PDA

Tam Sürümü Görüntüle : Şiirler


Sayfa : 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 [21] 22 23

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:53 PM
Hayata dair bir türkü dolanir dillerde
Dert verir efkardir kimine;
Kimi yasam bulur can olur yureginde

Bir türkü dolanir dillerde
Derde ortak güden,teselliler veren
Ahlar ardinda sakli kalan
Gulen gozler ardinda,yasli gozlerde

Türküler vardir bizi söyleyen
Yare acilan kapilar ardinda
Kirilasi kapanan kapilarda......
Tuz bastirandir yaralara
Yollar ayirsada gurbet ellerde
Turkuler vardir ,dillerde......

Türküler vardir dünden bugune
Umut isiginda,puslu yarinlarda
Memleket soyler, memleket kokar
Yasanmis ne varsa turkulerde yasar

Daglar yurekte sizidir
Yare agit,figandir
Daglar dert ortagi yikilasi,kirilasi......
Gozyasi yakan atestir bedeni...

Daglar uzun seyrek,yamacli sira daglar
Vermeyince izin engeldir yare gidilen
İsyandir yikilasi yuce daglar

Daglar turku olur,
Bazen halaydir yasamda
Huzun kaplayinca yurekte
Hoyrat olur,anilar anilinca....

Mecnunun,keremin engeli
Gurbetteki puslu gozlerdeki sistir
Kaplar yamacini,etegini
Heybetlidir,merhametsiz
Agridir, nemruttur ve
Turke yurt olan
Tanri daglaridir destanlar yazilan .....

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:53 PM
Çok uzaklarda tanıdığım,
Yada tanımaya çalıştığım bir insan var.
Çok uzaklarda hayallerle yaşayan.
Hep aşkı arayan.
Ama bulamayan.
Bir insan var uzaklarda.
Bir gölün kıyısına çekilmiş.
Sevgilisini karanlık *******de bekleyen.

Gecenin karanlığında yıldızların ışığıyla kaybolmak ve seni aramak.
Bir masalın içindeyim şimdi.
Hayallerin süslediği.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:53 PM
Bir bayram arifesi daha

Ben siirtimin en kuytu kö
şelerindeyim

Oturmuşum bir başıma , yanlızlığımla

Dertleşiyorum kendimle

Ve alabildiğine çıplak efkar sözcükleri sarmış bedenimi

Her bayram olduğum gibi

Bu bayramda buruk bir umutla uyanacağım

Bu bayramda giyineceğim kundura ayakkabılarımı

Ve yanlız başıma dolaşmak için

sonu gelmeyen bir sokak bulacam

Oturacam hep oturduğum bankta

Hırsla kibriti çakıp

Bir duman çekecem sigaramdan

Bir duman, kendimi zehirlercesine

Bir an olsun anacam eski bayramlarımı

Şekerle kandırılışımı

Aşşalanışımı , küçümsenişimi

Ve her gece umutsuz gözyaşlarımı

Bir duman alacam sigaramdan

Bir duman , kendimi öldüresiye

Görmemezlikten gel ne olur

Bir kenara yığılışımı , seni sevişimi

Senin beni sevmeyişini anıyorum ...

Bir duman çekiyorum sigaramdan

Bir duman , kendimi terkedercesine

Ve ağlarken boş sokaklarda

Kimse gözyaşlarımı görmesin diye yüzümü saklıyorum

Biliyormusun eskiden sadece ellerim üşüryordu ...

Şimdi bütün bedeni üşüyor......

Bir duman daha alıyorum sigaramdan ...

Sigara bile isyan ediyor Seni hala sevişime ....

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:53 PM
Başka birşey seni sevmek;
Uzaktan şehrin ışıklarının görünmesi gibi
Yorgun bir yolcuya.
Ya da memleket hasreti duman duman.
Kapatınca gözlerini,ğöğsü çimenli memleket dağları
Efkarı yırtan.


Başka birşey seni sevmek
Kıpkırmızı bir elma şekeri,
Öksüz bir çocuğun ellerinde.
Yüzünde dünyalara yetecek tebessüm
Ve gözlerinde bir çift yıldız;
Yalnızlığın karanlığına inat.

Diyorum ya başka birşey seni sevmek.
Seni sevmek:Beklemek
Seni sevmek:Sabretmek
Seni sevmek:Ölesiye özlemek...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:53 PM
Umutsuzluğa düşmüş kurtulamıyorum
Yanlızlık yağıyor her taraftan
Tek çarem sensin tek kurtuluşum sen
Nerdesin sevdiğim bugün yine
SANA MUHTACIM


Sesimi duyuyormusun haykırırcasına
Gözlerimi görüyormusun ağlarcasına
Sevdiğimi biliyorsun ölürcesine
Nerdesin sevdiğim bugün yine
SANA MUHTACIM


Hasretin gün geçtikçe artıyor
Kalbim umutsuzlukla hep sen diyor
Birgün geleceksin diye bekliyor
Nerdesin sevdiğim bugün yine
SANA MUHTACIM

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:54 PM
Aşkımsın sen benim
Gündüzleri özlediğim
Gecelari hayal ettiğim
Bitmeyen şarkımsın dudaklarımda

Duyduğum ilk heycan
Yaşadığım en güzel duygusun hayatımda

İnandığım rüyamsın
Bitmesini istemediğim
Issız *******de çığlığımsın
Bitiremiyeciğim soluğumsun yarınlarda

Dizginleyemediğim
Önüne geçip dur diyemediğim Sevdamsın

Herkesden kıskandığım
İçimin en kuytu yerinde sakladığım
Çürümeyecek parçamsın

Aşkımsın sen benim
Yürüyen hayalimsin
Ama bundan hebersizsin.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:54 PM
Yüzünden önce hüznün geliyor artık
Sesinden önce kederin
Sinmiiş üzerime çıkmıyor matemin
Al senin olsun bu isimsiz şiirim.

Sabahın beşinde sessizliğin sesindeyim
Dualarımla batan güneşin peşindeyim
Yanık yüreğimle gözlerinin nemindeyim
Al senin olsun bu isimsiz şiirim.

Adını koyamadım bu sevginin
Bilemedim neyindim ben senin
Bıktırdı beni gelip gidişlerin
Al senin olsun bu isimsiz şiirim.

Aşkın akandım sevdin sandım
Sensizlikte tıkandım kaldım
Sevda çölünde aşka susadım
Beklemekten bıktım usandım.

Artık tutmuyor elim yazmıyor kalem
Sanadır bilesin bunca sitem
Gözlerini kaçır artık benden
Elveda isimsiz sevdam
Bu son şiirim sana yürekten gelen.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:54 PM
İhtiyacım yok senin sahte sevgine,
Benim aslan gibi gerçeklerim var.
Bulunmaz bir cevher sanma kendini,
Beni tüm kalbiyle sevenlerim var.

Söküpte kalbimi eline verdim,
Ne yazık birtanem kıymet bilmedin,
''Beni asla unutamazsın'' dedin,
Seni bile unutturacak nedenlerim var.

Boynunu büküpte hiç üzme kendini,
Elbette bulursun sende dengini,
Üç kuruşluk yalan dolan sevgini,
Yerle bir edecek hayallerin var.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:54 PM
İskele meydanları vardı eskiden
Dalgaların coşkulu mısralar gibi aktığı
Kuşların özgürce gökyüzüne kanat açtığı
iskele meydanları vardı..

Önce koyu bir borazan sesi duyulurdu
Ardından da çıkagelirdi süzülen gemiler
özlemli analar vardı
Evlatlar vardı
Sevdalılar vardı bekleyen
Elinde bir gül
Bazen de bir veda busesi ile

iskele meydanları vardı
Balıkçılar dizilirdi sahil boyunca
Simit satan çocuklar
Vefalı dostlar bulunurdu
Toz kaplı iskemlelerde

İskele meydanları vardı
Adı Kadıköy olurdu karşılarda
Buralarda Beşiktaş,Ortaköy
Uykulu gözlerle bekleyen insanlar sarardı sabahları
Akşamları da Yorgun yüzlü işçiler
Ve elide çantası koşturan öğrenciler

iskele meydanları vardı
O zaman güz İstanbul'daydı.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:54 PM
Güneşi zapt edeceklerdi
Amaç güneş değil
Aydınlık daha çok aydınlıktı
Karanlık odalarda
Direndiler ...direndiler ?
Güneş uğruna öldüler
Genç çığlıklarıyla
Dehlizlerde
Aydınlığı görmeden
Bu yüzden
Şimdi hala karanlıktır
Güneşin bir yanı…

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:54 PM
İsmail’in kitabını okuyorum üç gecedir
ateşler içindeki dünyada bir neferin
ölüme at koşturan rüzgârını duyuyorum
Managua yanıyor, her yanım ateşler içinde
yanıyor bir çocuk sevgiyle okşanmaktan
ve temkinli olmak yakışmazdı sana zaten augusto
ve sen ey idris
ismail’in ölümü küçümseyen dostu
"yediğin kurşundan
bir gümbürtü kaldı ki bana!.."
Roma’da navona alanında bırakıp ismail’i
telzaatar’a dönüyorum gecikmiş bir martı gibi
Yurdum diyebileceğim
her yer kan-revan içinde, görüyorum
ve boğazlanmış bir ceylan gibi
serilivermiş denizler ortasına
Önce ismail orda, ne zaman gelmiştir
"gümbür gümbür ve sonuna kadar, taa-sonuna
sonuna kadar sevdaya, sonuna kadar kavgaya
çatlayacak kadar sabırsızlıkla..."
İsmail1in kitabını okuyorum üç gecedir
ve alnımı seher rüzgârına dayayıp
sesleniyorum
"-Ey usta
nerde benim payım içtiğin baldırandan!."

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:55 PM
Bir seni tanıdım, bir sana yandım
Bir estin ki rüzgarına kapıldım
Bir güldün ki ahengine dolandım
Yaktın beni derinden güneş gibi.

Uzağı yakın ettim rüyalarda
Bendeki sevgin canımda, kanımda
Bedenen olsan da uzaklarda
Yaktın beni derinden güneş gibi

Unutmam mümkün değil unutamam
İstesemde kalbimden hiç silemem
Seni bir başkasına değişemem
Yaktın beni derinden güneş gibi

Sen benim canımın içi aşkımsın
Benden uzakta yaşayan yarımsın
Beni seven kalbin arada ansın
Yaktın beni derinden güneş gibi

Ve birgün olurda kavuşamazsak
Bir yastıkta ömür paylaşamazsak
Bilki sevdamız ebedi yaşayacak
Ahrette buluşan melekler gibi

Duygularım yetersiz anlatmaya
Aşkımı ıspat yok ismi AYLA'ya
Cefamı çekmeye geldim dünyaya
Yandığım ıspat yok, ismi AYLA'ya

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:55 PM
Hayal kurmaktan vazgeçtim ben,
Adını duyduğumdan bu yana;
Karanlıklar yoldaşım oldu;
Sırtını döndüğünden bu yana...

Renklere doydum desem,
Gözlerinden sonra...
İçimde bir kıpırtı var,
Engelleyemem asla!

Sen boşver artık beni,
Yeni bir umut var içinde,
Öğrendiğim ama bilmediğim;
Köpüklü dalgalar içinde...

Seni bilmek hayatımın anlamı,
Seni anlamak için bıraktım hayatımı;
Seni haykırsam tüm daralan ömrüme,
Duyarmısın? İsmi mavilim...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:55 PM
Sana demiştim yoldaş,
kıymet bil,zaman cimrisi ol,
doyasıya yaşa ve unutma demiştim.

bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda
tek yürek olarak yürürken,
unutma,yaşayıp hissedelim demiştim.

Kar yağdığında gözlerin kamaşmış yere düşmüştün.
Seni kaldırırken unutma demiştim.

Kuru ekmeği turşuyla katık edip yerken
Unutma bugünleri demiştim..
Nedenini sorduğunda cevap vermemiş
Roma sütunları kadar vakur ve kibirli durmuş,
Birgün sana nedenini söyleyeceğim demiştim.

İşte o gün geldi çattı!
O anları binlerce kat fazlasıyla yaşıyordum da ondan.
Sana her bakışımda tutkulu denizler kadar derin,
Sudaki balık gibi sessiz,
gözlerindeki ışıltı kadar masumdum.

Yüzündeki çocuksu güzelliği,
Birbirimize yedirdiğimiz lokmaları
binlerce yaşıyordum..
Çukurova ekspreste yediğimiz
kestaneleride unutma!

Bazı ******* kahrolup sokağa fırlayıp
soğuğu yememin,
Sevindiğimdeyse dişlerimi sayabilmenin
yegane sebebi,yine sensin.

Rüyamda bile hala kölen oluyorsam,
Büyük kumar oynadığımdandır ismihan yoldaş!

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:55 PM
İsmindeki güller ile,
Süsleseydim saçlarını,
Açılsan bir gün gönlümde,
Bahar etsen kışlarımı.

Sevgimdeki güller ile,
Süsleseydim yollarını,
Adından buketler ile,
Doldursaydım kollarımı.

Gönlümdeki güller ile,
Sana versem yıllarımı,
Bu ömrüm yetmese bile,
Dersem ahret güllerini

10.03.2004 Taşkışla/Taksim

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:55 PM
Meteliksiz ceplerindeki asgari ücretin nefretiyle
Bakışlarında akbabalara yem olmuş bir ceset,
Yüreğinde ise ne olduğunu bilmediği cesaretle
Issız sokaklarda işsiz bedeniyle dolaşırdı.

Hiçbir mesainin kölesi olmadan
Hakkı ödenmeyenlere haykırırcasına,
Bu teslimiyet NEDEN! Diyerek
Kendi yoksulluğunun esaretiyle
Hiç yaşayamayacağı zenginliğin hayalini taşırdı.

Ne dostlara ısmarlanacak bir bardak çay,
Nede bir sevgiliyle gidilecek sinema parası olmasa da
Göz bebeklerini taciz eden yaşlara inat
Beklentilerini içindeki karanlığa siper eder
Sırtında, kendi derteriyle yaşıt
Çam dalları taşıyan atalarına huzur arardı.

Soğuk fabrikalarda dert üreten
Çok çocuklu işçilerin saflığına,
Babalarının ihtiyarlamış alın terini hiçe sayan
Ve annelerinin başarılı olsun diye okuduğu her dua da
Yeni bir sevgili değiştiren üniversiteli kızlara isyan edip
İnadına işsiz kalarak
Herkesin bilip de söyleyemediklerini dile getirir gibi
Kuru ekmeğini cennete banarak yaşardı...

İşsizdi o,en az çalışanlar kadar
Beden değil ama Fikir terinin yorgunluğuyla...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:56 PM
Bu imkansızlıklar
Bu yaralar
Hepsi,
Hepsi insan işi

Sevda diye bağıran yüzün,
Bir kitabın en sır satırını
Okuyan sesin,
Beni bana düşman eden,
Ağlamaklı *******imin
Tek temsilcisi
Ve hiçbir yerde şubesi
Olmayan yüzün
Yani baştan ayağa sen...

Bu bakışlar
Bu bakır tadı
Hepsi,
Hepsi insan işi
Ve insanın insana ettiği
En yalan yemin: aşk!
Hepsi,
Hepsi insan işi...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:56 PM
İstanbul; yanlış sevdalar durağı,
İçime çöken sis
Ayrılığın hırçın dalgası.

Lacivert’e kucak açan vapurun dumanı

Boyası bitmiş sandık
İçimdeki ihtiyarın yorgun gözleri
Bölüşmeye hazır bir lokma ekmeğim.

Sevdam,kavgam

Hasretin sert toprağı

Avazımın teri,

Alnımın çilesi,

Özlemim,

Nefesimin ıslığı.

Ayrı düştüğüm gurbet ellerde,

Gördüğüm gündüz rüyası.

Bir avucumda resmin,

Diğerinde hasretin yıkıntısı.

Hisar kalesinden bakınca,
O fatih gözlerle
Gururumun ortağı
Aydınlık olsa da koca şehir,
Karanlıklarda kalan yüreğim,
Kalabalıktı hüznüm ,kimsem olmazdı
Hayalimde ,fikrimde sen
Sisli buhran *******imde.

Umutsuz yarınlarda saklı kalan

Ümit ışığı,dert ortağı
Yalnız ve sahipsiz mi kaldın ?
Sende benim gibi....

Sen İstanbul’sun dünya şehri
Eğilme namerde,
Eğilmek bizlere göre değil,
Unutma sen fakirin umudu
Taşı toprağı altın,
Her karış toprağında benim kanım
Mukaddes diyar

Şarkılarda ki ,sevda
İstanbul;
İstanbul yanlızların rıhtımı....
Vefasız gençliğim,

Geçip giden derdim,

İçime düşen kor,

Sevdamın son durağı...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:56 PM
Bu gece sevda okunacak İstanbul sayfalarından.
Çırpınışlarım yol alacak caddelerde.
Dumanım tütecek evlerinin bacasından.
İstanbul un minareleri seni arayacak iklimlerde.

Susamışlığını belli etmese de,
Hasreti çekecek bu gece İstanbul.
Yokluğunun tortusu kalmış memlekette,
Tüm ağaç gölgelerinde seni arayacak İstanbul

Hayallerim gözlerinin Marmara ya daldığı yerde.
Gidişin kol geziyor ben ise biçare.
Kapı Aralığından duyulmuyor sesin,
Sevdam kundaktaki bebelerin ninnilerinde.

Güneş her sabah İstanbul a doğuyor,
Ben ise İstanbul da sana batıyorum.
Sanma yaşıyorum.
Her akşam boğazda boğulur,
Gecenin siyahını ellerimde tutup
İstanbul un sevda yokuşlarında seni bulurum.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:56 PM
bir yer var çok uzakta
özledim o yeri kurban
hatıralar anılar var
bıraktığım gibi duran
şimdi sadece şarkılarım
türkülerim var yanımda
yok yani tek bir dostum
aradığında beni bulan orada
ne kadar haykırsam nafile
ne kadar çırpınsam faydasız
terkettim artık gelmem
istanbul,seni vefasız

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:56 PM
Günler bir yağmur damlası gibi akar gözümden
İstanbul’un bu loş ışıklarında ağlarım kaderime
Kaybolurum ardına yalnızlığın saklandığı bu gecede
Bir balık kadar hür olmak istemiştim
Nerden bilebilirdim
Bir oltaya takılıp öleceğimi
Yavaş yavaş kararıyor gözlerim
Böylemi olmalıydı
Sen beni sevsen ben hiç ağlar mıydım
Bak sevdiğim
Bir günüm daha gitti hayatımdan
Ölümüme saatler kaldı
Kim bilebilirdi böle acı çekeceğimi
Şimdi karanlık her yer
Elveda İstanbul’un acı hatıraları.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:57 PM
Semaya kubbelerle
Mimar Sinan yükselir
..ve eşsiz bir şiirle
Nabi dile gelir
İstanbul gözüm benim
İstanbul her şeyim
...Mavi bir patiskalarında
gemileriyle boğazların
istanbulu istanbul yapan
benim ona olan sevdam

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:57 PM
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Niksar'da evimizdeyken
Küçük bir serçe kadar hürdüm.

Sonra alem değişiverdi
Ayrı su ayrı hava, ayrı toprak.
Sonra alem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Mevsimler ne çabuk geçiverdi
Unutmak, unutmak, unutmak.

Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti,
Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti,
Yine kamyonlar kavun taşır.

Fakat içimde şarkı bitti.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:57 PM
İlk görüşte aşktı benimki
Resminden vuruldum sana
Işıklarınla
Kulelerinle
Camilerinle
Öyle ısıttın ki içimi
Düşünmeden geçmez oldu
Bir dakikam seni..


Sana kavuşmanın hayali vardı
Ulaşırsam biter mi bu aşk korkusu
Ama bilirdim
Sensiz olmazdı bu ömür

Ve sonunda gerçek oldu hayal
Kalabalığına karıştım ben de
Korkuttun beni önce
Alıştım sonra
Karışıp gittim
Kayboldum sokaklarında


Biliyorum başkaları da var kalbinde
Seni benim gibi seven birileri
Birçokları var hatta
Kıskandım ama ona da alıştım
Çünkü sen İstanbul sun
Çünkü sen İSTANBUL….

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 05:57 PM
Gün ve gece bir başka tablo İstanbul da;
Sabah erken, akşam geç olur İstanbul da...

Kalbin uzak ise, O na yakın olsan da;
Hasret yaman, sevda güç olur İstanbul da!...

Birazcık gölge, bir yudum çay Çamlıca da;
Mana derin, madde hiç olur İstanbul da...

Gün gelip, nefes bitip, vade dolduğunda
Yıl ne zaman, saat kaç olur İstanbul da?

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:02 PM
Bir gün uzaklardan geldim bir ziyarete
Bir masalı yaşadığım yere acı şehrine
İstanbul’a bir ömür gibi beni harcayan şehre
Sarıyeri, Beykozu, Kartalı, Nişantaşını, ve
Heyecanda sınırı olmayan Bağdat Caddesini
Her birinin ayrı tadı vardı ayrı heyecanı
Oturup içtiğim çayı, poğaçayı, ayranı
Ufakta olsa gücüm yettiğince eğlendiğim şehri
Cebimde beş kuruş bırakmadığım günleri
Her geri döndüğümde İstanbul’dan arta kalan bileti
Saklıyordum şimdi de saklıyorum neden dersiniz
O zamanın hangi gün hangi zaman olduğunu unutmamak için
Her elime aldığımda o bileti o İstanbul’a geri dönüyorum
Aklımdan hep yeditepeyi gezmek geçerdi İstanbul’un
Ama ne benim sevgim nede onun sevgisi yetti buna
Bir ayrılık vurdu bir akşam Kadıköy’de
Tek kelime çıktı o hep gülen dudaklardan buruk bir şekilde
‘Ayrılmalıyız’ diye inanamıyordum bu ne demekti
Tam sevgim için herşeyimi vermeye hazırken
Boyun eğdim o akşam hiç konuşamadım
Koştum deli gibi İstanbul sokaklarında ve
Yoruldum bir yıkık harabe evin içine girdim kimse ağlayışımı
Güçten düşüşümü, acımı görmesin bilmesin diye
Duvara yaslı bir şekilde dizlerime kapanık açtım gözlerimi
Güneş doğuyordu İstanbul’da ve ben bir söz verdim
Bir daha ama bir daha asla acı çekmeyeceğim
Çünkü artık sadece seveceğim ama aşık olmayacağım
Tek yol koydum kendime aşık olmak için
Evlenmek bir ömür yaşamak için aşık olabilirim artık
Ve o gün İstanbul şahidimdir bu sözlerime bu inancıma
Dinle İstanbul sana sesleniyorum ‘Eğer ki sen beni hem sevindirip
Hem de üzeceğini sanıyorsan yanıldın İstanbul, bir daha asla ağlamayacağım
Şunu da bil İstanbul ben seni taşın toprağın altın diye değil
O toprağın içimde bıraktığı acıyı ve sevinci gördüğüm için seviyorum
Ben seni hiç yalnız bırakmadığın için seviyorum
Ben yaşamayı seviyorum!!!

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:03 PM
boş gözlerle baktım dün gece sana,
farkettin mi beni, koca istanbul?
isyankar olmuştum bahtımdan yana,
hissettin mi beni, koca istanbul?

altından toprağın betona dönmüş,
gökyüzü simsiyah, yıldızlar sönmüş,
insanlık, dürüstlük sende de ölmüş,
hakettin mi beni, koca istanbul?

seni, yüreğinde yaşayan bilir,
menfaat, her zaman en önde gelir,
kimbilir kaç garip sen de can verir?
tükettin mi beni, koca istanbul?

******* bir kuyu, görünmez dibi,
balıklar kovalar, sende akrebi,
gelen de ağlıyor, bak giden gibi,
yokettin mi beni, koca istanbul?...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:03 PM
kanatları parça parça bu ağustos *******i
yıldızlar kaynarken
şangır sungur ayaklarımın dibine dökülen
sen
eğer yine İstanbul'san
yine kan kopuklu cehennem sarmaşıkları büyüteceğim

pancak pancak şiirler tüküreceğim
demek yine ben
limandaki direkler ormanında bütün bandıralar ayaklanıyor
kapı önlerinde boyunlarını bükmüş tek tek kafiyeler
Yahudi sokaklarını aydınlatan telaviv şarkıları
mavi asfaltlara çokmuş
diz bağlıyor
eğer sen yine İstanbul'san
kirli dudaklarını bulut bulut dudaklarıma uzatan
Sirkeci Garı'nda tren çığlıklarıyla bıçaklanıp
intihar dumanları içindeki Haydarpaşa'dan
Anadolu üstlerine bakıp bakıp
ağlayan
sen eğer yine İstanbul'san
aldanmıyorsam
yakaları karanfilli ****ler eğer beni aldatmıyorsa
kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar
yine senin emrindeyim
utanmasam
gözlerimi damla damla kadehime damlatarak
kendimi yani su bildiğim Atilla ilhan'ı
zehirleyebilirim

sonbahar karanlıkları tuttu tutacak
tarlabaşı pansiyonlarında bekarlar buğulanıyor
imtihan çığlıkları yükseliyor üniversite'den
tophane iskelesi'nde diesel kamyonları sarhoş
direksiyonlarının koynuna girmiş biçkin şoförler
uykusuz dalgalanıyor

ulan İstanbul sen misin
senin ellerin mi bu eller
ulan bu gemiler senin gemilerin mi
minarelerini kurdan gibi dişlerinin arasında
liman liman götüren
ulan bu mazot tüküren bu dövmeli gemiler senin mi
aksamlar yassıldıkça neden böyle devleşiyorlar
neden durmaksızın imdat kıvılcımları fışkırıyor
antenlerinden
neden
peki İstanbul ya ben
ya mısralarını dört renkli duvar afişleri gibi boy boy
gümrük duvarlarına yapıştıran yolcu Abbas
ya benim kahrım
ya senin ağrın
ağır kabaralarınla uykularımı ezerek deliksiz yaşattığın
çaresiz zehirle kusan çılgın bir yılan gibi
burgu burgu içime boşalttığın
o senin ağrın
o senin

eğer sen yine İstanbul'san
yanılmıyorsam
koltuğumun altında eski bir kitap diye götürmek istediğim
Sicilyalı balıkçılara Marsilyalı dok isçilerine
satir satir okumak istediğim
sen
eğer yine İstanbul'san
eğer senin ağrınsa iğneli beşik gibi her tarafımda hissettiğim

ulan yine sen kazandın İstanbul
sen kazandın ben yenildim
kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar
yine emrindeyim
ölsem yalnız kalsam cüzdanım kaybolsa
parasız kalsam tenhalarda kalsam çarpılsam
hiç bir gün hiçbir postacı kapımı çalmasa
yanılmıyorsam
sen eğer yine İstanbul'san
senin ıslıklarınsa kulaklarıma saplanan bu ıslıklar
göz bebeklerimde gezegenler gibi donen yalnızlığımdan
bir tekmede kapılarını kırıp çıktım demektir

ulan bunu sen de bilirsin İstanbul
kaç kere yazdım kim bilir
kaç kere kirpiklerimiz kasaturalara dönmüş diken diken
1949 eylul'unde birader mirc ve ben
sokaklarında mohikanlar gibi ateş yaktık
sana taptık ulan
unuttun mu
sana taptık

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:03 PM
Martılar nasibini arıyor,
Şu kocaman denizde,
Gerdan kırmış boğaz köprüsü,
Denizin daraldığı yerde,
Bir sis perdesi sarmış gökyüzünü,
Dolmabahçe tarih kokuyor,
Bulutlar küme küme olmuş, geziniyor,
Şubat ayının serin havası,
İstanbul baharı arıyor...
Denizin mavisi kaybolmuş,
Yeşille tanışmış,
Kız Kulesi nice umutlarla bekliyor,
Selam sana!
Sultan Mehmet,
Fethettiğin şehirdeyim.
Allah Allah sesleri
Çınlıyor, kulaklarımda,
İçim ürperdi, gördüğüm kalelerde,
Üşüyüp titredim, esen rüzgarla,
İstanbul baharı arıyor...
Emirgan, Bebek arasına yerleşmiş,
Rumeli Hisarı nöbette,
Öylesine dimdik, öylesine gururlu,
Avrupa yakasının boğaz gülü,
Tarabya’sı, İstinye’si,
Nasılda ağlıyor gökyüzü çise çise,
Akşamın gizemiyle sarsıldı, koca şehir,
Sarıyer’den baktım, son kez boğaza,
Hasret türküleri dinledim,
Çamlıca eteklerinden,
İstanbul baharı arıyor...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:03 PM
'Sevilen daima düşünülür.'

İstanbul bildiğin gibi,
'Boğaz' maviliğine mavi,
Dalgalar hürlüğüne hür...

Kıyılar yorgun amma,
Sular gene hovarda.

Gene bahçeli kahvede
Bizim plaklar çalınır.
'Aznif' oynayan çocuklar,
Her nağmeden efkarlanır.
Her nağme hüzün taşır.
Her nağme hasret dolu.
Her nağmedeki hasret
Kırar kanadı-kolu.
Taşlar unutulur elde
Ve bir şarkı dillerde:
'Turna gelmez diyardan.
Haber çıkmadı yardan.'
Partiler gider gelir,
Plaklar tazelenir,
Ve sırasıyla o yerde,
Bizim şarkılar söylenir.
Beni de efkar basar;
Ben de mahzunlaşırım.
El-alem bilmese de
Sen iyi bilirsin ki;
Bu küçücük yürekte,
Ben de bir dert taşırım.

Bir dert, düşmandan uzak!
Bir dert, Allah'a yakın!
Bir dert perişan eder beni.
Bir dert ki; 'Kara gözlüm,
Ne haldeyim, gör beni! '

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:04 PM
II
İstanbul bildiğin gibi;
'Boğaz' maviliğine mavi,
Dalgalar hürlüğüne hür...
Gemiler hasret götürür.
Gemiler memnun halinden.
Yolculuk böyle, her giden
Bir şarkı yerleştirir,
Solan dudaklarına:
'Yolculuk var yarına,
Sevenler diyarına.'

Yalnız mahzun benim gönlüm.
Dilimde aynı makamlar,
Aynı plaklar kahvede;
Aşk, ıstırap, gurbet, ölüm...
Ve bir iki yeni mısra
Tutturmuş söyler boyuna:
'Dalım, yaprağım, çiçeğim.
Seni sevdim, seveceğim.'

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:04 PM
III
İstanbul bildiğin gibi;
'Boğaz' maviliğine mavi,
Dalgalar hürlüğüne hür,
Dalgalar hırçın görünür,
Dalgalar kızgın bu akşam...

Gene içkili yerlerde,
Bizim şarkılar berdevam.
Bizim şarkılarda sevda,
Bizim şarkılarda hasret,
Ve bizim şarkılarda,
Bitip tükenmez ayrılık
Durmadan tekrarlanır:
'Ne fena talihim var.
Kimi sevsem, el alır.'

Kadehler gelir gider;
Kafalar dumanlanır
Ve her dönen plakta,
Bir hatıra canlanır.
Sesler yayılır koya:
'Derdimi anlatırım,
Issız ******* ay'a.'
Sen şarkılarda yaşarsın.
Şarkılar seni söylerken güzel.
Evde, sokakta, bahçede,
Dalda, yaprakta, çiçekte,
Sanki cümle güzellikte,
Cümle hayatta sen varsın.
Ve ben teselli bulurum,
Şarkıları dinleyerek:
'Severim her güzeli,
Senden eserdir diyerek.'

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:04 PM
Bir çocuk oyuncağıydı İstanbul
İstanbul gözlü çocuğun ellerinde
Düştü…
Kırıldı aynası
Kırıldı bin bir yerinden
Yapıştırıldı pul pul
Bir ah! Duyuldu derinden
Kalır mıydı İstanbul
Kalır mıydı aynısı

Bin bir gözüyle bakıyordu artık İstanbul
İstanbul gözlü çocuğa
“Hayâl-meyâl” dese de
Koskoca bir yalandı hatırlamadığı
Eve geç gelirdi babası
Sebep; falan-filândı
Önünde rakı masası
Elinde falakası
Tir, tir titrerdi İstanbul gözlü çocuk
İçinde yangın yeri
Yangın yeriydi sobası
Kıştı, soğuktu, tir tir titrerdi ayakları
Ve kulaklarında sayardı İstanbul
Dayakları

Çok geçmedi, dayanamadı, göçtü anası
Ve bir öğlen vakti duyuldu salâsı
Ne zaman ezan sesi duysa
İstanbul gözlü çocuk
Ne zaman ezan sesi
Beş vakit İstanbul Musallası

Sevmeye hakkı olmadığını bile bile sevdi
İstanbul adlı bir kızı
Düşlediği de küçücük bir evdi
İstanbul dört duvar
Dört duvar mahrem
On yedisini bile beklemedi deprem
Dört duvar sevdi
İstanbul adlı kızı
İki damla İstanbul düştü gözlerinden
İstanbul içinde bir sızı
Kâh dolaştı renkleri kâh baktı siyaha
Sadece
Sadece İstanbul kırmızı…

İki damla İstanbul düştü gözlerinden
Kaç İstanbul türetti
Bir İstanbul belirdi düşlerine
İstanbul’a da yetti
Nihayeti bir biletti
Bir sinema çıkışı attı cebinden
İstanbul edeceğini etti
Doğuya gitse
Çin’de doğuyordu İstanbul
Sessiz sedasız içine doluyordu
Ne zaman nefessiz kalsa
Bir solukta İstanbul
Bir soluk içinde boğuluyordu

Yalancı mutluluklar diyarıydı İstanbul
Tüm sahte mutluluk İstanbul’da tozutuyordu
Yirmi dört olsa da ayarı
Bir saptın mı İstanbul’a
Bir saptırdı mı İstanbul
İstanbul kadar bozuluyordu

İstanbul tavernasında “Çın, çın” kırılıyordu tabaklar
Suskun kalan şahitleriydi kirli ellerinde ak sokaklar
“Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için”
Masalını anlatıyorken dudaklar
Birileri kaymağını yiyordu İstanbul’un
Birinin başında patlıyordu kabaklar

Kurtulmak vardı İstanbul’dan
İstanbul bir düştü
Boğazından geçti köprü
Köprüden geçti İstanbul
Köprüde niceler ölmüştü
Kırıldı bin bir yerinden
Atladı
İstanbul’a düştü
Kurtulmak vardı ya İstanbul’dan
İstanbul başına üşüştü…

İstanbul Bir Düştü…

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:04 PM
Tatlı dillim, kalem kaşlım
Kurbanım selvi boyuna
Kışın arada engel var,
Az kaldı Kiraz Ayı'na...

Eller takınsın zilleri
Biz okuruz gazelleri
Şu İstanbul güzelleri,
Pek de düşkündür oyuna...

Gurbet elde yoktur karım
Durdukça artar efkarım
Sılayı yıkar-yakarım
Söyle emmine, dayına...

Felek de kendini şaşmış
Ölmeden kabrimi deşmiş
Çok güzele yiğit düşmüş,
Hüsam da senin payına...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:05 PM
İstanbul kadar yakın olmak isterim sana
Serin serin esen poyrazlarımla
saçlarında büyülü bir gezintiye çıkmak
Âniden bastıran sağnak yağmurlarımla
aşktan sırılsıklam yapmak seni
İstanbul kadar yakın olmak isterim sana
Boğazın üzerinde âvâre âvâre dolaşan
martılarımla çığlık çığlığa sevdâ şarkıları söylemek
Sahillerime vuran uğultulu dalgalarımla
günün yaşanan her anında ayaklarına
kapanmak hiç usanmamacasına
İstanbul kadar yakın olmak isterim sana
Her yanını sarmak yer yer kırılıp dökülmüş
Bizanstan kalma yorgun surlarımla
Boğaziçi'nde salınan asma köprülerimle
iki kıtayı birbirine değil, seni bana bağlamak
sonsuza dek hiç çözülmeyecek bir bağla
İstanbul kadar yakın olmak isterim sana
Hattâ sana İstanbul'dan dahi yakın olmak
Hiç ayrılmamacasına
Bir an bile olsun hiç kopmamacasına.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:05 PM
Bugün sende benim gibi ağladın
Ne sen sustun ne de ben
Birbirimizle yarıştık sanki
Beni sevgilim terk etti
Peki ya sana ne oldu
Söylesene İstanbul kardeş susma
Yine deprem mi vurdu yada bir terör saldırısı
Yada benim bilmediğim bir şey mi
Çocukken misket oynardım küçük sokaklarda
Şimdi değil misket oynayacak
Yürüyecek yer yok
Yoksa isyanın buna mı
Senin hiç dilek ağacın var mı
Uzak olsun, aşılmayacak yolda olsun ben yine giderim
Bana sevdiğimi geri versin yeter
Ondan başkası yar olmaz bana
Ne çayımın şekeri
Ne gitarın teli
O benim elim ayağım
Onsuz yapamam
Anladın dimi
Kazanmak için ne yapmalıyım İstanbul kardeş
Ferhat gibi dağlarımı deliyim yada
Adını bilmediğim diğer aşıklar gibiyi yapayım
İstanbul olur masal
Bende oyuncu
Ne kadar oynasan da
Nafile
O geri gelmez asla
Başkasını seçti çünkü
Daha fazla yorma
Bırak hep öyle kalsın
(bunu diyen İstanbul Kardeş)

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:05 PM
Yüzsüzüm yine olabildiğimce.Her ittirildiğimde sanki daha çok bağlanmak marifetmiş gibi uykusuzum hayata.İstanbul'a mektuplar/şiirler yazıyorum doyumsuzca ve herkeresinde üşüyerek uyanıyorum sabaha.İçim acıyarak ve incinerek.Siyasetle sevdayı harman ediyorum akıl hücrelerimde ve kaldıramıyorum.Fazlaca geliyor bana bu yük.

"boğazına geleni sal boğaza.
Boğaz geniş.
Boğaz büyük.
boğaz derin! diyorum.
Göm haykırmaları tepelerden mezarlara,
çağla Çağlayan'da,
tutsak ol emekçi bayramında
ve
yaralı kanatlarını sağılmalara gönder.
Sesini gurbete gönder.
yüreğine bastır ellerini
tutukla,
tutuklat hatta.
Ah! diyorum ah,
olmasa özlemler.
Doğurmamış olsam güvercinlerimi.
terkedilmişliği yaşamasam diyorum
tekrar baharda.
Gülen yüzüme,ağlayan gözlerime
düşmesen diyorum
şu Mayıs'ın birinde.
Düşmesen aklıma,
terketmesen beni
buldum sandığım bu baharda.
Yani bu İLKBAHARDA."

1 Mayıs 2007

İstanbul Eyüp tepeleri


Ne kadar insani bir duygudur beni böylesi harabeden.Can acıtan,onur kıran,ağlatan,şair eden!!!KaHRETSİN
"dokununcaya kadardır aşk" dedim.Dokun bitsin, kahretsin.
Parmak uçlarım yandı kendi parmaklarımd****ahretsin.
Kahrolayım ki yaşıyorum umutsuzca.Nedenini bilmediğim,adı konmamış duygularla altüst,uykusuz ve soğuk zamanlarda kendimle savaştayım.Ve daha başlamadan bitmiş bir cenk-in tek mağlubu olarak haykırıyorum meydanlarda.
Dizelerde haykırıyorum ve boğuk çıkıyor artık sesim.
Bir kelebeğin son kanat çırpışı gibi,yavru bir kuşun son nefesi gibi ürkeğim ve üşüyorum.
Sadece bir merhaba istedim.Sıcacık bir selam ile gözlerime bakan bir çift göz istedim.
Ellerime dokun istedim.
Dokun da bitsin kahretsin...diyecektim.
Diyemedim

2 mayıs 2007 istanbul mektupları

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:05 PM
İstanbul mum, ben yanıyorum
Kirpiklerinden salınan gözyaşı oluyorum
Bir avucum, avucumda umudum
Kırkikindi yağmurlarını ben ıslatıyorum…


İstanbul tabutum ,ben yunmuşum
Kelebek ömrüyle hayata koşulmuşum
Kaldırımlarında bana da bir ömür sun
Bir güvercin gibi gelip dalına konmuşum.

İstanbul yağmurum, ben ıslanıyorum
Koylarında Fatih’in saçlarını tarıyorum
Ayasofya da Bizansı ufalıyorum
Ey İstanbul seni Osmanlı gibi seviyorum.

İstanbul yolum , ben yürüyorum
Seni kendim gibi biliyorum
Buradaymış sonu yolun ,ben ölüyorum
İstanbul’u yağmuru özler gibi özlüyorum.

Akşamı ezanlarınla karşılıyorum
Takvimlere inat üçer beşer ölüyorum
Korkum sende kalsın,bana dönüyorum
Seni kendim gibi seviyorum İstanbulum…

Bakir taraflarımla kendimi sundum
Varlığı hiçliğimle buldum
En çıplak taraflarımı soyundum
Ben sende ölüyorum istanbulum.

Bölük bir sevdayı soluyorum
Umutlarımı kaldırımlarında yoruyorum
Kundağında küçük bir çocuk oluyorum
Pamuk şekerim gibisin İstanbulum…

İstanbul kum ,ben savruluyorum
Şehrimin gözlerine doluyorum
Vapurlarla sevişen dalgaları duyuyorum
Seni Allah a emanet ediyorum İstanbulum…

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:05 PM
Ay ışığı mı aşık denizlerine,
Yoksa güneş mi serenadına doymayan?
Yüreğimdeki acısın belki de,
Ya da hiç vazgeçemeyeceğim
Özlemim...
Sen ancak
İstanbul olabilirsin...

Yamalı bulutlara
Zift karası umutlar
Ve bir tutam sevda düşmüş.
Rüzgar okşarken vapurları
Yıldızlar sulara küsmüş.
Can simitlerine iliştirilmiş
Balık kokuları.
Ve hiç bıkmadan söylenen
Bir hasret türküsüymüş.
Sabahına yağmur yağarmış nedensiz,
Gecesine gözyaşlarıymış dolan sessiz sessiz...

Zarifliğindeyse yarınların
Kız kulesiyim dersin.
Mağrursa gözlerindeki ateş
Topkapı sensin.
Yürekler yanıyorsa uğruna
Boğaz'da bir bedensin.
Hayal olabilirsin ancak.
Ancak bu kadar güzelsen
İstanbul olabilirsin...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:05 PM
Karanlık çöktü şehrime
Sensizlik kuşattı tüm sokakları
Dinliyorum geceyi
Öyle bir özlem fısıldıor ki...
Yakıştıramıyorum rüzgara.


Güzdüzün kalabalığını özlüyormuş
Gecenin karanlığı onu boğuyormuş
Bu gece izin ver şehrime ,diyorum
Dinlensin.
Yorgun kuleleri
Asi kaleleri
Uyusun yıldızların altında
Binbir gece masalları yaşatırken rüyasında yeniden
Üşütme onu rüzgar
Üzerini örten aşklarıyla
İçini ısıtan dostlarıyla
Bırak
İstanbul'um dinlensin.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:06 PM
senden ayrı kalmanın hüznüyle
turluyorum istanbul sokaklarını
neden ve sebebini bilmeden
beni adımlarım götürüyor
samatya önlerine

vardığımda iliklerimde hisediyorum
yüreğime acı veren yokluğunu
oturmuş tavşan kanı çayımı yudumlarken
gözlerim marmaraya kayıyor

güneş ufukta abtmak üzere
güneş ışınları ile bakışlarım
denizin maviliklerinde çakışıyorlar
o an masmavi denizin üstünde
silüetin beliriyor gözlerimde
bir ömür sığdırıyorum anlık zamana

gözlerim iliştiğinde gözlerine
gözlerinde yalnızlık
gözlerinde öfke
gözlerinde nefreti okuyorum
ve özlüyorum
iş çıkışı yorgun ve de bitkin
yine de
gözlerinde sevinç
yüzünde mutluluk okunan halini

üzerimdeki yalnızlığı atıp
tadını çıkartmak istiyorum istanbulun
vargücümle fırlatıyorum yalnızlığımı
her fırlattığımda
denizin maviliklerine çarpıp
geri dönüyor ruhumun derinliklerime

tüm günün yorgunluğuyla
dalıyorum istanbul sokaklrına
aksaray eminönü derken
soluğu üsküdarda alıyorum
denizde yükselen kız kulesini
boğazdaki gemileri seyre dalıyorum
havada uçuşan martıların sesi
kulağıma bizim türkümüz gibi geliyor
kaybolup gidiyorum denizin maviliklerinde

sonrası taksim
istiklal caddesinin ara sokakları
yerindeyse deyim ötekilerin sokakları
tıpkı benim gibi rotasız
sağa sola koşturan insanlar
sensizlikten sarhoş olmuş bedenimle
burdayım bu sokaklarda
mahşeri kalabalıklar içinde
yalnızlığımla sevişiyorum
kurtulmak için bu yalnızlıktan
oturup sarhoş olana kadar
içmek geliyor içimden

denizin ortasında kaptansız
yanaşacağı limanı belirsiz
bir gemi gibi
kendimi savurmuşum istanbul sokaklarına

kendimi kadıköy shillerinde buluyorum
her tarafa sessizlik hakim
bir ben sahilin yeşilliği
ufukta batmak üzere olan güneş
bir de denizin mavi sularına
gömülen yalnızlığım

şimdi bütün bir ülkeyi
gözlerimdeki kızıl ateşle
seninle baş başa...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:06 PM
Bir bahar akşamıydı gördüm
gördüm ve aşık oldum
İstanbul' lu bir güzelmiş
gül yüzüne vuruldum.

Oysa onu sevmek
uçurum kenarında yürümekmiş
oysa onu sevmek
Azrail’le kol kola gezinmekmiş
İstanbul' un güzeli
aşkın ne yaman şeymiş
İstanbul' un güzeli
sevdanın başı sonu kedermiş.

Şimdi yokluğun var sen yoksun
zindanlarda yüreğim.
Haydi, çık gel ve beni azad et
İstanbul' un güzeli
gözlerim yollarda seni beklemekteyim.

İstanbul' un güzeli
aşkın ne yaman şeymiş
ölmeden can vermeden kara toprağa girmekmiş.

İstanbul' un güzeli
askın ne bela şeymiş
hesapsız mahşersiz cehenneme yürümekmiş.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:06 PM
İstanbul yanlış sevdalar durağı,
Sisli gözlerdeki umut özlemi,
Ayrılıklar ardındaki, hırçın dalgam.


Yüreğime yanaşan vapurdaki çocuğun;
Tatlı sevinçle simidini böldüğü,
Ve yüreğimdeki ihtiyarın, efkarına çektiği sigara
Bölüşmeye hazır bir lokma ekmeğim.


Umut oldun kimsesizlere
Tüttün bacalardan, bacalara
Taşın, toprağın, alın terim.....
Şimdi ayrı oldum senden


Ayrı düştüğüm bu gurbet ellerde
Anlıyamadığım,tadamadığım
Ortaköy kahvesindeki nargilem
Yok oldu bu viran yerlerde.....

Hisar kalesinden bakınca,
O fatih gözlerle ,kıyamadığım
Farklı *******deki,dağıtmışlığım
Aydınlık olsada koca şehir,
Karanlıklarda kalan yüreğim,
Kalabalıktı hüznüm ,kimsem olmazdı
Hayalimde ,fikrimde sen
Sisli buhran *******imde.

Umutsuz yarınlarda saklı kalan
Umut ışığı,dert ortağı
Yalnız ve sahipsiz mi kaldın ?
Sende benim gibi....

Sen istanbulsun dünya şehri
Eğilme namerde,
Eğilmek bizlere göre değil,
Unutma sen fakirin umudu
Taşı toprağı altın,
Her karış toprağında benim kanım
Mukaddes diyar

Şarkılarda ki ,sevda
İstanbul;
İstanbul yanlızların rıhtımı....
Vefasız gençliğim

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:06 PM
Yaralı bir kuştur istanbul
Sarıp sarmalanmalı.
Gözlerinin içine bakıp da
Sevgi sözcükleri fısıldanmalı.

Ürkek bir çocuktur İstanbul
Umudun izi yüzünde yara
Sevgisizlik kalbinde derin acı
Sımsıkı kucaklanmalı.

Hazin bir aşk öyküsüdür İstanbul
Sevgiliyi şarkılarda arayan
Dert ortağını kalabalık sokaklarında
Onunla dost olunmalı.

Bir yalnızlıktır İstanbul
Öylesine kalabalıkta tek başınalık
Akıtır gözyaşlarını Boğaz'ından sessiz
O yaşlarla ıslanmalı.

Ve bir hayattır İstanbul
Her sabah doğup yeniden,akşamına kor kızıl batan
Her anı birbirinden farklı olan
Aşkı göğünde,nefreti derinlerinde saklayan....

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:06 PM
Karanlık bir sokakta
Dolu mu - boş mu olduğundan bihaber,
Şişesini havaya kaldıran ey çaresiz sarhoş ne haber?
Korkacak mıyım sandın senden
Ben bu İstanbul sokaklarında
Yerdeki sarı yaprakları döşek,
Bir güvercin teleğini yastık belleyip
Çok uyudum.
Ey çaresiz sarhoş,
Aşk, sevda, yalnızlık demede dinle.
Ben
Elindeki boş şişeyi de
Her gün yattığın sur oteldeki başköşeyi de
Senden daha iyi bilirim.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:07 PM
Dün akşam dolabımı karıştırırken,
şiir defterlerime rastladım.
Kenarları kıvrılmış,
yaprakları sararmıştı.

Lise defterlerim aşk kokuyordu.
Ben seviyordum, o sevmiyordu
çok yerli film seyretmişim belli,
ben seviyordum, o bilmiyordu.

İkinci defterimi açtım,Gülüm’le başlıyordu
yıl 1980’ di sayfalar bursa kokuyordu.
Bu kez ben seviyordum,o da biliyordu
ben seviyordum ama o yine sevmiyordu.

Üçüncü defterim bitmeden kalmıştı,
ortalarda bir yerde
tarih 7 mart 1983’tü
son yazımın adı 7 Mart’tı.

Bir nefeste okudum
mutlu bir günmüş o gün.
Satır. Satır coşmuşum o gün.
Ben seviyormuşum o seviyormuş,
ben seviyormuşum o biliyormuş.

Sonra düşündüm birden,
defteri kapatırken,
peki o zaman neden
sonraki sayfalar boştu?

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:07 PM
İstanbul’u izliyorum gözlerim açık
Maziden kalma o eski fotoğraflarından
Bugüne ait renkli görüntülerinden
Değişip bozulan ayrıntılarından.

İstanbul’u izliyorum gözlerim açık
Geçmişin o büyük üstatları, şairleri ile
Bugünün İstanbul için yazılmış şiirleri ile
Aralarındaki bunca derin farkları ile.

İstanbul’u izliyorum gözlerim açık
Geçmişin o sıcak yalın aşk hikâyelerinden
Bugünlerin riyakâr, yüreksiz sevgilerinden
Yozlaşıp değişen bunca yitik ilişkilerinden.

İstanbul’u izliyorum gözlerim açık
Mazinin o güzel gönül insanları ile
Bugünün değerlerini yitirmiş yığınları ile
Kaybedilen bunca masumiyetleri ile.

İstanbul’u izliyorum gözlerim açık
O güzelim cumbalı köşklerinden
Bugünün görüntü kirliliğinden
Harap edilmiş çamlıca tepesinden
İstanbul’u izliyorum gözlerim açık.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:07 PM
Ulan İstanbul
hayatıma anlam
katlime fermansın
Nedir çektiğim senden
beni öldürecek bu şehir der
Kaçarım bir yerlere
Ardından gözyaşı dökerim
yarim İstanbul nerde...

Ulan istanbul
Rezil ettin beni dostlarıma
Sayende çelişkilerin adamı olduk, sorma
Hani geçelim Erzincan'ı bi kalem
Köln'ü bile koyamadım yerine
Paris bile tursistik gezmeye
Ulan istanbul
bi dostlara mı
Rezil ettin beni sosyeteye...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:07 PM
Sevgiye hasrete doyamadığım,

Tepelerin,yedi yarendir,

Rüyaların,hayallerin hası sendedir.

Peygamberimin hayalindeki İstanbul


Sen Şura’yı Asrı saadetin,

Hep birlik de Cem ettiği,

Aşıkların senin *******inden,ilham aldığı,

Güzel şehirsin,İstanbul…


Kutbun, Kutbesinin,

Yeraltının,sarnıcının,olduğu

Kıtaların.kıtalara bağlandığı,

Yersin İstanbul…


Tepebaşın,Tarlabaşın sonra gelir Beyoğlu’n,

Galata kulen,Kız kulen..

Ömre,ömür katar Üsküdar’ın,

Ortaköy’ün,Feriköy’ün ,

Boğazın güzelidir,Sarıyer’in,Eminönü’n


Fatih sana hayran,sen Fatih’e

Sen dünya güzelisin İstanbul…


Senin,aşkına yanıp,tutuşup,

Diyarlar ötesinden,

Şehirler ötesinden,

Kıtalar ötesinden,

Peygamberimin ümmeti olabilmek için,

Gelenlerin misafir edildiği,

Yersin İstanbul…


Eyyüp sede,

Fatih sende,

Dünyanın gözü sende

Be!...İSTANBUL

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:07 PM
İstanbul’ a kar yağıyor.
Ve benim yüreğim üşüyor...”

Öpemediğim gözyaşlarınla ,
Meriç’ e akıp bensiz gitme,
Fakir yüreğim bu koca şehirde
Senin gözlerinden başka hangi limanı tanır?
Hangi sokak lambası aydınlatır sensizliğimi?

Ben, bu kentin yabancısıyım..
Vitrin camlarında solar umutlarım.
Kalabalıkların arasında boğulur baharlarım...
Yüreğini kaybettiğim bu şehirde,
Sensiz yağan karla kaybolur giderim..

Ne olur gitme,
Ben alışkın değilim,
Tahta beşiklerde hasretini uyutmaya...
Koca şehirde sensiz nefes almaya,
Alışkın değilim...
Çünkü İstanbul, bana yabancı
Ben de ona..

Güneşe serdiğim umutlarımı,
Ayaklarınla ezip gitme.
İçimdeki büyüttüğüm hasretin kanamasın,
Kanarsa, bir daha ayağa kalkamaz yüreğim.

Her gece,
Bilmediğim rıhtımlara boşalttırma gözyaşımı.
Güneşe alışkın İstanbul’ a
Gidişinle düşmesin hüzünlü bulutlarım.
Gül bahçeme hazanları bırakıp gitme.
Yoksa ürkek canımla mavilerin arasında
Kaybolup giderim.

Tek başına gidersen,
Ağlayan satırlarımı hangi köhne sokak dinler?
Hangi gemi alır içimdeki ağlayan çocuğu?
Hangi semtlerde kuruturum ıslak umudumu.
Dur gitme bensiz.
Sensiz bu şehirde yaşayamam..
Ben; toza, toprağa
Dikenli bozkıra alışığım..
Sensiz limanlarda kaybolur giderim..
Yabancı bir kentin yağmurlarında
Sel olur akar giderim.

Seni kaybettiğim İstanbul’a kar yağıyor.
Ve benim yüreğim üşüyor.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:07 PM
yetmişdokuz kişiydi
sertti soğuktu
İstanbul'a kar yağıyordu
kömür yanıyordu sobalarda
*******i polisler, bekçiler oluyordu
biz de oluyorduk
ölümüne üşüyorduk ha,
yalan yok, polislerde üşüyordu

onaltı yasındaydım
her şeyi bükecek bileğim vardı
onaltı yasındaydım

aslan gibi ortadaydım
gündüzleri, okulda coğrafya defterimin arkasına
senin için şiirler
*******i duvarlara ülkemi kurtarmak için
kahrolsun yazacak kadar adamdım
onaltı yasındaydım
ne senin haberin oluyordu şiirlerimden
ne de birileri kahroluyordu
mahalle duvarlarına çiziktirdiğim harflerimden
onaltı yaşındaydım
yalan yok

ben yazmaya böyle başladım
coğrafya defterim bir eskiciye kurban gitti
duvarlarına yüreğimi bıraktığım o evler, birer birer
yıkıldı gitti

şimdi güzel kağıtlara yazıyorum
kocaman laflar ediyorum
marşlar biliyorum
kitaplar okuyorum
koşarak ve ıslanmadan geçiyorum sulardan
koşarak ve ıslanmadan yaşıyorum
bak
İstanbul'u seviyordum
seni seviyordum
dualar öğreniyordum
meydanlarda toplanıp bağırıyordum
herkes gibiydim
herkes kadar cesur
herkes kadar korkak
herkes kadar delikanlı
ve herkes kadar buralı

yetmişdokuz kişiydi
sertti soğuktu
İstanbul'a kar yağıyordu
agzimuizdan dumanlar çıkıyordu konuşurken
halicin arkasında toplanıyorduk
gece adamı içine çekiyordu
biz geceyi içimize çekiyorduk
en güzel ben yazıyordum duvarlara yazıları
herkes beni seviyordu
en güzel şiirleri de ben yazıyordum oysa
coğrafya defterimin arkasına
bunu kimse bilmiyordu

sizin evin duvarına kahrolsun diye yazıyordum
ve hızla kaçıyordum
sizin evin duvarına bir kez olsun
seni seviyorum diye yazamadım
o zaman duvarlara öyle şeyler yazılmıyordu
dedim ya
yetmişdokuz kişiydi
sertti soğuktu
İstanbul'a kar yağıyordu

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:08 PM
Bir ılık sonbaharın yalnızlığında
Semayı karabulutların ördüğü saatlerin diliminde
Akşamın soğuk deminde, Kadıköy sahilinin dizinde
Yüreğimi saran kor alevlerin dibinde

Yalnızlığın sarsıcı kollarında
Gözlerimde ki nemler bedenimi titreterek
Gönlümdeki yaslar ruhumu kemirerek
Kalbime dolan hicranla ezilerek
Akşamın soğuk deminde
Fırtınaların savurucu elinde
Ufukların çizgisine doğru ayaklarımı sürüyorum

Gecenin ıssızlığında karanlığı yırtan adımlarında
Karanlığın anlık soluğunda gözlerimdeki dolunay
Sahillerin bedenimi alıp sürükleyen boyunda,
Karabulutlar başımda taç
Dalgaların kayalıkları döven hırçın seslerin çığlığında
Yürüyorum karanlığın gizlediği ufuklara doğru

Dilimde dökülen heceler nakış, yaratana yakarış
Kalbime saplanan hançer feryat oluyor
Ruhuma vurulan tokmak çığlık oluyor
İdrakime yığılan seller sızı oluyor
Zihnimde ki iğne, fikrimdeki yara
Eğik bedenime ağırlık oluyor

İstanbul gecesinde bulanıklarla islenmiş ruhum
İstanbul gecesinde buhranlarla seslenmiş kafam
Gecenin ıssızlığında, hüzünlerin ıslığında
Kafamın odasını sarsan uğultu yüklü

Çilekeş kimsesizlerin yorganı olan karanlık
Üzerlerinde yüklü kasvet, ümitlere olan ahdet
Sisli ufukların aydınlığına uzanan eller
Yıkık bir hülya gibi sönük ve donuk

Hicranın kollarında, hüzünlerin alevinde
Ayak izime dolanan bir kedi yalnızlığıma sokulan
Karanlığı inleten kedinin mırıltısı gözlerimde yağmurlu
Yürüyorum karanlığın meçhullerine doğru

Ruhumu kaplayan kara perdelerin bağrında
Gönlümü dolduran sislerin altında
Kedinin mırıltısı ve dalgaların tokadı
Kulaklarımı iğneleyen.
Yürüyorum karanlığın gizlediği ufuklara doğru

Ey İstanbul..! Hep yaşanılmaz hüzünlerin ile
Sende mutluluk ver hazanlarında
Hayallerimin aynasında sen, gözlerimin boğuntusunda sen

İn cin uykuya dalınca
Gecenin boğucu uğultusunda dişlerde gıcırtı
İki yanımda kanatlanan evlerin ateşi dinmiş
Evsizliğin evinde kör pencerelere gözleri yapıştırarak
Yalnızlığın rıhtımında hülyalar la süzülerek
Düşlerin tebessümünde lekeli tablolara kapılarak
Kimsesizliğin sessizliğinde, kimseleri bekler gibi
Yalnız ve yıkık

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:08 PM
Şu an İstanbul kadar yorgunum
Rıhtımımda gün çoktan indi
Akşam denizi kadar durgunum
Tenime yosun kokuların sindi

Gönül iskelemden demir almış
Veda ıslığıyla işte son vapur
Nazarından bir damla asılı kalmış
Kirpiklerimin ucunda titrer durur

Dudaklarımda Marmaranın tuzu
Sarhoş eder beni o ıslak öpüşün
Sözlerinde bir mana İstanbulsu
Sonra o kadeh kadeh dökülüşün

Kur bu gece saatleri sonsuzluğa
İstanbulda İstanbulsuzluğu düşün
Geç kuytulardan soluk soluğa
Belki bu İstanbulu son görüşün

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:08 PM
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhanelerıyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geciyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:08 PM
İstanbul'dan ziyade
İstanbul'u özledim
Tertemiz, saf ve sade
İstanbul'u özledim

Gönül öksüz bu gece
Efkarlıdır her hece
Hasreti bile yüce
İstanbul'u özledim

Nefes nefes aradım
Dert çekmeye yaradım
O'nda kaldı muradım
İstanbul'u özledim

Ey masum bakışlı yar
Gözünde İstanbul var
En az gözlerin kadar
İstanbul'u özledim

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:09 PM
Senin içinde yaşadığım
Bir sevdam olmadı ki benim
bir çift sevda sözü işitmedim ki sende
eşsiz maviliğine benzeyen
Bir çift güzel gözle, bakışla…
hiç karşılaşmadı ki gözlerim
Ben sende hiç yaşamadım
Senin masalsı ihtişamını
Nasıl yazayım İstanbul…

Övgülerin en yücesini sen almışsın
Senin için müjdelenmiş fetih
Büyülü endamını
Görkemli güzelliğini anlatır hep
Senin için yazılmış şiirler
Seni çalıp seni söyleyen nağmeler
Kız kulesi, Üsküdar
Sarayburnu, Ortaköy
Bir yanda Sultanahmet, Ayasofya
Bir tarafta Süleymaniye…
Sende kalmak,
seninle uyanmak sabaha… ezan sesleriyle
akşamı selamlamak, kaygısızca…
sen bizim sembolümüzsün İstanbul

senin özleminle tutuşmuş fatih
“ ya ben istanbulu
Ya İstanbul beni “
Kim düşünür kim yürütebilirdi başka
Karadan denize gemileri…
Sen bizim islambolumuzsun İstanbul
Söyle ikinci kez ben seni
Nasıl fethedeyim İstanbul

Ben sende hiç yaşamadım
Yaşasaydım
Seni nasıl yazardım İstanbul
Ben seni yaşamadan
Başka nasıl yazayım İstanbul…

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:09 PM
Ve serüven başladı
En son istanbul tabelası mavi beyaz tahtadandı.
Yüreğimin kabarcıkları yedi tepeli İstanbul gibi
Gözyaşlarım hala Marmara'da kaldı
Ya o içtiğimiz son demli çay
Ve müsiki de ney çalıyor kızdığım adam
Boğazın ışıkları bugün kim bilir
Kaç kişinin gözünü aldı
Martılar yine simitçinin peşine takılmış
Ve gözüm yine taksime takıldı
Kaldırımlarda akşamcılar bıraktığım gibi
Sokak lambaları tek ortak yanımdı
Yalnız kalsa da inadına yanardı
Şimdi sen yalnız değilsin
Ama ben hala sokak lambası misali

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:09 PM
İstanbul’a geleceğim yıllar sonra,
Görmeye, eski günleri hatırlayıp maziye dönmeye,
Önce seni görmeye geleceğim belki de,
Sen yine her zaman ki yerinde Üsküdar sahilinde bekleyeceksin beni,
Sahile geldiğimde önce bir sandala bineceğim ben,
Beni beklediğin yere varmak için,
Ben her zaman ki gibi, kürek çeke çeke geleceğim yanına,
Buradaki yıllarımı hatırladıkça gözlerimden yaş akacak benim.
Sana yaklaştıkça hıçkırıklara tutulacağım belki de.
Sonra yavaş yavaş sileceğim yüzümü sen fark etme diye,
Sandaldan inip kapıdan içeri gireceğim ve en üst kata çıkacağım.
Her zaman oturduğum masa boş olacak ben yine ona oturacağım,
Sonra başlayacağım senle sohbete, belki de hiç bitirmemek üzere,
Önce gittiğim gezdiğim yerleri anlatacağım sana,
Tabi sen her zaman ki gibi susacak ve sadece dinleyeceksin beni.
Uzun sohbetten sonra hava kararmaya başlayacak,
Ben hazırlanacağım gitmek için, yine gelirim deyip ayağa kalkacağım,
Derince bir “aaah” çekeceğim içimden ve merdivenlerden ineceğim.
Sana son kez bakıp, ardından hem kürek çekeceğim,
Hem de el sallayacağım sana, sanki biri varmış gibi karşımda,
Yine gülecek belki karadaki insanlar bana,
Ama ne yapayım bir tek sen anlıyorsun halimden,
Bir tek sen sessizce, sıkılmadan akşama kadar dinliyorsun beni,
İnsanların dilinde KIZ KULESİ olarak dolaşıyorsun,
Ama bil ki sen benim dostumsun, arkadaşımsın,
Hem de hiç aldatamayacağım, bırakıp gitmeyeceğim bir dostsun,
Çünkü; bir tek senin kanadının altında mutluyum,
Bir tek sana gelirken hiç üşenmiyorum, hiç yorulmuyorum...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:09 PM
Burda gelir insana,
Boş günlerin usancı.
Çalar birden kampana,
Ölüm çanından acı.

Sonra bir düdük öter,
Kesik çığlıklarla der:
Burdan bildik gidenler,
Yarın döner yabancı...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:09 PM
Bir yocu bindi
Meçhule
Ardından mendil salladılar...
Bir yolcu gitti
Nereye?
Ardından ağladılar...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:10 PM
Yaş oldu 25, 78 doğumlu
Ne yaptık hayatta hiçbir bok olumlu
Çilekeş mi çilekeş aşklarımı doldurdum
Yenisini bulunca eskisini unuttum

Ben yorgun savaşçı aşkın gazabında
Karnım tok, sırtım pek işim tıkırında
Gerçekleri söylemek i*ime gelmez ama
Bir aşk arıyorum kendi civarımda...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:10 PM
Ayrılığı besteledim hep şimdiye kadar,
Yani hep kaybettim, malumunuz olsun
Hazan mevsiminden kurtulamamıştım hiç
Yaprakları üşümüştü ruhumun
Sararıp solmuş
Karşılık göremeyen kalbime düşmüştü acısı aşkın,
Ayrılığın envaini yaşadım
Bilirim nasıl da oturur adamın yüreğine
Uyku haram olur
******* yoldaş ve sırdaş olur
Bir de çay olunca o gece vakti
Efkar demlenir
Yıldızlara takılır gözleriniz
Hepsi bir şehri ayin gibi düşer üstünüze
Aman sabah olmasın
Bitmesin gece bu yolculuğumuz
Efkar bitmesin
Çay soğumasın
Annem, babam, kardeşlerim uyanmasınlar
Ben gece yürüyüşüme devam edeyim..

Hepsi eskidendi
Hepsi eski bir hikaye
Bütününü toplasan bir ceviz kabuğu belki
Hepsi bir hayal, hepsi bir ütopya bunlar
Koparılmamış bir takvimin ütopya hayali işte ,

Şimdi sabah
Güneş yükselmiş doğudan
Karanlıklar saklanacak yer arıyor
Ruhumda sessiz bir bekleyiş
Ve gecenin efkarı da sanki kalmamış gibi,
Takvime baktım hala hazan mevsimi
Dışarı baktım bahar gelmiş
Bir şeycikler anlamadım önce
Günlük bir gazeteden fark ettim baharın geldiğini
Ya takvimdeki hazan yalan mıydı?
Ya gece bekleyişlerim, efkarım, çayım…
Sonra anladım ki koparmayı unutmuşum takvimin yapraklarını
Bu yüzden ruhum üşümüş
Bu yüzden geceyi sevmiş, gündüzden korkmuşum..

Şimdi ne hazan
Ne efkar ne de artık ruhumda karanlık var
Saatler vuslatı gösteriyor
Bir heyecan, bir coşku var inadına mazime
Bahara merhaba, merhaba yaz mevsimine
Eskiden ruhuma zindan kent
Şimdi de tutunduğum şehir olan.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:10 PM
Bir gül düşün, hem kırmızı hem beyaz
Bir kar düşün, bütün kirleri örten
Bir bulut düşün, beyaz bembeyaz
O benim saf sevgimdir işte

Bir sevda düşün, uçsuz bucaksız
Bir yürek düşün, gözüpek korkusuz
Bir insan düşün, yalnız yapayalnız
O benim ta kendimdir işte

Bir ırmak düşün, gürül gürül çağlayan
Bir deniz düşün, delicesine köpüren
Bir gökyüzü düşün, *******i ışıyan
O benim ruhumun şarkısıdır işte

Bir güzel düşün, sıcak ve sarılgan
Bir mevsim düşün, sararan solan
Bir aşk düşün, kalbimden taşan
O benim sevdamın baharıdır işte.

(20.10.2004)

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:10 PM
Güneş çarpar
Kapı açılırken girenin gözleri kamaşır…
İşte aşk öle bir şey.
Dışarıda arabalar geçerken apartman kenarından
Yürüyen insanlara korna çalarlar ya
Zıplatır ya onları
İşte aşk öle bir şey
Denizde dalgalar var ya,
Kıyıya vurur da oturan insanları damlaları ile bir
çiğ kadar ıslatır ya,
İşte aşk öle bir şey,
En beklemediğin anda,
Doğruyu yaptığını sandığında
Güneş doğumunda,
Batımında.
Vurur ya seni tam ortadan,
İşte aşk öle bir şey.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:11 PM
Yüreğimin bir yerlerinde askini gizliyorum
nerde olursun ol
çaresiz benimlesin bunu biliyorsun
sana ait olan her seyi
kokunu, gülüşünü içimden sökemiyorum.

Seni; ben ulasilmaz yaptim
bir selale gibi çağladın da
yüregimi yakipta gittin vefasiz
söyle bunlar mıydı aşka verdiğimiz sözler.

Bil ki ne yazin sicakliğini
ne de baharin esintilerini sevdim
ben senin ucsuz bucaksiz
sevgi dolu yüregini sevdim
Söyle öyleyse bana sevgilim
neden sonsuzu sectin.

Yildizlar aşkimizla parlarken
ben seni ulasilmaz yapmistim.

Sus...Söyleme artik tek kelime
Adini sil kalbimden, varsin sevdansiz kalsin .


İREMSU

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:11 PM
Bir sevda doğuverdi
Ve yavaş yavaş yayıldı
Ulaştı en son noktaya kadar
Biliyorum umutsuzluğu
Biliyorum tatlı duyguların hainliğini
Ama ne pahasına olursa olsun
Vazgeçmeyi düşünmüyorum, olmuyor!!
Belkilerle sürüp gidiyor
Her gün bir adım daha
Bir adım daha yaklaşıyorum
Bilinen sona doğru
Ama işte aşık olmak
Sevmek ölesiye
Her şeyi göze almak
Sıkabilmek son kurşunu yüreğine
Ve ağlamak sessizce
Unutmamak bir an
Hep hayallerle yaşamak
Küsmek hayata
Ve sonra da çekip gitmek
Bir daha dönmemek üzere!!

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:11 PM
Dünyaya geldin de ne oldu
Dünya ya üç kilo ağırlık oldu
Dünyadan gittin de ne oldu
Dünya yüz kilo yükten kurtuldu.

Dünyada çok yaşadın da ne oldu
Sabah geldin giderken akşam oldu
Kefenin cepleri varmı ne ile doldu
Cansız bedenin cepten bile kurtuldu.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:11 PM
Aldın omuzuna hatıraları
Yükün ağır/ yolun uzun
İşte gidiyorsun.
Geçmişin
Bir yün yumağı olmuş bakışlarında,
Bir ucu bende / düğümü sende,
Veda bile etmeden
Terkediyorsun.

Gölgen burda ama
Ulu bir çınar gibi
Uzaklardan besleniyor köklerin,
Kirpiklerinde gölgelenmiş hüzünler,
Yüreğinin acısı inmiş de dizlerine,
Yaralı bir ceylân gibi yürüyorsun.

Dönüşü olan
Bir gidiş mi bu böyle?
Yoksa terkediş mi / gizliden?
Ne ben biliyorum yanıtını,
Ne de sen .
Ağzın kilitli / bağlanmış gibi dilin
Susuyorsun....

Sıkışmış avuçlarına hatıralarımız,
Benden birşeyler karışmış bedenine,
Dudaklarında sıcaklığım var,
Göğsünde yorgunluğum,
Bir parçam ellerinde,
Gözlerinde bir yanım,
Götürüyorsun sana tutsak yüreğimi,
Beni burda
Eksik bırakıyorsun.

Dalımda kuşlar sustu
Esmiyor rüzgârlarım,
Çiçeklerim gizlendi taç yapraklarına,
Çünkü sen
Güneşimi yanında götürüyorsun.

Damarlarımda alıp veriyor fırtına, tipi,
Sana giden yollar kapandı kardan,
Yüreğim soğudu gidişinle,
Suyu çekildi ağaçlarımın,
Giderken
İçimdeki baharımı da öldürüyorsun.

Gidiyorsun işte uzaklara,
Ölüme eş ayrılığa gidiyorsun.
Sesin ölgün / bakışların sönük,
Ellerin soğuk
Üşüyorsun.

Gitme
Dönüşü belli olmayan yolculuğa,
Belki açmaz uzaklarda tomurcukların,
Adın söylenmez ağızlarda
Güllerin kokmaz / ırmakların kurur,
Dilinde kırılır belki
Sevgi dolu sözcükler,
Buralara gelmez çağrıların
Biliyorsun.

Gidiyorsun işte,
Bağrını açmadığın rüzgârlarda sürükleniyorsun.
Üzerinden geçmediğin sular,
Akşamları
Üzerine bulut çöken hüzünlü dağlar
Yabancı sana,
Anlasana!
Beni burda,
Kendini
Bilmediğin dağlar ardında
Yalnız bırakmasana.

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:11 PM
Sana doyamamanın acısı ile
Dünyaya büyük bir isyan ile
Buraları sana bırakıyorum açmamış tomurcukları
İşte gidiyorum içimde büyük bir sancı ile
Kan ile dolmuş gözlerim ile
Keder ile bürünmüş bedenim ile

İşte gidiyorum şarkımızı dinlemeden
Bakmadan duvardaki resmine
Tutmadan ellerini sarılmadan ağlamadan
İşte gidiyorum yüreğimdeki alev ile
Hasretimle boğuşarak gidiyorum
Bir karanlığa doğru,hiçliğe doğru
Aşkımı yanıma alarak
Özlemin esiri olan aşkımı
İşte gidiyorum
Seni bulamayacağım ellere
Sensiz bir hayata gidiyorum

İşte gidiyorum
Üzerimde hasretin ile
Yanarak sızlayarak gidiyorum
Hıçkırarak özlemi yudumlayarak gidiyorum
İnanamayarak gidiyorum...

GooD aNd EvıL
09-27-2007, 06:12 PM
Nefes nefes tükendi dudaklarımda yaşam
Adım adım tükendi ayaklarımda zaman
Ve yoruldu artık,kolumda ki akrebi kovalayan yelkovan
Yoruldu bitmek bilmeyen bu amansız yarıştan

İşte gidiyorum,
Artık bensiz zamanları göstersin saatler
benim olmadığım günleri gösteren,
Takvim yapraklarını koparsın eller.
Sanadır sitemim sanadıryüreğimde ki tüm bedduala
Meğerse yalan söylüyormuş
Seni seviyorum diyen dudaklar.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:35 PM
Belki son bir şey söylemek isterdin birilerine
Dert etme... Ben söyledim işte senin yerine

İşte gidiyorum...
Karşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü!
İşte gidiyorum,
Toprak alsın benim de bu hazin öykümü...

İşte gidiyorum... gurbet yorgunu gövdemi,
Çukura kim indirecek?
İşte gidiyorum,
Bu menfur cinayeti, şimdi çıkıp kim üstlenecek?

Çürüdü gözlerim,
Çürüdü yüreğim, bu yağmurlu şehirde.
İşte gidiyorum,
Beni kaldırın, hicran kalsın teneşirde.

Size, yüzyallardır sesini kaybetmiş
Bir türkü söyleyecektim;
Ve bir yayla rüzgarı şefkatiyle
Kirpiğinizin ucundan öpecektim...

Bir masum türküydü sadece
Yüz binlerce mağdurun gönlünde;
Belki söyleriz hep birlikte
Belki... mahşerin birinci gününde.

Nasıl sevmiştim hepinizi,
Nasıl böyle oldu akıbetim?
Ve nasıl çöle döndü,
O benim gül-gülistan memleketim?

İşte gidiyorum,
Hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız.
Ben başımı verdim, sizinse
İnsafsız bir linç oldu karşılığınız.

İşte gidiyorum,
Penceresiz bir dünyanın bilinmez labirentine...
İşte gidiyorum,
''Saçlarındaki yıldızları artık koparabilirsin anne!''

Sonunda kaptırdım gönlümü
Ölüm denen o kaypak türküye.
Ve işte kurtuldun benden
Şen olasın ey sevgilim; Türkiye!

Elbet benim de vardı,
Kendime ve yurduma dair umutlarım.
Belki bıraktığım yerden sürdürür;
Dostlarım, karım ve çocuklarım...

Çatladı yüreğim, çatladı sazım.
Demek ki böyleymiş yazım.
Sizlere armağan olsun
Sizlerden ödünç aldığım bu yürek sızım.

Bu nasıl hapis Tanrım
Sabah-sabah bu ne hikmet, bu ne sis?
Kalbime son mermiyi sıkmak
Sana mı düştü, ey güzel Paris?

İşte gidiyorum,
Kalmadı söyleyecek son bir sözüm.
Dediğiniz gibi olsun be!
Dediğiniz gibi olsun gözüm!

İşte gidiyorum,
Tükenmişti inancım, bu nankör hayata dair.
Belki benim için birkaç mısra döktürür
Hayaloğlu diye bir şair!..

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:35 PM
işte gidiyorum,
dönecek diye beklersen aldanırsın.
her defasında, geri dönüşlerim
aldatmalıydı oysa...

hatıralarımı koy çantama,
tertemiz yıllarımı,
ertelediğim umutlarımı,
seninle yitirdiğim zamanı,
bir de sokaklarım çantamda olsun.

özlediğim nice gülümseyen yüzler,
gülümsemeyi hak eden gözler
bırakmıştım,
senin için sokaklarımda.

işte gidiyorum,
sevgi dediğin o büyük yalanı,
o yanına yaklaşılmayan havanı
bıraktım sana.

ve bir de anlarsın, ararsın diye,
her gece yüreğine düştüğüm
sokakları bıraktım,
anlayabilsen...

artık benim yüreğimde olmayacaksın,
istesen de olamazsın zaten.
çünkü sen,
çünkü sen yaşamadın sokaklarda,
kabus gibi karanlıkta,
korkuyla, ürpertiyle, soğukla,
açlığın tarifsiz sızısıyla,
yapayalnız bir başına
sığınacak bir liman,
tutunacak bir dal bulamadan
yaşamadın...
bilemezsin...

ben biliyorum oysa,
çünkü ben o sokaklarda,
tırnaklarımla, gece gündüz
durmadan çırpınarak kazandım hayatı,
ekmeğimi, yüreğimle kazandım...

işte gidiyorum...
aslıma, sokaklarıma.
bu defa yüreğim yanımda,
korkuları yeneli asırlar geçmiş.

artık sokak çocukları için,
onların yarınlarının kaybolmaması,
umutlarının solmaması,
sokaklarda fidanların yok olmaması,
çiçeklerin donmaması için,
gidiyorum...

işte gidiyorum,
bir gün sen de yitirirsen
umutlarını, hayallerini,
yarınlarını, ve büyük sevdanı,
gel...
çünkü yüreğimde,
her çiçek için bir temiz sayfa,
saklanan gelecek mutlaka vardır.

işte gidiyorum...
çünkü sokaklar benim dünyam,
ben oralarda adam oldum,
ben oralarda insan oldum...

işte gidiyorum,
ve geriye asla dönmeyeceğim...
senin için bile...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:36 PM
Düşünüyorumda;
Seninle aynı odada solumak havayı,
ne güzel olurdu!
Aynı kasabada deniz gözlerine bakmak bir ömür boyu,
Lüle saçlarını yastık yapıp koklamak ******* boyu,
ne güzel olurdu!

Kor kırmızı ******* sonunda,
Sabahı karşılamak ten ten'e
Günü yaşamak seninle el el'e
ne güzel olurdu!

Bahar dallarından taç yapmak başına,
Sonra seyretmek seni, saatler boyu,
Çocuklarımızda cıvıl cıvıl bahçemizde
ne güzel olurdu!

Sana sarılmak,seni koklamak göğe doğru,
Hiç birşey düşünmeden umursızca paylaşmak hayatı,
Sevgimizden sığmasak kendimize,üçümüz dördümüz olsak,
AH! ne güzel olurdu..

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:36 PM
Bir bakarsın göklerde
Bir bakarsın yerlerde
Gökteyken kıvanç
Yerdeyken utanç duyarsın
İşte hayat böyle

Bir ağlar
Bir gülersin
Ağlarken göl
Gülerken gül Olur yüzünde
İşte hayat böyle

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:36 PM
Taşını toprağını altın dediler
Ne taşın kaldı ne toprağın yediler
Bütün dünya akın akın geldiler
Aç kalanlar köylerine geri döndüler

Yedi tepe üstüne kurmuşlar seni
Yedi tepeyi yaptılar gece kondu evleri
Haydar paşadan başladı hızlı treni
Raylar dayanamadı vagonları tersine döndüler

Beyoğlu, orta köy, etiler, en lüks semtleri
Nerde İstanbul un o eski efendileri
İki yakayı birleştirdi boğaz köprüleri
Köprüleri yetmedi tüp geçide döndüler

Bu güzel İstanbul tüm dünyanın incisi
Bitmez İstanbul un pislikleri sancısı
Mahmut paşa da perakende hem toptancısı
Şimdi nişantaşına Osman beye döndüler

Bir Tarafı Avrupa bir taraf Asya yakası
Çiçek pasajında karidesi kokoreci rakısı
Rakı pahalandı içilmiyor sahisi
Ucuz öldürücü rakılara döndüler

Yetmiş iki buçuk millet İstanbul da yaşıyor
Güzelliğini pisliğini gören şaşıyor
Kapkaççılar çantaları alıp kaçıyor
Polis yakaladı mahkeme bıraktı tekrar geri döndüler.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:36 PM
Ölümden sonraki ruh merdivenleri tırmanırken,
Kolları sıvalı,hocanın bedenimi sularken,
Teneşirhanede ilk olarak başkası abdesimi aldırırken,
Kıble yönünde upuzun yatan sessiz bedenime,
Son namazımı kılmaya gelenlere,
Ellerini öpüp teşekkür edin;
Varsın olsun ondan sonra beni yol kenarında,
Kimsesizler mezarlığında toprağa verin,
Yanı başımda göz ucumla görüp burun kıvırdığımız,
Nice ölümünde kader mahkumları olsun,
Mezarlığımı çeşit çeşit fesleğenler çevrelesin,
Olmasa olmasın mezar taşı kuru çıtam,
İki uçta taze fidan selvi ağacı göğe yükselsin,
doğum tarihimi yazın,
Ölüm tarihini selvi agacının yaşı belli etsin,
Sağlığımda dostum olup,
Sessiz bedenimi görmeye,
dua edenlere,
Yongalara sıyrılmış cesedimin üstünde yer verin,
Yüzyıllar boyu aziz dostlarımı sayayım
hele hele
Ölümden sonra tekrar taze bedende diriliyormuş ya,
İşte bu mukadderatta yeni doğuş bedenin,
son arzumdur sessiz bedenimin üstüne,
Fesleğen fidanlarının ekim mutluluğunu,
varsın olsun kök saçaklarını toprak altında,
çürümüş çırpılaşmış bedenimle karışılayım.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:36 PM
Yıllar sonra birgün yüreğinde bir eziklik
Pişmanlığın getirdiği peşisıra
Birikmiş topak topak, yığın yığın
Olur da hani hissedersen
Yüreğini sanki birilieri avuçlamış da sıkıyor
Can havliyle kaçışıyor acılar bir bir, köşe bucağa.
İşte o an beni hatırla
İşte o an neler yaşadığımı anlarsın yıllar boyunca.

Hani olur da birgün
Sahilde yürürken yalınayak
Ve Güneş tam tepedeyken yakarcasına göğsünü.
Yırtıp atmak geçer ya içinden tişörtünü
Birden nerden geldiği bilinmez
Kara bulutlar beliriverirse tepende
Ve aniden gök parçalanır da sırılsıklam olursan
Ne olduğunu bile anlamadan apansız.
İşte o an beni hatırla
İşte o an neler yaşadığımı anlarsın yıllar boyunca.

Hani olur da birgün
Karabasanlar basar geceni
Ne uyanabilirsin var gücünü kullanıp
Ne uykuya dalabilirsin tam anlamıyla
Öylece kalakalırsın karanlıkta
Çaresiz, sadece kabusun bitmesini umarsın
İşte o an beni hatırla
İşte o an neler yaşadığımı anlarsın yıllar boyunca.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:37 PM
Salkım salkım saçlarından inciler yağar,
İnsan ne biçim gülüyor yanı başında,
Menekşe gülücüklerini kuşanmışsın nur yüzüne,
Özleminde yeşerecek bahar tutkuları sanki,
Hangi sözcük avlansa ismin fışkırıyor gibi,
Her uzaklaştığında örseleniyor her bir yanım,
Etezyenden imbata doğru sevişen dalgalı düz saçların,
Dört iklime savrulan göçmen kuş gibi,
İşler yolunda oluyor şen gözlerinde,
Ama uzaktan gülen, uzaktan gülen gül gibisin,
Her hayatın bile güller döker sabahıma,
Aşkların manası sanki sende mühürlenmiş,
Ümitsiz kalp sancılarına deva gibisin,
Arkana dönüp bakınan gözlerin,
Anlatıyor gizli aşk masalını,
Güzelsin nezaketlisin ama tam inceliktesin,
Konuşulması mümkün değil lisan gibisin,
Yaprakta titreyen yağmuru incitmeye korkan birisin,
İsmin dudaklarda yoksa portrenle resmimdesin,
Ey on dokuzluk devrinin tapılacak kızı,
Olgunluk çağının şaheser tablosu,
Kırlanmış saçlarda bile sana tapacaklar var,
Uğradığın diyar oluyor gül bahçesi,
Sanki yol gösteren aşk yıldızı,
Şairin yazdığı şiirde;ressamın çizdiği resimde,
Titriyor güzelliğinle şablondaki zemin,
Felce uğratacak gibi aşk darbeli kanunun,
Güzelliğin yanardağdır kırıp geçirirsin,
Ruhlara hitap eder o kapkara kaşlar,
Kalpleri yıpratıyorsun, suçsuz günahkarsın,
Ahenginin arkasındaki bakışların depderin,
Her ilkbahar bahçesinde açan gül değilsin,
Eşsiz ufuklarda açan,ışığın tek yıldızısın,
Boyuyorsun gözleri bu ne biçim büyü,
Güvenip de kendine ayrılma bu yollardan,
Huri meleklerle eş değer etseler seni,
Şaheserlik bütündür tart devamlı kendini,
Sevgi denizi fışkırıyor sanki tabiata,
Güzelliğinle yalcın kayalar,kumlar toz duman oluyor,
Akşam ayazı titretirken,sanki sabah güneşi getirensin,
Gözlerin konuşup, kalplere füze yağdırıyorsun,
Bakışlarını direm direm akıtıp kainatı suluyorsun,
Güzelliğin sabırların sınırlarına, kırbaç vuruyor zincirler,
Ne işi var bu kışta,bu temmuzun dedirttiriyorsun,
Ellerin eşofman cebinde,
Dost gözlerinle herkesi kucaklayan,
Tam bulunduğun yerde,
Aşkı korkmak gerektiğini savunan,
Kimliğin cebinde işte bu benim diye,
Masaya vurmayıp bir vazo çiçek bırakan,
Elin saygıyla sıkılacak,
Heykelin yüreklere dikilecek,
kal kaldığın yerde,
Bir sana da açılacaktır perde,
Bilmelisin mutluluk sarf ettiğin kelimelerde,
Elips dünyada tek kişilik figüranlı,
Zamanı sevmek gerektiğini bilen,
İnsanın ölümlüdür diye savaş veren,
İşte o kişi tam sensin sen galiba!

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:37 PM
Gözyaşlarım yağmur yağarcasına
damla damla düştüğünde mısralarıma,
eğer hissedebiliyorsanız onlardaki
ılık ıslaklığı sanki ellerinizle dokunmuşcasına,
işte o zaman ben kendime şâir diyebilirim
tüm yürekliliğimle haykırarak dünyâya

(16 Eylül 2006/ Ören-Balıkesir)

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:37 PM
Hiç ummadığım bir anda, hiçde beklemediğim!
Ya sabahın ilk ışıklarında, ya da bir gün batımında.
Ellerinde vereceğin bir demet çiçek olmasada,
Adını verdiğim yıldız, semadan kayıp düşmeden gel.

En olmadık bir anda, vakti tayinsiz bir zamanda!
Ya bir karakışta, ya da yeşeren bir baharda,
Yırtıp atmış olsanda sana yazdığım mektuplarımı;
Gidişinde diktiğim fidanlar, bencileyin kurumadan gel.

Yağmur öncesi bulutlanmada, sonrasındaki toprak kokusunda,
Ya kırık bir gökkuşağında, ya da çakan bir şimşekde.
Çektirdiğimiz resimlerde, biz çok genç kalmış olsakda!
O çok sevdiğim gözlerime kara perdeler inmeden gel.

Uzun uzun daldığım... dalıpda hayallerini kurduğum,
Ya bir deniz sahilinde, ya da bir uçurum kenarında!
Bana söyliyecek sözün, yüzüme bakacak yüzün olmasada,
Yüreğimde yaktığın sevdanın ateşi küllenmeden gel.

Dört mevsimin mutlak birinde, ilk veya sonbahar farketmez!
Güneş eriyip, gök dürülmeden, yer sarsılmadan, öfkesinden.
Kabri nerededir? diye dosta düşmana sormadan; üzülülerek,
Sadece senin uğruna atan kalbimin, kıyameti kopmadan gel.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:37 PM
Ömür bir umuttur seninle
Esen rüzgar ile uçuşan
Yağmurlu bir bulut gibi
Akıtır gözyaşlarını
Tutamazsın
Umut büyüdükçe yükselir
Ama sen yorgun sen durgunsun
Her zaman seninle olan kalbinde
Büyüme hırsına hakimdir
Atamazsın
Her gelen bir dem vurur
Büyümeden,büyüklükten
Aşk kapını çalar bir gün
Her şey silinir o anda birden
Hatırlayamazsın
Sevmişsin o zalimi birden
Kanayan yara gibi sızlar kalbin
Seninle derinden anlatamazsın
Derdini gizliden,gizliden
Ağlayamazsın
Bükülür belin ağarır saçın
Sonsuzluğun derinliklerinde
Bir noktadır varlığın senin
Yanar kor ateşler içinde
Erişemezsin
Çok çabuk geçer günlerin
Yaş gelir kemale erer
Sarar içini ölüm korkusu
Kayan yıldız gibi kayar bedenin
Tutunamazsın
Yapayalnız kalırsın o gün
Sararıp dalından kopan yaprak misali
Sürükler seni esen rüzgar
Sonsuzluğun ıssız karanlıklarına
Anlayamazsın
İşte ömür bir rüzgar gibi
Gelir geçer yağmurlu bulut gibi
Gençlik çoktan uçmuştur elinden
Sonsuzluğun karanlıklarına
Anımsayamazsın

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:37 PM
Adını altın harflerle ezberlediğim,
Simanın tatlı uykumda şemalini çizdiğim,
Sayısız çiçegi dalından koparmadan,
desen desen saçlarını ördüğüm,
Her gün senin için dalından kopmuş gül gibi,
Kendimi kimsesizler mezarlıgına gömdüğüm,
Seni her gün başka güzeller mahkemesinde yargıladığım,
Hep senin kazandıgın mukayese rıhtımı güzelligin,
Göz miyobumun sicimleriyle ölçdüm yollarını,
Güzelliğine nakarat nakarat maniler derlediğim.
Senin için cılızlaşmış vücudumu,
iplik gibi insanlıga sergilediğim,
Gördüğüm her çiçege adını verdiğim,
Alfabeyi unuttum ama senin isminin harflerini unutamadıgım,
Sensiz katraklaşan gözlerim,
senle prejektörleşen,
yılarca susuz kalsam,
Verecegin bir damla su,
yüce dagları arşınlayabilecegim,
Gecenin karanlıgında,
Gökteki yarım ay'a,tam ay'a merhemliğinde göz simetriğin,
Gece gündüz hayalimde,
Sevdalar bozkırlarında el ele koştugum,
Aşk şarabımızı beraber ay ışıgında içtigim,
Resmine bakınca içimi yakan,
İsmini duyunca gözlerim seller gibi çaglayan,
Aglarken gülmeyi ögrendiğim,
Sevmenin ne oldugunu bilmezken sevmeyi ögrendiğim,
Hazana vedayı,bahara merhaba yı ögreten,
Bir tek kalbim var oda sana kul köle olan,
Gizli düşlerin de mutluluk şarabı olmak istediğim
Beni yine içmeden sarhoş,
Karanlık *******im gündüz,
Bir parça kefeni seni severek giydiren,
İşte o güzelin ta kendisi sizsiniz.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:38 PM
Aşk, beslenmek ister, duygularla beslenmek,
İlk defa aşk dilendim senden,
İlk defa gururumu hiçe saydım,
Ellerimle bütün duygularımı toplayıp önüne serdim.
Biraz uğraşsaydın sen de severdin,
Hatta sevmemek için uğraşmasaydın.

İstediğin gibi olsun bal gözlü sevgili,
Gerçekten istiyorsan tabi.

Sevin güzelim ben yokum hayatında bundan böyle,
Ne ben ne de o saçma mesajlar,
Ötmeyecek bundan böyle benim adıma cep telefonun,
Tutmayacak ellerini ellerim,
Ellerin sana soracak "o nerde?"
Cevap veremeyeceksin,
"Gururum engel oldu" diyemeyeceksin,
Belki bir süre sen de şaşıracaksın,
Alışacaksın ama bir süre sonra,
Başka bir sevdaya yelken açacaksın,
Benim gibi delice seven bulamayacaksın,
Sen de şaşacaksın sen de şaşacaksın.

İstediğin gibi olsun bal gözlü sevgili,
Gerçekten istiyorsan tabi.

Şiirlerin olmayacak bundan böyle buram buram,
Mertlik kokan sevda kokan,
Hem bu şiiri de sen okumayacaksın hiç bir zaman,
Bu da bana kalacak her şey gibi,
Hayal gibi, ızdırap gibi, hasret gibi.

İstediğin gibi olsun bal gözlü sevgili,
Gerçekten istiyorsan tabi.

Hani bana öğretmiştin ilk günlerde şu cümleyi,
"SEN NASIL İSTERSEN"
Tamam gülüm sen nasıl istersen!
Tabi ki hiç bir şey olmaz sen istemezsen


İstediğin gibi olsun bal gözlü sevgili,
Gerçekten istiyorsan tabi.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:38 PM
Ne bir dal istedim
Yanıp giden ormanlardan
Ne de bir an istedim
Kaybolan yıllardan.

Çünkü benim sevgim
Ne bir dal kadar basit
Ne de bir an kadar kısa

Ben ormanın tamamını istedim
Çünkü sen ormandın
Ve geçen bütün yılları istedim
Çünkü sen benim ömrümdün

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:38 PM
Ömrümün ilk baharında değil,
Son baharında da seninle olmak.
Sırf iyi günde değil,
Kötü günde de yanında bulunmak.
Beraber gülmek, beraber ağlamak,
Gün gelirde seninle ölmek,
Seninle gezmek,seninle tozmak,
Seninle yüzmek, seninle koşmak,
Sana dert ortağı, sana sırdaşo
Sırf eş değil, sanki arkadaşo
Gün gelipte bitap düştüğümdeo
Son nefesimde son arzumu söylemeko
Avuçlarımın arasındaki ellerineo
Bana tebessümle bakan yüzüne dönmeko
Ve seni sevdiğimi söylemek istiyorum.....

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:38 PM
yorulmamı istediğindendir yorgunluğum
direnmemi istediğindendir direncim
koşturdun beni güzelliklere,
koştum...

tek başıma yaşamamı istedin,
çokluklar içinde, yapayalnız
yorgunluğum bundandır
isteklerinden yoruldum.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:38 PM
İstemem bilme
Senin için akan gözyaşlarımı
Çaresizliğimi savrulurken
Ordan oraya
İstemem bilme,
İçimde kopan fırtınaları
Yanışını yüreğimin alev alev
Çektiğim acıları, gözlerine bakarken
İstemem bilme,
İyiyim derken her hücremin acıdığını
Boğazımda düğümlenen hıçkırıkları
Duyma istemem,
Senin için ölmek istediğimi
Bilme istemem,
Tekrarı olmayan bu dünyada
Senin için yaşadığımı
ANLAMA İSTEMEM...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:39 PM
Sabah olur, güneş doğar üzerimize,
Uykuyla karışık günaydın dersin, deme istemiyorum..
Sırtımda çanta, ellerim bomboş, gözlerim bomboş ama başım yine dolu
Derdin nedir dersin, deme istemiyorum..
Herkes başlar hep bir ağızdan şarkıya,
Herkes oyuna, herkes alkışa, herkes meydana,
Ben yine köşeme çekilir, kısık gözlerle izlerim,
Sen de katıl dersin, hayır, istemiyorum..
Önceleri güldün yüzüme hiç ağlatmayacakmış gibi
Aklımı aldın başımdan , gözlerimi benden, kalbimi kendimden
Sonraysa gözünü kırpmadan vurdun arkamdan
Hiç yüreğin sızlamadan bıçakladın tam sırtımdan
Şimdiyse dertsiz tasasız yüzüme gülüyorsun,
Arkanı dönüp bakıyorsun boş bakışlarla
Ve konuşuyorsun hiçbirşey yapmamış gibi
Senin bildiğini ben, benim bildiğimi sen biliyorsun
Ama sen hala ihanette ısrar ediyorsun
Sonra da başını çeviriyorsun, gözlerimin içine bakıyorsun..
Hayır ,bakma , artık onu da istemiyorum..
Bakışlarım seni kahretmeye yeter
Yürüyüşümse sana vereceğim cevaba bedel
Kısık gözlerim, hep seni arar, seni gözler
Ama artık söyle gözlemesinler
Gözlemesinler, çünkü artık onu da istemiyorum..
Artık çekip git hayatımdan, defol git dünyamdan
Son bir açık kapı bırakma bana
Belki geri döner deme , ne bana ne kendine,
Bağla ayaklarımı, zincir vur bileklerime
Ve tüm umutları, tüm ümitleri yok et bir çırpıda
Asla geri dönmeyecek şekilde
Git , mutlu olduğun yere
Ve kapat kapıları sonuna kadar
En az benim giremeyeceğim kadar
Artık geri dön deme,
Deme çünkü dönmek de istemiyorum..
Birçok şeyi istemiyorum ama,
İstememeyi istiyorum aslında..
Gözlerimi sana zorla kapatmak ya da..
Günün anlam ve önemini belirtmek kendi başıma
Kendimi engelleyememek istemiyorum
Peki ya ne istiyorsun diye sorarsan..
Ya seni, ya sensizliği..
İkisinin arasını değil, yalnızca birini istiyorum..
Ve bir gün hiçbiri bana bugünleri getirmeyecek,
Hiçbiri geriye dönme şansı vermeyecek
Ve hiçbiri, dönüp herşeyden vazgeçmeme izin vermeyecek...
Adım gibi biliyorum...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:39 PM
Bir sevda öyküsü var, dinler misin?
Yalnız seni, beni, bizi anlatan
İçinde mutluluk var, ister misin?
Yalnız seni, beni, bizi kuşatan

Bir sevda yağmuru var, gelir misin?
Yalnız seni, beni, bizi ıslatan
Damla, damla mutluluk, ister misin?
Yalnız seni, beni, bizi ısıtan

Bir sevda çiçeği var, koklar mısın?
Yalnız seni, beni, bizi bekleyen
Her yaprağı mutluluk, ister misin?
Yalnız seni, beni, bizi süsleyen

Bir sevda ezgisi var, dinler misin?
Yalnız seni, beni, bizi çağıran
Hece, nota mutluluk, ister misin?
Yalnız seni, beni, bizi çığıran

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:39 PM
İsterdim ki gönül acıyı hiç tatmasın
sevsin sevilsin de:..gözyaşı mutluluktan aksın
kalkmasın eller semaya ah için
etmesin diller beddualar ...
isterdim ki kırılmasın yüreğim
parça parça olmasın her çekip gidişinde
darmadağın olmadan düşüncelerim
isterdim ki!..gerçek olsun hayallerim
bir umuda bağlanıp sürüklenip gidiyorum
kimseden bir ümit ,bir çare beklemiyorum
kendim düştüm bu çıkmaza ...
çabalıyorum çabalıyorum boğuluyorum
anladım ki ...ben bomboş bir yolda koşuyorum
çare bulamıyorum dert dediğim bu yaraya
acıdıkça acıyor canım ...acıyor

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:39 PM
Tıpkı stadyumdaki gibi,
İçimi dökmek isterdim sana...
Renklerini giymek,
Bestelerinde amigo olmak isterdim...

Aşkına meşale yakmak isterdim...
Ve aramıza girenlere fırlatmayı...
Anons edildikçe yüreğime uyarılar,
Sonu ceza olsa bile devam etmek isterdim...

Geçen 90 dakikanın sonuna o
Kadar çok şey eklemek isterdim ki,
O bile aşkımıza yetmezdi...
Ama aşkım olmadı...
Mağlup yine biz olduk...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:39 PM
Bir martı olmak isterdim.
Mavilikler arasında süzülen,
Gözlerinden ellerinden
bir parça umut kapmaya çalışan,
Sonra bir bakışınla vurulan,
derinliklerinde boğulan,
ama hiç unutulmayan.

Birkaç damla yaş olmak isterdim.
En güzel gözlerden bir martı için dökülen,
Kapkara topraklardaki
Kıpkırmızı gülleri sulayan.
Ama hiç kurumayan,
Asla kurutmayan.

Bir avuç toprak olmak isterdim.
Sensizliğin kuraklığında,
Belki günlerce belki yıllarca seni bekleyecek,
Sonunda saracak ama ellerini
Bir daha hiç bırakmayacak olan.

Bir ağıt olmak isterdim.
Mezarının başında belki annence,
belki aşığınca yazılan
İçinde senden benden bir şeyler olan
İkimizi anlatan hiç
UNUTTURMAYAN

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:40 PM
Bir dağın zirvesinde
Bembeyaz kar olmak isterdim
Eriyince coşkun bir sel olup
Kötülükleri süpürmek isterdim.


Çisil çisil yağan
Yağmur olmak isterdim
Kuruyan dudakları, çatlayan toprakları
Islatıp serinletmek…


Gökyüzünde kanat çırpan
Bir kuş olmak isterdim
Hür ufuklara özgürce uçan
Güneşe sevdalı, ışığa vurgun.

Asırlık bir çınar olmak isterdim
Bir tepenin yamacında
Zamana meydan okuyan
Bilge bir ozan gibi.

Çölde bir serap olmak isterdim
Umutların köreldiği anda
Ansızın ortaya çıkan
Bir görünüp bir kaybolan
Ölüm kadar gerçek
Hayat kadar sahte.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:40 PM
İstersen,
İstersen dünyanın öbür ucuna git,
Seni, elimle koymuş gibi bulacağım.
Ruhumla dokunacağım gölgene
Dokunuşların en anlamlısı
Ve en yücesiyle, sana ulaşacağım.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:40 PM
aşkın girdabındayken sen neler açtın başıma
vuslatın hayalindeyim nereden çıktın karşıma
ismin tel-tel dökülsün isyan ettim yaşantıma
peşinde koşarken hasret mi döktün yollarıma
yollara yolcu et istersen ben gideyim
*
zaten taşıyorum yerküreyi hammal mı sanıyorsun
gören gözler seni koklamak ister uslanmıyorsun
taş mı kalbin ! ağırlaşıyor içime doldun kanıyorsun
dikensiz sevda çiçeğindim ruhumu solduruyorsun
soldu yüzüm at çöpe istersen ben öleyim
*
insaf et , kapında dilencilikle geçiyor günlerim
gönül kapını açsan patlayacak gonca güllerim
gözlerim kapında,uzanmışken dilenen ellerim
beni sana seni bana sadaka yazana bu sözlerim
kalbinden yer vermeyeceksen istersen kovala sürüneyim
*
İZMİR, 01. 01. 2005

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:40 PM
Ölümsüz gülüşünle başlıyorum
Her güzelliğe her sevince
Bir yağmur ince ince
Sürerken beni başka zamanlara

Zamanla yorgun hanlara
Dönüyor işte gördün her şeyim
Kuru topraklar gibi dağılıyor belleğim
Sınırsız bir boşluğu süre süre
Yorgunum çok uzaklardan geldim
Kaygılar sıkıntılar yaşadım uzun uzun
Korkuyu yakından tanıdım
Ölümsüz düşmanı oldum korkunun

Şimdi bakışınla bağlanıyorum
Kocaman bir dünyaya umutla
Bir akşam aşılmaz kaygılar
Çağırırken beni sonsuzluğuma

Sıcaklığın beni alıştırıyor
Soğuk ve yağmurlu akşamlara
Üşümüş bir kedi gibi sığınıyorum
Ellerine ayaklarına saçlarına

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:40 PM
Bulutlar kadar erişilmez,
yüksek Yıldızlar kadar uzak ve soğuk
Güneş kadar parlak ve sıcak
Bir o kadar da uzaksın! İstemezsen eğer...
Ay ışığı gibi durgun ve sakin
Bahar yeli gibi müşfik ve engin
Yaz güneşi gibi coşkun Bir o kadar da yakınsın!
İstersen eğer...İstersen yüzünde açar güller,
İstersen ışıldar gülen gözler,İstersen dilin neler söyler,
İstersen çarpar yürekler,İstersen coşar gönüller,Her şey;
Sen istersen eğer...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:40 PM
Elimi uzatsam benim olacak her şey,
Mutluluk bunlardan biri,
Uzatsam elimi benim olacak
Mesela her şey kaybolabilir
Üzüleceğim uzatsam elimi
Hüzün benim olacak mesela.

İhtişam benim olacak yazsam şiirlerimi
Elimi uzatsam benim olacak İstanbul
Şair ruhluyum, heyecan isterim her an
Ne zaman elimi uzatsam kalbim durur (?)
Öyle bir bakarsın ki, benim ölümüm olur.

Uzatsam ellerimi sabah benim olacak
Elimde güneşin yedi rengi
Mesela yüzüm ıslanacak ağlasam yeniden
Elimi uzatsam bulamazsam seni
Karanlık benim olacak aniden
Elimi uzatsam gece benim olacak.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:41 PM
Bir kez üfleme ile dindiremezsin
Kalbime bıraktığın sancını
Bir damla ile söndüremezsin
İçimde yaktığın yangını
Etrafa yaydığın bu sevda salgını
Beni yakalayamaz artık
Sen istesen bile

Hepsine bıraktın dinmez bir acı
Ne günahı vardı seni seçenlerin
Hepsinden koparıp aldın bir şeyler
Ne suçu vardı gönlünden gelip geçenlerin
Gönlüme de sapladığın zehirli hançerlerin
Beni yaralayamaz artık
Sen istesen bile

Ölüm yaklaşıyordu bana yaşamak değil
Neden karşıma çıktın ki
Gülmek yakışıyordu sana ağlatmak değil
Neden böyle değiştin ki
Sonunda anladım sen de benim değilsin ki
Yüreğim yaşatamaz artık seni
Sen – şimdi benden çok- istesen bile

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:41 PM
Yaşanmıyor bile gözlerim bırak ağlamayı
Susamış elim gözüm bir karanfile
İnanma düşüncesini arıyor beynim
Bırakacağım herşeyi kendi kaderine

Saysam sayılmayacak kadar namert arkadas var
Yok gel ben buyum diyeceğim yar
Merhamet duygum olmuş cok ince bir zaar
Yok üç beş günlük sırrım hepsi edebiyete kadar

Sözle iffet olmaz yapılan suçsa gözümde
İnanma namertlerin her birine hepsine
Ne olur ne olur olsan da dürüst sahtekar ol gözümde
Açarım sana dünyamı
İSTESEN DE İSTEMESEN DE !!

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:41 PM
Her kaidenin
Bir istisnası olurmuş,
Zaman gösterdi ki
Bütün kaidelerin de
Ortak bir tek istisnası daha varmış
O da benim, ben, ben…
Alıştım buna, ama
Daha kabullenemedim nedense..

Adıma hep yakışanı yaptım
Ben böyle biliyorum
İtirazı olan varsa buyursun,
Mevlana’nın dediği gibi
Olduğum gibi göründüm hep
Görünüşüm kalbimin aynası oldu,
Tanıyanlar bilirler zaten,
Öğretileni öğrendim
Fazlasını bile yaptım her daim
Ama her öğrenilen de öğretilmez ki size..
Ben bir dut ağacıyım
Kendimi öyle biliyorum
Arı istifade ederse eğer
En şifalı balı size ikram eder..
Ben bir dut ağacıyım
Elsiz bir ipek böceği yaprağımı yerse benim
En güzel libası giyersiniz elbette..
Ben bir dut ağacıyım
Ayaksız yılan da gelebilir
Ama inanın izin vermem ona, vermem..
Düşmanım da olsanız
Benim elimden
Zarar gelmesini istemem size
Dedim ya, ben
Bütün kaidelerin ortak istisnasıyım,

Garip gelecek size ama olsun
Çoğu arkadaşı kendime tercih ederim
Nedendir bilmiyorum..
Şiiri sevmişsem ondan
Satrancı sevmişsem ondan
Çiçekleri sevmişsem ondan
Ondadır hep gece yarısı
Balkonda oturup
Yalnız başıma çay yudumlamam,
Ondandır hep ondan
Gece yürüyüşlerini yağmurla beraber sevmem..

Her kaidenin
Bir istisnası olurmuş,
Zaman gösterdi ki
Bütün kaidelerin de
Ortak bir tek istisnası daha varmış
O da benim, ben, ben…
Alıştım buna, ama
Daha kabullenemedim nedense..
Dedim ya, ben
Bütün kaidelerin ortak istisnasıyım
Ve beni böyle bilin…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:41 PM
Rüzgar mı dedim...
İsterim ki saçların dağılsın.
Gece mi dedim..
Hemen düşüncelere dalmalısın.
Aşk der demez
Kalbin hızlı çarpmalı.
Sabah, dememe kalmadan
Uyanmalısın.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:41 PM
Yatağına uzanıp
gözlerini yumduğunda
geçen zaman bir
film şeridi gibi geçerken
gözlerinin önünden
sen uymadan önce…
Elini kalbine koy ve
yüreğinin en kuytu köşelerinde
beslemeye çalıştığın o ateşi hissederek
bir bak bakalım
unutamam dediğin kareler arasında
bir ''ben'' varmıyım?

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:41 PM
unuttum artık sevgileri
ve şimdi
damarlarımda bir savaş türküsü,
yüreğimde bülbüllerin ölümü var.
vuruldukça vuruluyorum
nereden geliyorsa kurşunlar.
inkar değil,
açılmamış güllere isyanım var!

unuttum artık yüksekleri
ve şimdi
ellerimde yıldızların külü,
gözlerimde bir dağın çöküşü var.
savruldukça savruluyorum
nereden esiyorsa bu rüzgar.
inkar değil,
doğmamış güneşlere isyanım var!

unuttum artık şiirleri
ve şimdi
kalemimde acı bir mürekkep,
dilimde kelimelerin sükûtu var.
sustukça susuyorum
nereye kaybolduysa mısralar.
inkar değil
yazılmamış dizelere isyanım var!

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:42 PM
26 Nisan 1987'dir.
Benim doğum günüm,
Doğduğum güne isyan,
Etmekteyim şimdi bu gün,
Ben bu dünyaya niye geldim ki;
Hep acı çekmeye mi?
Hep üzülmeye mi?
Ey! Dünya işte isyan'ım buna,
Ben bir gün gülemeyecek miyim?
Ben acılar içinde boğulup ta mı? Öleceğim
Ey! Dünya bir gün olsun güldürmeyecek misin? Beni…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:42 PM
İçimde bir asi var,
İsyan bayrakları fora,
Kimseler koşmaz yardıma,
Yenilir yürek,bükülür bilek.

Vurulur delikanlı,
Görmez kimseler o kuytu yerde,
Ölmese de o anda
Yenilir yürek,bükülür bilek.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:42 PM
Güneş denizi öper de yansır ya
Ben güneş sen deniz misali
Aşkımız dağlara taşlara yansıyor
Biliyorum yüreğimdeki ateş yüreğinde parlıyor

Gece bitince ay biraz bekler ya
Ben de seni sensiz kaldığımda bekliyorum
Gelmediğinde isteksiz ayrılıyorum ay gibi
Bekliyorum seni değil,hiç gitmemeni

Ne bir deniz kaldı aşkımı yansıtmadığım
Ne beklemek için bir ay
Ne de seni görmemeye dayanabilen gözlerim
İsyan ediyorum sana değil,sensizliğime

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:42 PM
Akıttığım yaşlarla
yosun tutardı taşlar.
Bu nasıl dert Allah'ım,
her gün yenisi başlar.

Kadehleri dost bildim,
beni anlamadılar.
*******e sığındım,
yapyalnız bıraktılar.

dayanmıyor bedenim,
perişan etti yıllar.
Ya canımı al benim,
ya bu dertten tez kurtar.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:42 PM
Ah “çilekeş hayat”
Vurdun hep balyozla
Azıcık güldürsen
Alırsın öcünü doya doya
Akıttın göz yaşlarımı
Yıllarca
Hayıra yordum her şeyi
Çektim hep sineye
Sabır dedim gönlüme
Döndüm sabır küpüne
İsyanım sana değil gönlüme
Her adımda hayat yoluna
Kayboldu dostlarımsa
Hatalarla dolu hayatımda
Sarıldım yalnızlığıma
Ve yeniden başlamak için
Ey hayat
Azıcık da cömert davran
Yalvarırım artık sana

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:42 PM
hayır hayır inanmıyorum
hani beni çok seviyordun
hani herkesten kıskanıyordun
seni asla terk etmeyeceğim demiştin

ne oldu şimdi sana
birden bire aniden değiştin
çıkıp gittin birden bire kollarımdan
beni bir kerecik anlayıp dinlemeden

gözlerimden süzülen yaşlar
yokluğunun acısı yüreğimi dağlar
arar bu kalbim seni arar
bırakma beni ne olursun nazlı yar
aşkıma elveda demeden önce
bir kez olsun beni dinle
gözlerimin içine bak da
BENİ SEVDİĞİNİ söyle

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:43 PM
Canım kardeşim dostum
İyi dinle söyleyeceklerimi;
Mevsimler geçti hazan oldu.
Bazı güller sarardı soldu.
Elbet hepimiz birer güldük
Savrulup gittik dört biryana.
Kimseler sormadı ki,ne haldesin.
Biliyorum.
Gözlerin donuk,yüzün anlamsız ve soğuk!
Bugünde böyle,tıpkı dün gibi,
Önceki gün gibi.
İlk gördüğüm gün gibi!
İsyanın neye?kime?
Tellere attığın perde karmaşık bilmece.
Hayatamıdır haykırışın,
Yoksa seni anlamadığımızı sandığın bizler mi?
Ya hoyratça söylenen nağmeler.
Söyle dostum,isyanın bize mi,
yoksa bizdeki kendine mi?

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:43 PM
Soruyorsam neden doğdum
İsyan değil, isyan değil
Zehirini yudum yudum
İçiyorsam, isyan değil

Hep yastayım gülmek nerde
Beni o düşürdü derde
Hala bıraktığı yerde
Ağlıyorsam, isyan değil

Ne evim kaldı, ne yurdum
Ben hep bundan korkuyordum.
Sayesinde berduş oldum
Söylüyorsam, isyan değil

Nerde akşam, orda sabah
Perişan kalmışım eyvah
Tüm kalbimle binlerce ah
Ediyorsam, isyan değil

Kara toprak onu çağır
Yetiş gel, dünyadan ayır
Yanmasını cayır cayır
İstiyorsam isyan değil

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:43 PM
Sen dudaklarımda bir şarkısın
Ama söyliyemem, uçup gideceksin diye
Sen gözlerimde bir damlasın
Ama ağlayamam, yavaş yavaş akacaksın diye
Sen kalbimde saklısın
Ama haykıramam, beni terkedeceksin diye
Sen benim karanlığım
Sen benim acılarımsın
Ama isyan edemem,
"SENİ SEVİYORUM" diye...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:43 PM
yağmur damlasına imrenme dostum,
damla gibi olsan, isyan ederdin.
''kaldırımda taşlar mutlu'' diyorsun,
seni de çiğneseler, isyan ederdin.

durmaz zaman çarkı, durduramazsın,
ecel çalar kapını, kurtulamazsın,
Sultan Süleyman olsan, yaranamazsın,
tacın tahtın yetmez, isyan ederdin.

yetmezken doymana bir gram azık,
harcarsın varını yanlışa, yazık,
boşveripte geçme, düzeni bozuk,
dünya gibi olsan, isyan ederdin.

aleyhine çalışır, ömrünün her an,
isyan etsen bile, durmaz ki zaman,
değil Bolu Beyi, dağları yaman,
Köroğlu da olsan, isyan ederdin...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:43 PM
Sevda yongası sisli bir akşamda
Kolunda kör topal birkaç hatıra
Düş ıslak kaldırımlarına bu şehrin
Saatlerce yürü içinde türlü hüzün
Akşamın kızıl korları yaksın içini
Devinsin gözlerinde hatıralar

Ya böyle yağmurlu akşamlarda mutluluk
Ya da oturup ağlamak bir soluk
İçime sığdıramadığım her kederde
Boşanıp çağlayıvermek oluk oluk
Ey çınar duruşlu küçük çocuk
Ko titresin hıçkırsın dudaklar

Albümden kalma bir akşamında
Düş yollarına bu şehrin yürü bir başına
Dökülsün avuçlarından solgun zamanlar
Sonra bir an dur, bak etrafına
Sessizce karanlığa haykır:
'Tükeniyor içimdeki mum ağır ağır! '

Yalnızlığını duy kalabalıkta
Sen de karış git şu insan seline
Ve hatta yıkıl öl ortalıkta
Nazire yaparcasına sevgiline
Doyasıya iç tükenişini damla damla
Son demlerini talihsiz ömrünün

Son perdesini oyna bu akşam
Yıllara sığmayan tragedyanın
Yüreğinden bir kadeh daha doldur
Şerefine de kahpe dünyanın
Çılgın sessiz alkışlarla
Ağır ağır insin perdeler

Korkmadan bak bir kez de
Tanımadığın zalim yüzlere
Ve hatta intikam alırcasına
Dik gözlerini gözlerine
Bas küfrü gitsin, sat anasını
Susmakla ne geçti eline

Hani bir aşk şiiri okurdun ezberden
Yine mırıldan o şiiri hafiften
Acının yüreğini dağladığı yerden
Sessizce çöküyor yine gece
Nesine kaldın be hey serseri
Al git başını bu şehirden...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:43 PM
Ağlıyor bu gönül senin elinden
Kaçamıyor darda, sevdan elinden
Sanma ki derdinden, billah aşkından
Havada bu gönül, senin elinden

Gözünün rengini, bilemiyorum
Saçına dokunmak, hayal diyorum
Tenini koklamak, zor biliyorum
Ah sevda çiçeğim, senin elinden

Bir gün cemalini görecekmiyim
Tatlı dilerinden duyacak mıyım
Sensiz bu dünyadan göçecek miyim
Biçareyim gülüm, senin elinden

Bir sitem değildir, sevgiden sözüm
Senden başkasını görmüyor gözüm
Sensiz geçen ömre isyanda özüm
Erdim aşk tadına, senin elinden

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:44 PM
Fakat bir gidişin var.
İzini belli etmeden,
Lâl oldu dilim gidişini,
İzlerken, sessizce sen giderken,
Zilletini vurdu hayat,
Kaderime de aydınlattı bu gidiş,
Arkana bakmadan gittin be
Razıyım dedim sana,
Aldırmadın giderken haykırışıma,
Yalvardım sen giderken,
Abla gitme diye,
Zahmet edip de dönüp arkana bile bakmadın...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:44 PM
İsyanım var, şikayetim var hayattan
Yerle bir oldu sevgi bahçem, viran
Öfkeliyim, bıkkınım, sıkkınım
İnsan olmaktan öte
Varlığımdan şüphe duyarım
Yarınlar bana hiç olmayacak
Güneş hiç doğmayacak heveslerime
Köreltmişim yüreğimi yaralıyım
Sanki ben bende değilim
Bitkisel hayatta duygularım
Sadece bedenim hissediyor dokunuşu
Yüreğim, ruhum kapalı gülmelere
Ağlamak istesem de ağlayamam, göz pınarlarım kurumuş
Soluklanmak istesem hava bile tıkanır boğazıma
Amaçsız, dümensiz, pusulasız, yönsüz
Döner dururum ummanın ortasında
Görsem de kıyıyı ulaşamıyorum
Yok ki mecalim, yaşamaya isteğim
Daha doğarken ağlamadık mı hepimiz
Niye peki o zaman bunca isyan, feryat
Nedendir kanayan yaraya hep tuz basmak
Belki de dervişler misali
Bedenime eziyetle dinleniyor ruhum
Ama sönmüyor yine de içimin yangını
Sevgisizlik yok ediyor arzuları
Ne kadar da mutluydum oysa ki gençliğimde
Sevmeyi isterken, sevilmeyi düşlerken
Hepsi boş, hepsi yalan ve sıkıcı
Doğru olan tek şey, aşkın ve sevginin kendisi
Eksildikçe kalbinde sıcaklığı
Azar azar, ama hızlı bir tükenişle
Bomboş bakışlar, sorgulamayan, yargılamayan
Anlamayan, araştırmayan, hissetmeyen
Kurumuş ağaçlar gibi susuz ve renksiz
Sükunet, gevşeme, kabullenme
Yıkılmak, devrilmek, yok olmak beyinlerde
Sonsuzluk pınarına ulaşamadan
Yazık... Çok yazık geçen ömrüme... Yazık...

26.12.2004

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:45 PM
Yüreğimin taşla örüldüğü zamanlar
Asi ruhum bedenime hükmederdi
Ne istediğimi bilirdim o günlerde
Ne de yaptıklarıma bir anlam verilirdi

Acı çektiğimi sanarak yaşadım
Babam derdi ya 'sen ne gördün ki'
Doğruymuş gözlerim ne gördü ki
Sanki herşey annemin dediği gibi

Hoyrat seneler birbirini izler
Yangın yerine dönen kalbim
Sürekli olarak sevecek birini arar
Sanırsınız ki kimse kalmamış etrafında

İsyankar yıllarım böyle geldi geçti
Artık bende masum bir serseriyim
Oyun oynamak istedikçe ağlayacak
Yemek istedikçe de çalışacağım

Geçmişte kaldı hatıralar belki
Ama kimse beni bilemezdi
Ümitlerimi doldurdum bir çuvala
İsyankar yıllara inat gidiyorum masumca

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:45 PM
İsyanlardayım
Nerdeyim kiminleyim
Kimmiş beni seven?
Adı neymiş?
Ne yaparmış?
İsyanlardayım
Nasılmış gülüşü
Hasreti nasılmış?
Hatırlayamıyorum
Unutturdun bana aşkı
Göremiyorum
Kör oldu yüreğim
İsyanlardayım
Sevgilimi özledim
Gittiysen gittim de
Sonra amenna çek git
Ama beni perişan etme
Gidip gelme kapılarıma
Ya gel gitme
Ya git bir daha dönme
İsyanlardayım
Sesim kısıldı bağırmaktan
Duymayacaksan sus de
Susayım ki bitsin
Yavaş yavaş acısız..
Kırmadan ümitlerimi
İsyanlardayım
Ama duyana be sevdiğim
Duymuyorsan
Yeter de, isyanlarımı tüketme...
Tüketme gözyaşlarımı
Sevdamı tüketme...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:45 PM
Gittiğin yerlerden dönmedin geri
Yollara rest çektim isyanlardayım
Kırıldı sonunda sabrımın teli
Yıllara rest çektim isyanlardayım

Beklenen yarınlar kaybolmuş dünden
Ümitler selamı kesmişler benden
Nasılsa hayır yok gelecek günden
Kadere rest çektim isyanlardayım

Bu benim talihim sözüm yok sana
Payımı aldım ben sevdadan yana
Hasretinden başka ne verdin bana
Sana da rest çektim isyanlardayım

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:45 PM
Bin Dokuz Yüz Yetmiş Sekiz'in kışında,
Geldim ot gibi, giderim ot gibi...
İki vefasız güzelin peşinde,
Koştum at gibi, gezerim it gibi...

Hüsam'ım ziyanda fayda görecek,
Ezada, cefada, sefa sürecek,
Her imkansıza, bir imkan verecek,
Fikrim çok ama, iz'anım kıt gibi...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:45 PM
Bir sokak köpeği gibi son bulsun hayatım
Ya bir çöplükte karnım içine çökmüş
Ya da bir otomobilin lastiklerinde
İt gibi yaşadığımı bir ben bileyim
Leşim defalarca çiğnensin
Yapışsın kızgın asfalta büsbütün
Kimsem olmadan yaşadım
Kimsesiz bir ölüm olsun sonu da
Ne bir kabrim ne bir mezar taşım
İstemem dualar okuyanım olmasın
Bir şehir çöplüğünde son bulsun
Şu iğrenç sefil yaşantım
Yaşadığımı öldüğümü bir ben bileyim...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:45 PM
Küçüğüm, sen şimdi onsekizindesin
Güzelliğin gün günden dillere destan
Hatıramda herbiri seninle canlanan
İzmir'in günlerinde *******indesin

Sönmüş yanardağlar, kaleler eteğinde
Yüzyıllardır uyuyan şu bizim İzmir
O âşık kadınları, levent erkekleri nerde?
Sahiden yaşayıp göçtüler mi kimbilir?

Balkonlara, yalılara dalar düşünürüm
O günler uzaklaşan yelkenlerin peşi sıra
Akan bulutlar gibi geçmiş: ne iz, ne hâtıra!
Sır şimdi bunca güzel hayat, güzel ölüm!

Sır şimdi gözyaşları, saadet dilekleri
Bize gelen yüzyılların hikâyesi sır
Eski İzmir diye ne varsa şunun bunun bildiği
Yaşlıların kırık dökük anlattığıdır

Aşkı şehirler yaratır, şehirler yaşatır
Ben gönlümce yaşadım, gönlümce sevdim
Bilirim saadetim, yalnızlığım bundandır
Seni bulduğum, kaybettiğim günden bilirim.

Aşklarının tarihi bir şehrin tarihidir diyorum
Gün gelir aşklariyle anılır şehirler anılırsa
Niyetim sevdalı sözler etmek de olmasa
İzmir için ne yazarsam sana adıyorum!

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:46 PM
On sekiz yaşında sana rastladım , bir anda benliğimi kapladın.
Dostluğu , sevgiyi , mutluluğu sende buldum , seninle tattım.
Sen ayaklarını yere hep sağlam bastın , bense hep hayal kurardım.
Yılmadın , usanmadın , en kötü günümde bile hep yanımdaydın .

Her düştüğümde sen tuttun , başımı kaldırdığımda karşımda hep seni buldum.
Beni yaşatan , beni yeşerten , beni ısıtan , beni hayata bağlayan hep sen oldun .
Aldığım nefessin , içtiğim su , gördüğüm gözümsün , çarpan yüreğim.
Seni seviyorum demem , yetersiz kalır , sana haksızlık olur ,
Bendeki seni , sana anlatmaya yetecek cümle bilemiyorum nasıl kurulur. .

Aradan yirmi küsur yıl geçti , bu gün yüreğimde halâ aynı sıcaklığı taşıyorum.
Yıllar her şeyi yozlaştırdı , eskitti , yaşlandırdı , tüketti , bitirdi.
Yalnız , sevgim halâ , on sekizinde , halâ genç , yıllar bir onu tüketemedi.
Senden , bir gün ayrı kalmak bin yıl gibi geliyor , adımlarım beni hep sana getiriyor.

Geçen yıllar bu bedeni de eskitti , sakallar ağardı , saçlar çoktan veda edip gitti.
Sırt kamburlaştı , yüz kırıştı , artık yaşlı bir adam bakar oldu , aynadan yüzüme.
Her zor günümde yanımda olan yarim , buna sen de bir şey yapamazsın ,
Elinden gelmez , gücün yetmez kadınım , ömre ömür katamazsın .

Bunları söylüyorum diye , sakın ölümden korkuyorum sanma .
Hiç bir zaman , ölümden korkmadım , korkmuyorum ,
Gençlik aşkım , kadınım , canım senden ayrılma gerçeği , yok mu .
İşte bu benim en büyük korkum , ben sensizlikten korkuyorum.

29 Aralık 2003

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:46 PM
Bıraktım tüm zevklerini dünyanın
Kabahatini kendimde buldum bütün olanların
Elimi vicdanıma koydum
Yanlış yolda olduğumu gördüm

İnsanların boğazında çoktan patladı dinamitler
Küçücük bebeleri katranla yıkadılar
Dilleriyle dünyayı yamayanlar ,elleriyle bozdular
Çalılıkların arkasındaki avcılar ,huzuru ezelden vurdular bile
Ve biz hala kendi dünyamızda insanız diye yaşıyoruz
her şeyi içimize sindire sindire

Bıraktım tüm zevklerini dünyanın
Kabahatini kendimde buldum bütün olanların
Elimi vicdanıma koydum
Yanlış yolda olduğumu gördüm

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:46 PM
Nasıl oldu bitti bilmedim her şey,
Lâkin anlatması gerçekten zor şey,
Değil ki bu tespih benzeri bir şey,
Dizeyim diyorum, dizemiyorum...

İzâha yetersiz kelime hece,
Ne zor şeymiş yahu, sanki bilmece,
Uğraşır dururum gündüz ve gece,
Çözeyim diyorum, çözemiyorum...

Ağırlık çöküyor akşam olunca,
Hele gökyüzü de yıldız dolunca,
Uzanıp balkona boylu boyunca,
Sızayım diyorum, sızamıyorum...

İmkansız bir aşk ve sevdâ uğruna,
Tükettim ömrü yaklaştım sona,
Önce şu gönlüme, sonra da ona,
Kızayım diyorum, kızamıyorum...

Dedim ki geçen gün; “Merhamet eyle”
Diyen kim, duyan kim, olmuyor böyle,
Göreyim hesabı, altını şöyle,
Çizeyim diyorum, çizemiyorum...

Her Şubatta ter, her Ağustosta kar,
Ölüyor zamanla, bende de can var,
Sığabileceğim geniş bir mezar,
Kazayım diyorum, kazamıyorum...

Vakî mi kapımı bir tıklattığı,
Ne öptürdüğü var, ne koklattığı,
Sihir mi, büyü mü, neyse yaptığı,
Bozayım diyorum, bozamıyorum...

Bu saatten sonra çıksa da cama,
Dikiş tutar mı hiç kalpteki yama,
Yazılacak daha çok şey var ama,
Yazayım diyorum, yazamıyorum...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:46 PM
Sevgiliden sevgiliye hediye,
Ayva gider, elma gider, nar gider.
Sevenin yüreği bir renkli mevsim;
Yağmur gider, rüzgar gider, kar gider.

Işıklı saçların dökmüş beline,
Bağladım gönlümü her bir teline,
Ana, bir ben değil bu aşk yoluna,
Topal gider, sağır gider, kör gider

Fakir, zengin, yiğit, akıllı, deli...
Bunların hepsi de sever güzeli,
Baba, bu çığırdan ezel ezeli,
Hasta gider, esir gider, hür gider.

Sarıldım boynuna, öptüm yüzünden;
Sevdim, ayrılamam kara gözlümden,
Ah! Gardaş neyleyim gönül izinden,
Herkes gitmiş, ben giderim, yar gider.

Karakoç'um düşmüş gönül derdine;
Can adaktır güzellerin merdine,
Hey arkadaş, bu sevdanın ardına
Şahlar bile tahtı, tacı kor gider.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:46 PM
ne bir haber beklerim senden
ne de bir mektup
hani gittiğin gün sormuştum ya
neden?
hatırlar mısın?
yüz ifadelerini soğutup
gitmem lazım dedin sevmeden
sevgi nedir bilmeden
bak şimdi pişmanım gitme demediğime
severdin ya beni
sev diyemediğime
bak şimdi söylüyorum
bak söylüyorum duyuyor musun?
iki damla gözyaşı
aslında ikiside ayışığı ile kırılıp
oluverir birer gökkuşağı
hani rüzgar
nasıl ister
nasıl sever
nasıl okşar ya dal üstündeki başağı
işte öyle sev öyle işte öyle okşa bu başı
ve işte o zaman dilim cözülür belki
ve belki gitme derim
ve itiraf ederim sana olan aşkımı

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:47 PM
Biliyorsun ben senden başkasını,
Sevmedim.
Sevemedim,
Hep seni düşünerek,
Kalbimi sana verdim.
Şimdi artık kalpsizim;
Çünkü o senin oldu,
Şimdi artık duygusuzum;
Tüm duygular seninle doldu.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:47 PM
Onlarımı daha çok sevdim, seni mi anlayamadım
ama galiba, ben seni aldattıklarımla aldattım!
Yarısı sendeydi beklentilerimin, yarısı onlarda
beni yürekten seven biri olsa anlar da, galiba ben aşkı azraille aldattım.

Nefsi körelmiş bakışlarım oldu çoğu zaman
sevişmeyi hatırlatan ağustos *******inde.
Ne yürekleri etkiledi beni, ne de gözleri
birbirinden güzeldi de hepsinin sözleri
ben ruh ararken bedenlerinizi aldattım.

Ne kadar ilgini çeker ekolojik dengeden bahsetsem!
Elimde değil ki, çok eşliliğin verdiği bir kasvetsem.
Git başkalarını sev istersen,
işe yaramaz bilirim, bekle desem, affetsen!

Öyle deme sevgili, pencerene sor beni,
kaç gece sağanak yalanların altında dudaklarını hayal ettim bir görsen!
Deli gibi sevsen ne fayda, ruhu değil de bedeni aldatmaya müsaitsen
Ölürdüm de uğruna, ten beklemez sevgili, aşkım desem sabretsen!

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:47 PM
Şikâyet mevzuu bahis olursa,
Sitemim ne güle, ne dikenedir.
Ayrılık mevzuu bahis olursa
Sitemim ne felek, ne kaderedir.

Düş ile gerçeği ayıramadım
Sevdamı yürekten haykıramadım
Kavgada sevgiyi kayıramadım
Sitemim ne güle, ne dikenedir.

İnsan ki, aklını yitire göre
Felek ile yarış etmeye göre
Kader ki, o zaman ağını öre
Sitemim ne güle, ne dikenedir.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:48 PM
Haziran bulutları olsun yatağın,
Aşka düşsün yolun düşünde.
Bir dere kenarında,
söğüt gölgesine sığınsın başın
Ayakların suda
-Aslında su senin ayaklarında gülüm-
Elinde Bursa işi bir çakı
sabaha kadar umutlarını yont!
Bir de beni düşün düşünde.
Yokluğunda nasıl da haziran bulutuyum,
Söğüt dalıyım,
Akan, akmayan suyum,
Ama illâ ki;
yonttuğun umudum...
İyi ******* gülüm,
İyi bir gün olsun yarın...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:48 PM
İyi kalpli günahkar
Kanaatkar ve şakacı bir gece lambası gibisin...
Yanıyorsun sevişmelerin en koyusunda,
Sönüyorsun binlerce bilmeceyle.
Dışarıda mağrur, gizemli, yasakçı...
İçeride sevecen, başıboş, ahlaksız.
İyi kalpli günahkarları
Aydınlatan bir gece lambası gibisin...
Kendi yangınına aşık...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:48 PM
Gözlerimi açar açmaz tanımadım ama
O gün gibi sevmeye başladım
O kadar çok sevdim ki bir daha ayrılamaz oldum
Aşklarımı yaşadığım sahildeki kayalıklara çok şey borçluyum
Yada dostlarımı bulduğum o boş parka
Evimin balkonundan başıma konan kuşlar yarama merhem oldular
Ada vapurunun soğuk esen balkonunda yudum yudum şarap içerken senin değerini anlıyorum
Sandala binip denizden sana bakmak istedim
Sabahı ayrı güzel akşamı ayrı
Sabah sahile doğru koşanlar bisiklete binenler ve kenarda sıcağa aldırmadan yolları süpüren çöpçüler
Akşama doğru bir hareketlilik dürümcü önünde oluşan kuyruklar yada balık meraklısı genç kadının balık sefası
Barların olduğu sokağı söylemiyorum o kendini belli ediyor bitmeyen eğlenceler
Söylemeden edemeyeceğim ama ilk ayrılığımı yaşattın bana yarasını hala taşıyorum
Her ne kadar telafi etmeye çalışsan da onun yeri başka yinede teşekkür ederim
Yastığa kafamı koyduğum zaman iyi ki buradayım diyorum
Yarın yine sana sırlarımı anlatmaya geleceğim beni her zaman ki gibi herkes gittikten sonra dinlemeye gel
Bekletme sakın Bostancı Kardeş

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:48 PM
İyi ki varız
Bir yandan aşkı tatmak,
Öbür yandan yeniden
Ve meydan okumak dünyaya.

İyi ki varız..
Olmasaydık bir gün belki de.
Vururdum kendimi
Dayanamazdım
Her gün biraz daha
Kendimden kaybetmeye.

İyi ki varız
Aşkın ateşi yakarken içimi
Bir meltem gibi
Onu hissetmek
Ya da yokluğunda boğulmak
Boğulmak özlemlere
Yeniden buluşabilmenin acısıyla.

İyi ki varız..
Yoksa,
Ne tadı olurdu yaşamanın,
Hava ve su olmazsa
Hayat olmaz ya..
Sen olmazsan
Ben de olmazdım.

İyi ki varız
Yoksa
Ne tadı olurdu
Deli sevdaların.

İyi ki varız
İyi ki varız bir tanem
Bir özgün sevdayı yaşatmak
Ve
Sonsuz aşkı anlatmak için
İyi ki varız.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:51 PM
Sen; amaçsız adımların adımı,
Sen; silinmiş ruhların gök kuşağı
Sen; dingin yüreklerin umudusun.
İyi ki doğdun, iyi ki varsın…


Çıkmaz tünellerin ışığısın sen
Karanlık *******in gün doğumu,
Ağlamaklı yüzlerin gülüşüsün.
İyi ki doğdun, iyiki varsın.


Susuz kalmış topraklarda yağmur,
Tutsak kalmış sevgilerin,
Özgürlüğe uyanışısın sen.
İyi ki doğdun, iyi ki varsın…


Gökteki yıldız gibisin tertemiz yüreğinle,
Kardeşimsim canımsın aynı kanı taşımasak ta senle
Sana nice nice mutlu yıllar,
İyi ki doğdun iyi ki varsın…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:51 PM
Sensin tertip eden bu çilegâhı
Sensin tercih eden aşka nikâhı.
Yanlış mı sevgilim, yalan mı söyle?
İyi mi bir tanem, iyi mi böyle?...

Hangimiz gafilmiş, hangimiz şaşkın?
Hangimiz kanına girdi bu aşkın?
Giden mi günâhkar, kalan mı söyle?
İyi mi nur tanem, iyi mi böyle?...

Neden bunca hasret, neden bu keder?
Sen benden derbeder, ben senden beter.
Suçlu kim! Kalbim mi, çalan mı söyle?
İyi mi nar tanem, iyi mi böyle?...

Zaman aynasında görürsün yarın,
Hangimiz helâlin, hangimiz yârin.
Seni kaybeden mi, bulan mı söyle?
İyi mi kor tanem, iyi mi böyle?...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:52 PM
Hiç kalkmıyorum yatağımdan
Acı çekmez uyurken insan
Sen olmadığın sürece rüyalarımda
Her kâbus bir armağan.

Sevgi ve sadakat isimli iki yalan
Çekip gidişinin ardından arta kalan
Gülerken senin yanında yüreğim
Bu yalanları farklı öğretmişti zaman

Bitişi vardır her aşkın başlayan
Nedense beni buldu istisna olan
Sensiz geçen günler boyunca
Usanmadı aşkın yüreğime batmaktan.

Acaba ne? Seni bende taze tutan
Yıllar sonra bile çıkarmayan aklımdan
Belki de gözlerinin göründüğü bu resim
Hani şu hep kalbimin üstünde olan

Bu kederi bitirmeye
Sadece ölümün yetiyorsa gücü
Vaktinin geldiğinden eminim.
Sonsuz bir uyku kurtaracaksa beni
Dursun artık atmasın kalbim
İyi uykular sevgilim.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:52 PM
Artık ağaçlar yeşil değil,
Gökyüzü mavi değil,
Yıldızlar hiç parlak değil,
Güneş solmuş…
Gözlerimi kapatıyorum
Artık seni görmüyorum.
Hemen uyuyorum
Fotoğraflara bakıyorum
Ağlamıyorum artık,
Gülüyorum…
Şarkılar sadece boş geliyor
Hoş değil…
Sıkılıyorum bazen
Dışarı çıkıyorum
Bir parkta oturuyorum
Ama düşünmüyorum kimseyi…
Ne seni ne beni…
Mutlu muyum? Bilmiyorum…
Ama kafama takılıyor
Ne oldu?
Ağaçlara, gökyüzüne, yıldızlara, güneşe…
Yoksa sen…
Gittin değil mi?
Beni bırakabildin…
Ama biliyor musun?
Ben de seni unutabildim…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:52 PM
Ve ben sana göçtüm bu gece
Bütün özlemlerimi yanıma alıp
Umut ağaçları diktim geçtiğim şehirlere
Dostluk tohumları ektim
Seninle doğsunlar diye

Keşke sen her gün yeniden doğsaydın da
Ben şehir şehir gezip umut ağaçları dikseydim
Dostluk tohumları ekseydim
Keşke her şehirde bir ben bir sen olsaydı.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:52 PM
Uyandım, seni düşündüm
Birdenbire duvar
Birdenbire gece yarısı...

Sonra devriye parolası
Ve rüzgar
Ve birdenbire kalp ağrısı...

Uyandım, seni düşündüm
Ey yar
Ey göğsümün sol yarısı!

Su bulanınca
Meydanlarda sesin yırtılınca
Hiç dostun kalmayınca
Sarsılmış bir ömrün
Basamaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül olsun
Dudaklarında...

Dert etme, iyiyim ben
Ara sıra mahşer
Ara sıra yaşama hırsı...

Sonra mazgal altı zulası
Ve mektuplar
Ve ara sıra hasret belası...

Dert etme, iyiyim ben
Ey yar
Ey hüznümün tütün sarısı...

Kan bulaşınca
Yangınlarda yüzün harlaşınca
Saçların tutuşunca
Zorlanmış bir hükmün
Tutanaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül açsın
Yanaklarımda...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:52 PM
Maziyi düşündüm dün gece yine,
En çok ta sevdalar iz bırakmışlar,
Elbette uymadı; bu günüm; düne,
Hatalar içimde; toz bıraktılar...

Tarttım geçmişimi; hilesiz hem de,
Hüsranlar bir yaradır;hepsi sinemde,
Tüm dostları karşılıksız sevsem de,
Hep onlar çok almış, bana; az bıraktılar...

Sevdiğim kadınların güzel yüzleri,
Gülüşleri, sözleri, ahh hele gözleri,
Hepsinin içimde bambaşka yeri,
Hep bir eda ile; naz, haz bıraktılar...

Kimi bir ceylan dı, kimi; tombul ca,
Kimi candan, kimi; kurnaz aklın ca,
Hepsi sevildiler hak ettiklerince,
Benden bahar aldılar, güz bıraktılar...

26.02.2004 Taşkışla/Taksim

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:52 PM
Leyla Leyla diye arar dururum
Bulunmaz çöllerde izin bulunmaz
Aşkın ateşiyle yanar dururum
Bulunmaz küllerde izin bulunmaz

Duman olur gökyüzüne ağarım
Yağmur olur yaşın yaşın ağlarım
Derya gibi elden ele çağlarım
Bulunmaz sellerde izin bulunmaz

Bir aşığım diyar diyar gezerim
Rüzgar olup dağdan dağa eserim
Bülbül gibi daldan dala seslerim
Bulunmaz güllerde izin bulunmaz

Baharda kışlarda yazda ararım
Gelinde dullarda kızda ararım
Kemanda cümbüşde sazda ararım
Bulunmaz tellerde izin bulunmaz

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:52 PM
Kalem kaşta, elâ göz de
Seviyorum! Diyen söz de
O sendeki gül beniz de
Gözüm kaldı, gözüm kaldı.

Elin değmişti elime
Kapıldım aşkın seline
Sözler dolandı dilime
Söylenecek sözüm kaldı.

Tatlı tatlı bakışında
Alev gibi yakışında
Gönlüme her akışında
İzin kaldı, izin kaldı.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:53 PM
Uykusuz gece
Sanki yıldızlar karartıyor yalnızığımı
Sınırsız karanlık hem de
Birlikte kayıp zamanla
Gözlerimden akmayan yaşlara
Hüzünlü gülücüklere
Bulantı yüzümde
Acemi konuşkanlığımda
Ve asla olamayacağım
Aşktaki ustalığımda
Bir kahkaha
Yaratırım
Hatta bir komedi
Hem de suretsiz
İzinsiz bir komedi

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:53 PM
İzler taşır,kırık dökük
yaşam kuyusunun giz'leri
ipleri sökülmüş
define köprüsünden
yitik zaman şehrine doğru...

belki üstüne çöken gölgelerdir
gizemli yolculuğun sır perdesi
anka kuşunun kanadında saklı
siyah beyaz izlerin
gerçeğe sarılmış görüntüsü...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:53 PM
Aşifte mahsüllerden doğma şehvetim
belki biraz utanmalı ama en çok yangın kokan
*******in koynuna dalmayı bekleye
yağmurların damlalarını çekip üzerimden nefesinle almanı bekleyen
gel armağan gibi damla şefkatli bir sevişmeyle tenime
anla ıslat derelerimi, serhoşken çal beni aşkının sesine
çal bırakma deli yalanlarına
gel o gecenin kelepçeleriyle bırakma.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:53 PM
( kurtar beni yalnızlığımdan ,kanatlanıp gidelim ,bir yağmur ıslatsın bizi ,
kumlarımı örten denizim ol,ad koyalım buna,olsun olsun bunun adı aşk
olsun..)


Bulut bile ağlarken
Tek dertli sen mi sanırsın kendini
Ağaçlar mı mutlu sanırsın
Dökmezlerdi yapraklarını çıplaklıklarında
Kuşlar mı mutlu sanırsın
Bakmazlardı korkakça tüneklerinde
Sokaklara yağmur
Bana tutsaklık yağıyor
Ben ölüyorum anne

Ben iyice kapanırken içime
Açılmışım sağanaklara
Ayağı kayan kör gibiyim
Yağmurlara rehin verilmiş
Yolunu arayan seller gibi
Çamurlaşmış kaldırımlar da
Köşe başlarında herkese savruluyorum
Tüm bakışlar kuşkulu
Hareketler tedirgin
Islak yüzlerde
Herkes birbirine yabancı
Biri yanlışlıkla adres sorsa
Kalbimin yolunu göstersem
Buruk yalnızlığımı kırsam
Utanç yağmurun da

Eve dönsem kabuslar başlayacak
Buğulu aynaya baksam
Yüzüm akacak
Süzülecek yaşlar sebil gibi
Resim çizsen yağmura
Tutsaklığıma gardiyan olacak
Çare diye aradığımız dostlar
Benden çaresiz
Benden yalnız
Bir cenaze çıkıyor yaşlı bir evden
Ağlıyanı çok
Belli ki ölmüş vadesiz
Herkes koşuyor yağmura karşı
Bir ben dolaşıyorum gayesiz
Gem takılmamış yalnızlıklarım da
Kendimi ararken
Nerede unutmuştum çocukluğumu
Bir tek gölgem mi seviyor beni
Ayak izlerimi kim siliyor arayışlarım da

Dönüp dururken başımın üstünde
Pençe elleriyle martılar
Simitçiler bile sığınmışlar
Çocuk korkusunda ürkek seslerine
Gözbebeklerinde su baskını
Elleri üşümüyor simitçilerin
Umutlarını sel almışken
Duaları yağmurlar biraz bulutta kalsın

Yollar mı çukur
Kaldırımlar mı yüksek
Çatlarken caddeler
Seller mazgallara küs kaçmakda
Kabaran dalgalar yine başladı
Okşamaya köpükleriyle
Körfezin mavi kıyılarını
Kilit vurulmamış bir kalp olsa
Tam yanımda yalın ayak
Tutsakken meltemli yağmura
Bulutlar atmışken sularını
Tek toprak mutlu ki yağmurdan
İçine alırken birikintilerini
Kimliksiz kaldım yağmur gurbetinde

Çölde serap misali
Seken su birikintisinde ki gölgem
Aniden yitip gitmekde
Toprak yağmuru dinliyor
Islak sonsuz gökyüzünde
Yıkarken sesleri
Ezenler var yağmuru
İzmir bu gün yağmura tutsak
Ben hala yağmurda aramaktayım
Benim yağmurum nerede

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 08:53 PM
İzmir e yağmur yağıyor
Her damlada yüreğime acılar düşüyor
İzmir in caddeleri yağmurla ıslanıyor
Islak caddelere göz yaşlarım karışıyor

İzmir in caddelerinde yağmur suları akarken
Akan yağmur sularına göz yaşlarım karışıyor
Hayatım kayıyor ellerimden tutamıyorum
Her gecen gün uçuruma biraz daha yaklaşıyorum

Eriyorum yavaş yavaş farkındayım
İnan ki gülüm çok acıyor canım
Kalmadı artık dayanmaya takatım
Nede bekleyecek sabrım

Kader diyemezdim bu ayrılığa
Hakkımız yoktu bir dünya yıkmaya
Kulun gücü yeter mi kaderin kalemini eline almaya
Sen yazıyorsun kederim oynuyor

Bende izliyorum bu oyunu acılar içinde
Ve bekliyorum neyi beklediğimi bilmeden
Çok oldu da hayat denilen yoldan geçeli
Senden gecemiyorum gülüm

Sen İzmir e sor seni nasıl sevdiğimi
*******i sensizliği içime nasıl çektiğimi
Ve ağlayan gözlerimi,
Sen İzmir e sor o hiç anlayamadığın sensizliği

Her caddesine adını yazdım
Seni içimde bir yere sakladım
Bu gece yine sensizlikle baş başa kaldım
Ve Allaha yalvardım bitsin diye hayatım

Sen İzmir e sor nasıl acı cektiğimi
Eriyip günden güne bittiğimi
Sen İzmir e sor……
İzmirin bildiği ama senin asla bilemeyeceklerini….

Dünyanın en güzel
çiceğine…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:37 PM
Bir gün güneş doğmayacak,
Güneş doğup ta oda'mı aydınlatmayacak,
K.d.z. Ereğli'de sabah olmayacak,
Benim için her şey duracak,
Ecel gelip kapı'mı çalacak,
İşte o an bir kez daha öleceğim,
Bir kez daha toprağa gömüleceğim…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:38 PM
Saat 11.00, günlerden Salı
Şu anda bir elimde sığara
Bir elimde kalemle karalıyorum hatıraları
Umutlarımı yazıyorum
Yarınlarda okuyacak duygulara
Yarınları düşünerek bekleyen umutlara…


Saat 11.10
Sen geldin yine aklıma
Sen çarpı verdin kalbimde yine
Sendeki hatıralar tütüyor yine cızgaramın dumanında
İçime çekiyorum bir of çekerek,
Unutmaya çalıyorum.
Ama unutamıyorum…
Sen nesin kimsin?
Nasıl bir duygusun ki
Beni böyle kendine bağladın.
Nesin sen ha?
Unutamıyorum bir türlü…


Saat 11.15
Yine senle devam ediyorum duygularıma
Senle düşünüyorum.
Seni
Senle yazıyorum
Senle unutuyorum anılarımı…


Saat 11.20
Öğle bir düşündüm beş dakika seni
Nerede olduğunu
Ne yaptığını
Nasıl hareket ettiğini
Benim hakkımda şu anda ne düşündüğünü
En önemlisi dün geceki mesaj aklıma geldi,
Düşündüm,
Sanki hala unutmamışsın beni;
O kavgamızdan sonra.
Bir daha aramıyacagını düşündüm
Hâlbuki yanılmışım
Yanlış düşünmüşüm
Kısıtlamışım kendimi senin duygularında
Yasaklamışım…
Kızıyorum şimdi kendime,
Bana dün mesajı çeken sendin
O ezbere bildiğim tek numara senin numarandı.
Senin numaran…
Sevindim gerçi,
Sonrada inanmayarak şaşırdım
Unuttum derken yeniden ümitlendim.
Yine daldım seninle uzaklara
Seninle yattım yine dün gece mesajından sonra
Sen yanımda olmasan bile
Hayalinde uyudum
Hayalinle sarıldım yastığıma
Daldım rüyalara…


Saat 11.30
Gülüyorum şu anda kendime
Niye diye sorma
Bende bilmiyorum
Niye
Neye güldüğümü tanıyamadım
Anlayamadım sadece
Öğlece sırıttım sadece içimden…


Saat 11.35
Gözlerim ranzamın üzerine dikildi,
Resmine baktım gözlerim kamaştı
Öğlece gülümsüyordun bana
Masum, masum,
Bir elinde bira şişesi
Bir elinde çerez kabukları dökülüyordu yere
Sevinçliydin.
Gülücükler saçıyordun etrafa
En güzel günündü galiba o gün
Güzelliklerle süslenmiş efkârlı bir gün
Efkârlığın sevincindendi
İçiyordun hiç yok demeden…
Her gece o gülücüklerden bir pay çıkarıyordum kendime
Bana gülümsüyordun,
Bana bakıyordun,
Benim için o kadehi kaldırıyordun diye.
Kendime her gece bir pay çıkarıyordum
Bir çocuk gibi.
Ama gerçek olduğunu düşünemiyordum
Tanımlayamıyordum
Varsayımlarla kandırıyordum kendimi sadece
İnandıramazdım ki,
Çünkü sen yoktun yanımda,
Yoksun artık rüyalarımda,
Yoksun *******imin karanlığında,
Yoksun sen yok…
Öğlece boş düşüncelere dalıyorum
Öğle avutuyorum kendimi
Seni sensiz yaşıyorum her zamanki gibi
Neyse boş ver,
Boş ver gitsin…


Saat 11.40
Yine saate baktım…
Saat hiç benim gibi olduğu yerde durmuyor
Su gibi akıyor durmadan
Su gibi eritiyor beni.


Umutlarıma doğru uzamış
Yarınlarda olacak duyguları aramaya çalışıyor
Saat bile benim gibi düşünmüyor artık
Benim gibi yaşamıyor bu dünyayı
Hâlbuki ömrü, hayatı benim elimde,
Umutları
Yarınları benim elimde
İstediğim an yok edebilirim her şeyini

İstediğim an öldürebilirim umutlarını
Ama
boşver
niye yapayınki
senin gibi!
Niye bitireyim ki yarınlarını,
Niye ayırayım ki sevdiklerinden,
Niye ha? Niye?
Yarınlarda bulacağı ümitlerini niye yok edeyim ki aniden,
Neyse boşver.
Utandırmak istemem seni
Kırmak istemem yine haklı olduğum konuklarda kalbini
Boş yere beklediğim umutları zedelemeyeyim yine,
Umutlarım için diyorum da sana
Umutsuzluklarla doğmuşum bir kere
Neyimdeki senden beklediğim umut,
Neyimdeki
Söyle neyime ki senden beklediğim umut
Neyime ki…

Saat 11.50
Şu anda kalemi bırakıyorum
İşim var gitmem gerek
Ama geleceğim yakın zamanda.
Geleceğim yazacağım umutlarım için
Geleceğim özellikle senin için.
Geleceğim gülüm
Bekle beni…

Saat 22.40
Aşağıda birini gördüm,
Öğle büzülmüş bir köşede sigarasını içiyordu
Yanına yaklaştım ansızın
Ne oldu dedim usulca
Yavaşça kafasını yerden kaldırıp baktı suratıma
Yok, bir şey dedi kafasını yere eğdi
Israr ettim biraz
Neyin var dedim
Tekrar kafasını yavaşça kaldırıp baktı bana
Ayrıldık kardeş dedi
Nasıl? Kimden? Niye dedim?
Sevdiğimden dedi
Niye diye bir daha sordum
Bende tam bilmiyorum
Olmuyormuş galiba
Ben burada o orada
Bekleyemezmiş dedi.
Bende üstelemedim bir daha
Ağlamaya başladı
Onunda umutları yok olmuştu
Onunda artık yarınlarda bulacağı bir duygu yoktu
Beklentisi umudu kalmamıştı
Kahrolmuştu zavallı
Hüngür hüngür ağlıyordu
Bitmişti artık onun için hayat
Çünkü sevgisinin değeri çoktu onun için
Onun için her şey yapabilirdi
Yok, edebilirdi kendini acımasızca
Boş ver dedim takma kafana
Her sevginin bir karşılığı vardır
Ve usulca uzaklaştım oradan
Sonra düşündüm öğlece
Bu hayatın gerçek yüzü bumuydu
Bumuydu yaşantı şekli
Bumuydu inandıkları güvendikleri umutları
Herkes düşüyor hiç acımadan bir duygu uğruna
Yanlış düşünceler içerisinde boğuyorlar kendilerini
Neye taptıklarını bile bilmeden dalıyorlar…
Neyse!

Bir tek ben çekiyorum
Ben seviyorum
Ben ağıt yakıyorum
Ben kâğıtlara döküyorum diye
Meğer
Ne yaşantılar,
Ne duygular,
Ne hayatlar varmışta anımsamamışım
Bencilleşmişim bir anda
Boşver!
Boşver kapılma sen yine eski günlere
Her şeyin bir karşılığı vardır
Her umut bir gül gibi, açtığı gibi solar
Her solan gülün yerinede
Bir gün yenisi biter…

Saat 00.55
Sana olan sevgim hala dünkü gibi
Kalbimin;
Yüreğimin en derin köşesinde açan bir gülün
Koparılan yaprakları gibi
Solgun ve bitkin…
Çaresiz
Umutlarını arıyor köşe bucak
Yarınlarda artık bazı gerçekleri bekliyor
Bazı duyguların olumlu olumsuz
Yaşayış tarzını bekliyor…
Artık,
Artık bu son saat im sana
Bu son saat yazışım
Son duygum
Son olan bütün sevgilerim sana
Benim olabilmen için yetiyorsa sana
Sarıl boynuma hiç durma
Sarıl yüreğimdeki sevginin güzelliğine
Sarıl sevdiğim…
Son saniyelerim atıyor durmadan
Seni bekliyor yüreğindeki sevgiyle
Umutlarını bekliyor…
Banim için doğacak son güneşin
Doğuşunu düşünüyor
Seninle geçecek son anı
Son sevgiyi
Son öpücükleri bekliyor…
Damarlarımdaki kan durmak üzere
Aldığım nefes bitmek üzere
En önemlisi içtiğim son sığara seninle birlikte
Sönmeden gel sevdiğim gel
Umutlarımın ışığı ol,
Sigaramdaki güzleklik ol gel
İçtiğim çektiğim son nefes ol
Dayanamıyorum gel artık
Seviyorum seni…

........! Ve sigaram bitti
Umutlarımdaki ışık söndü
Doğacak ola güneş doğdu
Ve beklediğim son an geldi
Seni seviyorum…
Ağlarsam gözyaşlarımı silme…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:38 PM
Saat…?
Burada saat yok
Burada umut yok
Burada yarınlar yok
Bekledim gelmedin
Son duygularımıda yadım orada
Şu anda içim boş günlerim sınırsız uzun
Bitecek diye bekledigim bir şey yok
Bütün güzel duygulara gün ışığında bakıyorum
Güzellikler içinde yaşıyorum
Güzellikler içinde atıyorum adımlarımı
Burada
Zamana dair
Sevgiye dair
Aşka dair
Kötülüğe dair bir düşünce yok
Sensiz burada ilk defa mutluyum
İlk defa rüyalara dalmadan yaşıyorum
Son Duygulardı
Son umutlarımı
Sana dair her şeyi orada bıraktım
Şimdi bir ilki yaşıyorum
Herzaman istediğim güvendiğim şekilde

Eğer sen beni isteseydin
İçtiğim son sigaranın dumanında beni bulabilseydin
Damarlarımda akan son damla kanımda
Aldığım son nefesimde
Eğer isteseydin o güzlekliklerin içinde
Yanımda olabilirdin
Ama senin o isteksiz güzelliklerin içinde
Bir anda boğularak can verdim
Senin bile haberin olmadan
Senin bile ummadığın yerde can verdim
Sevgimin en güzel yerinde
Senin yüreğinde öldüm
Senin yüreğinde
Seni seviyorum demen yeterliydi
Hayata dönmem için
Seni seviyorum demen yeterdi
Yeter di…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:38 PM
Çaresizlik adına yaşanmış tüm gerçeksizliklerden
Yoluma çıkmış her türlü berbat çirkinliklerden
Adını bile söylemeye cesaret edemediğim düşlerimden
Hatırı sayılır üzüntülerimden geriye ne kaldı
Yalnızlığımın kanatları altında ebedi yolculuğuma
Bir yol arkadaşı bile edinemedim neyleyim
Üstü kapalı yalan sevdaların derdinden
Yalıçapkını bakışlarından kaçmaya meyilliyim
Ağlamaklı geçen her gecenin mahsun nefesinde
Gizlenmeye çalışır ama saklanamam her seferinde
Artık yıldızları saymayı bırakmak istiyorum
Bir martı özgürlüğüyle kendimi bu hayattan
Sevgisizliğin tüketilmişliğinden ruhumu silmek istiyorum
Sanmayın sakın bunu da kaderdendir
Canına yandığımın ilâcı yok üzüntüm kederdendir
Hapsolur giderim ben de yokluğunun sonbaharında
Anlatamam kimseye çünkü bütün kabahat bendedir.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:38 PM
sen gittin, dünyada huzur görmedim,
sevdanın üstüne, bir gül dermedim,
şu yorgun yüreği, ele vermedim,
kalbimden, kabrine selam getirdim.

çok kaldım birtanem, çok kaldım darda,
el bile açmadım, kalsam da zorda,
sevdanı sakladım, ıssız dağlarda,
dağlardan, kabrine selam getirdim.

sen gittin, anam da gitti peşinden,
çiçekler saksıda, koptu eşinden,
uzak diyarlardan, kan kardeşinden,
gurbetten, kabrine selam getirdim.

sen gittiğin zaman, ben de ölmüştüm,
ben garip sevgimi, senle gömmüştüm,
yetişirim diye, peşine düştüm,
kabrimden, kabrine selam getirdim..

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:38 PM
Toprağın sinesinden almışım huyumu,
Seni her halinle kabul ederim.
Ne olur artık çizme sonumu
Seni her halinle kabul ederim.

Geçmişte mazin hatayla dolu olsada,
Kapkaranlık sayfayı ömrün doldursada,
Benden önce yaşamından pişman olsanda,
Seni her halinle kabul ederim.

RAFET günahınla alıyor seni,
Dediğim şey belli aynı toprak gibi,
Seviyorum seni artık anla beni,
Seni her halinle kabul ederim.

1995

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:38 PM
Gecenin bu saatin de bile seni düşünüyorum
Dışarısı zifir karanlık ve karanlığın soğuk sesi,
Kulaklarımda çınlıyor...
Bütün gün sesinin kulaklarımda çınlaması yetmiyormuş gibi
Yıldızlarla birlikte, koyu karanlığın ortasında
O masum o sevimli yüzün, her saniye her dakika
Karşımda...
Seni hala çözemedim biliyor musun
Bir an canımı bile verecek kadar çok seviyorum
Gerçekten eğer canımı istesen tereddüt bile etmeden
Veririm
Ama an geliyor ki senden tam anlamıyla nefret ediyorum
Ne yüzünü
Hatırlamak ne, nefesinin sıcaklığını hissetmek...
Aslında her zaman istediğim ve hiçbir zaman bıkmayacağım bir tek sen varsın
İnansan da inanmasan da sadece sensin istediğim
Ama paylaşmadan sadece benim olmanı
Beynimdeki kelimeleri yerine oturtamıyorum
Sanırım aşk bu
Yanımda olsan, bütün hepsi bir nefeste çıkar
Ama uzaktasın kalbimin en derinlerindesin
Oraya sesim yetişmez ne kadar çabalasam da
Yani her şey benle bitmez
Sen ve ben olmalı
Biraz da sen çaba sarfetmelisin
Bu aşk sadece benim sevgimle yürümez
Aşk paylaşımdır, yardımlaşmadır
Sen ne kadar uzakta olursan benden kaçarsan,
Benim sana ulaşmam zorlaşır
İnan ki senin için herşeyi yapmaya razıyım
Eğer seni üzecekse aşkım
Sen kaçmak istiyorsan kaç
Ben seni kovalarım
Ama herşeyin bir sonu var
Platonikte olsa benim sana olan aşkım
Benim için yeryüzünün en büyük ve en temiz aşkı
Eğer bir gün gücüm bittiğinde,
Yani seni kovalamaktan yorulduğumda
Bana gelirsen benim için dünyanın sonu gelmiş olur
Zaten sen kaçmak istiyorsan bu aşkın sorumluluğu benimdir
Geri dönmene gerek yok sorumluluk bana ait
Ben istersem paylaşırız
Sana söz eğer benim sorumluluğu şimdi paylaşmak istemiyorsan
Ömür boyu o hayatımın borcu olacak
O borcu ödeyene kadar yaşayabilirim
Ödedikten sonra ölümle kucaklaşırım
Hayat bir borç değil mi zaten
Varsın benim borcum da ALLAH’TAN sonra sana olsun
Seve seve öder sessizce göçerim aşkım
KABUL EDİYOR MUSUN?

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:38 PM
Dün gece rüyamdaydın,
Düşmanımla Kol kolaydın,
Yanında bir çocuk,
Öyle mutluydun ki;
Keşke benimle mutlu olsaydın.
Ter içinde uyandım,
Rüya olduğunu anladım,
Taktım kafama bunu,
Düştüm yollara bulmak için seni,
Gelene sordum,sevene sordum
Sevdiğim nerede diye?
Dediler ki;onu hala atamamışsın;
GÖNLÜNDE.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:39 PM
Bu can sana çok fena vurulmuş,
Aşkından deli divane olmuş.
Bunu henüz yeni anladım.
Çünkü bu kez sana çok farklı baktım.
Rüyalarımda bile sen varsın,
Düşlerimde de.
Seni karşımda görünce,
Elim, ayağım birbirine dolaştı.
Meğerki sevdan, çok kötü çarpmıştı,
Hepsi bu yüzdenmiş anlatım bunu.
Solmuş bir çiçek gibi sarardı benzim.
Dayanamadı ağladı, gözlerim.
Seni görünce rüyalarımda,
Uykudan uyandım biranda.
Artık sen vardın, kabusumda da.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:39 PM
Kaç acı çaktılar
Yüreğime…
Kaç damar dolandı
Benliğime…
Gün neydi?
Cuma…Pazar…
Ya da her neyse.
Kaç gecedir bu sorgular!
İliklerine kadar ıslaksın
Teninde sevda yanığı
Titremelerin sıcak koylarda doyumun.
Aralıksız buz gibi sular,
Sıyırır tazeliğini aşkın.
Hele az az voltajı
Arttırdıklarında,
İlk günkü gibi sarsıntılar
Sarar her yanını.
O elini tutmaya korktuğun,
Bir teline zarar gelir diye
Okşamaktan korktuğun sevgili,
Ve
Gözlerinde kaybolma isteğin.
Kaç acı çaktılar
Yüreğime…
Aşkıma akıttığım terdeki
Her tuz taneciği
Sorguda
Anadır,bacıdır,kardaştır…
Sanki tuz yakmaz bedenini
Bir farklı sevgiyle sarar.
İçini ısıtır nedensiz.
Oysaki;
İçine işleyen hücre duvarlarının
Lanetidir.
Bir de bakarsın o rutubet
Yarin kokusu olur.
Kaç acı çaktılar
Yüreğime…
Her sorguda;
Birermi
Yoksa üçer beşermi?
Kaç acı çaktılar?
Kaç…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:39 PM
Kaç Bahar Kaldı Anne (14.05.2006)




I
Kaç bahar kaldı anne
Dizinde uyunacak
Kaç şafak kaldı anne
Sesinle uyanacak
Kaç hafta kaldı anne
Doya doya saracak
Kaç bahar kaldı anne
Seninle yaşanacak.

II
Bir ömür yetmez anne
Bin ömür ayrılmasak
Bin ömür yetmez anne
Asırlarca kopmasak.

Kollarında koynunda
Uyumaya doyamam
Sımsıcak öpüşüne
Doymadım hiç doyamam.

Ben sensiz sen de bensiz
Yapamayız yaşamak
Ne sütünü ne kokunu
Kainatta bulamam.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:39 PM
Kaç cemre düşmeli yüreğime,
ısınmak için yeniden.
Unutmak için, yeşil nazarlarını,
kaç bahar geçmeli,
hasretinin üstünden...

Kaç ceylan su içmeli,
sevda sebillerinden.
Kaç güvercin uçmalı,
vuslat semalarında.
Kaç yağmur ıslatmalı tenimi,
arınmak için özleminden...

Kaç menekşe açmalı saksılarımda,
boyun bükmeden.
Kaç ilkyaz yaşamalı gönlüm,
üşümeden
Ve
kaç sene,
kaç ay,
kaç gün,
kaç saat,
geçmeli,
akan kanı dindirmek için,
yaralarımın üstünden?

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:39 PM
Ben ölmek için doğmadım,
Her gece yürüyüşümde
Bir yıldız kayar gökten,
Ama hiç dilek tutmadım,
Kehribar tesbih misal hep yıldızlar saydım
Yalnızlıktan kaçıp ayın mehtabında dolaştım,
Kendimi gizledim vefasız aynalarda
Kamufle olup sessizliğe kaçtım,
Ben kaçtım
Ben gizlendim
Ben sustum..

Ben ayrı dünya çocuğu,
Her gece ayın doğuşunda
Sancısını çekerim yalnızlığın,
Sonra firari fikirle yıldızlar sayarım..
Kaçarım esaretine düşmekten yalnızlığın
Gök kubbesi altında gizlenirim karanlığın
Yürürüm gecenin kucağına susarım,
Benim adıma doğan
Her gündüz için
Her güneş için,
To be or not be
Önemli değil,
Her ne kadar asil bir eylem olmasa da
Ben kaçarım
Ben gizlenirim
Ben susarım..

Ben ölmek için doğmadım,
Her gece yürüyüşümde
Bir yıldız kayar gökten,
Ama hiç dilek tutmadım
Kehribar tesbih misal hep yıldızlar saydım,
Ben kaçtım
Ben gizlendim
Ben sustum..

Ben ölmek için doğmadım
Ben ebedi yaşamak için öleceğim…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:40 PM
Çilingirler peşinde yüreğimin
Ne dursun sen, aç açabilirsen
Bilesin artık senin peşimdeyim
Saklan, yâda kaç, kaça bilirsen.

En umulmadık yerde bulurum
Sensiz yaşanmıyor bunu bilirim
Kuş olur da kanatlanır gelirim
Kanadın varsa uç, uçabilirsen.

Nere gitsen bulmalıyım ben seni
Boşa harcasam da onca senemi
İçirme, mutluluk diye zehrini
Sen benden önce iç, içebilirsen.

Sanma ben deli yâda budalayım
Derindeysen Ummanlara dalayım
Bir bilende adresini alayım
Peşindeyim ben, göç göçebilirsen.

Bulamazsam ne ye yarar yaşantım
Bulamazsam çekilmez ki hayatım
Dün, seni tanıyanlara rastladım
Saklan, yâda kaç, kaça bilirsen.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:43 PM
Ben ölmek için doğmadım..
Her gece yürüyüşlerimde
Bir yıldız kayar gökten
Ama hiç dilek tutmadım,
Kehribar tesbih misal
Hep yıldızlar saydım,
Yalnızlıktan kaçıp, ayın mehtabında dolaştım,
Kendimi gizledim vefasız aynalarda,
Kamufle olup sessizliğe sustum,
Ben kaçtım, ben gizlendim, ben sustum..

Ben ayrı dünya çocuğu..
Her gece ayın doğuşunda
Sancısını çekerim yalnızlığın,
Sonra firari fikirle yıldızlar sayarım,
Kaçarım esaretine düşmekten yalnızlığın,
Gök kubbesi altında gizlenirim karanlığın,
Yürürüm gecenin kucağına susarım,
Benim adıma doğan
Her Gündüz için, her güneş için
“To be or not be” önemli değil,
Her ne kadar asil bir eylem olmasa da
Ben kaçarım, ben gizlenirim, ben susarım..

Ben ölmek için doğmadım..
Her gece yürüyüşlerimde
Bir yıldız kayar gökten
Ama hiç dilek tutmadım,
Kehribar tespih misal
Hep yıldızlar saydım,
Ben kaçtım, ben gizlendim, ben sustum..

Ben ölmek için doğmadım
Ben ebedi yaşamak için öleceğim…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:44 PM
Kaçabilseydim mutluluğun hüküm
sürdüğü diyarlara
İçinde bulunduğum zorunluluklardan
Zorunlu olarak yapmakta olduklarımdan
Zoraki gülümsediğim yüzlerden
Altında yatan gerçekleri bildiğim halde göz ardı ettiğim sözlerden
Kaçabilseydim tanıdığım mekanlardan
Tanıdığım entrikal düşlere sahip insanlardan

16.03.07

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:44 PM
kaçtım hep senden
sobelendim kendimden
gitmedim,gidemedim oralara
sen geldin üstüme,ıssız odalarda

artık anladım,kaçış yok
ne hayalinden ne de anılardan
umut var artık,korku az çok
çıkarmalı artık kalbi sandıklardan

şimdi ortaköydeyim,o sarnıcın altında
iskeledeyim,el sallıyorum karaköy vapuruna
taksimdeyim bu akşam iftarda
oradan sinemaya ne var ne yok vizyonda

kaçmıyorum artık istanbuldan
ne senden ne anılardan
bak buradayım tam karşında
uzat elini uzat bana
tutmak istiyorum,söz bu defa dostça...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:44 PM
sen gittin ben baka kaldım
sen gittin ben yana kaldım
sen gittin ben garip kaldım
sen gittin bak bitik kaldım
*
ben seni var ya yeni doğan yavrunun ilk nefesi gibi
ben seni var ya ölen canlının son nefes verişi gibi
ben seni var ya anasından ayrı kalmış bebek gibi
ben seni var ya cesaretini bana verişini sevdim
*
kaçtın mı bırakıp beni derbeder sana da yazıklar olsun
bırak konuşsun arkadan önce kendine baksın kahrolsun
ben şairim dinlemem el sözü sen benim kıbledeki nurumsun
ALLAH diyor ki, iki sevgi arasına girenler karşımdan kaybolsun
*
ben de rüzgar yok tayfunlar var
ben de yıldız yok bulutlar var
ben de buluşmak yok hasret var
ben de sevgi yok yalnızlıklar var
*
hep yalnızdım hem de hep birim
ikimizi katıyorum korkuyor dirim
ötem berim yaralı bahara girermiyim
ben bitmeden sen git hiç dermiyim
*
göz bebeklerim sana savrulsa da çok acı çektim burkuluyorum
ilk gönül eşim çok acımasızdı ahhh artık herkesden korkuyorum
bırak bazi şeyleri zamana yağmur vursa pencereme geldin sanıyorum
apayrı bir dünyadayım ışıksız bir yolda kayboldum mum gibi eriyorum

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:44 PM
Ağalar, beyler, paşalar,
Kaçalar, benden kaçalar.
Ağalar, beyler, paşalar,
Beni görüp şaşıp kalalar.
Nere kaçalar?
Nerede duralar?
Nemden kaçalar?
Dil bilmem, yol bilirim,
Söz bilmem, saz bilirim,
Bazı az, bazı çok bilirim,
Kan bilmem, can bilirim,
Çat bilirim, pat bilirim,
Yazı bilirim, güzü bilirim,
Okur bilirim, yazar bilirim,
Konuşmaz, yazabilirim.
Ağalar, beyler, paşalar,
Kaçalar, benden kaçalar.
Ağalar, beyler, paşalar,
Kaçın benden, kaçın.
Durmayın buralarda, gidin.
Korkun benden, korkun.
Okur bilirim, yazar bilirim,
Kalemim var benim…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:44 PM
Senelerce bekledim tek yolunu
isyanlar verip çok yordun kulunu
bir gün gelirse sormaya durumu
ne bir adres ne bir numara bırakmadan kaçtı deyin.

Kirlenmiş beklentin sıkışıp kalmış
vakitsiz adımız üşümüş solmuş
bir gün gelirse sormaya ne olmuş
sürgüledi gözlerini ağlayarak kaçtı deyin.

Sevgilimsin demek gelmişti hep ar
yağmıyorsa sende lapa lapa kar
bir gün gelirse sormaya nesi var
körfez imbatı örtünürken titreye titreye kaçtı deyin.

Küllerim savrulurken kıyılara
güneşi yine yorgun doğurursa
bir gün gelirse sormaya olur ya !
Son çığlığını aynalara attı dünyadan kaçtı deyin.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:45 PM
Solgun çığlıklarım bağıramıyorum,
Söyleyemiyorum sevinçlerimi,
Anlatamıyorum umutlarımı,
Haykıramıyorum bu kahrolası yalnızlığımı!..
Bu dizelerde sallanmak istemiyorum artık,
Başıboş yaşamak
Buralardan uzaklara,
Bir daha dönmemek üzere
Kaçmak istiyorum!..
Boynu bükük kalmasını istemiyorum
Ardımdan hiçbir şeyin
Kırılmasını istemiyorum coşkularımın
Basit!
Göz kapaklarım düştü düşecek
Bu aldanışlar beni
Belli ki daha çok süründürecek!
Küçük bir temennimi fısıldıyorum
Buralarda kalmak istemiyorum.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:45 PM
Ne zaman seni düşünsem
Önünde dururum
Tetiği çekilen tabancanın
Ah.. gözlerin
Kurşunu hiç sektirmeyen
Gözlerini ben seçmedim
Ki..vuracaktı kaçmasam

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:45 PM
Belki de seni çok sevdim
Sevdiğimden sen den kaçtım,
Seni sensizliğe tercih ettim,
Ben seni değil kendimi terk ettim.

Yüreğimi sana bıraktım
Ben acıları alıp gittim
Gülen gözlerimi sana bıraktım
Ağlayan gözleri ben aldım da gittim.

Ben senden değil kendimden kaçtım
Çok düşündüm karar verdim
Ben senden değil
Aşkının büyüklüğünden kaçtım.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:45 PM
sen yüreğimi kamçılamış olsan bile
ben rüzgarıyla savrulduğum aşkım için
bembeyaz bulutlara salıncaklar kurmuştum
Sen varken varolmuş
sen yokken zaten kaybolmuştum.

Ben sana ve sevgine adamıştım bu canı
yüreğimdeki bu volkanı
sana vermiştim olanımı olmayanımı

Oysa sen çalmışsın ya azar, azar dallarımdan baharı
almışsın ya ümitlerimi, yüreğimdeki renkli çiçeğimi
seninle unutmuştum ağlayan yanımı
ve şimdi senden geri alıyorum gözyaşlarımı

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:45 PM
Aynı kadehten, yudum yudum içtik
Aynı akşamda, yıldızlarda gezindik
Aynı saatte, battı yüreğimizdeki güneş
Ve biz hep aynı yerde hayat bulduk.

Mey dudağımdan dökülürken
Mezem yanımda dururken
Birde gözlerin gözlerimdeyken
Yaşama değer dost olduk.

Denizdeki yakamoz bizimle parladı
Yüreğimdeki ateş yüreğimde parladı
Kadehimin yere düştüğü anda
Gözlerimden yaşlar boşaldı.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:46 PM
Ne zaman sana benzeyen birini görsem,sen zannediyorum.
Koşup bakıyorum ardından sesleniyorum,
Oysa yoksun.
Sen geliyorsun aklıma,
Düşünüp ağlamaklı oluyorum.
Sonra..
Boşver diyorum , boşver bitti.
Her güzel şey gibi,
Kısacık bir ömürdü belki bir kaç aya sığıveren.
Sen yeni bir omuz bulursun,
Başını koyup ağlayacak yalandan.
Ben kadehime gözyaşlarımı doldurup içerim,
Sevgimi meze yapıp unutana kadar seni.

Bak.
Ağlamıyorum artık,
Gülebiliyorumda sen yokken.
Nefretimi yaktım sigaramın ucunda duman,duman.
Sevgimin üstüne bir çizgi çektim,
Silmedi silgiler .Silemedim.
İzin verde bende yaşasın sevgim.
Bırak masamda karşımda otursun.
Görmesemde bir kadehi paylaşsın benle.
Hadi gülüm.Şerefe.
Bakma sarhoş olduğuma ,bu da geçer.
Kalkarız ayağa yine.
Düşsek te yıkılmayız ölesiye.
Öylesine içiyorum iş olsun diye.
Sanmaki senin için sarhoşluğum,
Sana değil gülüm unutamadığım başkası.
Unutamadığım masum ağlamalar,masum göz yaşları.
Nasıl da inanıyor insan sevince.
Uykularımı kaçırıyor karanlık gece.
Rüzgarın uğultusu korkutuyor gülüm.
Hava soğuk, sarhoşum,denizde durgun.
Aklımı kaçırıyorum sanki,birazda üşüyorum.
Ne olur.Bir el dokunsa arkamdan,
Öpse soğuk dalgalar bedenimi.
Zor da olsa üzülme gülüm,gel gör cenazemi.
Ağlama yalnızca alkışla,
Ne zaman hatırlarsan beni.

Şişeler boşaldı,film koptu,hatırlamıyorum gerisini.
Yinede üzülme gülüm zorlayıp vicdanını.
Yine bulursun bir kaç kuruş verecek birisini.
Ama .Sevgiye ihtiyaç duyarsan bir an.
Sanmaki sana,etinedir sevgisi.
Bir anlık zevkin hırıltılarıdı rsahte sevgi sözcükleri.
Sanmaki bende sevdim,
Sanmaki sevgime isyanım *******i.
Başkası olsa yıkılırdı belki.
Yıkılmadım ulan,düşmedim,
Dim dik ayaktayım ilk günkü gibi.
Kustuğum kan değil,kızılcık şerbeti,
Sendemi zannettin seni sevdiğimi,
Geç bunları gülüm ,geç..
Sevmedim vallahi ,sevmedim billahi,
Ben ,beni sevmişim gülüm, boş ver.
Ben kimseyi sevmem kaldıki seni.

Dur biraz.Sigaramdan bir nefes,
Rakımdan bir yudum alayım.
Oh... yarasın.
Zehir olsunda aksın içime.
Kadehler ölüme ,sevgiler nefrete dönüşmeden
Yazıyorum aklıma ne gelirse.
Ben Şairim....
Şairler son yolculuğuna uğurlanır şiirle.
Sende bana bir şiir söyle hiç sevmesende.
Biraz sıkıntıya gir oku.
Eğer gelirsen kabrime.
Çiçek getirme istemem,duada etme.
Suda dökme toprağıma üzülme.
Bir damla göz yaşı ver yeter.
Bir de şiir oku ihanet üzerine.
Ben duyarım gülüm sesin titresede.

Kim demiş şairler sevmez diye,
Şairlerde sever ölümüne hemde.
Bende sevdim ulan,sevdim işte.
Delicesine.
Tanrının laneti gibi çöktü üstüme,
Sevginin gölgesi istemesemde.
Artık şiirde yazmayacağım belki.
Belki sevmeyeceğim kimseyide.
Ölümü bekleyeceğim camdan bir kutuya koyup sevgimi.
O gün geldiğinde.
Belki hiç duymayacaksın katedrallerdeki çanları.
Sabahın bilmem kaçında camilerdeki salaları.
Üsküdar eşrafından olup,
Bilmem nerde oturan,
Vefat etmiştir .Allah rahmet eyleye...
Duysanda umursamayacaksın belki.
Nereden bileceksinki.
Biten bir ömrün,
Bitmeyen bir sevginin,
Son yakarışları bu,
Sessizce...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:46 PM
Bir gün ve bir ruhtu benim kaderim
Bir günde değişmeliydi dünyam
Ve herşey her güzellik bir güne sığmalıydı
Bir gün olmalıydı ömrüm
Bir ruh dokunmalıydı dünyama
Ve bir ruhu ben bir günümle süslemeliydim
Bir gün ve bir ruhtu benim kaderim
Ve ben
Bir günlük bir kadere
Bir ömürlük bir rüya yüklemeliydim
Ve ölmeliydim...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:46 PM
Susuyorum...
Diyecek söz bulamayınca, kaderimin ettiklerine!
Elden bir şey gelmiyor,yazılmış her bir oyun ta ezelden.
Çoğunluğu dram temalı, pek azda mutluluk serpiştirilmiş,
Onlarıda doyasıya tatmak haram!
İlahi emir böyleymiş.

Ağlıyorum...
Gülecek yüz bulamayınca, bunca vurgundan sonra,
Ne kadar hüzün varsa ihtilal yapmış, sindirerek sevincimi.
Dert bataklarında çırpınışlarım,karalardan çok uzakta,
Yazgılarımdaki rol;ıslak gözler oldu hep!
İlahi emir böyleymiş.

Ölüyorum...
Yaşayacak güç bulamayınca, sırtımdan hançerlenmelerimde,
Kimi sevsem, kendi ruhunda katil bir fahişe!
Beni, benim sevdamla yaralayıp dururlar...
Acı çekerek yaşamaksa,her acıda ölüyorum!
İlahi emir böyleymiş.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:46 PM
Nasılda benziyormuş
Kaderin kaderime
Kendini bulacaksın!
İyi bak gözlerime
İki enkaz yığınıyız iki harebeyiz
BİZ
Feleğin namertliği gidiyor garibime ...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:46 PM
Başbaşayken senle ben, her dem şu gönlüm zevk eder
Aşkla her dâim dolan sînemde kalmaz bir keder
Senle yârim çağlayan sevgimse olmaz hiç heder
Benle olmazsan bir ân, gönlüm derinden âh eder
Can katan sevdânla yoğrulmuş, yazılmış hep kader.

Aşk sızan sözlerle şen rûhum derin hazlar duyar
Benliğim sevdâ kokan güllerle bir bir doldu yâr
Kor cehennemdir susuz çöl dengi sensiz bir diyâr
Mutluyum ben senle cennet sanki her yer şimdi yâr
Şâd eden sevdânı her dâim şu gönlüm yâd eder.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:46 PM
Bir gün ve bir ruhtu benim kaderim
Bir günde değişmeliydi dünyam
Ve her şey her güzellik bir güne sığmalıydı
Bir gün olmalıydı ömrüm
Bir ruh dokunmalıydı dünyama
Ve bir ruhu ben bir günümle süslemeliydim
Bir gün ve bir ruhtu benim kaderim
Ve ben
Bir günlük bir kadere
Bir ömürlük bir rüya yüklemeliydim
Ve ölmeliydim...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:47 PM
Kader tüm dertleri verdin içime
Geçsin diyorum da hiç geçmiyor ki
Yavaş yavaş yaşlar dolar gözüme
Bitsin diyorum da hiç bitmiyor ki

Ben sabır çekerim ezelden beri
Hep karamı benim hayat defteri
Sevdanla vurarak yaptın serseri
Yapma diyorum da hiç durmuyor ki

Dağ başına duman çöker karadır
Gönülde dert pare pare yaradır
Bil ki aşkım sensiz hayat talandır
Sevsen diyorum da hiç takmıyor ki

Acılar bitmiyor zavallı başım
Sofraya koyduğun zehirdir aşım
Bak neye çevirdin elmastı taşım
Şaştın diyorum da hiç duymuyor ki

Vura vura kırdın kanadın kolum
Dikene vermişsin dönecek yolum
Geçmişe baktım da ağrıdı solum
Geçsin diyorum da hiç geçmiyor ki

Kader hiç bitmeyen inat halinle
Yoluma set çektin yarin eliyle
Felek biraz da bu, garibi dinle
Anla diyorum da hiç tınmıyor ki

Kader sen sevmezsin canı cananı
Öyleyse neyleyim hanı hamamı
Tersine döndürdün ayı, dünyamı
Dursa diyorum da hiç durmuyor ki

Not : Sevgili şiir ve gönül dostum Işın ERGÜNEY'e
yardım ve katkılarından dolayı teşekkürü bir borç blirim.
Yüce Tanrımda dostumun gönlüne göre bir yaşam versin...

Necati KEÇELİ


ADANA

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:47 PM
Adına yazdığım şiirler utansın şimdi
Senin için yürüdüğüm yollar utansın
Sana harcadığım zaman utansın şimdi
Kalpten söylediğim sözler utansın...

Sen benim en büyük hatamsın
Başı güzel sonu kâbus, rüyamsın
Kesin hüküm verilmiş davamsın
Kadermiş ne diyelim, kader utansın...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:47 PM
Seven gönül işini bilir
Nasıl olsa vazgeçmez
Hüzün hep güzle gelir
Kaderim bu değişmez
Gönül ferman dinlemiyor
Ne yapsın
Beni böyle ağlatan
Kader utansın
Sel olup aksan dünyamı yıksan
Aldırmam gönül nafile
Kapıma gelsen kul olup ölsen
Dindirmez acımı ne çare.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:47 PM
Sevdanı unutmak kolay mı?
Yaşananlarıbir anda silmek kolay mı?
Gerçekleri görmek zorundayız
Birbirimizi unutmalıyız
Gördüm o güzel gözlerini
Bağlandım sana tüm sevdamı
Ama kader utansın
Bizi birleştirmeyen.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:47 PM
Sök at gözümdeki sperliklerini,
Tamir et bedenimin özengilerini,
Al kan ver dudaklarıma ol *******imin,
Sar sıcağını donmuş ruhumun stepsi dolunayına,
azıcık güç ver kaderin cilvesine,
Tutsak beynimin koparsın zincirlerini,
Duru karanlıkta titrek bir mum umut,
Olgun bir yürek karda doğan bir güneş gibi,
İlk oksijeni tokatla veren kader zinciri,
Görülür hep ızdırabın izleri göz pınarlarında,
Hep karanlığın güneşinde kavruldu kırılmış kaderim,
Sıcak arayışıma her uzanışımda, neden donuk mehtap
Kara gönlüme estir sıcak nefesini cennet melekleri,
Solgun tenini yaklaştır,meltem sonsuzluğunun ezimetine,
Vursun gönlüm zincirini,
kader şarabının buruk lezzeti,
Kaderim manasını yitirmişse sustursun zirvedeki çığlığı,
Kurtul boynumdan kadersizlik,
Kır halkalarını kötü kaderin sevgi ipliğini bağla,
çiçek çiçek baharlaştır yüreğimi,
Varsın acıların en kötüsünde ikamet edeyim,
Aşk tomurcuklar versin bilmezlik karanlığında,
Zaman çağırsın onu yalnış öğretilendeyse yüreğim,
Acı ezerse mehtabı yıpranmış
Gönlümde olsun bozkır mehtabı,
Aynadaki müsvetler gölgem bile kaderimin peşinde,
Sil kaderimi dünyadan,
Buruk bir anı olarak kalayım,
Bir oluk dolusu kan ver dudaklarıma,
Unutulmuş bir kahkahamla kan kusayım
Kaderin zinciri hep böyleyse,
Günün ilk ışıklarıyla kaybolayım.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:48 PM
Hiç gülmemişsin yaşam boyu
Ağlamamış,yıkılmamışsın da.
Ayşe teyze öldüğünde
Otuzundaymış daha.
Yavrusunun ciyaklarına karışmış feryatları
‘şükür’demişsin,
-çocuk yaşıyor ya.
Ne yapalım ‘kader’ demişsin
ve yaşam kulaklarında bir feryat
Yüreğinde bir sızı.
Büyüyüp gelişen kadri’ciğin
Dilinde bir ‘şükür’
kadri ilkokulda sen tarlada
kadri orta okulda sen gurbette
kadri lisede sen gurbette
kadri üniversitede sen gurbette
kadri’nin defterinde oluk oluk terin,
kitaplarında günden güne çöken omuzların
ve daha ellisine dayarken yaşın
vereme çevirmiş zatürenle
yatarken ölüm döşeğinde
ölümde var demişsin kaderde
‘şükür’ demişsin kadri’m okuyup
Adam oldu ya.
Ve şükrü emmi,kadri’n tabutunun ardında
yürürken boynu bükük,içi ezik.
‘yazık daha ellisine gelmemişti’ diyenleri
‘yazgı’ diye yanıtlamış;şükrü emmi
‘yazgı’

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:48 PM
Işığımı, Güneş'imi,
Alıp giden, kadere bak!
İki Dünya'... Tek eşimi,
Çalıp Giden, kadere bak!

Rastlanmazdı, hiç eşine;
Gönül takılmış peşine.
Beni sevda ateşine:
Salıp giden, kadere bak!

Kader ağlarımı ördün,
Diyarlara ettin sürgün.
Ömrümce beklerken: Bir gün
Kalıp giden, kadere bak!

Kader dedim bu seçime,
Dayanılmaz bu biçime,
Hasret olup ta içime;
Dalıp giden... Kadere bak!

(2002-Babaeski)

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:48 PM
Kaderimsen eğer,
İnan her şeye değer.
Sonunda sana kavuşacaksam,
Çekilenler çekilmeye,
Hayat yaşanmaya değer.

İnşallah kaderimsindir,
İnşallah kaderinimdir...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:48 PM
Kaderimsin,gözbebeğimsin
Ruhumu ısıtan güneşimsin
Birtanemsin,özlediğimsin
Kalbimin bir tek sahibisin.

Aşk dolu günler hep aklımda
Olmalıydın şimdi yanımda
Sen varsın canımda,kanımda
Başkasına yer yok dünyamda.

Sen bahardın sevgilim
Bense bir kelebektim
Durmadan raks ederdim
Seninle ben sevdiğim.

Hayalimsin,güzel yarimsin
İçime çektiğim nefesimsin
Nasibimsin,can yoldaşımsın
Her zaman sen düşlerimdesin.

Hayatın tadı yok ki sensiz
Beni bıraktın sen çaresiz
Kaldım tek başıma kimsesiz
Nasıl yaşarım ben sevgisiz.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:48 PM
Kaderin oyunu olmalıydın sen,
Biz kaybettik gülüm, biz!
Acımasız hayatta kaçamaktı,
Kurtulmaktı belki dünyadan

Gitmekti yıldızlara içimdeki sevgi,
Gitmekti ya uzaklara kimseye söylemeden
Okyanus misaliydi derin, ürkütücüydü,
Kuş misali uçmak, özgür olmaktı.

Kalbimizdi deli gibi çarpan,
Sendin kaderin oyunu,
Sen olmalıydın aşk.
Kızgın değilim kimseye!

Nasıl kırılırım bu sevdaya,
Bulutlara dokundum hayatta bir kere!
Batışıydı güneşin Moda'da Üsküdar'da,
Mehtap, bir ömür olmalıydı

Sigara misali oldun,
Bittin her şeye rağmen,
Duruyorsun yok olmuşsun ne fark eder!
Kalbimden çık, yeter.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:49 PM
Dünya bir kitaptır okumayı bilene
Sevmek bir illettir sevdayı çekene
Ne söylesen ne dilesen boş nafile
Sevdayı tatmadın sen anlamazsın ondan

Zehirdir aşk yaşayan insana
Bilmeyene ise sevgi bir cennet
Sevda ömrünü tüketen öyle bir illet
Tatmadıysan aşkı anlamazsın elbet

Kırar kolunu kanadını tek tek
Aşk denen o melanet ve illet
Göz yaşlarını seyreder her gün
Seni seven seninle yaşayan millet

Sen aşkı yaşamamışsın bilemezsin
Ne sevgiyi ne aşkı nede seveni anlarsın
Güler gözlerine baksa da her zaman
Sana düşman olmuş melanet bir kadın...!

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:49 PM
kadın
bulutu sorarken
pamuk tarlalarını düşünüyordu
denizi sorarken
çocukları

adam
bulutlar pamukmuş gibi
cevaplıyordu
deniz, özgürlük ve barış adına
maviymiş de adam anlatıyordu

ve çocuklar
aklına gelince
adamı bir gökdelen yalnızlığı sarıyordu

sahi kim vurdu uçurtmaları da
çocuklar ortalıkta yok?

kadının elleri pamuk oluyordu
adam deniz, balık ve gerekirse
yosun kokuyordu

sahi kim kırdı göğün kanadını da
çocuklar ortalıkta yok?

yoksa
savaşı gören çocuklar
bir gecede büyür mü?
ve barış
kalp kırıklığından ölür mü?

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:49 PM
Erkek de bir insan
Kadın da bir insan
Konuştukları hep bir lîsan
Öyleyse birini diğerinden
Niçin ayrı tutar ki insan?

(28 Aralık 2005/ İstanbul)

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:49 PM
Hoş bir hayal yüzünden,
düşmüşsün bu yollara.
Hapı yuttun oğlum sen,
akıl ermez onlara.

Kadın deyince düşün,
onda şeytan tüyü var.
Farklı değil hiçbiri,
esmer,sarışın,kumral.

Gider isen huyuna,
işler girer yoluna.
Aksileşirsen eğer,
getirirler oyuna.

Kadın deyince düşün,
onda şeytan tüyü var.
Farklı değil hiç biri,
esmer sarışın kumral.

Dizginleri elinden,
kaptırmışsın şimdiden.
Allah yardımcın olsun.
Ne söyleyim sana,ben.

Kadın deyince düşün,
onda şeytan tüyü var.
Farklı değil hiçbiri,
esmer,sarışın,kumral.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:49 PM
I
Bu gönül baharda aşık olmayı
Bir daha dener mi hiç bilmiyorum
Ağustos ayında karda kalmayı
Bir daha sever mi hiç bilmiyorum. (2)
II
Deli boran gibi sevda olmayı
Bir daha ister mi hiç bilmiyorum
Güzelin ardından hala koşmayı
Bir daha yapar mı hiç bilmiyorum (2)

NAKARAT
Aşkı unutamam yıllar geçse de
Sevda yorgunuyum toprak çekse de
Doymadan ben sana hayat bitse de
Sensiz bu dünyayı hiç bilmiyorum. (2)
III
Sevdanın ağını ören şiiri
Bir daha yazar mı hiç bilmiyorum.
Her yana aşkını döken şarkıyı
Bir daha çalar mı hiç bilmiyorum. (2)
IV
Yıllardır kapanan aşkın yolunu
Bir daha açar mı hiç bilmiyorum.
Her an içinde ki kadın kokunu
Bir daha anar mı hiç bilmiyorum. (2)

NAKARAT (2)

Işın ERGÜNEY

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:50 PM
yalancı doğum sancıların da
eli, kolu eksik
spastik bir güne gebesin
dökülsün saçların
başsız omuzların üstüne
bir yel alsın seni
savursun
suyuna bandırılmış deniz yüzüne
kırklanmış bedenin
tövbeler olsun
kirletemez bir daha kimse seni
kısma gözlerini
uyutma beni
...
ben uyudum
sen dokundun
acımadı ki
yüreğimde ki platonik kadın
_____gibi...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:50 PM
Bir çocuk gördüm dolaşırken sokakta,
Yere düşmüş ağlıyor,koştum yanına.
Sarıldım minik yavruya,teselli ettim,
Üzerini temizledim
Yeşil gözlü tatlı bir kız çocuğuydu.
Sordum evini gösterdi.götürdüm.
Kapıyı çaldım açıldı.
Bir baktım ki,annesi..!!
Annesi,yıllar önce taptığım kadındı.
Gözlerim doldu,kelimeler düğümlendi boğazıma ,
Konuşamadım.
Ardından kocası çıktı teşekkür etti,
konuşamadım.
Sadece arkam dönük boynum bükük
Koyuldum yola ağlaya ağlaya
Başımı taşlara vura vura.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:50 PM
I
Geçen gün aklıma geldi
Kadınlar da güzeldir dedim,
Seneler var ki ben onları
Ne yalan söyleyim düşünmezdim.

Semaver nasıl kaynar fıkır fıkır
Öylesine kaynar kadınların içi,
Çiçeklenmiş narin ağaçlardır
Isıtırlar insanı güneş gibi.

Öyleleri var ki hey Allahım hey!
Geç karşıdan bak,
Ak topuk beyaz gerdan,
Tüy döşekler kadar yumuşak.

Hiç hovarda meşrep değilim
Kim ne derse desin,
Ben öldükten sonra da bu mısralar
Kadınlara yadigar olsun

II
Şu kadınlar ne biçim mahluk
Sardıkça sarıyor beni,
Zilzurna sarhoş ediyor,
Üst üste içilen kadehler gibi.

Bir karısı var komşumuzun
Akşamları çiçek suluyor,
Ellerinden su döküldükçe
Kırmızı çiçekler daha kırmızı
Maviler daha mavi oluyor.

Bir komşumuzun da kızı var
Gece gündüz türkü söylüyor,
Ya doktor ya mühendis diyor da
Başka bir şey demiyor.

Geçen gece rasgeldim birine
Uzun uzun içini döktü,
Sevdalısı bırakmış peşini
Dünya zından olmuş gözüne

Yuvarlana yuvarlana bulutlar
Akıp gidiyordu başımızın üstünden,
Kırlangıçlar gibi ışıklar bizi
Okşayıp okşayıp kaçıyordu,
Öylesine sakindi ki gece
Sesi öylesine sıcaktı ki
Götürüp eğlendirmek geçti içimden.

III
Sade bunlar mı Cahit Külebi!
Doğup büyüdüğün Niksar'da
Kadınlar görmedin mi?
Kablolur gider sanırdın
Tarla çapalarken güneş altında;
Karanlık odalarda tütün dizerken
Yanıp sönerdi ıslak ıslak
Yeşil tütün renginde gözleri.

Sade bunlar mı Cahit Külebi!
Kayseride, Adanada, İzmirde
Kadınlar görmedin mi?
Bir yırtık mendile benzerdiler,
Öyle kadınlar ki ekmek uğruna
Daha önce kızlıklarından
Renklerini verdiler.

Sade bunlar mı Cahit Külebi!
Sivasın Yıldızeli taraflarında
Ya o gördüğün genç kadın
-Öyle sabırlı öyle sessiz..-
Yüzüne ağlıyarak bakardın.

Otuzuna bile basmadan, dostlar!
Ölüp gidersem
Peşimden ağlamayın!
Yalnız kadınlar için,
Yalnız onlar için ağlayın!

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:50 PM
kadınlar var,kadın olmaktan iğrenmiş
kahpe *******i mıncıklanarak geçirmiş
hayatının filmı kopmuş silinmiş
yirmi bin erkeği mutlu etmiş,mutsuz kadınlar

kadınlar var,plan yapmaktan yorulmuş
senaryoda hep baş role soyunmuş
dublörsüz her gün yalan uydurmuş
bir erkeği mutsuz etmiş,mutlu kadınlar

kadınlar var,yapmacık rolde afişlerde oynayan
kuaför konken masalarında figüranlık yapan
namusu kendi sanıp paraya tapan
erkeği mutsuz,kendi mutsuz kadınlar

kadınlar var,gülüşüyle güneşi odaya toplayan
kocası yanındayken sadece nefes almakla yaşıyan
erkeği,yavrusu eve gelince zıplayan
erkeği mutlu,kendi mutlu kadınlar

kadınlar var,yavruları için savaşan
hapishane hastane önünde ağlaşan
bastırılmış duygularını yakmış ama yaşayan
erkek-mutluluk ne demek,unutmuş kadınlar

kadınlar var şöhretle yanıyor
kadınlar var parayla yanıyor
kadınlar var plajda yanıyor
kadınlar var aşkla yanıyor
kadınlar var tarlada yanıyor
kadınlar var yanmayı unutmuş

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:51 PM
Hayatın yükünü yıllarca sırtında taşır
Menziline çileyle yürür kadınlarımız
Zahmetin kucağında alın teriyle yoğrulur
Mağdur haline hep üzülür kadınlarımız.

Etrafında yardımcıdır, pervane gibidir
Ölüme dek kırılmaz evin bel kemiğidir
Yorulmaz, hiç of demez; ne istersen getirir
Zahmet yaylasının gülüdür kadınlarımız.

Köyde tarlada, kentte fabrikada çalışır
Hayatın zorluğuna gün geçtikçe alışır
Sanılmasın ki arzularına hep kavuşur
Hayel perdesinin süsüdür kadınlarımız.

Çocuk yapar, yemek yapar, tüm işlere koşar
Sobayı yakar, odun taşır elleri şişer
Bağ- bahçe sular, çamaşır yıkar; eli pişer
Asrın tek çile bülbülüdür kadınlarımız.

Uzun, berrak saçlarında saman tozu gezer
Kalpte yokluğun ezilmişliğin izi gezer
Ambarda tahılın çoğu değil, azı gezer
Fakir kervanında yolcudur kadınlarımız.

Sevgi deyince aşk deyince hep akla gelir
Canımsın aşkımsın diye maniler söylenir
Her şeyler bitince kervanına bindirilir
Sahipsizliğin sümbülüdür kadınlarımız.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:51 PM
Kulaklarım yağmur şıkırtısın aşina
Mavzer çığlığına değil
Gökyüzünü bir mavzer yalar
Gider beynini parçalar bir öksüzün
Kör kuşun, yada körün kurşunu
Gökten bir yıldı kırıntısı
Düşer tüm imgelere
Her şey biter sanırım
Sol böğrüme bir acı saplanır apansız
Buzullaşmış beynimi
Bir giz deler amansız
Bir düş kurarım zamanla ilgili
Zamansız
Yolculuk başlatırım kaf dağına yalnız
Dolunaylı bir gecede
Basarak alnımın ortasına
Ve şakaklarıma
Kirpiklerim batmadan ayakaltımda
Ciğerlerime ve sonra yüreğime
Yürümeliyim.
Yolculuğumun güçlüklerine aldırmadan
Şehirli kızlardan plaket
Almadan taşralı kızlardan çiçek
Gizli tutmam gerek tüm devinimlerimi
Peşindedir kundakçılar yüreğimin
Uyarısına aldırmada mafsallarımın
Beynim yük altındaki hamallar gibi yorgun
Bir o kadar da yüreğim
Mafsallarım hepten kırılsa da
Kaf dağına gitmek
Ve zümrüdü ankadan
Öğrenmek istiyorum
Kuşdilini.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:51 PM
Akla düştü mü ağrıma gider,
Türk milletiyiz, alperenlik var serde,
Boşanır anlımdan soğuk terler,
Dinli ne varsa it kov, gelsin akredite,
Kuzumuydu, sustu Süleymaniye’ de...
Derler, ilk Lozan da başımıza geçti...
Çıkarsın diye millet kimleri seçti...
Benim elim nasırlı, elbisem yırtık,
Özel yer, özel içerdin....
Alın terimden kendine kaftan biçtin,
Dil varmasa da, söylerim artık....
Kafana çuval geçirteceğine ölseydin.......
Görünseydi, piyonların ardındaki şahlık,
Maskelerini düşürseydin...
nereye kadar,iktidarsız iktidarlık...
*
Secdeye varmayan alın,şehadeti ne bilsin,
Medeniyet adına, bizi bize düşüren utansın,
Vatan uğruna ölemezsen namertsin.
Değerlerinle barış,yüreğin milletle atsın....
EY MİLLETİM SİLKİN YA ÖL YA KENDİNE GEL
VERELİM CANSA ÖZGÜRLÜĞE BEDEL...
İŞİNE GELİNCE BİZİM OĞLAN..DEMOKRATİK KURAL..
OYUNCAKMIYIZ, CANIN SIKILDI GEÇİR ÇUVAL...
Özre bile gerek duyulmayan, biz alçak mıyız...
Kahrı içip kana kana, susup ağlayacak mıyız....
Meydan okur şeytan mı bu merhametsiz döl,
Bir hain ,bir amerikalı öldür de öl...
*
Bu zulüm ordularına , dur demeli artık,
Medeniyet denilen şey,hep öyle tanıdık,
zulüm etmekse,
İçimizdeki hainlere yıllarca aldandık....
Tasma takmalı it sürüsüne, gezdirmeli çöl çöl
Kafana çuval geçirtmektense,
Bir hain, bir amerikalı öldür de öyle öl...
*
İslam toprağı savaş arenası hep,
En değersiz kan, can bizim,
Payıma eza,çile düşer,taş pişer ocağımda,
İtler serbest, elli kolu bağlı çaresizim...
Kuşuna dizildi çocuklar, neydi sebep, ,
çocuğun can vermesi nasıldır,
baba kucağında....
Alın terim sömürüldü, bana çuval düştü ne haber,
Özgürlük isteyen gezsin, kefeniyle beraber.....
Kuvvet zalime geçti, dünya insanlığa oldu çöl,
Sevaptır,bir hain bir amerikalı öldür de öyle öl..
*
Güç bizdeyken, atam dağıttı adalet,
Bunlar zalim, kan kusturur bunaltıcı sıcakta,
Amerikalı susar, nasıl insan bu millet,
Vicdan acıma yok, merhametsiz alçakta,
Tekmelendikçe kapılar,kalbim kanar,
Gözbebekleri büyür, analar acıyla bakar...
Avuçlarında taşı kinle sıkar,
Körpecik çocuklar....
Haini satın alır, fitne sokar,işi sömür, parçala böl,
Bir hain, bir amerikalı öldür de öyle öl..
*
Kore ‘de el verdik, canını kurtardık,
Yerine biz öldük...
Madalya taktı kimimize, açlıktan sürünür.
Dost deyip, lokmamızı böldük..
Kafamıza çuval geçirir, haklıyım der öğünür,
Şimdi sıkıştı,terörist işgalci, ne yüzle çağırır,
İstiklal mücadelesi veren bir millete, içirmeyin kahır.
Araba, bizi arkamızdan vurdu derdik,
Yakıştı mı ,bize kin, arkadan vuran, işgale omuz verdik,
İnancından güç al,ekmeğini kardeşinle böl,
Bir hain,bir amerikalı vur da öyle öl...
*
Zorla girilip evine ,dipçikle çıkarılsa,
bebeği kolsuz kalsa ne derdi....
amerikalı askerin annesi...
İşgalci, zalim ruhla dünyayı ateşe verdi,
Acılarımdan zevk alır, bushtun avanesi.
Kanlı işgale, nükleer bahanesi...
Ey insanlık, ey adalet, hukuk ey barış ,
Ayağa kalk , yok olmadan kendinle tanış...
Asrın kara zülmü bu, şeytan dostu, merhametsiz döl,
Bir hain ,bir amerikalı vur da öyle öl...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:51 PM
Gün bitti
Gece davet ediyor beni
Sabah bir yandan gel artık diyor
Sigaram paket paket içilmeyi bekliyo
Sevdiğim yanımda yok ama seviyorum diyor
Elimde olanla olmayan aynı
Kafam karışıyor.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:51 PM
Anladım ki yalnızım bu sokakta
Bu rüyada tek başıma
Adı üstünde hayaldi bendeki
Oda sende kaldı
Gözyaşımdasın şimdi
Ağlayıp yanağımda mı kurutsam seni
Yoksa içim atıp boğsam mı kendimi.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:52 PM
Kahpe dünyaya geleli
Bir murada eremedim.
Bahçelerde eğlendim de,
Bir gonca gül deremedim.

Kahrıma boyun eğenler
Soframda ekmek yiyenler
Nerede dostum diyenler ?
Dar günümde göremedim
Zor zamanda göremedim

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:52 PM
Kahpe bir kurşun gibi
Saplandın yüreğime
Söküp atamadım seni
Ağır bir yara gibi saramadım
Çünkü ben seni hafif bir sıyrık
Senden gelip geçen
Ama sen geçmedin benden
Daima kaldın yüreğimde
Bir sürgün gibi sana sürüldüm
Bir kerecik olsun bulamadım seni
Aradım deniz mavisi gözlerini
Baktıkça beni benden çalan
Hülyalı gözlerin
Sen bir imkansız oldun bana
Bana ait ama benim olmayan birşeysin
İşte onat arıyorum seni
Hiç umudum olmasada arayacağım
Çünkü sen olmazsan ben hiç olamam
Anlamalısın deniz gözlüm
BİLMELİSİN!!!!!

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:52 PM
Kahredici bir mavi,
İçinde sersem balıklar,
Bilemem artık gizemini,
Beni mahvetti bu kahrolası aşklar!

Bırak gök yüzü karalara bulansın,
Baharla açan çiçekler kederle sulansın
Aşksız dünya olmazmış yeni anladım,
Söyle sevdiğim ben sensiz ne yapayım.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:52 PM
Bir türlü teselli edemiyorum kendimi
Kendi içimde sevginle bogulup kaliyorum
Içimden hiçkiriklarla dolu dolu aglamak
Seni hiç birakmamacasina sarilip
Sana olan sevgimi haykirmak istiyorum
Kahretsin yapamiyorum
Öylece daliyorum
Sana sana bakip kaliyorum
Senin resmini yüregime kaziyorum
Seni taa derinlerimde hissediyorum
Kahretsin ki seni seninleyken bile özlüyorum
Çaresizim
Çaresiz bir sevdaya kapildim biliyorum
Ama su deli yüregime söz geçiremiyorum
Suçluyum ama ne diyeyim öyle iste
Kahretsin ki seni seviyorum
Düsünüyorum
Beni sevebilmen imkansizdanda ötelerde
Ve bunu bile bile günden güne seni sevmeye
Devam ediyorum
Ne dersin bilmiyorum
Seni yanimda görmek bile bir baska huzur
Bir baska sevinç katiyor yüregime
Biliyorum benim olamasan da
Bana zir deli desende
Kahretsin seviyorum iste
Sensizligi düsünmek istemiyorum
Isyan ediyorum kaderime kendime
Neden Allah'im neden ben diye
Istemiyorum sensizligi
Ille de benim olmasan bile yüregin bana ait;
Degil de baskasinin olsa bile
Diyorum ya kahretsin seni seviyorum
Kahretsin ki seni seviyorum
Dayanamiyorum
Tahammülüm kalmadi artik
Yine sevilmeden seviyor eriyor bitiyorum
Kendimi benligimi taniyamiyorum
Söyle söyle de susma
Sana söylüyorum
Kahretsin iste seni DELICESINE UMUTSUZCA
Seviyor seviyor SEVIYORUMMMMMMMMMM

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:52 PM
Sevdiğimi benden çalan gece;
Bırak kavuşayım ona senden uzak bir yerde.
Doyasıya koklayım gül tazeliğindeki sevdiğimi;
Hissedeyim ipek gibi tenini;

Sevdiğimi benden çalan gece;
Unutturma ona geçmişimizi ve yarınlarımızı,
Sevmeyi unutturma aşkıma.

Sevdiğimi benden çalan gece;
Yıldızların sahte parlaklığıyla onu kandırma.
Güneşe götürüyorum deyip bırakma yarı yolda.

Sana sesleniyorum gece;
Sevdiğimi geri ver bana…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:52 PM
Bir ipince seferdeyim gel de ulaşsın müjde
Yaralı birine sen de vurma ederken secde
Ne buldun kinde hesaplaş bir kere kendinle
Sensiz kahrolmuyorsam ne olayım

Çocuklar gibi neşeliydim duruldum dindim
Azad edilmiş kuştum vuruldum yere indim
Başka bir ömrüm yok ki sensiz öğrendim
Sensiz kahrolmuyorsam ne olayım

Bak şu sigara ateşinden bile kaçıyorum
Şimşek gibi oldum mutsuzluk saçıyorum
Korkaklıktan kaybettim seni yanıyorum
Sensiz kahrolmuyorsan ne olayım

Tutunacak tek ipucum sensin bin türlü
Angarya oldun şiirlerimde dert bülbülü
Tüm açılardan soldurdun içimdeki gülü
Sensiz kahrolmuyorsam ne olayım

Kan basarken tüm hücrelerimi aşkının seli
Körüklüyor yangını söndürmedi seher yeli
Güz yaprağı gibi sürüklüyor İzmir meltemi
Sensiz kahrolmuyorsam ne olayım.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:53 PM
Allah beni çirkin yarattı,
Cazibem yok yürürken.
Kahveci kızına mı bakılır,
Güzelle dururken.

Fakir doğup büyüdüm,
Annem evlerde çamaşır yıkar.
Onlara git,
Zenginler var.

Okutmadılar orta’dan sonra,
Tahsilim de kaldı yarım.
Güzel olsam, zengin olsam
Anlarım.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:53 PM
yaşamın en güzel kahverengiliği
gözlerinde belirmişken
sen sahte yeşilliği seçtin
lensin lanse ettiği

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:53 PM
Ruhuma bir ateş yaktı gözlerin
Kalbe nehir gibi aktı gözlerin
Bu zamanda bu sevda yoklugunda
Bana hem azdı hem çoktu gözlerin

Dudak sustuğunda sözdü gözlerin
Yüreğimi yakan közdü gözlerin
Tutarsız gelgitler yaşattı bana
Beni bir itti bir çekti gözlerin

Yüzüme öyle bir baktı gözlerin
Ne sırlar ne gizler saklı gözlerin
Bir bakışla indi en derinime
Gönlümde kandiller yaktı gözlerin

Semadaki güneşten sıcaktı gözlerin
Gökteki yıldızdan parlaktı gözlerin
Bakışıyla soldurdu güneşlerimi
Kalbe akşam gibi çöktü gözlerin


Bir yağmurdu bir buluttu gözlerin
Rengini kalbimde unuttu gözlerin
beni benden aldı menevişleri
Kalbe şimşek gibi çaktı gözlerin

Gizli sırlarımı çözdü gözlerin
Bir muamma; sanki gizdi gözlerin
Beni aldı asumana çıkardı
Uçmak için bir Kanattı gözlerin

Kalbi vuran bir silahtı gözlerin
Gece gibi simsiyahtı gözlerin
Cennetteyim sanardım bana bakınca
Bir alemdi; Kainattı gözlerin

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:53 PM
Nefis çiçek açıp ahista
Bir kaktüssün herab ehvali
Çirkin huylu bir piyanista
Şiir yazmış şair misali.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:53 PM
Gizemin soğutur yalnızlığımı
Sobamda yanan kömürün
Ürkek ateşi gibi
Vurursun bedenime.

Bir kelebeğin
Kanat çırpışına benzer yüreğim
Atar hafif hafif derinlere.

Dolgun bir ses tonuyla
İsmini çağırır tüm varlığım
Ve bir kum tanesi oluveririm
Saklanırım Ruhuna.

Uyandırırsan
Sabahım olursun
Çeker alırsın
Benliğimi benden
Dokunursan ellerime
Akar giderim denizlerime
Ve bir bahçe kurar
Büyütürüm sevgini her yer de.

Gidisinde yolların olurum
Gelişinde yağmurlarınım
Yeter ki olduğun gibi
Kal benimle canım.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:54 PM
Bu veda faslından belki cayarsın
Gözümün içine dal biraz daha
Yüreğim derin ağı duyarsın
Aşktan nasibini al biraz daha...

Gitme, gitme, kal biraz daha
Gitme, gitme imanın varsa Allah'a

Kurtuluş yok, aşkım alın yazındır.
Ne söylersen söyle merhem nazırdır.
Emrine amade gönlüm sazındır
Mızrabın olayım çal biraz daha

Gitme, gitme, kal biraz daha
Gitme, gitme imanın varsa Allah'a

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:54 PM
Kaç mavi yasak yaşadık seninle,
kaç deli gece...
Düşünse, dolunay bile utanır,
yıldızlar çıldırır, ağlar erguvanlar.
Ben, seni işte öyle bir gecede sevdim, hesapsız.
Ve düşlerim...
Düşlerim sınırsızdı alabildiğine
Duygularım sabırsız.
Bir çocuk kadar günahsız.
Sahi, sen de sevebilir misin beni
seni sevdiğim kadar,
dokunabilir misin yüreğime?
Bak, orada sen varsın.
"Mutluluk nedir?" diye sorsalar
"Sen" derim alabildiğine, "Yalnız sen."
Sesin, gözlerin, ellerin sonra,
titreyen dudakların ve arzun çekingen
Sen, benim her şeyimsin.
Sensiz neye benzer bu ay, bu güneş?
Çiçekler açar mı sen olmasan,
Martılar uçuşur mu çığlık çığlığa?
Sonra, kim aydınlatır benim gecemi,
Günümü kim paylaşır?
Kim sorar derdimi,
Ben neye sevinirim,
Kimle gülerim?
Kal biraz daha...
Beraber büyüttük sevinçlerimizi,
Beraber öğrendik yaşama direnmeyi
Sevmeyi beraber öğrendik.
Bak, güneşler doğdu üzerimize
Yolumuza begonyalar serildi.
Ağlamak bu kadar kolay mıydı,
Ve güzel miydi gülmek kadar?
Herkese seni anlatmak istiyorum
Seni söylemek şiir şiir.
Her dizede sen olmalısın,
adın olmalı çığlık çığlık...
İçimi ısıtan sen, tam şuramda; ılık ılık,
sen olmalısın kıpır kıpır yüreğimde...
Sevdan olmalı deli dolu
Ve çılgınlığın, çılgınlığın olmalı.
Ben seni sevmeyi seviyorum
Ve seni özlemeyi.
Bu bir itiraftır...
Aşkın yoksa ben de yokum
Yetim düşlerimin
kimsesizliği kuşatır benliğimi
Hüzünler yağar *******ime.
Ben, bir garip ben olurum,
Sığamam odalara,
taş duvarlar üzerime üzerime gelir.
Ruhum durmaz bedenimde,
hücrelerim yaşamaz.
Kurumuş dallara döner yüreğim,
susuz çöllere...
Gece böyle bitemez, ben ölürüm,
Ölürüm gitme, kal biraz daha...
KAL BİRAZ DAHA...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:54 PM
Uzun bir ayrılık zamanı geldi
Sen kafana koymşsun, gideceksin
Sızlayan kalbim şimdiden delirdi
Faydası yok, kal desem de gideceksin

Bu ayrılık bize acı verecek
Biz ağlarken kötü yüzler gülecek
Hasret ateşini hissedeceksin
Faydası yok, kal desem de gideceksin

Belki beni benden daha çok sevdin
Benden uzakta fark edeceksin
Ayrılık çok zormuş göreceksin
Faydası yok, kal desem de gideceksin

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:54 PM
Kader defterimin dram bölümü;
Sana tutsak ettim sefîl gönlümü,
Esaret yerine bil ki ölümü,
Seçerim sevgilim kal sağlıcakla.

Benimle bir dünya dar geldi sana,
Seviyorum demek ar geldi sana,
Kara toprak daha yâr geldi bana,
Göçerim sevgilim kal sağlıcakla.

Göçüp gidenlerin son nefesini,
O sessiz ülkenin efsânesini,
Hayatla ecelin mesafesini,
Ölçerim sevgilim kal sağlıcakla.

Çektiğim çileler gelmiyor dile,
Söylesem nafile, yazsam nafile,
Senden vazgeçersem, Sırat'tan bile
Geçerim sevgilim kal sağlıcakla.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:55 PM
Sen,
Darbelerin şeklini
Bozduğu,şekillendirdiği;
Acıların,dağarcığına
Kilit vurduğu,vurdurduğu;
Dış dünyaya kapalı,
İç dünyasında;
Fırtınalar estirdiği;
Çığlık çığlık konuşan;
Dev sorunlarla boğuşan,
Sen,
Karamsar olma!
Kendine gel ve silkin!..
Şöyle sakinleş ilkin;
Sorunu,olguyu anla;
Çözüm yollarını sırala...
Uygununu bul,al.
Gerisini sal,salla...
Cesur ol;
Kaybedecek neyin var;
Can bir kemik bir deri,
Geride kalan;
Kala kala!..

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:55 PM
Ah bitmeyen sabahın sıcak yarası!
Seni okyanuslar ötesine
Ne kadar da atmak isterdim
Bir seninle tatmadan bu kahreden ayrılığı
Yokluğun halen kanlı bir mızrap gibi dururken
İçimde bir yerlerde
Sen hasretleri taşıma acısına sürükleyip durdun beni
Alışmak ne mümkün yokluğuna yokluklara
Ve dayanmak kanlı mızraklara

Gök kubbeye hıçkırıklarımı yolluyorum her akşamın
Sabaha duran karanlıklarında
Yetim sevdalar ağlar oldu sen gideli
Ozanlar tele dokunmayı unuttu
Mızrap ilk defa üşeniyordu bamteline dokunmaya
Kalemler yazma grevine çoktan çıkmışlar
İlham kapıları çoktan kapandı yüzüme
Gözyaşlarının o masum ilikliği yalamaz oldu yanakları
Gönlümün göğsüne taktiğin yıldızlar çok sönük yokluğunda
Göz kırpmıyorlar artık bana.
Ve inan bir ah koparsam yüreğimin derinliklerinden
Fırlatsam onu göklere hepsini söndürecek.
Yolunu kaybetmiş bir kayık misali
Yokluğunun gurbet denizlerini.
Bilemezsin sana ne kadar bu muhtaç
Kararan bu bahtıma
Bembeyaz bir fırça çekmeyecek misin
Sen ey efsunlu rüyalarımın utanmaz güzeli
Rüyalarıma gelmiyorsan kokunu gönder,
Hasretini yolla rüzgarlarla
Gözyaşlarını gönder bulutlarla
Hıçkırıklarını ulaştır yağmurlarla
Ulaştır ki ızdırabıma es ağlasın bu çorak gözler
Canlansın bu çorak yüzler
Ya da bir hasret türküsü uçur ta uzaklardan bu fani garibe
Su batan güneşe yemin olsun ki işiteceğim
Yeter ki bana bunu çok görme ceylan gözlü yar
Kimsenin bulamadığı bu gurbet çölünde dolaşıp duruyorum
Gönlüme bu koru atıp gittiğinden beri
Yitirilmiş cennet yolundayım
Sana geliyorum ama sensiz bir benle

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:55 PM
Kaptırınca kendini insan duygularına düşermiş dizleri üstüne
Hayatın en zor yokuşlarında bile soluksuzca koşarken beden
Sevince yol verilir sevda kuşuna gel ey kuş gelde kalbe tüne
Tünerse eğer kuş sorgulanmaz onca hüzünlü duygu seli neden.

Neden aramadım senle yaşadığım duygu denizindeki,fırtınalara
Bazı durulur bazı kasırga olur fırtına ,bedenim bir gemi dümensiz
Bu gemi güçlüdür gülüm hemde çok güçlü dayanır nice kasırgalara
Lakin konunca sevda kuşu ufacık esintilerde bile alabora olur nedensiz.

Ne güç kaldı ne gurur girince kalbime sevda kuşu aldın dümenimi eline
Haritasız pusulasız yaşam denizi nasılda çevriliverdi durgun segvi gölüne
Aslında bu göl engin denizlerdende hırçın olur bakınca güzeller güzeline
Seven vardır elbet lakin kapılırlarmı benim gibi sevda duygularının seline.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:55 PM
Ellerinde çiçekler,
Aşk kokuyor çiçekler.
Gözlerinde bulutlar,
Ağlıyor bulutlar.
Kulaklarında nefesim,
Sen diyor sesim.
Dudaklarında dudaklarım,
Seni söylüyor dudaklarım.
Her yerinde dilim,
Sadece seni söylüyor dilim.
Teninde tenim,
Sen kokuyor tenim.
Gönlünde gönlüm,
Seni seviyor gönlüm.
Herşeyinde herşeyim,
Sadece senin herşeyim.
Kalbinde kalbim,
Senin için atıyor kalbim...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:55 PM
Bu gün yine kalbim ağrıyor
Sol yanımı hissedemiyorum
Göğsüm sıkılıyor
Dayanamıyorum yaşamaya
Yaşatılmaya içimdeki sıkıntı
Kalbimdeki yara
Dayanamıyorum artık
Ağrılarım beni öldürüyor
Keşkeler dökülüyor
Beynimin ucra noktalarına
Keşke kurma kolunu çekip
Dayasaydım namlu yaralı kalbime
Ve sonra tüm acılarımdan kurtulsaydım.

19,06,07

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:55 PM
Beni başka dünyalarda arama!
Ben Anadolu’mun yöresindeyim.
Şehit kanlarıyla sulanmış olan,
Cana bedel metre karesindeyim.
***
Gövdeye muhâlif kolda işim yok.
Meyvesiz kupkuru dalda işim yok.
Yozlaşmaya giden yolda işim yok,
Hep o değişmeyen töresindeyim.
***
Bâzen bir seyyahım Tuna boyunda,
Bâzen yıkanırım Fırat suyunda.
Duru göllerinde,deli çayında,
Çağıl çağıl akan deresindeyim.
***
Çamlı bellerine çıktığım zaman,
Turacına tüfek sıktığım zaman.
Pembe ufuklara baktığım zaman,
Ömrümün en makul süresindeyim.
***
Aklım bozkırlara takıldı yine,
Ruhum odaklandı kaval sesine.
Öyle kapıldım ki câzibesine,
Bilmiyorum şu an neresindeyim!.
***
Yurdum kandilidir yürek yağımın,
Düğüm noktasıdır gönül bağımın.
Saklıyım renginde al bayrağımın,
Mehmetçiğin mavi beresindeyim.
***
Çeyiz sandığıyım Döndü,Döne’min,
Yazmayım başında Nazlı Senem’in.
Ayşe’min,Fatma’mın Gül Emine’min,
Kumaş fistanının hâresindeyim

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:56 PM
...Beni, gözlerin götürür
Gözlerin
Aşkla, acıyla...
Kuşatmışlar
Sesimi, soluğumu
Kesilmiş
Tuz-ekmek payım
Vurgunum
Ve darda,
Gözaltındayım.
Dal, kor keser
Penceremde açarsa
Kuş, vurulur
Üzerimden uçarsa.
Ve hal böyle böyle,
Yol bu yöndeyken
Gelir,
Ki her gelişinde
Daha da içten
Gelir,
Soluk soluğa
Benim olursun.
Amansız sarmasında
Kollarımın
Esrik,
Çığlık çığlığa
Erir, kar gibi vücudun...
Nicedir,
Kahpe ağzında
Bir salgın,
Bir deprem gibi künyemiz.
Nicedir,
Başımıza zindan dünyamız.
Biz ki
Yarınıyız halkın,
Umudu, yüzakıyız,
Hıncı, namusu...
Şafakları,
Taaa şafakları
Hey canım,
Kalbim
Dinamit kuyusu...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:56 PM
Allah kahretsin ki
buradayız
kalbim isyanlarda
uyku haram be gardaş
gündüzler sanki bir mahpushane
kalbimde isyanlar yaşattığı acılarla isyanlar
var kalbimde
karşılıksız olmadığını bile bile sevmek
öleceğini bile bile sevmek ve hayata tutunmak ne kadar anlamsız be gardaş
bir bilsen
son iki haftadır yaşadıklarımı
yaptığım aptalca davranışları
düşünceleri
kalbimi durduran
yemeyi içmeyi haram kılan duygularımı bir bilsen
içimde olanları be gardaş
hak verirdin bana
allaha olan bağlılık olmazsa çekip vuracaksın şu lanet bedeni terk
edeceksin lanet hayatı
isyanlarda kalbim
sevmenin bir anlamının olmadığını bile bile
sevmek aşık olmak ne kadar anlamsız be gardaş
kalbim isyanlarda

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:56 PM
Onu unut bu yaza
Yeni bir sevgiliyle yeniden merhaba de aşka diyorlar.
Ama kalbim söz dinlemiyor
Hala onu seviyor
Onu ve yaşadıklarını bir türlü unutamıyor.

O bir sevgi hırsızıydı
Bir gün onunda sevgisini çalarlar
Gözleri yaşlı bırakırlar
İşte o zaman seni anlar diyorlar
Ama kalbim söz dinlemiyor
Hala onu seviyor.
Onu ve yaşadıklarını bir türlü unutamıyor.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:56 PM
Uğuldayan ve hep uğuldayan
Bir orman kadar üşüyorum şimdi
Yanlış rüzgarlar esiyor dallarımda
Yanlış ve zehirli çiçekler açıyor
Kanımda kocaman gözleriyle bir cığlık

Su ve ses kadar beklediğim
Ne kaldı geride,bilmiyorum
Uzanıp uyumak istiyorum gölgeme
Yine sarılmak o kocaman gozlerin
Uğuldayan rüzgarlarına

Bir acıyı yaşarım bi zehirden
Çicekler üretirim kömür karası
Uçurum kadar bir yalnızlık
Yaratırım kendime,atlarım
Anısı yoktur küçük rüzgarların

Yapraklarım yok artık kuşlarım yok
Büsbütün viran oldu dağlarım
Ezberimdeki türküler de savrulup gitti
Ömrümün karşılığı kalmadı sesimde
Sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü

Yanlış daha baştan yanlış
Bir şiirdi bu,biliyorum
Ye belki ömrümüzün yakın geçmişi
Bu kadar doğruydu ancak, kimbilir
Kalbim unut bu şiiri

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:56 PM
Yağmur vurmuş suretine
Akmış sürmelerin
Saçlarında kızıl akşamlık
Gözlerin kahve
Telvesinde falcı
Bir şeyler arar durur
Kendince
Avuçlarında bir kalp
Kan damlatıyor parmakların
Sev diyorsun
Benim kalbim yok ki
Seni seveyim

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:56 PM
Korkma! Bir tanem
Susma! Sevdiğim
Çekinme! düğümlenmesin boğazına boşuna
Söyle! İçine dert olmasın
Bırak! ne olacaksa olsun
Bırak! inceldiği yerden kopsun ipler
Bırak! zaman her şeyin ilacı
mutluluğun için her şeye alışırım ben
sadece bedenimdeki yürek kaldırmıyor
heyecanımı yenemiyor artık !!!
……
her türlü olumsuzluğa hazırladım kendimi
seviyorsan da sevmiyorsan da söyle can
Yeter ki ! kalbime zulmetme, zalim olma
Biliyor musun? şu an yaşamıyorum zaten
Niye mi can?
Senin için yanan ,
Senin için tutuşan ,
Senin için başka yüreklerle vuruşan ,
Kalbim!
Çarpmıyor! atmıyor! Durdu!
İşte bu yüzden be can, işte bu yüzden ..
……
Hayır ! hayır ! sakın ha,
Korkma bir tanem, korkma!
Sorumlusu sen değilsin inan
Ve biliyor musun can ?
her gece Allah’a dualardayım
Günlerin azaplı olmasın ,
Donuk bir yüzün, gülmeyen siman olmasın
her gece Allah’a dualardayım can
Senin o güzel kalbin
Çarpsın! Atsın! Durmasın!

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:57 PM
Son gün bu mekânda, musalla taşına konulurum
Beyazlar kefenim olur, bir tabutta yer bulurum
Kılarlar cenaze namazımı, dualarla yolcu olurum
Sonra alırlar senden, kara toprakta son bulurum.

Sevgin alabildiğine, öyle büyük ki gönlümde
Ölüm bile korkutamaz asla, ölsem sevginle
Ebedi içinde yaşat beni, dünyadan silinsem de
Ve sürdüreyim varlığımı, o kahverengi gözlerinde.

Unutma, bol bol sevgini serp mezarıma, sula
Açsınlar, aşkımın çiçekleri bir bir sonsuzluğa
Sonra da, bir gün beni bir soran olursa sana
Yaşatıyorum O ölmedi, kalbimde dersin onlara.

Belki, başka bir dünyaya göç etmiş olsa da yüreğim
Hasretim sana, hiç bir an çürümez ki bedenim
Ayrılık ne kadar acı da olsa, koparamaz bizi sevdiğim
Söyle, sensiz Cennet'te dahi rahat edebilir miyim?

(Hakkâri, 17 Temmuz 2003)

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:57 PM
Sigaramın son nefesinde
Seni ciğerlerime kadar çektim
İçkimin son damlasında
Seni içtim

Sen kadehimdeki içkiydin
Seni her içtiğimde sarhoş gibi oluyorum
Sen silahımın namlusunda duran bir çift kurşunumdun
Sen özgürlüğümdün benim
İçimdeki çocuktun
Kalbimde kanayan yaramdın benim

Şimdi ne oldu
Kadehimdeki son damla içkiyi içtin
Namluda duran bir çift kurşunu kafama sıktın
Özgürlüğümü elimden aldın
İçimdeki çocuğu öldürdün
Ve kalbimdeki kanayan yarağa bir avuç tuz bastın

Şimdi yaşayan bir ölüden hiçbir farkım yok
Ne yaşamdan zevk alıyorum
Nede sevmekten

Beni önce yaktın
Sonra küllerimi her bir yere savurdun
Ne bileyim ilerde belki sende seversin
İnşallah seversinde
Acı çekmenin ne olduğunu
Geçte olsa anlarsın be insafsız

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:57 PM
Her şeyden o kadar çok emindim ki
Beni sevdiğine çok inanmıştım
Geleceğimden o kadar umutluydum ki
Bırakıp beni gitmezsin sanmıştım.

Sen koşarak gittin başkasına
Yar oldun benim sandığımda
Ben senin gibi gidemiyorum
Sensizlik varken karşımda.

Bir gün seni unuturum diye
Şimdi çok korkuyorum kendimden
Seni sevdiğimden büyük olur diye
Kaçıyorum inan bütün herkes den.

Belki hataların hepsi bendedir
Yaşadığımız her şey içimdedir
Tek korkum vardı sensizlik
Şimdi o korku benim kalbimdedir.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:57 PM
Kaderde varmış ayrılık,
ne gelir elimden artık.
Bir ömür geçecek derken,
çok kısa sürdü,ne yazık.

Hiç üzülme sen meleğim,
ben,seni hep seveceğim.
Yüzünü görmesem bile,
yâd edip,özleyeceğim.

Gözünde yaşlar olmasın,
yüzün gülsün sevdiceğim.
Yeter ki sen mutlu ol,
budur inan son dileğim.

Artık benim tek tesellim,
bende kalan şu son resmin.
Yıllar geçse de sevgilim,
kâlbimdedir senin yerin.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:57 PM
Kartsız şartsız ta ezelden,
Hiç riyasız tam gönülden,
Karşılıksız beni seven,
Kalbimdeki,kalbimdeki.

Ben gülersem oda güler,
Ben severim beni sever,
Ağlar üzülürsem eğer,
Kalbimdeki,kalbimdeki.

Kansız kalsa kan veririm,
Cansız kalsa can veririm,
Kaşın çatsa ben eririm,
Kalbimdeki,kalbimdeki.

Beni candan seviyordu,
Kefen giysem geliyordu,
Döneceğim biliyordu,
Kalbimdeki,kalbimdeki.

Ayrı kalsak nefes almaz,
Yaşamaya heves kalmaz,
Alışmamış bensiz olmaz,
Kalbimdeki,kalbimdeki.

Ben olmasam aklı durur,
Balık gibi yere vurur,
Kızıp küfürler savurur,
Kalbimdeki,kalbimdeki.

Her zaman yanında diler,
Dayanmaz göz yaşın siler,
İçimdeki tüm sevgiler,
Kalbimdeki,kalbimdeki.

Sever hakkı sever gibi,
Erişilmez değer gibi,
Yer altında cevher gibi,
Kalbimdeki,kalbimdeki.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:58 PM
Gökyüzündeki mehtapsın
Suya susamış topraksın
Yeni açan bir yapraksın
Kalbime filizler verdin.

Ateşten tüten dumansın
Kasıp kavuran boransın
Filizlenen bir budaksın
Kalbime yapraklar verdin.

Kalbim içinde bahçesin
Renk renk açan çiçeklersin
Beni sevdanla öldüreceksin
Kalbime acılar verdin.

Kıyıya vuran dalgasın
Seller gibi çağlayansın
Hem gürler hemde yağmasın
Ali ye çok dersler verdin.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:58 PM
Seni aradım
Yaprakların üstüne düşmüş çiğ tanelerinde
Seni aradım
Seni aradım
Sabahın ilk ışıklarında
Tan yerinin kızıllığında seni aradım
Rengarenk menekşelerin arasında
Çiçek bahçelerinde uçuşan kelebeğin kanatlarında
Seni aradım
Bal toplayan arının uğradığı çiçeklerde
Seni aradım
Seni aradım
Bahar yağmurunun damlalarında
Yerlerde oluşan su gölcüklerinde resmini aradım
Otobüs duraklarında kalabalıkda beni bekliyor sandım
Kalabalık arasında seni aradım
Aradım da hiç bir yerde bulamadım
Yanlış yerde aramışım kalbimin içindesin
KALBİME bakmamışım

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:58 PM
Sen olmadan nefes alamıyorum
Gündüzleri görmüyorum *******de yaşıyorum
Kaç kişiyi koymak istedim senin yerine yapamıyorum
O kadar temizsin ki hayalimde onu seninle kirletmiyorum.

Seni bende sensiz yaşatıyorum anlamıyorsun
Gözlerinin önünde çürüyüp gidiyorum görmüyorsun
Senin yüzünden insanlardan uzak yaşıyorum
Gözlerimdeki seni görmelerinden korkuyorum.

Seni her gördüğümde bin kere ölmek istemiyorum
Her şeyimi sende bıraktım o yüzden buralardan gidiyorum
Geceden daha karanlık gözlerinin rengine yürüyorum
Sensizken de yaşamıyorum anla işte ölüp ölüp diriliyorum.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:58 PM
Dost seçmesini bilmiyor diye,
Dosta ihtiyacım olduğunu bilmiyor diye!
Kalbimi sevmiyorum.
Mutlu olmasını bilmiyor diye,
Mutluluk verecek insanı yanlış seçiyor diye!
Kalbimi sevmiyorum.
Ağlamasını bilmiyor diye,
Ağlamaya değecek gerçekleri göremiyor diye!
Kalbimi sevmiyorum.
Maskeleri bilmiyor diye,
Kimde maske var,kimde yok anlamıyor diye!
Kalbimi sevmiyorum.
Karanlıktan korkuyor diye,
Karanlıktan geldiğini bilmiyor diye!
Kalbimi sevmiyorum.
Denizi sevmiyor diye,
Denizin özgürlük,özgürlüğün ben olduğunu
Hayallerim olduğunu,sevdalarım...
Kalbimi sevmiyorum.
Çok bencil diye,
Duygularımı benimle paylaşmıyor diye!

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:58 PM
Sevdanın sırrına ermek istersen
Coşkun bir ırmak ol akmayı dene
Çektiğim acıyı görmek istersen
Yüzüme bir kere bakmayı dene.


Pişmanlık acını dindirmediyse
Yürek ateşini söndürmediyse
Hiçbir şey geriye döndürmediyse
Eski resimleri yakmayı dene.


Bütün suçu bana yükleme artık
Istıraba çile ekleme artık
Bir ömür içinde bekleme artık
Gönül zindanımdan çıkmayı dene.

Sevgime beş para etmez diyorsan
Kinim kolay kolay gitmez diyorsan
Yaşattıklarım az yetmez diyorsan
Dünyayı başıma yıkmayı dene.

Bir kurşun da sen sık sanki yaram az
Sen ne cimcimesin sen ne yaramaz
O sahte bakışlar işe yaramaz
Karşım da gözyaşı dökmeyi dene.

Kanlı gözyaşımı kurutmam için
Verdiğim son sözü hep tutmam için
Seni sonsuza dek unutmam için
Kalbimi yerinden sökmeyi dene.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:59 PM
sevgimi hissederek.. gül artık
çektiklerimi düşünerek .... sev artık
gönlünü bana severek..... ver artık
benimsin anlaman gerek... sen artık
sözlerime ve bana.......... inan artık
sabrım senin için baksana. gör artık
kalbim çarpıyor aşkınla.... duy artık
benimle kal,gel bana...... sev artık
sen sen,hep sen başka yok!anla artık
başka sevgilere karnım tok!inan artık
değerin tahmininden çok!güven artık
ANI YAŞA SEV,BAŞKA YOL YOK!BİL ARTIK

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:59 PM
Martıların sesinde,
Bülbülün haykırışında,
Seni duymamak mümkün mü?

Parlayan sabah güneşinde,
Yağan yağmurda, karda,
Yüzünü görmemek mümkün mü?

Esen rüzgârlarda,
Seni hissetmemek mümkün mü?

Düşüncelerde,
Senin olmaman mümkün mü?

Bütün her yerde,
Senin özel bir yerin var.
Kalbimin atışında bile sen varsın sen…

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:59 PM
Ben kırık kalbimin şairiyim
Duygulanır şiir yazarım
Kimi hüzünlenir, kimi ağlarım
Bazen eski hatıralar gelir göz önüme.


Ben sevdanın tiryakisiyim
Bir sevda bulamadım kendime
Bazen pes ederim
Ama en sonunda da hep yenik düşerim yüreğime.

Ben kalbimin esiriyim
Söz geçiremem doğru görsem bile
Sevmekten uslanmaz bu yürek
Aşk acısı çekse bile.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:59 PM
Herkeslerin giremediği gizemli şehrin ıssız caddelerinde gezerdim
şehre her girişimde yanlızlığı arkadaş edinir geniş ufku süzerdim
ufka her bakışımda bir gölgeyle karşılaşır horca duyguları ezerdim
ve bir gün gölge surete dönüştü şehrimin artık caddeleri ıssız değil.

Surete baktım duyguları engelleyemedim kalbimdi artık söz söyleyen
dinledim kalbimin sesini ve şaşırdım o değilmiydi duygularını gizleyen
şehire girilmesine izin verilen birisi vardı artık ki kalpse o birini izleyen
biri geldi ben şehri onunla geziyorum sen yanlızlık o birinin önünde eğil.

Sureti gördüm gözlerine vuruldum bakışlar en katı kalbi bile mahzunlaştırır
bencilliliği kaybettirirde çıkar ön saflara sevgiyi güveni mutluluğu yaklaştırır
onunla olunca kalbimin şehrinde gezdirir hayatın acı tasasından uzaklaştırır
ıssız caddeler en güzel panayır olurda suret en güzel bedenle gelir canan olur.

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 09:59 PM
Bir kalp durdu denilmiş
10 Kasım 1938’de
Hani ya durmuş mu?
O günden bu güne
Milyonlara ulaşmış
Durdu denilen kalp
Her geçen gün
Çoğalarak....
Dünyanın dört bir yanında
Ve ritim tutarak atıyor
Tüm yüreklerde...

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 10:00 PM
Kalbin bir çiçektir munzur dağında
Halden bilmeyene yoldurma nazlı
Varsın hazan olsun sevda bağında
Güllerin tomurcuk soldurma nazlı

Çiçekler koklayıp renkler almışsın
Gül kalbini sevdalara salmışsın
Böyle aşık bak çaresiz kalmışsın
Bu günlerde geçer aldırma nazlı

Savurma yellere körpe tenini
Sahte gülücükler üşütür seni
Dost olur sanma her yüze güleni
Dalına baykuşlar kondurma nazlı

Sularla akarsın günle gülersin
Sevdalar üstüne türkü söylersin
Vefasız bir yari söyle neylersin
Yükünü gam ile doldurma nazlı

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 10:00 PM
Kalbin sessizliği yaradılışındaki tevazudandır
İnsanın bulmasını ister adeta içindeki hakikati
Hakikatin gizlilği ise kalbin sessizliğindendir,
Dinleyemeyen bu sessizliği, bulamaz onun yerini!

Yalandan yaşıyorsun madem tüm güzellikleri,
O zaman doyasıya tadını çıkar, çünkü tüm bunlar geçici!
Eğer diyorsanki ben böyle yaşayamam,
O zaman gir bir tabutun içine gir de gör gerçeği!

Dört bir yanın toprak, börtü böcek!
Yalnızlığını giderecek bir kalbinin sessizliği var
Kainatın dili olmuş kalbin konuşuyor senle,
"Güm Güm" diyor susyor ve sonra tekrar devam ediyor aynı sesle...

Her atışında o kadar çok şey anlatıyor ki aslında!
Yapma diyor pişman olacağın şeyleri! Üzme diyor seni sevenleri!
Bak bana, beni yıkanların bile sırtımda taşıyorum!
Ders al benden, bırak bencillikleri diyor ve devam ediyor...

Aklın her dediği doğru olsaydı, her akıllı selamete ererdi!
Ama akıl mantık çerçevesiyle sınırlıdır,
Halbuki selamet mantığın ötesinde,
Perdelerin arkasında gizli olanı görmede...

Akıl bir anlayabilseydi kalbin niye sessiz olduğunu,
O zaman susar, utancından diz çöküp ağlardı ömür boyu!

GooD aNd EvıL
09-28-2007, 10:00 PM
İncitir tenini
Kim olursa olsun sevişmek,
İncitir yüzleri olmayan bedenlerin
Kimsesiz hazları...
Çarmıha gerilmiş ruhlar
Döner boşluğun çarkında.
Bir elin burada, bu aşksız zamanlarda,
Bir elin yorgun kalbinde,
Döner bir gün döner diye beklersin,
Tenini incitmeden kalbinin kapısını açacak el,
Eldeki incetilmiş büyü, sabır, yangın...
Beklersin, beklersin...
Beklerken,
Kalbini bir ıssızlığa, umut dolu bir yokluğa emzirirsin...