Tam Sürümü Görüntüle : Karışık Fıkralar
Sayfa :
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
[
16]
17
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:56 PM
KUMKAPI'da bir balıkçı bağırıyor:
Canlı balık,canlı balık...
Yaşlı bir teyze,yaklaşıp soruyor:
Evladım balıklar taze mi?
Canlı balık, canlı balık...
Evladım balıklar taze mi?
Teyze, canlı diyoruz ya işte!..
A evladım, ben de canlıyım ama taze miyim?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:56 PM
Bir gün taksiye binen bir müşteri şoföre bir şey sormak için hafifçe omuzuna dokunur.
Şoför bir çığlık atıp, direksiyonun kontrolünü kaybeder. Bir otobüse çarparmak üzere iken direksiyonu kırar, kaldırıma çıkıp, bir vitrinin önünde arabayı durdurur. Arkaya dönüp müşteriye:
"Hayatta bir daha bunu yapmayın!" diye bağırır.
Müşteri ise; sakinlikle bir ufacık dokunmanın onu bu kadar korkutup, sıçratacağını düşünemediğini söyler. Bu arada kendini toparlamış olan şoför, müşteriye dönüp:
"Haklısınız, aslında sizin kabahatiniz yok" der. Bugün benim ilk taksi soförlüğüm, 25 senedir cenaze arabası soförüydüm de..."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:56 PM
Adam melon sapkasinin üzerinden kafasinin kasimaya çalisan bir baska adam görmüs ve yanina giderek:
- Afedersiniz, siz Laz misiniz?
- Evet, neden sordun?
- Sapkanizin üzerinden kafanizi kasimaya çalisiyordunuz da.
- Ne olmus yani?! Sen kiçin kasininca pantalonunu mu çikariyorsun?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:57 PM
Kadınların gidip kendilerine erkek (koca) secebilecekleri bir erkek
dukkanı (magazası) acılmıstır. Magaza 5 katlıdır ve her kat
cıkıldıkca, erkeklerin nitelikleri de yukselmektedir.
Magazada sadece tek bir kural gecerlidir: herhangi bir katın
kapısından iceri giren kadın, o kattan alıs-veris etmek zorundadır ve
eger bir ust kata cıkmak isterse, tekrar asagı katlara inemez.
Bir gun bir grup kız arkadas, kendilerine erkek secmek icin magazaya
gider.
Ve....
1. KAT: Kapıda sunlar yazılıdır: "Bu kattaki erkeklerin calısacak
bir isleri var ve cocukları da severler". Kızlar yazılanları okur ve
soyle
derler: "Eh, hic yoktan iyidir ama bir de ust kata bakalım".
2. KAT: kapıda yazılanlar: "Buradaki erkeklerin iyi bir isleri
var, cocukları severler ve son
derece yakısıklıdırlar." Kızlar:
"Hmmm, hic fena degil ama acaba bir ust katta ne var ?"
3. KAT : "Buradaki erkeklerin cok iyi birer isleri var, cocukları
severler, son derece yakısıklıdırlar ve ev islerine de yardım
ederler". Kızlar:
"Aman
Tanrım, cok etkileyici ama yukarıda baska katlar da var."
4. KAT : "Buradaki erkeklerin isleri cok iyi, cocukları cok severler,
gayet yakısıklı olup, ev islerine yardım ederler ve ayrıca son derece
romantiktirler". Kızlar cıglık atmaya baslarlar: "Inanılmaz, bir ust
katta bizi neyin bekledigini bir dusunun!" Ve bir kat daha cıkarlar...
5. KAT: sunlar yazmaktadır: "Bu kat bostur ve sadece,
kadınları memnun etmenin mumkun olmadıgını kanıtlamak icin konmustur.
Cıkıs soldadır; umarız inerken merdivenlerden
yuvarlanırsınız
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:57 PM
Yolcular uçağın yanında otobüsten inmişler.Bavullarını gösteriyorlar. Bir
bakmışlar uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş.İçinden kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler.Yolcular fena halde şaşırmışlar.Nasıl şaşırmasınlar.Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston.Kolunda üç noktalı bant.Yardımcı pilotun elinde bir köpek tasması.Tasmanin ucunda bir köpek.Sağa sola çarparak öyle ilerliyorlar uçağa.Günlerden 1 Nisan değil ama, "Şaka herhalde" demiş yolcular,doluşmuşlar uçağa.Uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış.Yolcuların gözleri camda.Uçak hızlanmış.Yolcular endişelenmeye başlamışlar.Ucak daha hızlanmış.Pistin sonu hızla yaklaşmaya başlamış.Uçak iyice hızlanmış.Bazı yolcular paniklemiş, dua etmeye başlamışlar. Uçak son hıza ulaşmış.Bu arada pistin sonuna da ulaşmış.10 metre sonra betonun bitip çimlerin başladığını gören yolcular dehşet içinde çığlığı basmışlar.Tam o anda da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar çekmiş.Uçak tam pist biterken tekerleklerini yerden kesmiş, havalanmış.Kaptan pilot arkasına yaslanmış;derin bir nefes almış ve yardımcı pilota dönmüş:
- Biliyor musun? Bir gün çığlık atmakta gecikecekler ve hep birlikte öleceğiz.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:57 PM
Zengin bir arap kalp ameliyatı geçirecekmiş doktorlar ameliyat sırasında bir tedbir olarak bir miktar kan depolamak istemişler ama bu arab'ın kanı çok nadir bir kan imiş. Bütün dünya yı arayıp taramışlar ve sonunda Kudüs'te yaşayan bir yahudide bu kanın olduğu anlaşılmış. Yahudi kanı vermeyi kabul etmiş ve ameliyat yapılmış. Ameliyattan hemen sonra zengin arap,kendisine kan veren Yahudiye teşekkürleri ile beraber müthiş bir otomobil ve bir milyon dolar para göndermiş. Bir kaç ay sonra arab'ın bir kere daha ameliyet olması icap etmiş.Doktorlar yine Yahudi'yi aramışlar ve Yahudi'de tekrar kan vereceğini söylemiş. Arap yine ameliyat edilmiş. Ancak bu defa kendisine kan veren Yahudi'ye bir teşekkür notu ile bir kutu Şam baklavası yollamış. Çok daha kıymetli hediyeler ve para bekleyen Yahudi bu işe çok bozulmuş. Kan verdiği arap zenginine bir telefon açıp, neden bu kadar cimri davrandığını sormuş.Arap kahkahalar atarak şu cevabı vermiş
- Ya habibi, gözümün nuru. Artık damarlarımda Yahudi kanı dolaşıyor!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:57 PM
Çobanın biri dağda koyun otlatmaktadır.O sırada ihtiyar bir adam çobanın yanına gelir ve su ister. Çoban ihtiyar adama su verir. İhtiyar da çobana teşekkür ederek biraz soluklanmak için çobanın yanına oturur. O sırada ihtiyarın gözü çobanın köpeğine takılır ve çobana dönerek
- Ey çoban senin bu köpeğin konuşur mu? der
Çoban gülerek
-Amca o bir köpek köpek nasıl konuşsun der
I sıra ihtiyar adam elindeki asasını köpeğin önüne vurarak
-Ey köpek anlat bakalım çobanın sana ne yapıyor, nasıl davranıyor diye sorar.
Köpeğin gözleri açılır ve başlar konuşmaya
-Çobanım bana çok iyi daranıyor, her gün yemeğimi veriyor, ben de sürüsüne bakıyorum der.
Çoban çok şaşırır. Tam o sıra ihtiyarın gözüne çobanın koyunları takılır ve çobana dönerek,
-Ey çoban senin bu koyunlar konuşur mu? der
Çoban;
-Amca hadi köpek bi şekilde konuştu ama onlar koyun nasıl konuşsun der.
İhtiyar koyunların birinin önüne asasını vurarak;
-Ey koyun anlat bakalım çobanınız size ne yapıyor, nasıl davranıyor? der
Koyunun gözleri açılır ve başlar konuşmaya
-Çobanımız bize çok iyi davranıyor. Sabahları ahırdan alıp, akşama kadar otlatıp başımızda bekliyor tekrara akşam ahıra götürüyor,der
Çoban iyice şaşırmıştır. Tam o sıra ihytiyarın gözü bu sefer çobanın eşeğine takılır ve çobana sorar.
-Ey çoban peki senin bu eşek konuşur mu? der
Çoban kızarır, bozarır ve ihtiyara dönerek
-Konuşur ama hep yalan söyler... der.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:57 PM
Adamın biri işyerindeki kantinde arkadaşıyla yemek yerken:
-"Kolumun ağrısından ölüyorum,doktora gitsem iyi olacak" diye arkadaşına dert yanmış.Arkadaşı da
-"Yahu ne lüzum var,
-"İleride köşedeki marketin çıkışında yeni bir bilgisayarlı cihaz koydular. Üç dolara bir jeton alıyorsun kasadan, atıyorsun, yanında getirdigin idrar örneğini açılan kapaktan içeri veriyorsun, on saniye sonra neticeyi ve tedavi için yapman gerekenleri öğreniyorsun" demiş. "Gördüğün gibi ucuz ve çabuk" diye eklemiş.
Adam hemen bir kaba idrarını doldurup arkadaşının dediğini yapmış ve bilgisayar 10 saniye sonra yazılı olarak cevap vermiş:
-"Kolunuzda bir cins eklem ağrısı olan Teniselbo oluşmuş.Sıcak suya koyun, ağır işlerden kaçının, iki hafta sonra düzelecektir"
Memnun biçimde eve dönen adam, bir yandan bilgisayarın dediğini uygularken bir yandan da muzurca fikirlere kapılıp bu akıllı cihazı nasıl aldatılabileceğini düşünmeye başlamış.Ertesi gün olunca bir miktar çeşme suyuna köpeğinden alınmış bir kılı koymuş, üstüne bir şekilde elde ettiği karısının ve kızının idrar örneklerini eklemiş. Tüm bu karışımın üzerine bir de mastürbasyon yapıp doğru cihazın yanına varmış.Jetonu atıp kabı makinaya vermiş, on saniye sonra cihazdan yazılı yanıt gelmiş:
1. Çesme suyunuz çok kireçli. Bir filtre cihazi almayı düşünün
2. Köpeğinizde kene var. Eczaneden özel bir şampuan alıp köpeğinizi yıkayın.
3. Kızınız kokain bağımlısı. Bir psikiyatri kliniğine yatırın.
4. Karınız hamile. İkizler. Sizden değil. İyi bir avukat bulun.
5. Kendinizi bu yolla tatmin etmeyi bırakmazsanız kolunuz iyileşmez.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:57 PM
Bir yıldır hiç konusmadığı karısından ayrılmak isteyen adama hakim sorar:
-Neden karına bir yıldır tek bir söz bile söylemedin?
- Lafını kesmek istemedim, hakim bey !..
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:58 PM
Çocuk dedesine sormuş:
-Dede ninem ile kaç yıldır evlisin?
-40 yıldır evlat
-Peki ama dede, ben sizi hiç kavga ederken görmedim bunun sırrı nedir?
-Otur evlat anlatayım... Nikahımız kıyıldı. Benim at arabasına ninenin üç-beş eşyasını attık ve bizim köyün yolunu tuttuk. Yolda atın ayağı tökezlendi. 'Bu bir' dedim. Yola devam ederken bir daha tökezlendi, ben yine 'Bu iki' dedim. Köye de epey yolumuz vardı. Bizim atın ayağı bir daha tökezleyince 'Bu üç' dedim ve çektim piştovu, atı orada vurdum. Ben atı vurunca başladı bana söylenmeye:
Biz nasıl gideceğiz. Niye durup dururken atı vurdun. Sende hiç akıl yok mu? Bu eşyaları nasıl götüreceğiz?
Ben de döndüm ninene:
"Bu biiirrr" dedim.
O gündür bu gündür, gül gibi geçinip gidiyoruz....
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:58 PM
Aksamdan kalma adam, büyük bir baş ağrısı ile sabah uyanmış
Zorlukla gözlerini açıp, yerinden dogrularak, şöyle
bir etrafına
bakınmıs.Komodinin üstünde bir bardak su ve iki
aspirin duruyormuş.
Yatagın ayakucundaki sandalyede elbiseleri temiz ve
ütülenmis.
Aspirileri içerken, komodindeki not dikkatini çekmis;
Sevgilim, günaydın. Kahvaltın mutfakta. Ben
alısverise çıkıyorum,
erken dönerim. Seni seviyorum".
Kalkıp, giyinmis ve kahvaltı için mutfaga gitmis.
Bakmıs oglu oturmus,
kahvaltı ediyor. Masada da kendi servisi ve gazeteleri
duruyor.
Oturmus, kahvaltısına baslamıs ve ogluna sormus;
Evlat, dün gece ne oldu, biliyor musun?
Evet, dün gece saat 3'ü geçiyordu, sarhos olarak eve
geldiginde.
Önce koridordaki sandalyeyi devirdin, ardından
kustun, daha sonra da
Odanın kapısına kafanı çarptın, bir gözün morardı.
Adam, sasırmıs vaziyette:
Anlayamadım. O zaman niye hersey temiz, kahvaltı
hazır ve gazetem alınmıs?
Onu mu soruyorsun. Annem seni sürükleyerek yatak
odasınagötürüp,pantalonunu
çıkarmaya çalıstıgında,
"Bayan, beni yalnız bırakın, ben evli bir adamım"
dedin.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:58 PM
Brooklyn köprüsünde, bir bahar günü , kör bir adam dilencilik yapiyormus. Dizlerinin dibine bir tabela koymus. Üzerinde "DOGUSTAN KÖR" yaziliymis.
Herkes dilencinin önünden geçip gidiyormus. Bir REKLAMCI bunu görmüs. Tabelayi almis arkasina bir seyler yazmis, oldugu yere tekrar birakmis.
Ne olduysa olmus..... Gelip geçen ve bu tabeladaki yeni yaziyi okuyan herkes, baslamis dilencinin önündeki sapkaya, habire para atmaya....
Bir cümle yetmis onca kisiyi etkilemeye ve dilencinin sapkasinin kisa sürede agzina kadar parayla dolup tasmasina...
GÜZEL BIR BAHAR GÜNÜ... AMA BEN BAHARI GÖRMÜYORUM...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:58 PM
Adamın biri arabasıyla şehirler arası yolda seyahat ederken trafik polisi durdurur.
"İyi Günler beyefendi, ehliyet ruhsat lütfen", der.
Adam: "Buyrun" der ve uzatır.
Trafik polisi bakar: "Yangın söndürücünüz var mı?"
Adam: "Var" der, gösterir.
Polis: "İlkyardım çantası?"
Adam: "Var" der, yine gösterir.
Polis: "Zincir" diye sorar, adam gösterir.
"Takoz?"
"Var."
"Çekme halatı."
"Var."
Polis dayanamaz:
- Mezdekenin kaseti der var mı lan?" der.
Adam güler "O da var" der, kaseti gösterir.
Polis:
- Tak o zaman teybe.
Adam takar, polis oynamaya başlar. Adam gülerek: "Memur bey, napıyosunuz" der.
Polis adama döner:
- Eşşek diilsin, bi yirmilik takarsın artık!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:58 PM
Ayakları çok fena kokardı.Bir gün bir arkadaşına birlikte tiyatroya gitmelerini teklif etti.
- Hay hay, dedi arkadaşı.Ama eve git, ayaklarını yıka ve temiz bir çorap giy. Söz mü?
Tiyatroya gittiler. Yerlerine oturdular. Aradan beş on dakika geçmeden etrafındakiler mendillerini burunlarına götürmeye başladı.
- Hani söz vermiştin.
- Vallahi değiştirdim. İnanmazsın diye kirlileri de cebime koydum. Nah!...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:58 PM
80'lik ihtiyar 20 yaşındaki kıza aşık olur ve evlenirler. Küçük kasabada büyük olay yaratan evlilik memnun mesut devam ederken bir yıl sonra ihtiyar adam karısını doğum yapmak üzere hastaneye getirir. Herkes şaşkınlık içindedir. Derken hemşire gelip adamı tebrik eder, Bu mükemmel birşey! Bu yaşta bunu nasıl başardınız ?" Eee" der ihtiyar, "Motoru sıcak tutacaksın kızım!" Ertesi yıl 80'lik ihtiyarın 20'lik karısı tekrar hamile kalır ve yine aynı hastaneye gelirler. Hemşire yine büyük bir şaşkınlık içinde,
-"Tebrik ederim, bu olağanüstü birşey!" deyince ihtiyar kıs kıs güler, sana söyledim. Motoru sıcak tutacaksın!" Bir sonraki yıl, ihtiyarın karısı yine hamiledir ve karısı doğumhanede iken gelen hemşire ihtiyara, "Vay be ne erkekmissin!" der. ihtiyar, "Motoru sıcak tutacaksın" diye cevap verince hemşire atılır: Eh artık yağı degiştirsen iyi olacak. Bu defaki zenci!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:59 PM
İstanbul’un taşı toprağı altındır diyerek memleketinden kalkıp gelen bir köylü, kuyumcu dükkanının vitrinini hayran hayran inceliyormuş. Kuyumcu köylünün kıyafetinden dolayı birazda aşağılayarak: "Ne bakıyorsun öyle hemşerim?" demiş. "Hiç... Sizin dükkanda ne sattığınızı merak ettim." Adam alay edercesine cevap verir: "Biz eşşek kafası satıyoruz." <BR>Adam: "Allah versin... İşleriniz iyi gidiyora benziyor." <BR>Kuyumcu: "Nereden bildin iyi gittiğini",<BR>Adam: "Baksana, koskoca dükkanda seninkinden başka kalmamış da ondan!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:59 PM
Cok soguk bir kis gunu padisah, tebdil'i kiyafet gezmeye karar vermis.Yanina basvezirini alip yola cikmis. Bir dere kenarinda calisan yasli bir adam gormusler.. Adam elindeki derileri suya sokup, doverek tabakliyormus.Padisah, ihtiyari selamlamis:
" Selamunaleykum ey pir'i fani..."
" Aleykumselam ey serdar'i cihan..."
Padisah sormus:
" Altilarda ne yaptin ?"
" Altiya alti katmayinca, otuz ikiye yetmiyor..."
Padisah gene sormus:
" *******i kalkmadin mi ?"
" Kalktik...Lakin, ellere yaradi..."
Padisah gulmus:
" Bir kaz gondersem yolar misin ?"
" Hem de ciyaklatmadan..."
Padisahla basvezir adamin yanindan ayrilip yola koyulmuslar. Padisah basvezire donmus:
" Ne konustugumuzu anladin mi ?"
" Hayir padisahim..."
Padisah sinirlenmis. " Bu aksama kadar ne konustugumuzu anlamazsan kelleni alirim."
Korkuya kapilan basvezir, padisahi saraya biraktiktan sonra telasla dere kenarina donmus. Bakmis adam hala orada calisiyor..
" Ne konustunuz siz padisahla..."
Adam, basveziri soyle bir suzmus:
" Kusura bakma. Bedava soyleyemem. Ver bir yuz altin soyleyeyim.."
Basvezir, yuz altin vermis.
" Sen padisahi, serdar'i cihan, diye selamladin. Nereden anladin padisah oldugunu.."
" Ben dericiyim. Onun sirtindaki kurku padisahtan baskasi giyemezdi.."
Vezir kafasini kasimis.
" Peki, altilara alti katmayinca, otuz ikiye yetmiyor ne demek..." Adam, bu soruya cevap vermek icin de bir yuz altin daha almis.
"Padisah, alti aylik yaz doneminde calismadin mi ki, kis gunu calisiyorsun, diye sordu. Ben de, yalnizca alti ay yaz degil, alti ay da kis calismazsak, yemek bulamiyoruz dedim."
Vezir bir soru daha sormus...
" *******i kalkmadin mi ne demek ?" Adam bir yuz altin daha almis.
" Cocuklarin yok mu diye sordu..Var, ama hepsi kiz. Evlendiler, baskasina yaradilar, dedim..."
Vezir gene kafasini sallamis.
" Bir de kaz gonderirsem dedi, o ne demek..." Adam gulmus:
" Onu da sen bul..."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:59 PM
Adamin biri yolda giderken gozu , yeni acilan magazaya takilmis ve bir gireyim bakalim neler var demis, girmis magazaya. Guler yuzlu bir tezgahtar adami karsilamis.
Tezgahtar - Buyrun efendim, hosgeldiniz, magazamizi tercih ettiginiz icin tesekkur ederiz. Size nasil yardimci olabiliriz ? Ne bakmistiniz?
Adam - Merhaba. Bana eldiven lazim.
Tezgahtar - Lutfen su bolume gecin, ordaki tezgahtar sizinle ilgilenecek.
Adam - Merhaba. Bana eldiven lazim.
Tezgahtar - Hosgeldiniz, kislik mi , yazlik mi istiyorsunuz?
Adam - Kislik.
Tezgahtar - Oyleyse lutfen su bolume gecin, ordaki tezgahtar sizinle ilgilenecek.
Adam - Merhaba , bana eldiven lazim. Kislik.
Tezgahtar - Merhaba efendim, deri mi yoksa yun mu ?
Adam - Deri.
Tezgahtar - Oyleyse lutfen su bolume gecin, ordaki tezgahtar sizinle ilgilenecek.
Adam - Merhaba , bana eldiven lazim. Kislik ve deri.
Tezgahtar - Merhaba efendim. Gercek deri mi istiyorsunuz yoksa sahte deri mi ?
Adam artik sinirlenmeye baslamis.
Adam - Gercek deri.
Tezgahtar - Su bolume gecin lutfen, ordaki tezgahtar sizinle ilgilenecek.
Adam - Eldiven istiyorum. Kislik ve gercek deri .
Tezgahtar - Tabi, kollarinizi uzatir misiniz, parmaklarinizida iyice acin.
Adam - Tabi, buyrun.
Tezgahtar - Yandaki bolume gecin lutfen.
Adam - Siz benimle dalga mi geciyorsunuz, ben eldiven istiyorum. Verinde gideyim.
Tezgahtar - Telaslanmayin, siz gercekten nasil bir eldiven ariyorsaniz, size en uygun eldiveni alacaksiniz. Biz sizi maksimum derecede memnun edebilmek icin elimizden geleni yapiyoruz. Eldiveninizin bu paltoya uygun olmasini mi istiyorsunuz ?
Adam birazda bagirarak
Adam - Evet
Adam bir sonraki tezgahtarin yanina gider.
Adam - Ben kislik, gercek deriden , fermuarli, bu paltoya uygun , bu ellere giyebilecegim bir cift eldiven istiyorum.
Tezgahtar - Tabi efendim. Fermuarli mi olsun , citcitli mi ?
Adam - Fermuarli.
Tezgahtar - Su tezgahtarla gorusmeniz gerekiyor.
Tam bu sirada kapidan iceri bir adam girer. Bir elinde altindan beton parcalari dokulen klozet, obur elinde tuvalet duvarindan birkac parca fayans, bagirir.
- Iste bu benim tuvaletim, buda tuvaletimin fayansi, gotumude dun size gosterdim, artik verin su tuvalet kagidini.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:59 PM
Çok karizmatik ve yakışıklı bir adam yanında bir devekuşuyla bara girmiş,
herkes şaşkın falan öööle adama bakıyolar, adam bara yanaşmış:
- "Barmen bana bi viski, onada büyük bi bardak su."
Barmen talepleri yerine getirmiş, bi tek, iki tek, saatler ilerlemiş, adam:
- "Hesap lütfen!" demiş.
Barmen hesap pusulasını uzatmış, adam elini cebine atmış, parayı çıkartmış,
tam hesapla aynı. Ertesi gece adamımız geri gelmiş, yanında tabii devekuşuda
var;
- "Barmen bana bi viski, onada büyük bi bardak su."
Barmen istediklerini vermiş, bi tek iki tek, saat geç olmus, adam hesabı
istemiş, barmen hesabı göstermiş. Adamımız elini cebine atmış, çıkartmış,
tam hesap miktarı. Barmen şaşkın ama nafile. Bikaç gece sonra adamımız
devekuşuyla beraber geri gelmiş. Barmenin içi içini yiyo. Adam:
- "Bana bi viski, ona da su ver."
Barmen emre amade, yerine getirmiş, gece ilerlemiş, adamımız hesabı
istemiş, barmen bol küsüratlı saçmasapan bi miktarı hesap olarak adama vermiş. Adam elini cebine atmış, çıkartmış, yine tam hesap. Barmen oynatmak üzere. Dayanamamış:
- "Beyfendi bi süredir barımıza gelip gidiyorsunuz, kusura bakmayın ama
bişey sormak istiyorum, yoksa kafayı yiycem. Her gece cebinizden çıkan para
hesapla kuruşu kuruşuna aynı oluyo. Bunu nasıl başarıyorsunuz?" Adamımız
gülümsemiş:
- "Bi gün karşıma bi cin cikti, üç dileğimi sordu. İlk olarak; karizmatik
ve yakışıklı bi tipim olmasını istedim. İkinci dileğimde, ne almak istersem
isteyim, elimi cebime attığımda parası aynen cebimden çıksın istedim."
Barmen:
- "Peki kızmayın ama bu kuş ne iş?"
Adamımız:
- "Onu hiç sorma, son dilegim; beni hiç bırakmaycak uzun bacaklı bi piliçti. Yanlış anladı şerefsiz."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:59 PM
Hakim sanığa sordu:
-Karakolda suçunu itiraf etmişsin sen, peki şimdi niye inkar ediyorsun?
-O zaman henüz avukat tutmamıştım. Şimdi suçsuz olduğuma ben bile inandım!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:59 PM
Sarah daha 17 yaşındaymış. Ama günlerdir gözleri yaşlı geziyormuş evde. Babası biraz sıkıştırınca korkunç gerçeği öğrenmiş. Sarah çocuk yaşta gebe kalmış. Kimden? Milyarder iş adamı Elie Epstein'dan.
Baba, atladığı gibi Elie denilen adamın iş yerine gitmiş. Adını taşıyan gökdelenin 52. katındaki bürosuna dalmış. Epstein, kızın babasının geldiğini duyunca, Yönetim Kurulu toplantısını yarıda kesip yanına gelmiş.
- Dur, söyleme, niye geldiğini biliyorum,
demiş.
- Bir halt ettim, ama kendimi affettireceğim.
- Nasıl affettirebilirsin ki?
demiş kederli baba.
- Kızım bugün yarın ana olacak, daha 17 yaşında...
- Biliyorum,
demiş Epstein.
- Ama sana önerim şu: Kızına, doğum yaptığı gün, 10 milyon dolar vereceğim, ömür boyu rahat etsin diye. Sana ve eşine de, çektirdiğim acılar için, birer milyon dolar. Dur, bitmedi! Doğacak çocuğun bakımı, eğitimi için de size her ay yüz bin dolar vereceğim...
- Tamam,
demiş kederli baba.
- Ama ya düşük yaparsa? Bir şans daha verirsin değil mi kızıma?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 02:59 PM
Ateşli bir köy çocuğu şehrin en büyük marketinde işe başvurur. Dünyanın bu
en büyük alışveriş merkezinde herşey ama herşey satılmaktadır.
Patron sorar:
- Daha önce hiç satıcılık yaptın mı?
- Evet köyümde bu işi yaptım.
- Patronun gözü cocugu tutar:
- İyi, yarın başlıyorsun. Ertesi gün akşam olur ve patron çocuğu karşısına
alır;
- Evet, bugün kaç satış yaptın??
- Bir!
- Ne bir mi? Ötekiler 20-30 satış yaptılar, Nasıl bir? Kaç dolar tuttu
peki?
- 320.334 USD doları.
- Patron şaşırır ve sorar:
- Nasıl becerdin bunu?
- Adama batta küçük boy bir olta, sonra orta boy ve sonra da büyük boy bir
olta sattım.
- Adama nerede balık tutucağını sordum. Kıyıda diyince bir tekneye
gereksinimi olduğunu söyledim. Tekne bölümüne indik ve çift motorlu,
yelkenli, lüks bir yat sattım. Vosvosuyla bunu çekemeyeceğini söyleyince
son model 4x4 bir jeep sattım. Patron kendinden geçer:
- Ne diyorsun, tüm bunları bir küçük olta almaya gelen adama mı sattın?
- Genç çocuk yanıt verir:
- Yoo aslında karısı için bir tane orkid istemişti... Ben de ona şöyle
dedim:
- Haftasonun mahvolmuş, sen en iyisi balığa git...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:00 PM
Anaokulunun son günü küçük öğrenciler öğretmenlerine hediye verdikleri bir parti duzenler. Çiçekcinin oğlu öğretmene bir hediye paketi uzatır. Öğretmen paketi yavaşça sallar eliyle tartar ve
- Sanırım bu bir buket çiçek..?
- Doğru.. Nerden bildiniz öğretmenim ??
- Şey, tahmin ettim..
Sıradaki öğrenci şekercinin kızıdır. O da öğretmene bir hediye verir. Öğretmen gülümseyerek paketi alır, eliyle tartar ve hafifçe sallar:
- Sanırım bu bir kutu çikolata..
- Aaa, nerden bildiniz öğretmenim ??
- Şey, bir tahmin sadece. Nasılsa tuttu işte..
Bir sonraki hediye TEKEL bayisinin oğlundan gelir. Öğretmen paketi alır ama alttan küçük bir sızıntı vardır. Paketi tutarken parmağı ıslanan öğretmen yavaşça parmağını diline sürer:
- Bu şarap olabilir mi ?
- Hayır öğretmenim !! …diye bağırır çocuk heyecanla.
Öğretmen tekrar sızan yerden bir damlayı parmağıyla alıp tadına bakar:
- Şampanya öyleyse...?
Daha da heyecanlanan çocuk ..
- HAYIR öğretmenim !!
Öğretmen sızıntının bir daha tadına bakar:
- Tamam.. Pes ediyorum, bilemeyeceğim. Nedir bu ??
Çocuk neşeyle haykırır:
- Bir köpek yavrusu !..?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:00 PM
Bisikletli Meksikalı
Meksikalının biri bisikletle Amerika'dan ülkesine dönüyormuş. Elinde bir torba, ağır ağır sınır kapısına gelmiş. Kapıdaki görevli, Meksikalının elindeki torbadan şüphelenmiş ve aramak istemiş. Torbayı açınca kum dolu olduğunu görmüş. Araştırmış karıştırmış ama kumdan başka bir şeye rastlayamamış ve Meksikalının geçmesine izin vermek zorunda kalmış.
Aradan iki hafta geçmeden aynı Meksikalı yine bisikletle ve elinde bir torbayla aynı sınır kapısından geçmek istemiş. Aynı görevli yine torbadan şüphelenip aramış ve yine kumdan başka bir şey bulamamış.
Bu böyle 5, 10 kere tekrarlamış. Her seferinde aynı şekilde geçen bu adamda hiç bir şey bulamamak görevliyi çıldırtıyormuş ama yapabileceği bir şey de yokmuş. 1 yıl sonra görevli bir barda içki içerken, sınırda arayıp durduğu Meksikalının da aynı barda olduğunu görmüş. Hemen yanına gitmiş ve:
- Artık sana bir şey yapamam. Çok iyi biliyorum ki sınırdan bir şey kaçırıyordun. 1 yıldır içim içimi yiyor, lütfen bana ne kaçırdığını söyle, demiş. Meksikalı kafasını hafifçe çevirip umarsızca mırıldanmış:
- Bisiklet.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:00 PM
Bir rahibe Chicago uçuşu için havaalanındaymış. Beklerken bir köşede bir makine görmüş, üzerinde "hem kilonuzu ölçün hem geleceğinizi öğrenin" yazıyormuş.. rahibe "hmm bi deneyelim" diyerek makineye para atmış, üzerine çıkmış veee cazurt cuzurt makineden bir kağıt çıkmış. Rahibe kağıda bakmış şunlar yazıyor:
"Siz bir rahibesiniz, 80 kilosunuz ve Chicago'ya gidiyorsunuz" Tabi rahibenin pek hoşuna gitmiş, ama sonra "yok canım" demiş "bu herkese aynı şeyi söylüyodur." Derken rahibe bu işi iyice kafaya takmış bi daha tartılıcam bakalım nolucak diye, gitmiş para atmış tartılmış cazurt cuzurt veeee bu sefer çıkan kağıt şöyleymiş:
"Siz bir rahibesiniz, 80 kilosunuz, Chicago'ya gidiyorsunuz, ve 20 dakika içinde kendinizi gitar
çalarken bulacaksınız".
Rahibe "al işte biliyordum" demiş.."ben kiiim gitar çalmak kim.. amma da yalan" diye gitmiş yerine oturmuş. Birkaç dakika sonra rahibenin yanına bir kovboy gelmiş, sırtındaki gitarı rahibenin yanına
bırakıp "5 dakika sonra dönücem gitarımı biraz size bırakabilir miyim?"
demiş, gitmiş.
Bizim rahibe kucağındaki gitari evirip çevirirken bir süre sonra yavaştan gitarın tellerini tıngırdatmaya başlamış... O anda kafasında şimşekler çakmış: "Aman tanrım gerçekten makinenin söylediği gibi oldu, burda oturmuş gitar çalıyorum!!!"
Hemen kalkmış tekrar makineye gitmiş, para atmış, tartılmış.. ve cazurt cuzurt bu sefer şöyle bir kağıt çıkmış:
"Siz bir rahibesiniz, 80 kilosunuz, Chicago'ya gidiyorsunuz ve birazdan herkesin içinde gaz kaçıracaksınız" Rahibe bunu okuyunca çok kızmış: "Yoooo bu kadarı da fazla..ben hayatımda asla böyle birşey yapmadım bundan sonra da yapmam!!! Bu sefer attı tutturamadı" Hışımla yerine doğru yürürken birden paaaat diye ayağı kaymış, popo üstü yere oturmuş ve o anda pırrrrt diye gaz
kaçırıvermiş!!! Rahibe artık çılgına dönmüş "Hayır..hayır buna inanamıyorum.. tanrım bi kere daha denemeliyim!!!" Ve koşa koşa tekrar makineye gitmiş, para atmış, tartılmış, cazurt cuzurt veeee kağıt gelmiş:
"Siz bir rahibesiniz, 80 kilosunuz, burda gitar çalıp gaz kaçırmakla meşgulken Chicago uçağını kaçırdınız!!!!!!!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:00 PM
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses :
-Binme, bu uçak düşecek!
Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı!
Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında :
-Binme bu trene, raydan çıkacak!
Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş :
-Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allah'a şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses :
-Bu otobüse binme, freni patlayacak!
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış :
-Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim!
Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:00 PM
Trakya'dan yaslı bir amca eseginin üzerinde karayolunda seyretmektedir.
Bunu gören trafik polisleri amcaya takilmak isterler ve durdururlar.
Polis:
- Be amca, necin dakman golani? (Golan:Emniyet kemeri)
Amca:
- Dakmam be iste!
Polis:
- E bak gordun mu, simdi ceza keseceyik.
Amca:
- Kes bakalim ne keseceysan da gidecem, acele isim var.
Polis:
- Peki amca, cezayi sana mi yazalim yogsam esege mi?..
Amca:
- ???
Polis:
- Yani cezayi sana yazarsak 5 milyon ödeycen, esege 3 milyon ödeycen.
Amca:
- Bana kes o zaman.
Polis:
- Neden sana keseyoz amca?
Amca:
- Onun sicili temiz ossun trafik polisi yapcez onu!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:00 PM
Boşanma davasında kadın, hakime talebini gerekçesi ile açıklamış:
- Sayın hakim, çocuğun bende kalmasını istiyorum. Onu dokuz ay karnımda taşıdım.
Hakim kocaya sormuş:
- Karınızı duydunuz. Bir diyeceğiniz var mı?"
Adam "Var tabii" demiş ve anlatmış:
- Sayın hakim. Farzedelim ki canınız bir kutu soğuk kola istedi. Makineye parayı attınız ve kola geldi. Şimdi bu kola makinenin midir, yoksa parayı deliğe atanın mı?
Hakim sekreterine dönmüş:
- Yaz kızım. Çocuk babada kalacaktır...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:01 PM
vatandaşın biri arkadaşına misafirliğe gider. laf lafı açar bi sohbet muhabbet... arkasından misafir sorar:
"eee komşu sizin kız ne yapıyo ne ediyo??
ev sahibi:
" walla komşu bizim kız bi şirkette sekreterlik yapıyo. patronu da kızımı çok seviyo nereye gitse yanında götürüyo yurtiçi yurtdışı geziler... sürekli beraberler... bi de son model bi arabayla etilerde bi ev aldı kızıma..."
bir süre daha muhabbet ederler... bu kez ev sahibi sorar.
"komşu ben anlattım biraz da sen anlat sizin kız neler yapıyo?"
misafir utana sıkıla cevap verir...
" komşu ben senin kadar rahat söyleyemiyorum ama bizim kız da *rospu oldu çıktı işte"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:01 PM
Çoban´ın biri dere kenarında koyunlarını otlatıyormuş. Tam o anda, yanına bir Cherokee Jeep yanaşmış. Brioni gömlek, Cerruti ayakkabılar giyen, Ray-Ban gözlüklü ve YSL kravatlı bir sürücü aşağıya inmiş ve çobana sormuş.
- Eğer kaç tane koyunun olduğunu bilirsem bana onlardan bir tanesini verir misin?
Çoban bir adama birde koyunlarına bakmış,
- Tamam
diye cevap vermiş. Genç adam arabasını park etmiş, telefonunu bilgisayarına bağlamış bir NASA sitesine girmiş, GPS´ini kullanarak yeri taramış, bir database ve logaritma ile doldurulmuş 60 excel tablosunu açmış ve 150 sayfalık bir rapor basmış. Çobana dönmüş,
- Tam olarak 1586 adet koyunun var demiş. Çoban
- Doğru
diye cevap vermiş,
- Koyununu alabilirsin.
Genç adam koyunu almış ve jeep´inin arkasına koymuş. Bu sefer çoban genç adama dönmüş,
- Eğer senin ne iş yaptığını bilirsem koyunumu geri verirmisin?
diye sormuş. Adam,
- Evet neden olmasın
diye yanıtlamış.
- Sen Dunya Bankasi´nda Danışmansın
demiş çoban. Adam sormuş,
- Nasıl oldu da bildin?.
Çoban
- Çok basit
diye cevap vermiş.
- Buraya çağrılmadan geldin, bu bir.. İkincisi benim bildiğim bir şeyi bana söylemek için benden bir koyunumu istedin. Üçüncüsü yaptığın hiçbir şeyden anlamıyorsun çünkü köpeğimi aldın!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:01 PM
Yaşlı amca Viagra adlı bir ilacın piyasaya salındğını duymuş.Ancak nereden ve nasıl temin edileceğgini bilmiyormuş. Torununa başsvurmuş bu konuda:
- At bakalım büyükbaba 10 milyon lira ortaya.
demiş bıçkın torun:
- Sana bulayım o ilaçtan...
- Şimdi yanımda yok
demiş büyükbaba:
- Sen ilacı al ben odana bırakırım 10 milyon lirayı...
Torun ilacı sağlayıp büyükbabasına vermiş. Ertesi akşam işten dönünce odasına bakmış bir kenarda 100 milyon lira duruyor. Dışarı seslenmiş:
- Büyükbaba ilaç 10 milyon liraydı sen 100
milyon vermişsin.
- Ben 10 milyon verdim evlat
demiş büyükbaba:
- 90 milyon da büyükannen verdi...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:01 PM
Bir matematikçi, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar.
Görüşmeci matematikçiye sorar:
- iki kere iki kaç eder?.
Matematikçi cevap verir:
- Dört!.
Görüşmeci sorar:
- Kesin dört mü?
Matematikçi kendinden emin cevaplar:
- Evet, kesin dört!
Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir.Ekonomist yanıtlar:
- Ortalama dört eder, yüzde 10 aşağya veya yukari oynayabilir, ama ortalama dört eder!.
Ekonomistte de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur.Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler,panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar:
- Kaç etsin istersiniz?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:01 PM
Sauna'ya giden bir grup genc erkek, soguk havuzda dinlenirlerken bir cep telefonu calar. Bir adam telefonu acar. Ortam cok gurultuludur; telefonun obur ucundaki kadin sesini zorlukla duyar.
- Sevgilim. Meltem'le disardayim. Biraz once cok guzel bir kurk gordum. 400 milyon liracik. Senin kredi kartindan alabilir miyim? N'oooolur, alabilir miyiiiiimmmm?
- Tabi canim. Al.
- Ah sevgilimmmm! Cok sekersin. Biseycik daha var ama kizmayacaksin, degil mi?
- Hayir, kizmam...
- Buraya gelmeden once Akmerkez'deydik. De Beers'de bir tane tek tas pirlanta yuzuk gordum. Cok guzeldi sevgilim. Butun arkadaslarimda var. Senin kredili kart hesabindan alabilir miyim? 650 milyon liracik. Gelecek ay ikramiye alacaksin. O zaman odersin. N'ooooluuurrrr. Alabilirmiyim?"
- Peki, al canim.
- Sevgilim benim. Bi tanem. Cok sekersin. Bu aksam sana harika bir gece yasatacagim. Caniiiim, bi sey daha var. Ama kizarsin diye korkuyorum...
- Kizmam, soyle bakiyim.
- Son kazadan sonra arabamdan iyice sogudum. Galeride bi tane Peugeot 206 gordum sevgilim. Cok guzeldiiii... 9 milyara birakacak. Senin adina bankadan bi kredi actirsak diyorum sevgilim. Nuran'in kardesi bankada sube muduru... Kefil-belge-imza falan istemiyor, sen tamam dersen hemen yapicak islemleri. N'ooolurrrr sevgilim, seni cok seviyorum....
- Peki, peki. Tamam. Olur. Al bakalim.
- Tatli sevgilim benim. Canim sevgilim. Seni coook seviyorum. Hadi by, aksama gorusuruz.
Genc adam telefonu kapatir ve arkadaslarina sorar:
- Bu telefon kimindi yahu?...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:01 PM
Turistin biri Cezayir'de çölde susuz bir şekilde sürünüyomuş.Birden dükkan gibi bi yer görmüş ve oraya giderek:
-Su...lütfen bir yudum su.Adam:
-Beyeefendi maalesef suyumuz yok ama isterseniz kravat verebiliriz.Turist:
-Ben napıyim karavatı susuzluktan geberiyorum der.Adamda ona 2 km. güneyde bi yer olduğunu,oraya gitmesini söyler.Turist güç bela oraya varır ve:
-Su... birazcık suuu.Adam:
-Maalesef beyefendi buraya kravatsız giremezsiniz!!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:02 PM
TARİH dersinin yazılı sınavında sıfır alan öğrenciye, babası nedenini sorduğunda;
"Hoca, yanımdaki arkadaşın kağıdından baktığım gerekçesiyle sıfır vermiş."
"Peki oğlum baktın mı?"
"Hayır baba, kesinlikle bakmadım."
"Peki oğlum, ben yarın okula gelir ve hocanla görüşürüm."
Baba ertesi gün, tarih hocası ile görüşerek, oğluna haksızlık yapıldığını söyleyip, notunun düzeltilmesini ister. Bunun üzerine Hoca, "Gelin sınav kağıdına birlikte bakalım. Arkadaşının kağıdından kopya çektiğini size ispat edeceğim" der.
Kağıdı bulup, okumaya başlar.
" Bakın birinci soru 'İstanbul'u kim hangi tarihte fethetmiştir?' şeklinde. Oğlunuzun arkadaşı 'Fatih Sultan Mehmet, 1453 yılında' diye yazmış. Oğlunuz da aynısını yazmış. "
" Bunda ne var Hoca Hanım, ikisi de doğru cevap. Ayrıca, yanındakinin oğlumun kağıdına bakmadığı ne malum?"
" Bir saniye, devam edelim, göreceksiniz. İkinci soru 'Osmanlılarda, duraklama devrinin başladığı anlaşmanın adını ve tarihini belirtiniz. Oğlunuzun yanındaki 'Karlofça Anlaşması 1699' yazmış. Oğlunuz da aynısını yazmış!"
" Bunda ne var Hoca Hanım. İkisi de doğru cevap. Ayrıca yanındakinin oğlumun kağıdına bakmadığı ne malum?"
"Bir saniye, devam edelim göreceksiniz. Üçüncü soru 'Pön Savaşlarının sonuçları nedir?' Oğlunuzun yanında oturan arkadaşı 'Cevap-3: Bilmiyorum' diye yazmış. Oğlunuz ne yazmış 'Cevap-3: Ben de bilmiyorum!..' "
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:02 PM
Mahallenin bir tanesinde sık sık araba teypleri çalınıyormuş. Adamın biri de arabasına, "Araba teybi yok, boşuna uğraşmayın." diye yazı yazmış. Sabah bir de baksa araba yok ve arabanın durduğu yerde bir kağıt; "Üzülme ben taktırırım."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:02 PM
Evin hanımı gece yarısı uyanır ve kocasının yatakta olmadığını
farkeder. Yataktan kalkar ve kocasını mutfakta bulur. Koca dalgın-dalgın kahve içmektedir ve aklı cok uzaklardadır. Üstelik gözlerinden yaş gelmektedir.
"Ne oldu sevgilim?" diye sorar kadın.
"20 yıl önceki ilk buluşmamızı hatırlıyor musun?" der adam.
"Tabi" der kadın.
"16 yaşındaydın o zaman. Arka koltukta sevişirken baban basmıştı bizi".
"Evet hatırlıyorum."
"Babanın silahını yüzüme dayayıp -ya kızımla evlenirsin ya da 20 sene
hapiste yatarsın- demesini de hatırlıyor musun?"
"Hatırlamaz mıyım..."
Adam yanağındaki gözyaşlarını silerek:
"Biliyor musun, bugün hapisten çıkmış olacaktım..."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:02 PM
Okyanus uzerinde gece ucan bir ucak... Iki fisilti... Biri
kadin,biri erkek...
- "Herkes uyudu hadi gidelim..!"
(Ayak sesleri..)
- "Bu tuvalet bos.. Buna girelim.. Kimse bakmiyor.."
- "Sen once gir..!"
- "Biraz heyecanliyim.. Ben oturabilir miyim?"
- "Prezarvatifin var
degil mi? Haydi tak!"
(Derin nefes sesleri..)
- "Ah parfum de var.. Herseyi de dusunursun..!"
- "Ooh! Harika"
(Uzun sessizlik)
Birden ucagin hoparlorlerinden sert ve dinamik bir
ses...
- "Dikkat dikkat! Kaptaniniz konusuyor..! Arka tuvaletteki iki
kişi size sesleniyorum! Ne yaptiğinizi biliyoruz.. Bu yaptiginiz ucus kurallarina aykiridir.. Simdi lutfen sigaralarinizi sondurun ve duman alarmindan prezervatifi çkarın!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:02 PM
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken
kulağında bir ses :
-Binme, bu uçak düşecek!
Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı!
Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek,
aynı ses kulağında -Binme bu trene, raydan çıkacak!
Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve,
sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş :
-Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış,
tam binerken yine o ses :
-Bu otobüse binme, freni patlayacak!
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış :
-Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim!
Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:02 PM
Bir adam, karanlık ve fırtınalı bir gecede, yol kenarında otostop çekmektedir. Fırtına o kadar şiddetlidir ki, bir metre ilerisini zor görür.
Birden, yaklaşan bir otomobil fark eder, otomobil bizimkinin önünde durur. Eleman kendini arabaya atar ve hemen kapıyı kapatır, sürücüye döndüğü anda irkilir.
Direksiyonda kimse yoktur! Araba yavaşça hareket etmeye başlar. Adam şoktadır, yola bakar ve ileride bir viraj görür. Dua etmeye başlar... Viraja girmek üzereyken, direksiyonda bir elin belirdiğini ve arabanın virajı döndüğünü görür. Kafayı sıyırmak üzeredir, sonraki birkaç virajda da aynı el arabayı yönlendirir !
Adam donup kalmıştır... Cesaretini toplamaya çalışır ve kendini arabadan dışarı atıp, en yakın kasabaya doğru koşmaya başlar. Kasabaya girdiğinde hala şoktadır. Bir bara dalar ve iki kadeh tekila isteyip, ağlayarak olanları oradakilere anlatmaya başlar.
Ortalığı bir sessizlik kaplar...Bir saat kadar sonra, aynı bara iki kişi girer. Girenlerden biri bizim elemanı görür görmez yanındakine döner ve şöyle der :
"Bak Pepe, biz arabayı iterken binen herif buydu işte!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:02 PM
Boşanma davasında kadın, hakime talebini gerekçesi ile açıklamış:
- "Sayın hakim, çocuğun bende kalmasını istiyorum. Onu dokuz ay karnımda taşıdım."
Hakim kocaya sormuş:
- "Karınızı duydunuz. Bir diyeceğiniz var mı?"
Adam "Var tabii" demiş ve anlatmış:
- "Sayın hakim. Farzedelim ki canınız bir kutu soğuk kola istedi. Makineye parayı attınız ve kola geldi. Şimdi bu kola makinenin midir, yoksa parayı deliğe atanın mı?"
Hakim sekreterine dönmüş:
- "Yaz kızım. Çocuk babada kalacaktır..."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:03 PM
Hakim suçluya sorar:
- Bu adamı niçin dövdün?
- Bana su aygırı dedi efendim.
- Ne zaman?
- Tam bir yıl önce.
- Ama sen onu yeni dövmüşsün!
- Ben hiç su aygırı görmemiştim, geçen gün gördüm de...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:03 PM
İnşaat amelesi viziteye çıkıp haftalardır tuvalete çıkamadığını söylemiş.. Doktor muayene edip, amelenin külotunu indirip masaya yatmasını istemiş, adam denileni yapınca doktor içeriden getirdigi beyzbol sopasını 3-4 kere sertçe indirmiş amelenin kıçının tam ortasına,
- Tamam
demiş. Sonra,
- Şimdi tuvalete gidin
Birkaç dakika sonra tuvaletten rahatlamış olarak çıkan amele
- Sağol doktor bey..
demiş.
- Hep böyle olabilmek için ne yapmalıyım?
- Birşey yapmana gerek yok..
demiş doktor,
- Tuvaletini yaptıktan sonra k**ını çimento torbasıyla silme yeter...!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:03 PM
Kirmizi baslikli kiz ninesine kurabiye götürüyormus. Yolda yürürken bir agacin arkasindan kurdun burnunu görmüs :
- Kurt çik ordan gördüm seni...
Kurt :
- Hey Allahim, demis ve ortaya çikmis.
Kirmizi baslikli kiz yürümeye devam etmis. Az sonra bir çalinin arkasindan kurdun kulaklarini görmüs :
- Kurt çik ordan gördüm seni...
Kurt :
- Hey Allahim, demis ve yine ortaya çikmis.
Kirmizi baslikli kiz yürümeye devam etmis. Biraz sonra bir kütügün arkasindan kurdun kuyrugunu görmüs :
- Kurt çik ordan gördüm seni...
Kurt sinirlenip bagirmaya baslamis :
- Ulan gördüysen gördün, rahat rahat bi tuvaletimizi de mi yapamiycaz be!..
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:03 PM
Adam kahvede çay bardağına dalgın dalgın bakarak otururken kabadayının biri kahveden içeri girip adamın yanına gelir ve elinden çay bardağını alıp bir dikişte içer. Zavallı adam ne yapacağını bilemeyip birden ağlamaya başlar. Bunu gören kabadayı insafa gelip şöyle der; "Kes şunu! Sadece şaka yaptım. Sana başka bir çay ısmarlayacağım. Hiç böyle ağlayan erkek görmedim."
"Hayır hiç de düşündüğün gibi değil. Bugün hayatımın en berbat günü galiba. İlk önce uyuyakaldım ve işe geciktim. Patronum ters, kudurdu ve beni işten kovdu. Üzgün üzgün binayı terkederken arabamı aradım. Ancak park ettiğim yerde değildi, çalınmıştı. Polise gidip durumu anlattım ama birşey yapamayacaklarını söylediler. Eve dönmek için bir taksi çevirdim. Taksiden inip eve girmek üzereyken cüzdanımı ve tüm kredi kartlarımı takside düşürdüğümü fark ettim. Eve girdim, o ne! Karim evde bahçıvanımızla birlikte!!! Hırsla oradan ayrılıp kahveye geldim. İntihar etmeyi düşünüyordum, birden sen çıkageldin ve zehirimi içtin!.."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:03 PM
Ahmet kahveye girmiş ve bağırmış:
- Heeeeeeeyt varmı lan bana yan bakan, diye.
Adamın birisi kalkmış
- Var lan, demiş.
Ahmet adamın yanına gelmiş ve elini adamın omuzuna atmış ve yine bağırmış,
- Heeeeeeeyt varmı lan bize yan bakan.....
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:03 PM
Gecen hafta bir aksam arkadaslarla yemege gittik. Lokantada siparisimizi alan garsonun, gomlek cebinde bir kasık tasidigini
farkettim. Once biraz garip geldi, ama fazla dikkat etmedim. Daha sonra,masaya su ve catal kasık getiren kominin de cebinde bir
kasık tasidigini gordum. Salona baktigimda tum garsonlarin cebinde birer kasık tasidigini anladim. Siparislerimizi kontrol etmeye
gelen garsona:
-"Neden kasık?"
diye sordum.
-"Soyle anlatayim," diyerek soze basladi,
-"lokantanin sahipleri Andersen Danismanlik"tan, yaptigimiz islerle ilgili danismanlik aldilar. Aylar suren istatistiksel analizlerden
sonra musterilerin kasıklarini, catal bicaklara oranla %74 daha sık dusurdugune karar verildi. Bu durumda, masa basina saatte
dusen kasık adedinin uc oldugunu gorduler. Garsonlarimizin bu duruma karsi hazirlikli olmalariyla, mutfaga gidip gelmelerden
yapacagimiz tasarruf, vardiya basina saatte bir bucuk adam ediyor."
Konusmamiz bittiginde arka masadan metalik bir ses duydum. O anda garson, yere dusen kasık yerine cebindekini koyarken
-"bir dahaki mutfaga gidisimde yeni bir kasık alacagim, boylece fazladan mutfaga gidip gelmeme gerek kalmiyor,"
dedi. Etkilenmistim;
garson masadaki diger siparislerle ilgilenirken ben de cevremi incelemeye koyuldum. Bu sefer dikkatimi baska bir sey cekti.
Garsonlarin tumumunun fermuarlarindan disari incecik ipler sarkiyordu.
Merakima yenik dusup garson uzaklasmadan sordum:
-"Ozur dilerim, suradan sallanan ip ne isinize yariyor, soyler misiniz?"
-"Tabii ki!"
diye yanitladi, sesini alcaltarak.
-"Herkes sizin gibi iyi bir gozlemci degil. Bu bahsettigim danismanlik firmasi tuvaletlerde de zaman kazanabilecegimizi kesfetti."
-"Nasil yani?"
-"Bakin,"
diye devam etti,
-"ipin ucunu ...seyimize...bagladigimiz zaman pisuar onunde elimizi degdirmeden disari cekebiliyoruz,
boylece elimizi yikamaya gerek kalmadigi icin tuvalette harcadigimiz sureyi %76 oraninda azaltmis oluyoruz."
-"Tamam, mantikli... ama bu ip disari cikmasina yardimci oluyor da, geriye nasil sokuyorsunuz?"
-"Sey,"
diye fisildadi, sesini iyice alcaltarak,
-"Baskalarini bilmiyorum ama ben kasigi kullaniyorum."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:04 PM
Telefon çalar,
A: Kızım benim, hanımı çağırıver sen bana
H: Bir dakika efendim
H: Alo
A: Ne oldu kızım, hanım nerede?
H: Ay beyfendi nasıl söylesem, hanımefendi yatak odasında biriyle
beraber.
A: Ne, bir adamla mı?
H: Maalesef, beyfendi.
A: Ne?!, hem de benim evimde ha! Bana bak kızım, git benim çalışma
odama, aç masamın çekmecesini ordaki tabancayı al, ikisini öldür,
emrediyorum sana!
H: Beyfendi, ben nasıl yaparım öyle şeyi?
A: Yaparsın, bak telefonda bekliyorum, yürü haydi
İki el silah sesi duyulur..
H: Alo, beyfendi
A: Ne yaptın kızım?
H: Söylediğiniz gibi silahı aldım, ikisini de öldürdüm efendim. Sonra
da silahı havuza attım.
A: Ne havuzu?
H: Bahçedeki yüzme havuzuna beyfendi, nereye olacak?
A: Ulan bizim villada yüzme havuzu yok ki, orası neresi Alooo?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:04 PM
TIR şoförü orta yaşlı bir adam, kamyoncuların durup yemek yedikleri benzin istasyonunda kahvaltısını ederken içeriye, deri ceketli, dev gibi üç tane serseri girmiş...
Birincisi adamcağızın tabağındaki çorbada sigarasını söndürüp barın önündeki sandalyeye oturmuş...
İkincisi adamın içtiği suyun içerisine tükürüp bardaki yerini almış..
Üçüncüsü de adamın tabağını ters çevirip arkadaşlarının yanına geçip oturmuş...
Adamcağız en ufak bir itirazda bulunmadan, barı sessizce terk etmiş. Kısa bir süre sonra serserilerden biri garson kıza dönüp;
-"Ne biçim herif bu? Erkekliği beş para etmezmiş!.." demiş.
-"Evet!" demiş kız,
-"Şoförlüğü de beş para etmezmiş... Benzinlikten çıkarken dev gibi tırı ile üç Harley Davidson'un üzerinden geçti!.."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:04 PM
Sınıfta öğretmen sormuş:
- Dalda üç kuş var, birini vurdum kaç tane kalır?
Çocuk cevaplamış:
- Hiç kalmaz örtmenim.
- Olur mu oğlum, demiş öğretmen,
- 2 tane kalır.
- Olmaz öğretmenim, demiş çocuk,
- Siz birini vurunca diğerleri aptal değil ya sesten ürküp kaçarlar...
Öğretmen şaşırmış ve:
- Aferin oğlum, cevabın yanlış ama düşünce tarzını beğendim, demiş. Sonra çocuk, - Öğretmenim, ben de size bir şey sormak istiyorum. Karşıdan üç tane bayan geliyor, üçü de dondurma yiyor, ama biri yalayarak, biri ısırarak, diğeri de emerek yiyor dondurmayı. Sizce bunlardan hangisi evlidir?
Öğretmen kızmış ama, cevap veremedi dedirtmemek için belli etmemiş.
- Emerek yiyen evlidir, demiş. Çocuk:
- Olur mu öğretmenim ne alakası var, parmağında yüzük olan evlidir. demiş.
- Ama düşünce tarzınızı beğendim.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:04 PM
Adamin biri arabasiyla yola cikmis.
Bir gölün kenarindan gecerken kirmizi elbiseli bir adam elini kaldirmis,durmasini isaret etmis. Adam arabasini durdurmus. Kirmizi elbiseli adam:"Merhaba, ben ormanin kirmizili ****siyim, Karnim cok aç. Bana yiyecek bir seyler verir misin" demis. Adam bir parca ekmek vermis tesekkurleri kabul edip yola cikmis.
Daglik bir bolgeden gecerken karsisina sarilar icinde bir adam cikmis. Elini kaldirip adama durmasini isaret etmis. "Ben bu dagin sarili ****siyim. cok susadim. Suyun var mi?" demis Adam bir sise su vermis yola devam etmis.
Yol asfalta cikmis. Bir zaman gectikten sonra mavi elbiseler icinde bir adam el kaldirmis, durmasini isaret etmis. Adam artik sinirlenmis:"Soyle bakalim asfaltin mavili ****si, Sen ne istiyorsun"
"Ehliyet ve ruhsat".
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:04 PM
3 Arkadaş yolda yürürlerken kestirme bir yol bulmuşlar.Bu kestirme yol mezarlıktan geçiyormuş.3 arkadaş mezarlıktan yürürken tak tak sesleri duymuş.
Hayalet olduğunu düşünen bu 3 arkadaş titreye titreye ilerlemeye devam etmiş.Biraz daha yürüdükten sonra ileri de bir taşa elindeki çekiçle vuran yaşlı bir adam görmüşler.Adamın yanına gelip:
- Amca ne yapıyorsun.Korkuttun bizleri.
Adam:
- Adımı yanlış yazmışlar da...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:04 PM
Kari koca bir barda oturuyorlar önlerindeki içkileri yudumlarken
bardan içeri hos bir hatun girer.
Bizimkilerin yanina yaklasip adama sarilarak yanagindan
öper. Yanyndaki karisina aldirmadan:
- Nasilsin hayatim, epey oldu görüsemedik...
Diyerek ileride bir masaya gidip oturur. Adamin karisi saskindir,
dayanamayarak kocasina sorar.
- Kim bu kadin?
Adam sakin bir sesle yanitlar:
- Metresim!
Kadin yaniti duyunca çildirir:
- Ne! Derhal bosaniyoruz! Sen ne serefsiz adammissin.
Bir de utanmadan metresim diyorsun. Her sey bitti hemen bosaniyoruz!
Adam gayet sakin siralamaya baslar:
- Ne yani sevgilim Etiler'deki dubleksi, Akmerkez'deki
daireyi, Bodrum'daki tripleksi, 24 metre yati, altindaki son model
jeeple spor arabayi, bütün bunlari birakip benden ayrilmak mi
istiyorsun?
Kadin sakinlesir ve çevresine bakmaya baslar. Biraz
ileride bir çift dikkatini çeker, kocasina sorar:
- Surada oturan bizim Suat degil mi?
Kocasi yanitlar:
- Evet
- Peki yanindaki kim?
Kocasi gayet sogukkanli:
- Metresi...
Kadin bir duralar hemen arkasindan yapistirir:
- Aaaa! Bizimkisi daha güzel valla!..
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:05 PM
Yaşlı kadın, yaşlı kocasının ölümüne ağlıyordu.Komşular kendisini yatıştırmak için ne söyledilerse, ihtiyar dul dinlemiyor, aglamasını sürdürüyordu :
-Ah benim ritmik kocacığım...Ah benim ritmik kocacığım..Aaaah, ah!......
-Ritmik koca- deyiminden birşey anlamayan komşuları, dayanamayarak sordular :
-Kuzum, ritmik kocam diye ağlıyorsun.Ne demek bu ritmik koca?
Kadıncağız, hıçkıra hıçkıra konuşmaya çalıştı.
-Aaaah, ah! Bilirsiniz, epey ihtiyardı rahmetli.... Ama seks durumunu gayet iyi ayarlamıştı. Karşımızdakı kilisenin çanına
ayarlamıştı doğrusu...çan, Daaan diin...Daaan diin...diye ağır ağır çaldıkça ....Biz de o ritimle...Anlıyorsunuz ya...ikimiz de memnunduk, kilise çanının ritmine uyarak idare edip gidiyorduk...Ama aaah ah! O itfaiye arabası...çan, çan, çan diye hızlı hızlı çalıp da kapımızın önünden geçince...Bizimki de itfaiye sireninin ritmine uymaya kalkınca ...Aaaah...ah!...Gitti işte...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:05 PM
Bilim adamları, birgün mağarada yaşı 1.582.903 olan bir insan fosili bulur, bu fosili istihbarat teşkilatlarını sınamak amacıyla kullanma kararı alırlar. Önce Japon istihbaratı mağaraya girer ve 15 dk sonra dışarı çıkıp derler ki;
- Bu fosilin yaşı 1.400.000 ila 1.600.000 arasında...
Daha sonra CIA girer ve 12 saat sonra baya bi havalı şekilde çıkarlar:
- Bufosilin yaşı 1.500.000 ila 1.600.000 arasında, derler...
Hemen ardından KGB girer ve sırf Amerikalılara inat içerde 2 gün kalırlar. 49. saatte çıkar derler ki;
- Bu fosilin yaşı yaklaşık olarak 1.550.000 ila 1.600.000 arasında...
En son olarak bizim MİT girer. Aradan bir hafta geçer mağaradan ses yok, 1 ay olur ses yok, 1.5 ay olur ses yok. Mağaranın dışında bekleşen gazeteciler daha fazla beklemeyip içeri girerken bizimkilerden biri çıkar dışarıya... Yaka paça dağılmış gömleğin yarısı dışarıda... Sigarası için bir ateş ister, sigarasını yakar, o sırada gazeteciler heyecanla;
- İçeride çalışmalar nasıl efendim? Fosilin yaşını bulabildiniz mi?
Bizimki sigaradan bir fırt çeker ve;
- Fosilin yaşı tam olarak 1.582.903, der.
Bunu duyan gazeteciler şaşkınlıkla sorarlar:
- Nasıl başardınız bunu, fosilin yaşını tam olarak nasıl tahmin ettiniz?
Bizimki sigaradan derin bir nefes çeker ve derki;
- Zor oldu ama "Konuşturduk p***vengi"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:05 PM
Amerika'da bir fuar açılmıştı. Fuarda zencileri beyaza dönüştüren bir makine tanıtılıyordu. Denemek 10 dolardı. İki zenci fuarı gezerken bu makineyi gördüler ve denemeye karar verdiler. Birinin 11 doları diğerinin ise 9 doları vardı. 9 doları olan arkadaşına dönüp:
-Sen 1 dolarını bana ver, gidip birlikte beyaz olalım.Arkadaşı ise:
-Dur! Önce ben gireyim, deneyeyim. eğer memnun kalırsam sana 1 dolarımı veririm, sen de beyaz olursun dedi. Anlaştılar.
Zenci gidip makineye girdi ve bir süre sonra beyaz olarak çıktı. Dışarıda kalan zenci duruma çok sevinmiş olarak arkadaşının yanına gidip :
-Hadi 1 doları ver, ben de beyaz olayım.
-Hadi oradan pis zenci!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:05 PM
Kadinin biri bakkala girmis,
Ekmek var mi?
Özür dilerim..Yok!
Yogurt var mi?
Maalesef o da yok..
Çikolata? Bisküvi?
Kusura bakmayin..
Deterjan? Tuvalet kagidi?
Hayir..
Aman Tanrim..! Kapatmalisiniz bu dükkani..
Haklisiniz ama anahtar da yok!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:05 PM
Rusun biri arabası ile yolda giderken ondeki araba yi hatali sollamis.buna sinirlenen arabadaki uc gurcu hızlanarak rusu durdurmuşlar.Rus korkulu birsekilde kusura bakmayın acilen yetismem gereken yer var da demis.gelde bunu bizim gurculere anlat.kabul etmeyiz illa dovusecegiz demisler .Rus bir iki denemeden sonra adamları ikna edemiyeceğini anlayınca akillilik yapip :tamam ama ben tekim siz ise üç kisi nasil olacak bu?.Buyukleri ortadaki gurcuye isaret ederek gec lan karşı tarafa .
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:06 PM
Adamın biri California'da bir kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, adam lambayı kumlarn içinden çıkarmış, ovalamış lambayı, harbi harbi cin çıkmış. Adam çok şaşırmış, cin başlamış konuşmaya
- "Tamam, tamam. Beni lambadan kurtardin vs vs vs... Bu, bu ay içinde dördüncü çıkarılışım ve bu işten sıkılmaya başladım, bu yüzden 3 dileği unut. Sadece 1 dilek hakkın var!"
Adam oturmuş ve bir süre düşünmüş ve
- "Her zaman Hawaii'ye gitmek istedim ama uçaktan korkarım ve deniz beni çok kötü tutar. Benim için Hawaii'ye bir köprü yap, böylece arabayla oraya gidebileyim"
demiş. Cin gülmüş ve:
- "Bu imkansız. Bu işin lojistiğini düşün! Köprünün ayakları nasıl Pasifik'in dibine ulaşabilir? Ne kadar beton gerektiğini, ne kadar çelik gerektiğini düşün! Hayır, başka bir dilek düşün"
demiş, Adam:
- "Tamam"
demiş ve güzel bir dilek düşünmeye başlamış. En sonunda,
- "Dört kere evlendim ve boşandım. Bütün karılarım her zaman duyarsız olduğumu ve onunla ilgilenmediğimi söylerdi. Bu yüzden, kadınları anlayabilmeyi diliyorum. Nasıl hissettiklerini ve neden ağladıklarını, bir şey söylemedikleri zaman gerçekten ne istediklerini, onları nasıl gerçekten mutlu edebileceğimi bilmek istiyorum..."
Cin:
- "Köprü iki şeritli mi olsun dört şeritli mi?"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:06 PM
Uzun cabalar sonucunda Alman vatandasligina kabul edilen genc,
babasina surpriz yapmak icin sevinc icinde eve kosmus:
- Babaaa, bak Alman vatandasiyim artik...
Birinci kusak milliyetcilerden olan baba cok sinirlenir:
- Ulan soysuz, hangi yuzle gider de Alman vatandasi olursun, diye
gurlerken oglunun suratina bir de Osmanli tokadi askeder... Kosa kosa geri donen oglan bir yandan da soyle soyleniyormus:
- Su hale bak yaa, Alman vatandasi olali bir saat gecmedi Turklerle basim belaya girdi...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:06 PM
Kadının biri temizlik yaparken bir lamba bulmus. Bunun tozunu alırken icinden bir
Cin çikmis ve "Dile benden ne dilersen..." demis. "Ama sakin unutma, benden
sadece üç dilek dileme hakkin var ve de her isteginin iki katini kocana verecegim"
demis. Kadinda "Tamam" demis. Ve ilk dilegi "Beni dünyanin en guzel kadini yap"
olmus. Cin, "Bak ama kocan iki kat daha yakisikli olacak" demis. Kadin "Sorun degil."
demis. Ikinci dilegini, dünyanin en zengin kadini olmak olmus. Cin kadini yine
uyarmis... "Bak kocan senin iki katin kadar zengin olacak" demis... Kadin yine
"Sorun degil." demis... Sira üçüncü ve sonuncu dilege gelmis ve kadin gülerek;
"Simdide beni öldurmeyecek hafiflikte bir kalp krizi geçirmemi sagla..." demis.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:06 PM
Temizlikçi bir kadın dışardan ilkokul diploması almak için sınava girer.
Tabiat bilgisi soruları ve cevapları şöyle:
Soru : Mide ne iş yapar?
Cevap : Sindirim yapar, yediklerimizi öğütür
Soru : Akciğer ne iş yapar?
Cevap : Solunum yapar. Bizi yaşatır.
Soru : Kalp ne iş yapar?
Cevap : Dolaşım yapar.
Soru : Beyin ne iş yapar?
Cevap : Bizim apartmanda kapıcılık yapar...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:06 PM
Genç işadamı uçağa binmek üzere havaalanına geldi ve bilet denetimi yapılan masaya giderek elindeki valizleri teslim etti. "Biletimden anlayacağınız gibi, New York'a gidiyorum" dedi. Sonra da, valizlerini göstererek sözüne devam etti: "Ancak verdiğim yeşil valizini Londra'ya, mavi olanın da Paris'e gitmesini istiyorum." Görevli bayan, adama şaşkınlıkla cevap verdi: "Özür dilerim efendim ama, bunu yapmamız mümkün değil." Genç adam gülümseyerek: "Bunu duyduğuma çok sevindim" dedi. "Geçen sene yapmışsınız da!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:06 PM
İki denizci oturmuş sohbet ediyorlar :
- "Sana iki haberim var, biri iyi, diğeri kötü..."
- "Önce kötüsünü söyle..."
- "Biz seninle zamanımızın çoğunluğunu seferde geçirirken
karılarımızın dostluğu çığırından çıktı, ikisi de lezbiyen oldu!.."
- "Vay canına! Peki, iyi haberin nedir?"
- "Senden hoşlanıyorum!.."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:07 PM
tuhafiyeci,dükkanından geçimini sağlayabiliyor, bi köşede üç beş kuruş da biriktirebiliyordu.günün birinde sağındaki dükkan boşakdı, derken orası da tuhafiyeci oldu.sonra solunda bir tuhafiyeci daha...rekabet başladı,işleri kötüye gitti.ama sonunda bir çözüm yolu buldu.sağındaki tuhafiyeci dükkanın üzerine, gerçek ucuzluk burada yazdırmıştı.solundaki,en büyük tuhafiye mağazası, yazılı bir baz asmıştı.bizimki ikisinin ortasına şu yazıyı koydurdu.
mağazaya buradan girilir.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:07 PM
İki bebek süpermarketin sebze bölümünde pusetlerinde sohbet ediyorlarmış.
"Ay " demiş biraz büyük olanı,
"Annem kereviz aldı..Pişince kokusu
berbat!!..Sen ne güzel hala meme emiyorsun..Keşke ben de meme emseydim....!"
"Geç kardeşim! her şey göründüğü gibi değil ." demiş öteki..
"Günde iki paket sigara içen bir adamla aynı memeyi paylaşmak ne demek biliyormusun?..
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:07 PM
Kamyoncunun biri yolda ilerlerken freni patlıyor.Ve önünde kırmızı ışıkta duran bir araca arkadan vuruyor.Arabadaki adam aşağıya iniyor ve kamyoncuya bağırıyor.Kamyoncuda ondan af diliyor (ne olur beni affet abi frenim patladı duramadım).Adam affedip yola devam ediyorlar araba bir çukura giriyor ve fren sıkınca kamyon gene arkadan vuruyor.Arabadaki adam gene iniyor ve kamyoncuya bağırıyor.Kamyoncuda gene af diliyor(Abi ne olur affet ya fren paklak olunca duramadım gene).Adam gene affediyor ve yolda gene kamyoncu bu arabaya vuruyor. tam adam arabadan inecek kamyoncu camdan kafayı çıkarıp devam et devamet gene ben diyor.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:08 PM
.....kadının biri birgün azraile rastlamış sakın canımı alma demiş azrailde senin canını 40 yıl sonra alacağını söylemiş kadın hemen bir güzellik merkezinegitmiş kaşına gözüne hertarafına estetik yaptırmış altınada birmini etekçekmiş dışari çıkarken buna araba çarpmış ölmüş .ötekitarafta birgün azraile rastlamıçş hani canımı almayacaktın demiş sennasıl öldün diye sormuş tamgüzellik salonundan çıkarken araba çarptı demiş... azrailde osenmiydin vallahi tanımadım ...deiş
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:08 PM
Bir gün köy ahalisi köy kahvesinde bir yandan haberleri izliyor, bir yandan da pişpirik çeviriyorlarmış. İçlerinden biri (Mustafa Abi) televizyonda Ecevit'i görür ve;
" Ulan, Başbakan oldu yüzümüze bakmıyor. Eskiden böylemiydi be! Etrafımda dolanırdı! Hey be, zaman ne çabuk geçiyor..." der.
Kahvedekiler merakla sorarlar:
" Mustafa Abi? Sen nereden tanıyorsun Başbakanı yahu?"
Mustafa Abi istifini bozmadan cevap verir:
" Ulan üniversite yıllarında abilik ettim ona! Az ekmeğimi yemedi!! Gel gör ki şimdi bizi unutmuş baksana! "
Kahvedeki ahali inanmamış tabii ki. Mustafa Abi'de inandırmak için;
" Gelin ulan! Meclisin önüne gidiyoruz. Çıkışta yakalayacağız Ecevit'i. O zaman anlarsınız yalan mı, değil mi?"
Hep birlikte T.B.M.M.'nin önüne giderler ve çıkışta Ecevit'i yakalarlar. Ecevit hemen Mustafa Abi'nin elini öpmeye kalkışır ve;
" Abim, Mustafa Abim; kusura bakma Başbakanlık bir dakika boş bırakılmıyor ki! Kusuruma bakma abi. "
Mustafa Abi kahve ahalisine şöyle bir bakar ve ahalinin acayip şekilde etkilendiğini görür.
Başka bir gün gene kahvede ahali ile televizon seyreden Mustafa Abi televizyonda Süleyman Demirel'i görür;
" Bu da öyle. Cumhurbaşkanı olunca kendisini birşey zannetti. Hayırsız çıktı bu da!!"
" Hadi canım. Ecevit'i belki şans eseri tanıyorsun ama buna inanmıyoruz!!"
Mustafa Abi hemen ahaliyi toplar ve Çankaya'ya gider. Mustafa Abi'yi gören Demirel hemen Ecevit gibi Mustafa Abi'nin ellerine sarılır ve öpmeye kalkışır. Mustafa Abi buna izin vermez tabi. Demirel ekler;
" Abi Vallahi billahi kusura bakma. Uzun yıllardır göremiyordum seni. Tam da seni ziyarete gelecektim. " der.
Mustafa Abi tekrar ahaliye dönerek bir bakış atar ki artık ahalinin gözünde peygamber kadar yükselmiştir.
Yine birgün kahvede televizyon izlerken bu sefer televizyona Clinton çıkar. Mustafa Abi söze başlar;
" Ulan ne çabuk unuttun o sefalet dolu günleri? Tabi zengin oldun, Amerika'nında başına geçince unuttun bizi.. Hayırsız herif!!"
Ahali bu kadarının da fazla olduğunu söyler ve diğerlerinin belki bir şans eseri olabileceğine ama Clinton'u tanımasının imkansız olduğuna imece usûlü karar verirler.
Mustafa Abi'nin tabii ki kafası atar ve bazı köylüleri alarak Beyaz Saray'a giderler. Kapıdaki görevliye Clinton ile görüsmek istediklerini söylerler.. Görevli de sadece bir kişinin girebilecegini söyler. Köylüler düşünürler ve sadece Mustafa Abi'nin Clinton'u tanıdığını söyleyerek Mustafa Abi'nin gitmesini isterler.
Güvenlik Mustafa Abi'yi iyice arayarak içeri sokar. Saatler geçer ama kapıdan kimse çıkmaz. Köylüler sıkılır. Penceredende bakma olanakları olamadığı için oradan geçen uzun boylu birine sorma kararı alırlar.
Şans eseri orada o anda Michael JORDAN geçmektedir. İngilizce bilen bir köylü Michael Jordan'a döner;
" Ya Jordan Abi. Senin boyun uzun. Camdan içeri bakıp neler oluyo, kaç kişi var bi baksana..."
Jordan camdan bakar ve cevap verir;
" Vallahi ne olduğunu bilmiyorum. İçeride 6 kişi var. Biri Mustafa Abi, diğerlerini tanımıyorum."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:08 PM
Sabah kahvaltıda kadın;
- Eminim, sen bugünün ne olduğunu hatırlamıyorsun bile, dedi..
- Tabii, hatırlıyorum, dedi adam...
Çıktı, gitti. Öğleye doğru kapı çalındı.. Çiçekçi çocuk harika bir kırmızı gül buketi bıraktı... Az sonra kapı tekrar çalındı, bu defa kösedeki pastanenin çırağıydı gelen... Kocaman bir çikolata kutusu bıraktı gitti. Öğleden sonra gelen kutudan da, olağanüstü güzel bir elbise çıktı.. Kadın kocasının dönmesini zor bekledi ve daha kapıda boynuna sarıldı..
- Önce çiçekler, sonra çikolata, ve sonra da elbise.. Bu hayatımdaki en güzel Cumhuriyet Bayramı...
Adam:
- .........Hadi beeeeee.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:08 PM
Huzurevinin bahçesinde iki tonton yaşlı adam bi banka oturmuş laflıyorlar,
-Aaah ah.. yaş oldu 73.. elim ayağım tutmuyor, her tarafım ağrıyor.. benle
aynı yaşta değil misin ya sen kendini nasıl hissediyorsun?
-Yeni doğmuş bir bebek gibi..
- A aa? Nasıl yani?
- Kafada saç yok, ağızda diş yok, galiba az önce de altıma yaptım....
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:09 PM
Bir kurbağaya güç verilmiş ve ormanda yürüken önüme çıkan ilk iki kişi ne dilerse yerine getireceğim demiş.Ormanda yürürken bir ayı ile tavşan çıkmış.Bunları yanına çağırmış.Benden 3 şey dileyin ve dileğinizi yapacağım demiş.
önce ayı demişki bu ormanda ne kadar dişi ayı varsa hepsi bana hasta olsun ve dileği hemen yerine gelmiş.
Sonra tavşan bana bir kask ver demiş ve ikisininde dilekleri olmuş.
Ayı ikinci dilepini söylemiş.Yan taraftaki ormanda ne kadar dişi ayı varsa hepsi dişi olsun ve bana hasta olsun.
Tavşan ikinci -dileğinde bana bir motorsiklet ver demiş.ve iksininde dileği yerine gelmiş. Ayı tabi kendi kendine yaaav bu tavşan amada salak demiş para istedse zaten her türlü dileği olur demiş acaba motorsiklet ile kaskı ne yapacak. Sıra üçüncü ve son dileklereine gelmiş.
Ayı demişki son dileğim yeryüzünde ne kadar ayı varsa hepsi dişi olsun ve beni arzulasınlar demiş.
Tavşana sıra gelmiş.tavşan motorsikletine atlamış kaskını takmış ve son gaz ile ordan uzaklaşırken SON DİLEĞİM BU AYI salak olsun.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:15 PM
2.Dünya savaşı esnasında Hitler'in eline bir amerikalı, bir ingiliz birde yahudi esir düşer...
Hitler esirlere; size birer soru soracağım. Soruyu bilen serbest kalacak, bilemeyen anında öldürülecek der.
Esirler çaresizlikten tamam derler.
Hitler önce Amerikalıya:
- Söyle bakalım Titanik Gemisi" kaç yılında battı?
Adam doğru cevabı söyler, ona sen serbestsin der.
İngilize:
- Batan bu gemide kaç kişi oldü der. İngiliz 942 kişi der.
Hitler:
- Sen de serbestsin der.
Sıra yahudiye gelmiştir. Şöyle bir geriye kaykılan Hitler:
- Söyle lan bu ölen kişilerin isimlerini tek-tek bakim.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:15 PM
Şeyh Şamil esir düştüğünde, Ruslar bu kahraman adama büyük saygı göstermiş. Rus çarı kendisini yemeğe davet etmiş. Şeyh Şamil yemeği iştahla yemiş.
Kahramanlığı kadar yemekteki iştahı karşısında da hayrete düşen çar:
-Adama bak, demiş. Beni de yiyecek. Şeyh Şamil cevap vermiş:
-Biz müslümanız. Domuz eti yemeyiz.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:15 PM
Son model bir Ferrari otobanda süratli bir şekilde ilerlerken birden yanında daha hızlı bir şekilde bir Anadol geçer. Sürücü şaşkın bir şekilde onu izler ve çok kısa bir süre içinde Anadol gözden kaybolur. Bir süre gittikten sonra yol kenarında Anandol şöförünün aracın altında bir şeylerle uğraştığını görür. İçinden "O araçla o kadar hızlı gidersen böyle yolda kalırsın" diye düşünürken yola devam eder. Bir kaç dakika sonra aynı anadol tekrar çok hızlı bir şekilde tekrar ferrariyi sollar ve geçer. Ferrari söförü yine şaşkın bir vaziyette bakakalır. Fakat bir süre sonra tekrar Anadol yol kenarındadır ve sürücüsü aracın altında uğraşmaktadır. Ferrari sürücüsü aynı düşünceler içinde hiç durmadan yoluna devam eder. Aynı olay 4 - 5 defa tekrarlanır. En sonunda Ferrari sürücüsü dayanamaz ve Anadol'un altında duran adamın yanına gelir ve:
- Kolay gelsin. der.
Anadol sürücüsü teşekkür ettikten sonra Ferrari sürücüsü dayanamaz ve sorar:
-Madem sürekli arıza yapıyor neden hızlı gitmeye çalışıyorsun. Bu arabanın bir limiti var. Sen de o limite uyarsan hiç bir sorun çıkmaz.
Anadolun sürücüsü başını arabanın altında çıkarır ve diğerine bakar ve aynen söyle söyler:
- Yok be kardeş. Arabanın problemi hızlı gitmem falan değil başka. Sabahtan beri uğraşıyorum. Bir yerde problem var onu araştırıyorum. Nedense bu mereti bir türlü 2. Vitese geçiremedim...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:15 PM
Sultan en güvendigi adamini Arabistan'a hünkar göndermis.
Hünkar, Arabistan'da gezerken bakmis, araplar entari giyorlar ama alta donlari yok. Bir rüzgar estimi, manzara felaket! Haber salmis, altina don giymeyenler kadi huzuruna çikartilip,
hapsedilecek. Aradan günler geçmis, Arabin bir tanesi don giymemis ve ilk rüzgarda olay farkedilmis. Kadi huzuruna çikartmislar. Kadi sormus;
-"Adin?"
-"Aptulmecit"
-"Baba adin?"
-"Aptulaziz"
-"Evli misin?
-"5 tane karim var!"
-"Kaç çocugun var?
-"ilkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden 13, besincisinden 18 tane."
Kadi kararini vermis ve aciklamis :
"Aptulaziz oglu, Apdulmecit 'in, don giymeye vakti olmadigindan beraatine karar verilmistir!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:15 PM
Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu:
"Para nerede?"
Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
"Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum."
Tercüman tercüme etti:
- "Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş."
Baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadi:
- "Şimdi sor bakalım, para nerede."
Tercüman işaretle sordu:
- "Para nerede?"
Sağır-dilsiz kan ter içinde, işaretle yanıt verdi:
- "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin oldugu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var."
- "Ne söyledi?" dedi Baba.
Tercüman yanıtladı:
- "Dedi ki, hâlâ neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz g.t istermiş."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:15 PM
Oğlu, Kayseriliden para istedi:
- "Baba 500 bin lira verir misin?" Kayserili :
- "400 bin mi? Naapcan lan 300 bini. 200 bin neyine yetmiyor. Al sana 100 bin yeter." der ve çıkartıp 50 bin lira verir.
Bunun üzerine oğlu pişkin pişkin güler:
- "Baba bana zaten 50 bin lira lazımdı." Kayserili :
- "Bak kerataya, sahte para vermesem kazıklayacaktı beni.."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:15 PM
Bir gemici geç vakit otele gelmiş.Yer olup olmadığını sormuş
- "İki kişilik bir odada tek yatağım var"
Demiş resepsiyon görevlisi ,
- "Ancak pek tavsiye etmem. Çünkü öteki yatakta fena halde horlayan bir delikanlı yatıyor."
- "Ziyanı yok"
Demiş gemici,
- "Verin bana o yatağı..."
Ertesi sabah gemici hesabi ödemeye indiğinde otelci sormuş
- "Nasıl uyuyabildiniz mi? "
- "Çok güzel uyudum"
Demiş gemici...
- "Yanınızdaki müşteri hiç horlamadı mı?"
- "Hiç horlamadı..."
- "Ama nasıl olur?.. "
- "Odaya girince yanağından "Merhaba güzel çocuk"
diye bir makas aldım. Sabaha kadar gözlerini kırpmadan yatakta oturdu..."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:16 PM
Köleler çiftlikten kaçarken sihirli lamba bulmuşlar ve cini lambadan çıkarmışlar.Cin 10 zenciye sormuş:
Dileyin benden ne dilerseniz. Birer dilek dileme hakkiniz var.
1. zenci 'beyaz olmak istiyorum' demiş, olmuş.
10. zenci tebessüm etmeye başlamış.
2. zenci de beyaz olmak istediğini söylemiş, olmuş.
10. zenci sırıtmaya devam etmiş.
3. zenci de beyaz olmuş dilediği dileğiyle...
10. zenci kıkırdamaya başlamış.
4. zencinin de isteği aynı... 10. zenci gülmeye devam...
5,6,7,8 derkeeen 9. zenci de beyaz olma yönünde isteğini kullanmış.
Sıra 10. zenciye gelmiş ama adam yerlerde... Gülmekten geberiyor. Cin isteğini sormuş... Adam nefes almaya fırsat bulduğu bir ara isteğini garip bir böğürtü ile belirtmiş:
"HEPSINI ZENCI YAP!".
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:16 PM
Adamın biri enayilerin listesini yaparmış en büyük enayiyi liste başına, ondan sonrakileri de alt alta sıralarmış. Günün birinde Padişahı enayiler listesinin başında göstermiş. Padişah haberci göndermiş adamı çağırtmış.Padişah:
-Bre zındık sen beni enayiler listesinin başında göstermişsin.Adam:
-Evet sultanım.Padişah:
-Neden yaptın bunu.Adam:
-Siz falanca kişiyi çağırdınız, ona yüz bin altın verdiniz ve "on tane Arap atı getir" dediniz.Padişah:
-Ne var bunda.Adam:
-O kişi gelmez sultanım.Padişah ufak bir düşünceye dalarak:
-Ya gelirse.Adam:
-O zaman sizi siler onu listenin başına yazarım sultanım.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:16 PM
Adamın birini gece vakti çevirir trafik polisi ceza yazacak ya sorar;
- Beyefendi ruhsat lütfen !
- Buyrun Memur Bey .
- Alkol ?!
- Yok Memur Bey .
- Kemer takılımıydı ?!
- Evet Memur Bey .
- İlk yardım çantanız ?!
- Tastamam yerinde Memur Bey.
Bakmış olacağı yok.
Memur;
- Mezdeke kasetin varmı ?!
- Var Memur Bey .
- Koy kaseti!
- Tamam Memur Bey .
- 3. Parçayı çal !!
- Tamamdır memur bey ??...
- Şimdi ben oynuyorum sen Para Yapıştırıyorsun !!!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:16 PM
Çok seksi ve çekici bir kadın elinde içki kadehi ile bar duvarına dayanmış etrafı gözlerken yine elinde içki kadehi olan bir adam kadına yaklaşmış
ve elini kadının bluzunun içine sokup göğüsünün birinin ucunu kıvırmaya başlamış. Kadın son derece soğuk bir ifade ile adama:
-"Ne yapıyorsun?" demiş.
Adam:
-"BBC'yi arıyorum" diye yanıtlamış. Bunun üzerine kadın çok ağır hareketlerle adamın pantolonunun içine elini sokup adamın şeyini tutarak:
-"Sen bu antenle BBC'yi zor bulursun demiş"...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:17 PM
Güneydoğulu bir aşiret ağası bir gün bütün önemli kişilerin soy isimleri "oğlu" ile bitiyor diye düşünmüş ve soyadını değiştirmeye karar vermiş. Gerekli işlemleri yaparak soyadını kurdoğlu olarak değiştirmiş ve halka soyadını bundan böyle yanlış söyleyecek olanları fena halde cezalandıracağını ilan ettirmiş.
Bir gün yolda gezerken bir köylüyle karşılaşmış ve hemen yolunu keserek;
- Söyle bakalım benim soyadım neydi demiş.
Köylü;
- Valla ağam sen bir hayvanın oğluydun ama hangisiydi unuttum.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:17 PM
Bir gün adamın biri sıcak kumlarda yürürken deve satan bir yer görmüş: Şurdaki deveyi bana versene! demiş. Adam hemen deveyi vermiş. Deveyi satın alan adam: Bu deve nasıl gider ve nasıl durur? diye sormuş. Deveyi veren adam: Oh beh deyince yavaş yürür, oh oh deyince koşar, amin deyincede durur demiş. Adam yola çıkmış. Deveye binmiş. Oh Beh demiş. Yavaş yavaş yürümekten usanan adam oh oh demiş. Deve hızla koşarken adam coştukça coşmuş. Sonra bir uçurum görmüş. Telaştan ne diyeceğini unutan adam sonunun geleceğini anlamış. Hemen son duasını etmiş. Dua bitmiş, amin demiş. Deve zınk diye durmuş. Adam rahatlamış. Sevinçten her şeyi unutan adam yanlışlıkla oh beh demiş.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:17 PM
Kadının evinde cam kırılmıştı. Camcıyı aradı ve sipariş verdi. Yarım saat sonra zil çaldı. Kadın megafondan seslendi:
- Kim o?
- Camcı bea..
Kadın kapıyı açtı ve camın takılacağı yeri gösterdi. Beş dakika sonra yine zil çaldı.
- Kim o?
- Camcı bea..
- Yanlışlık var. Az önce bir camcı gelmişti.
- Düştük bea..
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:17 PM
Adamın biri yolculuk yapmak üzere trene biner.Kompartımana girdiğinde içeride hamile bir bayanın oturduğunu görür.
Kadının karşısına geçer ve oturur,aradan belli bir zaman geçer adam tam sigara yakacakken;
Kadın:
- aa şey o sigarayı yakmasanız (karnını işaret ederek) benim için değil küçük için
der. Adam sigarayı yakmaktan vazgeçer belli bir süre sonra tam camı açacak kadın:
- aaa lütfen camı açmasanız hani benim için değil (yine işaretini yapar ) küçük için
der. Adam camı açmaktanda vazgeçer ama ufaktanda sinirlenmeye başlar. Birsüre sonra adam yemek yiyecek bizim hatun yine atılır.
- Lütfen yemeseniz olmaz mı benim için değil küçük için
adam bunada ya sabır çeker ve yemekten vazgeçer.
Aradan bi süre daha geçer kadın bacak bacak üstüne atmaya çalışırken bir yerleri gözükür ve Adamda:
- Hanımefendi biraz daha dikkatli otursanız (şeyini işaret ederek) benim için değil küçük için küçük...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:17 PM
- Karım zayıflamaya karar verdi.
- Peki bunun için ne yapıyor?
- On gündür, her sabah üç saat ata biniyor.
- Şu anda durum nasıl? Adam, hüzünle başını eğdi:
- At, beş kilo zayıfladı.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:18 PM
Tatil köyünde bir amerikalı ile tanışan türk işadamı adamı sohbet ediyorlar. bizimki anlatıyor:<BR>- böyle bir tatil aklımdan bile geçmezdi. bir yangın fabrikamı kül etti. sigorta paramı ödeyince, "oğlum dedim, bunca yıl eşek gibi çalıştın da ne oldu? şimdi tatil zamanı", dedim ve bu tatile çıktım.<BR>- tesadüfe bak, demiş amerikalı... benim de çok iyi iş yapan bir restoranım vardı. bir kasırga taş üstünde taş bırakmadı. sigorta paramı ödeyince ben de bu tatile karar verdim.<BR>Epey bir zaman geçtikten sonra, sessizliği bizim iş adamı bozmuş:<BR>- yahu anlatsana, sen kasırgayı nasıl başlattın?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:18 PM
Üç bayan ve üç erkeğin iş icabı trenle bir seyahate çıkmaları gerekir. Tren garına giderler. Üç bayan 3 bilet aldığı halde erkekler tek bilet alır. Bayanlar bunun sebebini sorduklarında erkekler:
- Bekleyin ve görün, derler.
Trene binerler ve tren hareket ettikten bir süre sonra üç erkek kalkıp hep beraber trenin tuvaletine girerler. Biraz sonra kondüktör gelir ve üç bayandan üç bileti alır. Tuvaletin önünden geçerken kapıyı tıklatıp:
- Bilet lütfen, der.
Kapı açılır ve bir el bileti uzatır. Bayanlar bunu görürler. Taktiği kapmışlardır. Dönüş yolculuğu için yine gara giderler. Bayanlar bu sefer tek bilet almışlardır. Erkekler ise hiç bilet almaz. Bayanlar yine şaşırıp sebebini sorduklarında Erkekler yine bekleyip görmelerini söylerler. Bir sure sonra yolculuk başlar. Önce bayanlar kalkıp tuvalete girer. Ardından da erkekler karşısındaki tuvalete. Kondüktörün gelmesine yakın bir erkek çıkıp karşı kapıyı tıklar ve:
- Bilet lütfen, der.
Açılan kapıdan bir el bileti uzatir. Bileti alan erkek diğer tuvalete geri girer.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:18 PM
Turhal'lı ağa günübirlik denize gider. Deniz kıyisında kabinlerde soyunur. İçeriden karısına:
- Ver şu benim mayomu.
Torbayı karıştırır bi türlü bulamaz.
- Yok bey unutmuşuz.
Adam:
- Kahretsin..ver şu çuvalı beni burda kim tanıyoki..
Verir karısı çuvalı altına iki delik açıp giyer bizimki çuvalı mayo niyetine. Denize girer o girerken sahildekiler ellerini ağızlarına götürüp bakarlar bizimkine. Denizden çıkarken de denizdekiler ağızlarna ellerini götürüp hayretler içinde kalırlar. Turhal'lı sorar karısına:
- Bu millet ben denize girerken önüme bakıp, hayret işareti yaptı, çıkarken de arkamdan hayretle baktı bak bakalım der önümde arkamda ne var?
Karısı adamın arkasına bakar okur:
- Kayseri Şeker Fabrikası ,
Önünü okur:
- Net: 50 KG...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:19 PM
Adam karısını o kadar çok seviyor ki, her akşam yatarken onun için şöyle dua edıyor; "Allah'ım… Onun başı ağırmasın, benimki ağırsın… Onun bir yeri kırılmasın, benimki kırılsın… O üzülmesin, ben üzüleyim…" Son olarakta da şöyle diyordu; "Allah'ım… Onu dul bırakma, beni dul bırak…"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:19 PM
Adam trafikte 'alçaktan uçarak' giderken polise yakalanır... kenara çeker arabadan iner:
- Buyrun Memur Bey!
- Beyefendi aşırı hız yaptığınız için sizi durdurmak zorundayım, ehliyetiniz lütfen?
- Ehliyetim yok, son yaptığım kazada ehliyetime el koydular Memur Bey.
- Peki aracınızın ruhsatını görebilir miyim?
- Araba benim diil Memur Bey çaldım ben bu arabayı.
- Anlamadım nasıl yani, siz bu arabayı çaldınız, öyle mi???
- Evet Memur Bey, aa durun bi dakka torpido gözünde ruhsat olucaktı, silahımı oraya koyarken ruhsat gibi bişi gördüm galiba....
Polis iyice şaşırır:
- Torpido gözünde silah mı var?!?!?!!?!?!?
- Evet Memur Bey, bu arabanın sahibi kadını vurduktan sonra cesedi bagaja koydum silahı da torpido gözüne koydum...
- Bİ DE BAGAJDA CESET Mİ VAR?!?!?!!?!?!?!?!?!?!
- Evet Memur Bey...
Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini arar, arabanın etrafı bir anda polislerle dolar ve adamı sorguya alırlar.... Ekipler amiri adamın ehliyetini ister, adam ehliyetini çıkarır ki ehliyet geçerli temiz hiçbir anormallik yok.. Bunun üzerine adamın ruhsatını ister, adam çıkartır ruhsatı da verir, ekipler amiri yine bakar ki araba adama ait.. Derken adamdan torpido gözünü açmasını ister, adam açınca ortaya çıkar ki orada da silah falan yok... Ekipler amiri bir de bagaja bakmak ister adam bagajı açar orada da ne ceset ne bişi yok.. Bunun üzerine ekipler amiri 'Çok garip' der....
'Sizi durduran memurun anlattığına göre bu arabanın bi kadına ait olduğunu söylemişsiniz, kadını öldürüp cesedi bagaja, silahı da torpido gözüne koymuşsunuz...'
Adam güler:
'İnanamıyorum... O şimdi benim için 'aşırı hızlı gidiyordu' da demiştir....'
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:20 PM
İki kadın(hayli yaşlı sayılabilir) sohbet ederken kadınlardan biri gençliğinde bahsetmeye başlamış.
"işte ben gençliğimde şöyle güzeldim böyle iyiydim" diye atıp tutarken karşısındakinin inanmadığını görünce cebinden bir fotoğraf çıkarıp göstermiş.
"İşte bak benim gençlik fotoğrafım" diye. Arkadaşı şaşkınlıktan gözleri fal taşı gibi açık sormuş:
"Ay senin gençliğinde fotoğraf var mıydı?"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:20 PM
Vampirler birgün bir barda toplanmış ve sıcak kan iciyorlarmış. İçeriye giren vampirler hey barmen bana bir bardak sıcak kan diyorlarmış ve bizim Türk vampir içeri girmiş ve barmen bana bir bardak sıcak su demiş ve diyer vampirler gülmüş vampire bak su içiyor demişler. Bizim Türk vampir de ne gülüyorsunuz lan ****ler demiş ve cebinden orkidi çıkartıp ben sallama içiyorum demiş.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:20 PM
Çok zengin bir ülke kralının oğlunun organı 50 santimmiş. Ne yapsa ne etse kral oğlu olmasına rağmen hiç bir kız bu zavallıyla evlenmiyormuş.
Zamanın en büyük büyücüsüne gitmiş çocuk; büyücü çocuğa "gece yarısı deniz kenarına git bekle orda bir deniz kızı göreceksin ona evlenme teklif et deniz kızı sana her hayır dediğinde seninki 10 santim küçülecek " demiş. Zavallı çaresiz çocuk gitmiş ve beklemeye başlamış ve büyücünün dediği gibi denizkızı gelmiş ve hiç vakit kaybetmeden deniz kızına;
- Deniz kızı benimle evlenirmisin?
Denizkızı;
- Hayır...
Çocuk bakmış sahiden 10 santim gitmiş bidaha sormuş;
- Deniz kızı benimle evlenirmisin?
Denizkızı;
- Hayır...
Çocuk bir bakmış 10 santim daha gitti. Kendi kendine " Bir kere daha sorarsam 10 santim daha gider ve ideal boyuna gelir o zaman evlenirim" Deniz kızı benimle evlenirmisin?
Denizkızı sinirlenmiş:
- Ne laftan anlamaz adamsın be HAYIR HAYIR HAYIR
(zavallı gitttiiiii gitti gitti)
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:20 PM
Sol gözü takma olan adam otobüse binmişti. Otobüs kalabalık hava sıcaktı. Bir süre sonra sıcaktan bunalan, terleyen ve canı sıkılan adam, takma gözünü çıkardı, havaya atıp tutmaya başladı.Durumun biraz sonra farkına varan yanında oturanlar dehşetle irkildiler :
-Ne oluyor yahu!... Adam gayet sakin gözü atıp tutmaya devam ederek cevap verdi :
-Hiç, burada canım sıkıldı da ön taraflarda yer var mı diye bakıyordum!...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:20 PM
Adanalı İsmail Safa Beye dostlarından biri sormuş:
- Adanalılar neden hep çatal matal, bacak macak diye konuşurlar?
- Öyle söyleyenler çocuk mocuktur!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:21 PM
Adamın biri aklını kuru fasulye ile bozmuş. Her gün en az 5 porsiyon kuru fasulye yiyormuş. Tabi doğal olarak sürekli gaz çıkartıyormuş. Bir gün bir kıza aşık olmuş. Sonuçta evlenmeye karar vermişler. Ama kızın bir şartı varmış, o izin verene kadar bir daha kuru fasulye yemeyecekmiş. Adam kızı çok sevdiğinden çaresiz kabul etmiş şartı ve evlenmişler. Aradan 2 yıl geçmiş. Kadın kocasının iş yerine telefon etmiş ve geç kalmamasını, kendisine bir sürprizi olduğunu söylemiş. Adam içinden "yaşasın" demiş "demek bana en sonunda kuru fasulye pişirdi". İşten izin alıp erken çıkmış. Tam evine doğru yürürken bir lokantanın önünde mis gibi kuru fasulye kokusu gelmiş burnuna. "Nasıl olsa evde de yiyeceğim şurada bir porsiyon yesem birşey olmaz" diye düşünüp girmiş lokantaya. Kuru fasulyeyi görünce kendisini kaybetmiş ve 10 porsiyon yemiş. Daha sonra hemen kalkıp evinin yolunu tutmuş. Karısı onu kapıda karşılamış ve sürprizi görene kadar gözlerini bağlayacağını, sakın açmamasını söylemiş. Adam denileni yapmış. Kadın kocasının gözlerini bağlayıp onu salona götürmüş. Tam gözlerini açacakken telefon çalmış.Kadın:
- Sakın bir yere ayrılma ve gözlerinide açma. Sürprizin bozulmasını istemiyorum.
Diyerek, diğer odada bulunan telefonu açmaya gitmiş. Sürprizin kuru fasulye olduğundan emin olan adam beklemeye başlamış. Tam o anda 10 porsiyon kuru fasulyenin gazı adamı sıkıştırmaya başlamış. Karısı gelene kadar rahatlamak için zaaaaart diye bırakmış. Koku gitsin diye el yordamı ile pencereyi açıp ceketi ile kokuyu dışarı doğru süpürmüş. Karısı telefonu kapatıp geri dönmüş. Tam gözünü açacağı sırada yine telefon çalmış. Kadın yine gözlerini açmamasını tembihleyip diğer odaya geçince adam yine koyuvermiş zaaaaaart diye. Hemen pencereyi açıp aynı şekilde havalandırmış salonu. Sonunda karısı gelmiş. Adamın gözündeki mendili açmış ve
-Müjde hayatım annemle babam bize geldi!
Demiş, heyecanla kanepede oturan yaşlı çifti göstererek.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:21 PM
Adam karısıyla arabada giderken polis sirenini duymuş, hemen sağa çekmiş ve polis gelmiş:
"Buyrun memur bey?"
"Beyefendi direksiyon başındayken cep telefonuyla konuşuyordunuz"
"Yok efendim sadece bip yaptı, ben de şarjı mi bitiyor diye baktım" Karisi lafa atlamış:
"Aaa yapma hayatim.. yarim saattir ortağınla iş görüşmesi yapıyordun telefonda"
Adam karısına tip tip bakarken polis yine sormuş:
"Beyefendi emniyet kemerinizi neden takmıyorsunuz???"
"Memur bey takmıştım ama sizin geldiğinizi görünce durduktan sonra çözdüm"
Karisi yine atlamış: "Aman sekerim sen de o kemeri hayatında bir kere taktın mi acaba...."
Adam kadına bir tane patlatmamak için kendini zor tutarken;polis bu sefer de arabayı incelemeye başlamış vee... -"Beyefendi bakar misiniz sağ sinyaliniz de kırık"
"Aaaa.. kırık mi?? Sabah yola çıkarken kontrol ettim kırık diildi...yolda oldu galiba, hiç de fark etmedik" Karisi çenesini tutamamış yine:
"Amma da attın kocacım, sana 3 haftadır söylüyorum artık su kırık sinyalin icabına baktır diye....."
Adam en sonunda dayanamamış bağırmış:
"BANA BAK SEN SUSUCAK MISIN ÇAKICAM SIMDI SURATININ ORTASINA!!"
Polis kadına sormuş: "Hanımefendi esiniz size hep böyle mi davranır?"
Kadın cevap vermiş:
"Yok canim....sadece alkollü olduğu zaman"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:21 PM
temel ve dursun bir banka soymaya karar verirler. ertesi gün bankaya girip kasayı boşalttıktan sonra kaçmaya başlarlar. ama arkalarından güvenlik görevlisi bağırır;"kaçmayın lan o****u ç****u"
temel durur ve der ki;"Dursun sen kaç beni tanıdı"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:21 PM
Taksinin yokuşta frenleri patlamış, müthiş bir hızla aşağı iniyor.
Kayseri'li müşteri bağırmış.
-Durdur şu arabayı.
Şoför panik içinde haykırmış.
-Durduramıyorum!
-O zaman taksimetreyi durdur hiç değilse
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:21 PM
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....
Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür,arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır.
Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
-Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih : 16 Mayıs 2004 Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Not : Burası çok sıcak.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:22 PM
İki katlı ve garajlı bir evde oturan ailenin biri tam yatmaya hazırlanırken karısı kocasına:
- Garajda hırsız var, der.
Adam camdan sessizce dışarı bakar, garajın ışığını açar. İki kişi esyalardan bazılarını taşımaktalar.
- Evet, der adam.
- Dışarıda iki kişi var bizim esyalari caliyorlar..
Bunun üzerine hemen polise telefon eder..
- Alo memur bey şu anda bizim bahçede iki hırsız var ve garajdaki esyalarımızı çalıyorlar. Acele araba gönderin, der.
Bunun üzerine polis:
- Evin içindeler mi? diye sorunca adam
- Hayır garajdalar, der.
- Tamam o zaman içerden kapıları iyi kilitleyin ses yapmadan evde bekleyin. Eger zamanımız ve arabamiz olursa göndeririz, çünkü şu anda hepsi meşgul.
Adam telefonu kapatır ve yüze kadar saymaya başlar.. Saydıktan sonra tekrar polise telefon eder.
- Biraz önce size evimde hırsız var diye telefon etmiştim. İkisinide vurdum, der telefonu kapatir.
İki dakika gecmeden bir sürü polis arabası ve bir de ambulans gelir ve hırsızları suç üstü yakalarlar. Memurun biri adama yanaşır:
- Hani adamlari vurdum demiştiniz?
Bunun uzerine adam da:
- Hani siz de şu anda arabamız yok demiştiniz!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:22 PM
Sadece erkeklerin katıldığı bir ziyafette ev sahibi sordu:
- Karısından memnun olmayan varsa, ayağa kalksın.
Bir kişi dışında herkes ayağa kalktı. Ev sahibi adama dönüp :
- Maşallah, maşallah! Ne mutlu size ki karınızdan memnunsunuz!
- Yok canım. Karım bugün ayağımı kırmasaydı, sizden önce kalkardım!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:22 PM
Birgün Viyana´da bir Avusturya´lı arkadaşım bir Türk`ün arabasına binmiş. Yolda ilerlemeye başlamışlar. Lambalara gelince ışık kırmızı olmasına rağmen bizim Türk gaza basıp geçmiş. Avusturya`lı şaşkın bir edayla :
- Kırmızı ışıkta niye geçtin.
Bizimki kendinden emin bir ifadeyle:
- Ben Türk´üm.
Yola devam etmişler ve karşılarına yine kırmızı ışık gelmiş, durmaksızın devam etmiş. Avusturya`lı birazda alaylı bir ifadeyle:
- Niye kırmızıda geçtin. Bizimki aynı emin ifadelerle:
- Ben Türk`üm.
Yola devam etmişler, epeyce bir yol aldıktan sonra yine lambalara yaklaşmışlar, ve ışıklarda yeşilmiş. Bizim şöför durmuş. Avusturya`lı arkadaşı:
- Yahu niye durdun, devam etsene. Bizim Türk korkak bir sesle:
Bir TÜRK GEÇEBİLİR!!!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:22 PM
Köylü ihtiyar eşeğine binmiş ilçeye inerken ilçenin girişinde trafik polisi çevirmiş emniyet kemerin bağlı değil demiş ihtiyar şaşkın bir şekilde eşeklerde emniyet kemeri zorunluluğu varmı diye sorunca polis elbette ceza yazmak zorundayım sana yazarsam 100 lira eşege yazarsam 20 lira hanginize yazayım diye sormuş.İhtiyar düşündükden sonra sen demiş en iyisi bana yaz polis neden diye sormuş oğlum demiş ihtiyar eşeğimi polislik sınavına sokacagımda sicili temiz kalsın
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:22 PM
New York da küçük bir çocugu azgin bir köpegin dislerinden kurtaran ve hayvani bogan iri yari delikanlinin yanina kosan gazete muhabiri sormus:
-Kahraman Amerikali çocugun hayatini kurtardi, diye yazabilir miyim?
-Ben Amerikali degil Pakistanliyim" demis adam.
Ertesi gün New York Times da manset:
Köktendinci Müslüman, Central Park`ta bir köpegi bogdu. FBI olayin El Kaide baglantisini arastiriyor.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:22 PM
Kadının biri "armudun sapı üzümün çekirdeği" deyip yıllarca evlenmemiş, bu konudaki tüm teklifleri geriye çevirmiş.Neden sonra birine razı olmuş ve evlenmeyi kabul etmiş.Güzel bir düğün yapılmış ve yeni evlerine taşınmışlar.
Tabii henüz kocasını tam olarak tanıma fırsatı bile bulamamışken ilk sabah kocası erkenden kalkmış ve karısına mükemmel bir kahvaltı hazırlamış.Yumurta rafadan, tam istediği gibi. Ekmekler kızarmış, taze portakal suyu vs... Bir kuş sütü eksikmiş. Kahvaltıyı yatağa kadar getirmiş ve nazikçe hanımını uyandırmış.Tabii kadın bunu görünce çok sevinmiş ve:
-Yahu durduk durduk ama turnayı gözünden vurduk diye içinden geçirmiş.Kadın bunları düşünürken kocası sormuş:
-Nasıl karıcığım, beğendin mi? Kadın cevap vermiş:
-Evet evet çok teşekkür ederim, harikasın kocacığım. Bunun üzerine kocası ilave etmiş:
-Bundan sonra hep böyle isterim.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:23 PM
Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev
alır. Emekliliğinin ilk birkaç haftasını huzur içinde geçirir ama sonra
ders yılı başlar. Okulların açıldığı ilk gün, dersten çıkan öğrenciler
yollarının üzerindeki her çöp bidonunu bağırıp çağırarak tekmelerler. Bu
çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam bir önlem almaya karar verir.
Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapısının önüne
çıkar, onları durdurur ve:
"Çok tatlı çocuklarsınız çok da eğleniyorsunuz. Sizden bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum. Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım, bana gençliğimi
hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size birer dolar vereceğim..." der.
Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler. Birkaç gün
sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve onlara şöyle der;
"Çocuklar enflasyon beni de etkilemeye başladı bundan böyle size sadece 50 sent
verebilirim."
Çocuklar pek hoşlanmazlar ama yine gürültüye devam ederler. Aradan bir kaç
gün daha geçer ve yaşlı adam onları karşılar. "Bakın" der, "Henüz maaşımı
alamadım bu yüzden size günde ancak 25 sent verebilirim, tamam mı?".
"Olanaksız bayım" der içlerinden biri, "Günde 25 sent için bu işi
yapacağımızı sanıyorsanız
yanılıyorsunuz. Biz işi bırakıyoruz."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:26 PM
Cafer komadadır. Yanında ise karısı... Cafer'in gözleri nemli, kısık sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya başlar:
- "İlk işten kovulduğum zaman yanımda idin. İflas ettiğim gün oradaydın. Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm. Trafik kazası geçirdiğimde hastanede hep başucumdaydın... Karısı takdir edilmenin mutluluğunda tabi.
- "Şimdi komadayım yine başucumdasın. Sonunda anladım ama, çok geç oldu; yahu sen ne uğursuz karısın"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:26 PM
New York`tan Los Angeles`e giden uçakta cingöz bir avukat ile sarışın bir hanım
yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem de hoşca vakit geçirmek
için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor:
-Size bir soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz,
sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim. Ve ilk soruyu soruyor:
-Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır?
Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama uzatmış.
Soru sorma sırası sarışına gelmiş:
-Tepeye 3 ayakla tırmanıp 4 ayakla asağı inen şey nedir?
Adam dakikalarca düşünmüş. Yanıtı bulamamış... Cuzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış.
Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş:
-Cevap ne?
Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 dolar çıkarıp adama uzatmış...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:26 PM
Yolcular uçağın yanında otobüsten inmişler.. Bavullarını gösteriyorlar. Bir bakmışlar uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş. İçinden kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler.. Yolcular fena halde şaşırmışlar.. Nasıl şaşırmasınlar. Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston. Kolunda üç noktalı bant. Yardımcı pilotun elinde bir köpek tasması. Tasmanın ucunda bir köpek.. Sağa sola çarparak öyle ilerliyorlar uçağa.. Günlerden bir nisan değil ama, "Şaka herhalde" demiş yolcular, doluşmuşlar uçağa..
Uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış. Yolcuların gözleri camda. Uçak hızlanmış.. Yolcular endişelenmeye başlamışlar.. Uçak daha hızlanmış. Pistin sonu hızla yaklaşmaya başlamış.. Uçak iyice hızlanmış.. Bazı yolcular paniklemiş dua etmeye başlamışlar. Uçak son hıza ulaşmış. Bu arada pistin sonuna da ulaşmış. 10 metre sonra betonun bitip çimlerin başladığını gören yolcular dehşet içinde çığlığı basmışlar.. Tam o anda da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar çekmiş.. Uçak tam pist biterken tekerleklerini yerden kesmiş, havalanmış. Kaptan pilot arkasına yaslanmış. Derin bir nefes almış ve yardımcı pilota dönmüş:
"Biliyor musun?" demiş, "Bir gün çığlık atmayacaklar ve hepimiz öleceğiz!.."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:26 PM
Sehrin hayirsever vakiflarindan birindeki çalisanlar sehrin en <BR>basarili avukatindan henüz herhangi bir bagis almamis olduklarini fark <BR>ettiler. <BR>Bagis toplama görevindeki kisi avukati bagista bulunmasi için ikna etmeye çalisiyordu: <BR>"-Arastirmalarimiza göre yillik geliriniz en az 500 000 dolar, ancak bugüne kadar hiç bir hayir isine bir kurus bagista bulunmamissiniz. O paranin bir kismini bir sekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?" <BR>Avukat bir süre düsündü, sonra: <BR>"-Önce, arastimalariniz annemin uzun bir hastaliktan sonra ölmek üzere oldugunu ve hastane masraflarinin onun yillik gelirinin bir kaç kat üstünde oldugunu da gösterdi mi?" <BR>Görevli utandi: <BR>"-Sey, hayir." <BR>"-Sonra, kardesimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum oldugunu?" <BR>Görevli utancindan kipkirmizi kesilmis bir halde özür dilemeye çalisirken avukat onun sözünü kesti: <BR>"-Ya da kizkardesimin kocasinin bir trafik kazasinda öldügünü ve onu üç çocuguyla bes parasiz biraktigini?" <BR>Görevli yerin dibine geçmisti, sadece, <BR>"-Hayir, hiç bir bilgim yoktu ..." diye mirildanabildi. <BR>Avukat bir kez daha onun sözünü keserek devam etti: <BR>"-Pekala, ben onlara zerre miktar para vermezken size niçin vereyim?"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:27 PM
padişahın biri bir gün sarayının etrafına kocaman bir göl yaptırır.
Gölün içine bütün vahşi deniz yaratıklarını atar ve ülkenin dört bir yanına "her kim burdan yüzerek karşıya geçerse mirasım ve kızım onundur" diyr mustular salar.
suya atlayan herkes ya geri döner ya da vahşi balıklara yem olur.Derken adamın birinin hiç ardına bakmadan son hızda yüzdüğünü görürler.
padisah nefes nefese kalmıs olan adama sorar:
-söyle bakalım kızımı mı istiyorsun?
adam hala nefes nefesedir:
-hayır.
-tahtımı mı istiyorsun?
-hayır
-E söylesene be adam ne istiyorsun benden.
-Onu bunu boşver de beni iten herifi bul bana..!!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:27 PM
Kompartmanda tek başına yolculuk ediyordu. Birden kapı açıldı ve çifte tabancalı biri:
-Çabuk paraları sökül diye bağırınca, adam korkudan titreyerek cevap verdi:
-Kusuruma bakmayın ama meteliğim yok.
-Öyleyse niye titriyorsun?
-Yolcu güldü:
-Ben sizi kondüktor sanmıştım da!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:27 PM
FBI eleman alımı için duyuru yapar. Üç kişi başvurur. FBI binasında adayların hepsiyle tek tek görüşmeler yapılmaktadır... İlk adam içeri alınır ve şu sorular sorulur:
- Karını seviyor musun?
- Evet, efendim.
- Ülkeni seviyor musun?
- Evet, efendim.
- Pekalâ, biz karını da getirdik. Şu an yan odada, der ve masanın üzerine bir tabanca koyar.
- Şimdi odaya gir ve karını öldür!
Adam silahı alır yan odaya geçer. 5 dakika hiç ses duyulmaz. Adam tekrar ilk odaya geri döner. Kravatı gevşemiş, ter içinde kalmıştır.
- Yapamıyacağım efendim, der ve orayı terk eder.
İkinci adam içeri alınır. Aynı sorular sorulur. Aynı yanıtlar... Ve ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. Adam yapamayacağını söyler ve ayrılır. Son adam girer. Aynı sorular. Aynı cevaplar... Ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. Adam içeri girer. 5-10 saniye sonra içerden silah sesleri gelmeye başlar. BAM, BAM, BAM, BAM, BAM, BAM .... Derken kısa bir sessizlik ve ardından gürültülü bir cam kırılması duyulur. Adam geri döner, biraz terlemiştir. FBI personeli sorar:
- Ne oldu?
Adam cevaplar:
- Efendim bana verdiğiniz silah kurusıkı çıktı, o yüzden onu pencerden aşağıya atmak zorunda kaldım...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:27 PM
Isfahanlı, Şirazlı ve Kaşanlı birlikte seyahat ediyorlardı ama ceplerinde metelik yoktu. Acıkınca bir lokantaya girdiler. Yemekten sonra Isfahanlı yerinden kalkıp lokantacıya gitti ve "Paramın üstünü verir misiniz?" dedi. Daha parasını bile almamış olan lokantacı sinirlenerek "Bana para vermedin ki üstünü isteyesin!" diye bağırdı. Herkes başlarına üşüştü. Birisi lokantacıya "Bir daha düşün. Belki parayı almışsındır" derken Şirazlı yanlarına geldi ve "Ben yemek parasını öderken bu biçare Isfahanlı da parasını veriyordu" dedi. Lokantacı bu kez onunla da verdiydin vermediydin davasına başladı. Tam bu sırada Kaşanlının lokantanın ortasına oturmuş ağladığını gördü. "Ne oldu? Niye ağlıyorsun böyle ?" diye sorduklarında "Neden ağlamayayım; benim paramın da üstüne yatmasından korkuyorum!" dedi.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:27 PM
Kadın sevgilisiyle birlikteyken kocasının eve girdiğini duyar. - Çabuk! Köşeye geç ve bir heykel gibi davran. Bu arada adamın her yerine bebek yağı sürer, üzerine de bebe pudrası serper. - Sakın kımıldama ve heykelmişsin gibi davran! ... - "Bu nedir, hayatım?" diye sorar kocası kapıdan girer girmez. - O mu? Sadece bir heykel. Smith'ler yatak odaları için bir tane almışlardı. O kadar sevdim ki bir tane de ben ısmarladım... O gece heykel hakkında konuşulmaz; hatta herkes yatana kadar. Gece saat iki gibi koca kalkar ve mutfağa gider, bir kaç dakika sonra da elinde bir sandviç ve bir bira ile geri döner. - "Al bakalım" der, "bir şeyler ye. Ben 3 gün boyunca Smith'lerde idiyot gibi dikilirken kimse bana bir bardak su bile vermemişti."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:27 PM
Bir gun ,Turkmenin biri hanımı ile aksam yemegine oturmus. Bakmiş her gun rutin yemekler,
-Avrat ,yahu yarın ben bir tavuk alayım da ,sen de pisir ,adam gibi bir tavuk yiyelim, biktim bu yemeklerden.demiş.
Karisi:
-Adam ne bicim konusuyorsun, insan nasipse yiyelim der. demis.
Adam:
-Yahu avrat nasibi mi var bunun, ben parayi verecem ,sen de pisirecen o kadar. Kadin sesini cikarmamis, ertesi gun kararlastirdiklari gibi adam tavuk satin almis, karisi da pisirmis. Aksam kadin sofraya tavugu koymus. Kadin mutfakta salatayi hazirlarken, adam yemek icin paldir kuldur tavugu parcalamis. Ilk lokmayi tam eliyle ağzına götürdüğü anda kapi calınmış.
Kapiya akşam akşam erkeğin bakması lazım, ağzında yemekle de kapıyı açmak olmaz, mecburen lokmayi geri birakmiş kapiya gitmiş.
Bakmış kapida polisler:
-Hakkında ihbar var, kanunsuz işler yapıyormuşsun, yürü karakola. demişler.
Adam caresiz ac bir sekilde karakola gitmis. Bunu iceri bir almışlar, üç gün üç gece konuşturmak için bazı sorgulamalardan geçirmişler,iyice bir dövmüşler.
Sonunda ihbarın yalan olduğu anlaşılmış , adamı salivermişler. Adam bitkin bir şekilde evin yolunu tutmuş.
Eve gelmiş kapıyı calmış. Içeriden karısı korku ile sormuş
-kim O ?
Adam cevap vermiş :
-Nasipse kocan.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:28 PM
Peder ve Bahadır ölmüşler.Cennetin kapısında onları bir melek beklemekteymiş.Melek sormuş:
- "Yaşadığınız sürece ne günah işlediniz?"
Peder hemen atlamış:
- "Ben sürekli Tanrı için dua ettim. Hayatım boyunca onun yolundan hiç çıkmadım"
demiş.Bahadır ise:
- "Valla benim tek kötü huyum vardı oda çok hızlı araba kullanırdım"
demiş. Peki demiş melek:
- "Peder sana cennetin gümüş anahtarını, Bahadır sana da cennetin altın anahtarını veriyorum".
Peder bu duruma çok sinirlenmiş ve meleğe sormuş:
- "Ben hayatımı Tanrı ya adadım,sürekli onun için dua ettim, şimdi bu çocuk niye benden üstün tutuluyor?"
Melek cevap vermiş:
- "Peder sen vaaz verirken herkes uyuyordu ama Bahadır araba kullanırken herkes dua ediyordu"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:28 PM
Üç Yahudi genç kardeş kendi işlerini kurup zengin birer adam olmuşlar ve yaşgününde annelerine aldıkları hediyeleri birbirine anlatarak böbürlenmişler.
Birincisi demiş ki:
-"Ben anneme kocaman bir ev aldim"
İkincisi:
-"Ben bir mercedes aldım ve bir de şoför tuttum"
Üçüncüsü:
-"Benim hediyem hepinizden güzel. Annemin Tevratı okumayı ne kadar çok sevdiğini ve artık gözleri iyi görmediği için okuyamadığını biliyorsunuz.
Ona bütün Tevratı ezbere bilen büyük kahverengi bir papağan gönderdim.
Onu eğitmek için 12 haham 12 yıl boyunca uğraşmış. Bu papağan için havraya 20 yıl boyunca her yıl 1 milyon dolar bağışlayacağım ama buna değer.
Annem sadece bölümün adını söyleyecek ve papağan ona ezbere okuyacak.
Kısa bir süre sonra anneleri üçünede birer teşekkür mektubu yazdırmış:
Birinciye:
"Milton, bu ev çok büyük. Bana birtek odası yetiyor ama hepsini temizlemek zorunda kalıyorum"
İkinciye:
"Marvin, yolculuk etmek için çok yaşlıyım, arabayı hiç kullanmıyorum ve şoför çok kaba"
Üçüncüye:
"Canım Melvin'im, annesini mutlu etmeyi bilen tek evladım sensin.
Tavuk çok lezzetliydi, teşekkür ederim.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:28 PM
Hasan annesini aksam yemeğine davet etmiş.
Yemek sırasında anne hep Hasan'ın ev arkadasının
ne kadar cekici oldugunu dusunmeden edememis. Yemek
boyunca ogluyla kız arasında neler oldugu konusunda
meraktan çıldırıyormuş. Bunu farkeden Hasan 'Anneciğim
Ayse ile aramızda inan hicbir sey yok. Biz sadece ev
arkadasıyız' demis.Bir hafta kadar sonra Ayse Hasan'a sormus:
' Annenin yemege geldigi geceden beri çorba kepçesini
bir türlü bulamıyorum. Nerde oldugu konusunda bir fikrin var mı?
Sence annen almış olabilir mi?'
Hasan cevap vermis 'Aldığını sanmıyorum ama bir e-mail
gönderip ona sorayım' ve annesine şöyle yazmıs:
'Annecigim, sana aldın demiyorum, almadın da demiyorum ama
gercek şu ki bize yemege geldiginden beri çorba kepçesi kayıp'
Bir kac saat sonra annesinden soyle bir e-mail gelmis:
' Sevgili oğlum, sana Ayse ile yatıyorsun ya da yatmıyorsun
demiyorum. Ama gercek su ki eger o kendi yatagında uyuyor
olsaydı simdiye kadar corba kepcesini coktan bulmus olmalıydı..'
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:28 PM
Karakolun kapisindan iceri bir kucuk oglan girmi$...
"Polis amca, lutfen yardim edin babam sokakta 3 ki$iyle kavga ediyo..."
Ve birlikte sokaga inmi$ler gercekten de cocugun babasi 3 tane adamla tekme tokat dovu$uyo, polis sormu$:
"Peki hangisi senin baban????"
Cocuk cevap vermi$:
"Bilmiyorum.. zaten bu yuzden kavga ediyolar...."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:29 PM
Amerika'ya gezmeye giden Papa, otelde sıkılmış ve şoföründen anahtarı alıp, limuziniyle dolaşmaya başlamış. Bir ara kırmızı ışıkta geçince polis durdurmuş. Memur bir bakmış ki arabayı Papa kullanıyor. Hemen telsizden âmirini aramış.
- Âmirim çok mühim birisini durdurdum, ne yapayım?
- Bill Gates'i mi?
- Hayır.
- Clinton'ı mı?
- Daha mühim...
- Daha mühim kim var?
- Valla âmirim, bilmiyorum ama, şoförlüğünü Papa yapıyor.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:29 PM
Adamın biri adını değiştirmek için mahkemeye gitmiş.Hakim sormuş:
-Adın ne?
Adam cevap vermiş:
-Mehmet HİYAR
,efendim...
Hakim:
-İsim değişikliği istemekle haklisin evladım...peki
yerine neistiyorsun?
Adam:
-Ahmet HİYAR efendim.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:29 PM
Dün gece seni o kadar aradım ki, soğuk vücuduma dokunmanı o kadar çok istedim ki yatağa sensiz ve çıplak girmek zorunda kala kaldım nerdeydin benim canım pijamalarım!!!
***
Bu güzellik, bu gülüş, bu zeka, bu akıl hele anlam dolu gözler varya; Tüm güzellikleri bir arada toplamış. Neyse kendimden çok bahsettim senden ne haber?
***
Bir göz gördüm masmavi denizin dibine sinmiş,bir göz gördüm simsiyah *******den bezmiş, bir göz gördüm yemyeşil yaprağı ucuna değmiş, bir göz gördüm mosmor üstüne yumruk yemiş :)
***
Ya ben sana çok mesaj yolladım.İnternet parası çok gelecek.Yanlış anlama paranın önemi yok.Önemli olan miktarı:)
***
Birini sevdim araba çarptı birini sevdim kanserden öldü birini sevdim çatıdan düştü bak kızdırma seni de severim ha... :)
***
Sana bi kafa korum, bi de Kamuran Akkor... Hihihi... Bu espriye kim güler? Güler Duman.Sana kim inanir? Kadir İnanır.
***
Yat dedi yattım, aç dedi açtım, aletini çıkarıp soktu. İşini bitirdiğinde kan gelmeye başladı,çok korkmuş ve çok acı çekiyordum.Çünkü ilk kez diş çektiriyordum!!
***
Elleriyle beyaz vücudumu ellediler.Dudaklarıyla emdiler.Ateşiyle yaktılar.Ne suçum vardı.Gül gibi sigaraydım?
***
Onun o sert şeyini elime aldım.Elimle sıktım.Ucunu dudaklarımın ağzına aldım.O eşsiz sıvı bana hayat verdi.Hayatın tadı Coca Cola!!!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:29 PM
Amerika da bir süper markette, müşteri yarım kivi satın almak istiyor.Tezgahtar bunun mümkün olmadığını söylüyor. Kavga çıkıyor.Tezgahtar koşa koşa müdüre çıkıyor:
- "Efendim, hayvanin biri yarim kivi almak istiyor", der demez söyle bir arkasına dönünce ne görsün!!Müşteri birlikte gelmiş, ensesinde duruyor... Tezgahtar hemen müşteriyi işaret ediyor:
-"Bu beyefendi de diğer yarısını almak istiyor, efendim..." Mudur durumu anlıyor, adama yarim kiviyi mecburen verip gönderiyorlar. Mudur bir saat sonra tezgahtarı çağırtıyor:
-"Tebrik ederim, çok zeki davrandın, iyi idare ettin, nerelisin sen?
-" Brezilyalıyım efendim..."
-"Amerika'ya niye geldin?"
-"Brezilya cazip bir yer değil efendim,orada insanlar ya ******, ya da futbolcu..."
-"Biliyor musun benim karim da Brezilyalı..."
-"Yaa öyle mi, acaba kariniz hangi takımda futbol oynuyordu?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:30 PM
Kalp hastası bir delikanlıya köpek kalbi nakledilmişti. Delikanlı bir süre ameliyatı yapan cerraha gitti :
- Doktor bey, bir süredir kötü bir huy edindim. Ne zaman bir telgraf direğinin yanından geçsem, bir ayağım havaya kalkıyor!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:30 PM
Şakacı pilot iniş yaparken, kuleye her seferinde :
-bilin bakalım ben kimim? der. Kuledekiler çok sinir olur. Bir gece pilot yine:
-Bilin bakalım ben kimim? der. Kuledekilerde ışıkları söndürür.
-Bil bakalım pist nerde?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:30 PM
Kadının biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, kadın lambayı kumların içinden çıkarmış , ovalamış.
Lambadan cin çıkmış ve sadece bir dilek hakkın var, iyi düşün öyle dile´ demiş.
Kadın hiç tereddüt etmeden, cebinden bir harita çıkararak ´Orta Doğu´da barış istiyorum. Bu haritadaki ülkeleri görüyor musun? Bu ülkelerin birbiriyle savaşmayı bırakmasını, barışın tesis edilmesini diliyorum.´ diyivermiş.
Cin haritaya bakmış ve dehşetle ´ Tanrı aşkına Kadın! Bu ülkeler binlerce yıldır savaşıyorlar. Tamam işimde iyiyim ama o kadar da değil! Bunun yapılabileceğini sanmıyorum.Başka bir dilekte bulun.´ diye bağırmış.
Kadın birkaç dakika düşünmüş ve ´hayatım boyunca doğru erkeği bulamadım bilirsin; hem düşünceli, hem karizmatik hem eğlenceli biri, sevecen, ilgili, sürekli futbol izlemeyecek ve ömür boyu sadık olacak erkek diliyorum,´ demiş
Cin derin bir iç çekmiş: - Uzat şu kahrolası haritayı!!!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:30 PM
Adamı, vergi dairesine çağırmışlar.. Yanında bütün defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler..
Adam korku içinde, mali danışmanına gitmiş..
Sormuş:
- Vergi dairesine giderken nasıl giyineyim?. Ne tür bir izlenim
bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler?
Mali danışman öğüt vermiş:
- En eski elbiselerini giy.. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki,
sana az ceza kessinler..
Adam güvenemeyip, bir de avukatına danışmış..
Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş:
- En yeni, en pahalı elbiseni giy.. Güvenli, kendinden emin bir
görüntü ver ki, az ceza kessinler vergiciler..
Adamı bu öğütler tatmin etmemiş.. Aklına güvendiği, filozof bir
arkadaşına aynı soruyu sormuş.. Bu akıllı arkadaş bir hikaye
anlatmış.. Şöyle demiş:
- Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına
sorar.. O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder.. Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini söyler..
Vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi için
arkadaşından öğüt bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar:
- Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine
giderken ne giyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki?
Adamın akıllı arkadaşı gülerek, izah eder:
- Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır..
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:30 PM
Adamın biri kendisinden para isteyen dilenciye:
"Ben sokakta dilenen kimseye para vermem." diyenice dilenci;
"Ne yani, sizden üç kuruş para koparabilmek için büro mu açacaktım..."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:31 PM
Bir adam uçağıyla Afrika'nın üzerinde gezerken birden uçağı arızalanır ve ormanlık bir alana düşer. Adam ne yapayım ne yapayım diye düşünürken birden bir Afrika kabilesinin ona doğru yaklaştığını görür. Adam içinden "işte şimdi boku yedik" der. O anda düşüncesinde Nur yüzlü dedenin sesini duyar.
- Hayır evladım boku yemedin.
- Peki ne yapmam gerek.
- şuradaki mızrağı görüyor musun?
- Evet.
- Al onu öndeki renkli giysili adamın tam kalbine batır. Adam mızrağı alır ve adamın tam kalbine batırır.
- Evladım iste şimdi boku yedin.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:31 PM
Bir gün bir işadamı is için, Diyabakır'a gitmiş. Randevusu bittikten sonra da trenle İstanbul'a dönmeye karar vermiş.
Kompartımanına geçmiş oturmuş. O sıra Diyarbakırlının biri de gelmiş aynı kompartımana. Neyse bizimkinin uykusu gelmiş, açmış yatağını, uzanmış.
Diyarbakırlı amcamında karnı acıkmış açmış bohçasını çiğ köfteyi çıkarmış. Bizimkisi de bakmış ne yiyor diye.
Adam demiş ki "Buyur gardaş, çiğ köfte yiyek."
Adam da; "Yok benim basurum var!" demiş...
Diyarbakırlı da; "Olsun." demiş "Onu da sonra yerik!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:31 PM
kadının biri bir gün , akvaryumcudan papagan almış .
fakat akvaryumcu papaganın önceki yeri kerhana demiş,ve uyarmış çok küfür eder demiş. kadın olsun bizim evde çoluk , çocuk var onu terbiye ederiz demiş almış eve , gitmiş. öğleye doğru evin kızı eve gelmiş ,papagan kızı gö rünce müşteriniz birazdan gelir odaya çıkın demiş.biraz sonra evin oğlu gelmiş ve papagan , hoşgeldiniz efendim 2 nolu odaya çıkın demiş. ve akşam olmuş evin reisi ahmet bey gelmiş ve papagan, basmış çığlığı ooooooo ahmet bey yeni yerimizi ne çabuk buldun....
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:31 PM
Usame Bin Ladin Bush'a telefon etmiş, kendini tanıtıp, konuşmasına devam etmiş..
- "Sayın Bush size iki haberim var,biri iyi bir kötü hangisini önce söylememi istersiniz?"
Bush :
- "Önce iyisini söyleyin "
demiş.Ladin:
- "Teslim olmaya karar verdim",
Bush :
- "Pekii kotu haber ne?"
Ladin:
- "Uçakla geliyorum ...!!!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:32 PM
Avukat, müvekkiline telgraf çekti:
-"Başınız sağolsun. Karınızın gömülmesini mi, mumyalanmasını mı, yoksa yakılmasını mı sağlayalım?"
Ertesi gün yanıt geldi:
-"Emin olmak isterim. Her üçü de yapılsın."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:32 PM
Atlas Okyanusu'nda giden geminin kaptanı gemideki herkesi güverteye çağırmış. Yolcular toplanınca:
-Size bir iyi bir kötü haberim var.Önce hangisini söyleyeyim?
-Elbette iyi olanını...
-13 dalda oscar kazanacağız.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:32 PM
Bush öğrencilerle sohpet amacıyla bir lisye gitmiş.Girdiği sınıftan Boby söz almış ve;
-Size 3 soru soracağım:
1-Daha az oy almanıza rağmen nasıl Başkan oldunuz?
2-Hiroşamaya atılan atom bombası tarihin en büyük terör eylemi değil mi
3-Bu sıralar neden sebebsiz yere Irak'a saldırmaya çalışıyorsunuz.
Boby sorlularını bitirir bitirmez zil çalar ve tüm öğrenciler teneffüse çıkar.Teneffüs bitip derse geri dönülünce bu sefer Tommy söz alır ve
-Sayın Başkan siz 5 soru soracağım der.
1-Daha az oy almanıza rağmen nasıl Başkan oldunuz?
2-Hiroşamaya atılan atom bombası tarihin en büyük terör eylemi değil mi
3-Bu sıralar neden sebebsiz yere Irak'a saldırmaya çalışıyorsunuz
4-Neden teneffüs zili her zamankinden yarım saat önce çaldı
5-BOBY NEREDE???
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:32 PM
Köylünün biri hocaya gelip:
"Abdest almak için soyunup göle girdiğim zaman ne tarafa döneyim" diye sorar. Hoca şu cevabı verir:
"Ne tarafa soyunduysan o tarafa dön ki, elbiselerini çalmasınlar."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:33 PM
Şoför kullandığı taksiyle "Sağa dönülmez işaretine rağmen sağa saptığı sırada trafik polisinin keskin keskin çalan düdük sesiyle birden yavaşladı, sonra yolun kenarına çekilerek durdu. Trafik polisi, sağ elinde zincirden tuttuğu düdüğü sallaya sallaya yürüyerek tak sinin yanına geldi, sert bir sesle sordu:
— Levhayı görmedin mi?
Şoför, kabahatli olduğunu kabul etmenin rahatlığı içinde itirafta bulundu:
— Görmesine gördüm de sizi görmedim...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:33 PM
Adamin biri barda kavga çikardigi icin tutuklanmis, mahkemeye hakimin
karsisina çikmis. Hakim sormus :
- Nerede yasiyorsun?
- Orda burda...
- Ne is yaparsin?
- Onu bunu...
- Barda dövdügün adami önceden taniyor musun?
- Söyle böyle...
- Ne demek yani nerden taniyorsun?
- Ordan burdan...
Hakim artik dayanamamis :
- Anlasildi, götürün bu adami tikin iceri!..
2 jandarma adamin koluna girmis gotürürlerken adam hakime seslenmis:
- Heeeey bi dakika!.. Ne zaman çikicam ben burdan!..
Hakim de ona seslenmis:
- BUGÜN YARIN!...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:34 PM
Adamcağız suya düşmüş çırpınıyor ve imdat istiyordu. Yoldan geçen biri sordu:
- Niye bu kadar bağırıp çağırıyorsun?
- Yüzme bilmiyorum da ondan!
- Allah iyiliğini versin! Ben de yüzme bilmiyorum ama senin gibi bağırıyor muyum?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:34 PM
TEM'de bi Ferrari son sürat gidiyomuş. İleride yolun sağında bi Anadol görmüş. Yanında da yaşlı bi adamcağız çaresiz gözlerle yoldan geçenlere bakıyomuş. Ferrarici, adama acıyıp durmuş, "Amca gel seni İstanbul'a götüreyim, yarın bi tamirci getirip arabanı yaptırırsın" demiş. Yaşlı amca, "Oğlum madem bi iyilik yapıyosun tam yap. Benim bütün mal varlığım bu. Bur'da bırakırsam çalarlar arabayı. Sen beni İstanbul'a kadar çekiver" demiş. Ferrarinin şoförü de iyi bi adammış. "Okey amcacım. O zaman arabanı arkaya bağlayalım" demiş ve öylece, önde Ferrari, arkada Anadol TEM'de gitmeye başlamışlar.
Ferrarici yolda giderken, "Acaba bi arabayı çekerken en fazla kaç yaparım?" diye düşünüp köklemiş gazı. 240-260-280 derken uçmuşlar yolda. Bu arada epey de bi araba sollamışlar taabi. Haliyle Anadol'daki amca kafayı yemiş. Arkada, bağırıyomuş, kornaya basıyomuş, selektör yapıyomuş. Zavallıcık korkudan gebermiş.
Ertesi gün bi BMW'ci oto sanayiye, Anadol tamir eden bi dükkana girmiş. "Usta" demiş, "Bana bi ikinci el Anadol bulucan ve onu 300 kilometre yapıcak şekilde modifiye edicen!" Tamirci accayip şaşırmış taabi, "Aman beyim, sen Anadol'a istediğini yap 150'den yukarı çıkaramazsın. 151 yapsın, gel ben sana dükkanın anahtarlarını vericem." BMW'nin şoförü kızmış. "Sen ne diyosun yahu" demiş. "Dün gece ben 250'yle giderken yanımdan en az 280 yapan bi Ferrari geçti. Arkasında da kıçına kadar girmiş bi Anadol vardı. Herifçioğlu kornayla, selektörle Ferrari'den yol istiyodu!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:34 PM
Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan'a gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinal'e götürürler. Adam ısrar eder.
- Sizinle değil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum.
Sonunda adamı Papa'nın huzuruna çıkarırlar. Ama adamın ne istediğini merak eden Kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler.
İçeride sesler yukselmiştir.
Adam :
- 1 milyar dolar.
Papa :
- Olmaz
- 2 milyar dolar.
- Hayır.
- 5 milyar dolar.
- Hayır.
Adam kapıyı çarpar, hışımla uzaklaşırken Kardinaller içeri koşuşur.
- Sayın Papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. Düşünün bu para ile kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. Parayı niçin kabul etmediniz ?
- Ne yani ? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mı deseydik ?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:35 PM
Alttaki metni sesli okuyun ve kendi agzinizdan cikani bir
dinleyin!
- I run each teen me?
- A wet each team.
- I run each make is tea your sun each.
- Higher them in each team.
- Catch bar duck each teen?
- On bar duck each team.
- Why high one why!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:35 PM
Köyün birinde bir çukur varmış ve pekçok kişi içine düşüp yaralanıyormuşköyün ileri gelenlerinden üç kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar.
Birincisi demiş ki:
Çukurun yanında bir ambulans beklesin ve düşenleri hemen hastaneye yetiştirsin
İkincisi...
Çukurun yanına hastane kuralım düşenleri yatiştirmasi vakit almaz
Üçüncüşü...
Kafanız hiç çalışmıyor. Gidelim hastanenin yanında bir çukur açalım.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:35 PM
Amerikan Delegesi Hanımefendi kürsüye gelmis..
"Geçen yılın kararlarını aynen uyguladım.Eve gider gitmez kocama: "Bundan sonra temiz çamaşır istersen kendi çamaşırını kendin yıka. İşte makine orada.." dedim.
İlk gün birşey görmedim. İkinci gün birsey görmedim.Üçüncü gün bir baktım, makinenin başında sadece kendi çamaşırlarını değil, benimkileri de yıkıyor."
Alman Delegesi söz almış, arkasından..
"Ben de kararımız gereğince kocama: 'Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan kendi bulaşığını kendin yıka" dedim..
Birinci gün birşey görmedim. İkinci gün birşey görmedim. Üçüncü gün baktım, makinenin başında sadece kendininkileri değil, benim bulaşıklarımı da yıkıyor."
Üçüncü konusmacı bizden feminist bir kardeşimiz.. "Türkiye'ye döner dönmez kararımız gereğince kocamla konuştum. Ona dedim ki: "Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pişirmen gerekecek. İşte mutfak orada.."
Birinci gün birşey görmedim. İkinci gün birşey görmedim. Üçüncü gün sol gözüm biraz açılır gibi oldu, hafiften görmeye başladım.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:35 PM
Bir ingiliz bir Çin li bayan ile evlenir ve Londra'ya yerlesir.
Çin li kadin ingilizce konusunda oldukça zayiftir. Tarzanca da olsa
eşi ile anlasabilmektedir. Sorun kadin alisverise yalniz çiktiginda ayyuka çikmaktadir. Yine bir gün bayan kasaba domuz butu almaya gider. Ama
bir türlü derdini anlatamaz en sonunda etegini
siyirarak kendi poposunu gösterir ve kasap bayanin ne anlatmak istedigini
kavrayarak bayana istedigini verir.
Ertesi gün bu kez kasaba tavuk gögsü almaya gider ve bu kez de
gömleginin dügmelerini açarak gögüslerini
gösterir ve istedigini alir. Üçüncü gün bu Çin'li bayan sosis almak ister
ve yanina kocasını alarak kasaba gider...
Ne mi olur?... aşağiya bakin:
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
: ))) ohoooooooo aklinizda hep fesat seyler var. Unuttunuz galiba
Çin li olan
bayandi kocasi ingilizce
konusabiliyor.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:35 PM
Gökdelenin asansörü bozulmuştu. İki arkadaş yirminci kata kadar merdivenleri çıkmak zorunda kalınca, her katta gülünç bir fıkra anlatmaya karar verdiler. Böylece tam on dokuzuncu kata çıkmışlardı ki, bir tanesi:
- Şimdi, dedi. En şahanesini anlatacağım. Kapının anahtarı arabada kaldı...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:36 PM
Adam eczaneye gelmiş :
-Sizde asetilsalisilik asit var mı? Eczacı adama dönmüş :
-Yani aspirin istiyorsunuz değil mi ?
-Evet evet, şu meredin adını bir türlü ezberliyemedim de.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:36 PM
Bir gün erkeklerle kadınlar bir cafede oturuyorlarmış.
Erkekler demiş:
- Biz kahve içeceğiz.
Bayanlar demiş:
- Biz süt içeceğiz.
Aralarında böylece tartışma başlamış. Aralarından biri demiş ki
- İçeri ilk gelen erkek ise hepimiz kahve içeceğiz. Eğer kadın gelirse süt içeceğiz.
Biraz beklemişler kapıdan bir gölge belirmiş. Fatih Ürek'in geldiğini görünce hepsi sütlü kahve içmişler.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:36 PM
Adamın biri bir rüya görür ve sabah kalktığında işe gider ve patronuna anlatmaya başlar;
- "ATIF bey ikimizde aynı yolcu uçağında seyir halindeyken ikimizde yuvarlanıp uçaktan düşüyoruz. Siz bal çukuruna ben ise bok çukuruna düşüyorum",
patron hemen atılarak:
- "O kadar olacak tabiki patronluk..."
- "Fakat ilginç yanıda bu ya, ikimizde birbirimizi yalayarak temizliyoruz..."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:36 PM
Adamın biri ölmüş.yıkamak için camiiye götürmüşler. Aradan bir saat geçmiş çıkmamış.iki saat geçmiş çıkmamış.üç saat ,dört saat derken sonunda çıkmış.sormuşlar"hoca neden bu kadar geç kaldın?"diye. Hocada "ne yapayım adam dirildi gebertene kadar canım çıktı"demiş.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:36 PM
Üç Adanalı zengin, bir gün "ulan" diyorlar "Atlardan bizden iyi anlayan yok, neden yarışlarda oynamıyoruz?" Tamam da, kumar mumar, karar veriyorlar az oynamaya ve ceplerine onar bin lira koyup, hipodroma gidiyorlar.
İlk yarış için padoga gidiyorlar, bakıyorlar 3 numara şahane bir at. "Tamam, buna 10 bin lira oynayalım" diyorlar, tam oynayacaklar biri geliyor "aman abi, 8 den şaşma, sağlam tüyom var" diye ısrarcı oluyor. "Eh" diyorlar bir bildiği vardır herhalde hadi 8 e oynayalım.
Yarış başlıyor bitiyor, 3 numara birinci, 8 numara sonuncu.
Çok kızıyorlar "Tamam, bir daha kimsenin lafına inanmak yok, kendi beğendiğimiz ata oynayacağız" diyorlar.
İkinci yarış için padoga gidiyorlar, bir de bakıyorlar ki 5 numara harika bir hayvan.
Tamam ikinci 10 bini buna oynayalım, gidiyorlar gişeye, tam 5 numara diyecekler, aynı adam bitiyor gene yanlarında " Amam abiler, çok özür dilerim, ya ben yanlış anlamışım tüyoyu, 8 numara bu yarışı kazanacak at imiş, oynayın bari de zararınızı çıkarın" der.
Bizimkiler "Yaa" derler "adamın bize bir düşmanlığı yok ki; hadi onun dediğini yapalım"
Yarış başlıyor bitiyor, 5 numara birinci, 8 numara sonuncu.
Küplere biniyorlar hırslarından, adamı bulsalar parçalayacaklar ve karar veriyorlar "bir daha bildiğimizden şaşmak yok"
Gidiyorlar padoga bakıyorlar 1 numara garanti kazanır, son 10 bini de ona oynamaya karar verip gişeye gidiyorlar ki, aynı adam kendini yerden yere atıyor "Ah abiler, öldürün beni, gebertin, sizi mahvettim, nasıl özür dilesem, nasıl affettirsem kendimi, bari bu yarışta 3 numaraya oynayın da zararınızı çıkarın" yalvar yakar razı ediyor bizimkileri gene, 1 numaradan vazgeçip oynuyorlar 3 numaraya.
Yarış koşuluyor, sonuç gene aynı 1 numara birinci 3 numara sonuncu.
Para da bitti, oturuyorlar tribünlerde, günün muhasebesini yapıyorlar; bu arada karınları da acıkıyor, bakıyorlar ceplerine, 5 lira 10 lira toplayıp en gençlerine veriyorlar "Git de şuradan birer sosisli al gel" diye.
Bekle bekle, sosisli almaya giden dönüyor, elinde bir kese kağıdı leblebi.
- Yaa bu ne? Hani sosisli alacaktın?
- Ah abi yaa sormayın, gene o adam "sosisliyi napacan, en iyisi sen leblebi al" dedi.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:36 PM
Yaşlı borsacı ile genç borsacı parkta sohbet ederek dolaşıyorlar. Yaşlı, gence mesleğin puf noktalarını anlatıyor:
-Bak evladım.Bu meslekte başarılı olmak için sadece fırsatları değerlendirmek yetmez.Zaman zaman fırsatları da senin yaratman gerekir.Bunun için sürekli dikkatli olman gerekli.Uygun bir yorumla hiç umulmadık olaylar bile, çok büyük fırsatlara dönüşebilir.Bak mesela, şu karşıda gördüğün taze köpek pisliği sana sadece iğrenç bir şey olarak geliyordur.Ama ben eğer, "şu pislikten bir lokma alıp ağzına atarsan sana 1 milyar lira veririm" dersem, olay senin acından nasıl da büyük bir fırsata dönüşüverir, değil mi? Yapar misin?
Genç borsacı "Tabi efendim" der. Parmağını pisliğe daldırır, bir lokma alır yutar. Yaşlı borsacı cebinden bir milyarı çıkartır, gence verir.Bir süre yürürler, genç dayanamaz sorar:
- Hocam, ben size ayni teklifte bulunsaydım kabul eder miydiniz? Bakın ileride de başka bir pislik var. Bir milyar karşılığı dener miydiniz?
Yaşlı borsacı "tabi ki" der. O da bir lokma alıp yutar.Genç borsacı da çıkartır, biraz önce kazandığı 1 milyarı iade eder.Bir sure sessiz sessiz yürürler. genç yine dayanamaz sorar:
- Hocam. Ne sizin cebinizdeki para miktarı değişti. Ne de benim cebimdeki. Söyler misiniz, biz bu boku niye yedik ?
Kurt borsacı cevap verir:
- Öyle deme evladım.2 milyarlık işlem hacmi yarattık!!!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:37 PM
Kanser hastanesinde başhekimken Serap
adında genç bir hanım hastam vardı.
Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için yurtdışına gitmek istemesine rağmen, bazı formaliteler sebebiyle o imkanı bulamamıştı.Serap'ı özel bir ilgiyle biz-zat ben tedavi altına aldım.
Ve kısa bir süre sonra da Allah'ın izniyle iyileştiğini gördüm. Ancak Serap'ın da bütün diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi gerekiyordu.
Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra 1 ihale için İzmir'e gitmek istedi.Kış aylarında olduğumuz için uçakla gitmesi şartıyla kabul ettim.
Maalesef bilet bulamamış ve benden habersiz
bindiği otobüsün kaza gecirmesi uzerine 6 saat kadar mahsur kalmış. Dönüşünden kısa 1 sure sonra kanser, kemik ve akciğerine yayıldı.Serap bacak kemiklerindeki metasaz nedeniyle yürüyemez hale gelirken, hastalığın akciğerdeki tezahuru sebebiyle de devamlı olarak oksijen cihazı kullanıyor ve söylediği her kelimeden sonra ağzını o cihaza yapıştırarak nefes almak zorunda kalıyordu.
Evine gittiğim gün,yine güçlükle konuşarak:
- Doktor bey, dedi. Ben size...dargınım.
-" Niçin?"diye sordum.
-d indar... bir... insanmışsınız... niçin...bana...da, Allah'ı... ölümü... ahireti... anlat mıyorsunuz?"
Dini inançlarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu teklifi karşısında oldukça şaşırdım. O'nu üzmemeye çalışarak:
-"Doktora ulaşmak kolaydır dedim. Parayı bastırdın mı istediğine tedavi olursun. Ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın..."
Konuşmaya mecali olmadığından "ben o isteği duyuyorum" manasında başını salladı. Artık ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanı sıra,ebedi hayatın ve saadetin reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve son günlerini yaşayan Serap için bu dersler "hızlandırılmalı öğretime" dönmüştü.
Anlattığım iman hakikatlarını bütün ruhuyla meczediyor ve arada bir soruyordu.
Vefatına bir hafta kala:
-"Doktor Bey, dedi.Ben...ölürken...ne...söyleme-liyim?"
-"Senin durumun çok özel" dedim. Kelime-i
Şehadet sana uzun gelir. O anı farkedince Muhammed (s.a.v) sana yeter."
O, haliyle tebessüm ederek yine başını salladı.Çok ıstırabı olduğu için Serap'a sürekli morfin yapıyor ve O'nu uyutmaya çalışıyorduk. Ben, bir iş seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim.
Dönüşumde annesi telefon ederek:
-"Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor." dedi.
"Sabahlara kadar inliyor ve çok ıstırap çekiyor."
Hemen eve gittim ve iğne yaptırmamasının
sebebini sordum. Aldığım cevabı hala
unutamıyor ve hatırladıkça ürperiyorum.
-"Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda
yakalanır ve son nefeste "Muhammed" diyemezsem?.
İşte Serap, böyle bir hanımdı.
Bu arada benden istihareye yatmamı ve eğer bir kaç gun daha ömrü varsa , son günü uyanık kalacak şekilde morfin yaptırılmasını
rica etti. Ben hiç adetim olmadığı halde cuma gününe rastlayan o gece istihareye yattım ve Serap'ın acizliği hürmetine olacak ki Salp gunune kadar yaşıyacağına dair işaret sezdim.
Ertesi gün O'na:
-"Hiç korkma!" dedim."İğneyi vurdurabilirsin. "Ve Serap bir veda niteliği taşıyan bu görüşmemizde son sorusunu da sordu:
- Doktorbey...Azrail...bana...nasıl...görünecek?"
-"Kızım," dedim. "O bir melek değil mi?Hiç
merak etme,sana yakışıklı bir prens gibi gelecektir."
Salı günü Serap'ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim. Ancak vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandi. Sadece kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve beni görünce yanıma gelerek:
-"Doktor bey, biliyor musunuz , bu evde biraz önce bir mucize yaşandı!"dedi ve devam etti:
-Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını
attı ve "yataktan kalkması imkansız" denmesine rağmen kalkarak abdest aldı,
iki rekat namaz kıldı. Bütın ev halkı hayretten donup kaldık. Ve kelime-i Şehadet getirerek vefat etmeden biraz önce de:
-"Doktor bey'e söyleyin, dedi.
Azrail, O'nun söylediğinden de güzelmiş!!!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:37 PM
Coca Cola'nın pazarlama temsilcilerinden biri Ortadoğu'daki
görevinden büyük bir hayalkırıklığıyla dönmüş.. Bir arkadaşı ona
sormuş:
"Sence Araplar üzerinde niye başarılı olamadınız?"
"Beni Ortadoğu'ya ilk gönderdiklerinde kendime çok güveniyordum,
bir tek sorun vardı o da arapça bilmememdi.. O yüzden onlara vermek
istediğim mesajı yanyana 3 poster halinde düzenledim..
1. posterde kızgın bir çölde kumların üstünde sürünen, susuzluktan
kavrulmuş bir adam...
2. posterde adam yerde bulduğu Coca Cola alıp içiyor..
3. posterde ise adam diriliyor ayağa kalkıyor ve capcanlı oluveriyor.."
"Eee bu harika bir reklam, niye işe yaramadı?"
"Arapların sağdan sola dogru okuduklarını bilmiyodum ki?!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:37 PM
birgün bir kadın temizlik yapıyormuş.pencereyi açmış,aşağıdan açmaaaaa diye bir ses duymuş, ve kapamış.sonra fırını açacakmış yine dışardan açmaaaaaaa diye bir ses gelmiş.en sonunda merak etmiş ve aşağıya bakmış. bir de ne görsün...
adam aşağıda açma satıyormuş
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:37 PM
Safça bir delikanlı çıktığı geziden sonra, arkadaşıyla dertleşmektedir:
- Sorma birader perişan oldum, tren yolculuğu berbattı.
- Hayırdır, ne oldu ki?
- Trende ters tarafta oturdum, midem bulandı, içim dışıma çıktı.
- Aman be kardeşim, karşındakine söyleseydin de yer değiştirseydiniz.
- Ya benim de aklıma geldi gelmesine de, karşımda kimse oturmuyordu...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:38 PM
Call center
(gercek ses kayitlarindan alindi)
- Garanti
- Benim pos cihazimda sorun var islem yapamiyorum.
- Nasil bir sorun var? Hangi islemi yaparken problem cikariyor?
- Ekraninda yabanci terimler var. Hic bir menuye giremiyorum
- Anladim. Makinizin programi silinmis. Yetkili servise bildirimini yapiyorum bir teknisyen isletmenize gelip makinanizi degistirecek.
- Ne zaman gelecekler?
- Ben bildiriminizi su an itibariyle yaptim, en kisa surede geleceklerdir.
- Kardesim burasi bir firma en kisa sureden kastiniz ne?
- Teknik servisler firmalara bize bildiris sirasina gore mudahale
ediyorlar.Sizi yaniltmamak icin net bir saat veremeyecegim.
- Ben onu bunu bilmem 15 dakikada bu makinayi degistirmezseniz gorursunuz siz neler olacagini.
- Benim ismim Cengiz. Kiminle gorustugumu ogrenebilirmiyim?
- Cemal ben
- Cemal bey size yardimci olmak istiyorum fakat 15 dakika icinde gelemezler bunu sebebi yetkili servislerin firmalara bize bildiris sirasina gore mudahale etmeleridir. Ama sizin icin yetkili servislere bizzat telefon acip acil oldugunu belirtecegim.
- Ben onu bunu bilmem 15 dakika icinde birisi gelmez ise bu makinayi
yakarim. Hatta sunu soyliyeyim 13 dakikaniz kaldi
- Cemal bey dukkani yaksaniz itfaiye 13 dakika icinde gelmez.biraz anlayis lutfen :)))
- Simdi 13 dakikada kimse gelmiyormu.
- Maalesef bunun icin size soz veremiyorum.
- Isminiz Cengiz`di degil mi?
- Evet ismim Cengiz
- Bak Cengiz sana soyle diyeyim o zaman. Buraya yarim saat icinde birini yollamazsan Genel Mudurlugunuze telefon acip 15 gun once sana bildirim yaptigimi ve halen kimseyi yollamadigini ve kimse gelmedi diye bugun sana telefon actigimda bana kufur ettigini soyleyecegim. Sanirim isinden olmak istemezsin
- Cemal bey oncellikle su an zaten genel merkez ile gorusuyorsunuz.
Ayricada su an konustugumuz telefon dinleniyor ve kayit yapiyor. Soylediginiz hersey kayit altina alindi ve istendiginde arsivden cikarilip dinlenebiliniyor.
- Demek dinleniyor :((((
- Evet kayit altinda hersey
- !!!!!!!! ????????? Peki Cengiz bey siz benim niye makinama 15 gundur
mudahale ettirmiyorsunuz 15 gun once size bildirimini yaptim ayip degilmi????
- :) cemal bey beni daha simdi aradiniz bakin bunlara hic gerek yok biz
burada sorunlarinizi halletmek icin calisiyoruz. Oradaki pos makinasinin calismasini bende sizin kadar istiyorum.. Sonucta oraya pos cihazini calismasi icin koyduk. Dedigim gibi servis ile telefon ile gorusup en kisa surede makinanizin degistirilmesini saglayacagim. Buna emin olabilirsiniz
- Tamam tamam Cengiz gonderde ne zaman gonderirsen gonder. size hic dis gecmiyor senide sevdim orada adresim vardir bir ara gelde cay ismarliyayim sana.
- tamam oldu Cemal bey
- hadi optum
-:))) Iyi gunler..
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:38 PM
Akşam eve dönen adamı karısı kapıda karşıladı. Sonra da heyecanlı heyecanlı anlatmaya başladı:
-Bugün neredeyse, duvardaki saat annemin başına düşecekti. Adam umursamaz bir tavırla başını salladı:
-Sahi mi? O saat hep geç kalıyor zaten.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:38 PM
Hayrola nereden?
-Be be ben mi? Rad rad radyodan geliyorum...
-Ne vardı radyoda?
-Spi spi spi spiker sı sı sı sınavı vardı da...
-Eeee, ne oldu?
-Bı bı bı bırak yahu? Kı kı kıravat tak tak takmadık diye almadılar.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:38 PM
SERSERİ
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbirseyi olmayan kibirli bir adamla karsılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir... Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
"Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin su karşılığı verir :
Ben çekilirim!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:38 PM
Bir adam ölüp öbür dünyaya gelmiş.Yanındaki iki öbür taraf görevlileride:
-Sen bekle biz hemen geliriz demişler.
Adam cennete bakarmış sessiz sessiz iki üç beş kişi taburelerin üstünde otururlarmış,adam şaşırmış.
Sonra adam cehenneme bakarken birde ne görsün dolu millet şen şakrak oynuyor dansözler oynayanlar bir cümbüş var.
Sonra görevliler gelir.Ve adam dayanamıyarak sorar.
-Niye cennette adamlar suskun suskun oturuyorlarda cehennemde millet şen şakrak?,der.
Görevlilerde:
-Ulan üç dört kişi için dansöz mü? tutucaz...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:39 PM
Kamyon şoförü soluk soluğa karakola girdi:
-Bu bölgede siyah bir inek var mı?
Polis:
-Yok
Şoför:
-Siyah bir at
Polis:
-Yok
Şoför:
-Siyah çoban köpekleri
Polis:
-Yok
Şoför:
-O zaman papazı ezdim
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:39 PM
Padişah veziriyle oturmuş hurma yiyor, çekirdeklerini de vezirin önüne atıyordu. Hurmalar bitince padişah vezire:
"Önündeki çekirdeklere bak. Ne kadar obursun!" dedi. Vezir altta kalır mı? Cevabını verdi hemen:
"Hünkârım; obur ona derler ki önünde ne hurma bırakır ne çekirdek!" dedi.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:39 PM
Kadının biri eczaneden içeri hışımla dalar ve eczacıdan bir şişe arsenik ister. Eczacı, kadına arsenikle ne yapacağını sorar ve kadın ;
- "Kocamı öldüreceğim"
diye cevap verir.
Eczacı;
- "Kusura bakmayın ama size bu sebeple arsenik satmam olanaksız"
der.
Bunun üzerine kadın çantasına uzanır ve içinden kocasıyla eczacının karısının yatakta çekilmiş fotoğrafını çıkarır. Eczacı fotoğrafa bakar ve;
- "Reçeteniz olduğunu neden daha once söylemediniz!!!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:39 PM
Adamın biri arabasını park ettiği yerden almaya geldiğinde arabasına fena halde çarpılmış olduğunu görür. Camda bir not vardır.......:
-- Beyefendi ileri vitesle geri vitesi karıştırıp arabanıza çarptım. Olayı gören kimseler şu an çevremde benim bu notu yazmamı seyrediyorlar ve benim buraya adımı ve adresimi yazdığımı sanıyorlar ama ben o kadar enayi değilim....:
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:40 PM
Sistem analisti ile broker at yarışı oynamaya hipodroma gitmişler. Broker:
"9 numaraya 12.000 $" demiş. Sistem analisti:
"Sen o atın kilosunu, daha önceki derecelerini, atasını vs.vs özelliklerini biliyormusun ki direk o ata oynuyorsun" diye brokera itiraz etmiş.Broker:
"Offf hep hesap hep hesap" demiş ve 9 numaralı ata parayı yatırmış. Şans bu ya kazanmış. Sistem analisti hayretle yarış sonunda sormuş:
"Tamam kazandın. Ama neden 9 numara?" Broker:
"2 çocuğum var biri 2 yaşında biri 6 topladım ve oynadım"
Sistem analisti itiraz etmiş;: "Ama 2 ile 6'yı toplarsan 8 eder..." Broker:
"Offf gene hesap gene hesap"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:40 PM
Küçük Temel birgün sokakta oynarken geçen bir bayanı durdurur.
Kadının karnını işaret ederek:
-O ne teyze? der.
Kadın da:
-O benim çocuğum, der.
Temel:
-Seviyor musun teyze? der.
-Tabii ki evladın, diye cevap verir.
-O zaman onu niye yedin? der.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:40 PM
Kilisede dugunun baslamasina cok az zaman var. Damat rahibin yanina yaklasip fisildar:
- 'Bakin. Size verecegim $100 karsiliginda evlilik yeminimizde birtakim degisiklikler yapmanizi istiyorum.. Hani su bana soracaginiz
'Sonsuza dek seveceginize, koruyacaginiza, sadik kalacaginiza yemin ediyor musunuz? ' kismi var ya, onu metinden cikarmanizi istiyorum.'
Rahip gulumseyerek basini sallar ve damat rahibin avucuna $100 sikistirip iceri doner.
Ve dugun baslar, herkes yerini alir, gelin ve damat rahibin onunde bulusur ve yeminler okunmaya baslanir.
Sira damadin yeminine gelince damadin gozleri hain hain parlar ve rahip damata sorar:
- '....... esinizin daima bir adim gerisinden yuruyeceginize, her emrini ve dilegini yerine getireceginize, her sabah kahvaltisini hazirlayip ayagina kadar gotureceginize, ve ikiniz de yasadiginiz surece baska kadinlara yan gozle bile bakmayacaginiza yemin ediyor musunuz...? '
Tabi damadin bu beklenmedik is karsisinda gozleri faltasi gibi acilir. Saga sola bakar, bir yutkunur.. ve kisik bir sesle:
- 'E..eee.. evet efendim'
Ama toren sona erdikten sonra damat hisimla rahibin karsisina dikilir:
- 'Bir anlasma yaptigimizi saniyordum! ! ! ! '
Rahip gulumseyerek cevaplar:
- 'Esiniz daha iyi para verdi..'
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:40 PM
Yaşlı kadın geminin güvertesinde denizi seyrediyormuş... Hava çok rüzgarlıymış ve şapkası uçmasın diye iki eliyle sıkı sıkı tutuyormuş... Derken genç adam teyzemize yaklaşmış..
"Hanımefendi, kabalık etmek istemem ama rüzgardan eteginizin havalandıgını bilmeniz gerek diye düşündüm.."
Teyze hiçoralı olmamış;
"Evet ama ne yapabilirim, bu şapkayı iki elimle ancak tutabiliyorum, yoksa bırakayım uçsun mu?"
"Ama hanımefendi ben demek isterim ki eteginiz havalandıkça bazı yerleriniz görünüyor..!!"
Teyzemiz adama şöyle bir bakmış ve gülümsemiş;
"Evladım... Etegimin altından görünen 85 senelik ama ben bu şapkayı dün aldım!!!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:41 PM
Genç bir erkeğin dört kız arkadaşı vardı ve bir turlu hangisiyle evleneceğine karar veremiyordu. En sonunda doğru kararı verebilmek için bir test yapmaya karar verdi. Her birine 1000$ verdi ve bu parayı istediğiniz gibi harcayın dedi..
Birinci kız arkadaşı kendisine yeni elbiseler ve ayakkabılar aldı, kuaföre ve güzellik salonlarına gitti. Genç erkeğe geri geldiğinde söyle dedi:
- "Senin için en güzeli ben olmak istiyorum, çünkü seni seviyorum!"
İkinci kız arkadaşı ise genç erkeğin tuttuğu takımın iki kombine biletini, en sevdiği türden bir suru video CD ve bir ay yetecek bira ile geri geldi ve söyle dedi:
- "Bunlar senin için aldığım hediyeler, eminim seni mutlu edecektir, senin mutlu olmanla bende mutlu olacak."
Üçüncü kız arkadaşı ise bu parayla iyi bir yatırım yaptı ve kısa bir sure içersinde para kendini ikiye katladı ve bu parayida çeşitli yatırım alanlarında kullandı. Genç adama geri gelerek söyle dedi:
- "Bana verdiğin parayı birlikte yaşayacağımız mutlu bir gelecek için çoğalttım, çünkü seni seviyorum!"
Dördüncü kız arkadaşı ise bu paranın bir kısmıyla bir suru kitap aldı, kalan kısmıyla ise fakirlere yemek dağıttı. Genç adama geri gelerek söyle dedi:
- "Verdiğin paranın bir kısmıyla sana layık olabilmek için bir suru kitap aldım diğer kısmıyla ise senin adına fakirlere yemek dağıttım."
Genç erkek dört kız arkadaşının yaptıklarından çok etkilenmişti. Karar vermek için arkadaşlarının verdiği cevaplar hakkında bir sure düşündü ..... düşündü........... düşündü.........Çok iyi düşündü... bu belki de hayatinin en önemli kararı olacaktı..... kolay bir karar değildi.... arkadaşlarının verdiği cevapları bir daha düşündü..... ve en iri göğüslü olanla evlenmeye karar verdi...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:41 PM
Adamın biri supermarkete kivi almaya gitmiş ve manav reyonundaki görevliye yaklaşıp yarım kivi istiyorum demiş.
Görevli ona yarım kivi veremeyeceğini söylemiş. ama adam tutturmuş yarım kivi diye.
Görevli adam da en sonunda dayanamamış patronun yanına gitmiş
Bir geri zekalı yarım kivi istiyor demiş. O sırada arkasına bakmış ve adam oradaymış. Hemen patrona dönmüş ve adamı göstererek.
Bu beyefendi de diğer yarısını istiyor demiş.
Sonra adama yarım kivisini verip göndermişler. Patron görevliyi yanına çağırmış.
Aferin çok zekisin bir anda nasıl uydurdun öyle. Seni sevdim, nerelisin sen demiş.
Venezüellalıyım efendim demiş. Patron olum taa oralardan buraya niçin geldin demiş.
Adam bizim oralarda hiç düzgün iş yok herkes ya rugbyci olur ya da ****** olur demiş.
Patron ama benim karım da Venezüellalı demiş.
Adam hiç bozuntuya vermeden :
karınız hangi takımda oynuyordu???!!!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:41 PM
12 yaşındaki çocuk bir kadına tecavüz etmekten yargılanmaktadır. Tesadüf bu ya çocuğun avukatı da bir kadın. Kadın avukat mahkemede olayın imkansızlığını kanıtlamak için çocuğun pipisini çıkartıp mahkeme heyetine doğru sallar:
"Sayın hakim bu kadarcık pipiyle tecavüz edilir mi hiç? Akıl var nizam var!"
O sırada çocuk avukatın kulağına eğilir:
"Avukat hanım biraz daha sallarsanız davayı kaybedeceğiz!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:41 PM
Cin Ali ve annesi plaja gider. Ilk kez büyükleri çiplak gören Cin Ali annesine sorar :
- Anne erkeklerin mayolarinin önleri neden kabarik?
Ne diyecegini bilemeyen anne bir yalan uydurur :
- Erkekler cüzdanlarini mayolarin önünde sakliyor ondan...
Ama Cin Ali devam eder :
- Peki neden bazilari daha kabarik?
Anne sasirir ama terettüt etmeden cevap verir :
- Bazilari zengin, parasi çok, cüzdani kalabalik o yüzden...
Cin Ali anladigini belirtir, aradan yarim saat kadar geçer, güneslenmekte
olan annesine dönerek :
- Anne yandaki amca sana bakip bakip zengin oluyor :-)
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:41 PM
Uzun çabalar sonucunda Alman vatandaşlığına kabul edilen genç, babasına sürpriz yapmak için sevinç içinde eve koşmuş:
- Babaaa, bak Alman vatandaşıyım artık...
Birinci kuşak milliyetçilerden olan baba çok sinirlenir:
- Ulan soysuz, hangi yüzle gider de Alman vatandaşı olursun," diye gürlerken oğlunun suratına bir de Osmanlı tokadı akşeder... Koşa koşa geri dönen oğlan bir yandan da şöyle
söyleniyormuş:
- Şu hale bak yaa, Alman vatandaşı olalı bir saat geçmedi Türklerle başım belaya girdi...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:41 PM
Ana kız dertlesiyomus.Anası kızına söylenmiş :
- Kızım seni ne profesörler,ne doktorlar,ne eczacılar,ne mühendisler istedide vermedim demiş.Kızı cevap vermiş :
- Üzülme anne ben hepsine verdim demiş...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:42 PM
Küçük bir köyde imamlık yapan Ahmet ezanın okunmasıyla namazı kıldırmak üzere caminin yolunu tutar.Yine her zamanki gibi dualarını,ayetlerini okumaya başlar.Ortalık sessiz,herkes Allah aşkıyla duasını ederken Ahmet kendini tutamaz ve osurur.Herkes kahkalarla gülmeye başlar.Atılan kahkalar bütün köye yayılmıştır.Ahmet ne yapacağını bilemez.Utancından yerin dibinde yer olsa oraya da girecek.İnsan içine çıkamıyor.En sonunda tayin istemekten başka bir çözüm yolu bulamaz.Aradan uzun seneler geçer.Ahmet içindeki köy özlemini yenemeyerek kendi kendine :
-"Olayı ben bile hatırlamıyorum köydekiler de unutmuştur"
der ve kendini köyün yolunda buluverir.
Köye vardığında bir çocukla karşılaşır onunla koyu bir muhabbete dalarlar.
İmam:
- "Sen kaç yaşındasın evladım?"
Çocuk:
- "İmam osurduğunda 3 yaşımdaymışım..."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:42 PM
Papa makam otosuyla Roma'da dolaşmaktadır. Bir süre sonra canı sıkılır ve şöföre durmasını söyler. Soförü arkaya geçirir ve arabayı kendisi kullanmaya başlar. Araç kullanmanın zevkine varınca hız yapmaya başlar. Hız sınırını aşınca da tabi ki radara yakalanir. Trafik polisi çevirir, arabayı kenara çeker. Polis arabanın penceresine eğilince afallar ve durumu merkeze aktarmak için telsizine davranir.
- Amirim bir oto çevirdim, ama içinde çok büyük bir adam var. Ne yapayim?
- Vali mi?
- Daha büyük.
- Başbakan mı?
- Hayır daha büyük.
- Amerika Başkanı mı?
- Hayır daha büyük.
- Daha büyük kim var oğlum?
- Bu adam kim bilmiyorum ama makam soförü Papa!!!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:42 PM
Adamın biri evlenmeye karar vermiş,60 yıldır evli ve çok mutlu dedesine mutluluğunun sırrını sormak için köyünün yolunu tutmuş..
DEDESİ BAK EVLAT DEMİŞ
Babaanneni evlendiğimiz gün eşeğimle biraz gezdireyim dedim..
köyden bayağı açıldık,birdenbire bi fırtına patladı,eşeğin inadı tutmazmı!!! nuh diyor peygamber demiyor yerinden milim kıpırdamıyor..babaannen başladı vır vır vır ne olacak şimdi niye geldik sanki vs vs..eşeğe döndüm dedimki bak eşek bu biiiirrrrr,eşekte yine tık yok..çektim tabancayı eşeğin kafasına oracıkta sıktım..babaannen dehşet içinde naptın senn öldürdün eşeği,şimdi biz nasıl geri döneceğiz be adam diye gene vır vır vır..sonra babaannene döndüm dedimki..bak hanım bu biiiirrr
işte o gün bu gündür gül gibi geçinip gidiyoruz...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:42 PM
Evin hanımı işe başlayan hizmetçiye:<BR>"Biz 8'de kalkar, 9'da kahvaltı yaparız. Sen ona göre hazırlanırsın tamam mı?"<BR>Hizmetçi, gayet sakin:<BR>"Uyanamazsam, siz başlayın."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:43 PM
Köylünün biri bir gün istanbul gelir ve bir kuyumcuya girer. Kuyumcuya:
- Kardeş sen burda ne satıyon, der.
Kuyumcu da adamla dalga geçmek için:
- Eşek kafası satıyoruz, der.
Köylü de:
- Vayy bayağı iyi iş yapıyon baksana dükkan da seninkinden başka eşek kafası kalmamış...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:43 PM
Bir golf kulubünün soyunma odasında bir sürü adam giyiniyormuş. Ortada duran bir cep telefonu çalmıs. Yakınındaki bir adam hands-free konuşma düğmesine basmış ve giyinirken konuşmaya başlamış.
Adam: Alo
Kadın: Merhaba şekerim, kulupte misin?
Adam: Evet.
Kadın: Ay ben burda süpper bir deri ceket gördüm. 1000 dolarcık. Alabilir miyim?
Adam: Oluur, madem cok sevdin, al tabii.
Kadın: Aslında buradan önce de galeriye uğradım. 2002 modelleri gelmiş, tam istediğim renkte bir tane buldum.
Adam: Ne kadar?
Kadın: 60 bin dolarcık.
Adam: O parayı vereceksem bütün aksesuarlarını isterim ama...
Kadın:Yaşasınnn! Bir şey daha var. Geçen sene beğendiğimiz ev yine satılık ve 450 bin dolar istiyorlar.
Adam: Tamam, ama 420 bin dolardan fazla verme sakın.
Kadın: Oldu şekerim. Sonra görüşürüz. Seni seviyorum.
Adam: Ben de seni... Görüşürüz.
Adam telefonu kapatıp afallamış şekilde onu seyreden topluluğa döner ve sorar:
"Bu telefon kimin, bilen var mı?"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:43 PM
Fakır bır adamın zengın bır komsusu varmıs. Zengın adamın bırde Oscar adında bır kopegı varmıs. Zengın adam bır gun hayrına fakır adamı evımde doyurayım demıs ve evıne cagırmıs. yemekte adam kurufasulyeyı cok kacırmıs ve gazı gelmıs. Ayıp olur dıye kendını tutmus fakat dayanamamıs ve bıraz bırakmıs. Sesı duyan zengın adam Oscaaaaaar dıyerek kopege bakmıd. Fakır adam, herhalde kopegın gaz kacırdıgını zannettı dıyerek bıraz daha bırakıyım demıs. Adam yıne kopegıne donmus vedaha yuksek bır sesle Oscaaaaaaaaaaaaaaar demıs. Adam, ev sahıbı kesın kpegın yaptıgını zannettı dıyerek hepsını bırakıyımda rahatlıyım demıs ve felaket bır ses cıkmıs. Bunu duyan zengın adam telasla Oscaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaar kac yoksa adam ustune sıcıcak demıs. :)
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:43 PM
Biri 95 yaşında biri 92 yaşında karıkoca, boşanmak için hakimin
karşısına çıkmış.
Hakim üzülmüş, "yapmayın ya" demiş "yetmiş yıllık evlisiniz
niye boşanacaksınız?"...
"yok" demiş "adam
biz çoktan boşanmaya karar verdikte
çocuklar etkilenmesin diye, Ölmelerini bekledik
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:43 PM
Adamın birisi kendisi hakkında kötü sözler söyleyen birine haddini bildirmek için evine gider. Fakat adamı evde bulamaz. Öfkesinden kapıya büyük harflerle "EŞEK" diye yazıp döner.
Bir kaç gün sonra o adamdan şöyle bir yazı alır:
- Bize gelmişsin. Kapıya attığın imzandan anladım.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 03:43 PM
Kadın yatak odasına bir dolap ısmarlamış. Dolabı kadının yatak odasına monte edip gitmişler. Evin yanından tren yolu geçiyormuş.
Mobilya şirketinin adamları gittikten bir süre sonra, bir tren geçmiş ve dolap en küçük parçalarına kadar dağılmış. Kadın çok şaşırmış, mobilya şirketine telefon etmiş ve durumu anlatmış. Hemen birilerini göndermişler ve dolabı tekrar monte etmişler.
Adamlar gittikten bir sure sonra tekrar bir tren geçmiş ve dolap yine dağılmış.
Kadın bu sefer çok kızmış ve genel müdürle konuşmak istediğini söylemiş telefonda. Genel Müdür kadını dinledikten sonra,
"Hanımefendi bu inanılmaz bir şey, durumu incelemek için bizzat ben geliyorum" demiş.
Genel müdür kadının evine vardığında durumu incelemiş, kendi elleriyle dolabı tekrar monte etmiş ve "Bu sefer bir trenin geçmesini bekleyeceğim hanımefendi, üstelik dolabın içine girip öyle bekleyeceğim. Sorunun ne olduğunu kendi gözlerimle görmek istiyorum" demiş ve dolabın içerisine girip beklemeye başlamış. Genel müdür dolabın içinde beklerken, kapı açılmış ve kadının kocası eve gelmiş. Adam zaten çok sinirliymiş, yatak odasına girip dolabı
görünce daha da sinirlenmiş.
Karısına, "Bu dolap ta nerden çıktı" diye bağırarak dolabın kapısını açmış.
Genel müdürü görünce daha da sinirlenmiş ve kızgınlıkla "Sen de kimsin" diye bağırmış. Genel mudur, iri yari adama şöyle bir bakmış ve
"Simdi, tren bekliyorum deseeem... inanmazsın"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:02 PM
üç tane vanpir varmış bu vanpirler uçak
ta imişlersonra ingiliz vampir birinin kanını emmek içi uçaktan atlamış.ağazı yüzü kan içinde gelmiş.sormuşlar nereden aldın bukadar kanı?
şurada bir direk var onun altındaki çocuktan içtim demiş.sonra bizim temel uçaktan atlamış.sonra ağazı burnu kan içinde gelmiş.diğer vampirler sormuş sen nereden buldun bukadar kanı?temel:şurada bir direk var gördünüz mü?ben o direği göremedim demiş.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:02 PM
Sibirya'nın köylerinden birinde cenaze mezarlığa doğru götürülüyormuş. Mısır tarlasının ortasında tabut köylülerin ellerinden düşüvermiş. Tabutun içindeki ceset düşüp dereye yuvarlanmış. Akıntı, cesedi dinamitle avlanan balıkçıların yanına sürüklemiş. Balıkçılar "Acaba adamı dinamitle biz mi öldürdük" diye endişeye kapılarak cesedi askeri kışlanın tellerine bırakmışlar. Nöbetçi er, bölgeye birinin yaklaştığını düşünerek cesedi yaylım ateşine tutmuş. Hemen ambulans çağrılmış. Delik deşik olan ceset hastaneye kaldırılmış. Operasyon altı saat sürmüş.
Ameliyattan çıkan doktor alnından akan terleri silmiş ve "çok zor oldu ama galiba yaşayacak" demiş.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:02 PM
Meclis Genel Kurul Salonu'nun giriş kapısının tamiri gerekiyormuş. Konuyla ilgili bürokrat, iki ayrı firmadan marangoz davet ederek kapıyı göstermiş, fiyat istemiş... Birinci marangoz:
"500 YTL olur bu iş." demiş... "200 YTL malzeme, 200 YTL işçilik, 100 YTL da kâr..."
Bürokrat ikinci marangoza dönmüş:
"Siz aynı işi kaça yaparsınız?"
"2500 YTL..."
"Nasıl olur bu kadar fiyat farkı?"
"1000 YTL bana, 1000 YTL size..." demiş ikinci marangoz, "500 YTL'de bu arkadaşa veririz kapıyı yapar..."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:02 PM
Bu yaşanmış bir olaydır.
Amerika'lı köklü bir taşıma firmasının yetkilisi Türkiye'ye taşımacılık alanında yatırım yapmak için araştırma yapmaya geliyor.Gerekli incelemeleri yaptıktan sonra.Şöyle bir rapor sunuyor.
Türkiye'de yapmış olduğum araştırmada çok büyük bir firma buldum bir türlü yetkileriyle görüşemedim ama nerdeyse bütün kamyonetlerde o firmanın yazısı yazıyordu hemem bu firmayla irtibata geçmeliyiz demiş.
Kamyonlardaki yazıda şuymuş MAŞALLAH.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:03 PM
Pamuk prenses, Herkul ve Notredame'ın kamburu aynı sirkte sahneye çıkıyorlarmış. Bir gün otururken pamuk prenses demiş ki:
- Benim çadırımda sihirli ayna var girip sorayım hala en güzel ben mıyım?
Çadıra girip çıkan pamuk prenses demiş ki:
- Aynaya sordum hala en güzel benmişim.
Bunun üzerine herkul :
- Bir de ben sorayım hala en kuvvetli ben miyim ?
Ve çadıra girer. Çadırdan çıkınca derki
- Hala en kuvvetli benmişim.
Sıra notre dame'ın kamburuna gelmiştir. Oda
En çirkin hala ben mıyım sorayım diye çadıra girer.
Çadırdan on karış suratla çıkan nortedome'ın kamburu sınırlı bir şekilde derki;
- Kim lan bu Reha Muhtar?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:03 PM
Kadin kahvalti sofrasinda gazete okuyan kocasina bakip soylenmis :
Keske bir gazete olsaymisim. Boylece butun gun sıkı sıkı tuttugun
ve ilgilendigin tek sey ben olurdum.
Adam kafasini bile kaldirmadan cevap vermis :
Evet keske sen bi gazete olsaydin; boylece yarin senin yerine yeni bir tane alabilirdim ...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:03 PM
Adamın biri adını değiştirmek için mahkemeye başvurmuş...Hakim sormuş:
-Adın ne?
Adam cevap verir:
-Ahmet Hıyar , efendim...
Hakim:
-İsim değişikliği istemekte haklısın evladım...Peki yerine ne istiyorsun?
Adam:
-Mehmet Hıyar...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:03 PM
Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktor adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki:
Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve bitince kontrole gel.
Adam bir hafta sonra geldiğinde doktor öksürüğün geçip geçmedigini sormuş. Adam cevap vermiş:
Cesaret edip öksüremiyorum doktor bey!.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:04 PM
Adam günün yorğunluğu üzerinde, perişan bir vaziyette İETT durağında otobüs beklemektedir. Nihayet uzun bir zaman sonra beklediği güzerğahın aracı gelir ve biletini attıktan sonra arka taraflara doğru ilerlemeye başlar. Bir-iki adım ilerisindeki çift kişilik koltuğun boş olanına doğru ilerler, tam oturacağı sırada engelleyici bir ses tonu onu durdurur;
- ''Buraya oturamazsın! Ben kimim biliyor musun?''.
- ''Kim olduğunuzu bilmeli miyim?''.
- ''Ben Yrd. Doç. falan kişiyim''.
- ''Evet?''
- ''Benim gibi kıdemli birinin yanına oturamazsın!''.
- ''Size bir soru sormak istiyorum, Siz Yrd. Doçentlik ünvanınızdan sonra ne olacaksınız?''.
- ''Doçent''.
- ''Peki sonra''.
- ''Şayet başımıza bir şey gelmezse Profesör''.
- ''Daha sonra''.
- ''Belki zor ama, Ordünaryus Profesör''.
- ''Evet... Peki bu dereceden sonra?''.
- ''Hiiç''...
- ''Ben şimdiden hiçim lütfen müsade edin yanınıza oturayım''...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:04 PM
Cebinde meteliği yoktu. Bir lokantanın önünde durdu, gözü vitrinde bir levhaya takıldı: "Girin ve istediğinizi yiyin. Hesabınızı torununuz ödesin." Adam, "tam bana göre", diye mırıldanarak içeri daldı. Havyar, ıstakoz, karides, kuzu pirzolası... Doyduğu halde ne varsa söyledi. Yemeği bitirince, çıkmak üzere hazırlandı. Fakat garson yetişip, hesap pusulasını burnuna dayamasın mı? Hem de tuzlu bir hesap... "Ama", diye derhal itiraz etti bizimki tabii. "Kapıda hesabınızı torununuz ödesin diye yazmıyor mu?" Garson gayet nazik cevap verdi: "Yazıyor tabi efendim. Ama bu size takdim ettiğim hesap, sizin büyükbabanızın."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:04 PM
Üç adam barda oturmuş konuşuyorlarmış.
Birincisi demiş ki, "karıma öyle bir hediye aldım ki, 6 saniyede 0'dan 100'e çıkıyor."
Diğer kisi anlamamışlar. "Ne aldın?" diye sormuşlar.
"Beyaz bir Porsche aldım. Çok mutlu oldu." diye cevap vermiş.
İkinci adam demiş li, "Ben de geçen doğum gününde karıma 4 saniyede 0'dan 100'e çıkan bişey almıştım."
Hemen anlamışlar tabi ki: "Heey, yoksa Ferrari mi aldın?"
Adam gülümsemiş: "Evet, kıpkırmızı bir Ferrari aldım. Gerçekten de ona çokyakıştı." demiş.
Bu sefer üçüncü adama sormuşlar: "Peki sen ne aldın karına?"
Adam demiş ki: "Ben öyle bişey aldım ki; sadece 2 saniyede 0'dan 100'e çıkıyor."
Adamlar şaşırmışlar: "Atıyosun!" demişer, "Öyle bir araba olmaz ki?!"
Adam cevap vermiş:"Araba aldığımı kim söyledi? İşte bunu aldım" demiş ve baskül resmi göstermiş.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:04 PM
Almanya´da bir arkadasa ricada bulundum. Benim bir adrese gitmem lazin, senin arabanda navigasyon var, beni bir zahmet götürürmüsün, diye. Arabaya bindik, basladi navigasyon yolu tarif etmeye, ama kalin bir erkek sesi cikiyor.
Dedimki: "Arkadasim bu ne böyle, benim bildigim navigasyonlardan kadin sesi cikar, sen neden erkek sesine ayarladin?"
"Erkek adam kari lafina gitmez" Gardash
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:05 PM
Hamdi ve Halil adında iki profesör arkadaş varmış.Bunlar araştırma için dağa çıkmışlar,çadırlarına kurp uyuyorlarken Hamdi seslenmiş,
sakin bir sesle:
- Halil gökyüzüne bak ve bana ne gördüğünü söyle
- Yıldızlar net gözüküyor bu demek oluyor ki bulut yok ve yarın hava güzel olacak.Bu bizim için iyi ve ayrıca yıldızlar çok büyük ve parlak buda demek oluyor ki bu dağ en az 100 m.
Hamdi sinirli bir şekilde yanıt verir:
- ULAN HALİL BIRAK ŞİMDİ BİLİMSEL AÇIKLAMALARI GÖRMÜYOR MUSUN ÜSTÜMÜZDEN ÇADIRI ÇALMIŞLAR!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:06 PM
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla :
"300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor" der.
Alparslan hiç önemsemeyerek söyle der :
"Biz de onlara yaklaşıyoruz.”
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:06 PM
Balıkçı oltasını atıp küçük bir balık yakaladı. Tam sepete atacakken balık:
-Sevgili balıkçı; ben henüz çok küçüğüm. Ancak bir lokma olurum sana. Beni bırak da büyüyeyim. Ertesi yıl gel, al beni. Bütün ailen doyacaktır benimle, dedi.
Balıkçı :
- Sevgili balık; doğru diyorsun da, kabul edemem bunu. Çünkü "peşin tokat veresiye helvadan iyidir" demişler
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:06 PM
Dallas'daki NASA uzay ussunde, us komutani, George ve Bob adindaki astronotlari yanina cagirip, ertesi gun cikacaklari Mars yolculugu hakkinda son talimatlari verir ve bu zor yolculugun oncesinde uyumak uzere evlerine gitmelerini soyler. Her iki astronot da, talimata uyup evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon gelir. Arayan Bob'dur.
"Alo, George. Ben Bob. Uyudun mu?"
"Henuz degil."
"Ben cok heyecanliyim. Uyku tutmadi. Sana da uyarsa, benimle birlikte icmeye ne dersin? Uzun sure icki icemiyecegiz..."
"Ok."
Bir saat sonra George ve Bob bulusurlar, bir bara girip icki soylerler. Barmen tam ickiyi verirken ikisine de dikkatlice bakar.
"Hey men. Sizi tanidim. Yarin Mars'a gidecek astronotlarsiniz. Size icki verdigim ortaya cikarsa bir daha Dallas'ta ekmek yiyemem ben. Kusura bakmayin."
George ve Bob barmenle tartismalarina ragmen o barda icki icemezler. Baska barlarda sanslarini denerler; ama TV programlarini surekli izleyen barmenler onlari her seferinde tanirlar ve icki vermeyi reddederler. Marketlerde kapalidir. Tam eve donmeye karar verdiklerinde Bob'un aklina bir fikir gelir.
"Yahu George'cugum. Bizim uzay roketine koyduklari yakitin kokusunu hatirliyor musun. Ayni viski gibiydi. Istiyorsan ondan icelim."
Birlikte uzay ussune girerler. Kontrol etmek bahanesiyle yakit tankinin yanina gelirler. Kimse suphelenmez. Onlara guvenmeyip te kime guveneceklerdir ki zaten. Ertesi sabah fuzeye binecek olanlar onlardir. George ve Bob yakit tankindan aldiklari yakittan birer kadeh
icerler; sonra da evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon calar. Arayan yine Bob'dur.
"Alo George. Yine ben. Rahatsiz ettim ama kusura bakma. Sana birsey sormak istiyorum. Karnin agriyor mu?"
"Evet Bob. Hem de cok."
"Peki. O zaman sakin gaz çıkarayım deme. Ben seni TOKYO'dan ariyorum..."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:07 PM
Anne ve babası ile uzun bir tartışmadan sonra bıyıkları yeni terleyen delikanlı, bavulunu toplamış..
"Sakın beni durdurmaya kalkmayın.. Ben heyecan istiyorum, Aşk istiyorum.. Coşku istiyorum.. Bol para, güzel kızlar istiyorum.. Bu evde bunların hiçbiri mümkün değil.."
Sonra kapıya doğru yürümüş..
"Dur" diye bağırmış, babası arkasından..
"Size söylemiştim, beni durdurmaya teşebbüs etmeyin diye geriye bağırmış delikanlı.."
"Dur" diye yeniden bağırmış babası, oğlu bahçe kapısından çıkarken..
"Dur... Beni bekle.."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:07 PM
huriye,nuriye,duriye 75-80 yaşlarında çok eski
üç arkadaştır.huriye nuriye'ye telefon eder ve
duriye'ye gitmek için anlaşırlar ve giderler.
biraz muhabbetten sonra duriye arkadaşlarına
kahve yapar ve içerler.biraz muhabbetten sonra duriye:
_ay kusura bakmayınunuttum birer kahve yapayımda içelim der.huriye ve nuriye bir şey
demezler.aradan zaman geçer ve duriye:
_size birer kahve bile yapamadım,hemen yapayımda içelim der.bizimkiler yine ses çıkarmazlar.akşama doğru huriye ve nuriye kalkarlar.yolda bastonlarıyla tin tin yürüken aralarında şu konuşma geçer:
_kız gördün mü duriye'yi ne kadar pinti olmuş
bir kahve bile ikram etmedi.nuriye:
_sen duriye'yi ne zaman gördün ki!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:07 PM
Bir yaz akşamı ılık bir meltem iyot,kokusu denizin üstünden ruzgarla havada uçuşan.
Kumral saçlarını savurup ruzgara,kumsalda tek başına oturan incecik narin yapılı,bir kız sanki biraz sert esse ruzgar uçacak ,bulut olacak gökyüzüne.Yavaşça kaldırıp başını bana baktı gözyaşı dolu gözleriyle, ne olur ağlama demek geldi içimden.. Yapamadım, zaten hiç bir zaman dinlemedimki içimin sesini,ben hep bu yüzden kaybettim ya.
Biraz ilerledim kumsalda gözümün önündeydi gözleri,arkama baktım kaybolmuştu boşlukta sanki
tutamayıp kendimi az önce bıraktığım yöne doğruldum..Bir sandalın arkasından hıçkırık sesiyle karışık ağlamalı bir uğultu geliyordu.Yanaştım yanına,Sessizce biraz ürkerek belkide
....Neyiniz var sizin.?
....Cevap vermedi.Hala ağlıyordu.sadece kaldırıp başını bana baktı.
....Ne olur ağlama artık yeter.!
....Hafifçe gülümsedi,sende kimsin? ben mi? şey..boş ver beni dedim.
.. .Hıçkırıkla karışık anlatmaya çalıştıı
....Bu gün benim doğum günüm ve kimse hatırlamadı beni,
....Ben unutulacak kadar daha büyümedimki,on dokuz yaşıma bastım bu gün.
....Bütün gün bekledim, belki biri gelir yanıma diye kimse gelmedi!!!
....Hala ağlıyordu, içimden sarılmak geldi,sanki anlamıştı başını omzuma yasladı.,,
....Sustuk dakikalarca,hiç konuşmadık,
....Benim gitmem lazım dedi,sessizce ....
....Tamam dedim ve yürüdük evine kadar kapısında,içeri girerken !!!!
....İçinden gelen sesi dinlediğin için sağol dedi!!!!
....kapattı kapıyı.
....Sabahın ilk ışıklarıydı beklemeye başladım kapısının önünde,saatler geçti hiç ses seda yok.Kararlıydım,gece yarısı hatta günlerde geçse beklicektim,akşama doğru bir kadın ince cılız korkak bir sesle,
... evladım ne bekliyorsun saatlerdir orda,
....okadar benziyorduki ona
....sizin kızınız var mı?.
....kadın duraksadı gözlerinde bir telaş,..
....içeri gel,,,,
....kapı açıldı,tekerlekli sandayede oturan kadın sanki o idi.
....ben şey akşam,,doğum günüymüş,,ağlıyordu,,ne söyliceğimi bilemeden,,resimlere daldı gözlerim..
....Heryerde onun resimleri vardı..
....Anlamsızca bana bakan, yaşlı kadına işte bu bir şey sormak için geldim..
....Kadın gülümsedi sence biraz geç kalmadınmı????
....Nasıl yani dedim,,
....Daha onaltı yaşındaydı sen onu bırakıp gittiğinde.
....Ve aynı geceydi,sahilde kendisini karanlık sulara bırakıp intihar etiğinde..
....Yıllar geçti,,ACI DOLU YILLAR ,
....Şimdi tekrar soruyorum sana biraz geçkalmadın mı?.
....İçinin sesini dinlemeye....!!!!!!!!!!!!!!!!!!
....Onun ömrü KELEBEĞİN ÖMRÜ kadar kısa oldu....!!!!!!!!!!!!!!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:07 PM
İki yaşlı hanım otobüste konuşuyorlardı. Biri sordu:
- Sahi kardeş, kaç yaşındasın sen?
- Biliyorsun işte, otuz. Peki sen kaç yaşındasın?
- Ben de yirmi yedi.
Sonra ikisi de yanlarında ayakta duran ve konuşmalarına kulak misafiri olan genç kıza sordular:
- Kızım sen kaç yaşındasın?
- Sizin hesaba göre daha doğmadım ben!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:07 PM
Dostlarinin baskisina dayanamayan Baba Erenler, camiye gitmis hocanin vaazini dinliyordu. Hoca ickinin kotulugunu anlatmak icinaklina ne geliyosa soyluyomus. Bi ara soyle dedi;
-Bir essegin onune bi kova su bi kova sarap koysan hangisini icer ? Elbette suyu icer. Peki essek neden sarabi icmez ?
Bektasi dayanamayip seslendi:
- Neden olcak essekliginden...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:07 PM
Dört ayda beşinci işini değiştiren adam son girdiği şirkette depo görevlisi olarak işe başlar. İlk haftanın sonunda yükleme yapılırken adam kullandığı yükleyicinin kontrolünü yitirerek bazı malların zarar görmesine neden olmur. Bunu gören depo sahibi yanına gelerek adama, zararın tazmin edilmesi için zarar karşılanana kadar maaşının %10'unun kesileceğini söyler. Adam bunu duyunca gülmeye başlar. Patron şaşırır, adam sorar: "Ne kadar sürer bu zararı karşılamam sizce?" "Yaklaşık 8 ay sonunda zararı kapamış olursun." "Çok güzel. Nihayet sürekli ve güvenli bir iş bulabildim!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:08 PM
İran hükümdarı Enûşirvan'ın veziri Bozorcmihr her sabah erkenden sultanın huzuruna gider ve ona erken kalkanın mutlu olacağını söyler, sultan da bunu bir sitem olarak değerlendirirdi.
Bir gün Enûşirvan hizmetkarları çağırarak ertesi sabah erkenden kılık değiştirdikten sonra Bozorcmihr'e saldırmalarını, ona zarar vermeden elbiselerini üstünden almalarını emretti. Hizmetkarlar ertesi sabah sultanın emrini yerine getirdiler.
Üstünde giyecek bir şey kalmayan Bozorcmihr giyinmek için evine gitti.Bu yüzden de huzura geç çıktı. Sultan gecikmesinin sebebini sorunca Bozorcmihr "Hırsızlar yolumu kesip giysilerimi çaldılar. Eve gidip giyindiğim için geç kaldım" cevabını verdi.
Enûşirvan "Bana hep erken kalk diye nasihat eder misin? Bu bela da erken kalkmak yüzünden geldi başına!" deyince Bozorcmihr lafını esirgemedi:
- Bu kez erken kalkan hırsızlardı. Mutluluk onların da hakkı!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:08 PM
Adamın biri yaglı boya resmi üzerinde özel dersler almıs pek cok tablo yapmıs sonrada hevesi gecmis ve resim yapmayı bırakmıstı. Fakat yaptıgı resimlerin bazılarını beğenip oturma odasının duvarına asmıştı. bir gün kendisini ziyarete gelen bir arkadası sordu:
_Nerden buldun bu resimleri?
adam arkadasının begendigi zannıyla kasılarak, resimleri kendisin yaptıgını soyledi. Arkadası, bu cevap üzerine rahatladı:
_Aman cok memnun oldum. para verip aldın sandımda, o yüzden acımıstım
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:08 PM
Hayrola nereden?
-Be be ben mi?Rad rad radyodan geliyorum...
-Ne vardı radyoda?
-Spi spi spi spiker sı sı sı sınavı vardı da...
-Eeee, ne oldu?
-Bı bı bı bırak yahu?Kı kı kıravat tak tak takmadık diye almadılar.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:08 PM
iki çocuk sokakta tartışıyorlarmış ve ordan geçen bir adam çocuklara sormuş neden kavga ediyorsunuz çocuklardan biri biz bu köpeği sokakta bulduk ve aramızda anlaşma yaptık ve dedik ki kim en büyük yalanı sölerse köpek onundur ve adam da bakın çocuklar çok ayıp bişey yalan ben hayatım da yalan söylemedim ve çocuklarda köpeği adama verir al amca köpeği sen kazandın.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:08 PM
Adamın birisi eve geldiğinde karısının kolunda çok pahalı altın bir saat görünce şok olur ve onu nereden aldığını sorar. Karısı:
- Komşumuz Celal beyden aldım
der. Adamda:
- Sana bedavaya bu kadar pahalı saati nasıl verdi
deyince kadın:
- Ne bedeavası canım bende ona tam 6 saat verdim
der.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 04:08 PM
Yoksulun biri bir bakkaldan sadaka istedi. Bakkal kovalayıp küfretmeye kalkınca o da ayakkabısını çıkarıp bakkalın başına indirdi. Bakkal doğru kadıya gidip şikayette bulundu. Kadı yoksulu çağırtıp:
- Niye vurdun bakkala?, diye sordu.
- Bana küfretti de ondan.
- Yine de kötü bir şey yapmışsın. Ama fakir olduğun için sana fazla ceza vermeyeceğim. Bakkala yarım kıran ver ve git!
Cebinden bir kıran çıkaran yoksul, parayı kadıya verirken onun başına da ayakkabısını geçirdi:
- Adalet buysa, yarım kıranı sen al, yarım kıranı da ver ona!
alfooso
09-01-2007, 05:00 PM
walla okuya bildiğim kadarıyla:D
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:04 PM
Çok eski devirlerde Fransada yakalanan 4 tane azılı katil idama mahkûm edilmişler ve sırayla idama baslamışlar fakat idam edildecek mahkûm ölüm şeklini kendi seçebilecek ama olurda hayatta kalırsa serbest bırakılacak suçlunun birine sormuşlar 3 seceneğin var nasıl ölmek istersin?
1) Silahla vurularak
2) İple asılarak
3) Giyotinle kafan kesilerek
suçlu giyotini istemiş ve giyotine yatırmışlar giyotin tam indiği sırada giyotin durmuş adam hayatta kalmış serbest bırakmışlar sıra başka katile gelmiş katil çabuk ve acısız olması için giyotini seçmiş ve giyotine yatırmışlar bıçak yağlanmış herşey hazır giyotini tam indirdikleri sırada boynuna deymeden giyotin durmuş ve adam kurtulmuş sonraki bunu görmüş ve belki bende kurtulurum diye giyotini seçmiş ve aynısı bundada olmuş giyotin adama deymeden durmuş bunuda bırakmışlar son katile gelmiş sıra buna sormuşlar nasıl ölmek istersin?
katil;
Silahla vurulmak istemiom
Giyotinde bozuk
en iyisi siz beni asın...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:04 PM
Papaz Ölmek Üzere Olan Adamin Üzerine Egilerek ;
- "Ölmeden Önce Seytani Ve Onun KÖtÜlÜklerini Lanetle " Der . Ancak Adamdan Ses Çikmaz .
Papaz Gene;
- "Ölmeden Önce Seytani Ve KÖtÜlÜklerini Lanetle" Ama Adamdan Gene Ses Çikmaz .
Papaz Iyice Kizmis Bir Sekilde ;
- "neden Seytani Ve KÖtÜlÜklerini Lanetlemiyorsun Be Adam?"
- "nereye Gidecegimi Bilmeden Kimse Hakkinda Yorum Yapmak Istemiyorum
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:04 PM
Öğretmeni izci barış a sormuş :
- Her gün bi iyilik yapıp birini sewindiriyo musun ?
İzci barış cevap vermiş :
- Dün teyzeme gittim çok memnun oldu ! Biraz kalıp geri geldim daha çok memnun oldu !
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:04 PM
Nüktedan biri dervişlerden birinin evine konuk oldu.
Derviş evin tavanını zayıf ve ince tahtalarla kapatmıştı. Ağır yük altında tahtalardan çıtır çıtır sesler geliyordu.
Konuk " Derviş ! Beni bu evden başka bir yere götür. Korkarım bu tavan çökecek!"dedi.
Derviş: Korkma, korkma. Tahtaların zikir ve tespih sesidir bu.
Konuk: Zikir çeke çeke tahtalar vecde gelir ve hep birden raks ve semaya başlayıp bir de secde ederlerse, işte ondan korkarım!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:05 PM
Birinci adam gururla ' Benim karım bir melek'
İkinci adam ' Şanslısın benimki hala yasıyor.'
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:05 PM
Görme özürlü biri geceleyin elinde kandil, omzunda testi çarşıda yürüyordu. Birisi "Be ahmak! Gece ile gündüz senin için bir nasıl olsa. Kandilin ne faydası var sana?" dedi.
Kör gülerek "Gecenin karanlığında üstüme gelip testiyi kırmayasın diye kandil taşıyorum; kendim için değil" dedi
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:05 PM
Amerika'da olen bir kadin icin kilisede cenaze toreni duzenlenmisti. Toren sonunda cenaze gorevlileri tabutu tasirken, tabutun on bolumunu yanlislikla kilisedeki sutunlardan birine carptilar. Bu olaydan sonra tabuttan bir inilti sesi duyuldu. Tabut acildi ve oldugu sanilan kadinin yasadigi anlasildi. Bir sure hastanede tedavi edilen kadin iyilesti ve 10 yil daha yasadi. 10 yil sonra oldugunde ise cenaze toreni yine ayni kilisede yapildi. Toren sonrasi gorevliler tabutu tasirken, kilisedeki ayni sutunun onune geldiklerinde, olen kadinin kocasinin, arkalardan sesi duyuldu; "Lutfen sutuna dikkat ediniz......."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:05 PM
Karı-koca ağız münakaşası yapmaktadırlar. Koca:
- Hanım, komik oluyorsun. Hem göğüslerin yok, hem de sütyen takıyorsun.
Kadın kızar ve cevap verir:
- Ben sana neden don giydiğini soruyor muyum, kocacığım?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:05 PM
Kadın: Evlendiğimiz zaman, senin bütün üzüntülerini ve sorunlarını paylaşmak istiyorum.
Adam: Çok tatlısın hayatım... Ama çok şükür, benim hiçbir üzüntüm ya da sorunum yok....
Kadın: Ama daha evlenmedik ki...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:05 PM
Onsekiz yıl kadar önce sinemalarda "camdan kalp" diye bir film oynamıştı. o filmde öyle bir detay var ki fıkra gibi:
Birbirini tanımayan iki adam trende yanyana yolculuk ediyor:(biri genco erkal,diğeri almanya'da çalışan işçi)
Derken muhabbet başlıyor. İşçi olan elindeki teybe bir kaset yerleştiriyor ve kasette konuşanlarla ilgili genco'ya bilgi veriyor:
Kasetteki ses:
-Babacığım,karlar erimiştir,çiçekler açmıştır,seni çok özlemişem,ne zaman gelisen?
Adam genco'ya:
-Bu benim oğlan,yedi yaşındadır. diyor.
bu defa kasette yine aynı cümlelerle bir kız sesi.
adam:
-Bu benim kızdır,oniki yaşındadır. diyor.
.................................??
(kaset dönmeye devam ediyor,ancak ses yok.)
-Bu da benim karı,utaniy,gonişmiy..
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:06 PM
Sağırın biri hasta ziyaretine gidiyor, hem yürüyor hem düşünüyordu:
-Hastanın başucuna oturunca "Nasılsın?" diye sorarım. "İyiceyim" diyecektir. "Ne yiyorsun?" diye sorarım. "Falan filan " diyecektir. "Doktorun kim?" diye sorarım. "Filanca" diyecektir…
Hastanın başına geldi; eğilip sordu:
- Nasılsın?
- Ölüyorum!
- Elhamdülillah! Neler yiyorsun?
- Zıkkım!
- Afiyet olsun! Doktorun kim peki?
- Azrail!
- Hoşgelmiş!..
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:06 PM
Birisi eski dostlarından birinin evine gitmişti. Ev sahibinin hanımı beyine sordu:
- Bu bey kim ?
- Nasıl yani?
- Canım, hep anneme bakıyor da!
- Ha o mu ? Antikacıdır!
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:06 PM
Adamın biri çok kötü basurmuş. Yıllar yılı ne yapsa bu illetten
kurtulamamış. Günün birinde gittiği doktor onu bu hastalığından
kurtarabileceğini söylemiş.
- Nasıl? demiş adam
- Kıç nakli ile.
- Kıç nakli mi?
- Evet size ölen birinin kıçını takacağız.
Bir süre sonra birisi ölmüş ve kıçını bizimkine takmışlar. Adam acı, tatlı,
tuzlu, ekşi ne bulduysa yediği halde hiçbir şikayeti yokmuş. Berbat bir
kaşıntı hariç, doktora gitmiş;
- Nasılsınız? diye sormuş doktor
- İyiyim yalnız berbat kaşınıyor.
- Ben bunu bir araştırayım size haber veririm.
Bir kaç gün sonra adamın telefonu çalmış arayan doktormuş.
- Size kötü bir haberim var demiş doktor.
- Ne oldu?
- Kıçını size naklettiğimiz adam malesef o biçimmiş, kaşınması da bu yüzden
- Ee nolucak şimdi!
- Nasıl olsa sizin değil, zittirin gitsin !
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:06 PM
Menekşe moru gözlüm, al yanaklım, seni bir daha dövmeyeceğim. Lütfen artık eve dön. Bak Yaşar halıya kustu, kusmuk seni bekliyor. Ayaklarım bugün de hep seni aradı, yıkanmak için. Seni çok arıyorum, bir haftadır akşam rakılarının tadı tuzu yok... Ev sensiz çok ıssız. Gerçi nasıl, nerede yattığımı, kime nasıl çaktığımı falan hiç hatırlamıyorum ama onun sen olmadığını bir büyük rakının sonunda dahi hissedebiliyorum.
Kezban, ben sana aşığım. Eve döndüğün gün, bunu arkadaşlarla kutlayacağım. Sen, kanlar içerisinde evden kaçarken nasıl duygulandığımı bilemezsin. Elimdeki şişeyi, hırsımdan ananın fotoğrafına fırlattım. (Artık duvarları gelince silersin.) Kezban bir de gelirken 2 paket kısa Maltepe getirebilir misin?
Dün Zeynep okula gitmeyip dolma sardı, ben de okeye dönerken dikkatleri dağıtmak için habire dolma yiyip,"yiyin yiyin nefis olmuş" dedim. Nasıl zeka ama.. Zeynep'in tezkeresinde okul ve sınıf kısmını boş bıraktım. Onu da mı ben dolduracağım?
Bu sabah seni kaçırışım aklıma geldi, efkarlanıp bir cıgara yaktım. On dört yaşlarında taş gibi kızdın. Nasıl; Mehmet, Abidin, Ramazan, Yusuf gelip seni döve döve taksiye atmıştık? Peki, seni piknik tüpü ile dövüşümü hatırlıyor musun? Yeni evliydik, bir boğaz gezisi dönüşüydü. Mehmetgiller kapıda bekliyorlardı, sen daha roka bile hazırlamamıştın ve Ramazan içeriden "ROKA!" diye bağırmıştı. Mutfağın kapısını içeriden nasıl kilitlediğimi, ocağın oradan tüpü nasıl kaptığımı falan hiç hatırlamıyorum. O gece Ramazan 'lar gidince sen Yaşar 'ı doğurdun. Huysuz mu huysuz, koca burunlu Yaşarımı... Bu arada son maaşınla Yaşar 'a don falan aldım...
Artık yuvana dön, asabımı bozma!
Kocan Haydar
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:07 PM
Adamin biri is ariyormus. Calismak istedigi firma ile gorusmeye
girmis.
Sorular... sinavlar... adam berbat,hic bir iste calismasi mumkun
degil.
Ama torpili yuzunden bir oneri getirmeleri de sart!!!
"Marketing dusunur musunuz?" diye sormuslar.
"Nee?!!" demis adam, "daha iyi birsey yok mu?!"
"Peki, satis sorumlusu olur musunuz?"
"Olmaz" demis, "daha nitelikli birsey isterim."
"Finans isleriyle ilgilenseniz?"
"Yok daha neler, hayatta yapmam; daha iyi birsey, daha iyi birsey!!!" diye sizlanmis bu sefer.
"Peki o zaman" demisler. "size icinde hem seyahat hem seks olan bir sey onerelim."
"Hah!"diye bagirmis adam "aynen boyle birsey ariyorum. Nedir o?"
"Siktir git."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:07 PM
Bir adamın işi çıkmış iş için şehir dışına çıkmak zorundaymış hava alanına giderken yolda bir civciv görmüş acımış beslemeye karar vermiş hava alanına gidinceye kadar civcivi elinde taşımış hava alanına gelince omzuna koymuş uçağa binmiş yanında da peder oturuyormuş civciv devine devine adamın fermuarına gelmiş adam civciv rahat nefes alabilsin diye fermuarını açmış civciv kafasını fermuardan uzatmış ve adamın yanındaki peder şöyle demiş adama
-kusura bakmayın ben bu işlerden pek anlamam ama sanırım yumurtalarınızdan biri çatlamış demiş.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:07 PM
Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan'a gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinal'e götürürler. Adam ısrar eder.
- Sizinle değil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum.
Sonunda adamı Papa'nın huzuruna çıkarırlar. Ama adamın ne istediğini merak eden Kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler.
İçeride sesler yukselmiştir.
Adam : - 1 milyar dolar.
Papa : - Olmaz
- 2 milyar dolar.
- Hayır.
- 5 milyar dolar.
- Hayır.
Adam kapıyı çarpar, hışımla uzaklaşırken Kardinaller içeri koşuşur.
- Sayın Papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. Düşünün bu para ile kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. Parayı niçin kabul etmediniz ?
- Ne yani ? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mı deseydik ?
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:07 PM
Adamın biri yüksekçe bir yerden düşer.
Düştüğünü gören bir başkası koşarak yanına gelir. Bir yandan adamı kaldırmaya çalışırken,diğer yandan telaşla sorar:
-Ne oldu ?
Adam, sinirli bir halde, bir yandan da üstünü başını silkeleyerek cevaplar,
-Ne biliyim ..mına koyiim, ben de şimdi geldim..
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:07 PM
Cafer komadadır. Yanında ise karısı... Cafer'in gözleri nemli, kısık sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya başlar:
"İlk işten kovulduğum zaman yanımda idin. İflas ettiğim gün oradaydın. Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm. Trafik kazası geçirdiğimde hastanede hep başucumdaydın...
Karısı takdir edilmenin mutluluğunda tabi.
"Şimdi komadayım yine başucumdasın. Sonunda anladım ama, çok geç oldu; yahu sen ne uğursuz karısın
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:17 PM
KGB karargahındaki telefon çalmış..
- "Alo?.."
- "Komşum Salamon bir devlet düşmanı.. Odunluğunda deklare edilmemiş elmaslar saklıyor."
- "Not edildi, merak etmeyin."
Ertesi gün KGB Salamon'un evini basmış. Odunluğa dalmışlar. Tüm odunları kırmışlar, içlerine bakmışlar. Bir tek elmas bile bulamamışlar. Salamon'a sövmüşler gitmişler.
Akşam üzeri Salamon'un telefonu çalmış..
- "Alo?.."
- "Ben Mose.. KGB geldi mi?.."
- "Geldi.."
- "Kışlık odunları kırdı mı?.."
- "Kırdı.."
- "O zaman telefon etme sırası sende. Sebze tarlamın ekim için
çapalanması gerek.."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:17 PM
Kilisenin birinde zangoç çanların altında dikiliyormuş.Papaz sinirle zangocun 2m ötesine gelmiş ve
- "Yine kutsal şarabi içtin değil mi?" diye bağırarak sormuş.Zangoç
- "Ya dediğin hiçbir şey duyulmuyor.Bağır bağır!"
demiş yandan yandan bakarak.Papaz iyice sinirlenmiş
- "2 metreden nasıl duyulmuyor?" demiş.Zangoç hala
- "Dediğin duyulmuyor.İstersen sonra konuşalım."
diyormuş.Papaz artık o kadar çok sinirlenmiş ki neredeyse zangocun üzerine üzerine yürüyecekmiş.
- "Nasıl duymuyorsun be adam?"
diye kükremiş.Sonunda zangoç
- "İstersen yer değiştirelim.O zaman belki duyulur."
demiş ve yer eğiştirmişler.Zangoç
- "Simdi sen söyle bakalım.Gecen ay toplanan hayır parasına ne oldu?" diyerek papaza bakmış.Papaz
- "Zangoççum valla sen çok haklisin.Gerçekten de 2 metreden duyulmuyormuş."
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:18 PM
Yıllarca, iki kahraman heykeli; biri erkek, biri dişi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmış, ta ki bir gün bir melek cennetten gelene kadar... - "Sizler iyi ve örnek birer heykel oldunuz, bu yüzden ben de size özel bir hediye vereceğim. Yarım saat için sizi canlandıracağım, siz de bu süre içinde ne isterseniz yapabileceksiniz!" demiş. Ve melek ellerini çırpar çırpmaz heykeller canlanmış, birbirlerine biraz utanarak yaklaşmışlar, ama sonra hızla parktaki çalılıkların arkasına koşmuşlar. Kısa bir süre sonra çalılıkların arkasından kikirdeşmeler, kahkahalar duyulmuş, çalılar sallanmış. Onbeş dakika sonra, çalılıklardan çıkmışlar, ikisinin de yüzünde geniş bir tebessüm varmış. - "Onbeş dakikaniz daha var!" demiş melek, gözlerini anlamlı anlamlı kırparak... Dişi heykelin yüzündeki tebessüm biraz daha yayılmış ve erkek heykele dönmüş: - "Harika! Ama bu sefer güvercini sen tut, ben pisliyim kafasına!"
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:18 PM
İbik Dayının yaşadığı yıllarda hayvan besleyen kişilerden sayım vergisi, yol yapmakla yükümlü olanlardan ise yol vergisi alınırdı. Sayım vergisi Koyun, Keçi, İnek, Öküz gibi hayvanlardan alınır, At ile Eşşekten alınmazdı. Bir gün Aliuşağı mahallesinden Çavuş Emi hasta olan eşeğinden söz ederken:
-Eşek ölürse deriye yüzüp ineğin sırtına geçireceğim ki sayım vergisinden kurtulayım, der. İbik Dayı da:
-Sen o deriyi kendi sırtına geçir ki yol vergisinden kurtulasın.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:18 PM
Kızın bir nişanlısı varmış ve nişanlısını ailesi ile tanıştıracakmış. Yalnız nişanlısının bir kusuru varmış. O da bol bol osuruyormuş. Kız nişanlısına ne olur ailemin yanında gaz çıkartma kendini tut demiş.
Akşam yemeğe gelmişler. Masaya oturmuşlar. Genç adamın oturduğu sandalyenin altında evin köpeği Hector da bulunuyormuş. Genç adamın bir müddet sonra gazı gelmiş tutmuş tutmuş ama sonunda dayanamayıp çıkarmış. Kızın babası yüksek sesle bağırmış "Hector".
Genç adam oh be köpekten bildiler diyerek hep gazını bırakmış.
Her seferinde kızın babası biraz daha gür olarak "Hector" diyerek bağırmış.
Adam öyle bir gaz çıkarmış ki baba dayanamamış ve demiş ki
- Hector oğlum kaç adam ağzına sıçaçak.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:18 PM
Temel bir maskeli balonun yarismasinda kompozisyonuyla birinci gelmis.
Çirilçiplak, kafasinda gaz maskesi, elinde bir demet çiçek ve orasinda sallanan bir prezervatif.
Juriye göre: Çiplaklik fakirligi, gaz maskesi hava kirliligini, prezervatif bedensel kirliligi, bir demet çiçek ise doğayi simgeliyormus.
Hemen itiraz etmis Temel.
- Punu temek istemiştum. Kaput kullanmak, çiçegi gaz maskesiyle koklamaya penzer.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:19 PM
At çalmak için bir ahıra giren hırsız yakalanır.Evsahibi merak ederek,sorar:
-Nasıl at çalındığını bana öğretirsen bir daha atlarımın çalınmasına çare arayacağım ve seni de serbest bırakacağım.
Hırsız kabul eder.Adamın gözü önünde atın yularını çözer,gemini vurur,üstüne atlayıp dört nala uzaklaşırken bağırır:
-Öğrendinmi?işte at böyle çalınır.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:19 PM
Yaslıca kadın kaldığı otelin merdivenlerinden hısımla inerek resepsiyon
memurunun karsısına dikilir :
- Bu ne rezalet!..
diye bağırmaya baslar :
- Dün gece delikanlının biri geç saatlere kadar kapımı yumrukladı durdu ve ben
bütün gayretime rağmen kapıyı bir türlü açamadım...
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:19 PM
Yarın dünyaya dev bir meteor çarpacak. Okyanuslar taşaçak, dünya nüfusunun yarısı o anda ölecek. Havaya yükselen tozlar dünyayı karanlığa gömecek. Buzul çağı başlayacak, kalanlarda bu çağda ortadan kalkacaklar. İnsanlığın sonu gelecek. Böyle bir felaketi önceden haber alsan ne yaparsın???
Türk hiç düşünmeden yanıtlamış;
- Bütün paramla dolar alırım.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:19 PM
Karı-koca sehate çıkmıştı. Birden kadın:
- Eyvah ütüyü prizde unuttum der, kocası gayet sakin:
- Üzülmene gerek yok, nasıl olsa ben de musluğu açık bıraktım.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:19 PM
Modern bir hapishaneyi gezen gazeteci çığlıkların geldiği bir odanın önünde durdu:
"Bu çığlık da ne?"
Hapishane yetkilisi:
"Burası elektrikli sandalye odası. Bir zenciyi idam ediyoruz."
-Peki niye çığlık atıyor
-Eletrikler kesildi de mumla idare ediyoruz.
GooD aNd EvıL
09-01-2007, 07:19 PM
bir adam otobüsün en arka koltuğuna oturmuş takma gözünü çıkarıp atıp tutmaya başlar yanındaki adam şaşkınlıkla sorar neden gözünü atıp tutuyorsun diye adam cevabı zımbalar burda canım sıkıldı önde yer varmı diye bakıyorum lan demiş
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.