Tam Sürümü Görüntüle : Şiirler
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 07:59 PM
Elimden gelen bu ben iki kişiyim
Çoğalmak neyse ne azalmak zor
Birisi seni her an bırakıp gittiğim
Öbürü kan gibi tutulmuş seviyor
Ağzındaki acı alnındaki çizgiyim
Gözlerine kirli bir bulut getirdim
Hiçbir sevinç aydınlığı onu silemiyor.
Elimden gelen bu ben iki kişiyim
Birisi kapadığın kapılardan gitmiyor
Yağmur yağmaksa o güneş açmaksa o
Bir yerin üşüse onun sıcaklığı.
Öbürü en içten çağrını işitmiyor
Alıp tutmaksa o basıp gitmekse o
Bakışları kıyısız deniz uzaklığı.
Elimden gelen bu ben iki kişiyim
İkisi birden çıkmaya uğraşıyor
Bilmem ki hangisinden nasıl vazgeçeyim
Birisi yeni baştan serüvene başlamış
Öbürü silahında son mermiyi sıkıyor
Çoğalmak neyse ne azalmak zor.
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 07:59 PM
Yalnızlıklardan derlediğimiz hüzünlerimize
alt yapı oluşturuyordu akşamlar.
Sütten ağızımız yandığından belkide
yoğurdu rakıyla tüketiyorduk.
Peçeteleri kirletiyordu birkaç sözcük,
Sarımsak tadında sohbetler.
Zamandan alacağımız çok,
alacağımızdan kesiliyordu saatler.
Hayat acı bir emzikle avutarak bizi
sütten kesmeye çabalıyordu.
biz sütliman oluyorduk efkara boyanınca herbir yan.
Yaralı bereli adamlardık. Hepimiz sahici.
Buyur ediyorduk isteyeni gönül soframıza,
hesabı ödemeden gidiyordu her gelen.
ve biz yaralarımıza limon sıkıyorduk, tuzlu gözyaşı.
Isırgan gülümsemelerle otçul bir mutluluktu harcımız.
Sabaha çıkamıyorduk hiçbirimiz.
Kimin olduğunu bilmediğimiz bir hayatı yaşıyorduk,
kendimizden habersiz.
Yaşam tasmasını biryerlerden, birileri takmıştı boğazımıza.
Altımızda iskemle yoktu istediğimiz an tekmeleyeceğimiz.
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 07:59 PM
a canım garışmışsan, damarımdaki gana
anam bir yana, canım bir yana, özün bir yana
Hele birde o deli saçlarının hayeli, hasreti varya
attı meni cehennemin taa otağına
a canım versene bir marşafa su.
yandı bu yürek inan gavruldu.
Nece gasırgalar gördü umru olmadı da.
bir senin rüzgarında döndü savruldu
Sabrederem sabrederem, beklerem sabrederem.
sana yetişmek için ganatlanıp uçaram
İster ağu olsun, isterse zehir,
içerem acem kız elinden senin
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 07:59 PM
Elini ruhuna koymadan gelme.
Yoksa
Çocukların
Acı sesi kalır üstünde.
Gözlerinin buğusu düşer
Almaz yanakların,
Hüznün karesine döner bakışlar.
Çevrili evlerin
Yalnızlığıyla bulur isimler
Hayat akışlarını…
Yaptıklarını al,
Giydiklerin kalsın…
Duyduklarını unutmadan
Adımlarına kat.
Yenile iç çekişlerini
Taze nefesler ekle umuduna.
Bir çocuğun elinden tut…
Gökyüzüne uçan güvercinleri düşün.
Ve inan…
Yapılacak çok iş var daha.
Yakmak için yazılacak kitap var,
Kimi yüreğini ısıtacak insanın
Kimi,
Acıtacak
Tutuşan harflerin çığlığında
Ve düşün…
Elini ruhuna koymadan gelme,
Tanımam…
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 07:59 PM
Kaldır kafanı bak, beni göreceksin
Sağında ya da solunda.
Sakın göremedim diye üzülme.
Elini yüreğine koy,
Bir daha bak etrafına,
Yanında olduğumu hissedecek,
Göreceksin, duyacaksın beni,
Çünkü;Bende elimi yüreğime koyduğumda,
Seni görüyorum nereye baksam,
Sesini duyuyorum her an.
Beni özlersen, dayanamıyorsan,
Koy elini yüreğine, bak etrafına...
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 07:59 PM
Bu aşk bitti artık,
Nedenini ellerde ara.
Sen istedin ayrıldık,
Vebalini ellerde ara.
Hiç kendini düşünmedin,
Hiç kendin sevmedin,
Hep ellerin sözüne gittin,
Çaresini de ellerde ara.
Eller mi kurtaracak seni?
Çalıştırsaydın taş kalbini,
Bundan sonra sen beni,
İnandığın ellerde ara.
1998
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 07:59 PM
Sevenlerin ardından mendil falan değil de
Masum sevdalar sallandı dilek ağaçlarında
Yalan yeminlerle süslendi aşk edebiyatının satır başları
Paragrafı bile tamamlamadan
Pişman oldu birileri aşık olmaktan
Zaten sen gibi satanlardı en çok reyting kazananlar
Bunları gözlerimle gördüm
Ellerimle gözyaşlarını biriktirdim
Aldatılanların...
Ellerimle omzuna dokundum
Komalık sevdaların...
Şimdi ellerim nasırlı
Ellerim sabıkalı
Her ne kadar gözün gördüğünü görmese de bu eller
Senin ihanetinin tek görgü tanığı
Ve şimdi; tadilat dolayısıyla
-Geçici bir süre için-
Ellerim korsan sevdalara kapalı
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:00 PM
Güneşleri gözlerine adadım
Hasret vurdu *******imi,
Karanlığa merdiven dayadım
Ay kavurdu yüreğimi,
Koştum arşa sarıldım
Kanattı yıldızlar ellerimi!
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:00 PM
Sert adımlarla biri yürüyor yüreğimde,
Geçiyor eski zaman evlerinin,
Demir parmaklıklı pencere
Önlerinde,
Güneş pörsüyor,
Bir çiçek soluyor elde,
Ya da kızıl saçlı bir genç kız bedeni,
Tiril tiril yaşayacağı çağda,
Veriliyor killi toprağa.
Bir ruh gibi uçuyor şimdi düşler,
Göz önünden kayarak geçiyor, nazlı hayaller,
Ardında salkım saçak anılar,
Ders zili çalmadan önce ki heyecanlar,
Tatlı çileler, körpe ışıltılar!
Sonra bir şeyler olur ve tren,
Yeşil, kahverengi ağaçların arasından,
Utanmadan sıkılmadan bir şarkı mırıldanıp,
Islık öttürerek geçer gider önümüzden,
Rayların üzerinden ufuk çizgisine doğru,
Ufuk çizgisinde durup, paslanmaya yatar!
İçinde şimdi bir süt bebe uyuyor mışıl mışıl,
Ne dağdaki gerilla babasından,
Ne okul baskınında genc ölen ablasından haberdar,
Ne de uzak soğuk bir ülkede,
Bitimsiz süre giden dans partilerinden!
O daha uzunca bir süre duymayacak,
Gizli ve karanlık saraylarda,
Onun için alınan kararları,
O daha uzunca bir süre bilmeyecek,
Annesinin memesinin sarhoş bir asker tarafından kesildiğini!
Rüzgar efil efil esiyor ve her esişte çayırları esnetiyor,
O çayırlar ki gümrah ve azgın,
Sürgün çadırları çevresinde, çadırlarla yatıp kalkıyorlar,
Yine o çadırlarda yaşam süregeliyor,
Bizler azaldığımız gibi çocuklarımız çoğalıyor,
Çocuklar çoğalıyor ve bizler azalıyoruz!
Şimdi kesik kesik soluk alışverişleri,
Ellerimde soluk bir hartanın,
Ta ortasında toprağın, yedi yıldızlı,
Açmaz her aç diyene bağrını,
Sesteki ılık tınıyı almadan,
Açılmaz “Yüksek memleketler ülkesi”nin,
En derin koyakları, en yüksek dağları!
Kalpak öyle kolay eğilmez,
Eğilmez onurlu başlar öne,
Yüzyılların içine kök salmış,
Ülkesinden almış ruhunda ki besicliği!
Orda işte orda bekliyor bizi,
Düşlerde biriken gri bulutlar,
Kararsızlık almayın bunları,
Bir bilinmezci tavırdır bu sergilenir,
Erişilemeyen sahip olunamayandır!
Hamur çıkabilir un yoğrulmalı,
Hem pişmanlık duymamalı insan yaptıklarından,
Hem gerçekten doğrudan şaşmamalı.
Şimdi ürpermeli beden!
Açmalı koca bir gonca,
Katmerle ve ısırıklarla dolu bu,
Bir kızıl laledir dilim!
Elden ele dolaşan o harta nedir?
Kimin eli kimin böğründe,
Milyonlarca çiçek soluyor bir yerlerde!
En verimli çağında bir beyni kaybetmek ne demektir?
Tam sevilme çağında yakalanmak ansızın ölüme,
Daha acısını unutmadan çocukların, anaların,
Mezar mezar kabardık Tanrım!
Ürperir ten ve kan,
Birilerinin atardamarından kopup fışkırır,
Bu benim, bu senin, bu hepimizin kanı,
Düşmanlarımıza sunmak için değil,
Düşmanlarımıza rağmen varolmak için!
Ve ürperir ten,
Bu kayıplar hep bir şeyler için,
Çok eskiden beri yapıldığı gibi,
Hayır! Kurban edilmek hoşnutluğundan değil,
Yinelenmesinden utanılabilsin diye!
Biraz daha biraz daha yakınız artık,
Ölüme!…
Ellerde soluk bir harta,
İki elden getirildi bu hale,
Biri soğuktan ve votkadan zalim,
Diğeri kutsal bildiklerimizden!
Biraz daha biraz daha yakınız artık,
Ölüme!…
Sararmış çayırları toprağın altına serme zamanı geldi,
Gelecek yeni bir çayır mı yine yetiştirmeli?
Harta; halı gibi yerler ve ayaklar altında,
Bu coğrafyayı yüreğiyle eskisi,
Anlayış ve akılda yenisiyle diriltmeli!
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:00 PM
Ellerimden çıkmıyor ellerinin izi
Yalnızlık çalarken sirenlerini,
Sensiz duygular da anlamsız
Nasıl yığdın aramıza
Bunca dağı ovayı denizi
Ayaklarıma dolaşıyor gözyaşlarım
Özlem yine dizi dizi
Sular akmıyor
Sevişmeler yakmıyor tenimizi.
Ben hüzün avcısıyım bilirsin
Bu yakınmalar kendime
Sen üstüne alınma
Yalnız da çoğaltırım gizi
Gece beni çağırıyor bak
Şimdi dalarım cadde sokak
Yüreğimde gecikmiş boşluk
Ellerimde ellerinin izi.
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:00 PM
Ellerime sigarının yakışmadığını,
Ellerime yakışanın elleri olduğunu söylerdi bana,
Bense sigaramı yaktığımda,
Bilmezdim onun ellerine haksızlık ettiğimi.
O haklıymış işte;
Şimdi o ellerini tutuğum elimden
Sigara dumanı eksilmiyor.
Çünkü ellerime yakışan ellerini,
Beraber Götürdü, Kendiyle Vicdansız….
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:00 PM
-Beyza’ya-
Ellerinden utanıyorsun.
Benim umutlu olmaktan utandığım gibi...
Gösterişli bir vitrin gibisin.
Ağladığını bir tek sen biliyorsun
Ağladıkca daha da ışıldıyor sahipsiz güzelliğin.
Bense hep yoldayım. Evim hiç olmadı. Kaçıyorum...
Sahipsiz güzelliğin verdiği acıdan kaçıyorum.
Kaçmaktan kaçıyorum.
Hiçbir şey istemiyorum.
Belki utandığın ellerini sadece...
Ellerin vitrinin dışında, nasıl da masum sıcak.
Alışmamışım mutlu olmaya ben,
Ellerini vitrine koyup, kendimden kaçıyorum
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:00 PM
Geceye katık ettim gündüzden kalma sevda kırıntılarını
Gönül teknemde yoğuruyorum bal ile sirkeyi
Elemlere bulanmış yüreğim çalkantılı fırtınaya teslim
Zehir acısı ağzımda zehir zemberek kelimeler
Ellerim ellerinde ilk defa üşüyor
Ellerim...
Zavallı çocuk ellerim
Cılız ellerim
Buz kesmiş küçük ellerim...
Ellerinden ellerim yaprak yaprak düşüyor
Tutkusuzluktan tutuluyor dilim
Dilimde sarılı veda sözcükleri
Mutsuzluk mevsiminde umutsuzluk yağmada geceye
Kırlmış yüreğimin kilitleri
İçimde sevdan yağmalanıyor
Ellerim...
Çocuk ellerim
Ellerinde üşüyen solgun ellerim
Sevgi yitimi fırtınasında
İnce bir dal gibi kırılgan ellerim...
Yüreğimdeki sevda leşine sırtlanlar üşüşüyor
Ellerinde ellerim tarifsiz üşüyor
Ellerinde yangınlar üşüyor
Ellerinde volkanlar üşüyor
Ellerimde bir Parkinson titremesi
Duyuyor musun içimden gelen ince sesi
Ellerinden ellerim tel tel düşüyor
Ellerim...
Çocuk ellerim
Ellerinsiz ellerim
Ellerim ellerinde neden üşüyor?
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:00 PM
İnandım ayrılık yok bize derken
Çaresiz bırakıp çeki giderken
Cezanı ben değil Allah'ım versin
Dilerim Allah'tan ecelin gelsin
Kapında çok gecem sabah olurdu
Dostlarum hep beni sarhoş bulurdu
O bitmez nazların beni de yordu
Cezanı ben değil Allah'ım versin
Dilerim Allah'tan ecelin gelsin
Mutluluk yerine acı bulasın
Bir lokma ekmeğe muhtaç olasın
Selamsız sabahsız yalnız kalasın
Cezanı ben değil Allah'ım versin
Dilerim Allah'tan ecelin gelsin
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:01 PM
Her yerinde sen varsın bütün şehrin
Afişlerde kızgın gözlerin asılı
Tüm kaldırım taşlarında ayak izlerin
Sokak lambalarında,otobüs duraklarında
tren istasyonlarında sen varsın
Kantinde bütün masalara oturmuşsun
Merdivenlerde saçlarını unutmuşsun
Bahçede ağaçlara takılmış gülüşün
Çiçeklerde kokunu bırakmışsın
Bütün sınıflarda sesin yankılanır
Bütün sıralarda ellerinin yarası
Kara tahtada bembeyaz hayallerin
Arka sıranın altında kaybettiğin sesin
Eve çıkarken merdivenlerde takılır düşerim
Yorulurum her vardığımda kapıya
Kapıdan çıkarken rastlarım sana
Her acıyı içerde bırakıp çıkarken
Bir mutluluk ki yüzünde sorma
Öyle soğuk bakma bana
Duvardan huy mu kaptın ne
Her gece aynı muhabbet
Sen duvarda sessiz
Ben gecede nefessiz
Peki şimdi nerdesin
Beni bu kadar senin içinde atıp gittin
Sürgün ettin beni kalbinden
Bütün şehirde sen
Bütün okulda sen
Bütün evde sen
Bu kadar senin içinde küçücük bir ben
Ben hiçbir satır arasında unutmadım seni
Beynime çiviyle çakmıştım
Çıkış kapısını açan anahtarları denize atmıştım
Bildiğim bütün duaları okudum
dinlemedin,vazgeçmedin,gittin
Hiç gitmeni istemedim senin
Dönmeni de istemiyorum
Gidiyorum ben şimdi
Bu şehirden
Bu okuldan
Bu evden
Ama asla senden değil...
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:01 PM
Duyulmuyor dudağın derine yansıması
El ele duruşun yoğunluğu
Ve her yerde aynı ekmeğin kokusu
Elmanın ve öpüşmenin de
Ergenliğin tendeki esrimesi.
Duyulmuyor kalbin dolaylı yorumları
Diz dize tutuşmanın Türkçesi
Savaşın acısı aynı her yerde
Bir çocuğun bilincimizi kamaştıran bakışı
Ah, aynı, yoksulluğun sözcükleri.
Duyulmuyor tenin tene ince sorusu
Terin tere sıvanan gülümsemesi
Kış ortasında bir ateşi
Ortasına alan insanların, aynı devinimleri
Üzümü tane tane yemenin ustalığı
Ve aynı, güle yürümenin edası.
Duyulmuyor düşlerin uzun yolculuğu
İmgenin imgeye takılan halleri
Her yerde aynı sözün örgütlenişi
Ve ezgileri usulca savurmanın coşkusu
Ah, aynı, taşın taş ile öpüşmesi.
Aynı her yerde çocuğun duruşu.
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:01 PM
Ey doğarken acıyla doğan güzel.
Elbet seninde acıların dinecek,
Elbet sende mutluluğu tadacaksın.
Bir gün.mutlaka.
Zamanı geldiğinde gözyaşların dinecek,
Yüzünde gülücükler açacak.
Diyeceksin o gün sende neşeyle;merhaba!
Taşacak için coşa coşa,patlatacaksın bir kahkaha,
bende o zaman diyeceğim ki hayata;merhaba.
Üzülmeyeceğim,elmanın diğer yarısı olsam da!
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:01 PM
Çıkıp seni aradım caddelerde
En kuytu sokaklara bile girdim
Sahile indim sonra
Dalgalar yüzüme vurdu sensizliği
Utandım, utandım, utandım işte sensizlikten..
Biliyorum şimdi sen benden çok uzaklardasın
Özlemin körükleniyor içimde
Ben güneyin sahillerinde
Her akşam can veriyorum şu Mersin’de
Şu sahil şehrinde, bu zindan kentte
Bir tek sana tutunarak yaşıyorum sadece,
Sen şimdi yaban ellerde ne edersin ki
Çağırsam yanıma gelir misin?
Ölüm günü habersiz alırlarken ruhumu
Sen de bunu duyunca
Bana kavuşmak için Yaradan’a dua eder misin?
Şimdi vakit gece
Saatim 02:00 göstermekte
Elimde bir bardak demli çayı
Yudumluyorum hafiften,
Uykusuzluğum ondan değil bilesin, senden..
Dalıp gitmişim
Sensizliğin hükmünü bozmaya ahdetmişim,
Şu uykusuzluğa alıştım
Bir tek yokluğuna alışamadım senin,
Derler ya hani
Zaman alışmayı öğretir ama, unutmayı asla..
Ben alışamamışım ki zaten kaç zamandır
Hep derim tarihler bir ben de yanılır hep
Ben bütün kaidelerin genel istisnasıyım..
Ben güneşin oğluyum
Cam şişelerini değil
Elması seviyorum,
Karanlığa değil
Gündüze vurgunum..
Kendimi sana arzediyorum
Elmas seni seviyorum
Alışkanlığımsın,
Gelirsen eğer
Beni, seni beklerken göreceksin…
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:02 PM
Sana kalbimi verdim, sende bana gözyaşı.
Benimle bütün olan hasretine bir de sen eklendin.
Sızlıyor içim seni anınca, yanımda yoksun diye kahrolunca.
Şimdi anlıyorum neden bu kadar sevdiğimi hasretin var.
Aşkın var, birde benim gibi sana divane, deli dolu şaşkın var.
Hiç sevmesen de beni kalbimdeki yerin aynı.
Seni değiştiremem. Yolun açık olsun. Elveda...
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:02 PM
sıra bende artık bir yokoluşa doğru uzanır ruhum
sıra bende gayrı vücutumdan fışkırsa bir hicran figanı
gayri ardımda bıraktığım bir kaç damla gözyaşı,gayri imkan yok
prangalar koparılmış bir ruh özgürlüğünün peşinde koşuyor taliim
yok senden eser kalıntısı çürümüş bedenimde
bir veda türküsü dilimde yerini almış bekliyor kendine aşık divaneyi
sanma ki yalana yenik kalıyor benimle varolanlar
sanma ki diller suskun ,gönüller çaresiz fısıldıyor yalnızlık seranatını
sanma ki bir ömür,bir ömür adın kalıyor mazide
yok senden eser kalıntısı çürümüş bedenimde
bir veda sözcüğü dilimde bekliyor vakt-i kızıllığı tutsaklaşan boğumlarda
elimde eski bir anı düştüğüm yalnızlık aşkında yer alan
beynimde bir tebessümün unutulmaz yarası silik silik potrelerle
kolumdaki tesbihin her tanesinde bir paren yok oluyor uryan zihnimde
çırılçıpla bir ruhla yolcuyum,sevda yolunda,adı belli,zamanı mekanı belli sevgilimin kucağına
artık benimgüzergahımda muammalık adına kalmamış ,koskoca bir hiçlik köşüne bırakmışım
sevgili ,sevdalı asli hakikate yaralı bir divaneyim artık kadir-i mutlakın ellerinde
al artık seninle bezenmiş bu ruhu
ben artık sendeyim ben srtık seninleyim
senden gayrısı yalan gözümde ,senden gayrısı silik gönlümde
ben imge-i zail adın adım dır unutulmaz tuvaldeki yazımda
bu bir vedadır hayata karşı ,aşka karşı ,sevdaya karşı,
unutulan adına, unutulmak adına, sezgi adına, sevgi adına
hayata gözlerini açan bir çocuğun taşıdığı umut adına ,umut adına
hayata veda
sensizliğe elveda
kahbe gülüşlerle sarmalayan sevdama veda
elveda,elveda,elveda ...
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:02 PM
Kuru bir merhaba getirmişsin
Aylardır hasret kaldığım dudaklarında
Gözlerinin rengi kayıp
Buz tutmuş ellerin
Gülüşünü okul kapısında unutmuşsun
İçimde ki fırtına dinmiş
Boşaymış yürekteki bekleyiş
Hayalimde uydurduğum şiir
Başlamadan bitmiş
Bir karalama sayfasında kalmış
Ellerinin beyazlığı
Gözlerinin parlaklığı
Sesinin yankısı, yanılgısı yüreğimin
Kimse bilmemiş seni
Duymamış adını ağzımda
Bu çizgiyi silemezdim ya alnımdan
Bir karalama sayfasında kalmış yüreğim
Ellerinin beyazlığında
Gözlerinin parlaklığında
Sesinin yankısında
Bir karalama sayfasında kalmış yüreğim
Kimse bilmemiş seni
Duymamış adını ağzımdan
YALAN!!!!
Güpegündüz sermişim yüreğimi ortaya
Saklayamamışım gözlerimdeki titrek bakışları
Sana gitmiş ayaklarım durduramamışım
Gözlerim seni aramış arka sıralarda
Kantin kapısında
Karşına geçip konuşamamışım
Yüreğimi kağıtlara anlatmışım
Kimse duymamış adını ağzımdan
*******i sana ağlamışım
Ve sen
Kuru bir merhaba getirmişsin bana
Aylardır hasret kaldığım dudaklarında
Gözlerimden süzülen bu son damla
Bu son şiir kalemimde ağlayan
Bu yoksul elveda sana.
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:02 PM
Elveda deyip hayatından çıkmayı
Senin kadar kolay söyleyemedim
Arkama dönüp gitmeyi
Senin gibi beceremedim
Başka çarem kalmasada bu aşk için
Yaşadıklarıma saygımdan
Gözlerine bakarak
Dinmeyen fırtına ardından
Fısıltıyla gelen en son
Sözüm olur
ELVEDA...
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:02 PM
Elveda deyip hayatından çıkmayı
senin kadar kolay söyleyemedim
arkamı dönüp gitmeyi
senin gibi beceremedim
başka çarem kalmasa da bu aşk için
yaşadıklarıma saygımdan
gözlerine bakarak
dinmeyen fırtınalar ardından
fısıltıyla gelen en sözüm olur ELVEDA
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:02 PM
Selam söyleyin, ey martılar
Şimdi çok uzaklarda olan aşkıma.
Gidip anlatın,şimdi onsuz yanıyorum buralarda
o her ne kadar inanmasada büyük bir aşk vardı aramızda
Her ne kadar sahip çıkmasada,
Aşkın kanı dolaşırdı damarlarımızda
hiç unutmuyorumda...
Bir öpücük kondurmuştu yanagıma
Sanki o gün yeniden gelniştim dünyaya
İşte o zaman düşmüştüm bu masal deryasına
Ama o giderken dönüp bakmadı ardına
Aldırmadı denizlari çevreleyen gözyaşıma
Haber aldım geçenlerde ondan
Aadamın birirne tutulmuş.
Ser kalmadı dedim aşkımdan,
Oysaki...
Oysaki o benden önce unutmuş.
Genede kırgınım ona giderken elveda demediya
Bakmadıya ardına,
Aldırmadıya akan gözyaşıma
Hala bir kırgınlık taşıyorum içimde,
Bir çift laf yolluyorum ona
Git gülüm, sen koşarak git mutluluga
Ben gelirim adım adımda olsa
Sevdiğin adama söyle gözü gibi baksın sana
Elveda yağmur yüreklim elveda
Elveda liselim bahar sabahım
Hasreti memleket hasretim elveda...
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:03 PM
O kavga ettigim gün
anneme ,babama söz ettigim gün
gitmeyecektim evden
yagmur basıma tek tek vurmaya basladı
neden gittigimi
ben de bilmiyorum
gidiyorum
yagmurun altında ,
agcın altında
dolasıyorum kimsesiz
sanki bana ruyyamıs gibigeldi
uynacakmısım hepsi gecicekmiş gibi ,
yapa yalnız kaldım burda bu koca şehirde
elimde defter ,cebimde kalem
agacın altına gecip siir yazmak istiyordum
yarın olsun bır an eve gitmek istiyordum.
ama eve almazlarki,
belki affetmişlerdir .
ama gıdemem hangı yüzle giderim
hayat benim icin yeniden başlıyor ,
ELVEDA, ANNE
ELVEDA, BABA
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:03 PM
bir gün pencerenizin önüne geleceğim
seni çok seviyorum diye haykıracağım
elimdeki silahı şakağıma dayayıp
elveda deyip kendimi vuracağım
kanlar içindeki cesedim yere yığılıverecek
sen şaşkın ve üzgün gözlerle orada dona kalacaksın
sonra yanıma gelip seni çok seviyorum diyeceksin
ama artık çok geç elveda
ağlama ağlama ardımdan istemem
değmez gözyaşlarına
zaten yaşarken senin için bir hiçtim
bırak öyle devam etsin
ELVEDA
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:03 PM
Dur ! Geçme, oku. Bu da benim öyküm:
Sevmedi kimse, yaşayan ölüyüm.
Edalı, hoştu inan yürüyüşüm,
Etrafım sömürdü, bozuldu büyüm.
Son posta belalımın adı: Ölüm.
Haber yollamış, tez hazırlan gülüm.
Yok tek sevenim, bu artık son sözüm:
Elveda ! Gidiyorum artık gözüm.
Dikilmedi ne fidan, ne de kavak.
Tozlu , dumanlı, virane ve çorak.
Genç yaşta düştü saçlarıma bu ak,
Tazeydim kandım, sardı beni batak.
Anarken o maziyi sokak sokak,
Bulamadım tek bir dam sığınacak.
Kaybolan saflığımı arayacak,
Senden gayri bir dost yok, sıcak toprak.
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:03 PM
bu son şiirim,
son bakışım sana...
hoşçakal sevgilim!
sonunda sana da elveda!
...
“sev..!” diye yalvarmıyorum,
bu sefer sana “..git!” diyorum.
“gel...” demiyorum işte!
unutalım herşeyi bir darbede.
...
sandığım bir ömürdü belki,
sana saatler bile uzun geldi.
bana verdiğin birkaç dakika,
diğer aşklarını geciktirdi.
...
elveda!
avuçlarına sevgiler doldurduğum...
yüzüne vuran günışıgıyla,
mutluluklar gönderdiğim zalim...
elveda sana!
...
bana sevgi öğrettin,
bana gülmeyi öğrettin...
ellerimi tuttun,
yürümeyi öğrettin...
ama,
ama sen...
bugünden sonra çoğalan sevgimi...
bulmadan kaybettin...
...
sevgin kurumus bir çiçek şimdi,
sararmış bir kitap,
kağıtlarda kalan şiirler..
birkaç sözcük.
sevgin şimdi,
birkaç sözcük.
...
elveda!
boynumu büktüren sözlerine,
gözlerimi yaşartan gidişine,
sana...sana ve herşeyine elveda!
...
avuçlarımda eriyen,
yaşamadığım yıllarıma...
seni düşündükçe çoğalan kabaran sevgime,
özlemlerime,
elveda!
...
hoşça kal!
çektiğim acıları sana bırakıyorum,
bir ömür onlarla sarmaş dolaş kal,
hoşçakal!
hayatın boyunca,
terkedilişlerle
vedalarla kal..
elveda diyorum sana anlıyormusun!
“hadi...kendini yalnızlık denizine Sal!”
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:03 PM
sen yoksun yanımda
bu can neye yarar
yaşayarak hep acı
hep acı
yoruldum artık
tek dayanağım sendin
sen de olmayınca
bu can neye yarar?
burada olmak neye yarar?
yaşamak neişe yarar?
her gün acı çekmektense
elveda canım
sonuna kadar
sonsuza kadar elveda canım
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:04 PM
Bir sigaranın dumanındayım
Dinliyorum yağmur sesini
Gözle görünsemde uzaktayım
Özledim mazinin güzelliğini.
Bir başkaydım o zamanlar
Bilirler benimle yaşayanlar
O gurbete çıkmadan önce
Tanıştığım karamsarlıklar
Sizlere veda ederken
Aranıza geliyorum unutulanlar.
Bir toprak kadar temiz kokan
Beni diyardan diyara atan
Sazımın teline nağme olan
Türküler hatırlarmısınız
Neleri yaşadık biz o zaman.
Bilmez benim gibi çekmeyenler
Hasreti içki gibi içmeyenler
Elveda artık beni ağlatan
Yar bildiğim kara ecel.
RAFET size veda ediyor
Elveda artık çilekeşler.
1998
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:04 PM
Her gölgenin arasında aradım seni
Eğer benim olmazsan gel öldür beni...
Merak etme sensiz geçen son gecem bu gece
Artık bitecek bunca keder, bunca gözyaşı..
Senin gibi ayaklarım üstünde ama yalnız olacağım...
Kimseyi sevmemiş, kimsenin tadına bakmamış
Ve yine senin gibi sadece KENDİMİN olacağım...
Artık yokum yanında..
Kalbim elverse yalnızca bir elvedayla ayrılacağım buradan...
Ama kalbimi de bırakıyorum..
Olmadı hiç bir zaman olmayacak da...
Bu yüzden kalbim kalsın bu dünyada...
Gidiyorum...
Uçsuz bucaksız bir yerlere...
Seni KENDİNLE baş başa bırakıyorum...
Ama unutma ki bunca kederin ve üzüntünün tek sebebi sendin...
Ve kalbim yıllar geçse de affetmeyecek..
Oysa ki bir kaç unutulmaz hatırayla götürecektim yüreğimi kendimle...
Ama bunca yükü taşıyamayacağım..
Al bunlar da seninle kalsın...
Sen yeter ki her seni sevip de acı çeken birini gördüğünde beni hatırla...
ELVEDA...
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:04 PM
Yağmur yağıyordu
Gecenin soğuğuydu
Belki de bir ömür boyu
Sürecekti bu oyun
Başımdan büyüktü..
Bu oyun bu sevda
Bu ilk aşkım bitiyor elveda.
Ben bize acıdım
Kötü olacak sonumuz
Seni bıraktım bitiyor oyunumuz
Başımdan büyüktü
Bu oyun bu sevda
Bu ilk aşkım bitiyor elveda..
Sana son sözüm
Aşkımın hatırına
Bu oyunu hiç ama
Hiç bir zaman unutma...
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:04 PM
kaç zamandır yalnız ellerim
sıcak bir ten arar hep kaç zamandır
ama gözlerim nefes kesecek
güzellik arar hayatim sessiz kaç zaman
günlerim dilsiz ayaklarım pas tutmuş
yürümedim kaç zaman
kalbim isteksiz atıyor
ruhum bedenimden çıkmak istiyor
nergislerin kokusunu almıyor burnum
ölüm sessizliğini yaşıyor ömrüm
kaç zamandır gülmedim
bir tebessüm nedir bilmedi dudaklarım
şarkıları unuttum harfler uzak bana
dilim varmıyor söylemeye
ama ELVEDA...
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:04 PM
her ümide bir sevda
her sevdaya bir şiir;
ne ellerim yorulur
ne kağıt, ne de kalem
ve dalgalar durulur
durulur çılgın nehir
elveda sana elem
hayallerim elveda
çünki rüyalarımdır
beni aşka bağlayan
belki bir gün sorulur
hesabı mutsuzluğun
ama yine yalnızdır
yapayalnızdır şair
kurtulmuştur ağlayan...
ve bir çiçek kaybolur
en kuytu köşesinde
koyu umutsuzluğun
tükenir bende şehir
belki de zamansızdır
bitmek bilmeyen çilem
her ne olursa olsun
yurdunda susuzluğun
bir karanfil vurulur
elleri yüreğinde
sessiz derin bir veda
ve sonra çekip gider
kulağımda duyulur
titreyiş dolu seda
elveda sana şair
ey karanfil!
elveda...
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:04 PM
hadi gel!!!...
yoksa kaybolacağım karanlıkta
belki sisli bir kış gecesi
belki hüzünlü bir sonbahar akşamı
cesedimi bulacaklar çamurların arasında
gelip,sana haber verecekler; inanmayacaksın
bir elinde,gül vardı diyecekler; şaşıracaksın
daha sonra yanıma geleceksin
cesedimi görünce taş kesileceksin
sarılacaksın soğuk bedenime
beni affet diyeceksin
seni çoktan affettiğimi bilmeyeceksin
tekrar sarılacaksın
işte o an
bir fısıltı duyacaksın
" Elveda "
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:05 PM
Ağlamak istiyorum
Hıçkıra hıçkıra
Bağırmak istiyorum
Çığlık çığlığa
Susmak istiyorum yemin etmeli susmaya
Gitmek istiyorum
Arkamda kalan şehri bırakarak
Dumanında
Bir ses duymak istiyorum
Senden çok cılız olsada
Sevmek istiyorum göz yaşamın hakkını vererek
Gelmeni istiyorum
Beklemelerimin ardında kalan gözlerimide getirerek
Dayanmak istiyorum
Bütün umutlarım tükensede
Sana yeniden sen ekleyerek.
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:05 PM
Yolun sonunda
Aslında yeni bir hayatın başlangıcında
Ölümün yanıbaşındayım
Mutlu ve huzurlu olsamda
Korkuyorum
İnan bana ölmekten değil senden ayrı olmaktan
Hayat diye birşey yok
Acı keder hüzün
Yaşamanın bir anlamı kalmayınca
Canını almak için azrail kollarını açınca
Direnmeye ne gerek var
Aşk kavramı önemini yitirmişken
Sevmenin ne anlamı var
Eninde sonunda ölüp gidecekken
Hayat için çabalamanın ne anlamı var
En önemlisi sen yokken
Ben yaşasam kaç yazar
Boşverdim dünyayı
Yaşama kaygısını boşverdim
Herşeyi boşverdimde
Bir tek senden vazgeçemedim
Uyuşturucu içmem
içenleri de hiç sevmem
Bağımlılıktan bırakamamaktan korkarım
Ama sen varya sen
Uyuşturucu gibi kanıma işledin
Kanımdan bedenime bedenimden ruhuma geçtin
Ve şimdi yapamıyorum
Seni bırakıp gidemiyorum
Ama buna mecburum
Ve son olarak sana şunu söylüyorum
Seni çok seviyorum...
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:05 PM
Seninle biz,
Aynı sigarada iki ayrı dudak iziyiz,
Hani dün gece içtiğimiz.,
Senin rujun kalmış,o sigarada
Benimse terim.
Bilirsin sıkılınca yüzüm terler benim
Ve şimdi bu odada kaldığım sürece,
Ellerim şakaklarımda,yüzüm pencerede,
Daha dün gözlerim kamaşırcasına baktığım güneş bile
Bugün yerini bulutlara satmış,
Birazdan ağlayacak gökyüzü halime…
Gökyüzü ağlar,dışarıda sokaklar ıslanır,
Benimse içeride sevdam demlenir
Koyarım gönlümün ateşlerine…
Bir ben başaramadım,senin gibi olmayı,
Bir ben başaramadım,başımı alıp gitmeyi,
Ensemde hissetmeden,sevdanın soluğunu,
Yollara düşüp,ayaklarıma acımaksızın
Çekip gitmeyi…
Bana yazılan üç satır aşktı,
İki damla gözyaşı,bir tebessüm
Ve birde tutulmayan sözünle,
Bir çırpıda okuduğum hayatımdı…
Biliyor musun hala atmadım
Dün gece içtiğimiz sigarayı,
Daha ne kadar saklarım bilmem ama
Taşıyorken izlerimizi ,
Kıyamazdım,onu çöpe atmayı…
Aynada yansımanı unutmuşmuşsun
Ve odaya kokun sinmiş,senin,
Sen gitmişsin ama,
İliklerime kadar işlemişsin…
Uzayan sakalım elimde,
Çatık kaşlarım ve tütünden sararan parmaklarımla,
Bu içtiğim üst üste beşinci sigara,
Bir kere çöktü müydü üstüme,
Dağılmaz benim,kara bulutlar gibi efkarım,
Yalnız benim mi vardı günahım?
Bir tek bana mı zor gelirdi ayrılık?
Ve dört duvar arasında,başımı vura vura,
Yalnız ben mi saklarım ağladığımı?...
Dışarıda usul usul yağarken yağmur,
Yüzüm pencerenin soğuk pervazında,
Avuçlarımda senden kalan göz yaşlarım,
Ve şuncacık umudumla,sabrımla beklerim.,
Yüzümde yaşanmışlığın soğuk gülüşü
Bir yay gerilmiş içimde sanki,
Tüm okları bana doğru,
Sözüm geçmez hiçbir zaman kendime
Ve hiçbir zaman kendim saramam yaralarımı
Artık kendi gölgemi bile tanıyamaz oldum,,
Var iken odada birkaç düşünce karaltısı
Artık bu içime çektiğim son duman
Benimle beraber sönen sigaradan
O da tükendi benim gibi yanarak
Şimdi ona da elveda giderken,
Ve bana da.,
Ve sana da..,
Kapımda ecel durmuş,bana gülerken…
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:05 PM
Bir sen vardın
Bu kıyıda
Bir de martılar
Gemiler kalkardı
Sessizce limanda
Hala asılı kulağımda
Son sözün “Elveda”
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:05 PM
Elveda Aşk...
Karlı bir İstanbul akşamında
Bir sokak lambasına sırtımı dayayıp
Buz tutmuş ellerimde ellerini arıyorum
Lapa lapa yağarken üzerime yokluğun
Bembeyaz sokaklarda kızıla bürünüyorum
Ve geceye dönerken akşamın rengi
Yeniliyorum akıp giden zamana
Yavaş yavaş kaybediyorum seni
Kayboluyorum...
O sokak lambasının altında
Yalın ayak karların üzerinde
Sessiz sedasız
Gidişini izliyorum...
Durma git...
adım adım unut beni
Nasılsa yaşattığın her şey yalanmış
Gidişinin bıraktığı ayak izlerine
Düşerken kar taneleri
İstanbul yalvarıp kapansa dizlerine
Yine dönmezsin geri
Hani derler ya;
Dönüşü olmayan gidişler varmış
Durma git...
adım adım unut beni
Sonunda her şey bitti
Buraya kadarmış...
Yaşanmamış bir aşkı yaşayacakken
Son sözün kaldı bende
Kapı önüne bırakılmış...
Önce bir 'Elveda', sonra teselli;
Önümde yaşanacak çok uzun yıllar varmış
Durma git...
adım adım unut beni
Adımı görürsen ölüm ilanlarında
Üzme kendini!
İnsan asıl ölümü yalnızlığıyla yaşarmış
Bu da benim sana son sözüm olsun;
'Aşk' vazgeçmek için değil
Sabretmek için yaratılmış...
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:05 PM
Seni sana bırakıyorum,
Seni sana, sevdiklerine bırakarak gidiyorum gönlünden,
Hayallerimi, ümitlerimi, sevgimi, ve gönlümdeki baharı bırakıyorum sana bir de giderken,
neden mi bırakıyorum?
Hayallerim, senin hayalin olsun ve gerçek olsun diye
Ümitlerim, senin ümitlerin olsun sana yaşama gücü versin diye,
Sevgim, senin ışığın olsun yolunu aydınlatsın karanlığa düşme diye,
Gönlümdeki bahar gibi ömrün hep baharda geçsin, hiç kış görmeyesin diye,
Ben mi?
Bende yaşadıklarımızı anılarımızı, gözyaşlarımı götürüyorum,
Acıları götürüyorum giderken
sana zarar vermesin,
sevdiklerine zarar vermesin diye
Gittiğim yerde ihtiyacım olmayacak sana bıraktıklarıma
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:06 PM
Elveda küskün sevdalar,elveda Edirnem
Her dem gidiyorum bu diyardan bir savaşa
Bir eski karakol binası ve şahanem
Siz söyleyin! Nasıl geldim hızlıdan yavaşa...
Ve sen söyle Meriç Köprüsü,haykır yüzüme
Bir paket taşların anlatsın masallarımı
O gün anlattığım anılar gitmesin güme
Sen sakla mahallem,mazide tasalarımı...
Özlem duysam ışıklı yollarına bir gece
Edirnem sen düşünme,atlar gelirim hemen
Bu yolcuyu vefasız mı sandın sen kendince?
Birinci Murat seslenir,sessizce her yerden...
Göbeğinde dimdik,cumalarına ben hayran
Tarih kokan sevgilim,şahidim Selimiye
Ve iki liraya şükrettiğimiz bir devran
Sende şahidim ol! Adı güzel Muradiye...
Elveda desemde,bakma sendeyim ben hala
Belki yol gözüktü,helallik istedim senden
Bekle geleceğim,gerçeklere çeyrek kala
Edirnem,ekmeğini yedim hayat kesenden...
Ve masam ve odam,hiç kırılmasın kalbiniz
Çok ağrı çektiniz,ağır şiir defterimden
Kalem ve kağıt,sizde benle geleceksiniz
Sizde helallik isteyin,güzel Edirnem'den
Hazırmısın ızdırap? Taşınma vakti geldi
Seni beklerim haydi vur üstüme semeri
Bilirsin Edirnem,her zerren bana özeldi
Yoğurduğun bu hamur,toprağının zaferi...
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:06 PM
Ne faydası var artık İstanbul
Maceramız bitiyor
Yollarımız ayrılıyor
Bir of çekip ağlasam mı
Yoksa ah be İstanbul seninle yaşamak var
Diye kendimi avutsam mı
Köprülerin tarihi yerlerin caddelerin
Elveda
Evet caddelerin
Bağdat caddesi
Sevgilimi alıp sokaklarında sarmaş dolaş yürüdüğümüzü
Hayata küfür edercesine öpüştüğümüzü
Kız kulende mehtap seyredişlerimi
Unutma
Ağlama İstanbul ağlama
Seni hep ama hep seveceğim
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:06 PM
Çıldırmış martı çığlıklarındaki gizem sende kalsın
İki kaşının altındaki mavi gözlerinden öperek
Senden gidiyorum İstanbul .
El değmemiş neren kaldı neren sade
Kimsesizlerin kimsesi olmuş Sultan Ahmet
Ama Ayasofya benim gibi asude
Kim bilir kaç gelinlik kız işledi seni gergefinde
Kaç şairin şiirine konu oldun
Ve kaç ressamın fırçası kırıldı bu uğurda
Şimdilerde Kara gümrük yanıyormuş
Artık yağmur yağmıyor
Yangılar çıkmıyor mu Üsküdar'ında.
Söylesene İstanbul
Senin için kaç can , can verdi
Kaç Koçyiğit kaç atlı
Boşa mı şehit düştü uğrunda Ulubatlı
Kaç yetimin yüreği buz tutar sokaklarında
Kalamam İstanbul kalamam
Ucuz yosmaların dolaşırken durakların da
Bağışla İstanbul korkutuyor beni
Beyoğlu'nda beyin oğlunun işlediği faili meçhuller
Leş yiyicilerle dolmuş baksana sahiller
Nişantaşı süslenmez ,Etiler makyaj yapmaz mı
Moda ,Modaya uymaz mı ben gidince
Kimse fark etmez zaten yokluğumu
Yaşamaya gidiyorum İstanbul
Sende yaşayamadığım çocukluğumu.
Farzet üşüyen ellerimi ısıtıp hiç çay içmedim Emirganda
Hiç yürümedim Kız Kulesiyle sahilde el ele
Heybeli de hiç mehtaba çıkmadım farzet
İstanbul; titreyen dudaklarım da
Yarım kalan bir şiir olarak kalacak
Arkamdan kal gitme diyecek birimi var
Yada Vefada vefalı dostlarım mı var arkamdan ağlayacak
Benin bu feryadımı duymazmısın
Yer gök hep uyumuş sen uyumazmısın
Sormazsın da biliyorum nereye gidiyorsun diye
Bari arkamdan sisli gözlerle sen el salla Ümraniye
Ara sıra selam yollar mektup atarım
Yüreğimin köşesinden bulursam bir pul
Ben sende yaşayamadım sen içimde yaşa İstanbul .
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:06 PM
Mağrur yaşanmışlığın başkaldırışı
Kahrolası kaygılar
Sevgileri birer birer eriten gözyaşı
Umutları birer, seni yaratan güzellikler
Beynimden hiç silemediğim anlar
Hepinize elveda
Dünü olup yarını olmayanlar
Merhaba..
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:06 PM
Elveda! Gülüm
Sen demedin ama
Ben diyorum sana
Gidiyorum artık gülüm
Gönlünden değil; dünyadan
Göç ediyorum fani dünyadan
Sakın unutma seni silmem asla…
Yüreğimden, aklımdan
Yürek çürür, toprak olur,
Aklım çürür, taş olur,
Ama sakın unutma gülüm
Toprak olsam da seni unutmam asla…
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:06 PM
Bir anlık emanetle ne türlü övünelim;
Gel, rahmet kapısında ağlayıp dövünelim!..
GooD aNd EvıL
09-15-2007, 08:07 PM
şiir yazıyorum salonun da evimin
ev mi? ev benim değil
kiracıyım,tıpkı olduğum gibi dünyada
kalem,kağıt mı?onlar da emanet
hepsi kardeşimin,adı Mehmet
sevgin de emanetti bende
bitti almaya sahibi geldiğinde
emanetmiş herşey,sevgiler bile
hiçbirşey hiç kimsenin değilmiş aslında.
aşk,mal,mülk,para
şan,şöhret,hepsi palavra
git iste bakalım,kefen orada
benden bu kadar
şiir mi? şiir bitti
bak Mehmet geldi.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:46 PM
Acımı göğsüme bastırıp bir evlat gibi
Sanır mısın biter bu ağıt bu keder
Geceye varınca koynumda emanetle
Ki emanet beni mahveder, heder eder..
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:46 PM
Ey genç adam, bu düstur sana emanet olsun:
Ötelerden habersiz nizama lanet olsun!..
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:47 PM
Seni öylesine tanıyorum ki
Bakışlarından bile ne istediğini anlıyorum
Anlıyorum dudağını büküşünden ne konuşacağını
Seni öylesine tanıyorum ki
Seni yaşıyorum Sevgilim
İşte bu yüzden vedalaşıyorum seninle
Seni yaşarken kendimi unutacağımdan korkuyorum
Ben kendimi yaşatmazsam yok olurum
Neden mi?
Çünkü;
Senin beni yaşatacağından emin değilim.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:47 PM
Yabancılaşan sevgiler
Benliği özünden etmiş
En güzel körpe duygular
Daha tadılmadan bitmiş
Gizli aşikar kalmamış
Çizili sınır aşılmış
Yanlışa kucak açılmış
Yaşam doğru yaşam değil
Sonsuz sayılmış şu dünya
Oysa bir uykuluk rüya
Aldanılmış bu sevdaya
Gaflet sarmış tüm kulları
Hangi emanet yerinde
Yarı yolda yad elinde
Emin insanlar içinde
Kala kala kaçı kalmış
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:47 PM
Şiir benim için en büyük oyun
Bütün kelimeleri ortaya koyun
Siz oynamayanlar haydi yok olun
Beni anlamaya çalışın ne olur duyun.
Televizyonlarda hep kötü haber
Allah’ım nedir bu? Ne biçim kader
Ölüyor çocuklar hep birer birer
Öldürmeyin onları pislik herifler
Amerika barış yağdırıyor her yana
Birkaç mermi birde bomba ohh ne ala
Bu cümlem hediyedir armağandır sana
Umarım kalmaz bunlar yanına
Bunları izlemeyip zap yapan millet
Hiç mi demiyorsun lan nedir bu şiddet
Sen bir oh çekip, Keyfe devam et
Ben de sana okuyayım binlerce lanet
Lütfen biraz yavaş ol ne olur yavaş
Bırakmadınız ulan taş üstünde taş
Derdiniz ne kardeşin neden bu savaş
Ne olur akmasın o gözlerden yaş
O minik bedenlere lütfen kıymayın
O zavallı insanlara bunu yapmayın
Bu ideolojinizden artık cayın
İnsanları barışla mutlulukla yaşattın
Onları tekrar yaşama itin
Çocuklara artık zarar vermeyin
Defolun buralardan defolup gidin
Beni kayda alın çünkü ben hiç değilim.
Savaş benim için büyük bir sancı
Çocukların ölmesi ne kadar acı
Fakat hep savaştım savaşacağım
Belki de bunun için yaşayacağım…
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:47 PM
En büyük hata
tekrar etmektir
hep aynı hatayı
İnsanlar neden
aynı hataları
yineleyip dururlar ki?
Üstelik bunun için
yeteri kadar da
yoktur zamanları
Var mı insanların
bir şansları daha
hayâtı sil baştan
yaşamak için?
(15 Ocak 2006/ İstanbul)
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:47 PM
Gün gelirde sende
pişmanlığını dile getirmek istersen
Kelimelerini sayfalara dök
Benim gibi ama
Benim yaptığım gibide sakın yollama
Sakla veya yak beni yakıldığın gibi
Pişmanlığını kelime kelime
Hece hece yak gitsin
Beni yakıp kül ettiğin gibi yak gitsin
Beni terk ettiğin gibi
Belki biraz olsun için rahatlar
Fazla üzülmezsin
Azalır düşüncelerin
Azalır acıların pişman lığın hafifler.
Bende pişmanlığımı dile getirip
Kelimeleri sayfalar dökdüğümde
Sana yollamayıp yaksaydım
Benimde acılarım azalırdı
Pişmanlığım hafiflerdi
Düşüncelerim biterdi
Ama ben yine hata yapdım
Pişmanlığımı sana yollayarak
Hatama yine bir hatta ekledim
Seni unutamadığımı
Hala sevdiğimi belli ederek
En büyük hatayı ettim.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:48 PM
Dudaklarından çıkacak her bir kelime,
Kalbinden okunacak her bir sevgi,
Bedeninde anımsayamadığın her bir öpücük,
Suratına bakışta daldığın her bir sima,
Yanına yaklaşıp ta konuşamadığın her bir duygu
Senin bensiz yaşayamadığının bir hatırasıdır…
Bu…
Benden sana kalan en büyük hatıradır.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:48 PM
Dudaklarından çıkacak her bir kelime,
Kalbinden okunacak her bir sevgi,
Bedeninde anımsayamadığın her bir öpücük,
Suratına bakışta daldığın her bir sima,
Yanına yaklaşıp ta konuşamadığın her bir duygu
Senin bensiz yaşayamadığının bir
Hatırasıdır…
Bu…
Benden sana kalan en büyük hatıradır.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:48 PM
Benden hayır beklemeyin
Her şey açık, gizlemeyin
Doğru adamdır demeyin
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.
Halifeliğe adaydım
Tehlike görünce kaydım
İlk, verdiğim sözden caydım
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.
Söz söyletmem çıkarıma
Taş koydurtmam tekerime
Aldanamayın vakârıma
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.
Sözüm süslü, özüm puslu
Çok mal, mülküm; haram aslı
Herkes zanneder nâmuslu
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.
Kılıfım merhamet, hilim
Çok korkunç, görünmez hâlim
Yalansız edemez dilim
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.
Menkîbeler anlatırım
Dinleyeni ağlatırım
İşim, böyle aldatırım
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.
Aç kurt gibi saldırırım
Hortumumu daldırırım
Bulduğumu kaldırırım
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım
İlk kendime ihânetim
Kılavuzum: cehâletim
Felâketim: kehânetim
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.
Etmez misin biraz merak
Niçin her yan çorak, kurak
Hep aldatma vatan, bayrak
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.
Vaat büyük, sonuç hüsran
Malzeme din, îman, Kur’an
Nefsim, şeytan yoldaş, yâran
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.
Düşene acımam aslâ
Kucaklarım ihtirasla
Ayar, tatlı dil, kumpasla
Sermayemdir ihtikârım
Ben en büyük sahtekârım.
23/03/02
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:48 PM
Bu müze var ya bu müze
Seninle gezerken güzel
Kimseler yoksa salonda
Seni öpmek en güzel
Bu rakı var ya bu rakı
Seninle içerken güzel
Kimler olursa olsun varsın
Rakili ağzından öpmek en güzel
İşte bu dünya var ya bu dünya
Seninle yaşarken güzel
Sen varsın ya sen
Ancak benimleysen güzel
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:48 PM
Böyle umut doluyken tepeden tırnağa
Böyle seviyorken seni amansız
Böyle değerliyken
Böyle yüceyken sevda
En güzel ben ölürüm
K e s i n!..
Ağustos 1993, Gaziantep
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:48 PM
Sarı saçlarınla hava atarsın
Soğuk *******de yalnız yatarsın
Mazide yaşanan sevdalar ölsün
Yeniden yaşamak hayalin olsun
Gençliğim var diye fazla güvenme
Rüyaya yatıp ta hülyaya dalma
Sevmezsen birini gönlünü verme
Elbet sevilenler bulunur bir gün
Bu alem acımaz sana ve bana
Ümidin kırılır kalırsın yaya
Çektiğin acılar zor gelir sana
Güzellik yüzünde hep kalır sanma
Sözlerim kırmasın güzelim seni
Gözler bu alemde süzer insanı
Maziyi unutup çevreni tanı
Gönül ister inan candan seveni
Osman gezer her gün sokakta barda
Yakıyor insanı hep kara sevda
Başın sıkışınca kalmasın darda
Sevene yakışır en güzel sevda.
31.7.2003
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:48 PM
Sahneye Emel Sayın kadar başka kim yakışır
Televizyonda onu gören adeta ekrana yapışır
Her seven yürek onun sevgisinden bir parça taşır
En güzel sevdalar hep onunla yaşanır
Engin semalara yükselir büyüleyici sesi,
Okşar ruhumuzu
Dinledikçe dinleyesi gelir insanın,
Gönlümüzde kalır tadı tuzu
Onun sevgi dolu sıcacık yüreği,
Eritiverir karı buzu
Kederli şarkıları eşliğinde,
Gözlerimizi sarar hasret buğusu
Bu dünyaya başka bir Emel Sayın
Gelmedi gelmeyecek
Ona akan sevgi seli,
Hiç dinmedi dinmeyecek
Dantel gibi işlediği şarkıları,
Hiç ölmedi ölmeyecek
Yüreğimize nakşettiği adı,
Hiç silinmedi silinmeyecek.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:49 PM
Ben... ben var ya ben...
Yani ben....
Seni çooook seviyorum...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:49 PM
Seher serinliği bekler yapraklar
Yağmura hasret topraklar misali.
Rüzgarlarla taranırken başaklar
Zülüfler gerdana düşer misali.
Eski bir şarkıdır dudaklarımda
Avuçlarının temmuz sıcaklığı
Gönlümün en hazin doruklarında
Gözlerindir yırtan kör karanlığı.
Verilmez bir söz yarınlardan yana
Yokluğun içimde tufan ertesi
Ah bir varabilsem ufuklarına
Güneş terketmeden al tepeleri.
İlk hayalimdin sevgi mihrabımda
Şebnemler çimlere düştüğü zaman
Seven sultandır benim kitabımda
Kalbinde ihanetler öldüğü an.
Mor bulutlar dönüşürken şimşeğe
Gül yüzün titretir iliklerimi
Yıldızlar ötesi bir geleceğe
Yürek kanımla yazacağım seni.
İsmiyin ak yeşil yokuşlarında
Yürür bıkmadan tozlu ayaklarım
Savaşlar çıkar sevda burçlarında
Senin için dikilir bayraklarım.
Maşallah yazılı senin kaşında
Sulara akseder ceylan nefesin
Yeşil yazma küçük güzel başında
Rabbim'den bana en hoş hediyesin.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:49 PM
Pablo Neruda gibi
Bu gece
En hüzünlü şiiri yazabilirim
Ama: yazmayacağım
Pablo Neruda'yı
Acılarımıza katmayacağım
Biz yanlışlarımıza yanacağız
Neruda,
Eski çakmak taşlarına yanacak...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:49 PM
Tam olarak saat sabaha karşı dörde çeyrek var
Etraf zifiri karanlık
Yaşama dair anımsayamadığım bir ben
Birde radyoda çalan türküler var
Biryandan yağmurla karışık yağan kar
Bir taraftan etrafımda görünen ağaçlar…
Yağmur karla sevişiyordu
Ağaçlar kendi aralarında sürtünüyordu birbirleriyle
Yalnızlığım verdiği burukluğuyla izliyordum onları
Tam olarak anlayamıyordum duygularını
Bakıyordum öğlece yaşam felsefelerine
Sevgilerinin, Özgürlüklerinin tadını çıkarıyorlardı
Nispet yaparcasına bana;
Bense yine yalnız,
Düşüncelerinde karışık duygular,
Bedenimde titreme,
Yüreğimde yalnızlığın bıraktığı buruklukla
Radyodan içime işleyen türkülerle avutuyorum kendimi
Türküler beni anlatıyordu,
Hüznümün bıraktığı gözyaşlarını
Duygularımın bıraktığı burukluğu anlatıyordu
Sazının tellerinde gezdiriyordu beni
Yalnızlığımın verdiği burukluğuyla
Kendimle konuşuyor tartışıyordum hayatı
Usul, usul…
Sıkılmaya başladım yalnızlıktan
Of be canım sıkılıyor
Daraldım burada,
__yak oğlum bir sığara
Unut gitsin hayatı yanlızlıgı
Sen yalnız değilsın burada kandırma kendini
Bir elinde sigaran bir elinde de kalemin var ya
Ya senin en büyük dostların bunlardı
Niye kandırıyorsun kendini yalnız değilsin işte
Sigaranın külünü dök
Yakarsın şimdi bir tarafını…
Ne kadar yalnızlıkla ilgili şiir yazmaya çalışsam, ya da yalnız tek başıma oturup o anki durumumu yazmaya çalışsam…
Hemen unuttuğumu sandığım dostlarımı hatırlıyorum, şiirimin sonuna doğru benim en iyi dostlarımın param olduğunda yanımda olan sigaram benden bir çıkarı olsa bile, birde anılarımın en iyi dost anlatısı kalemim aklıma geliyor ve şiirimin sonunda yalnızlıktan sıkılan bir duygunun dostlarını her zaman yanında olduğunu yazıyorum…
İstemedense olsa.
Yani ne kadar da dostum olmadığını yazsam da, ne kadar yalnız olduğumu hissine kapıldığımı fark ettiğimde o an bir elimde kalemim bir elimde de sigaramın olduğunu fark ediyorum…
Meğer benim en iyi dostlarım onlarmış
Sigaram ve Kalemim…
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:49 PM
O en katı yüreklere,
Adını yazsam; yumuşar,
Rüzgarın uğultusuna,
Seni anlatsam, susar...
Şu ağlayan çocuklara,
Ana sütü saflığını,
Aç ve yorgun yolculara,
Sun tokluğu, dindir yorgunluğu...
O gül kokulu; şuh güzelliğini,
Her bayatlığa bir tazeliğini,
Hele ki; emsalsiz sevecenliğini,
Anlatsam da, çözsem çözülmezliği...
20.04.2004 Taşkışla/Taksim
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:49 PM
Hangi terazi tartabilir yüreğini,
Masumiyetin hep galip asabiyetine.
Bir dokunsam gözlerine,
Biliyorum;
İlk yalanın ben olurum.
Hadi serbest bırak artık,
Avuçlarındaki tutsak mavileri,
Bir an olsun düşünme bile.
Göreceksin,
Yeterki bir dokunayım ellerine,
En sevdiğin mavi ben olurum...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:49 PM
Yüz metrede beni herkes geçer
Dörtyüz metrede pekçoklari
Geçer çogu sekizyüz metrede
Ama ben birakmam yarisi
Beni bin metrede geçersin
Ben yine koşarim
Onbin metrede öndesin
Koşarim ben yine
Yirmi kilometrede geçersin
Hep koşmaktayim
Otuz kilometrede
Kirk kilometrede de geçersin
Ben koşuyorum hâlâ
Ama ellinci
Ya da altmişinci kilometrede
Solugun tükenip bir yerde
Dayanamaz düşersin
Bak koşuyorum hâlâ
Çünkü ben bir yaşam maratoncusuyum
Bu yüzden yaşamin en yalniziyim
Bu sonsuz yarişin sonunda
Beni geçemezsin
Ölümün en büyük ödül oldugunu bilemezsin
Yine ben olurum ilk gögüsleyen ölümü
Beyoglu - 07.12.1987
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:50 PM
Bütün insanlığı dövsen havanda,
Zerre zerre herkes yine yalınız.
Boşlukta yol alan uçsuz kervanda,
Her şey tek başına, dağ, taş ve yıldız.
Herkes bir vücutsuz hayal peşinde;
Eşini kaybetmiş herkes eşinde.
İçinizde yiv yiv derinleşir de,
Çıksın karşınıza en yakınınız
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:50 PM
Daha düne kadar sensiz olamam,
Ben senin gölgende varım diyordun.
Sensiz okuyamam ,sensiz yazamam,
Sensiz aklım bile yarım diyordun.
Sen beni en zayıf anımda vurdun.
Şarapla tütünle açtım arayı,
Bir de sen terk ettin bahtı karayı,
Bir seni düşündüm bir sigarayı,
Demek ki şeytanca bir tuzak kurdun.
Sen beni en zayıf anımda vurdun.
Bir yandan gönlümün işret çağrısı,
Bir yandan midemin ince sancısı,
Tetiği vaktinde çektin doğrusu,
Demek ki aylarca pusuda durdun,
Sen beni en zayıf anımda vurdun.
Övgüye değerdi oyun takatin,
Alkışlık bir roldü her hareketin,
Giderken vicdanın ve sadakatin,
Lügatçe manası ne diye sordun,
Sen beni en zayıf anımda vurdun.
Hayrını umsan da hain kararın,
Eyvah’la telafi olmaz zararın,
Yarama tuz bastı ani firarın,
Düşerken tuttuğum son dalı kırdın.
Sen beni en zayıf anımda vurdun
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:50 PM
Gözlerini dikmiş birileri
Kefen paramız birikime
Sanki kurtulmanın tek çaresi
Yetim çocukların ekmekleri
Şov yapıp satıyorlar seni
Yoklukla mücadelende bile
Aldatılmışlığınla yalnız seni
Habersiz satıyor birileri
Zulüm,işkence onların işi
Acı çekmekse bizim yine
Ne sen zalim,ne onlar enayi
Sanıyorlar seni ve beni belki !
EN BÜYÜK ENAYİ...!
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:50 PM
Diyorsun bana ""Neden önceden tanışmadık""
Kaderin oyunu bu engel olamazsın,
İkimizde birbirimizden habersiz yaşadık,
Benziyor kaderimiz engel olamazsın.
Kaçma artık benden,bekletme beni,
Terketme seni candan seveni,
Gördünmü ölüpte geri döneni,
İntihar etmeme engel olamazsın.
Artık bıktım bu bedeni taşımaktan,
Söylediklerin çıkmıyor asla aklımdan,
Ne olur kurtar beni bunalımdan,
Kurtar yoksa engel olamazsın.
RAFET'in gurbeti yokluğunda başlar,
Dinmez asla o gözündeki yaşlar,
Sevdiğimi duydu dağlar taşlar,
Sana aşığım engel olamazsın.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:50 PM
Tutmak istiyorum senin elini,
Ama içimde birşeyler engel oluyor.
Bülbül gibi konuşacak dilimi,
İnanki gülüm birşeyki engel oluyor.
Sanmaki hissizim,sanmaki kalpsizim,
Dinmiyor asla yanıyor içim,
Geçmişte çektiğim günlerim,
Yıkıyor cesaretimi engel oluyor.
Gözlerine baksam bağrım kanar,
Senin adını gece-gündüz anar,
Hatice değil Selam diye yanar,
Selma'nın kaderi engel oluyor.
Selma ile Orhan bir aşk hikayesi,
Ayırmış onları kaderin cilvesi,
Orhan çilekeş Selma kan kanseri,
İşte bu kader oyunu engel oluyor.
RAFET'in isteği sen de öyle olmayasın,
Seni görmek yeter ilerisi olmasın,
Hayalin bile yeter isminde olmasın
O hayalki Selma'm beni terk ediyor,
İşte o bana engel oluyor.
1997
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:50 PM
Sakın üzme kendini,
Sana dargın değilim,
Darılmayada hakkım yokki,
Sen hürsün,özgürsün,
Seversin istediğini,
Yalnız şunu bilmelisinki,
Sen sevmesende beni,
Benim seni sevmemi
Engelleyemezsinki...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:50 PM
Yıktım zannetsem de bazı tabuları
Anladım ki kıramamışım kabukları
Değişmiyor insanın bazı huyları
Sevda bu kadar lanet şey.
İnansam da sana gönülden
İnsansın korkuyorum
Ya dönersen sözünden
Boşver diyorum bazen kendime
Kendi bilir yaparsa hata
Bu kadar çok seviliyorken.
Bunca yıl verdiğimiz emeğe
Sevgi saygı muhabbete
Başka biri için değerse
Ne yarsın ne insan benzersin engerek'e.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:50 PM
Neler çektiğimi bilemezsin ki,
Sen kendi derdine düşmüşsün gönül.
Gözümdeki yaşı göremezsin ki,
Sen, kendi derdine düşmüşsün, gönül.
Engin ol, Engin’in hallerine bak
Sevda ateşiyle yanıyorum bak
Aşk ile, zevk ile arşa çıkarsın
Çıkar umarsızca seyran edersin
Ya benim hallarım nicedir dersin
Sen, kendi derdine düşmüşsün, gönül
Engin ol, Engin’in hallerine bak
Sevda ateşiyle yanıyorum bak
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:51 PM
Gözlerin düştü aklıma yine
O çakmak çakmak gözlerin
Saldığı ışıklarla kelepçe vuran
O ışıl ışıl gözlerin geldi aklıma
Her mahkum özgürlüğü ister
Her hasta ayağa kalkmayı özler
Bense o siyah gözlerini arıyorum
Bulamayınca kahredip bitiyorum
Sanki bana hayat veren bir pınar
Gecenin karanlığında yol gösteren bir ışık
Beni tamamlayan diğer yarım
İçime çektiğim nefes sanki!
Esrarlı güzel gözlerin.
Yokluğunu anlıyorsun değil mi?
Çektiğim çileyi görüyor musun?
Beni ben yapanın sen olduğunu biliyor musun?
Anlayabilseydin beni, gelirdin
Bilseydin duygularımı, arardın
Hissetseydin sevdiğimi, sorardın
Ne geldin ne aradın nede sordun
Sen artık taş kalpli bir insan oldun
Bense taşa çarpmış ve dağılmış bir balyozum artık
Artık hiçbir işe yaramayan bir ENKAZ…
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:51 PM
sensizliğin hüküm sürdüğü
yine yapayalnız bir gecede,
seni düşündüm de cigaramı
bir başka çektim ciğerime!
ne olurdu benim için atsaydı
o zalim yürek,
lüzumu kalmadı artık;
çilekeş enkazımı kaldırmaya
yeter bir kazma...
bir kürek..!
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:51 PM
Öyle garip öyle çaresiz
efsaneler de kavga başlatacak enstantaneden
en çokta şaşkınlık uyandıracak
işte o kadar beklenmedik
fukaralıklar, uşaklıklar...
Debelenme kalkarız belki de
uyandır aklını uykusundan
varılacak olan yer tam kuşkunun ortası olsa da
uyandır...
Hizmetkârı kalınacak olan baştan zapta geçse de
uyandır...
Gidilemeyecek yol çizilmez dert küpü insanoğluna
unutma düş yola...
İsyanın ayyaşlığı eşliğin de
uzaklarda görünen inançların ışığın da
donup kalsın ihtiram da yürek közün
üzülme ben devrinin sonu bu değil
sese, yüze kavuşulan o yerde olacağım
ve düşüncem kalkacak belki ayağa
diğer sonları yazmak için...
Ben devrinin sonu bu değil inan.
Yarınlara ilk yazmak yakışır bize
anımsa hikayeyi
kulak ver biraz da denizin sesine
herşey yalan değilmiş deme vakti
bak artık o soruyu bile sormuyorum
gün ağarırken kaç kez batmıştır ?
Her yürekte bir çok kez....!
Kabul ediyorum insan olmanın koşuluydu bu.
Şevklerim de olağanüstü kırgınlıklar
öğrendiklerimden özür diliyorum
hele de hâlâ bilmediklerimden
şüphesiz fısıltılara kulak asmayabilirdim
astım be dostum akşamla sabahın karışıklığına
belki de hiç kavuşmamalarına!
Unutmadan avuç içimden gelen kına kokusu
unuttum çoktan....bağıra bağıra büyüdüm halt ettim.
Ben devrinin sonunu böyle yazmadım
şip şak vuracak belki an canımızdan her birimizi
ve ben gitmeden gerçeği ibrişimle duvarlara işleyeceğim.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:51 PM
Aşk, varlığında, yokluğunda belli olur.
Egemenlik, varlığında, yokluğunda belli olur.
Bir özgürlük var, sularca, havalarca olağan
Varlığında değil, yokluğunda belli olur.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:51 PM
Minik ellerinde tartı kantarı
Küçük bir çocuk
Ağlıyor hıçkırarak
Bir soğuk kış akşamında
Ne ise sıkıntısı
Sokak ortasında
Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Yüreğim delilenir!
Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Duyarsa Erciyes celâllenir!
Boşaltır üstümüze
Bütün kar ve kışını
Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Sileyim gözyaşını
Yaklaş, sevgi ile okşayayım başını.
Ey çocuk!
Ne kadar üşümüş
Buz tutmuş ellerin!..
Söyle, soğuktan mı
Açlıktan mı titriyor sözlerin ?
Bakışların tipiye tutulmuşçasına
Ürkek, telaşlı...
Niye ayazdan kavrulmuş gibi güllerin?
Gülmeyi unutmuş gibisin
Bilinmez, kaç zamandır!..
Özleminle içim kandadır
Ey çocuk!
Yaklaş da koklayayım başını!
Ey çocuk! Sus, ağlama!
Göz yaşların ciğerime saplanır.
Ey çocuk! Gel bana, gel!
Duyarsa Erciyes gazaplanır!
Boşaltır üstümüze
Gazabını, hıncını!..
Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Paylaşalım acını!..
Şu soğuk, buz kesen
Tipili havada
İşin ne?
Ne arıyorsun dışarıda ?
Akranların uyurken
Mışıl mışıl
Sıcacık yatakta
Ninni dinlerken şefkatli bir kucakta
El-ayak çekilmiş
Bir canlı bile yokken
Neredeyse ayakta
Üşüyorsun sen
İliklerine kadar
Hücrelerine kadar
Donarcasına sokakta
Ne olur koş ısın
Taşlaşmış sinemi yak da.
Suskun durma!
Bir şeyler söyle !
Gözlerime bak da
Hüzünle yere eğme başını
Yazık olur, dökme yere
Gir, yüreğime dök göz yaşını.
Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Yüreğim hicranlanır.
Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Duyarsa Erciyes üstümüze çullanır!..
İndirir suratımıza
Soğuk soğuk kırbacını
Ey çocuk!
Sus, ağlama!
Sancım edeyim, sancını.
Ey çocuk!
Ayakkabın bile yok ayaklarında…
Yırtık, pırtık bir elbise
Bu yaşta çökmüş omuzlarında
Üşümüş ellerin
Isıtayım
Ellerime uzan da!..
Sen bizdensin
Bizlerse senden..
Sahip çıkmamışsak da!..
Durma öyle
Ürkek ürkek uzakta!..
Koş yürekler bul sığınacağın!?
Ömrünü bitirme
Şu acımasız
Merhametsiz sokakta!..
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:52 PM
Erciyesim, sen gözümün nurusun,
Nurdan yüzünle gönlümün uğurusun,
Mevsimler yalan,karların onurusun,
Sultanımsın,şehrimin gururusun.
Kardan gelinlik giyinmiş gibisin,
Ak ellerinle aşkın talibisin,
Etek dolusu sevgi sahibisin,
Gelinimsin, şehrimin nasibisin.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:52 PM
Dinliyorum, Erciyesin aşk namesini,
Rüzgarları soğuk öpen, sert busesini,
Dideleri üstündedir, Kayserimizin,
Dinliyorum, anlatıyor memleketimi.
Kaisareia; Romalıdan Bizansa giden,
Malazgirt savaşıyla, Türklere geçen,
İç Anadolu’nun gurur kaynağıdır o,
Tarihten bu güne yorulmadan gelen.
Ortaçağ mimarisi Kayseri Surları,
Yoğun burçla, Uçkaledir Türkün burçları,
Buram buram tarih kokar,her bir eseri,
Sultan Hanı,Karatay Kervansarayları.
Ve ilk şifahanesi, ilk tıp medresesi,
Selçukludan kalan Çifte Medresesi,
Başlı başına bir abidedir her biri,
Gönüller tacı, Seracettin Medresesi.
Mimar Sinan eseri Kurşunlu Camii,
Selçuklu mirası Hacı Kılıç Camii,
Danişmentli hediyesi Ulu Camii ,
Çini mozaik mihraplı Kölük Camii.
Hunat Hatun, Gevher Nesibe Kümbetleri,
Döner Kümbetin on ikidir köşeleri,
Eyvanları telli gelin gibi salınır,
Rahmet eylesin, bırakıp da gidenleri.
Erciyesim; mekânıyım kış sporlarının,
Yeri Sultan sazlığıdır, su kuşlarının,
Halıcılık bu yörede pekte özgündür,
İlmek ilmek izi çıkar parmaklarının.
Ticaretle,sanayinin alın akıdır,
Zenginleri,züğürtlerin ağız tadıdır,
Hemşerim hiç pazarlıksız almaz malını,
Pastırma ve sucuk simgesinin adıdır.
Mantı bilmeyen kız gelin bile olamaz,
Bir kaşığa kırk tane sığmazsa hiç olmaz,
Burcu burcu kokar ama tadını bilmem,
Ah yanarım da bu derdime çare olmaz!
Erciyesim sevdalanmış bizim mantıya,
Üzüm dolu bağlarımız gelmez tartıya,
Öyle uzaktan uzağa bakmakla olmaz,
Buyurunda gelip gezin siz de haftaya.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:52 PM
Biz her mevsim göç yaşarız
Gerçek sırra erenleriz
Seferi gönül taşırız
Gerçek sırra erenleriz
Dost için dağlar aşmada
Üzülürse biz yanmada
Kırmadan gönül yapmada
Gerçek sırra erenleriz
Haklıya hakkın verirken
Dertliye derdin sorarken
Usanmadan hep dinlerken
Gerçek sırra erenleriz
İnsanı insan bilerek
Cahilleri hoş görerek
Engin olup, gam çekerek
Gerçek sırra erenleriz
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:52 PM
Endazesi kaçmış aşkların tan yeri izlerinde
Entarisi ala benzemiş yarin...
Cam kafeste
Kendi etrafında dönüşlerinde balerin
Yelkovanın akrepe kavuşma arzusuyla
Saat sevda gibi işlemekte
Tık tıklar rodrigo nağmeleriyle eşleşmiş
Yatağında usulca akan ırmak misali ruhlar dingin...
Hiç konuşmadan saatlerce
Belki de günlerce süren ard yürüyüşleri
Bir an döner de
Bir an gözleri buluşur gönlünde diye
Adım adım öyküleri yayılır sokağın taşlarına
Sırım gibi delikanlım
Yaka cebinde mendili erguvan ışıltısında
Belki bir çay bahçesinde
Belki bir düğün katılımında
Öylesi uzak bakışların iç kaynamalarında
Sevda tutmak yare...
Sözsüz sevda köşeleri oluşmuş akşam postalarında
Yazıyoooooo çığırtkanlarına düşmemişken aşk
Yürekte bir deli ateş...
Sabaha adanan şarkılara fal tuttumlardan
“Bir bahar akşamı rastladım size” ye sayrılar
Kokulu mavi pembe kağıtlara aksedilen
Dolmakalemli sevda uzanışları
Siz benim hayalim diye atılan başlıklara ulanan
Canım cananımla nihayetlenmiş duygu sağanakları
Vücût ikliminin sultanıyla
Rüyalarda buluşuruz düşlerine uzanışlar...
Dest-i izdivacına talip rüya artığı *******in
Begonya dokusu kilimlerine işlenir sevda da
Sürülür közüne mangalların aşk söylemleri
Buhar olur sarar asumanı seslenişler
Açar salkım saçak portre boyu şarkılar
Gönül şarkılarından bir demettir ki bunlar
Öyle si çığırır nazendeler fasl-ı şahanelerden
“Entarisi ala benziyor
Benim yarim bana benziyor......”
"Babama...1.5 yaşında kaybettiğim babama..."
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:52 PM
Bir çiçek açmıştı.
İlkbaharı müjdeleyen bir çiçek
yaprakları bembeyazdı
tazeliği anlatılmaz
Bir erik ağacının gölgesinde
Bir çiçek açmıştı
sıvaları sökük bir duvarın önünde
her sabah özlemle beklediğim o yerde
Yani erik ağacının gölgesinde
Bir çiçek açmıştı
Hafif hafif bir rüzgâr esiyordu sahillerden
hafif hafif sallanıyordu yapraklar
Bir erik ağacının gölgesinde
Bir çiçek açmıştı
Yüreğimi hapsettiğim
her sabah yolunu beklediğim
Bir sevdam gizli olan o yerde
Yani erik ağacının gölgesinde
Bir çiçek açmıştı
Aylardan Nisan dı
Gözlerimi kapadığımda
Sonsuz bir rüyaya daldığım o yerde
yani erik ağacının gölgesinde
Bir çiçek açmıştı
hasretle beklediğim
özlemle sarıldığım
ilk sevdam ile oturduğum o yerde
Yani erik ağacının gölgesinde
Bir çiçek açmıştı
akşamları oturup
derin derin düşündüğüm
Duygulandığım,ağladığım o yerde
yani erik ağacının gölgesinde
Bir çiçek açmıştı
Son merhabayı dediğim
ellerini son kez sıkıp
son kez gözlerine baktığım o yerde
yani erik ağacının gölgesinde
Bir çiçek açmıştı
bir çiçek yani
Bembeyaz bir çiçek
Göz yaşlarımla ıslattığım o yerde
yani erik ağacının gölgesinde...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:53 PM
Bir bak bana eriyorum yavaşça
Mum nasıl erir o ufak
Onu yakacak ateşinde
Mum erirken sağa sola damlar
Ben erirken gözlerinden yaş akar
Gözlerimden akana bir bak
Yaşa benziyor mu sence
Yoksa kan mı damlıyor gözümden
Gözümden akanı dindire bilir misin?
Gönlümün yarası derindir kapata bilir misin?
Yüreğim kanıyor elini koyup ta durdura bilir misin?
Sevdan ateşi sardı eriyorum
Yüreğimi hala kanatıyorum
Sen görmesen de beni
Her gece gözümden yaş akıtıyorum
Görsün halimi diye Allah'ıma yalvarıyorum…
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:53 PM
Erişilmez hayâlin belirir ufuklarda
Seni arar gözlerim sonsuz uzaklarda
Hüzünlü bir şarkının güftesi dudaklarda
Seni anar sözlerim beklerim duraklarda
Günleri günlerime birer birer eklerim
Her köşe başında ben yalnız seni beklerim
Yol almıyor bu sevdâm, kırıldı küreklerim
Tükeniyor umudum, bitiyor yedeklerim
Unutmak mümkün değil senle geçen günleri
Mâziye eğil de bak, yâd et biten dünleri
Gönlüm sensiz yaşıyor en hazin sürgünleri
Karabasanlar sarıp sarmalar bügünleri
Sensizliğin ayazı vurmuş buruk yüzüme
******* kapkaranlık uyku girmez gözüme
Ayrılık zehri dolmuş sensiz kalan özüme
Adın pelesenk olmuş hasret kokan sözüme
Tozlu raflarda bu aşk kalmasın bir başına
Sevdâmı da katık et pişirdiğin aşına
Bir son ver artık akan gözlerimin yaşına
Yontalım aşkımızı her bir dağın taşına
(22 Eylül 2006/ İstanbul)
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:54 PM
sana meyil verdim diye
aldat beni mi dedim
senin gibi zalime
bilmem neden güvendim
umutlarla yaşayan
senin sevgine kandım
kalbimdeki yarayı
bir gün sararsın sandım
sen zalimsin sen hain
sonsuza kalmasın soyun
damla damla erisin
selvi gibi o boyun
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:54 PM
Balıklama dalsam
engin düşlerinde kaybolup giderek
o masmavi derinliklerine pırıltılı
gözlerinin
Bir balık gibi yüzsem
berrak mı berrak
tuzlu mu tuzlu
o gözlerimi yakan gözlerinin neminde
Dalga dalga, köpük köpük olsam da
vursam sahillerine hiç sönmemecesine
Bir ay olup doğsam yüreğine
vursa dingin yakamozlarım
ruhunun en ulaşılmaz köşelerine
Güneş olsam, yıldız olsam
bulut olsam, yağmur olsam
rüzgâr olsam, sende sen olsam
Eriyen bir kar tânesi olsam da
sende bir anda kaybolsam
Ben daha ne isterim ki?
(1 Ekim 2006/ İstanbul)
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:54 PM
Bir grup kar tanesiyim
Düşüyorum avuçlarına
Usulca konuyorum
Sanki sana bir şey
Anlatmaya çalışırcasına
Eriyorum avuçlarında
O sıcacık duygularımla
Söylüyorum işte şimdi sana
Seni Deli Gibi Seviyorum…
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:55 PM
Sen gideli denklemler çözülmez oldu
Kahkahalar dörde bölünmez oldu
Sessiz sedasız oda, oniki sonrası
Öyle ki X, Y sesleri duyulmaz oldu.
Mutfak masasında yok senin tabağın
Çay tepsisinden de eksildi bardağın
Hani nerde yemeklerin, topraklı ıspanağın
Nöbetler de bir gün erken gelir oldu.
Tadı yok sensiz, ne okulun ne parkın
Neşesi hiç kalmadı kalabalık akşamların
Senden sonra hepsi gitti arkadaşların,
Gel artık, Bursa hiç çekilmez oldu.
Yaptığımız tek şey var: bekle babam bekle
Gel de şu listene doksan dördüncüyü ekle
Şiir de yazılmıyor gece boyu düşünmekle
Gel de kavga et,garip şiir yazamaz oldu.
Ramazan Erkân Sezgin’e.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:55 PM
Unutmam deme sevgilim,
unutursun gün olur.
Her biten güzel şey gibi,
bu da,bir gün unutulur.
Ağlama,sil gözlerini,
gözlerinde yaş görmek istemem.
Benden ayrılıyorsun diye,
sana darılıp ta,küsemem.
Bunda ne sen suçlusun,
ne de benim günahım var.
Kaderin yazgısı bu,
yolumuz buraya kadar.
Ağladığıma bakıp,
benim için üzülme.
senin olsun mutluluklar.
sevdiğini kaybedince,
sadece kadınlar değil.
erkekler de ağlar.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:55 PM
Kederler vardır yağlı bir ilmek gibi
Dolanır boynumuza kör *******de.
Bir boşlukta durmadan sallanır insan
Ki ağlamak son çaredir o yerde.
Gözyaşı... O ilk isyanı çocukluğumuzun
Bir nehrin yatağından ilk taşması,
Yaşamak, sele boğulması arzuların
Ve nehirlerin sonunda bir denize karışması
Ölür zamanla anılar, dostlar, sevgiler
Bir yürek ne kadar dayanır bu özleme?
Çalgılar çalmaz olur, şarkılar biter
O yer son çizgidir erkekte direnmenin,
Son gülüş de uçar gider dudaklarından
Bir damla yaş süzülür solgun yanaklarından.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:55 PM
Erkek adam ağlamazmış
Doğru değil yalandır bu
hem de kuyruklu yalan
Erkekler de ağlar
Öyle bir ağlar ki
Ağladı mı yürekler dağlar
Dağ yürekli erkekler de ağlar.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:55 PM
On Kasımdı ölümü erken.
Gençliği aradı gözleri giderken.
Tam Atamıza kavuştuk derken,
Aldı bizden, aydınlığa yürürken.
Yetişti Atam, ocak sönerken.
Türkün tarihi döndü, dönerken,
Dünya savaşa, girdi girerken,
Öldü Atam, zaman erken.
Ülkemin sınırları çizilirken,
Dost milletler ezilirken,
Türkün gücü sezilirken,
Gitti Atam, çok erken.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:55 PM
Ey genç adam, yolumu adım adım bilirsin!
Erken gel, beni evde bulamayabilirsin!
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:56 PM
Saat dört.
Senin erken,
Onların geç,
Benim tam saatim.
Sen girdabında ben;
Daha mutlu,
Daha sevecenim,
Yalnızken,
Daha benimsin,
Bu saatlerde,
Telefon çalmazken.
Daha düşündüğümde,
Daha seninleyim,
Herkes uyurken.
Daha içimdesin
Gözlerimi kapadığımda,
Kimse görmezken
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:56 PM
Yetmiyor bir tanem, gücüm yetmiyor
Kadermiş ayrılık, elim ermiyor
Aşk ile güldürmek isterdim seni
Kadermiş ayrılık, elim ermiyor
Yanında olsam, türküler söylesem
Yanımda olsan da, aşkınla ölsem
Hayalim hep budur, bir görebilsem
Kadermiş ayrılık, elim ermiyor
Dar geliyor dünya, sensizken bana
Kavruldum hasretten ben yana, yana
Her seherde koşmak isterim sana
Kadermiş ayrılık, gücüm yetmiyor
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:56 PM
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam
Seni tarif edemeyeceğimi biliyorum
Ulaşılmaz oldun hep
Dokunmak, hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni...
Kocaman bir yalnızlıktı payımıza düşen
Herşeyi erteledim ama ertelemediğim bir şey vardı!
Sana benziyordu..
Su olsan dokunulduğunda bozulurdun
Bozulmayan bir şeydin
Gidilecek bir yer olsan sonu olurdu
Sonu olmayan bir şeydin
Uykuda görülecek bir rüya olsan uyanırdım
Beni rüyamdan uyandırmayacak bir şeydin
Simsiyah saçların olsun istiyordum
Ama baktım değil
Üç ırmağın birleştiği yerinden öpeyim desem
Aklıma ırmaklar gelir
Düşün ki Yılan Dağı'ndan aşağı iniyoruz.
Ve dünyada sadece 2 kişilik bir türkü kalmış onu söylüyoruz
Öyle bir şeysin sen
Seni düşündükçe yoruluyorum desem
Dünyanın en büyük yalanı olur
Yalanım yok
Bu günden yarına ne kalır bilmem ama
Sen kalırsın
Tıpkı yatağı değişmeyen bir ırmak gibi..
Yaşadıklarımız azdı.. zamana sığmadık..
Yaşamak isterken her şeyi bugün şarkı söylüyorsam
O gün şarkı değik
Şarkı gibi seni yaşamak isterim
Halkıma benziyordun
Bir yanın göç
Bir yanın toprak kokuyordu hep
Gezmediğim yerin kalmadı
Bazen yasaklandın bana
Bazen bir suç gibi boynumda taşıdım seni
Yedi telli sazımla bile anlatamadım
Sen bir uçurumun gülüydün
Ellerimi her uzattığımda
Bin kırıkla geri döndüm
Yasakların bile tanımlayamadığı bir şeydin
Haritalara sığmazdın
Her ülkede bir başka gülüyordun
Uzundun, inceydin
Dokunduğumda nereli olduğumu seninle hatırlardım
Bana hep kendimi hatırlatan bir şeysin sen
Uzaksın, yakınsın, özlenensin
Ama bugün değil, yarın gibi bir şeysin
Sen bugün her şeyi değiştirmek için çabalarken
Sen değişmeyen olarak duruyorsun karşımda
Kabul ediyorum dünyaya bu kalsın ama sen bilme...
Dünyada kaç iklim kaç zulüm kaç ölüm
Bir seni bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin, bilme...
Bugün her ölümle biraz ölürken
Seni düşündükçe hayata dönüyorum
Yeniden gecenin en karanlık yerindeyim
Bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar ışık bile olsan
Yine de seviyorum seni...
Sadece benim seni anladığım kimsenin unutmamak için
Defterine not düşmediği ama hayatında hep dipnot olarak kalan
Kendi yasaklarım gibi unutmuyorum seni..
Dağları delmiyorum inmek istiyorum oralardan
Hepiniz gibi aynada saçlarımı taramak, günaydın der gibi sokağa fırlamak
Ve şarkı söylemek istiyorum
Adına aşk diyorlar gelecek diyorlar
Bana yetmiyor...
Her şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum
Bir başka dilden seviyorum seni...
Kırmızıdan daha huzurlu
Gelincikler gibi bir mevsim değil
Dört iklim köşe bucak
Kim ne derse desin
Geri dönecek yerim yok,
Bir kentin ortasında çığlık çığlığa kalsam da,
Yine seviyorum seni...
Bu bir suç duyurusudur..
Kendimi ihbar ediyorum...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:56 PM
Asker günlerimin durağı oldun,
Hasret otağını kalbimde kurdun,
Garip bir askerim artık elinde,
Çaresiz etme beni ,Erzincan..
*
Avare dolaştım sokaklarında hep,
Feleğe kahretsem olmaz kutsaldır sebep,
Sabredemedim , tatile çıktı edep,
İsyankar ettin beni zalim Erzincan..
*
Fırat arkasında karlı dağların, kış yaz,
Donduruyor soğuğun ,nedir bu ayaz,
On dokuz ay buradayım çektirme,insaf et biraz,
Asker gördün beni sivil gönder Erzincan...
*
İçimdeki hasret öldürür beni,
Söyle kader ne zaman güldürür beni,
Sıla hasreti süründürür beni,
Yetmez mi çektiğim, bırak yakamı Erzincan ,
*
Doğunun en güzel şehri mişin bana ne,
Zamansız tanıştık belki, güzelsin, gelip gezip görene,
Halkın sevmiyor askeri, garibin suçu ne,
Bakkalın manavın kazıklar, neden Erzincan..
*
Özgürlüğe susadım anla derdimi,
Allah hep sana, bize verir depremi,
İsyanım şahsımda,içimde yanan sıla özlemi,
BIRAK YAKAMI, Severek duramam anla Erzincan..
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:56 PM
Bilmiyorum dağların hala karlı,
Yolların tozlu mudur.
Saymadım da kaç gün oldu senden ayrılalı,
Sendeyken sayardım günleri,
Uzağında değil.
Mecburiyet caddesi derdik,
Meşhur Ordu Caddesi'ne.
Bir yukarı,
Bir de aşağı volta atardık.
Yol boyunca
Aynı kaderi paylaşan birilerine rastlardık.
Bir şelaleni,
Bir de Işıkpınar'da alabalığını sevdim.
Başka bir şeyi daha mı?
Düşünmem lazım.
Erzından derdim sana,
Aldatmasın seni geliyor olmam,
Ben hala aynı yerdeyim.
Yalnızca dost ziyaretineyim...
17.01.1999 İstanbul 05:20
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:56 PM
Bu şehri bilirmisin sevdiğim? Benim gibidir,
Bir dertli ova bir deli savaş! Kavgam gibidir,
Bu şehri bilirmisin sevdiğim? Benim gibidir,
Bir acı tarih bir deli zaman! Hayatım gibidir,
Bu şehri bilirmisin sevdiğim? Benim gibidir,
Bir katre yüksek bir yüce! Duygularım gibidir,
Bu şehri bilirmisin sevdiğim? Benim gibidir,
Bir hazin soğuk bir buz!Kinim gibidir,
Bu şehri bilirmisin sevdiğim? Benim gibidir,
Bir süt beyaz bir kar! Saçlarım gibidir,
Bu şehri bilirmisin sevdiğim? Benim gibidir,
Bir aşık Emrah bir aşk!! Aşkım gibidir,
Bu şehri severmisin sevdiğim? Benim gibidir,
Beni severmisin sevdiğim?.....
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:57 PM
Esemem aşkın bahçesinde
Sen eserek geç beni
Arkandan toplarım
Dağılan her şeyi
Çaresizce seyrederim aynalarda
Büyük zaferini
Merak etme kalırım geride
Düşmem bir daha peşine
Beklerim geri döner ümidiyle
Ezemem aşkın çiçeğini
Sen ez geç beni
Rüyalar yetmez ki
Düşlerimde yaşarım seni
Yıllarım olsa da kadehlerin esiri
Kanasın yüreğim
Kimsenin umurunda değil ki
Sevemem başka birini
Sen sevmeden geç beni
Görebilseydin o kadar büyük ki
Geçemem gönlümde yarattığın
Dağları denizleri
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:57 PM
Seni türküler gibi sevdim
Es ve ha
öyle ince öyle kırık
dağ suları gibi serin
kitaplar gibi aydınlık
seni
yüreğim gibi sevdim
Es ve ha
Seni
yeni yaprağa duran
bir goncagül sevinciyle sevdim.
sesindeki karanfil fısıltısı
gizemli bir masalın tılsımıyla.
senki,
engüzel çiçeğim
düşüm gerçeğim
umudum, sevincim, geleceğimsin
seni
şiirler gibi derin
şarkılar gibi içli
seni
unutmamak üzre sevdim
Es ve ha
salkım-saçak türküler gibi
gül kokulum
sevda okulum
usul boylum
güzel huylum
kömür gözlü çingenem
sen
yağmuruyla ıslandığım
Güneşiyle ısındığım
düştükçe yaslandığım
tutkum, sevincim
sevda yüklü bulutumsun
özlemlere uçan güvercinim
yaşamama sebep umudumsun
…..
bir gün gitmek olmasa diyorum
solmasa çiçekler
yüreğimde kuşlar uçmasa
silinmese gölgeleri sevincin
hasretin ince yollarına
inmese gözlerimde sular
sevdasına şiir yüklediğim rüzgar dinmese
bitmese dudaklarına yakıştırdığım gülümseme
ayrılık olmasa Es ve ha
ölüm olmasa
mutluluklara yazılsa adresimiz
her üşüdüğümde bakışına sarılsam
güvercinler havalansa üzerimizden
ömrümüz
dört mevsim bahar olsa
gönlümüz arı aşkımız bal olsa
aksa damla damla hayatımıza dolsa
ey kır lalem, düğün çiçeğim
çayır güzelim, gelinciğim
süsenim, sümbülüm, caneriğim
uzansam dokunabilir miyim yüreğine
öpebilir miyim gözlerinin içini
...../
susma Es ve ha, kapama gözlerini üşürüm
bırakma ellerimi Es ve ha bırakma düşerim
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:57 PM
hayatta surekli yeni sayfalar açmak istedim
bazı şeyleri monotonluktan kurtarmak isterdim
kendimce bazı şeylerin yanlış gittini düşündüm
ve yine kendimce artık bazı şeylerin degişmesi gerektini de
ama ne oldu:_?olmadı illa bir engel çıktı karşıma
vurdu bana, acıttı beni, dur dedi
ben hep durmak zounda kaldım, istediklerimi yapamdım
o gucu kendimde bulamadım,saldıramadım
cesaretimi toplayamadım, deneyemedim tekrar
kaçmadım esaretin hapisinden, kurtulamadım
kaldım ortalıkta bir tek ve bir çare
yardım alamadım,istiyemedim derdime
galiba esaret hapishanesinin ilelebet mahkumu oldum
çıkamadım ve en derininde kaldım
şimdi seni bekliorum teller ardında
son umut ve son çare adında....
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:57 PM
Canımın içinde,
Bir can gibisin...
Çiçeksin, yapraksın.
Dalsın,Esen kız...
Damarımda akan.
Bir kan gibisin...
Arısın peteksin...
Balsın Esen kız..
Sen gülünce,
Taze güller açılır.
Goncasın,çiçeksin..
Gülsün Esen kız.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:57 PM
Bir ilahi gibi girdin hayatıma,
Aklımı, ruhumu esir aldın.
Alıp götürüyorsun. Nereye?
Beni iten ne? Niye? Nasıl? Nereden çekiyor? Sürüklüyor.
Rüya âlemindeki gibi hoş ve rahat, kader.
Evet, her zaman buradasın,
Okyanustan esen rüzgârlar her gün içimden bir şeyler sürüklüyor,
Beni benden alıyor.
Zor anımda bana güç katıyorsun,
Rahat anımda beni benden alıp götürüyorsun.
Bütün rüzgârlar sana çalışıyor.
Şimdi, gene rüzgâr esiyor,
Birazdan pencereye çık,
Açan gül, doğan güneş yoksa bile,
Esen rüzgarda benden bir şeyler göreceksin.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:58 PM
O gün bu gün size özendim
Her yerde; hava, toprak, deniz.
Bir serüvendi; gökteyseniz
Çıktım, yok, yerdeyseniz indim.
İlkin, size içkiyi tattırdım:
Ömür boyunca sarhoşsunuz;
Ne açsınız artık ne susuz.
Sizsiz ben de susuz kalırdım.
Size geceyi de öğrettim
Onda düşlerle çoğaldınız;
Yaşantıda yorgun ve yalnız
Değilsiniz; sizi ürettim.
Biterdi belki bir uykuyla
Herşey ve tadından ötürü.
Gördünüz ki bundan ileri
Bir şey var çağıran tutkuyla.
Çağırdım, çağırdım, çağırdım
Bir böcek gibi titriyerek.
Koştunuz tükeninceyedek
Ha bir adım, daha bir adım...
Sizi ölümle perçinledim
Bana... ve sımsıkı ve sıcak;
Üşürdünüz ah, çırılçıplak
Ölüm döşeğinde; önledim.
Size yani günahı sundum;
Öptünüz ve güzelleştiniz.
Çirkindiniz ilkin, tek ve pis.
Irmak oldunuz; sizde yundum.
Şimdi olay, hep ya hiç gibi,
Vardan ve yoktan özge bir şey,
Sevgiden de öte bir düzey;
Olmak ya da olmamak belki.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:58 PM
Gecekondu yapısı, bir üfürüklük eser...
Elbet beklenen rüzgar bir gün Kıbleden eser!..
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:58 PM
Selamın da bitti ya,
Demek ki her şeyi tüketmişsin,
İflas etmiş hislerin,
Besbelli ki,
Gönül galerin kibirinin talanına uğramış,
Kapanmış kapısı,
Kilit vurulmuş,
Anahtarını uzayın derinliklerine fırlatmışsın,
Ohh, ohh be,çok rahatsın anlıyorum canım,
Bebekler kadar rahat uyursun artık,
Tebrikler, bak bunu çok iyi yapmışsın...
Hani nerede o söndürülemez görünen koca yangın,
Hamarat itfaiyeci,
Sen çok yaşa emi, suyunu nereden buldun,
Işıktan da ımı hızlısın,anlamadım,
Nasıl, ne çabuk, ne zaman söndürdüğüne şaşarım,
Enkazıda kalmamış sevdanın,
Hızlı yok edicim, a cicim,
Gurur duy kendinle bak başardın işte, başardın...
Tek arta kalan şey,
Yalnızca bir avuç kül ,
Rüzgarı da ikna etmiş gibisin,
O da tersten esiyor,
Katmış önüne o bir avuç külü,
Savuruyor, savuruyor,
Suskunlukla bitmesini bekliyorsun,
Meraklanma o da biter,
Bir avuç külün şu koca evrende yeri mi olur,
Rivayeti mi edilir sanki...
Varsın olsun,
Bende bir buruk yürek,
Bükük bir boyun,
Kırık bir gurur kalmış geriye,
Ne farkeder ha, ne farkeder,
Evet kader utansın diye düşünebilirsin,
Teselli mükafatı gibi bir şey olur ya,
Sen hiç utandığını duydun mu kaderin,
İnsanların utanmaz ettiği,
O utanmazın,
Bükük boyunlara,
Buruk yüreklere,
Kırık gururlara,
Mahçubiyetini bir söyleyen oldumu hiç...
Her şeye rağmen de,
Hep onu suçlarız ama,
Asıl suçlu biz değil miyiz,
Onu da biz yaratmadık mı sanki,
Al hadi, işte eserin,
Yani ben,
Günahımı kaderemi yüklesem,
Yazık değil mi ona da,
Hep o mu suçlu sanki...
Al hadi dünya senin olsun,
Çekiliyorum içinden,
Kaderi suçlamadan,
Bizdeki kader de, yine biz değilmiyiz,
Ortak etme beni soluduğun havaya,
Bildiğin gibi yaşa,
Dünya senin olsun,
Mutlu ol, kendimi imha etmeye gidiyorum artık,
Kül değil, zerre kalmasın,
Geniş olsun yerin,
Rafa kaldırbilirsin eserin,
İnkar et, kader de istersen,
Bu eser Benim değil de ,
Ört üstünü,
Görmesin kimse,
Ne yaparsın, okunmuyor, okunmuyor işte,
Kötü bir eser o,
Ama yinede, yazarına kader deme,
Kadere de yazıktır...
Bir başka eser yaz, artık deneyimlisin,
İyisini yaz, olur mu, iyisini,
Kaderi suçlama, suçlama sakın...
06.07.2004 Taşkışla/Taksim
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:58 PM
Bir bak, zaman ve mekan, nasıl kuşatılmışız;
Belli ki, en tepeden en dibe atılmışız...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:58 PM
Çekilir mi sensiz hayatın zoru.
Derdimi ortadan bölenim benim.
Yüreği tertemiz, gözleri duru,
Baktıkça yüzüme gülenim benim.
Güneşe benzetip kursam hayali,
Anlatamam yine sendeki hali,
Kış gününde ılık rüzgar misali,
Estikçe içime dolanım benim.
Herkes neler kurdu, neler düşledi,
Feleğin kılıcı bize işledi,
Derdin yedi sene önce başladı,
Kırkında sararıp solanım benim.
Tabut seni değil beni götürdü,
Bu günü, yarını, dünü götürdü,
Bedenim içinden canı götürdü,
Şimdi neye yarar kalanım benim.
Yanına çağırdı yüce Emreden,
Bizlerden ayrılan sadece beden,
Kopamam diyordun oğlum Emre'den,
Üç yavruma ana olanım benim.
Sanmaki dünyada hoşca kalırım,
Yavrular olmasa hemen gelirim,
Huri elin olsun, seni alırım,
Mahşerde arayıp bulanım benim.
Melekler halini bir bir söylesin,
İmanı bütüne ateş neylesin,
Yaradan yerini cennet eylesin,
Kabrine nur ile gelenim benim.
Rasimde yanmadık yürek mi kaldı,
Dünyayı tutacak direk mi kaldı,
Bilmem başka söze gerek mi kaldı,
İçimden geçeni bilenim benim.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:58 PM
yine seni bekliyorum
laf dinlemiyor serseri yüreğim
sesini özledim bebeğim
gel desem gelmezsin bilirim
seni inadına severim
inadına seni beklerim
gözümü kırpmadan
elimi oynatmadan
nefes almadan
hiç düşünmeden
seni beklerim
sesinden bir kelime duysam yeter bilirim
sesimi duyurmadan gitmek isterim
sesin kulağıma dokundumu
ben biterim
caresizim seninim
herşeyimle esirinim...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:59 PM
Sen hayatımdan gittin gideli
******* mekanım, içki dert ortağım,
Sigaramda arkadaşım oldu benim
Hani hep derdin ya
Ben gidersem sonun olacak senin
Biliyormusun, hiç inanmamıştım sana,
İçimden diyordum bunların hepsi palavra
Aşkın sihirli iksirini içmişim bilmeden
Hem de kana kana
Galiba bu savaşı sen kazandın
Dünya bir yana sen bir yana
Sen hayatımdan gittin gideli
Yaşantımda çok şey değişti
Seni görmek için
Sabahları erkenden kalktığım saat bile değişti
Sabah kahvaltıda içtiğim çayın yerine şimdi rakı geçti
Seninle birlikte bindiğimiz durak bile değişti
Hiç inanmamıştım sonumun böyle olacağına
Hiç inanmamıştım.
Tos pembe dünyamın aniden kararacağına
Galiba bu savaşı sen kazandın
Dünya bir yana sen bir yana
Sen hayatımdan gittin gideli her şeyin sonu oldu
Seninleyken dünya vız geliyordu bana
En kötü günümde bile ne güzel şiirler okuyordum sana
Felek bile seninleyken hiç yok demedi bana
Şimdi itiraf ediyorum.
*******i ismini çok sayıkladım
Hem de aşkından yana yana
Şimdi ise tüm kötülükler tüm dertler gelip beni buldu.
Hiç inanmamıştım sana ve sonumun böyle olacağına
Hiç inanmamıştım aydınlık dünyamın böyle kararacağına
Bu savaşı sen kazandın.
Dilediğin gibi artık davran bana
Bu can kurbandır artık senin yoluna
Dünya bir yana, sen bir yana
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:59 PM
Bir şehir var uzaklarda.
Taht kurulmuş gibi kurulmuş,
Gönlümü, cezp etmeye yeter belki, ama
Sen, yanımda olmayınca neye yarar.
Hafiften bir rüzgâr esti şimdi buralara,
İçimdeki sıcaklığımı çıkardı, ama
Sen, yanımda olmayınca neye yarar.
Buğulanmış yüreğimin, ıslaklığını silen birileri var elbet;
Yürümemi bekleyen yollarım var elbet;
Yağmurun, yağışını beraber seyrettiğim biri var elbet; ama
Sen, yanımda olmayınca neye yarar.
Güneş gibi parıldayan gözlerin,
O berrak bakışın,
Ben seni göremeyince,
Bu dünya neye yarar...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:59 PM
İşte yepyeni bir gün daha
Sevdiklerimle geçiriyorum günlerimi bir kez daha
Yıllanmış aşk var bilediğin aramızda
Sensizim yine de sensizim.
İlkleri hep sende gördüm,
Seviyorum demiyorsun belki bana ama
İlkleri hep sende gördüm,
Biliyorum diyeceksin bana ilk defa
Sevmeyi bilince hayat güzelmiş
Yaşatacağın aşk varsa içinde paylaşmak güzelmiş,
Sadece seni seyretmek ayrı bir güzellikmiş,
Seni sevmek ise en güzeliymiş.
Sözlerim bu kadarla tükenmez
Yalnızlık bir ömür boyu sürmez,
Aşk sözcükleri seviyorum la bitmez.
Sensiz kalmak beni mesut etmez…
''Tek Aşkım''
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:59 PM
Günlerdir eski bir hüzünle çıkıyorum voltaya
(kötüye işaret bu, üstelik yalnızlığa sığınıyorum)
Unutup gitmişim ezberimdeki bütün şiirleri
bulutlara bakıyorum uzun uzun, yalnız bulutlara
O uzak kasaba akşamları düşerken aklıma
tecrit’teki yine bir türkü tutturuyor
Ey kalbim sana denk düşüyor bütün bu acılar
acılar tek ve mutlak olan bir şeyi anlatıyor
Yağmur kuşları geçiyor avludan sürü sürü
dalların hışırtısını duyuyorum, üşütüyor beni
Ötede, kentin üstünde bir şimşek çakıyor birden
suretin yansıyor göğe ve her yağmur damlasına
Uzak bir anı oluyor her şey, silikleşiyor
ve alnım ateşler içinde, bir tutabilsen
unutup gitmişim bütün türküleri artık
(kötüye işaret bu, üstelik yalnız sana sığınıyorum)
Kısa süren hastalıklar vardır ya, işte öyle
geçip gidiyor akşama doğru hüzün bulutu
resmini asıyorum ranzamın başucuna yine
ve bir türkü tutturuyorum günün son çayında
-Teslim olmayalım halilim kurşun atalım!
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 12:59 PM
dünya kaç defa daha döner
Bu eski güneşin etrafında
Ay kaç kez parıldar
Karanlık gece içinde
Eski kitapları alır
Yeni şiirler verir sadece
Yaşanmışları yaşatmaz bir daha
Dönen bu oyun içinde
Gün gelir kurt düşer goncalara
Aşık kalplere,tek sultan olurdu yoksa
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:00 PM
0stanbul'a yamur yaar,
ben burada 1slan1r1m
s1cak iklimlerinde ü_ürüm Çukurova'n1n
oysa,
çoktan kar yamaya ba_lam1_t1r istanbul'a çoktan
buz gibi bir istanbul geçse içimden
1s1n1r1m yine de
inkarday1m ya_ad11m kenti.
pencereden istanbul görünür,
kap1dan istanbul girer içeri
istanbul delisi oldum hiçyoktan
plaklar1n1 çalar1m
büyüsünü bozmamak için
içimden söylerim istanbul türkülerini
çelme tak1l1r yüregime
1s1klar1na düserim cilveli kentin
bir yan1mda istanbul'u düsünürüm
diger yan1mda seni
dolas1r1m çars1lar1nda
kalabal1klarda kaybolur yaln1zl1g1m
ne yazar
istanbullu olacak kadar
yasamasam da o kentte
onu yasatt1m ya içimde
en az senin kadar
sen yokken
sen istanbul'dayken
ben kald1m m1 san1yorsun bu kentte?
eski istanbul resimleri biriktirdim sana
görmedin
içimde kocaman bir istanbulla bekledin seni
hiç bilmedin
gözümde mi büyüttüm yoksa
seni de
istanbul'u da
kim bilir belkide,
istanbul o kadar istanbul
sen o kadar sen degildin
ya istanbul'a götür beni giderken
ya da
al içimden istanbul'u
sensizl1k kadar zor geliyor art1k
istanbul'suz olmak...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:00 PM
Umud bir öykü adı, başında önde gider,
Bir ayrım olur sonra, yarası dünde gider.
Bölüşür yaşanmışlar yaşanmakta olanı,
Anılarla umutlar barışık yönde gider.
Bir gün, bir an, bir yerde bir dönemeç belirir,
Dengesini yitirir *******le gündüzler.
Yalanlara dönüşür korkular için-için,
Sıcaklığını keser duygular, düşünceler.
Tükenen sevilerin alışkanlıklarında,
Gittikçe donuklaşan ışıklar yanıp söner.
Karanlığı emzirir yığın-yığın gölgeler,
Can ateşi soluk göz-bebeklerine tüner.
Bir süre kanat çarpar artık yorulmuş bir kuş,
İnişinin kararan havalarından düşer.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:00 PM
Oyuncak kırılır, haydi, ya insan,
Nasıl parçalanır, nasıl bölünür?
Söylerler, mezara kulak dayasan;
Bir daha ölmemek için ölünür.
Çekilmez akılda bu kadar sancı;
Akıl bir küçük diş, at, kurtulursun!
Ölmemenin olsa gerek ilacı;
Eski rafta ara, belki bulursun!..
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:00 PM
Mavi denizler mi bitti
ki
Karanlık sularda yol alıyoruz
Bu altımızdaki eski sandal mı
Bizi böyle sallayan
Aydınlığa açılan kapıyı
Umut dolu yarınlara
Ey! ..
Tahtaları gıcırdayan sandal
Seninle mi ulaşacağız
Yediveren bahçelerine
Kdz.Ereğli
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:00 PM
yıllar geçti görmemiştim seni
sacların bile ağarmış
sende telaşlandın
belli ki unutmamışsın beni
saclarına karlar yağmış
ne oluyor bana böyle
kalbim yine adımlarını hızlandırdı
seni görünce
ilk önce gözlerine baktım
biraz ferini kaybetmiş
yine de merakimi gizledim
hatırını sormak benim neyimeymiş
bir şeyin değişmemiş
intizamla giyinmişsin yine
bayılırdım her zaman
tipine giyimine
merak ettim kaç yavrusu
oldu acaba dedim
sonra aklıma o şanslı erkek geldi
ne kadar mutlu etmiştir
diye içimi çektim
mazi akmaya başladı
gözümün önünden film gibi
kalbime nakşettiğin aşk
solmuş ama silinmemiş kilim gibi
ben hiçbir şey soramadım
hadi sen bari sor
sanki o küllenen aşk
oluverecek bir kor
yaklaştık gözler berelendi
yine odaklarında
adim titredi dudaklarında
sonra vazgeçti herhalde
kafayla hafif bir selam
ne hatır sordu
ne de bir çift kelam
geçti gitti yanımdan
kafamı çevirip
bakamadım bile ardından
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:00 PM
Unutulur dediler,
bir gün bütün sevgiler.
Maziye kalıp gider,
o eski sevgililer.
Belki bir gün hatırlarda.
İki kalem satırlarda.
Eski güzel anılarda,
kalır eski sevgililer.
Aklara düşerken saçlara,
küssek te acımasız yıllara.
hatırlarız ara sıra,
unutulmaz eski sevgililer.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:01 PM
Eskiyi önüme katmaktan yoruldum
korktum eskiyi eskiye bırakmaktan
Uyumsuzca sataşmayı yeğledim dosta
Düşündüm kimseyi hatırlamaksızın hüzün yetiştirmeyi
Bugünü yaşamayı
Yarını bugün yapmayı
Dünü unutmayı...
Düşündüm eskiye bir çizgi çekmeyi
Düşündüm
Düşümden ayrı düştüm
Bir baktım etrafıma
Eskiyenler çok
Ben büyümüştüm
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:01 PM
bağırma be hurdacı
köhnemiş bir gemi duygularım
pas değil o gördüklerin
acılarımdır,terkedilişlerden arta kalan
bakma sen hep sallandığıma
ölü aşkların amansız rüzgarındandır
kıyıdayım,kıyının dışında aslında
anılarımdır beni böyle bağlayan
bağırma be eskici
yollara söven
çapaçul bir aymazım sadece
lime limeliğime de bakma
süs değil onlar elbisemde
her terkedilmeyle azalan
insanlığımdan bir parçadır
zamanın tünelinden geçerken
bağırma be hurdacı
bağırma be eskici
sorma
al git ne kaldıysa
yüreğimin kuytularında
hani
mandal da istemem karşılığında
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:02 PM
Eskiden bilmezdim yalnızlığı
Bir ağaç nasıl yalnız değilse ormanında
Bir çiçek kendi dalında
Eskiden bilmezdim yalnızlığı
Yalnızlığın içinde
Şimdi yalnız, yalnız mıyım
Kopuk muyum dalımdan
Uzağında mı kaldım ormanın
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:02 PM
( Bu gün yine hiç yüz vermedin sen bana , Başlatma beni şimdi hem güneşe
hem buluta, Demedim mi açık bırak pencereni sevdama,Haram değilim helal et beni
öleyim dudaklarında.... )
biraz dünya malı uğruna dostunu satan satana
birazcık menfaat görmesinler bırakan bırakana
mert havasında herkes sözünü bozan bozana
eskidenmiş adam gibi adamlar
her dostunum diyene sakın sırrını verme
haksız ise hak kapısından birlikte girme
aurası bile aldatmak olanlara ümit ekme
eskidenmiş kadın gibi kadınlar
beleş mi var bir yerlerde ! hiç kaçırmazlar doldu
maskeli balodayız , aşk paralı oldu duygular soldu
hormonlu gıdalardan mı nedir insanlık da bozuldu
eskidenmiş insan gibi insanlar
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:02 PM
Biliyorsun seninle
Çok güzel günler yaşadık
Geçip giderken zaman
Hiç farkına varmadık
Eski hatıralar
Söyle sevgin ne renkti
Uçup da gittti yıllar
Artık canıma yetti
Hergün bir mum sönermiş
Biten aşkın üstünden
Gün gelir hiç kalmazmış
Kırık kalpler yüzünden
Eski hatıralar
Söyle şarkımız neydi
O güzelim sevdalar
Bizi terk edip gitti
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:03 PM
Benim yüreğimin karanlık odalarında
Tozlu raflar arasında saklı hikayemde
Bir zamanlar yaşanan,saygıyla anılan aşklar
Sözler vede yeminler vardı
Ayrılık acısının yakmadığı sıralardı;
Kapanmamıştı sevmelere,
Henüz bu yüreğim
Gözlerim vardı bir zamanlar,
Sevdayla bakan,gözlerimde
Baktığında yüreklerin tutuştuğu
Ve kavruk yüreklerin söndüğü
Yüreğim vardı,çağlayan yangın yüreklere
Dillerden dillere destan olan.
Gülen gözlerimde
Riyasız yüreğimde........
Eskide kaldı be;
Sevdalar gibi,
Yalan olmadı hiçbir zaman
Ne sevişmelerim
Nede gülmelerim
Yüreğimle severdim
Yarin gözüne bakmak değil
Yanından bile geçemezdim
Sıkılır,kızarır
Gördüğümde onu
Allah’a şükrederdim..
Güldüğünde yüreğim güleridi
Üzüntüsünde kan ağlardı benliğim....
Ben gülmeyeli, sevmeyeli
Herşey değişmiş;
Bakıyorumda dünyaya herşey yalan olmuş
Yaşam gibi,aşklarda yalan,sözlerde
Sevişmeler,hele diller varki
Yalan diyen dillerde
^^Seni seviyorum^^ demek hiçbir devirde;
Ne bu kadar kolay ifade edilebildi,
Ne de bu kadar anlamsız;
Ama bu yalan şimdilerde,herşey kolay
Aslının keremi, şairin dilleri
Alay olmuş yediverenler
Olmuşta tat kalmamış dillerde,huzursuz yüreklerde
Eskiden ‘’sevmek’’’ demek
Yemin içmekti
İnsanın kişiliğiydi...
Şimdilerde ise;
Yazıklar olsun ki;
Et pazarının, menfaatin simgesi olmuş
Seni seviyorum cümlesi..
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:03 PM
Görünmez yollara gönderiyorsun
Olmaz yalanlarla kandırıyorsun
Her zaman her yerde ağlatıyorsun
Sevgi mi seninkisi?
Bakışların artık hayat vermiyor
İstesemde gönlüm sana yanmıyor
Sözlerin incitip, acı veriyor
Aşk mı bu, bizimkisi?
Gitmeli buradan, hissediyorum
Seni artık hiç anlayamıyorum
Kurtulacaksın artık, gidiyorum
Sevgimiz eskimiş ki…
19.11.1997 Pendik
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:04 PM
Ne ilk ne de sondu yazdığım şiirler
Her seferinde başka ayrılıklara
başka satırlar yazdım.
Yıldızlı yıldızsız sessiz *******de
Duyguların esiri oldu kalemler kağıtlar.
Kaybedilen eskimiş sevdalara,
Unutulmuş tükenmiş insanlara,
Ölüme ayrılığa isyan
Her satırda yeniden yaşandı hayat.
Kaç mevsim kaç bahar geçti üstünden sevdaların ,
Ben yine de usanmadım.
Üzüldüğüme üzüldüm bir kaç damla gözyaşıyla doldurdum tüm sayfaları.
Ne var ki sevmeyi beceremedim...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:04 PM
Gemiler demir atmaz sahillere
Dalgalar can vermez, eskisi kadar
Güneş vurmaz gölgeler üstüne
Sevdan acıtmıyor, eskisi kadar.
İlk bakıştığımız günü hatırla
Gönlümüz şen, çiçek çiçek baharla
Mutlu bir not düşmüştük son satıra
Bakışlar kor değil, eskisi kadar.
Dışarıda el ele ne güzel zaman
Sıcak bir rüzgâr maziden tek kalan
Dört duvar arasına girince can
Sevgimiz gitmiyor, eskisi kadar.
Nasıl kurtulsak bu tutsak hayalden
Hayata kapıldık, koptuk seviden
Bir babanın evlada vurduğu yerden
Güller derilmiyor, eskisi kadar.
Talim ederdik su, ekmek, zeytine
Uğramazdı menfaat, dost iline
Muhabbet akardı hep bahçemize
Dost tadında değil, eskisi kadar.
Sevda cephesinden aldığım yara
Gün be gün gönlümü düşürür dara
Hüzün bir nefes çektiğim sigara
Moral vermez oldu, eskisi kadar.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:04 PM
Senin gözyaşlarındı
Üzerime yağan yağmurlar
Damlalar kulağıma fısıldadı
Mutlu değilmişsin eskisi kadar.
Mutluluğun gözlerinde yaş olmuş
Her geçen gün biraz daha azalmış
Ve bu yaşlar üzerime dökülmüş
Üzülmüyorum artık eskisi kadar.
Ağlatan gülermi sandın
Pişmanlık ateşiyle sende yandın
Sende bir vefasıza aldandın
Üzülmüyorum artık eskisi kadar.
Dün bir arakadaş seni görmüş
Gözlerindeki o fer sönmüş
Malesef yok geriye dönüş
Sende çek benim çektiğim kadar.
Sana mutluluk dilemem
Hem o neymiş tatmadım ki,bilemem
Sayende artık kimseyi sevemem
Aşk gönlüme yasak artık ölene kadar.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:04 PM
Bir eşkıya çıkar gelir
Gecenin koynundan
Böler her gece uykumu
Elimizde silahlar
Atarız kendimizi sokağa
Karanlık sessiz gecede
Tek bir kurşun sıkılır
Sesi böler geceyi
Eşkıya yerine
Vururum her gece
Kendimi........
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:04 PM
Seyre dalmışım
Arzularımla
Kötü günlerimiunutmaya
İnleyen günlerimi
Ne yapıp edip unutmaya
Eskiyi değil yenileri hatırlama
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:04 PM
Ey esmer güzelim
Ne kadar güzel gözlerin
Ne kadar tatlı dilin
Kalbimin en güzel köşesinde
Sana ait yerim
O kadar güzelsin ki
Kıskanıyor evren seni
Senin yokluğunda bil ki
hüzün kaplıyor *******imi
Herşey düşman olmuş bana
Sırf seni sevdim diye
Seni sevmek suçsa
Atsınlar beni karanlık kuytu zindanlara
O kadar güzelsin ki
Kıskanıyor yeryüzündeki topraklar
Kıskanıyor gökyüzündeki yıldızlar
Düşman olmuş bana elimden düşürmediğim sigaram
Artık bakmıyor sabahları kalkınca bana gülen aynam
Sen neden kıskanıyorsun ayna
Neden bakmıyorsun artık bana
Gülücükler saçardın sabah kalktığında
Şimdi neden yüzün asıldı bir anda
Sen nasıl aşıksan o bembeyaz güzel yüzlere
Bende aşığım işte o ESMER GÜZEL'E
Peki sen neden kıskanıyorsun
Elimden düşürmediğim sigaram
Yoksa seni öpen dudaklarımla
Onu öpeceğimden mi korkuyorsun
Sen nasıl aşıksan seni öpen dudaklara
Bende aşığım işte o ESMER GÜZEL'E
Ya sen neden kıskanıyorsun
Cesetlerle beslenen toprak ana
O kadar güzelin canına kıydın
Hiç kızan oldumu sana
Sen nasıl aşıksan kefene sarılmış soğuk bedene
Ben de aşığım işte o ESMER GÜZEL'E
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:05 PM
"İnadına aşk şiiri"
Ne dersin?
Acemilik kaldı mı ellerimizde
Korku gözlerimizde
Emekleme devresini arkada bırakırken
Yürüyen çocuklar kadar neşeli
Ve tetikte olmalı gönüllerimiz
Dağların isyancı havasına vurgunum
Bir de Afrikalı kızların şarkısına
Uslanmaz bu deli gönül
Okunan her kitabın bedelini öderken
Hakkını vermeliyiz
Grevde vurulup düşen işçinin
Sevmek, esemer kız
Artık ekmek yemeye benziyor
Hoyrat yüzlü türkülerin içine sığınırken
Mürekkebi kurumamış bir şiir kitabıyla
Kapağı açılmamış romanların sicaklığında
Sevmek diyorum
Öykülerde yaşayan bir ananın
Çocuğuna emzirdiği memedir
Sevmek diyorum esmer kız
Bundan gayrı çizilecek camlara
Umutlara küskün olmak gözlerimi incitir
Bir kızın saçlarına bir öpücük indirsem
Hoyratça yaralanmış umutlar çarelenir
Ozan yüreğim tedirgin
Üstelik gözlerim
Kaç bin yıllık özlemlerin aynası
Monoton bir yaşamın
İçinden sıyrılıp bu yana çıkacağım
Elele,
Okula,
Fabrikaya koşarcasına
Aşıklar Tepesine koşacağım
Aşıklarla birlikte...
Ve sonra,
Gözlerime acı bir yel dokunur
Seni ararım dört duar arasında
Seni sorarım şiirlerin tümüne
Yokluğun ellerime dokunur
Susarım hırs dolanır ağır aır yüzümü
Mektupların esmer gülü
Ne dersin?
Gelmeni istiyorum
Benimle bu kavgaya gelmeni
Erikler dallarında mayhoş tadın alanda
Koyu bir karanlık dağların ardı
Ufuklar renk vermiyor baksana
Şimdi şu anda
Güneşin gelmesi anlam kazanır
Toprağın damarına ter karışınca
Yaşam biraz daha çarelenir
Umut biraz daha
Sevmek, bizim işimizdir sanırım
Pusu hainlerin olsun
Sen esmer kız
Elini koy sol böğrüme
Fırtınalar kapıyı çaldığı zaman
Türkülerle büyütmüşüm ben bu sevdayı
Şiirlerle beslemişim
Anlasana
Heyy heyy...
Türkülerin esmer kızı duyuyor musun?
Şiirlerin esmer gülü
Çırpınan yürek dalgalarıyla birlikte
Sabah yaklaşıyor, sabah diyorum.
Sen hala orda mısın?
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:05 PM
geceki karanlık
yalnızım şimdi kendimle
aklımda ise sen varsın,
kapalı bir gökyüzü
sararmış yapraklarıyla bir ağaç,
sessizce sokakta dolaşan bir kedi
yoksa sensizliğim
onları da mı etkiledi?
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:05 PM
kıpkırmızıymış dudakların
gözlerinse yemyeşil
bunlar beni etkileyemez
zira ben renk körüyüm
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:05 PM
Öyle büyük adam olmak isterimki ben
Doğrularımdan dolayı herkes nefret etsin
Öyle büyük bir şair olmak isterim ki ben
Yazmayayım diye desinler sen müebbetsin...
Yeryüzünde beni nekadar çok varsa çeken
Ben söyliyeyim yüzüne,sen bir kehanetsin
Her zordan kaçıp,huzuru isyanda zanneden
Sen nihayetinde,çiğ sütler emmiş bir etsin...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:05 PM
bir oyundu oynadığımız
evcilik oyunu
ben cocutum her zamanki gibi
sen ise cocugun o cok sevdiği...
sonra birgün sıkıldın oynamaktan,
halbuki cocuk,cocuktu hala hep oynamak istiyordu
bitmesini istemiyodu oyununun
anlatmaya calıstı,anlatamadı.
ağladı sonra.
ama oyun öğretmişti ya ona,
biliyordufaydası yoktu ağlamanın,değişmiyordu hiçbirsey
işte gelmişti oyunun sonu.
her ne kadar istemese de çocuk,
böyle bitti bir evcilik oyunu...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:05 PM
Kendine bakan bir çift
Şehlâ göz gördün mü hiç
Serin yaz akşamlarında
Ölüme toplanmış üveyikler
Buz beyaz bir pars kılımanjeroda
Başka bir şehre gideceksin öyleyse çaresiz
Ne uğurlayan olacak seni ne karşılayan
Bozkırda bir taşsın sen
Bütün ağırlığıyla yatıp kalmış
Bir mezar taşı boylu boyunca pıtrak
Bir otel odası küçük şehrin kasvetli
Bir sabahçı kahvesi belki, buğulu
Bir yılan
Tavan arasında kendi gözlerini sokan
Unutma kargış
Tek kargış var benden sana
Arsız bir ayrık gibi bitiverme meramda
Bir sen kaldın şimdi tek hısım sana
Elveda
Ne zaman beni arasan
Evde yokum.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:06 PM
gözlerin evet diyordu
ama başkaları hayır
hayır diyorlardı
ben hiç sormadım sana evet mi diye
hiç düşünmedim hayırı böylesi hoşuma gidiyordu
gözlerin evet diyordu
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:06 PM
başıboş tomurcuk sağanağı ile başlamıştı
ıhlamur uykulara uzandığım yaz
maviye dönüşürken gök - deniz
evet madam gözleriniz
bir darbesi ile kesip içimdeki düğümleri
-aşk deyip de alıp başımı gittiğim-
yaza hakim renk gözleriniz
ve kırlangıç fırtınası kirpikleriniz
sür atını demişlerdi
sür sevda dağlarına
kaç aşka sığar ki bir ömür
mine çiçeklerine sığındığım anlardı
göğsümdeki durağan ağrılardan
yaz ökselerle doluydu / ******* de...
siz de öyleydiniz
evet madam öyleydiniz
kirpiklerinizin çevikliği fırtına kuşlarıydı
bal köpüğü / eflatuni / ıslak
içimdeki müzik kutusuna sakladığım gözleriniz
usumun acıyla irkilişi / ya da
çeliğin akkor çekilişi yürekte
şakaklarımdaki turuncu sıcak
gözlerim madam gözlerinize adak
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:06 PM
Evet seni kıskanıyorum
Verdiğin huzursuzluğa
Tatma mı istemediğin mutluluğa
Paylaşmak istediğim bir ömrü
Vermek istediğim bir hayatı
Elinin tersiyle itmene rağmen
Evet seni kıskanıyorum.
Tüm resimler sana benziyor
Tüm aynalarda sen varsın
Sigara dumanlarında da sen
Yalnızlığa itilip de
Dört duvar arasında kalmama rağmen
Evet seni kıskanıyorum.
Sabırla biriktirip sevgimi
Sevgi cenneti yaptım senin için
Bu cennette ilkimdin sen
Bundan daha değerli ne olabilirdi
İnsanı bezdiren doyumsuzluğuna rağmen
Evet seni kıskanıyorum.
Gökyüzü güneşli olsa da
Sensiz karanlıktayım
Beslediğim hisler kurudu amma!!!
her şeye ama her şeye rağmen
Hala aklımdasın, hala seviyorum
Duymak isteğin buysa
Hala evet seni kıskanıyorum.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:29 PM
Demirden sağnaklar altında uyur sevdiğim
göğsünde hazin ayak izleri eski Şubatların
onu yaralar kıpırdatıyor
ve o sertelmektedir yaralardan
kasıklarına boşalmaktadır nal sesleri
saçları bukleli bir çocuğu öperek uyandıran
içimize güneşler bırakan nal sesleri.
Keserle yontulmuş bir ağzı var sabahın
varınca bayrakları, marşları duyuyorum
başım çılgınca sarsılan dallarla uğraşıyor
durup dineliyorum bütün taframla
bütün taframla, bütün yumruklarım, bütün
hantal yüreklerin olduğu orda.
Kesik kolları var aşkın
döl ve inat barındıran.
Hırpanî bir okşayışla akşam
yanaşınca çocuklara
ben karakavruk yüzümün arkasında
kırbaçlayarak büyüttüğüm ağrıyı bırakıyorum
bana ne çerçilerden, çerilerden, kullardan
halksa kal-am onu kal-a kılan benim
boşanır damarlarıma yılların kahraman gürültüsü
çünkü kavganın göbeğidir benim yerim.
Ay vurunca çatlatır göğsümdeki mahşeri
çünkü kavganın göbeğidir benim yerim
canlarım, kollarında Parti pazubentleri
dik başlar, erkek haykırışlarla
göndere, en yukarlara çekiyorlar
en yukarlara çatlıycak kadar aşkî yüreklerini.
Yıllardır çocuk başları akıyor yamacımızdan
yıllardır balçıklı bir hayvan çeperlerimizde
kentlimiz cebinde cinayet fotoğraflarıyla sofraya oturuyor
köylü -biraz sessizlik- ne tuhaf bir kelime?
Asfalt yakıyor genzimi
asfalt adamlarını topluyor aramızdan
yıkılıp omuzdaşlarının seslerine
yıkılıp bir boran içinde toplayarak çiçeklerimi.
Ben merd-i meydan
yani toprağın ve kanın gürzü
güllerin bin yıllık mezarı bendedir
yukardan bakarım efendilerin pusatlarına
insanların bütün sabahlarını merak ederim
gök hırpalanmaktadır merakımdan
ıtır kokan benim yumruklarımdır
benim kavgamdır o, aşk diye tanınan.
Alanlara çok bilenmiş yüreğim alanlara
vurulsun kösleri şu gâvur sevdamızın
vursun isyanın bacısı olan kanım karanlığa
Zülküf de vursun.
Yüzüne ay kırıkları çarpıp uyansın sevdiğim.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:29 PM
Bir ev yapmaya çalışıyorum dostum.
Temelini saygı ve sevgiyle kurduğum bir ev.
Harcı gözyaşı,kan,tutku olan bir ev.
Duvarları düşünceden ve azimden inşa edilmiş,
Damı gurur,çatısıysa mertlik olan bir ev.
İşte dostum.ben böyle yapıyorum,ya sen?
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:29 PM
Ahşap ev; camlarından kızıl biberler sarkan!
Arsız gökdelenlerle çevrilmiş önün, arkan!
Kefensiz bir cenaze, çırılçıplak, ortada...
Garanti yok sen gibi faniye sigortada!
Eskiden ne güzeldin; evdin, köşktün, yalıydın!
Madden kaç para eder, sen bir remz olmalıydın!
Bir köşende annanem, dalgın Kuran okurdu;
Ve karşısında annem, sessiz gergef dokurdu.
Semaverde huzuru besteleyen bir şarkı;
Asma saatte tık tık zamanın hazin çarkı...
Çam kokulu tahtalar, gıcır gıcır silinmiş;
Sular cömert, "temizlik imandandır" bilinmiş...
Komşuya hatır soran sıra sıra terlikler.
Ölçülü uzaklıkta, yakın beraberlikler...
Seni yiyip bitiren, kırk katlı ejder oldu;
Komşuluk, mana ve ruh, ne varsa heder oldu;
Bir yeni nesil geldi, üstüste binenlerden;
Göğe çıkayım derken boşluğa inenlerden...
Seninle sarmaş dolaş, kökten bozuldu denge;
Vuran kimse kalmadı bu davayı mihenge...
Şimdi git, mahkemede hesap ver, iki büklüm;
Cezan, susuz, ekmeksiz, olduğun yerde ölüm!..
Evim, evim, vah evim, gönül bucağı evim!
Tadım, rengim, ışığım, anne kucağı evim!
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:29 PM
Öyle bir şiir yazdım ki senin için
oku oku hiç eskimez
hiç yıpranmaz bile
İlk günkü tâzeliğini korur her zaman
fırından yeni çıkmış
dumanı üstündeki
bir ekmeğin tâzeliğinde
Naftalin filan da istemez öyle
Derin dondurucuya da ihtiyâcın olmaz
İstediğin kadar sakla
Ömür boyu garantili bu şiir
Evlâdiyelik senin anlayacağın.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:29 PM
Siz anlamazsınız.
Evlat acısının nasıl olduğunu,
Siz bilemezsiniz.
Her gün evlat yolu beklemenin ne olduğunu,
Ama emin olun bir gün anlayacaksınız.
Her gün evladının yoluna bakacaksın,
Evladın gelsin diye her saniye Allahın'a yalvaracaksın,
Bir gün burnundan kan niyetine akacak.
Evladına çektirdiklerin,
Siz bana hakkınızı helal etseniz de,
Ben sizi asla affetmem bunu bilesin,
Evlat acısı ne demek öğrenesin,
Bana yaptıklarını sende çekesin,
İşte o zaman anlarsın… Evladını…
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:31 PM
Oğlum: Dermanşah'a...
Senin gibi bir bebek gelmez Dünya'ya daha,
Yirmi üç Mayıs günü, müjdelendin sabaha...
Öyle değerlisin ki; biçilmez sana paha.
Bebekler güzeline... Can feda Dermanşah'a!
Tanrım seni korusun, kem gözlerden sakınsın.
Anne-baba canına. cana candan yakınsın.
Her zaman yüksel Şahım, sana zirve yakışır;
Mağrur bakışlarına, şah edası takınsın.
Kalbin iyilik dolsun, herkesler Hızır sansın.
Başın göğe yükselsin, bulutlara yaslansın...
Senin gibi bir yiğit, gelir mi sandın Şahım?
Sen her kızın gönlünü, fethedecek Aslan'sın
Nazar değmesin oğlum, kara göz-kara kaşa.
Her engeli aşasın, görenin aklı şaşa...
Senin gibi bir evlat; Altın'dan taçtır başa.
Anne-babalı büyü: Dermanşah'ım çok yaşa!
(23.05.2004 - Lüleburgaz)
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:31 PM
ağladım her gün birisini beklemekten
gözlerim yorgun düştü göz yaşı dökmekten
bize verilen değerler
evlatların kendine vermiş olduğu değer kadardır kıymeti
yetiştir büyüt topluma kazandır
gözünden sakın emek ver
evlatlar büyüdükçe analar babalar küçülürler
evlatların kendisine vermiş olduğu değer kadardır kıymeti
belki acemi birazda çocuktu,ama pekte güzeldi
kaçıp gittin ellere beni hiç dinlemedin
söz verdim dosta düşmana mürvetini göremedim
evlatların kendisine vermiş olduğu değer kadardır kıymeti
şimdi mutlumu bilinmez sorarım herkese
rüyalarıma girer,acaba aç mı tok mu diye
koşarak gitti ellerimden yaban ellere
evlatların kendisine vermiş olduğu değer kadardır kıymeti
kıymeti bilinmezmiş ananın babanın sağlıkta
bütün değerler ayak altına alınmış şu hayatta
ölüm belki kurtuluş ananın babanın yaşamında
evlatların kendisine vermiş olduğu değer kadardır kıymeti
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:31 PM
sana yazıklar olsun rızkım kan olsun
besledim büyüttüm haram olsun hakkım
seni yetiştirmekten başka neydi günahım
beni vurdun en sonunda sen arkamdan yavrum
sana yazıklar olsun evlat sanmıştım ben
düşürdün beni ellere rezil ettin dillere
kaçıp gittin hiç bilmediklerime
beni vurdun en sonunda arkamdan yavrum
halbuki ne kadar çok sevmiştim seni ben
bu mutluluk bir ömür sürecek sandım ben
dalından koparılmış çiçek gibiydin sen
beni vurdun en sonunda arkamdan sen yavrum
neler umdum neler buldum ben senden
yerden yere vurdun beni üzdün sen
gözümden bile kıskanırdım seni ben
beni vurdun en sonunda arkamdan sen
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:31 PM
zatı muhterem hanım efendi
size karşı duymuş olduğum izdivacı
kalben derunumda hissetmekteyim
amacım,acizaneyi taciz etmek değil
bilakis efkaru aşkın sohbet bacasını tütürmektir
eğer siz de benim bu kutsal ve nazik düşüncemi
içten dileklerle kabul etmek gibi,
bir durumunuz söz konusu ise
bunu bana utanmadan ve çekinmeden en kısa zamanda
belitmeniz dileği ile
sevgi,saygı ve muhabbetle
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:31 PM
Bir gün karar verdim evlenmeye
Eh iyi kötü bir eş’de buldum kendi dengimde
Üç gün nişanlı,dördüncü de balıklama evli
Duyduk duymadık demeyin ben evlendim
İlk günler ne mutlu ne şendi evimiz
Öpücükler şarkımız,gülücükler mey’imiz
Artık adam olacağız çünkü evliyiz
Duyduk duymadık demeyin ben evlendim
Birinci ay iyi gitti maaş,borç dengi dengine
İkinci Ay açık verdik maaş metre,borçlar kilometre
Karım başladı “Keşke gideydim zengine
Duyduk duymadık demeyin ben evlendim
Üçüncü ay başladı kaynanamdan laklaklar
Dördüncü ay daha kötü,kafama iniyor kap kacaklar
Ulan bir cılız bedenim var, onu da alacaklar
Duyduk duymadık demeyin ben evlendim
Beşinci ay karım dedi ben hamileyim
Doğum için hem sezaryen,hemde özel hastane isterim
Bende takat yok ki,yerde sürünmekteyim
Duyduk duymadık demeyin ben evlendim
Altıncı ay çocuk yolda,borç gırtlakta
Dost,akraba kimse kalmadı ortalıkta
Yav den biçareyim bunca kalabalıkta
Duyduk duymadık demeyin ben evlendim
Yedinci ay,kaçmaya bahane arıyor keçiler
Yetmezmiş gibi,dönüp duruyor tilkiler
Acaba hepsini öldürsem kaç yıl verirler
Duyduk duymadık demeyin ben evlendim
Sekizinci ay,karım beni terk etti
Dokuzuncu ay,haciz memuru evi zaptetti
Sırtımda bir ceketim kaldı oda eskimi eski
Duyduk duymadık demeyin ben evlendim
Onuncu ay duydum karım,mahkemeye vermiş
Beni boşayıp,zengin biriyle evlenecekmiş
Dervişin fikri neyse,zaten zikri de oymuş
Duyduk duymadık demeyin ben evlendim
Şimdi Elhamdülillah işlerim iyimi iyi
Boşanınca şansım bir açıldı,zenginlik gani
Tövbe düşünmem Afrodit'le bile evlenmeyi
Duyduk duymadık demeyin ben bekarım
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:31 PM
neden diye başlayan her sözümde
hiç bir hata göremedim kendimde
seni yalnız seni sevmek görülmeye değerse
hatam buydu işte...
sevdim seni sadece
her nefes alışımda: hissetmek istedim seni
duymak istedim teninin kokusunu
sarılmak istedim sadece:
seni hissedip benimsin diyebilmek için
özledim seni çok özledim ...?
içimdeki sevgiyi büyütüp sende özlersin diye
kahrettim *******i ki
sensiz bir anlamı olmadığı için
oysaki gök yüzündeki güzelim yıldızları
fark etmedim ,ay'ın güzelliğini...
sen de beni seversin diye,
her şeyim sendin sen olacaktın
ama anladım ki asıl gerçeği
sen bana değil başkasına aittin...
çünkü sen ... evliydin
benim değildin
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:32 PM
Aç mısın kardeşim, gel olanı bölüşelim,
Ama şiirlerimle seni doyuramam ki;
Ta, yıldızlara değin uzansa bile elim,
Daha ötelerine, daha... buyuramam ki.
İnsanı insan diye sevmişim, hep severim;
Ve onu tanrılara karşı bile överim.
Ben bütün bir evreni sevmişim; alın terim
Var evrende; öz, üvey diye ayıramam ki.
Güzellikleri alır satarım, gel işim bu.
Güzel tellalıyım ben; alan var mı? neşem bu.
Güzelle yüceltirim insanlığı, işim bu,
Çirkini, kabayı ve hamı kayıramam ki.
İnsanoğulluğunu kulluk diye almışın!
Düşüncenin orakla biçilmesine karşın
Bir geleceğin dulda düşlerine dalmışın;
Bu derin aldanıştan seni uyaramam ki.
Kim zafere erecek? Zafer ne? Bir akşamda
Güneşi bağlamaksa geceye karşı, ya da
Haykırmaksa, gür... varım, bir güldür açan, ama
Kini bir hançer gibi kından sıyıramam ki.
Hep Tanrı mı gerek, ey tapınağı dünyanın,
Özgürlükler üstünde?.. Bir yüce aramanın
Yıldızsal kulesinden sesleniyorum: kalkın!
Duyuramam ki ama beni, duyuramam ki...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:32 PM
Sen sevdiğindin, özlemim oldun!
Bu aşkta karlı değil zararlı çıktık ikimizde!
Dönüşü bulunmayan yoldayız,
Unutmak zorundayız...
Biz birbirimize "imkansısız"!
Düşünüyorum da, ağaçların bile sevdiği var!
Rüzgar gibi, yağmur gibi, cıvıl cıvıl öten kuşlar gibi!
Hiçbir zaman yalnız kalmazlar!
Aman ben hep yalnızım!
Ne bir Sevenim var,
Ne seven bir kalbim!
Özlem, Tutku, Sevgi
Bunlar uzak bana...
Aşkın yok olduğu yerde bende yokum,
Ben yalnızlığın kızıyım!
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:32 PM
Penceremde ıslık çalan rüzgar bana ne dersin
Odamdaki karanlık,kucaklarken beni,
Yanlızlığım sarılınca bana,neler oluyor dersin
Sen kimsin,ne istersin, Ey Aşk bu sen misin.
Bütün gün seni bana düşündüren ben,
Gün yetmiyor uykularım oluyorsun sen
Hep seni,hep seni arıyor gözlerim
Neler oluyor dersin,Ey Aşk bu sen misin
Bir tek sensin yanımdayken özlediğim
Bir tek sensin öptüğümde zamanın durmasını istediğim
Ne aç gözlülük Yarabbi bu,doyamadığım
Neler oluyor bana Ey Aşk bu sen misin..
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:32 PM
Ey ayrılık gözün aydın !
Girdin Nur ile arama...
Deva diye zehirleri,
Sürdün sonunda yarama...
Kara sevda işlerini
Gözüm kanlı yaşlarını
Nur'un yıkık kaşlarını,
Vurdun gariban bağrıma...
Şu dünyayı dar eyledin
Bir çekilmez yer eyledin
Meçhul derdler var eyledin
Dahası gitmez zoruma...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:32 PM
Ey Can unuttun mu beni
Dalgınlığa gelip
Bir çakıl taşı gibi üzerime basıp
Tepeleyip
Unuttuysan eğer
Benim yerime de
"Unuturmusun"
Ey Can iyileşti mi gönlündeki yaralar
Yoksa tuz basıp kurutmak mı İşin
Seni incitir bu serzenişim
Bana dokunur beni Yarlar
Ey Can
Unutmak bu kadar kolaysa
Versene bana da formülünü
Ben ki hiç bilinmeyenli
Denklemeleri çözerim
Unutmamın formülü yok bende
Ey Can
Bir mermere yazı yazıp
Silinmesini beklemek
Nasıl ki ahmaklıksa
Benim seni unutmam da
İşte öyle bir şey
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:32 PM
Hiçbir şeye bel bağlama
Gün gelir solarsın
Sevildikçe güzelsin
Unutma..
Benim yazdıklarım
Kalacak ortada
Yenik düşeceksin unutkanlığına
Bir çiçektim geldim
Geçtim diyeceksin
Ayrılacak seninde yerin
Unutulanlar safında
Tek başına kalacaksın
Solgun bir çiçek
Ve kuru bir dal
Ah aşkın hesabını tutmaya
Ne gerek var
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:33 PM
Yürüdüm
yüreğimin yollarına sererek hıçkırıklarımı
yağmur yağmur tomurcuklara yağdı göz yaşlarım
en içli sevdalarla beslerken yüreğimi
duygularımı aşkın denizine düşürdüm
acılar ki zemheri kadar karlı, bir yol gibi uzun
kimseler görmesin diye
gözlerimde sel sel taşan yalnızlığı
kimseler duymasın diye sesimi
ışık sızmayan bir bodrumun karanlığına gömdüm
ey dedim sustum
hey dedim sustum
ah dedim sustum
vay dedim sustum
unutsun yollar beni
unutsun güvercinim
öldüm
kirletilmiş gökyüzüne savurarak hayallerimi
yükleyip cesedimi yüreğimin ağrılarına
kayboldum korkunç uğultusunda rüzgarların
acının sevinçle kucaklaşacağı zamanlara saklamak için göz yaşlarımı
bir yıldızın karanlığa göz kırpacağı *******e bırakıyorum yaralarımı
dertlerimi denizlere salıyorum ki gemiler alıp gitsin uzak kıyılara
Ey hayat kırgınım
hüznüm yırtık gömlek gibi durur her gece sırtımda
kırılgan bakışlarımda hüzün sızıyor aynalara
ne kimselere anlatacak bir öyküm var mutlulukla başlayan
ne de bir sevinç, gözlerimde bahar yeşili umutlar taşıyan
şimdi mutsuzum avuntusuz ve suskun
şiirlerimi yitirdim dudağında aşkın
ey dedim sustum
hey dedim sustum
ah dedim sustum
vay dedim sustum
unutsun yollar beni
unutsun güvercinim
ey *******inde kahrolduğum hayat
sokaklarında sırılsıklam ıslandığım şehir
artık bu yerlere sığamıyorum
gökyüzünde katar katar turnalar göçüyor sılama
turnalar gidiyor ben kalıyorum
uyku tutmuyor *******i
yitik düşlerimin gölgesine sığınıyorum
gölgeler gidiyor ben kalıyorum
bilki göçmen hiç bir kuş uçamaz kanatları kırıksa
hasretim ince bir yoldur yangınlara
kırıldı kendime saklaya saklaya içimdeki gül
tut ellerimden alıp beni sevinçlere götür iki gözüm
vefasız dünyanın ihaneti bittirir beni
ardına saklanacak bir gölgemde yok
sevinçler dağıtırken acılar toplayan bir çardak kuşuyum şimdi şimdi ömrüm, saçlarım kadar karlı ve puslu
hüzünlü bir ırmaktır şimdi yanaklarımda yüreğime akan
bilki artık hiç bir şey avutmuyor beni
şefkatine sığındığım sıcak bir kucak bile
ezilmiş gelinciklerin çığlığında kaldı sesim
kırların ürperişi gibi dökülüyor sözcükler dudağımda
hıçkırıklar boğazıma tıkanır her defasında
içimde binlerce şiir yanar
ah yaralı güvercinim
içime vurma kanatlarını
ya topla git yaralı kanatlarını içimden
ya gittiğin yere benide götür
kimseler aldırmıyor sevdamıza
duygular mı köreldi? biz mi yetimiz ah
acının ve aşkın kesiştiği yerde yaralı kaldık
tutup kime anlatsak acıyan yanlarımızı
yaralarımız ağıt olur uçar gökyüzünün böşluğuna
yüreğimin içini sevgi ile doldurup yakmak geçiyor içimden
ve sabahın seher yellerine savurmak küllerini
kurtulmak için prangalardan
ey dedim sustum
hey dedim sustum
ah dedim sustum
vay dedim sustum
unutsun yollar beni
unutsun güvercinim
ah yaralı güvercinim
yüreğimin sızısı benim
gidiyorum işte
gözlerimde iki yetimlik ah
gidiyorum
yolculuklara hüzün rengi veren şiirlerle
kan rengi şarkılar bırakıyorum kalanlara
gölgemde yok arkasına saklanayım
yokum artık yokum sayın beni
ölmüş gibi değil, hiç doğmamış gibi
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:33 PM
Senin gönlün de aglar mi
Seherlerle
Bakar misin sevgilinin ardindan
Masum mahzun
Umutsuz anlarin olur mu
Coskun
Taskin
Sevdali
Anlarin cana vurdugu anlarin olur mu
Söyler misin bana deniz yeli
Göz kirpar misin yakamozlara
Sabahlarla
Ne söylersin de çildirtirsin
Martilari
Ne söylersin de costurursun
Ummani
Ne fisildarsin da kaçirirsin baliklari
Derinliklere
Yunuslarin basini oksar misin
El sallar misin kaptanlara
Uzaktan uzaktan,
Ey derya yeli sen bilirsin!
Neden özlenir seher yelleri
Neden sevilir ilik meltemler
Neden sevilir baharlar
Yan bakislar firlatir misin
Mahcup mahcup
Durulur masumlasir misin *******in
Karanliklarinda...
Söyleyemez misin, yoksa söylemek
Istemez misin
Senin de aglar mi
Gönlün seherlerle
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:33 PM
Esmer yüzüne ılık yaz rüzgârları essin.
O güzel gözlerine aman nazar değmesin.
Kimse seni üzmesin, incitmesin
seni seven, sevdiklerin değerini bilsin.
Bu kahpe dünyada tek teselli sensin.
Allah gönlüne göre sevgili versin.
Dinle büyük nasihat, yapmasan yapma der,
hayatta, doğru ve dürüst olanın hakkını yerler.
Ama sen genede doğru ol, alma kimsenin ahını
göreceksin ileride bu yaptıklarını mükâfatını.
Allah; sana öyle bir ceza versin ki;
bu ceza sana “mutluluk” olsun.
Kimse bu cezayı ömrü boyunca bozamasın.
Seni, kimsenin üzmesine izin verme
her yüze güleni, dost, kardeş belleme
bu dünyanın sıkıntılarını çeke, çeke geldim bu hallere.
Benden nasihat istersen eğer benden
kalbini, gönlünü seni sevene ada
çoğu zaman, gereksiz yapsan da hata
ağlayan, yıpranan gene sen olacaksın bunu unutma
o yüzden hep gül, gül ki çiçekler açsın, kuşlar ötsün.
Bahar rüzgârları, dertlerinin hepsini götürsün,
güzel gözler, iyilik melekleri yoldaşın olsun
bu şiir benden sana hediye olsun.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:33 PM
ne oldu sana karanlığamı düştün
yoksa umutsuz hayalleremi küstün
dermansız kalmış gibi niye suskunsun
yazık olmuş sana ey deli gönül
yüce nehirler gibi akıp çağlarken
sanki susuz kalıp kurutulmuşsun
böylesine yudum yudum yanarken
yazık olmuş sana ey gönül
önceleri yoktu senden büyük
şimdi hapsolmuşsun bonun bükük
ne bu hal yüreğin kırık dökük
yazık olmuş sana ey gönül
aşk ateşi artık yar olmuş sana
bıkmamışsın yar elinden yanayana
terettüdsüz gitmişsin bakmamışsın arkana
yazık olmuş sana ey gönül
kara günlerden kurtulmak istersin
sen mahzun beklerken yar ne yapar bilmezsin
neden böyle ağlarda hiç gülmezsin
yazık olmuş sana ey gönül
engenler koymuşlar önüne yılmamışsın
yar böyle kaçarken neden somamışsın
bir gün olsun dertsiz kedersiz kalmamışsın
yazık olmuş sana ey gönül
dağ taş demez yorulmadan geçersin
yar nerdedir sevgin ile sezersin
yar buraya dese hemen gidersin
yazık olmuş sana ey gönül
acımadan dar ağacına asmışlar seni
göz göregöre nedensizce yakmışlar seni
savurmuşlar sevdalara küllerini
yazık olmuş sana ey gönül
hakim kırdı kalemini idam kararı
asmışlar seni umrunda değil
ak düştü saçlarına yokki yararı
yazık olmuş sana ey gönül
artık hakka aç sende ellerini
aşk ile semaya dik gözlerini
her gece yürekte büyüt özlemini
umutsuz umutlardasın ey gönül
şiir yazıp ağladında ne oldu
kaçtıkça senden kalbine aşkı doldu
bahçelerinde ela renkli çiçek soldu
yazık olmuş sana ey gönül
birden başladım geldim onbire
çare bulamıyorum kalbimdeki kire
ferhat kavuşamamış şirine
seni kavuşacaksın ey deli gönül
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:33 PM
Vardığın dergahta post ol, büyürsün
Gördüğün garibe dost ol, büyürsün
Meclise devam et, el sürme mey'e
Girdiğin sohbette mest ol, büyürsün.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:33 PM
Ey güneş! ey yüzü tanrısallığın!
Vahşi çiçekleri sel yatağının!
Mağaralar! Seslerin duyulduğu
Yaban böğürtlenleri ormanların!
Otların altından duyulan koku!
Örnek yükseklikte kutsal tepeler,
Bir tapınağın ak süsü gibiler.
Yaşlı kaya, yılları yenen meşe,
Sizi izlerken duyumsuyorum da
Dağınık bir ruh giriyor kalbime!
Ey kızoğlankız orman, duru kaynak!
Karanlığın çivitlediği gül berrak!
Göğün ışığı pırıl pırıl su
Ne diyorsunuz bu haydut hakkında?
Ey doğanın bilinci, sağduyusu! .
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:34 PM
Sazım gümbür gümbür, teller sen diyor,
Akar gürül gürül, sular sen diyor,
Eyleyip te sorduğum kullar, sen diyor,
Ben nasıl tanımam seni, ey güzel gülüm...
Kahkülün perçemi, yüzüne düşer,
Gülüşün; kapanan yaramı deşer,
Gözüm görse seni, hep aklım şaşar,
Ben nasıl tanımam seni, ey güzel gülüm...
Bana her sabahta şafaktır yüzün,
Gözlerin kahveden, ateşten sözün,
Darağacı olur bana her nazın,
Ben nasıl tanımam seni, ey güzel gülüm...
20.02.2004 Taşkışla/Taksim
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:34 PM
Gözler...
Dağlanmış,
âmâ’lığı, merhametsiz medya’nın
kamaştırmasından olsa gerek.
Dil...
Lanetli ve suskun
konuşmaya gelince
dönmez yemek yediği an’daki gibi.
Yüz...
Maskeli,
baloya gider gibi
kapan peçeli olsa da
ekşi ve çirkin olmasa gerek.
Ölen...
İnsanların kanlı ve yarı-sıcak cesetlerini
taşırken kızılay sedyeleri
bulaşsa da kan
bilirim, yine de katil değilsin sen.
Parası...
hiç yok bir insanken
o takım, bu takım
deplasman, klasman
oley-moley...
ana-avrat düz gidilen stadyumlar da
tuzağa düşmüş o ham ‘seyirci’ ve
aptal olmasan gerek.
Yani bilmelisin ki...
Gözlerin her türlü kurtuluş çiçeği’nin
güzelliğine bakmaya yasaklı olsa da
nankör olmamalısın.
Yani bilmelisin ki...
Dilindeki o utanmaz suskunluk
bin şairin top atışları altında
Munzur dağlarının ufkunda gözlemlediği
al şafakla,
dağlara vuran kızıllığın süzülen
o sessiz yakamozu olabilse...
Yani bilmelisin ki...
Yüzümüzdeki maske
Roma arenaların da
kavgaya durmuş kölelerin hem başlığı
hemde,
oley-moley öldürülen
o özgürlük yoksunu
o izlenirken aşğınan ben, sensin oysa...
Ey bebe bedeninde uyuyan halkım…
Ben senin âmâ’sı gözlerin,
Ben senin cüretkâr dilin,
Ben senin gül yüzün,
Ben senin kanser’den sürgünde ölen,
Ben senin yoksul ama cevher sermayen,
Ey halkım...
Ben sakalı uzamış,
Dudağı kırmızı Dersim pekmezi tüten,
Sürgün bir şairim.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:34 PM
Ey..........
Ey vefa!
Ne güzeldir her kilidi açan anahtar olmak
Ne kotudur her anahtara kilit olmak
İşte orada! Prangalar yemiş
yorgun yüreğim...
Ey umut!
Ama alnım yıldızlarda,soğuk bedenimi izliyorum göklerden
Sana ait ama sensiz bir benlikle..
Kollarımda suskun bulur sessizlik
Bir kısık dağ ateşinde uyanırken yıldızlar tek.
Ey sevgili!
Bana kış oldun baharlarda
O yüzdendir ki baharlarım kıştır benim
Ey rüzgar!
Uzaklarda mi kaldın simdi..
Hani ayni sabaha doğacaktık
Batarken sensiz buralarda
Ben evet ben !bir ay yalnızlığına oynuyorum.
Tek sahne ,tek perde,tek kayboluş
Tek kişilik bir oyun muydu hepsi?
Ey Çile!
Ne olur bana gözyaşının bittiği günden bahsetme
Bana sen değil senin hasretin yeter
Ne olur bana derdin bittiği günden bahsetme
Ey Aşk!
Gel bir daha dol içime ,
Götür beni buralardan,bu şehirden,bu diyardan
Savur beni sevgili kokusunun yetişmediği bilinmeyene
Ve bana asla ona ait bir şey söyletme
Ey olum!
Bana bakma öyle ,varsa hesabin kes bileti,kir kalemi
Ama bana Onu hatırlatan ölmeleri yaşatma yeter.
Ey hayat!
Sende yaşadım her şeyi,her çileyi,her bin kere yıkımı
Bir kere yaşamayı
Ben sendeydim ama sen bende değildin
Onun içindir ki sensiz acıyorum kollarımı ölüme
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:34 PM
Ey insanoğlu! yaptığınla sevinme,ettiğinle gerinme
Ulu dağlarla yücelik yarışına girip,kendinle övünme.
Senden büyük ALLAH vardır,onun sözü hep haktır
Büyüklenerek ona karşı gelene,cehennem müstehaktır.
Kalemle yazı yazmayı o öğretti,bilmediğini belletti
Beşikten mezara dek, hiç durmadan seni gözetti.
Nice nimetlerle bezedi etrafını,donattı bedenini
Akıl,idrak ve imanla güzelce süsledi her yerini.
Sakın nankörlük edip de şeytana uyma hayasızca
Son pişmanlık fayda vermez,cehennemde yanınca.
Uy onsekizbin alemin efendisi Hz. Muhammed'in sünnetine
Gir hiç tükenmek bilmeyen sonsuz nimetler cennetine.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:34 PM
ey kara gözlerim
bakma artık o yare
o seni değil başkasını sevdi
gözyaşı dökme boşuna
ey kara gözlerim
dindir artık şu gözyaşını
bakışlarda bulma o manayı
sevdin sen onu
sen haklısın
ey bahtı kara gözlerim
gül biraz ağlama
sev biraz,baka baka ağlama
yoktur hayır sana
sen boşuna ağlama
ne yapsan olmuyor
sevmek çözüm bulmuyor
vefa arama o yarda
o seni anlamıyor
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:34 PM
(Bu naat-ı şerif âlemlerin efendisi Hz.
Muhammed (s.a.v) 'e ithaf edilmiştir.)
Makamı Mahmut’a selamlar olsun
Ey kutlu nebi sen Hâkka tek yolsun
Sevginle dolmayan gönüller solsun
Makâmı Mahmut’a selamlar olsun.
Yetimle garîbin oldun yanında
Dertlerine çâre oldun anında
Güneş gibi doğdun zulüm çağında
Makâmı Mahmut’a selamlar olsun.
Seninle insanlar hidâyet buldu
Senden önce onlar putlara kuldu
Senin gelişinle Hâkkı buldu
Makâmı Mahmut’a selamlar olsun.
Gülüşün vardı ki bin ömre değer
Tenin de kokardı hep miski amber
Seni bir kez gören aşkına düşer
Makâmı Mahmut’a selamlar olsun.
Her yer aydınlandı senin nurunla
Nice canlar fedâ oldu yolunda
Her şey yaratıldı senin uğrunda
Makâmı Mahmut’a selamlar olsun.
Seni sevmek demek Hâkkı sevmektir
Sünnetine uymak hayra ermektir
Yücelik, yolunda canı vermektir
Makâmı Mahmut’a selamlar olsun.
İnsanlığa oldun en güzel örnek
Yaşayacak İslam kıyâmete dek
Çarpar ALLAH ALLAH diye her yürek
Makâmı Mahmut’a selamlar olsun.
(12 Şubat 2006/ İstanbul)
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:35 PM
Seninle buldu âlemler nur
Bütün insanlık huzur
Cümle âlem sürur
Ey semanın kandili
Sensin nebiler serveri
İki cihan rehberi
Rahmet peygamberi
Ey mürşidi kâmilim
Asla yılmadan rahmetini müjdelerdin
Zalimin yüreğine de korku salardın
Mazlumlara ise şefkat ederdin
Ey arzın mukaddesi
Eğer gelmeseydin aramıza ey nebi
Bilmem ne olurdu bizim halimiz
Nasıl çıkardı hakka yolumuz
Nasıl tanışırdı kuranla kalbimiz
İşte bu yüzden naatlar sanadır
Sanadır Ha mimler
Tahalar Yasinler
Miraçlar sidreler.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:35 PM
Borç versen, yalnız tek cümle
Geri veririm bilesin dizelerle
Duyarım kendi bulsun demişsin
Olsa kabiliyetim kapında ne işim
Ağları atıp engin hayal denizime
Çekerdim şiirleri gecenin bir vaktinde
Dostlarıma sor, varsa şüphen
Eminim, borcuna sadık derler
Geçtim cümleden, hala kapındayım
Ey peri yalvartma, bari tek kelime fısılda...
15.06.2000 Kadıköy 13:49
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:35 PM
Ey şehit oğlu şehit böldürtmedin vatanı
Alnından hep mıhladın sana kurşun atanı
Nice al kanlar döktün sen yâd ettin atanı
Yerin dibine gömdün bayrağıma çatanı
Kanın mürekkep oldu yazdın sen destânını
Süngün kalemin oldu çıkardın fermânını
Hiç tereddüt etmeden fedâ ettin canını
Tüm cihâna duyurdun Türk'ün yüce şânını
Bu vatana uzanan alçak eller kırılsın
Hâinlerin bedeni bin parçaya ayrılsın
Düşmanın her yanı tek tek erlerle sarılsın
Kalleşlerin her yeri lime lime yarılsın
Dalgalansın bayrağım parlasın ay yıldızı
Rengi de kan rengidir alev gibi kırmızı
Yakar nârında ona el uzatan haksızı
İndirtmeyiz onu biz versek de canımızı
Bir bütündür bu vatan kalacak hep pâyidar
Hâine edeceğiz biz bütün dünyâyı dar
Olmuştur milletime bu yurt vefâlı bir yâr
Vermeyiz bu vatanı atamızdan yâdigâr.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:35 PM
Ne zaman çatlarsa dudakları toprağın!
Firarî bulutlar aldırmazsa eğer gene!
Ey sevdiğim!
Yakıp kül ettiğin yüreğimi hatırla!
Açmadan solan bir goncayı görürsen eğer!
Kanadı kırık bir kuşa rastlarsan apansız!
Ey sevdiğim!
Viran bırakıp gittiğin gönlümü hatırla!
Bir gün bu derde düşüp yaralanırsan eğer!
Pişmanlık içini kanatıp çaresiz kaldığın an!
Ey sevdiğim!
Her gün ağlatıp durduğun İrfan´ı hatırla!
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:36 PM
Kokunu çiçeklere, gözlerini ceylanlara
Hasretini de bana miras bırakıp cennete gittiğinden beri
Her yeni gün buz gibi bir cehenneme uyanıyorum.
Neydi bu gidişin adı gülüm, bumuydu sözümüz
Hani kan ağlasak da hep gülecekti yüzümüz!
Şimdi kim çekecek benim kahrımı
Kim sarılacak iliklerime kadar sımsıkı
Kim besleyecek hayalimizde büyüttüğümüz o mavi gözlü kızımızı
Zor muydu yaşamak, çok mu pahalı geldi dünyanın kirası da
Sana ait hiçbir şeye dokunmadan cennete taşındın be gülüm!
Gittin!
Kaç kat boya, hangi renk kapatır adının sindiği duvarları.
Kim susturabilir içimdeki feryadı.
Gittin ya,
Sensiz kalbim sevda yetmezliğiyle sıkışıyor
Sanki ecel süsü verdiler aşkımıza.
Kim kıskandı, kimin nazarı deydi
Dokunmayın ne olur, ne olur Allah aşkınıza!
Ey Azrail
Sadece bir can mı aldığını sanıyorsun,
Hançerinin ucuna yüreğimde takıldı.
Artık ne işe yarar bu dünya sensiz!
Bıraktın ya ellerimi böyle nedensiz
Bilki çok yakındır, yanına geleceğim kefensiz...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:36 PM
Kapattım artık gözlerimi
sensizliğe inat
unuttu mu artık
ellerim o esmer elerini
teninin kokusu saklı
nefesimde...
Sen unutulmayacaktın
hani
nerde o kara gözlerin
unutturan bana o yasak
sevişmeleri...
Ey sevgili !
Duvarlarıma yazdım adını
kimseler görmesin
istedim
titrek ellerimi
ve adın kokan nefesimi
şimdi sensizlik
adını fısıldar oldu
olur olmaz
aldanışlarda
ey sevgili! !
Elleri yaralım yok oluşum
dinmiyor acısı
gözlerimde bu katil
*******in
neye yarar sensiz geçen
bu sevda nöbetleri
sende kalpsiz bir yürek
bende kimsesiz bir çocuk
yüreği...
Dokunu versen ağlayacak
daha kaç yağmur
yağar ki üstüme
sensiz...
Silmek için dudaklarımdan
adını...
Daha kaç bahar geçer ki
kokun kaçsın
gözlerimden...
Şimdi sen ey sevgili !
Elbet bir gün
yaşlandığında
saçların kurumuş bir
yaprak misali dağıldığında.
gözlerini kapa ve
seni ne kadar sevdiğimi
hatırla...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:36 PM
Ey tanıkların çığlığı bırakın sevdaların görkemliğine
açılsın mavi deniz gök yüzünden
öylesine dolu uçurumlardan bıraktı ki sevdayı
amansız çığlıklar dolar üzerine ürperirsin
böyle başlamalı sevdalılar direkliğinle genç olmalı
tamamen isyandan kaçınmalı yani
böyle bırakılanı arar elbet insan her ne kadar ölümsüz olsa da
dünya ölümlü kalmayı arzulamalı yani meydanlarda kalan bir ok gibi
birikmeli arzuladığını aramak istediğini
alıp kendine yeni umutlar saçmalı
ben doruklardan geldim sevdaların akışına
çığlık dedim aşk dedim sevda dedim huzur ,aş dedim
söylediklerim den ayrıldım bir tek sana diyemedim
sevdiğimi bir tek sana diyemedim güzel kız kalbimdeki yerini
öylesine bir çığlık ki bu gül değil gönül değil
dolaştıkça kanıyor içimdeki aşkının sevdası
Güzel kız ben tarihlerin yorgun insanı olmak istemiyorum
sana seni seviyorum demeliyim güzel kız
yoksa bu dağlar yer bitirir sevdamızı ve seni
Gece karanlık çöker dağlarımıza
bir ışık arar olduk
önümüzü görmezden gelemezdik
yaklaştık o hasretle beklenen özlemleri gidermeliyiz artık
aydınlığa koşmalıyız
beraberce yarınların görkemliğine
sevdalarımızı yitirmemeliyiz *******i zifiri karanlık olsa bile
ben hasretim sana ******* yasak .
aramızda dağlar olsa da yine seviyorum .
kaderimizde ölüm olsa yinede arzuluyorum
ve ben seni yüreğimin derinliklerine yazıyorum.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:36 PM
Ey tanrım!!!
Beni yarattın aşk ol diye
Beni yarattın aşık ol diye
Bir gönül gösterdin gir diye
Bu gönül kapısının anahtarı nerede?
Beden arar bulamaz
Ruhum gezer kimseye soramaz
Gözüm görür elim tutamaz
Bu gönül kapısının anahtarı nerede?
Kulunu kula aşık ettin
Aşka ulaşamayanı helak ettin
Beni de benden ettin
Bu gönül kapısının anahtarı nerede?
Ne ettimse yanlış ettim
Aşk uğruna dünya gezdim
Artık aramaktan bezdim
Bu gönül kapısının anahtarı nerede?
Ne Yunus kaldı aşkı yazmayan
Ne yiğitler kaldı uğruna ölmeyen
Bir ben kaldım bu yolda can vermeyen
Bu gönül kapısının anahtarı nerede
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:36 PM
Ey Türk gençliği
Sizelere bir vatan emanet edildi
On binlerce yavrunun geleceği,
Ellerinize teslim edildi
Atatürk gençliğe hitabesinde
Namertliği değil mertliği emretti
Ey Türk gençliği,
Aydınların şehit düştüğü,
Anaların kan ağladığı,
Ay yıldızın rengini şehit kanından aldığı
Çanakkale zaferini hatırla !
Hatırla ki ! dünya duysun sesini
Bütün cihan ezberlesin Mehmetçiğin ismini.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:37 PM
Dosttan gelen sitem del eyler beni
Ne etsem eylesem, bilemez oldum
O mahzun halleri lal eyler beni
Ne kursam düşünsem, diyemez oldum.
Aşkının ateşi kor eyler beni
Gönlünün ışığı kör eyler beni
Perişan halleri dar eyler beni
Ne çalsam söylesem, gülemez oldum.
Enginim, o gül ki zar eyler beni
Yüce dağ başında kar eyler beni
Kapandı yollarım zor eyler beni
Ne yapsam çırpınsam, varamaz oldum.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:37 PM
Bir eylül akşamı açtım sana gözlerimi
Soğuk ve karlı bir eylül akşamı
Kirpiklerim buz tutmuş
Saçlarım bem beyaz.
Yoruldum karanfillere su vermekten
Onlarda sıkıldı zati bu sarhoş adamdan
Dışarı çıkamıyorum korkudan
Beni bu halde göreceksin diye.
Karanlık bir odada seni bekliyorum
Belki gelirde aydınlatırsın diye
Ben hep eylül’ün 14 ünü yaşıyorum
Bana seni seviyorum dediğin o ilk günü.
Bugün eylül’ün 14 ü
Yarında eylül’ün 14 ü
Sürekli penceremin buğusuna yazdığın
O tek kelimeyi düşünüyorum
“hoşçalkal”
Şimdi elimde silahım
İçinde tek bir kurşun var
Eğer bir eylül akşamı gelmezsen
Kafama sıkarım
Ve hayatından ebediyen çıkarım.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:37 PM
gecenin bir vakti olmuş
içim sıkkın...
ve sonbahar olmuşum
yok haberim
ve yakamoz
ve ben
ve sen aşkımızsan bihabersin...
sonbahar döktü yapraklarımı
sarardım eylül gibi ben de...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:37 PM
Ümidini bir serin yele vermiş,
Besteleri mânâsız buluyor artık bülbül,
Birkaç yaprağını yere vermiş
Esen rüzgârların ardından ağlayan bir gül.
Sevgilinin saçına düşen ak gibi; Eylül,
Ahhh Eylül, Ahhh Eylül.
Dün yemyeşildi yaprak,
Bugün artık gazeldir,
Yeter ki; hanımelini öpsün de gelsin,
Eylülde rüzgâr
Serin olsa da güzeldir.
Sen yeter ki; aşık ol,
Düşen yaprak, nemlenen bir göz,
Veda diyen bir eldir.
Kuşların gönlünde burukluk,
Şimdi göç zamanı.
Kaybediyor ferini yeşil,
Sarının öç zamanı.
Dünyayı geri çevirebilirsin,
Güneş batıdan doğabilir,
Ancak, durdurmak güç zamanı.
Söylemek mi zor aşkı,
Gizlemek mi?
Kavuşmak mı güzel
Özlemek mi?...
Yapraklara düşen çiğ
Bilmem aşkın nesidir?
Bildiğim bir şey varsa Eylül;
Tatlı bir hüznün annesidir.
Eylül denince aklıma,
Sarı sarı yapraklarla dolu,
Upuzun bir yol gelir,
Kâinat kadar genişler yüreğim,
Her sevdaya bol gelir.
Eylül denince aklıma,
Cananın bakışı gelir,
Serin sular gibi akışı,
Kızıl kor gibi bir bakışın
Yakışı gelir.
Eylülle canan birbirine benzer,
İkisinin de her hali güzeldir,
Eylülde sevgilinin gerçeği değil,
Hayali güzeldir...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:37 PM
Karanlık uzak yol
Kanlı Geçen ******* sonrası
Affedilmez tutkular...
Layıkıyla yaşanır mı sensizlik?
Hüzün bulutlar
Hüzün dalga
Eylüldür gözlerin adı
Eylüldür kapılıp giden tutku
Zaman umarsızca,
Sessiz Sessiz bakar bahçelere
Anılır gözlerin,
Anılır Eylül dudakların
Sararan gözlerinde
Umut...
Hazan...
Eylül...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:37 PM
Turnam
Söyle kelam
Düşerse yolun
Hüznün topraklarına
Kopardığı Eylül'ün
Yokken ben
Bahçemin yapraklarına
Şöyle kelam
Etsinler gölgelerini helal
Söyle selam
Turnam...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:38 PM
Bir Eylül girse düşüme
Gözlerinde ay ışığı asılı olsa
İşte o an,
Kalkar;
Tüm sokak lambalarını
Söndürürdüm.
Penceremide açardım ardına kadar ki
Gecenin esintisi ,
Eylül dokunuşları olsun.
Sonra;
Her gece teninde titrediğim
Aşkıma seslenirdim
"Yak mumları,sevdam üşüyor..."
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:38 PM
Eylüller hep böylemi olur!
insanlar haftasını geçmiş ekmek gibi,
yazdan kalma bayatlık,yorgunluk.
Muhasebe defterleri hep eylüldemi
tutulmaya başlar gönül mizanında!?
Eylül zorlu kışın habercisimi,
Yoksa sevdaları bozan bir kara kedi mi?
Buhranlı vakitlerin yoğunlaştığı bir an,
Sevgiye hasret gönül kölesinin,
hürriyetten kaçmak için
Pranga anahtarını denizin derinliklerine
Attığı çalkantılı bir an.
Masum gönüllü,temiz kalpli
İsmi han gibi güzel cennet melekleri
Uğruna ser veren gönül hakanlarının kalbini
Nasılda acıtarak koparıyorlar eylülün son akşamında.
Eylül de güneş farklı mı doğar hep,
Benden öncede olduğu gibi?
Bunları bilemem ama,
Eylül ekim arası beni aldı..götürdü..
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:38 PM
Daha en güzel şiirlerimi yazmadım
Daha en güzel şarkılarımı bestelemedim
Dur bekle tedirginim acele etme
Sağanak yağmurlar gibi yağacağım
Göz bebeklerine.
Daha yaşanacak ne günler var
Geçmişten yakındır gelecek
Dur bekle biraz acele etme
Toprağa atılmış tohum işte
Ha filizlendi ha filizlenecek.
Daha söylenecek ne sözler var
Daha dinlenecek ne türküler
Dur bekle acele etme tedirginim
Bitsin yüreğimdeki gurbet
Bitsin yüreğimdeki hasret
Eylül kuşlarıyla geleceğim.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:38 PM
Sararmışlığın verdiği,
yeşilin kaybolmaya yüz tuttuğu mevsimde;
Sonbaharı tazelemek,
sarı renklere biraz daha sarı renkler katmak için,
Dallarında ağaçların dökülesi yaprakları olmak için,
Ve onu yaşamak için eylül olmak lazım,
Yüreklere gömmek için bu aşk gibi baharı,
Eylül olmak lazım.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:38 PM
Şimdi tedirgin bir öğle sonudur zaman
Nice çiçekler suluyorum ellerimle
Begonyalar büyüsün diye
Gülüşlerin tökezlerken dudaklarında
Ne çok şeyi unutmak isterdim
Bir çoban türküsünde
Kaç kez kırmak istedim kalemimi bilsen
Lakin işte yoktun sen...
İşte başucumda gülümsüyor akşam
Üstümde içli bir derviş edası
Kulağımda ürperen, bir annenin sedası
Hanidir görünmüyor çiçekçi kız
Yalnızlığı deli gömleği gibi giyerken
Yüreğimde saltanatın yıkılırken
Kaç kez vurmak istedim kalbimi bilsen
Lakin işte yoktun sen...
Gün sonunda koynuna alır lacivert gece
Bir mahşer sessizliğiyle uyurken aşk
Yoktur yüreklerde artık bir firak
Bir kar soğuğu sesine hasretim
Bir de sessizliğin sensiz gürültüsü
Gibi çınlar eylülün cüretkâr sesi
Kaç kez kayboldum soğuğunda bilsen
Lakin işte yoktun sen...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:39 PM
Ve yandı zaman
Eylülden geçerken...
Eğilip su içerken aynadan
Ağzımın içine düştü deniz
Bu yüzden mavi ağlarım haberin ola...
Ey hayalime uykusuz giren
Turuncu renkli bir elbiseden soydum seni
Sıcaktır diye eylüldür diye
Buzluğa kışlık anılar koydum
Saman sarısı zamanlar düştü kestanelerden
Mevsim normalleri diye seslenmedik
Derken kestanelerde düştü
Pay düştük zamandan ayrılığa
Adını eylül koyduk
Nur topu gibi bir eylül kaldı bize bu aşktan
Eylüle doyduk...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:39 PM
Eylülde Düştük Yollara
Yol olduk…
Şuh vaatlerin esaretinde
Gurbetin ışıkları aydınlatmadı *******imizi,
Üşümüştük oysa bir yorganın altında,
Hazanın yaprakları bizim üstümüze düştü
İçimizdeki aşkın habersiziydik
Tın tın kulaklarımızda patlayan çanlar
Alıp götürür bizi..
Ram olduk gurbete
Efsuna tutulduk,
Zilletin pençe izini suratımızda taşıyoruz,
Al bayrağın, ak hilalin hasreti düşer içimize
Yanar, döner, dururuz..
Eylülde düşmüştük yollara
Yakınlar uzak oldu,
Gurbetin gündüzleri gecesinden daha da kara
Devasız yaralar aldık,
Sılanın gurbetliğine gitmiştik
Ezanın gurbetliği yaktı bizi..
Eylülde düştük yollara
Yol olduk…
Surları yıkıldı şehrimizin
Şimdi perişanız
Şimdi bin bir pişmanız,
Biz üşüyoruz
Eylül de üşüyor.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:39 PM
Sen betonlar içinde ben senin özleminde
Sen yangınlar içinde ben mazlumun türküsünde
aydınlığı aradık karanlıklar içinde
Sen dünün hasretinde ben yarınların derdinde.
Sen bir yana ben bir yana dostlarımız bir yana,
Bölünsek de, çözülsek de başkaldırdık zamana.
Güneşte kavruluruz kıraç topraklar gibi
Hazanda savruluruz serseri yapraklar gibi
Yalnızlığı yaşarız geride kalan gibi
Düşer düşer kalkarız her Eylül'e isyan gibi.
Sen bir yana ben bir yana dostlarımız bir yana,
Bölünsek de, çözülsek de başkaldırdık zamana.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:39 PM
Gönül gün batımlarına esaretteyken
İçimde hayat boyu eylül hasretleri…
Hazan
Yazdan bir hıçkırık
Yüreğe sırma gibi işli
Hazan
Aşk terletmiş ağustos ardı
Dingin ruhlar feryadı
Rüzgar izlemlerinde titremeler
Oynamakta gönül sularının şavk dönüşlerinde
Düşün sarmaşık esintisi
Süzülürken gözbebeklerinden
Düşer ellerine efsununda
Giz sevdaların hatıraları
Ne düne dair aldanışlar
Ne de tende kalan aldatışlar
Bilinmezlere terkedilmiş çıkmazlarında
Gün be gün derinleşen mevsim dönümlerine inat
Sevda terkiye alınıp maviye dönse sevişmeler
Hazanın nazlı kızı
Dolunayla yakamozun çılgın sevişgeniyken
Görünen o ki
Hayatadır
Canın sevda tutuşu
Eylüledir
Aşkın esas duruşu
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:39 PM
Zaman kadehinden aşk iksirini
İçti gönlüm eyvah eyvah diyerek
Sürüyüp ardından gam zincirini
Geçti ömrüm eyvah eyvah diyerek
Yıllarca dolaşıp bir aşk peşine
Düşemedim bu cihanda eşime
Sümbül kucağına gül ateşine
Yandı gönlüm eyvah eyvah diyerek
Şu figan bülbülün yaslı sesi mi
Yaralı kalbimin inlemesi mi
Yakama sarılan aşk perisi mi
Deşti gönlüm eyvah eyvah diyerek
Üzerime yağan kar diyemeden
Üşüdü yüreğim sar diyemeden
Benimde sevenim var diyemeden
Göçtü ömrüm eyvah eyvah diyerek
Ne yazlara doydum ne baharına
Ne koklayıp doydum gülü zarına
Bir umut kalmadı deyip yarına
Küstü gönlüm eyvah eyvah diyerek
Hayatta nihayet bulunca demim
Çile deryasında kayboldu gemim
Olmadı dünyada candan sevenim
Geçti günüm eyvah eyvah diyerek
Can Ozanım hasret ile del oldu
Gözlerimin yaşı bahri sel oldu
Bazen tipi boran, bazen yel oldu
Biçti ömrüm eyvah eyvah diyerek
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:40 PM
Görmedin sevgilim deli sevdamı
Gönül gözün yokmuş, eyvahlar olsun
Dinlemedin gülüm deli adamı
Yüreğin de boşmuş, eyvahlar olsun
Sevdiğini sandım yazık, aylarca
Yolunu gözledim yazık, yıllarca
Dolaştım peşinden yazık, yollarca
Yüreğin de taşmış, eyvahlar olsun
Gittiysen gittin, aramayacağım
Ömrümü türküye adayacağım
Artık türkülerle avunacağım
Yüreğin de boşmuş, eyvahlar olsun
09.12.2000 İstanbul
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:40 PM
Sen, bilinçaltıma bilinçsizce yerleşmiş, bir iç savaşın son yaralı askeri gibi ürkek,
tüfeğini aşka çatmış yüreğimin yasadışı sevgilisiydin.
Gittiğinde, nefretinden beraat etmiş küçücük bir umudun süt annesi,
üvey sevmelerin kucağında, ayrılık emzirdi dudaklarıma.
Ve yokluğunda kızamık geçirmiş yıldızlar,
pudra diye bulutları sürünce yüzlerine, sebepsiz karardı hayallerim
Senden sonra hiçbir sevişme senin tadını vermedi
Ve hiçbir ana, evladına senin adını vermedi
Belki tutmadı ellerini ellerim
Belki yasaktı saçlarının ışıltısı gözlerime
Çünkü hiçbir zaman inanmadın sözlerime.
Olsun be, sev diye değil sevgili bil diye
Bir sigarayı bırakamadım bir de seni!
Kolay değil bir ilaha şiir yazmak
Serden gidiyorsun gülüm, akıl da söz mü kaldı!
Dayanılmaz bu acıya
Kestim bileklerini intihara teşebbüs *******in
çıkmadı ruhuma sinmiş dudaklarının tadı,
Düşmedi dilinden karanlığın, uykusuz sevdamın adı
Kime baksam senden başkasını göremiyorum
Azrail mi kaybetti yeteneğini, yoksa ben mi ölemiyorum
Elimde değil unutmak
Tetikte bir aşkın tehdidinde,
Her gece kendimle savaşıp sana yeniliyorum.
Ben beklerim sevgili
Eğer birgün, düz mantıklı kahpe bir el uzanırsa saçlarına,
İşte o an sorarsın aşkın adını
Ve anarsın, belki yine kanar diye.
Kanarım, okyanuslarım kırmızıdır benim
Kan kusarım ama susarım gene de sahte sevdalara.
Kim bilir, belki de tedavülden kalkmamıştır harbi sevgiler!
Sevme diyordun sevgili
Unutma ki, ben seni değil, sendeki beni sevdim
Ve artık gelmesen de olur, nasıl olsa sana benzedim…
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:40 PM
Sevda yollarında olsam da kömür
Yar senin yoluna versem de ömür
Ayaklar altında olayım çamur
Her gün üzerimden ez de geç beni
Güzel gözlerinden aldım ilhamı
Aşkınla unuttum kederi gamı
Sorarsam vuslatın var mı zamanı
Her gün kaderine yaz da geç beni
Latifi yanıyor sevda yolunda
Murada erer mi bilmem sonunda
Ellerim bağlıdır gurbet dalında
Her gün kollarımı çöz de geç beni
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:40 PM
Ölürken aynı ahenk, sala sesinden sızan:
Kulağıma doğduğum günde okunan ezan.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:41 PM
İsyan etme ey sevgili,
Dünyanın düzeni böyle.
Sus, ağlama ey sevgili,
Sevdanın ezeli böyle.
İntizar var dolu, dolu,
Kapalıdır hep yar yolu,
Kırıktır kanadı kolu,
Aşığın kaderi böyle.
Yine de sen aşkı yaşa,
Bırak, boş ver, etme tasa,
Engin ol, diken de batsa,
Bu bağların gülü böyle.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:41 PM
Küheylan yorgun dehliz yokuşlarda
Rüzgarın kiri var ak soluklarda
Tüm sırlar çözülür yokoluşlarda
Ruhum tenimden sıyrılır da gider...
Lale ülkesidir yağmurlar yağar
Her taraf yeşil bilinmez bahar
Çiçekler kokmuyor vatanım kadar
Ufkunda güneşler kaybolur gider...
Kuruldu pusu sarardı yapraklar
Çekildi perde bozuldu aralar
Kurudu sular isyanda topraklar
Dostlarım düşmanla anlaşır gider...
Baktığın an bozkırlar yangın yeri
Bakmazsan eğer içim sürgün yeri
Senindir gönlümün en güzel yeri
Gözlerin tank gibi ezer de gider...
Dağların yosun tutan tarafında
Söz vermiştik doğrular etrafında
Yalnızlığımın son kader turunda
Sözlerim yabana atılır gider...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:41 PM
Usul usul açıyorsun içimde
düş ırmağı bir göğü güzelliyorsun
bir ezgi düşürüyorsun mavi
kanatlanıp güzü elliyorsun
Usul usul açıyorsun içimde
uzun bir zamanı demliyorsun
yokluktan geliyorsun hünerli
bir ömrü yeniden deniyorsun
Usul usul açıyorsun içimde
sözcük sözcük çoğalıyorsun
bir imge oluyorsun bu şiirde
dokunduğum an kanıyorsun
18 Ağustos 2003, Londra, İngiltere
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:41 PM
Esti birden,
Yeşilin tonları,
Çamların kuytusundan,
Sapsarı tutkularla,
Polenlerin şehvetine.
Deniz
Tonlarca maviye gebe
İncecik bedeniyle,
Gerinirken Fadime;
Başı göğe,
Dalları denizin derinlerine,
Bakar, bakar da,
Dalar alabildiğine.
Kim bilir;
Hangi sevdaların,
Anıları gizli,
Kayalara saplı, çelimsiz gövdesinde.
Kim bilir,
Kaç baharın,
Kokusu kabuklarında.
Yok, olmuş Nesos'a rağmen,
Lesbos'u gözler her gün,
Lodosun soluğuyla her gün,
Bıkmadan, boğulmadan.
Aslında,
Bir direniş türküsüdür,
Dallarında titreşen.
Güneş,
Tutkularına batarken
Boğazın yamacında
Bir küçük çam ağacı;
Yakar ağıtlarını
Hicazkâr makamında,
Mosko'nun gölgesinden,
Cunda akşamlarına.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:41 PM
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye Abla!
Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi,
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi;
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede.
Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;
Bahçende akasyalar açardı baharla.
Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye Abla!
Önce upuzun, sonra kesik saçın vardı;
Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı.
İçini gıcıklardı bütün erkeklerin
Altın bileziklerle dolu bileklerin.
Açılırdı rüzgârda kısa eteklerin;
Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla.
Ne çapkın komşumuzdun sen, Fahriye Abla!
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya,
En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya.
Bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın,
Hâlâ dağları karlı Erzincan’da mısın?
Bırak, geçmiş günleri gönlüm hatırlasın;
Hâtırada kalan şey değişmez zamanla,
Ne vefalı komşumuzdun sen, Fahriye Abla!
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:42 PM
Yoksul insanın sevmesi sevilmesi suçmudur
Sever içten ama karşısında engeller durur
Sevdim sevdim içimi yakan aşkmıdır böyle
Yoksa kalbime saplanmış koskoco bir okmudur
Sever insan sevginin hududu falan yoktur
Ama dünyada insafsızlar ordusu pekçoktur
Fakir herşeye rağmen içinde bir umut besler
Yoksa sevenlerin boş lafa karınları tokdur
Sevmek Allah vergisi elden birşey gelmez
Başına geldimi korkuyu sabrı eceli bilmez
Derbeder olur sokaklarda ve meyhanelerde
Yoksa karşılığı olsa kolay kolay çökmez
Sevgi insanın bağrında esen bir yeldir
Coştuğu zaman efkarlandığı zaman seherdir
Seher vaktinin kıymeti büyüktür onun için
Yoksa aşkı içinde küllendiren bir derbederdir
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:42 PM
iskambil güzeli yarim
kumar masasında tanımadım ki seni
fal açtım yatırarak seni masaya
seviyor musun diye beni
sense her açılışında
bir kağıda mahkum ederdin sevgimi
önce bir umut verirdin
sonra kararır dururdun masanın üzerinde
erişilmez düşler gibi
ama ne yalan söyleyeyim
iskanbil güzeli olsan da
hiç aldatmadım ki seni...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:42 PM
Sigaranın dumanı da
Çıkıyor halka halkada
Bilmez misin sen sevdiğim
Bağlandığımı sana da
Ellerinde kahve falı
Falcı söyler sevdiğimi
İnanmazsan gel yanıma
Saram seni kollarıma
Gazetede burç bakarsın
Boşa kendini yorarsın
İnan ki çok seviyorum
Sen bana inanmazsın
Ellerinde kahve falı
Falcı söyler sevdiğimi
İnanmazsan gel yanıma
Saram seni kollarıma
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:42 PM
Olacaksa olmaz da, olmayacaksa olur,
Kiminin yazısı o, kimininki de budur.
Kimi ardından koşar, yetişir zamanında,
Kiminin önündedir birdenbire yok olur.
Kimi bir yerdedir der, o gelir oralardan,
Kimi bildiği yerde bildiğini unutur.
Biri oraya gider,o orada bilerek,
Biri hiç anlamadan yoluna çıkar durur.
Kimi aradığını yitirir aradıkça.
Kimi de arayandır, aranan onu bulur.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:42 PM
İşim bir ALLAH’a birde sana kaldı
Falımda kavuşmak varmı falcı?
Ne ümidim varsa ******* çaldı
Sabahı beklemek o kadar zormuydu falcı?
Fincanda umudun rengi ne falcı
Yıllar zulmet başımda tacım
Saçımı okşayan bir ele muhtacım
Söyle böyle biri sırmıydı falcı?
Fincanda gördüğün belkide sendin
Bu yüküde şimdi bana yükledin
Sana kırılmadım dedimse dedim
Başım tipi boran karmıydı falcı?
Kalmak mı gitmek mi yoksa yolmu göründü?
Elimde ince bir dalmı göründü
Kavuşmama aymı yılmı
Yoksa ayrılıkmı göründü
Yoksa dört bir tarafım narmıydı falcı?
Gördünmü nazende yanan ateşi
Başıma talih kuşu gibi konan azabı
Elde tutmak zormuydu falcı?
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:43 PM
Havada kuş yok
Yaprak kıpırdamıyor
Deniz bi kalıp olmuş
Boşandı boşanacak
Çın çın ötüyor sessizlik
Gerilmiş kolum bacağım
Faltaşı gibi bekliyorum
Tıkanacağım.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:43 PM
Umutsuzdu, yalnızdı, hali yoktu,
Canı çok yanıyordu günlerden beri.
Ne alnında dolaşan bir dost eli
Ne yardım isteyecek kimsesi vardı,
Ne Tanrısı, ne de peygamberi.
Günlerdir karanlık deliklerde
Yanıp sönüyordu gözleri.
Sevinç değil ki paylaşılsın
Kendi kendinindi kaderi.
Sürüne sürüne dışarı çıktı.
Kıvrıldı ateşte pençeleri.
Kurtuldu rahat etti farecik,
Rahat etti dişleri.
Kibardı, incecikti kuyruğu,
Vücudu, küçücük pençeleri.
Bir makara gibi çözüldü,
Unuttu kedileri.
Farecik! Nazlıcık! Garipçik!
Canı çok yanıyordu günlerden beri.
Kibardı, incecikti kuyuğu;
Boş koydu delikleri.
Bir varken bir yok oldu,
İşte dünyamızın işleri.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:43 PM
Ertesilere ertelediğim sevgilerimi
Dünlerde kaybetmişim
Herkeste seni sevmişim
Kendimi bitirmişim
Fark edememişim.....
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:43 PM
Mahpusluk sadece
Demir parmaklıklar arkası mıdır?
Yo kurban, öyle değildir elbet.
Mahpusluk yanlızlığa mahkum oluştur.
Ha içerde, ha dışarda..
Ne fark eder ki..
Ölüm sadece
Kara toprağa mahkumiyet midir?
Yok ya, öyle değil sadece
Ölüm yaşamaya mahkum oluştur.
Ha altta, ha üstte..
Mahkum oluş.
Ne fark eder ki..
Vurulmak sadece
Kurşunlara mahkum oluş mudur?
Yok ya, öyle değil sadece
Vurulmak sevgiye mahkum oluştur.
Ha göğsünde,ha yürekte
Yanmaya mahkum oluştur.
Ne fark eder ki..
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:43 PM
Ben bu şehrin yalanıyım aslında
Gidişimi kimseler umursamayacak
Hayallerim kadar büyük ölmüyorum anla
Hüznümün altında
Küçük bir gülümseyiş var
Biliyor musun
Birazdan yağmur yağacak herhalde
Ne güzel
Ağladığımı kimseller görmeyecek.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:44 PM
Bakmak, görmek değildir...
Duymak, bilmek değil...
O yüzden farkında bile değil.
Gitmek, gelmek değildir...
Konuşmak, söylemek değil...
Dokunmak, sevmek değildir...
Sarılmak sahip olmak değil...
O yüzden farkında bile değil.
Almak, kabul etmek değildir...
Uzanan el hep sende kalmayacak bunu bil...
O yüzden farkında bile değil.
6 mayıs 2004
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:44 PM
İçimde bir sıkıntı var
Derdini bilmediğim.
Çarpıyor gönlüm, sebebine
Anlam veremediğim.
Aşkı kokluyor şu yüreğim
Tadını, bilmediğim.
Beklide, zaten aşığım,
Farkında bile değilim.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:44 PM
Bir mum gibi gözlerinin
Önünden eriyip gidiyorum
Farkında değilsin
Değil
Sana erirken dünyanın güzelliklerini sundum
Ama sen farkında olmadın
Sana hep bir şeyler söylemek istedim
Ama sen her seferinde dönüp arkanı gittin
Sana dünyanın en yüce şeyini,
Sevgiyi tattırdım
Sen, ama sen
Bana acıdan başka bir şey vermedin
Senin bana verdiğin tek şey ise
Özlemdi buruk bir kalpte
Ben sen giderken yollarını
Göz yaşlarımla suladım
Ama sen farkında olmadın
Sense o göz yaşlarımı bir kurşuna çevirip
Yüreğime sıktın
Ben seni seviyordum
Ama sen farkında değildin
Yada öyle davrandın hep
Seni seviyorum diyecektim
Sen araya hep bir şeyler soktun,
Dinlemekten kaçtın
Yada bana sırtını döndün hep
İşte o zaman, bu zamandır
Bu dizeler senin için
Bu dizelerde sana söyleyemediklerimi sunuyorum
Ve diyorum ki;
Hala seni çocuklar gibi seviyorum.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:44 PM
Dost bilenler korkunca gölgenden
Kaçınca bildikler telefonlardan
Cevaplar gelmeyince mektuplardan
Yine de çareydin farkında mısın?
Kendine bir dert ortağı ararken
Sen dertlilerin derdini taşırdın
Gizlerken açlığını tüm toklardan
Sen hilkatten toktun farkında mısın?
Alsınlar götürsünler yorganını
Kes at ipini, hem urganını
Aç, çıplak olunur gönül sultanı
Sen zaten çıplaktın farkında mısın?
Sırtta ki yükü hafifletmek için
Sen yüklenirdin taşınmaz dağları
Yüceltirken senden başkalarını
Huzur enginlerde farkında mısın?
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:44 PM
Sorular ve şıkları
Ve o soruların cevap anahtarı
Kazandığın sınavın heyecanı
Yaşam için savaştı...
Her dün, bugün değil
Dünden bugüne ne kaldı
Anlam kaldı her dünden
Bugün ise o anlamı tüketen
Dün eskidi dedirtecek, vakitler…
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:45 PM
dikenli tellere attım seni
sürgünlerdeyken
sen gözlerini buluta kaparken
farkında mısın bakıyorum boşu boşuna
ne mi yaptım , kalakaldım
şeytan aldı ağzımdan senin adını
anlattıracakmış sana başkalarındayken
farkında mısın yaşıyorum boşu boşuna
sonbahar kondu pervazıma
uğuldarken rüzgar yağmalanmışım
tüm umutların benleyken
farkında mısın sensizleşiyorum boşu boşuna
yüzüm de meyhane dağınıklığı var
anılar kaldı gözbebeklerimizde
kıydı namert sana yarınlarındayken
farkında mısın deliriyorum boşu boşuna
duygularımın aynasındaydım
dönüş yolunu kapadım mavi gülün
çoğalsada yokluğun ayıkken
farkında mısın sarhoşum boşu boşuna
demir atmışken bana
saklayamadım seni
sen inat ben israr aşk yanarken
farkında mısın şairleşiyorum boşu boşuna
adam değilmişim şimdi anladım
frenlerim patlamış
besmele çekeyim ayyaklarının altındayken
farkında mısın dualardayım boşu boşuna
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:45 PM
farkındamısın
bir sami burda
yanan aylardan sonra
zalim seni anan
bıkmadan usanmadan
olmayan aşkını arayan
farkındamısın
kopr içimden
unutulur bu mısralarda
farkındamısın
uyurken yatağında
belki başkasının koynunda
bilinmeyen memlekette
sınırsız uzakta
farkındamısın
aşk yakın bana
bir nefes kadar
ondanda öte
karışamıyor havaya
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:46 PM
Farklı yaşamlara bakacak pencerem yok,
Farklı sahteliklere,iyiliklere...
Farklı hikayeler yazacak kalemim yok,
Bir düşüm var,o da senle...
Bencil bakmak değil fikrim,
Ya da kimin umrunda el alem..
Bir düşüm var sevgiliyle,
Bir düşüm var,tek pencerem...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:46 PM
Yaşanmışları yaşayıverdik hepimiz
Farkı,fark edemedik ki yaşarken biz
Farklı bir yaşam yerimi ki dünyamız
Başka yaşamlar öğrenemedik ki biz
Hep arayıp durdu oysa benliğimiz
Ya bulsaydık,başına çökerdik hepimiz.
Yok işte birbirimizden farkımız.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:46 PM
Düşün ki
Bir sabah uyanmışsın
hemfikir seninle tüm dünya
doğru, yanlış, güzel, çirkin
Gördüğün her şey aynı,
"Farklılık" lügatlarda tozlanmış
nostaljik kavram
Düşün ki herkes aynı
Kimsenin diğerinden bir farkı yok
Fikirler aynı, bakışlar aynı
Ne tez, antitez, ne sentez
Solunum bile artık fotosentez...
Baksana güller bile çeşit çeşit
Sarı, kırmızı, beyaz
hepsi de gül, neden, düşün biraz
Hem neden türlü türlü ağaçlar
Yetmez miydi ağaç niyetine bir tek çam,
Ne hoş huzur veriyor değil mi çınar...
Bir de söğüdün gölgesinde
Cennetten ödünç saatler yaşamak var
Unutma
Tonlar rengarenk gökkuşağında
Cümlesine beyaz diyorlar
Ben, sen, o, biz, siz onlar,
Cümlemize insan diyorlar...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:47 PM
Farklıydık birbirimizden
Siyahla beyaz gibi,o kadar netti ki
Didişmelerimiz bundandı eminim
Ya da inatla evet'i hayır yapma çabamız birlikte
Hep tersdik,hep aksi
Bir inat,bir kavga sebepsiz
Vardı alıp veremediğimz birbirimizle
Ben Kuzey,sen Güneydin
Alışıktım ben fırtınalı,karlı havalara
Sense güneşi seven,karı bilmeyen yerden geldin
Çocukluğum da olgundu benim
Elimde şeker oyuncak park park gezmedim
Yarını düşünmeyi öğretmemiş olmalılar ki sana
Herşeyi çok çabuk tükettin
Özlemimiz bile aynı değildi
Bazen bir boşveirrdin hayata
Gözün hiçbirşeyi görmezdi....
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:47 PM
Ne sen beni gördün ne de ben seni
O büyük tesadüf olmadı farzet
Tanışmamış olalım artık seninle
O sevgin gönlüme dolmadı farzet
Farzet ki bir rüyaydı uyandım bitti
Farzet ki bir hayaldi kayboldu gitti
Farzet ki gözlerim bir oyun etti
İki gözüm seni görmedim farzet
Artık seni anmam seni düşünmem
Sevgilimsin diye koşmam peşinden
Uçan küş misali geçtin başımdan
Ellerim ellerini tutmadı farzet
Farzet ki seninle hiç yaşamadık
Farzet ki seninle barışamadık
O güzel aşkımız bitti sonunda
Mutluluklar dilerim yeni aşkınla
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:47 PM
Ölüm elbisesini giymiş kara kış
Canlanır Rahmanın nuru ile
Boyanır yeryüzü baştanbaşa
O latif bahar renkleri ile.
Gökyüzü ve deniz mavi
Güller kırmızı
Vadi ve orman yeşil
Güneş sarı.
Bahardan bir gün
Umudum yelken
Hayatın ötesine
Ebedi aşkı tatmak üzere.
Kuşların süzüldüğü gökyüzü gibi mavi
Hürriyete tutkun ruhum
Vadideki güller gibi kırmızı
Ebediyete hasret kalbim.
Gökyüzünün kuşları özgür
Vadinin gülleri sonsuz
Yüreğim âşık oluyor
Kuşların ve güllerin cennetine.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:47 PM
Sensizliğin telaşındayım şimdi
Yokluğunun onuncu gününde
On asrı omuzlarıma yüklendim sanki..
Eyyüb’ün (a.s) sabrındayım
Acıyı lügatlerden değil
Sensizliğe hükümlüğümde öğrendim,
Ha bugün, ha yarın gelirim dedin
Hep bekledim, sabrı yüklendim,
Hala alışamadım sensizliğe
Hala dokuz buçuk görüşmesinde seni beklerim..
Yusuf’un (a.s) medresesindeyim
Bu zindanda senliğe müebbedim
Rüyayı yorumlamayı ondan öğrendim
Kimsecikler yok bir başımayım
Ara sıra olan ziyaret saatlerinde öğrendim;
El alemin diline düştüğümü
Bir şeycikler diyemedim, yanımda yoklar ki
Artık sussunlar diye,
Seni de yüreğimin müebbed zindanına hapsettim,
Garip değil mi
Mahkumum da sen sultanım da,
Sen de beni sultan etmiştin ya gönlüne
Süleyman peygamber tahtında
Bir cihan saltanatı sürdürüyorum seninle..
Yusuf’un (a.s) medresesinde
Eyyüb’ün (a.s) sabrındayım,
Sultan Süleyman (a.)’nın sarayından
Fatih’in Murad’a fermanını
Hüdhüd’le haber ediyorum:
“Eğer sultan sen isen gel otur tahtına
Yok sultan ben isem bana itaat etmeni emredip”:
Beni sensizliğe mahkum etmeni
Ebede kadar yasaklıyorum.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:47 PM
Ayrılık oku saplandı kalbime
Azdı yaralarım derinde Fatma
Kimim var; derdimi dökeyim kime
Herkes kendi ahuzarında Fatma
Sigara içmem ki; çıksın dumanı
Sensiz zor yaşarım geçen zamanı
Bilirsin bendeki sabrı, gümanı
Ağlatma ömrümün baharında Fatma
Sıtk ile yürekten bağlandım sana
Gönlümü verdi; sevgime ol ana
Sensiz elimi dokundurmam bir yana
Bıraktığın herşey yerinde Fatma
O eve girince; tutar efkarım
Hep seni düşünmektir işim, karım
Dünyada seni seven tek ben varım
Anlarsın günün birinde Fatma
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:49 PM
Yavaş yavaş ayrılık gel diyor artık,
O güzeller güzeli el diyor artık,
Senin aşkın coşmuş bir sel diyor artık,
Beyhude çırpınışlar fayda vermiyor.
Sevip sevip ayrılmak benim kaderim,
Azalması bir yana artar kederim,
Boşuna üzülüpte feryad ederim,
Beyhude çırpınışlar fayda vermiyor.
Ağır Ağır sararken hasret dumanı,
Felek bir kere olsun vermez amanı,
Bu aşk burada bitiyor, geldi zamanı,
Beyhude çırpınışlar fayda vermiyor.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:50 PM
Her gün aynı dert kasavet
Senin olsun senin servet
Hep çalıştım nerde mürvet
Azametin batsın dünya
Yar etmedin bana o’nu
Layık gördün onsuz sonu
Acıların bende tonu
Kerametin batsın dünya
Anlamadım ben hayını
Gel canımdan al payını
Ne beklersin çek yayını
Adaletin batsın dünya
Her işte bir hayır vardır
Ben aptalı konuş kandır
Hep bana mı yerin dardır
Selametin batsın dünya
Çok çekmişti dedemde çok
Babamada demiştin yok
Benide mi sanarsın tok
Asaletin batsın dünya
Az ötene vardırmadın
El uzattım aldırmadın
Hep süründüm kaldırmadın
Faziletin batsın dünya
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:50 PM
Hangi gökyüzünün altın da
ve hangi pırıltılı gelecekte kavuşma
yaklaştığını biliyorsun
bilmemezlik...en iyisi bu mu diyorsun ?
Yad'lar unutmuşken sevinçleri
ve daha önemlisi belkide en ölümsüzü silmişken yağmuru
sen hala ince çiseleyen yanlızlıkları alırsın narına
dinle istersen bir kez daha
nefes almak unutmuşken güzelliğini
ve artık gitmek kalmanın askeri olmuşken
hangi düşüp ölmeyen hayalden bahsediyoruz
telaşlar için de ruhban yaralar hangisi sarılır
dur söyleme !
kaldıramam olumsuz anma savruluşlarını
söyleme...
hangisine güç yeterdi ki ?
Sözüm ona birbirinden habersiz yalanlar
ve ona vurgun kalanlar...
boşverdim
ah bu hınzır gelecek
boşverdim
çiçeği burnunda bir çoşkuya yürümekteyim
yavaş yavaş tükenmekteyim
geçmişe istemeden yüreğim düşmekte
çirkinliklere zevkle elveda demekteyim
ölmekteyim nihayet...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:50 PM
Kanmak için yandım aşka
Özü sana feda ettim
Seni gördüm senden başka
Gözü sana feda ettim
Gözün oldum baksın diye
Kışa döndüm yoksun diye
Sıcaklığın yaksın diye
Yazı sana feda ettim
Yüreğim pare paredir
Ayrılık çetin yaredir
Kelimeler biçaredir
Sözü sana feda ettim
Yokluğunda buldum seni
Benden bile aldım seni
Gönlüm ile çaldım seni
Sazı sana feda ettim
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:50 PM
Bilmem şu felek gözbebeğime
Nasıl bir sihir yaptı da
Gözümden akanları ırmağa döndürüp
Sonunda göz yaşlarımı kana çevirdi
O felek ki;
Aslanlar bile pençemde
İnim inim inlerken
Beni bir gözleri ahuya esir edip bırak
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:51 PM
Derd-i âşk-ı belâya sardı beni bu kader.
Nerdedir gençliğimde kokladığım o güller?
Âlemler yaratılmış yâr o günlere kaç var?
Bu meşki anlayacak dostlara ihtiyaç var.
Bezm-i elesten beri gurbette sayılırız,
Bizler âşk sarhoşuyuz vahdetle ayılırız.
Vuslâta ermek için koşarız her dem yâre,
Üstât olmak değildir hiçbir soruna çâre.
Aşkı bir dava bildik, sahiplendik biz onu.
Bitiremezler dostlar yok bu yolun bir sonu!
Gönlümüz eskidedir gözümüzse âtide.
Yerle göğü biliriz kökümüzse mazide.
Sohbet meclisi nerde toplansın dostlar nerde?
Yâri alıp gelin de kalksın gözümden perde.
Yanıp yanıp kül olduk, savrulduk ince ince,
Bir gün biz de güleriz felek gülü sevince.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:53 PM
Çıkalım istedik bugün başbaşa, Çamlıca'ya,
Hani biraz da sahil boyuna uzanalım istedik,
Ama tam çıkmak üzereydik ki,
Hava bozdu,
Havamızı bozdu.
Kaldık mı yine,
Dört yanı beton yığını,
Pembe panjurlu evimizde,
Akvaryum ve kedimizle,
Ben aldım ilham perisini karşıma,
Daldım yine şiirlerime,
Sense ütülerine,
Velhasıl felek,
Bir gün daha çaldı bizden...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:53 PM
Benim adım Felluce..
Tarihin en içli ağıdı benim üstüme yazılı
Beyaz sayfalara yazılmadı, yazılamadı nedense,
Ağlamak istedim olmadı, yapamadım..
Benim adım Felluce..
Yıkılmış bir şehir değilim aslında
Tar-u mar olan insanlığınızdır,
Hani medeniyet dediğiniz
21. Asrınızın kara yüzüyüm..
Benim adım Felluce
Belki unutmuşsunuzdur diye söylüyorum,
İnsaniyetin yetim çocuğuyum..
Toprağım kokmaz yağmurdan sonra
Aslında yağmur da yağmaz üstüme
Bedenim barut kokar
Yıldız diye kurşunları seyreder çocuklar
Ama hiç de korkmazlar
Neden korksunlar ki
Ellerinden çalınmış geleceklerini
İstilacılardan yoksa nasıl alacaklar..
Benim adım Felluce,
Gözü kara zalimlerin zehir lokması
Mazlumların arşa çıkan ahıyım..
Benim adım Felluce..
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:53 PM
Ferhat ile Şirin misali,
Eririm senin yanında,
Renkli gözlerine bakınca,
Dalarım derinlere ve
Anlarım işte o an seni delice sevdiğimi
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:53 PM
Alırlar gece; “malı”
İster, gündüz..
“Kanun adına” canı
Gaye, korumak;
Köhne düzeni.
Uymasa da sisteme
İzanı..
İbrahim ne yapar?
Hiç mühim değil.
Hasta ana aç yatar
Emir, onun değil.
Hemen zindana atar.
Baba gitti..
Suçu: fikir
Aç bilaç kalmışsın
Zira cezayı;
Dünyaya gelmekle almışsın
Kapı, geniş
Hücre, dar
Kilit arkasında
Ayrı dünya var.
Hemen çabuk
Yeni şekle uymalısın,
Çileyi beyninde duymalısın
Dışarı zulmette;
Beyinler taş
Rutubetli zindanda;
Aydınlık, loş
Nefes almıyor
Hava, leş
Verilmiş, hüküm
Ümitler sönmüş
Bakışlar, boş
Elinde el işi Murat;
Neye, niçin koş..
Toprak yeşile hasret
Gelmez ki bir kuş.
Elveda...Kaçıncı, veda?
Bir kez etmiş, gerisi boş
Selam mı..?
Belki hayali, geride..
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:53 PM
Sen,yaşama fırlatılmış
Yürekli bir bakıştın
Sen yağmursuz günlerimde
Irmak deliliğiyle
Mutluluğa koşan bir akıştın
Gittin,döndün sırtını
İhanete en çok sen yakıştın
Bitişine üzülmüyorum bu aşkın
Yüreğim hala yüreksizliğine şaşkın
Saplanmış bir hançer gibi
Duracaksın acılarımın ortasında
Küçük kalacak tüm acılar
Senin saplandığın yerde
Gidişin daha güzel olmalıydı
Saklamalıydım bakışlarını ömrümce
Hangi karanlıktan çaldın ihaneti
Bu kadar sinsi,bu kadar haince
Ve Allah kahretsin
Yüreğim eriyor
Hala sen deyince...
hala sen deyince
ölmekteyim ince ince...
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:53 PM
Gün doğarken, karanlıktı her taraf!
İçimi bir sızı,bir keder kapladı;
Sonsuzluğu düşündüm ansızın durmadan,
İnsanları,evreni ve aşkları...
Bir güneş doğsun istiyordum içimden,
Kederden,acıdan bunalmıştım çünkü
Ama neden,neden bu öfkeler?
Neden gönlümün güneşi doğmuyor?
İçimde ki bir ışık hasretiyle
Duygularım esiri olmuştu karanlığın
Kurtulmak istiyordum dehşetin çığlıklarından
Ansızın soğuk bir su serpildi yüreğime
İçim ağlıyordu çağlayan bir nehir gibi...
Ağırlaştı yüreğim,taşıyamaz oldum
Ben yaşlara doydum
Ne olur,güneş doğsun şu yaralı içime
Ağırlığım buharlaşıp yok olsun
Göğün sonsuz derinliklerine...
Yeter ki içimde ki bu ızdırap dinsin.
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:54 PM
( seviyorum dedim , niye sevdin diye sordu ??.. )
hicranımı hasretimi senden sakladım haberin var mı
yüreğimi bil ki hayalinle avutuyorum haberin var mı
el açıp büzülüp yataklara serilmişim haberin var mı
diz çöküp yalvardım mağrur gölgene haberin var mı
korkuyorum yalnızlığımdan
korkuyorum yarınlarımdan
korkuyorum sessizliğimden
korkuyorum nice sönmemiş yangınlarımdan
sen mi yazdın kara yazımı sevilmeden sevmişim
şahit oldu yıldızlar efkarıma her gece özlemişim
sana susuzluğumundan berduşum yere serilmişim
kalbimi yaktın mihrabımı yıktın ne bitmezmişim
şimdi anladım dolmamış daha çilelerim ahh aman
mahsun kalbim yine bir oyuna gelmiş olmuş talan
kapadım kalbimi sensiz olan herşeye başkaları yalan
buruktur ölüm yamandır ayrılık unutulmak feryat figan
İZMİR , 15 .08. 2004
GooD aNd EvıL
09-16-2007, 01:54 PM
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek
Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?
Fatih’in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!
Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden...
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.!
Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini ?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini
Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatih’in İstanbulu fethettiği yaştasın.!
Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!
Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!
Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan !
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan ....
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasin;
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.!
Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...
Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın ?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.!
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.