir çocuk ! Henüz 6-7 yaşında.Adam hemen koşar çocugu tüm gücüyle yola atar.Trenin adama çarpmasına 20 cm kala adam ani bir hareketle kendini yola atar.Adamın morali yerine gelmiştir.Bir insanı , bir çocugu , bir hayatı kurtarmıştır ! Adam çocuğa sorar ;
- Burada oynamak çok tehlike yavrum , bir daha buraya oyun için gelmek asla yok tamam mı ?
-Olur amca.
-Nerde oturuyorsunuz bakim ?
-Buraya çok yakın amca..
-Adın nedir oğlum ?
-George Bush amcacığım..
Nasıl ?
buarada kouyla alakasiz ama dcocuk: ben ajdar dediginiz kisiyi hep kadin zannediyordum -adi herhalde oyle cagristirdi-; senin avatarini da ilk gordum ratona sey diyorum "sadettin teksoymu bu kim?" neyse ratonda "yok degil ama o tip biri herhalde"... nesye dun kaderin bir cilvesi seklinde birsekilde ogrendikki o ajdarmis megerse
Benim bildigimde bu sekilde..
Bir gün bir adam en ünlü falcilardan birine gitmiş.Neşeyle gittiği falcıdan somurtarak çıkmıştır.Sebep ise falcının ona söylediği şeylerdir ;
Öyle bir şey yapacaksın ki bu ileri ki yıllarda bir sürü masum insanın ölümüne neden olacak bir şey !
Adam bunu duyunca dünyası yıkılır tabi , intihar etmeye karar verir .
Tren raylarına oturur ve trenin gelmesini bekler.Tren sesleri duyulmaya başlanmıştır.Ama oda nesi ! Biraz ileride rayların üstünde bir çocuk ! Henüz 6-7 yaşında.Adam hemen koşar çocugu tüm gücüyle yola atar.Trenin adama çarpmasına 20 cm kala adam ani bir hareketle kendini yola atar.Adamın morali yerine gelmiştir.Bir insanı , bir çocugu , bir hayatı kurtarmıştır ! Adam çocuğa sorar ;
- Burada oynamak çok tehlike yavrum , bir daha buraya oyun için gelmek asla yok tamam mı ?
-Olur amca.
-Nerde oturuyorsunuz bakim ?
-Buraya çok yakın amca..
-Adın nedir oğlum ?
-Adolf Hitler amcacığım..
GhencThurk
10-06-2007, 05:50 PM
Kağıt Fabrikası ve İki Seçenek
İki yahudi Alman zulmü yıllarında gizlendikleri köşede konuşuyorlarmış:
- Salamon! Bizi burada yakalarlarsa iki seçenek var.
- Neymiş o?
-Bizi ya sorgulayıp serbest bırakırlar, ya da tutuklarlar, Serbest bırakırlarsa mesele yok, amaaa tutuklarlarsa iki seçenek var.
-Neymiş o?
-Tutuklarlarsa bir müddet tutup sonra serbest bırakırlar, ya da kağıt yapım evine yollarlar.Bırakırlarsa mesele yok, ama kağıt yapım evine gönderirlerse iki seçenek var.
Neymiş o?
- Bizi orada ya peçete yaparlar, ya da tuvalet kağıdı. Peçete yaparlarsa mesele yok. Amaa bir de tuvalet kağıdı yaparlarsa...
-Vayyy işte o zaman ..ku yedik!
GhencThurk
10-06-2007, 05:50 PM
Isveç Çin'e savas ilan etmis.Bir sekilde Çin'e kadar gelmisler.
Haber Çin basbakanina gec ulasmis.
- Basbakanim Isveç bize savas ilan etti...
- Isveç de ne?
- Avrupada bir ülke
- Kac kisi bunlar?
- 8 milyon efendim.
- Hangi otelde kaliyorlar?
GhencThurk
10-06-2007, 05:50 PM
Sosyal Adalet
Bundan bir kac on yil önce genç bir Türk isadami Güney Afrika'da is gezisinde. Her sey umdugundan daha basarili ve çabuk gelismis.
Sözlesme bile imzalanmis. Dönüsüne tam bir gün var. Büyük sinemalardan birinin önünden geçerken dikkatini "Ghandi" filmi çekiyor. Hani su bol Oscar'li uzun film. Hemen taksiden iniyor ve dogru gisenin önündekikuyruga.
Insanlar tuhaf tuhaf, bakiyorlar genç isadamina:
- Beyfendi, siz yabancisiniz galiba ?
- Evet, nereden anladiniz?
- Burada beyazlar kuyruga girmezler, onlar dogrudan giseye gider biletlerini oradan alirlar.
Adam biraz mahçup, tüm kuyrugu geçip gidiyor giseye. Evet... beyazlar için ayri bir pencere:
-Iyi günler efendim, bir koltuk rica ediyorum, arkadan ve ortadan lütfen.
Gisedeki kiz saskin:
- Beyfendi, siz yabancisiniz galiba ?
- Evet, nereden anladiniz?
- Burada beyazlar, koltukta degil, balkonda otururlar.
- Peki bir balkon lütfen.
Adamcagiz, balkonda filmi seyretmeye devam eder etmesine de, Güney Afrika'da bizim sinemalar gibi "Frigo buz, Frigo buz" uzun uzun aralar yok ki; cisi gelir. Etraf karanlik, herkes filmi izliyor, dayanamaz ve ayaga kalkmaya karar verir. Tam kalkacak, yandaki sorar:
- Nereye beyfendi?
- Hiiç... Tuvalete..
- Beyfendi, siz yabancisiniz galiba ?
- Evet, ama nereden anladiniz?
- Burada beyazlar, tuvalete gitmez ki, balkondan asagi iseyiverirler.
Adam iyiden iyiye saskin, tek güvendigi etraftaki karanlik. balkonun korkuluklarina dayanir ve tam çisini ederken, asagidan bir zenci seslenir:
- Heeey yabanciii...!!!
Adam iyiden iyiye saskin, karanlikta ve sadece çisinden tanindigi için ürkmüs... asagidaki devam eder:
- Insan sadece birinin kafasina etmez ki, söyle bir serpistirir. Bu memlekette sosyal adalet var, sosyal adalet!...
GhencThurk
10-06-2007, 05:51 PM
Otobüs Şöferi Hidayet
Hidayet ölünce cennetin kapisinda kuyruga girer.
Hemen önünde bekleyen adam bir papazdir.
Kapida bir melek beklemektedir.
Melek pedere sorar;
- Hiç günahin var mi ?
Peder ;
- Aziz melek ben rahiptim, Tüm hayatim boyunca tanrima dua ettim, karima ve çocuklarima sadik kaldim, ve hayvanlara hep yardim ettim.
Melek;
- Çok iyi. Bunlari zaten biliyorduk.
Al sana cennetin gümüs anahtari...
Der ve sonra Hidayet 'e döner;
- Senin hiç günahin var mi Hidayet ?
Hidayet;
- Ben de her zaman hayvanlara ve insanlara iyilik yapardim, tanriya çok dua etmedim açikçasi, inancim da zayifti ve bir de günahim vardi, çok sert ve hizli otobüs kullanirdim.
Melek Hidayet 'e döner ve;
- Bunu da biliyoruz Çok iyi. al sana cennetin altin anahtari...
peder bu olaya sinirlenir;
- Ben hayatimi tanriya adamisim siz de gidip bu adami cennette benden üstün tutuyorsunuz, haksizlik degil mi?
Melek gülerek ;
- Oglum, sen vaaz verirken herkes uyuyordu , ama Hidayet otobüs kullanirken herkes dua ediyordu
GhencThurk
10-06-2007, 05:51 PM
Tedbirli olmaya çalışıyor
Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek;
'Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle'...der.
Ancak adamdan ses çıkmaz.
Papaz isteğini bir kez daha tekrarlar, ama hastanın sessizliği sürer.
Sonunda Papaz kızgın bir ifadeyle; 'Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyosun, bre gafil?' diye sorunca adam halsizce karşılık verir; 'Nereye gideceğim belli olmadan kimse hakkında kötü konuşmak istemiyorum.'
GhencThurk
10-06-2007, 05:51 PM
BİTSİN BU DAVA
Bektaşi'nin birine konuk gelecekmiş. Bektasi konuğu nasıl ağırlar... Elde yok, ayakta yok.. Mahçup olmak da istemiyor... Komşusu Yahudi'nin bir sürü keçisi varmış...Onlardan birini çaktırmadan alıp kesiyor... Ama çaktırmadığını sanan kendisi... Yahudi, ağacın arkasından gözlermiş durumu... Diyor ki kendi kendine, "Kadıya gitsem.. Kadı Müslüman, o Müslüman, ben Yahudi� Davayı kazanamam. Hadi kazandım, Bektaşi'nin nesi var ki, ondan alıp bana versin... Biz artık Allah'ın huzurunda hesaplaşırız... Yıllar geçiyor. Yahudi, Allah'ın huzurunda davacı oluyor, Bektaşi'den... Mahkeme kuruluyor..
Allah :
-Sen Yahudi kulumun keçisini kesmişsin, diyor Bektaşi'ye...
-Kesmedim, diyor Bektaşi...
-Ben gözlerimle gördum diyor, Yahudi.. -Allahım, diyor Bektaşi... Bir mahkemedee bir adam hem şahit, hem davacı olamaz.
-Haklısın ama, diyor, Allah Ben her şeyii görürüm. Ben de gördüm, kestiğini...
-Allahım, diyor Bektaşi...Aynı mahkemedee, hem şahit, hem hakim olunmaz...
-Gene haklısın, diyor Allah... O zaman ggetirin keçiyi ona soralım...
-Ne!... diyor Bektaşi... Keçi burada mı??...Ver onu o zaman bu Yahudi'ye...Bitsin bu dava..
GhencThurk
10-06-2007, 05:51 PM
At leşleri
Temel askerliğini yapıyormuş. Bölükte kırk ere izin vermişler. Geç kalırlarsa çadır hapsi var, ancak iyi bir mazeretleri olursa affedilecekler.
Kırk kişiden otuz dokuzu da geç kalmış, hep ayni mazeret:
- Atla istasyona celeydum. At çatladı, tren kaçtı, geç kaldum.
Derken kırkıncı da tamamlanmış, Temel çıka gelmiş.
- Senin de mi atin çatladı, diye sormuşlar.
- Hayır, demiş. Yoldaki otuz dokuz at leşini gecemedum.
GhencThurk
10-06-2007, 05:52 PM
Yeni duymus
Temel tutmus Yahudi'ye tokat atmis.
- Neden vurdun?
- Siz Isa peygamberi carmiha cermissiniz.
- Iki bin yil once olmus bir sey bu.
- Valla pen yeni tuydum.
GhencThurk
10-06-2007, 05:52 PM
Müdür
Temel sinemanın birinde müdür olmuş. Bir seyirci gelmiş,
- Sigara içebilir miyim?
- Hayır, demiş Temel.
- Ama herkes içiyor.
- Onlar sormatiler ci.
GhencThurk
10-06-2007, 05:53 PM
Piyango bileti
Cemal iki tane piyango bileti almış. Temel karşı çıkmış,
- Manyak Cemal, Niye ici tane altun? Puyuk ikramiye pi tane.
GhencThurk
10-06-2007, 05:53 PM
Maç
İki Karadeniz takımı: Ordu sporla Sinop maç yapıyorlarmış. O esnada stadın yanından bir tren geçiyormuş. Sinoplular trenin düdüğünü hakemin bitiş düdüğü zannetmişler. Ve sahayı terk etmişler. Kalan 85 dakikada Ordu spor da gol atamayınca maç 0-0 berabere bitmiş.
GhencThurk
10-06-2007, 05:53 PM
Mezarlık
Dört kişilik bir eğitim uçağı karadenizde mezarlığa düşmüş...... Lazlar 80 ceset çıkarmışlar ve olu sayısının artmasından korkuyorlarmış
GhencThurk
10-06-2007, 05:54 PM
Deve kuşları
Temel Avustralya'ya deve kuşu avlamaya seyahate çıkıyor. Orada malzemelerin hazırlayıp maceraya atılıyor. Bir virajı dönünce bakıyor 15, 20 tane devekuşu. Hemen arabayı durduruyor silahını doğrultuyor. Devekuşları silahı görünce ürkerek kafalarını kuma gömüyorlar. yani kendi akıllarınca saklanıyorlar. Temel etrafa bakıyor. ve kendi kendine sinirli sinirli soruyor:
- Ulan nereye gitti bu hayvanlar?
GhencThurk
10-06-2007, 05:54 PM
Niçinmiş?
Karadenizlilere niçin Perşembe günü fıkra anlatılmaz?
Cevap: cuma namazında gülmesinler diye ..
GhencThurk
10-06-2007, 05:54 PM
Limon kalmadı
Karadenizlinin birisi bara girmiş 'barmen bey' demiş,'limonsuz tekila'
Barmen:
- Beyefendi limonumuz kalmadı kusura bakmayın. portakalsız versek olur mu?
GhencThurk
10-06-2007, 05:54 PM
Resepsiyon
Temel Londra'da otelin birinin odasında kara kara düşünüyor.' ulan' diyor
- Ben aşağıdan içki isterken Laz olduğum anlaşılır mi acaba?
Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor....
- Bana bir fvisku,,,,,yok böyle anlarlar
- Bana bir raki......'yok' diyor 'böyle de anlarlar'
- Bana bir bira....Tamam diyor böyle iyi anlamazlar......Ve
aşağıya iniyor Masaya dirseklerini dayıyor ve sesleniyor.
-Barmen bana bir bira.
Barmen Temeli biraz süzdükten sonra soruyor:
- Birader sen Laz misin?
Temel:
- Uuuy nasıl anladın diyor;
- Çünkü burası resepsiyon, bar karşıda.
GhencThurk
10-06-2007, 05:55 PM
Ormanın güzelliği
Temelle Dursun ormanda uyuyorlar bir ara Temel Dursun'a sesleniyor.
- Dursun ormanın güzelliğine bak.
Dursun:
- Ağaçlardan göremiyorum ki.
GhencThurk
10-06-2007, 05:55 PM
Müebbet
Zamanın en büyük Mayfa babası Çok ağır bir suçtan yargılanmaktadır ve idamı istenmektedir. Jüri üyelerinin içinde Temel de vardır. Mafyanın adamları mahkemeden önce Temeli bir kenara çekerler ve şöyle derler:
- Temel ne yap et Babanın idam kaparini müebbet'e çevir yoksa bu senin sonun olur derler!!! Temel'in içine korku düşmüştür: Acep ne yapsam da bu adamı kurtarsam" diye düşünür. Dava baslar günlerce devam eder ve nihayet Jüri üyeleri karar vermek üzere odalarına geçerler. Aradan uzun bir süre geçtikten sonra jüri geri gelir ve kaparini okur:
- Müebbet hapis derler. Bunu duyan Babanın adamları ne yapacaklarını şaşırırlar doğru Temel'e gidip:
-Af ferim sana Temel simdi gözümüze girdin derler. Ehh be Temel iyi güzel de bu isi nasıl basardın diye sorarlar. Temel:
- Sormayın bre uşaklar der millet Beraat Beraat diye tutturdu Muebbete çevirmek kadar aklan karayı seçtim der.
GhencThurk
10-06-2007, 05:55 PM
Dört tane
Tursun sormuş Temel'e:
- Ula Temel Sen kaç dua biliyorsun;
Temel:
- Dört adet dua pileyrum demiş.
Tursun:
- Hangilerini pileysun demiş.
Temel:
- Üç ihlas bir Elham'i pileyrum daaa
GhencThurk
10-06-2007, 05:55 PM
Hatırla ula hatırla
NATO da komutanlar aralarında konuşuyorlarmış, her ülkenin komutanı kendi askerinin daha dayanıklı ve ser verip sır vermeyeceğini iddia ederler neyse her ülkeden bir asker çağırırlar ve bir sır verirler:
Ne olursa olsun kimseye söylemeyeceksin diye tembih edeler. Sonrada o askerleri sorgulamak için en usta işkencecileri görevlendirirler Alman Askerini çağırırlar başlarlar sorgulamaya Alman askeri 2 saat sonra bülbül gibi öter ve kendisine verilen sırrı söyler. italyan Askeri 3 saat sonra öter. Yunan Askeri 1 gün sonra öter. Bizim Temel i alırlar sorguya 1 gün 2 gün ,3 gün, 1 hafta, Temeli konuşturamazlar. Türk kumandanı tebrik ederler ve Temeli salıverirler. Bizim Temel çıkar çıkmaz hemen koşar ve kafasını duvarlar a vurarak bağırır:
- Hatırla ula neydi hatırla
GhencThurk
10-06-2007, 05:56 PM
Tecrübe
Dört kişilik avci gurubu, tecrübeli avcı Temel'in önderliğinde ormanda ilerlemektedirler. Karşılarına küçük bir delik çıkar.
Temel: - Yatın yere, tavsan deliği !
Bütün avcılar yere yatarlar. Gerçekten bir müddet sonra delikten tavşan çıkar. Avcılar hemen vururlar. Tekrar yürümeye başlarlar. Bir sure sonra büyükçe bir delik çıkar karşılarına.
Temel: Yatın yere, tilki deliği!
Yatarlar. Biraz sonra tilki çıkar. Onu da vururlar. Tekrar yola düşerler. Bu defa daha büyük bir delik çıkar.
Temel: -Yatın yere, ayi ini !
Yere yatarlar ve çıkan ayıyı vururlar. iyice keyiflenen avcılar yürümeye devam ederler. Kısa bir zaman sonra kocaman bir deliğin başında dururlar. Acemiler hep birden Temel'e bakar.
Temel: - Uşaklar ne çıkacağını bilmiyorum. Ama Yatın yere, ne çıkarsa bahtımıza !
. . .
Ertesi gün gazetelerde manşet:
Dört avcı tren altında can verdi...
GhencThurk
10-06-2007, 05:56 PM
Deve
Temel, bir gün Afrika'ya gider. Hazır gitmişken bir de deveye bineyim öyle döneyim der. Neyse deve kiralayan bir yer bulur ve sahibine nasıl sürüldüğünü sorar,
-Oh diyince gider. Ohhhh Ohhh! diyince koştura koştura gitmeye baslar.
Temel sorar:
-Eeee, nasıl duracağım?
-Amin diyince de durur.
Neyse bizim adam biner deveye, - "oh", der, başlar yavaş yavaş gitmeye.
Neyse, bir süre sonra sıkılır ve
"Ohhhh Ohhhh!" der. Bu sefer deve de koşturmaya başlar. Temel çok keyiflidir. Bir yandan koştura koştura giderken bir yandan da çevreyi seyretmektedir. Tam bu sırada bir bakar karsında bir uçurum. Ne yapacağını şaşırır. Heyecandan ne söyleyeceğini unutur. Neyse der bari bir "son dua" okuyayım ve baslar okumaya. Duasını bitirince "Amin" der ve deve zınk diye durur uçurumun kenarında. Bizim adam kurtulmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes alır:
-OHHH BEEE!
GhencThurk
10-06-2007, 05:56 PM
Temel ve paraşüt
Temel paraşüt kursuna gidiyormuş. Kursun son günü gelmiş. Temel ve arkadaşları ucaktan atlayıp kursu bitireceklermiş. Hocaları son kez tekrar etmiş;
- Arkadaşlar, atladıktan on saniye sonra paraşütünüzün düğmesine basın. Acılmazsa 20 saniye sonra yedek paraşütün düğmesine basın. Eğer bu da Acılmazsa imdat düğmesini kullanın. Sizi aşağıda pikap bekliyor olacak."
Atlama sırası Temel'e gelmiş. Temel atladıktan 10 saniye sonra paraşütün düğmesine basmış. Fakat paraşütü acılmamış. 20 saniye sonra yedek paraşütü de denediyse de nafile. Son care olarak imdat düğmesine basmış. Bu da acılmamış. Bu arada yere hızla yaklaşmaktadır. Temel yere doğru bir bakar ve şu cümleyi söyler;
-Allah bilir şimdi aşağıda pikap da yoktur.
GhencThurk
10-06-2007, 05:56 PM
Fotoğraf
Temel bir is için bir fabrikaya başvurmuş. Fabrika da 12 tane vesikalık fotoğraf istemiş. Temel kara kara düşünmeye başlamış, 'vesikalık fotoğrafı nasıl çektirecem ben simdi' diye. Durumu Idris'e açıklamış. O da demiş ki:
- üzülme Temel, geniş bi arazide bi çukur kazarız, sen sadece vesikalık kısmın gözükecek şekilde çukura girersin, ben de senin resmini dedemden kalma yadigarla çekerim, demiş. Temel kabul etmiş ve yer ve zamanı ayarlamışlar. Buluşma vaktinden önce Temel Buluşma yerine gidip 12 tane kuyu kazmış. Idris gelince şaşırmış:
- Yahu Temel, niye 12 kuyu kazdin ki, demiş, ben zaten 12 tane fotoğraf makinesi getirmiştim. Hiç gerek yoktu kazmana.
GhencThurk
10-06-2007, 05:56 PM
Kuş sanduydum
Temel şehre inmiş. Bakmış pencere kenarın da bir papağan.
İçinden:
- Allah Allah kuşa bak yav. demiş. Tabii bu arada papağan da Temelin kendisine baktığını görüp:
- Ne bakıyorsun hemşehrim... demiş . Temel biraz şaşkınlık biraz da saflıkla:
- Afedersun hemşerum. Ben seni kuş sandiydum.
GhencThurk
10-06-2007, 05:57 PM
Ölüm cezası
Naziler üç İngiliz,Fransız ve Laz'ı esir almışlar ve sonuçta ölüm cezası çarptırmışlar. Ve askerler soruyor:
- Beyler Giyotinle mi ölmek istersiniz? Asılarak mi? Kursuna dizilerek mi? İlk önce Fransız yanıt verdi:
- Benim atalarım hep giyotinle öldüler ben de giyotinle. Onu almışlar kafasını yerleştirmişler giyotine. Giyotini üstten bırakıyorlar. Tam kafasına 2 santim kalınca giyotin duruyor. Maalesef giyotin bozuk Almanlar sinirleniyor. çünkü bu durumda Fransız kurtuldu. İngiliz:
- Arkadaşlar. Asılarak ölmek çok kotu benide giyotinle oldurun. İngiliz uyanıklık yapıyor. Almanlar giyotini tamir ediyorlar. Ama olay ayni şekil de cereyan ediyor. Sonuçta İngiliz de kurtuluyor. Sıra bizim Laz'a geliyor. Bizim Temel de uyanık:
- Arkadaşlar asılarak ölmek gerçekten çok kötü. E zaten giyotin de çalışmıyor. En iyisi beni kurşuna dizin
GhencThurk
10-06-2007, 05:57 PM
İki maaş
Temel çok zengin ayrıca prestiji de sağlam. Bir gün otelin birinin kral dairesin de ummadık bir şey oluyor. Temel altına kaçırıyor. Temel pantolonu fazla kirlenmediğine seviniyor ama çorap batmış. Şimdi komiyi çağırsa rezil olacak. En iyisi diyor pencereden aşağı atayım. çorabı pencereden salarken elinden kaçıyor ve tavana çarpıp yere düşüyor. Eyvah tavan mahvoldu çaresiz artık komiyi çağırıyor. Komi içeri giriyor. Temel:
- Su tavandakini temizle sana bir maaşın kadar avans vereyim. Komi çok şaşkın şekilde cevap veriyor:
- Sen onu oraya nasıl yaptığını söyle ben sana iki maaşımı vereyim.
GhencThurk
10-06-2007, 05:57 PM
Madem Türksün
Temel İngiltere'ye gidecekti. Onun için bir arkadaşından İngilizce hakkında bilgi istemişti. Arkadaşı Türkçe kelimelerin son hecesinin uzatılması şeklinde Temel'e bilgi verdi. Temel uçağa bindi. ön dakika sonra hostesi çağırmak için: Hosteeees. O da ne hostes gelmişti. Temel İngilizce yi sökmeye başladığını düşünüyordu. Havaalanından çıktı:
Taksiiiii Vay be taksi de durmuştu Temel ağır ağır kendini kaptırdı:
Hoteeeeeeel Otele gitti. Odasına çıktı,duş aldıktan sonra bara indi:
Viskiiiii. Daha sonra Londra sokaklarında dolaşmaya başladı. Parkta bir adam gördü:
-Merhabaaaaa,nasilsiniiiiz? Adam:
- İyiyiiiiim,sağoooooool Temel:
Türk musunuuuuz? Adam:
Eveeeeet Temel:Kardeşim Türksün de neden iki saattir İngilizce konuşuaysun o zaman.
GhencThurk
10-06-2007, 05:57 PM
CUMA GÜNLERİNİ SEVECEĞİNİ SANMIYORUM
Çok günahkar bir adam ölmüş ve kendini cehennemde bulmuş... Şeytanın
karşısına geçmiş, şeytan ona sormuş;
- Niye titriyorsun, korkuyor musun?
- Tabi ki korkuyorum, cehenneme düştüm..!!!
- Aaa korkma, cehennem size anlatıldığı gibi bi yer diil, göreceksin...
Meselaaaaa... Sen içki sever misin?
- Severim hem de çok
- Harika... O zaman Pazartesileri de çok seveceksin.. Pazartesi burada
İÇKİ GÜNÜ'dur.. Bütün gün viski, tekila, bira, şarap servisi yapılır...
İstediğin kadar içeceksin ve asla sarhoş olmaycaksın..... nasıl?
- Waowwwww bayıldım...!!!
- Peki sigara içer misin?
- Evet çok fazla içerim..
- Harika.. o zaman Salıları da çok seveceksin...
Salı burada SİGARA GÜNÜ'dür... Bütün gün dünyanın en kaliteli
sigaralarını tutturebiliceksin, ciğerlerin patlamaycak, öksürük
krizleri
yok,
kanser de yok, nasılsa ölüyüz di mi... Nasıl??
- Aman tanrım insan daha ne ister ki..!!!!
- Peki kumar oynar mısın??????
- Evet !! Hayattayken deli gibi kumar oynardım...
- Harika..... O zaman Çarşambaları da çok seveceksin...
Çarşamba burada KUMAR GÜNÜ'dür...
Sabahtan akşama kadar blackjack, poker, rulet, ne ararsan...
İflas etmek yok, hep kazanmak var, kazandıkça oynamak var... Nasıl?
- İNANILMAZ... TEK KELİMEYLE İNANILMAZ...!!!
- Ya uyuşturucularla aran nasıl???
- Aaah sorma, ben iflah olmaz bir uyuşturucu bağımlısıydım...
- Sen çok şanslısın ahbap... Perşembelere de bayılacaksın demektir...
Perşembe burada UYUŞTURUCU GÜNÜ'dür... Bütün bir gün eroin, kokain,
marijuhana, hangisini istersen ne şekilde istersen alabiliceksin...
Kafayı bulmak yok, zehirlenmek yok, bütün gün uçuş halindesin...
Hoşuna gitti mi????
- BUNLARA İNANAMIYORUM CENNETTE BU KADAR MUTLU
OLAMAZDIM HERHALDE...!!!
- Peki eşcinsel misin?
- Hayır...
- Hmmmm.. O zaman Cumalardan nefret edeceksin..
GhencThurk
10-06-2007, 05:58 PM
Sarışın
Kör bir adam yanlışlıkla Bayanlar Barına girer. Bara doğru ilerler ve bir içki ısmarlar. Biraz oturup, içkisini yudumladıktan sonra barmene seslenir: "Hey, bir sarışın fıkrası duymak ister misin?" Birden bar, bomba düşmüş gibi sessizleşir. Kör adamın yanında oturan kadın, tok bir sesle: "Hey bayım," der "bu fıkrayı anlatmadan önce bilmeniz gereken beş şey var.
Birincisi, barmen sarışın bir kız.
İkincisi kapı görevlisi sarışın bir kadın. Üçüncüsü, ben 1.90 boyunda
karatede siyah kuşaklı bir sarışınım.
Dördücüsü, sağınızda oturan kadın profesyonel bir halterci ve sarışın.
Beşincisi, benim yanımda oturan kadın profesyonel güreşçi ve sarışın.
Yine de bu fıkrayı anlatmak istiyor musunuz?"
Kör adam bir kaç saniye düşünür, sonra başını sallar: "Hayır, hiç sanmıyorum. Beş defa anlatamam."
GhencThurk
10-06-2007, 05:58 PM
Kaçakçı
Juan, motosikleti ile Meksika sınırına gelir.
Arkasındaki iki büyük çantayı gören sınır polisi şüphelenir ve içinde ne olduğunu sorar.
Juan, "Yalnızca kum" diye yanıt verince polis,
"Aç bakalım çantaları" der.
Juan çantaları açar, polis didik didik kontrol etmesine rağmen kumdan başka birşey bulamaz çantada ! Bununla yetinmeyen polis, gece yarısına kadar kumu her tür tahlilden geçirtir ancak saf kumdan başka birşey yoktur ! Polis, çantalarını Juan'a geri verir ve sınırdan geçmesine izin verir.
Ertesi gün Juan Motosikletinin arkasında iki büyük çantayla tekrar sınırda belirir. Polis Juan'ı gene durdurur, didik didik arar, birşey bulamaz ve Juan'ı serbest bırakmak zorunda kalır.
Bu olay, polis emekli olana dek yıllarca devam eder !
Bir gün emekli polis Meksika'da bir barda otururken Juan'ın içeri girdiğini görür ve derhal yakasına yapışır;
"Senin yıllardır birşeyler kaçırdığından eminim. Çıldıracağım. *******i uyku uyuyamıyordum senin yüzünden. Lütfen anlat bana ne kaçırdığını. Aramızda kalacağından emin olabilirsin."
Juan gülümseyerek yanıtlar, "Motosiklet"
GhencThurk
10-06-2007, 05:58 PM
Cesaret
Bir gün havacilarin karacilarin ve denizcilerin en yüksek komutanlari
> askerlerinin cesaretlerini birbirlerine ispatlamak için toplanmislar.
> Karacilarin komutani bir asker çagirmis.
> Asker "emret komutanim" diyerek yanina gitmis. Komutani yere
yatmasini
istemis.
> Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermis.
> Asker kilini bile kipirdatmadan yattigi yerde beklemis ve malumunuz
ezilmis.
> Komutan digerlerine dönerek 'iste cesaret' demis.
> Havacilarin komutani bir asker çagirmis. Asker yine 'emret komutanim'
diyerek
> komutaninin yanina gitmis. Komutani helikoptere binmesini emretmis.
> Asker helikoptere binmis ve havalanmis. Daha sonra komutani askere
asagiya
> parasütsüz atlamasini emretmis.
> Asker de emre itaat etmis ve atlamis. Yere çakilmis ve can vermis.
Komutan da
> digeri gibi dönerek 'iste cesaret' demis.
> Sira gelmis denizci komutana. Denizci komutan askerini çagirmis.
Asker
'ne var
> lan' demis. Komutan 'gel buraya' emrini vermis. Asker ona 'hade len'
demis.
> Komutan diger komutanlara dönerek 'iste cesaret' demis.
Baltacı
>Birgün ormancinin biri dallari nehrin üzerine sarkan agacin dallarin keserken baltasini suya düsürür. "Aman tanrim" diye bagirdiginda tanri hemen bir melek gönderir. Melek "ne diye bagiriyorsun?" der. Ormanci baltasini suya düsürdügünü ve yasamini sürdürebilmek için o baltaya ihtiyaci oldugunu söyler.
>
>Melek suya dalar ve elinde bir altin balta ile tekrar belirir. "Baltan bu muydu?"
>
>diye sorar. Ormanci "hayir" diye cevaplar. Melek suya tekrar dalar ve bu sefer elinde gümüs bir balta ile tekrar belirir ve yine sorar. "Baltan bu muydu?" ormanci yine "hayir" diye cevaplar. Melek suya tekrar dalar ve bu sefer elinde demir bir balta ile tekrar belirir ve yine sorar. "Baltan bu muydu?" ormanci "evet" der. Ormancinin dürüstlügü tanrinin çok hosuna gider ve melege baltalarin üçünü de ormanciya vermesini emreder. Ormanci mutlu bir sekilde evine döner. Bir zaman sonra ormanci esiyle birlikte nehir boyunca yürürken karisi suya düser. Ormanci "Aman tanrim" diye bagirir. Tanri yine bir melek gönderir. Melek sorar.
>
>"Ne diye bagiriyorsun?"
>
>Ormanci "karim suya düstü" der. Melek suya dalar ve jennifer lopez le birlikte geri döner.
>
>"Senin karin bu mu?" diye sorar. Ormanci "evet" der. Melek sinirlenir.
>
>"Yalan söylüyorsun.Gerçek bu degil" der. Ormanci "Özür dilerim." der.
>
>"Ortada bir yanlis anlasilma söz konusu. Eger jennifer lopez için hayir deseydim bu sefer catherine zeta-jones ile geri dönecektin.
>
>O na da hayir deseydim karimla dönecektin ve sonunda da tanrim her üçünü de bana verecekti. Ben fakir bir adamim ve üç karimin sorumlulugunu tasiyabilecek durumda degilim.
>
>jennifer lopez e evet dememin sebebi budur."
>
>*******
>
>Bu hikayeden alinacak ders : Ne zaman bir erkek yalan söylüyorsa bunun iyi ve saygin bir nedeni vardir ve bu baskalarinin yarari içindir.Kendimiz için bisey istiyosak ekmek, musaf çarpsin!!
GhencThurk
10-06-2007, 05:59 PM
Kafir
Neyzen Tevfik sivri dilliliği ve içmesiyle bilinen bir sofuymuş.Yine herzamanki mekanında arkadaşlarıyla içiyormuş Oradan geçmekte olan katı dindar bir başka sofu arkadaşı Neyzen'i görmüş.Söylene söylene yanına gelmiş ve şöyle demiş:
-Ah Neyzen! iyi adamsın hoş adamsında, bbirde şu kafiri içmesen
Neyzen sofuya bıyık altından gülerek:
-Sen hiç merak etme aziz dostum. Ben bu kafiri önce ehli müslim yapıyorum, sonra içiyorum
GhencThurk
10-06-2007, 05:59 PM
İş iştir
Abraham Libemovitz sınıfındaki tek yahudi öğrenciydi. Ne iyi ki yaşadığı şehir nezih bir yerdi ve ırkçılık gibi sorunlar yoktu. Bir gün sınıfta öğretmen şöyle bir soru sordu:
- Evet çocuklar, dünyada gelmiş geçmiş een büyük insan kimdir? Bilene 20 dolar vereceğim. Bütün çocuklar tahmin etmeye başladı. Biri "George Washington ! Çünku ulusumuzun babasıdır!" dedi. Başka biri "Abraham Lincoln ! Çünkü köleliği kaldırdı !", bir diğeri; "Jan Dark ! Fransayı kurtardı !" Fakat öğretmen bu cevapları kabul etmemiş. Bu sırada Abraham parmak kaldırmış. Öğretmen sormuş; "Evet Abraham,sence dünyada gelmiş geçmiş en büyük insan kimdir?" - Nasıralı İsa.
- Bravo Abraham, aferim, gel al 20 dolarrını.
Dersten sonra cevaptan çok memnun kalmış olan öğretmen Abrahama neden isa cevabını verdiğini sordu.
- Öğretmenim, aslına bakarsanız bence düünyadan gelmiş geçmiş en büyük insan Musadır ama...,iş iştir...
GhencThurk
10-06-2007, 05:59 PM
Dünyanın Sonu
Günün birinde Bill Clinton, Fidel Castro ve Bill Gates kendilerini tanrının yanında bulmuşlar. Tanrı bunlara dönmüş " Sizi buraya çağırdım çünkü 2000 yılında kıyametin kopacağını cemaatlerinize haber vermenizi istiyorum" demiş. Daha ne olduğunu anlayamadan bi de bakmışlar ki evlerindeler...
Clinton, hemen ülkenin bütün televizyonlarına haber vermiş ve canlı yayına çıkmış. " Sayın vatandaşlarım, size bir iyi bir de kötü haberim var. İyi olanı, In god we trust harbi harbi var. Yani bunca zaman boşuna inanmadınız. Kötü olan ise 2000 yılında kıyamet kopacak...
" Kastro'da boş durmamış hemen insanlarının karşısına geçmiş. " Yoldaşlar üzgünüm ama size iki kötü haberim var. Birincisi, bunca zaman kendimizi kandırmısız, tanrı gerçekten de varmış! İkincisi ise daha kötü, daha tanrıya inanamadan hepimiz öleceğiz, çünkü 2000 yılında kıyamet kopuyor.
" Bu arada Gates'de bütün kurmaylarını toplamış havadis veriyor. "Baylar size iki iyi haberim var. Birincisi, tanrı beni dünyanın en önemli üç kişisinden biri olarak görüyor. İkincisi ise artık "year2000" problemini çözmemize gerek kalmadı..."
GhencThurk
10-06-2007, 05:59 PM
Kaplumbağalar
iskoçyada nesli tükenmekte olan dünyanın en uzun ömürlü hayvanlarından üç kaplumbağa nın canları sıkılmış ve ne yapacaklarını bilmiyorlarmış. İçlerinden biri uzklardaki bir dağı gösterip.
-Hadi biralarımızı da alıp şu dağın zirvvesinde piknik yapalım demiş.
-Güzel fikir diye almışlar yanlarına soğğuk biralarını ve yiyeceklerini yola koyulmuşlar.dağın zirvezine ulaşmak tam yirmi yılda olmuş.soluklandıktan sonra içlerinden biri,
-hadiyemeğimizi yiyip biralarımızı içeliim. demiş sofra hazırlanmış ama o da ne?Biraları açmak için açacak getirmeyi unutmuşlar.kimin gideceğine kararverirken içlerinden yaşı küçük olan -Ben giderim ama bir şartla kimse ben gelinceye kadar yemeklere dokunmayacak.demiş ve kabul edildikten sonra yola koyulmuş.aradan 20 yıl 30 yıl 40 yıl derken 50 yıl geçmiş hala gelen yok. içlerinden en yaşlı olanı
-Ben artık yaşlandım izin verde bir parçça ekmek yiyeyim demiş arkadaşıda tamam demiş ve yaşlı kaplumbağa tam ağzına lokmasını götürüp ısırdığı esnada karşı taraftaki çalıların arasında bir hışırtı duyulmuş ve birden en küçük kaplunbağa fırlamış ve
-Yalancılar. e vallahi gitmeyeceğim. demmiş
GhencThurk
10-06-2007, 06:01 PM
Meslek
Birinci sınıfa başlayan çocuklara öğretmen, babalarının mesleklerini soruyordu :
-Söyle bakalım Tuna, baban ne iş yapıyorr? Tuna :
-Otobüsleri kaldırıyor efendim, dedi. Biir sıra önde oturan bir çocuk yanındaki arkadaşına yavaşça sordu:
-Pekiyi anlayamadım, neymiş babası? Arkaadaşı büyük bir saflıkla cevap verdi:
-Vinç miş, vinç!
GhencThurk
10-06-2007, 06:01 PM
Şempanze
Kadın bebeğiyle otobüse binerken otobüs şöförü kendini tutamayıp şöyle demiş:"- Aman tanrım ne kadar çirkin bir bebek..." Kadın sinirle biletini kutuya basmış, en arka tarafa geçmiş, bir adamın yanındaki boş yere oturmuş. Adam dönüş kadına;"- Özür dilerim. Acaba az önce şöförle aranızda ne geçti?"
Kadın: - Büyük bir terbiyesizlik etti. Hakaret...
Adam: - Bir kamu görevlisi insanlara hakaret edemez. Suç teşkil eder.
Kadın: - Doğru. Gideyim de şunu bir azarlayayım.
- Merak etmeyin, ben maymununuza gözkulaak olurum...
GhencThurk
10-06-2007, 06:01 PM
Mucizeler
Bir Yahudi, bir Hristiyan ve bir Müslüman kimin daha çok dindar olduguna dair tartisiyorlarmis.
"Çölün ortasinda devemin üzerinde gidiyordum" demit Müslüman."Aniden, nereden geldigi belli olmayan çok büyük bir kum firtinasi koptu. Devemin yanina uzandim, deveyle birlikte kumlara daha çok gömüldükçe, gerçekten sonumun geldigini düsündüm. Ama, Allah 'a inancimi yitirmedim. Dua ettim, dua ettim ve aniden etrafimdaki on millik alanda firtyna durdu ve ben köyüme dönebildim.
Hristiyan , "Bir gün okyanusta küçük bir kayikta balik tutarken, dev bir firtina koptu. 2 metre boyunda dalgalar! Gerçekten sonumun geldiiini sandim. Tanri 'ya dua ettim, dua ettim ve sonra etrafimdaki on millik alanda firtina dindi, ben karaya çikabildim."
Yahudi anlatmaya baslamis. "New York sehrinin ortasindayken, yerde siyah bir çanta gördüm. Çantanin içine bakinca parayla dolu oldugunu gördüm. Cumartesi günü oldugundan ve bizim bu kutsal günümüzde paraya el sürmemiz yasak oldugu için, gerçekten sonumun geldigini düsündüm. Ama, inancimi yitirmedim. Dua ettim, dua ettim ve aniden, etrafimdaki on millik alanda "Sali" oldu.
GhencThurk
10-06-2007, 06:01 PM
Ne Sıklıkta
Erenlerden birine sormuslar
-'ne sıklıkla oruç tutarsın?'
-'ooo' demiş 'her sene kesin oruç tutarıım'
-'peki ne sıklıkla namaz kılarsın?'
-'ooo' demiş 'çok sık. her hafta namaz kkılarım'
-'peki' demişler ne sıklıkla alkol alırssın?'
-'ehh' demiş 'cok nadiren. akşamdaan akşşama
GhencThurk
10-06-2007, 06:01 PM
Tedbirli olmaya çalışıyor
Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek;
'Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle'...der.
Ancak adamdan ses çıkmaz.
Papaz isteğini bir kez daha tekrarlar, ama hastanın sessizliği sürer.
Sonunda Papaz kızgın bir ifadeyle; 'Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyosun, bre gafil?' diye sorunca adam halsizce karşılık verir; 'Nereye gideceğim belli olmadan kimse hakkında kötü konuşmak istemiyorum.'
GhencThurk
10-06-2007, 06:02 PM
BİTSİN BU DAVA
Bektaşi'nin birine konuk gelecekmiş. Bektasi konuğu nasıl ağırlar... Elde yok, ayakta yok.. Mahçup olmak da istemiyor... Komşusu Yahudi'nin bir sürü keçisi varmış...Onlardan birini çaktırmadan alıp kesiyor... Ama çaktırmadığını sanan kendisi... Yahudi, ağacın arkasından gözlermiş durumu... Diyor ki kendi kendine, "Kadıya gitsem.. Kadı Müslüman, o Müslüman, ben Yahudi� Davayı kazanamam. Hadi kazandım, Bektaşi'nin nesi var ki, ondan alıp bana versin... Biz artık Allah'ın huzurunda hesaplaşırız... Yıllar geçiyor. Yahudi, Allah'ın huzurunda davacı oluyor, Bektaşi'den... Mahkeme kuruluyor..
Allah :
-Sen Yahudi kulumun keçisini kesmişsin, diyor Bektaşi'ye...
-Kesmedim, diyor Bektaşi...
-Ben gözlerimle gördum diyor, Yahudi.. -Allahım, diyor Bektaşi... Bir mahkemedee bir adam hem şahit, hem davacı olamaz.
-Haklısın ama, diyor, Allah Ben her şeyii görürüm. Ben de gördüm, kestiğini...
-Allahım, diyor Bektaşi...Aynı mahkemedee, hem şahit, hem hakim olunmaz...
-Gene haklısın, diyor Allah... O zaman ggetirin keçiyi ona soralım...
-Ne!... diyor Bektaşi... Keçi burada mı??...Ver onu o zaman bu Yahudi'ye...Bitsin bu dava..
GhencThurk
10-06-2007, 06:02 PM
Elimden Geleni Yaptım
Kasabanın birinde kilisede pazar ayini sırasında kilisenin içinde olduğu kasabayı su basar. Sular kiliseye doğru ilerlemeye başlar.Herkes panik içinde koşuştururken Papaz'ın yerinde durduğunu gören insanlar Papaz'a gelmelerini söylerler.
Papaz onu Tanrı'nın koruyacağını söyler.
O anda sular yükselmeye başlar.Sular kiliseye girer.Rahip canını kurtarmak için 2. kata çıkar.Bir yandan da Papaz'a kaçmasını söyler.Papaz inadını devam ettirir.Sular 2. kata çıktığında pencerenin önünden bir kayık geçer.İçinde halktan bazı kişiler vardır.Papaz'a gelmesini söylerler ama Papaz yine inadını sürdürür.
'Tanrı beni korur'der.Sular çatıya çıktığında yine bir kayık geçer ve yine halktan bazıları kayığın içindedir Papaz'a gelmesini söylerler ama Papaz 'Tanrı beni korur'demeye devam eder.Sular çatıyıda aşınca Papaz çatıdaki direğe tutunur.Bu sefer tepeden bir helikopter geçer. İçinde yine halktan bazı kişiler vardır.Papaz'a gelmesini söylerler.Papaz yine
'Tanrı beni korur.'der. Ve ölür.
Tanrı'! nın huzuruna çıkar.Tanrıya 'Ben sana darıldım Tanrım. Ben senin huzurunda yıllarca çalıştım,sen beni öldürdün.'der.
Tanrı da 'asıl sen kendini öldürdün.Senin için 2 kayık 1 helikopter gönderdim daha ne yapayım.'der
GhencThurk
10-06-2007, 06:02 PM
Cehennem
Dört samimi arkadaş aynı arabada yolculuk ederken trafik kazasında ölürler. Azrail "Türk cehennemine mi yoksa avrupa cehennemine mi gitmek istersiniz?" diye sorar. "Fark nedir?" diye sorarlar. Azrail "Avrupa cehenneminde her gün bir kepçe Türk cehenneminde her gün bir kova bok yersiniz" der. Üç tanesi "biz Türk doğduk, Türk ölürüz" der. Bir tanesi ise uyanıktır, Avrupa cehennemini seçer. Ve aradan epey zaman geçer avrupa cehennemindeki adam artık kepçe kepçe yemekten bıkmıştır, arkadaşlarının durumunu merak eder, hallerini görmek için ziyarete gider. Oysa onlar şen şakrak gülerek karşılarlar onu. Dayanamaz sorar: "Ben bir kepçesini hazmedemezken siz her gün bir kova bok yiyip nasıl bu kadar neşeli olursunuz?" "Oğlum oğlum" derler "Burası Türk cehennemi, bir gün bok olur kova olmaz bir gün kova olur bok olmaz, 3 aydır bir bok yediğimiz yok!"
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:07 PM
Başka Para Yok mu?
Temel bir gün dolmuşa binmiş. Arkadan bir kadın:
-Parayı uzatır mısınız, demiş. Temel de parayı çekiştirdikten sonra:
-Bu para uzamıyiy başka para yok mi? demiş.
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:07 PM
--------------------------------------------------------------------------------
Hazine
Bir gün Temel ormanda gezinirken bir hazine bulur. Hazineyi gömer. Gömdüğü yerin üstüne bir tabela koyar. Tabelanın üstüne "burada hazine yoktur!" yazar. Ormana giden Dursun hazine olduğunu anlar hazineyi alır. Bir tabela çakar tabelanın üstüne "bu hazineyi Tursun almadi".
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:07 PM
Toyota-Kriko
Bir japon Temel'in bulunduğu kahveye girerek:
-Var mı bana yan bakan, diye bağırmış.
Temel:-Ben bakarım, demiş. İkisi dışarı çıkmış. Geldiklerinde Temel'in ağzı burnu kan içindeymiş. Japon’a sormuşlar: -Nasıl yaptın bunu?
-Bir Koretekvando yaptım işi bitti, demiş.
2. gün yine aynısı olmuş. Bu sefer de:
-Japonkarete yaptım oldu, demiş.
3. gün yine böyle olmuş. Bu sefer de:
-Çinkung-fu yaptım oldu, demiş.
4. gün ise Japon'un ağzı burnu kan içindeymiş. Temel'e:
-Nasıl yaptın bunu? diye sormuşlar.
Temel de:
-Bir Toyota-kriko yaptım işi bitti, demiş.
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:07 PM
--------------------------------------------------------------------------------
Tree
Temel ile Thomas yolda giderlerken bir ağaç görmüşler. Thomas:
-Biz buna İngilizce'de "tree" deriz, demiş.
Temel de yanıt olarak:
-Biz ona pişey demeyuz. Yanundan geçer gideruz!
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:07 PM
Muz
Bir gün Temel ile Dursun Haydarpaşa garında tam trene binecekken oradan bir muz satıcısı geçer.
Temel Dursun’a derki:
-Ula pu da ne olii?
Dursun:-Haçen televisyonda gördim. Oaa muz diyiyler Temel, demiş.
Temel:-O zaman tadına bi bakalım, demiş.
İki muz alarak trene binmişler. İkisi de muzlarını soymuşlar. Tam Temel bir diş atmış ve tünele girmişler. Tünelden çıktıktan sonra Temel şok olmuş:
-Haçen Dursun bu muz dedikleri demek böyle olii bir diş attum, kör oldum sanki!..
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:08 PM
Şampiyon
Temel' in mezar taşında şunlar yazılıymış:
"Trabzon ili, Of ilçesi, camdan sarkma şampiyonu
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:08 PM
Temel ve Maymun
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş.
Maymunun görevleri: "yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış :
"maymunu iyi besle!"
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:09 PM
Ocağım Söndü
Gurbette çalışan iki Karadenizliden biri izinden dönmüş, hemşerisine memleketten haberler veriyordu :
-Memlekette kar yağdı, kurtlar çakallar köye kadar indi, dedi. Bunun üzerine arkadaşı:
-Bir zarar verdiler mi?
-Sizin çilli horozu çakal kaptı.
-Peçi Karabaş nerede imuş?
-Eşek Karabaşa tekme atarak öldirmuş.
-Eşek değirmenda değul miydu?
-Değirmenden babanın tabutunu cetirmişdu.
-Uy, babam öldi mu?
-Öldü ya. Ananın ölümüne dayanamadu da..
-Ah anam ah! O da mu öldi?
-Eviniz yanarken kurtaramaduk.
-Uyy desene ocağum söndü
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:09 PM
Aynı Mezarda mı?
Temel uzun zamandır görmediği arkadaşı Cemal'le İstanbul'da karşılaşır:
-Uşak nasilsun pakayum?
-İyiyum...
-Çocuklarun nasuldur?
-Onlar da çok iyidur...
-Ha karin nasuldur?
Temel böyle sorunca Cemal'in birden yüzü değişir... Temel arkadaşının karısının geçen yıl öldüğünü hatırlayıp hemen şöyle der:
-Yani aynı mezarda mi yatayii?
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:09 PM
Kılçık
Sınıfta öğretmen, insan iskeletini göstererek sordu:
-Bunun ne olduğunu söyleyebilir misin Salim? dedi.
Karadenizli Salim hemen cevapladı:
-İnsan kılçiğidur öğretmenim...
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:09 PM
Altınlar
Temel'in küçük takası, on kişilik tayfasıyla Karadeniz'in engin sularında yol almaktadır. Temel tayfalarını yanına çağırır. Onlara şöyle der:
-Uyy uşaklar, ha purada pi teneke altinumuz olsa idu ne ederduk?
Uşaklar:
-Uyyy paylaşirduk onlari...
Temel öneriyi kabul eder ve altınları paylaştırmaya başlar:
-Uyy... on peş altin bağa, pi altin size, on peş altın bağa, pi altin size...
Tayfalar buna itiraz ederler ve aralarında müthiş bir kavga başlar. Kıyasıya dövüşürler. Neden sonra Rize'ye geldiklerinde durumu mahkemeye intikal ettirirler. Mahkemede yargıç olayı anlattırır. Hem Temel, hem de tayfaları olduğu gibi olayı anlatırlar.
Bunun üzerine yargıç:
-Peki getirin altınları, dediğinde, hepsi bir ağızdan:
-Uyy haçim bey, pizum altinumuz falan yok, olacağinu farz edeyduk.
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:09 PM
Top Atışı
Temel ile Dursun evlerinin bahçelerinde otururken bir tane, bir tane daha derken 21 tane top atılır.Temel dayanamaz,sinirlenir.
-Bugün komşu devlet başkanı geldi. Onun için top atılıyor, der Dursun.
Temel sinirli sinirli başını sallar:
-Şu işe bak! Bizim zamanımızda tek atışta vururlardı...
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:09 PM
Niye Koşuyorlar?
Cemal gazetesinden başını kaldırıp sorar:
-Haa bu uşaklar ne koşaylar böyle?
Temel cevap verir:
-Ula bunlar koşicudur, başbakanlık kupası için koşaylar.
-Ha kupayı çime vereceklerdur?
-Birinciye.
-Öbürkilere bir şey yok midur?
-Yoktur.
-Öyleyse onlar niye koşaylar?
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:10 PM
--------------------------------------------------------------------------------
Vesikalık
Karadenizlinin birinin canı fotoğraf çekilmek istemiş. Ama vesikalıklarda
gerçek güzelliğinin fark edilmediğini bildiğinden, fotoğrafçıya gitmiş
konuşmuş:
-"Fotoğrafimu çekeceksun daa, yalniz vesikaluk olmayacak!"
-"Tabi efenim, 24 çarpı 32'ye ne dersiniz peki?"
-"768 derim de, punin konimuzla ne alakasi vardur?"
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:10 PM
Pusula
Temel, karısı Fadime ile dargındı. Ayrı odalarda yatıp, kalkıyor, konuşmak gerektiğinde de karşılıklı yazışarak anlaşmaya çalışıyorlardı.
Bir akşam Fadime yatmak üzereyken dolabın yanında bir pusula buldu. Üzerinde şöyle yazıyordu.
- "Sabah beni beşte uyandıraysun !.."
Ertesi sabah sekizde uyanan Temel yanındaki masada şu pusulayı buldu.
- "Temel, hadi kalk! Saat beşe celeyi !.. "
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:10 PM
Farketmez
Temel'e gazeteciler sormuş:
-"Son günlerde benzine gelen zamlara ne diyorsunuz?"
Temel "Valla benum için farketmez ben hep 10 milyonluk alıyorum."
GhencThurk
10-06-2007, 06:10 PM
Vaaz
Papazın biri vaaz verecekmiş ama çok heyecanlanıyormuş. Gitmiş baş papaza, papaz efendi ben vaaz vereceyim ama çok heyecanlanıyorum demiş.Papaz,o zaman git biraz şarap iç heyecanın geçer demiş. Adam,şarabı içmiş sonrada vaazı vermiş. Vaazdan sonra gitmiş papaza,demiş nasıldı papaz efendi beğendiniz mi? Papaz , "Güzeldi yavrum ama bazı hataların var."
1)Merdivenden yürüyerek ineceksin tırabzandan kaymayacaksın.
2)Duaların sonunda oleeeey değil, Amin diyeceksin.
3)En önemlisi de İsa Tanrı'nın oğlu sütçünün çocuğu değil.
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:10 PM
Kirazın İçinde
Karadeniz'li arkadaşıyla balık tutuyormuş. Arkadaşı onu bir süre izledikten sonra dayanamayıp sormuş,
- Senin oltanda kurt yerine kiraz var.
Karadeniz'li sinirlenmiş: "Aptal, kurt kirazın içinde!" demiş.
GhencThurk
10-06-2007, 06:10 PM
Sen en iyisini bilirsin
Nasrettin hoca bir gün köyden şehre giderken yorulmuş tarlanın kenarındaki Ceviz ağacının altında dinleneyim demiş.Şöyle bir etrafına bakınıp ağacın altına uzanmış. Ve şöyle düşünmüş.Ey Allah'ım gücüne sual olmaz amma,incecik kabak sapında kocaman kabak var, koskocaman ağaçta küçücük ceviz var, bu nasıl iş deyip uykuya dalmış.Ağaçtan bir ceviz hocanın kafasına düşüvermiş.Ve kafada ceviz büyüklüğünde bir şiş olmuş. Hoca hiddetle uyanmış ve Yarabbi sen en iyisini bilirsin demiş. Simdi o kabak ağaçta olsaydı benim halim ne olurdu.
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:10 PM
Sinemaya Cideyruz
Temel'i elinde tuttuğu penguenlerle beraber görünce,
- Bunu hayvanat bahçesine götür, diyorlar.
Bir müddet sonra Temel'le yolda dolaştığını görünce:
- Niye hayvanat bahçesine götürmedin?
- Hayvanat bahçesine götürdüm. Şimdi sinemaya cideyruz.
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:10 PM
Güneş ve Ay
Temel anlatıyormuş:
- Güneş iyidir, ay onun iki misli iyidir.
- Neden öyle?
- Ay bize gece ışığa ihtiyacımız olduğu zaman ışık vereyi, çüneş ise gündüz ışığa ihtiyacımız olmaduği zaman vereyi...
GhencThurk
10-06-2007, 06:11 PM
Güzel için oruç bozulurmu ?
Bektaşiye bir gün sormuşlar...
Gelse bir dilberi ahu
Olsa savmı ramazan
Dilber-i ahumu efdaldir ,
yoksa savmı ramazan mı?
Bektaşi cevap verir:
Fırsatı fevketme zinhar...
Sür sefasın dilberin
Olur kazası savmın
Olmaz kazası dilberin...
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:11 PM
Annem Gel Dedi
İlkokul öğretmeni sınıfta Cennet'e gitmek isteyenlerin ellerini kaldırmalarını ister. Yalnız Temel'cik elini kaldırmayınca merak eder ve sorar,
- Sen gitmek istemiyor musun?
- İster idum ama anacığım okuldan sonra hemen eve gel dedü...
[мα∂ℓιηє]
10-06-2007, 06:11 PM
Sileyrum
Temel her gün okula giden ve çalışan oğlunun defterinde tek bir yazı göremeyince nedenini sormuş.
Temel'cik:
- Öğretmenim tahtaya ne yazarsa aynen deftere geçireyrum, o tahtayı silince pen de tefterumi sileyrum.
GhencThurk
10-06-2007, 06:11 PM
Kirletmek
Adam kizini hayatin tehlikelerinden korumak istiyormus. Zaman geldiginde ve kizinin guzelligi tam bir olgunluga eristiginde, onu
karsisina oturtarak dunyanin alcaklik ve kotuluklerini anlatmis.Soyle soylemis:
-"Sevgili kizim, sana soyleyeceklerimi unutma. Butun erkekler tek sey ister. Erkekler cok kurnazdir. Her an kapan kurmaya calisirlar. Onlarin arzularinin batagina gittikce nasil daha cok battigini anlamazsin bile. Sana mutsuzluga giden yolu gosterecegim.Erkek
once senin en guzel ozelliklerine bayilir ve sana hayran oluraha sonra seni disari bir yere davet eder.Sonra evinin onunden gecerken
ceketini almak istedigini soyler.Kendisiyle iceri gelmeni ve oturmani ister.Sana cay ikram eder. Beraber muzik dinlersiniz ve uygun zaman gelince de birden kendini senin ustune atar. Bu sekilde kirletilmis olursun, tabii bizler de kirletilmis oluruz.Ailemiz kirletilmis olur ve temiz ismimize kara leke surulur."
Kizi babasinin bu sozlerini kafasina yerlestirmis.Bir sure sonra babasina gelmis, gururla gulumseyerek soyle demis:
-"Baba sen muneccim misin?
Nasil tum olacaklari onceden bildin. Tam soyledigin gibiydi.Once Benim guzelligime hayran oldu. Daha sonra cikma teklif etti. Sonra sanki rastlantiymis gibi onun evinin yanindan gectik. Oradan gecerken, zavalli
adam ceketini unuttugunu fark etti. Ve oradan yalniz bekleyemecegimden,beni evine davet etti. Kibar davranis ornegi olarak bana cay ikram etti ve hosca vakit gecirmek icin muzik caldi.Tam bu noktada, bana soylediklerini dusundum.Olacaklari tamamen biliyordum.
Fakat gordugun gibi sana layik bir evladim.
Zamanin geldigini hissettigimde,kendimi onun uzerine attim ve ben onu, onun annesini
babasini, ailesini ve itibarini lekeledim."
GhencThurk
10-06-2007, 06:11 PM
Iki rahibe varmis biri matematikçi biri mantikli.Bunlar bir aksam karanlikta kiliseye dönerlerken matematikçi rahibe mantikliya dönerek ;
-"Yaklasik 20 dakikadir bir adam bizi takip ediyor ve gittikçe yaklasiyor su anda aradaki mesafe 50 metre" der.
Bunun üzerine mantikli rahibe bunun tek mantikli açiklamasi olabilecegini ve adamin kendilerine tecavüz edecegini ve daha hizli yürümeleri gerektigini belirtir.Rahibeler daha hizli yürümeye baslarlar. 2 dakika sonra matematikçi rahibe:
-"Adam da hizlandi ve aradaki mesafeyi kapatiyor, su anda 30 metre arkamizda... O zaman mantik olarak kosmamiz gerekir."
Rahibeler kosmaya baslar ve 3 dakika sonra matematikçi rahibe
-"O da kosuyor ve arayi kapatiyor su anda mesafe 10 metre.O zaman mantik olarak bizi yakalayacak birimiz saga digerimiz sola saparak kiliseye ulasmaya çalisalim en az birimiz kurtulur.".
Ve matematikçi saga dogru kosmaya mantikli sola dogru kosmaya baslar. Matematikçi 20 dakika sonra kiliseye ulasir ve telas içinde beklemeye baslar. Aradan 40 dakika geçtikten sonra mantikli rahibe gelir.
Matematikçi sorar ;
-"Ne oldu ne yaptin ?"
-"Adam beni takip etti artik mesafe üç-bes adima kadar azalmisti, mantik olarak daha fazla kosmanin anlami yoktu...
-"Eeee..."
"Mantik olarak ben durdum adamda durdu."
-"Sonra..."
-"Mantik olarak ben etegimi kaldirdim oda pantolonunu indirdi."
-"Peki daha sonra...."
-"Daha sonra ne olacak etegini kaldirmis bir rahibe pantolonunu indirmis bir adamdan DAHA HIZLI KOSAR..."
GhencThurk
10-06-2007, 06:11 PM
Mühendis
Bir papaz, bir sarhoş ve bir mühendis giyotinle ölüm cezasına çarptırılmışlardır. Sıra öncelikle papazdadır. İnfaz memuru papaza sorar : "İnfaz edilirken yukarı mi aşağı mi bakmayı tercih edersin?" Papaz cevap verir : "Yukarı bakmak isterim. En azından ölürken yüzüm tanrıya dönük olur." Papazin isteği yerine getirilir, giyotin bıçağı havaya kaldırılır ve bırakılır. Bıçağın hızı kesilir kesilir ve tam papazin boynuna santimetreler kala duruverir. Bu tanrıdan bir işaret olarak görülür ve papaz serbest bırakılır. Sıra sarhoşa gelmiştir. Bir umutla sarhoş da yukarı dönük olmak istediğini söyler. Ayni şekilde giyotin bıçağı tam sarhoşun boynuna yaklaşmışken yavaşlar ve durur. Bu da tanrının bir işareti olarak kabul edilir ve sarhoş da serbest bırakılır. En son sıra mühendistedir. Mühendis de yukarı dönük infaz edilmek istediğini belirtir. Tam bıçak havaya kalkmışken mühendis bağırır : "Durun bir dakika, bıçaktaki sorunun nerede olduğunu anladım.
GhencThurk
10-06-2007, 06:12 PM
TETRIS
Temel bir gun arkadaslarini bir evin catisina cikarmis.Sonra kendisi asagi inip sirayla: "Sen sag elini kaldir atla,sen sol elini kaldir atla,sen iki elini de kaldir atla"demis. O sirada yoldan gecen bir adam merak edip Temel'e yaklasmis. "Afedersiniz ama az once napiyordunuz?" Temel:"Tetris oynuyordum".
GhencThurk
10-06-2007, 06:12 PM
Kökü Derin
Güzel bir hanım birgün dişçiye gider fakat dişlerini birtürlü açmaz dişçi -Lütfen hanımefendi acın zaten disin kökü derin degil acı duymayacaksınız desede birtürlü acmaz dişini sonunda kızan dişçi assistanına isaret eder ve kadının poposuna iğneyi batırır kadın acıyla agzını acar dişçi de hemen dişi çeker
- bakın acıdımı hic okadar da bagırdınız..
kadın -Aahhh kökü derin degil dediniz ama acısını taa popomda hissettim.
Ufuk Umut gönderdi.
GhencThurk
10-06-2007, 06:12 PM
Tesisatçı Eve bir gün tesisatçi cağirmislar. Adam çalisirken evin kücük oglu gelip seyretmeye baslamis. Tesisatci da cocugun ilgisini görünce takim cantasindan tornavidayi cikartip cocuga: "Bu ne biliyor musun ?" demis. Cocuk da "biliyorum, babamda bundan iki tane var. kücügüyle prizleri kontrol eder, büyügüyle masanin bacaklarindaki vidalari sikar" demis. Tesisatci: "Iyi, aferin oglum " demis. Sonra eline anahtari almis "Peki bu ne biliyor musun " demis.Cocuk: "Biliyorum. Babamda bundan iki tane var. Kücük olaniyla musluklari degistirir, büyük olaniyla borulari tamir eder" demiş. Tesisatçi "Çattik be " demiş icinden. Bu kez de cekici alip "ya bunu bilecek misin ? " deyince cocuk "Biliyorum, babamda bundan iki tane var. Kücügünü cam takarken kullanir, büyügünü de duvar kirarken kullanir " demis. Her sorduguna cevap yetistiren cocuga tepesi atan tesisatci bu sefer fermuarini acip göstermis: "Bunu da bilecek misin lan ukala " deyince cocuk:"Biliyorum, bundan babamda iki tane var. kücügüyle cisini yapar, büyüğüylede annemi" demis.
GhencThurk
10-06-2007, 06:13 PM
Göz Doktoru
Ülkenin en zengin iş adamlarından birinin karısı ender görülen bir göz hastalığından muzdaripmiş. Nerdeyse ülkenin tüm göz doktorlarına muayene olmuşlar,tabii sonuç alınamamış. Derken bir gün hastanenin birinde iyi bir göz doktoru olduğunu duymuşlar,ve hemen başvurmuşlar. Göz doktoru muayene etmiş ve iyileştirebileceğini soylemiş ve bir müddet sonra kadın gerçekten iyileşmiş. Bunun üzerine adam göz doktoruna tedavisinden dolayı müteşekkir olduklarını, karşılığında kendisinin heykelini yaptırmak istediklerini ifade etmiş. Gel zaman git zaman hastanenin önüne yapılan heykel tamamlanmış, törenle açılacak. Heykel açıldığında görülmüş ki beş metrelik bir kaide, onun üzerinde kocaman bir göz, gözbebeğinin tam ortasında da bizim doktorun büstü.... Doktorun arkadaşları kendisine tebrik etmeye geliyorlar sırayla, bu arada bizim doktor habire; -Allahım sana çok şükür diyormuş arkadaşlarından biri dayanamayıp sormuş; -Ya hastanenin önüne kocaman heykelin yapıldı, gururlanacağına ha bire söyleniyorsun deyince doktor; -Şükrederim tabii, ya göz doktoru değilde kadın doğumcu olsaydım!!!
GhencThurk
10-06-2007, 06:13 PM
Bir Yerden Başlamak Lazım
Birgün bilim adamları erkek neden kadının elini öper konusunda araştırma yaparlar, Prof.lar Fransızlara sorar, ortak yanıt: kibarlık olur, nezaketen öperim. Almanlar, Kadın kutsaldır diyerek cevap verir bu yüzden öpülür, Temel'e sorarlar, Temel der ki: Bir yerden başlamak lazım ..
GhencThurk
10-06-2007, 06:13 PM
Hangisini Efendim
Evin hanımı, hizmetçisine:
-Misafirlerin yanında bir şey istersem,o şey bir tane bile olsa sen, hangisini efendim? diye soracaksın der.
Bir gece,tanıdık bir karı-koca misafirliğe gelirler.Çaylar içildikten sonra evin hanımı hizmetçiye seslenir:
- Bana kürkümü getir .
-Hangisini efendim? diye sorar ve hanımından cevabı aldıktan sonra kürkü getirir.Bir süre sonra, evin hanımı, misafirleri uğurlarken hizmetçiye seslenir:
-Çabuk kocamı çağır,konuklar gidiyor. Hizmetçi her zamanki gibi sorar.
-Hangisini Efendim?
GhencThurk
10-06-2007, 06:13 PM
POMPA
Küçük Johnny münasebetsiz bir zamanda anne babasının yatak odasına dalmıştı.. "Baba ne oluyor?" diye sordu. "Karnım acıktı oğlum... Annen bana süt veriyor." "Ya, öbür yaptığın şey ne?" "Sütün tazyiki yetmiyor da, pompalıyorum
Sarışın bomba partinin en önemli kişisi oluverdi birden. Hemen tüm erkekler etrafına toplanıverdiler. Köşede bir kadın kocasının kulağına fısıldadı: "Anlamıyorum, erkekler onda ne buluyorlar?" "Ben de..." dedi adam. "Gidip bir yakından bakayım.
GhencThurk
10-06-2007, 06:14 PM
İki adam Akmerkez'de karılarını kaybetmiş hararetle arıyorlarmış.
Ortada koşuşturup dururken birbirlerine çarpmışlar. Ne oluyor birader demeye kalmamış,birisi:
Kardeş kusura bakma karımı kaybettim de onu arıyorum demiş.
Diğeri sende kusura bakma ama bende karımı arıyorum demiş.
Adamlardan birinin aklına bir fikir gelmiş ve demiş ki: Arkadaşım madem ikimizde karılarımızı arıyoruz,
karılarımızın tipini birbirimize tarif edelim ve ayrı ayrı yerlerde aramaya başlayalım. Eğer rastlarsak saat
12 'de Mac Donalds 'ın önüne gitmesini söyleriz demiş. Diğeri tamam demiş ve başlamış karısını tarif etmeye:
- Benim karım sarışın, mavi gözlü, 21 yaşında, 1.75 boyunda, 60 kg, topuklu beyaz ayakkabı ve kırmızı mini
etekli tek parça elbise giyiyor demiş.
Ve diğer adama "Senin karın nasıl biri ?" diye sormuş. Diğer adam:
- S.... et benimkini seninkini arıyalım...
GhencThurk
10-06-2007, 06:14 PM
Üç ülke başkanları, Amerikan, İngiltere ve Türkiye başkanları bir basın açıklamsı yaparlar konu ekonomik açlık sınırıdır.
İlk önce Amerikan konuşur; bizde 4 kişilik bir aileye aylık 5000 USD gelir düşer, biz onlara 6500 USD veriyoruz,
1500 USD' yi ne yapıyorlar bilmiyoruz.
Sıra İngilize gelir bizde 4 kişilik bir aileye aylık gelir 5000 Sterlin düşüyor.
Biz onlara 7500 Sterlin veriyoruz 2500 Sterlini ne yapıyorlar bizde bilmiyoruz.
Sıra Türk'e gelir valla bizde dört kişinin açlık sınırı 800 000 000 TL gelir düşüyor.
Biz onlara 300 000 000 TL veriyoruz, onlar 500 000 000 TL'yi nerden buluyorlar bizde anlamış değiliz.
GhencThurk
10-06-2007, 06:15 PM
Bakan olan görgüsüz birisi şöförüne sorar. "Şöför söyle bakalım eşekle şöför arasında ne fark vardır?
" Şoför bir süre düşündükten sonra mahcup bir sekilde; "Bilemedim bakanım" diyor Bakan cevap olarak:
"Eşeğe çüs diyince, şoföre ise dur diyince durur" demiş. Bunun üzerine şöför çok sinirlenmiş ama karşıdaki
bakan olduğu için birşey söyleyememiş. Belirli bir süre sonra bu defa şöför bakana: "Bir soru sorabilir miyim bakanım?
" der. Bakan da: "Sor bakalım" der. Şoför sorar: "Eşekle bakan arasında ne fark vardır?" Bakan bir süresonra:
"Bulamadım şöför söyle bakalım" diyor. Bunun üzerine şöför de: "Vallahi bakanım ben de bulamadim...
GhencThurk
10-06-2007, 06:15 PM
Bir gün bilim adamları mağarada 1.580 yaşında bir insan fosili bulurlar ve bu fosili
dünyanın istihbarat teşkilatlarını denemek amaçlı kullanmaya karar verirler.
Önce Japon'ların istihbaratı mağaraya girer ve 15 dakika sonra dışarı çıkarlar
ve bu fosilin yaşı 1.400 ila 1.600 arasında derler. Daha sonra Amerika'dan FBI girer
ve 12 saat sonra baya bi havalı şekilde çıkarlar. bu fosilin yaşı 1.500 ila 1.600 derler.
Daha sonra Rus'ların istihbaratı gelir ve sırf amerikalılara inat içerde 2 gün kalırlar.
Daha sonra çıkarlar ve derlerki bu fosilin yaşı yaklaşık olarak 1.500 ila 1.550 arasında
derler. Son olarak bizim M.İ. T girer ve aradan bir hafta geçer mağaradan ses yok 1 ay
olur ses yok 1.5 ay olur ses yok, dışarıda bir gazeteci topluluğu beklemeye başlar tam
içeri girilmesi düşünülürken bizimkilerden biri dışarı çıkar. Yaka paça dağılmış gömleğin
yarısı dışarıda... sigarası için bir ateş ister sigarsını yakar o sırada gazeteciler
heycanla sorarlar. —İçeride çalışmalar nasıl efendim fosilin yaşını bulabildiniz mi?
Bizimki sigaradan bir fırt çeker ve : — Fosilin yaşı tam olarak 1.580 der. Bunu duyan
gazeteciler şaşkınıkla sorarlar
-Nasıl becerdiniz bunu fosilin yaşını tam olarak tahmin ettiniz derler. Bizimki sigaradan
derin bir nefes çeker ve derki —Zor oldu ama "KONUŞTURDUK PE*****Gİ"
GhencThurk
10-06-2007, 06:16 PM
Bir gün bi uçakta Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Hollandalı ve Türk,
laylaylom gidiyorlarmış. Uçak rotasını takip ederek giderken İngiltere’nin
üstünden geçiyor. İngiliz şöyle bi aşağıları süzüyor ve lafa giriyor:
- Arkadaşlar,burası benim memleketim İngiltere. Bizim biramız acayip meşhurdur,
şahane biralar üretiriz, içmelere doyamazsınız. İngiltere bitiyor, Fransa’nın üstünden
geçerken Fransız lafa başlıyor:
- Burası da Fransa. Bizim kızlarımız meşhurdur, öpmelere kıyamazsın. Derken Almanya’ya
geliyor uçak, Alman bi iç çekiyor:
- Hey gidi memleket diyor. Biz bi arabalar üretiriz, binmelere kıyamazsınız.
Sonra Hollanda’nın üzerinden geçerken Hollandalı bakıyor şöyle bi aşağıya:
- Burası da Hollanda diyor. Ah o güzel evler, bizim evlerimiz meşhurdur...
Uçak geçiyor Rusya’ya sonra (nasıl bi rotaysa artık) Rus bakıyor aşağıya:
- Bizim KGB miz meşhurdur. Dünyada sinek havalansa haberdardır. Sonra İran’a dönüyor uçak.
İranlı bakıyor şöyle bi göz süzerek:
- Abiler burası da İran bizim de halımız meşhurdur, yumuşacıktır.. Geldik Türkiye’ye...
Türk bakıyor aşağıya, düşün düşün nerden başlasam ki (o kadar çok meşhur şeyimiz var ki
en orijinalini söylemeliyim diye) Sonra başlıyor anlatmaya...
- Arkadaşlar burası Türkiye. Bizim delikanlımız çok meşhurdur...Öyle ki; alır Fransız’ın
kızını, içer İngiliz’in birasını, atar Almanın arabasına, götürür Hollandalının evine,
yatırır İranlının halısında çatır çatır s.ker… KGB nin de bi s.kimden haberi olmaz…
GhencThurk
10-06-2007, 06:16 PM
Çok matrak bir adam günün birinde bir bara girer. Barda çok çekici bir kadının oturduğunu gördüğü gibi kadının yanına
gider ve oturur. Meraklı bir şekilde sürekli olarak kol saatine bakmaya başlar. Yanında oturan kadın bir süre sonra
dayanamaz ve :
- Randevunuza gelecek arkadaşınız geç mi kaldı? diye sorar. Adam :
- Hayır. Sadece günümüzün en modern ürünü olan bu saati yeni satın aldım. Test ediyorum...
- En modern saat mi? Ne farkı var bu saatin?
- Benimle beyin dalgalarını kullanarak iletişim kurabiliyor.
- Şimdi ne diyor?
- Sizin iç çamaşırı giymediğinizi söylüyor.
- Kadın kıkırdayarak; Öyleyse saat arızalı olmalı. Çünkü benim iç çamaşırım var...
- Adam mütebessim : Bu cihaz yine birsaat ileriyi gösteriyor...
GhencThurk
10-06-2007, 06:16 PM
Temel Dursun'a yatılı ziyarete gitmiş. Yemişler içmişler sıra yatmaya gelmiş. Dursun: "Bak Temel,
yatak odandan tuvalete gitmek için bizim odadan geçmen gerekecek. Bu olmasın istiyorsan şimdiden
tuvalete git de gece gelmesin." Temel: "Tuvaletim yok. Merak etme, gelse de tutarım zaten.
" Bu dialoğun ardından yatmışlar ama gece yarısı Temel fena halde sıkışmış. Yatak odasından geçmek de istemiyor.
Bakmış pencerede bir saksı içinde çiçek var. Çiçeği toprağıyla birlikte çıkarıp hacetini gidermiş,
toprağı tekrar yerine koyup uyumuş ve ertesi sabah da çekip gitmiş. Aradan birkaç ay geçtikten sonra
Dursun Temel"i aramış telefonla: "Temel, nereye sıçtın çabuk söyle, 4 ev değiştirdik ev hala kokuyor"
GhencThurk
10-06-2007, 06:17 PM
Ali okula yazılacakmış. Ama çok fırlama bir çocuk olduğundan babası bazı önlemler almaya karar vermiş ve okuldaki
öğretmenine ve diğer öğretmenlere durumu anlatmış. Sıra servis şoförüne gelmiş servis şoförüne oğlunun ne kadar
fırlama olduğunu anlatmış. Şoför hiç oralı olmamış içinden ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki demiş. Okul
günü gelmiş ve Ali alınması gereken yerden servise binmiş. Yolculuğun ilk başlarında sakin sakin oturan Ali daha
sonra şoförün yanına gelerek "amca benim annem tavuk babam horoz olsaydı ben civciv olurdum değilmi" demiş. Şoför
"evet yavrum şimdi geç yerine otur "demiş. Biraz sonra Ali yine şoförün yanına giderek "amca benim annem inek babam
boğa alsaydı ben buzağı olurdum değilmi"demiş. Şoför biraz sinirli "evet şimdi git yerine otur " demiş. Biraz sonra
Ali yine şoförün yanına gelerek "amca benim annem" demeye kalmadan şoför Ali'ye "ben sana bir soru soracağım "demiş
ve ardından "senin annen ****** baban pezevenk olsaydı sen ne olurdun bakayım" demiş. Ali sırıtarak cevap vermiş "ŞOFÖR".
GhencThurk
10-06-2007, 06:17 PM
Avukatin biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapisinda sorgu melegi avukatin günahlarini dinlemeye baslar :
1) Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarini bildigim halde savundum ve beraat ettirdim.
2) Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödedigi için savundum ve idamdan kurtardim.
3) Bir çok müsteriden fahis fiyat aldim.
4) Parasi olmayan kadinlari savunmak için onlara sex teklif ettim.
Ve liste uzadikça uzaar gider.
Melek " bitti mi? " diye sorunca da avukat telasla atilir.
"Evet ! yalniz bir dakika ! bu arada yaptigim iyilikler ne olacak?"
Bunun üzerine Melek bir süre düsünür, " himm..dur bakalim. Bir tarihte dilencinin birine yüzbinlira vermissin "
Avukat sevinir, " evet,evet
"himm..." der melek " Bir baska tarihte de boyaci cocuga ikiyüzbinlira bahsis vermissin..."
Avukat yüzünde büyük bir siritmayla cevap verir "evet ! tabii ki !
"Melek yaninda duran yardimcisina döner ve söyle söyler
"Bu Pezevenge üçyüzbin lirasini verin ve derhal cehenneme atin!..."
GhencThurk
10-06-2007, 06:17 PM
Adamın biri falcıya gitmiş. Falcı şöyle bir yüzüne baktıktan sonra, sen bir gün milyonlarca İnsanin ölümüne neden
olacak bir şey yapacaksın demiş. Adam bunu duyunca dünyası yıkılmış ve İntihar etmeye karar vermiş ve en yakın tren
yoluna giderek raylara oturup treni beklemeye başlamış. O anda biraz ilerde rayların üzerinde oynayan 3
-4 yaşlarında bir çocuk görmüş.Treninde geldiğini fark edince kendini boş verip koşarak çocuğu kucakladığı gibi
raylardan çekip almış, kıl payı kurtulmuş çocuk.Adam sormuşhttp://www.frmtr.com/images/smilies/redface.gifğlum burada oynamak çok tehlikeli, nerde oturuyorsun sen?
Çocuk: Şurada ilerde amca demiş.Adam: Adın ne senin oğlum ? ''Adolf '' amca...
GhencThurk
10-06-2007, 06:17 PM
Üç kız üç erkek genç okulları kapanınca tren ile tatile çıkmaya karar verirler. İstasyonda bilet alacaklar kızlar
gider 3 adet bilet alır. Erkekler ise bir bilet alır. Kızlardan biri sorar: neden bir bilet aldınız? Erkekler
bekleyin ve görün der. Trene binerler hareket başlar. Kondüktörün sesi ileriden duyulur: Bilet, Bilet. Üç erkek
tuvalete girer. Kızlar biletlerini verirler. Kondüktör tuvalet kapısını tıklatır ve bilet der. kapı hafif açılır
bir bilet verilir. Kızlar çok şaşırmıştır. Erkekler çıkar ve hep beraber gülerler. Kızlar biraz bozulur.
Tatil süresi boyunca erkekler dalga geçer. Tatil biter yine aynı yolla geri dönülecektir. Kızlar hemen gider
bir bilet alırlar. Ama erkeklerde hareket yok. Kızlar sorduğunda ise yine bekleyin ve görün derler. Tren gelir
hareket başlar. Kondüktörün sesi duyulur: Bilet,bilet.Erkekler ve kızlar aynı anda karşılıklı olan tuvaletlere girerler.
Uyanık erkeklerden biri çıkar kondüktör gelmeden kızların tuvaletinin kapısını tıklatır, kızlar bir bileti hemen uzatır.
Erkek alır ve yerine döner. Kondüktör geldiğinde ona uzatır..
GhencThurk
10-06-2007, 06:18 PM
Donald Ramsfeld ölmüş ve cennete gitmiş .. Aziz Peter'in karşısında cennetin kapsında duruken arkasında
saatlerle dolu çok büyük bir kapı görmüş, ve sormuş:
-"Bu saatler ne böyle??" Aziz Peter cevap vermiş:
-"Bunlar yalan saatleri. Dünayadaki herkesin bir yalan saati vardır.. Her yalan söyleyişinde saatteki
ibre hareket eder.." Ramsfeld:
-"OO, peki bu kimin saati?"
-"Bu Azize Teresa'nın saaai.. İbre hiç bir zaman oynamadı, yani hiç yalan söylememiş..
-"İnanılmaz" demiş Ramsfeld. "Peki bu kimin saati??" Aziz Peter cevap vermiş:
-"Bu Abraham Lincoln'ün saati.İbre iki kez hareket etti, yani Abe tüm yaşamında sadece iki kez yalan söyledi..
" En sonunda Ramsfeld dayanamamış ve sormuş:
-"Peki Bush'un saati nerede??"
-"Bush'un saati Isa'nın ofisinde, Isa onu vantilatör olarak kullanıyor.."
GhencThurk
10-06-2007, 06:18 PM
Tayyip'le Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar.
Bush, Tayyip'e "Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz" der.
Tayyip altta kalmaz ve karsilik olarak "Bizde öyle bir teknoloji var ki,
partimizin bütün üyelerine 100 metreyi 3 saniyede kosmayi ögretiyoruz" der.
Türkiye'ye döndügünde Tayyip'i bir düsünce alir. Danismanlarini çagirtir ve
attigi palavrayi anlatir. "Haftaya Bush geliyor. Yalanimiz ortaya çikacak,
acaba ne yapsak?" diye sorar. Danismanlarindan biri hemen yanitlar:
"Onlara ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu?" "Hayir sormadik"
"O halde hiç korkmayin basbakanim, alin Bush'u Anitkabir'e götürün.
Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltmezse o rezil olur. Yok eger diriltirse,
siz zaten 100 metreyi 3 saniyede kosarsiniz......!!!"
GhencThurk
10-06-2007, 06:18 PM
Hitler belasının dünyayı kasıp kavurduğu dönem. Fuhrer emretmiş öyle bir otomobil
yapın ki demiş eşi olmasın gerçekten ilginç bir otomobil yaratmışlar su derdi yok
az benzinle çok kilometre falan filan adını da halk arabası
-volkswagen koymuşlar ilk arabaya binen Hitler pek beğenmiş, güzel dışardan küçük görünüyor
ama buna 5 alman ve 300 Yahudi kolaylıkla sığar. Çekine çekine sormuşlar büyük Fuhrer 5
alman alması doğru iki öne üç arkaya ama 300 Yahudiyi nasıl alacak 5i tamam da oteki 295
yahudi nereye sığacak? Hitler Nereye olacak? demiş otomobilin kül tablasına.
GhencThurk
10-06-2007, 06:18 PM
20. Yüzyıl...
20. yüzyılın başında bir evde küçük bir çocuk babasına sormuş
-"Baba kedilerin kuyruklarını kesip kemer yapmak günah mıdır?" Baba ilgisizce
-"günahtır evladım" demiş
-"peki baba zencilerin derilerinden paspas yapmak günah mıdır?"
-"o da günahtır evladım"
-"peki baba Japonların beyinlerinden çorba yapmak günah mıdır?"
-" offf o da günahtır evladım"
-" peki baba Yahudilerin yağlarından sabun yapmak günah mıdır?"
baba en sonunda dayanamaz
-"Değildir ulan .Öff bee Adolf nerden aklına gelir böyle sorular
sormak..."
GhencThurk
10-06-2007, 06:18 PM
Adamın birisi Afrika'da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış.
Minik köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken
kaybolduğunu fark etmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan
bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor. "Şimdi başım dertte"
diye düşünmüş minik köpek. Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş.
Hemen arkasını leoparın geldiği yer dönerek kemikleri kemirmeye başlamış,
bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken
minik köpek kendi kendine konuşmuş; "Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta
bundan bir tane daha var mı?" Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki
ağaca tırmanmış. "Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım"diye düşünmüş.
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş.
Bildiklerini kullanarak bundan sonra leopardan kurtulabileceğini düşünmüş. Leoparin yanına
giderek neler olduğunu anlatmış. Leopar çok sinirlenmiş ve maymuna "Atla sırtıma, gidip
şunu akalayalım"demiş. Ancak minik köpek neler olduğunu ve leoparın sırtında maymunla
birlikte süratle kendisine yaklaştığını fark etmiş. "Şimdi ne yapacağım" diye düşünürken,
kaçmaya teşebbüs etmemiş. Bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek, kemikleri
kemirmeye devam etmiş. Tam leopar saldıracakken yine kendi kendine konuşmuş;
"Bu aptal maymun nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye
gönderdim hala haber yok!"
GhencThurk
10-06-2007, 06:19 PM
İlkokul 5. sınıfta resim dersinde öğretmen "Çocuklar konu serbest,
hayvan resimleri çizin bakayım" dedi. 10 dakika sonra küçük Ahmet el kaldırdı.
Öğretmen yanına geldi. Resim kağıdının üzerinde bir sinek duruyordu.
Çocuğun bu sinekten şikayetci oldugunu zanneden ögretmen eliyle sineği kovaladı ama
hayvan hiç hareket etmedi. Biraz daha dikkatli bakınca da sineğin gerçek olmadığını
farketti. Bu bir sinek resmiydi. Öğretmen şaşkınlıkla sordu:
-Senmi yaptın oğlum bu resmi?
-Evet öğretmenim.
-Peki bir de at resmi yap bakayim. Küçük Ahmet öyle bir at resmi çizdi ki, at,
sanki kağıttan fırlayıp çıkacak. O kadar canlı. Şaşıran Öğretmen:
-Yavrum beni hemen babana götür. Sen müthiş bir yeteneksin. Burada harcanmaman gerekir.
Derhal güzel sanatlara transfer olman lazım. Babanla konuşmalıyım, dedi.
Son dersten sonra Ahmetle beraber yola koyuldular. Dar bir patikadan bir gecekonduya
geldiler. İçerde, yatakta, dizlerini karnına çekmiş,üzerinde yorganı bir adam yatiyordu.
Öğretmen konuşmaya başladı:
-Geçmiş olsun efendim.
-Tesekkürler.
-Ben oğlunuzun...
-Allah kahretsin oğlumu.
-Aman böyle söylemeyin,yaptığı resimler...
-Onun yaptı resimler yerin dibine batsın.
-Ama beyefendi böyle yetenekli bir çocuğun...
-Yeteneğine başlatmayın şimdi.
-Peki ne oldu, niçin böyle kızgınsınız oğlunuza ?
-Neden olacak, dün gece eve biraz çakırkeyif geldim. Bu eşşoğlu sobanın üzerine çıplak kadın resmi çiziktirmiş.
GhencThurk
10-06-2007, 06:19 PM
Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde öğrencilere ilginç bir çağrıda bulunmuş:
"Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın..." Sınıfta çıt yok. Nihayet
biri kalkmış: "Sen kendini geri zekalı mı hissediyorsun?" "Hayır", demiş çocuk,
"ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı da…"
GhencThurk
10-06-2007, 06:19 PM
Dünyanin en ünlü kalp doktoru De Bakey in arabasi bozulmus, arabasini tamire
götürmüs. Tamirci arabasinin kaputunu açmis ve De Bakey e dönerek :
- Size birsey soracagim. Siz ve ben neredeyse ayni isi yapiyoruz. Mesela ben
simdi itina ile kaputu açacagim, bir bakista problemin nerede oldugunu
anlayacagim, kapakçiklari temizleyecegim, gerekirse kablolari, motor yagini
degistirecegim, hatta çok gerekli ise motoru çikartip yerine yenisini takacagim.
Söylesenize nasil oluyor da siz milyon dolarlar kazaniyorsunuz ama ben metelige
kursun atiyorum?..
Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulagina egilmis :
- Bunlarin hepsini motor çalisirken yapmayi denesenize :=)
GhencThurk
10-06-2007, 06:19 PM
Değişik ülkelerden gelmiş insanlar; masaya oturup birer cola ısmarlar...
Colalar gelince bakarlar ki, bardaklarında bir karasinek var;
İsveçli; aynı bardakta yeni cola getirilmesini ister...
İngiliz; yeni bardakta yeni cola ister...
Finlandiyalı; sineği bardaktan alır ve colayı içer...
Rus; colayı sinekle içer...
Çinli; sineği yer fakat colayı içmez...
Yahudi; sineği yakalar ve Çinli'ye satar...
Yunanlı; colanın 2/3 'ünü içer ve yeni cola ister...
Norveçli; sineği yakalar ve yem olarak kullanarak balığa çıkar...
İrlandalı; sineği ezerek colaya karıştırır ve İngiliz'e satar...
Amerikalı; lokantaya tazminat davası açar ve 65 milyon dolar tazminat talep eder...
TÜRK; başka gören yoksa sesini çıkarmaz, varsa da olayı şiddetle kınar...
GhencThurk
10-06-2007, 06:19 PM
Evli bir çift cadılar partisine davetliydi.Dışarıya çıkmak için hazırlanırlarken kadının migreni tuttu,
evde kalmak zorundaydı.Kocasına, partiye yalnız gitmesini, onun eğlencesini bozmak istemediğini söyledi.
Biraz tartıştıktan sonra adam kostümünü giydi ve partiye gitti kadın da birkaç aspirin alıp yattı.
Biraz uyuduktan sonra kendini daha iyi hissederek uyandı ve partiye giderek kocasına sürpriz yapmaya karar verdi.
Tam hazırlanırken "acaba ben yanında değilken kocam neler yapıyor" diye düşündü ve kocasının kendisini
tanımaması için değişik bir kostüm giyerek partiye gitti. Oraya vardığında bir kenarda onu izlemeye başladı.
Kocası arka arkaya değişik kızlarla ve onlarla çok yakınlaşarak dansediyordu, nereye kadar gidebileceğini
görmeye karar verdi.Kocasına yaklaştı ,Onunla çok samimi bir şekilde dansetmeye başladı,kulağına dışarıya
çıkabileceklerini fısıldadı. Arabalardan birine girerek seviştiler ve gece yarısından önce maskeler çıkarılmadan
kadın eve gitti, kocasının dönüşünü beklemeye başladı. Adam sabaha karşı 01.00 sularında döndü ve doğru yatağa gitti.
Kadin : "Parti nasıldı kocacığım" diye sordu, Adam da: "Sensiz hiç eğlenemedim tatlım" diye yanıtladı. Kadın,
"inanmıyorum" diye cevapladı, "Bahse girerim çok eğlenmişsindir" Adam "Gerçekten hayatım.
Partiye gittiğimde bazı arkadaşlarla sıkıldık, alt kata inip bütün gece poker oynadık.
Fakat kostümümü ödünç verdiğim o Allah'ın cezası herif bir eğlenmiş, bir eğlenmiş, anlata anlata bitiremedi....
GhencThurk
10-06-2007, 06:20 PM
Carlo İtalya'da Fiat fabrikasında çalışan bir işçi... O zamanki Sovyet lideri Krusçev resmi bir ziyaret
için İtalya'ya gelmiş. Programda Fiat tesisleri de var. Fabrikanın tezgahları arasında dolaşırken Carlo'ya rastlamış.
Herkesin gözü önünde ''Vay Carlo...'' diye sarılıp kucaklaşmış. Orada ayak üstü sohbet etmişler. Tüm protokol
bu dostluktan şaşkın... Konuk gittikten sonra patron Carlo'yu çağırıp, Krusçev'i nereden tanıdığını sormuş..
Carlo “Hiiç” demiş. ''Ben eskiden komünisttim... 1 Mayıs kutlamaları için parti beni Moskova'ya göndermişti. Orada
tanışmıştım..''
Olay unutulmuş. Üç beş ay sonra bu kez Amerika başkanı Nixon gelmiş İtalya'ya. Yine aynı program ve fabrika ziyareti.
Tezgahların arasında ''Vay Carlo..Vay Nixon..'' muhabbeti... İyice meraklanan patron ziyaretten sonra Carlo'yu yine
çağırtmış. Soru da cevap da aynı; ''Bir ara Amerika'ya göç etmeye kalkıştım. New York'ta başım polisle belaya girdi..
Bu Nixon o zaman çiçeği burnunda bir avukattı. Beni o savunmuştu..''
Olay bu kadarla kalsa iyi.. İki ay sonra Fransa başkanı De Gaulle ziyaretinde de aynı manzara yaşanınca Patron Agnelli
derin bunalımlara girmiş. Kendisini tanıyan yok. Yanında çalışan Carlo'nun uluslararası çevresi var.
- De Gaulle'ü nereden tanıyorsun?
- Nazilere karşı Paris'te yeraltı savaşı yapıyorduk... Özel kuryesiydim..
- Sen herkesi tanır mısın?
- Evet, hemen hemen... Patron iyice hırslanmış..
- Neredeyse Papa da arkadaşım diyeceksin..
Carlo gülmüş.. ''Tabii. Yakın arkadaşımdır..'' Çıldırma noktasına gelen Agnelli haykırmış :
- İspatla... İspatlayamazsan kovarım... Carlo :
- Tamam, bu pazar ayininde Vatikan meydanında olun. Papa balkondan halkı takdis ederken ben yanında olacağım..
Patron pazarı iple çekmiş. Vatikan'da Papayı bekleyen kalabalığın arasına karışıp beklemeye başlamış.
Bir süre sonra Papa balkona çıkmış. Yanında Carlo... Kalabalığa bakıp, patronunu bulmaya çalışıyor.
O sırada bir kargaşa olmuş. Biri bayılmış. Carlo bayılanın kendi patronu olduğunu görünce Papaya
''Bana müsaade" deyip meydana koşmuş. Agnelli yerde yatıyor. Bir iki kişi de ayıltmaya çalışıyor.
Carlo çevresindekilere, ''Bu benim patronumdur; ne oldu?'' diye sorunca biri cevap vermiş :
- Siz Papa ile balkona çıktığınızda bunun önünde iki Japon turist vardı. Japonlardan biri senin patronuna döndü.
"Şu sağdaki bizim Carlo, ama yanındaki kim?" diye sorunca seninki düşüp bayıldı.
GhencThurk
10-06-2007, 06:20 PM
Fenerbahçe'nin Galatasarayı 6-0 yendiği maçtan sonra sokağa çıkmaya utanan Arif'in aklına bir fikir gelmiş ve
kadın kılığına girerek dışarı çıkmış.Bir cafeye girip oturmuş.Yanına yaşlı bir kadın gelerek Arif Naber demiş.
Arif beni tanıdı diyerek apar topar kaçmış.
Ertesi gün yine kılık değiştirmiş ve cafeye gitmiş.Aynı yaşlı kadın yanına gelip Arif naber demiş.Arif yine kaçmış.
Bu sefer Arif çok farklı bir kılıkta gelmiş cafeye kadın gelmiş yine Arif naber demiş.Arif merak etmiş;
Ya sen beni nereden tanıyorsun demiş Yaşlı kadında;
Oğlum Ben Bülent (Cimbomlular alınmasın)
GhencThurk
10-06-2007, 06:20 PM
Adamın biri ölüp cennetin kapısına dayandığında, cennetin baş meleği durdurur onu. İçeri almadan önce sorularıma
cevap vermelisin? Hayatın boyunca tam anlamıyla iyi bir iş yaptın mı, bakalım? Adamcağız uzun uzun düşünür,
hafızasını zorlar, ama ne yazık ki yaptığı iyi bir şeyi hatırlayamaz. Melek tekrar sorar.
-Peki, bari söyle, hiç cesaret gerektiren bir şey yaptın mı, hayatında? Adam hemen atılır gururla.
-Yaptım, tabii!
-Anlat bakalım, neymiş bu cesur iş? Adam anlatmaya baslar.
-Ben futbol hakemiydim. Kadıköy’de bir Fenerbahçe
-Galatasaray maçını yönetiyordum. Maçın son dakikasında Fenerbahçe aleyhine penaltı çaldım.
-Vay canına, gerçekten cesurmuşsun sen,hadi geç bakalım! Cennetin kapıları açılır. Bizim hakem tam geçecekken,
melek merak eder:
-Ne zaman olmuştu bu maç?
-Aşağı yukarı üç dakika oluyor biteli................
GhencThurk
10-06-2007, 06:20 PM
Zamanın en büyük mafya babası idamlık bir suçtan yargılanıyordu.Jürinin içindede bizim Temel vardı.
Babanın adamları Temel'in yanına gelip ula Temel ne yap et bu cezayı müebbete çevir.Ve jüri toplandıktan
sonra hakim kararını müebbet olarak açıklar.Babanın adamları Temel'in yanına gelip Bunu nasıl yaptığını sorar.
Temel'de;
Sormayın uşaklar jüri beraat diye tutturdu müübbete çevirene kadar anam ağladı.
GhencThurk
10-06-2007, 06:21 PM
2. dünya savaşı sırasında, bir tren kompartımanında bir nazi subayı, bir yaşlı kadın bir delikanlı ve birde genç kız
bir arada yolculuk etmektedirler. Tren bir süre sonra tünele girer. Bir öpücük sesi ve ardından da bir tokat sesi yükselir.
Yaşlı kadın şöyle düşünür : -Zamane gençleri işte. Kızı oğlan öptü ama tokadı da yedi. Genç kız şöyle düşünür :
-Salak oğlan, benim yerime yaşlı kadını öptü ama tokadı da yedi. Nazi subayı şöyle düşünür :
-İşe bak yahu, oğlan kızı öptü, tokadı ben yedim. Delikanlı ise şöyle düşünür.
-Oh bee, elimin tersini öpüp şu nazi bozuntusuna ne güzel tokat attım.
GhencThurk
10-06-2007, 06:21 PM
Gümrük
Trabzonla Rize arasinda bir zamanlar gümrük varmis. Temel hergün bisiklet ve
önünde bir kum torbasiyla gümrükten geçermis. Bir gün Gümrük Memuru bu
durumdan kuskulanmis ve Temel e sormus :
- Dur. Ne geçiriyorsun gümrükten?
- Kum...
Memur kum torbasina elini sokmus karistirmis gerçekten sadece kum varmis
torbada. Bu olaydan sonra Temel yillarca gümrükten bisikletle önünde kum
torbasi oldugu halde geçmis. Yillar sonra Trabzonda bir kahvede Temel ve
Gümrük Memuru karsilasmis. Gümrük Memuru :
- Ula Temel artik emekli oldum sana birsey yapamam gerçekten ne geçiriyordun
gümrükten?
- Bisiklet...
GhencThurk
10-06-2007, 06:21 PM
Doktorun biri yeni bir muayene açmış. Kapıya yazmış...
"Vizite ücreti 100 Dolar. İyileştirmediğimiz hastaya beş mislini
veriyoruz..."
Vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor...
Her gelen hasta iyileşip gidiyor...
Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş...
Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı
geri alacak
ya, kapıyı çalmış...
"Doktor! Ağzımın tadı hiç yok... Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin
tadını alamıyorum..."
Doktor... Adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş:"
Hemşire hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin"
Hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve
anında
tükürmüş...
"Ama Bu bok!!!!!"
Doktor sakin, "Evet! İyileştiniz. Tad alıyorsunuz artık.."
Adam, parayı ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş...
Aradan birkaç ay geçmiş. büyük bir hırsla yenidenkapısına dayanmış
doktorun...
"Doktor bey, ben de hafıza kaybı başladı... Herşeyi unutuyorum...!"
Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş, "Kızım, sekiz
numaralı kutuyu getirir misin?" demiş.
Adam, hemen itiraz etmiş, "Ama, o kutuda bok var!"...
Doktor, "Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!...."
Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı...
Kurmuş da kurmuş intikam planlarını... Birkaç ay sonra.."
Doktor! Ben de iktidarsızlık başladı... Durumum kötü, hiçbir şey
yapamıyorum..."
Doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip, "Hemşire hanım sekiz
numaralı
kutuyu getirir misin" diye seslenince, adam, tüm hırsıyla,
"S.kecem, seni de sekiz numaralı kutunu da..." diye bağırmış..
Doktor gayet sakin, "Geçmiş olsun! Artık yapabiliyorsunuz!!!!!!!!!"
GhencThurk
10-06-2007, 06:21 PM
Adamın biri bara girer ve kendisine bir içki söyler.
Barmen bir robottur. Adama mükemmel hazırlanmış bir kokteyli çabucak servis
yaparken sorar:
"IQ'ün kaç?" Adam "150" diye cevaplar..
Robot adamın IQ seviyesine göre sohbete başlar,uzun uzun Quantum fiziği,
küresel ısınma, biyoteknoloji, ekonomi, insanlığın seksüel gelişimi üzerine
konuşur..
Adam robotun bilgisinden etkilenerek kendi kendine "Bu gerçekten inanılmaz"
diye düşünür ve robotu denemeye karar verir. Bardan kalkar, tekrar kapıdan
girer bara gelir ve yeni bir içki söyler.
Robot yine mükemmel hazırladığı içkiyi çabucak servis yapar ve sorar:"IQ'ün
Kaç?" Adam "100 civarı" diye cevaplar. Robot bu kez uzun uzun sohbete başlar
ama bu kez futbol, borsa, arabalar, rakı ve göğüsler hakkında sohbet açar.
Çok etkilenen adam robotu bir kez daha test etmeye karar verir ve tekrar
kalkar. Yeni bir müşteri gibi bara yaklaşır bir içki daha söyler.
Robot çabucak servis yaparken sorar:"IQ'ün kaç?".
Adam, "mmm, sanırım 50 civarı" der.
Bunun üzerine robot, adama son derece yavaş bir biçimde şu cevabı verir:
- Ya...ni...Yi..ne..Ta..yy..ip'e oy ve...re...cek...sin... de...se...ne!
GhencThurk
10-06-2007, 06:21 PM
Üniversitenin büyük amfisinde 800 kişinin katıldığı bir imtihan... Süre iki saat... Profesör son derece sert ve
sürenin esnetilmesine imkân yok. Cevapları yetiştiremeyen kalıyor. Bu yüzden bütün talebeler harıl harıl kâğıt dolduruyorlar.
Ama birisi ağırdan gidiyor. Biraz düşünüyor biraz yazıyor. Hiç aceleci bir hâli yok.
Derken süre doluyor. "Getirin kâğıtları çocuklar" diyor profesör ve herkes bitirebildiği kadarıyla kâğıdını getirip
masanın üzerine koyuyor. Veren çıkıyor, veren çıkıyor, masanın üzerindeki kâğıtlar birikiyor. Sınıfta hiç talebe kalmıyor.
Bir kişi hâriç. Bizim ağırdan giden talebe hiç istifini bozmadan yazmaya devâm ediyor.
Böylece biraz daha zaman geçtikten sonra, bizimki kalkıp kürsüye gidiyor ve kâğıdını bir sonraki ders için hazırlıklarını
tamamlamakta olan profesöre uzatıyor. Profesör kızarak:
-Hayır! Çok geç kaldın. Artık senin kâğıdını alamam...
Bizimki ters ters bakıyor:
-Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
-Yoo, aslında bilmiyorum. Ne olacak?
Talebe bakışlarını dikleştirerek tekrar soruyor:
-Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
-Hayır bilmiyorum! Üstelik bu hiç de mühim değil!
-İyi öyleyse, diyor bizimki ve yığılı duran imtihan kâğıtlarının bir kısmını kaldırıyor ve araya kendi kâğıdını koyup
kâğıtları tekrar düzeltiyor. Sonra da:
-İyi günler hocam, deyip profesörün şaşkın bakışları arasında yürüyüp gidiyor.
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.